Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık %36,18 arttı

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %49,43 artış, imalatta %36,18 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %20,66 artış ve su temininde %65,87 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %33,56 artış, dayanıklı tüketim mallarında %40,70 artış, dayanıksız tüketim mallarında %48,79 artış, enerjide %18,20 artış ve sermaye mallarında %37,98 artış olarak gerçekleşti.

Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde aylık %1,20 arttı

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %2,51 artış, imalatta %1,20 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %6,10 artış ve su temininde %1,07 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %1,25 artış, dayanıklı tüketim mallarında %2,14 artış, dayanıksız tüketim mallarında %1,17 artış, enerjide %3,04 artış ve sermaye mallarında %2,49 artış olarak gerçekleşti.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Geçmek bilmeyen zihinsel ve fiziksel yorgunluk, unutkanlık, kaslarda güçsüzlük, el ile ayaklarda oluşan karıncalanma, uyuşma ve yanma hissi… Yaşam kalitemizi ciddi boyutlarda etkileyen bu sorunların nedeni ‘vitamin eksikliği’ olabiliyor! Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, özellikle son yıllarda çoğumuzun yakındığı kronik yorgunluk ve unutkanlık gibi sorunların  vücudumuzda biokimyasal işleyişin vazgeçilmez unsurları olan vitamin eksikliğinden kaynaklanabileceği uyarısında bulunarak, “Modern yaşamın hızlı temposu, yoğun iş koşulları ve stres nedeniyle pek çok kişi yeterli ve dengeli beslenmekte güçlük çekmektedir. Bu nedenle uzun süreli fiziksel ve zihinsel yorgunluk ile unutkanlık gibi problemlerin sorumlusu vitamin eksikliği olabilir.  Dolayısıyla bu tür yakınmalarda mutlaka hekime başvurulmalıdır” diyor. 

Gelişigüzel takviye kullanmayın! 

Taze  sebze ve meyve ile beslenen, yeterli et ve hayvansal gıdalar tüketen kişilerde vitamin eksikliğinin genelde gözlenmediğine işaret eden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, “Hatalı beslenme, gebelik, emzirme, ameliyat, ağır stres ve bazı hastalıklar nedeniyle vitamin eksiklikleri gelişebilir. Vitaminlerin öncelikle sağlıklı beslenme yoluyla alınmaları gerekir. Ancak bazı durumlarda takviye preparatlar alınmalıdır.  Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, takviyelerin sanki doğal beslenmenin bir parçası gibi gerekli gereksiz alınmamasıdır. Unutmayalım ki vitaminlerde eksiklik kadar fazlalıklar da sağlığımız için zararlıdır. Bu nedenle mutlaka hekimin tavsiyesi doğrultusunda kullanılmalıdır” diyor.  Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, vitamin eksikliğine işaret eden 10 önemli belirtiyi ve bu vitaminlerin hangi besinlerde bulunduğunu anlattı! 

UZUN SÜRELİ YORGUNLUK

Uzun süreli zihinsel yorgunluk B1, B12 veya C vitamini eksikliğinin belirtisi olabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, beynin özellikle enerji üretimi için B1 vitaminine ihtiyaç duyduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam ediyor: “B12 eksikliğinde ise unutkanlık, baş dönmesi, entelektüel becerilerde yavaşlama ön plandadır. Güçlü bir antioksidan olan C vitamini de demir emilimini artırarak enerji seviyelerini doğrudan etkiler ve eksikliği zihinsel yorgunluğa yol açabilir. Uzun süreli bedensel yorgunluk da   enerji üretimi için elzem olan B 12 vitamini eksikliğine bağlı gelişen megaloblastik anemiden kaynaklanıyor olabilir.”

Hangi besinlerde bulunuyor? 

B1 (Tiamin) vitamini: Tahıllar, et, süt, yumurta ve sakatat gibi hayvansal ürünler, balık, baklagiller, kuruyemişler (fındık, ceviz ve ay çekirdeği gibi )

B12 vitamini: kırmızı et, yumurta, balık, süt ve ürünleri, ıspanak, pancar 

C vitamini: Turunçgiller, çilek, kuşkonmaz, maydanoz,   roka, kırmızıbiber, domates brokoli 

 

TIRNAK VE SAÇ SORUNLARI

Kırılgan tırnaklar ve saçlarda kepeklenme, dökülme, çabuk kırılma ile yavaş uzama gibi sorunların kaynağı H vitamini, diğer adıyla biotin (B7) eksikliği olabiliyor. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Baklagiller, yumurta sarısı, karaciğer, fındık, ıspanak, yulaf, buğday

 

AŞIRI ADET KANAMALARI 

Adet kanamalarının uzun sürmesi, diş eti ve burun kanamaları  K vitamini eksikliğini ifade edebiliyor. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Et, yumurta, sakatatlar, ıspanak, brokoli, domates, maydanoz, marul, lahana, bezelye, nar, kivi, çilek, avokado, böğürtlen

 

KAS KAYBI VE GÜÇSÜZLÜĞÜ

Kas kaybı ve güçsüzlüğünde E vitamini eksikliğini düşünmek gerekiyor. Aynı zamanda ciddi bir antioksidan olan E vitamini bağışıklık sisteminin güçlenmesinde de büyük bir öneme sahip. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Ayçiçeği, fıstık, ceviz, avokado, kivi, mango, badem, karalahana, zeytinyağı

 

KEMİK AĞRILARI

Tüm vücutta gelişen yaygın kemik ağrıları ve kemik erimesi D vitamini eksikliğine işaret edebiliyor. Güneş ışığıyla vücutta sentezlenen D vitamini eksikliğinde ayrıca bağışıklık sisteminin etkilenmesi sonucu; hastalıklar ile mücadelede yetersiz kalma, kronik yorgunluk, uyku bozuklukları, hatta obezite ve depresyon sorunları gelişebiliyor.

Hangi besinlerde bulunuyor? Somon, uskumru ve sardalya balığı, kırmızı et, karaciğer, yumurta sarısı, süt ürünleri maydanoz, ısırgan otu

 

DİLDE VE DERİDE ÇATLAKLAR

Dilde ve deride çatlaklar B6 vitamini eksikliğinin habercisi olabiliyor. B6 vitamininin eksikliğinde hücre yenilenmesi gecikiyor ve bunun sonucunda çatlaklar ile egzama gibi deri hastalıkları oluşabiliyor. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Kırmızı et, beyaz et, karaciğer, balık, kırmızıbiber, ıspanak, tüm tahıl ürünleri, kümes hayvanları, yumurta, nohut 

 

GÖRMEYLE İLGİLİ SORUNLAR

Çeşitli göz ve görme sorunları A vitamini eksikliğinden kaynaklanabiliyor. A vitamini eksikliği göz akı ile korneanın parlaklığını kaybederek kurumasına ve özellikle gece körlüğüne neden olabiliyor.

Hangi besinlerde bulunuyor? Karaciğer, balık yağı, süt, tereyağı, yumurta, havuç, koyu, yeşil yapraklı sebzeler 

 

EL VE AYAKLARDA KARINCALANMA

El ve ayaklarda nöropati (uyuşma, karıncalanma, yanma hissi) B12 eksikliğinin habercisi olabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, B12 eksikliğinin aynı zamanda çağımızın önemli bir sorunu olan unutkanlık ve baş dönmesine de yol açabildiğini vurguluyor. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Kırmızı et, balık, süt ve ürünleri, yumurta, koyu renkli yapraklı sebzeler

SIK SIK ENFEKSİYON GEÇİRMEK

A,  B6,  C, D ve E vitaminleri bağışıklık sistemimizin vazgeçilmez vitaminlerini oluşturuyor.  Dolayısıyla çok sık geçirilen viral hastalıklarda ve uzayan iyileşme sürelerinde A, B6, C, D ve E vitamin eksikliklerinin akla gelmesi gerekiyor. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Kırmızı et, karaciğer, yumurta, tahıl ürünleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller, avakado, mango  

 

CİLT ALTINDA MORARMALAR

C vitamini eksikliği kolajen yapım yetersizliğine yol açarak cilt altında kanamalar ve morluklar oluşturabiliyor. C vitamini eksikliğinde hidroksillenmede yaşanan sorundan dolayı sentezlenen kollajenin üçlü sarmal yapısında ve çapraz bağlarında bozulmalar oluşuyor; bu da vücudumuzdaki kollajen bağ dokularının zayıflamasına sebebiyet veriyor.

Hangi besinlerde bulunuyor? Turunçgiller, çilek, kuşkonmaz, maydanoz, roka, kırmızıbiber, domates, brokoli 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Geçmek bilmeyen zihinsel ve fiziksel yorgunluk, unutkanlık, kaslarda güçsüzlük, el ile ayaklarda oluşan karıncalanma, uyuşma ve yanma hissi… Yaşam kalitemizi ciddi boyutlarda etkileyen bu sorunların nedeni ‘vitamin eksikliği’ olabiliyor! Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, özellikle son yıllarda çoğumuzun yakındığı kronik yorgunluk ve unutkanlık gibi sorunların  vücudumuzda biokimyasal işleyişin vazgeçilmez unsurları olan vitamin eksikliğinden kaynaklanabileceği uyarısında bulunarak, “Modern yaşamın hızlı temposu, yoğun iş koşulları ve stres nedeniyle pek çok kişi yeterli ve dengeli beslenmekte güçlük çekmektedir. Bu nedenle uzun süreli fiziksel ve zihinsel yorgunluk ile unutkanlık gibi problemlerin sorumlusu vitamin eksikliği olabilir.  Dolayısıyla bu tür yakınmalarda mutlaka hekime başvurulmalıdır” diyor. 

Gelişigüzel takviye kullanmayın! 

Taze  sebze ve meyve ile beslenen, yeterli et ve hayvansal gıdalar tüketen kişilerde vitamin eksikliğinin genelde gözlenmediğine işaret eden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, “Hatalı beslenme, gebelik, emzirme, ameliyat, ağır stres ve bazı hastalıklar nedeniyle vitamin eksiklikleri gelişebilir. Vitaminlerin öncelikle sağlıklı beslenme yoluyla alınmaları gerekir. Ancak bazı durumlarda takviye preparatlar alınmalıdır.  Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, takviyelerin sanki doğal beslenmenin bir parçası gibi gerekli gereksiz alınmamasıdır. Unutmayalım ki vitaminlerde eksiklik kadar fazlalıklar da sağlığımız için zararlıdır. Bu nedenle mutlaka hekimin tavsiyesi doğrultusunda kullanılmalıdır” diyor.  Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, vitamin eksikliğine işaret eden 10 önemli belirtiyi ve bu vitaminlerin hangi besinlerde bulunduğunu anlattı! 

UZUN SÜRELİ YORGUNLUK

Uzun süreli zihinsel yorgunluk B1, B12 veya C vitamini eksikliğinin belirtisi olabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, beynin özellikle enerji üretimi için B1 vitaminine ihtiyaç duyduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam ediyor: “B12 eksikliğinde ise unutkanlık, baş dönmesi, entelektüel becerilerde yavaşlama ön plandadır. Güçlü bir antioksidan olan C vitamini de demir emilimini artırarak enerji seviyelerini doğrudan etkiler ve eksikliği zihinsel yorgunluğa yol açabilir. Uzun süreli bedensel yorgunluk da   enerji üretimi için elzem olan B 12 vitamini eksikliğine bağlı gelişen megaloblastik anemiden kaynaklanıyor olabilir.”

Hangi besinlerde bulunuyor? 

B1 (Tiamin) vitamini: Tahıllar, et, süt, yumurta ve sakatat gibi hayvansal ürünler, balık, baklagiller, kuruyemişler (fındık, ceviz ve ay çekirdeği gibi )

B12 vitamini: kırmızı et, yumurta, balık, süt ve ürünleri, ıspanak, pancar 

C vitamini: Turunçgiller, çilek, kuşkonmaz, maydanoz,   roka, kırmızıbiber, domates brokoli 

 

TIRNAK VE SAÇ SORUNLARI

Kırılgan tırnaklar ve saçlarda kepeklenme, dökülme, çabuk kırılma ile yavaş uzama gibi sorunların kaynağı H vitamini, diğer adıyla biotin (B7) eksikliği olabiliyor. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Baklagiller, yumurta sarısı, karaciğer, fındık, ıspanak, yulaf, buğday

 

AŞIRI ADET KANAMALARI 

Adet kanamalarının uzun sürmesi, diş eti ve burun kanamaları  K vitamini eksikliğini ifade edebiliyor. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Et, yumurta, sakatatlar, ıspanak, brokoli, domates, maydanoz, marul, lahana, bezelye, nar, kivi, çilek, avokado, böğürtlen

 

KAS KAYBI VE GÜÇSÜZLÜĞÜ

Kas kaybı ve güçsüzlüğünde E vitamini eksikliğini düşünmek gerekiyor. Aynı zamanda ciddi bir antioksidan olan E vitamini bağışıklık sisteminin güçlenmesinde de büyük bir öneme sahip. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Ayçiçeği, fıstık, ceviz, avokado, kivi, mango, badem, karalahana, zeytinyağı

 

KEMİK AĞRILARI

Tüm vücutta gelişen yaygın kemik ağrıları ve kemik erimesi D vitamini eksikliğine işaret edebiliyor. Güneş ışığıyla vücutta sentezlenen D vitamini eksikliğinde ayrıca bağışıklık sisteminin etkilenmesi sonucu; hastalıklar ile mücadelede yetersiz kalma, kronik yorgunluk, uyku bozuklukları, hatta obezite ve depresyon sorunları gelişebiliyor.

Hangi besinlerde bulunuyor? Somon, uskumru ve sardalya balığı, kırmızı et, karaciğer, yumurta sarısı, süt ürünleri maydanoz, ısırgan otu

 

DİLDE VE DERİDE ÇATLAKLAR

Dilde ve deride çatlaklar B6 vitamini eksikliğinin habercisi olabiliyor. B6 vitamininin eksikliğinde hücre yenilenmesi gecikiyor ve bunun sonucunda çatlaklar ile egzama gibi deri hastalıkları oluşabiliyor. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Kırmızı et, beyaz et, karaciğer, balık, kırmızıbiber, ıspanak, tüm tahıl ürünleri, kümes hayvanları, yumurta, nohut 

 

GÖRMEYLE İLGİLİ SORUNLAR

Çeşitli göz ve görme sorunları A vitamini eksikliğinden kaynaklanabiliyor. A vitamini eksikliği göz akı ile korneanın parlaklığını kaybederek kurumasına ve özellikle gece körlüğüne neden olabiliyor.

Hangi besinlerde bulunuyor? Karaciğer, balık yağı, süt, tereyağı, yumurta, havuç, koyu, yeşil yapraklı sebzeler 

 

EL VE AYAKLARDA KARINCALANMA

El ve ayaklarda nöropati (uyuşma, karıncalanma, yanma hissi) B12 eksikliğinin habercisi olabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, B12 eksikliğinin aynı zamanda çağımızın önemli bir sorunu olan unutkanlık ve baş dönmesine de yol açabildiğini vurguluyor. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Kırmızı et, balık, süt ve ürünleri, yumurta, koyu renkli yapraklı sebzeler

SIK SIK ENFEKSİYON GEÇİRMEK

A,  B6,  C, D ve E vitaminleri bağışıklık sistemimizin vazgeçilmez vitaminlerini oluşturuyor.  Dolayısıyla çok sık geçirilen viral hastalıklarda ve uzayan iyileşme sürelerinde A, B6, C, D ve E vitamin eksikliklerinin akla gelmesi gerekiyor. 

Hangi besinlerde bulunuyor? Kırmızı et, karaciğer, yumurta, tahıl ürünleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller, avakado, mango  

 

CİLT ALTINDA MORARMALAR

C vitamini eksikliği kolajen yapım yetersizliğine yol açarak cilt altında kanamalar ve morluklar oluşturabiliyor. C vitamini eksikliğinde hidroksillenmede yaşanan sorundan dolayı sentezlenen kollajenin üçlü sarmal yapısında ve çapraz bağlarında bozulmalar oluşuyor; bu da vücudumuzdaki kollajen bağ dokularının zayıflamasına sebebiyet veriyor.

Hangi besinlerde bulunuyor? Turunçgiller, çilek, kuşkonmaz, maydanoz, roka, kırmızıbiber, domates, brokoli 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Behçet hastalığı vücutta birçok sistemi tutan ve nadir görülen bir hastalık. İlk olarak 1937’de Türk dermatolog Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından, ağızda aft, genital ülser ve üveit (gözün iltihabi hastalığı) birlikteliği olan bir sendrom olarak tanımlandığı için onun adı ile anılıyor. Türk Oftalmoloji Derneği, Behçet hastalığının en çok görüldüğü ülkelerden birinin Türkiye olduğunun altını çizerek uyarılarda bulundu.

 

Türk Oftalmoloji Derneği Uvea-Behçet Birimi Başkanı Prof. Dr. F. Nilüfer Yalçındağ, “Behçet hastalığının tarihi İpek Yolu boyunca yaygınlaştığı düşünülüyor. Tarihi İpek Yolu, Akdeniz’in doğu kıyılarından başlayıp Hazar Denizi’nin güneyinden geçerek, Orta Doğu ülkelerinde sonlanmaktadır. Günümüzde hastalığın en sık görüldüğü ülkeler; Türkiye, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkeleridir. Bu ülkeler arasında da en sık ülkemizde görülmektedir. Hastalık kadın ve erkekleri eşit oranda tutuyor ve en sık 20-40 arası yaşlarda karşımıza çıkıyor. Genç nüfusu etkilemesi nedeniyle önemli bir hastalık. ” dedi. 

 

Behçet hastalığının başlıca tutulum yerlerinden biri de gözler

Yalçındağ sözlerine söyle devam etti: “Hastalığın kesin sebebi bilinmemekle birlikte, genetik bir zeminde, çevresel faktörlerin de etkisiyle geliştiği düşünülüyor. Behçet hastalığının sık görüldüğü ülkelerden daha nadir olarak görüldüğü ülkelere göç edenlerde, Behçet görülme oranı düşmektedir. Bu da çevresel faktörlerin Behçet hastalığında önemli bir yer aldığını destekliyor. Behçet hastalığı ağızda aftlar, genital ülserler, üveit ve bazı deri bulguları ile karakterizedir. Bunlar dışında eklemler, mide bağırsak sistemi, damarlar ve beyin de tutulabilmektedir. Behçet hastalığı için tanı koydurucu bir laboratuar bulgusu yok. Tanı klinik bulguların değerlendirilmesi ile konuluyor. Deri ve mukoza bulguları en sık görülen bulgular ve hastaların büyük bölümünde sistem tutulumlarından önce çıkar. Deri ve mukoza bulguları dışında hastalığın başlıca tutulum yerlerinden biri de gözlerdir. Behçet hastalığında göz tutulumu, klinik çalışmalarda  yüzde 50-70, epidemiyolojik çalışmalarda  yüzde 20 civarında bildirilmektedir. Ülkemizde yaptığımız çok merkezli bir çalışmanın sonuçlarına göre, tüm üveit hastalarımızın  yüzde 25’ini Behçet üveiti olan hastalar oluşturmaktadır.

 

Genellikle her iki gözü etkiler

Erkeklerde göz tutulumu kadınlardan daha sıktır ve daha ağır seyreder. Erkek hastaların yaklaşık olarak 2/3’ünde göz tutulumu meydana gelir. Göz tutulumu genellikle hastalık başlangıcından sonraki 2 ile 4 yıl içinde meydana gelir. Ancak Behçet hastalığı tanısı bazen göz hastalığının başlaması ile birlikte konulur. Bunun sebebi daha önceden mevcut olan ağızda aft gibi bulguların hastalar tarafından önemsenmeyip, hekime başvurmamalarıdır. 

 

Behçet hastalığı gözde üveit denilen, tekrarlayan ataklar ve iyileşme dönemleri ile seyreden göz içi iltihabı yapmaktadır. Üveit oldukça geniş kapsamlı bir kavram olup, çok çeşitli hastalıklarla ilişkili olabilir. Behçet hastalığına bağlı üveiti diğer üveitlerden ayırt etmemizi sağlayan karakteristik göz bulguları vardır. Behçet üveiti, iltihabi bulguların ani olarak başlaması, takiben iyileşmesi ve tekrar nüksetmesi şeklinde tipik bir seyir göstermektedir. Ancak bu atakların her biri gözde az ya da çok bir hasar bırakabilmekte ve görmeyi tehdit eden komplikasyonlar gelişebilmektedir. Hastalar genellikle gözde kızarıklık, bulanık görme veya görme kaybı, uçuşmalar, gözde ve göz çevresinde ağrı şikayetleri ile başvururlar. Gözün arka kısmını tutan üveitte ise gözde kızarıklık olmadan ağrısız görme azalması ve uçuşmalar olur. 

Behçet hastalarının gözünden şikayeti olmasa dahi 6 ayda bir göz muayenesi yaptırması önerilir. Eğer göz şikayeti olursa derhal doktora başvurmalıdır. Üveit tanısı konmuş olan hastaların kontrol muayenelerinin sıklığı ise hastalığın aktivitesine ve kullanılan ilaçlara bağlı olarak değişir.  

 

Üveitli hastalarda iltihap belirtilerinin hızlı bir şekilde baskılanması ve kalıcı yapısal değişikliklerin oluşmasının önlenmesi için tedavinin derhal başlanması gereklidir. Tedavinin bir diğer amacı da atakların sıklığını ve şiddetini azaltmak ve sonuçta hastanın görmesini korumaktır. Düzenli aralıklarla yapılan takip muayeneleri; hem hastalık belirtilerinin kaybolup kaybolmadığı, herhangi bir komplikasyon gelişip gelişmediği hem de ilaç tedavisinin şeklinin, dozunun ve yan etkilerinin belirlenmesi açısından önem taşır. 

 

Stres, aşırı yorgunluk ve ateşli hastalıklar üveit ataklarını uyarabilir. Özellikle ilaçların önerildiği şekilde ve düzenli olarak kullanılmaması hastalığın alevlenmesine yol açabilir. Olayın bu boyutu göz önüne alınarak tedavinin düzgün olarak yapılması ve doktorun önerisi dışında kesilmemesi gerekmektedir. Tedavi edilmeyen üveit atakları sonucu gözün özellikle arka tabakalarında meydana gelen hasar nedeni ile kalıcı görme kayıpları oluşabilir.  Ancak erken teşhis ve tedavi ile hastaların çoğunda görme iyi düzeyde korunabilmektedir. Son yıllarda yeni tedavi seçeneklerinin kullanıma girmesi ile görme sonuçları geçmişe oranla daha iyi olmaktadır”. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yüksek besin değeriyle sağlığa faydaları saymakla bitmeyen avokado son yıllarda sağlıklı beslenme planlarının vazgeçilmez parçası haline geldi. Avokado tüketirken dikkat edilmesi gerekenleri paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Besleyici ve sağlıklı bir gıda olsa da yüksek kalori ve yağ içerdiğinden dolayı avokado tüketiminde dikkatli olmak gerekir. Sağlıklı bir birey için günde yarım avokado tüketmek idealdir. Bu miktar, sağlıklı yağları almanız ve avokadonun faydalarından yararlanmanız için yeterlidir” dedi. 

Avokado tüketiminin bireysel ihtiyaçlara ve yaşam tarzına bağlı olarak değişebildiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Kilo vermeye çalışan biriyseniz, avokadoyu daha küçük porsiyonlarda tüketebilirsiniz. Yüksek yağ içeriği nedeniyle kalori alımını artırabilir, bu yüzden porsiyon kontrolüne dikkat etmek önemli” dedi.

Aktif bir yaşam tarzı olanların da avokadonun sağladığı sağlıklı yağlar ve enerjiden daha fazla yararlanabildiğini paylaşan Derya Eren, “Keto gibi düşük karbonhidratlı diyetlerde de avokado daha sık tüketilebilir, çünkü sağlıklı yağlar açısından zengin olduğu için karbonhidrat içeriği düşüktür” diye konuştu.

Avokado, domates ve havuçla birlikte tüketilmeli

Haftada 3-4 kez yarım avokadonun ağırlıklı olarak kahvaltıda veya öğle ve akşam öğünlerinde salata ile tüketilebileceğini vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Avokado, domates ve havuç ile tüketildiğinde yağda çözünen A, D, E, K vitaminlerinin emilimini artırıyor. Benzer şekilde ıspanak, roka ve marul gibi yeşil yapraklı sebzelerle birlikte tüketildiğinde ise bu sebzelerde bulunan K vitamini ve antioksidanların emiliminin artmasına destek oluyor” dedi. 

Bu sayılanlara ek olarak avokadonun; kinoa, esmer pirinç ve yulaf gibi tam tahıllarla birlikte tüketildiğinde bu gıdalardan alınan lif miktarını da artırarak sindirimi desteklediğini paylaşan Derya Eren, “Avokado; yumurta, tavuk ve balık gibi protein kaynaklarıyla birlikte tüketildiğinde içerdiği sağlıklı yağlar bu proteinlerin daha uzun süre tok tutmasına yardımcı olur” hatırlatmasında bulundu.

Yüksek şekerli gıdaların yanında avokado olmamalı

Çok yüksek şeker içeren gıdaların avokado ile birlikte tüketilmesinin, avokadonun sağlıklı yağlarının metabolizmayı destekleme etkisini azaltabildiğini hatırlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Avokado, genellikle sağlıklı ve doğal besinlerle birlikte tüketildiğinde çok faydalıdır. Şekerli gıdaların yanı sıra işlenmiş gıdalarla birlikte tüketildiğinde, avokadonun sunduğu sağlık yararları büyük ölçüde azalabilir. Ayrıca işlenmiş et gibi yüksek miktarda doymuş yağ içeren gıdalarla birlikte de tüketmemek gerekir” diye konuştu.

 

Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, avokadonun 8 faydasını şöyle sıraladı:

Tehlikeli kolesterol seviyesini düşürür

Avokado, tekli doymamış yağ asitleri açısından zengindir. Bu yağlar, kalp sağlığını korur ve kötü kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilir.

Kan basıncını dengelemeye yardımcı olur

Avokado; potasyum, K vitamini, E vitamini, C vitamini ve B vitamini gibi birçok vitamin ve mineral içerir. Özellikle potasyum, kan basıncını düzenlemeye yardımcı olur.

Diyetlerin vazgeçilmezidir

Avokado, sindirim sağlığını destekleyen ve tokluk hissi sağlayan diyet lifi açısından zengindir. Bu da kilo kontrolüne yardımcı olabilir.

Göz sağlığını destekler

Avokado, göz sağlığı için önemli olan lutein ve zeaksantin gibi antioksidanlar içerir. Bu maddeler, yaşa bağlı makula dejenerasyonu ve katarakt riskini azaltabilir.

Kalp dostudur

Avokadodaki sağlıklı yağlar ve potasyum, kalp sağlığını korumaya yardımcı olur. Ayrıca avokadonun düzenli tüketimi kan basıncını ve kolesterol seviyelerini dengeleyebilir.

Cildin yenilenmesini kolaylaştırır

Avokado yağı cildi nemlendirir ve saçların parlak, güçlü olmasına katkıda bulunur. İçerdiği E vitamini sayesinde ciltteki hücre yenilenmesini destekler.

Kan şekeri seviyesini düzenler

Avokado düşük glisemik indekse sahip olduğundan, kan şekerini ani yükselmelerden koruyarak dengede tutar.

İltihapları yatıştırır

İçerdiği antioksidanlar ve sağlıklı yağlar sayesinde, vücutta iltihaplanmayı azaltabilir ve kronik hastalıkların önlenmesine katkıda bulunabilir.

 

Avokadolu Tarifler

Avokado sandviç: 

Malzemeler: 2 dilim buğday ekmeği

                       Yarım avokado

                       4-5 dal maydanoz + 4-5 dal dereotu

                       1 yemek kaşığı labne peynir

                       1 haşlanmış yumurta

                       Çeyrek limon 

                       1 çay kaşığı kekik 

Yapılışı: Buğday ekmeği hariç tüm malzemeleri küçük doğradıktan sonra limon suyu ve kekik ekleyip iyice karıştırın. Oluşan karışımı buğday ekmeği arasında tüketin. 

 

 

Avokadolu yeşil humus

Malzemeler: 1 adet avokado

                        2 su bardağı haşlanmış nohut

                        1 su bardağı tahin

                        1 su bardağı su

                        3-4 dal kıvırcık lahana

                        Yarım demet maydanoz

                        4-5 diş sarımsak

                        1 tatlı kaşığı kimyon

                        1 limon

                        Tuz ve karabiber

Yapılışı: Tüm malzemeleri homojen olana kadar robottan geçirin. 

 

 

Avokadolu omlet

Malzemeler: Yarım avokado

                        2-3 dal maydanoz

                        2-3 dal dereotu

                        2 yumurta

                        1 tatlı kaşığı zeytinyağı

                        2 yemek kaşığı badem sütü

                        Çok az tuz, pul biber, karabiber

Yapılışı: Maydanoz ve dereotunu ince doğradıktan sonra tüm malzemeleri derin bir kapta karıştırıp tavada önlü arkalı pişirin. 

 

 

 

Tavuklu Avokado Salatası

Malzemeler: 150 gram tavuk

                        3 yemek kaşığı haşlanmış kinoa

                        Yarım avokado

                        1 havuç

                        1 orta boy domates

                        Yarım demet roka

                        2-3 dal taze soğan

                        Yarım limon 

                        1 yemek kaşığı zeytinyağı

                        Çok az tuz

Yapılışı: Derin bir kapta rendelenmiş havuç ve doğranmış domates, roka, soğanı aldıktan sonra üzerine fırında pişen ve küçük parçalar haline getirilen tavukları ve kinoayı ekleyin. Son olarak ince dilimlenen avokado, zeytinyağı, limon ve tuz ekleyerek karıştırınız

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı