Aylık arşivler: Kasım 2024

Soğuk havalarda sabah egzersizi, kalp krizini tetikleyebilir

Soğuk havaların kalbe etkileri hakkında bilgilendirmede bulunan Medical Park Tokat Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Arif Arısoy, “Soğuk havalarda özellikle de sabah saatlerinde egzersiz yapılması, rüzgara karşı yürüme- koşma gibi durumlar kalp krizlerine, ritim bozukluklarına ve kalp yetersizliğinin kötüleşmesine sebep olabilmektedir. Kış aylarında mümkünse kapalı alanlarda, öğlen saatlerinde ve uygun kıyafetlerle egzersiz yapılmasını öneriyoruz” dedi.

 

Hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte, kalple ilişkili sağlık problemlerinin de arttığına şahit olduklarını belirten Medical Park Tokat Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Arif Arısoy, soğuk havanın kalp sağlığı üzerindeki etkileri konusunda bilgilendirmede bulundu.

SOĞUKLA BİRLİKTE KALBİN İŞ YÜKÜ ARTIYOR

Hava sıcaklıklarının düşmesi sonucunda kalple ilişkili sağlık problemlerinin artmasına, soğukla birlikte damarlarda büzüşme olması ve kalbin iş yükünde artış olmasının sebep olduğunun altını çizen Doç. Dr. Arif Arısoy, “Sağlıklı kalplerde bile bu durum söz konusu iken, kalp hastalığı ve kronik rahatsızlıkları olanlarda daha da önem arz etmektedir. Ancak her insanın vücudunun soğuk havaya verdiği cevap farklı olabilir. Yaş, fiziki durum, altta yatan kronik hastalıkların sayısı ve derecesi soğuğa karşı verilen tepkiyi etkiler” açıklamasında bulundu.

KALP HASTALARI SOĞUKTA GÖĞÜSLERİNİ ÖRTEN KIYAFET GİYMELİ

Özellikle kalp krizi geçirmiş, balon ve stent işlemi yapılmış, bypass ameliyatı geçirmiş olan, kalp yetersizliği, kapak hastalığı veya aritmi problemi olan kişilerin çok soğuk havalarda mümkünse dışarı çıkmamasını öneren Doç. Dr. Arısoy, “Dışarı çıkmak zorunda kalınırsa da, havanın biraz daha yumuşadığı öğlen saatlerini tercih etmeleri ve soğuk havadan koruyabilecek yeteri kadar kalın, mümkünse pamuklu-yünlü ve özellikle de göğüs bölgesini tamamen örten kıyafet kullanmalıdırlar” ifadelerini kullandı.

SOĞUK HAVADA RÜZGÂRA KARŞI YÜRÜMEK RİTİM BOZUKLUĞU SEBEBİ

Soğuk havalarda kaçınılması gereken davranışlara dikkat çeken Doç. Dr. Arısoy, şu önerilerde bulundu:

“Soğuk havalarda özellikle de sabah saatlerinde egzersiz yapılması, rüzgâra karşı yürüme- koşma gibi durumlar kalp krizlerine, ritim bozukluklarına ve kalp yetersizliğinin kötüleşmesine sebep olabilmektedir. Kış aylarında mümkünse kapalı alanlarda, öğlen saatlerinde ve uygun kıyafetlerle egzersiz yapılmasını öneriyoruz.”

KALP-DAMAR HASTALARI GRİP VE ZATÜRRE AŞISI OLMALI

Kış aylarında gribal enfeksiyonlar ve zatürre gibi hastalıklarda da artış olduğunu kaydeden Doç. Dr. Arısoy, “Bu da kalp ve damar hastalığını olumsuz etkileyen diğer bir problemdir. Bu tür enfeksiyonlar sonrası hafif dereceden, hayati olabilecek derecelere ulaşabilen ‘miyokardit’ dediğimiz kalp kası iltihapları görülebilmektedir. Yine mevcut kalp hastalıklarının kötüleşmesine, tekrarlayan hastane yatışlarına ve hatta ölümlere sebep olabilmektedir. Bu yüzden özellikle kalp-damar hastalıkları olanların grip ve zatürre aşılarını yaptırmaları bu riskin azaltılmasında çok önemlidir” diye konuştu.

SOĞUK GÜNLERDE KALP SAĞLIĞINI KORUYACAK ÖNERİLER

Doç. Dr. Arısoy, soğuk kış aylarında kalp sağlığını korumak için nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında şunları söyledi:

  • Yürüyüş ve egzersiz için havanın ısınmaya başladığı öğlen saatlerini tercih edin.
  • Göğsün ön bölgesine soğuk havanın direk gelmesini engelleyin, ceketinizin önünü sürekli kapalı tutun.
  • Dışarı çıkarken ağız ve boğun bölgesini içine alacak atkı gibi aksesuarlar kullanın.
  • Kalın ve yünlü kıyafetler giyin.
  • C vitamini açısından zengin, turunçgiller ağırlıklı bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek gıdalar tüketin.
  • Uykunuza, düzenli beslenmeye ve sıvı alımına özen gösterin.
  • Risk grubundaysanız zamanı geldiğinde grip ve zatürre aşınızı yaptırın.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya’da kadına yönelik şiddete karşı mücadele etkinlikleri

Çankaya Belediyesi, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kapsamında birçok etkinlik gerçekleştirdi. Çankaya Belediyesi Başkanlık Binasında 25 Kasım’ın önemini vurgulamak amacıyla panel düzenlenirken Kuğulu Park’ta ise kadınlar 6284 sayılı yasaya dikkat çekmek için boyama yaptı.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalarıyla tüm Türkiye’ye rol model olan Çankaya Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü hafta boyunca birbirinden anlamlı etkinliklerle kutladı. Etkinlik programı 20 Kasım’da kadınların hayatın her alanında var olduğunu vurgulamak için TED Üniversitesi Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleşen “Futsal Dostluk Maçı” ile başladı. Çankaya Belediyesi’nin kadın çalışanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve CHP Ankara İl Başkanlığı Kadın Kolları üyelerinin “Şiddete ve Nefrete İnat Yaşasın Hayat” sloganıyla mücadele ettiği maçta sporun birleştirici gücüyle her alanda eşitlik vurgusu yapıldı.

KADINLAR KUĞULU PARK’TA MÜCADELELERİNİ RESMETTİ 

Kuğulu Park’ta da 25 Kasım’da, 6284 ya da “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” olarak bilinen yasanın uygulanmasına dikkat çekmek amacıyla farkındalık etkinliği düzenlendi. Kadınlar, “Vazgeçmiyoruz” yazılı tuval üzerinde kadın portrelerinden oluşan “6284” rakamlarını boyadı. 6284 sayılı yasanın koruyucu-önleyici tedbirlerle birlikte her yönüyle uygulanması ve samimi bir devlet politikası haline getirilmesi için mücadelelerini resmeden kadınlar, temel insan haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı süreçlerin hayata geçirilmesi taleplerini yineledi.

 

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ PANELİ

25 Kasım’da düzenlenen son etkinlik ise Çankaya Belediyesi ve Çankaya Kent Konseyi işbirliği ile “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” Paneli oldu. Çankaya Belediyesi Başkanlık Binası Mustafa Kemal Gürbüz Toplantı Salonu’nda düzenlenen panel, Çankaya Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Cemal Taluğ kolaylaştırıcılığında gerçekleşti. Etkinlik, Çankaya Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Sibel Alp’ın açılış konuşmasıyla başladı. Artan göç hareketi ve şiddet dalgasına karşılık kadınların her alanda eşitlik, adalet ve dayanışma talepleri olduğunun altını çizen Alp, “Nasıl bir kent istiyoruz?” sorusu ile yerel yönetimlerde şiddete karşı mücadele basamaklarının neler olabileceğine dikkat çekti. Çankaya Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hayriye Erbaş ve BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü (2003-2009) Prof. Dr. Yakın Ertürk ise global, bölgesel ve yerel ölçekte yükselen kadına yönelik şiddet istatistiklerini değerlendirerek Türkiye’de kadın hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddetle mücadele hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uludağ Ekonomi Zirvesi, Uluslararası Ekonomi Zirvesi Olarak Yenilendi!

Türkiye ve bölgedeki iş ve ekonomi çevrelerinin “lider isimlerini” bir araya getiren Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin (UEZ) adı, UEZ markasının zaman içindeki gelişimini ve “uluslararası” olma vizyonunu da temsil edecek şekilde “Uluslararası Ekonomi Zirvesi (UEZ)” olarak yenilendi. 2025 yılından itibaren yoluna yeni ismi “Uluslararası Ekonomi Zirvesi”, ve geliştirilen kurgusuyla devam edecek.

 

Değişen küresel gerçeklere kayıtsız kalmayan UEZ yönetimi, bu yılın temasını zirvenin yeni ismine uygun olarak “Değişen Küresel Gerçekler ve Gelecek 5.0” olarak belirledi.

 

Capital, Ekonomist, Start Up ve CeoLife dergileri tarafından 17-20 Nisan tarihleri arasında Sapanca’da düzenlenecek UEZ’de, ulusal ve uluslararası çok sayıda konuşmacı ve iş insanının yanı sıra alanında gelen akademisyenler, sivil toplum önderleri ve sektörel liderler katılacak. 

 

Türkiye ekonomisinin nabzını tutan, bölgenin en etkili iş ve ekonomi zirvesi UEZ 2025’te “Eğitimden sağlığa, endüstriden tarıma her alanda ‘Gelecek 5.0’ yaratabilir mi?”, “Adil ve kapsayıcı bir enerji geçişini sağlayarak jeopolitik şokları ve gerilimleri azaltmak mümkün mü?”, “Gelecek 5.0 ve Ekonomi 5.0 hedefine dünya nasıl ulaşabilir?” gibi soruların yanıtı aranacak.

 

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nden, “Uluslararası Ekonomi Zirvesi”ne Uzanan Yolculuk

2012 yılında 50 iş insanı ve 650 izleyicinin katılımıyla yola çıkan Uludağ Ekonomi Zirvesi, aradan geçen sürede “bölgenin en büyük buluşmasına” dönüştü. Avrasya’nın dikkatle izlenen en beğenilen iş ve ekonomi organizasyonu unvanıyla anılmaya başlandı. Yıllar içinde gelişerek Türkiye’den ve dünyadan üst düzey 110 konuşmacı ve 2 bin katılımcıya ulaştı. UEZ, 2021’de pandemi döneminin hızlı değişen gündemini ve dinamiklerini yakalamak üzere bahar ve güz olmak üzere iki kez hibrit formatta İstanbul’da hayata geçirildi.

Capital, Ekonomist ve Start Up dergileri tarafından organize edilen zirve, 2022 yılında tamamen yenilenip tekrar fiziksel olarak Sapanca’da 6-9 Ekim 2022 tarihlerinde 80’den fazla konuşmacı ve 1.000 üst düzey katılımcıyla düzenlenerek büyük beğeni topladı. UEZ 2022’ye Fransa Eski Cumhurbaşkanı François Hollande “özel konuşmacı” olarak katıldı. 2023 yılında 27-30 Nisan tarihlerinde ise zirve “Tek Dünya, Ortak Bir Gelecek: Yeni Nesiller için Yarını Şekillendirecek Politikalar ve İş Stratejileri” ana teması altında hayata geçirildi. 

UEZ 2023’e özel konuşmacı olarak Almanya Eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un yanı sıra İtalya Eski Başbakanı Enrico Letta, İngiltere’de Cameron, May ve Johnson Hükümetleri Eski Devlet Bakanı olarak görev yapan Jo Johnson’da katıldı ve “Değişen Global Düzen: Avrupa ve Türkiye’nin Yeni Rolleri” konusunda özel bir panelde analizlerini paylaştılar. 

2024’te ise “Sorumlu ve Duyarlı Liderlik: Yenilik, Teknoloji ve Yapay Zeka Çağında Gezegen ve İnsanlıkla Uyumlu Bir Sisteme Öncülük Etmek” temasıyla Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İsveç Eski Başbakanı Fredrik Reinfeldt, Yunanistan Eski Maliye Bakanı Profesör Yanis Varoufakis, Uber Başkan Yardımcısı Anabel Diaz, Yapay Zeka Uzmanı ve Girişimci Daniel Doll Steinberg, HSBC Baş Ekonomisti Janet Henry, Missouri Üniversitesi İktisat Tarihi Profesörü Max Gillman gibi çok sayıda saygın yerli ve yabancı fikir liderinin katılımıyla gerçekleşti.

2025 yılından itibaren ise “Uluslararası Ekonomi Zirvesi (UEZ)” adıyla düzenlenecek olan UEZ 2025’e uluslararasiekonomizirvesi internet adresinden kayıt yapılabilecek. UEZ 2025’in program ve katılımcı bilgileri de internet sitesinden ve sosyal medya adreslerinden duyurulacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kas yapayım derken sağlığınızdan olmayın!

Son dönemde özellikle gençler arasında kullanımı yaygın hale gelen ve kas geliştirmek için kullanılan protein tozlarına dikkat çeken Tıbbi Biyokimya Uzmanı Prof. Dr.  Nilgün Tekkeşin, “Protein tozu bir diyet takviyesidir. Uzun vadeli etkilerini bilmiyoruz.” dedi. Protein tozlarındaki toksinler hakkında yayımlanan bir rapora da atıfta bulunan Prof. Tekkeşin, “Araştırmacılar 134 ürünü 130 tür toksin açısından taradılar ve birçok protein tozunun ağır metaller (kurşun, arsenik, kadmiyum ve cıva), bisfenol-A (plastik yapmak için kullanılan BPA), pestisitler veya kanser ve diğer sağlık sorunlarıyla bağlantılı diğer kirleticiler içerdiğini buldular.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce) Tıbbi Biyokimya Bölümünden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, protein tozlarının sağlık için beklenmedik riskler barındırabileceğine dikkat çekiyor.

Protein tozları ilave şeker ve yapay tatlandırıcılar içerebiliyor

Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, protein tozlarının, soya fasulyesi, bezelye, pirinç, patates veya kenevir gibi bitkilerden, yumurtadan veya sütten (kazein veya peynir altı suyu proteini) gelen toz protein formları olduğunu ifade ederek, “Protein tozları, ilave şekerler, yapay tatlandırıcılar, koyulaştırıcılar, vitaminler ve mineraller gibi çeşitli bileşenler içerebilir. Her bir ölçekteki protein miktarı genellikle 10 ila 30 gram arasında değişir. Kas inşasına yönelik takviyeler genellikle daha yüksek protein içeriğine sahipken, kilo kaybı için tasarlanan takviyeler daha az protein içerir.” dedi.

Protein tozlarının uzun vadeli etkileri bilinmiyor

Protein tozu kullanırken dikkate alınması gereken çok sayıda risk olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Protein tozu bir diyet takviyesidir. ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ürünlerin güvenliğini ve etiketlenmesini değerlendirmeyi üreticilere bırakır. Yani, bir protein tozunun üreticilerin iddia ettiği şeyi içerip içermediğini bilmenin bir yolu yoktur. Uzun vadeli etkilerini bilmiyoruz. Takviyelerden yüksek protein alımının olası yan etkileri hakkında da sınırlı veri var.” diye konuştu.

Mide-bağırsak rahatsızlığına neden olabiliyor

Protein tozlarının sindirim sıkıntısına neden olabileceğini de dile getiren Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Süt alerjisi olan veya laktozu (süt şekeri) sindirmekte zorluk çeken kişiler, süt bazlı bir protein tozu kullandıklarında mide-bağırsak rahatsızlığı yaşayabilirler” ifadesinde bulundu.

Bu tozların eklenmiş şeker ve kalori açısından yüksek olabileceğini de anlatan Tekkeşin, “Bazı protein tozlarında az, bazılarında ise çok fazla (ölçek başına 23 grama kadar) eklenmiş şeker bulunur. Bazı protein tozları bir bardak sütü 1.200 kaloriden fazla bir içeceğe dönüştürüyor. Bu da kilo alımına ve kan şekerinde sağlıksız bir artışa neden olabilir.” şeklinde konuştu.

Birçok protein tozunda kurşun ve arsenik gibi ağır metaller bulundu

Protein tozlarındaki toksinler hakkında yayımlanan bir rapora da atıfta bulunan Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Araştırmacılar 134 ürünü 130 tür toksin açısından taradılar ve birçok protein tozunun ağır metaller (kurşun, arsenik, kadmiyum ve cıva), bisfenol-A (plastik yapmak için kullanılan BPA), pestisitler veya kanser ve diğer sağlık sorunlarıyla bağlantılı diğer kirleticiler içerdiğini buldular. Bazı toksinler önemli miktarlarda mevcuttu. Örneğin, bir protein tozu, izin verilen BPA sınırının 25 katını içeriyordu.” dedi.

Belirli durumlarda tıbbi gözetim altında kimyasal içermeyen protein tozları faydalı

Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, belirli durumlarda tıbbi gözetim altında kimyasal içermeyen protein tozlarının faydalı olabileceğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Kanser tedavisi veya yaşlılıktan kaynaklanan güçsüzlük sonucu yeme güçlüğü veya iştahsızlık, cerrahi kesi veya iyileşmeyen basınç yaraları, ek kalori ve protein ihtiyacı gerektiren yanıklar gibi ciddi sağlık sorunlarında bu durum geçerli olabilir. Bunlar dışında, proteini doğal kaynaklardan almak daha sağlıklıdır. Bu kaynaklar arasında kuruyemişler, tohumlar, az yağlı süt ürünleri (yoğurt, süt, peynir), baklagiller (fasulye, mercimek), balık, kümes hayvanları, yumurta ve yağsız et bulunur. Protein ihtiyacınızı karşılamak için bu doğal gıdalar yeterlidir; toz kullanmanıza gerek kalmadan sağlıklı bir protein alımı sağlayabilirsiniz.”

Belirli durumlarda ve tıbbi gözetim altında kullanılmalı…

Proteinin, kasların, kemiklerin güçlenmesi ve birçok vücut fonksiyonunun oluşumu ve sürdürülebilmesi için gerekli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Ancak, birçok yaşlı yetişkin iştahsızlık nedeniyle yeterli miktarda protein alamayabilir. Yine de dikkatli olunmalıdır; bir ölçü çikolatalı veya vanilyalı protein tozu, sağlık açısından riskler barındırabilir. Bu nedenle, yalnızca belirli durumlarda ve tıbbi gözetim altında protein tozu kullanımını öneriyorum.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akbank Sanat’ta Büyüleyici Bir Dans Yolculuğu: PALMA

Akbank Sanat, genç sanatçıların yaratıcılığını desteklemeye devam ediyor. Geçtiğimiz sezon büyük beğeni toplayan “Avuçların İçinde” projesi, profesyonel dansçıların katkıları ve yenilenen içeriğiyle ‘PALMA’ adı altında yeniden sahneye taşınıyor. Serhat Kural’ın koreografisiyle şekillenen performans, dansın evrensel dilini etkileyici bir görsel şölenle buluşturarak izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.

 

Akbank Sanat, genç sanatçıları destekleyen programlarına bir yenisini daha ekleyerek geçtiğimiz sezon izleyiciyle buluşan “Avuçların İçinde” projesini yeniden sahneye taşıyor. Zenginleştirilen içeriği ve profesyonel dansçıların katılımıyla “PALMA” adıyla yeniden yorumlanan bu etkileyici performans, dansın evrensel dilini unutulmaz görsel bir hikâyeyle buluşturuyor.

 

Serhat Kural’ın koreografisiyle hayat bulan ‘PALMA’nın müzikleri Onur Seçki’ye, ışık tasarımı Utku Kara’ya, kostüm tasarımı ise Ece Özlem Yeşilbaş’a ait. Oğuz Turgutgenç’in repetitörlüğünde gerçekleştirilen performansta, genç ve yetenekli dansçılar Ay Çakır, Ceren Sezgi Çopur, Duru Yılmaz, Derin Ağma, Gizem Yalman, İpek Özgen, Nazlı Deniz Mercan ve Rayna Ķeleş sahne alıyor.

 

15 Kasım’da Akbank Sanat’ta prömiyerini yapan performans, genç yeteneklerin sahne deneyimlerini geliştirmeyi hedefliyor. Ücretsiz olarak izlenebilecek bu özel etkinlik hem sanatseverlere ilham verecek hem de genç sanatçıların kariyerlerine önemli bir adım atmalarını sağlayacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

VakıfBank’tan 870 milyon dolarlık sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredisi

VakıfBank, yurt dışından sağladığı kaynaklarla bankacılık sektörünün uluslararası piyasalardaki ve sürdürülebilirlik temalı finansman alanındaki öncü konumunu sürdürmeye devam etti. Son olarak 367 gün vadeli, toplam 870 milyon dolar tutarında sürdürülebilirlik temalı sendikasyon işlemini başarıyla tamamladı.

 

“Yenileme oranı yüzde 133 olarak gerçekleşti”

Yılbaşından bu yana uluslararası piyasalardan 10,2 milyar dolar tutarında yeni kaynak sağlayan VakıfBank, yılın ikinci sendikasyon kredisini de yüzde 133 oranında yenilemeyi başardı. Söz konusu işleme yönelik VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, ‘’Bu işlem, bankamızın sürdürülebilir finansman hedeflerine olan bağlılığını ve uluslararası piyasalarda ülkemize duyulan güveni bir kez daha göstermektedir. İşlemimize toplamda 1,1 milyar dolara yakın talep gelmiş olup, buna karşılık sendikasyon kredimizi 870 milyon dolar karşılığı tutarla yeniledik. İşlem özelinde, geçen yılın aynı döneminde 8 olan en üst seviyede katılan banka sayısının 15’e yükselmesi, bu işlemin ulaştığı başarıyı ve VakıfBank’ın uluslararası alandaki güçlü konumunu açıkça göstermektedir. Ayrıca, Orta Doğu, Uzak Doğu, Avrupa, Asya ve Afrika gibi geniş bir coğrafyadan, geçen yılın aynı döneminde yer almayan 12 yeni banka işleme katılım sağladı.” açıklamasında bulundu. Üstünsalih, söz konusu kredi maliyetinin Mayıs 2024 dönemine göre her iki para birimi için 75 baz puan azalarak, dolar dilimi için SOFR + %1,75, euro dilimi için ise Euribor + %1,50 seviyesinde gerçekleştiğinin altını çizdi. 

“Söz konusu işlemimizle birlikte sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredilerimizin toplamı 1,8 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Böylece Bankamız en yüksek yurtdışı borçlanma tutarına sahip banka olurken, en yüksek sendikasyon bakiyesine sahip bankalardan biri konumundadır” diyen Üstünsalih, “Bu anlamda uluslararası fonlama alanındaki öncü konumumuz bir kez daha teyit edilmiş oldu. Bu vesileyle işlemimize destek veren ve yoğun ilgi gösteren tüm muhabir banka temsilcilerimize bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum’’ dedi.

Sürdürülebilir Finansman Çerçevesiyle uyumlu sendikasyon kredisi 

VakıfBank olarak, son 4 yıldır sendikasyon kredilerini sürdürülebilirlik temalı olduğuna dikkat çeken Üstünsalih, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sürdürülebilirlik alanında sektöre yön veren ve birçok ilke imza atan öncü bir banka olarak, bu yıl gerçekleştirdiğimiz sendikasyon işlemlerimizi Sürdürülebilir Finansman Çerçevemizle tamamen uyumlu hale getirdik. Sağladığımız uluslararası fonları çevresel ve sosyal temalı kredi ürünleriyle ekonomiye kazandırarak, sadece finansal başarı değil, sürdürülebilir bir geleceğe liderlik etmeye de kararlıyız. Bundan sonraki dönemlerde de sürdürülebilir finansman alanındaki uluslararası gelişmeleri yakından takip ederek bu alandaki ürünlerimizi çeşitlendirmeye ve Türk bankaları arasındaki öncü konumumuzu korumaya devam edeceğiz.’’

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Melik Günbeyi defilesine ‘Çizmeli Gelinlik’ damga vurdu

İzmir’de düzenlenen gelinlik ve abiye defilesinin yıldızı “Çizmeli Gelin” Özge Ulusoy’du… 

Melik Günbeyi, İzmir Gelinlik ve Abiye Fuarı’nda 40 parçalık özel koleksiyonunu görkemli bir defileyle beğeniye sunarken yurtdışından getirtilen özel kumaşlarla oluşturulan kreasyon Serkan Duman ve Gökhan Duman’ın koreografisiyle görücüye çıktı. 

Defilenin baş mankeni Özge Ulusoy’un beyaz gelinliği kadar altına giydiği beyaz çizmeler de gözden kaçmadı. Özge Ulusoy bu tarzı çok sevdiğini söylerken, “Çizmeli gelin konseptini yakında düğünlerde görmeye başlayacağımızı düşünüyorum” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Melik Günbeyi defilesine ‘Çizmeli Gelinlik’ damga vurdu

İzmir’de düzenlenen gelinlik ve abiye defilesinin yıldızı “Çizmeli Gelin” Özge Ulusoy’du… 

Melik Günbeyi, İzmir Gelinlik ve Abiye Fuarı’nda 40 parçalık özel koleksiyonunu görkemli bir defileyle beğeniye sunarken yurtdışından getirtilen özel kumaşlarla oluşturulan kreasyon Serkan Duman ve Gökhan Duman’ın koreografisiyle görücüye çıktı. 

Defilenin baş mankeni Özge Ulusoy’un beyaz gelinliği kadar altına giydiği beyaz çizmeler de gözden kaçmadı. Özge Ulusoy bu tarzı çok sevdiğini söylerken, “Çizmeli gelin konseptini yakında düğünlerde görmeye başlayacağımızı düşünüyorum” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Efsane miniklere büyük indirim

Beklenen Minycenter büyük indirimleri başladı.

Bebekleri ve çocuklarına en iyisini arayan ebevenyler için Minycenter, bu yıl da “Efsane miniklere büyük indirim” kampanyasını dünyaca ünlü markalarda ve birçok farklı kategoride başlattı.

Konfor ve şıklığı bir arada sunan Carters, Osh-kosh,Boboli,Minycenter, Pamina markalı tekstil koleksiyonlarında %30 indirimi , özel tasarımlı suluk, çanta, termos takımlarıyla, yaratıcı oyuncaklarıyla çok sevilen dünyaca ünlü Skip-hop markalı ürünlerinde %20 indirimi ebeveynlerle buluşturuyor.

Kampanya detaylarına Minycenter mağazalarından ya da güvenli ve hızlı alışverişin adresi minycenter.com.tr adresininden ulaşabilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İMREN DEVECİ KİMDİR, NERELİDİR?

Dizi ve Sinema dünyasının sevilen isimlerinden güzel oyuncu İmren Deveci, Hatay’da dünyaya geldi.

Babasının işi nedeniyle henüz 2 yaşında Suudi Arabistan’a taşınan İmren Deveci, ilkokul 4. sınıfa kadar elçiliğe bağlı bir Türk okulunda eğitim aldı. 11 yıl sonra ailesiyle birlikte Türkiye’ye geri dönmüştür.

Hayatının farklı dönemlerinde İzmir, Antalya, Bodrum ve Ankara gibi şehirlerde yaşayan İmren Deveci, çeşitli alanlarda iş deneyimi edinmiştir. Organizatörlük ve fitness eğitmenliği, özel yönetici asistanlığı ve butik otel müdürlüğü gibi pek çok farklı görevler yapmıştır.

İmren Deveci, oyunculuk ve diksiyon derslerinin yanı sıra binicilik, ok atma, kılıç kullanma, Latin dansları, gitar çalma, şan eğitimi ve özel yüzücülük gibi birçok alanda eğitim görmüştür. Ana dili düzeyinde İngilizce ve orta düzeyde Arapça bilmektedir.

2024 yılının Şubat ayında İstanbul’a taşınan İmren Deveci, burada oyunculuk kariyerine adım atmıştır. Birçok dizide yardımcı oyuncu olarak yer alan İmren Deveci, oyunculuğa olan tutkusu sayesinde bir çok dizi ve sinema filmlerinde sergilediği başarılı performansıyla dikkat çekmeye devam ediyor.

 

HABER: MAGAZİN BULVARI