Aylık arşivler: Şubat 2025

Sağlıklı Bir Oruç İçin 10 Altın Kural

Ramazan ayında uzun süren açlık periyotları ve düzensiz beslenme, vücut sağlığını olumsuz etkileyebilir. Ancak doğru beslenme alışkanlıklarıyla oruç süresince sağlıklı ve enerjik kalmak mümkün. Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Hançer Bingili, Ramazan’da sağlıklı ve dengeli beslenmenin yollarını açıkladı.

İftarda ve Sahurda Sağlığınızı Korumak İçin 10 Önemli Kural

Ramazan ayına günler kala evlerde hazırlık telaşları da hızlandı. Açlık ve susuzluğu doğru yönetmek, ihtiyaç duyulan besinleri doğru miktarda ve şekilde tüketmek, orucun iyileştirici gücünden faydalanmada büyük rol oynuyor. Oruç tutarken dengeli beslenmenin büyük önem taşıdığını aktaran Dr. Bingili, Ramazan ayı boyunca dikkat edilmesi gereken en önemli konuları sıraladı:

1. Sahuru Atlamayın: Gün boyu enerjik kalabilmek ve kan şekerinin dengede tutulması için sahur öğünü mutlaka yapılmalı. Protein ve lif açısından zengin besinler tercih edilerek tokluk süresi uzatılabilir.

2. İftara Hafif Başlayın: Uzun saatler aç kaldıktan sonra mideyi birden doldurmak sindirim problemlerine yol açabilir. Orucu su ile açtıktan sonra, çorba ve hafif yiyeceklerle devam etmek mideyi rahatlatır.

3. Bol Su İçmeyi İhmal Etmeyin: Vücudun su ihtiyacını karşılamak için iftar ve sahur arasında en az 8-10 bardak su içilmelidir. Yetersiz su tüketimi baş ağrısı, halsizlik ve sindirim sorunlarına neden olabilir.

4. Kızartma ve Ağır Yemeklerden Kaçının: Kızartmalar, aşırı yağlı ve baharatlı yiyecekler sindirimi zorlaştırarak mide rahatsızlıklarına yol açabilir. Bunun yerine, ızgara, haşlama veya fırın yemekleri tercih edilmeli.

5. Tatlı Tercihinizi Hafif Olanlardan Yana Kullanın: Şerbetli ve ağır tatlılar yerine, meyve, sütlü tatlılar veya hurma gibi doğal lezzetler tercih edilmeli. Fazla şeker tüketimi kan şekerinin ani yükselip düşmesine neden olabilir.

6. Porsiyon Kontrolüne Dikkat Edin: Aşırı yemek yemek, sindirim sistemini zorlar ve kilo artışına neden olabilir. Dengeli porsiyonlarla beslenmek, mideyi rahatlatır ve sağlık sorunlarını önler.

7. Lifli Gıdalar Tüketerek Tok Kalın: Tam tahıllı ekmekler, sebzeler, baklagiller ve kuruyemişler gibi lif açısından zengin besinler sindirimi kolaylaştırır ve uzun süre tok kalmanızı sağlar.

8. Yavaş ve Bilinçli Yemek Yiyin: Yemekleri iyice çiğneyerek ve yavaş yiyerek sindirimi kolaylaştırabilirsiniz. Hızlı yemek yemek mide problemlerine ve şişkinliğe yol açabilir.

9. Fiziksel Aktiviteyi İhmal Etmeyin: Ağır sporlar yerine, hafif yürüyüşler gibi aktiviteler sindirimi destekler ve kilo kontrolünü sağlar.

10. Kahve ve Çay Tüketimini Sınırlayın: Fazla kafein tüketimi vücuttan su atılımını hızlandırır ve susuzluğa yol açar. Bunun yerine, bitki çayları veya doğal içecekler tercih edilmelidir.

Yanlış Beslenme Alışkanlıkları Sağlığınızı Tehdit Ediyor

Güneşli Erdem Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Hançer Bingili, bazı temel kurallara dikkat edildiğinde, orucun bedenimizin kendini yenilemesi için büyük katkı sağladığını belirtti. Dr. Bingili, sağlıklı bir Ramazan ayı geçirmek için sakınılması gereken hataları açıkladı: 

Sahuru atlamak: Kan şekerinin düşmesine ve gün içinde halsizliğe yol açar.

Aşırı şekerli ve yağlı besinler tüketmek: Kan şekerinde ani dalgalanmalara ve mide rahatsızlıklarına sebep olur.

Yetersiz su tüketmek: Dehidrasyon, baş ağrısı ve sindirim problemlerine neden olabilir.

Hızlı ve kontrolsüz yemek yemek: Sindirim problemlerine ve kilo artışına yol açar.

Tek tip beslenmek: Yalnızca karbonhidrat ağırlıklı veya protein ağırlıklı beslenmek, vücudun ihtiyaç duyduğu besin ögelerinin eksik alınmasına neden olabilir.

İftarda aşırı yemek: Bir anda fazla miktarda besin tüketmek mideye yük bindirir ve hazımsızlığa yol açar.

Gazlı içecekler tüketmek: Sindirim sistemini zorlayarak şişkinlik ve mide rahatsızlıklarına neden olabilir.

Hızlı su içmek: İftarda suyu bir anda tüketmek yerine yavaş içerek vücudun daha iyi su emmesini sağlamak önemlidir.

Ramazan’da Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek İçin Neler Yapılmalı?

Uzun açlık süreleri ve susuzluk, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir. Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için vitamin ve mineral açısından zengin besinlere yönelmek gerektiğini vurgulayan Dr. Bingili, sofralardan eksik edilmemesi gereken besinleri paylaştı: 

  • C vitamini içeren besinler (portakal, limon, biber) bağışıklığı güçlendirir.
  • Probiyotikler ve yoğurt tüketimi sindirim sistemini destekleyerek bağışıklık sistemini korur.
  • Yeşil yapraklı sebzeler ve tam tahıllar uzun süre tok kalmayı destekler ve enerji verir.
  • Yeterli protein tüketimi kas kaybını önleyerek vücudun sağlıklı kalmasını sağlar.

Sağlıklı ve Dengeli Bir Ramazan İçin İpuçları

Ramazan ayı, sadece aç kalınan bir dönem değil, aynı zamanda bedenin ve ruhun arınmasını sağlayan özel bir zaman dilimidir. Orucun fiziksel ve zihinsel birçok faydası vardır. Sindirim sisteminin dinlenmesi, kan şekerinin dengelenmesi ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi gibi etkilerinin yanı sıra, kişinin sabır, şükür ve irade gücünü geliştirmesine de katkıda bulunur.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Hançer Bingili, Ramazan boyunca sağlıklı ve dengeli beslenmenin mümkün olduğunu vurgulayarak, oruç tutarken vücudun ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak için şu tavsiyelerde bulunuyor:

  • İftarda ve sahurda dengeli beslenerek mideyi yormayın.
  • Protein, karbonhidrat ve yağ dengesine dikkat edin.
  • İftardan sonra hafif egzersizlerle metabolizmanızı destekleyin.
  • Günlük su tüketimine özen gösterin ve sıvı kaybını önleyin.
  • Yavaş ve bilinçli beslenerek sindirim sisteminizi koruyun.
  • Sahurda kompleks karbonhidratlar ve sağlıklı yağlar tüketerek gün boyunca enerjik kalabilirsiniz.
  • Sindirimi kolaylaştırmak için yemeklerden sonra hafif bitki çayları içebilirsiniz.
  • Ramazan ayı boyunca kilo alımını önlemek için porsiyonları kontrol altında tutun.
  • Sağlıklı bir Ramazan için bireysel beslenme planları oluşturun ve aşırıya kaçmadan dengeli beslenin.
  • Ramazan süresince bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için taze sebze ve meyve tüketimini artırın.

Ramazan ayını sağlıklı bir şekilde geçirmek için uzmanların önerilerine kulak vererek, dengeli ve bilinçli beslenmek büyük önem taşıyor. Sağlığınızı koruyarak oruç tutmak ve enerjinizi dengede tutmak için bu önerileri dikkate alabilirsiniz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2024’ün Hızlı Büyüyen Markası Aytemiz, Bayileriyle Bir Araya Gelerek “Güçlü Gelecek, Birlikte Gelecek” Dedi

Akaryakıt kalitesi ve tedarik altyapısına yaptığı yatırımlarla öne çıkan Aytemiz, 2024 yılı boyunca gösterdiği büyüme performansıyla sektörün hızlı gelişen markalarından biri oldu. Şirket, bayi kanalıyla gerçekleştirdiği yaklaşık 2 milyon metreküp akaryakıt ve 400 bin metreküp otogaz satışıyla kendi rekorunu kırarken, istasyon başına günlük satışıyla da sektörün öncü markaları arasına girdi. 76 yeni bayinin Aytemiz hizmet ağına katıldığı bu dönemde marka, akaryakıt pazar payını %26 oranında artırarak öncü akaryakıt şirketlerinden biri oldu. Bu başarılarını ve kırdığı rekorları kutlamak üzere Türkiye’nin dört bir yanındaki bayileriyle Antalya’da bir araya gelen Aytemiz, buluşmada gelecek dönem hedeflerini paylaştı.

 

Ahmet Eke: “Varlığımızı daha da güçlendirerek, kararlı ve organik büyümemizi sürdürüyoruz” 

 

“Güçlü Gelecek, Birlikte Gelecek” mottosu ile düzenlenen Aytemiz Bayi Toplantısı, Türkiye’nin dört bir yanından gelen bayilerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Toplantıda Aytemiz’in sektördeki konumuna ve fark yaratan iş modeline dikkat çeken Aytemiz Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Eke; “Aytemiz olarak yeni ve güçlü hedeflerle yolculuğumuza devam ediyoruz. Mevcut 660 istasyonumuz ve yakında açacağımız yeni istasyonlarımızla, ülke genelinde varlığımızı daha da güçlendirerek kararlı ve organik büyümemizi sürdürüyoruz” dedi. 

 

Bu başarının ardında Tatneft’in 75 yıllık küresel enerji tecrübesi ve Aytemiz’in sürdürülebilir büyüme stratejisi bulunduğunu belirten Ahmet Eke; “Tatneft, petrol arama ve çıkarılmasından nihai tüketiciye ulaştırılmasına kadar değer zincirinin her alanında aktif bir grup. Türkiye’deki akaryakıt operasyonlarını Aytemiz markası ile yürüterek sektörün gelişiminde önemli bir rol oynayan Tatneft Grup, Aytemiz’i bünyesine katmasıyla iki ülke arasındaki ekonomik ve kültürel bağların güçlenmesine de katkı sağlıyor.

 

Aytemiz olarak bu gücü en doğru şekilde ülkemizle buluşturmak üzere stratejik lokasyonlarda operasyonlarını yürüttüğümüz 250.000 m³ kapasiteli 9 ikmal noktamız bulunuyor. Bu ürünlerin sevkiyatını da yine Aytemiz güvencesi ve kalitesiyle gerçekleştiriyoruz. 

 

Enerji ve kimya sektörlerindeki entegre yatırımlarımız devam ederken; akaryakıtın çıkarılmasından dağıtımı ve müşterilerimize sunulmasına dek her aşamada rol alan bir marka olarak, uçtan uca akıllı ve verimli operasyonlarımızla yüksek bir katma değer üretiyoruz. Standart iş modelleri yerine her bir bölgenin ihtiyacına ve bayimizin hedeflerine göre iş birlikleri geliştiriyoruz. Bu da Aytemiz’in sürdürülebilir bayi ilişkileri kurmasına, yüksek müşteri memnuniyeti sağlamasına ve hızlı yükselişine etki ediyor” şeklinde konuştu.

 

Aytemiz’in 2030 hedeflerinde yenilikçi hizmetlerinin kritik bir rolü olduğunu vurgulayan Ahmet Eke; “2030 hedefimize doğru emin adımlarla ilerlerken sektörde öncü olan elektrikli araç şarj istasyonlarımız, alanında ilk olan Motorcu Dostu İstasyonlarımız, dijitalleşme vizyonumuzun simgesi Aytemiz Vaay uygulamamız ve müşteri deneyimini merkeze alan ON 7/24 Market konseptimiz ile entegre bir hizmet ekosistemi inşa ediyoruz. Önümüzdeki büyüme ve dönüşüm yolculuğunda, yenilediğimiz market konseptimizi daha da güçlendirerek perakende gücümüzü artıracağız. Perakende odaklı stratejimizle akaryakıtta yakaladığımız başarıyı ve tercih oranlarını, bu alanda da sağlayacağız.” dedi.

 

Tolga Parmaksız: “2024’te her bir Aytemiz istasyonu büyüme kaydetti”

 

2024 yılında Aytemiz ağında yer alan her bir istasyonun önemli bir başarı hikayesine imza attığını belirten Aytemiz Satış Direktörü Tolga Parmaksız; “Aytemiz olarak Türkiye akaryakıt sektöründeki organik, kararlı ve istikrarlı büyümemizi sürdürüyor, pazar payımızı her geçen yıl daha da artırıyoruz. Motorin, benzin ve otogazdaki dengeli satış portföyümüz ile hem bireysel hem de kurumsal müşterilerimize en yüksek hizmet standartlarını sunmaya devam ediyoruz. 

 

2024 yılı boyunca her ay kendi rekorumuzu tekrar tekrar kırarak başarılarla taçlandırdığımız bir yılı geride bıraktık. İstasyonlarına değer veren, müşteri odaklı hizmeti önceliklendiren ve yeni alanlara yatırım yapan iş ortaklarımız sayesinde, sektörde fark yaratan bir büyüme performansı sergiledik. İstasyon başına satışlarda her segmentte sektörden daha fazla büyüdük. Akaryakıtta sektörden kat be kat fazla büyüme sağladık, otogaz pazarının küçülmesine rağmen, bu kategoride de büyümemizi sürdürdük. Akaryakıt ve otogaz satışlarıyla birlikte, istasyon başına satışta Türkiye’nin öncü markaları arasında yerimizi aldık. Her ilde farklı başarı hikayelerine imza attık. Bu önemli gelişim, ‘Güçlü Gelecek, Birlikte Gelecek’ anlayışımızın yansımasıdır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kuzey Marmara Otoyolu 9. PPP Week’te Uluslararası KÖİ Temsilcileriyle Buluştu

Bu yıl 9.’cusu düzenlenen İstanbul KÖİ Haftası (PPP Week), 50’den fazla ülkenin Kamu Özel Sektör İş Birliği alanında uzman bürokratlarını ‘daha azıyla daha fazlası’ mottosuyla altyapı yatırımlarının geleceğini tartışmak için bir araya getirdi. Kuzey Marmara Otoyolu ana sponsorluğunda gerçekleşen İstanbul KÖİ Haftası kapsamında iki ana oturumda KMO’nun küresel ulaşım projelerinde örnek alınan PPP modeli uzman isimlerle ele alındı. Projenin modern ulaşıma, ekonomiye ve sürdürülebilirliğe kattığı değerler ise uluslararası otoriterler tarafından takdir topladı.

 

Türkiye’nin geleceğe bağlanan yolu Kuzey Marmara Otoyolu, bu yıl 9.’cusu düzenlenen İstanbul KÖİ Haftası (PPP Week) kapsamında  kamu özel sektör iş birliğinde dünyaca ünlü projelerin üst düzey temsilcileri, kamu delegeleri, finans sektörünün temsilcileri, akademisyenler ve altyapı konusunda alanında özel sektörden uzman isimlerle bir araya geldi. Kuzey Marmara Otoyolu’nun küresel karayolu ekosisteminde örnek gösterilen akıllı ulaşım sistemleri, yüksek mühendislik ve ileri teknoloji uygulamalarının paylaşıldığı iki ana oturumda KMO Genel Müdür Yardımcıları Yılmaz Koyuncu ve Mehmet Ünlü, uygulanan PPP modelinin teknik ve finansal boyutunu anlatan sunumlar gerçekleştirerek uluslaraarası otoritelerin sorularını yanıtladılar. 

 

Koyuncu: “Kuzey Marmara Otoyolu ulaşımın geleceğine yön veren bir vizyon ortaya koyuyor”

 

Kuzey Marmara Otoyolu’nun her gün 1 milyonun üzerinde insana dokunduğunu ve başta İstanbul olmak üzere bölgeye stratejik bir ulaşım koridoru sunduğunu ifade eden KMO Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Koyuncu, “Devletimiz, kamu kuruluşlarımız ve tüm paydaşlarımızla birlikte muazzam bir sinerji yakalayarak, böylesine devasa bir projeyi ülkemize kazandırdık. KMO ailesi olarak özellikle güçlü yatırımcılarımızın gösterdiği büyük özveriyle, dört şeritli dünyanın en geniş ve en uzun tünellerine ev sahipliği yapan 415 kilometreli dev bir ulaşım projesini üç yıl gibi rekor bir sürede inşa ettik. PPP modeliyle de dünyada örnek gösterilen KMO projesi, bugün geldiğimiz noktada İstanbul, Kocaeli ve Sakarya gibi ülkemizin sanayi üssü konumundaki şehirlerini birbirine bağlarken, bu dev adım, sadece Türkiye için değil, bölgedeki karayolu taşımacılığı bakımından da ticaret ve lojistik ağı için büyük bir öneme sahip. En önemli noktalardan biri de Kuzey Marmara Otoyolu, aynı zamanda olası afetlerde bölgedeki yaklaşık 20 milyonluk bir nüfus için bir “afet otoyolu” olarak kullanılmak üzere kritik göreve de hizmet edecek şekilde tasarlandı. Akıllı ulaşım sistemleri, sürdürülebilirlik adımları, teknolojik altyapısı, modern ulaşım ağı ve karayolu taşımacılığında ilklere imza atan projeleri ile Kuzey Marmara Otoyolu geleceğe miras kalacak bir vizyonunun eseri. Kuzey Marmara Otoyolu önümüzdeki dönemde de modern, konforlu ve güvenli ulaşımın adresi olmayı sürdürecek.” dedi. 

 

PPP Haftası’nın son gününde ise PPPCOE heyeti, Kuzey Marmara Otoyolu Ana Kontrol Merkezi’ni ziyaret ederek, KMO’nun otoyol işletmelerinin yönetim süreçlerini yerinde gözlemlediler.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Vuslat” Sergisi Kent Müzesinde Görücüye Çıktı

Bursa Olgunlaşma Enstitüsü atölyelerinde hazırlanan hat, tezhip, minyatür ve ebru sanatı eserlerinin yer aldığı “Vuslat” isimli sergi İnegöl Belediyesi Kent Müzesi ev sahipliğinde görücüye çıktı.

İnegöl’de kültür, sanat ve sergilerin merkezi konumundaki İnegöl Belediyesi Kent Müzesi, Bursa Olgunlaşma Enstitüsü atölyelerinde hazırlanan özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Daha önce Bursa Olgunlaşma Enstitüsü ile 7 farklı sergi gerçekleştiren İnegöl Belediyesi, bu defa Geleneksel Türk Sanatlarının; hat, tezhip, minyatür ve ebru sanatlarından örnekler sunan ve 50 eserin yer aldığı sergi ile vatandaşları buluşturuyor.

KENT MÜZESİ’NİN 173. SERGİSİ

Bugüne kadar birçok kültür etkinliğine ev sahipliği yapan İnegöl Kent Müzesi, birbirinden kıymetli 172 sergiyi hayata geçirdi. Bursa Olgunlaşma Enstitüsü atölyelerinde büyük ustalıkla üretilen, “Vuslat” adlı Hat-Tezhip-Minyatür-Ebru Sanatlarının eserlerinden oluşan sergi ise Kent Müzesi’nin 173’üncü sergisi olma özelliğini taşıyor. Sergide; geleneksel Türk sanatları arasında yer alan hat, tezhip, minyatür ve ebru sanatlarından oluşan 50 eser yer alıyor.

KÜLTÜR VE SANATI HER ALANDA DESTEKLİYORUZ

Vuslat isimli sergi, Perşembe günü 14.00’da Kent Müzesinde düzenlenen törenle görücüye çıktı. 02 Nisan tarihine kadar ziyarete açık olacak serginin açılışında konuşan Belediye Başkanı Alper Taban, “Sanat, tarih boyunca insanlık için sadece bir estetik kaygı değil, aynı zamanda ruhun derinliklerine inen, anlam arayışını besleyen bir yol oldu. Bir toplumun sanatla ne denli iç içe olduğuna baktığımızda, o toplumun kimliğini, değerlerini ve düşünsel evrimini de görebiliriz. Bugün burada sergilenen eserler de yüzyıllar boyunca süregeldiği gibi, insanın yaratıcı gücünü ve içsel dünyasını dışa vurma biçimlerini temsil eder. Sanat, bizlere sadece görsel bir deneyim sunmakla kalmaz, aynı zamanda duygusal ve zihinsel bir yolculuğa çıkarır. Hayatın karmaşasından uzaklaşıp anın içine dalmamıza, düşüncelerimizi derinleştirip ruhumuzu beslememize olanak tanır. Her bir sanat dalı, bireysel bir keşif yolculuğu başlatır. Ama aynı zamanda toplumun ortak değerlerinin ve estetik anlayışlarının da bir yansımasıdır. Bizler de İnegöl Belediyesi olarak kültür ve sanatın olduğu her yerde var olmaya, desteklemeye gayret ediyoruz. Akademik desteklerle, Şehir Araştırmaları Merkeziyle, gerçekleştirdiğimiz Halk Bilimi Çalıştayı ve buna benzer pek çok organizasyonla kültür ve sanat alanında şehrimizin gelişimine öncülük ediyoruz. Kent Müzemiz de bu noktada başta sergiler olmak üzere pek çok kültür ve sanat etkinliğinin merkezi konumunda. Bu sergide de emeği geçen Bursa Olgunlaşma Enstitüsü atölyelerinde görev yapan hocalarımızı, sanatçılarımızı tebrik ediyorum. Vatandaşlarımızı sergiyi ziyaret etmeye davet ediyorum” dedi.

Konuşma sonrası kurdele kesimi ile serginin açılışı gerçekleştirildi. Ardından konuklar sergiyi gezerek eserleri inceledi. Eserler ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sahurda tüketilen bir kaşık tahin mideyi koruyor…

Ramazan ayında tahin tüketiminin uzun süren açlık sürecinde tokluk hissini artırarak kan şekerini dengelemeye yardımcı olabileceğini dile getiren Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Mide rahatsızlıklarında özellikle sabahları bir çorba kaşığı kullanmakta fayda vardır.” dedi. İçeriğindeki lifler sayesinde kabızlığı önlemeye destek olurken, sağlıklı yağları ile mide hassasiyetini yatıştırabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Aytaç Atamer, ancak mide koruyucu ilaçlarla birlikte tüketiminin yan etkilere yol açabileceği konusunda da uyardı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, tahinin mide ve sindirim sağlığına etkilerinden ve Ramazan ayında sağlayabileceği faydalardan bahsetti.

Sahurda tahin tüketmek gün boyu tokluk sağlayabilir…

Tahin, susam tohumlarının öğütülmesi ile yapılan, geçmiş yüzyıllara dayanan bir besin maddesi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Tahin, yoğun kıvamlı bir besindir ve iyi bir protein kaynağıdır. Aynı zamanda içerisinde çeşitli vitaminler, mineraller ve değerli yağlar bulunur.” dedi.

Ramazan ayında uzun süren açlık ve susuzluk sürecinde vücudun ihtiyaç duyduğu besinleri almak önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Bu noktada tahin, sahurda tüketildiğinde gün boyunca tok kalmaya yardımcı olabilir. İçeriğindeki sağlıklı yağlar ve proteinler sayesinde uzun süreli enerji kaynağı sağlayarak oruç süresince daha dengeli bir kan şekeri seviyesinin korunmasına destek olur. Aynı zamanda tahinin mide sağlığını destekleyici özellikleri, Ramazan ayında mide rahatsızlıklarının önlenmesi açısından da önemli bir rol oynayabilir.” şeklinde konuştu.

Tahin, iftar sonrasında mide hassasiyetini yatıştırabilir! 

Tahinin, zengin bir besin maddesi olmanın yanı sıra kalp sağlığının korunmasında, bağışıklık sisteminin desteklenmesinde, inflamasyonun azaltılmasına ve bazı kanser risklerine karşı faydalı olabileceğinin bilindiğini aktaran Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Tahin çok yönlü bir besindir. Birçok farklı şekilde tüketimi olmasına rağmen özellikle mide rahatsızlıklarında kullanılması söz konusudur.” dedi.

Ramazan ayında sahurda tüketilen bir kaşık tahinin, mideyi uzun süre koruyarak reflü ve mide yanması gibi problemlerin önüne geçebileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Aytaç Atamer, şöyle devam etti:

“Mide rahatsızlıklarında özellikle sabahları bir çorba kaşığı kullanmakta fayda vardır. Tahin, sindirim sistemine fayda sağlayan lif içeriği ile doludur. Lifler sindirim sürecini düzenleyerek kabızlık ve diğer sindirim sistemi sorunlarının önlenmesine yardımcı olur. Tahindeki sağlıklı yağlar mide zarına koruyuculuk sağlar. Anti reflü ve mide yanmasıyla ilgilidir. Tahin, vücuttaki asit ortamının dengelenmesine yardımcı olarak mide asidinin düzenlenmesinde rol oynar. Ramazan boyunca iftar sonrası mide hassasiyeti yaşayanlar için tahin, mideyi yatıştırıcı bir etki gösterebilir. Ancak tahinin özellikle mide koruyucu ilaçlarla birlikte alınması yan etkilere yol açabileceğinden dikkatli tüketilmesi önerilir.”

Mide rahatsızlıklarından kaçınabilirsiniz… 

Ramazan boyunca ve sonrasında mide rahatsızlıklarından kaçınmak için önerilerde bulunan Prof. Dr. Aytaç Atamer, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sağlıklı beslenmek, diyetinize uymak ve gereksiz ağrı kesici ilaçlardan kaçınmak gerekir. Dengeli şekilde beslenirsek, sigarayı bırakır, alkolden uzak durursak, sabahları alınacak tahin ile mide, ülser ve gastrite konusunda olumlu sonuçlar alınabilir. Ramazan ayında da oruç sürecini daha sağlıklı geçirmek adına tahinin sahur ve iftar sofralarında yer alması, sindirim sistemi üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle faydalı olabilir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir Belediyesi, Ramazan öncesinde büyüklerimizi bilgilendirdi; 65 yaş üstüne Ramazan’da sağlıklı beslenme tüyoları

Kocaeli Büyükşehir, Ramazan ayı öncesinde 65 yaş üstü büyüklerimize “Hayatın İçindeyim Projesi” kapsamında “Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Eğitimi” verdi. Eğitimde, Ramazan ayında nasıl beslenilmesi gerektiği anlatıldı.

 

HAYATIN HER ALANINDA DESTEK OLUNUYOR

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi her alanda olduğu gibi sağlıklı beslenme konusunda da vatandaşların yanında olmaya, onlara destek vermeye devam ediyor. Bu kapsamda “Hayatın İçindeyim Projesi” ile 65 yaş üstü bireylere hayatın her alanında destek olunuyor. Proje dahilinde yürütülen çalışmalarla emeklilik sonrası durağanlığın önüne geçmeye çalışılıyor. Ayrıca aktif yaşlanmada rol oynayan sanat, spor, kişisel gelişim gibi alanlara öncelik veriliyor.

 

RAMAZAN AYINDA NASIL DENGELİ BESLENİLEBİLİR?

“Hayatın İçindeyim Projesi” kapsamında sağlıklı beslenme konusunda çeşitli eğitimlerle vatandaşlar bilgilendiriliyor. Daha önce de sağlıklı beslenme konusunda; “İleri Yaş Grubunda Sağlıklı Beslenme”, “Kronik Hastalıklarda Sağlıklı Beslenme”, “Diyabet ve Beslenme Tedavisi”, “Hipertansiyon ve Beslenme Tedavisi” gibi eğitimler veren Büyükşehir, Ramazan ayı başlamadan 65 yaş üstü büyüklerimize “Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Eğitimi” verdi.

 

HEKİM ONAYI BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR

Körfez’de bulunan 60+ Aktif Yaşlanma Kulübü’nde gerçekleştirilen eğitimde özellikle oruç tutmadan önce kronik rahatsızlığı bulunanların doktor onayı alması gerektiğini vurgulayan uzman diyetisyen, düzenli ilaç kullananların da doktor takibiyle süreci yürütmesinin önemini vurguladı. Bazı ilaçların saatlerinin düzenlenebildiğini ancak bazı rahatsızlıklarda ertelemelerin ve belirli değişikliklerin hayati önem taşıdığını aktaran diyetisyen, oruç tutabilecek kişilerin sindirim sorunu yaşamaması için bazı hususlara dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

 

SU TÜKETİMİ 2 LİTREYE TAMAMLANMALI

Uzun süren açlıkla birlikte sindirim sorunları yaşamamak için iftarda, sahurda ve iftar/sahur arasında nasıl alışkanlıklar edinmek gerektiğini başlıklar halinde büyüklerimize aktaran diyetisyen, sahurun atlanmaması gerektiğini iftarın ise ağır yiyeceklerle bir anda yapılmaması gerektiğini vurguladı. İftarda sofralarda çorbanın eksik edilmemesi gerektiğini vurgulayan eğitmen, iftar ve sahur arasında da aralıklarla su tüketiminin 2 litreye tamamlanması gerektiğinin altını çizdi. İftar sonrası 30 dakikalık yürüyüşlerin de kan şekerini dengeleme açısından önemine değindi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şehrin Tiyatrosu Eyüpsultan ve Ataşehir’de

Özgür Atkın’ın yazıp yönettiği “Karagöz Çiftlik Bekçisi”, 3 Mart 2025 Pazartesi günü 20.30’da Eyüpsultan Kültür Sanat Merkezi’nde,

 

Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazıp yönettiği “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin”, 4 Mart 2025 Salı günü 15.00 ve 20.30’da Ataşehir İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi Şener Şen Sahnesi’nde sahnelenecek.

 

İstanbul’un her noktasına oyunlarını götürmeyi hedefleyen İBB Şehir Tiyatroları, klasik ve çağdaş oyunlarını İstanbul’un birçok ilçesinde seyirciyle buluşturmaya devam edecek.

 

KARAGÖZ ÇİFTLİK BEKÇİSİ (3+ Yaş)

Karagöz uzun zamandır işsizdir ve iş aramaktadır. Sonunda kendisine bir çiftlikte iş bulur. İşi hayvanların bakımını yapmaktır. Ama ortada bir sorun vardır. Karagöz, hayvanları tanımamaktadır. Oyunda Elif Verit, Hakan Örge rol alıyor. 

 

SEN İSTANBUL’DAN DAHA GÜZELSİN

Bir ailenin üç kadını; anneanne, kız ve torun… Üçünün ortak yazgısı, aynı mekanda, dile gelenlerden daha çok içlerinden sessiz sedasız geçen cümlelerde gizli… Erkeklerin yalnız ve eksik bıraktığı yaşamlarında, birbirlerine tutunurken ve giderek birbirine benzerken, geçmiş, şimdi ve gelecek içiçe geçiyor. Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin, İstanbul fonunda Ayfer, Başak ve Melis’in hikâyesini anlatıyor. Kadının değişmeyen hikâyesini…

“Kucağıma almışım seni… yürümüşüz beraber, çelik tellere bakmışım, çimentoya, karşıdan yeni yeni çıkan uzun binalara… yerdeki asfalta bakmışım… yolun yarısında yorulanların sigara dumanları arasından geçmişiz, ter kokusu her yer Allah kahretsin, “boğaz havasının içine ettiniz” diye bağırdım. ‘gel kız eve gidiyoruz, sen İstanbul’dan daha güzelsin’ O gün hayatımın en güzel günüymüş, meğerse…”

Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazdığı, anlatı geleneğiyle tiyatronun çağdaş araçlarını buluşturan oyun, “üç anlatıcı’lı bir kurguyla ilerliyor. Mekânın birliğine hikâyenin parçalanmışlığı ekleniyor ve farklı bir kurgu ortaya çıkıyor. Bu kurgu, geçmiş, gelecek ve şimdide çakılı kalmış üç hikâyeyi birleştiriyor. Zamanla üç hikâye de tekleşiyor ve ‘kadın’ın hikâyesine dönüşüyor…

Oyunda Esin Umulu, Şebnem Köstem, Yeliz Şatıroğlu rol alıyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Denizli, 14. Alaçatı Ot Festivali’ni tanıttı: “Toprak, Zaman ve Tat” temasıyla 17-20 Nisan’da düzenlenecek”

Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli, bu yıl “Toprak, Zaman ve Tat” teması ve “Kaya Koruğu” konsepti ile 14’üncüsü düzenlenecek Alaçatı Ot Festivali Basın Toplantısı’nda, “Yerel üreticilerimizi desteklemek, toprak kültürünü ve üretim kültürünü yaşatmaya çalışmak, doğru, iyileştirici, onarıcı tarımı beslemek ve büyütmek hedefiyle geleceğe daha da fazla miras aktarabilmeyi hedefliyoruz” dedi. 

 

Çeşme Belediyesi tarafından bu yıl 14. kez düzenlenecek Alaçatı Ot Festivali, 17-20 Nisan 2025 tarihlerinde misafirlerini ağırlayacak. Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli, 14. Alaçatı Ot Festivali Basın Toplantısı’nda, basın mensupları ile bir araya geldi. İstanbul’da gerçekleşen tanıtım toplantısında konuşan Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli, Alaçatı Ot Festivali’nin Çeşme’nin yalnızca deniz, kum, güneş kültüründen ibaret olmadığının en büyük kanıtı olduğunu söyleyerek, festivalle Ege’nin topraklarında yetişen lezzetli otlarının dünyaya tanıtıldığını ifade etti. 

 

“Bu yılın yöresel ürünü olarak “Kaya Koruğu”

 

Bu yıl 17-20 Nisan tarihlerinde Çeşme Alaçatı’da 14’üncüsü gerçekleştirilecek festivalde farklı etkinliklerle gastronomi kültürünün öne çıkmasını sağlayacaklarının altını önemle çizen Denizli, bu yılın yöresel ürünü olarak “Kaya Koruğu”nun seçildiğini belirterek, “Nisan ayı bazı otları bulmamızda ne yazık ki bize mani oluyordu. Ama kaya koruğunun bir avantajı var. Daha önce belki sıcak lezzetlerle denemiş olanlarınız olmayabilir. Daha çok soğuk meze tarzında tercih edilen bir ot türüdür. Ama tabii ki şeflerimizin yaratıcılığıyla bu yıl kaya koruğundan farklı yorumlar deneyimleyeceğiz ve farklı yorumların tadına varacağız” diye konuştu. 

 

“Yerel üreticilerimiz için teşvik edici adımlar atıyoruz”

 

Çeşme’nin gastronomi alanında önemli bir atılım yaptığını da belirten Denizli, “Bizler her daim yerel yönetim olarak, gastronomi odağını ama yalnızca dünya gastronomisi değil; bölge gastronomisini öne çıkaran işletmelerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Yerel üreticilerimizin bölgemizde olan işletmelere ürünler yapmasını ve o ürünlerin gelen misafirlerimizle buluşması için teşvik edici adımlar atıyoruz” şeklinde konuştu.

 

Geçmişten gelen toprak kültürümüzü geleceğe aktarımlarını hedefliyoruz”

 

Festivalin bu yılki temasının “Toprak, Zaman ve Tat” olarak belirlendiğini de sözlerine ekleyen Denizli, “Geçen yıl ‘Öze dönüş’ temasıyla çıkmıştık. Gastronominin daha da ön plana çıktığı bir festival hedeflemiştik. Bu yıl ‘Toprak, Zaman ve Tat’ da aslında geçmişten gelen toprak kültürümüzün geleceğe aktarımlarını hem toprak hikayelerimizi katılımcılar ile paylaştığımız hem zamanın değişkenliği içinde yerel ürünlerimizin bölgesel olarak nasıl farklılıklar gösterdiğini anlattığımız, aynı zamanda da değerli şeflerimizin bölge ürünlerimizde ve otlarımızla yaptıkları eşsiz tariflerin katılımcılarda yine paylaşılmasını hedefliyoruz. Yerel üreticilerimizi desteklemek, toprak kültürünü ve üretim kültürünü yaşatmaya çalışmak, doğru tarım, iyileştirici tarım, onarıcı tarımı beslemek ve büyütmek hedefiyle geleceğe daha da fazla miras aktarabilmeyi umuyoruz” diye konuştu.

 

Başkan Denizli’nin konuşmasının ardından toplantının söyleşi kısmına geçildi. Belediye Başkanı Lal Denizli’nin moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide, Şef Ayşenur Mıhçı, Şef Gökçen Adar, Şef Burakhan Akçe, Şef Rıfat Yurttaş konuşmacı olarak yer aldı. Söyleşide, Ege’nin mutfak kültürü, Alaçatı’nın otları, festivalin önemi ve “Toprak, Zaman ve Tat” teması üzerine konuşuldu. 

 

Etkinlikler, konserler ve doğa yürüyüşleri… 

 

Festival, bu yıl “Toprak, Zaman ve Tat” teması ve “Kaya Koruğu” konsepti ile ziyaretçilerini unutulmaz bir gastronomi ve doğa yolculuğuna çıkaracak. Ege’nin eşsiz bitkileri, otları ve geleneksel lezzetlerini ön plana çıktığı festivalde, bölgenin bereketli topraklarından çıkan mevsimsel otlar ve bu otlarla hazırlanan yemekler, katılımcılara eşsiz bir deneyim sunacak. 

 

Festivalin öne çıkan etkinliklerinden biri olan geleneksel “En Güzel Ot Yemeği” ve “En Çok Ot Çeşidini Toplama” yarışmaları büyük ilgi görecek. Şefler Meydanı, Sanat Sokağı, Edebiyat Buluşmaları, çocuk etkinlikleri, söyleşiler, sergiler, atölyeler, konserler ve doğa yürüyüşleriyle her yaşa hitap eden geniş bir program katılımcıları bekliyor.

 

Festival, ziyaretçilerine Ege’nin geleneksel mutfağını keşfetme imkanı sunarken, doğal güzellikler ve kültürel etkinliklerle unutulmaz bir deneyim vadediyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konya Şehir Tiyatrosu’ndan Minik Seyircilere Keyifli Bir Oyun: “Hiçu’da Yolculuk”

Nitelikli oyunlarla beğeni toplayan Konya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, çocuklar için de birbirinden güzel oyunlar sahnelemeye devam ediyor.

Konya Şehir Tiyatrosu’nun Selçuklu Kongre Merkezi’nde sahnelediği “Hiçu’da Yolculuk” adlı müzikal türündeki oyunu çocuklar aileleriyle birlikte büyük bir keyifle takip etti. Naci Taner Büyükarman tarafından yazılan, Osman Boğaçhan Sözmen tarafından yönetilen oyun, çocuklara birlik ve beraberliğin önemini anlatarak unutulmaz bir tiyatro deneyimi yaşattı. 

HİÇU’DA MACERA DOLU BİR YOLCULUK

Okul gezisiyle bir müzeye giden Sevgi ve Okan adlı iki arkadaşın, saklanmak için girdiği müzede, “Hiçu” adlı fantastik bir dünyada beklenmedik bir yolculuğa çıkmasını ve kahramanların gerçek dünyaya dönme çabalarını konu ediniyor. 

Hz. Mevlânâ’nın Mesnevî’sindeki hikayelerden esinlenilerek kaleme alınan; dostluk, dayanışma ve cesaret gibi evrensel değerlerin işlendiği oyun 50 dakika ve tek perdeden oluşuyor.

KONYA ŞEHİR TİYATROSU, 2. ORDU ŞEHİR TİYATROLARI FESTİVALİ’NE KATILDI

Öte yandan Konya Şehir Tiyatrosu, Ordu Büyükşehir Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu’nun ev sahipliğinde bu yıl ikincisi gerçekleştirilen “Ordu Şehir Tiyatroları Festivali”nde boy gösterdi. Sanatseverlerin ilgi gösterdiği festivalde Konya Şehir Tiyatrosu, Türk Edebiyatının önemli kalemlerinden Necip Fazıl Kısakürek’e ait “Bir Adam Yaratmak” adlı oyununu Ordulularla tiyatroseverlerle buluşturdu.

Psikolojik bir dram niteliğinde olan oyunu Necip Fazıl Kısakürek 1937 yılında kaleme aldı. Oyun hem kendisinin hem de Türk tiyatrosunun en önemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Oruç Tutmak İsteyen Şeker Hastaları İçin 4 Altın Kural

Diyabet hastalarının yedikleri yiyecekler, aldıkları toplam kalori, karbonhidrat, lif, yağ, tuz ve şeker gibi detaylar konusunda daha dikkatli olmaları gerekir. Bunların hepsi kan şekeri seviyelerini etkileme potansiyeline sahiptir. Diyabet gibi kronik rahatsızlığı olan ve oruç tutmayı seçen herkes, sorun yaşamamak veya rahatsızlığının kötüleşmesini önlemek için doktor kontrollerini ihmal etmemeli, Ramazan ayı başlamadan oruç süreci ile ilgili doktoruyla detaylıca görüşmelidir. Ancak bu sayede kişilerin kronik bir rahatsızlığı olsa bile, doktor kontrolünde oldukları sürece güvenle oruç tutulabilirler. 

 

Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, kan şekeri düşüklüğü “Hipoglisemi” hakkında bilgi verdi ve hangi şeker hastalarının nelere dikkat ederek oruç tutabileceğine dair önerilerde bulundu.

 

Oruç tutmak hipoglisemiye yol açabilir

 

Şeker hastalarının gün içinde az ve sık yemek yemeleri, kan şekeri düzeylerini belirli bir seviyede tutabilmeleri için büyük önem taşır. Oruç nedeniyle uzun süre aç kalmak, kan şekeri seviyesinin tehlikeli sınırlara düşmesine neden olarak hipoglisemi ataklarına yol açabilir. Ayrıca oruç süresince susuz kalınmasından kaynaklanan dehidrasyon da şeker hastalarında sorun yaratabilir. 

 

Kan şekeri düşüklüğü yani hipoglisemi; bulanık görme, baş ağrısı, baş dönmesi, terleme ve baygınlık hissi gibi belirtilerle kendini gösteren önemli bir sağlık sorunudur. Hipoglisemi, uygun müdahale yapılmadığı durumlarda bilinç kaybına neden olabilir. 

 

Her şeker hastasına oruç önerilmiyor

 

Sağlıklı olan kişilerde kan şekeri düşüklüğü vücut tarafından normal seviyelere çıkarılabilirken, şeker hastalarında bu durum bilinç kaybolması gibi hayatı tehdit edebilen ciddi sonuçlara yol açabilir. Şeker hastalarının oruç tutması doktorunun onayı ve hastalığının durumuna bağlıdır. Özellikle şeker düşürücü bazı grup ilaçlar ve insülin kullanan hastaların oruç tutması sakıncalıdır.  Şeker hastalarının oruç tutması hastalığın durumu, komplikasyonların olup olmaması, kullanılan ilaçlar gibi birçok faktör göz önüne alınarak uzman doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.

 

Doktor kontrolünde oruç tutulabilir

 

Şeker hastalığının başlangıç aşamasında olan; günde yalnızca bir tek ve şeker düşüklüğüne neden olmayan ilaç kullanan hastaların oruç tutması, doktorlarından da onay alınarak mümkün olabilir. 

Oruç tutabilecek grupta yer alan şeker hastalarının Ramazan ayında herhangi bir sağlık sorunu yaşamamaları için dikkat etmesi gereken önemli noktalar şunlardır;

1. İftar yemeğini uzun saatlere yayın

Şeker hastalarının kan şekeri seyrinde küçük dalgalanmalar olmalıdır. Oruç tutmanın getirdiği uzun süren açlık sonrasında iftarda çok hızlı yemek yemek kan şekerini birden ve hızlı bir şekilde yükselteceğinden zararlıdır. Bu nedenle iftarda zamana yayarak yemek yenmeli, iftara çorba ile başlanmalı, çorbadan sonra yemeye ara verilmelidir. Sulu sebze yemekleri tercih edilmeli ve aşırı ekmek tüketilmemelidir. 

2. Sahurda ağır yiyeceklerden uzan durun

Sahurda ağır, vücudu zorlayacak yiyecekler tüketilmemelidir. Kahvaltılıklar tercih edilmelidir.

3. Sahura kadar sıvı tüketimine dikkat edin 

Oruç nedeniyle oluşan sıvı kaybı, şeker hastalarında sıklıkla görülen yüksek tansiyon için kullanılan ilaçlar ile birlikte vücutta sıvı ve bazı önemli minerallerin eksikliğine yol açabilmektedir. İftardan sahura kadar geçen süre içinde sıvı tüketimi iyi ayarlanmalıdır. Vücudun sıvı ihtiyacı mümkün olduğunca sağlanmalıdır. Tuz kaybı da yerine konulmalıdır. Sıvı kaybının şeker hastalarında böbrek sorunlarını ortaya çıkarabildiği unutulmamalıdır.

 

4. Gün içinde kan şekerinizi birkaç defa ölçün

 

Şeker hastaları gün içinde birkaç defa, iftara kadar, kan şekeri ölçme cihazlarıyla şeker düzeylerini kontrol etmelidir. Şekerin düşme eğilimine girdiğini gördüğü takdirde de, gerekirse bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı