Aylık arşivler: Kasım 2024

Beyin sisi farklı hastalıkların belirtisi olabilir! Depresyon, anksiyete, uykusuzluk ve bunama beyin sisi ile belirti verebiliyor!

İnsanların zihinsel yeteneklerindeki azalmayı fark etmelerinin bir hastalık anlamına gelmediğini belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, beyin sisi olarak tanımlanan durumun bilimsel ya da tıbbi olarak bir hastalık olmadığını söyledi. Beyin sisi şikayetinin altında farklı nedenler olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Barış Metin, “Beyin sisi şikayetinin altından genellikle depresyon, anksiyete bozuklukları, uyku bozuklukları, bunamaların erken dönem belirtisi gibi hastalıklar çıkıyor.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, zihinsel fonksiyonlardaki bozuklukları tanımlamak için kullanılan ‘beyin sisi’ hakkında bilgi verdi. 

Beyin sisi bilimsel ya da tıbbi olarak bir hastalık değil 

Beyin sisinin, popüler kültürde sıkça duyulmaya başlanan bir terim olduğunu dile getiren Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, “Beyin sisi bilimsel ya da tıbbi olarak bir hastalık değildir. Daha çok insanların kendi zihinsel fonksiyonlarıyla ilgili algıladıkları bir soruna halk dilinde verdikleri bir isimdir.” dedi.

Her insanın kendi zihinsel yeteneğindeki azalmayı fark etmesinin bir hastalık anlamına gelmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Barış Metin, “Bazen insanların kendilerinden çok yüksek performans beklentileri olabiliyor. Böyle durumda yüksek performans beklentisini karşılayamamak da bir rahatsızlık gibi algılanabiliyor. Bazen bunun altından farklı bir rahatsızlık da çıkabiliyor. Bu nedenle araştırmak gerekiyor. İnsanlar ‘ben eskisi kadar dikkatimi yoğunlaştıramıyorum, eskisi kadar kafam hızlı çalışmıyor, hafızam eskisi kadar güçlü değil, sanki böyle uykudan uyanamamışım gibi hissediyorum, sağlıklı düşünemiyormuş gibi hissediyorum’ gibi şikayetlerle bize başvurabiliyor ve bu tip şikayetler beyin sisini tanımlıyor. Biz bu şikayetleri duyduğumuz zaman altta yatan nedenleri düşünmeye başlıyoruz.” açıklamasını yaptı.

Depresyon ve anksiyete beyin sisi olarak algılanabiliyor 

Depresyon ve anksiyetenin beyin sisi üzerindeki etkisine değinen Prof. Dr. Barış Metin, bu bozuklukların özellikle beynin ön bölgesini etkilediğini söyledi ve şöyle devam etti:

“Bu durumu, yapılan nörogörüntüleme tetkiklerinde görebiliyoruz. Depresyon ve anksiyete hastalarında beynin ön bölgesinde, yani frontal loblarda yavaşlama görülüyor. Frontal loblar da beynin karar verme ve hatırlama ile ilgili bölgeleri olduğu için depresyon ve anksiyete bozukluğu olan insanlar özellikle hafıza bozukluğu yaşayabiliyor. Hafıza bozukluğu kişiler tarafından beyin sisi olarak da algılanabiliyor. Yani, depresyon ve anksiyete bozukluğu olan kişiler gerçek zihinsel kapasitesini frontal lob etkilenmesine bağlı olarak kullanamayabilir. Bu nedenle günlük yaşamında performans düşüklüğü yaşayabilir.”

Sık rüya görmek beyin sisi ile bağlantılı… 

Sık rüya görmenin beyin sisiyle bir bağlantısı olup olmadığına da açıklık getiren Prof. Dr. Barış Metin, “Sık rüya görmek, aslında uyku kalitesinin bozuk olduğunu gösteriyor. Aslında her gece rüya görüyoruz, rüyamızı hatırlamamız uykumuzun bölündüğü anlamına geliyor ki o bölündüğü sıralarda uyandığımız için rüyayı hafızaya kaydediyoruz. Sık rüya gören insanların genellikle uyku kalitesi düşüktür. Bu durumun nedeni uyku apnesi, depresyon veya farklı bir rahatsızlık da olabilir. Bunların hepsi beyin sisi ile bağlantılı rahatsızlıklardır.” dedi.

Prof. Dr. Barış Metin ayrıca beyin sisinin bir görme bozukluğu olmadığına ve ‘beyin sisi’ denilince bulanık görme gibi bir durumu düşünmemek gerektiğine vurgu yaptı.

Beyin sisi tedavisi altta yatan nedenin tedavisinden geçiyor 

Beyin sisi tedavisi için altta yatan hastalığın bulunması gerektiğini yineleyen Prof. Dr. Barış Metin, “Beyin sisi şikayeti bulunan hastalar uzman hekimlere başvurduğunda çoğunlukla hekimler altta yatan nedeni anlayabiliyor. Çoğunlukla beyin sisi şikayetinin altından depresyon, anksiyete bozuklukları, uyku bozuklukları, bunamaların erken dönem belirtisi gibi hastalıklar çıkıyor. Altta yatan hastalık tespit edildikten sonra, bu hastalığa yönelik kişiye özel bir tedavi planlamak gerekiyor.” dedi.

Beyin sisi şikayetini önlemek için önerilerde de bulunan Prof. Dr. Barış Metin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Düzenli uyku çok önemli. Uyku bozukluğu problemi varsa mutlaka tedavi edilmeli. Herhangi bir vitamin eksikliği tespit edilmesi halinde ona yönelik tedavi planlanmalı. Bünyeyi yormadan düzenli egzersiz yapılmalı. Stres hayatımızın bir parçası, stressiz bir yaşam mümkün değil. Ancak aşırı stresten kaçınmak gerekir. Yoğun kaygılarınız varsa, kendinizi hiçbir şeyden keyif almıyormuş gibi hissediyorsanız bir uzmandan destek alınması gerekir. Bu tip rahatsızlıklar zihinsel kapasiteyi de etkiler.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop: “Geçmişin mirasıyla geleceği inşa ediyoruz”

Banka olarak 50 yıldır Türkiye’nin kalkınması için çalıştıklarını vurgulayan Genel Müdür İbrahim Öztop, “1975 yılından bu yana sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlamak amacıyla sayısız önemli projeye imza attık.

Uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşları ile geliştirdiğimiz güçlü ilişkiler sayesinde kaynak çeşitliliğimizi artırdık. Ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınması için emin adımlar atmaya devam ediyor, yarım asırlık güçlü mirasımızla geleceği inşa ediyoruz” dedi.

 

Kamu bankası olarak 50 yıldır Türkiye için çalıştıklarını söyleyen Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, “1975 yılında attığımız ilk adımlardan bu yana; ekonomimizi güçlendirmek, yatırımları teşvik etmek ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlamak amacıyla sayısız önemli projeye imza attık. Bu süreçte yalnızca bir finans kuruluşu olmanın ötesine geçerek, ülkemizin kalkınma vizyonuna yön veren stratejik bir aktör olarak görev aldık. Bugün, yarım asırlık köklü bir geçmişi geride bırakırken, kalıcılığın ve güvenin simgesi haline gelmenin gururunu yaşıyor; ülkemize değer katan her projeye destek olma kararlılığımızı sürdürüyoruz” dedi.  

 

“Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin yüzde 6’sında bankamızın imzası var”

 

Türkiye’nin kalkınması için sanayiden yeşil enerjiye, turizmden teknolojiye kadar birçok sektörü desteklediklerini söyleyen Öztop, “Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası olarak sağladığımız kaynaklarla; ihracatı artıran, cari açığı azaltan, ülkemizin üretim kapasitesinin artırılmasına katkı sağlayan ve yeni istihdam alanları yaratan projelerin finansmanında yatırımcılarımızın yanında yer alıyoruz. Temin ettiğimiz tematik fonlar ile özellikle katma değerli üretim, iklim finansmanı, yenilebilir enerji ve enerji verimliliği, gıda güvenliği, afet dirençliliği, emisyon azaltımı, finansal kapsayıcılık ve KOBİ finansmanı, teknoloji ve bölgesel gelişmişlik gibi birçok alanda yatırımcıların finansmana erişimine katkı sağlıyoruz. Ülkemizin imzacısı olduğu Paris İklim Anlaşması çerçevesindeki net sıfır emisyon hedefleri kapsamında, yenilenebilir enerji bizim de öncelikli alanlarımız arasında bulunuyor ve temin ettiğimiz kaynakların %58’ini yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği temalı kaynaklar oluşturuyor. Bugün kredi portföyümüzün yaklaşık yarısını oluşturan enerji projeleri ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin yaklaşık %6’sının oluşturulmasını sağladık” şeklinde konuştu.

 

“Bugüne kadar temin ettiğimiz kaynakların yüzde 56’sını son altı yılda ülkemize kazandırdık”

 

Kaynaklarını ağırlıklı olarak yurt dışı kalkınma finansmanı kuruluşlarından temin ettiklerini söyleyen Öztop, “2024 Eylül sonu itibarıyla kaynak hacmimiz yaklaşık 105 milyar TL’ye ulaşmış olup, kaynaklarımızın yaklaşık %56’sını 2018-2024 döneminde temin ettik. Kaynak çeşitliliğimizi artırmak ve ülkemize daha fazla orta ve uzun vadeli fon kaynağı getirmek için çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz.”

 

“Kredi portföyümüzün yüzde 93’ü sürdürülebilirlik temalı kredilerden oluşuyor”

 

Sürdürülebilirliği bir tercih değil, sorumluluk olarak gördüklerini söyleyen Öztop, “Türkiye’de yeşil dönüşümün öncüsü olmayı hedefliyor ve bu hedef doğrultusunda, çevreye duyarlı finansman çözümleri sunarak, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınma yolculuğuna katkı sağlıyoruz. Çevresel ve sosyal risk değerlendirme ve izleme sürecini kredi tutarı, vadesi ve sektörden bağımsız olarak uygulayan sayılı bankalardan biriyiz. Kredi portföyümüzün %93’ünü sürdürülebilirlik temalı kredilerin oluşturması sürdürülebilir kalkınma misyonumuza verdiğimiz önemin en somut göstergesi. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 15’ine doğrudan ve dolaylı katkı sağlamanın yanı sıra, bu amaçlarla bağlantılı kredilerimizin toplamını 2,8 milyar ABD dolarına ulaştırmış olmanın gururunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. 

 

“Türkiye’nin lider sürdürülebilir kuruluşlarından biriyiz”

 

Türkiye’nin lider sürdürülebilir finans kuruluşlarından biri olarak gösterildiklerini belirten Öztop, “Bu alanda uluslararası alanda da takdir topluyor, üst üste kazandığımız ödüllerle başarılarımızı taçlandırıyoruz” dedi. Konuşmasına etki yatırımcılığı ile ilgili faaliyetleri hakkında bilgi vererek devam eden Öztop, ‘’Yatırımların finansal getiri sağlamasının yanı sıra toplumsal refahı artırmaya yönelik katkılar sunmasını, günümüz koşullarında sürdürülebilir kalkınmanın en temel gerekliliklerinden biri olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için, iklim değişikliğiyle mücadeleye, doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunmasına, ayrıca sosyo-ekonomik kalkınmanın desteklenmesine öncelik veriyoruz. Bu vizyonla, ülkemizde etki yatırım ekosisteminin gelişimine öncülük ediyor ve bu alandaki yatırımların artması için cesur adımlar atıyoruz. Ülkemizde etki yatırım ekosisteminin gelişmesinde ve etki yatırımlarının artırılmasında üstlendiğimiz öncü rolümüzü, Türkiye Kalkınma Fonu (TKF) nezdinde Etki Fonu kurarak devam ettirmek istiyoruz’’ ifadelerini kullandı.

 

‘’Finansal ve Bölgesel Kapsayıcılık öncelik alanlarımız arasında yer alıyor’’

 

Finansal kapsayıcılığı ve finansmana erişimi odağına alan bir banka olarak ekonominin bel kemiği olan KOBİ’leri desteklemenin önemini vurgulayan Öztop‘’KOBİ’lerin gücünü, ekonominin güvencesi olarak addediyor, bu alanda gerek uluslararası finansman kuruluşlarından temin ettiğimiz KOBİ temalı krediler ve hibeler ile doğrudan, gerek toptan bankacılık faaliyetlerimiz ile diğer finans kuruluşları üzerinden KOBİ’lere yönelik finansman sağlıyoruz. Ayrıca TKF çatısı altındaki fonlarımız aracılığıyla da kalkınma odaklı KOBİ’leri doğrudan veya dolaylı olarak destekliyoruz. Bölgesel kalkınma ise diğer bir öncelik alanımız. Yarım asırdır sorumlu bankacılık anlayışıyla ülkemizin kalkınması için aralıksız çalışan bir banka olarak, deprem bölgesinin yaralarının sarılmasına, yeniden canlandırılmasına ve depreme karşı dayanıklılığının geliştirmesine destek olmayı çok önemli buluyoruz. Depremden etkilenen bölgedeki firmalara finansal danışmanlık hizmeti sunarak, doğrudan kredi, hibe programları ve toptan bankacılık faaliyetlerimiz yoluyla finansman desteği sağlayarak, bölgeye can suyu olmaya devam edeceğiz’’ dedi.

 

‘’Öncü yatırım bankacılığı hizmetlerimiz ile sektörün gelişmesine katkı sağlıyoruz’’

 

Yatırım Bankacılığı hizmetleri kapsamında başarılı işler çıkardıklarını ve birçok işlemde ilklere imza attıklarını söyleyen Öztop, ‘’Türkiye’deki önemli halka arzlardan, sukuk ve tahvil ihraçlarına kadar birçok alanda öncü işlemler gerçekleştirdik. Türkiye’nin ilk düşük karbonlu ekonomiye geçiş tahvili ve ilk sosyal sukuk ihracını gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Ülkemize doğrudan yabancı yatırımlarını çekecek finansman çözümleri geliştirmeye, sermaye piyasalarımızın derinleşmesine ve gelişmesine katkıda bulunmaya, farklı sermaye piyasası ürünleri geliştirerek yatırımcılarımızı finansmana erişim konusunda desteklemeye ve sektörde fark yaratmaya devam edeceğiz. Özellikle halka arz ve ihraç işlemleri ile özelleştirme ve birleşme satın alma projelerine öncelik vereceğiz’’ dedi.

 

“Türkiye Kalkınma Fonu ile beş yılda 26 şirkete doğrudan yatırım yaptık”

 

2024’te beşinci yılını kutlayan Türkiye Kalkınma Fonu’nu bünyesinde yer alan 8 fon ile kamu ve özel sektörden 140’tan fazla yatırımcının yaklaşık 125 milyon dolarlık kaynağı yönettiklerini söyleyen Öztop, “Farklı alt fonlar aracılığıyla imalat sanayiinden finteke, biyoteknolojiden siber güvenliğe, mobiliteden sürdürülebilirliğe kadar birçok dikeyde faaliyet gösteren 26 şirkete doğrudan yatırım gerçekleştirdik ve Türkiye girişimcilik ekosisteminin öncülerinden olan 5 girişim sermayesi fonuna taahhütte bulunduk. Girişimcilik ekosistemindeki diğer fonlara destek olmak amacıyla, bu yıl T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Bankamızın katkılarıyla ülkemizin ilk fonların fonu yapısı olan ve 50 milyon dolarlık ilk kapanış büyüklüğüne sahip TKYB Üst Fonu’nu kurduk. Bu fon, yalnızca özel sermaye ve girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmak ve kaldıraç etkisiyle önemli bir çarpan etkisi oluşturmak üzere ekosistemin merkezinde konumlandı. Değer yaratma kültürümüzün bir parçası olarak yüksek teknoloji üreten girişimleri destekleyerek ülkemizde küresel ölçekli şirketler yaratmayı ana hedeflerimizden birisi olarak görüyoruz.” şeklinde konuştu.

 

“En büyük gücümüz insan kaynağımız”

 

Yarım asırlık köklü bir mirasa sahip olduklarını söyleyen Öztop, “Kalıcılığın ve güvenin simgesi haline gelmenin gururunu yaşıyoruz. Ülkemize değer katan her projeye destek olmaya kararlılıkla devam ediyoruz. Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ailesi olarak 50 yıllık tarihimiz boyunca en büyük gücümüzü, geçmişin derin bilgi birikimiyle geleceğin yenilikçi vizyonunu harmanlayan insan kaynağımızdan aldık. Deneyimleriyle bu kuruma değer katan, ülkemizin kalkınma yolculuğunda kritik sorumluluklar üstlenen ve kalkınma bankacılığı misyonunu en üst düzeyde yerine getiren değerli çalışanlarımız, bugün elde ettiğimiz başarıların gerçek mimarları. Bugünden geleceğe baktığımızda ise, küresel eğilimleri ve gelişen teknolojik ekosistemi yakından takip eden, vizyoner bakış açısına sahip genç ve dinamik profesyonellerimizle, daha büyük hedeflere sağlam ve kararlı adımlarla yürüdüğümüzü görmekten büyük gurur duyuyoruz” diyerek sözlerini noktaladı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

MediaMarkt’ta ‘Branda Yırtma’ için geri sayım başladı!

MediaMarkt’ın her yıl geleneksel hale getirdiği Branda Yırtma etkinliği için geri sayım başladı. Fırat Albayram ve Ceyda Kasabalı, MediaMarkt’ın Branda Yırtma etkinliğinin bu yılki konukları olacak.

 

Avrupa’nın bir numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, her yıl heyecanla beklenen ‘Şahane Cuma’ya bu yıl da damgasını vurmaya hazırlanıyor.  MediaMarkt’ta ‘Şahane Cuma’, 28 Kasım Perşembe akşamı, MediaMarkt’ın İstanbul Levent mağazasında, Fırat Albayram ve Ceyda Kasabalı’nın brandayı yırtmasıyla başlayacak. Tüketicilerin geniş ürün yelpazesiyle teknoloji ihtiyacını karşılayan MediaMarkt, Fırat Albayram ve Ceyda Kasabalı çiftinin katılımıyla ‘Şahane Cuma’ya etkileyici bir başlangıç yapacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Jolly’nin Gelenekselleşen Acenteler Zirvesi 21-24 Kasım Tarihlerinde Antalya’da Gerçekleşti!

Turizm sektörünün öncü markası Jolly, her yıl büyük bir heyecanla beklenen “Acenteler Zirvesi”ni  bu yıl Gücümüz Birliğimiz ’de mottosuyla Antalya’da,  Nirvana Cosmopolitan Hotel’de gerçekleştirdi. Türkiye’nin dört bir yanından acentelerin yoğun katılımıyla gerçekleşen organizasyon, Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı & CEO Mert Vardar ve tüm departman yöneticilerinin katılımıyla unutulmaz bir buluşmaya sahne oldu.

 

2025 İçin Yeni Hedefler Belirlendi

Nirvana Cosmopolitan Hotel Convention Center ’da gerçekleşen toplantıda, Jolly’nin 2024’te hedefleri ve gerçekleşenlerin konuşulduğu  “2025’te Gücümüz Birliğimiz’de ” teması çerçevesinde gerçekleştirilen departman sunumları ve panel oturumlarında, acentelerden gelen sorulara yanıtlar verilirken, Jolly’nin inovasyon ve başarı odaklı yol haritası paylaşıldı.

Etkinlikte, Serdar Kuzuloğlu, acentelerin dijitalleşen dünyadaki önemi üzerine çarpıcı bir konuşma yaptı. Kuzuloğlu, değişen müşteri beklentilerine ve bu dönüşümde acentelerin nasıl bir rol üstlenmesi gerektiğine dair önemli ipuçları sundu. Toplantının ardından Cosmos Theatre’da düzenlenen görkemli gala yemeği, Türk müziğinin sevilen ismi Cenk Eren’in muhteşem performansıyla taçlandı.

Bu yıl bir kez daha iş birliği ve yenilik ruhunu taçlandıran Jolly Acenteler Zirvesi , turizmde geleceğin şekillenmesinde önemli bir adım attı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Z kuşağının 316 milyar dolar harcama potansiyeli var”

İstanbul Okan Üniversitesi’nin Türkiye’de ilk kez başlattığı Girişimcilik Dersi’ne Koton Kurucu Ortağı Gülden Yılmaz konuk oldu. Yılmaz, öğrencilere giyim sektörüne adım atma hikayesini ve iş hayatında kazandığı tecrübeleri aktardı.

“Teenler için yeni bir marka çıkarabiliriz”

Yılmaz, Türkiye’nin doğurganlık hızının gerilemesinden ötürü artık çok yaşlı ülkeler kategorisine girdiğini ve yalnız yaşayan kişi sayısının giderek artığını ifade ederken satış stratejilerini bunun gibi değişen tüketici ihtiyaçlarına göre oluşturduklarını belirtti: “Araştırmalara göre 2000-2016 yıllarında doğan Z kuşağının yılda 316 milyar dolar harcama potansiyeli var. Influncerlardan etkilenerek alışveriş yapıyorlar. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre kozmetik müşterilerinin %49’u 14 yaş altında. Kalıcı dünyaya ve sürdürülebilirliğe önem verdikleri için vegan ve sürdürülebilir ürünlere yöneliyorlar. Bunların yanı sıra yeni bir grup olarak teenler (13-18 yaş arası) geliyor. Şirkette trendleri analiz ediyoruz. Teenler için yeni bir marka çıkarabiliriz” dedi. 

“Olmaz diye bir şey yoktur” diyen Yılmaz gençlere tavsiyelerini “Yetkinliklerinizi biriktirin. Merak edin. Sorgulayın. İyi ve dikkatli birer gözlemci olun. Hayal edin. Risk analizi yapın. İlgilendiğiniz konuya odaklanın. Kendinizi motive edin. Azminizi kaybetmeyin” sözleriyle sıraladı.

Konfor alanından çıkmanın girişimcilik için çok önemli olduğunu belirten Yılmaz “Ben 21, eşim 24 yaşındayken Koton için bir hayal kurduk. Sonunda başardık. Farklı düşünüp sıradan düşüncelerin dışına çıkmalısınız” hatırlatmasını yaptı.

Gülden Yılmaz, konuşmasının sonunda İstanbul Okan Üniversitesi öğrencilerinin sorularını yanıtladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Ekim ayında genel ticaret sistemine göre ihracat %3,1 arttı, ithalat değişmedi

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2024 yılı Ekim ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %3,1 artarak 23 milyar 500 milyon dolar, ithalat aynı kalarak 29 milyar 409 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Ekim döneminde ihracat %3,1 arttı, ithalat %7,2 azaldı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2024 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,1 artarak 216 milyar 195 milyon dolar, ithalat %7,2 azalarak 282 milyar 49 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ekim ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat %7,2, ithalat %2,4 arttı        

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2024 Ekim ayında %7,2 artarak 20 milyar 565 milyon dolardan, 22 milyar 55 milyon dolara yükseldi.

Ekim ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat %2,4 artarak 22 milyar 151 milyon dolardan, 22 milyar 682 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Ekim ayında 627 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi %4,7 artarak 44 milyar 737 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı %97,2 oldu.

Dış ticaret açığı Ekim ayında %10,5 azaldı

Ekim ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %10,5 azalarak 6 milyar 603 milyon dolardan, 5 milyar 909 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ekim ayında %77,5 iken, 2024 Ekim ayında %79,9’a yükseldi.

Dış ticaret açığı Ocak-Ekim döneminde %30,1 azaldı

Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı %30,1 azalarak 94 milyar 267 milyon dolardan, 65 milyar 853 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ocak-Ekim döneminde %69,0 iken, 2024 yılının aynı döneminde %76,7’ye yükseldi.

Ekim ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı %93,3 oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2024 Ekim ayında imalat sanayinin payı %93,3, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %3,6, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %2,5 oldu.

Ocak-Ekim döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı %94,2, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %3,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,8 oldu.

Ekim ayında ara mallarının toplam ithalattaki payı %68,2 oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2024 Ekim ayında ara mallarının payı %68,2, sermaye mallarının payı %14,3 ve tüketim mallarının payı %17,4 oldu.

İthalatta, 2024 Ocak-Ekim döneminde ara mallarının payı %69,4, sermaye mallarının payı %14,9 ve tüketim mallarının payı %15,6 oldu.

Ekim ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu

Ekim ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 795 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 562 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 294 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 236 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 159 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %30,0’ını oluşturdu.

Ocak-Ekim döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 17 milyar 97 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 13 milyar 381 milyon dolar ile ABD, 12 milyar 490 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 10 milyar 762 milyon dolar ile Irak ve 10 milyar 537 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %29,7’sini oluşturdu.  

İthalatta ilk sırayı Çin aldı

İthalatta Çin ilk sırayı aldı. Ekim ayında Çin’den yapılan ithalat 4 milyar 242 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 117 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 2 milyar 346 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 772 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 278 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %43,4’ünü oluşturdu.

Ocak-Ekim döneminde ithalatta ilk sırayı Çin aldı. Çin’den yapılan ithalat 37 milyar 423 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 35 milyar 499 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 22 milyar 186 milyon dolar ile Almanya, 15 milyar 585 milyon dolar ile İtalya, 13 milyar 526 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %44,0’ını oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat %0,5 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2024 Ekim ayında bir önceki aya göre ihracat %0,5, ithalat %3,1 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2024 yılı Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %0,2 artarken, ithalat %1,1 azaldı.

Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %3,6 oldu

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Ekim ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %93,3’tür. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,6’dır. Ocak-Ekim döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %94,2’dir. Ocak-Ekim döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,4’tür.

Ekim ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %84,8’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %9,7’dir. Ocak-Ekim döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %81,8’dir. Ocak-Ekim döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %11,0’dır.  

Özel ticaret sistemine göre ihracat 2024 yılı Ekim ayında 21 milyar 459 milyon dolar oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2024 yılı Ekim ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %3,9 artarak 21 milyar 459 milyon dolar, ithalat %0,7 azalarak 27 milyar 351 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ekim ayında dış ticaret açığı %14,5 azalarak 6 milyar 891 milyon dolardan, 5 milyar 892 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ekim ayında %75,0 iken, 2024 Ekim ayında %78,5’e yükseldi.

İhracat 2024 yılı Ocak-Ekim döneminde 195 milyar 818 milyon dolar oldu

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2024 yılı Ocak-Ekim döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,8 artarak 195 milyar 818 milyon dolar, ithalat %7,6 azalarak 262 milyar 536 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı %28,8 azalarak 93 milyar 699 milyon dolardan, 66 milyar 718 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ocak-Ekim döneminde %67,0 iken, 2024 yılının aynı döneminde %74,6’ya yükseldi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kornea naklinde alıcı yapay zeka ile belirlenecek

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Barut Selver’in yürütücülüğünü yaptığı, “Kornea Nakli için Yapay Zeka Tabanlı Alıcı Belirleme Sistemi Geliştirilmesi” başlıklı proje,  Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Araştırma ve Geliştirme Projelerini̇ Destekleme Programı kapsamında destek aldı. Proje ile hem Türkiye’de hem de dünyada ilk kez kornea nakil seçim operatörünü simüle eden yapay zeka tabanlı etkileşimli bir program geliştirilmiş olacak.

Doç. Dr. Özlem Barut Selver’i makamında ağırlayan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Doç. Dr. Barut Selver’i çalışmalarından dolayı tebrik ederek başarılar diledi. Prof. Dr. Budak, “ Üniversitemiz akademisyenleri çağın gereksinimleri ve getirdiği yenilikleri de göz önüne alarak önemli çalışmalar gerçekleştiriyor ve bu çalışmalar, birçok kurumdan destek almaya hak kazanıyor. Üniversitemiz Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Barut Selver’in yürütücülüğünü yaptığı kornea nakline yönelik yapay zeka tabanlı geliştirdiği sistem, kornea naklinde aday seçimi ve eşleştirme süreçlerini daha verimli hale getirecek. Hocamızı ve ekibini çalışmalarından dolayı tebrik, ediyor, başarılar diliyorum” dedi.

“Dünya 10 milyon kişi korneal körlükle savaşıyor”

Kornea tabakasının saydamlığını yitirmesiyle oluşan hastalıkların dünyadaki tüm körlüklerin yüzde 10’unu oluşturduğunu ifade eden Doç. Dr. Barut Selver, “Kornea, gözün ön tarafındaki en dış katman olup, saat camı gibi saydam bir tabakadır. Bu saydamlığın korunması, iyi bir görme fonksiyonu için elzemdir. Kornea tabakasının saydamlığını yitirdiği hastalıklar, dünyada tüm körlüklerin yüzde 10’unu oluşturmaktadır. Korneal körlük olarak tanımlanan bu durumun tedavisi ancak bir doku nakli olan kornea nakli ile mümkün olabilmektedir. Kornea dokusu, kadavradan bağış yoluyla temin edilmekte, yaklaşık 14 gün süre ile saklanabilmekte ve bu süre içinde alıcıya nakledilmektedir. Dünyada,10 milyondan fazla kişi korneal körlükle savaşmakta olup, yıllık gerçekleştirilebilen nakil sayısı ancak 150 bin seviyesindedir. Bu sayılardan anlaşılacağı gibi bağış dokusu, ihtiyacı karşılamamakta ve her bir kornea dokusu için yaklaşık 70 hastanın beklediği bilinmektedir. Bu noktada, kornea bağışında, alıcıyı olabildiğince hızlı ve efektif şekilde belirlemenin, önemli bir konu olduğu aşikardır” dedi.

 Yapay zeka ile kornea nakli bekleme süresi azalacak

Proje kapsamında kornea naklinde aday seçimine yönelik yaptıkları çalışmalara değinen Doç. Dr. Barut Selver, “Kornea nakli gerçekleştirmekle yükümlü göz bankalarındaki kornea bekleyen alıcı hastalar oldukça fazla. Bu alıcı listelerinden alıcı seçimi, yetkili operatörün genel geçer kurallar, literatür bilgisi ve listelerdeki hastaların özellikleri dahilindeki kararına dayanmaktadır. Bu karar süreci, alıcı listesi uzadıkça zorlaşmakta ve süreç uzamaktadır. Bu problem için çözümümüz; kornea nakil cerrahisi öncesi aday değerlendirme sistemi adı altında geliştirdiğimiz yapay zeka tabanlı algoritma ile kornea alıcı seçiminden sorumlu yetkili operatörü simüle eden etkileşimli bir program oluşturmak ve bu sayede kornea alıcı seçim sürecini manuel seçime göre çok daha hızlı ve efektif şekilde sağlamaktır” dedi.

“Sistem bir turnuva stratejisi ile kazananı belirleyecek”

Proje hakkında detaylı bilgi veren Doç. Dr. Barut Selver, “Önerilen kornea nakil cerrahisi skorlama sisteminde, cerrahların uygun adaylara karar vermek için yorumladıkları parametreler, bir makine öğrenmesi tekniğinin yapay sinir ağı ya da derin ağ girdi özellikleri olarak kullanılabilir. Ancak problemin doğası gereği, adayların seçiminde yapay sinir ağının çıktısı bir puan ile değerlendirilemez. Uzmanlar, sadece bir dizi potansiyel aday belirledikten sonra nakil için en uygun olanı seçtiğinden, çıktı değişkeni için puan yoktur. Bu nedenle, problem doğal olarak yakınsamadan ziyade bir sınıflandırma problemi olarak ortaya konabilir. Nakil bekleyen hasta sayısı fazla ise yapay sinir ağının kazananı kodlaması için çıkışının çok fazla olması gerekir. Bu, çok daha karmaşık bir yapay sinir ağının tasarımını gerektirir. Bu zorluğun üstesinden gelmek için, önerilen projede geliştirilecek sistemde aday seçimi ikili bir sınıflandırma problemi olarak ortaya konulacak. En iyi adayı bir kerede bulmak yerine, önerilen sistem bir turnuva stratejisi kullanacak” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İşitsel algı sistemi üzerine geliştirilen Türk yazılımı, dünyada eğitim ve psikoloji alanında adından söz ettiriyor!

Afyon Kocatepe Üniversitesi bünyesindeki Zafer Teknopark’ta Türk akademisyenler, mühendisler ve psikologlar tarafından geliştirilen işitsel algı sistemi yazılımı dünyada ses getirdi. Yurt içinde ve yurt dışında yüzlerce eğitim kurumu  ve  psikiyatri kliniği tarafından kullanılmaya başlayan Neurosound adlı program; çocukların ve yetişkinlerin eğitimlerine ve kişisel gelişimlerine katkı sağladığı gibi; zeka geriliği, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, öfke kontrolü, gecikmiş konuşma gibi bir çok  problemin de çözümünde uzmanlar tarafından tercih ediliyor. 

 

Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim üyeleri Prof.Dr. Yusuf Karaca ve Prof.Dr. Tuğrul Kandemir tarafından kurulan ve Üniversite bünyesindeki Zafer Teknopark’ta Türk akademisyenler, mühendisler ve psikologlar tarafından geliştirilen Neurosound adlı yazılım eğitim ve psikoloji alanında adından söz ettiriyor. 

 

EĞİTİMDEKİ BAŞARIYI ARTTIRIYOR VE PEK ÇOK PROBLEMİN ÇÖZÜMÜNDE DE ETKİN ROL OYNUYOR!

 

Bünyesinde pek çok program barındıran sistem; özel bir dinleti cihazı sayesinde, işlenmiş ses (müzik)  yardımıyla  nöral sistemi çok yönlü uyararak çocuk ve yetişkinlerde bilişsel, akademik, psikolojik, duygusal ve duyusal problemlerinin çözümünde çok önemli bir altyapı sağlıyor. 

Kişinin ihtiyacına özel uygulanan programlar; bireylerin bilişsel ve gelişimsel alanlarına destek olurken aynı zamanda gelişimsel gecikmeye dayalı sorunlar, gecikmiş konuşma, dikkat ve öğrenme sorunları, motor becerilerde zayıflık, okuma güçlüğü çekme, öfke kontrolü, hiperaktivite bozukluğu, otizm, beden duruş ve konumlanma problemleri, denge koordinasyon becerilerinde zayıflık, takıntılar gibi pek çok problemin çözümünde önemli bir gelişimsel destek hizmeti olarak öne çıkıyor.

 

Türkiye’de 50’den fazla şehirde, yurt dışında Azerbaycan, Kazakistan, Katar, Makedonya, Kosova ve İngiltere gibi ülkelerde; psikolojik danışmanlık merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, eğitim kurumları ve psikiyatri kliniklerinde kullanılıyor.

 

Eğitimciler ve psikologlar tarafından tercih edilen programın kurucusu Prof. Dr. Yusuf Karaca ‘Neurosound sistemini kurarken elde ettiğimiz bilginin ne kadar kıymetli olduğunu biliyorduk. Tüm dünyada ilgi gören programımızı geliştirmeye devam ediyoruz. Hem çocuklarımızın eğitim sorunlarının çözümüne bir katkı sağlamak hem de onların sağlıklı bireyler olarak yetişmesine katkı sunmak için çalışıyoruz’ diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kış soğuklarında bu hatalar cildi erken yaşlandırıyor!

Kış soğuklarının kendini hissettirdiği bugünlerde gerek havadaki nemin gerekse su tüketiminin azalması cildimizin normalden hızlı yıpranmasına ve yaşlanmasına neden olabiliyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri “Kış aylarıyla birlikte bazı cilt hastalıklarının ortaya çıktığını, özellikle ellerde ve dudaklarda egzamanın arttığını görüyoruz. Bazı yanlış yaşam alışkanlıkları da soğuk havalarda cilt hastalıklarının artmasına, cildin erken yaşlanmasına ve kişinin yaşam kalitesinin azalmasına neden olduğu gibi tedavi edilmediğinde bakteriyel enfeksiyonlara da yol açabiliyor” diyor. Bazı basit ama etkili önlemlerle kış aylarında cilt sağlığını korumanın mümkün olduğunu belirten Dr. Funda Güneri, sıklıkla yapılan hataları ve alınabilecek etkili önlemleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

 

Çok sıcak su ile duş almak

 

Kış soğuklarında banyo yaparken çok sıcak su tercih edilebiliyor ve banyoda uzun zaman geçirilebiliyor. Ancak çok sıcak sudan kaçınmak, ılık suyla banyo yapmak ve süreyi en fazla 15 dakika ile sınırlamak gerekir. Çünkü çok sıcak su ile banyo yapmak cildi kurutup tahrişe neden olarak cilt sağlığına da zarar verebiliyor. 

 

Elleri gün içinde aşırı yıkamak

 

Kışın özellikle el yıkarken sık yapılan bazı hatalar, ellerde yara oluşumuna, egzamaya, cildin kurumasına ve kırışıklığın artmasına neden olabiliyor. Elleri gün içerisinde aşırı yıkamaktan kaçınmalı, çok sıcak suya ve deterjana maruz bırakmamalı, bulaşık yıkarken ince eldiven kullanmalı, güçlü kimyasallar içeren sabunlardan uzak durmalı, nemlendirici içerikli ve özellikle PH dengeli sabun kullanmalı, sabun ve deterjan kalıntılarının ciltte kalmaması çin mutlaka çok iyi durulamalı ve ardından mutlaka kurulamalısınız. 

 

Düzenli nemlendirici kullanmamak

 

Soğuk havalarda yüz, vücut ve ellere krem veya yağ bazlı merhem yapısındaki nemlendirici ürünlerin kullanılması cilt problemlerinin ortaya çıkmasını engelleyecektir. Ürün içeriği  olarak, hyaluronik asit, termal su, cilt onarıcı etkisi olanların seçilmesi uygundur. Dudak ve göz çevresi için de balm ve nem sağlayıcı ürünler kullanılmalıdır. Ellere her yıkamadan sonra nemlendirici uygulanmalıdır. Yüze peeling, maske, alkollü tonik ve kese gibi iritasyon yapan uygulamalardan kaçınılmalıdır. 

 

Nemlendirici alırken kokusuna ve ambalajına aldanmak

 

Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri “Nemlendirici alırken özellikle ambalajına ve güzel kokusuna aldanılabiliyor, içeriğine dikkat edilmiyor. Oysa içeriğinde özellikle; paraben, petrol türevleri, alkol, yapay kokular ve sentetik boyalar bulunan nemlendiriciler cilde fayda yerine ciddi zararlar verebiliyor. Uzun vadede alerjiden solunum problemlerine, cilt tahrişinden kansere dek ciddi hastalıklara neden olabiliyor” diyor. 

 

Sık sık dezenfektan ve ıslak mendil kullanmak

 Ellerimizin temiz olması şüphesiz hastalıklardan korunmada çok önemli. Ancak el hijyenini abartmamak, gereksiz yere elleri yıkamamak, sık sık dezenfektan ve ıslak mendil kullanımından kaçınmak gerekir. Ellerin gerekmediği halde sık yıkanması ve dezenfektan ya da ıslak mendille temas etmesi kısa vadede hijyen sağlasa da, uzun vadede cildin koruyucu bariyerini zayıflatarak enfeksiyonlara daha açık hale gelmesine, ciltte kuruluğa, tahrişe, egzamaya, alerjik reaksiyonlara ve toksik etkilerin ciltte birikmesi sonucu kalıcı hasarlara yol açabilir. 

 

Sağlıksız yaşam alışkanlıkları sürdürmek

 

Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri, sağlıklı yaşam tarzının cilt sağlığı ile de çok yakından ilişkisi olduğunu belirterek şöyle konuşuyor: “Sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olmak genel sağlığa katkıları gibi cilt sağlığı için de son derece önemlidir. Örneğin; her mevsimde olduğu gibi, kışın da sigara içmekten kaçınılmalıdır. Nikotinin diüretik yani vücuttan su atıcı etkisi cilt tabakasında su içeriğinde azalmaya neden olarak cilt sorunlarında artışa yol açar. Sağlıksız beslenmek, fast-food yiyecekler tüketmek, yeterince sebze ve meyve tüketmemek, hareketsizlik, egzersiz yapmamak ve kışın eve kapanıp kış güneşinden faydalanmamak da cilde ciddi zararlar verdiğinden sağlıklı yaşam alışkanlıkları benimsemek gerekir” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

AASSM ile 2024’e muhteşem veda

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM) 2024 yılının son ayında birbirinden renkli ve zengin etkinliklerle sanatseverlere unutulmaz bir deneyim sunacak.

İzmirli sanatseverler, 2024’e kültür ve sanat dolu bir programla veda edecek. AASSM’nin aralık ayı programı, hem yetişkinlere hem de çocuklara yönelik çeşitli etkinliklerle dolu.

Mozart’ın ölüm yıl dönümünde “Sadece Mozart” konseri

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Senfoni Orkestrası, 3 Aralık Salı günü “Sadece Mozart” konseri düzenleyecek. Orkestranın şefi ve solisti ise İbrahim Yazıcı olacak. Ünlü besteci W.A. Mozart’ın ölümünün 233. yıl dönümünde gerçekleştirilecek konserde, sadece sanatçının eserleri seslendirilecek. Konser, saat 20.00’de AASSM Büyük Salon’da yapılacak.

“Ata Türküler” konseri ve piyano resitali

AASSM Büyük Salon, 4 Aralık’ta saat 20.00’de “Ata Türküler” Ahmet Baran ve Hüseyin Turan konserine ev sahipliği yapacak. 5 Aralık’ta ise Haikularla Allaturca piyano resitali var. Büyük Salon’da saat 20.00’de gerçekleştirilecek resital ücretsiz olacak.

Felsefe Günleri, atölye çalışması, konserler

12. İzmir Felsefe Günleri, 6-7 Aralık tarihlerinde Küçük Salon’da 09.00-18.00 saatleri arasında ücretsiz yapılacak. Ayrıca İzmir Devlet Senfoni Orkestrası İsviçre-Türkiye Dostluk Konseri, 6 Aralık günü saat 20.00’de Büyük Salon’da sahnelenecek.

7 Aralık’ta Müziğin İçindeki Matematik adlı atölye çalışması Müzik Kütüphanesi’nde 14.00-15.30 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Yine 7 Aralık günü Büyük Salon’da saat 20.00’de 45’lik Şarkılar konseri düzenlenecek.

Seda Bağcan’dan yeni yıl konseri

Dünya Koro Günü konseri, 8 Aralık günü Büyük Salon’da 13.00-15.30-18.00 saatlerinde ücretsiz sahnelenecek. 11 Aralık günü ise Seda Bağcan’dan yeni yıl konseri var. Konser, Küçük Salon’da saat 20.30’da başlayacak. 13 Aralık’ta da İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın konseri Büyük Salon’da saat 20.00’de gerçekleştirilecek. 

Altan Erkekli & Veysel Diker

Müziği Görmek Renkleri Duymak-Kandinsky atölye çalışması, 14 Aralık günü Müzik Kütüphanesi’nde 14.00-15.30 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Aynı gün  “Şifa Niyetine” Anılar & Türküler Gösteri Altan Erkekli & Veysel Diker, Büyük Salon’da 16.00-20.00 saatleri arasında yapılacak.

Şeb-i Arus, Mizah Festivali ve konser

AASSM Büyük Salon, 15 Aralık’ta 19.30’da Şeb-i Arus ve Semazen etkinliğine ev sahipliği yapacak. 16 Aralık günü ise Mizah Festivali Ödül Töreni ve Mercan Selçuk Dans Topluluğu Gösterisi var. Program, Büyük Salon’da saat 20.00’de ücretsiz olacak. Olten Filarmoni Orkestrası’nın konseri de 18 Aralık’ta Büyük Salon’da saat 20.30’da yapılacak.

Aşk ve Nostalji konseri

İzmir Büyükşehir Belediyesi Dans ve Ritm Topluluğu’nun yıl sonu gösterisi, 19 Aralık’ta Büyük Salon’da saat 20.00’de ücretsiz olacak. 20 Aralık’ta ise İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın konseri Büyük Salon’da saat 20.00’de yapılacak. 21 Aralık’ta Aşk ve Nostalji konseri var.  

Yeni yıl etkinlikleri

Hoş Geldin Yeni Yıl atölyesi, 22 Aralık günü Müzik Kütüphanesi’nde 14.00-15.30 saatleri arasında olacak. 28 Aralık’ta saat 20.00’de ise İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Senfoni Orkestrası’nın yeni yıl konseri düzenlenecek. Şef Hakan Şensoy, solist olarak ise Kerem Görsev Quartet var.

Ay boyunca sergi

AASSM, ay boyunca sergilere de ev sahipliği yapıyor. Bu kapsamda 7 Kasım’da başlayan ve 15 Aralık’a kadar sürecek Anamnesis-Hakan Akçura solo sergisi, alt kat galeride ücretsiz sergilenecek. 30 Kasım’da başlayan ve 15 Aralık’a kadar sürecek Ayyıldız ve Güneş Türk Japon Diplomatik İlişkilerin Yüzyılı sergisi ise giriş kat galerilerde ücretsiz ziyaret edilebilecek. 3-12 Aralık tarihleri arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Çalışmaları Şube Müdürlüğü’nün resim sergisi üst kat galerilerde, 16-29 Aralık tarihleri arasında Mizah Festivali sergisi üst kat galerilerde, 20-30 Aralık tarihleri arasında TJK 12. Resim Yarışması sergisi giriş kat galerilerde ve 23 Aralık-31 Ocak tarihleri arasında Kubilay Anıtı sergisi alt kat galerilerde açık olacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı