Aylık arşivler: Kasım 2024

Kimya Sektöründen Ekim Ayında 2,4 Milyar Dolarlık İhracat

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı ekim ayında 23,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Kimya sektörü ise ekim ayında 2,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek, Türkiye’nin en fazla ihracat yapan ikinci sektörü konumunu korumayı başardı. Kimya sektörünün ilk on aylık ihracatı ise yüzde 2,7 artışla 26 milyar dolara yaklaştı.

 

Kimya sektörünün ekim ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Kimya sektörümüz ekim ayında 2,4 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. Türkiye’nin en çok ihracat yapan ikinci sektörü olarak ülke ekonomisine en fazla katkıyı sağlamaya devam ediyoruz. Ekim ayında en çok ihracat yapılan ülke Hollanda olurken, Rusya ve Irak takip ederek ilk üçte yer aldı. Ekim ayında en çok ihraç edilen ilk üç kimyevi maddeler ve mamulleri ürün grubu ise plastikler ve mamulleri, mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler, anorganik kimyasallar oldu. Özellikle mineral yakıtlarda ülkemizin büyük petrokimya tesislerinden bir tanesinin 56 günlük süren planlı bakım yavaşlaması dolayısıyla önemli bir gerileme oldu. Bu durum tekrar normale döndüğünde ihracat rakamlarımızın artacağına inanıyoruz. Sektörümüzün 10 aylık ihracatı yüzde 2,68 artışla 26 milyar dolara yaklaştı. İKMİB olarak ihracatımızın artması için sektörümüzü desteklemeye ve tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Ekim ayında en çok “plastikler ve mamulleri” ihracatı gerçekleştirildi

Ekim ayında kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında plastikler ve mamulleri ihracatı, 839 milyon 72 bin dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı. İkinci sırada 442 milyon 296 bin dolarlık ihracatla mineral yakıtlar ve ürünler yer alırken, anorganik kimyasallar ihracatı 223 milyon 362 bin dolarla üçüncü sırada yer aldı. ‘Anorganik kimyasallar’ı takiben ilk onda yer alan diğer sektörler ise; ‘uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun’, ‘kauçuk, kauçuk eşya’, ‘boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları’, ‘eczacılık ürünleri’, ‘muhtelif kimyasal maddeler’, ‘yıkama müstahzarları’ ve ‘organik kimyasallar’ oldu. 

 

Hollanda ekim ayında en çok ihracat yapılan ülke oldu

Ekim ayında en çok ihracat yapılan ülke 172 milyon dolar ile Hollanda oldu. Ekim ayında en çok ihracat yapılan ilk on ülke Hollanda, Rusya, Irak, Romanya, Almanya, ABD, İtalya, İngiltere, İspanya ve Mısır oldu. Ekim ayında ilk 20 ülke arasında en çok artış yüzde 108,86 ile Suudi Arabistan’da oldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuklarda Lenf Bezlerindeki Büyümeye Dikkat

Sonbaharla birlikte havaların iyice soğuması ve kalabalık ortamlarda virüslerin çok kolay bulaşması nedeniyle çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonları hızla yaygınlaşıyor. Bu enfeksiyonların yol açtığı ateş, boğaz ağrısı, öksürük ve yorgunluk gibi şikayetler de soğuk algınlığı ya da grip gibi mevsim hastalıklarına yorulabiliyor. Ancak dikkat! Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Hematolojisi ve Çocuk Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Canpolat “Özellikle lenf bezlerinde büyüme olması çoğunlukla üst solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklansa da, bazen de lösemi gibi ciddi bir hastalığın belirtisi de olabiliyor. Bu nedenle, özellikle lenf bezlerinde büyüme gibi bir belirtinin araştırılması hayati önem taşıyabiliyor” diyor. Prof. Dr. Cengiz Canpolat 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, anne babalara çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

 

Ülkemizde çocukluk çağı kanserleri içinde yüzde 30 görülme sıklığıyla başı çeken lösemi, genellikle bacaklarda morarma ile ortaya çıkıyor. Ancak çoğu kez bu morarmalar ‘çocuğun yaramazlığına’, ‘oyun esnasında bacağını eşyalara çarpmış olabileceği’ gibi etkenlere bağlanarak erken teşhis imkanı kaçırılabiliyor. Erken teşhisin önündeki en büyük engellerden birini de, üst solunum yolu enfeksiyonları ile karışabilen ‘ortak belirtiler’ oluşturuyor! Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Hematolojisi ve Çocuk Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Canpolat çocukların özellikle sonbahar ve kış aylarında çok sık üst solunum yolu hastalıklarına yakalanabildiklerini belirterek, bu esnada löseminin önemli sinyallerinden biri olan lenf bezlerindeki büyümenin gözden kaçırılabildiğini söylüyor. Halk arasında ‘kan kanseri’ olarak bilinen lösemiye özellikle 2-5 yaşları arasında çok sık rastlanmakla birlikte yenidoğan döneminden ergenliğe dek her yaşta ortaya çıkabildiğini belirten Prof. Dr. Canpolat “Kemik ya da kan hücrelerinin kontrolsüz çoğalması ve bölünmesiyle ortaya çıkan lösemi hayatı tehdit eden bir hastalık. Ancak ne yazık ki bazı belirtileri, grip hatta nezle (soğuk algınlığı) gibi çok önemsenmeyen hastalıkların belirtileriyle ortak olabildiğinden, tedavide kritik önem taşıyan erken teşhis imkanı kaçırılabiliyor” diyor. 

 

Bu bölgelerdeki değişikliklere dikkat!

 

Çocukların bağışıklık sistemleri yeterince gelişmediği için viral ve bakteriyel enfeksiyonlarla çok sık karşılaşabildiğini, bu esnada özellikle boyunl, koltuk altı ya da kasık bölgesinde lenf bezlerinin büyüyebildiğini söyleyen Prof. Dr. Canpolat hangi durumlarda detaylı araştırma gerektiğini şöyle açıklıyor: “Viral enfeksiyonlara ait lenf bezleri çoğunlukla kendiliğinden küçülür. Bakteriyel enfeksiyonlar sonucu ortaya çıkan lenf bezi büyümesi ise antibiyotikle tedavi edilir. Ancak tedavi süresi sona erdiğinde lenf bezlerinde hala bir küçülme olmamışsa hatta daha da büyümüşse mutlaka Çocuk Hematoloji ve Onkoloji bölümüne başvurulmalıdır.  Yine, üst solunum yolu enfeksiyonlarında ortaya çıkan lenf bezleri büyümesi, çoğu zaman belli bir büyüklüğün üzerine çıkmaz ve üzerine dokununca hassasiyet oluşur. Ama lenf bezindeki büyüme lösemiden kaynaklanıyorsa lenf bezleri daha büyük ve sert görünümde olabilirler aynı zamanda hassasiyet de oluşturmazlar. Bu nedenle lenf bezlerinin vücudun neresinde olduğuna, sayıları ve büyüklüklerine, dokunmakla üzerlerinde kızarıklık ya da ısı artışı olup olmadığına, vücutta tek bir bölgede mi yoksa dağınık mı olduklarına, tedaviye rağmen küçülme mi yoksa büyüme mi gösterdiklerine, ayrıca ateşin eşlik edip etmediğine çok dikkat etmek gerekir.” 

 

Lenf bezi büyümesine yüksek ateş eşlik ediyorsa!

Löseminin yorgunluktan yüksek ateşe, geçmeyen öksürükten kol ve bacak ağrılarına, ağız, diş ve burun gibi farklı yerlerde oluşan ve iyileşmesi uzun süren küçük kanamalardan idrar ve dışkıda görülen kana kadar pek çok belirtisi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Canpolat “Lösemide lenf bezi büyümesine özellikle yüksek ateş eşlik edebiliyor. Hastanın bağışıklığını sağlayan hücrelerde azalma olduğundan dolayı tedaviye yanıt vermeyen ve uzun süren ateş tablosu gelişebiliyor. Böyle bir durumda da ileri tetkikler yaptırılması hayati önem taşıyor” diye konuşuyor. 

 

Lösemide tam tedavi mümkün, ama!

Löseminin genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etkenler sonucu da ortaya çıkabildiğini, buna karşın teknoloji ve tıptaki hızlı gelişmeler sayesinde tedavisinde son yıllarda çok daha etkili sonuçlar alınabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Cengiz Canpolat “Anne babaların hemen endişeye kapılmamaları, tedavi sürecinde soğukkanlı davranmaları, çocuklarına da olağanüstü bir sorunla karşılaştıkları gibi bir yaklaşımda bulunmamaları gerekir. Aile bireylerinin doktorla dayanışması ve çocuğa sağlıklı ve sağduyulu yaklaşımları tedavinin başarısında son derece önemlidir. Günümüzde erken tanı ve doğru tedavi sayesinde çocukluk çağı lösemisinde yüzde 75, akut lenfoblastik lösemide de yüzde 95 hatta tamamen iyileşme sağlanabiliyor” diyor. 

 

Basit bir kan testi kritik rol oynuyor!

Ülkemizde lösemiye yönelik toplumsal farkındalığın yeterince olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Canpolat “Hastalığın tanısı basit bir kan sayımı ile konulabiliyor ancak farkındalık olmaması nedeniyle erken tanı imkanı çoğu zaman kaçırılarak, hastalara ancak ileri evrelerde müdahale etmek durumunda kalınıyor. Erken teşhis edildiğinde ise kanserin tipine ve risk grubuna göre iki-üç yıllık bir tedavi sonrası iyileşme sağlanabiliyor. Bu nedenle anne babaların, çocuklarını iyi gözlemlemeleri çok büyük önem taşıyor” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Diş Hekimimi Duyuyorum” uygulaması işitme engelli bireylerin kullanımına sunuldu

Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı öğretim elemanları ve uzman diş hekimleri, Cumhuriyet ve Atatürk Günleri kapsamında “İşitme Engelli Bireylerin Diş Hekimliğine Hizmetini Kolaylaştırıyoruz” etkinliğinde Karşıyaka İşitme Engelliler Derneği ile bir araya geldi.

Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde gerçekleştirilen etkinlikte “Diş Hekimimi Duyuyorum: Sağır ve İşitme Engelli Bireylerin Diş Hekimliği Hizmetlerine Erişimini Destekleyen Mobil Uygulama” projesi kapsamında geliştirilen mobil uygulama ve karekodlar yardımı ile işitme engelli bireylere ağız ve diş taraması yapıldı. TÜBİTAK 1002-A Hızlı Destek Modülü kapsamında desteklenen projeyle işitme engelli ve sağır bireylerin ağız ve diş sağlığı konusundaki farkındalığının artırılması sağlandı. Bu kapsamda işitme engelli bireylerin diş hekimliği hizmetlerine erişiminin bir refakatçiye gerek duymadan gerçekleştirebilecekleri mobil uygulama tanıtıldı.

Projenin içeriği hakkında bilgiler veren EÜ Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Esin Alpöz “İşitme engelli hastaların, diş hekimleriyle iletişimini ve diş hekimine erişimini kolaylaştırmak için bir uygulama geliştirdik. Uzmanlık öğrencileriyle birlikte TÜBİTAK 1002-A Projesi kapsamında geliştirdiğimiz mobil uygulamayı Karşıyaka İşitme Engelliler Derneği’nden gelen katılımcılara tanıttık. Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Emine Sezer, Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Banu Özveri Koyuncu ve Engelsiz Ege Koordinatörü Prof. Dr. Pelin Piştav Akmeşe ile birlikte geliştirdiğimiz mobil uygulamayla hastaların işaret dili videoları aracılığıyla hekimleriyle iletişim kurmasını sağladık. Projemizin amacı doğrultusunda mobil uygulamamızda yer alan 13 temel başlıkta geliştirilmiş detaylı açıklamalı hasta bilgilendirme videoları ile diş hekimiyle iletişim kurmakta zorlanan ve işitme engelli nedeni ile korkan hastaların refakatçileri olmadan da tedavi almalarını sağlanabileceğini gösterdik.” dedi.

“Refakatçıya ihtiyaç duymadan sağlık hizmeti”

Projenin, Manisa Celal Bayar Üniversitesinde gerçekleştirilen Bilişim Teknolojilerinde Evrensel Tasarım Uluslararası Engelsiz Bilişim Kongresi’nde “Kamu Hizmet Ödülü” aldığını dile getiren Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zuhal Tuğsel “TÜBİTAK 1002-A Hızlı Destek Modülü projesiyle hastalar sağlık problemlerini daha rahat şekilde diş hekimleriyle paylaşıyorlar. Hastalar artık tedavi için yanlarında refakatçi getirmek zorunda kalmayarak özgür birer birey olarak tedavi alabiliyorlar.” diye konuştu.

Uygulamanın geliştiricilerinden Uzman Dt. Elif Aslan, “Mobil uygulamamız işitme engelli hastalar ve işaret dili bilmeyen tüm diş hekimleri için muayene sırasında iletişimi sağlayarak tedaviyi gerçekleştirmeye olanak tanıyor” dedi.

Projede görev alan Uzman Dt. Ali Canberk Ulusoy ise mobil uygulamayla amaçlarının işitme engelli hastaların refakatçiye ihtiyaç duymadan sağlık hizmetinden yararlanabilirliğini sağlamak olduğunu ifade etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Egeli bilim ekibinden yumurtalık kanserinin tedavisine yönelik yenilikçi proje

Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Emin İlker Medine’nin yürütücülüğünü üstlendiği “HER2 Pozitif Yumurtalık Kanserinde Kantradin Enkapsüle ve Trastuzumab Konjuge Niozomların In Vitro/In Vivo Potansiyeli” başlıklı proje TÜBİTAK- ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu.

Nükleer Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sabriye Yuşan’ı ve Projenin Yürütücüsü Prof. Dr. Emin İlker Medine’yi makamında ağırlayarak tebrik eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Tam kurumsal akreditasyona sahip, öğrenci odaklılıkta ödüllü, öncü araştırma üniversitemizde oluşturduğumuz örnek bilim üretme ekosistemimiz meyvelerini vermeye devam ediyor.  Üniversitemizde bir kültüre dönüştürerek sürdürülebilir bir konuma kavuşturduğumuz araştırma geliştirme, inovasyon, proje ve yayın sayılarımız her geçen gün daha ileri seviyeye ulaşıyor. Bilim insanlarımız, araştırma üniversitesi etiketi ile daha nitelikli araştırmaları ve projeleri bilim dünyasına ve literatüre kazandırıyorlar. Nükleer Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Emin İlker Medine ve ekibi tarafından yumurtalık kanserinin tedavisine yönelik yenilikçi bir bakış açısıyla hazırlanan proje TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu. Hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” diye konuştu.

Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Emin İlker Medine ise “Yumurtalık kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser çeşidi olan meme kanseri geçirmiş kişilerde görülme ihtimali artan bir kanser türüdür. Yumurtalık kanseri tedavisi genellikle ameliyat ve kemoterapiyi içerir. Kullanılan ilaçlar kanserli hücrelere etki ettiği gibi sağlıklı hücrelere de etki etmektedir. Bununla birlikte kanserli hücrelere, tedavi için gereken dozlar da ulaşmamaktadır. Bu dezavantajları bertaraf etmek için nanoteknoloji ışığında tasarlanan hedefe yönelik ilaç taşıma sistemleri tercih edilmektedir. Bu projede İspanyol Böceğinin yumurtlama sonrası yumurtayı çevre mikroorganizmalardan korumak için salgıladığı bir terpen olan Kantradin kullanılacaktır. Kantradin niozom nanoparçacıklarına enkapsüle edilecek ve HER2+ yumurtalık kanseri hücrelerini hedefleyebilmek için trastuzumab konjugasyonu yapılarak in vitro/in vivo potansiyelleri araştırılacaktır” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Enerjisa Enerji’den yatırımcılarına 2024 sonunda temettü sözü

Türkiye’nin lider elektrik dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi Enerjisa Enerji, yılın ilk 9 ayına dair finansal sonuçlarını kamuoyuna duyurdu. Türkiye’nin enerji dönüşümüne önemli katkılar sağlayan altyapı yatırımlarına devam eden Enerjisa Enerji, 2024 mali hedeflerine ulaşma yolunda kararlı adımlarla yürüyor. Bu doğrultuda, yapılan 2024 sonunda temettü dağıtımının gerçekleşeceği de belirtiliyor.

Enerjisa Enerji’nin tüm iş kollarında sergilediği istikrarlı performans, operasyonel mükemmelliğe olan bağlılığı ve sürdürülebilir büyümeye olan stratejik odağı, hedeflerine tam uyumla devam ediyor ve yatırımcılarının dikkatini çekiyor. 

 

Enerjisa Enerji, süregelen zorlu piyasa koşullarına rağmen, 2024 yılının ilk 9 ayında başarılı performans gösterdi. Şirketin operasyonel faaliyetlerinden kaynaklı gelirlerinin enflasyondan arındırılmış karı, 2024’ün ilk üç çeyreğinde 400 milyon TL artış göstererek 29,9 milyar TL’ye yükseldi. Enflasyondan arındırılmış yıllık bazda yüzde 1’lik bir artışa denk gelen bu başarıya ulaşmada en büyük katkı ise şirketin Dağıtım iş kolundaki güçlü performansından kaynaklanıyor. Dağıtım iş kolunun 2024 ilk 9 ay operasyonel kazancı, bir önceki yıl aynı döneme göre 1,6 milyar TL artış ile 24,9 milyar TL’ye ulaştı. 

Açıklanan sonuçlara göre Enerjisa Enerji’nin liderliğini sürdürdüğü elektrik perakende satış sektöründe ise bir önceki yıl aynı döneme göre; düzenlemeye tabi piyasada yüzde 7, serbest piyasada ise yüzde 36 büyüme gerçekleşti. Bu da Enerjisa’nın perakende satış sektöründeki marka gücü ve rekabetçiliğinin altını çizen önemli bir detay olarak öne çıktı.

Halka arz edildiği günden bu yana temettü dağıtımı performansı ile yatırımcılarının ilgisini çeken Enerjisa Enerji, 2024 yılı sonunda temettü dağıtımını gerçekleştireceğini ve bunu da Temel Net Gelirinin en az yüzde 80’i oranında yapacağını belirtti.

Müşteri Çözümleri brüt karı 5 katına çıktı

Enerjisa Enerji, Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük eden yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerindeki brüt karında önemli bir artış yakaladı. Bu alanda 2023 ilk 9 ayında 595 milyon TL olan brüt karını 2024 yılı aynı döneminde 3,2 milyar TL’ye çıkararak, elektrik dağıtım ve perakende satışta olduğu gibi müşteri çözümleri sektöründe de liderliğini korudu.

 

 

2024 için öngördüğümüz yatırım hedeflerimize ulaşıyoruz

Elde edilen finansal sonuçların beklentileriyle uyumlu olduğunun altını çizen Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar; “Enerjisa Enerji’nin finansal performansının itici gücü yatırımlar. Dağıtım iş kolumuzun, operasyonel kazançlarımızın büyük bir kısmını oluşturmasının altında da bu neden yatıyor. Türkiye’nin enerji altyapısına özelleştirmeden sonra yaptığımız yatırımlar ile 14 ilde bir başarı hikayesi yazdık. Altyapı yatırımlarımız ile müşteri çözümleri yatırımlarımız yıllık bazda nominal olarak yüzde 3 oranında artarak 9,1 milyar TL’ye ulaştı. Ne mutlu ki 2024 yılı sonunda hedeflediğimiz 15-17 milyar TL yatırım hedefine de emin adımlar ile ilerliyoruz. Uzun vadeli yatırım planlarımızı yaparken Türkiye’nin enerji dönüşümünün bir parçası olmanın sorumluluğunu hissediyoruz. Bu dönüşümün ön koşulu ve ekonominin büyümesinin temeli olan Türkiye’nin enerji altyapısına önemli yatırımlar yapmaya ve herkes için daha iyi bir gelecek sağlama amacıyla çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

 

Zorlu finansal ortama rağmen güçlü bir performans sergiliyoruz

Enerjisa Enerji CFO’su Philipp Ulbrich, “İçinde bulunduğumuz sektör, birçok diğer sektör gibi ülkenin finansal ortamından yoğun olarak etkileniyor. Enerjisa Enerji olarak zorlu finansal ortama rağmen güçlü bir performans sergiliyoruz. Yıl sonu beklentimiz olan 40 ila 45 milyar TL operasyonel kazanç hedefini yakalayacağımızı öngörüyorum. 

Yüksek finansal gelir ve yüksek yatırım harcaması geri ödemeleri, Enerjisa’nın Dağıtım işindeki güçlü performansının ana itici gücü olmaya devam ediyor. Zaten bunu sadece Dağıtım iş kolunda bir yıl içerisinde 1,6 milyar TL’lik bir operasyonel kazanç büyümesi ile görebiliyoruz. Perakende satışta ise satış hacimlerinde geçen yıla kıyasla 32,7 TWh’den 37,6 TWh’ye güçlü bir artışı söz konusu. Müşteri Çözümleri segmentinde yüksek brüt kar elde etmeye devam ediyoruz. Geçen yıl aynı döneme kıyasla Solar PV kurulu kapasitemiz yüzde 150 artış gösterdi ve operasyonel kazançlarımızı pozitif yönde etkiledi.

Finansal durumumuzun bir diğer önemli göstergesi olan Serbest Nakit Akışı (faiz ve vergi sonrası) temelde yıllık bazda sabit kalırken, 2024 yılının ilk yarısına göre iyileşme göstererek -5 milyar TL seviyesinde gerçekleşmiştir. Yılın kalan döneminde de güçlü operasyonel ve finansal performansımıza devam etmeyi hedefliyoruz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ayvalık Belediyesi Üretim ve Pazarlama Kooperatifi ve Mahalleevleri ile 19. Uluslararası Zeytin Hasat Festivali’nde fark yarattı.

Üretim ve Pazarlama Kooperatifi’nin üretim mutfağı Hasat Festivali’nin ilk ve ikinci gününde yaptığı mutfak atölyeleriyle en lezzetli ürünlerinin tarifini sundu, Ayvalık Mutfağı’nı tanıttı. Ekşi Mayalı Zeytinli Ekmek Yapımı ve kooperatif mutfağına özgü Zeytin Reçeli yapımı atölyelerinde hem ürünlerini yaptılar hem de izleyicilere anlattılar. 

 

Ayvalık Belediyesi Kooperatifi’nin Tarhanaları Balıkesir’de Günaydın Çorbası Olacak.

Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ile birlikte stantları ziyaret eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın stantta denediği ve tadını çok sevdiği Kooperatif Mutfağı’ndan çıkan Tarhana Çorbası, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin Gençlere Günaydın Çorbası ikramında kullanılacak.

Mahalleevleri standında ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin tarafından, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’a hediye edilen Mahalleevleri ürünleri Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin ikram sunumlarında kullanılacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uluslararası Ayvalık Zeytin Hasat Festivali Üç Gün Süreyle Dopdolu Geçti

  Ayvalık’ın tarihi Macaron Caddesi’nde büyük bir katılımla başlayan ve kentin tarihi sokaklarında bando eşliğindeki kortej vatandaşlar tarafından büyük alkış aldı. Ayvalık Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan konuşmalarla devam festivalde, bol bereketli ve verimli bir hasat sezonu dileyen Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, “Zeytin ve zeytinyağı Türkiye’de milli kültür ürünü olarak kabul ediliyor. Kuzey Ege Bölgesi’ndeki zeytinyağları hem yurtiçinde hem yurtdışında farklı bir öneme sahip. Avrupa Birliği tarafından tescillenmek üzere başvuru yapan yüzlerce ürün arasından ilk 20’ye girebilen ilk ve tek zeytinyağı Ayvalık Zeytinyağı oldu. Bu demektir ki, Dünyanın en kaliteli ve lezzetli zeytinyağı Ayvalık’ta üretiliyor” dedi.

      Toprağın üstündeki zeytin toprağın altındaki madenlerden daha değerlidir.

      Ayvalık’ta bin yılı aşkın süredir zeytin ağaçlarının varlığını sürdürdüğünü ifade eden Başkan Ergin şöyle konuştu:

     “Körfez Bölgesi’nde en az bin yıldır bu kültür devam ediyor. Nesilden nesile, dededen babaya, babadan oğula. İki milyona yakın zeytin ağacımızla, tarihten bugüne yaşam kültürümüze kattıklarıyla, temel geçim kaynağı olarak; Ayvalık’ta zeytin özel bir önem taşımaktadır. Ayvalık; zeytin ve zeytinyağı demektir.  Bu kültüre sahip çıkmak ve gelecek kuşaklara taşımak boynumuzun borcudur. Toprağın üstündeki zeytin toprağın altındaki altından daha değerli. Çiftçimiz son yıllarda verimi artırmak için girişmlerde bulunurken, kurak geçen bir dönem ile karşı karşıya kalmıştır.  Kuraklık nedeniyle verimi azalan zeytinlerin kurumasını nasıl önlerim diye mücadele ediyor. Sulama olanağı olan bazı üreticiler zeytinini sulayarak bu zararı önlemeye çalışıyor ama Türkiye’de toplam zeytin alanlarının ancak yüzde 10’u sulanabiliyor. Bir iki gün yağmur yağsa bile zeytinciler rahat nefes alacak. Özetlemek gerekirse zeytincilikte çözüm bekleyen pek çok sorun var. Zeytinliklerin maden sahalarına sunulmak istenmesi, bir yandan önüne geçilemeyen taklit ve tağşiş meselesi, bir yandan kuru geçen mevsimler En önemlisi de zeytinyağı tüketiminin yetersiz olması. Bu sorunları çözmedikçe zeytincilikte daha ileriye gitmek çok güç olacak.”

     Ergin; Zeytinyağında lider ülke olmamız gerekiyor

     Başkan Mesut Ergin, “Zeytin ve zeytinyağı üretiminde lider ülke olmamız gerekirken ülke olarak bu tür sorunlarla yatıp kalkıyoruz” diyerek şöyle devam etti:

     “Şöyle bir bakalım; bu sezon ülke genelinde 475 bin ton yağ ve 750 bin ton sofralık zeytin rekoltesi bekleniyor. Zaten son dönemde özellikle kuraklık nedeniyle zeytinler 6-7 kilogramda 1 kilogram zeytinyağı üretiyor. Ortalama yani bütün sezon düşündüğünüz zaman bu oranın 6’da 1 olduğunu görüyoruz. Toprağımıza, suyumuza ağacımıza sahip çıkıldığında, zeytinlik alanlara dokunulmak bir yana her yıl daha çok zeytin fidanı dikerek ülkemiz neden dünya lideri olmasın, neden ülkenin dört bir yanında insanlar bolca zeytinyağı tüketmesin. Sonuç olarak; tekrar ifade etmek istiyorum toprağın üstündeki zeytin toprağın altındaki madenlerden daha değerlidir. Bol verimli bereketli bir hasat sezonu diliyorum.”

      “Ayvalık Çarşı” şarkısına eşlik ettiler

     Zeytin hasat festivalinin ilk gününde Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde açılan ve son güne kadar büyük bir ilgi odağı olan zeytin ve zeytinyağı pazarının açılışına Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ile birlikte katılan BaşkanMesut Ergin tek tek stantları ziyaret edip üretici firmalara verimli bir sezon diledi.  Kırlangıç Yaşam Merkezi’ndeki meydanda Cihan Şişman Güzel Sanatlar Lisesi ve Zeytin Çekirdekleri Korosu’nun  şarkılarına  Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ile birlikte eşlik eden Başkan Mesut Ergin, “Ayvalık Çarşı” isimli şarkıyı hep birlikte seslendirdi.

     Başkan Mesut Ergin festivalin ikinci gününde Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde gerçekleştiriulen panellere de katıldı.  Başkan Ergin burada Türkiye Borsalar ve Odalar Birliği Başkanı M. Rıfat Hisarcıklıoğlu’na festivalin anısına armağan verdi. Panelde zeytinyağında taklit, tağşiş ve gıda sahteciliğiyle ilgili alınması gereken tedbirler ve tüketici bilinci tartışıldı, değerli konuşmacılar sunumlarıyla Ayvalık’ın başat sorunları arasında yer alan konulara ışık tuttu.

      Portokallı zeytinyağlı kereviz yemeğiyle Hicran teyze birinci oldu

     Üç gün boyunca, sembolik erken hasat, zeytin sıkımı, çeşitli konserler, resim ve heykel ve bonsai zeytin ağacı sergileri, tadım eğitimleri, yoga etkinlikleri kırmızı mercanlar dalış etkinliği, fotoğrafçılık yarışmasıve sabun atölyesi gibi ilgi çekici programlarla devam eden festivalin son günündü zeytinyağlı yemekler yarışmasına kadınlar büyük bir ilgi gösterdi. Cumhuriyet Meydanı’ndaki yarışmanın jüri üyeliklerini; Yemek Kültürü Yazarı Arzu Acurol, Köşe Yazarı İletişim Danışmanı Caner Ural, Yemek Bloggeri Gülten Kurtoğlu Özdemir, Gastronomi Yazarı ve Belgeselci Rıza Sönmez ve Ayvalıklı Şef ve İşletmeci Sait Ergün’ün yaptı. Yarışmaya katılan kadınkarın heyecanı görülmeye değerdi.8 finalistin katıldığı yarışmada birinciliği; portakallı zeytinyağlı kereviz yemeğiyle Hicran Atıcı kazandı. İkinciliği  Çetin İçten’in toprak güveçte ada usulü arapsaçlı sübye yemeği ve üçüncülüğü de bedensel engelli Aysun Kubaş’ın yaptığı zeytinyağlı Afyon Bükmesi elde etti.

     Ergin Gastronomi Festivalinin müjdesini verdi

     Birincilik ödülünü veren Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin  gelecek yıl gastronomi festivalini yaşama geçireceklerinin müjdesini verdi.  Başkan Mesut Ergin, Ayvalıklı kadınların hünerli elleriyle yapılan lezzetlerin profesyonel bir jüri tarafından değerlendirildiğini belirterek, yarışmaya katılan tüm yarışmacılara teşekkür etti. Amaçlarının başta zeytinyağı olmak üzere Ayvalık’ın farklı değerlerini ortaya çıkartarak,  turizm çeşitliliğini arttırabilmek olduğunun altını çizen Başkan Ergin, “Gastronomi alanında da Ayvalık Mutfağı’nın çeşitliliğini pozitif yönde yükseltebilmenin gayretindeyiz.  Ayvalık bir mübadele kentidir. Bu mübadele ile berber gelen tüm kültürlerin Türkiye geneline yansıtılması gerekir. İnşallah önümüzdeki yıllarda da daha komplike etkinliklerle de bu çabalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuk sanatçıların eserleri “Teneffüs”te sergileniyor

Nilüfer Belediyesi’nin Misi Sanatevi’nde düzenlediği “Müfredat Dışı: Çocuk Sanat Programı” kapsamında hazırlanan “Teneffüs” sergisi, çocuk sanatçıları ve aileleri ağırladı.

Nilüfer Belediyesi’nin, çocukların sanatsal ve kültürel gelişimlerini desteklemek amacıyla bu yıl 29 Temmuz- 23 Ağustos tarihleri arasında Misi Sanatevi’nde düzenlediği “Müfredat Dışı: Sanat Programı”nın çıktıları “Teneffüs” isimli sergide izlenime sunuldu. Disiplinlerarası sanatçıların çocuklarla birlikte yürüttüğü çalışmaları sanatseverlerle buluşturan sergiyi, program katılımcısı çocuklar ve aileleri de ziyaret etti. 

Proje ekibinden Gizem Gençler, Esin Selimoğlu ve Aybike Sevüktekin’in yanı sıra, programın yürütücü sanatçılarından Fevziye Özocak, Lütfü Kuzu ve Duygu Deniz Bilgin de buluşmaya katıldı.
Sergi boyunca heyecanlarını ebeveynleri ve sanatçılar ile paylaşan çocuklar, program süresince katıldıkları atölye ve etkinliklerde ürettikleri yapıtları aileleriyle inceleme fırsatı buldu.                                                                                                                                   Küratörlüğünü Dilan Deniz’in yaptığı “Teneffüs” isimli sergi Nazım Hikmet Kültürevi Yeraltı Galerisi’nde 15 Kasım tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Depresyon Hastalığı Konusunda Farkındalık Yaratmak için “Hayata Varım” Projesi Başladı

“Hayata Varım”  isimli hastalık farkındalık projesi, küresel sağlık şirketi Viatris’in bir parçası olan Viatris Türkiye’nin koşulsuz desteği ve Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği’nin (PİBAD) katkılarıyla 4 Kasım 2024’te hayata geçirildi. Bu proje, bireylerin profesyonel yardım almaktan ve ruh sağlıkları hakkında açıkça konuşmaktan kaçınmasına neden olan yaygın toplumsal damgalama da dahil olmak üzere, ruh sağlığı ile ilgili sağlık hizmetlerine erişimi geciktiren ve hatta bazı durumlarda engelleyebilen önemli bariyerleri ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Projede, ruh sağlığına gereken önemin verildiği bir toplumun oluşturulması ve bireylerin gerekli profesyonel desteği çekinmeden aramak için güçlendirilmesi hedefleniyor.

DEPRESYONUN GÖRÜLME ORANI DÜNYA GENELİNDE ARTIŞ GÖSTERİYOR 

Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği (PIBAD) Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu ruh sağlığı bozukluklarında ve özellikle de depresyonun görülme oranında dünya genelinde artış görüldüğünü ¹ belirterek sözlerine şöyle devam etti: 

“Sosyo-ekonomik koşullar, önemli yaşam olayları ve stres faktörleri bu artışa katkıda bulunmuştur. Dünya Sağlık Örgütü, dünya genelinde 280 milyon insanın1 depresyonla mücadele ettiğini  bildiriyor. Özellikle depresyonun görülme sıklığı kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla.² Türkiye’de ise depresyonun yaygınlığının yaklaşık %9 oranında olduğu, vakaların %60’ının ise teşhis edilmediği tahmin ediliyor.³”

“DÜŞÜNEN ADAM” DA “HAYATA VARIM” DİYOR

Viatris  Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Esin Eylem Sönmez projenin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Hemen herkes heykeltıraş Auguste Rodin tarafından yapılan ‘Düşünen Adam’ heykelini bilir. Türkiye’deki replikası, ülkenin en tanınmış heykellerinden biridir. Türkiye’de ‘Düşünen Adam’ genellikle depresyon gibi ruh sağlığı bozukluklarını temsil eden bir sembol olarak kullanılır. Bu özel heykelin yapımına heykeltıraş Kemal Künmat tarafından başlanmış; heykelin eksik kalan kolu ise o dönemde depresyon tedavisi gören Yüzbaşı Mehmet Pişdar tarafından tamamlanmıştır. Bu heykelin bir depresyon hastası tarafından tamamlanması projemizin hazırlığında bize ilham verdi.

Bu projede ‘Düşünen Adamı’ sosyal farkındalık sayesinde tereddüt etmeden ihtiyaç duyduğu profesyonel desteği alarak hayata katılabilen, üretebilen, sevdikleriyle vakit geçirebilen ve kendini sağlıklı ve güvende hissedebilen bir birey olarak zihnimizde canlandırdık. Yeşil Şemsiye figürü ise rengi ile doğanın iyileştirici gücünü simgelemesinin yanı sıra olumsuz düşüncelerden korunmayı da temsil ediyor.”

“RUH SAĞLIĞI TEMEL BİR DAYANAKTIR”

Viatris Türkiye & Rusya Ülke Müdürü Tayga Kaan Hilal ise proje ile ilgili şunları söyledi:

“Depresyon hakkında farkındalığı artırmayı ve bireyleri ihtiyaç duydukları profesyonel desteği aramaya teşvik etmeyi amaçlayan güçlü bir girişim olan ‘Hayata Varım’ projemizi tanıtmaktan gerçekten onur duyuyorum. Ruh sağlığı genel esenliğimizin temel bir dayanağıdır. Biz de “Hayata Varım” projesi  ile, iyileşme yolunda o kritik ilk adımı atmakta zorluk yaşayan bireyleri bu konuda güçlendirmeyi hedefliyoruz. Sosyal farkındalığı artıran bu gibi projelerler ile ruh sağlığı bozukluklarına ilişkin damgalamaların önüne geçebilir ve depresyon ile mücade eden bireylerin bu yolculukta yalnız hissetmemelerini sağlayabiliriz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sürdürülebilir Alışveriş Etkinliği TOG Garage Sale Gerçekleşti

Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) tarafından sürdürülebilir modayı desteklemek ve gençlerin sosyal sorumluluk projelerine kaynak sağlamak amacıyla düzenlenen TOG Garage Sale İkinci El Alışveriş Etkinliği, 31 Ekim-1 Kasım tarihlerinde İstanbul Bosphorus Convention Center’da gerçekleşti.

2002 yılından bu yana üniversiteli gençleri burs ve mentorluk programlarıyla destekleyen Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), bu yıl ikinci kez düzenlediği “TOG Garage Sale” etkinliği ile gençleri ikinci el giyim ve ev tekstil ürünleriyle buluşturdu. Etkinlik, modaya sürdürülebilir bir yaklaşım getirirken, üniversite öğrencisi ve yeni mezun gençlerin erişilebilir fiyatlarla alışveriş yapmalarına olanak sağladı.

 

Sürdürülebilir Moda ve Gençlerin Gücü Buluştu

TOG Garage Sale etkinliğinden elde edilen gelirin tamamı; Toplum Gönüllüsü gençlerin eğitimden sağlığa, çevreden kültür-sanata, çocuk haklarından toplumsal cinsiyet eşitliğine kadar farklı temalarda hayata geçirecekleri sosyal sorumluluk projeleri için kaynak olarak kullanılacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı