Aylık arşivler: Nisan 2025

Keman virtüözü Roman Kim Antalya’da müzikseverlerle buluşacak

Antalya Devlet Senfoni Orkestrası (ADSO), keman virtüözü Roman Kim’i sanatseverlerle buluşturacak.

ADSO’dan yapılan açıklamaya göre, orkestra şefi ve besteci Emil Tabakov’un yöneteceği konser, 18 Nisan’da saat 20.30’da Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda gerçekleştirilecek.

Çeşitli türlerden eserlerine yaptığı düzenlemeler ve özgün keman çalma tekniğiyle tüm dünyada tanınan keman virtüözü Roman Kim, N. Paganini’nin 1. keman konçertosunu Antalyalı sanatseverler için seslendirecek.

Konserde ayrıca E. Elgar’ın “Enigma Varyasyonları” da icra edilecek.

kaynek: Ntv

Mehdi Eker: “Konya Tarımda 10 Bin Yıllık Tecrübeye Sahiptir”

Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği, Konya Büyükşehir Belediyesi, Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi ile Yeşil Etki Derneği tarafından Ekim ayında Türkiye’de ilk kez Konya’da düzenlenecek “Tarım Diplomasisi Forumu” ile ilgili basın toplantısı yapıldı. Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Başkanı ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Türkiye’nin sahip olduğu stratejik konumu, verimli toprakları, güçlü insan kaynağı ve köklü tarım kültürüyle Tarım ve Gıda Diplomasisi kavramının dünyadaki öncüsü olmaya en güçlü aday olduğunu vurgulayarak, “İnanıyoruz ki Türkiye; gıda krizlerinin gölgesinde kalan bir dünyada, çözümün ve diplomasinin odak noktası olacaktır” diye konuştu. Önceki dönem Tarım Bakanlarından, TARPOL Başkanı Mehdi Eker, Tarım Diplomasisi Forumu’nun dünya için, insanlık için önemli bir ihtiyaç olduğunu belirterek, “Diplomasinin bu alanda devreye girmesi, küresel gıda güvenliğinin sürdürülebilir bir şekilde sağlanmasında önemli bir ihtiyaçtır. Bu en çok Konya’ya yakışır. Konya Çatalhöyük’tür. Günümüzden yaklaşık 10 bin yıl önceye ait büyük bir tecrübe var. Konya’nın tecrübesi 10 bin yıllıktır. Buradan insanlığa aktarılacak dersler ve tecrübeler vardır. Dünya gerçekten küresel ısınmanın, adaletsizliklerin, hak ve hukuksuzlukların, savaşların, benzeri doğal afetlerin getirdiği ciddi sorunların tehdidi altındadır. Bunların hepsi birer sınamadır. Biz bu sınamalardan insanlık olarak başarıyla çıkmak zorundayız. Bunu yapacak olan yine biziz; Hazreti Mevlana’nın felsefesidir, Konya’nın tecrübesidir, Anadolu’nun birikimidir, Türkiye Cumhuriyeti’nin sahip olduğu medeniyet tasavvurudur” dedi.


Konya Büyükşehir Belediyesi ve Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği’nin (AgriCities) ev sahipliğinde, Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi (TARPOL) ile Yeşil Etki Derneği tarafından Konya’da düzenlenecek “Tarım Diplomasisi Forumu” bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi.

Konya Büyükşehir Belediyesi Taş Bina Kültür Sanat’ta düzenlenen toplantıda bilgilendirme yapan Yeşil Etki Derneği Başkanı Mine Ataman, tarım ekonomisinin küresel ekonominin yüzde 5’ine denk geldiğini ve etkisinin çok büyük olduğunu anımsatarak, tarım ve diplomasiye yeni bir bütüncül multidisipliner bakış açısıyla “Tarım Diplomasisi Forumu” vesilesiyle Konya’dan bütün dünyaya seslenileceğini söyledi. 

“TARIM STRATEJİK BİR ALAN HÂLİNE GELMİŞTİR”

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, tarımın insanlığın varoluş serüveninde en temel kaynaklardan biri olduğunu vurgulayarak, “Bugün yaşadığımız çağda tarım, sadece bir üretim biçimi değil; aynı zamanda ekonomi, dış politika, çevre ve toplumsal barışın da temel yapı taşlarından biridir” ifadelerini kullandı.

Bu noktada, Tarım ve Gıda Diplomasisi kavramının devreye girdiğini belirten Başkan Altay, “Tarım ve Gıda Diplomasisi; ülkelerin tarımsal üretim, ticaret, teknoloji ve bilgi paylaşımı gibi alanlarda uluslararası ilişkiler kurmasını, bu ilişkiler aracılığıyla hem gıda güvenliğini sağlamasını hem de barışa katkı sunmasını ifade eden bir diplomasi anlayışıdır. Artık tarım sadece bir iç mesele değil; sınırları aşan, ülkeler arası ilişkileri şekillendiren, stratejik bir alan hâline gelmiştir. Pandemi süreci, Rusya-Ukrayna savaşı akabinde gerçekleşen tahıl krizi, gıda milliyetçiliği, küresel ekonomik kırılganlıklar ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin son dönemde uygulamış olduğu gümrük vergileriyle başlayan yeni nesil ticaret savaşları; bizlere çok net bir gerçeği hatırlattı; o da gıda bağımsızlığı gerçeğidir. Gıda bağımsızlığı, artık ulusal güvenliğin bir parçasıdır. Ayrıca tüm dünyayı etkisi altına alan iklim değişikliği, kuraklık ve doğal afetler, tarımsal üretimi her geçen gün daha da kırılgan hâle getirmektedir. Böylesine hassas bir denklemde, tarımı sadece üretim veya ticaret alanı olarak değil; aynı zamanda diplomatik bir anahtar olarak ele almak zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.

“TARIM DİPLOMASİSİ FORUMU, İNSANLIK İÇİN YENİ BİR UMUT ÇAĞRISININ İFADESİDİR”

Başkan Altay, sürdürülebilir tarımsal üretimi sağlamanın, gençleri tarımsal faaliyetlere entegre ederek tarımsal üretimi gelecek nesillere taşımanın da son derece hayati meselelerden biri olduğuna dikkati çekerek, “Bugün burada duyurduğumuz ‘Tarım Diplomasisi Forumu’ işte bu amaç ve farkındalığın somut bir adımı olacaktır. Ülkemiz için bir ilk olma özelliği taşıyan, dünyada da çok örneği bulunmayan bu forum, tarımı sadece tarlalarda değil; fikirlerin, iş birliklerinin, stratejik ortaklıkların yeşerdiği zeminlerde de konuşmayı hedeflemektedir. Kısaca, Tarım Diplomasisi Forumu, insanlık için yeni bir umut çağrısının ifadesidir. Konya olarak bu misyona sahip çıkmak, bizim için tarihi bir sorumluluktur. Çünkü bizler, Çatalhöyük’ten bu yana yaklaşık 9 bin 500 yıldır toprağa emek veren, tarımı sadece geçim kaynağı değil, kültürel bir değer olarak gören bir şehrin mirasçılarıyız. Bu topraklar, geçmişte olduğu gibi bugün de bereketin ve üretimin merkezi olmaya devam etmektedir. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Başkanı olarak, sadece yerel kalkınma hedefleriyle sınırlı kalmadan, tarımı küresel ölçekte ele alan bir bakış açısıyla hareket ediyoruz” diye konuştu.

“TÜRKİYE; GIDA KRİZLERİNİN GÖLGESİNDE KALAN BİR DÜNYADA, ÇÖZÜMÜN VE DİPLOMASİNİN ODAK NOKTASI OLACAKTIR”

Türkiye’nin, sahip olduğu stratejik konumu, verimli toprakları, güçlü insan kaynağı ve köklü tarım kültürüyle Tarım ve Gıda Diplomasisi kavramının dünyadaki öncüsü olmaya en güçlü aday olduğunu vurgulayan Başkan Altay, “Bu forum, aynı zamanda ülkemizin bu potansiyelini küresel ölçekte daha görünür kılacaktır. Çünkü biz inanıyoruz ki Türkiye; gıda krizlerinin gölgesinde kalan bir dünyada, çözümün ve diplomasinin odak noktası olacaktır. Öte yandan bu forum, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sıklıkla ifade ettiği, ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ anlayışına katkı sunacak en önemli kilometre taşlarından biri olacaktır. Küresel ve yerel güçlerin, şehirlerin, üniversitelerin, özel sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının, iş birliği olmadan bu süreci başarıyla yönetmesi mümkün değildir. Tarım Diplomasisi Forumu’nun, bu güçleri bir araya getiren bir platform olarak, gelecekteki iş birliklerinin temelini oluşturacağına inanıyorum. Tarım Diplomasisi Formuna katkı sağlayan Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Vakfı’mıza, Yeşil Etki Derneği’ne ve emeği olan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederim. Bu önemli forumda bizlerle birlikte olan, sürece bilgi ve tecrübeleriyle katkı sunan Sayın Bakanımız Mehdi Eker’e de ayrıca şükranlarımı ifade ediyorum. Bu vesileyle Ekim ayı içerisinde Konya olarak ev sahipliği yapacağımız Tarım Diplomasisi Forumu’nun şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

“TARIMDA KONYA TECRÜBESİ 10 BİN YILLIKTIR”

Önceki dönem Tarım Bakanlarından, TARPOL Başkanı Mehdi Eker de Konya’da bulunmaktan dolayı da memnuniyetini ifade ederek, Başkan Altay’a misafirperverliği için teşekkür etti.

Eker, Tarım Diplomasisi Forumu’nun dünya için, insanlık için önemli bir ihtiyaç olduğunu belirterek, “Diplomasinin bu alanda devreye girmesi, küresel gıda güvenliğinin sürdürülebilir bir şekilde sağlanmasında önemli bir ihtiyaçtır. Bu forumun önemli bir ihtiyacı karşılayacağını düşünüyorum. Bu en çok Konya’ya yakışır. Birincisi; insanlığın tarım devrimini yaşadığı temel merkezlerden biri Konya’dır, Konya Çatalhöyük’tür. Günümüzden yaklaşık 10 bin yıl önceye ait büyük bir tecrübe var. Konya’nın tecrübesi 100, 200, 300, 500, 5000 yıllık değil 10 bin yıllıktır. Buradan insanlığa aktarılacak dersler ve tecrübeler vardır. Çatalhöyük bunun abidesidir, bunun anıtıdır. İkincisi; Konya ilimiz Türkiye’nin tarımsal üretiminde birçok alanda hububatta, bakliyatta, pancarda, sebze ve meyvede çok büyük bir potansiyele, çok büyük bir yüzdeye sahiptir. Bu da bugünün gelişen ekonomisi, ticari ilişkileri, sanayi neyi dikkate aldığımızda bununla bugün Konya bunu hak ediyor. Böyle bir adımın ilk adımı atmanın haklı meşrutiyetine sahip, gerekçelerine sahip. Bir üçüncüsü de şudur; İnsanlığın bugün en çok ihtiyaç hissettiği şefkat, merhamet, sevgi, tolerans bütün bu evrensel İslami ve insani değerlerin vücut bulduğu bir felsefeye dönüştüğü, Hz. Mevlana’nın yurt edindiği metfun bulunduğu fikirlerini oluşturup dünyaya aktardığı bir merkezdir. Dolayısıyla Gıda ve Tarım Diplomasisi Forumu’nun buradan ilk adımının atılmasının böyle ayrıca bir nedeni var. Onun için buradayız, onun için Konya’dayız. Konya’dan böyle bir adımı atıyoruz. Bu adımın hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

“TARIM SADECE TEK BAŞINA BİR ÜRETİM FAALİYETİNDEN İBARET DEĞİL”

TARPOL’ün Türkiye’de tarımla ilgili biriken entelektüel sermayenin kurumsallaşması ve kurumsallaştırılması için bir misyon üstlendiğini vurgulayan Eker, “Böyle bir merkez, biz bu topraklarda, ki yukarı Mezopotamya’yı da içine alıyor, Anadolu’nun kadim tarım kültürünü, bunun birikimini, gerek Türkiye’nin var olan meselelerinin çözümünde gerek bölgesel sorunların çözümünde gerekse küresel gıda güvenliği problemini çözmeye katkı sunmak üzere kuruldu. Bizim anlayışımız şu; tarım sadece tek başına bir üretim faaliyetinden ibaret değil. Biyolojik disiplinini, ekonomik disiplinini ve ekoloji disiplinini yani bu üç disiplini eşit şekilde dikkate alan. Bu üç disiplinin kesişim kümesinde sürdürülebilir bir üretimin mümkün olduğunu ifade ediyoruz. Tek başına biyolojiyi dikkate aldığınızda sınırları zorlarsınız. Genetik çalışmalar yapılır, üretimi artırır. Fakat bu ekolojik dengeyi bozar. Eğer böyle değil de iktisadi yani ekonomik disiplinini dikkate almazsanız o zaman yaptığınız faaliyet sürdürülebilir olmaktan çıkar. En nihayet aynı zamanda tarımsal üretim bir ekonomik faaliyettir. Şimdi dünya bu üç disiplinin kesişim kümesinde dengeli bir tarımsal üretim felsefesini benimseyip hayata geçirmediği için bugün biz iklim değişikliğini de küresel ısınmayı da etkileyen bir ekolojik problemle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

“BİZ BU SINAMALARDAN İNSANLIK OLARAK BAŞARIYLA ÇIKMAK ZORUNDAYIZ”

Eker, Türkiye’nin iki önemli kriz havzasının arasında olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Karadeniz havzasında kriz var, savaşlar var ve o bölgede Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayeti, basireti, liderliği ile tahıl koridoru açılmasaydı bugün o savaşın yol açtığı felaket çok daha tahrip edici bir boyutta olmuş olurdu. Akdeniz havzasında da sorun var. İsrail, hudut, sınır, hak, hukuk tanımayan gerçekten vahşi ve gerçekten insanlık dışı uygulamalarla bütün kavramları alt-üst ederek zulümle Orta Doğu’yu, Doğu Akdeniz’i bir zulüm coğrafyasına dönüştürdü. Dolayısıyla buradaki sorunlar, ciddi sonuçlar doğurabilir. Bizim bunları kendi medeniyet tasavvurumuz içerisinde, hakkaniyete uygun bir şekilde bilgi ve hikmet ile bütün bu meseleleri kotarmak mecburiyetindeyiz. Bunu da ancak Konya yapar. Ancak Türkiye yapar. Çünkü bizim hem kültür hem inanç hem medeniyet tasavvuruyla ilgili kodlarımız bize aslında doğal olarak o misyonu veriyor. Dünya gerçekten küresel ısınmanın, adaletsizliklerin, hak ve hukuksuzlukların, savaşların, benzeri doğal afetlerin getirdiği ciddi sorunların tehdidi altındadır. Bunların hepsi birer sınamadır. Biz bu sınamalardan insanlık olarak başarıyla çıkmak zorundayız. Bunu yapacak olan yine biziz. Hazreti Mevlana’nın felsefesidir. Konya’nın tecrübesidir, Anadolu’nun birikimidir, Türkiye Cumhuriyeti’nin sahip olduğu medeniyet tasavvurudur.”

TARPOL Başkanı Mehdi Eker, “İlk kez ülkemizde düzenlenecek ve dünyada henüz tartışılmamış olan ilk defa burada vücut bulacak olan Tarım Diplomasisi Forumu’nun uluslararası alanda yürüttüğümüz faaliyetlere katkı sağlaması ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temenni ediyorum. Hem Yeşil Etki Derneğimize hem de Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Başkanı kıymetli Büyükşehir Belediye Başkanımıza huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum” dedi.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Lüks markalar Çin’in hedefinde

Chanel, Gucci, Prada, Balenciaga, Dior ve Louis Vuitton gibi lüks çanta markaları dünyanın dört bir yanında on binlerce dolara satın alınıyor. Ancak fiyatları 75 bin dolara kadar çıkabilen bu çantaların nasıl yapıldığını gerçekten biliyor muyuz veya bilseydik yine de satın alır mıydık?

Çinli üreticiler ile başlayan trend, bu soruların köküne iniyor ve fiyatı on binlerce doları bulan çantaların gerçek maliyetini gözler önüne seriyor. Çinli üreticiler ve içerik geliştiriciler, lüks sektörünün iç dünyasını ifşa etmek için TikTok’ta videolar paylaşmaya başladı.

Videolarda lüks tüketim ürünlerinin, düşük maliyetle Çin’de üretildiğini ve yalnızca ABD’de ve diğer pazarlarda astronomik derecede yüksek fiyatlara satıldığını ortaya koyuldu. Örneğin, bir videoda 38 bin dolarlık (Yaklaşık 1.4 milyon TL) Birkin çantanın aynı deri ve aynı kalite ile gerçek maliyetinin 1400 dolar (Yaklaşık 53 bin 200 TL) olduğu açıklandı.

TikTok kullancısı videosunda “Çin, Gucci’den satın aldığınız her şeyin yüzde 80’inin Çin’de üretildiğini, Prada’dan satın aldığınız her şeyin yüzde 60’ından fazlasının Çin’de üretildiğini gösteriyor. Tek fark, bunları Avrupa’ya gönderip ‘Made in France’ veya ‘Made in Italy’ etiketi işlemeleri” diyerek bunları paylaştığı video ile de kanıtlamaya çalıştı. Kullanıcı ayrıca çanta üreticilerinin çok düşük bir kar marjı elde ettiğini, çoğunluğunun ise markaların logoları için cebine girdiğini vurguladı.

VİDEOLAR NEDEN BİR ANDA PATLAMA YARATTI?

Peki Çinli üreticilerin bu akımı başlatmalarının asıl nedeni ne? Çin hükümeti, lüks markaların Çinli üreticilere uyguladığı gizlilik maddesini kaldırdı. Şimdi ise üreticiler bu sayede, popüler lüks markaları ifşa ediyor ve de herkesin her şeyin kendilerinden geldiğini bilmesini sağlıyor.

Çinli tedarikçiler videolarında bir de teklif sunuyor: Siparişi onlardan verirseniz, ithalat vergilerini karşılayacaklar ve ücretsiz kargo hizmeti sağlayacaklar.

Videolar, ABD’nin Çin’e karşı ticaret savaşını kazanamayacağı yönündeki sosyal medyadaki tartışmaların daha da artmasına sebep olurken, ABD tarafında geri adım atılmayacağının sinyalleri veriliyor.

ABD Başkanı Trump, diğer ülkelere özellikle “Çin gibi düşmanca ticaret yapanlara” bağlı kalarak rehin tutulmayacaklarının ortaya çıktığını belirtti ve “Onların bizi yıllardır ticaret yoluyla istismar etmelerine de artık izin veremeyiz, o günler geride kaldı.” diyerek ‘devam’ mesajı verdi.

* Haberin görseli Shutterstock’tan servis edilmiştir.

Kaynak: Habertürk

“4 Kadın 1 Yüzük” Tiyatro Oyunu Kervansaray’da Sahnelenecek

Gölcük Belediyesi, Gölcük Kent Konseyi ve Gölcük Kadın Meclisi iş birliği hazırlanan “4 Kadın 1 Yüzük” adlı tiyatro oyunu, 15 Nisan Salı akşamı Kazıklı Kervansarayı Kültür yapısında sahnelenecek.

 

Gölcük Belediyesi kültür-sanat etkinlikleri kapsamında Kervansaray’da tiyatro oyunu sahnelenecek. Gölcük Belediyesi, Gölcük Kent Konseyi ve Gölcük Kadın Meclisi iş birliği hazırlanan “4 Kadın 1 Yüzük” adlı tiyatro oyunu 15 Nisan Salı akşamı saat 20.00’da Kazıklı Kervansarayı Kültür yapısında sahnelenecek.

 

BAŞKAN SEZER’DEN DAVET

Kültür-sanat kenti ilçede etkinliklerin devam edeceğini söyleyen Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Kent Konseyi Kadın üyelerimizin sahne alacağı, tamamı kadınlardan oluşan, 4 Kadın 1 Yüzük  adlı tiyatro oyununa tüm hemşehrilerimiz davetlidir” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sağlık deposu zerdeçalın ana maddesi kurkumin’in 5 bilimsel faydası!

Binlerce yıldır geleneksel tıpta kullanılan kurkumin hakkında bilim dünyası araştırmalar yapmaya devam ediyor. Bilindiği gibi kurkuminin doğal kaynağı zerdeçal. Yemeklere baharat olarak eklenebilen zerdeçal aynı zamanda çay, smoothie ve salatalara da dahil edilebiliyor. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Selin Yavuz, zerdeçalın ana maddesi olan kurkuminin emilimini artırmak için karabiber ve sağlıklı yağlarla birlikte tüketilmesini öneriyor. Peki sağlığımıza katkıları bilimsel olarak kanıtlanan kurkumini son günlerde ünlü yapan o 5 büyük fayda nedir? İşte yanıtlar… 

 

1- İltihabı azaltıyor, stresi dengeliyor 

Kurkumin, vücutta iltihabı azaltıcı ve oksidatif stresi dengeleyici etkisiyle güçlü bir antioksidan. Aynı zamanda kronik iltihaplanmayı azaltma potansiyeliyle kalp hastalıkları, diyabet ve eklem rahatsızlıkları gibi birçok sağlık sorununa karşı koruyucu etkiye sahip. 

 

2- Bağışıklık sistemini destekliyor

Bağışıklık sisteminin güçlü kalması, enfeksiyonlara karşı direnci artıran bir unsur. Kurkumin, mikropların gelişimi engelleyici ve bağışıklık düzenleyici özellikleriyle vücudu mevsimsel hastalıklara karşı koruyor.

 

3. Sindirim sistemini koruyor 

Sindirim sağlığını destekleyen kurkumin, bağırsaklardaki iltihaplanmayı azaltarak sindirim sorunlarına karşı fayda sağlıyor. Ayrıca irritabl bağırsak sendromu (IBS) ve inflamatuar bağırsak hastalığı (IBD) gibi hastalıkların tedavisinde de destekleyici bir role sahip.

 

4. Kalp ve damar sağlığına dost 

Kurkuminin anti-inflamatuar etkisi, kalp ve damar sağlığını destekleyerek damar sertliği riskini azaltıyor. Ayrıca kan basıncını düzenlemeye yardımcı olan kurkumin, kalp hastalıklarına karşı doğal bir kalkan görevi görüyor.

 

5. Zihinsel fonksiyonları destekliyor 

Kurkumin, beyin hücrelerini koruyarak hafıza fonksiyonlarını destekler ve yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi önlemeye yardımcı olur. Aynı zamanda bilimsel çalışmalara göre, depresyon belirtilerini hafifletebileceğine dair yeni bulgular da mevcut. 

 

Kurkuminin bu önemli faydalarının yanı sıra; yüksek miktarda kullanılması halinde mide rahatsızlığı, baş ağrısı ve ishal gibi yan etkilere sebep olabileceğine dikkat çeken İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Selin Yavuz, özellikle kan sulandırıcı ilaç kullananların, safra kesesi ve karaciğer rahatsızlığı olanların mutlaka doktor kontrolünde sofralarına dahil etmeleri gerektiğini belirtiyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘mış gibi’ gülmek bile yetiyor…

Gülmenin ruh sağlığını olumlu etkilediğini belirten uzmanlar, sahte bir gülümsemenin bile beyni olumlu etkileyerek ruh halini iyileştirdiğini söylüyor.

Gülmenin sadece eğlenceli bir tepki değil, aynı zamanda öğrenilebilen bir beceri olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, gülmenin bulaşıcı etkisinin arkasında ayna nöronlar ve empati mekanizmalarının bulunduğunu ifade etti. “Gülmek, stresle başa çıkmayı kolaylaştırır, ilişkileri güçlendirir ve içsel dengeyi destekler.” diyen Güven, hayatın içinde mizaha yer açmanın önemini vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, gülmenin ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinden bahsetti.

Gülmek bulaşıcıdır…

‘Gülmek bulaşıcıdır’ ifadesinin güçlü bir psikolojik ve nörobilimsel temeli olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “İnsan beyni, özellikle de ayna nöron sistemi, başkalarının duygularını ve davranışlarını algılayıp taklit etmeye yatkındır. Bu sayede birinin gülüşünü gördüğümüzde, beynimizde aynı kasları harekete geçiren bölgeler uyarılır ve biz de istemsizce gülümseyebilir ya da gülebiliriz.” dedi.

Bu mekanizmanın, empati kurma becerimizin bir parçası olduğunu aktaran Güven, “Aynı zamanda gülmek, insanları birbirine yakınlaştıran ve grup içi sosyal bağları güçlendiren evrimsel bir işlev taşır. Tehdit içermeyen, güven verici bir iletişim şekli olarak, grup içindeki uyumu artırır. Bu süreç, duygusal bulaşma yoluyla da işler. Tıpkı ağlamanın ya da esnemenin çevredeki insanlara yayılması gibi, gülme de benzer bir şekilde çevreye yayılarak ortak bir ruh hali yaratır. Ayrıca otomatik taklit davranışı da bu durumun temelindedir. Beynimiz başkalarının mimiklerini fark ettiğinde, bilinçdışı düzeyde onları taklit etmeye eğilimlidir. Tüm bu nörobiyolojik ve sosyal mekanizmalar bir araya geldiğinde, gülmenin neden bu kadar bulaşıcı olduğunu ve insan ilişkilerinde neden bu kadar güçlü bir rol oynadığını anlamak mümkün olur.” açıklamasını yaptı.

Gülmek sadece bir tepki değil, aynı zamanda öğrenilebilen bir beceri… 

Çocukların yetişkinlere kıyasla daha fazla güldüğünü ve yetişkinlikte bu doğal eğilimin kaybedildiğine değinen Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “Çocuklar, dünyayı keşfetme sürecinde merak, oyun ve hayal gücüyle iç içe oldukları için günde yüzlerce kez gülebilirken, yetişkinler artan sorumluluklar, stres, toplumsal roller ve duygusal baskılar nedeniyle bu doğal eğilimi zamanla kaybeder.” dedi.

Yetişkinlikte gülmenin, genellikle kontrollü ve sosyal bağlamlara ilişkili hale geldiğini ifade eden Güven, “Oysa çocuklar anın neşesini özgürce yaşarlar. Bu içsel neşeyi geri kazanmak için mizahı ve oyunu yaşamımıza daha bilinçli bir şekilde dahil etmek, küçük şeylerden keyif almayı yeniden öğrenmek, kendimize ve çevremize karşı daha esnek ve şefkatli olmak önemlidir. Çünkü gülmek sadece bir tepki değil, aynı zamanda ruhsal sağlığımızı destekleyen, öğrenilebilen bir beceridir.” şeklinde konuştu.

Sahte bir gülümseme bile ruhsal dengeyi korumada güçlü bir adım…

Sahte bir gülümsemenin bile beynin mutlulukla ilişkili bölgelerini, özellikle de dopamin ve serotonin gibi ‘iyi hissetme’ kimyasallarını etkileyen sistemleri harekete geçirebildiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu duruma psikolojide ‘geri bildirim hipotezi’ denir. Yani yüz kaslarımızı gülümseme pozisyonuna getirdiğimizde, beynimiz bu kas hareketini mutlulukla ilişkilendirerek, gerçekten mutlu olmasak bile ruh halimizi olumlu yönde etkileyebilir. Zorla da olsa gülümsemek, stres hormonlarını azaltabilir, kalp atış hızını dengeleyebilir ve zamanla içsel bir rahatlama sağlayabilir. Bu yüzden ‘mış gibi yapmak’ bazen düşündüğümüzden daha etkili olabilir. Çünkü bedenimizle verdiğimiz sinyaller, zihinsel ve duygusal durumumuzu şekillendirebilir. Özellikle zor zamanlarda bilinçli olarak gülümsemeye çalışmak, ruhsal dengeyi korumada küçük ama güçlü bir adım olabilir.”

İşte gülmenin reçetesi…

“Hayatı fazlasıyla ciddiye alan ancak gülmenin ruh sağlığına iyi geldiğine inanan kişilere, önce gülmenin sadece neşeli anlara değil, zorlayıcı duygularla başa çıkma sürecine de katkı sağladığını hatırlatmak gerekir.” diyen Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gülmek stresi azaltır, kaygıyı yumuşatır, duygusal yükleri hafifletir ve hatta insan ilişkilerini daha sıcak ve samimi hale getirir. Kişilere önerim, gülmeyi hafife alınacak bir şey değil, ruhsal dengeyi korumak için bir beceri gibi görmeleri olur. Eğer bir ‘gülme reçetesi’ yazacak olsaydım, içerisine her gün keyif aldıkları bir komedi dizisinden bir bölüm izlemeyi, mizah anlayışlarına hitap eden stand-up gösterileri ya da komik videoları takip etmeyi, kendilerini güldüren bir arkadaşla haftalık görüşmeler planlamayı, gün içinde bilinçli olarak birkaç dakika aynaya bakıp gülümsemeyi, mizah içeren kitaplar veya karikatürler okumayı, komik anıları not ettikleri bir ‘gülme günlüğü’ tutmayı ve zaman zaman gülme yogası veya grup mizah atölyelerine katılmayı dahil ederdim. 

Ayrıca, ciddi bir hayatın içinde mizaha yer açmanın, insanın kendine de bir nefes aralığı yaratması anlamına geldiğini vurgulamak isterim. Çünkü gülmek sadece eğlence değil, aynı zamanda güçlü bir psikolojik savunma ve iyileşme mekanizmasıdır.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer Türk Halk Müziği Korosu’ndan türkü şöleni

Nilüfer Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu, Şef Yaşar Kemal Alim yönetiminde verdiği konserde izleyicilere müzik şöleni yaşattı.

Nilüfer Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu, Nazım Hikmet Kültürevi’nde gerçekleştirdiği konserle sanatseverlere müzik dolu bir gece yaşattı. Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği konsere sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. Koro, Şef Yaşar Kemal Alim yönetiminde Anadolu’nun dört bir yanından seçme türküler seslendirdi.

Erzincan yöresinden “Sevenlere Gönül Verdim” türküsünden, Antalya yöresinden “Kalkan ile Kapı Taşın Arası” türküsüne kadar uzanan geniş repertuar, izleyicilerden tam not aldı. Anadolu’nun kültürel zenginliğini müzikle buluşturan gece, katılımcılara tam anlamıyla bir türkü şöleni sundu.

Konserin sonunda Şef Yaşar Kemal Alim, Nilüfer Belediyesi’ne sanata ve sanatçılara verdikleri destek için teşekkür etti.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karşıyaka’yı 23 Nisan coşkusu saracak

Karşıyaka Belediyesi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı birbirinden renkli ve eğlenceli etkinliklerle kutlayacak. ‘Uçurtma Şenliği’, ‘Çocuklar için 2. El Pazarı’ ve ‘Atletizm Şenliği’ gibi organizasyonlarla, en büyük bayramın coşkusu tüm ilçeye yayılacak. Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, “Tüm Karşıyakalıları bayram coşkusunu paylaşmak için etkinliklerimize bekliyorum” dedi.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı, millet egemenliğinin ilan edildiği ve Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Karşıyaka’da büyük bir coşku ve minnetle kutlanacak. Karşıyaka Belediyesi tarafından düzenlenen program kapsamında; uçurtma şenliğinden tiyatro gösterilerine, oyun parkurlarından spor aktivitelerine kadar dolu dolu etkinlikler gerçekleştirilecek. Kentin dört bir yanında düzenlenecek etkinliklerle çocuklar hem eğlenecek hem de bayram sevincini doyasıya yaşayacak.

Çocuk Bayramı etkinlikleri 19 Nisan Cumartesi günü Bostanlı Zühtü Işıl Meydanı’nda 13.00-17.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek Çocuklar için 2. El Pazarı ile başlayacak. 2. El Pazarı’nda çocuklar kullanmadıkları okul malzemelerini, kitaplarını, oyuncaklarını yaşıtları ile takas edecek. 6-14 yaş aralığında çocuklar için sınırlı kontenjanla düzenlenecek organizasyonda stant açmak isteyenler, 0 232 362  57 77 numaralı hattan başvuruda bulunabilecek.

 

ÇOCUKLAR EĞLENCEYE DOYACAK!

Program kapsamında; 22 Nisan Salı günü saat 17.00 ile 20.00 arasında Bostanlı Sahili’nde (Yasemin Kafe önü), Can Hastanesi iş birliğinde uçurtma şenliği düzenlenecek. Vatandaşlara 2 bin adet uçurtma dağıtılacak, isteyenler kendi uçurtmalarıyla da şenliğe katılabilecek. 23 Nisan Çarşamba günü ise Cordelion Tay Park, miniklerin bayram neşesine ev sahipliği yapacak. Saat 13.00’te başlayıp 18.00’a kadar sürecek şenlikte; şişme oyun parkurları, yüz boyama etkinlikleri, palyaçolar, jonglörler, tahta bacak gösterileri ve Alp Abi stand-up show çocuklarla buluşacak. Gün boyunca pamuk şeker, patlamış mısır ve macun ikramı da yapılacak.

 

Aynı gün Zübeyde Hanım Mahallesi 100. Yıl Meydanı’nda da 7’den 77’ye herkese hitap edecek bir çocuk bayramı etkinliği düzenlenecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı ile iş birliğinde düzenlenen etkinlikte, 15.00-18.00 saatleri arasında tiyatro oyunları ve çeşitli gösteriler izleyicilerle buluşacak. Çocuk Bayramı etkinliklerinin finali ise 26 Nisan Cumartesi günü yapılacak Atletizm Şenliği ile taçlanacak. Semra Aksu Atletizm Parkı’nda düzenlenecek yarışlara, 2011-2018 doğumlu çocuklar katılabilecek. Yarışmaya katılmak isteyenler, 16-24 Nisan tarihleri arasında Karşıyaka Belediyesi’nin resmi internet sitesi üzerinden başvuru yapabilecek. Saat 10.00’da başlayacak yarışlar sonrasında dereceye giren çocuklara ödüllerini vermek üzere saat 12.30’da tören düzenlenecek, tüm katılımcılara da madalya takdim edilecek.

 

“BAYRAM SEVİNCİNİ PAYLAŞALIM”

Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, “Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan sadece çocukların değil, hepimizin bayramı. Bu özel günü, Karşıyakamızda büyük bir coşkuyla kutlamak için birbirinden renkli etkinlikler hazırladık. Tüm Karşıyakalıları bu güzel anlara ortak olmaya, bayram sevincini birlikte yaşamaya davet ediyorum. Karşıyaka Belediyesi olarak, Atatürk’ün izinde çocuklara umut dolu yarınlar sunmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Odeabank’ın Eşit Masallar tiyatro oyunu 23 Nisan’a özel sahnelenecek

Odeabank’ın hayata geçirdiği dünya klasiklerini eşitlikçi bir dille sahneye taşıyan Eşit Masallar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na özel olarak Ataşehir, Avcılar ve Üsküdar’da minik tiyatro severlerle buluşacak.

 

Odeabank’ın toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekmeyi amaçlayan ve aynı isimli kitap projesinden uyarlanan Eşit Masallar tiyatro oyunu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda izleyicilerle buluşuyor. Klasik masalları eşitlik bakış açısıyla yeniden yorumlayan bu özel oyun, çocukları eğlenceli olduğu kadar düşündürücü bir yolculuğa davet ediyor. “Eşit Masallar”, çocukların hayal gücünü zenginleştirirken, onlara yeni bir perspektif kazandırıyor.

 

Çocuklar, “Eşit Masallar” ile Sindirella’dan Rapunzel’e, Kırmızı Başlıklı Kız’dan Kurbağa Prens’e kadar pek çok tanıdık kahramanın yeni maceralarına tanıklık edecek. Toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilirlik, doğa ve çevre gibi önemli değerleri eğlenceli bir anlatımla işleyen bu özel tiyatro oyunu, izleyicileri masalların bilindik dünyasında sürprizlerle dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Çocuklar “Eşit Masallar”ı izlerken, kahramanların eşitlikçi bakış açılarıyla daha adil ve yaşanabilir bir dünya için verdikleri mücadeleye ortak olacak.

 

23 Nisan’a özel etkinlikler kapsamında “Eşit Masallar”, 20 Nisan Pazar günü Ataşehir Belediyesi İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi’nde saat 11.30 ve 13.00’te, 21 Nisan Pazartesi ise Avcılar Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde saat 11.00 ve 13.00’te, 26 Nisan Cumartesi günü Üsküdar Belediyesi Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi’nde saat 12.00 ve 14.00’te ücretsiz olarak sahnelenecek.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Turan, “ Çiftçilerimizin ileri teknolojiyi kullanmaları üretime güç katacaktır”

Küçükmenderes Havzasının, tarım ve hayvancılık alanında en önemli merkezi olan Ödemiş, sektör için önemli olan bir organizasyona hazırlanıyor. 24-27 Nisan’da gerçekleşecek Tarım, Hayvancılık Makinaları, Teknolojileri ve Yem Fuarı için geri sayım başladı. Başkan Turan “Çiftçilerimizin ileri teknolojiyi kullanmaları üretime güç katacaktır” dedi.

 

Ödemiş Belediyesi, Ödemiş Ticaret Odası işbirliği ile EFR Fuarcılık tarafından bu yıl ikinci kez Tarım, Hayvancılık Makinaları, Teknolojileri ve Yem Fuarı düzenlenecek.  24-27 Nisan tarihleri arasında Ödemiş Fuar Alanında gerçekleşecek organizasyonunun hazırlıkları devam ederken, EFR Fuarcılık Genel Müdürü Muhammed Baykal, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan’ı ziyaret etti.

 

Sektörün öncü isimlerini biraraya getiriyoruz

Fuara sayılı günler kaldığını ifade eden Baykal; “Tarım ve hayvancılık sektöründeki tüm paydaşları bir araya getirecek fuarımız için heyecanlıyız. Bu yıl talepler geçen yıla göre arttı. Katılımcı firma sayımız iki katına çıktı. Bu durum bizleri mutlu ettiği gibi daha iyi hazırlanmamıza teşvik etti. Katılımcı firmalarımızın ve ziyaretçilerimizin taleplerini göz önünde bulundurarak, gelişen teknolojiyle birlikte yenilikler ekleyerek hazırlıklarımızı tamamladık. Sektörün öncü isimlerinin yer aldığı fuarımızda, katılımcı firmalarımızın ürün ve hizmetlerini Ödemişli çiftçimizin ayağına getiriyoruz” dedi.

 

Çiftçilerimizin ileri teknolojiyi kullanmaları üretime güç katacaktır

Belediye Başkanı Mustafa Turan, tarımla uğraşan üreticilerimizin, yeni gelişen teknolojik ürünlerden haberdar olmasının üretim açısından önemli olduğu ifade etti. Başkan Turan; “Yılda üç ürün hasadı yapılabilen verimli topraklara sahibiz. İlçemiz, tarım, hayvancılık, fidancılık ve süs bitkileri üretimi ile Türkiye’nin önemli üretim merkezlerinden biri. Toprağımızın ne kadar verimli ve kıymetli olduğunun farkındayız. Üretimi artırabilmek için de çiftçilerimizin ileri teknolojiyi kullanması üretime güç katacaktır. Fuar, yeni tarım teknolojilerinin ve yeni üretim modellerinin çiftçilerimize ulaştırılması açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca fuar ilçe esnafımıza da katkı sağlayacaktır. Türkiye’nin dört bir yanından fuara katılım sağlayacak ziyaretçilerimizin fuar boyunca, konaklama, yemek ve diğer ihtiyaçları konusunda esnafa ekonomik anlamda desteği olacaktır. İnanıyorum ki bundan sonraki yıllarda da bu fuarımız daha da geniş bir katılımla büyüyerek, gelişerek geleneksel olarak düzenlenmeye devam edecektir” dedi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı