Aylık arşivler: Kasım 2024

Alzheimer veya demans riskiniz varsa beyin check-up’ı ile erken tanı alabilirsiniz!

Beyin check-up’ı ile beynin zihinsel faaliyetleri ve performansının değerlendirildiğini dile getiren Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, “Zihinsel faaliyetler değerlendiriliyor ve beynin biyoelektrik haritası çıkarılıyor. Dikkat, hafıza, zeka ölçümleri yapılıyor. Beynin sağlıklı çalışıp çalışmadığı kontrol ediliyor, fonksiyon bozuklukları ortaya çıkarılıyor.” dedi. Unutkanlık ve dikkat dağınıklığı gibi şikayetleri bulunanlara da beyin check-up’ının tavsiye edildiğini aktaran Prof. Dr. Barış Metin, biyolojik boyutlu bir hastalık olan depresyonun psikolojik ve sosyal boyutlu takibinin yanı sıra biyolojik boyutunun da beyin check-up’ı ile izlenebildiğini kaydetti.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, bilişsel bozukluklarda erken tanının öneminden bahsetti ve erken tanı için önemli olan beyin check-up’ı hakkında bilgi verdi.

Erken tanı için beyin check-up’ı önemli

Bilişsel hastalıklarda erken tanının önemli olduğunu dile getiren Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, “Erken tanı için beyin check-up’ının yapıldığı kurumlara ve bilinçli, bilgili doktorlara bir an önce başvurmak en önemli adımlardan biri.” dedi.

Alzheimer gibi hastalıklarda bilinçsiz yaklaşımlar nedeniyle hastalığın orta ve ileri evrelere geldiğinde tanı konulabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Barış Metin, “Bu durum da var olan tedavi şansının kaybedilmesi anlamına geliyor. Erken tanı konan hastalarda, beyindeki Asetilkolin çevrimini teşvik eden ve unutkanlığı biraz yavaşlatan tedavi forumları daha etkili oluyor.” açıklamasını yaptı.

Beynin her bir noktası değerlendiriliyor…

Erken tanı için önemli olan beyin check-up’ı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Barış Metin, “Beyin check-up’ı ile beynin zihinsel faaliyetleri ve performansı değerlendiriliyor. Bilgisayarlı EEG cihazlarıyla beynin sağlıklı çalışıp çalışmadığı kontrol ediliyor, fonksiyon bozuklukları ortaya çıkarılıyor.” dedi.

Beyin check-up’ında ayrıca bilgisayarlı EEG (CEEG) cihazıyla beyin fonksiyonlarının izlendiğini ve beyin haritasının çıkarıldığını kaydeden Prof. Dr. Barış Metin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yine bilgisayar yardımıyla hafıza ve dikkat ölçmeye yönelik kognitif testler uygulanıyor. Saptanan soruna göre tedavi ve rehabilitasyon programına geçiliyor. Beyne yapılan işlevsel check-up ile beynin sağlıklı çalışıp çalışmadığı kontrol ediliyor. Zihinsel faaliyetler değerlendiriliyor ve beynin biyoelektrik haritası çıkarılıyor. Dikkat, hafıza, zeka ölçümleri yapılıyor. Kişi, psikososyal açıdan değerlendiriliyor. Beyindeki hücreler arası bilgi aktarılması, stres hormonları gibi kriterler değerlendiriliyor.”

Unutkanlık şikayeti olanlara da beyin check-up’ı öneriliyor…

Herkeste zaman zaman unutkanlık görülebildiğini ifade eden Prof. Dr. Barış Metin, “Bazı durumlarda unutkanlık kötüleşerek kalıcı sorunlar doğurabiliyor. Beyin check-up’ı ile erken tanı konulması halinde hastalara özel zihinsel geliştirme ve rehabilitasyon programları uygulanabiliyor. Erken tanı sayesinde zamanında uygulanacak tedavi ile dikkat ve konsantrasyon artırılabiliyor. Öğrenme ve kavrama yeteneği geliştiriliyor. Hafıza güçlendiriliyor. Gerekirse ilaç da önerilebiliyor.” dedi.

Unutkanlık ve dikkat dağınıklığı gibi şikayetleri bulunanlara beyin check-up’ının tavsiye edildiğini aktaran Prof. Dr. Barış Metin, “Beyin check-up’ı sonrasında hastalara hücre yenileyici ve beynin stres salgılarını düzenleyici ilaçlar önerebiliyor. Ayrıca bilgisayarla dikkat, bellek, mantıklı düşünme, öğrenme, akılda tutma, hatırlama becerilerini artırıcı beyin egzersizleri yaptırılıyor.” şeklinde konuştu.

Depresyonun biyolojik boyutu izlenebiliyor 

Depresyonun biyolojik boyutlu bir hastalık olduğunun artık bilindiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Barış Metin, “Beyinde bazı biyokimyasal alanların iyi işlev yapamamasıyla depresyon arasında bağlantı bulunuyor. Beyin check-up’ı ile beyinde düzensiz, çalışmayan alan olup olmadığına bakılıyor. Bu özellikle tedaviye dirençli depresyon hastalarında (yaklaşık yüzde 30’u) kullanılıyor. Yani depresyonun psikolojik ve sosyal boyutlu takibinin yanı sıra biyolojik boyutu da izlenebiliyor.” dedi.

Beyin check-up’ı ile stresin de belirlenebildiğinin altını çizen Prof. Dr. Barış Metin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Beyninde stres hormonları düzeyine bakılıyor. İnsanların tüm dengesini altüst eden stresin saptanması halinde, kişinin kendi zihinsel gücünü kullanarak, gerginlik giderici, vücudu ve zihni gevşetici egzersizlerle baş etmesi öğretiliyor. İnsan beynine yönelik kullanılan ilaçların, etkileri de aynı yöntemle saptanabiliyor. İlacın biyoyararlılığı ölçülebiliyor.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İyi Tasarım’da, tasarımın ruhuna yakışan açılış

İyi Tasarım/Good Design İzmir_9, Diyalog temasıyla Kültürpark Atlas Pavyonu’nda kapılarını açtı. Yerel ve uluslararası tasarımcıları, tasarımcı adaylarını ve tasarıma ilgi duyan çok sayıda kişiyi bir araya getiren etkinliğin açılışı da farklı bir yöntemle yapıldı. Masalarda bulunan kağıt ve boyalarla bir yandan tasarımlar çizen katılımcılar, 17 gün boyunca çok sayıda etkinliğe katılabilecek. Sergi alanının atölyeler sonucunda ortaya çıkacak tasarımların eklenmesiyle son halini alacak olması ise İyi Tasarım’ın en önemli özelliği olarak öne çıkıyor. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi Akdeniz Akademisi, İyi Tasarım/Good Design İzmir’i bu yıl 9. kez düzenledi. 1-17 Kasım tarihleri arasında Kültürpark Atlas Pavyonu’nda gerçekleşecek etkinlik, “Diyalog” teması ile kapılarını açtı. İyi Tasarım İzmir, 17 gün boyunca tasarımın toplumsal, ekolojik ve mekansal sorunlara nasıl yanıtlar verebileceğini irdeleyecek. Çok sayıda yerel ve uluslararası tasarımcı ve katılımcıyı bir araya getiren etkinliğin açılışı da dikkat çekti. Sergileme alanında düzenlenen açılışta, masalara kağıt ve boyalar konularak katılımcıların bir yandan şekiller çizip tasarım yapmasına olanak sağlandı. İzmir’in kamusal alanlarında tasarımın dönüştürücü gücünü gözler önüne sermeyi hedefleyen etkinlikte birbirinden farklı tarzda tasarımcı ve sanatçının fikirleri yer alıyor. Etkinlik boyunca düzenlenen atölyelerde ise Diyalog temasını güçlendiren çalışmalar yapılacak. Atölyeler sonucunda ortaya çıkacak tasarımlar, sergileme alanının kurulduğu Atlas Pavyon’a günbegün eklenecek. Ziyaretçiler, mekânın son halini 15 Kasım tarihinde görebilecek ve etkinlik bu sayede tasarımın ruhuna yakışır şekilde sonuçlanacak. 

Atölyelere başvurular sürüyor
İyi Tasarım İzmir’in 9 yıldır süren bir tasarım programı olduğunu belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi Akdeniz Akademisi Genel Koordinatörü Çiçek Tezer, “Tasarımı kentte bir gündem haline getirmek, İzmir’in tasarım şehri yönüne vurgu yapmak ve onu geliştirmek, İyi Tasarım İzmir’in önemli amaçlarından biri. Hem konuşmaların hem atölyeler aracılığıyla bir okul gibi birlikte üretimlerin hem de etkileşimli sergilemelerin, yarışmaların ve çeşitli formattaki etkinliklerin olduğu bir etkinlik alanındayız. Bu yılın teması Diyalog. Burası tasarım hakkında söz söylemek isteyen herkesin buluşma noktası. Atlas Pavyonu’nda etkileşime çok açık sergilemeler var. Örneğin oyun tasarımı üzerine dünyadan ekiplerin bizlere ilettiği alanımız var. Bu yıl kurgulanan İyi Tasarım Radyo bölümünde canlı performanslar ve konuşmalar olacak. Ayrıca Diyalog temasını güçlendiren çeşitli sergilerimiz, söyleşilerimiz ve atölyelerimiz var. Atölyelerimize başvurular için sosyal medya hesabımız ve web sistemiz üzerinden bilgi edinilebiliyor” bilgisini verdi.

“Mekân her gün şekillenecek”
İyi Tasarım İzmir’in en önemli özelliklerinden birinin, birlikte üretime alan açması olduğunu kaydeden Çiçek Tezer, “Aslında açılış etkinliğimizde sergilemenin tamamı görülmedi. Çünkü 17 Kasım’a kadar atölyelerde üretimler sürecek ve sergilemeler atölyelerin çıktıları ile tamamlanacak. 15 Kasım’daki kapanış etkinliğimizde serginin tamamlanmış hali görülebilecek ve etkinlik sürecinin değerlendirildiği bir buluşma olacak. İyi Tasarım, İzmir’in kalbinde, hem tarihsel hem de kültürel belleğinde önemli bir yer olan bu parkta 17 gün boyunca üretecek ve bu mekânı her gün şekillendirecek. Burayı sık sık ziyaret etmek ve sonucunu da 15 Kasım’da görmek mümkün” dedi. 

“Çatışma dolu dünyada diyalog kapısını aralayacak”
Kültür ve Sanat Dairesi Başkanı Sedat Kirt, “Dolu dolu bir İyi Tasarım haftası olacak. En çarpıcı bölüm ise bana göre etkinlikte bizi farklı bir şekilde bir araya getiren açılış bölümü. Umuyorum ki Akdeniz Akademisi ekibinin ve destek veren sanatçı dostlarımızın sunduğu etkinlikler, içinde olduğumuz çatışma dolu dünyada diyalog kapısını aralayacak. Geçen yılki Uzlaşma temasının ardından bu yılki Diyalog teması çok anlamlı. Bu zor günleri diyalogla atlatacağımıza inanıyorum. Etkinliğimiz, güzel sonuçlar getirsin” ifadelerini kullandı. 

Çakmaklı’dan tasarım performansı
İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Mimar Oruç Çakmaklı, “Biz iyi bir dünyada yaşıyoruz. Bizler, yani insanlar olmasa daha iyi bir dünya olacak ama belki de burada iyi insanı da konuşacağız. Tasarım, iyi insan olmak için vardır” diyerek çeşitli tasarım materyallerinden oluşan bir sergileme yaptı. Çakmaklı’nın performansı, katılımcılardan büyük ilgi gördü.  

Amerikalı sanatçıdan ekoloji temelli sanat
Etkinliğe yerli ve yabancı çok sayıda sanatçı ve tasarımcı da katılım sağladı. 30 yıldır İzmir Foça’da yaşayan Amerikalı sanatçı Deborah Semel Demirtaş, deniz çayırları ve Akdeniz foklarının ekolojik dengesinin korunması için tasarımın önemine vurgu yapan bir video çalışması ile etkinlikteki yerini aldı. Semel Demirtaş, “Tasarımcı değilim ama tasarım çalıştayı tasarlayan biriyim. Çalıştayımızın amacı, Foça’da koruma altında olan deniz çayırları ve foklar var. Tekne turuyla bunları herkes görmek istiyor ama ekolojiye zarar vermemek için genç tasarımcılara fikir veriyoruz. Oluşturduğum video, bölgeyle duygu bağı kurmak ve bölgenin önemini hissettirmeyi amaçlıyor. Umut ediyoruz ki deniz koruma uzmanları, tekne turu işletmecileri, tasarımcılarla diyaloğa girer. Bir alan için tasarım yaparken alan hakkında bilgi sahip olmak önemli. Canlılara zarar vermemek için tasarımcıların sistem kurması gerekiyor. Çünkü çapa vurduğunda deniz çayırları yok oluyor. Bunu engellemek için bir sistem lazım” yorumunda bulundu. 

“Şehirler ve toplumlar için tasarım önemli”
Etkinliğe katılan tıp fakültesi öğrencisi Gülçe Özkayhan, “Sanatçı değilim ama İzmir’de yaşayan biri olarak bu tür etkinlikleri takip ediyorum. Arkadaşlarımla tasarım alanına ve sanata ilgi duyduğumuz için etkinliğe geldik. Bu tür etkinlikleri önemli buluyorum. Şehirler ve toplumlar için tasarımın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden bu etkinliği de önemli buluyorum” diye konuştu. 

Çatışma, hemzemin, aktarım, cesaret ve eylem
Geçen yılki “Uzlaşma” temasının ardından bu yıl etkinlik, tasarımda “Diyalog” kavramını çatışma, hemzemin, aktarım, cesaret ve eylem gibi anahtar kelimeler etrafında incelemeye davet ediyor. İzmir, Akdeniz ve dünyadaki krizlerle mücadelede yaratıcı çözümler üretebilmek için toplulukları, kurumları ve tasarımcıları ortak bir zeminde buluşturmayı hedefliyor.
 
Etkinlik mekanı ve programı
Bu yıl programda yer alacak paneller, kamusal etkinlikler ve sergiler ile etkinlik boyunca şehrin disiplinlerarası kültür ve tasarım alanına katkı sağlayacak. Ayrıca gerçekleşecek 17 atölye çalışmasıyla, katılımcılara yaratıcı süreçlerde yer alma fırsatı sunulacak. 15 Kasım Cuma günü gerçekleşecek kapanış etkinliği ve konserle birlikte, tasarımın yaratıcı gücü kutlanacak. Daha fazla bilgi için www.iyitasarimizmir.org ve Instagram’dan iyitasarimizmir ziyaret edilebilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege’nin En Büyük Festivali AydınFest Coşkuyla Başladı

Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Aydınfest Gençlik Festivali, renkli görüntüler ile başladı. Festivalin ilk gününe 45 binden fazla Aydınlı katıldı, eğlencenin adresi Aydın Tekstil Park oldu.
Aydınfest’in ilk gününde sevilen sanatçılar Teoman ve Siyam ile Stoutband grubu sahne aldı. Festivalin ilk gününde eğlence doruğa ulaştı.
 
Tüm vatandaşları Aydınfest Gençlik Festivali’ne katılmaya davet eden Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, “Geleneksel hale gelen Aydınfest Gençlik Festivali’nde bu yıl da 7’den 70’e on binlerce hemşehrimiz ile buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Tüm vatandaşlarımızı 3 gün boyunca sürecek festivalimize katılmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

Aydınfest Gençlik Festivali sevilen sanatçıları Aydınlılar ile buluşturacak
Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Aydınfest Gençlik Festivali’nin ikinci gününde Aydın Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı, Gazapizm ve Ceylan Ertem sahne alacak. Festivalin son gününde ise sevilen sanatçı Emre Fel ile Dolu Kadehi Ters Tut ve Şirket grupları Aydınlılar ile buluşacak. Aydınfest Gençlik Festivali, “Color Party” ile son bulacak. Party” ile son bulacak.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kemer’de Sup Kupası Yarışları başladı

Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Sup Kupası Yarışları, dünyaca ünlü Ayışığı Koyu’nda 3 kilometrelik parkurla başladı. 9 farklı ülkeden 270 sporcunun katıldığı yarışın startını Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz ile Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu verdi.

 

Kemer Belediyesi’nin destekleriyle Kemer Turizmci ve İş İnsanları Derneği (KEMİAD) tarafından düzenlenen yarışların start anına Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Kemer Sahil Güvenlik Komutanı Soner Tuna, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Derya Baytekin, KEMİAD Başkanı Rıza Sönmez, belediye meclis üyeleri ve diğer protokol üyeleri katıldı.

 

Kemer’in berrak denizinde küreklerini çeken sporcular, dereceye girebilmek için kıyasıya mücadele etti.

 

KORTEJDE RENKLİ GÖRÜNTÜLER

 

Sup Kupası Yarışları kapsamında kortej yürüyüşü de gerçekleştirildi.

 

Dünyaca ünlü Ayışığı Koyu’ndan başlayan korteje, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Derya Baytekin, Kemer Belediye Meclis Üyesi aynı zamanda Kemer Belediyesi Turizm Birim Sorumlusu Cansın Efir, KEMİAD Başkanı Rıza Sönmez ve derneğin yönetim kurulu üyeleri ile sporcular katıldı.

 

Liman Caddesi’nden geçerek Kemer Cumhuriyet Meydanı’nda sona eren korteje katılan sporcular, giydikleri kostümlerle renkli görüntüler oluşturdu. İlçede tatilini sürdüren turistler de korteji cep telefonlarıyla görüntüledi.

 

Yarışlar, 2 Kasım Cumartesi (Yarın) sona erecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

II. Urla Sanat Haftası: Sanatın Büyüsünü Keşfetmeye Hazır Mısınız?

Urla, bu yıl ikincisi düzenlenen II. Urla Sanat Haftası ile yine sanat dolu günlere ev sahipliği yapacak. Urla Belediyesi ve Urla Sanat Rotası iş birliğinde gerçekleşen etkinlik, sanatseverleri geniş bir yelpazede sanat dallarıyla buluşturacak. Katılımcılar, sergiler, performanslar, tiyatro gösterimleri, konserler, film gösterimleri, dans etkinlikleri, söyleşiler ve atölyelerle dolu bir hafta geçirecek. Kentin çeşitli noktalarına yayılan etkinlikler, sanatı Urla’nın sokaklarına taşıyarak her yaştan sanatsevere hitap edecek.

II. Urla Sanat Haftası, “Urla’da sanat var!” mottosuyla bu yıl da Urla’da yaşayanları ve ziyarete gelen herkesi, 6-13 Kasım 2024 tarihleri boyunca sürecek sanat etkinliklerine katılmaya davet ediyor. Urla Sanat Haftası, sanatı günlük yaşamın bir parçası haline getirerek, bölgenin sanatsal ve kültürel zenginliklerini ortaya çıkarmayı ve sanata duyulan ilgiyi artırmayı hedefliyor.

Urla Sanat Rotası: Sanata Açılan Kapılar

Urla Sanat Haftası’nın merkezinde, sanatseverlere farklı bir deneyim sunmayı amaçlayan Urla Sanat Rotası bulunuyor. Bu rota, Urla’daki çağdaş sanat galerilerinden bağımsız sanat alanlarına, sanatçı atölyelerinden tarihi müzelere kadar farklı kültür sanat oluşumlarını bir araya getirerek, günümüz hızlı tüketim alışkanlıklarının aksine kalıcı ve anlamlı bir sanat deneyimi sunmayı hedefliyor. Kadim uygarlıkların kültür mirasını modern ve çağdaş sanatla birleştirerek güçlü bir kültürel birikimi gözler önüne seren Urla Sanat Rotası, açık fikirli, çoğulcu ve yenilikçi bir etkileşim alanı yaratmak için çalışıyor. Sanatı, bölgenin her köşesine yayarak, Urla’yı sanatsal aktivitelerle gelişen özgür bir merkez haline getirmeyi amaçlıyor.

Birleştirici ve Katılımcı Etkinliklerle Urla Sanat Haftası’nda Buluşalım

Urla Sanat Haftası sanatın birleştirici gücü ve katılımcı etkisiyle toplumun farklı kesimlerini bir araya getirerek herkesin katılımına açık bir platform oluşturuyor. Hafta süresince Urla Sanat Rotası üyeleri BE Contemporary, Dezart Baskı Atölyesi, Dörtnal, Galeri Kırmızı, Mimas Sanat Evi, Köstem Zeytinyağı Müzesi, Tohum Sanat Alanı ve UrlaDam sanata dair zengin içeriklerle dolup taşacak. Sergiler, performanslar, tiyatro gösterimleri, konserler, film gösterimleri, dans etkinlikleri, atölyeler ve söyleşiler, Urla’nın büyüleyici atmosferinde sanatseverleri bekliyor. 

Daha fazla bilgi için www.urlasanatrotasi.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

II. URLA SANAT HAFTASI ETKİNLİK PROGRAMI

 

6 KASIM, ÇARŞAMBA 18:30

DÖRTNAL

Başka Sinema & Filmoterapi işbirliği ile 

“Bir Düşüşün Anatomisi” Filmi gösterimi ve Analizi

Psikoterapist Şafak Uzun & Dr. Öğr. Üyesi Burak Bakır

 

7 KASIM, PERŞEMBE 14:00-17:30

TOHUM SANAT ALANI

“Bulut | Kaldırım Taşı | Islık”  Atölye: “Ararken Fısılda” 

Günseli Baki Sanatçı Atölyesi

 

7 KASIM, PERŞEMBE 19:00

GALERİ KIRMIZI

Swingin’ Urla Dans Atölyesi

Eğitmenler: Ege Arat & Halil Karacadağ

 

8 KASIM, CUMA 12:00-16:00

DEZART BASKI ATÖLYESİ

Linol Baskı Atölyesi

Doç. Dr. Dizar Ercivan Zencirci & Ejmel Yalçıntaş 

 

8 KASIM, CUMA 16:00

ESKİ TAMİRHANE BİNASI

Panel: Geçmişten Günümüze Göç ve Kültürel Etkileşim: Urla’nın Tarihi, Halkları ve Üretim İlişkisi

Konuşmacılar: Dr. Aydın Yaka, Prof. Dr. Elif Koparal, Doç. Dr. Neval Konuk, Mimar & Yazar Sedef Tuncağ Moderatör: Bahar E. Soyoğuz

 

8 KASIM, CUMA 20:00

URLADAM

“RenG” Çağdaş Dans Performansı

Sanatçı: Cansu Ergin Müzik: Sami Hosseini (perküsyon), Mehmet Denizci (flugelnhorn, elektronik)

 

9 KASIM, CUMARTESİ 13:00-15:00

TOHUM SANAT ALANI

“Bulut | Kaldırım Taşı | Islık” Sergi Turu / Birlikte Düşünme, Konuşma 

 

9 KASIM, CUMARTESİ 16:00

BE CONTEMPORARY

“İki Heykeltraş Yüz Yüze” Performansı

Ferit Furuncu vs. Esin Turhan

 

9 KASIM, CUMARTESİ 20:30

URLA ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ SAHNESİ

Urla Kent Konseyi Orkestrası 

 

10 KASIM, PAZAR 13:00

MİMAS SANAT EVİ

Viyolonsel Dinletisi

Sanatçı: Lale Efendiev

 

10 KASIM, PAZAR 15:00

KÖSTEM ZEYTİNYAĞI MÜZESİ

Klasik Gitar Resitali ve Söyleşi

Gitarist ve Besteci Ümit Pekdağ

 

10 KASIM, PAZAR 16:00

ARYOM KÜLTÜR MERKEZİ

Sanatçı Melih Özuysal ile Söyleşi

 

11 KASIM, PAZARTESİ 15:00

DEZART BASKI ATÖLYESİ

Baskı Sanatı Üzerine Söyleşi

Konuşmacılar: Prof. Dr. Fuat Akdenizli Emekli Öğr. Gör. ve Baskıresim sanatçısı Ejmel Yalçıntaş, Doç. Dr. Dizar Ercivan Zencirci 

 

12 KASIM, SALI 13:00

URLA MEYDANI

İZBB Köy Tiyatroları

 

12 KASIM, SALI 16:00

ÖZBEK KÖY MEYDANI

İZBB Köy Tiyatroları

 

12 KASIM, SALI 20:30

URLADAM

Psikoterapist Şafak Uzun ile Uzun Geceler

 

13 KASIM, ÇARŞAMBA 13:00

UKTA ve Urla 

Doç. Dr. Neval Konuk ile Kültür Gezisi ve Anlatımı

 

 

13 KASIM, ÇARŞAMBA 20:30

DÖRTNAL

“Ben Berlin” – Tiyatro Salt

Yazan & Yöneten: Bahadır Yüksekşan

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Lösemide kemik iliği nakli hayat kurtarıyor

Çocukluk çağında daha sık görülen Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) hastalarının yaklaşık yarısının 18 yaş altındaki çocuklar olduğunu belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Toluy Özgümüş, bir vericiden ya da donörden hücre alınarak yapılan allojenik kemik iliği naklinin, çoğu hasta için tek hayat kurtarıcı tedavi olduğunu söyledi. Kemik iliği bağışçısı olmanın önemini vurgulayan Özgümüş, çocukluk çağında yüzde 20 – yüzde 30 arası oranlarda kemik iliği nakli gerekebildiğini söyledi.

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Toluy Özgümüş, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada lösemiye ilişkin değerlendirmede bulundu.

 

Lösemi, kan kanseri olarak tanımlanabilir

 

Halk arasında lösemi denilince tıbben kast edilenin genellikle akut lösemiler olduğunu belirten Özgümüş, “Lösemiler en basit tanımla kan kanseri olarak tanımlanabilir. Lösemi, kan üreten organ olan kemik iliğinde normal kan üretiminin durması ve kanserli hücrelerin aşırı miktarda üretilmesi sonucu ortaya çıkar” dedi. 

Lösemide bu belirtilere dikkat!

Akut lösemilerde en önemli bulguların enfeksiyonlar ve kanama olduğunu belirten Özgümüş, belirtileri şöyle sıraladı: 

Ateş ve Sık Enfeksiyonlar: Lösemi hastalarında bağışıklık sistemi zayıflar, bu nedenle sık sık ateşlenme, iyileşmeyen ve sık tekrarlayan enfeksiyonlar hastalığın en sık bulgusudur.

Kanama Eğilimi: Burun kanamaları, diş eti kanamaları ve ciltte kolay morarma gibi kanama bulguları sıkça yaşanır.

Yorgunluk ve Zayıflık: Sürekli yorgunluk hissi, genel bir zayıflık yaratabilir.

Kilo Kaybı: Belirgin bir neden olmaksızın kilo kaybı yaşanabilir. Bu kilo kaybının vücut ağırlığının yüzde 10’undan fazla olması lösemi gibi ciddi bir hastalık belirtisi olabileceğini düşündürür.

Kemik ve Eklem Ağrıları: Özellikle uzun kemiklerde ve eklemlerde ağrı görülebilir.

Lenf Bezlerinde Şişlik: Boyun, koltuk altı veya kasıkta lenf bezlerinin şişmesi çocuklarda daha sık görülen lösemi çeşidi olan Akut Lenfoblastik Lösemide (ALL) gözlemlenebilir.

Hiçbir belirtinin lösemi hastalığı için spesifik olmadığını belirten Özgümüş, “Özellikle çocuklarda bu belirtiler ciddi bir hastalık olmadan da görülebilir. Kesin tanı için sakin kalarak bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir” dedi.

Löseminin nedenleri nelerdir?

Löseminin kesin nedenlerinin tam olarak bilinmediğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Toluy Özgümüş ancak bazı faktörlerin lösemi gelişim riskini artırdığının bilindiğini kaydederek bunları genetik faktörler, çevresel etkenler ve bağışıklık sistemi olarak sıraladı. 

Genetik Faktörler: Akut lösemilerde ailesel geçiş çok nadir bir bulgu olsa da ailede kanser öyküsü hastalık gelişim riskini artırabilir. Ayrıca Down Sendromu gibi genetik bozukluklar, akut lösemi gelişim riskini artırır.

Çevresel Etkenler: Radyasyona maruz kalma, bazı kimyasallar (örneğin benzen) ve toksik maddeler risk oluşturabilir.

Bağışıklık Sistemi: Kalıtsal veya edinsel sebeplerle bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde lösemi gelişim riski artmaktadır.

ALL çocukluk döneminde görülüyor

Löseminin görülme yaşına ilişkin olarak da bilgi veren Özgümüş, akut lösemilerin iki çeşidi bulunduğunu belirterek “Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) çocukluk çağında daha sık görülür. ALL hastalarının yaklaşık yarısı 18 yaş altı çocuklardır. Diğer akut lösemi çeşidi olan Akut Myeloid Löseminin (AML) görülme sıklığı yaş ile artar, en sık görüldüğü yaş gurubu 65 yaş üzeridir. Bununla birlikte 50 yaş üzeri erişkinlerde en sık görülen lösemiler kronik lösemilerdir” dedi. 

Risk faktörlerinden kaçınılmalı

Löseminin tam olarak önlenebilir bir hastalık olmadığını, ancak bazı risk faktörlerini azaltarak riski düşürmenin mümkün olduğunu kaydeden Özgümüş, “Dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve uyku, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmak, radyasyon ve kimyasallardan korunmak lösemi riskini azaltabilir. Ayrıca ailede lösemi riskini artırdığı bilinen kalıtsal hastalıkları olan bireylerin çocuk sahibi olmadan önce genetik danışmanlık alması lösemi riskini en aza indirecektir” dedi.

Günlük pişirilmiş gıdalar tüketilmeli

Lösemi tedavisi sürecinde beslenme ve hijyen konularında dikkat edilmesi gerekenlere de işaret eden Özgümüş, pek çok tedavide olduğu gibi lösemi tedavisinde de doktor talimatlarına uymanın ve düzenli kontrolleri aksatmamanın önemini vurguladı. Lösemi tedavisinde özellikle beslenme ve hijyenin hayati öneme sahip olduğunu belirten Özgümüş, şunları söyledi:

“Bu kurallara uyulmaması hayatı tehdit edebilecek enfeksiyonların gelişimine yol açabilir. Beslenme için yeterli protein, vitamin ve mineral içeren dengeli bir diyet önemlidir. Ancak nötropenik diyet olarak adlandırılan kurallara uymak hayati öneme sahiptir. Gıdaların hepsi temiz, taze ve iyi pişmiş olmalıdır. Meyve ve sebze de dahil çiğ gıdalardan kaçınılmalıdır. Bazı çiğ gıdalar sadece belli özel kurallara uyarak (kalın kabuklu meyvelerin kabuklarının soyularak tüketilmesi gibi) tüketilebilir. Sadece evde pişirilmiş veya hastanede nötropeni kurallarına uyarak pişirilmiş gıdaların tüketilmesi önerilir. Gıda malzemelerinin seçiminde doğal olan değil, mikroplardan arındırılmış gıdalar yani paketli, süt ürünleri için pastörize ürünler tercih edilmelidir. Lösemi hastalarının tüketeceği tüm gıdalar günlük pişirilmiş veya paketi günlük açılmış olmalıdır, buzdolabında saklansa bile bekleyen hiçbir gıda ürünü tüketilmemelidir. Bu sebeple küçük paketler ve küçük porsiyon şeklinde yemek hazırlanması tercih edilmelidir. 

Kişisel hijyene dikkat edilmeli

Lösemi hastaları için kişisel hijyen ve ortam hijyeni de hayati öneme sahiptir. El hijyeni, ağız hijyenine çok dikkat edilmesi, en az gün aşırı duş alınması, kalabalık ortamlardan kaçınılması, hastanın bulunduğu ortamın kir, toz ve küften arındırılmış olması çok önemlidir. Bunlar haricinde vücudu zorlamadan hafif egzersiz ve morali yüksek tutmak için psikolojik destek de lösemi tedavisinin önemli parçalarıdır.”

Nüks riskine karşı sağlıklı yaşam tarzı benimsenmeli

Löseminin tedavi sonrasında tekrar edebileceğini kaydeden Özgümüş, “Bu durum hastalık nüksü olarak tanımlanır. Nüks riski, hastalığın tipi, tedavi süreci ve bireyin genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlıdır. Bu riski en aza indirmek için düzenli doktor kontrollerine devam ederek önerilere uymak ve genel olarak sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek (beslenme, egzersiz, uykuya dikkat etmek) önerilmektedir” diye konuştu.

Kemik iliği bağışçısı olmak önemli

Lösemi hastalarında yüksek risk kabul edilen durumlar varlığında allojenik kemik iliği naklinin, çoğu hasta için tek hayat kurtarıcı tedavi olduğunu belirten Özgümüş, kemik iliği bağışçısı olmanın önemini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Çocukluk çağında yüzde 20- yüzde 30 arası oranlarda kemik iliği nakli gerekebilmektedir. Bu oran erişkin hastalarda çok daha yüksektir. Bu işlem, hastanın hastalıklı kemik iliğinin sağlıklı bir donörün kemik iliğiyle değiştirilmesini içerir. Donör, bir aile üyesi ya da uyumlu bir bağışçı olabilir. Uygun bir bağışçı bulunamadığında hayat kurtarıcı bu işlemin yapılması mümkün olmamaktadır. Çoğu hasta için bu tedavinin yerini tutabilecek alternatif bir tedavi bulunmamaktadır. Ülkemizde artık Kızılay aracılığı ile kemik iliği bağışçısı olunabilmektedir. Buna alternatif olarak İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi bünyesinde kemik iliği bankaları bulunmaktadır. Kemik iliği bağışçısı olmanın genç sağlıklı bireylerde sağlığa herhangi bir zararı bulunmamakta, alınan kemik iliği hücreleri vücut tarafından 1 hafta ile 1 ay arasında tamamen yenilenmektedir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

19. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Festivali Start Aldı

“Turizmin Değeri, Zeytinyağının Başkenti” sloganıyla Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir Sanayi Borsası, Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Ticaret Odası, Ayvalık Ziraat Odası, Ayvalık Esnaf ve Sanatkârlar Odası ile ATO Duyusal Analiz Laboratuarı tarafından düzenlenen 19. Ayvalık Uluslararası Zeytin, Hasat ve Turizm Festivali, geleneksel zeytine minnet yürüyüşü ile başladı. 

 

Ayvalık merkezdeki Macaron mevkiinde başlayan yürüyüş, Sefa Caddesi ve Talatpaşa Caddesi güzergâhında sürdü.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman, Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin,  Gömeç Belediye Başkanı Melih Bağcı, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, Ayvalık Ziraat Odası Başkanı Hasan Baysal, Ayvalık Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Melih Çakırca, ATOLAB Başkanı Cafer Çaylan, daire amirleri, sektör temsilcileri ve kalabalık bir vatandaş topluluğunun katıldığı Zeytine Minnet Yürüyüşü, ilçe merkezindeki Cumhuriyet Meydanı’nda sona erdi.

 

Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan açılış seremonisinde konuşan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, “Ayvalık Hasat Festivali, sadece zeytinyağı açısından değil, turizm açısından da büyük bir öneme sahiptir. Sadece ‘deniz, kum, güneş’ eksenine odaklanmak yerine, gastronomi turizmi, su altı ve su üstü sporları ve kentin tarihi dokusunu da değerlendirmeliyiz” dedi.  

 

Zeytinyağındaki tağşişe dikkat çekti

Açılışta konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin de, “19’uncusunu gerçekleştireceğimiz Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat ve Turizm Festivalimiz kentimize bereket getirsin. Yolumuz açık olsun. Her zaman olduğu gibi bu kentte yaşayanların, bu kente gönül verenlerin, bu kente katkı koyanların tek hedefi var. Ayvalık markasının dünyaca ünlü kalitesini korumak, çıtayı her geçen gün daha da yukarı çekmek, kaliteyi de daha da artırmak” dedi.

 

Balıkesir’de yaklaşık 12 milyon zeytin ağacı olduğunu vurgulayan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ise, zeytinyağındaki tağşiş konusunda net çalışmalar içinde olduklarını kaydederek, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın; “Ölmez ağacın gölgesindeyiz. Ölmez ağacın gölgesi, bereketiyle, kazancıyla, sevgisiyle, kucaklamasıyla tüm Ayvalıklıların ve bütün Balıkesir’i kucaklıyor. Şimdi Balıkesir’imizde yaklaşık 12 milyon zeytin ağacı var. 12 milyon zeytin ağacı Balıkesir’imiz için gerçekten büyük bir nimet. Bu özellikle tağşiş ve sahtecilikle ilgili hep beraber mücadele ediyoruz. Taklit gerçeğini yaşatır ama bu öyle değil, insan sağlığına zararlı sıkıntılı bir çok konuyla maalesef vatandaşlarımız bir arada bırakılıyor. Biz de bununla ilgili büyükşehir olarak kati ve net çalışmalar içerisindeyiz. Özellikle Ayvalık’ın zeytinyağı, bölgemizin zeytinyağının eşsiz lezzeti, eşsiz mineral değerileri, eşsiz sağlığını, hiç kimsenin hakkını hukukunu yedirtmeden zeytinyağımızı sömürmelerine de ve sahtekarlık yapmalarına da sala izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

 

Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman;  “Yakın zamana kadar kum, deniz, güneş olan güçlü yönlerimize artık gastronomi, sanat, müzecilik ve diğer kültür faaliyetlerimizde eklenmiştir. Ayvalık zeytinyağı iklim ve toprak yapısı nedeniyle kendine has bir aromaya sahip dünyanın en kaliteli yağlarından birisi. Taklit ve  tağşişe karşı tedbir almak Ayvalık’a olan borcumuzdur.” dedi.

 

Konuşmaların ardından açılış seremonisi İzmir Otizmliler Derneği korosu tarafından sunulan mini konserle sona erdi.

Protokol ve katılımcılar daha sonra Cumhuriyet Meydanı’nda Ayvalık Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından hazırlanan zeytinyağı stantlarını ziyaret etti.

 

Hasat festivali programı oldukça zengin

Konserler, paneller ve farklı spor etkinlikleriyle geçecek festivalin 2 Kasım Cumartesi günü paneller öncesinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmacı olarak yer alacak. Aynı zamanda dünyada İtalya’nın Portofino kentinden sonra sadece Ayvalık’ta bulunan kırmızı mercanların tanıtımı için de Milli Sporcu ve Milli Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen de 3 Kasım Pazar günü dalış yapacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kazlıçeşme Sanat Konuşmalarında Yeni Sezonun İlk Konuğu Önder Küçükerman Oldu!

Murat D. Çekin’in düzenlediği Kazlıçeşme Sanat Konuşmalarının ekim ayı konuğu Önder Küçükerman oldu. Kazlıçeşme Sanat Kütüphanesinde gerçekleşen programda bu ay, 500 yıla uzanan mazisiyle “Tarihi İstanbul Camcılığı” konuşuldu.

 

Kazlıçeşme Sanat Konuşmalarında, yeni sezonda da birbirinden değerli konuklarla müzik eşliğinde söyleşiler gerçekleştirilecek. Programın müzik bölümlerinde piyanoda Feride Varol yer alacak. Yeni sezonda ilk kez düzenlenen Kazlıçeşme Sanat Konuşmalarının ekim ayındaki konuğu Önder Küçükerman oldu. “Tarihi İstanbul Camcılığı” üzerine yapılan sohbet, 31 Ekim Perşembe akşamı saat 19.30’da Zeytinburnu Kültür Sanat’ın Youtube kanalında yayınlandı.

 

“İstanbul’un Fethi ile birlikte İstanbul’un cam endüstrisi şekil değiştirdi.”

Camın İstanbul’daki serüvenini anlatan Küçükerman, dikkat çekici bilgiler verdi.

“İstanbul’un alınmasıyla birlikte tabii ki İstanbul’un cam endüstrisi de kendine göre şekil değiştirdi. 1450’li yıllarda cam dendiği zaman aklımıza Roma döneminden kalan çok küçük şişeler, küçük boyutlu düz camlar geliyordu. 1450’li yıllardan 1800’e kadar geçen üç yüz küsur yılda cam; İstanbul’da romantik, buğulu bir dönem yaşamıştır. Çünkü kimsenin evinde cam bardak yok. Topkapı Sarayı’nda padişahların bile belli sayıda bardakları var.”

 

“Cam, zamanla hayatın içine girdi.”

Küçükerman, cam endüstrisinin gelişmesi ve camın gündelik hayattaki kullanımının artmasıyla ilgili de konuştu:

“Sanayi yıllarında, cam da bundan nasibini alıyor. Dolmabahçe Sarayı dönemindeki esrarengiz açılımı yapan teknoloji, II. Abdülhamit döneminde herhangi bir şey oluyor. Şerefini o kadar kendinde tutmuyor artık cam.  II. Abdülhamit de ‘Bari geleneksel seramikçiliği geliştireyim.’ diyerek Yıldız Çini Fabrikası’nı kuruyor. O sırada Avrupa’nın endüstrileşmiş ürünleri başka bir şekle dönüşüyor. Ayna yapılıyor, şişe yapılıyor, sarayın lambaları cam oluyor. Bu dönemde artık cam hayatın içinde.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kalyon Kültür’de Sanatla Renkli Bir Sonbahar

Sanatseverlerin buluşma noktası Kalyon Kültür’ün kasım ayı etkinlikleri açıklandı. Hem çocuklar hem de yetişkinler için düzenlenen ücretsiz atölyeler ile Kalyon Kültür, ziyaretçilerine sanatla iç içe, renkli bir sonbahar yaşatacak.  

Kalyon Kültür, kasım ayında da sanatın farklı disiplinlerini içeren, çocuk ve yetişkinlere yönelik bir atölye programı sunuyor. Heykel, ebru ve seramik atölyelerinden suluboya, karakalem ve moda- tasarım atölyelerine kadar zengin bir içerik yine sanatseverleri bekliyor. Bu ay ilk defa düzenlenecek olan Naturalist  Üslûpta Çiçekler atölyesinde ise Hasan Çıkmış’ın eğitmenliğinde edebiyatta, klasik dönem dokumalarda, mücevherlerde, türkülerde bolca geçen ve birer hazine olan çiçek isim ve motifleri keşfedilecek. 

Değerli eğitmenler eşliğinde gerçekleştirilecek ücretsiz atölyelere katılmak için kalyonkultur adresinden kayıt yaptırmak yeterli.

Kalyon Kültür Kasım Ayı Programı 

2 Kasım Cumartesi / 14.00 Tasarım İstanbul (6-10 yaş)

Eğitmen: Pınar Bora 

3 Kasım Pazar / 13.00 Naturalist  Üslûpta Çiçekler (Yetişkin)

Eğitmen: Hasan Çıkmış 

3 Kasım Pazar / 15.00 Müzikli Yaratıcı Hikaye Okumaları (7-11 yaş)

Eğitmen: Betül Taşçı

5 Kasım Salı / 17.00 Yetişkinler için Yaratıcı Hikaye Okumaları 

Eğitmen: Betül Taşçı

9 Kasım Cumartesi / 15.00 Heykel Atölyesi (Yetişkin)

Eğitmen: Tolga Turan 

9 Kasım Cumartesi / 17.00 Hakan Cingöz ile Suluboya Atölyesi (Yetişkin)

9 Kasım Cumartesi / 18.00 Sanat Buluşmaları Konuşmacılar: Attilla Dur & Cüneyt Işık & Orçun Beslen

Moderatör: Aslı Bora

10 Kasım Pazar / 14.00  Karakalem Teknikleri Atölyesi (6-12 yaş)

Eğitmen: Ümit Dizdar

10 Kasım Pazar / 15.00 Sevimli Hayvanlar Seramik Atölyesi (5-12 yaş)

Eğitmen: Pınar Bora 

12 Kasım Salı / 18.00 Yetişkinler için Karakalem Teknikleri Atölyesi Çizgi ve Obje 

Eğitmen: Ümit Dizdar 

15 Kasım Cuma / 17:00 Çocuklar için Ebru Atölyesi 

Eğitmen: Pınar Bora 

15 Kasım Cuma / 18.00 Sanat ve Kamusal Alan: Türkiye’de Kültür Sanat Ekosistemi

Moderatör: Özgenur Reyhan Güler

Konuşmacı: Tuna Ortaylı Kazıcı

16 Kasım Cumartesi / 13.00 Yaratıcı Drama (7-12 yaş)

Eğitmen: Ezgi Bikbay Şafak

16 Kasım Cumartesi / 14.00 Kukla Atölyesi (6-12 yaş)

Eğitmen: Buket Ada Kılıç

16 Kasım Cumartesi  /   16.00 Minyatür Atölyesi (Yetişkinler için)

Eğitmen: İsmihan Züleyha Dedeler 

17 Kasım Pazar  / 14.00 Moda Tasarım Atölyesi (Yetişkinler için)

Eğitmen: Ümit Dizdar

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

P&G’de Üst Düzey Atama

P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Pazarlama, Sağlık ve Ağız Bakım Ticari Operasyonlarından Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığına Özge Erdem getirildi. Erdem, bir önceki görevinde Orta ve Doğu Avrupa Ağız Bakım Lideri olarak görev alıyordu.

P&G bünyesinde son olarak Orta ve Doğu Avrupa Ağız Bakım Lideri olarak görev yapan Özge Erdem, 1 Ekim 2024 itibarıyla P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Pazarlama, Sağlık ve Ağız Bakım Ticari Operasyonlarından Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak yeni görevine başladı.

Lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde alan Özge Erdem, kariyerine ve P&G çatısı altında çalışmaya 2004 yılında Finansal Analist olarak adım attı. 2006 yılında Zincir Mağazalar Müşteri Ekibi Finans Müdürü olarak görev almasının ardından 2007’den itibaren P&G bünyesinde yer alan çeşitli markalarda Kıdemli Marka Müdürü olarak çalıştı. 2011 yılında Medya Operasyon Müdürü olarak görevlendirilmesinin ardından 2012-2014 yılları arasında Marka Operasyonları Direktörlüğünü üstlendi. Aralık 2014’te Türkiye / Kafkasya Ağız Bakım Direktörü olarak atanan Özge Erdem, yaklaşık 5 yıl yürüttüğü bu görevin ardından 2019-2020 yıllarında Avrupa Ağız Bakım Diş Fırçalama Dizayn Kıdemli Marka Direktörü olarak görev aldı. 

Yaklaşık 5 yıldır Orta ve Doğu Avrupa Ağız Bakım Lideri olarak çalışan Özge Erdem, Onur Yaprak’tan devraldığı P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine ek olarak Sağlık ve Ağız Bakım Ticari Operasyon Sorumluluğunu da üstlendiği yeni görevinde Türkiye ile birlikte 8 ülkeyi kapsayan bölgeye liderlik edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı