Aylık arşivler: Nisan 2025

Doğuş Çay ve TEMA Vakfı’ndan sağlıklı topraklar ve sürdürülebilir çay tarımı için ortak adım

Doğuş Çay ve TEMA Vakfı iş birliğiyle 2016 yılında başlatılan ‘Her Dem Toprak İçin’ projesinin üçüncü aşaması başarıyla tamamlandı. Kimyasal gübre kullanımı nedeniyle asitleşen çay topraklarının iyileştirilmesini hedefleyen projenin uygulama bahçelerinde toprak pH değeri ideal seviyelere ulaştı, verim ortalama yüzde 58 arttı

Türkiye’nin en büyük özel sektör çay üreticisi Doğuş Çay ve TEMA Vakfı işbirliğiyle yürütülen ‘Her Dem Toprak İçin’ projesi kapsamında, Rize’nin en önemli geçim kaynaklarından olan çayın sağlıklı topraklarda, aynı lezzet ve kalitede yetiştirilmesini sağlamak amacıyla eğitim ve farkındalık çalışmaları gerçekleştiriliyor. Yoğun kimyasal gübre kullanımı sonucunda çay topraklarının yüzde 86’sının aşırı asidik hale gelerek verimli ve sürdürülebilir çay tarımını tehdit etmesi nedeniyle başlatılan projede, toprağın sağlığına kavuşmasıyla birlikte çay tarımının sürdürülebilirliği yeniden tesis ediliyor.

Çay tarımı için toprak pH değeri ideal seviyeye ulaştı

Projenin 2021-2024 yıllarını kapsayan üçüncü aşamasında; Rize’nin İkizdere, Fındıklı, Çayeli, Güneysu, Merkez ve Pazar; Trabzon’un Of ve Artvin’in Kemalpaşa ilçelerindeki toplam 8 farklı bahçede toprak ıslahı çalışmaları yapıldı. Topraktaki asitliği gidermek üzere yapılan organik gübre, tarım kireci, çay atığı kompostu ve çapalama çalışmalarıyla kimyasal gübrelerden uzaklaştırılan topraklar hızla sağlığına kavuşmaya başladı.  

Başlangıçta toprağı ekstrem asit (ortalama pH değeri 4,1) olan tüm bahçelerde yapılan uygulamalar ile toprak asitlik değeri, çay için ideal seviyelere (pH 5,0-6,0) ulaştı. Ayrıca topraktaki mikroorganizma faaliyetlerinde de artış gözlemlendi.

Sadece verimi değil, çayın kalitesi de arttı

Yapılan çalışmalar sonucunda toprak sağlığındaki iyileşme, çay kalitesine de yansıdı. Uygulama yapılmayan topraklara kıyasla ortalama yüzde 58 verim artışı sağlanırken, her yıl yapılan yaş çay yaprak analizlerine göre, 2024 yılı sonunda çayın tat ve aromasına etki eden polifenol miktarında yüzde 32, demin suya geçme oranına etki eden ekstrakt miktarında yüzde 8 artış oldu. Kuru çay randımanına olumsuz etki eden selüloz miktarı ise yüzde 35 azaldı.

“8 yılda toplam 13 bin 600 kişiye ulaşarak önemli ölçüde farkındalık sağlandı”

2016–2017 yıllarında farkındalık eğitimleriyle başlayan ‘Her Dem Toprak İçin’ projesi, zaman içinde kapsamını genişleterek örnek tarım uygulamaları ve toprak iyileştirme çalışmalarıyla gelişimini sürdürdü. 2018–2020 döneminde Rize merkezli uygulamalara ağırlık verilirken, 2021–2024 yıllarını kapsayan üçüncü aşamada çalışmalar Trabzon ve Artvin illerini de kapsayacak şekilde genişletildi.

Doğuş Çay Yönetim Kurulu Üyesi Harika Karakan Batallı, proje kapsamında yürütülen eğitim çalışmalarının 8 yıl içinde 13 bin 600 kişiye ulaştığını kaydederek, “Projemizin hedef kitlesindeki tüm kesimlere çay bitkisinin ekolojisine uygun toprak koşulları, bitki besleme, gübreleme, budama, hasat ve toprak yönetimi konusunda bilgilendirme çalışmalarıyla teorik ve pratik yöntemler TEMA Vakfı tarafından sunuldu. Bu çalışmalar ile çay üretimini en kaliteli ve sürdürülebilir hale getirmek, toprağı iyileştirerek gelecek nesillere aktarmak amacıyla önemli bir farkındalık sağladık” şeklinde konuştu. 

“Hem bölge insanını hem de ülke ekonomisini desteklemeyi hedefledik”

Projenin rapor sonuçlarını da değerlendiren Batallı, Türkiye’de erozyon ve çölleşmeyle mücadele eden, başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıkların korunmasına yönelik bilimsel temelli çalışmalar yürüten TEMA Vakfı ile iş birliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Batallı, “Toprağın sağlığına kavuşmasıyla elde ettiğimiz verim artışı ve ürün kalitesi, sürdürülebilir ve lezzetli çay üretimi için çok değerli. Kuruluşumuzdan bu yana, 40 yıldır sahip çıktığımız ilke ve değerlerimizle standartlara, insan sağlığına ve doğaya gösterdiğimiz özeni bugün de aynı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bugün, Rize’de 5 adet çay işleme ve Ordu’da 1 adet çay paketleme fabrikası ile yıllık 50 bin ton üretim kapasitesine sahip bir şirket olarak 55 bin çay çiftçimiz ile bu alanda önemli bir yol aldık. Çalışmalarımızın kazanımlarını somut olarak ölçebilmenin gururunu yaşıyoruz” dedi. 

Çay üretimini sağlıksız üretim tehdidinden kurtarmanın önemini de vurgulayan Batallı, “Ülkemizi dünya tüketiminde birinci, üretiminde ise beşinci sıraya taşıyan; sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın sağlıklı topraklarda üretilmesi ve bu üretimin sürdürülebilir kalite ve lezzette olması, sadece markamızın doğduğu Rize’deki bölge insanımızın değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin de kalkınması ve en önemlisi tüketicilerimizin hak ettikleri değeri görmesi anlamına geliyor. Bu nedenle, hem üreticilerimizin hem de tüketicilerimizin geleceğini düşünerek çıktığımız bu yolda gösterdiğimiz özen ve emeğe önümüzdeki dönemde de hız kesmeden devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu. 

 “Toprağı korumak, yaşamı korumaktır”

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, sağlıklı toprağın; yaşamın ve doğanın sürdürülebilirliği açısından temel bir unsur olduğuna dikkat çekti. Ataç, “Toprak sağlığı tarımsal bir mesele olmanın yanı sıra ekosistemlerin devamlılığı, biyolojik çeşitliliğin korunması ve insan yaşamı için de hayati bir öneme sahiptir. TEMA Vakfı olarak iki toprak sevdalısı Kurucu Onursal Başkanımız, merhum Hayrettin Karaca ve merhum A. Nihat Gökyiğit’in çizdiği ‘sağlıklı toprak, sağlıklı yaşam’ ilkesiyle kurulduğumuz günden bu yana, toprağın korunmasını bir çevre politikası değil, bir yaşam politikası olarak görüyoruz. Doğuş Çay ile uzun yıllardır sürdürdüğümüz ‘Her Dem Toprak İçin’ projesi de bu anlayışımızın somut bir yansımasıdır. Bu projeyle bir kez daha gördük ki, toprağı doğru yöntemlerle iyileştirdiğimizde yalnızca verim artmıyor; aynı zamanda ürün kalitesi yükseliyor, üretici destekleniyor ve tüketiciye daha sağlıklı ürünler ulaşıyor. Sağlıklı bir toprağın sağladığı bütünsel faydalar, hem bugünün ihtiyaçlarını karşılamaya hem de yarının yaşam hakkını güvence altına almaya hizmet ediyor. Bu proje, sağlıklı toprağın sürdürülebilir tarım için nasıl temel bir unsur olduğunu göstermesi açısından son derece değerli bir örnek olmuştur. TEMA Vakfı olarak bu sürecin her aşamasında yer almak ve uzun soluklu bu iş birliğiyle toprağı koruyarak üreticiyi desteklemek, bizim için hem büyük bir sorumluluk hem de büyük bir umut kaynağı” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ücretli Çalışan İstatistikleri, Şubat 2025

 

Ücretli çalışan sayısı yıllık %1,1 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,1 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 125 bin 704 kişi iken, 2025 yılı Şubat ayında 15 milyon 293 bin 843 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Şubat ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %2,2 azaldı, inşaat sektöründe %2,0 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %2,9 arttı.

Ücretli çalışanlar, Şubat 2025
(Bin kişi)

Ücretli çalışanların sektörlere göre dağılımı, Şubat 2025

Sektör Ücretli çalışan sayısı Yıllık
fark
Yıllık
değişim
(%)
Şubat 2025 Şubat 2024
B-N Toplam (Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmetler) 15 293 843 15 125 704 168 139 1,1
B-E-Sanayi 4 909 897 5 019 332 – 109 435 -2,2
B-Madencilik ve taş ocakçılığı 134 850 137 351 -2 501 -1,8
C-İmalat 4 571 650 4 677 927 – 106 277 -2,3
D-Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı 138 577 136 863 1 714 1,3
E-Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri 64 820 67 191 -2 371 -3,5
F-İnşaat 1 755 150 1 720 470 34 680 2,0
G-N-Ticaret ve hizmetler 8 628 796 8 385 902 242 894 2,9
G-Ticaret 3 368 645 3 282 846 85 799 2,6
H-Ulaştırma ve depolama 1 252 187 1 203 089 49 098 4,1
I-Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri 1 163 464 1 090 966 72 498 6,6
J-Bilgi ve iletişim 293 364 289 470 3 894 1,3
K-Finans ve sigorta faaliyetleri 353 772 338 872 14 900 4,4
L-Gayrimenkul faaliyetleri 120 071 120 268 – 197 -0,2
M-Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler 656 606 643 883 12 723 2,0
N-İdari ve destek hizmet faaliyetleri 1 420 687 1 416 508 4 179 0,3

Ücretli çalışan sayısı aylık %0,1 azaldı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Şubat ayında bir önceki aya göre %0,1 azaldı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Şubat ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,4 azaldı, inşaat sektöründe %0,7 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,1 arttı.

Ücretli çalışanların aylık değişim oranları (%), Şubat 2025

Ücretli çalışanların sektörlere göre aylık değişim oranları (%), Şubat 2025

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Marble İzmir’i nice 50’nci, 100’üncü yıllara taşıyacağız”

İzmir’in fuarcılıkta dünya markası haline gelen Marble İzmir, 30 yıllık tecrübesiyle 9-12 Nisan tarihlerinde sektörü İzmir’de ağırladı. Dünyayı İzmir’de buluşturan Marble İzmir’in daha da büyüyerek yoluna devam edeceğini ifade eden İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, “Hemen önümüzdeki senenin çalışmalarına başlamayı hedefliyoruz. Çok daha güçlü bir şekilde Marble İzmir’i 50’nci, 100’üncü yıllara taşıyacağız” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZFAŞ tarafından bu yıl 30. kez düzenlenen Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 9-12 Nisan tarihlerinde dünyayı İzmir’de ağırladı. Marble İzmir, her yıl olduğu gibi bu yıl da kent ekonomisine önemli katkılar sağladı. İtalya, Fransa, Rusya, Hollanda, Çin, Güney Kore, Suudi Arabistan başta olmak üzere 17 ülkeden alım heyeti, Türkiye genelinde 49 şehirden firmaların yanı sıra 27 ülkeden 188 yabancı katılımcı geldi. Toplam 1000’den fazla yerli yabancı katılımcı fuarda yer aldı.

150 bin metrekare alanda gerçekleşen fuar; dört gün boyunca alıcı ve ziyaretçilerini ağırladı. Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bilecik, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elâzığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mersin, Muğla, Nevşehir, Ordu, Sakarya, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Uşak, Yalova ve Yozgat’tan katılımcılar Marble İzmir’deydi. Ayrıca Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Fas, Finlandiya, Fransa, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İran, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Katar, Mısır, Polonya, Romanya, Rusya, Suudi Arabistan, Tayvan, ve Yunanistan da fuarda yer aldı.

Cumalıoğlu: Elimizden gelen tüm çabayı göstermeye devam edeceğiz

İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, Marble İzmir’in geçmişi için 30 yıl denilse de, mermerin Kültürpark’ta ilk sergilendiği 5 yıl da sayılırsa 35 yıllık bir maziden bahsedebileceğini söyledi. 30. Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nda 27 ülkeden 188 katılımcı ağırladıklarını belirten Cumalıoğlu, “Türkiye’nin 49 ilinden mermer üreticilerini, teknoloji ve makine üreticilerini fuar alanında ağırladık. 30’uncu yıl coşkusu bizim için çok kıymetliydi. Türkiye’deki siyasi ve ekonomik konjonktürü düşündüğümüzde, bu sene beklentinin üstüne çıkan bir fuar gerçekleştirdiğimizi söylemek mümkün. Katılımcılarımızdan da aynı şekilde geri dönüşler alıyoruz” dedi. Bundan sonraki senelerde de Marble İzmir’in uluslararası gücünü, görünürlüğünü daha da artırmak için çaba göstereceklerini söyleyen Cumalıoğlu, “Hemen önümüzdeki senenin çalışmalarına başlamayı hedefliyoruz. Dünyanın dört bir tarafındaki hem ticaret ataşelerimizle, hem uluslararası mermer üretici birlikleriyle, hem de makine üretici birlikleriyle iletişim halindeyiz. Çok daha güçlü bir şekilde Marble İzmir’i 50’nci, 100’üncü yıllara taşıyacağız” diye konuştu.

Şimşek: Fuar 85 milyonundur

Tüm Mermer, Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Şimşek ise fuarın çok iyi geçtiğini belirterek “Ülkemizin etrafı ateş çemberine dönmüş durumda. Her şeye rağmen fuar gayet güzel, bereketli geçti. Artık işimize dört elle sarılacağız. İhracatımızı nasıl artırırız bunun gayreti içinde olacağız. Biz bir numarayız diyorum. 1989 yılında 77 milyon dolar olan ihracatımız bugün 2 milyar doların üzerine çıktı. Gurur duyulacak bir sektör. Bu fuara sahip çıkmamız lazım, fuar 85 milyonundur. Danışma Kurulu toplantılarımızı yapıp önümüzdeki yılın fuarına hazırlanacağız. 2026 yılı için bugünden itibaren düğmeye basacağız, daha etkili, coşkulu bir fuar yapacağız” şeklinde konuştu.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Türkiye’ye ihracatınızın yarısı kadar Türkiye’den ithalat yapın, yarısı kadar da Türkiye’ye yatırım yapın”

Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaretin dengeye kavuşması için son 6 yıldır yoğun çaba gösteren Ege İhracatçı Birlikleri, Çin’in Tianjin kentinden bir heyeti İzmir’de ağırladı.

 

 

Ege İhracatçı Birlikleri’ndeki toplantıda konuşan EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, 2024 yılında Çin’in Türkiye’ye 43 milyar dolar ihracat yaparken, Türkiye’nin Çin’e 3,4 milyar dolar ihracatı olduğunu hedeflerinin bu dengesizliği gidermek olduğunu dile getirdi.

 

 

“Çin’in Türkiye’ye ihracatına itirazımız yok” diyen Ertan, “Çin’den otomotiv, makine, elektrik-elektronik, demir-çelik, kimyasallar başta olmak üzere 43 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz. Bunun karşılığında mermer, endüstriyel mineraller, pamuk, kuru meyveler, deniz ürünleri, zeytinyağı ve diğer gıda ürünlerinden 3,4 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Son yıllarda Çin’in Türkiye’ye ilgisi olduğunu görüyoruz. Türkiye’ye yatırım yapmak istiyorlar. Otomotiv ve güneş enerjisi sektörlerinde yatırımları var. Biz de Çin ile iş birliğimizi artırmak istiyoruz. Türkiye ihracatınızın yarısı kadar Türkiye’den ithalat yapın, diğer yarısı kadar da Türkiye’ye yatırım yapın” diye çağrıda bulundu.

 

 

Çin’in Türkiye’de yapacakları yatırımların başka ülkelere ihracat kapıları açacağına temas eden Ertan sözlerini şöyle sürdürdü: “İklim müsaitken Türkiye’den Çin’e ihracatı artırmamız lazım. Tavuk ayağı, kiraz gibi ürünlerde Çin’e ihracatın açılmasını sağlamamız lazım. Ege İhracatçı Birlikleri olarak Çinli yatırımcılara Türkiye’de rehberlik yapabiliriz. Çin’de 3 fuarın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de Çin ile ilgili en derin networke sahibiz.”

 

 

Uçak: “Türkiye’den Çin’e kiraz ihracatının yolu açılsın”

 

 

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Çin’de kiraz meyvesinin çok sevildiğini, Türkiye’nin de kiraz üretiminde dünya lideri olduğunu, Türkiye’den Çin’e kiraz ihracatının başlaması için Çin ile Türkiye arasında bitki sağlığı sertifikası anlaşması yapılmasını talep ettiklerini kaydetti.

 

Türkiye’den Çin’e 31 milyon dolarlık meyve sebze mamulleri ihraç ettiklerini paylaşan Uçak, “Dondurulmuş patates ve meyve suları ihraç ediyoruz. Hong Kong’a kiraz ve siyah taze incir ihracatımız var. Kiraz başta olmak üzere sert çekirdekli meyveleri ihraç etmek için Çin tarafından destek bekliyoruz” şeklinde konuştu.

 

 

Çin’in en büyük 7.şehri olan ve dünyanın en büyük 10 limanı arasında yer alan Tianjin şehrinden gelen Çin Uluslararası Ticaretin Geliştirilmesi Konseyi (CCPIT) Heyeti Başkanı Zhou Qing, Türkiye ile iş birliği yapmak ve dost olmak istediklerini dile getirdi.

 

 

“Bu defa Türkiye’yle daha fazla ticaret yapmak için geldik” diyen Qing, “Tianjin, Çin’in kuzeyindeki en büyük liman ve Tianjin dış ticaret açığı veren, ithalatı fazla olan bir bölge. Bugün Kemeraltı’nı gezdik, Kemeraltı’nda çok fazla Çin ürünü satıldığını gördük. Ege İhracatçı Birlikleri’yle Tianjin CCPİT olarak iş birliği protokolü imzalamaya geldik” diyerek sözlerini noktaladı.

 

 

Ziyaretin sonunda; Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Yalçın Ertan ve Çin Uluslararası Ticaretin Geliştirilmesi Konseyi (CCPIT) Heyeti Başkanı Zhou Qing, iş birliği protokolü imzaladılar.

 

 

Tianjin Uluslararası Ticaretin Geliştirilmesi Konseyi (CCPIT) Heyeti’nin ziyaretine; Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcıları Yalçın Ertan ve Hayrettin Uçak, Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz ve Çin ile ticaret yapmak isteyen Türk firmalarının yetkilileri katıldı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Egeli akademisyenden KOBİ’lerin sürdürülebilirliğine yönelik önemli proje

Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Keti Ventura’nın yürütücülüğünü yaptığı “Endüstriyel İşletmelerde Planlı Davranış Teorisi Kapsamında Sürdürülebilir Pazarlamaya Hazır Olma Durumu Öncüllerinin Analizi” projesi, TÜBİTAK 1002 programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu. Proje ile KOBİ’lerin sürdürülebilir pazarlamaya hazır olma durumlarının endüstriyel çerçevede araştırılması amaçlanıyor.

Proje ekibini makamında ağırlayan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Ege Üniversitesi olarak, TÜBİTAK projelerindeki başarımızı sürdürüyoruz. En çok proje yapan ve projesi en fazla kabul alan üniversiteler arasında yer alıyoruz. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Keti Ventura hocamızın yürütücülüğünü yaptığı proje, TÜBİTAK 1002 programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. KOBİ’lerin sürdürülebilir bir yapıya getirilmesine önemli katkı sunacak projeyi hazırlayan hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.

Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Keti Ventura, “Proje başlangıcında Türkiye’nin endüstri sektörlerini değerlendirerek, TÜİK, İZTO ve İSO-500’ün yayınlamış olduğu raporlar, İzmir’in sanayi yapısı ve bilimsel gerekçelerinden hareketle Türkiye ekonomisini hem canlı tutan hem de atık oluşturma potansiyeli yüksek olan sanayi sektörlerini belirledik. KOBİ’lerimizin, çok uluslu firmaların mevcut tedarikçi ya da fasoncu konumlarını sürdürebilmelerini sağlamak için tüm dünyanın gündeminde olan ve özellikle de çok uluslu firmaların iş modellerinin büyük bir bölümünü oluşturan sürdürülebilir pazarlamaya hazır olmaları gerekiyor. Biz de projemizde, sürdürülebilirlik konusunda deneyimli sektör yöneticileri ve sahipleri ile yapılacak yüz yüze derinlemesine görüşmelerle KOBİ’lerin pazarlama karması perspektifinden sürdürülebilirliğe hazır olma durumunu ve öncüllerinin önemini değerlendireceğiz” dedi.

“Stratejilerimizi Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle

uyumlu hale getireceğiz”

Projenin çevresel, ekonomik ve sosyo-kültürel etkilerini anlatan Prof. Dr. Ventura, “Proje ile kurumsal, politik baskılar ve organizasyonel davranışlar aracılığıyla KOBİ’lerin pazarlama kapasite ve yeteneklerinin iyileştirilmesine olanak sağlamanın yanı sıra pazarlama stratejilerini 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle uyumlu hale getirmeyi amaçlıyoruz.  Üretim sürecinde atıkların önlenmesi, eko-maliyetleri azaltmak için malzemelerin geri kazanılması ve yeniden kullanılması gibi faktörlerin ivedilikle ele alınmasına ihtiyaç var. KOBİ’lerde ele alınan sürdürülebilirlik kavramı; yerel ekonomilerin geliştirilmesi, iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve örgütsel karar alma mekanizmalarının etkin yönetilmesini kapsıyor. Sürdürülebilirliği pazarlama stratejilerine entegre etmek, işletme performansının istenilen düzeye ulaşmasında kritik bir unsur olarak öne çıkıyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Ventura, “Yönetim ve pazarlama disiplinleri çerçevesinde ele alınan projemiz; çevresel değerlerin ve gelecek nesillerin korunması, doğal kaynak kullanımının azaltılması, doğaya salınan atıkların önlenmesi, sorumluluk algısının artırılması, işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, iş ortamında cinsiyet dengesinin sağlanması ve çeşitliliğin artırılması, yolsuzlukla mücadelenin engellenmesi, teknoloji, bilgi ve insan kaynağı olanaklarının izlenebilirliği ve kontrolü gibi bir dizi faktörlere yöneliktir. Proje,  Türk KOBİ’lerinin ürün yaşam döngüsü ve pazarlama süreçlerinin değerlendirmelerini sağlayacak ve onlara bir yol haritası sunacak.  Ayrıca, 11. Sürdürülebilir Kalkınma Planı çerçevesinde projeden elde edilecek çıktıların; öncelikli olarak Türk meşeli KOBİ’lerin sürdürülebilir pazarlama karması stratejilerini iyileştirmesi veya değiştirmesi öngörülüyor” dedi.

“Hem ekonomik büyümeyi hem de toplumsal refahı destekliyor”

KOBİ’lerin sürdürülebilir bir yapıda olmasının ekonomik ve toplumsal olarak pek çok yararı bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Ventura, “Küreselleşen ekonomik ortamda KOBİ’lerin sürdürülebilir bir yapıda tedarikçi ya da fason üretici olarak faaliyet göstermeleri, ülkenin rekabetçilik ve istihdam potansiyelini geliştirecektir. Bu durum bilgiye dayalı sektörlerde sürdürülebilir girişimciliği artıracak eylemleri de ortaya çıkartacaktır. Türk sanayisinde daha az maliyetle iş geliştirme, talepte meydana gelen değişikliğe çözüm odaklı cevap verebilme, teknolojik imkanları daha hızlı elde etme, tasarrufu ve verimliliği artırma, cinsiyet eşitsizliği ve gelir düzeyindeki çarpıklığı giderme, çevresel kirliliğin önlenmesi için geri dönüşümlü ürün ve ambalajların kullanımı teşvik etme, nitelikli personel yetiştirme imkânı yönetimsel çerçevede benimsenecektir. Dolayısıyla bu iş birliği insan yönetimi sürecinde paydaşların sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik katılımını da teşvik edecektir. Bu doğrultuda iş güvenliği politikalarının oluşturulması, güvenli çalışma ortamlarının sağlanması, işe alım süreçlerinde çevresel ve sosyal sorumluluk kriterlerinin yaygınlaşması, örgütsel çeşitliliğin benimsenmesi, daha kapsayıcı bir çalışma ortamı yaratan politikaların geliştirilmesi hem ekonomik büyümeyi hem de toplumsal refahı destekleyebilir” dedi.

Prof. Dr. Keti Ventura’nın yürütücülüğünü yaptığı projede Doktora Bursiyeri olarak Burak Demir yer alıyor.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

15 Nisan ne günü? (Dünya Sanat Günü’nün anlam ve önemi)

Her yıl 15 Nisan’da kutlanan Dünya Sanat Günü, sanatın insanlık tarihindeki dönüştürücü ve birleştirici gücünü vurgulayan uluslararası bir etkinliktir. Bu özel gün, 2012 yılında Uluslararası Sanat Derneği (IAA) tarafından ilan edilmiş ve UNESCO tarafından da desteklenmektedir. Tarihin en büyük sanatçılarından biri olan Leonardo da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan’ın seçilmesi, sanatın evrensel değerlerini simgelemektedir. ​

TÜRKİYE’DE DÜNYA SANAT GÜNÜ

‘de de 15 Nisan, çeşitli etkinliklerle kutlanır. Belediyeler, üniversiteler ve sanat dernekleri, sergiler ve atölye çalışmaları düzenleyerek sanatın önemine dikkat çeker. Bu etkinlikler, sanatın toplumdaki yerini güçlendirir ve bireyleri sanata daha fazla ilgi göstermeye teşvik eder.

SANATIN TOPLUMDAKİ ROLÜ

Dünya Sanat Günü, sanatın sadece estetik bir ifade değil, aynı zamanda toplumsal belleğin, siyasal düşüncenin ve kolektif vicdanın taşıyıcısı olduğunu hatırlatır. Sanat, kültürler arası etkileşimi teşvik eder, yaratıcılığı besler ve insan refahına katkıda bulunur. ​

kaynek: Ntv

“Çin’e uygulanan tarifeler sürdürülebilir değil”

Bessent, Bloomberg’e verdiği röportajda, ABD’nin önemli ticaret ortaklarının birçoğu ile müzakerelerde hızlı bir şekilde ilerlediklerini vurguladı.

ABD’nin müttefiklerine müzakereler konusunda hızlı olmaları gerektiğinin sinyalini veren Bessent, genellikle ilk hamleyi yapanın en iyi anlaşmayı elde edebileceğine işaret etti.

Bessent, ek tarifelerin durdurulduğu 90 günlük süre boyunca pek çok ülkeyle prensipte anlaşmaya varabileceklerini söyledi.

Çin’e yönelik gümrük vergilerinin uygulamaya konulduğunu anımsatan Bessent, ülkelerin pazarlarına akın eden Çin mallarına karşı bir miktar koruma isteyebileceğini ifade etti.

Bessent, Çin ile herhangi bir seviyede müzakere olup olmadığına yönelik soruya cevaben, bunun üstten gelmesi gerektiğini, ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in iyi bir ilişkisi olduğunu belirtti.

ABD’nin Çin’e uyguladığı gümrük vergilerine yönelik Bessent, “Çin’e uygulanan gümrük vergileri büyük rakamlar, kimse bunların sürdürülebilir olduğunu düşünmüyor ve kalmasını istemiyor. Ama bu oranlar şaka olmaktan çok uzak” dedi.

Bessent, Washington ile Pekin arasında bir ayrışma olmak zorunda olmadığını ancak bunun olabileceğini kaydetti.

“KULLANABİLECEĞİMİZ BÜYÜK BİR ARAÇ KİTİMİZ VAR”

ABD varlıklarının terk edildiğini düşünmediğini dile getiren Bessent, tahvil ihalelerinde yabancı rekabetinin arttığını gördüklerini ifade etti.

Bessent, doların hala küresel rezerv para birimi olduğunu ve güçlü dolar politikaları bulunduğunu söyledi.

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell ile her hafta bir araya geldiğini anlatan Bessent, “camı kır” durumundan çok uzakta olduklarını belirtti.

Bessent, Mayıs 2026’da görev süresi dolacak Powell’ın yerine kimin başkan olacağına yönelik soru üzerine, sonbaharda muhtemel başkan adaylarıyla görüşmeye başlayacaklarını bildirdi.

Tahvil piyasası konusunda eyleme geçme ihtiyacından “çok uzakta” olduklarını söyleyen Bessent, “Kullanabileceğimiz büyük bir araç kitimiz var. Eğer istersek geri alımları artırabiliriz” diye konuştu.

Bessent, tarifeler konusunda da sağlam bir süreç yürüteceklerini ve piyasanın bu konuda büyük bir rahatlığa sahip olabileceğini kaydetti.

Kaynak: Habertürk

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlamaları’nın Adresi Ataşehir Olacak!

En Renkli Çocuk Şenliği Watergarden İstanbul’da Yaşanacak!

Türkiye’nin en renkli yaşam merkezlerinden biri olan Watergarden İstanbul, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocukları ve ailelerini unutulmaz bir günle buluşturuyor! Minik ziyaretçiler için özel olarak hazırlanan eğlenceli etkinlikler, sürprizlerle dolu gösteriler ve rengarenk eğlence alanlarıyla Watergarden İstanbul, bu yıl da bayramın en keyifli adreslerinden biri olacak.

‘Kardeş Takımı 2’ Filmi Oyuncularıyla Birlikte Watergarden’da!

Çocukların heyecanla takip ettiği ‘Kardeş Takımı 2’ filminin özel gösterimi, şenliğin en heyecan verici anlarından biri olacak. Bu özel gösterime filmin sevilen oyuncuları Ecrin Su ÇobanGece Işık Demirel ve Mehmet Aybars Kaya da katılacak.
Gösterim öncesinde Watergarden İstanbul içerisinde gezici kortej ile çocuklarla buluşacak olan oyuncular, minik hayranlarıyla tanışacak, hatıra fotoğrafları çektirecek ve onlara unutulmaz bir gün yaşatacak.

Sinan Güleryüz ile Barış Manço Şarkıları

Bayram coşkusunu zirveye taşıyacak bir diğer etkinlik ise saat 17.00 itibarıyla sahnede olacak. Sevilen sanatçı Sinan Güleryüz, Barış Manço’nun efsaneleşmiş şarkılarını çocuklarla birlikte söyleyerek bayram atmosferine nostaljik bir dokunuş katacak.

Tatlı İkramlar ve Geleneksel Lezzetler

Etkinlik boyunca çocuklara, bayramın vazgeçilmez lezzetlerinden olan elma şekeri, rengarenk pamuk şeker ve nefis macun gibi nostaljik tatlar ikram edilecek. Şenlik alanında kurulacak alanlarda, çocuklar hem eğlenip hem de tatlı molalar verebilecek. Aileler de bu keyifli atmosferin tadını çıkarırken çocuklarının mutluluğuna tanıklık edecek.

Ailece Unutulmaz Bir 23 Nisan

Gün boyunca bayrakların dağıtılacağı Watergarden İstanbul, yalnızca çocukları değil, aileleri de mutlu edecek bir bayram ortamı sunuyor. Açık hava atmosferi, güvenli etkinlik alanları ve lezzetli yeme içme seçenekleriyle tüm aile bireyleri için keyifli bir gün vadediyor.

 Ataşehir’de Bayram Coşkusu Sadece Watergarden İstanbul ile Sınırlı Kalmayacak.

Metropol İstanbul’da Doğa Koleji’nden Bayrama Özel Gösteri!

Ataşehir’de yer alan Metropol İstanbul’da da Doğa Koleji öğrencileri, 23 Nisan’a özel hazırladıkları kortej, koro, drama ve dans gösterileriyle bayrama renk katacak.

Saat 13:00 – 14:00 arasında gerçekleşecek bu özel gösteri, çocukların yeteneklerini sergileyeceği ve izleyenlere unutulmaz anlar yaşatacağı bir etkinlik olacak. Gün boyunca dağıtılacak bayraklarla Metropol İstanbul kırmızı beyaz renge bürünecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Zeynep Olgun’un Yeni Adresi Cumhuriyet Bulvarı’nda Görkemli Bir Açılışla Kapılarını Açtı

İzmir’in moda ve tasarım dünyasında 20 yılı aşkın deneyimiyle adından söz ettiren Zeynep Olgun, Mimar Sinan Moda Merkezi’ndeki iş yerinden Cumhuriyet Bulvarı’na taşınarak yeni bir sayfa açtı. İhracat alanındaki güçlü başarısını, özel tasarım çalışmalarına da ustalıkla yansıtan Zeynep Olgun, görkemli bir açılış etkinliğiyle İzmir’in tanınmış simalarını ve tasarımcılarını bir araya getirdi.
 
Yaklaşık 300-350 davetlinin katıldığı açılışta, Perkesyon’da Ceren  Özdemir’in etkileyici performansı konuklara unutulmaz anlar yaşattı. Zeynep Olgun’un imzasını taşıyan tasarımlar, incelenirken; 2025 yaz sezonu için öne çıkan gelinlik ve abiye trendleri de belirginleşti.
 
Bu özel etkinlik, Zeynep Olgun’un hem ihracat alanındaki hem de özel tasarım çalışmalarındaki benzersiz başarısını gözler önüne sererken, İzmir moda sahnesinde uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir iz bıraktı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uluslararası Hadi Poyrazoğlu Kukla ve Karagöz Festivali  21 Nisan’da Ankara’da başlıyor.

Bu yıl 4 ncüsü düzenlenecek olan Uluslararası Hadi Poyrazoğlu Kukla ve Karagöz Festivali ;Azerbaycan , Özbekistan ve Kıbrıs’dan profesyonel kukla sanatçılarının katılımı ile daha da renklenecek. 

Proje Koordinatörleri Sanem Arıkan ve Şafak Poyrazoğlu çocuklara ulaşmak ve kültürel mirasımızı gelecek nesillere aktarmak için çıktıkları bu yolda gerçekleşecek olan festivalin tüm dünya çocukları için ortak bir dil oluşturduğunu görmenin mutluluğunu yaşadıklarını ve bu projenin sürdürülebilir olmasının sorumluluğunu taşıdıklarını belirttiler. 

21 Nisan’da Ankara Resim Heykel Müzesinde açılışını yapacak olan festival, 21 Nisan -25 Nisan tarihleri arasında Ankara’da, 26 Nisan’da İstanbul, 28-30 Nisan’da Azerbaycan, 2-5 Mayıs’da Özbekistan ve 9-12 Mayıs tarihlerinde Kıbrıs’ta  tüm hızıyla  devam edecek.

T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla düzenlenen festivale başta Ankara olmak üzere Türkiye’nin ileri gelen dernek ve odaları destek olmaya devam ediyor.  AHİD Ankaralılar Derneği, TİKA, UNESCO Türkiye Milli Merkezi, TRT, Türk Hava Kurumu (THK), Ankara Altındağ Belediyesi, Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası, Gazi Üniversitesi, İstMarina AVM, Adana Polis Eşleri Derneği, Bilnet Okulları, IWPG (International Women Peace Group), Cernmodern Ankara, Bektaşlar Grup, Setaç Yatırım, Bambu Sahne Ankara, Pusulacx, BHS Group, Redaktör Haber ve Kukla İletişim Ajansı destekleri ile yoluna devam eden festivale ilginin şimdiden yoğun olduğu ve  katılımın bir önceki yıllara nazaran daha yüksek olacağı belirtiliyor. 

Festivalde yer alacak olan Azerbaycan Bakü devlet Kukla Tiyatrosu, Özbekistan Devlet Kukla tiyatrosu, Kıbrıs Devlet Kukla Sanatçısı İzel Seylani ve Türkiye’nin önde gelen kukla ve karagöz sanatçılarının gösterileri eşliğinde gerçekleştirilecek  Kukla ve Karagöz Oyunları izlenebilecek, ayrıca birbirinden keyifli Atölye Çalışmaları büyük küçük tüm misafirler keyifli zaman geçirebilecekler. Festival süresince  tüm çocuk katılımcılara unutulmaz anlarına ek olarak hediyeler verileceği belirtiliyor. 

Hem eğlenilecek hem de kültürel mirasımızı tanıtmaya yönelik sosyal sorumluluk farkındalığı yaratacak olan 4ncü Uluslararası  Hadi Poyrazoğlu Kukla ve Karagöz Festivali’nde bu yıl Türkiye’deki en önemli kültürel festivaller arasında yine yerini almayı hedefliyor. 

7 yaş itibari ile tüm izleyicilere hitap eden oyunlar tüm sanatseverler için ücretsiz olarak izlenebilecek. Detaylara projenin sosyal medya hesaplarından ulaşılabileceğini belirten yetkililer tüm çocukları ve ruhu çocuk kalanları beklediklerini belirttiler. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı