Aylık arşivler: Ocak 2025

Türkiye’de her yıl 15 bin çocuk, riskli hastalıklarla mücadele ediyor

Make-A-Wish Türkiye/Bir Dilek Tut Derneği, dilek gerçekleştirme hizmetlerinin önemini ortaya koyan 2024 Prevalans Araştırma Raporu’nu yayımladı. Rapora göre, Türkiye’de 3-18 yaş aralığında her yıl yaklaşık 15 bin 246 çocuk, hayati risk taşıyan tıbbi durumlarla karşılaşıyor. Bu veri, her 100 bin çocuktan 91’inin, bir dileğin gücüyle umut bulabileceği anlamına geliyor. 

Riskli hastalıklarla mücadele eden çocukların hayallerini gerçeğe dönüştürerek iyileşme süreçlerine umut olan uluslararası oluşum Make-A-Wish’in 2000 yılından bu yana Türkiye faaliyetlerini yürüten Make-A-Wish Türkiye/Bir Dilek Tut Derneği, dilek gerçekleştirmenin Türkiye’deki durumunu ve hayati risk taşıyan hastalıklarla mücadele çocukların hastalık gruplarını inceleyen 2024 Prevalans Araştırması raporunu yayımladı. Make-A-Wish International tarafından, uluslararası biyofarmasötik şirketi Chiesi’nin koşulsuz desteğiyle yürütülen araştırma, Türkiye’de 3-18 yaş arasında riskli hastalıklarla mücadele eden çocuklar için dileklerin yalnızca bir hayal değil, hayata tutunmak için bir ışık olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Rapora göre; Türkiye’de 3-18 yaş arası yaklaşık 17 milyon çocuktan oluşan toplam nüfus içinde her yıl 15 Bin 246 çocuk hayati tehlikesi bulunan tıbbi durumlarla mücadele ediyor. Bu rakam, her 100 bin çocuk arasında 91 yeni uygun vaka anlamına geliyor. Rüyasında çilek bahçelerinde yürüdüğünü gören ya da en sevdiği futbolcuyla, oyuncuyla tanışmak isteyen çocukların dilekleri gerçeğe dönüştürülerek iyileşme süreçlerine umut aşılanıyor. Dilekleri gerçekleştirilebilir vaka görülme sıklığı ise 332 bin 664 olarak açıklanıyor. Çocukların hastalık gruplarına bakıldığında ise 4 Bin 771 yıllık yeni vaka sayısıyla yüzde 31 oranına denk gelen Nöroloji ilk sırada yer alıyor. Liste sırasıyla 3 bin 964 yıllık yeni vaka sayısıyla Onkoloji (yüzde 26), 2 bin 456 yeni vaka sayısıyla Hematoloji (yüzde 16), bin 783 yıllık yeni vaka sayısıyla Nefroloji (yüzde 12), 556 yıllık yeni vaka sayısıyla Organ Nakilleri (yüzde 4), Solunum Hastalıkları (yüzde 3), Endokrinoloji ve Metabolik (yüzde 3), Romatoloji (yüzde 3), Genetik (yüzde 2), İmmünoloji ve Enfeksiyon (yüzde<1), Kardiyoloji (yüzde<1) şeklinde devam ediyor.

Make-A-Wish International’ın açıkladığı verilere göre, Türkiye’de yıllık dilek gerçekleştirme sayılarında son yıllarda artış olduğu görülüyor. Raporda yer alan 2018-2023 yıllarına ait verilere göre; 2018 yılında 93, 2019 yılında 182, 2020 yılında 204, 2021 yılında 121, 2022 yılında 210, 2023 yılında ise 201 dileğin gerçeğe dönüştürüldüğü açıklanıyor. 

Çocukların dileklerinin sadece anlık bir mutluluk değil, hayatları boyunca kalplerinde taşıyacakları bir umut kaynağı olduğunu belirten Make-A-Wish Türkiye/Bir Dilek Tut Derneği Genel Kurul Başkanı Eda Sevaioğlu Tan, Make-A-Wish Türkiye/Bir Dilek Tut Derneği olarak, her geçen gün daha fazla çocuğa umut olmaya devam ederken, bizim en büyük dileğimiz ise daha fazla çocuğun bu ışığı görmesi. Yaşamlarını tehdit eden hastalıklarla mücadele eden çocukların, dileklerin gücüyle korkularının güvenle, kaygılarının umutla değiştiğini görmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Yeni yılda aramıza katılan gönüllülerin artmasıyla daha fazla çocuğun yüzünü güldürüp daha fazla hayata dokunmayı diliyoruz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kanser ilaçlarında yerli üretimin önemi artıyor

Kanser, dünya genelinde ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 250 bin kişiye kanser tanısı konuluyor. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS), 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde, kanser tedavisinde kullanılan onkoloji ilaçlarının önemine ve bu alandaki yerli üretim potansiyeline dikkat çekiyor.

 

KANSER, günümüzün en zorlu sağlık sorunlarından biri olarak küresel çapta ele alınması gereken bir öncelik olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her yıl yaklaşık 20 milyon yeni kanser vakası tespit ediliyor ve 10 milyondan fazla kişi kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu rakamlar, kanserle mücadelenin sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğunu gözler önüne seriyor. Kanser tedavisi, teknolojik ilerlemeler ve bilimsel araştırmalarla önemli ölçüde gelişmiş durumda. Ancak bu gelişmeler, tedavi maliyetlerinin de artmasına neden oluyor. Özellikle biyoteknolojik ilaçlar, kanser tedavisinde devrim niteliğinde çözümler sunarken, yüksek bütçeler gerektiriyor.

 

Onkoloji ilaçları, tutarda Türk ilaç pazarının %17’sini oluşturuyor 

 

Kanser tedavisinde yerli üretimin artırılması, biyoteknolojik ilaçlara erişimi kolaylaştırarak tedaviye ihtiyaç duyan hastaların yaşam kalitesini yükseltirken, sağlık sektöründe dışa bağımlılığı azaltmada önemli bir paya sahip. Türkiye’de onkoloji ilaçları toplam ilaç piyasasında kutu bazında %1’lik bir paya sahipken, bütçenin %17’sini oluşturuyor. Ayrıca, kutu bazında onkoloji ilaçlarının %27’sinin biyoteknolojik ilaçlardan oluşması, biyoteknolojinin onkoloji tedavisindeki artan rolünü gözler önüne seriyor.

 

Son 5 yılda, onkoloji tedavisinde kullanılan biyobenzer ilaçların pazarı yaklaşık 4 kat büyüyerek bu alandaki biyoteknolojik ilaçlar içindeki payını neredeyse %50’ye çıkarmış durumda. Bugün, onkoloji alanındaki biyobenzer ilaçların üçte biri yurtiçinde üretiliyor. Bu, Türkiye’nin biyoteknoloji alanında kat ettiği mesafeyi ve gelecekteki potansiyelini göstermesi açısından kritik bir öneme sahip.

 

İEİS Genel Sekreteri Savaş Malkoç, biyoteknoloji alanındaki yerli üretimin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bugün Türkiye’de biyobenzer ilaç üretiminde güçlü bir altyapıya sahibiz. Var olan 13 biyobenzer ilaç üretim tesisimiz, endüstrimizin uzun yıllardır yaptığı büyük yatırımların bir sonucu. Ancak bu tesislerin kapasitesinin tam anlamıyla kullanılması için uygun fiyatlandırma, geri ödeme politikaları ve teşvik mekanizmalarına ihtiyaç var. Doğru politikalar hayata geçirildiğinde, Türkiye biyoteknolojik ilaç üretiminde bir üretim üssü haline gelebilir. Bu da sadece ekonomik bir kazanç değil, aynı zamanda kanser hastalarının tedaviye daha hızlı ve kolay erişimini sağlamak açısından kritik bir adım olur. Kanser tedavisinde kullanılan yerli üretim ilaçların artırılması, bütçe ve halk sağlığı açısından büyük bir stratejik öneme sahip.”

 

Kanserle mücadelede inovatif çözümler geliştirmek, yerli üretimi desteklemek ve hastaların yaşam kalitesini artırmak adına yatırımlarını sürdüren İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası, uluslararası arenada da önemli bir oyuncu olma hedefiyle çalışmalarını güçlendiriyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kuru incirin ortalama ihraç fiyatı 6 bin doları aştı

Cennet meyvesi olarak nitelendirilen, Türkiye’nin ihracatta prestij ürünlerinden kuru incir 2024/25 sezonunda dolar bazında yüzde 37 değerlendi ve kuru incirin ortalama ihraç fiyatı 6 bin doları aştı.

 

 

2023/24 sezonunun ilk 4 aylık döneminde ortalama 4 bin 506 dolara ihraç edilen kuru incir, 2024/25 sezonunun 4 aylık döneminde dolar bazında yüzde 37’lik sıçramayla 6 bin 162 dolarlar alıcı buldu. Türk ihracatçıları 4 aylık döneminde kuru incir ihracatını yüzde 31’lik artışla 148 milyon dolardan 194 milyon dolara çıkardılar.

 

 

Küresel iklim değişikliği neticesinde olumsuz hava koşulları nedeniyle kuru incir rekoltesinde 2024/25 sezonunda yüzde 15 düşüşe rağmen kuru incir ihracatında miktar bazındaki düşüş yüzde 4 ile sınırlı kaldı. 25 Eylül 2024 tarihinde başlayan 2024/25 kuru incir sezonunda 25 Ocak 2025 tarihine kadar Türkiye, 31 bin 425 ton kuru incir ihraç etti. Önceki sezon kuru incir ihracatı miktar bazında 32 bin 796 ton olmuştu.

 

 

Kuru incir en çok Avrupa, Amerika ve Uzakdoğu’ya gidiyor

 

 

Kuru incir ihracatında en büyük payı 12 bin 801 ton karşılığı 87,5 milyon dolarla Avrupa Birliği ülkeleri aldı. Amerika kıtasına 7 bin 467 ton kuru incir ihraç ederken, 40 milyon 170 bin dolarlık kuru incir ihraç edildi.

 

 

Uzakdoğu ülkelerine yapılan kuru incir ihracatımız ise; 3 bin 396 ton karşılığı 20 milyon 251 bin dolar olarak gerçekleşti.

 

 

Dünya Sağlık Örgütü’nün kuru inciri sağlıklı gıdalar arasında tanımladığı bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, kuru incire dünya genelinde talebin her geçen yıl daha da attığını dile getirdi.

 

 

Kuru incirde olumsuz iklim koşullarından dolayı oluşabilen aflatoksin ve okratoksin bulaşıklığının önüne geçmek için Tarım ve Orman Bakanlığı, Araştırma Enstitüleri, Üniversiteler, Üreticiler, İhracatçılar ve Tüccarlar yoğun bir mesai harcadıklarını paylaşan Işık, “Kuru incir, yaklaşık 25.000 üreticimizin ve işletmelerimizde çoğunluğu kadın olan çalışanlarımızla birlikte en az 40.000 ailenin geçim kaynağıdır. Bu açıdan hem Ege Bölgemiz hem de ülkemiz açısından çok önemli sosyal ve ekonomik değere sahip olan kuru incirin üretim ve ihracatının sürdürülebilir bir şekilde devam ettirilmesi hepimizin görevidir” diye konuştu.

 

 

Aflatoksinli incirler 25 yıldır imha ediliyor 

 

 

Kuru incirdeki aflatoksinin, kuru incire insan eliyle konulan zirai ilaç/pestisit olmadığının altını çizen Başkan Işık şöyle devam etti: “Aflatoksin diğer pek çok tarım ürününde de olabildiği gibi olumsuz iklim koşullarına bağlı olarak doğada bulunan saprofit mantarlar tarafından üretim aşamasında meydana gelmektedir. İklim koşullarına bağlı olarak aflatoksin oluşumu her yıl farklılık göstermektedir. Üretim dönemindeki olumsuz hava koşullarına bağlı olarak toplam üretimdeki aflatoksin varlığı, %0,5 ila %1,5 arası oranlarda değişmektedir. Kuru meyve sektöründe; Türkiye’nin en büyük sosyal sorumluluk projelerinden birisine imza atarak, “Aflatoksinli Kuru İncirlerin Bertarafı Projesi”ni 25 yıldır sürdürüyoruz. İşletmelerde lazer ayıklama makinelerinde ve özel karanlık odalarda tekrar tekrar seçilen ve ayıklanan aflatoksinli kuru incirler ayrı alanlarda biriktirilmektedir. Sürdürülebilirliği Türkiye’de başlatan sektörlerden birisi olarak her yıl yaklaşık 700 ton aflatoksinli kuru inciri Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak ihracatçılarımızdan topluyoruz, piyasaya sürülmesini engelleyerek biyogaz tesislerinde enerjiye dönüşmesine aracılık ediyoruz. “Aflatoksinli Kuru İncirlerin Bertarafı Projesi” kuru incir ihracatçılarımıza her yıl ortalama 5 milyon dolar civarında maddi bir yük getirse de bu projeyi 25 yıldır sürdürdüğümüz gibi, bundan sonraki süreçte de devam edeceğimizi taahhüt ediyoruz.”

 

 

Kuru incirde aflatoksin ve okratoksin bulaşıklığını önlemek için Tarım ve Orman Bakanlığımız kontrolünde uzun yıllardır üreticilere binlerce kurutma kereveti, ilek filesi, hasat filesi ve tuzaklar yaptırarak, Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda üreticilerimize ücretsiz olarak dağıttıkları bilgisini veren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, çok yoğun kontroller sonucunda ihraç edilen kuru incir partilerimiz çeşitli nedenlerle ülkemize geri geldiklerinde de İhracattan Geri Dönen Ürünler Türk Gıda Kodeksi (TGK) Mevzuatına uygunsa ülkemize girdiğini, ihracattan geri gelen kuru incirlerin ülkemize girişte Türkiye’nin ithalat prosedürüne tabi tutulduğunu, Tarım ve Orman Bakanlığı kontrolünde antrepoya alındığını, numune alınıp analiz edilerek sonucu uygun olan partilerin yurda girişine izin verildiğini, limitlerin üstünde çıkan partilerde memur eşliğinde elleçleme yapıldığını sonrasında uygunsa yurda girişine izin verildiğini, uygun olmayan partilerin imha edildiğini ifade etti.  

 

 

Türkiye’nin prestijli ürünlerinden biri olan kuru inciri gıda güvenliği sağlanmış bir şekilde üretmeye ve ihraç etmeye devam ettiklerini anlatan Işık, “Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı gıda ürünleri listesinde yer verdiği kuru incirimizi gerek vatandaşlarımız, gerekse 8,5 milyar insanlık gönül rahatlığıyla tüketebilirler” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Mikropsuz Bir Hayat” Çiğli’de Çocuklarla Buluştu

Çiğli Belediyesi, sömestr tatilinde çocuklara keyifli anlar yaşatmaya devam ediyor. Sağlıklı yaşam ve hijyenin önemini eğlenceli bir şekilde anlatan “Mikropsuz Bir Hayat” adlı çocuk tiyatro oyunu, minik izleyicilerle buluştu.

Eğlenceli karakterler ve renkli sahne dekorlarıyla dikkat çeken oyun, çocuklara mikroplardan korunma yollarını öğretirken interaktif sahneleriyle onları sürece dahil etti. Oyun sayesinde çocuklar, hijyen alışkanlıklarını eğlenerek pekiştirdi.

Başkan Yıldız: “Eğlenerek öğrenmeleri bizleri mutlu ediyor”

Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, çocuklara yönelik düzenlenen etkinliklerle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Okulların ara tatilde olduğu bu dönemde çocuklarımız için birçok etkinlik düzenliyoruz. ‘Mikropsuz Bir Hayat’ adlı oyunla hijyenin, temizliğin ve sağlıklı yaşamın önemini onlara eğlenceli bir dille anlatmayı amaçladık. Sağlıklı bir toplumun temeli, küçük yaşlarda kazanılan doğru alışkanlıklardır. Çocuklarımızın sahnedeki karakterlerle hem eğlenmesi hem de mikroplardan korunmanın önemini öğrenmesi bizleri mutlu ediyor. Burada edindikleri bilgileri hayatlarının her alanında uygulayarak daha sağlıklı bireyler olarak yetişeceklerine inanıyoruz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

65 yaş üstü korodan nostalji dolu gece

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin “Hayatın İçindeyim” projesi kapsamında kurduğu 65 yaş üstü koro, “Eskimeyen Şarkılar” konseriyle sahne aldı. Geçmiş yıllara uzanan en güzel şarkıların seslendirildiği konserde nostalji dolu bir gece yaşandı.

 

NOSTALJİ DOLU ANLAR

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin “Hayatın İçindeyim” projesi kapsamında kurduğu ve 65 yaş üstü bireylerin yer aldığı koro, “Eskimeyen Şarkılar” konseriyle muhteşem bir performansa imza attı. Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde (SDKM) gerçekleşen konsere çok sayıda vatandaş, STK ve dernek katıldı. 30 kişiden oluşan korada 15 kişi ilk defa “Hayatın İçindeyim” projesi kapsamında dinleyici ile buluştu. 2024 yılı Temmuz ayından beri çalışmalara hız kesmeden devam eden grup, dinleyicilere keyif dolu dakikalar yaşattı. 65 yaş üstü koronun sahne aldığı konserde en sevilen eserler seslendirildi. SDKM’yi dolduran Kocaeliler şarkılara hep bir ağızdan eşlik etti. Vatandaşlar, geçmiş yıllara damga vuran birbirinden güzel eserle nostalji dolu anlar yaşadı.

 

İLK KEZ SAHNEYE ÇIKTILAR

Konser öncesi kuliste duygularını paylaşan 20 yıllık koro şefi Aysel Demircan, koroda ilk defa sahneye çıkan kişiler olduğunu ve bunun da kendisini mutlu ettiğini söyledi. Aylardır süren hummalı çalışmalarda çok eğlendiklerini dile getiren Demircan, “Biz her prova sonrası eve pamuk gibi dönüyorduk” dedi. Konuşmasına devam eden Demircan, “Burada ilk defa bu deneyimi yaşayacak arkadaşlarımız var. Onlar adına da çok mutluyum. Koromuz çok sesli ve her telden bir koro. Repertuvarı oluştururken her türlü içeriğe yer vermeye çalışıyoruz. Arabeskten pop türüne kadar her kesime hitap edecek şarkılarımız var” dedi. “Hayatın İçindeyim” projesiyle bu imkânı bulduklarını dile getiren koro şefi Aysel Demircan, desteklerinden dolayı Büyükşehir’e teşekkür etti.

 

RABİA TEYZE’DEN SOLO PERFORMANS

1947 doğumlu olan 4 çocuk annesi Rabia Sular, Büyükşehir korosunda solo performansı ile göz doldurdu. Aslen Diyarbakırlı olan Rabia Teyze, gecede seslendirdiği Diyarbakır türküleriyle adeta dinleyicilerin kulaklarının pasını sildi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin etkinliğinde yer almaktan dolayı çok mutlu olduğunu dile getiren Rabia Teyze, arkadaşları ve hocasını çok sevdiğini söyledi.

 

“HAYATIN İÇİNDEYİM KORO”
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, “Hayatın İçindeyim” projesi kapsamında 65 yaş üstü vatandaşların sosyal hayatta aktif yer almalarına yönelik düzenlenen çeşitli etkinliklere devam ediyor. Bu kapsamda 65 yaşını doldurup emekli olmuş vatandaşlara aktif yaşlanmayı sağlamak amacıyla çeşitli programlarla destek sağlıyor. Sanattan spora her alanda çalışmalarına devam eden proje, koro ekibi ile daha önce herhangi bir deneyimi olsun ya da olmasın hayallerini gerçekleştirmek isteyen büyüklerimize imkân tanıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Misyon Bank, İlk Bono İhracında Hedefini İkiye Katladı

Misyon Bank, sermaye piyasalarındaki ilk bono ihracını başarıyla gerçekleştirdi. Halka arz edilmeksizin nitelikli yatırımcılara sunulan 6 ay vadeli bono ihracında, hedeflenen 300 milyon TL büyüklüğe karşılık 17 kurumsal yatırımcıdan toplam 600 milyon TL nominal talep toplandı.

 

Talep toplama; bono ihracının başladığı gün, saatler içinde, Merkez Bankası politika faizinin yalnızca bir puan üstünde tamamlanarak dikkat çekti. 

 

Misyon Bank Genel Müdürü Dr. Önder Halisdemir, ihraca ilişkin, “Hedefimizin iki katı tutarında talep toplamaktan memnuniyet duyuyoruz. Gösterilen yoğun ilgi, kurumsal yatırımcıların bize duyduğu güvenin önemli bir göstergesi ve sermaye piyasaları ile bankacılık arasında köprü olma misyonumuzun bir yansımasıdır.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Marvel Animation İmzalı ‘Your Friendly Neighborhood Spider-Man’, Bugünden İtibaren Sadece Disney+’ta!

 Peter Parker’ın Spider-Man’e dönüşmesiyle başlayan şehrin tepelerinden merkezine inen kötülere karşı mücadelesi, bugünden itibaren Disney+’taki yerini aldı. 

Peter Parker, oldukça sıradan biri gibi gözükse de bir örümcek tarafından ısırılması hem onun tüm hayatını değiştirdi hem de popüler kültüre zamansız bir kahraman kazandırdı: Spider-Man. Marvel Comics tarafından yayınlanan ve yazar-editör Stan Lee ile sanatçı Steve Ditko tarafından yaratılan bu ölümsüz karakter, bugünden itibaren sadece Disney+’ta diziseverlerle buluşmaya başlayan ‘Your Friendly Neighborhood Spider-Man’ ile erken dönem çizgi roman tarzını kutlama niteliğinde bir yapımla ekranlara geri dönüyor. 

 

Oscar adayı Colman Domingo, Charlie Cox, Emmy adayı Hugh Dancy, Hudson Thames, Karl Wahlgren, Paul F. Tompkins, Eugene Byrd, Zeno Robinson, Cathy Ang, Grace Song ve Vincent D’Onofrio gibi isimlerin zengin seslendirme kadrosunda yer aldığı dizi, ilk bölümüyle bugün platformdaki yerini aldı. 

 

Her hafta yeni bölümüyle izleyicilerle buluşacak olan dizi merkezine, Peter Parker’ın Spider-Man kimliğiyle bir kahramana dönüşümünü yerleştiriyor. Brad Winderbaum, Kevin Feige, Louis D’Esposito, Dana Vasquez-Eberhardt ve Jeff Trammell’in yapımcıları arasında olduğu dizide Mel Zwyer ise süpervizör yönetmen olarak yer alıyor. 

 

‘Your Friendly Neighborhood Spider-Man’, hem altyazı hem de dublaj seçeneğiyle sadece Disney+’ta seyredilebilecek. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Forced Entertainment’ın çağdaş tiyatro klasiği “Yarın Belki de” Şubat gösterimleri ile Beykoz Kundura’da

Geleceğin bilinmezliğine hayalperest, dokunaklı ve yer yer çılgın bir yolculuk yapmaya hazır olun!

Tiyatro sahnesinin usta isimleri Aslı İçözü ve Şerif Erol’un başrollerini paylaştığı ve yönetmenliğini Ayşe Draz’ın üstlendiği, Forced Entertainment’ın çağdaş tiyatro klasiği “Tomorrow’s Parties”ın bugünün Türkiye’sine uyarlanmasıyla ortaya çıkan “Yarın Belki de”, yeni tarihleri ile sezon boyunca seyirciyle buluşmaya devam ediyor. Lita House of Production ve Beykoz Kundura yapımcılığında hayata geçirilen “Yarın Belki de”nin biletlerine Passo üzerinden ulaşabilirsiniz.

 

Çağdaş tiyatro sahnesinin önemli topluluklarından biri olan ve ortaklaşa üretim (devising) yönteminin öncülerinden sayılan Forced Entertainment’ın yarattığı ve özgün adı “Tomorrow’s Parties” olan oyununun bugüne ve bugünün Türkiye’sine uyarlaması olarak Lita House of Production ve Beykoz Kundura yapımcılığında hayata geçirilen “Yarın Belki de” seyirciyle buluşmaya devam ediyor. 

 

Günümüzün umut ve korkularını geleceğe dair sorgulamalarla harmanlayarak sürükleyici bir tiyatro deneyimi sunan “Yarın Belki de” oyunun başrollerini tiyatro sahnesinin deneyimli isimleri Aslı İçözü ve Şerif Erol paylaşırken, oyunun yönetmen koltuğunda Ayşe Draz oturuyor. 

 

Eleştirmenler tarafından “absürt ama iyimser,” “jilet gibi keskin” ve “akıllardan çıkmayan” olarak tanımlanan ve seyirciye hem eleştirel hem de mizahi bir perspektif sunan “Yarın Belki de”, modern tiyatronun yaratıcı güzelliğini yansıtarak geleceğe dair spekülasyonlardan ütopik ve distopik hayallere, politik kabuslardan bilim kurgu fantezilerine uzanan bir hikâyeyi sahneye taşıyor. Aşık atışması tarzındaki etkileyici performansıyla oyuncular, yalın bir sahnede geleceğe yönelik ihtimaller üzerine düşünceler sektirirken izleyicileri hem düşünmeye hem de gülmeye davet etmenin yanı sıra bugünün toplumsal sorunlarını ironik ve çarpıcı bir biçimde ele alıyor. 

Lita House of Production ve Beykoz Kundura ortak yapımıyla sahneye taşınan ve sezon boyu gösterimleri devam edecek olan “Yarın Belki de”nin biletlerine Passo üzerinden ulaşabilirsiniz. 

 

ŞUBAT

1 Şubat Cumartesi 17:00 Beykoz Kundura

1 Şubat Cumartesi 20:30 Beykoz Kundura

5 Şubat Çarşamba 21:00 Beykoz Kundura

8 Şubat Cumartesi 17:00 Beykoz Kundura

 

“Yarın Belki de” Künye

 

Yönetmen: Ayşe Draz

Dramaturg: Özlem Hemiş

Çeviri: Semih Fırıncıoğlu 

Uyarlama: Ayse Draz, Aslı İçözü, Şerif Erol, Özlem Hemiş, Bora Aksu

Yardımcı Yönetmen: Bora Aksu

Yönetmen Yardımcısı: Berfin Tolmaç

 

Oyuncular: Aslı İçözü, Şerif Erol

 

Işık Operatörü: Umut Rışvanlı, Hüseyin Ege Kök

Ses&Efekt Operatörü: Ayça Özkan

 

Yapım Koordinatörü: İzel Şenal

Yapım: Beykoz Kundura, Lita House of Production, Forced Entertainment 

 

Yaş sınırı: +14

“Bir saatten biraz fazla…”

Tek Perde

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Minyatür sanatıyla Yaşar Kemal sergisi

Osmangazi Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı ‘İnsan Dünyadır Minyatürlerle Yaşar Kemal’in Bütün Kitapları’ adlı minyatür sergisi, 02 Şubat Pazar günü sanatseverlerin ziyaretine açılıyor. 

 

Osmangazi Belediyesi, Türk Edebiyatının çınarı Yaşar Kemal’in 57 eserini dört sene içerisinde minyatür sanatına yansıtan Dr. Figen Gürsoy’un ‘İnsan Dünyadır Minyatürlerle Yaşar Kemal’in Bütün Kitapları’ adlı minyatür sergisini, Osmangazililer ile buluşturuyor. Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde 02 Şubat Pazar günü saat 15.00’da açılışı gerçekleştirilecek olan sergi, Anadolu’yu; insanını, kültürünü, folklorunu, doğasını, iklimini, bitkisini, duygusunu, tavrını iyi yazmış yazarlardan biri olan Yaşar Kemal’in kitaplarının minyatürlerinden oluşuyor.

 

‘İnsan Dünyadır Minyatürlerle Yaşar Kemal’in Bütün Kitapları’ adlı minyatür sergisinin açılışında Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban da yer alacak. Sergi, 02 Şubat – 07 Şubat tarihleri arasında Osmangazili sanatseverlerin ziyaretine açık olacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gerçek Acı’dan İlk Resmi Fragman Yayınlandı

Zıt karakterli kuzenler David (Jesse Eisenberg) ve Benji (Kieran Culkin), vefat eden büyükannelerini anmak için Polonya’ya doğru bir yolculuğa çıkar.

Ancak bu gezi, tuhaf ikilinin aile tarihlerinden gelen eski gerilimlerin su yüzüne çıkmasıyla beklenmedik bir hâl alır.

Senaryo: Jesse Eisenberg
Yönetmen: Jesse Eisenberg
Yapımcılar: Dave McCary, Ali Herting, Emma Stone, Jesse Eisenberg, Jennifer Semler, Ewa Puszczynska
Oyuncular: Jesse Eisenberg, Kieran Culkin, Will Sharpe, Jennifer Grey, Kurt Egyiawan, Liza Sadovy, Daniel Oreskes

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı