Aylık arşivler: Mayıs 2025

Macar heyetinden SEKA Kâğıt Müzesi’ne tam not

Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı SEKA Kâğıt Müzesi, uluslararası bir iş birliğine daha ev sahipliği yaptı. Macar Kâğıt Müzesi’nde faaliyet gösteren kâğıt müzesi uzmanları, SEKA Kâğıt Müzesi’ni ziyaret ederek müzenin sergi alanları, atölyeleri ve arşiv çalışmaları hakkında detaylı bilgi aldı.

MÜZECİLİK ÇALIŞMALARI KONUŞULDU
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’na bağlı SEKA Kâğıt Müzesi, uluslararası bir iş birliğine daha ev sahipliği yaptı. Macar Kâğıt Müzesi’nde faaliyet gösteren kâğıt müzesi uzmanları, SEKA Kâğıt Müzesi’ni ziyaret ederek müzenin sergi alanları, atölyeleri ve arşiv çalışmaları hakkında detaylı bilgi aldı. Gerçekleştirilen ziyaret kapsamında iki kurum arasında bilgi ve deneyim paylaşımı yapılırken, kâğıt üretim tarihi ve müzecilik çalışmaları üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.

 ENDÜSTRİYEL MİRASA VERİLEN ÖNEMİ TAKDİR ETTİLER
Macar heyeti, SEKA Kâğıt Müzesi’nin hem endüstriyel mirasa verdiği önemi hem de kâğıt üretim sürecindeki bilgi ve birikimi ziyaretçilere sunma konusundaki yaklaşımını takdir ettiklerini ifade etti. Bu anlamlı ziyaret, uluslararası düzeyde kültürel ilişkilerin ve mesleki iş birliklerinin geliştirilmesine katkı sağladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türk Dünyasından seçkin eserler izleyiciyle buluştu

Ege Üniversitesi tarafından,  Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ile Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’un katkılarıyla düzenlenen II. Uluslararası Turan Film Festivali kapsamında atölye çalışmaları, söyleşiler ve film gösterimleri gerçekleştirildi.

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsünde yapılan film gösterimlerine TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev de katılarak konuk sanatçılar ve yönetmenlerle bir araya geldi. Türk Dünyasından seçkin eserlerin izleyiciyle buluştuğu gösterimlerde, yapımlar büyük ilgi gördü. Gösterimlerin ardından düzenlenen söyleşilerde yönetmenler, filmleri hakkındaki soruları yanıtlayarak izleyicilerle etkileşim kurdu. Bu yılki festival, Türk Dünyası sinemasının genç yeteneklerini ve kültürel çeşitliliğini bir kez daha ön plana çıkarmayı başardı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Nisan 2025

Aylık en yüksek reel getiri külçe altında oldu

Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde %8,80, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %8,54 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından Euro %4,07 ve mevduat faizi (brüt) %0,44 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Amerikan Doları %0,03, Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) %7,39 ve BIST 100 endeksi %9,93 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise; Euro %3,83 ve mevduat faizi (brüt) %0,20 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Amerikan Doları %0,26, DİBS %7,60 ve BIST 100 endeksi %10,14 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

 Finansal yatırım araçlarının aylık reel getiri oranları, Nisan 2025

Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %20,83, TÜFE ile indirgendiğinde ise %19,69 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %12,26, TÜFE ile indirgendiğinde ise %13,09 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçlarının üç aylık reel getiri oranları, Nisan 2025

Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %18,15, TÜFE ile indirgendiğinde ise %12,36 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %5,90, TÜFE ile indirgendiğinde ise %10,51 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçlarının altı aylık reel getiri oranları, Nisan 2025

Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %31,17 TÜFE ile indirgendiğinde ise %16,55 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) %16,26 ve Euro %0,90 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; DİBS %0,91, Amerikan Doları %3,80 ve BIST 100 endeksi %20,29 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) %3,31 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Euro %10,34, DİBS %11,95, Amerikan Doları %14,51 ve BIST 100 endeksi %29,17 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Finansal yatırım araçlarının yıllık reel getiri oranları, Nisan 2025

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gigi Hadid ve Miley Cyrus Met Gala’ya Maybelline New York ile hazırlandı

Dünyaca ünlü isimlerin bir araya geldiği 2025 Met Gala’nın en beğenilen isimleri Gigi Hadid ve Miley Cyrus, geceye dünyanın 1 numaralı makyaj markası* Maybelline New York ile hazırlandı. 

  • Gigi Hadid’den Maybelline New York Işıltısı ile Bronz Görünüm

Gigi Hadid, Met Gala’da doğal güzelliğini öne çıkaran, tatilden yeni dönmüş gibi yaz ışıltısı taşıyan bronz bir Maybelline New York makyajıyla göz kamaştırdı. Zahmetsiz ama etkileyici bu görünümde, cildinin doğal ışıltısı ve sağlıklı duruşu ön plandaydı. Işıl ışıl ve kendinden emin havasıyla Gigi, gecenin en dikkat çeken isimlerinden biri oldu.

Gigi Hadid’in Met Gala makyajında cildi Super Stay Lumi-Matte Fondöten’in iki tonu karıştırılarak eşitlendi; Instant Eraser Kapatıcı ile aydınlatma yapıldı. Yüzüne sıcaklık katmak için Lifter Stix (45 numara) kullanıldı. Kirpiklerine ise Sky High Maskara uygulandı. Dudaklarına Lifter Liner ile kontür yapıldıktan sonra, Super Stay Matte Ink (Seductress rengi) likit rujla görünümü tamamlandı.

  • Miley Cyrus’un Met Gala’ya Damga Vuran Maybelline New York Makyajı: Işıltılı Cilt ve İmza Detaylar

Miley Cyrus’u geceye hazırlayan ünlü makyaj sanatçısı James Kaliardos, “Miley’nin Met Gala görünümü tamamen ona özgü, kusursuzlaştırılmış bir Miley’i yansıtıyor. Cesur ve ikonik. Görünümü tamamen kusuruz cildini vurguluyor, hatlarını belirginleştiriyor ve detaylandırıyor. Makyajının her adımını Miley’e özel ama herkesin kolayca uygulayabileceği şekilde Maybelline New York ürünleriyle yaptım” dedi.  

Miley Cyrus’un Met Gala makyajında, Grippy Serum Primer sonrası, Super Stay Lumi-Matte Fondöten ile cildine yeni nesil saten mat görünüm kazandırıldı. Lifter Stix ile fondötenin üzerine hafif dokunuşlarla belirgin ama yumuşak hatlar yaratıldı. Göz altı, burun ve çene hattı ise Instant Eraser Kapatıcı ile aydınlatıldı. Dudak kombosu olarak Lifter Liner (On It) ve Super Stay Vinyl Ink (Captivated) ikilisi kullanıldı, son dokunuş ise ekstra parlaklık için Lifter Gloss ile yapıldı. Miley’nin imzası haline gelen bakışlarını tamamlamak için Sky High Maskara kullanıldı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Her 2 kadından 1’inin ortak sorunu: idrar kaçırma

İdrar kaçırma, kadınların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen yaygın bir sağlık sorunu olarak biliniyor. Özellikle normal doğum yapmış ve menopoz dönemine girmiş kadınlarda daha sık görülüyor. Yaşın ilerlemesi, pelvik taban kasları olarak sınıflandırılan mesane, rahim ve bağırsakları destekleyen ve idrar kontrolünü sağlayan kasların zayıflaması ile hormonal değişimler, idrar kaçırma riskini artıran başlıca faktörler olarak karşımıza çıkıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Fatih Aktoz, kadınlarda idrar kaçırma ile ilgili bilgi verdi. 

 İdrar kaçırma tedavi edilebilir bir hastalıktır

 İdrar kaçırma kadınlarda oldukça yaygındır ve yaşla birlikte sıklığı artmaktadır. Normal doğum yapan kadınlarda, pelvik taban kaslarında oluşan gevşeme nedeniyle idrar kaçırma riski artarken, menopoz sonrası östrojen seviyelerinin düşmesi de mesane ve üretra desteğini azaltarak bu durumu daha da kötüleştirebilir. Yapılan araştırmalar, 40 yaş üzeri kadınların yaklaşık %30-40’ının bir tür idrar kaçırma sorunu yaşadığını göstermektedir. Ancak bu oran, doğum yapmış ve menopozdaki kadınlarda %50’lere kadar çıkabilmektedir. Toplumdaki yaygın inanışın aksine idrar kaçırma, yaş almanın ya da doğum yapmış olmanın doğal bir sonucu değildir. Burada vurgulanması gereken en önemli nokta, idrar kaçırmanın normal olmadığı ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğudur.

İdrar kaçırma, kadınların yaşam kalitesini düşüren ancak uygun tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilen bir sağlık problemidir. Normal doğum yapmış ve menopozdaki kadınlarda daha sık görülse de, her yaşta ve farklı nedenlerle ortaya çıkabilir. Kişiye özel tedavi planları ile hem cerrahi hem de cerrahi dışı yöntemlerle idrar kaçırmanın önüne geçmek mümkündür.

İdrar kaçırma, farklı mekanizmalarla ortaya çıkabilir ve üç ana tipi bulunmaktadır:

 

  • Stres tipi idrar kaçırma; öksürme, hapşırma, gülme veya egzersiz gibi karın içi basıncın arttığı durumlarda idrarın istemsiz olarak kaçmasıdır. Genellikle pelvik taban kaslarının zayıflamasıyla ilişkilidir.
  • Sıkışma (urgency) tipi idrar kaçırma; aniden gelen şiddetli idrar yapma isteği ile birlikte idrarın tutulamaması durumudur ve çoğu zaman eve dönerken kapıyı açmak, soğukta dışarı çıkmak, musluğu açmak veya elleri yıkamak ile tetiklenir. Genellikle aşırı aktif mesane sendromu ile ilişkilidir.
  • Karma tip idrar kaçırma ise hem stres hem de sıkışma tipi idrar kaçırmanın bir arada görüldüğü durumdur.

 

Tedavi kişiye ve belirtilere özel olmalı

 İdrar kaçırma tedavisinde, hastanın belirtilerine ve idrar kaçırma tipine göre farklı yaklaşımlar uygulanmaktadır.

Stres tipi idrar kaçırma tedavisinde tedaviye genellikle yaşam tarzı değişiklikleri ve pelvik taban kaslarını güçlendirmeye yönelik egzersizlerle başlanır. Kegel egzersizleri, pelvik kasların güçlenmesine yardımcı olarak idrar kontrolünü artırabilir. Sonraki basamakta ilaç tedavileri kullanılabilir. Eğer bu yöntemler yeterli gelmezse, vajinal lazer tedavisi gibi modern yöntemler devreye girer. Lazer tedavisi, vajinal dokuların yenilenmesini ve bu bölgedeki kan akımın artmasını sağlayarak mesane desteğini artırır ve idrar kaçırmayı azaltabilir. Daha ileri durumlarda, TOT (transobturator tape) ve TVT (tension-free vaginal tape) ameliyatları uygulanabilir. Bu ameliyatlar, mesanenin altına yerleştirilen bir hamak ile üretra denilen idrar yolunun desteklenmesini sağlayarak idrar kaçırmayı önler.

 Sıkışma tipi idrar kaçırma tedavisinde öncelikle mesane eğitimi, sıvı tüketiminin düzenlenmesi, kafein ve alkol gibi idrar söktürücü maddelerden kaçınılması gibi yaşam tarzı değişiklikleri önerilir. Pelvik taban kaslarını güçlendirmeye yönelik egzersizler de idrar kontrolünü artırabilir. Eğer bu yöntemler yeterli gelmezse, ilaç tedavileri devreye girer. İleri vakalarda perkütan tibial sinir uyarımı (PTNS) uygulanabilir. PTNS, ayak bileği bölgesinden geçen bir sinire hafif elektrik uyarıları verilerek mesane kontrolünün iyileştirilmesini sağlayan bir yöntemdir. Haftada bir ya da iki kez uygulanan seanslar ile mesane fonksiyonları düzenlenebilir ve idrar kaçırma belirtileri azaltılabilir.

Miks yani karma tip idrar kaçırmada ise tedavi, baskın semptomlara göre belirlenir. Hem pelvik taban kaslarının güçlendirilmesi hem de sinir uyarımı gibi yöntemler birlikte uygulanabilir. Eğer hasta hem stres hem de sıkışma tipi idrar kaçırma yaşıyorsa, Kegel egzersizleri, ilaç tedavileri, PTNS ve lazer tedavisi kombine edilerek kişiye özel bir tedavi planı oluşturulabilir.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hareketsizlik bakın organlarımıza nasıl zarar veriyor?

Modern yaşamın getirdiği uzun süreli masa başı çalışma, teknoloji bağımlılığı ve azalan fiziksel aktivite, insanları giderek daha da hareketsizleştiriyor. Oysa insan vücudu açısından kritik önem taşıyan düzenli hareket; kas ve eklem hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, depresyon, kalp ve damar hastalıkları ile osteoartrit gibi kronik sorunların önlenmesinde önemli rol oynuyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu “İnsan bedeni hareket etmek için yaratılmıştır. Hareketsizlik doğal bir durum değildir. Maalesef teknolojinin sağladığı kolaylıklar bizi konforlu ama sağlıksız bir hayata alıştırdı. Bunun bedelini ağrılar, erken yaşta başlayan kireçlenmeler, metabolik hastalıklar ve ruhsal çöküntüyle ödüyoruz” diyor. 

Son yıllarda hareketsizliğe bağlı boyun, bel ve sırt ağrıları ile kas ve eklem hastalıklarının gençlerde de arttığını vurgulayan Prof. Dr. Bayramoğlu “Özellikle genç yaş grubunda bile postüral sorunlara bağlı ağrıları çok sık görmeye başladık. Ayrıca hareketsizliğe bağlı olarak kilo alımı da yaygınlaştı. Fazla kilo, özellikle diz, kalça ve bel bölgesine binen yükü artırarak dejeneratif eklem hastalıklarına, menisküs ve bağ problemlerine zemin hazırlar, ağrılar kronikleşir. Üstelik hareketsiz yaşam, sadece bedeni değil, zihinsel fonksiyonları da köreltir” diyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu 10 Mayıs Sağlık İçin Hareket Et Günü kapsamında, hareketsizliğin vücudumuzda yol açtığı hasarları anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

  • Kas-iskelet sistemi hastalıkları

Kaslar kullanılmadıkça küçülür, gücünü kaybeder. Bu da günlük hareketleri yapmayı zorlaştırır. Hareketsizlik, eklem kapsüllerinin ve bağların esnekliğini azaltır. Bu durum bel ve diz tutulmaları gibi sorunlara yol açar. Özellikle uzun süre masa başı çalışan bireylerde kamburluk (kifoz), boyun düzleşmesi gibi postüral deformiteler gelişebilir. Ayrıca eklem yüzeyleri hareketsiz kaldığında beslenmesi bozulur, bu da dejenerasyona zemin hazırlar.

  • Kalp-damar hastalıkları

Hareketsizlik venöz dönüşü (kanın kalbe geri taşınması) yavaşlatır, bu da ödem, varis ve damar tıkanıklığı riskini artırır. Düzenli egzersiz yapılmadığında kalp daha az verimli çalışır, kondisyon düşer. Hareketsiz yaşam damar duvarlarının elastikiyetini azaltır, bu da kan basıncını yükseltir.

  • Metabolik hastalıklar

Prof. Dr. Meral Bayramoğlu “Hareketsizlikle birlikte kalori harcaması azalır, bu da kilo artışına neden olur. Ayrıca kaslar aktif olmadığında glikozu daha az kullanır. Bu da insülinin etkisini azaltır. Hareketsizlik, kötü kolesterol (LDL) düzeyini de artırabilir” diyor. 

  • Solunum sistemi hastalıkları

Hareketsiz yaşam tarzına sahip olan bir kişide zamanla sığ solunum gelişir, bu da akciğerlerin hava kapasitesini sınırlar. Düzenli hareket ve düzenli egzersiz derin solunumu teşvik eder, dokulara daha iyi oksijen taşınmasını sağlar ve nefes darlığını azaltır.  

  • Sindirim sistemi hastalıkları

Hareket eksikliği sindirim sistemi üzerinde de birçok olumsuz etkiye yol açabilir. Bağırsak hareketlerini yavaşlatarak kabızlığa, gaz ve şişkinlik gibi sorunlara neden olur. Aynı zamanda hareketsizlik ve uzun süre oturmak reflü riskini de artırır. 

  • Depresyon ve uyku bozuklukları

Fiziksel aktivite, mutluluk hormonları olan serotonin ve endorfin salınımını artırır. Hareketsizlik bu dengeyi bozar. Özellikle yaşlı bireylerde fiziksel inaktiviteyle birlikte dikkat, hafıza ve konsantrasyon sorunları gelişebilir. Gün içinde enerji harcamayan bireyler geceleri daha huzursuz ve kesik kesik uyuyabilir. Egzersizle birlikte artan beyin kan akımı, öğrenme, hafıza ve karar verme gibi bilişsel fonksiyonları destekler. Düzenli hareket, Alzheimer ve demans riskini azaltır.  

  • Lenfatik sistem ve bağışıklık

Prof. Dr. Meral Bayramoğlu “Kasların pompalama etkisiyle ilerleyen lenf sistemi, hareketsizlikle duraklar. Bu da vücuttaki toksinlerin ve ödemin atılmasını engeller. Kan dolaşımı ve lenfatik akış yavaşladığında, bağışıklık hücrelerinin etkinliği de azalır” diyor.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Baharın gelişi Kocaeli’nde şarkılarla kutlandı

Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Kadınlar Korosu baharı şarkılarla karşıladı. Şef Ayşen Cengiz yönetimindeki koro, Türk Sanat Müziğin en seçkin eserlerini büyük bir başarı ile seslendirdi. Eserlere vatandaşların da eşlik etmesi renkli ve neşeli görüntülere sahne oldu.

VATANDAŞLARDAN KONSERE İLGİ

Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Kadınlar Korosu muhteşem bir konsere imza attı. Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen konseri çok sayıda musiki sever izledi. Şef Ayşen Cengiz’in yönetimindeki konserde kürdili hicazkar, rast ve hicaz makamında toplam 21 esere yer verildi. Konser ünlü bestekâr Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça’nın “Mavi Gök Mavi Deniz Hep Sevginle Gezeriz” adlı bestesi ile başladı. Eserin ardından solo performanslara geçildi. Bu bölümde Şule Pacci, Hale Tüysüz, Suna Bayar, Deniz Onat-Burçin Onat ve Aysun Aydınlı kürdili hicazkar makamındaki eserleri başarı ile icra etti.

 İKİNCİ BÖLÜMDE RAST MAKAMINDA ESERLER

Konserin ikinci bölümünde ise rast makamında eserlere yer verildi. Koro bu bölümde Necdet Tokatlıoğlu’nun çok sevilen “Gitmesin Gözlerinden Pırıl Pırıl Arzular” şarkısı ile “Sıra Sıra Siniler” ve “Açılan Bir Gül” adlı iki türküyü seslendirdi. Koro üyelerinden Çiğdem Türksönmez ise beste ve güftesi Necip Mirkelamoğlu’na ait, “Gül ağacı değilem, her gelene eğilmem” adlı eser ile solo performans sergiledi.

“SENEDE BİR GÜN ŞARKISI” HEP BİRLİKTE OKUNDU

Son bölümde Hicaz Makamında eserlere yer veren koro beste ve güftesi Zeki Müren’e ait olan “Senede Bir Gün” adlı sevilen şarkıyı konukların katılımı ile okudu. Bu bölümde; Esra Hanağası, Elmas İpek, Beyhan Öksüz ve Sevda Kerpeli de seslendirdikleri şarkılarla bahar konserine anlam kattı. Konserin sonunda koro hareketli eserden oluşan bir potpori sundu. Konukların şarkılara alkışlarıyla eşlik etmesi renkli ve neşeli görüntülere sahne oldu.

ŞEF AYŞEN CENGİZ’DEN TEŞEKKÜR

Konserin sonunda Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Kadınlar Korosu Şefi Ayşen Cengiz’e teşekkür çiçeği takdim edildi. Başarılı koro şefi ise, kendilerine her zaman destek olan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ve konserlerinde yanlarında olan Kocaelili musiki severlere teşekkür etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Birol Güven ve Can Ulkay Egeli genç iletişimcilerle buluştu

Ege Üniversitesi ev sahipliğinde bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası Turan Film Festivali kapsamında sektörün önemli isimleri öğrencilerle bir araya geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü, film yapımcısı, senaryo yazarı ve yönetmen Birol Güven ile Ayla, Müslüm, Sarıkamış Çocukları, Türk İşi Dondurma, Kağıttan Hayatlar gibi unutulmaz yapıtlara imza atan Yönetmen Can Ulkay, EÜ İletişim Fakültesinde öğrencilerle buluştu. Etkinliğe; EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgehan Gültekin, EÜ Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alev Fatoş Parsa, bölüm başkanları, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

EÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgehan Gültekin’in moderatörlüğünü üstelendiği söyleşide, Birol Güven ve Can Ulkay, sinemaseverlerin sorularını yanıtlayarak,  deneyimlerini ve sektörün geleceği ile ilgili düşüncelerini paylaştılar. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren EÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgehan Gültekin, sinema ve dizi sektörüne damga vurmuş, sektörlerinin duayenleri iki önemli ismi ağırlamaktan onur ve mutluluk duyduklarını dile getirdi.

Sinemada “Yapay Zekâ” devrimi

Sinemada ve televizyonda yapay zeka teknolojisinin kullanımı üzerine öğrencilere bilgi aktaran Birol Güven, “Yapay zeka konusu, bizim sektörümüzde göründüğünden de önemli bir noktada. İlk defa ülkemiz bu sektörde bir treni kaçırmadı. Çünkü ortada tren yok. Yani hiçbir dünya ülkesi treni kaçırmadı. Bu işin o kadar başındayız ki, şu anda belki de yazılan bir tarihin ortasındayız. Bu, çok büyük bir fırsat. Sinema tarafında yapay zekânın olayı demokratikleştireceği, adilleştireceği, ekonomik hale getireceği gibi bir öngörümüz var. Bugüne kadar çekilmemiş birçok film, anlatılmamış birçok hikâye yapay zekâ imkânlarıyla anlatılabilir. Hem de çok daha ucuza anlatılabilir. Dizilerde bile yüz üstünde ekiple çalışıyoruz. Ama yapay zekâ ile dört kişiyle harika filmler yapılabiliyor. Yapay zekâ ile film yapmanın önü çok açıldı. Yapay zekâ, işimizi elimizden almayacak. Ama yapay zekâyı çok iyi kullanan birisi işimizi elimizden alacak. Ben bu şekilde düşünüyorum” dedi.

“Piyasada içerik sorunu var”

Etkinlikte bilgi, deneyim ve sektör tecrübelerini öğrencilerle paylaşan Can Ulkay, “Öğrencilerle buluşmayı çok seviyorum. Her zaman karşılıklı görüş alışverişi yapmanın bereket getirdiğine inanıyorum. O yüzden burada olmaktan çok mutluyum. Benim setlerim her zaman öğrenci arkadaşlarla, genç arkadaşlarla doludur. Olabildiğince sizlerle iletişimde kalmaya çalışıyorum. Sizler, bizden çok daha şanslısınız çünkü önünüzde inanılmaz bir teknoloji var. Projeler, artık dijital platformlara kaymaya başladı. Piyasanın en büyük sorunu içerik. Anlatmak istediğimiz şeyi kısa ve hikâyeleştirilmiş bir biçimde sunmak çok önemli. İş ne kadar büyük olursa, beraberinde getirdiği zorluklar da o kadar fazla oluyor. Şu anda içerik üretmek, işin en değerli kısmı. Biyografi filmlerinde az hata payı yaparak hikâyeleri anlatmaya çalışıyoruz. Yaptığımız işlere karşı önyargılar olabilir, en çok da biyografi filmlerinde yaşanıyor bu ön yargı. Herkes, bu tür filmlerde görmek istediklerini arıyor. Filmini yapacağımız kişinin yaptıklarını, söylediklerini birçok süzgeçten geçirerek perdeye aktarıyoruz” diye konuştu.

Etkinliğin sonunda EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan tarafından Birol Güven ve Can Ulkay’a “Teşekkür Belgesi” takdim edildi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Üniversitesinde Hıdırellez coşkuyla kutlandı

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü tarafından “Hıdırellez Şenliği” coşkuyla gerçekleştirildi. Etkinliğe, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdullah Temizkan, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Halk Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Metin Ekici, idari-akademik çalışanlar ve öğrenciler katıldı.

Hıdırellez şenliğinin açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdullah Temizkan, “Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’nün düzenlemiş olduğu Hıdırellez Şenliği’nde sizlerle birlikte olmanın büyük mutluluğunu yaşıyorum. Hıdırellez, halklarımızın tarih boyunca kutladığı, baharın gelişini müjdeleyen ve doğayla uyum içinde olmayı simgeleyen kadim bir gelenektir. Bu şenlik, sadece kültürel mirasımızı yaşatmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal birlikteliğimizi, dostluğumuzu ve sevgi bağlarımızı pekiştiren önemli bir fırsattır. Baharın gelişiyle doğanın uyanışını kutlamak, insanın doğa ile uyum içinde yaşamasını simgelemek, bizlere geçmişten günümüze taşıdığımız değerleri hatırlatır. Bu şenlik, kültürel mirasımızı nesilden nesile aktarmamıza olanak tanıyan bir platformdur. Ege Üniversitesi olarak, Türk Dünyasının kültürel çeşitliliğini yaşatmak ve bu değerleri günümüzde de canlı tutmak bizler için büyük bir sorumluluktur. Bugün burada, Hıdırellez’i kutlamak, yalnızca geçmişi hatırlamak değil, aynı zamanda geleceğe daha güçlü bir şekilde bağlanmak adına önemli bir adımdır” diye konuştu.

 “Güçlü bir dayanışma duygusu pekişiyor”

Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi, “Hıdırellez, bizim kültürümüzde yalnızca bir bahar bayramı değil, aynı zamanda kadim geleneklerin, halk inanışlarının ve toplumsal bağların derin bir yansımasıdır. Bugün burada, bu özel günde bir araya gelerek, geçmişten günümüze uzanan bu eşsiz mirası yaşatmanın ve gelecek nesillere aktarmanın önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu şenlik, bizlere geçmişle bağ kurma, birlik ve beraberlik içinde ilerleme fırsatı sunuyor. Hep birlikte bu mirası koruyarak, kültürümüzün renkli ve zengin dünyasını yaşatmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“Kültürel çeşitliliğin gücünü kutluyoruz”

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Halk Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Metin Ekici, “Bugün, Türk Dünyası’nın kadim geleneklerinden biri olan Hıdırellez’i hep birlikte kutlamak için toplandık. Hıdırellez, hem doğanın uyanışını simgeler hem de insanların dileklerinin kabul olduğu, barış ve kardeşliğin pekiştiği bir zaman dilimidir. Türk halkları, yüzyıllar boyunca bu özel günü coşkuyla kutlayarak, hem kültürel zenginliklerini yaşatmış hem de doğayla uyum içinde olmanın önemini vurgulamıştır. Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü olarak, bu tür etkinliklerle sadece gelenekleri yaşatmakla kalmıyor, aynı zamanda Türk Dünyası’ndan gelen farklı halkların ortak değerlerini bir araya getiriyor ve kültürel çeşitliliğin gücünü kutluyoruz” dedi.

“Türk kültürünün zenginliği bir kez daha sergilendi”

Şenlik kapsamında, doğanın uyanışını simgeleyen ateşler yakıldı, danslar ve müzikler eşliğinde geleneksel halk oyunları sergilendi. Katılımcılar, dileklerini tutarak, Hıdırellez’in huzur ve mutluluk getirmesi için dualar ettiler. Ayrıca, Türk Dünyası’nın farklı köylerinden gelen geleneksel yemekler ve el sanatları sergileri de büyük ilgi gördü. Üniversite öğrencileri, bu özel günde hem kültürel miraslarını yaşatırken hem de Türk Dünyası’nın farklı halkları arasındaki kardeşlik bağlarını pekiştirme fırsatı buldular. Etkinlik, Türk kültürünün zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi ve katılımcılara unutulmaz bir deneyim sundu.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

GENUp Hızlandırma Programı, girişimcileri küresel pazarlara taşıyacak

GEN Türkiye tarafından organize edilen, büyüme aşamasına geçmiş ve ölçeklenme sürecine başlamış ‘Scale-up’ girişimler için tasarlanan GENUp Hızlandırma Programı gerçekleştirilen lansmanla duyuruldu. Yatırım almış, globalleşme vizyonu olan, büyüme sürecine girmiş girişimlerin ihtiyaç duyduğu stratejik bilgi ve iş bağlantılarına erişimi sağlamak amacıyla tasarlanan programın lansmanında jüri tarafından seçilen 8 Scale-up ekibi de açıklandı.

Girişimciliği dünya genelinde yaygınlaştırmayı amaçlayan ve 200’den fazla ülkeyi kapsayan küresel girişimcilik ağı GEN Global’in (Global Entrepreneurship Network) Türkiye ayağı GEN Türkiye, girişimcilik ekosisteminin önde gelen liderlerini, markalarını ve kurumlarını bir araya getiren projeler geliştirmeyi sürdürüyor. 

GEN Türkiye’nin girişimcilere küresel fırsatlar sunmak ve Türkiye’den dünyaya açılan başarı hikayelerine katkı sağlamak amacıyla hayata geçirdiği GENUp Hızlandırma Programı’na kabul edilen 8 Scale-up ekibi düzenlenen lansmanda açıklandı. Programa en çok; yapay zekâ, sürdürülebilirlik, paylaşım ekonomisi, perakende, sağlık ve eğitim teknolojileri sektörlerinden başvuru yapıldı.

500 bin ile 1 milyon dolar aralığında yatırım turuna çıkmış, 5 ya da üzeri çalışanı bulunan, küreselleşme projeksiyonu olan ve yurt dışına satış yapan veya şirketleşmiş ekiplerin başvurabildiği programa katılmaya hak kazanan girişimler; güvenli bir şekilde eşyaların kiraya verilerek para kazanılabilen ve ihtiyaç duyulan ürünlerin kiralanabildiği bir uygulama olan Varsapp, eğitim ve yetkinlik süreçlerini dijitalleştiren, akıllı sertifika ve rozet yönetim platformu Sertifier, tekstil atıklarından sürdürülebilir ısı yalıtım malzemeleri üreten, patentli çevre dostu ve yenilikçi girişim Harcy, çocuk gelişimi, psikoloji, beslenme ve eğitim alanlarında ailelere uzman desteği sunan dijital danışmanlık platformu Kidolog, dünyada ilk kez filizlendirme ve fermantasyon tekniklerini birleştirerek, yüksek proteinli, sindirimi kolay, bağırsak dostu ve çevre dostu bitki bazlı ürünler üreten The Good Wild, tekstil atıklarının dijital sınıflandırılması, izlenmesi ve geri dönüşüm raporlaması gibi alanlarda sürdürülebilir ve döngüsel ekonomi odaklı çözümler sunan bir teknoloji girişimi Swatchloop, çok şubeli markalar için saha operasyonlarını, çalışan performansını ve dijital pazarlama faaliyetlerini tek platformda yöneten, veri odaklı yönetim çözümü  Branchsightve devrelerin hızlı, çevre dostu şekilde üretilmesini sağlayan bir teknoloji girişimi olan Ar-Ge süreçlerini %40 oranında hızlandırarak, prototipleme süresini saatler seviyesine indiren Beespenser oldu.

Girişimcilerin küresel pazarlara açılma yolculuğuna eşlik edecek

Türkiye girişimcilik ekosisteminde erken aşama girişim desteklerine odaklı birçok program bulunmasına rağmen, ölçeklenme (scale-up) aşamasına ulaşan girişimlere özel kurgulanmış destek yapılarının oldukça sınırlı olduğunu belirten GEN Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Aydın“Programımızla, yatırım ve ekip yönetiminden küresel pazarlara açılmaya kadar uzanan kritik konularda GEN Türkiye üyelerinin bilgi birikimi, mentorluk desteği ve uluslararası ağıyla girişimcilerin büyüme yolculuğuna eşlik edeceğiz. Programla küresel vizyon taşıyan girişimlere yalnızca mentorluk ve eğitim sunmakla kalmayacağız. Kurucu ortaklar arası deneyim paylaşımını teşvik eden Case Studio oturumlarıyla da girişimcilerin karşılaştığı sorunlara çözüm üretmelerini sağlayan bir etkileşim ortamı sunacağız.” dedi.

Alanında uzman GEN Türkiye üyeleri girişimlere birebir destek verecek

Bugüne dek GEN Türkiye olarak gerçekleştirdikleri 1.250’den fazla etkinlikle, 350’den fazla startup’a mentorluk desteği sağladıklarını ve bu projelerle 4 yılda 130.000’den fazla katılımcıya ulaştıklarının altını çizen Aydın, “GENUp Hızlandırma Programı’na başvuran girişimler, jüri tarafından birçok kriter gözetilerek seçildi. Uluslararası pazarlara açılma potansiyeli taşıyan ya da yurt dışına açılmış ve müşteri ağını genişletebileceğine inandığımız girişimleri programa dahil ettik. Programımız, benzerlerinden farklı olarak yalnızca klasik mentorluk ve eğitim modelleriyle sınırlı kalmıyor. Hızlandırma programını benzersiz kılan en önemli unsur, GEN Türkiye üyelerinin doğrudan birebir mentorluk süreçlerine dahil olması. Her biri kendi sektöründe deneyim sahibi olan bu isimler, girişimcilerle doğrudan çalışarak uygulamalı, strateji odaklı ve çözüm üretmeye yönelik birebir destek sağlayacaklar. Bu eğitim ve oturumların ardından 6 aylık periyotlarda girişimlerin elde ettikleri metrikleri de yakından takip edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Yatırım turlarının hızlandırılması hedefleniyor

Programdan beklenen somut çıktılar hakkında açıklamalarda bulunan GEN Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Tal Garih ise “Girişimler, GEN Türkiye üyeleri ve iş dünyası temsilcileriyle iş birliği yaparak PoC (Proof of Concept) ve pilot projeler gerçekleştirme fırsatı yakalayabilecekler, ayrıca program sürecinde alınan eğitimler, mentorluk desteği ve oluşturulan iş bağlantıları sayesinde girişimlerin uluslararası pazarlara açılma süreçleri de hızlanacak. Sağladığımız birebir mentorluk desteğiyle girişimlerin satış süreçlerinde doğrudan ölçülebilir artışlar hedefliyoruz. Program sonunda girişimcilerin yatırım turlarını hızlandırabileceklerini düşünüyoruz. Girişimciliği desteklemek, girişimcileri ulusal ve uluslararası ağlarla buluşturmak ve girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlayacak projeler geliştirmeye devam edeceğiz.” dedi.

GENUp Hızlandırma Programı eğitim başlıkları

Program kapsamında girişimlere; pazarlama ve büyüme stratejileri, ekip ve ortaklık yönetimi, yatırım ve finans yönetimi, vergi ve hukuki süreçler, ürün ve teknoloji yönetimi, küresel pazarlara açılma ve uluslararası büyüme gibi konularda eğitimler verilecek. Bu eğitimlerin yanında her ekibe GEN Türkiye üyeleri tarafından toplamda 10 saatlik birebir mentorluk desteği de sağlanacak. 

80 saatlik mentorluk oturumları sonrasında girişimciler, Case Studio adı verilen özel oturumlarda bir araya gelecek ve iş dünyasında karşılaştıkları zorlukları deneyim paylaşımı yoluyla çözmeye çalışacaklar. Case Studio özel oturumlarında girişimciler kendi belirledikleri bir konu üzerine çalışarak sektörde karşılaştıkları gerçek problemleri ele alacak ve diğer kurucu ortaklarla çözüm yolları üretecekler. 

Eğitim içerikleri:

Pazarlama ve Büyüme Stratejileri: Yemek Sepeti / Ekip ve Ortaklık Yönetimi: Nevzat Aydın / Yatırım ve Finans Yönetimi: Finberg / Vergi ve Ortaklık Hukuki Süreçler: BASEAK Avukatlık / Ürün ve Teknoloji Yönetimi: TikTak / Global Pazarlara Açılma ve Uluslararası Büyüme: Trendyol.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı