Aylık arşivler: Kasım 2024

ÖDÜLLÜ YÖNETMEN İHSAN TAŞ TÜRK SİNEMASININ GURURU OLDU

Türk Sinemasının son dönemlerde yıldızı parlayan isimlerinden genç yapımcı ve yönetmen İhsan Taş, son filmi “Dedemin Gözyaşları” ile hem gişede, hemde aldığı ödüllerle isminden sıkça söz ettiriyor.

Vizyona girdiği dönemde, gişede fırtınalar estirerek, milyon dolarlık Hollywood filmlerini dahi geride bırakıp, gişenin zirvesine yerleşen “Dedemin Gözyaşları” şimdi de 3 günde 6 ödül alarak, ödül törenlerinde ve festivallerde adeta zafer yürüyüşü yaparak, gişedeki başarısını ödüllerle süslemeye devam ediyor.

 

DEDEMİN GÖZYAŞLARI TÜRK SİNEMASININ GURURU OLDU

Halil Ergün, Erkan Petekkaya, Ali Kürşat Uzun, Cem Kılıç, Seda Tosun, Turgay Tanülkü, Aliye Uzunatağan, Ali İpin, Elif Kaya ve Hüseyin Elmalıpınar başta olmak üzere bir çok başarılı isimlerin yer aldığı film, tam yirmi hafta sonra, hafta sonu listesinin zirvesine yerleşen ilk yerli yapım olmayı başararak sinemaseverlerin kalbine de dokunmayı başardı.

Başarılı projelerine bir yenisini daha ekleyen ödüllü yapımcı ve yönetmen İhsan Taş, Türk Sinemasının gururu olmaya devam ediyor.

 

HABER: www.magazinbulvari.com

 

 

Beşiktaş Camiası ”Alparslan ARSLANCA” ismini unutmasın….

Rasim Ozan KÜTAHYALI, Levent Ümit EROL ve Nida TÜKENMEZ’in sunduğu bir tartışma programında

‘’Yakında Beşiktaş kongrelerinde çok sık duyarsınız, büyük hedeflerle de Beşiktaş başkanlığına da oynayacak’’ dediği, İş insanı ve Beşiktaş kongre üyesi Alparslan ARSLANCA’nın Beşiktaş camiasında ismi sıkca anılmaya başladı.

AIDS ve HIV yayılımında “etiketlenme ve damgalanma” endişesi etkili oluyor

Günümüzdeki etkili ve ulaşılabilir tedavi yöntemlerinin, HIV enfeksiyonunu düzenli tedavi ile kontrol altında tutulabilen diğer kronik enfeksiyonlardan farksız kıldığını belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özge Ünlü, erken dönemde tedavinin önemine işaret ediyor. Tedavinin aksatılmaması ve sürecin iyi takip edilmesi gerektiğini belirten Ünlü, etiketlenme ve damgalanma endişesinin AIDS ve HIV yayılımında etkili olduğuna dikkat çekti. 

Dünya Sağlık Örgütü tarafından HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını artırmak amacıyla 1 Aralık günü 1988 yılından beri Dünya AIDS Günü olarak anılıyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özge Ünlü, HIV virüsü ile AIDS belirtileri, tedavisi ve korunma yollarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

HIV, bağışıklık sistemini hedef alıyor

HIV’in “İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü” anlamına geldiğini belirten Ünlü, “Bu virüs, bağışıklık hücrelerini hedef alır ve HIV enfeksiyonuna yol açar. HIV vücuda girdiği andan itibaren akyuvarların içerisinde çoğalır ve sayılarının azalmasına neden olur. Akyuvarlar vücudun uzun süreli bağışıklık mekanizmasının temelini oluşturur. HIV ile enfekte olan akyuvarların sayısının ve işlevinin azalması ve giderek yok olmasıyla bağışıklık sistemi bozulur” dedi. 

Dünyada yaklaşık 40 milyon kişi HIV’le yaşamını sürdürüyor

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) raporuna göre, epideminin başından bugüne dek 88,4 milyon kişinin enfekte olduğunu, 42,3 milyon kişinin ise AIDS nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Ünlü, “2023 yılı sonunda dünyada 39,9 milyon kişi HIV ile birlikte yaşamını sürdürmektedir. Yeni olguların sayısı, enfeksiyonun en yoğun göründüğü 1995 yılına kıyasla yüzde 60 oranında azalmış; AIDS ilişkili ölümler ise 2004 yılındaki tepe noktasına kıyasla yüzde 69 oranında azalmıştır” diye konuştu.

Bağışıklık sistemi çöküyor

AIDS’in HIV enfeksiyonunun ileri dönemlerinde ortaya çıkan bir sendrom olduğunu belirten Ünlü, “HIV, bağışıklık sisteminin temel hücrelerinden olan CD4 hücrelerini yok eder. Bu nedenle hastanın bağışıklık sistemi çöker. Bağışıklık sisteminin çökmesi sonucunda vücut diğer enfeksiyon etkenlerine ve kanserlere karşı savunmasız kalır. Dolayısıyla AIDS’li bireylerde çok basit mikroorganizmalar bile ciddi ve ölümcül hastalıklara yol açabilir ve kanserler çok hızlı ilerleyebilir” uyarısında bulundu.

Erken dönemdeki belirtilere dikkat!

Doç. Dr. Özge Ünlü, erken dönemdeki en önemli belirtilerin yorgunluk, kolay hastalanma, vücudun değişik yerlerinde açıkça nedeni belli olmayan yaraların ortaya çıkması, yara iyileşmesinde bozulma ve çoğunlukla gribal hastalıklarla ilişkilendirilen etkiler olduğunu söyledi. Ünlü, “Uzun sürede ortaya çeşitli kanser türleri, kemik yıkımları, akciğer ve ağız enfeksiyonları çıkar ve hastalık tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanır” dedi.

Tedavide hedef: Virüsün artmasını engellemek ve akyuvarların azalmasını durdurmak 

HIV vücuda girdikten sonra hızla akyuvarların içine yerleştiğini ve onların sayısını azalttığına dikkat çeken Ünlü, “Bahsedilen belirtiler ve HIV şüphesi olan kişilerin bu dönemde tedaviye başlamaları çok önemlidir. Tedavide virüsün sayısının artmasını engellemek ve akyuvarların azalmasını durdurmak esastır. Bu iki konuda başarılı olunması sayesinde HIV ile yaşayan bireyler, sağlıklı kişiler gibi yaşayabilirler ve AIDS geliştirmeyebilirler” diye konuştu.

HIV ile yaşayan her birey AIDS değildir

“AIDS’in oluşması için HIV enfeksiyonu gereklidir ancak her HIV ile yaşayan birey AIDS’li değildir” diyen Ünlü, “AIDS, HIV enfeksiyonunun ileri dönemlerinde ortaya çıkan bir sendromdur yani HIV enfeksiyonunun bir evresidir ve tek başına bir hastalık değildir” dedi.

HIV sarılmakla ve tokalaşmakla bulaşmaz

HIV’in enfekte bir kişi ile kurulacak korunmasız cinsel ilişki, kontamine enjektör-iğne paylaşımı ve gerekli önlemler alınmadığı takdirde doğum sırasında enfekte anneden bebeğe ya da emzirme yoluyla bulaşabildiğini belirten Ünlü, “Öte yandan HIV, HIV ile yaşayan bireyler ile tokalaşmakla, sarılmakla, aynı ortamda bulunmak ve aynı havayı solumakla, aynı kaptan yemek veya giysileri paylaşmak gibi durumlar ile bulaşmaz” uyarısında bulundu.

HIV enfeksiyonu ve bulaş yolları hakkında bilinçlendirme önemli

HIV’in önlenmesi için alınması gereken önlemlere de dikkat çeken Ünlü, “Her şeyden önemlisi, toplum HIV enfeksiyonu ve bulaş yolları hakkında bilinçlendirilmelidir. Cinsel yoldan bulasan HIV’in önlenmesi için korunmalı cinsel ilişki ve tek eşlilik teşvik edilmelidir. Enjektör ve iğne ile bulaşın önüne geçilmesi için tek kullanımlık ve steril enjektör ve iğneler tedarik edilmelidir. Anneden bebeğe bulaşı engellemek için gebenin HIV tedavisi olan antiretroviral tedaviye erişimi sağlanmalıdır” diye konuştu.

Etiketlenme ve damgalanma hastalıkla mücadeleyi zorlaştırıyor

AIDS ve HIV ile ilgili etiketlenme, toplum içerisinde damgalanma gibi problemlerin hastalıkla mücadelede yol açtığı sorunlara değinen Ünlü, “Toplumda ‘AIDS hastası, AIDS’li birey, HIV ile enfekte birey, HIV pozitif birey’ ifadeleri çok sık kullanılan ifadelerdir. Bu şekilde kullanılan kavramlar bireyleri etiketleme, damgalama ve toplum içerisinde ayrımcılığa yol açabilmektedir. Bu terimler yerlerini, düzenli tedavi ile ‘yaşamayı’ ön plana koyan ‘HIV ile yaşayan bireyler’ kavramına bırakmıştır. AIDS, HIV enfeksiyonunun ileri dönemdeki bir evresidir, her HIV ile yaşayan birey AIDS değildir ve tedavisini aksatmayan HIV ile yaşayan bireyler de AIDS evresine gelmeyebilirler. Burada anahtar, hastaların tedaviyi aksatmamasıdır” diye konuştu.

Etiketleme ve damgalama problemlerinin, HIV şüphesi olan bireylerin tanı testlerini yaptırmamasına neden olduğunu belirten Ünlü, HIV ile yaşayan bireylerin dışlanma korkusu ile HIV pozitif olduklarını sakladıklarını ve ilgisiz kişilerce öğrenilebilir endişesiyle sağlık hizmetlerine başvurmaktan çekindiklerini söyledi.

Etiketleme ve damgalama enfeksiyonun yayılımını artırmada etkili oluyor

Test yaptırmaktan çekinen bireylerin şüphelerine rağmen test yaptırmadığını belirten Ünlü, “HIV enfeksiyonu uzun yıllar belirtisiz seyredebildiği için herhangi bir belirti görmedikçe bu bireylerin şüpheleri de zamanla hafiflemekte, bu durumda HIV pozitif olduklarından haberdar olmamakta ve bu süreçte virüsü başkalarına da bulaştırabilmektedir. Örneğin Türkiye’de HIV ile yaşayan kişi sayısının gerçekte mevcut sayının en az 2 katı, hatta 3 katı olabileceği tahmin ediliyor. Yani HIV/AIDS ile ilgili etiketleme ve damgalama enfeksiyonun yayılımını da ciddi oranda artırmaktadır” uyarısında bulundu.

 95-95-95+95 hedefleri nelerdir?

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS)’in, 2030 yılına kadar HIV yayılımını durdurmak ve ayrımcılığı engellemek amacıyla koyduğu küresel hedefler olduğunu belirten Ünlü, “Bu bağlamda birinci 95, dünya genelindeki tüm HIV ile yaşayan bireylerin en az yüzde 95’inin tanı alması yani HIV pozitif olduklarını biliyor olmaları, ikinci 95; dünya genelindeki tüm HIV ile yaşayan bireylerin en az yüzde 95’inin antiretroviral tedaviye erişebiliyor olması, üçüncü 95; HIV tedavisi alan HIV ile yaşayan bireylerin en az yüzde 95’inin viral yüklerinin (kanda ölçülebilen HIV miktarı) HIV’in bulaştırılmasını önleyen seviyeye baskılanmasını ve son 95 ise viral yükü baskılanmış olan HIV ile yaşayan bireylerin yüzde 95’inin sahip oldukları hakları damgalanma ve ayrımcılık yaşamadan kullanabilmelerini kapsamaktadır” dedi.

Tedavi aksatılmadığı takdirde yaşamlarına devam edebilirler

HIV ile yaşayan bireylere ve ailelerine önerilerde bulunan Doç. Dr. Özge Ünlü, özellikle konu hakkında güncel bilgilerin takip edilmesinin önemini vurguladı. Ünlü sözlerini şöyle tamamladı:

“2017 yılında CDC (Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi), U=U (‘Undetectable=Untransmittable’ / B = B ‘Belirlenemeyen=Bulaşmayan’) sloganıyla HIV ile yaşayan bireylerin kandaki HIV miktarı B (belirlenemeyen) seviyede ise cinsel partnerlerine HIV bulaştırmayacaklarını açıkladı. Yani düzenli tedavi ile kanda ölçülebilen HIV miktarı ‘belirlenemeyen’ seviyeye indirildiğinde HIV ile yaşayan bireyin artık bulaştırıcı olmadığı açıklandı. Ardından bu bilimsel kanıt üzerinde tüm bilim otoriteleri Dünya Sağlık Örgütü, UNAIDS hemfikir oldu. Bu da HIV ile yaşayan kişilerin, tedavilerini aksatmadıkları takdirde tüm sağlıklı bireyler gibi aile kurabilmelerine, tıbbi bir müdahaleye gerek olmaksızın doğal yolla bebek sahibi olabilmelerine, HIV ile yaşayan kadınların ise vajinal doğum yapmalarına olanak tanıdı. Günümüzdeki etkili ve ulaşılabilir tedavi yöntemleri HIV enfeksiyonunu, düzenli tedavi ile kontrol altında tutulabilen diğer bir kronik enfeksiyonlardan farksız kıldı. Bu nedenle hastalara, yönetilebilir bir enfeksiyona sahip olduklarını, tedavilerini aksatmamalarını, ailelerine HIV ile yaşayan bireye koşulsuz sevgileri ile her zaman destek olmalarını öneririm.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

AIDS ve HIV yayılımında “etiketlenme ve damgalanma” endişesi etkili oluyor

Günümüzdeki etkili ve ulaşılabilir tedavi yöntemlerinin, HIV enfeksiyonunu düzenli tedavi ile kontrol altında tutulabilen diğer kronik enfeksiyonlardan farksız kıldığını belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özge Ünlü, erken dönemde tedavinin önemine işaret ediyor. Tedavinin aksatılmaması ve sürecin iyi takip edilmesi gerektiğini belirten Ünlü, etiketlenme ve damgalanma endişesinin AIDS ve HIV yayılımında etkili olduğuna dikkat çekti. 

Dünya Sağlık Örgütü tarafından HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını artırmak amacıyla 1 Aralık günü 1988 yılından beri Dünya AIDS Günü olarak anılıyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özge Ünlü, HIV virüsü ile AIDS belirtileri, tedavisi ve korunma yollarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

HIV, bağışıklık sistemini hedef alıyor

HIV’in “İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü” anlamına geldiğini belirten Ünlü, “Bu virüs, bağışıklık hücrelerini hedef alır ve HIV enfeksiyonuna yol açar. HIV vücuda girdiği andan itibaren akyuvarların içerisinde çoğalır ve sayılarının azalmasına neden olur. Akyuvarlar vücudun uzun süreli bağışıklık mekanizmasının temelini oluşturur. HIV ile enfekte olan akyuvarların sayısının ve işlevinin azalması ve giderek yok olmasıyla bağışıklık sistemi bozulur” dedi. 

Dünyada yaklaşık 40 milyon kişi HIV’le yaşamını sürdürüyor

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) raporuna göre, epideminin başından bugüne dek 88,4 milyon kişinin enfekte olduğunu, 42,3 milyon kişinin ise AIDS nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Ünlü, “2023 yılı sonunda dünyada 39,9 milyon kişi HIV ile birlikte yaşamını sürdürmektedir. Yeni olguların sayısı, enfeksiyonun en yoğun göründüğü 1995 yılına kıyasla yüzde 60 oranında azalmış; AIDS ilişkili ölümler ise 2004 yılındaki tepe noktasına kıyasla yüzde 69 oranında azalmıştır” diye konuştu.

Bağışıklık sistemi çöküyor

AIDS’in HIV enfeksiyonunun ileri dönemlerinde ortaya çıkan bir sendrom olduğunu belirten Ünlü, “HIV, bağışıklık sisteminin temel hücrelerinden olan CD4 hücrelerini yok eder. Bu nedenle hastanın bağışıklık sistemi çöker. Bağışıklık sisteminin çökmesi sonucunda vücut diğer enfeksiyon etkenlerine ve kanserlere karşı savunmasız kalır. Dolayısıyla AIDS’li bireylerde çok basit mikroorganizmalar bile ciddi ve ölümcül hastalıklara yol açabilir ve kanserler çok hızlı ilerleyebilir” uyarısında bulundu.

Erken dönemdeki belirtilere dikkat!

Doç. Dr. Özge Ünlü, erken dönemdeki en önemli belirtilerin yorgunluk, kolay hastalanma, vücudun değişik yerlerinde açıkça nedeni belli olmayan yaraların ortaya çıkması, yara iyileşmesinde bozulma ve çoğunlukla gribal hastalıklarla ilişkilendirilen etkiler olduğunu söyledi. Ünlü, “Uzun sürede ortaya çeşitli kanser türleri, kemik yıkımları, akciğer ve ağız enfeksiyonları çıkar ve hastalık tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanır” dedi.

Tedavide hedef: Virüsün artmasını engellemek ve akyuvarların azalmasını durdurmak 

HIV vücuda girdikten sonra hızla akyuvarların içine yerleştiğini ve onların sayısını azalttığına dikkat çeken Ünlü, “Bahsedilen belirtiler ve HIV şüphesi olan kişilerin bu dönemde tedaviye başlamaları çok önemlidir. Tedavide virüsün sayısının artmasını engellemek ve akyuvarların azalmasını durdurmak esastır. Bu iki konuda başarılı olunması sayesinde HIV ile yaşayan bireyler, sağlıklı kişiler gibi yaşayabilirler ve AIDS geliştirmeyebilirler” diye konuştu.

HIV ile yaşayan her birey AIDS değildir

“AIDS’in oluşması için HIV enfeksiyonu gereklidir ancak her HIV ile yaşayan birey AIDS’li değildir” diyen Ünlü, “AIDS, HIV enfeksiyonunun ileri dönemlerinde ortaya çıkan bir sendromdur yani HIV enfeksiyonunun bir evresidir ve tek başına bir hastalık değildir” dedi.

HIV sarılmakla ve tokalaşmakla bulaşmaz

HIV’in enfekte bir kişi ile kurulacak korunmasız cinsel ilişki, kontamine enjektör-iğne paylaşımı ve gerekli önlemler alınmadığı takdirde doğum sırasında enfekte anneden bebeğe ya da emzirme yoluyla bulaşabildiğini belirten Ünlü, “Öte yandan HIV, HIV ile yaşayan bireyler ile tokalaşmakla, sarılmakla, aynı ortamda bulunmak ve aynı havayı solumakla, aynı kaptan yemek veya giysileri paylaşmak gibi durumlar ile bulaşmaz” uyarısında bulundu.

HIV enfeksiyonu ve bulaş yolları hakkında bilinçlendirme önemli

HIV’in önlenmesi için alınması gereken önlemlere de dikkat çeken Ünlü, “Her şeyden önemlisi, toplum HIV enfeksiyonu ve bulaş yolları hakkında bilinçlendirilmelidir. Cinsel yoldan bulasan HIV’in önlenmesi için korunmalı cinsel ilişki ve tek eşlilik teşvik edilmelidir. Enjektör ve iğne ile bulaşın önüne geçilmesi için tek kullanımlık ve steril enjektör ve iğneler tedarik edilmelidir. Anneden bebeğe bulaşı engellemek için gebenin HIV tedavisi olan antiretroviral tedaviye erişimi sağlanmalıdır” diye konuştu.

Etiketlenme ve damgalanma hastalıkla mücadeleyi zorlaştırıyor

AIDS ve HIV ile ilgili etiketlenme, toplum içerisinde damgalanma gibi problemlerin hastalıkla mücadelede yol açtığı sorunlara değinen Ünlü, “Toplumda ‘AIDS hastası, AIDS’li birey, HIV ile enfekte birey, HIV pozitif birey’ ifadeleri çok sık kullanılan ifadelerdir. Bu şekilde kullanılan kavramlar bireyleri etiketleme, damgalama ve toplum içerisinde ayrımcılığa yol açabilmektedir. Bu terimler yerlerini, düzenli tedavi ile ‘yaşamayı’ ön plana koyan ‘HIV ile yaşayan bireyler’ kavramına bırakmıştır. AIDS, HIV enfeksiyonunun ileri dönemdeki bir evresidir, her HIV ile yaşayan birey AIDS değildir ve tedavisini aksatmayan HIV ile yaşayan bireyler de AIDS evresine gelmeyebilirler. Burada anahtar, hastaların tedaviyi aksatmamasıdır” diye konuştu.

Etiketleme ve damgalama problemlerinin, HIV şüphesi olan bireylerin tanı testlerini yaptırmamasına neden olduğunu belirten Ünlü, HIV ile yaşayan bireylerin dışlanma korkusu ile HIV pozitif olduklarını sakladıklarını ve ilgisiz kişilerce öğrenilebilir endişesiyle sağlık hizmetlerine başvurmaktan çekindiklerini söyledi.

Etiketleme ve damgalama enfeksiyonun yayılımını artırmada etkili oluyor

Test yaptırmaktan çekinen bireylerin şüphelerine rağmen test yaptırmadığını belirten Ünlü, “HIV enfeksiyonu uzun yıllar belirtisiz seyredebildiği için herhangi bir belirti görmedikçe bu bireylerin şüpheleri de zamanla hafiflemekte, bu durumda HIV pozitif olduklarından haberdar olmamakta ve bu süreçte virüsü başkalarına da bulaştırabilmektedir. Örneğin Türkiye’de HIV ile yaşayan kişi sayısının gerçekte mevcut sayının en az 2 katı, hatta 3 katı olabileceği tahmin ediliyor. Yani HIV/AIDS ile ilgili etiketleme ve damgalama enfeksiyonun yayılımını da ciddi oranda artırmaktadır” uyarısında bulundu.

 95-95-95+95 hedefleri nelerdir?

Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS)’in, 2030 yılına kadar HIV yayılımını durdurmak ve ayrımcılığı engellemek amacıyla koyduğu küresel hedefler olduğunu belirten Ünlü, “Bu bağlamda birinci 95, dünya genelindeki tüm HIV ile yaşayan bireylerin en az yüzde 95’inin tanı alması yani HIV pozitif olduklarını biliyor olmaları, ikinci 95; dünya genelindeki tüm HIV ile yaşayan bireylerin en az yüzde 95’inin antiretroviral tedaviye erişebiliyor olması, üçüncü 95; HIV tedavisi alan HIV ile yaşayan bireylerin en az yüzde 95’inin viral yüklerinin (kanda ölçülebilen HIV miktarı) HIV’in bulaştırılmasını önleyen seviyeye baskılanmasını ve son 95 ise viral yükü baskılanmış olan HIV ile yaşayan bireylerin yüzde 95’inin sahip oldukları hakları damgalanma ve ayrımcılık yaşamadan kullanabilmelerini kapsamaktadır” dedi.

Tedavi aksatılmadığı takdirde yaşamlarına devam edebilirler

HIV ile yaşayan bireylere ve ailelerine önerilerde bulunan Doç. Dr. Özge Ünlü, özellikle konu hakkında güncel bilgilerin takip edilmesinin önemini vurguladı. Ünlü sözlerini şöyle tamamladı:

“2017 yılında CDC (Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi), U=U (‘Undetectable=Untransmittable’ / B = B ‘Belirlenemeyen=Bulaşmayan’) sloganıyla HIV ile yaşayan bireylerin kandaki HIV miktarı B (belirlenemeyen) seviyede ise cinsel partnerlerine HIV bulaştırmayacaklarını açıkladı. Yani düzenli tedavi ile kanda ölçülebilen HIV miktarı ‘belirlenemeyen’ seviyeye indirildiğinde HIV ile yaşayan bireyin artık bulaştırıcı olmadığı açıklandı. Ardından bu bilimsel kanıt üzerinde tüm bilim otoriteleri Dünya Sağlık Örgütü, UNAIDS hemfikir oldu. Bu da HIV ile yaşayan kişilerin, tedavilerini aksatmadıkları takdirde tüm sağlıklı bireyler gibi aile kurabilmelerine, tıbbi bir müdahaleye gerek olmaksızın doğal yolla bebek sahibi olabilmelerine, HIV ile yaşayan kadınların ise vajinal doğum yapmalarına olanak tanıdı. Günümüzdeki etkili ve ulaşılabilir tedavi yöntemleri HIV enfeksiyonunu, düzenli tedavi ile kontrol altında tutulabilen diğer bir kronik enfeksiyonlardan farksız kıldı. Bu nedenle hastalara, yönetilebilir bir enfeksiyona sahip olduklarını, tedavilerini aksatmamalarını, ailelerine HIV ile yaşayan bireye koşulsuz sevgileri ile her zaman destek olmalarını öneririm.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Muğla Büyükşehir Belediyesi, ücretsiz HPV aşısı desteği ile vatandaşların yanında olmaya devam ediyor.

Sosyal belediyecilik alanında birçok projeyi hayata geçiren Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Ağustos ayında hayata geçirdiği aşı desteğiyle dünyada ve Türkiye’de en sık rastlanılan kanser türlerinden biri olan rahim ağzı kanserinin önlenmesi ve rahim ağzı kanseri için farkındalık yaratılması hedefleniyor. Aşı desteği 9-45 yaş arası, sosyal yardım alan, şehit yakını ve engelli bireylere ücretsiz olarak sağlanıyor. Yaklaşık maliyeti 10 bin TL olan HPV aşısı, 9-15 yaş arasındaki çocuklara iki doz, yetişkinlere ise üç doz şeklinde uygulanıyor. Aşıların steril ve güvenli bir ortamda yapılması amacıyla özel hastanelerle iş birliği gerçekleştiriliyor.

Vatandaşlar HPV Aşısı Desteğinden Memnun 

Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin ücretsiz HPV aşısı desteğini basından ve sosyal medyadan öğrendiklerini söyleyen vatandaşlar bu hizmetten duydukları memnuniyeti dile getirdi. 

Nilgün Ertuğrul, “Rahim ağzı kanseri konusunda endişelerim vardı ve HPV aşısını araştırıyordum. Büyükşehir Belediyesi’nin bu hizmetini öğrenir öğrenmez iletişime geçerek aşımı yaptırdım. Başkan Ahmet Aras’a desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum,” dedi. 

Yeliz Çomak ise, “Sosyal medyada bu hizmeti gördüğümde çok heyecanlandım. Aşının koruyuculuğunu bildiğim için tereddüt etmeden aşımı yaptırdım. Bu desteği sağladığı için Başkanımıza sevgilerimi iletiyorum,” ifadelerini kullandı. 

Akıncı: “HPV Aşısı toplum sağlığı için çok önemli ”

Muğla Büyükşehir Belediyesi Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü Barış Akıncı, aşı desteğinin Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın talimatları doğrultusunda başlatıldığını belirtti. Akıncı, “Tüm vatandaşlarımızın HPV aşısı yaptırması sağlıkları açısından çok önemli. Biz bu hizmeti, sosyal yardım alan, şehit yakını ve engelli bireylerimiz için ücretsiz sunuyoruz.” dedi.

Başkan Aras: “En büyük zenginliğimiz sağlık için projelerimiz devam edecek” 

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras başlattıkları ücretsiz HPV aşısı uygulaması ile hem vatandaşların sağlığını düşündüklerini hem de bu konuda farkındalık yaratmak istediklerini belirtti. 

Başkan Aras, “Sağlık en büyük zenginliğimizdir. Ülkemizde sağlık alanında bazı hizmetlere her vatandaşımız ulaşamıyor. Burada Büyükşehir Belediyesi olarak biz devreye girdik. Hem vatandaşlarımızın yanında olmak hem de toplumda farkındalık yaratmak için HPV aşı uygulamasını başlattık. Kadınlarımızın sağlığı, toplumun ve çocuklarımızın sağlığı anlamına geliyor. Sosyal belediyecilik anlayışımızla vatandaşlarımıza birçok alanda destek olurken, sağlık hizmetlerimizi artırarak sürdüreceğiz. Sağlıklı yarınlar bugünden başlar.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nostalji tramvayında müzik ziyafeti

İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı öğrencileri, 24’üncü Antalya Uluslararası Piyano Festivali kapsamında nostaljik tramvayda unutulmaz bir konser verdi. Tramvaya binen yolcular, çalınan melodilere eşlik ederken, bazı yolcular tango eşliğinde dans etti. 

 

Antalya’da bu yıl 6-20 Aralık tarihlerinde 24’üncüsü gerçekleştirilecek Uluslararası Piyano Festivali, şehir etkinlikleri ile başladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı Piyano Bölümü öğrencileri festival kapsamında Antalya Müzesi ve Mezbaha arasında hizmet veren nostaljik tramvayda Antalyalılara müzik ziyafeti sundu. 

6 EL PERFORMANSI BEĞENİ TOPLADI

Nostalji tramvayı içine yerleştirilen piyanoda öğrenciler yolculara ünlü bestekarların eserlerini yorumladı. Mezbaha-Müze arası yolculuk yapan tramvayda Rufina Bahadır’ın öğrencileri; Ada İşel, Şerife Roza Sağlam, Mehmet Deniz Sağlam, İsmail Aras Sağlam, Sündüz Su Efe, Tuana Tıraş, Ferah Tığlı birbirinden güzel eserleri çalarak yolculara keyifli anlar yaşattı. Roza-Mehmet Deniz-İsmail Aras Sağlam kardeşlerin 6 el çaldığı Oriental Bazaar ve The Little Sparrow eserleri beğeni topladı. Öğrencilerin çaldığı Üsküdar’a Gider İken şarkısına yolcular da eşlik etti. 

RENKLİ GÖRÜNTÜLER YAŞANDI

Tramvaya binen Antalyalılar ve turistler piyano ezgileri eşliğinde yolculuk yapmanın keyfini yaşadı. Halkla iç içe gerçekleştirilen konser renkli görüntüler ve sürprizler yaşattı. Müze-Mezbaha arasındaki tramvayda ise Eylül Çelik, Seçil Ada Tekpınar, Asel Asya Aslan, Liva Kelleci, Lavin Yacan, Yasmin Tokoğlu piyano başında performans sergiledi. 

YOLCULAR DANSLARIYLA EŞLİK ETTİ

Eylül Çelik isimli öğrencinin performansı sırasında yolculardan biri tango isteğinde bulundu. Yolcunun isteğini kırmayan Eylül Çelik, “Kadın Kokusu” filminin dans parçası “Por una cabeza” isimli eseri çaldı. Parçayı isteyen yolcular da sürpriz yaparak genç öğrencinin parçasına danslarıyla eşlik etti. Öğrenciler usta bestekarların eserlerinin yanı sıra Hatırla Sevgili, Rumeli Türküsü ve Arapsaçı gibi  şarkıları da çaldı. 

PAZAR GÜNÜ DE SÜRECEK

Antalyalılar bu keyifli etkinlik için genç piyanistlere, öğretmenlerine ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Büyükşehir Belediyesi İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı öğrencileri 1 Aralık Pazar günü de nostalji tramvayında Mezbaha-Müze arasında gerçekleşen seferlerde gün boyu Antalyalılara müzik ziyafeti sunacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir’in ücretsiz HPV aşısı için başvurular başladı

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 18-26 yaş grubundaki ve sosyal destek sistemindeki kadınlara 3 doz Human Papilloma Virüsü (HPV) aşısı uygulaması için düğmeye bastı. Hizmetten yararlanmak isteyen kadınlar, Bizİzmir üzerinden başvuru yapabilecek.

Bir halk sağlığı sorunu olan Human Papilloma Virüsü, kadınlarda serviks kanserine neden olabiliyor. Serviks kanseri oranını düşürmeyi amaçlayan HPV aşısı, Dünya Sağlık Örgütü’ne üye ülkelerin yüzde 60’ında sağlık sigortaları ile ücretsiz olarak yapılıyor. Türkiye’de ise bu aşı henüz SGK tarafından karşılanmıyor. Binde 9 ila yüzde 3.9 arasında olan aşılanma oranını artırmak ve serviks kanserine yakalanma oranını düşürmek hedefiyle kolları sıvayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, aralık ayı itibariyle 18-26 yaş grubundaki ve sosyal destek sistemindeki kadınlara 3 doz HPV aşısı uygulamasına başlayacak. Destekten yararlanmak isteyen kişiler https://www.bizizmir.com/tr/HpvBasvuru adresi üzerinden başvuruda bulunabiliyor.

Başvuru süreci ve aşı takvimi
İzmir Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı Toplum Sağlığı ve Eğitim Şube Müdürlüğü ile Eşrefpaşa Hastanesi tarafından yürütülen ‘Ücretsiz HPV Aşı Uygulaması Projesi’ kapsamında İzmir il sınırları içinde ikamet eden ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden sosyal nakdi yardım alan, 18-26 yaş aralığında kadınlar faydalanabilecek. Başvurunun onaylanması durumunda SMS ile ön bilgilendirme yapılacak. Ardından oluşturulacak randevu listesine göre yetkili birim personeli başvuru sahibi kişiyle iletişime geçerek İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi’nde aşılama takviminin tamamlanmasını sağlayacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Şehir Tiyatroları sınavının sonuçları açıklandı

İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın (İzBBŞT) önceki günlerde gerçekleştirdiği personel alım sınavlarının sonuçları açıklandı. Buna göre İzBBŞT kadrosuna 34 yeni personel alıyor.

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İzBBŞT), yeni personel alımı için düzenlediği sınavın sonuçlarını açıkladı. 600’ü aşkın adayın katıldığı sınavda yirmi oyuncu, iki sahne amiri, bir grafiker, iki kondüvit, üç sahne makinisti, bir aksesuarcı, iki sahne ışıkçısı ve üç sahne kostümcüsü kadrosuna seçilen asil ve yedek adaylar belirlendi. 3-10 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen sınavda, oyunculuk sınavı jüri üyeleri Lemi Bilgin, Levent Üzümcü, Rozet Hubeş, Ayşe Lebriz Berkem, Hülya Savaş, Harun Özer, Aydın Uştuk, Tanju Dürük, Çınla Okoldan’dan oluşurken, teknik personel sınavı jüri üyeleri ise Ayten Öğütcü, Kerem Çetinel, Hakan Dündar, Tayfun Çebi ve Anıl Işık’tan oluştu. Sınav sonuçları, İzBBŞT’nin web sitesi ve sosyal medya hesaplarından duyuruldu.

 

“İzmir’e yakışan bir tiyatro olmak için önemli bir adım attık”

İzmir’in kültür sanat yaşamına katkı sunmak amacıyla çalışmalarını yürüten İzmir Şehir Tiyatroları, birçok yetenekli sanatçı ve personeli bünyesine katarak daha güçlü bir şekilde çalışmalarına devam etmeye hazırlanıyor. İzmir’e yakışan bir kamu tiyatrosu olma yolunda önemli bir adım attıklarını aktaran İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Levent Üzümcü, “Kadromuzu genişleterek İzmir’e yakışan, kentin ihtiyaçlarını karşılayabilecek, dört başı mamur bir kamu tiyatrosu olma yolunda önemli adımlardan birini attık. Aramıza yeni eklenen tiyatro emekçisi arkadaşlarımızla birlikte hem oyuncu hem de teknik kadromuzu genişletiyoruz. Bunun yanı sıra, yeni sahnelerimizin müjdesini de yeni yıldan itibaren seyircilerimize vermeyi hedefliyoruz. İzmirli tiyatroseverlere, nitelikli bir sanat ve tiyatro hizmeti verebilmek için her gün canla başla çalışıyoruz. Tiyatromuza aldığımız meslektaşlarımızla birlikte, izlediğinizde sizi mutlu ederken düşündürecek oyunlarımızla hayatınızın bir parçası olmaya adayız. Halkımızın teveccühüne ihtiyaç duyuyoruz, seyircilerimiz bizi yalnız bırakmasınlar; biz burada onlar için varız” ifadelerini kullandı. 

 

Kuruluşundan bu yana pek çok ödül kazanan İzBBŞT, kısa sürede İzmir’in sanat hayatında önemli bir yer edindi. Bünyesine yeni katılacak ekip üyelerinin yanı sıra gelecek süreçte sahne sayısını arttırmayı da planlıyor.

 

Oyunculuk

 Kazanan (Asil) Adaylar

1. Berivan Kater

2. Burak Budak  

3. Ceren Parlar

4. Doğukan Yeşil 

5. Ecem Aydın

6. Ege Derin

7. Enes İlçi

8. Hasan Özyürek 

9. Hayriye Çam

10. İbrahim Göksel Kart

11. İpek Özdinç

12. İrem Düzgünsıvacı

13. Muhammed Çayan Karataş

14. Nazlı Güntürkün

15. Nermin Sargut

16. Pelinsu Karayel 

17. Rüya Erdoğan 

18. Selen Bayındır

19. Selin Kahraman 

20. Zeynep Güngörenler

Kadın (Yedek) Adaylar

1. Melike Çağlar

2. Yasemin Yancı

3. Damlanur Bozkurt

Erkek (Yedek) Adaylar

1. Yusuf Ulaş Palabıyık

2. Tuğberk Yaşa 

3. Tunca Onat Uğantaş 

 

Sahne Amiri 

Kazanan (Asil) Adaylar

1.Demet Bozkurt

2. Nimet Erdem

Kazanan ( Yedek ) Aday

1. Hüseyin Ege Kök

 

Kondüvit

 Kazanan (Asil) Adaylar 

1. Mehmet Uğur Yılmaz

2. Ömer Bayır

Kazanan (Yedek) Aday 

1. Kadir Emrah Oğuz

 

Grafiker 

Kazanan (Asil) Aday

1. Doğa Temel

Kazanan (Yedek) Aday

1.Ahmet Ulukaya 

 

Sahne Işıkçısı

Kazanan (Asil) Aday

1. Mustafa Gündüz

2. Semih Pamukçu 

Kazanan (Yedek) Aday

1. Cemal Baykal

2. Yaprak Sevgen 

 

Sahne Kostümcüsü 

Kazanan (Asil) Aday

1. Anna Evcimen

2. Berna Yılmaz

3. Ceylan Kendirci

Kazanan (Yedek) Aday

1.Dilek Bozkurt

2.Ebru Uyar

 

Sahne Aksesuvarcısı 

Kazanan (Asil) Aday

1. Hilmi Can Sevil

Kazanan (Yedek) Aday

1.Filiz Çankaya Uzun 

 

Sahne Makinisti 

Kazanan (Asil) Aday 

1. Ali Kırmızay

2. Fazıl Tatar

3. Salih Süt

Kazanan (Yedek) Aday

1.Mert Tan

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Japon davul grubu “Sai” İstanbul’a geliyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 110. yıl etkinlikleri kapsamında Japonya’nın geleneksel davulu Wadaiko’nun temsilcilerinden Sai Grubu‘nu seyircisiyle buluşturuyor.

İstanbul’da ilk kez sahne alacak Japonya’nın geleneksel davul grubu “Sai”nin gösterisi, 9 Aralık 2024 Pazartesi günü saat 15.30 ve 19.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde geleneksel Japon kültürü meraklılarının beğenisine sunulacak.

Japonya ile Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin kurulmasının 100. yıl dönümünde kapanış etkinliği olarak gerçekleşecek bu gösteri için ücretsiz biletler 3 Aralık 2024 tarihinden itibaren İstanbul Senin uygulaması üzerinden temin edilebilir.

Japon Davulu Wadaiko Grubu “Sai” Hakkında

Tokyo Üniversitesi’nde kurulan, “Eğlence yankılanıyor!” sloganıyla faaliyet gösteren ve sadece erkeklerden oluşan profesyonel Wadaiko grubudur.

Japonya Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen çok sayıda kültürel etkinlikte sahne aldılar, bugüne kadar 35 farklı ülkede toplamda 2000 gösteri düzenlediler.

2022 yılında Japonya’nın ulusal kanalı olan NHK’nın “13 Kamakura Lordu“ adlı tarihi dizisinin müzik kayıtlarında yer aldılar ve Dubai Uluslararası Expo Fuarı’nın kapanış etkinliğinde Japonya’yı temsil ederek sahne gösterisi gerçekleştirdiler.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kasım Ayının Finali “Ayyar Hamza” İle Yapıldı

İnegöl Belediyesi Kasım ayı kültür sanat etkinliklerinin finalinde “Ayyar Hamza” isimli yetişkin tiyatro gösterisi İnegöllü sanatseverlerle buluştu.

İnegöl Belediyesi’nin Kasım ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında “Ayyar Hamza” oyunu ilçe halkıyla buluştu. İnegöl Belediyesi Şehir Tiyatrosunun sahnelediği oyuna İnegöllü sanatseverlerin ilgisi yoğun oldu. Cuma akşamı Beşinci Mevsim Kültür Sanat Merkezinde düzenlenen tiyatro gösterisinde, Belediye Başkan Yardımcısı Emin Dündar da izleyicilerle birlikte oyunu takip etti.

İnegöl Belediyesi Şehir Tiyatrosunun sergilediği Geleneksel Türk Tiyatrosunun en güzel ve en eğlenceli örneklerinden biri olan “Ayyar Hamza” oyunu, izleyenlere keyifli anlar yaşattı. Kültür ve sanatla dolu dolu bir gece yaşayan sanatseverler, bu oyunla adeta geçmişe yolculuk yaptı. Tek perdeden oluşan oyunda, Muhterem Efendi ve Zuhuri Efendi’nin zenginliklerine zenginlik katmak amacıyla oğullarını kendi istedikleri kızlarla evlendirmeye kalkışması konu alındı. Ancak bu hikayede hesaba katılmayan işler sonucunda yaşananlar, içinden çıkılmaz bir hal aldı. Sena Bey ve Nimet Bey sevdikleri kadınlarla izdivaç arzusundayken, Hamza ve Yaver’in de yardımıyla babalarına türlü oyunlar oynadılar. Sena Bey ve Nimet Beyin macerasını anlatan oyunu, izleyiciler gösteri sonunda ayakta alkışladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı