Aylık arşivler: Eylül 2024

Antalya Film Forum Başvuruları Açıldı

Ortak yapım olanaklarını artırmayı, sinema sektörünün gelişimini desteklemeyi hedefleyen forum, 7-9 Ekimtarihleri arasında gerçekleşecek.

 

Yurt dışından yapımcıları, film festivalleri programcılarını, dünya satış şirketleri temsilcileri ve dağıtımcılarını Antalya’da ülkemiz sinema sektörüyle buluşturan, Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ortak yapım ve proje geliştirme marketi Antalya Film Forum; hem ulusal hem de uluslararası arenada ilgi uyandırmaya devam ediyor.

Ortak yapım olanaklarını artırmayı, sinema sektörünün gelişimini desteklemeyi amaçlayan foruma; “Uzun Metrajlı Kurmaca Film ‘Pitching’ Platformu” Uzun Metrajlı Kurmaca Film ‘Work-in-Progress’ Platformu”, “Belgesel Film Work In Progress Platform”, “Dizi / Kısa Dizi Pitching Platformu” kategorilerindeki projeler katılabiliyor.

 

Geçtiğimiz yıllarda projeleri çekimlerinin en az üçte ikisi Antalya kentinde gerçekleştirilerek filmin son kurgusunda en az üçte iki oranında Antalya’da çekilmiş sahneleri içerecek ulusal uzun metraj bir filme destek olmak, Türkiye’de film çekimi için en elverişli gün ışığı ve doğal platoların bulunduğu Antalya’da film üretimini artırmak, Antalya’yı, Türkiye ve dünya film endüstrisinin önemli merkezlerinden birine dönüştürmek amacıyla gerçekleştirilen Sümer Tilmaç Antalya Film Destek Fonu ile destekleyen Antalya Film Forumprojeleri bu yıl Sümer Tilmaç Antalya Senaryo Destek Fonu ‘Pitching’ Platformu’na kabul edecek.

Yapımcı ve yönetmenleri teşvik ederek projelerin uluslararası platformlarda görünürlüğünü arttırmak için çalışmalarını sürdüren Antalya Film Forum’a başvurular, antalyaff web adresinde bulunan Antalya Film Forum sayfası üzerinden 16 Eylül Pazartesi saat 18:00’e kadar kabul edilecek.

‘Pitching’ platformlarına Türkiye’den süresi en az 60 dakika olan uzun metraj film projeleri ve ‘Work in Progress’ platformlarına ise yine Türkiye’den post-prodüksiyon aşamasında veya çekimlerinin en az %70’ini tamamlamış projeler, 16 Eylül tarihine kadar başvurabilecek. Seçilen projelerin açıklanması ise 30 Eylül Pazartesi günü gerçekleşecek.

 

Türkiye’nin en büyük sektörel destek platformu olan Antalya Film Forum, yönetmen, yapımcı ve senaristleri uluslararası film profesyonelleriyle buluştururken, bu yıl toplam 500 bin TL tutarında para ödülü verecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Okula gitme isteksizliği, 15 günden uzun sürüyorsa dikkat!

 Çocuğun güven duyduğu ve bağlı olduğu kişi ve ortamdan uzaklaşma korkusu yaşadığını belirten Çakmakcı, ebeveynleriyle bağımlı bir ilişki biçimi geliştiren çocukların akranlarıyla ilişki kurmada güçlük yaşayabileceğini vurguladı. Okula gitme isteksizliğinin sonraki yıllarda da görülebildiğini belirten Çakmakcı, bu durumun  15 günden uzun sürmesi halinde bir uzmana danışılması gerektiğini söyledi.

 

İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Hale A. Kahyaoğlu Çakmakcı, uzun bir yaz tatilinin ardından çocukların okula uyum sürecinde adaptasyon sorunu ile karşılaşabileceğini, ilk kez okula başlayan çocukların bir kısmında “okul reddi” görülebileceğini söyledi.

 

Sonraki yıllarda da ortaya çıkabiliyor

 

Okul reddinin, “Çocukların bazı ruhsal sorunlardan ötürü okula gitmeyi istememe ya da okula gitmemesi olarak sonuçlanan bir durum” olarak tanımlanabileceğini belirten Çakmakcı, “Bu durum, bazen mide bulantısı, baş ağrısı gibi somatik yakınmalarla baş gösterir. Kreş-anaokulu gibi ilk defa okul ile temas edildiğinde de görülebilirken, okul hayatının herhangi bir evresinde de ortaya çıkabilmektedir” diye konuştu. 

 

Bağımlı ilişki biçimi de neden olabiliyor

 

Okula gitme isteksizliğinin altında yatan birçok nedenin olabileceğini ifade eden Çakmakcı, “İlk defa okula başlayacak olan çocuklar, bir belirsizlikle karşı karşıyadır. Güven duyduğu ve bağlı olduğu kişi ve ortamdan uzaklaşma korkusu yaşamaktadır. Hele ki zeminde kaygılı bir yapılanması varsa bu, çocuğu daha tedirgin edebilir. Kaygı bozuklukları, ayrılık anksiyetesi, son dönemde aileden uzaklaşmayla bağlantılı travmatik yaşantılar, kardeşin doğumu gibi önemli yaşamsal değişiklikler, aşırı koruyucu ebeveyn tutumları bazı sebeplerindendir. Ayrıca ebeveynler çocuklarıyla bağımlı bir ilişki biçimi geliştirmiş ve çocuklar yaşıtlarından ziyade ebeveynleri ile temas etmişse, akranlarıyla ilişki kurmada güçlük yaşayabilir” dedi. 

 

İleri dönemde ortaya çıkarsa başka sorunların habercisi olabilir

 

Dr. Öğretim Üyesi Hale A. Kahyaoğlu Çakmakcı, ilerleyen dönemde gelişen okula gitme isteksizliğinin ise dersleri takip edememe, anlayamama ve dolayısıyla Dikkat Eksikliği ve Aşırı Hareketlilik Bozukluğu, disleksi, akran zorbalığı gibi sorunların da habercisi olabileceğini kaydetti.

 

Geçmesini beklemeyin!

 

Okulu reddetme halinin yaklaşık olarak iki hafta sürmesinin normal kabul edilebileceğini belirten Çakmakcı, “Bekleyelim geçer’ denilmemelidir. Bu durum 15 günden uzun sürüyorsa mutlaka yardım almak için uzmanlara başvurulmalıdır. İhmal edilmesi halinde sorun kronikleşir” uyarısında bulundu. 

 

Okula gitmesi karşılığında ödül verilmemelidir

 

Çocuğun yaşadığı bu sorunla başa çıkmasında yapılması gerekenlere dikkat çeken Çakmakcı, “Bu durumda çocuğa kızmak ve büyük tepkiler vermek içinde bulunulan durumu daha da çıkmaza sokar. Okula gitme karşılığında ödüller verilmemelidir. Bunlar yerine dil gelişimi düzeyiyle uyumlu, neden okula gitmek istemediği konuşulup çocuk ikna edilmeye çalışılır. Çocuk istediği zaman ailesinin okula gelebileceği fikrine kapılmamalıdır. Bu yüzden uyum sürecindeki aşamalı yaklaşım sonlandıktan sonra hala sorunlar devam ediyorsa uzmandan yardım alınmalıdır” diye konuştu.

 

Önce ebeveynler kaygılarını kontrol etmeli

 

Okula adaptasyon sürecinde yapılması gerekenlere değinen Dr. Öğretim Üyesi Hale A. Kahyaoğlu Çakmakcı, anne ve babalara tavsiyelerini şöyle sıraladı:

 

-Okul başlamadan önce ya da başladıktan sonra sık sık okul binasının civarında gezin ve çevreyi tanıtın. 

-Birlikte okul alışverişine çıkın ve çocuğun seçeceği defterleri kalemleri alın. 

-Kendi kaygılarınızı kontrol edin. Aile üyeleri eğer okulların başlamasını bir sorun olarak görüp kendileri stres olursa bu durum çocuklar tarafından hissedilir. Ebeveynlerin çocuktan ayrışma süreci de bu durumu etkiler. Ebeveynler rahat ve okul konusunda net olmalılar. 

-Okulla ilgili olumlu özelliklerin paylaşılacağı bir sohbet ortamı yaratın. 

-Youtuber olmak isteyen ve okumak istemeyen çocuklar furyasıyla karşı karşıyayız. Seçeceğiniz influencer’ların ve çocuklarının, çocuğunuza model teşkil etmesi önemlidir. Eğitim yaşamını destekleyen kişileri seçmeye özen gösterin. 

-Çocukla daima onun dilinde iletişim kurmaya ve onu anlamaya çalışın.

-Evde bulunmayı çok cazip hale getirmeyin. Ev her şeyin yapılabildiği bir özgürlükler diyarı olursa oradan ayrılmak istemeyecektir. Sınır ve kurallar evde de olmalıdır. 

-Okula başlayan çocuklara özel hikâye kitaplarından temin edin. Çocuğa model olabilecek kitap ve yaşına uygun filmleri izletin. 

-Aile içinde eğitimin önemi ifade edin. Eğitim ve alışkanlıklar önce ailede sonra okulda kazanılır. Aile sisteminin eğitime verdiği önem de belirleyicidir. 

-Okul yaşamı çok sıkıcı tatil çok eğlenceli olmamalıdır. Aileler her zaman kendi içinde eğlenebileceği etkinlikler geliştirmelidir.  

-Tatillerde ve okul dönemlerinde kurallarda büyük değişiklikler yapmayın. Bu durum okul sürecine uyumu zorlaşır. 

-Gerektiğinde yardım almaktan kaçınmayın. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üsküdar’da Ahmet Güleryüz’ün “İstanbul’da Balıkçılık” Fotoğraf Sergisi Açıldı

Bizler belediye olarak üzerimize düşeni yapacağız. İstanbul’u hatırlarken bir de kendimize ödev de olsun bu sergi”

 

Fotoğraf Sanatçısı Ahmet Güleryüz’ün “İstanbul’da Balıkçılık Fotoğraf Sergisi“ Üsküdar Belediyesi Nevmekan Sahil’de açıldı.

 

Serginin açılışına katılan Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, Ahmet Güleryüz ile Şehir Hatları’nda görev aldığı sürede tanıştığını kaydederek, Güleryüz’ün deniz tarihi konusundaki uzmanlığı ve arşivinin yol gösterdiğini belirtti.

 

Güleryüz’ün İstanbul’un bütün değerlerini fotoğraflarıyla gelecek nesillere anlatmakta önemli bir isim olduğunu dile getiren Dedetaş, “Kıymetli eserlerini bizimle, Üsküdarla paylaşmasından dolayı kendilerine çok teşekkür ediyorum. Umarım layık olabiliriz kendisine. Üsküdar’ı özellikle boğazı temsil eder bir noktaya taşımak gibi yeni dönemde bir hedefimiz var. Boğazın incisi diyoruz ama denize kıyımız olmasına rağmen, hatta en fazla iskelesi olan ilçemiz olmasına rağmen denizle hala mesafeliyiz. O mesafeyi yeni dönemimizde Üsküdar Belediyesi olarak biraz kırmak istiyoruz. Denizin her alanında, balıkçılıkta, seyirde, sporda ve ulaşımda Üsküdar’ı biraz daha boğazla yakınlaştırmak istiyoruz.” dedi.

 

Serginin açılışının balıkçılık sezonunun açıldığı döneme denk gelmesinin bir tesadüf olmadığını vurgulayan Dedetaş, “İstanbul’da balık çeşitliliklerini, bolluklarını büyüklerimiz anlatıyor. Bu anlamda tekrar boğazın bereketini geri getirme noktasında da her birimizin sorumluluğu var hem çevresel anlamda, hem de tüketim ve değer anlamında tabii ki.” ifadelerini kullandı.

 

Dedetaş, “Boğazın korunması ve yaşatılması her anlamda bizim için önemli. Bizler belediye olarak üzerimize düşeni yapacağız. İstanbul’u hatırlarken bir de kendimize ödev de olsun bu sergi. Korumak ve yaşatmak anlamında elimizden gelen ne varsa bunu yapacağız.” dedi.

 

Ahmet Güleryüz de, Başkan Sinem Dedetaş’ın görevinde çok başarılı olduğunu dile getirerek, “Sinem kardeşimin gelecekteki başarıları için şimdiden kutlarım. Sevgili dostlar 1957’den itibaren, aşağı yukarı 20 seneyi kapsayan 100’e yakın fotograf sergileniyor bugün. Burada serginin çoğunlukla adı ‘İstanbul’da Balıkçılık’, ama balıkçılığın yanı sıra ben fotoğraflarımda sizlere İstanbul sevgimi yansıtmaya çalıştım.” şeklinde konuştu. 

 

“İstanbul bambaşka bir yer, bambaşka bir dünya.” diyen Güleryüz, “Özellikle 1950’li yıllardan itibaren 70’lere kadar İstanbul’u hatırlayacak ve sevginizi ortaya koyacaksınız.” dedi. 

 

Konuşmaların ardından Başkan Dedetaş ve Güleryüz sergiyi gezdi. Fotoğraflarla tek tek ilgilenen Dedetaş, bilgi de aldı.

 

Genel Koordinatörlüğünü Cansu Kiremitçi Yılmaz’ın, proje yönetimini Ceyhun Ünlü ve Meral Çam’ın, proje koordinatörlüğünü Ertuğrul Evcimen’in yaptığı sergi 29 Eylül’e kadar Nevmekan Sahil’de ziyaret edilebilecek.

 

Ahmet Güleryüz kimdir?

 

Ahmet Güleryüz grafik tasarım mezunudur. Mesleğini icra edip belli bir başarıya ulaşırken uzun bir süredir fotoğraf sanatına merak sarmış ve uzun yıllar ilgilenmiştir. İstanbul’da Balıkçılık sergisini tersanelerde yaptığı çalışmalar sonucunda fotoğraflamış, belli bir döneme ait fotoğrafları sergilemektedir. Güleryüz, fotoğrafın yanı sıra bu süreçte gemi, sandal, kayık gibi deniz araçları maketleri yapan bir grup sanatçı ile tanışıp Ahmet beyin çektiği fotoğraflar üzerine maketler tasarlanmış ve ortak bir projede buluşmuşlardır. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı’nın 9. Dönemi Başladı

Esas’ın sosyal fayda odaklı yatırım birimi olarak 2015 yılında kurulan Esas Sosyal; odağına aldığı gençlik ve istihdam alanında sürdürülebilir ve ölçülebilir etki yaratmak amacıyla “Esas Sosyal Fırsat Eşitliği Sağlar” mottosu ile Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat, Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım ve Mezun Programlarını hayata geçirdi. 

Esas Sosyal;   araştırmalar, danışma kurulunun görüşleri ve ekosistemden alınan geri bildirimler ışığında tasarlanan, geliştirilen ve uygulanan programlar ile işverenlerce daha az tercih edilen devlet üniversitelerinde eğitim gören ve mezun olan gençlerin iş hayatına daha öz güvenli, donanımlı ve sorumluluk sahibi bireyler olarak adım atmaları amaçlıyor. Bu amaç doğrultusunda sosyal yatırım programları etrafında yaratılan ve aralarında sivil toplum kuruluşları, kurumsal destekçiler, insan kaynakları profesyonelleri, eğitmenler, mentorlar, katılımcılar ve mezunların bulunduğu 4.500 kişiyi aşan ekosistem ile gençlerin gelişimine ve istihdama geçişlerine katkı sağlanıyor.

Yeni mezunların 12 ay boyunca STK’larda tam zamanlı çalışmalarına imkan sağlayan Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı; Esas ile birlikte programın vizyonunu paylaşan 21 farklı sektörde faaliyet gösteren 50 kurumsal destekçi tarafından destekleniyor. Program, gençleri sivil toplumla tanıştırıp sosyal sorumluluk bilinçlerini güçlendirirken, ekosistemin önemli bir parçası olan STK’lara da genç, nitelikli ve eğitimli insan kaynağı desteği sağlıyor. Gençler, STK’ların kurumsal iletişim, finans ve muhasebe, insan kaynakları, idari işler, satın alma, bilgi teknolojileri ve kaynak geliştirme/iş geliştirme gibi birimlerinde iş deneyimi kazanmanın yanı sıra İlk Fırsat Akademisi kapsamında kariyer gelişimlerine katkıda bulunacak 250 saatin üzerinde eğitim ve mentorluk imkânından faydalanıyor. 

Bugüne kadar yaklaşık 29 bin başvuru alan Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı kapsamında; çevre, sağlık, eğitim, kültür-sanat, çocuklar, engelliler, gençler, insani yardım, sosyo-ekonomik gelişim ve cinsiyet eşitliği alanlarında toplum yararına çalışmalar yürüten 50 STK’da 350 genç istihdam edildi. Program kapsamında gençler; farklı meslek gruplarında sivil toplum sektörünün dinamiklerini keşfederken; ekosistemdeki kurumların yöneticilerinin uzmanlıklarından mentorluk, mülakat provaları, söyleşiler ve etkinlikler gibi çalışmalarla farklı kaynaklardan beslenip vizyonlarını geliştirme fırsatından yararlanabiliyor.

Esas Sosyal’in İlk sosyal yatırım programı olan Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat’ın 9. Dönem katılıcılarını karşılamamanın heyecanının altını çizen Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı; “Gençlerin elinden tutup onları profesyonel hayata hazırladığımız ilk yatırımımız olan bu program bizim için çok kıymetli. Yaklaşık 10 yıl öne çıktığımız yolculuğumuzda bugüne kadar dokunduğumuz 1.450 genç günden güne gelişerek kariyer hayatlarında emin adımlarla ilerliyor ve başarı basamaklarını bir bir tırmanıyorlar. Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı’nın Esas Sosyal ailesine dahil olan 50 gence gelişimlerinde ve donanım sahibi olmalarında ilham vermesini diliyorum. Sosyal yatırımlarımızın daha fazla genci fırsat eşitliğiyle buluşturması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

9. dönem katılımcıları Eylül ayı itibarıyla; Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV), Ashoka Türkiye, Aydın Doğan Vakfı, Darüşşafaka Cemiyeti, DenizTemiz Derneği (TURMEPA), Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), Ege Çağdaş Eğitim Vakfı (EÇEV, Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), Habitat Derneği, Hayata Destek Derneği, İhtiyaç Haritası, İş Dünyası Ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye), İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV), Kodluyoruz Derneği, Maya Vakfı, Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV), TEMA Vakfı, Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), Türk Eğitim Derneği (TED), Türk Eğitim Vakfı (TEV), Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği Derneği (TÜRKÇİMENTO), Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), Türkiye Kadın Girişimciler Derneği(KAGİDER), Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı (KORUNCUK), Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği, Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV) ve Yenibirlider Derneği’nde işbaşı yaptı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

1.579 TL’den başlayan fiyatlarla eylül ayı tatil rotaları

Sonbahar gelmesine rağmen yazın sıcaklığını yitirmediği ve deniz sıcaklığının yüzmeye elverişli olduğu başta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmak üzere Akdeniz ve Ege’nin en gözde beldeleri, eylül ayında tatil yapmak isteyenlere benzersiz ve unutulmaz bir tatil vadediyor. Türkiye’nin lider seyahat sitesi ENUYGUN, eylül ayının en sakin tatil rotalarını listeledi. 

 

Bunaltıcı sıcakların geride kaldığı, yaz mevsiminin yerini sonbahara teslim ettiği ve tatil beldelerinin sakinleştiği eylül ayında Akdeniz ve Ege kıyıları, benzersiz bir tatil fırsatı sunmaya devam ediyor. ENUYGUN, eylül ayında daha sakin doğayla baş başa bir tatili tercih edenler için Akdeniz ve Ege’nin en sakin tatil rotalarını listeledi. 

Akdeniz’in gözde adası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Ege’de ise Assos, Çeşme, Marmaris, Datça ve Kaş listenin ilk sıralarında yer alıyor. 

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 

Akdeniz’in üçüncü büyük adası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, ince kumlu sahilleri ve antik kalıntıları ile hem deniz hem kültür turizmini bir arada sunan eşsiz bir tatil cenneti. 

Kilometrelerce uzanan sahil şeridi, keşfedilmeye değer tarihi kültürel zenginlikleri, kaliteli otelleri, çeşitli eğlence aktiviteleriyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, en çok tercih edilen destinasyonlar arasında. Doğa gezileri, tekne turları, tüplü ve tüpsüz dalış için de ideal olan bu rotada Beşparmak Dağları’nın eteklerinde yer alan ve gotik mimarinin izlerini taşıyan Bellapais Manastırı, Girne Kalesi ve Büyük Han görülmeye değer yerlerin başında geliyor. Tatilciler havalimanından araç kiralama seçeneğini tercih edebilir, uçaktan indiklerinde havalimanından aracını alıp adayı hızlıca keşfetmeye başlayabilir, ayrıca gecelik 2.664 TL’den başlayan fiyatlarla konaklama seçenekleri bulabilir.

 

Assos

Kalabalıktan uzak sakinliğiyle ön plana çıkan Assos, sonbahara girmeden huzurlu bir tatil yapmak isteyenler için ilk sıralarda yer alıyor. Mavi bayraklı plajları, Kaz Dağları’nın tertemiz havası ve soğuk deniziyle Kuzey Ege’nin eşsiz güzellikteki rotası Assos, serinlemek isteyen tatilciler için ideal. Yeşilin mavi ile kucaklaştığı Assos, deniz tatilinin yanı sıra tarihi ve kültürel bir yolculuğa çıkmak isteyenlere de hitap ediyor. Eylül ayı tatil rotasında Assos’u tercih edecekler Kadırga Koyu ve Yeşil Liman’da denize girebilir, Behramkale’yi gezerek tarihi koklayabilir. Hayranlık uyandıran Assos Antik Kenti’ni keşfedebilir, Athena Tapınağı ve Antik Liman gibi tarihi yerleri gezme fırsatı yakalayabilir. 

 

Datça

Yeşil ile mavinin buluştuğu göz alıcı doğası, tarihi yapısı, berrak denizi ve beyaz kumlarıyla kendine hayran bırakan Datça, sakin bir tatil rotası için oldukça ideal. Deniz suyu sıcaklığının Eylül’de ortalama 26 derece olduğu Datça’da keyifle yüzebilir, serin suların tadını çıkarabilirsiniz. 

Keşfedilmeyi bekleyen 52 farklı koyu bulunan Datça’nın popüler koyları arasında Palamutbükü, Ovabükü ve Kargı Koyu bulunuyor. Koyların ardından tarihi taş evleri, dar sokaklarıyla nostaljik bir atmosfer sunan Eski Datça’yı gezebilir, kendinizi masal diyarında hissedebilirsiniz. Şehrin panoramik manzarasını görmek isteyenler antik dönemden günümüze kadar ayakta kalmayı başaran Datça Kalesi’ni ve Helenistik döneme ait kalıntıların yer aldığı Knidos Antik Kent’ni mutlaka görmeliler.

 

Çeşme

Sıcak yaz havasının devam ettiği ve kalabalıkların azalmaya başladığı eylül ayı, Çeşme’nin tarihi dokusunu ve berrak denizini tadını çıkarmak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Tarihi Çeşme Kalesi’ni ziyaret edebilir, kale duvarlarından şehrin manzarasını yakalayabilirsiniz. Çeşme’nin gözdesi Alaçatı’nın tarihi taş evleri arasında dolaşabilir, butik dükkanlarda alışveriş yapabilirsiniz. Rüzgar sörfü yapmak isteyen tatilciler, Alaçatı’da ekipman kiralayarak sörfün de tadını çıkarabilir. 

 

Marmaris

Yaz mevsiminin devam ettiği gözde sahillere sahip Marmaris’te eylül ayında hava sıcaklığı 31 derecelere kadar çıkıyor. Ortalama deniz suyu sıcaklığı ise 27 dereceyi buluyor. Tüm seyahat severlere uygun farklı tatil ve otel konseptleriyle Marmaris, yeşille mavinin birleştiği atmosferiyle doğayı hissedebileceğiniz, aynı zamanda canlı sosyal hayatıyla eğlencenin tadını çıkaracağınız harika bir tatil rotası. Uzunyalı, İçmeler Koyu, Turunç Koyu Plajları’nın yanı sıra dünyaca ünlü Kleopatra Plajı’nın altın kumlarında yazı yaşamaya devam edebilirsiniz. Tekne turu yaparak Cennet Adası’nı keşfedebilir, plajlarında denizin keyfini çıkarabilirsiniz. Marmaris’in geçmişine küçük bir yolculuk isteyenler ise Marmaris Kalesi ve içindeki müzeyi mutlaka görmeli. 

Kaş

Akdeniz’in büyüleyici kıyılarına sahip, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle öne çıkan Kaş, eylül ayında dinlendirici ve keşif dolu bir tatil vadediyor. Türkiye’nin en güzel plajlarından Kaputaj ve Patara plajlarının yer aldığı bu tatil beldesi, dalış meraklıları için de en ideal rotalardan. 

Muhteşem manzaraları ve deniziyle görenleri büyüleyen Kaş’ta pek çok uygarlığın izine rastlamak mümkün. Simena, Aperlai, İsinda, Kyaneai, Patara, Xanthos antik kentleri ile kral mezarları Kaş’ta mutlaka gezilip keşfedilmesi gereken yerlerden. Yürüyüş rotaları ve doğa yürüyüşleri için de harika bir konuma sahip Kaş’ta özellikle Likya Yolu ile Kaş ve ötesine yürüyebilir ve birçok güzelliği bir arada keşfedebilirsiniz. Ayrıca gecelik 1.579 TL’den başlayan otel seçenekleriyle rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tavuk, ciğer, krema, yumurta, pirinç… Sıcak havalarda bu yiyeceklere dikkat edin

Doğru muhafaza edilmeyen besinlerde sıcaklık nedeniyle artan mikroorganizmalar zehirlenmelere de yol açabiliyor. İstinye Üniversitesi (İSÜ) Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Öncü Akgül, gıda zehirlenmeleriyle ilgili dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

 

Yaz aylarında en çok rastlanan sağlık sorunlarından biri de gıda zehirlenmeleri. Sıcak havanın özellikle bazı besinler için tehlike yaratmasıyla birlikte, zehirlenmelerle ilgili şikayetler de artıyor. Peki, yaz aylarında besinlerde nelere dikkat edilmeli? En çok hangi besinler tehlikeli? Gıda zehirlenmelerinde hangi durumlarda doktora başvurulmalı? İstinye Üniversitesi (İSÜ) Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Öncü Akgül, gıda zehirlenmeleriyle ilgili dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

 

“Sıcaklık birçok mikroorganizma için bir çoğalma faktörüdür”

 

Dr. Öğr. Üyesi Akgül, yaz aylarında gıda zehirlenmelerinin artmasının nedenlerini şöyle açıklıyor:

“Sıcaklık birçok mikroorganizma için bir büyüme/çoğalma faktörüdür. Özellikle insanlarda enfeksiyona neden olan mikroorganizmalar çoğalabilmek için belli sıcaklık değerlilerine ihtiyaç duyarlar. Bu sıcaklık değerlerinde en iyi gelişim gösterirler. Bununla birlikte belirli sıcaklıklar, mikroorganizmalardaki belirli genleri (toksin geni gibi) aktive ederek, hastalık yapma derecelerine de katkı sunabilmektedir. Yaz ayları bu enfeksiyon etkenleri için gerekli olan ısıyı sağlamaktadır. Böylelikle sıcakta, besinler üzerindeki mikroorganizmalar hem beslenebilecekleri hem de metabolik aktivitelerini sürdürebilecekleri sıcaklığa sahip bir ortama da sahip oluyorlar.  Bununla birlikte uygun olmayan koşullarda bekletilen yiyecekler bozulmaya uğramakta ve besinlerin bozulup parçalanmasıyla açığa çıkan ürünler, mikroorganizmaların çok daha verimli kullanabileceği ürünleri de oluşturmaktadır. Böylece uygun ortama kavuşan mikroorganizmalar sayıca artış göstermekte ve besinlerin tüketilmesiyle de enfeksiyona neden olabilmektedirler.”

 

Tekrar tekrar ısıtılan besinler risk oluşturur

 

“Özellikle uygun olmayan koşullarda hazırlanan ve bekletilen tüm yiyeceklerin gıda zehirlenmesine neden olabildiğini belirten Akgül, “Buzdolabı yerine dış ortamda muhafaza edilen, yeterince temizlenmemiş, hijyen kurallarına uyulmadan hazırlanmış, kısa süre içinde tüketilmeyen, tekrar tekrar ısıtılan besinler mikroorganizmaların var olması ve çoğalabilmesi için risk oluşturmaktadır” diyor.

 

Soğuk ortamlarda muhafaza edilmeyen ürünlerden yaz aylarında uzak durun

 

Sıcak havalarda tüketilmemesi gereken yiyeceklerle ilgili de bilgi veren Akgün, şunları söylüyor:

“Özellikle yaz aylarına tavuk, ciğer gibi et ürünleri, krema gibi sütlü ürünler, yumurta, tekrar tekrar ısıtılan pirinçli gıdalar tüketirken çok dikkatli olmak gerekmektedir. Mümkünse dışarıda satılan, uzun süre tezgâhta beklemiş, soğuk ortamlarda muhafaza edilmeyen ürünlerden yaz ayları için uzak durmakta fayda vardır. Hazırlanan yemekler mümkün olan en kısa sürede tüketilmelidir.”

 

Zehirlenme belirtileri: bulantı, ishal, kusma

 

Peki, zehirlendiğimizi nasıl anlarız? “Gıda zehirlenmeleri kendini çoğunlukla mide bulantısı/kusma ve ishal tablosu ile gösterir” diyen Akgün, şöyle devam ediyor:

Bazen tüm belirtiler bir arada görülürken, bazen sadece biri gözükebilir. Bunların yanı sıra, karında şişlik, gaz, kramp, ağrı gibi belirtilerde eşlik edebilir. İshal günde en az üç defa sulu ya da şekilsiz dışkılama olarak ifade edilir.  Tüketilen gıdadaki mikroorganizmaya bağlı olarak bu belirtilen birkaç saat ya da birkaç gün içerisinde ortaya çıkar.”

 

Bebekler, küçük çocuklar ve yaşlılarda daha dikkatli olunmalı

 

Hangi durumlarda doktora başvurulması gerektiğiyle ilgili de bilgi veren Akgün, şunları söylüyor:

“Gıda zehirlenmeleri ile ortaya çıkan ishal çoğunlukla kendi kendini sınırlar yani birkaç gün ya da bir hafta içinde düzelir. Ancak kan ve mukus içeren ishal tablosunda ya da şiddetli sıvı kaybıyla birlikte sıvı almada zorlanma ya da alamama gibi durumlarda vakit kaybetmeden doktora başvurarak gereklidir. Bununla birlikte bebekler, küçük çocuklar ve yaşlılarda daha dikkatli olunmalıdır. Kanser, diyabet gibi başka hastalığı olan kişiler, bağışıklığı zayıflamış ya da baskılanmış bireyler, gerekirse belirtiler kötüleşmeden doktora başvurmalıdır.”

 

“Sıvı alımı olmayan, ishal tablosu şiddetli bireyler mutlaka doktora başvurmalı”

 

“Gıda zehirlenmesinin çoğu kendi kendine düzelmektedir” diyen Akgün, “Ancak kaybedilen sıvı ve elektrolitler mutlaka yerine konmalıdır. Bu nedenle bol bol sıvı alınmalı, tuz ve şeker dengesi korunmalıdır. Ancak sıvı alımı olmayan bireylerde, ishal tablosu da şiddetliyse, mutlaka doktora başvurmalıdır” diyerek bazı durumlarda doktorun gerekli görürse ilaç tedavisine başlayabileceğini ya da destekleyici bir tedavi uygulayabileceğini belirtiyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

John Malkovich Yok Satıyor! Biletler Tükenmek Üzere!

Dünyaca ünlü oyuncu, yönetmen ve yapımcı John Malkovich, “The Infernal Comedy” oyunuyla 16 ve 17 Eylül 2024’te Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşacak. 

Yoğun talep üzerine 2. güne de açılan ve her iki gösterisinin de biletleri tükenmek üzere olan olan John Malkovich, Michael Sturminger’in gösterişli müzikal eseri “The Infernal Comedy”de, 1994 yılında idam cezasına çarptırıldığı gün intihar eden Avusturyalı seri katil ve yazar Jack Unterweger’i oynuyor. 

BWO Entertainment organizasyonuyla gerçekleşecek oyun, 16 ve 17 Eylül 2024’te Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde izlenebilecek.  

JRO Yatırım Ana sponsorluğunda gerçekleşecek olan The Infernal Comedy, gerçek hayattan alınmış hikâyeler ve Malkovich’in devleştiği performansıyla izleyenleri sanatsal bir yolculuğa çıkarıyor. Vivaldi, Beethoven ve Mozart’ın eşsiz aryalarını canlı olarak seslendiren orkestra, oyunun etkisini daha da arttırıyor. 

Malkovich’in yönetmenliğini de üstlendiği oyunun biletleri tükenmek üzere. Biletlere Biletix, Biletiniall ve Passo’dan ulaşabilirsiniz.

 Türkiye’ye stadyum konserlerini geri getiren ve Beşiktaş Stadyumunda düzenlemiş oldukları Andrea Bocelli, Dimash Qudaibergen, Ajda Pekkan, Hayko Cepkin ve Yalın konserleri ile İstanbul’a unutulmaz anlar yaşatan BWO Entertainment’ın organizasyonu ile gerçekleşecek olan Good Music in Town kapsamında Türkiye’ye gelen John Malkovich Zorlu PSM’de gerçekleşecek olan gösterileri bitiminde seyircilerle de küçük bir tanışma gerçekleştirecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şehre Dönenleri Axess’in Avantajlarla Dolu Kampanyaları Karşılıyor

Axess, ‘Şehre Dönüş’ kampanyasıyla tatil sezonunun ardından şehir hayatına dönen müşterilerine market, giyim, elektronik ve kırtasiye harcamalarında 1.000 TL’ye varan chip-para fırsatı sunuyor.  

 

Akbank’ın yeniliklerle dolu kartı Axess, tatil sezonunun ardından şehre dönen müşterilerini avantajlarla dolu cazip kampanyalarla karşılıyor. Axess’in 1-30 Eylül 2024 tarihleri arasında geçerli olacak kampanyası, market alışverişlerinden giyim, elektronik ve kırtasiye harcamalarına kadar geniş bir yelpazede fırsatlar sunuyor.

 

Şehre dönen Axesslileri toplamda 1.000 TL’ye varan chip-para kazanma fırsatı bekliyor

Kampanya kapsamında müşteriler market alışverişlerinde 1.250 TL ve üzeri harcamalarında her ikinci işleme 80 TL chip-para ve toplamda 400 TL chip-para kazanma fırsatı yakalıyor. Giyim, elektronik ve kırtasiye harcamalarında ise 2.500 TL ve üzeri her ikinci işleme 150 TL chip-para ve toplamda 600 TL chip-para kazanma imkanına sahip oluyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çimko’dan 80 Milyon TL’lik Çevre Yatırımı ve Çimento Sektöründe Karbon Salımını Azaltmada Yenilikçi Adımlar

Çimko’nun yayınladığı 2023 Sürdürülebilirlik Raporu, 2053 Türkiye ‘Net Sıfır’ hedefi doğrultusunda, 2026 ve 2024 yıllarına ilişkin şirket hedefleri ile somutlaştırılan sürdürülebilirlik yol haritası doğrultusunda kaydettiği ilerlemeleri içeriyor.

 

Çimento ve beton üretimindeki 30 yıla yakın tecrübesiyle sürdürülebilirlikte de öncü çalışmaları hayata geçiren Çimko, 1 Ocak-31 Aralık 2023 döneminde çevresel ve sosyal performansını içeren 2023 Sürdürülebilirlik Raporunu yayımladı. 

 

Çimko, dünyadaki en iyi uygulamaları ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı göz önünde bulundurarak belirlediği 6 ana odak (iş sağlığı ve güvenliği, biyoçeşitlilik, iklim ve çevrenin korunması, sürdürülebilir şehirler ve inşaat, paydaşlarla ilişkiler ve tedarik zinciri) çerçevesinde; kısa vadede 2026, orta vadede 2034 ve nihayetinde Türkiye’nin de ‘net sıfır’ hedeflediği 2053 yılına ilişkin iddialı bir sürdürülebilirlik yol haritası belirledi. 

 

Çimko CEO’su Dr. Önder Kırca, “Gezegenimizin geleceğine yönelik sorumluluklarımızın en üst seviyede bilincindeyiz. İklim değişikliğiyle mücadeleye ve bu amaçla düşük karbon salımına geçişe destek vermek, iş stratejimizin merkezinde yer alıyor. Ürünlerimizin ve faaliyetlerimizin gezegen üzerindeki etkilerini yöneterek, olumlu bir değişim yaratmayı amaçlıyoruz. Kendi işletmelerimizin karbon salımlarını azaltırken, yeni ürünler ve teknolojiler geliştirerek müşterilerimizin de karbon ayak izini azaltmasına yardımcı oluyoruz. Hedeflerimize ulaşmak için doğru zihniyeti ve kültürü geliştirmeye, çalışanlarımızı yeni çözümler bulmak için birlikte çalışmaya teşvik etmeye ve hedefimizi paylaşanlarla ortaklıklar kurmaya odaklanıyoruz” diye konuştu.

 

2023’te çevreye 80 milyon TL yatırım 

 

Çimko’nun yenilikçi çözümler ve ortaklıklarla ‘daha sürdürülebilir çevre’ için güçlü bir temele sahip olduğunu vurgulayan Dr. Kırca, 2023 yılında toplam 80 milyon TL tutarında çevre yatırımı gerçekleştirdiklerini açıklayarak, “Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek misyonuyla, mevcut iyi uygulamalarımızı yeni stratejik inisiyatiflerle destekleyerek, kendimizi ‘İleri’ seviye bir sürdürülebilirlik oyuncusu olarak konumlandırmayı hedefliyoruz” dedi.

 

Alternatif yakıtlarla tasarruf sağlandı

 

Çimento sektöründe fosil yakıtlar yerine biyokütle içerikli alternatif yakıtların kullanılması, sektörün karbon emisyonlarını azaltma yolundaki en önemli adımlarından birini oluşturuyor. Çevre yatırımının %80 ‘i alternatif yakıt, %9 ‘u yenilenebilir enerji ve %11 ‘ i diğer çevresel faaliyetler için kullanıldı. Bu doğrultuda Çimko’nun tüm tesislerinde 2023 yılında 102.602 ton ek yakıt /alternatif yakıt kullanılarak önemli ölçüde fosil yakıt tasarrufu sağlandı. Hedeflere ulaşmak için kısa ve orta vadede yol haritaları hazırlanırken, yerel yönetimlerle ortaya çıkan fırsatları değerlendirmek üzere çalışmalar yürütülüyor.

 

Güneşin enerjisine 55 milyon dolar yatırım

 

Çimko, üretim tesislerinin ihtiyacı olan elektriği yenilenebilir kaynaklardan temin etmek üzere, 2023 yılında yaklaşık 55 milyon dolar yatırımla Ankara, İzmir ve Manisa’da 750 dönüm alan üzerinde toplam 49 MW kurulu güce sahip 6 adet güneş enerjisi santralini (GES) bünyesine kattı Mevcut yatırımlara ek olarak Çimko, Kahramanmaraş Pazarcık’ta ve İzmir Dikili’de toplamda yaklaşık 54 MW kurulu güce sahip güneş santrali kurulumu için çağrı mektupları aldı. Bunun yanında, 65 MW kurulu güce sahip GES kurulumu için çağrı mektubu başvuruları yaparak toplamda 49 MW olan mevcut kurulu gücünü toplamda 170 MW’lık güneş enerjisi portföyüne ulaştırmayı amaçlıyor.

 

Çimko, su tüketimini azaltmaya odaklanan uzun vadeli stratejiler geliştiriyor, tasarruf ve maliyet optimizasyonu sağlamak için tüketim miktarlarını izliyor ve gerekli tedbirleri alıyor. 2023 yılı boyunca fabrika ve hazır beton tesislerinde kullanılan suyun yüzde 27’si geri kazanılarak yeniden kullanıldı. Hazır betonda ise 2034 yılına kadar çökeltim havuzlarından elde edilen suyun %100 geri dönüşümü ile yüksek mukavemetli beton üretiminde kullanılmasına yönelik projeler geliştirmeye devam ediyor.

  

Klinker kullanım oranı azaltılacak

 

Çimentoda klinker kullanım oranının azaltılmasına yönelik Ar-Ge çalışmalarını hız kesmeden devam ettiren Çimko, 2030 yılına kadar yüzde 75, 2034 yılına kadar ise yüzde 70 klinker kullanmayı hedefliyor. Şirket ayrıca çevreye duyarlı ürünlerin portföydeki payını artırmak üzere çalışmalar yapmaya devam ediyor.

 

Kadın mühendisler genç kızlara örnek olacak

 

Sektörde kadın istihdamının artmasını destekleyen Çimko, bu amaçla hazır beton başta olmak üzere kadınların daha az görev aldığı pozisyonlara odaklanıyor, fiziksel koşulları iyileştirerek sahaları kadın mühendislere uygun hale getiriyor. 2023 yılında kadın yönetici oranını yüzde 22’ye çıkaran, kadın çalışan sayısını ise yüzde 15 artıran Çimko, lise ve üniversitelerde kadın yetenek havuzu oluşturmayı, özellikle Çimko’da çalışan kadın mühendisler aracılığıyla üniversite öğrencilerinin kariyer kararlarını etkilemeyi planlıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Torbalı’da güz etkinlikleri başlıyor

Torbalı, düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yılı onuruna düzenlenecek Güz Etkinlikleri’ne hazırlanıyor. Yarın başlayacak ve dört gün sürecek etkinlikler, ilçeyi adeta bir kültür ve sanat şölenine dönüştürecek. Atölyelerden sergilere, spor yarışmalarından konserlere kadar birbirinden renkli programlarla dolu etkinlikler, Torbalı halkına unutulmaz anlar yaşatacak. Etkinlikler kapsamında, Torbalı’nın dört bir yanında düzenlenecek atölyeler ve sergiler, sanatseverleri bir araya getirecek. Çocuklar ve yetişkinler için düzenlenen atölyelerde, el becerileri ve sanatsal yetenekler ön plana çıkarılacak. Ayrıca, yerel ve ulusal sanatçıların eserlerinin sergileneceği etkinlikler, ilçede sanat dolu günler yaşatacak. Öte yandan Güz Etkinlikleri boyunca Gazi Çamlığında saat 12.00 itibariyle şişme oyuncaklar, Bahçede Çocuk Kulübü ve Üreten Kadınlar Sanat Sokağı  etkinlikleri gerçekleşecek.

ZAFER ALGÖZ VE ERKAN CAN GELECEK

Torbalı’daki Güz Etkinlikleri, sadece sanatsal etkinliklerle değil, spor yarışmaları ve söyleşilerle de dolu dolu geçecek. Bu kapsamda yarın saat 10.00’da Metropolis Antik Kenti’nden başlayıp Gazi Çamlığı’nda sona erecek olan koşu yarışması ile etkinlikler başlayacak. Gün içinde farklı etkinliklerin de gerçekleşeceği ilçede günün sonunda saat 20.00’da Metropolis Antik Kenti’nde 3+1 Band Konseri, 21.00’da ise ünlü tiyatrocu-oyuncu Zafer Algöz ile yine Metropolis Antik Kenti’nde söyleşi gerçekleşecek. Güz Etkinliklerinin ikinci günü sportif etkinliklerle başlayacak. Gün içinde atölyeler, müzik dinletileri ve zumba etkinliği ilçe sakinleriyle buluşacak. Günün finalinde ise ünlü oyuncu Erkan Can’ın yönettiği Bilal Çatalçekiç’in oynadığı Karavan Tiyatro etkinliği Ertan Ünver Koruluğu’nda olacak.

FETTAH CAN KONSERİ İLE GÖRKEMLİ FİNAL

Güz Etkinliklerinin üçüncü gününde animasyon gösterileri, çeşitli atölyeler ile başlayacak olan etkinlikler, Muzaffer Kebapçıgil Koruluğu’nda 3×3 streetball turnuvası ile devam edecek. Yoga etkinliğinin de olacağı bu günün finalinde Metropolis Antik Kenti’nde önce halk oyunları gösterisi ardından da Torbalı Belediyesi Halk Müziği Korosunun konseri gerçekleşecek. Etkinliklerin son günü olan ve aynı zamanda ilçenin düşman işgalinin kurtuluşunun 102.yıl dönümü olan 7 Eylül’de ise resmi tören düzenlenecek. İlk olarak 09.30’da Atatürk Anıtı’na çelenk sunulacak. Ardından Ayrancılar’da çocuk kulübü ve animasyon gösterilerine imza atılacak.  7 Eylül’de, Torbalı’nın kurtuluş yıl dönümü etkinliklerinin finali, ünlü sanatçı Fettah Can’ın vereceği konserle taçlanacak. Fettah Can’ın sevilen şarkılarıyla dolu konser, Torbalı halkına müzik dolu bir gece yaşatacak ve Güz Etkinlikleri’ne görkemli bir son verecek.

BAŞKAN DEMİR’DEN KURTULUŞ COŞKUSUNA DAVET

Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir, Güz Etkinliklerine tüm ilçe sakinlerini davet ederek, “Bu yıl, Torbalı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümünü büyük bir gurur ve coşkuyla kutlayacağız. Bu tarihi günün anlam ve önemine uygun olarak, 7 Eylül’de kutlayacağımız kurtuluş günümüzü, dört gün sürecek Güz Etkinlikleri ile taçlandırıyoruz. 4 Eylül’de başlayacak olan Güz Etkinlikleri kapsamında, Torbalı’mız sanat, spor ve kültürle dolu dolu bir dört gün geçirecek. Birbirinden renkli atölyeler, sergiler, spor yarışmaları, söyleşiler ve konserler, Torbalı’mızın her köşesini saracak. Ünlü sanatçılarımız Zafer Algöz, Erkan Can ve Fettah Can gibi isimlerin katılımıyla ilçemizde unutulmaz anlar yaşayacağız. Gelin, hep birlikte Torbalı’mızın 102. kurtuluş yılını coşku ve gururla kutlayalım, geçmişten aldığımız güçle geleceğe umutla bakalım” ifadelerini kullandı

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı