Aylık arşivler: Nisan 2025

“Çevreye değer ver, geleceğe iz bırak”

Büyükşehir Belediyesi, çevre bilincini artırmak ve sıfır atık anlayışını yaygınlaştırmak amacıyla anlamlı bir etkinlik düzenledi. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, sıfır atık ve çevre dostu yaşam konularına vurgu yapıldı.

 

TEMA: MODA VE TEKSTİL

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Kocaeli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile düzenlediği “Sıfır Atık Farkındalık Günü Etkinliği”, çevre bilincini artırmak ve geleceğe daha yeşil bir dünya bırakmak amacıyla gerçekleştirildi. Kocaeli Kongre Merkezi’nde “Moda” ve “Tekstil” teması ile gerçekleştirilen etkinlikte çevre dostu yaşam tarzının yaygınlaştırılması ve sıfır atık anlayışının önemine vurgu yapıldı. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Berna Abiş ve Kocaeli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Ahmet Kırılmaz, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem’in katılım sağladığı etkinlik, çeşitli kültürel gösterilerle renkli bir atmosferde gerçekleşti.

 

ÇEVRE BİLİNCİNİ SANATLA BULUŞTURDULAR

Etkinlik, çevre bilincini artırmak ve geri dönüşümün önemini vurgulamak amacıyla birçok renkli ve anlamlı etkinliğe ev sahipliği yaptı. “Sıfır Atık Kamu Spotu Filmi” ile başlayan program, katılımcılara çevre dostu yaşamın önemi hakkında bilgilendirme yaptı. Etkinlikte halkoyunları gösterisi ile eğlenceli bir atmosfer yaratıldı. Kartepe Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin “Atıktan Sanata Kıyafet Defilesi”, geri dönüşüm malzemelerinin ne kadar yaratıcı ve estetik bir şekilde kullanılabileceğini gösterdi. Defileye katılan kıyafetler, geri dönüşümün modadaki yerini gözler önüne serdi.

 

GENÇLER, DUYARLILIKLARINI SANATLA İFADE ETTİ

Etkinlik, gençlerin çevreye olan duyarlılıklarını sanatla ifade etmeleri için de bir fırsat sundu. Kartepe Ertuğrul Gazi Anadolu Lisesi öğrencilerinin sahneye koyduğu “Çevre Temalı Konser ve Bale Gösterisi” büyük beğeni topladı. Öğrenciler, çevre bilincini dans ve müzikle harmanlayarak izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı.

 

ATIK TOPLAMA KAMPANYASI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

Etkinliğin finali “Atık Toplama Kampanyası Ödül Töreni” ile yapıldı. Çevre dostu çalışmalar ve atık toplama kampanyalarına katılım sağlayan bireylere ödüller takdim edildi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, bu tür ödüllerle çevre bilincini artırarak, toplumda kalıcı bir değişim yaratmayı hedefliyor.

 

“DOĞAYA ATILAN KIYAFETLER ÇEVREMİZE ZARAR VERİYOR”

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş, etkinlikte yaptığı konuşmada sıfır atık konusundaki duyarlılığın önemine değindi. Abiş, şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan öncülüğünde başlatılan, Türkiye’de ve dünyada oldukça olumlu sonuçlar doğuran Sıfır Atık Projesi, çevreye duyarlılığı artırmak adına çok önemli bir adım olmuştur. Hepimiz şık kıyafetler giymeyi seviyoruz. Ancak moda dünyası maalesef doğayı olumsuz etkiliyor. Tonlarca kıyafet, doğaya atılmakta ve bu da çevremize büyük zarar vermektedir. Bu durumu engellemek hepimizin elindedir. Aldığımız kıyafetlere dikkat edip, hem şık hem de doğa dostu seçimler yapmalıyız. Eski kıyafetlerimizi dönüştürerek çevremize katkı sağlayabilir ve kullanmadığımız kıyafetleri ihtiyacı olanlara verebiliriz.”

 

“ATIKLARIMIZI MUTLAKA GERİ DÖNÜŞÜM KUTUSUNA ATALIM”

Atıkların canlı yaşamına verdiği zarara da değinen Abiş, “Yunus balıkları bile bizim dikkatsizce yere attığımız naylon poşetler yüzünden ölebilmektedir. Bu nedenle balık ve diğer deniz canlılarının zarar görmemesi için naylon poşetleri ve yediğimiz-içtiğimiz atıkları sağa sola atmamalıyız. Atıklarımızı mutlaka geri dönüşüm kutularına atmamız gerekiyor. Bugün sizlere öğreteceğimiz bu basit ve temel konular, çevreye duyarlı bir dünya için önemli adımlardır. Çünkü sizler, yarının büyükleri olacaksınız. Bundan sonra atık konusunda çok daha dikkatli ve duyarlı olacağınıza inanıyorum” dedi.

 

“SIFIR ATIK TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN TEMEL ADIMIDIR”

Kocaeli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Ahmet Kırılmaz ise yaptığı konuşmada, “Sıfır atık, israfın önlenmesi, kaynakların verimli kullanılması, atık oluşum sebeplerinin ortadan kaldırılması ve atığın en aza indirilmesini hedefleyen kapsamlı bir programdır. Sıfır atık, sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir dönüşümün temel adımıdır. Bu kapsamda bu sürece hep birlikte sahip çıkmak büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

 

ÖĞRENCİLERE SÜRDÜRÜLEBİLİR HEDİYELER VERİLDİ

Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Sıfır Atık Etkinliği”, çevre bilincini artırmaya yönelik önemli adımlar attı. Etkinlikte protokol üyeleri ve öğrenciler, çevre ve sıfır atık temalı sergi alanını gezdi. Öğrenciler, geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik konusunda bilgilendirilirken, etkinlik sonunda bez çanta, çelik matara ve anahtarlık gibi çevre dostu hediyeler verildi. Bu anlamlı etkinlik, çevreye duyarlı bir nesil yetiştirmek için önemli bir katkı sundu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Altay Meram Devlet Hastanesi’ni Ziyaret Etti

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Meram Devlet Hastanesi’nde tedavi gören vatandaşları ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerini iletti. 


Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Meram Devlet Hastanesi’nde tedavi gören vatandaşları ziyaret etti.

Hastane çalışanlarıyla da görüşerek bilgi alan Başkan Altay, “Meram Devlet Hastanesi’nde tedavi gören vatandaşlarımızı ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Gönülden bir selamla dualarına ortak olduk. Tüm hastalarımıza acil şifalar diliyorum” ifadelerini kullandı.

Tedavi gören hastalar ve hasta yakınları da ziyareti dolayısıyla Başkan Altay’a teşekkür etti.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

FoodFest Antalya için hazırlıklar sürüyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 9-11 Mayıs tarihleri arasından bu yıl 4.’sü düzenlenecek olan Uluslararası Gastronomi Festivali FoodFest Antalya öncesi danışma kurulu toplantısı yapıldı. Başkan Muhittin Böcek, festivalin her geçen yıl daha da geliştiğini belirterek, “Bu yıl da Antalya’mızın tarladan sofraya zengin gastronomi kültürünü ve ürün çeşitliliğini tanıtmak için zengin bir program içeriği hazırladık” dedi.

 

9-11 Mayıs tarihleri arasında bu yıl 4.’sü düzenlenecek olan Uluslararası Gastronomi Festivali FoodFest Antalya için hazırlıklar sürüyor. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, başkanlığında gerçekleşen Danışma Kurulu Toplantısında, festival organizatörü Gökmen Sözen, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve Festival İdari Direktörü Cansel Tuncer ile Danışma Kurulunda yer alan kurum, kuruluş yöneticileri ile STK ve sektör temsilcileri hazırlıkları ele alındı.

YOĞUN BİR PROGRAM OLACAK

9-11 Mayıs 2025 tarihleri arasında Karaalioğlu Parkı’nda düzenlenecek olan Fast Food Antalya, her yıl olduğu gibi bu yıl da dünya çapında tanınan yıldız şefleri Antalya’da ağırlayacak. 4. Uluslararası Gastronomi Festivali kapsamında söyleşiler, paneller, work shoplar gerçekleştirilecek. Başkan Muhittin Böcek, festivalin her geçen yıl daha da geliştiğini belirterek, “Bu yıl da Antalya’mızın tarladan sofraya zengin gastronomi kültürünü ve ürün çeşitliliğini tanıtmak için zengin bir program içeriği hazırladık” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gözlerde Bahar Alarmı: Göz Alerjisi Mevsimi Başladı!

Mevsim geçişlerinde artan polen ve toz, göz sağlığını tehdit ediyor. Kaşıntı, kızarıklık ve sulanma gibi şikâyetlerle kendini gösteren göz alerjisi, erken önlem alınmazsa kalıcı hasarlara yol açabiliyor.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Muhsin Altunsoy, gözde alerjiye bağlı iltihaplanmanın, gözün beyaz kısmı ile göz kapaklarının iç yüzeyini kaplayan konjonktiva tabakasının mikrobik olmayan bir iltihabi reaksiyonu olduğunu söyledi. “Alerjik göz rahatsızlığı, dış etkenlere karşı gelişen bağışıklık sistemi tepkisidir” diyen Uzm. Dr. Altunsoy, bu durumun çoğu zaman çevresel alerjenlerle tetiklendiğini vurguladı.

Göz Alerjisinin Belirtileri Nelerdir?
Alerjiye bağlı göz rahatsızlıklarının en belirgin belirtileri arasında gözlerde kaşıntı, sulanma, kızarıklık ve göz kapaklarında şişlik yer almaktadır. Uzm. Dr. Altunsoy, “Genellikle her iki gözde birden benzer şikâyetler olur ve bunlara burun akıntısı, astım, dermatit gibi başka sistemik bulgular da eşlik edebilir. Alerjik olanlar, bakteri ve virüslerin oluşturduğu mikrobik konjoktivitlerden ayırt edilmelidir. Mikrobik konjoktivitler genelde tek taraflı başlayıp sarı yeşil akıntı ile seyreder.” dedi.

Mevsimsel mi, Sürekli mi?
Göz alerjilerinin nedenleri mevsimsel ya da yıl boyu devam eden çevresel etkenler olabilmektedir. Mevsimsel nedenler arasında ilkbahar ve sonbaharda artan polenler öne çıkarken; ev tozu, akarlar, hayvan tüyleri, yüzme havuzlarındaki kimyasallar ve bazı göz damlaları da yıl boyu etkili olabilir. Kişisel yatkınlık burada belirleyici rol oynarken, herkes aynı şiddette tepki vermeyebilir. Bu tür alerjik göz rahatsızlıkları, kişilerin bireysel özelliklerine bağlı olarak hiç, az, ya da şiddetli seyir gösterebilir.

Tedavide İlk Adım: Alerjenden Uzak Durmak
Göz alerjilerinin tedavisinde en önemli adım, alerjiye neden olan etkenin tespit edilerek ondan uzak durmaktır. Polen alerjisi olan kişilere, polen yoğunluğunun arttığı dönemlerde dışarıda güneş gözlüğü kullanmaları ve yaşam alanlarında polen filtreleyici hava temizleyicilerinden faydalanmaları önerilir. Ev tozu ve akar alerjisine karşı ise halı gibi toz tutan eşyaların sık ve etkili şekilde temizlenmesi, bu maddelerin tekrar ortama yayılmasının engellenmesi gerekir.
Evcil hayvan tüylerine alerjisi olan kişilerin hayvanlarla yakın temastan kaçınmaları, özellikle aynı odada uyumamaları önemlidir. Yüzme havuzlarında kullanılan kimyasallardan kaynaklanan alerjik reaksiyonlara karşı ise koruyucu gözlük kullanımı fayda sağlar.

Kontakt Lens Kullanımına Dikkat!
Kontakt lens kullanıcılarının da dikkatli olması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Altunsoy, “Kontakt lens kullanan kişilerde özellikle üst kapak iç kısımda olan konjoktivada, nadiren kısa dönem lens kullanımı, çoğunlukla da lens kullanım süresinin arttığı dönemlerde ciddi ve tedavisi uzun süren alerjik reaksiyonlar oluşabilir. Alerjik reaksiyona yatkın kişilerin mümkünse lens kullanmamaları ya da tek günlük lens kullanmaları önerilir. Uzun dönem lens kullanıcılarında lens kullanımının durdurulması ve iyileşme tamamlanana kadar lens kullanımına başlanmaması gerekir. İyileşme olduktan sonra da mümkünse seyrek ve günü birlik lens kullanımı önerilir.” açıklamasında bulundu. Bu nedenle alerjik bünyelerde gelişen göz hassasiyetlerinde tek kullanımlık lensler tercih edilmeli, gerekirse lens kullanımı tamamen bırakılmalıdır.

Göz Damlaları ve Makyaj Ürünleri de Suçlu Olabilir
Bazı göz damlalarının içeriği de alerjiye neden olabilir. Özellikle glokom gibi sürekli damla kullanımı gereken hastalarda, ilaç içeriğinin doktor kontrolünde değiştirilmesi gerekebilir.
Aynı zamanda göz kapağına sürülen makyaj malzemeleri de tetikleyici olabilmektedir. Uzm. Dr. Altunsoy, “Bu ürünlerden şüpheleniliyorsa, kullanıma ara verilmesi gerekir” uyarısında bulundu.

İlaç Tedavisinde Ne Kullanılır?
Alerji kaynaklı göz problemlerinde genellikle antihistaminik içerikli damlalar tercih edilir. Daha şiddetli durumlarda kısa süreli steroid damlalar doktor kontrolünde kullanılabilir. Uzm. Dr. Altunsoy, “Steroid damlalar kontrolsüz kullanılırsa, göz tansiyonuna ve kalıcı hasarlara neden olabilir,” diyerek önemli bir noktaya dikkat çekti.
Burun ve geniz akıntısının eşlik ettiği durumlarda antihistaminik tabletler tedaviye eklenebilir. Bazı özel göz alerisi türlerinde konjoktiva zarı altına ilaç uygulamaları da nadiren gerekebilir. Alerjiye yapısal olarak yatkın, solunum sistemi ya da cilt bulgularının eşlik ettiği durumlarda gerekli testler sonrası immünoterapi denilen özel tedaviler de seçeneklerdendir.

Basit Önlemlerle Şikâyetler Azaltılabilir
Soğuk uygulamalar, göz şikâyetlerini hafifletmekte etkilidir. Güneşli havalarda gözlük ve siperlikli şapka takmak da öneriler arasında yer alır.
“Gözleri ovuşturmak, alerjiyi daha da tetikler ve keratokonus gibi ciddi tabakalarda bozulmalara neden olabilir,” diyen Uzm. Dr. Altunsoy, göz ovalama alışkanlığının mutlaka bırakılması gerektiğini söyledi.

Göz Sağlığı İçin Mevsimsel Alerjilere Karşı Bilinçlenin
Alerjik göz hastalıkları, tedavi edilebilir bir durum olmakla birlikte zamanında önlem alınmadığında ciddi sorunlara yol açabilir. Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Muhsin Altunsoy’un da vurguladığı gibi, “Göz sağlığını korumak, alerjenlerden korunmak ve doğru tedavi yöntemlerini uygulamakla mümkün.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kemer Turizm Komisyonu toplantısı yapıldı

Kemer Turizm Komisyonu, Kaymakam Ahmet Solmaz başkanlığında ilçe merkezinde bulunan Imperial Türkiz Otel’de yapıldı. Toplantıya, Kemer Belediye Meclis Üyesi ve Kemer Belediyesi Turizm Birimi Sorumlusu Cansın Efir, STK temsilcileri ve turizmciler katıldı.

 

Toplantıda, Kemer’de bu yıl 11’incisi düzenlenecek olan Corendon Tahtalı Run To Sky Yarışları, bisiklet ayı olarak ilan edilen Nisan ayında yapılan ve yapılacak organizasyonlar, dalış ayı olarak ilan edilen Mayıs ayında yapılacak olan organizasyonlarla ilgili fikir alışverişinde bulunuldu.

 

Bu yıl 11’incisi düzenlenecek olan Corendon Tahtalı Run To Sky Yarışlarına da ev sahipliği yapacak.

 

Yarış koordinatörü Polat Dede, toplantıda, yarışlarla ilgili bir sunum gerçekleştirerek, Kemer’in bu sene dünya şampiyonasına ev sahipliği yapacağını ve Kemer tanıtımına büyük katkı sağlayacağını söyledi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yenişehir Belediyesi Erol Evgin ve Devrim Erbil’in ortak sergisine ev sahipliği yaptı

Erol Evgin ve Devrim Erbil’in eserlerinden oluşan “Yan Yana” sergisi Yenişehir Belediyesi Ahmet Yeşil Sanat Galerisinde kapılarını açtı. Sanatseverlerin büyük ilgisiyle açılan sergi, 30 Mart’a kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.

Dünya Sanat Günü’nde ressam Devrim Erbil ile müzisyen ve ressam Erol Evgin’in “Yan Yana” adlı sergisi, sanatın farklı disiplinlerini bir araya getirerek izleyicilere benzersiz bir deneyim sunuyor. Renk, ritim ve çizginin uyumla buluştuğu sergide, Devrim Erbil’in kent manzaralarıyla soyut anlatımı ve Erol Evgin’in duygu yüklü tuvallerindeki estetik yan yana sergilendi. Yenişehir Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleşen serginin açılışına Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’in yanı sıra sanatçılar Devrim Erbil, Erol Evgin ve Ahmet Yeşil ile 27.Dönem Mersin Milletvekili Alpay Antmen, sivil toplum kuruluşlarının başkanları, belediye meclis üyeleri ve çok sayıda sanatsever katıldı. Sanat yazarı İbrahim Karaoğlu’nun küratörlüğünü yaptığı sergi 30 Mart’a kadar açık kalacak.

Başkan Özyiğit, “Bu galeriler kentimize yakıştı.”

Serginin açılışında konuşan ve açtıkları sanat galerilerinin önemine dikkat çeken Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Öncelikle Yenişehir’imize gelerek bizleri onurlandıran, ülkemizin en önemli sanatçılarından Sayın Devrim Erbil ve Erol Evgin’e çok teşekkür ediyorum. Bu galeriler gerçekten de kentimize yakıştı. Değerli sanatçıları alnımız açık bir şekilde ağırlamak da bize nasip oluyor ve bundan büyük mutluluk duyuyoruz. Ülkemiz demokrasi adına sıkıntılı, zor günlerden geçiyor. Belki de Cumhuriyet tarihinin en zor günlerinden geçiyoruz. Ama hiçbir biçimde geri adım atmayacağız. Bilimsel değerlere dayalı, çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet var etmek için el birliğiyle çalışacağız. Bundan bir adım geri adım atmak yok. Onun için bedel ödeyen başta Ekrem Başkanımız olmak üzere onun tüm arkadaşlarına buradan selam ve saygılar gönderiyorum. Yılmak yok, aynı kararlılıkla bütün faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 2 ay önce yaşamının son sergisini açan Etem Çalışkan’ı da burada ağırladık. 96 yaşında sergi açan bir ressam. 93 yaşında tamamlamış olduğu eserleri sergilemenin de gururunu, mutluluğunu yaşadık. Dolayısıyla güzel işler yaparsak, güzel işler gelişir. Eserlerini halkımıza sunan Devrim Erbil ve Erol Evgin’e tekrardan sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Mersin’e hoş geldiniz iyi ki varsınız.” dedi.

Erol Evgin, “Mersin’in sanat duyarlılığı da çok değerli ve çok kıymetli”

Mersin’inde olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade eden sanatçı Erol Evgin, Mersin’in sanat duyarlılığının yüksek olduğunu söyleyerek, şunları dile getirdi: “Mersin, dünyanın en güzel kentlerinden biridir. Ona layık bir sanat merkezi var. Onu da görmekten çok büyük mutluluk duydum. Hakikaten muhteşem bir galeri burası. Ve burada Devrim hocamla birlikte bir sergiye imza atmak benim için büyük bir onur. Bu bana Devrim hocamın teklifiydi. Biz önce Ankara’da, sonra Kuşadası’nda açtık. Bu 3. sergimiz de Mersin’de. Yurt dışında da destekler alıyoruz. Yurt içi ve yurt dışında bu sergileri hocam ‘devam ettirelim’ diyor.  Ben de büyük bir onur ve gururla kabul ettim. Ben mimarım biliyorsunuz.  2001 yılından itibaren de resim yapıyorum. Devrim hocamın atölyesinde de baskılar yaptım, çalıştım. Aşağı yukarı 25 yıldır resim düşünüyorum. Resimle iç içeyim, beni çok dinlendiriyor. Müzikte yorulduğum zamanlarda resimle dinleniyorum. Resimde yorulunca da şarkı söylüyorum.  Böylece çok keyifle sanat dolu bir yaşamım var. Burada birçok sanatçı arkadaşla da tanıştım. Hakikaten Mersin’in sanat duyarlılığı da çok değerli ve çok kıymetli.”

Devrim Erbil, “Ahmet Yeşil’in adını taşıyan bir galeride olmak çok mutlu ediyor.”

Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’e desteklerinden dolayı teşekkür eden Devrim Erbil ise Mersin’de sergi açmaktan onur duyduğunu söyledi. Bu galerilerle Mersin’in bir adım atladığını kaydeden Erbil, “Normalde çok heyecanlanmam ama bugün bu ortam beni öylesine heyecanlandırdı ki birçok sergiden çok daha farklı. Erol ile sergimizin çok özel bir anlamı var. Birlikte çalışmak çok güzel. Ahmet Yeşil’in adını taşıyan bir galeride olmak çok mutlu ediyor. 25-30 yıllık bir dostluğumuz var.  Onunla genç yıllarından itibaren hep beraberdik. Onun gelişimini dikkatle izledim. O çok önemli bir ressam ve buraya adının verilmesi de çok önemli.  Sayın Belediye Başkanımızı bugün ziyaret ettik. Onunla da bazı konular konuştuk. Mersin bir adım atladı. Abdullah Bey’in kent için çok önemli bir kişi olduğunu düşünüyorum. Kendisine ve emek veren herkese teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ING Türkiye’nin Uluslararası Yetenek Programı’na (ITP) başvurular başladı

ING Türkiye, Uluslararası Yetenek Programı (ITP) için başvurular başladı. 20 Nisan 2025 tarihine kadar başvurulabilen ITP Programı, genç yeteneklere kariyerlerine bir adım önde başlama fırsatı sunuyor. 30 yıla yakındır ve ING’nin faaliyet gösterdiği 14 ülkede uygulanan bu programa başvuran adaylar, değerlendirme sürecini başarıyla tamamladıklarında, Practica Kampı’na katılarak ING kültürünü ve çalışmak istedikleri iş kollarını yakından tanıma fırsatı buluyor. Kamptaki değerlendirme sürecini başarıyla tamamlayanlar ise uluslararası eğitim ve sertifikasyon programları ile kariyerlerini global ölçekte ilerleterek ING’nin geleceğinde etkin roller üstlenebiliyor.   

Genç yeteneklere güçlü bir başlangıç yapma fırsatı 

ING Türkiye, çalışanların güçlü yönlerini keşfetmelerini ve gelişim alanlarını desteklemeyi temel alan insan kaynakları stratejisi doğrultusunda Uluslararası Yetenek Programı (ITP) ile katılımcıların potansiyellerini en iyi şekilde ortaya koymalarına katkı sağlıyor. Her yıl, ING’nin faaliyet gösterdiği ülkelerden yeni mezun genç yetenekler seçiliyor ve seçtikleri iş alanlarında kapsamlı bir eğitim sürecine dahil ediliyor. Global Yetenek Programı’na başvuran ve online değerlendirmeyi başarıyla geçen genç yetenekler, Practica Kampı’na katılarak kariyer hedeflerine bir adım daha yaklaşıyor. İki yıl süren bu süreç, yurt dışı eğitimleri, uluslararası sertifikasyonlar ve yerel ile global rotasyon fırsatlarını kapsıyor. Genç yetenekler, ING globaldeki kariyer seçeneklerinden de yararlanarak profesyonel yolculuklarına güçlü bir başlangıç yapma şansına sahip oluyor. 

Hale Ökmen Ataklı: Esnek çalışma modelleri, dijital dönüşüm ve çalışan deneyimini merkeze alan yenilikçi uygulamalar geliştiriyoruz. 

ING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı, “Önce kendin olursun, sonra ING’li” anlayışıyla esnek çalışma modelleri, dijital dönüşüm ve çalışan deneyimini merkeze alan yenilikçi uygulamalar geliştirdiklerini belirterek, “İnsan kültür stratejimiz çerçevesinde hem çalışma hayatına esneklik kazandırıyor hem de profesyonel ve kişisel gelişimi destekliyoruz. Çalışanlarımızın potansiyellerini keşfedebilecekleri ve mutlu olabilecekleri rollerde çalışmalarının sürdürülebilir başarı için önemli olduğuna inanıyoruz. Uluslararası Yetenek Programımız da bu vizyonumuzu yansıtıyor. Bu program ile iş fırsatından öte genç yeteneklere geleceğin liderleri olma yolunda önemli bir adım atma imkânı sağlıyoruz” dedi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gençler arasında yaygın ama ağız sağlığını tehdit ediyor!

Oral bölgedeki piercinglerin diş sağlığını tehdit eden ciddi riskler taşıdığına dikkat çeken Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Seda Altop, “Dişlerde kırık ve çatlaklara, diş eti çekilmesine, enfeksiyona ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir.” dedi. Steril olmayan ortamlarda yapılan uygulamaların bulaşıcı hastalık riskini artırdığını vurgulayan Altop, piercing kullanan bireylerin ağız hijyenine daha fazla özen göstermesi gerektiğini dile getirdi ve şikâyet durumunda mutlaka diş hekimine başvurulması gerektiğinin altını çizdi. 

Üsküdar Üniversitesi Diş Hastanesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Seda Altop, oral bölgedeki piercinglerin ağız ve diş sağlığına etkileri hakkında bilgi verdi.

Oral bölgedeki piercingler ciddi sorunlara neden olabilir!

Özellikle gençler arasında yaygın olarak kullanılan dil, dudak ve yanak piercinglerinin ağız ve diş sağlığı açısından bazı riskleri olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Seda Altop, “Kullanılan metalin kalitesine göre oral mukozada alerjik reaksiyonlar görülebilir.” dedi.

Piercingler dişlere sürekli temas ettiğinden dişlerde çatlak veya kırık oluşabileceğine dikkat çeken Altop, “Diş eti hasarı, dilde parestezi ve dokularda enfeksiyon gelişebilir. Takının kazara dokulara takılması sonucu ağız içi dokularda yırtılma veya travma oluşabilir. İşlemin yapılması sırasında sterilizasyon kurallarına uyulmazsa, Hepatit B, Hepatit C ve HIV gibi bulaşıcı hastalıkların yayılması söz konusu olabilir. Konuşma ve çiğneme fonksiyonunda zorluk gelişebilir.” uyarısını yaptı.

Piercing kullananlar enfeksiyon belirtilerine karşı dikkatli olmalı!

Piercing kullanan kişilere önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Seda Altop, “Dişlerin düzenli olarak fırçalanması, diş ipi ve ağız duşu kullanılması çok önemli. Piercing bölgesinin hijyeni sağlanmalı, şişlik, ağrı, hassasiyet veya enfeksiyon belirtilerine karşı dikkatli olunmalı. Herhangi bir şikayet durumunda derhal diş hekimine başvurulması gerekir. Ve elbette düzenli diş hekimi kontrolleri de atlanmamalı.” dedi.

Komplikasyonun durumuna göre tedavi belirleniyor…

Dil, dudak ve yanak gibi bölgelere uygulanan piercinglerin neden olabileceği sorunların, komplikasyonun türüne ve şiddetine göre tedavi gerektirdiğini aktaran Dr. Öğr. Üyesi Seda Altop, “En sık karşılaşılan sorunlardan biri enfeksiyondur. Bu durumda piercingin çıkarılması ve antibiyotik tedavisi gerekebilir. Dişlerde kırık veya çatlak oluşması halinde ise restoratif tedaviler devreye girer.” diyerek sözlerini tamamladı. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çiğli’de Çocuklar İçin Eğlence Dolu Bayram Şenliği

Çiğli Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlediği “Çocuk Şenliği” ile çocuklara unutulmaz anlar yaşatmaya hazırlanıyor. 19-20 Nisan tarihlerinde Kaymakamlık karşısındaki Büyük Park’ta gerçekleşecek etkinliklerde çocuklar eğlenceye doyacak.

Renkli oyun alanları, çeşitli aktiviteler ve sürprizlerle dolu şenlik, her iki gün de saat 13.00 ile 20.00 arasında minik misafirlerini ağırlayacak. Çocuk tiyatrosu, şişme oyun grupları, palyaço, yüz boyama, bubble şov, sosis balon, patlamış mısır, pamuk şeker ve daha birçok etkinliğin yer alacağı şenlik, çocuklara bayram coşkusunu doyasıya yaşatacak.

Başkan Yıldız: “Çocuklarımızın bayramını, hep birlikte neşe içinde kutlayacağız”

 Tüm çocukları ‘Çocuk Şenliği’ne’ davet eden Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü; “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, çocuklarımız için unutulmaz bir şenliğe dönüştürmenin heyecanını yaşıyoruz. 19-20 Nisan tarihlerinde Kaymakamlık karşısındaki Büyük Park’ta düzenleyeceğimiz Çocuk Şenliği’ne tüm çocuklarımızı ve ailelerini bekliyoruz. Şenliğimizde; oyun alanlarından eğlenceli etkinliklere, yüz boyamadan sürpriz gösterilere kadar pek çok renkli etkinlik yer alacak. Amacımız, çocuklarımızın bu özel gününü doyasıya yaşamalarını sağlamak ve onlara unutamayacakları bir bayram armağan etmek. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu anlamlı günü, onların neşesi ve kahkahalarıyla taçlandırmak istiyoruz. Tüm hemşehrilerimi çocuklarımızla birlikte bu güzel buluşmaya davet ediyorum.”

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Niyazi Beki: “Hz. Peygamber’in doğumu, kâinat kitabını insanlığa okutan bir muallimin doğumudur.”

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Niyazi Beki, 14-20 Nisan tarihleri arasında idrak edilen Kutlu Doğum Haftası kapsamında, evrenin yaratılış gayesi, Peygamber Efendimizin dünyaya teşrifinin anlamı ve çağımızın problemleri üzerine açıklamalarda bulundu.

Kainatın yaratıcısı evreni ne için yarattı?

Kainatın yaratıcısının, her şeyden önce isim ve sıfatlarının tecellilerini görmek ve bir de şuurlu varlıklara göstermek için evreni yarattığını dile getiren Prof. Dr. Niyazi Beki, “Her cemal ve kemal sahibi kendi kemal ve cemalini görmek ve göstermek istemesi varlık aleminde herkes tarafından kabul edilen bir düsturdur. Kabiliyetli bir ressam bir resmi yaparken bu kabiliyetini görmek ve göstermek ister. Bir şair bir şiir yazarken şiir yazma maharetini görmek ve göstermek ister.” dedi.

Her cemal ve kemal sahibi, kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister

Prof. Dr. Niyazi Beki, konuyu Bediüzzaman hazretlerinin ifadesini kısaltarak özet halinde şöyle dile getirdi:

“‘Her cemal ve kemal sahibi, kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek istemesi sırrınca; bu kâinatın şanı yüce sultanı dahi istedi ki, bir fuar açsın, içinde maharetini gösteren sergiler dizsin ki, saltanatının haşmetini, servetinin şaşaasını, kendi sanatının harikalarını, hem kendi marifetinin/ilim, kudret ve hikmetinin eşsiz tecellilerini teşhir edip göstersin. Ve böylece cemal ve kemal-i manevîsini iki vecihle müşahede etsin: Bir yönü; bizzat sanatın inci gibi en ince inceliklerine aşina olan kendi bakış açısıyla temaşa etsin. Diğer yönü de; başka şuurlu varlıkların nazarıyla baksın. İşte bu bakış açısını harekete geçirmek için başta insan olmak üzere Melek, cin gibi şuurlu varlıkların akıl ve şuurlarına hitap etmeyi ve bir elçi vasıtasıyla kâinattaki sanatın güzelliğini ve yaratıcının manevi cemal ve kemalini ders vermeyi uygun görmüştür. Zira güzel ve anlamlı bir kitap muhatapları tarafından tam anlaşılmıyorsa ve onu açıklayan bir muallimi de yoksa, o kitabın değer ifade eden bir kıymet-i harbiyesi olmaz.”

Evren dahi yaratıcısını tanıtmak üzere yazılmış ontolojik bir kitap

Evrenin dahi yaratıcısını tanıtmak üzere yazılmış ontolojik bir kitap olduğunu da ifade eden Prof. Dr. Niyazi Beki, “Fakat yazılış gayesine uygun manalarını keşfedip ortaya koymak bir muallim olmadan olmaz, olamaz.  İşte Hz. Muhammed’in (s.a.v) doğumu bu tanıtım işini icra etmesi bakımından eşsiz bir öneme sahiptir. Rabiü’l-evvel /Nisan ayının günlerine tevafuk eden bu kutsal doğum gününün bu tevafuku ile, bir baharın habercisi, gül ve çiçeklerin açılmasının müjdecisi ve Nisan yağmuru gibi umumi bir rahmet olduğuna işaret edilmiştir.” ifadesinde bulundu.

Hz. Peygamberin dünyaya teşrifleri ne anlatıyor? 

 Hz. Peygamberin (s.a.v) dünyaya teşriflerinin her yönden kâinatın yaratıcısını tanıtması, emir ve yasakları çerçevesinde dünya ve ahiret hayatının mutluluğunu kazandırması, hem prensipleriyle hem pratik hayatıyla insanlara insanlık ahlakını, insanlık değerlerini öğretmesi, diri diri kızlarını toprağa gömen bir toplumu haksız yere karıncayı öldürmekten imtina eden bir konuma getirmesinin eşsiz bir olay olduğunu anlatan Prof. Dr. Niyazi Beki, şöyle devam etti:

“Bütün dünyaca malûmdur ki, az bir kavmin âdetlerinden hakir, ehemmiyetsiz bir âdeti kaldırmak veya zelil, miskin bir taifenin cüz’î, zayıf huylarını ortadan kaldırmak, büyük bir hükümdarın kolayca yapamayacağı, uzun bir zamanda bile çok zahmetlere bağlıdır. Acaba hâkim olmamakla beraber, maddi kuvvete sahip olmadığı halde, az bir zamanda, eski kültür ve adetlerine nihayet derecede bağlı, inatçı ve fertleri pek çok olan bir toplumda kötü ahlaklarını terk ettiren; hem yerlerine gayet yüksek âdetleri, güzel ahlâkları tesis eden bir zât, hârikulâde olmaz mı?  Özellikle insanın fıtratında ve vicdanında var olan istinat (Allah’a iman) ve istimdat (ahirete iman) noktalarını tatmin edecek bir fikri kalplerinde tesis etmek, müjdelerin ötesinde canlı bir hayat modelidir. Aciz olan insana her türlü yardımını esirgemeyen bir Allah’a iman; keza fakir olan bir insana lojistik destek sağlayan ahirete iman etmekten daha büyük bir müjde, daha büyük bir kazanç daha büyük bir servet olabilir mi?”

İman esaslarının ilmini öğrenmek, sonra öğrendiğimizle amel etmek…

Kutlu Doğrum Haftası’nın, insanların Allah’a, Kur’an’a, resule ve ahirete imanlarını tazeleyip kuvvetlendirmeleri gereken kutsal bir mevsim olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Niyazi Beki, “Allah’ın bütün sıfatlarıyla kuddûs/kusurlardan münezzeh olduğuna, sonsuz rahmet sahibi Rahman ve Rahim olduğuna inanmak; keza her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, her ölüm uykusundan sonra da bir mahşer baharı ve  kıyamet kışından sonra da bir haşir/yeniden dirilme baharı olduğuna iman etmek en büyük bir kazançtır. Önce, ilmi çalışmalar, programlar, seminer ve konferanslar gibi programları düzenlemek ve katılmak suretiyle bu tahkiki iman esaslarının ilmini öğrenmek, sonra öğrendiğimizle amel etmek, hayatımıza uygulamakla hem dünya hem ahiretimizi tamir etmiş olacağız.” diye konuştu.

Bu asırda özellikle ihtilaf, yoksulluk ve cehalet oldukça arttı!

Bu asırda özellikle ihtilaf, yoksulluk ve cehaletin oldukça arttığını, ihtilafların çoğunun akıl ve mantığın önünü kesen hissiyat olduğu için bunu yeniden aklın rotasına oturtmanın oldukça zor iş olduğunu kaydeden Prof. Dr. Niyazi Beki, “Yoksulluk, yanlış kanaat, tembellik ve yanlış tevekkül anlayışına bağlı olarak daha da ziyadeleşmiş olduğundan, sanayi ve teknoloji konularında çok ciddi gayretlere, himmetlere muhtaçtır, bu asırda bu ihtiyaç daha fazlalaşmış olduğundan yüksek feragat, cesaret, maharet ve marifete çok şiddetli ihtiyaç doğmuştur.” şeklinde konuştu.

Cehalet hastalığını bertaraf etmek için kitap ve sünnete bağlı gelişen rehberliğe ihtiyaç var

Cehalet hastalığının bu çağda bizzat materyalist fen ve felsefeden geldiği için dalaleti, yanlışı, şaşkınlığı bertaraf etmek için kitap ve sünnete bağlı gelişen rehberliğe büyük ihtiyaç doğduğunu ifade eden Prof. Dr. Niyazi Beki, “İlim kisvesine bürünmüş bir cehaletin ortadan kaldırılması takdir edersiniz ki çok zordur. Dört mezhep imamları ve ehl-i sünnet alimleri gibi ilmi ve aklı olmayanların, Abdulkadir Geylani ve imam Rabbani gibi takva sahibi olmayanların, İmam Gazali ve Bediüzzaman Said Nursi gibi akıl ve kalp ile birlikte seyr-u süluk etmeyi prensip edinmeyen, İbn Arabi ve Mevlana gibi maddi- manevi ilimleri mezç etmeyen kimselerin rehberliği bu asırda pek müessir olmayabilir. Bu da hastalıkların teşhisi, tedavisi için gereken faydayı sağlamaktan uzak olabilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı