Aylık arşivler: Mayıs 2025

Şehir Tiyatroları “Ağrı Dağı Efsanesi” Oyunuyla Macaristan’da

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, “Ağrı Dağı Efsanesi” oyununu     110. yıl etkinlikleri çerçevesinde Budapeşte seyircisiyle buluşturuyor.

Yaşar Kemal’in yazdığı Yiğit Sertdemir’in uyarlayıp yönettiği “Ağrı Dağı Efsanesi”,     6 Mayıs 2025 Salı günü 19.00’da Budapeşte Ulusal Tiyatrosu’nda sahneleniyor.

AĞRI DAĞI EFSANESİ

Kapısına kadar gelen bir atı geri vermeyerek geleneğine sahip çıkma sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalan Ahmet’le, hem atın hem de bölgenin yönetiminde sözün sahibi olan Mahmut Han’ın kızı Gülbahar’ın hikâyesi, Yaşar Kemal’in usta kaleminde hem kültürün rengi, hem tarihin izi, hem halkın yükünü taşıyan Ağrı Dağı Efsanesi’ne dönüşmüştür.

Büyük ustanın anlatısına sahne üzerinde soluk vermek için çıktığımız yolculukta, seyircilerimizi Ağrı Dağı Efsanesi’ni birlikte hayal etmeye davet ediyoruz.

Oyunda Arda Alpkıray, Ayşe Günyüz Demirci, Besim Demirkıran, Can Tarakçı, Cihan Kurtaran, Emrah Can Yaylı, Emre Yılmaz, Ertan Kılıç, Hakan Örge, Murat Üzen, Özge Midilli, Serkan Bacak, Uğur Dilbaz, Yeliz Şatıroğlu, Zeynep Ceren Gedikali rol alıyor.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Üniversitesi 2. Uluslararası Turan Film Festivalinde sahne genç yönetmenlerin

Ege Üniversitesinin ev sahipliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle, Ege Üniversitesi (EÜ), TÜRKSOY ve Sinema Genel Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen Ege Üniversitesi 2. Uluslararası Turan Film Festivali kapsamında EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü (TDAE) Konferans Salonunda Uluslararası Azerbaycan ve Kırgızistan seçkileri yapıldı.

Etkinlik kapsamında TDAE Müdürü Prof. Dr. Abdullah Temizkan moderatörlüğünde genç yönetmenlerle söyleşiler gerçekleştirildi.  Festivale Azerbaycan’dan katılan ve festivalin en genç yönetmenleri olan İnci Qurban ve Kövser Qurban, sinema yolculuklarını ve projelerini katılımcılarla paylaştı. Genç yönetmenler, etkinlikte kendi deneyimlerini katılımcılara aktardı. Azerbaycan Karabağ Savaşı Gazisi Polad Rzayev’in oynadığı “Half Stell” filminin gösterimi gerçekleştirildi. Ardından “Size Mektup Var” filminin yönetmeni Mezahir Haşimov ile söyleşi yapıldı.

Turan kültür coğrafyasının ortak değerlerini sanat yoluyla bir araya getiren, 80 ülkeden 1675 filmin başvurduğu festival kapsamında çeşitli ülkelerden filmlerin seçkileri, EÜ Atatürk Kültür Merkezinde sinemaseverlerle buluşuyor. Festival kapsamında 93 film sanatseverlerle buluşurken,  “Anlamın İzinde: Sinema Göstergebilimi ile Film Çözümlemesi”, “Sinemada Hikaye Anlatımı ve Yaratıcı Senaryo Yazım Teknikleri”, “Belgesel Sinemada Yenilikçi Bir Anlatım Formu: İnteraktif Belgeseller”, “Yeni Teknolojiler, Yeni Formatlar ve Yeni Anlatılar: İnteraktif Sanal Gerçeklik Film Yapımı” konularında söyleşiler yapıldı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü, Senarist ve Yönetmen Birol Güven, festival kapsamında 6 Mayıs tarihinde saat15.00’te Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğrencilerle buluşacak. Aynı tarihte Yönetmen Can Ulkay saat 16.00’da yine İletişim Fakültesine konuk olacak. Festivalin ödül töreni 6 Mayıs 2025 tarihinde Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezinde gerçekleştirilecek.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Macar Kültür Merkezi’nde genç müzisyenlere çağrı!

Liszt Enstitüsü – Macar Kültür Merkezi İstanbul, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında genç müzisyenlerin yeteneklerini sergileyebileceği bir konsere ev sahipliği yapıyor.

Klasik Batı müziği alanında çalışan genç müzisyenler, enstrüman fark etmeksizin, seçtikleri bir eserle 10 Mayıs 2025 tarihine kadar performanslarını sergiledikleri bir videoyu etkinliğin kayıt formuna yükleyerek elemelere katılabilecek.

Ceren Arslan, Çağdaş Engin, Deniz Bayhan, Murat İçlinalça, Uğurcan Öztekin’in yer aldığı bir kurul tarafından seçilecek müzisyenler, 26 ve 27 Mayıs 2025 tarihleri arasında Macar Kültür Merkezi’nde sevenlerine bir konser verecek ve katılım sertifikası alacak.  

Konser başvurusu ile ilgili detaylara ve forma Macar Kültür Merkezi’nin sitesinden ulaşılabilinir. www.macarkulturmerkezi.com

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Evlerden çıkan atık ilaçlar düzenli toplanacak güvenle bertaraf edilecek

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleriyle işbirliği içinde atık ilaçların toplanması ve bertaraf edilmesine yönelik kapsamlı bir projeyi hayata geçiriyor. Proje kapsamında evlerde biriken, kullanılmayan ilaçlar artık belirlenen noktalarda toplanacak, güvenli koşullarda saklanacak ve çevreye zarar vermeyecek şekilde bertaraf edilecek.

 Antalya Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyeleri Koordinasyon Toplantısı’nın 2’incisini “Atık İlaçların Yönetimi” konusunda düzenledi. Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası Eğitim Salonu’nda Başkan Danışmanı Çevre Yüksek Mühendisi Lokman Atasoy başkanlığında yapılan toplantıya; Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanı, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile ilçe belediyelerinin ilgili birimlerinden temsilciler ayrıca ITC firma yetkilileri katıldı. Toplantıda hanelerde biriken son kullanma tarihi geçmiş ilaçların evsel atıklarla birlikte çöpe atılması neticesinde insan ve çevre sağlığı açısından oluşturduğu risklere dikkat çekilerek, bu atıkların mevzuatın da öngördüğü şekilde nasıl toplanacağı, taşınacağı ve imha edileceği konusunda fikir alışverişinde bulunuldu.

İŞBİRLİĞİ VE UYGULAMA ADIMLARI KONUŞULDU

Proje kapsamında; ITC firmasının taahhüdü ve Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri arasında imzalanacak işbirliği protokolü ile atık ilaçların bedelsiz transferi ve bertarafı sağlanacak. Toplama noktalarından atık ilaçların özel kutular içinde biriktirilmesi, sızdırmaz konteynerlerde geçici olarak depolanması planlanıyor. Bu konteynerler ilçe belediyelerinin ihtiyacına göre ITC firması tarafından sağlanacak. İlaç atıkları konteynerlerde en fazla altı ay süreyle muhafaza edilerek yılda en az iki kez bertaraf edilecek.

TÜRKİYE’YE ÖRNEK BİR MODEL KURMAYI HEDEFLİYORUZ

Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Lokman Atasoy, atık ilaçlar sorununun uzun süredir gündemlerinde olduğunu belirterek “İlaç atıkları tehlikeli atık riski taşımaktadır. Toplanmaları, depolanmaları ve bertaraf edilmeleri evsel atıklardan farklı. Bertarafı için de bir maliyet söz konusu. Dolayısıyla hanelerden çıkan atık ilaçların yönetimi maalesef istenilen düzeyde değil. Biz Antalya’ya Çevre Başkenti ünvanını kazandırmış Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak bu soruna da kayıtsız kalmadık. ITC firmasıyla ve ilçe belediyelerimizle görüşerek bu süreci nasıl yöneteceğimiz konusunda ortak bir model geliştirdik. Bu toplantının oluşturulan model üzerinde mutabık kalınması ve uygulamaya geçiş için son karar toplantısı olmasını planlıyoruz. Türkiye’ye örnek olacak bir sistem kurmayı hedefliyoruz” dedi.

TOPLUM SAĞLIĞI AÇISINDAN KRİTİK BİR KONU

ITC firmasında Tıbbi Atık Şefi olarak görev yapan Efe Tekcan ise “Vatandaşlardan kaynaklanan son kullanma tarihi geçmiş ilaçları toplayıp bertaraf edeceğiz. Bu, toplum sağlığı açısından çok kritik bir konu. Antalya’nın çevre duyarlılığı yüksek bir kent olduğunu biliyoruz. Bu nedenle burada da başarılı bir uygulamaya imza atacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

   

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Birol Güven ve Can Ulkay Egeli genç iletişimcilerle bir araya gelecek

Ege Üniversitesi ev sahipliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve TÜRKSOY iş birliğiyle gerçekleştirilen II. Uluslararası Turan Film Festivali dolu dolu program ile devam ediyor. Türk Dünyasının ortak değerlerini sinema aracılığıyla buluşturan festival birbirinden renkli etkinliklere sahne oluyor.

II. Uluslararası Turan Film Festivali kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü, Senarist ve Yönetmen Birol Güven ve Yönetmen Can Ulkay, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesine konuk olacak. Her iki isim 6 Mayıs 2025 Salı günü saat 15.00’te İletişim Fakültesi öğrencileriyle bir araya gelerek hem sektörü hem de deneyimlerini anlatacak. Söyleşinin moderatörlüğünü ise İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgehan Gültekin yapacak.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Antalya Büyükşehir Belediyesi baharın gelişini Hıdırellez Şenliği ile kutlayacak

Antalya Büyükşehir Belediyesi baharın müjdecisi olarak kabul edilen Hıdırellez’i şenlik havasında kutlayacak. 6 Mayıs Salı günü Karaalioğlu Parkı’nda düzenlenecek etkinliklerde şarkılar ve danslar eşliğinde Hıdırellez coşkusu yaşanacak.

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşleri Dairesi Başkanlığı, bolluğun ve bereketin simgesi, baharın müjdecisi Hıdırellez’i Karaalioğlu Parkı’nda düzenlenecek Hıdrellez Şenliği ile kutlayacak. 6 Mayıs Salı günü saat 16.30’da Karaalioğlu Parkı’nda düzenlenecek Hıdırellez Şenliği’nde Antalya Büyükşehir Belediyesi Bando ve Kent Orkestrası konser verecek. Saat 17.00’de Antalya Büyükşehir Belediyesi İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı Halk Oyunu Ekibi dans gösterileri sunacak. Gün boyu sürecek etkinliklerde geleneksel oyunlar, yarışmalar, hıdırellez ritüellleri, dans atölyesi, ata tohum takası etkinliği, kağıt heykel atölyesi ve taş boyama atölyesi ile Antalyalılar keyifli bir gün yaşayacak. Etkinliklerde saat 18.45’te ise Erdinç Karadeniz sahne alacak.  Karadeniz, şarkılarıyla Hıdırellez Şenliği’ne renk katacak.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konya Büyükşehir “1. Uluslararası Mevlana ve Ali Şîr Nevâyî Sempozyumu”na Ev Sahipliği Yapıyor

Hz. Mevlana ve ailesinin Konya’yı teşriflerinin 797’nci yıldönümü etkinlikleri kapsamında Konya Büyükşehir Belediyesi ve Selçuk Üniversitesi tarafından düzenlenen “1. Uluslararası Mevlana ve Ali Şîr Nevâyî Sempozyumu” başladı. Yurtiçinden ve yurt dışından katılımcılar, “Horasan’dan Anadolu’ya Hikmet Yolculuğu” temasıyla düzenlenen sempozyumda iki gün boyunca Hz. Mevlâna ve Ali Şîr Nevâyî’yi konuşacak.


Hz. Mevlana ve ailesinin Konya’yı teşriflerinin 797’nci yıldönümü vesilesiyle Konya Büyükşehir Belediyesi ve Selçuk Üniversitesi tarafından “1. Uluslararası Mevlana ve Ali Şîr Nevâyî Sempozyumu” düzenleniyor.

“Horasan’dan Anadolu’ya Hikmet Yolculuğu” temasıyla; Mevlâna Celaleddin Rumi ve Ali Şir Nevayî’nin edebî, tasavvufî ve kültürel mirası konusuyla Büyükşehir Belediyesi Taş Bina Kültür Sanat’ta başlayan sempozyumun açılışında konuşan Uluslararası Ali Şîr Nevâyî Vakfı Başkanı Prof. Dr. Olim Davlatov, “Sizlere ata yurdumuz güzel Özbekistan’ımızdan selamlar getirdim. Hz. Mevlana ve Hz. Ali Şîr Nevâyî, bu iki büyük zat Türkiye ve Özbekistan’ın, belki bütün beşeriyetinin medarı şerefi ve iftiharıdır. Sempozyumun teşkilatçıları, Konya şehrinin başkanı Uğur İbrahim Altay’a, Selçuk Üniversitesi’nin rehberiyetine teşekkür ederim” cümlelerine yer verdi. 

“BU SEMPOZYUM MEVLANA’YI TÜRK DÜNYASINA ÇOK DAHA İYİ TANITABİLMEYE VESİLE OLSUN”

Selçuk Üniversitesi Mevlâna Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nuri Şimşekler, “Türk dünyasında son zamanlarda Mevlana ile ilgili çok çalışmalarını göremiyoruz. Bu sempozyum bir vesile olsun. Türk dünyasına Mevlana’yı çok daha iyi tanıtabilme adına gayretler burada bugün başlamış olsun” ifadelerini kullandı.

“MÜŞTEREK MANEVİ DEĞERLERİMİZİ DAHA DA GÜÇLENDİRMEK İÇİN BİR ARADAYIZ”

Özbekistan Nevâyî Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mukhiddin B. Kalonov, böyle anlam yüklü bir programla kendilerini misafir eden Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Uğur İbrahim Altay’a, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz’a teşekkür etti. Kalanov, “Bugün burada kardeşliğimizi, dostluğumuzu ve müşterek manevi değerlerimizi daha da güçlendirmek için bir aradayız. Ne mutlu bizlere ki yüce gaye uğruna bizlere bir araya getiren iki büyük gönül sultanı Hz. Mevlana ve Hz. Nevâyî olmuştur” diye konuştu.

“BARIŞ, HUZUR VE ANLAYIŞ İÇİNDE BİR DÜNYA KURABİLMEMİZ TEMENNİSİYLE”

Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Haldun Soysal, “Bu sempozyumun amacı sadece bu iki büyük şahsiyeti anmak değil, onların insanlığa bıraktıkları evrensel değerleri günümüz dünyasının ihtiyaçları ışığında yeniden değerlendirmektir. Mevlana’nın ve Nevâyî’nin ışığında barış, huzur ve anlayış içinde bir dünya kurabilmemiz temennisiyle sempozyumumuzun başarılı ve verimli geçmesini diliyorum” dedi.

“SEMERKANT KONYA İDİ, KONYA SEMERKANT İDİ”

İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, Semerkant, Belh, Konya irtibatının sadece bir coğrafya üzerinde çizilen bir çizgiden ibaret olmadığını vurguladı. 

Prof. Dr. Kılıç konuşmasına şöyle devam etti: “Yani Semerkant Konya idi, Konya Semerkant idi. Bakınız bugün belki çok uzak mesafeler olarak zannettiğimiz o yerler aslında eski zamanlarda da gerek sanat üzerinden gerekse felsefe diyelim, hikmet diyelim onun üzerinden de bir vatandı, bir bütündü. Her ne kadar coğrafyada farklılıklar olsa da. Sempozyumun hayırlar getirmesini diliyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.”

SEMPOZYUM 6 MAYIS’TA SONA ERECEK

Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Uslu’nun da katıldığı sempozyumun açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Hz. Mevlâna ve Ali Şîr Nevâyî’nin edebî, tasavvufî ve kültürel yanlarının ele alınacağı “1. Uluslararası Mevlana ve Ali Şir Nevai Sempozyumu” 6 Mayıs Salı günü sona erecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Duyguca zeki olabilmek…

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çoklu zekâ konusunu değerlendirdi.

Çoklu zekâ kuramı 1983 yılında ortaya atıldı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çoklu zekâ kuramının, 1983 yılında Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Howard Gardner tarafından ortaya atılmış bir tez olduğunu, Gardner’ın, bir eğitim psikoloğu olarak, çocukların zekâsının yalnızca matematiksel zekâ ile sınırlandırılmasının yetersiz olduğunu savunduğunu ifade ederek, “Bir çocuğu tanımak için sadece matematiksel zekâyı ölçmenin ve Stanford-Binet gibi testlerle değerlendirme yapmanın birçok çocuğa haksızlık yaptığını ifade etmiştir. Forrest Gump filminde, yetenekli olmasına rağmen zekâ seviyesi yeterli görülmediği için dışlanan bir çocuğun müthiş başarılar elde ettiğini görüyoruz. Gardner, böyle örneklerden yola çıkarak, zekânın tek bir yapıdan ibaret olmadığını, çoğul olduğunu ve geliştirilebilir bir yapıya sahip olduğunu savunmuş, bu doğrultuda çoklu zekâ kuramını geliştirmiştir.” dedi.

Sözel zekâ ve mantıksal zekâ testlerde ölçülebilen iki zekâ türü…

O dönemde Gardner’ın yedi farklı zekâ türü tanımladığını dile getiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sözel zekâ ve mantıksal zekâ, genellikle klasik olarak bilinen ve testlerde ölçülebilen iki zekâ türüdür. Diğer zekâ türlerini ölçmek daha zor olabilir, ancak bu türlerin belirli özellikleri vardır. Örneğin, müziksel zekâ. Müziksel zekâya sahip kişiler, çocukluk dönemlerinde kapı gıcırtısından bile ritim çıkarıp dans edebilirler. Bu, kulak zekâsı olarak da bilinir. Nota bilgisi olmadan melodileri ve ritimleri anlayabilen bu kişiler, müziksel zekâ açısından oldukça yeteneklidir. Bir diğer zekâ türü ise görsel zekâdır. Görsel zekâsı yüksek olan bireyler, özellikle harita okuma, tasarım, zihinsel imgeler oluşturma gibi alanlarda başarılıdır. Ressamlar, mimarlar, çizerler ve pilotlar bu zekâ türüne sahip kişilere örnek gösterilebilir. Gördükleri bir şeyi kolayca çizebilir veya tasarlayabilirler. Ayrıca, bedensel zekâ da önemli bir zekâ türüdür. Bedensel zekâya sahip kişiler, beden duyumlarını çok iyi algılar ve koordine edebilirler. Koordinasyon, denge, hız ve fiziksel dayanıklılık gibi beceriler bu zekâ türünün en belirgin özellikleridir. Mesela atletler, dansçılar, cerrahlar.. İnce motor becerileri, bunlarda çoktur.” diye konuştu.

Zekâ yüzde 60-70 oranında eğitimle geliştirilebilir

Zekânın, doğuştan gelen bir kapasite olarak yüzde 30-40 oranında belirleyici olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yüzde 60-70 oranında eğitimle geliştirilebilir. Zihinsel yatırım, emek ve çabayla daha hızlı yol alınabilir ve bu kişiler daha avantajlı olurlar. Sosyal zekâ da var. Mesela bunlar eğitimciler arasında, liderler arasında, terapistler arasında, psikologlar arasında önemlidir. Karşı tarafın duygularını okurlar. Diğer bir zekâ türü de içsel zekâ. İçsel zekâ da kendini tanır, analiz eder, okur. Filozoflar, din adamları, psikologlar da içsel zekâyla, öz güvenli, öz disiplinli, kendini geliştirebilen kişilerdir. Bir de doğasal zekâ var. Çok çevreci olurlar bu kişiler. Florayı tanır, bitkiyi tanır, çiçekleri, ağacı çok iyi tanır.” dedi.

Evrensel bir ahlaki zekâ var mı?

Bir de tanımlanmış zekâlar arasında varoluşçu zekânın olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu çoklu zekâdaki kişi varoluşu sorguluyor: ‘Ben niçin varım? Ölüm nedir? Neden ölürüz? Başka insanlara neden âşık oluruz? Dünya nasıl, niçin geldi?’ gibi varoluşsal sorular soran kişilerdir. Bir diğeri de ahlaki zekâ olarak ifade ediliyor.” ifadesinde bulundu.  

Gardner’in, evrensel bir ahlaki zekâ konusunda bir karara varamadığını da söyleyen Prof. Dr. Tarhan, “Düzenlediğimiz Pozitif Psikoloji Kongresi’ne Gardner’i davet ettik. 90 yaşında olmasına rağmen çevrimiçi olarak etkinliğimize katıldı. Bir soru sordum ‘Teknoloji gelişiyor, bilgisayarlar hızla artıyor, yapay zekâ ile ilgili açılımlar başladı. Bu insanlığın geleceği ne olacak?’ diye… Dedi ki; ‘Maddi refah artacak, daha da artacak. Teknoloji de artacak ama insani değerlerin artacağı konusunda çok endişelerim var’. Gerçekten de kötülükleri görüyoruz.” diye konuştu.

‘Vicdani zekâ’ kavramını tanımlamıştım…

Türkiye’de ve dünyada kötülüklerin, maddi refah arttıkça azalması beklenirken tam tersine artış gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Bu durum, toplumsal çürümenin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. 2010 yılında yayımlanan Pozitif Psikoloji kitabında, ‘vicdani zekâ’ kavramını tanımlamıştım. ‘Ahlaki zekâ’ yerine ‘vicdani zekâ’ demek, bu kavramın daha ölçülebilir ve tanımlanabilir olmasını sağladı. Kitabın yayımlanmasının ardından bir ekip benimle iletişime geçti. ‘Kitapta tanımladığınız kavramları bir test ve ölçek hâline getirmek istiyoruz.’ diyerek bir çalışma yaptılar ve ‘Vicdani Zekâ Ölçeği’ ni geliştirdiler.” diye anlattı.

Anne baba ve öğretmenlere zekâ türlerini içeren rehber

Duyguların Psikolojisi kitabında zekâ türünün içeriğini tanımlayan 10’ar soruluk ölçek paylaştığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Böylece anne babalar ve eğitimciler, çocuklarına bu soruları sorarak hangi zekâ türünün baskın olduğunu kolayca belirleyebilirler. Anne, baba veya rehber öğretmenler ilkokul seviyesindeki çocuklara bu ölçümleri yaparak çocukları analiz eder. Sınıf öğretmeni çocuğu iyi tanıdığı için de yetenek avcılığı yapabilir.” dedi.

Gerçek liderler farklı zekâ türlerini dengeli kullanır

Zekâ türlerinin birbirleriyle ilişkileri konusuna da değinen Prof. Dr. Tarhan, “Aslında ideal olan, tüm zekâ türlerini yerinde ve zamanında kullanabilmektir. Bazı zekâ türlerinde çok başarılı olabilirsiniz, ancak gerçek liderler ve kanaat önderleri, farklı zekâ türlerini dengeli bir şekilde kullanabilen kişilerdir. Bu insanlar, topluma katkı sağlar ve diğer insanlara yol gösterir. Bu nedenle, her bireyin tüm zekâ türleriyle ilgili becerilerini geliştirmesi gerekir. Hiç kimse tek bir zekâ türüyle ilerleyemez, çünkü hayatın farklı alanlarında çeşitli zekâ türlerine ihtiyaç duyulur. Örneğin, sosyal zekâ da içsel zekâ da önemlidir. Belki bir konuda en iyi olmayabilirsiniz, ancak tüm zekâ türlerinde asgari bir seviyeye ulaşmak gereklidir.”

Mantıksal zekâsı yüksek olanın duygusal zekâsının düşük olabilir…

Bazı insanların birkaç dili çok iyi konuşabildiğini ancak biriyle sohbet etmekte zorlanabildiğini söyleyen Prof. Dr. Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu durum, onların mantıksal zekâsının yüksek, ancak duygusal zekâsının düşük olduğunu gösterir. Örneğin, Einstein son derece dâhiydi; satranç oynuyor, keman çalıyor ve olağanüstü keşifler yapıyordu. Ancak duygusal ve sosyal zekâsı gelişmiş değildi. Evliliğinin 10. yılında eşine, ‘Benimle evli kalmak istiyorsan üç öğün yemeğimi hazırla, benden ilgi bekleme’ demişti. Bunun üzerine eşi, evliliği bitirme kararı aldı. İlkokul yıllarında ise öğretmenleri ona ‘Bu çocuk okumaz, adam olmaz’ demişti. Einstein, kendi alanında son derece başarılıydı, ancak diğer zekâ türlerini ihmal etmişti. Bu durum, insan bedeninin dengeli bir şekilde büyümesine benzetilebilir. Gözümüz anormal şekilde büyük olursa, yüzümüzün doğal uyumu bozulur. Aynı şekilde, zekâ türleri de dengeli bir psikolojik bütünlük içinde gelişmelidir. Elbette, bir zekâ türü diğerlerine kıyasla daha baskın olabilir, ancak diğerlerini ihmal etmemek gerekir. Eğitimcilerin bu dengeyi sağlamak için yönlendirme yapması çok önemlidir. Müziksel zekâsı yüksek bir çocuğun illa müzik sanatçısı olması gerekmez. Ancak bu çocuk ders çalışırken müzik dinleyerek daha kolay öğrenebilir.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

19. Geleneksel Kitap Okuma Yarışması Sınavı Yapıldı

Okumaya teşvik etmek için, ilkokul öğrencilerinden başlamak üzere ortaokul, lise öğrencileri ve yetişkinlerin de dâhil olduğu ve Zeytinburnu Bilgi Evleri ve Gençlik Merkezi’nin bu yıl 19’uncusunu düzenlediği Kitap Okuma Yarışması’na katılımcılar yine büyük ilgi gösterdi. Kitap okuma alışkanlığı kazandırılmasına katkı sağlamak okuma sevgisi oluşturarak merak eden, araştıran, sorgulayan; olaylara eleştirel yaklaşan, neden sonuç ilişkisi kuran, bireylerin topluma kazandırılmasının amaçlandığı yarışmanın sınavı başarıyla sonlandırıldı.
19. Geleneksel Kitap Okuma Yarışması Sınavı, Zeytinburnu Haluk Ündeğer İlkokulu ve Lisesi’nde yapıldı. Bilgi Evleri ile Gençlik Merkezi’ne kayıtlı 7 bin 668 üyenin başvurduğu yarışmanın sınavı, ilkokul öğrencilerinin oluşturduğu 1. ve 2. gruplar için sabah saat 10.00’da, lise öğrencileri ve yetişkinlerin oluşturduğu 3. ve 4. gruplar için ise öğleden sonra saat 14.00’te gerçekleştirildi. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki oturum halinde yapılan sınavın her oturumu 100 dakika sürdü. Eğitimciler tarafından hazırlanan ve her bir kategori için belirlenmiş kitaplardan toplam 100 sorunun sorulduğu sınav test şeklinde yapıldı.

DERECEYE GİRENLER 10 MAYIS’TA AÇIKLANACAK
Başkan Ömer Arısoy’un katılımı ile 10 Mayıs’ta Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek ödül töreninde dereceye giren katılımcılar belli olacak. Yarışmanın birincilerine 30 bin, ikincilerine 20 bin, üçüncülerine 15 bin, dördüncülerine 10 bin, beşincilerine 7 bin 500 TL ödül verilirken; 6, 7, 8, 9 ve 10’unculara ise 5 bin TL para ödülü dağıtılacak. İlk üç dereceye girenler ayrıca ailelerinden iki kişi ile birlikte Çanakkale Doğa ve Tarih Kampı’nda tatil yapma fırsatı yakalayacak.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bağcılar’da nikah masasında 05.05.2025 yoğunluğu

Bağcılar’da evlilik günlerini özel bir tarihle taçlandırmak ve unutulmaz kılmak isteyen çiftler, 05.05.2025 tarihinde evlenmek için sıraya girdi. Bu ay günlük en fazla 10 nikahın kıyıldığı Bağcılar Belediyesi Kadir Topbaş Halk Sarayı’ndaki Nikah Salonu’nda ardı ardına 18 nikah kıyıldı.

Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Bağcılar’da da evlilik tarihlerinin özel bir gün olmasını isteyen çiftler nikah salonuna akın etti. Bu sebeple Bağcılar Belediyesi Kadir Topbaş Halk Sarayı’nda da yoğun bir gün yaşandı. 05.05.2025 günü evlenmek için günler öncesinden yerlerini ayıran çiftler, sevdikleriyle birlikte salonu doldurdu. Hayatlarının dönüm noktası olan nikah tarihlerini unutulmaz bir tarih olarak seçen 18 Çift, “Evet” diyerek birlikte bir ömür mutluluk için ilk adımı attı. Yetkililer, bu ay içinde günlük en fazla 10 nikah olduğunu ancak bugün bu sayının 18’e çıktığını söylledi.

Tarih kulağa hoş geliyor.

Bugün nikahı kıyılan çiftler arasında Kübra Pala ile Mustafa Yılmaz da bulunuyor. Üniversitede tanıştıklarını söyleyen Pala, “Özel bir tarih olduğu için bugünü seçtik. Çok mutluyuz. 4 Ağustos tarihinde de evleniyoruz” dedi. Seda Yıldırım ise “Tarih kulağa güzel geliyor. Bir de unutulmaz olsun diye bugünü seçtik” diye konuştu.

Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız da bu özel günde beraberliklerini anlamlandırmak için imza atan çiftleri tebrik ederek bir ömür mutluluklar diledi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı