Aylık arşivler: Ocak 2025

Bilgisayar kullanımı sinir sıkışmasına sebep olabiliyor

Günlük yaşamda, herkesin karşılaşabileceği bir sorun olan sinir sıkışmaları, kas, tendon veya kemik gibi dokuların sinirlere baskısı sonucunda oluşuyor. Bu durumun en sık el bileği ve dirseklerde yaşandığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre Zorlu, “Sinir sıkışmaları genellikle; bölgesel ağrı, el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, güç kaybı veya hareket kısıtlılığı gibi belirtilerle kendini gösteriyor” dedi.

 

Özellikle ani başlayan ve ağrı kesiciye rağmen geçmeyen ağrı ya da güç kaybı gibi şikayetlerin varlığında zaman kaybetmeden sağlık merkezine başvurulması gerektiğini dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre Zorlu, “Travma veya kazalar sonrası meydana gelen hasarlar, bilgisayar kullanımı veya spor gibi tekrarlayan hareketler, kasların veya eklemlerin aşırı zorlanması, obezite, yaşlanma ve diyabet gibi hastalıklar sinir sıkışmalarının en sık rastlanan nedenleri arasındadır” dedi.

 

Cerrahi, tedavi seçenekleri arasında

Sinir sıkışması tanısında; doktor değerlendirmesi, sinir iletim testleri ve görüntüleme yöntemlerinden faydalanılabildiğini paylaşan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre Zorlu, “Tedavi seçenekleri, tanı konduktan sonra durumun ciddiyetine bağlı olarak değişkenlik gösterir. En yaygın tedavi seçenekleri; fizik tedavi, çeşitli ilaçlar, steroid enjeksiyonları veya cerrahi müdahale olarak sıralanabilir. Cerrahi dışı yöntemlerle başarılı sonuç alınamazsa Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı değerlendirmesi ile ameliyat gündeme gelebilir. Operasyon ile sinir sıkışmasına neden olan bası ortadan kaldırılarak sıkışan sinir rahatlatılır” şeklinde konuştu.

 

Ameliyat sonrası süreç fizik tedavi ile desteklenebilir

Ameliyattan sonraki rehabilitasyon sürecinin, hastanın normal yaşantısına en kısa sürede dönebilmesi için önemli olduğunun altını çizen Zorlu, “Ağrı ve uyuşukluk gibi şikayetler çok hızlı iyileşir. Ancak güç kaybı ve hareket kısıtlılığı gibi durumların normale dönmesi daha uzun zaman aldığı için ameliyat sonrası fizik tedavi gerekebilir. Operasyonun doğru zamanda ve uygun şekilde yapılması, ameliyat sonrası iyileşme sürecini olumlu etkiler. Tedavinin geciktiği durumlarda ise şikayetlerin tamamen düzelmeyebileceği veya rehabilitasyon süresinin beklenenden daha fazla sürebileceği unutulmamalı” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şizofreni erkeklerde daha erken başlıyor!

Şizofreninin halüsinasyonlar, sanrılar, motivasyon eksikliği ve bilişsel zorluklarla kendini gösterebildiğini aktaran Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, “Hastalık genellikle ergenlik dönemi sonları ile erken yetişkinlik arasında yani 15-30 yaş aralığında ortaya çıkar ve belirtiler erkeklerde kadınlara göre daha erken başlayabilir.” dedi. Erken tanı ve uygun tedavinin, belirtilerin yönetilmesine ve hastalığın şiddetinin azaltılmasına yardımcı olabileceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, multidisipliner bir yaklaşım, ilaç tedavisi, psikoterapi ve aile desteği ile hastaların yaşam kalitesinin artırılabileceğini dile getirdi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, şizofreni hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Şizofreni, bireyin dünyayı algılama biçimini etkileyebiliyor!

Şizofreninin, düşünce, algı, duygu ve davranış bozuklukları ile karakterize, genellikle kronik seyirli bir zihinsel sağlık bozukluğu olduğunu dile getiren Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, “Gerçeklik algısında bozulmalar, yanılgılı düşünceler (çoğunlukla sanrılar) ve gerçekte var olmayan şeyleri görme veya duyma gibi belirtilerle kendini gösterir. Şizofreni, bireyin dünyayı algılama ve ona tepki verme biçimini önemli ölçüde etkileyebilir.” dedi.

Erkeklerde kadınlara göre daha erken başlayabiliyor!

Şizofreni belirtilerinin, genelde ‘pozitif belirtiler’, ‘negatif belirtiler’ ve ‘bilişsel bozukluklar’ şeklinde sınıflandırıldığını aktaran Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, “Pozitif belirtiler arasında halüsinasyonlar, sanrılar, dağınık düşünce ve düzensiz davranışlar yer alır. Motivasyon eksikliği, sosyal geri çekilme, duygusal ifadesizlik ve iletişimde zorluklar negatif belirtiler sınıfında ve dikkat dağınıklığı, karar verme zorluğu ve yürütücü işlevlerde bozulma ise bilişsel bozukluklar sınıfında değerlendirilir.” dedi. 

Hastalığın genellikle ergenlik dönemi sonları ile erken yetişkinlik arasında yani 15-30 yaş aralığında ortaya çıktığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, belirtilerin erkeklerde kadınlara göre daha erken başlayabileceğini söyledi.

Şizofreni birçok faktörden kaynaklanabilir!

“Şizofreninin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte hastalık, biyolojik, genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşimi sonucu ortaya çıkar.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin bu faktörleri şöyle açıkladı:

“Şizofreni hastası bir ebeveyni veya birinci derece yakını olan kişilerde hastalık gelişme riski yüzde 10 civarındadır. Tek yumurta ikizlerinde bu oran yüzde 40-50’lere kadar çıkabilir. Beyindeki dopamin ve glutamat gibi nörotransmitterlerin dengesizliği şizofreni ile ilişkilidir. Doğum öncesi enfeksiyonlar, stres, travma, çocuklukta ihmal veya istismar gibi durumlar hastalık riskini artırabilir.”

Erken müdahale ve tedaviyle şizofreninin şiddetini azaltmak mümkün!

Şizofreniyi tamamen önlemenin mümkün olmamakla birlikte erken tanı ve uygun tedavi ile belirtilerin yönetilebileceğini ve hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılabileceğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, “Araştırmalar, erken müdahale ve tedavinin atakların sıklığını ve şiddetini azaltılabileceğini, kötüleşme riskini düşürebileceğini, uzun dönemde hastaneye yatış oranlarını azaltabileceğini ortaya koyuyor.” dedi.

Tedavinin genellikle ilaç tedavisi, psikoterapi, aile desteği ve sosyal beceri eğitimlerini içerdiğini sözlerine ekleyen Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, multidisipliner bir yaklaşımın şizofreni yönetiminde kritik önem taşıdığını vurguladı.

Uygun tedavi ve destek şizofreni hastalarının yaşam kalitesini artırabilir

Şizofreni tanısı alan bireylerin yaşam kalitesini etkileyen birçok faktör olduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Tedavi planına sadıklık, belirtilerin yönetimi ve nükslerin önlenmesi için kritik önem taşır. Aile ve yakın çevrenin desteği, bireyin sosyal işlevlerini korumasına yardımcı olur. Yüksek stres düzeyleri belirtileri kötüleştirebilir. Bu nedenle, stres azaltıcı teknikler ve düzenli bir yaşam rutini büyük önem taşır. Hem bireyin hem de ailesinin hastalık hakkında bilgi sahibi olması, hastalığı daha etkili yönetmelerine yardımcı olur.

Şizofreniyle yaşayan bireyler, uygun tedavi ve destekle sosyal hayata katılım sağlayabilir ve yaşam kalitelerini artırabilir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yapay zekanın hızlı gelişimi kontrol edilmezse gerçek bir tehdit oluşturabilir!

Yapay zekanın insanlar üzerinde kontrol sağlaması veya zarar verme ihtimalinin tamamen dışlanamayacağını ifade eden Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Bu tür distopik senaryoların tamamen imkansız olduğunu söylemek zor. Ancak, mevcut yapay zeka (YZ) sistemleri, önceden belirlenmiş hedeflere bağlı olarak çalışır ve kendi başına amaç oluşturamaz.” dedi.

Yapay zekanın hızla geliştiği günümüzde, bu teknolojinin potansiyel tehditlerini önlemek için küresel iş birliği ve etik standartların daha hızlı geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Büyük kısmı varsayımsal olsa da YZ’nin hızlı gelişimi kontrol edilmezse uzun vadede gerçek bir tehdit oluşturabilir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burhan Pektaş, yapay zekanın insanlığı yok etme olasılığı konusunu değerlendirdi.

Yapay Genel Zeka ve riskleri neler?

Yapay zekanın babası olarak tanınan Geoffrey Hinton’un, yapay zeka teknolojisinin gelecek 30 yılda insanlığı yok etme olasılığının arttığına ilişkin sözlerini değerlendiren Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Geoffrey Hinton’un uyarısı, yapay zekanın (YZ) gelişimi sırasında kontrol mekanizmalarının yetersiz kalabileceği endişesini yansıtıyor. Bu görüş, özellikle ‘yapay genel zeka’ (AGI) olarak adlandırılan, insana benzer öğrenme ve karar verme kapasitesine sahip sistemlerin ortaya çıkma ihtimaliyle ilgilidir. Riskler şunlar; Otonom kontrol: YZ’nin kendi hedeflerini belirleyip bu hedeflere ulaşmak için insan çıkarlarını göz ardı etmesi. Silahlanma riski: Otonom silahların geliştirilmesi ve YZ’nin yanlış ellerde tehlikeli bir şekilde kullanılması. Bilgi manipülasyonu: Sahte bilgi üretimi, seçimler ve toplumsal karar alma süreçlerini manipüle edebilir. Ekonomik kontrol: Büyük şirketlerin YZ’yi tekelleştirmesi ve gelir eşitsizliğini artırması.” şeklinde konuştu.

Fiziksel, ekonomik, sosyal ve kültürel tehditler 

YZ’nin tehditlerinin sadece fiziksel yıkımla sınırlı olmadığını, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşümleri de içerdiğini dile getiren Prof. Dr. Burhan Pektaş, şu tehditleri şöyle sıraladı:

“Fiziksel tehditler: Otonom silah sistemleri, güvenlik açıklarına sahip YZ uygulamaları.

Ekonomik tehditler: YZ’nin iş gücünü ikame etmesi sonucu geniş çaplı işsizlik.

Sosyal tehditler: Dijital eşitsizlik, mahremiyetin yok edilmesi ve gözetim toplumlarının oluşumu.

Kültürel tehditler: İnsan değerlerinin ve özgün yaratıcılığın YZ sistemleriyle rekabetinde erozyon.”

Etik ve güvenlik standartları yeterli mi?

Yapay zeka teknolojilerinde etik kurallar ve güvenlik standartlarının geliştirilmesi konusuna ilişkin de Prof. Dr. Burhan Pektaş, şu bilgileri verdi:

“Günümüzde bu alanda bazı ilerlemeler kaydedilse de (örneğin Avrupa Birliği’nin AI Act’i gibi), küresel düzeyde standartların geliştirilmesi halen yavaş ilerliyor. Bunun başlıca nedenleri: Uluslararası iş birliği eksikliği: Farklı ülkeler arasında çıkar çatışmaları. Teknolojik hız: YZ’nin gelişme hızı, düzenlemelerin uygulanma hızını aşıyor. Şirketlerin etkisi: Büyük teknoloji şirketlerinin lobicilik faaliyetleri.”

Büyük teknoloji şirketlerinin lobicilik faaliyetlerinin süreci yavaşlattığını dile getiren Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Küresel bağlayıcılığı olan kurallar oluşturulmalı. Bağımsız denetleme kurumları kurulmalı. Eğitim programlarıyla etik farkındalık artırılmalı.” dedi.

Çözüm önerileri neler?

Yapay zekanın kontrol dışına çıkmasını önlemek için atılması gereken adımlara da işaret eden Prof. Dr. Burhan Pektaş, kontrol dışına çıkmayı önlemek için önerilerini şöyle sıraladı:

“Şeffaflık: Tüm YZ modellerinin nasıl çalıştığı kamuoyuna açık olmalı.

Güvenlik testleri: YZ sistemlerinin insan zararına yol açmayacağını garanti eden bağımsız testler yapılmalı.

Uluslararası iş birliği: Tüm ülkeler arasında bağlayıcı anlaşmalar sağlanmalı.

Etik denetim: YZ geliştiren şirketler düzenli etik denetimlerden geçirilmeli.

Kill switch mekanizmaları: YZ’nin istenmeyen bir duruma yol açması halinde durdurulmasını sağlayan teknik çözümler uygulanmalı.”

Distopik senaryolar gerçek olabilir mi?

Prof. Dr. Burhan Pektaş, yapay zekanın insanlar üzerinde kontrol sağlaması veya zarar verme ihtimalinin tamamen dışlanamayacağını ifade ederek, “Bu tür distopik senaryoların tamamen imkansız olduğunu söylemek zor. Ancak, mevcut YZ sistemleri, önceden belirlenmiş hedeflere bağlı olarak çalışır ve kendi başına amaç oluşturamaz. Buna rağmen; Riskli senaryolar: Otonom sistemlerin yanlış algoritmalarla çalışması veya kötü niyetli kişiler tarafından kötüye kullanılması tehlike oluşturabilir. Gerçeklik payı: Günümüzde bu risklerin büyük kısmı varsayımsal olsa da YZ’nin hızlı gelişimi kontrol edilmezse uzun vadede gerçek bir tehdit oluşturabilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Legends of Istanbul İzleyicilerle Buluşuyor!

Dijital teknoloji ile klasik tiyatro anlatımını birleştiren ve etkileyici bir performans ile sahneye taşıyan Legends of Istanbul, şubat ayı boyunca her gün 16.00’da Yücel Art Center’da izleyicilerle buluşacak. 

 

Tarihi efsanelerin ve kültürel zenginliklerin görkemli bir anlatımla hayat bulduğu Legends of Istanbul, şubat ayı boyunca her gün 16.00’da Yücel Art Center’da izleyicilerle buluşuyor.

 

İstanbul’un Binlerce Yıllık Büyüleyici Geçmişini Sahnede Yansıtılacak

 

Eşsiz bir sahne deneyimiyle izleyicilerle buluşacak Legends of Istanbul, dünyanın en kadim şehirlerinden biri olan İstanbul’un binlerce yıllık büyüleyici geçmişini sahne performanslarıyla izleyicilere yansıtacak.  Gösteride, İstanbul’un en ikonik hikayeleri ve efsaneleri, dijital perde, görsel efektler, büyüleyici danslar ve usta oyunculuklarla sahnede canlanıyor. İngilizce seslendirme ile sahnelenecek olan gösteride, Türkçe ve İngilizce altyazılar da izleyicilere sunulacak.

 

Tarihi Kahramanlar Legends of Istanbul’da

Mitolojik kahraman Medusa’nın efsanesinin yanı sıra, Legends of Istanbul, İstanbul’un tarihine damga vuran Hürrem Sultan, Mimar Sinan ve Hezarfen Ahmet Çelebi gibi karakterleri de sahneye taşıyor. Galata Kulesi’nden yapılan efsanevi uçuş, fetih anlarındaki kahramanlık hikayeleri ve Ayasofya’nın zamana meydan okuyan serüveni, izleyicilere unutulmaz anlar yaşatıyor.

İstanbul’un geçmişine büyüleyici bir yolculuk sunan gösteride, Yerebatan Sarnıcı’nda Medusa’nın laneti, Kız Kulesi’nin kehanetlerle örülü yılan prenses hikayesi, Hezarfen’in Galata’dan özgürlüğe kanat açışı ve Osmanlı ihtişamını simgeleyen Süleymaniye Camii’nin inşa süreci en dikkat çekici bölümler arasında yer alıyor. Dijital sahne tasarımları, etkileyici ışık oyunları ve çarpıcı ses efektleriyle desteklenen bu gösteri, İstanbul’un tarihi dokusunu modern bir yorumla sunuyor. İzleyiciler, gerçek ile hayal gücü arasındaki sınırları zorlayan bu sanat deneyimiyle adeta büyüleniyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Toroslar EDAŞ’tan Deprem Bölgesine Güçlü Enerji ve Dayanıklı Altyapı

Türkiye’de 22 milyonu aşkın kullanıcıya elektrik dağıtım hizmeti sağlayan Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nin, Başkent EDAŞ ve Ayedaş’la birlikte 3 şirketinden biri olan Toroslar EDAŞ, depremden etkilenen bölgelerde enerji altyapısını güçlendirmek ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek amacıyla önemli bakım onarım çalışmaları ile kesintisiz ve kaliteli enerji için faaliyetlerini sürdürüyor. Bugüne kadar deprem bölgesinde enerji altyapısının bakım ve onarım çalışmaları için 1 Milyar 600 Milyon TL’yi aşan finansman sağlandı.

 

Başkent EDAŞ, Ayedaş ve Toroslar EDAŞ aracılığıyla Türkiye’nin 14 ilinde 22 milyondan fazla kullanıcıya güvenilir ve kesintisiz enerji hizmeti sunan Enerjisa Dağıtım Şirketleri, bakım ve onarım çalışmalarıyla enerji arzında süreklilik ve kaliteyi güvence altına alıyor. Depremden etkilenen bölgelerde hayatı yeniden aydınlatmak ve enerjiyi sürdürülebilir, kesintisiz bir şekilde topluma yeniden kazandırmak için gece gündüz demeden çalışarak bölgenin yaralarını hızla iyileştiriyor. Çevre dostu enerji çözümleri ve sürdürülebilir projelerle, yalnızca toplumun enerji ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, daha yaşanabilir bir gelecek oluşturma hedefiyle çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

 

Aydınlık sokaklar için 7/24 kesintisiz çalışma

 Toroslar EDAŞ, depremin karanlığını aydınlatmak ve insanların sokaklarda güvenle hareket edebilmesini sağlamak için Toplam 111 bin 560 armatürün bakımını tamamlayarak bölgenin aydınlatma altyapısını yeniden işler hale getirdi. Bu titiz çalışmalar sayesinde, yalnızca sokaklar değil, bölgedeki yaşam da yeniden ışığa kavuştu. Hızla harekete geçerek hayata geçirilen bu çalışmalar, güvenli çevrenin temellerini atarken, bölge halkının geleceğe yeniden umutla bakmasını sağladı.

 

Kritik enerji altyapısında hızlı ve etkili çözümler

 

Depremden etkilenen bölgelerde hayatı yeniden canlandırmak için kritik enerji altyapısında hızlı ve etkili onarımlar gerçekleştiren Toroslar EDAŞ, trafo merkezlerinden alçak gerilim, yüksek gerilim, orta gerilim hatlarına, elektrik panolarından kablo sistemlerine kadar hayati öneme sahip enerji unsurlarını yeniden işler hale getirerek bölgenin enerji arzını kesintisiz bir şekilde sağladı. Depremden bu yana toplamda 1 Milyar 600 Milyon TL’yi aşan yatırım yaparak enerji hatlarını onardı ve altyapıyı daha güçlü ve dayanıklı bir yapıya kavuşturdu. Bununla birlikte, çalışanlarının saha operasyonlarını etkin bir şekilde sürdürebilmesi için operasyon binalarında bakım ve onarım faaliyetlerini hızla gerçekleştirdi. Toplam 219 binada gerçekleştirdiği bakım ve güçlendirme çalışmalarıyla şirketin operasyon süreçlerine destek sağlayarak saha ekiplerinin verimliliğini artırdı.

 

 

Her 4 çalışandan 1’i deprem bölgesinde

 

Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nin, Başkent EDAŞ ve Ayedaş’la birlikte 3 şirketinden biri olan Toroslar EDAŞ, bölgede görev yapan 3 bin 700’ü aşkın çalışanının bin 104’ü ile depremden en çok etkilenen Hatay, Gaziantep İslahiye ve Nurdağı’nda sahadaki varlığını güçlü bir şekilde sürdürüyor. Deprem anından itibaren tüm kamu kurumları ve STK’larla iş birliği içinde, koordineli bir şekilde çalışarak bölgenin enerjisini hızla geri kazandırmak için var gücüyle mücadele eden Enerjisa Dağıtım Şirketleri, depremden etkilenen bölgelerde hayatı yeniden inşa etme sürecinde sorumluluğunu yerine getirme kararlılığıyla çalışmalarına devam ediyor.

 

“Güvenli ve kesintisiz enerjiyi topluma kazandırma misyonuyla hareket ediyoruz”

 

Depremden etkilenen bölgelerde enerji altyapısını yeniden işler hale getirerek insanların hayatlarını aydınlatmak ve bölgede sürdürülebilir bir gelecek inşa etmenin en büyük öncelikleri olduğunu dile getiren Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Oğuzhan Özsürekci, “Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz 1 Milyar 600 Milyon TL’yi aşan bakım ve onarım yatırımıyla, yalnızca enerji arzını sağlamakla kalmadık, aynı zamanda ekonomik ve sosyal yaşamın yeniden canlanmasına da katkıda bulunduk. Trafo merkezlerinden aydınlatma altyapısına, saha operasyonlarından çalışanlarımızın koşullarına kadar her ayrıntıya odaklandık. Ekiplerimiz gece gündüz demeden çalışarak, güvenli ve kesintisiz enerjiyi topluma kazandırma misyonuyla hareket etmeye devam ediyor. Güçlü altyapımız ve kararlılığımızla, bölge halkının yaralarını hızla sararken, daha sürdürülebilir ve dayanıklı bir geleceğe enerji vermeye kararlıyız. Enerjisa Dağıtım Şirketleri olarak, geleceği daha dayanıklı ve sürdürülebilir bir şekilde inşa etme misyonuyla hareket ediyoruz. Bu, sadece bir enerji dağıtım görevi değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk ve dayanışma örneğidir. Her noktaya dokunan bu çabalarımızla, daha güçlü, daha aydınlık ve daha umut dolu bir yarına enerji vermeyi sürdüreceğiz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

QNB Türkiye, 2024 Yılında İstikrarlı Büyüme ile Türkiye Ekonomisine Desteğini Sürdürdü

Orta Doğu ve Afrika Bölgesinin lider finansal kuruluşu olan Katar’ın en büyük bankası Qatar National Bank (Q.P.S.C.)’ın Türkiye’deki iştiraki QNB Türkiye, 2024 yılında reel sektörü desteklemeye devam etti. QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, 2024 yılını ekonomik görünümdeki iyileşme ile birlikte sıkılaştırıcı ekonomik politikaların bankacılık sektöründeki etkilerinin doğrudan hissedildiği bir yıl olarak değerlendirdi.

 

QNB Türkiye, güçlü finansal performansıyla 2024 yılının son çeyreğinde de Türkiye ekonomisine olan desteğini artırarak sürdürdü. 31 Aralık 2024 itibarıyla, QNB Türkiye’nin toplam aktifleri, 2023 yıl sonuna kıyasla yüzde 53 artarak 1 trilyon 511 milyar 870 milyon TL’ye ulaştı. Aynı dönemde, net krediler yüzde 52 artış kaydederek 870 milyar 388 milyon TL’ye, müşteri mevduatı ise yüzde 36 artış ile 822 milyar 653 milyon TL’ye ulaştı. 2024 yılında bankanın net dönem kârı, bir önceki yıla göre yüzde 9 artış kaydederek 36 milyar 174 milyon TL seviyesinde gerçekleşti.

QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, 2024’te büyüme hedeflerini başarıyla gerçekleştirerek ekonomiye katma değer yaratmaya devam ettiklerini ifade etti. “Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik, stratejik önceliklerimizin merkezinde yer alıyor” diyen Tan, yenilikçi adımlarla pazar payını artırmaya ve sektördeki güçlü konumlarını daha da ileri taşımaya odaklandıklarını belirtti.

 

Küresel ve yerel ekonomik gelişmeleri değerlendirirken, 2024’te enflasyondaki düşüş ve faiz indirimleriyle birlikte küresel piyasalardaki ekonomik risklerin yönetildiğini, artan jeopolitik risklerin ekonomik görünümde belirsizliklere yol açtığını ifade etti. Türkiye’nin sıkı para politikası ve Merkez Bankası’nın döviz rezervlerindeki artışla ekonomik istikrarını güçlendirdiğine dikkat çeken Tan, 2025 yılına dair beklentiler hakkında, “Enflasyonun kalıcı olarak düşmesi, sürdürülebilir büyümenin temel taşı. Türkiye, öngörülebilir ekonomik görünümüyle sermaye girişlerini artırırken finansal istikrarını daha da pekiştirecek. Bu süreçte, jeopolitik gelişmeleri de yakından izlemek büyük önem taşıyor” dedi.

 

Ömür Tan, 2024 yılını değerlendirirken, “QNB Türkiye olarak, yeşil ve dijital dönüşüm projelerinde öncü bir rol üstlendik. Sürdürülebilirlik bağlantılı gerçekleştirdiğimiz sendikasyon işlemleri, bankamızın ilk sürdürülebilir Eurobond ihracı ve Türkiye’nin ilk mavi tahvil ihracı ile uluslararası piyasalardaki güvenimizi artırırken, yenilenebilir enerji ve su kaynaklarının korunmasına yönelik önemli projelere finansman sağladık. Dijital Köprü Anadolu Buluşmaları ile reel sektör temsilcilerine rehberlik ederek iş dünyasının da dönüşümüne katkıda bulunduk. Toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen projelerimizle kadın girişimcilere eğitim ve finansman desteği sunarken, ev içi şiddetle mücadelede iş dünyasında farkındalık yarattık. Ayrıca, Minik Eller Büyük Hayaller platformuyla teknoloji ve çevre bilincini bir araya getiren projeler geliştirdik” diyerek, QNB Türkiye’nin sürdürülebilirlik vizyonunu ve bu alandaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu.

QNB Group 

Orta Doğu ve Afrika Bölgesinde istikrarlı bir büyüme kaydederek, 31 binden fazla çalışanıyla operasyonlarını sürdüren QNB Grubu, 5 binin üzerinde ATM ağıyla 900’e yakın lokasyonda hizmet vermektedir. Grup ayrıca, Brand Finance Magazine tarafından Orta Doğu ve Afrika’nın en değerli banka markası olarak gösterilmektedir. Grubun Türkiye’deki bankası olan QNB Türkiye, 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla 427 şube ve 11.949 çalışanıyla faaliyet göstermektedir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Medtronic, Koç Üniversitesi Hastanesi ve RMK AIMES, Robotik Asiste Cerrahi Alanındaki İş Birliği ile Türkiye’de Bir İlke İmza Atıyor

Ülkemizde klinik alanda uluslararası standartlarda araştırma-geliştirme ve sağlık hizmeti sunan Koç Üniversitesi Hastanesi ve yenilikçi vizyonu ve modern simülasyon tekniklerini ileri eğitim yaklaşımlarıyla birleştiren Rahmi M. Koç İleri Düzey Girişimsel Tıp, Eğitim ve Simülasyon Merkezi (RMK AIMES) ile sağlık teknolojileri alanında dünyanın önde gelen firmalarından biri olan Medtronic, robotik asiste cerrahi alanında önemli bir iş birliğine imza attı. Bu iş birliği kapsamında Medtronic, robotik asiste cerrahi sistemini Türkiye’de ilk kez Koç Üniversitesi Hastanesi’nde konumlandırdı. Aynı zamanda RMK AIMES ile imzalanan anlaşma kapsamında ileri düzey robotik asiste cerrahi eğitimlerinin temelleri atıldı.

Ülkemizde klinik alanda uluslararası standartlarda eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve sağlık hizmeti sunan Koç Üniversitesi Hastanesi ve Rahmi M. Koç İleri Düzey Girişimsel Tıp, Eğitim ve Simülasyon Merkezi (RMK AIMES) ile ağrıyı dindirme, sağlığı geri kazandırma ve ömrü uzatma misyonuyla hareket eden Medtronic arasında imzalanan eğitim anlaşması kapsamında, Medtronic’in robotik asiste cerrahi sistemi Türkiye’de ilk kez Koç Üniversitesi Hastanesi’nde kullanılmaya başlanacak. Bu robotik sistemin Koç Üniversitesi Hastanesi gibi donanımlı bir hastane ortamında ve alanında güçlü cerrahlarla birlikte konumlandırılması, hem teknolojinin hastalara sunacağı klinik faydaları artıracak hem de Medtronic’in sağlık teknolojilerine yaptığı yatırımların önemini bir kez daha gözler önüne serecek.

Sağlık eğitiminde yeni ufuklar
 Koç Üniversitesi Hastanesi, Rahmi M. Koç İleri Düzey Girişimsel Tıp, Eğitim ve Simülasyon Merkezi (RMK AIMES) ve Medtronic iş birliği kapsamında, cerrahlara ve sağlık profesyonellerine yönelik eğitim programları düzenlenecek. Bu programlar, yenilikçi vizyonu ve modern simülasyon tekniklerini ileri eğitim yaklaşımlarıyla birleştiren RMK AIMES bünyesindeki güçlü altyapıyı kullanarak, anatomik örnekler ve simülasyon çalışmaları gibi uygulamalı eğitimlerle desteklenecek. Medtronic, bu eğitimlere Türkiye’nin yanı sıra Rusya, Orta Doğu ve Orta Asya bölgesindeki ülkelerden sağlık profesyonellerini de dahil ederek, bölgesel ve uluslararası düzeyde sağlık hizmetlerinin gelişimine katkıda bulunmayı hedefliyor.

Türkiye’yi sağlık inovasyonunun merkezi haline getirecek
 Medtronic, Koç Üniversitesi Hastanesi ve RMK AIMES arasında kurulan bu ortaklık, Türkiye’nin sağlık altyapısını güçlendirmekle kalmayıp ülkemizi bölgesel sağlık inovasyonlarının merkezi haline getirme yolunda atılmış önemli bir adım niteliği taşıyor. Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği vizyon ve hedeflerine de hizmet eden iş birliği aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası sağlık turizmi alanında rekabet gücünün artmasına katkı sağlayarak ülkemizi, robotik cerrahi yeteneklerin geliştirilmesi ve ileri düzey prosedürlerde eğitim almayı hedefleyen sağlık profesyonelleri için bir cazibe merkezi haline getirmeyi amaçlıyor.

Majid Kaddoumi: “Robotik cerrahi sağlık hizmetlerini dönüştüren bir öncü konumundadır.”

İmza törenine katılan Medtronic Avrasya Bölge Başkanı Majid Kaddoumi şunları söyledi: “Robotik cerrahi, sağlık hizmetlerini dönüştüren bir öncü konumundadır ve Koç Üniversitesi ile imzalanan bu anlaşma, en son teknolojiyi daha fazla hastaya ulaştırmak adına kritik bir adımdır. Bu iş birliği sayesinde, yalnızca mevcut ve gelecekteki tıp profesyonellerinin ileri düzey eğitim ve öğretime erişimini sağlamakla kalmıyor aynı zamanda hasta sonuçlarını iyileştirme ve sağlık hizmetlerini ileriye taşıma konusundaki kararlılığımızı da pekiştiriyoruz. Birlikte, cerrahinin geleceğini şekillendiriyor ve yeniliklerin fayda sağlayabilecek herkese ulaşmasını sağlıyoruz.”

Koç Healthcare (Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları) CEO’su Dr. Erhan Bulutcu, yaptığı konuşmada “Rahmi M. Koç İleri Düzey Girişimsel Tıp, Eğitim ve Simülasyon Merkezi (RMK AIMES) ve Koç Üniversitesi Hastanesi olarak Medtronic ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, sağlıkta dijital dönüşüm sürecinde ülkemiz adına önemli bir yenilik olacak. Medtronic medikal teknolojilerde dünyanın en önemli liderlerindendir. Bugün de uzun süredir yatırım yaptıkları Hugo robotunda bizi dünyanın sayılı eğitim verdikleri yerlerden birisi olarak seçmişlerdir. Bu yüzden AIMES’in gelişmesine harcadığımız emeğin karşılığını böyle gelişmelerle aldığımız için çok mutluyum. 

Sağlık hizmetlerinde mükemmeliyeti sağlamanın yalnızca tedaviyle sınırlı olmadığının, eğitim ve araştırmanın da bu sürecin ayrılmaz bir parçası olduğu bilincindeyiz. Koç Healthcare çatısı altında hastanelerimiz, RMK AIMES, faz I-IV klinik araştırma ünitelerimiz, telemedicine, hücresel tedaviler merkezimiz ile bir ekosistem yaratmak istiyoruz. Teknoloji devlerinden Medtronic ile ekosistemin her türlü ayağında stratejik iş birlikleri bizim için önem arz ediyor. Bu ilk adımın her iki tarafa da hayırlı olmasını temenni ediyorum.” dedi.

Medtronic, Koç Üniversitesi Hastanesi ve RMK AIMES, bu iş birliğiyle sağlıkta ileri teknolojilerin ve yenilikçi eğitim programlarının geleceğini birlikte şekillendirme kararlılığını vurguluyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Tracker” 2. Sezonundan Yeni Bölümlerle Şubat Ayı Boyunca Pazar Günleri 20.30’da FX Ekranlarında!

Justin Hartley’in gizemli bir ödül arayıcısı ve uzman iz sürücü Colter Shaw rolünde yer aldığı, The Never Game romanından uyarlanan ‘Tracker’ın 2. Sezonunun yeni bölümleri şubat ayı boyunca pazar günleri saat 20.30’da FX ekranlarında…

The Never Game romanından uyarlanan ‘Tracker’ heyecanı hız kesmeden devam ediyor. Justin Hartley’i gizemli bir ödül arayıcısı ve uzman iz sürücü Colter Shaw rolünde izlediğimiz ‘Tracker’da, Colter Shaw polislere ve özel vatandaşlara suçları çözmede ve kayıp kişileri bulmada yardımcı olmak için eski tip karavanıyla ülkeyi dolaşıyor, ta ki son vakası her şeyi değiştirene kadar. 

‘Tracker’ ikinci sezonundan yeni bölümlerle, şubat ayı boyunca Pazar günleri 20.30’da FX’te devam ediyor.

 

Dramadan korkuya, animasyondan bilim kurgu ve fantastiğe, polisiyeden aksiyondan ve komediye kadar birçok farklı kategoride yapıma ev sahipliği yapan FX; renkli ve çeşitli bir dünyanın kapılarını aralıyor. FX kanalı; D-Smart, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izlenebiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Aralık ayında genel ticaret sistemine göre ihracat %2,1, ithalat %10,9 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2024 yılı Aralık ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %2,1 artarak 23 milyar 443 milyon dolar, ithalat %10,9 artarak 32 milyar 221 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Aralık döneminde ihracat %2,4 arttı, ithalat %5,0 azaldı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2024 yılı Ocak-Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,4 artarak 261 milyar 855 milyon dolar, ithalat %5,0 azalarak 344 milyar 20 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Aralık ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat %3,7, ithalat %12,5 arttı                

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2024 Aralık ayında %3,7 artarak 20 milyar 991 milyon dolardan, 21 milyar 763 milyon dolara yükseldi.

Aralık ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat %12,5 artarak 20 milyar 820 milyon dolardan, 23 milyar 416 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Aralık ayında 1 milyar 653 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi %8,1 artarak 45 milyar 179 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı %92,9 oldu.

Dış ticaret açığı Aralık ayında %43,9 arttı

Aralık ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %43,9 artarak 6 milyar 100 milyon dolardan, 8 milyar 778 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Aralık ayında %79,0 iken, 2024 Aralık ayında %72,8’e geriledi.

Dış ticaret açığı Ocak-Aralık döneminde %22,7 azaldı

Ocak-Aralık döneminde dış ticaret açığı %22,7 azalarak 106 milyar 339 milyon dolardan, 82 milyar 165 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ocak-Aralık döneminde %70,6 iken, 2024 yılının aynı döneminde %76,1’e yükseldi.

Aralık ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı %93,7 oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2024 Aralık ayında imalat sanayinin payı %93,7, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %4,1, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,6 oldu.

Ocak-Aralık döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı %94,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %3,6, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,7 oldu.

Aralık ayında ara mallarının toplam ithalattaki payı %68,6 oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2024 Aralık ayında ara mallarının payı %68,6, sermaye mallarının payı %14,3 ve tüketim mallarının payı %16,8 oldu.

İthalatta, 2024 Ocak-Aralık döneminde ara mallarının payı %69,3, sermaye mallarının payı %14,7 ve tüketim mallarının payı %15,8 oldu.

Aralık ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu

Aralık ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 644 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 499 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 414 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 198 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 186 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %29,6’sını oluşturdu.

Ocak-Aralık döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 20 milyar 434 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 16 milyar 349 milyon dolar ile ABD, 15 milyar 289 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 13 milyar 34 milyon dolar ile Irak ve 12 milyar 933 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %29,8’ini oluşturdu.  

İthalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Aralık ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 4 milyar 540 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 881 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 598 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 760 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 465 milyon dolar ile İsviçre izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %44,2’sini oluşturdu.

Ocak-Aralık döneminde ithalatta ilk sırayı Çin aldı. Çin’den yapılan ithalat 44 milyar 931 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 44 milyar 20 milyon dolar ile Rusya Federasyonu, 27 milyar 84 milyon dolar ile Almanya, 19 milyar 312 milyon dolar ile İtalya, 16 milyar 227 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %44,1’ini oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat %2,8 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2024 Aralık ayında bir önceki aya göre ihracat %2,8, ithalat %1,1 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2024 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %0,2 azalırken, ithalat %7,1 arttı.

Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %4,7 oldu

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Aralık ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %93,7’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %4,7’dir. Ocak-Aralık döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %94,1’dir. Ocak-Aralık döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,6’dır.

Aralık ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %79,0’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %11,0’dır. Ocak-Aralık döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %81,4’tür. Ocak-Aralık döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %11,1’dir.  

 

Özel ticaret sistemine göre ihracat 2024 yılı Aralık ayında 21 milyar 226 milyon dolar oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2024 yılı Aralık ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %2,8 artarak 21 milyar 226 milyon dolar, ithalat %11,3 artarak 30 milyar 413 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Aralık ayında dış ticaret açığı %37,7 artarak 6 milyar 671 milyon dolardan, 9 milyar 187 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Aralık ayında %75,6 iken, 2024 Aralık ayında %69,8’e geriledi.

İhracat 2024 yılı Ocak-Aralık döneminde 237 milyar 559 milyon dolar oldu

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2024 yılı Ocak-Aralık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,3 artarak 237 milyar 559 milyon dolar, ithalat %5,2 azalarak 321 milyar 411 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Aralık döneminde dış ticaret açığı %21,5 azalarak 106 milyar 879 milyon dolardan, 83 milyar 853 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Ocak-Aralık döneminde %68,5 iken, 2024 yılının aynı döneminde %73,9’a yükseldi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Turizm geliri 2024 yılında %8,3 arttı

Turizm geliri 2024 yılında bir önceki yıla göre %8,3 artarak 61 milyar 103 milyon 419 bin dolar oldu. Ziyaretçilerden elde edilen turizm geliri 60 milyar 497 milyon 18 bin dolar, transfer yolculardan elde edilen turizm geliri ise 606 milyon 401 bin dolar oldu. Ziyaretçilerin turizm gelirinin %17’sini ülkemizi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlar oluşturdu.
 

Ziyaretçiler, seyahatlerini kişisel veya paket tur ile organize etmektedirler. Ziyaretçilerden elde edilen bu yılki gelirin 43 milyar 92 milyon 544 bin dolarını kişisel harcamalar, 17 milyar 404 milyon 474 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

Turizm geliri geçen yılın aynı çeyreğine göre %14,5 arttı
 

Turizm geliri Ekim, Kasım ve Aralık aylarından oluşan IV. çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %14,5 artarak 13 milyar 788 milyon 36 bin dolar oldu. Ziyaretçilerden elde edilen turizm geliri 13 milyar 650 milyon 267 bin dolar, transfer yolculardan elde edilen turizm geliri ise 137 milyon 769 bin dolar oldu. Ziyaretçilerin turizm gelirinin %19,5’i ülkemizi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlardan elde edildi.
 

Bu çeyrekte ziyaretçiler tarafından yapılan harcamaların 9 milyar 941 milyon 310 bin dolarını kişisel harcamalar, 3 milyar 708 milyon 957 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

Ziyaretçi sayısı 2024 yılında %9 arttı
 

Ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2024 yılında bir önceki yıla göre %9 artarak 62 milyon 232 bin 447 kişi oldu. Bunların %15,4’ünü 9 milyon 599 bin 727 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu.
 

Yıllık olarak geceleme yapanların gecelik ortalama harcaması 97 dolar, yurt dışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 63 dolar oldu.

Ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı çeyreğine göre %11,6 arttı
 

Ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2024 yılı IV. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %11,6 artarak 13 milyon 917 bin 894 kişi oldu. Ziyaretçilerin %17,4’ünü 2 milyon 416 bin 884 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu.
 

Bu çeyrekte ülkemizde geceleme yapan ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 97 dolar oldu. Yurt dışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 60 dolar oldu.

Bu yıl ziyaretçilerden elde edilen turizm geliri içerisindeki paket tur harcamalarının payı %28,8, yeme içme harcamalarının payı %19,4, uluslararası ulaştırma harcamalarının payı ise %12,5 oldu. Bir önceki yıla göre paket tur harcamaları %22,7, yeme içme harcamaları %7,4 ve uluslararası ulaştırma harcamaları ise %0,9 arttı.

 

Bu çeyrekte ziyaretçilerden elde edilen turizm geliri içerisindeki paket tur harcamalarının payı %27,2, yeme içme harcamalarının payı %20,7, uluslararası ulaştırma harcamalarının payı ise %13 oldu. Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre paket tur harcamaları %23,2, yeme içme harcamaları %26,3 ve uluslararası ulaştırma harcamaları %5,2 arttı.

Bu yıl ziyaretçiler ülkemizi %64,9 ile en çok “gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler” amacıyla ziyaret etti
 

Yıllık olarak ziyaretçilerin geliş amaçlarında birinci sırada %64,9 ile “gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler” yer alırken yurt dışı ikametli vatandaşlar ülkemize %69,6 ile en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla geldi.

Bu çeyrekte ziyaretçilerin geliş amaçlarında birinci sırada %62,4 ile “gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler” yer alırken yurt dışı ikametli vatandaşlar ülkemize %69,4 ile en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla geldi.

Turizm gideri 2024 yılında %8,2 azaldı
 

Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri ziyaret eden vatandaşlarımızın harcamalarından oluşan turizm gideri, 2024 yılında %8,2 azalarak 7 milyar 741 milyon 2 bin dolar oldu. Bunun 6 milyar 312 milyon 625 bin dolarını kişisel, 1 milyar 428 milyon 377 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

Turizm gideri geçen yılın aynı çeyreğine göre %10,4 azaldı
 

Turizm gideri, geçen yılın aynı çeyreğine göre %10,4 azalarak 2 milyar 131 milyon 329 bin dolar oldu. Bunun 1 milyar 739 milyon 794 bin dolarını kişisel, 391 milyon 535 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

Yurt dışını ziyaret eden vatandaşlar 2024 yılında %2,9 arttı

Yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı 2024 yılında %2,9 artarak 11 milyon 390 bin 520 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması 680 dolar olarak gerçekleşti.

Yurt dışını ziyaret eden vatandaşlar geçen yılın aynı çeyreğine göre %14,3 azaldı

Bu çeyrekte yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %14,3 azalarak 2 milyon 691 bin 402 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması 792 dolar olarak gerçekleşti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı