Aylık arşivler: Eylül 2024

A101 Cazip Fiyatlı Teknolojik Ürünleri 5 Eylül’de Satışa Sunuyor

Türkiye’nin 81 ilinde ve her ilçesinde, 1.200’ün üzerinde tedarikçisi ile perakende sektörünün öncü şirketleri arasında yer alan A101, 5 Eylül’de avantajlı teknolojik ürünleri satışa sunacak.

A101 Uygun Fiyatlı Televizyon Satışlarına Devam Ediyor

JVC LT-70VU7405T 70″ 4K Ultra HD Smart TV 25.999 TL, JVC LT-55VU3405T 55″ 4K Ultra HD Smart TV 15.999 TL, PHILIPS 55PUS7609/62 55″ 4K UHD Smart LED TV 22.999 TL, PHILIPS 50”50PUS7609/62 4K UHD Smart LED TV 18.999 TL, JVC 32VH5100T 32” HD Smart LED TV 5.999 TL’lik fiyatla A101 mağazalarında tüketicileri bekliyor.

Bütçe Dostu Beyaz Eşyalar A101 Mağazalarında 

SEG CM 910 INV 9 Kg Çamaşır Makinesi 8.999 TL, SEG BM 4001 4 Programlı Bulaşık Makinesi 7.999 TL, SEG NF483/ NF4831 No-Frost Buzdolabı 15.999 TL, GOODWEST Beyaz Cam Ankastre Set 3’lü 6.999 TL fiyatıyla dikkatleri çekiyor.

Avantajlı Teknolojik Ürünlerin Adresi A101

OMIX X600 4/128 GB Cep Telefonu 4.999 TL, LENOVO K30 Bluetooth Speaker 379 TL, PIRANHA 7832 Bluetooth Hoparlör 279 TL, PHILIPS TAT1215BK Bluetooth Kulaklık ise 999 TL olan fiyatıyla satışa çıkıyor.

Kaçırılmayacak Küçük Ev Aletleri ve Kişisel Bakım Ürünleri A101’lerde

REGAL RH 900 G Toz Torbasız Süpürge 2.499 TL, ARZUM AR4096 Dikey Süpürge 1.299 TL, SINGER M1605 Dikiş Makinesi 3.999 TL, HOMEND Steamwork 1167H Buhar Kazanlı Ütü Siyah Beyaz 2.199 TL, ENGLISH HOME DGR 3001 Doğrayıcı 799 TL, ENGLISH HOME TKM 6011 Sütlü Türk Kahvesi Makinesi 1.499 TL, ENGLISH HOME TMK 5010 Çıkarılabilir Plakalı Tost Makinesi 1.399 TL, FLAVEL FLV 140 CM Çay Makinesi 1.199 TL, HOMETECH Saç Şekillendirici Fırça 499 TL, PIERRE CARDIN Saç Kurutma Makinesi 849 TL, KIWI KEP-6834 Buz Başlıklı IPL Tüy Alma Cihazı 1.999 TL, KIWI KBS-1085 Akıllı Banyo Baskülü 279 TL’ye satışa sunuluyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ağdan Tabağa Güvenle Ulaşan Balıklar Yeni Sezonda da Metro Türkiye’de

Ağdan tabağa gerçekleştirdiği analizler ve sunduğu izlenebilirlik çözümleri ile Metro Türkiye, hem kendi mutfaklarının hem de profesyonel mutfakların şeflerine 100’den fazla çeşit balığı av, tür ve boy yasağı kriterlerini gözeterek sunuyor. QR kod aracılığıyla balıkların hikayelerini hangi denizde tutulduğundan avlanma tarihine, besin öğelerinden tedarikçi bilgisine kadar şeffaflıkla paylaşıyor.  Metro Türkiye gelecek nesillerin de balık yiyebilmesi için deniz kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliği için çalışmalarını sürdürüyor.

Balık sezonunun 1 Eylül itibarıyla açılmasıyla birlikte kaliteli, taze ve güvenilir balık çeşitleri, Metro Türkiye tezgahlarında hem profesyonel müşteriler hem de son tüketiciler ile buluşmaya başladı.  Türkiye’nin her yerinde tekneler ve kooperatiflerle iş birliği yaparak balığı kaynağından temin eden Metro Türkiye, böylece balığı yerinde özenle kendisi seçiyor. Gıda analizlerinden geçmeyen hiçbir ürüne mağazalarında kesinlikle yer vermiyor. Sunduğu izlenebilirlik çözümleri ise balıkseverleri tabaklarında ne olduğu, nerede, ne zaman ve kim tarafından avlandığı ve içeriği konusunda bilgilendiriyor. 

Türk mutfak kültürünü koruma ve gelecek nesillere aktarma misyonuyla yaklaşık 35 yıldır tüm faaliyetlerinin merkezine sürdürülebilirliği koyan Metro Türkiye, doğru balıkçılık yöntemleriyle denizlerimizin korunmasına da aynı özeni gösteriyor. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan ‘Sudaki Yaşam’ hedefi doğrultusunda denizlerin ve denizlerdeki biyolojik çeşitliliğin korunması, balık popülasyonlarının sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını öncelikli konuları arasına alıyor. Avcılık, yasal boy ve üreme limiti yasaklarına uygun kriterlerde avlanan balıkları tezgahlara taşıyan Metro Türkiye, hamsi, palamut, barbun, tekir, istavrit, dülger, sardalya, lüfer gibi çeşitlerin yanı sıra istiridye, midye, akivades, ahtapot, kalamar, karides, ıstakoz, sübye, langustin, yengeç gibi 100’den fazla çeşitte deniz ürününü müşterilerine sunuyor.

Taze, kaliteli ve güvenilir balık çeşitlerini tezgahlarına taşımak için öncelikle kaynağından alım yaptıklarını belirten Metro Türkiye Satın Almadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Alkaç, “Türkiye’nin her yerinde tekneler, haller ve kooperatiflerle iş birliği yapıyor, aldığımız taze balıkları, soğuk zinciri hiçbir adımda bozmadan balık platformumuza getiriyor ve tam 161 parametrede kalite adımından geçiriyoruz. Solungaç, göz, doku, pul, karın, koku, renk, parazit varlığı, ambalaj koşulları, buzlama, alerjen ayrımı, sıcaklık, raf ömrü, tazelik, yasal belge kontrolü gibi daha pek çok kalite kontrol adımını, uzman su ürünleri mühendisi tarafından titizlikle tamamlıyoruz. Bu süreçlerin ardından kontrol adımlarımız mağazalarımızda da devam ediyor. “Balıkta İzlenebilirlik” uygulamamızla deniz balığında 12 farklı bilgiyi yüzde 100’e yakın izlenebilirlikle sunuyoruz. Her sezon 100’den fazla çeşidin yer aldığı zengin deniz balığı yelpazemizde sezonu palamutla açtık. Bu sezon bol miktarda palamut olmasını bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde sardalya ve lüfer çeşitlerini de tezgahlarda göreceğiz. Balıkçılarımız için bereketli bir sezon olmasını diliyoruz.” dedi.

Balık, geleceğe bırakılması gereken bir değer

Balığı yalnızca ticari bir ürün olarak değil, geleceğe bırakılması gereken bir değer olarak gördüklerini ifade eden Alkaç, “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden denizler ile deniz kaynaklarının korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını ele alan ‘Sudaki Yaşam’, bizim de öncelikli başlıklarımızdan. Bu doğrultuda üstlendiğimiz sorumluluklar ve ticari kaygıları bir yana bırakarak yürüttüğümüz projeler var. Bunlardan biri 2010 yılında başladığımız Türkiye’nin ilk sürdürülebilir balıkçılık projesi olan ‘Kızına Bak Anasını Al’ ile lüfer balıklarının neslini korumak için üreme boylarını dikkate alarak çinekop ve sarıkanat da dahil olmak üzere 24 cm altındaki lüfer balıklarını satmama kararı aldık. Bu alanda yasal düzenlemelerin yapılmasının da önünü açan bu yaklaşımımızla yasal limit 18 cm olmasına rağmen, 24 cm altındaki lüferleri reyonlarımıza getirmemeye devam ediyoruz.” diye konuştu.

Metro Türkiye, sadece ülkemizin değil dünyanın dört bir yanından farklı su ürünlerini tedarik ederek en güvenli şekilde reyonlarına taşıyor. Global Balık ve Su Ürünleri Satın Alma Politikası kapsamında en çok sattığı 12 tür balık ve su ürünlerinin sürdürülebilirlik sertifikalarına sahip tedarikçilerden temin edilmesini sağlayan şirket, dökme olarak satışa sunduğu ürünlerin sertifikalı olarak müşterilere sunulabilmesi için, 2022 yılında Türkiye’de ilk ve tek ASC-MSC CoC Group Sertifikasyonuna sahip kuruluş oldu. 

Balık alırken nelere dikkat etmek gerekir?

  • Çevresel etkilere karşı hassas bir gıda ürünü olması nedeniyle tüketiciler; soğuk zincir, düzenli buzlama ve hijyen koşulları sağlanan gıda güvenliğinden ve tazeliğinden emin oldukları yerlerden balık temin etmelidir.
  • Mat, bulanık ve içeri çökük gözler, balığın tazeliğini kaybettiğini gösterir. Parlak ve dışa doğru bombeli gözler, canlı renkler ve hafif deniz kokusu ise balığın tazeliğinin göstergesidir.
  • Balığın solungaçları temiz ve parlak olmalıdır. Pullu balıkların pulları tazeyken vücuda sıkıca yapışıktır. Pulsuz balıklarda balığın derisi gergin ve parlak olur.
  • Yetiştiği suyun ekosisteminden etkilenen balıkların içeriğinde cıva, kurşun, kadmiyum gibi ağır metallerin insan sağlığına zarar vermeyecek seviyede olmasına, parazit gibi zararlılar içermemesine dikkat edilmelidir. Bunun için güvenilen alışveriş adresleri tercih edilmelidir.
  • Denizlerdeki balıkları gelecek nesillere de aktarabilmek amacıyla, avcılık, yasal boy  limitleri ve üreme boy limitleri uygun, hangi denizlerden, hangi balıkçı tarafından, ne zaman avlandığı bilinen, izlenebilir balık tercih edilmelidir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bybit, Türkiye’de TRY (Türk Lirası) ile İşlem Çiftleri Sunduğunu Duyurdu

Bybit.com’un ortak sitesi Bybit Türkiye, Spot piyasasında TRY (Türk Lirası) işlem çiftlerinin merakla beklenen lansmanını duyurdu. Bu heyecan verici gelişme, Türkiye’de kullanıcılara Bitcoin (BTC), Ethereum (ETH) ve Tether’i (USDT) doğrudan TRY (Türk Lirası) ile sorunsuz bir şekilde alıp satma olanağı sunarak dönüştürme adımlarına olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor.

Türkiye’de devam eden yeniden markalaşmanın üzerine inşa edilen bu lansman, Bybit Türkiye’nin Türk kripto topluluğuna kullanıcı dostu ve yerelleştirilmiş bir deneyim sağlama konusundaki kararlılığını vurguluyor.

 

TRY (Türk Lirası) ile En İyi Kripto Para Birimlerine Doğrudan Erişim

30 Ağustos 2024’ten itibaren Bybit Türkiye kullanıcıları aşağıdaki işlem çiftlerine erişebiliyorlar:

  • USDT/TRY
  • BTC/TRY
  • ETH/TRY

Bu yeni işlem çiftleri önde gelen kripto para birimlerini TL ile edinme sürecini basitleştirerek kullanıcıların daha verimli bir şekilde yatırım ve alım satım (ticaret) yapmalarını sağlıyor.

Bybit Türkiye Ülke Müdürü Kutluhan Akçın: “Türkiye’deki kullanıcılarımıza TRY alım satım çiftlerini sunmaktan heyecan duyuyoruz. Bu lansman, yerel ihtiyaçları karşılama ve Türkiye’de kullanıcılara kripto piyasasına katılmaları için uygun bir platform sağlama konusundaki kararlılığımızı yansıtıyor.”

Bybit Türkiye’nin Türkiye piyasasına olan bağlılığı, yeni işlem çiftlerinin ötesine geçiyor. Platform, devam eden yerelleştirme çalışmaları ve belirli kullanıcı ihtiyaçlarına cevap verme yoluyla canlı bir yerel topluluğu teşvik etmeye kendini adamıştır.

 

About Bybit Türkiye

Haziran 2024’te Bybit, Narkasa’yı Bybit Türkiye olarak yeniden markalaştırarak Türk kripto pazarına olan bağlılığını güçlendirdi. Bu stratejik hamle, Türk kullanıcılara yerelleştirilmiş ve güvenli bir kripto ticareti deneyimi sunma konusundaki kararlılığımızın altını çiziyor. Narkasa Yazılım Ticaret Anonim Şirketi tarafından işletilen Bybit Türkiye, en yüksek hizmet ve güvenlik standartlarını sağlarken, Türk pazarının özel ihtiyaçlarını karşılamak için uyarlanmış bağımsız bir marka olarak duruyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tokat Belediyesi’nin 30 Ağustos Etkinliklerinde Soner Sarıkabadayı Rüzgarı Esti

Tokat, 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkusunu ünlü sanatçı Soner Sarıkabadayı’nın muhteşem konseriyle kutladı. Tokat Belediyesi tarafından düzenlenen etkinlikte, Sarıkabadayı, hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı.

Yaklaşık iki saat boyunca sahnede kalan Sarıkabadayı, sevilen şarkılarıyla Tokatlılara müzik ziyafeti sundu. Konsere Tokat milletvekili Yücel Bulut ve Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu da katılarak, sanatçıyı yalnız bırakmadılar.

Konser boyunca yoğun ilgi gören Sarıkabadayı, performansının ardından Tokat halkına ve yetkililere teşekkür etti. Tokat Belediyesi, bu tür etkinliklerle kentin kültürel hayatına katkı sağlamaya devam edeceğini belirtti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İEF’te dijital deneyim

Bu yıl teknoloji teması ile 93’üncü kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), ziyaretçilerine farklı teknolojik deneyimler yaşatıyor. Sanatseverleri adeta sanatın içine çeken Digital Echos Sergisi, 7’den 70’e çok sayıda İzmirlinin ilgisini çekiyor. 20 sanatçının eserlerinden oluşan sergi, interaktif bir deneyim alanı sunuyor.  

Küratörlüğünü Nihat Özdal’ın yaptığı, 20 sanatçının eserlerinden oluşan Digital Echos Sergisi, 93. İEF kapsamında Kültürpark Atlas Pavyonu’nda ziyaretçilerini ağırlıyor. Sanatseverin etkileşim kurarak deneyimlediği dijital sergi, bu yıl teknoloji temasıyla açılan İEF’te ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Dijital deneyim alanlarının kurulduğu sergide Aylin Taslak’tan VR Labyrinth Project, Garip Ay’dan İnteraktif Ebru Sanatı Ekranı, Augmented Reality Duvarı, Uzay Kampı Türkiye VR Gözlüklü Simülasyon ve Bilim Kahramanları ile Dünya Robot Olimpiyatı Deneyimi de yer alıyor. VR gözlüklerini takarak farklı diyarlara yola çıkan ziyaretçiler, uzay boşluğunda dolaşabiliyor; hatta içinde yaşadığı dünyayı uzaktan görebiliyor. Ebru sanatının el ve kol hareketleriyle yönlendirilerek şekillendirildiği dev ekran ise özellikle çocukların ilgisini çekiyor.  

“Eserler etkileşime açık”

Sergi hakkında bilgi veren küratör Nihat Özdal, “İzmir Enternasyonal Fuarı, teknoloji temasıyla kapılarını açtı. Biz de bu temaya selam vererek 20 sanatçının yer aldığı bir sergi planladık. Sergide farklı disiplinlerden sanatçılar var. Video art, yağlı boya tablolar var fakat tüm işlerde dijital çağın hızına karşı sanatçılardaki derinlik algısı, sanatın dijital çağa yansıması, sanatçıların hem malzeme açısından hem de felsefi anlamda nerelere gittiği de var. Eserlerin önemli bir bölümü etkileşime açık. Dolayısıyla bir dijital deneyim var. Sergide VR gözlüklerle çeşitli oyunlar, sanata dokunup şekil verilebilecek dijital deneyim alanları mevcut. İnteraktif, deneyime açık ve fuarın ruhuna uygun bir sergi. Sergimiz fuar süresince 16.00-23.00 saatleri arasında ziyarete açık. Atlas Pavyonu fuarın kalbinde ve Türkiye’nin en güzel sergi salonlarından bir tanesi. Ziyaretçilerimizi bu dijital deneyimi yaşamaya davet ediyoruz” dedi.   “Sanat da dijitalleşti” Garip Ay’ın İnteraktif Ebru Sanatı Ekranı önünde el ve kol hareketleri ile ebru sanatına yön veren 8 yaşındaki Yiğit Yankı Karaca “Desenleri hareket ettirdim. Eğlenceliydi. Desenleri oynatmak değişikti ve şaşırtıcıydı” derken, anne Yasemin Karaca ise “Sabit resim yerine hareketli bir resim görmeleri çocuklar için değişik bir deneyim oldu. Artık sanat da dijital ortamda aktarılmaya başladı. Hem çocuklar hem de bizler için bu imkanın sağlanması çok güzel” diye konuştu.  

“Gerçekten düşeceğimi hissettim”

Aylin Taslak’tan VR Labyrinth Project’i deneyimleyen ve VR gözlüğü takarak dijital anlamda yer değiştiren Evrim Şahin, “VR gözlükle yüksekte bir yolda yürümeye çalıştım. Gökyüzünde bir yere ulaşmaya çalıştım. Yükseklikten korktuğum için heyecan verici bir deneyim oldu. Böyle gerçekçi bir deneyimi yaşamak muhteşemdi ama yükseklik korkumdan yukarıya da aşağıya da bakamadım. Yoldan çıkarsam gerçekten düşeceğimi hissettim. Artık teknoloji devrindeyiz. Herkesin deneyimlemesi gereken bir sergi” sözlerine yer verdi. 

“Gerçek Ay’da gibiydim”

Uzay Kampı Türkiye VR Gözlüklü Simülasyon alanında uzayda gezintiye çıkan 7 yaşındaki Duru Parapan, “Çok heyecanlandım. Dünya’yı gördüm. Çok güzeldi. Sanki Ay’da zıplıyordum. Gerçek Ay’da gibiydim” diyerek duygularını paylaştı.   20 sanatçılı sergi Sergide yer alan sanatçılar Aslı Özer, Can Memişoğulları, Cansu Sönmez, Cemal Şamlı, Deniz Çalışkan, Dilara Başköylü, Ecem Dilan Köse, Genco Gülan, İpek Taçmahal, İrem Zeynep Duran, Kahraman Turan, Merve Güç, Nadide Acar, Neda İsmail Atar, Olcay Gültepe, Sezen Ümitli, Xebat Bayram, Varol Topaç, Yasin Uysallar ve Yonca Karaaslan’dan oluşuyor.

Digital Echos, teknolojinin Heideggerci anlamda bir açığa çıkarma aracı olarak işlev görmesiyle, varoluşun hem ifşa eden hem de gizleyen ikili doğasına odaklanıyor. Sergi, dijitalin varlık ve yokluk arasındaki ince çizgide nasıl bir estetik deneyim sunduğunu incelerken, dijital teknolojilerin sanatın varlık-yokluk diyalektiğini nasıl şekillendirdiğini göstermeye çabalıyor.          

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aşı karşıtlığı bazı hastalıkların tekrar yayılmasına neden oluyor!

Aşılamanın, kendimizi ve çocuklarımızı hastalıklardan korumak için yapabileceğimiz en önemli şey olduğunu dile getiren Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Aşılar bağışıklık sisteminize sizi hastalıklardan koruyan antikorları nasıl üreteceğini öğretir ve her yıl dünya çapında milyonlarca ölümü önler.” dedi. Aşı karşıtı söylentilerin aksine aşıların bağışıklık sistemini zayıflatmadığına veya otizme neden olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, insanların aşı olmayı bırakması halinde ise bulaşıcı hastalıkların hızla tekrar yayılmasının mümkün olduğu uyarısında bulundu. 

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce) Tıbbi Biyokimya Bölümünden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, aşılamanın önemi ve aşı karşıtlığı hakkında bilgi verdi.

Aşı karşıtı hikayelere dikkat!

Dünya çapında başarılı aşı geçmişine rağmen, birçok siyasi parti ve dini grubun aşı karşıtı harekete katılarak aşıların bilimsel güvenilirliğini sorguladığını ve kökenlerini eleştirdiğini ifade eden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Aşı karşıtı hikayeler, genellikle sosyal medya aracılığıyla çevrimiçi ve çevrimdışı olarak yayılır. İnternet, adeta komplo teorilerine dayalı hikayeler üretirken ‘zorla uygulanan hükümet ilaçları ve zorunlu tıbbi süreçlerle’ mücadeleye de davetiye çıkarıyor.” dedi.

Aşı ve sağlık bilgilerinin her zaman ulusal Sağlık Bakanlığı Aşı Portalı’ndan veya Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi güvenilir kaynaklardan alınması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Sosyal medyadaki aşı bilgileri bilimsel kanıtlara dayanmayabilir ve çocuğunuzu ciddi bir hastalık riskine sokabilir. Mevcut tüm kanıtlar bize aşı yaptırmanın aşı yaptırmamaktan daha güvenli olduğunu söylüyor.” şeklinde konuştu.

Aşılar otizme neden olmaz!

Aşıların ne yapıp ne yapmadığına değinen Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, şunları söyledi:

“Aşılar, sizi ve çocuğunuzu birçok ciddi ve potansiyel olarak ölümcül hastalıktan korumaya yardımcı olur. Ailenizdeki ve toplumunuzdaki diğer insanları korur. Aşı olamayacak kadar küçük bebekler ve aşı olamayacak kadar hasta olanlar gibi aşı olamayan kişilere hastalıkların yayılmasını durdurmaya yardımcı olur. Tanıtılmadan önce sıkı güvenlik testlerinden geçer ve ayrıca tanıtıldıktan sonra da yan etkiler açısından sürekli olarak izlenir. Bazen uzun sürmeyecek hafif yan etkilere neden olarak, kendinizi biraz hasta hissetmenize, 2 veya 3 gün boyunca kolunuzda ağrı oluşmasına neden olabilir. Yeterli sayıda insan aşılanırsa bazı hastalıkları azaltır ve hatta ortadan kaldırabilir.”

Öte yandan aşıların bağışıklık sisteminin aşırı yüklenmesine neden olmayacağının veya zayıflatmayacağının altını çizen Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Çocuklara ve yetişkinlere aynı anda birkaç aşı yapmak güvenlidir ve bu, gereken enjeksiyon miktarını azaltır. Aşılar cıva (tiyomersal) veya zarar veren hiçbir bileşen içermez. Daha güvenli ve daha etkili hale getirmek için gerekli olan bileşenler içerir. Otizme neden olmaz. Çalışmalarda kızamık, kabakulak ve kızamıkçık (KKK) aşıları ile otizm arasında bir bağlantı olduğuna dair hiçbir kanıt bulamamıştır.” şeklinde konuştu.

“Aşılar her yıl dünya çapında milyonlarca ölümü önler”

Aşılamanın, kendimizi ve çocuklarımızı hastalıklardan korumak için yapabileceğimiz en önemli şey olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Her yıl dünya çapında milyonlarca ölümü önler. Tanıtıldığından beri uygulanan aşılar ile milyonlarca insanı öldüren veya sakat bırakan çiçek hastalığı, çocuk felci ve tetanos gibi hastalıklar ya ortadan kalktı ya da artık çok nadir görülüyor. Kızamık ve difteri gibi diğer hastalıklar, aşılar tanıtıldığından beri her yıl çok düşük sayıda vakaya düştü. Ancak, insanlar aşı olmayı bırakırsa, bulaşıcı hastalıkların hızla tekrar yayılması mümkündür.” uyarısında bulundu.

“İnsanların yüzde 90’ından azı aşılanırsa hastalıklar hızla tekrar yayılabilir”

KKK aşısının, kızamık ve kabakulak hastalıklarına karşı en iyi koruma olmasına rağmen dünyada tekrar bu hastalıkların görülmeye başlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Bu ciddi bir durumdur çünkü kızamık, menenjit gibi yaşamı tehdit eden komplikasyonlara yol açabilir ve kabakulak da işitme kaybına neden olabilir.” dedi.

Çocukların yüzde 95’inin KKK aşısı olması halinde, kızamığın tamamen yayılmasının durdurulacağını da dile getiren Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Ancak, insanların yüzde 90’ından azı aşılanırsa kızamık, kabakulak ve kızamıkçık hızla tekrar yayılabilir. En iyi korumayı sağlamak için herkes aşı takvimlerini güncel tutmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Aşılar bağışıklık sistemini eğitiyor… 

Aşıların nasıl çalıştığına da değinen Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Aşılar bağışıklık sisteminize sizi hastalıklardan koruyan antikorları nasıl üreteceğini öğretir. Bağışıklık sisteminizin bunu aşı yoluyla öğrenmesi, hastalıkları yakalayıp tedavi etmekten çok daha güvenlidir. Bağışıklık sisteminiz bir hastalıkla nasıl savaşacağını öğrendiğinde, size genellikle ömür boyu koruma sağlayabilir. Aşı yaptırmak, ‘sürü bağışıklığı’ yoluyla tüm topluluğa da fayda sağlar. Yeterli sayıda insan aşılanırsa, hastalığın aşı olamayan kişilere yayılması daha zordur.”

“Aşı karşıtı hareketler dünya çapında artıyor”

Aşıların tüm zamanların en başarılı kamu müdahalelerinden biri olmasına rağmen, bazı ebeveynlerin aşı güvenliği konusunda endişe duymaya devam ettiğine vurgu yapan Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Ebeveynlere aşılar hakkında güvenilir, kanıta dayalı bilgiler sağlamak, aşı riski iletişiminin önemli bir bileşenidir.” dedi.

Geçtiğimiz on yılda yayınlanan yeni araştırmalara değinen Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, şunları aktardı:

“Araştırmalar aşı karşıtlığının son yıllarda dünya çapında, hatta sağlık çalışanları arasında bile arttığını öne sürüyor. Aşı karşıtlığı, nüfuslar arasında aşılama oranlarının düşmesine önemli ölçüde katkıda bulunur ve bulaşıcı hastalıkları kontrol altına alma ve pandemi önleme açısından halk sağlığı için önemli bir zorluk oluşturmaktadır. Öyle ki, aşı gerekliliklerine karşı çıkan bir grup, ciddi bir tehdit ortamı oluşturarak çocuk aşılama oranlarında ulusal düşüşe ve önlenebilir ölümcül hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. 

İnsanların hayatlarını tehlikeye atan aşı karşıtı politikalar, bu grubun söylemi olmuş durumda. Pandemi kısıtlamalarına ve koronavirüsle mücadele için tanıtılan aşıların güvenliği hakkındaki yanlış bilgilerin yayılması ile bu tepkinin bir parçası olarak hareket etmektedirler. 2020’den önce, tıbbi zorunluluklar öncelikle okul çağındaki çocukları, üniversite öğrencilerini ve sağlık çalışanlarını etkiliyordu. Ancak, 2020’den sonra zorunluluklar herkesi bir şekilde etkilemeye başladı. Özellikle ileri yaşlar için farklı grip tipleri ve boğmaca gibi aşılanma tedbirleri önem kazandı.”

Yanlış politika, tıbbı yenecek mi?

Bazı ülke veya eyaletlerde aşı erişimini sınırlayacak, okullarda ve işyerlerinde aşı muafiyetlerini teşvik edecek yasa tasarılarının hazırlanmaya çalışıldığına işaret eden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Maske takma ve aşılarla ilgili halk sağlığı zorunluluklarını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Herkesin kendi sağlık kararlarını verme fırsatına sahip olması, sorumluluğunu alması ve sonuçlarına katlanması gerekliliğini savunan ‘Tıbbi özgürlük’ hareketi güç kazanırken, çocukluk aşılama oranları düşmeye devam ediyor. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne (CDC) göre, Amerika’da, ebeveynleri tarafından aşı yaptırmaktan vazgeçen anaokulu öğrencilerinin oranı 2022-2023 okul yılında yüzde 3’lük yeni bir zirveye ulaşmış durumda ve bu da halk sağlığı uzmanlarını endişelendiriyor. Artan aşı karşıtlığı, geçen yıl düşük aşılama oranlarına sahip topluluklarda maalesef kızamık salgınına yol açmıştır.” dedi.

“Aşı biliminin çarpıtılmasının yaratabileceği tehlikenin boyutlarının çok ürkütücü”

Asılsız iddiaların ‘sağlık dezenformasyonunun kasıtlı olarak yayılması’ olarak yürütüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, aşı biliminin bu şekilde çarpıtılmasının yaratabileceği tehlikenin boyutlarının çok ürkütücü olduğunu söyledi. 

Aşı karşıtlığı ile ilgili en belirgin faktörlerin yapısal olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, aşı karşıtlığının nedenlerini şöyle açıkladı:

“Sağlık ve sosyoekonomik eşitsizlikler ve adaletsizlikler, etkili kamu sağlığı mesajlarının eksikliği, etnik azınlık gruplarını içeren etik olmayan araştırmalar ve yapısal ırkçılık, sosyal dezavantajlar, yani daha düşük eğitim seviyeleri ve yüksek kaliteli, doğru bilgilere erişimin olamaması, çevrimiçi platformlar aracılığıyla yanlış bilgi, dezenformasyon, komplo teorileri ve söylentilerin giderek yayılması, sosyoekonomik eşitsizlikler ve aşı teslimat süresi, yeri ve maliyeti gibi erişim yeteneğindeki engeller aşı karşıtı girişimlere neden olabiliyor.”

Aşı karşıtlığı Nijerya’da çocuk felci vakalarını artırdı!

Aşı karşıtlığının, bağışıklama programlarının başarısını ve etkinliğini doğrudan etkilediğine vurgu yapan Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Aşı karşıtlığının aşı talebine zarar verdiği bilinmektedir, bu da aşılamanın kapsamını ve salgınları kontrol altına almayı almayı engeller.” dedi.

Aşı karşıtlığının, bireylerin ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler ile toplumun tamamı için tehlike oluşturduğunun altını çizen Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Bu söylemlerin özellikle çocuk felci veya kızamığa uygulanması durumunda dünya olarak nerede olacağımızı tahmin edebilmemiz mümkün. Örneğin, bu sebeple Nijerya’da 2002 ile 2006 yılları arasında vakalarda çocuk felci vakaları beş kat artmıştır. Bunun nedeni, söylentiler ve hükümete duyulan güvensizlik nedeniyle çocuk felci aşısının boykot edilmesinden kaynaklanmıştır.” diyerek sözlerini tamamladı

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Fuar’da Çiğli Rüzgarı

93. kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı’nda yer alan Çiğli Belediyesi standı dördüncü gününde de büyük bir coşkuya sahne oldu. Çiğli Belediyesi meclis üyeleri, muhtarlar, CHP Çiğli İlçe Yönetimi, STK temsilcilerinin ziyaret ettiği stantta oldukça renkli anlar yaşandı. İzmir Fuarı’nın kültürel bir miras olduğuna dikkat çeken Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, “İzmir’i dünyaya tanıtan en büyük pencerelerden birinde yer aldığımız için çok mutluyum” dedi.

Kültürpark Montrö kapısında Türk bayrakları ve marşlar eşliğinde standa yürüyen Başkan Onur Emrah Yıldız ve beraberindeki heyeti, bando ekibi İzmir Marşıyla karşıladı. Coşkulu kalabalık hep birlikte şarkılar söylerken, Belediye kursiyerlerinin sergilediği tango ve vals gösterisi ziyaretçilerden büyük beğeni topladı.

Başkan Yıldız ve katılımcılar eğlenceli anlar yaşadı

Birbirinden renkli gösteriler ve eğlenceli atölyelere ev sahipliği yapan stantta, teknoloji temalı Yapay Zeka Atölyesi ve Ay Yolculuğu Simülasyonu uygulamaları ziyaretçilerin büyük ilgi gördü. Yapay Zeka ile karikatürlerini oluşturan konuklar, bu alanda uzun kuyruklar oluşturdu. Çocuklar için kurulan yüz boyama alanını ziyaret eden Başkan Yıldız, miniklere balon ve hediyeler dağıtarak onlarla oyunlar oynadı ve bol bol fotoğraf çektirdi.

“İzmir Fuarı, kültürel tarihimizin en değerli parçası”

Çiğli standını ziyaret eden katılımcılara teşekkür eden Başkan Yıldız, “93. kez İzmir Enternasyonal Fuarı’nda bir aradayız ve bundan büyük bir mutluluk duyuyorum. İzmir Fuarı, kültürel tarihimizde büyük bir öneme sahip. İzmir’imizi dünyaya tanıtan en büyük pencerelerden birinde yer aldığımız ve değerli hemşehrilerimizi, muhtarlarımızı, meclis üyelerimizi, ilçe yöneticilerimizi ve STK temsilcilerimizi burada ağırladığımız için gerçekten büyük onur duyuyorum. Fuar süresince İzmirlileri standımıza bekliyoruz ” ifadelerini kullandı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Herkes için Müthiş Yatırım Fırsatı : 99 Bin TL’ye Çanakkale’de İlk Tarlanız Arsago’dan

Çanakkale’de Sadece 99 bin TL fiyatla “İlk Tarlam”  

Çanakkale’nin huzurlu ve tarih kokan atmosferinde, yatırım fırsatı arayanları, yepyeni bir başlangıç yapma fırsatı bekliyor. Yatırımcılarına kaçırılmayacak avantajlar sunan Türkiye’nin önde gelen arsa yatırım şirketi Arsago, Çanakkale’nin gözde bölgesi Bayramiç Muratlar’daki “İlk Tarlam” projesini sadece 99 bin TL gibi cazip bir fiyata, 59 bin TL peşinat ve 4 sabit taksit avantajıyla satışa sundu. 

 

Çanakkale’nin eşsiz manzarasında, her geçen gün değer kazanan Bayramiç bölgesinde 23 bin metrekare alanda 116 tahsisli alandan oluşan Arsago ‘’İlk Tarlam’’ sınırlı taleple kaçırılmayacak bir yatırımın kapılarını aralıyor.

 

Arsago Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Gazi Koçak, projenin kaçırılmayacak bir fırsat sunduğunu belirterek, “İlk Tarlam, öğrencilerden yeni iş sahibi olanlara, beyaz yakalılardan hayatında yeni bir başlangıç yapmak isteyenlere kadar Türkiye çapında çok geniş bir kitleye hitap ediyor. 99 bin TL gibi ulaşılabilir bir bedelle herkes, sadece 59 bin TL peşinat ödeyerek hayallerindeki yatırıma bugün adım atabilir. Bu fırsat, yatırım yapmak isteyenler için belki de bir daha asla karşılaşamayacakları bir ayrıcalık sunuyor. Bugün yeni nesil bir telefon da beşi bir yerde altın da 100 bin lira. Toprak ise her zaman katlanarak değerini artıran ülkemizdeki en değerli yatırım argümanı. Bu fırsatla tüm gelir gruplarına yepyeni bir fırsat kapısı açıyoruz, ilk proje yatırımlarına rahatça ödeyebilecekleri bir planla 99 bin liradan sahip olmalarını sağlıyor, herkesi toprak sahibi yapıyoruz.” diye konuştu.

 ‘’İlk Tarlam’’ projesi, Çanakkale’ye 50 km, Bozcaada’ya 80 km mesafede yer alırken Çanakkale’nin tarihi, kültürel ve turistik güzelliklerinin de yanıbaşında bulunuyor. Truva Müzesi ve Truva Antik Kenti’ne 75 km, Dardanos Plajı’na 60 km, Bayramiç Barajı’na 45 km, Aynalı Çarşı’ya ise sadece 50 km mesafede…

 

Yüzde 2000’e varan kazançla yatırım danışmanlığı hizmeti 

İstanbul ve Çanakkale’de geliştirdiği projelerinde son birkaç yılda yüzde 800 ile yüzde 2000 arasında bir değer artışı sağlayan Arsago, bu başarısıyla arsa yatırımının ne kadar karlı ve güvenilir olabileceğini kanıtlarken, yatırımcılara yalnızca arsa satışı değil, aynı zamanda kapsamlı bir yatırım danışmanlığı hizmeti sunuyor. 

 

‘’İlk Tarlam’’ projesi ile bölgenin potansiyeline değinen Arsago Yönetim Kurulu başkanı Cüneyt Gazi Koçak, “Enflasyonist ortam ve KMH etkisi nedeniyle nakitte kalmayı tercih eden tüketici artık çok daha hızlı kazanç sağlayacağı risksiz ve güven duyacağı yatırım argümanlarına yöneliyor. Yatırımcılar, arsa araştırmasına başladığında konum, bölgenin gelecekteki gelişme planları, demografik ve ekonomik trendleri gibi çok sayıda faktörü inceleyerek, yatırımını yaparken kısa vadeli kazançlar yerine uzun vadeli ve sürdürülebilir gelişmeyi hedefliyor. Çanakkale’nin sürekli ve hızla değerlenme potansiyeli de ‘’İlk Tarlam’’a yatırımın cazibesini artırıyor. Bu proje, hayallerini ertelemeyen ve yatırım kararını bugün veren herkes için çok büyük bir fırsat. Daha önce görülmemiş bir fiyat ve ödeme planı ile sunduğumuz bu fırsatı kaçırmamak için sınırlı taleple hızla tükenecek bu projede yatırım yapmak isteyen herkesi hızla harekete geçmeye davet ediyoruz” diyerek projeye olan büyük ilgiye dikkat çekti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cengiz Holding, Türkiye’nin en büyük kanatlı rüzgar santrali için DZ Bank’tan ‘yeşil kredi’ aldı

Tüm faaliyet alanlarında verimli ve sürdürülebilir yatırımlara imza atan Cengiz Holding, Almanya’nın en büyük ikinci bankası olan DZ Bank’tan Çerkeş Rüzgar Enerji Santrali projesi için 20 milyon dolarlık yeşil finansman aldı. Gelecek yıl tamamlanacak projede kullanılan türbinlerin kanatları Türkiye’nin en büyüğü olacak. 

Katma değerli sanayi ve enerjide Türk şirketlerine öncülük yapmayı sürdüren Cengiz Holding, tüm faaliyet alanlarında odağına aldığı sürdürülebilirlik vizyonunu yeşil finansman ile büyütüyor. Grup, bu kapsamda 50 MW kurulu güce sahip Çerkeş Rüzgar Enerji Santrali kapasite artışı projesinde kullanılmak üzere Almanya’nın en büyük ikinci bankası olan DZ Bank’tan 20 milyon dolarlık yeşil finansman sağladı. Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji arzını artırma hedefiyle yatırımlarına devam eden Cengiz Holding’in grup şirketi Cengiz Enerji tarafından kullanılacak krediyle Çerkeş santraline toplam 32,6 MW kurulu güce sahip rüzgar türbinleri eklenecek.

Cengiz Holding Yönetim Kurulu Danışmanı Arzu Özgiray, yeşil kredinin çevresel etki ve sürdürülebilirlik yönünden belirli kriter ve taahhütleri yerine getiren şirketlere verildiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Dünyanın ve Türkiye’nin içinden geçtiği büyük dönüşüm sürecinde ve sıfır karbon yolculuğunda hem sektörümüze hem de topluma öncülük etmek istiyoruz. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimiyle bölgenin enerji ihtiyacını karşılama ve karbon ayak izini azaltma konusunda önemli bir rol üstlenecek projemiz için yeşil kredi anlaşması imzalamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu kredi türü, standart finansman modellerine kıyasla çok daha sıkı ve katmanlı bir teminat ve onay mekanizmasının yanı sıra raporlama ve şeffaflık yönünden de çok daha detaylı bir süreçten geçmeyi gerektiriyor. Cengiz Holding’in güçlü bilanço yapısı ve kredi piyasalarındaki itibarının yüksek olması sayesinde bu krediyi, Çin’in ihracat ve kredi sigorta kuruluşu olan Sinosure’un krediye vermiş olduğu sigorta poliçesi ile alabildik. Bu önemli başarıda tüm çalışma arkadaşlarımızın payı var. Cengiz Holding olarak tüm faaliyet alanlarımızda hem ülkemizin hem de dünyanın geleceği için bu taahhütleri sunmaya devam edeceğiz.”

90 METRELİK KANATLARA SAHİP OLACAK

Finansmanı yeşil krediden sağlanacak kapasite artırma projesiyle Çerkeş Rüzgar Enerji Santrali’nin kurulu gücü 32,6 MW’lık artışla 82,6 MW’a çıkacak. Her biri 7,2 MW kurulu güce sahip rüzgar türbinlerinden meydana gelecek santral, 183 metre rotor çapı ve 90 metre kanat uzunluğu ile bu alanda Türkiye’nin en büyüğü olacak. Rekor kanat uzunluğu ile tek türbinde maksimum enerji üretiminin hedeflendiği proje bu özelliği ile verimli, sürdürülebilir ve çevreci projelere örnek oluşturacak. Yıllık yaklaşık 54 bin ton karbondioksit salımını engelleyecek projenin 2025 yılının ikinci yarısında tamamlanması planlanıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %51,97, aylık %2,47 arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup %28,96 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %120,81 ile eğitim oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre azalan ana grup %-1,10 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %11,34 ile eğitim oldu (ana harcama gruplarına göre endeksler, ağırlıklar ve değişim oranları Ek Tablo-1’dedir).

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Ağustos ayı itibarıyla, 22 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 3 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 118 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık %50,87, aylık %2,88 oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre %2,88, bir önceki yılın Aralık ayına göre %32,19, bir önceki yılın aynı ayına göre %50,87 ve on iki aylık ortalamalara göre %66,79 olarak gerçekleşti.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı