Aylık arşivler: Mayıs 2025

Kitapların Büyülü Dünyasına Yolculuk Çiğli’de Sürüyor

Çiğli Belediyesi’nin düzenlediği 1. Çiğli Kitap Günleri, dördüncü gününde de dopdolu etkinliklerle devam etti. Minik okurlar, yazarlarla bir araya gelerek hayal dünyalarını genişleten keyifli sohbetler gerçekleştirdi. Kitap sayfalarından taşan hikâyeler, onların yaratıcı düşüncelerine ilham kaynağı oldu. Gün boyunca süren etkinlikler, edebiyatın büyülü dünyasına adım atan çocukları yazarlarla kurdukları sıcak diyaloglarla unutulmaz bir deneyime taşıdı. Sanat ve eğlencenin iç içe geçtiği festivalde, heykel, karikatür, ritim ve yaratıcı drama atölyeleri, yüz boyama etkinlikleri, şişme langırt oyunları, jonglör ve tahta bacak gösterileriyle eğlence zirveye ulaştı.

Etkinlik kapsamında açılan karikatür sergisi ise ziyaretçilerin büyük ilgisini çekti. Renkli ve düşündürücü çizimlerin yer aldığı sergi, her yaştan katılımcının beğenisini kazandı.

Yazarlar masal ve hikaye dünyasında çocuklarla buluştu

Kitap Günleri’nde edebiyat dünyasının sevilen isimleri de minik okurlarla bir araya geldi. Özge Özberk, Y. Bekir Kurdakul, Dilge Güney, Çiğdem Keleş ve İzzet Güldoğan çocuklara masal ve hikayeler anlatarak onları edebiyatın büyülü dünyasında keyifli bir yolculuğa çıkardı. Sevdikleri yazarlarla tanışma ve kitaplarını imzalatma fırsatı bulan çocuklar, bu özel günü hafızalarına kazıdı.

Şiir ve melodiler ile dolu bir gece

Etkinliklerin akşam bölümünde ise Haluk Çetin ve Nilüfer Açıkalın sahne aldı. Müzik ve şiirin iç içe geçtiği performans, küçük edebiyat meraklılarına sanatla dolu bir akşam yaşattı. Çiğli Kitap Günleri, her yaştan katılımcıya hitap eden programıyla kültür ve sanat dolu günler sunmaya devam ediyor.

Başkan Yıldız: “Çocuklar için çalışmaya devam edeceğiz”

Kitap Günleri süresince her gün çocuklarla bir araya gelen ve etkinliklere katılan Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, Çiğli Kitap Günleri’nde çocukları kitapla ve sanatla buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti. Yıldız, “Onların gözlerindeki ışıltı, bizlere doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Karikatür sergimizden atölye çalışmalarına, yazar buluşmalarından sahne performanslarına kadar her detayda çocuklarımızın gelişimine katkı sunmayı hedefledik. Çiğli’yi kültür ve sanatla iç içe, çocuk dostu bir kent haline getirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.  

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sinemanın Kalbi, Haziran’da Frankfurt’ta Atacak!

Avrupa’daki en köklü Türk film etkinliklerinden biri olan Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali, 25. yılını kutlamaya hazırlanıyor. 13 – 18 Haziran 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek olan bu özel organizasyon, sadece sinema severler için değil, kültürler arası iletişime gönül veren herkes için büyük bir buluşma olacak.

Festival, kurucusu ve başkanı Hüseyin Sıtkı liderliğinde çeyrek asırdır Türk ve Alman sinema dünyası arasında köprü kurarak, kültürel diyalogun en güçlü araçlarından biri olan sinemayı toplumun her kesimine ulaştırmaya devam ediyor. Hüseyin Sıtkı, “Bu yolculuk boyunca yüzlerce filmi, binlerce izleyiciyle buluşturduk. Bu yıl festivalimizin Türkiye proje ortağı, başkanlığını Taha Feyizli’nin yaptığı Kültürlerarası İşbirliği ve Diyalog Derneği (KADİM) oldu. 25. yılımızda da sinemanın birleştirici ve dönüştürücü gücünü kutlarken, aynı zamanda geleceğe umutla bakıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Frankfurt’tan Tüm Bölgeye Yayılıyor

Festival her yıl olduğu gibi yalnızca Frankfurt’la sınırlı kalmayarak çevre kentlerdeki sinemaseverlerle de buluşacak. Offenbach, Wiesbaden, Dietzenbach, Rödermark, Rodgau, Mühlheim am Main, Langen,   Ginsheim-Gustavsburg, Michelstadt, Ober-Ramstadt ve Miltenberg gibi birçok şehirde gerçekleştirilecek özel gösterimlerle festival coşkusu geniş bir coğrafyaya yayılacak.

Frankfurt’ta düzenlenecek açık hava sinema etkinlikleri, festivali sadece salonlarla sınırlı tutmadan, kentin sokaklarına da taşıyacak. Ayrıca cezaevlerinden liselere, huzurevlerinden tiyatrolara kadar birçok sosyal alanda yapılacak gösterimlerle sinemanın toplumsal etkisi de gözler önüne serilecek.

Finale Kalan Filmleri Belirleyen Ön Jüriler Açıklandı

Festivalin yarışma bölümlerine başvuran filmler arasından finale kalan yapımları belirleyen ön jüri üyeleri de açıklandı. Alanında uzman ve deneyimli isimlerden oluşan bu ön jüri, uzun metraj, belgesel ve kısa film kategorilerinde değerlendirmelerini tamamladı. Ana jüri tarafından belirlenecek olan kazanan filmler ise festivalde açıklanacak.

Uzun Metraj Ön Jürisi

  • Rıza Oylum (Sinema Yazarı, Akademisyen)
  • Melisa Berberoğlu (Oyuncu)
  • Ahmet Toklu (Yönetmen)

 Belgesel Film Ön Jürisi 

  • Kerem Soyyılmaz (Yönetmen)
  • Alperen Aldanmaz (Oyuncu)
  • Dr. Emrah Erkani (Yönetmen, Akademisyen)

  Kısa Film Ön Jürisi

  • Mutlu Hesapçı (Sinema Yazarı, Yapımcı)
  • Özgür Atkın (Oyuncu, Yönetmen)
  • Korhan Topçu (Yönetmen, Akademisyen)
  • Doç. Dr. Burcu Dabak (Akademisyen)
  • Yunus Şevik (Yönetmen)

Etkinlikler: Atölyeler, Paneller, Buluşmalar

Festivalin bu yılki en dikkat çeken bölümlerinden biri, genç sinemacıları deneyimli yapımcı ve yönetmenlerle buluşturacak olan “Kültürel Ulusötesi Sinema Perspektifleri” başlıklı atölye ve panel serisi olacak. Etkinlikler, Türk ve Alman sinemacılar arasında yaratıcı iş birliklerinin geliştirilmesine ve ortak yapım projelerine kapı aralayacak.

 

Organizasyon ve Destekçiler

25.Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali, Kültürlerarası Transfer Derneği (Interkultureller Transfer e.V.) tarafından düzenleniyor. Festival, aşağıdaki kurumların değerli katkılarıyla hayata geçiriliyor:

 

  • Hessen Eyaleti Bilim ve Sanat Bakanlığı
  • Frankfurt Büyükşehir Belediyesi
  • T.C. Frankfurt Başkonsolosluğu
  • Hessen Film ve Medya Kurumu
  • Frankfurt Belediyesi Çok Kültürlülük Dairesi

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çok yemek tümörü besliyor

Geçmişten günümüze halk arasındaki yaygın inanışa göre, yemek yendikçe vücut direnci artar ve hastalıklara karşı güçlenilir. Oysa bilim bunun tam tersini söylüyor. Açlığın özellikle kanser ile ilişkisi konusunda çok sayıda araştırma yapıldığını paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Tıbbi Onkoloji ve Hematoloji Uzmanı, Onkolojik Bilimler Koordinatörü Prof. Dr. Necdet Üskent, “Bu çalışmalardan ilki 1994’te Lizbon’da gerçekleşen ESMO kongresinde açıklandı. Meme kanseri oluşturulan kobayların bir kısmı beslenmeye devam ederken diğer grup ise aç bırakıldı. Gözlem sonucunda aç kalan deneklerde tümörün giderek küçüldüğü, beslenenlerde ise kanserin büyüdüğü tespit edildi” dedi.

 Bu incelemelerin ardından insanlarda da intermittent açlık denemeleri gerçekleştirildiğinden bahseden Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Tıbbi Onkoloji ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent, “Kanserli hastalarda denenen 16-18 saatlik açlık sonucu, tıpkı kobaylarda olduğu gibi tümörün küçüldüğü ya da büyümeye devam etmediği gözlemlendi. İlginçtir ki kanserin sebep olduğu iştahsızlığın tümörden salgılanan kimyasallardan kaynaklandığını düşünüyoruz. Aslında vücudumuz kanserli hücreyi beslemememiz için bize sinyal gönderiyor oysa biz bu mesajı yanlış yorumlayarak daha fazla yiyoruz ve bir yandan tümörü de beslemiş oluyoruz” açıklamasında bulundu.

Genler, enerji varsa çoğalmaya devam diyor

Hücrenin enerjisini kontrol eden mtor isimli genin, bol miktarda enerji alındığında hücre çoğalmasını serbest bıraktığını vurgulayan Tıbbi Onkoloji ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent, “Membrandan çekirdeğe uzanan sinyal iletim yollarının aralarında bulunan istasyonlara benzetebileceğimiz mtor geni, hücrenin enerjisini kontrol ediyor. Eğer enerji azalırsa bir nevi tasarruf yaparak hücrelerin çoğalmasını durduruyor, dolayısıyla kanserli hücrenin yayılımı duruyor. Bu prensipten halihazırda kanser ilaçlarında da faydalanılıyor, mtorları engelleyen tedavilerle bölünme sinyali durdurulmaya çalışılıyor” dedi.

Bilinçsiz açlık yarardan çok zarar verir

Açlık kavramının doğru anlaşılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Necdet Üskent, “Aslında bu yöntemin odağında karbonhidratların azaltılması var. Bir yandan vitamin ve antioksidan takviyeleri alınırken bir yandan protein ağırlıklı ama öğün sayısı az bir beslenme planından bahsediyoruz. Sodyum, potasyum gibi elektrolitlerin vücuda yeterli miktarda alınması, magnezyum gibi elektrolit dengesini sağlayan minarelerin eksiye düşmemesi çok önemli. Özellikle sodyum ve potasyumun azalmasıyla hastalar kendilerini son derece bitkin hissedebilir, ek olarak bağırsak sistemi bu yokluktan etkilenir ve düzgün çalışamaz. Ayrıca bu açlık yönteminin aşırı kilo kaybı nedeniyle vücudun gerilemesi anlamına gelen kaşeksi hastaları için uygun olmadığını da belirtmekte fayda var” şeklinde konuştu.

Üç öğün hatalı bir beslenme düzeni

Günde üç öğün yemenin sanılanın aksine kötü bir alışkanlık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Necdet Üskent, “Özellikle kanserli hastalar kahvaltıyı atlayarak, akşam 5 civarı tek öğün beslenebilir. Buradaki önemli nokta 24 saat içinde ne kadar kalori alındığıdır. Gün içinde enerjiye ihtiyacımız olacağı için kahvaltının sağlam bir şekilde yapılması gerektiği teoride iyi bir fikir ancak bu durum kanser söz konusu olduğunda değişir. Konserveler, işlenmiş gıdalar ve kor ateşte pişirilmiş kebaplar taşıdıkları kanser tehlikesi nedeniyle alışkanlık haline getirilmemeli. Ayrıca hayvansal proteinleri azaltarak bitkisel proteinleri artırmak çok kıymetli. Özellikle kırmızı ve sarı renkli sebzelerde kuvvetli antioksidanlar olduğu için beslenme düzenimizin içinde her zaman olmalı. Allium isimli antioksidana sahip soğan ve sarımsak da kanserle mücadelede bol bol tüketilmeli. Muz gibi çok tatlı meyvelerden ise uzak durmakta fayda var ya da en azından daha yeşil olanlar tercih edilebilir” dedi.

Zayıflar, kilolulara oranla daha uzun yaşıyor

Vücudun bir kilo yağ dokusunu beslemek için kilometrelerce damar yapması gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Necdet Üskent, “Bunun sonucunda da önündeki yol uzadığı için kalp daha fazla yoruluyor. Yağ oranı ve damar uzunluğunun aynı oranda arttığı unutulmamalı. Fazla kilo bu yüzden sadece kanserde değil kalp ve damar hastalıklarında da kritik bir yere sahip” diye konuştu. 

 Kanserli hücre hayatta kalmak istiyor

Kanser hücresi de aslında bizim hücremiz ve kulağa garip gelse de yaşamak istiyor, bunun için mücadele veriyor diyen Üskent, “Kemoterapiyle karşılaştığında direnç geliştirebilen genler yardımıyla, vücudu tedaviye duyarsızlaştırarak hayatta kalmaya çalışıyor. Tıp dünyası olarak, ölümsüzlük konusunda başarılı olan kanser hücrelerini çoğalmamak için ikna etmeye çalışıyoruz. Ayrıca kanser tedavisinin kemoterapi, radyoterapi ya da immünoterapiden ibaret olmadığı bilinmeli. Bu uygulamaların yan etkilerini de başarılı bir şekilde yönetmek tedavinin bir parçası. Örneğin bazı kanser türlerinde, son derece işe yarayan immünoterapinin, tiroid ve hipofiz hormonlarının baskılanması gibi hiç ummadığımız yan etkileriyle karşılaşabiliyoruz” dedi.

Diyabet ilaçları ve kanser yakından bağlantılı

Nişasta, ekmek ve karbonhidratlar azalınca aradaki farkın daha iyi anlaşılacağını belirten Üskent, “Çok enerji alan tüm kanser hastalarıma intermittent fasting yani aralıklı orucu öneriyorum ve kendilerini bir şeker hastası gibi görerek beslenmelerini istiyorum. Rahim ve menopozdan sonraki meme kanserlerinin en büyük sebeplerinden biri obezite. Kanser hastaları obeziteye yaklaştıkça hastalık nükseder. Diyabet hastalarının kullandığı metformin, glukofen ve glifor gibi ilaçların, tümörü tetikleyen insülin benzeri büyüme faktörü-1 hormonunu ve mTOR genini baskılayarak meme, rahim, pankreas ve karaciğer kanserlerini azalttığına dair yayınlar mevcut. Ayrıca meme kanseriyle ilgili yapılan epidemiyolojik çalışmalar, glifor kullanıldığında kanserin yayılma oranı ve hızını düşürdüğünü gösteriyor” dedi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Borusan Sanat’ta bu hafta programı

Borusan Sanat, sezon sonuna yaklaştığımız mayıs ayında dopdolu bir konser programıyla müzik severlere unutulmaz anlar yaşatmaya hazırlanıyor. Borusan Müzik Evi 9 Mayıs’ta KUHN FU ve 10 Mayıs’ta Nova Muzak serisi kapsamında Rafael Toral ile hackedepicciotto’yu ağırlayarak sezonun son konserlerine ev sahipliği yapacak.Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, 15 Mayıs Perşembe akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde gerçekleşecek konserle Carlo Tenan yönetiminde keman virtüözü Ziyu He ile aynı sahneyi paylaşacak.

Cazın en dinamik gruplarından KUHN FU, Borusan Müzik Evi’ni fethediyor
Süddeutsche Zeitung tarafından “KUHN FU, savaşçı isminin hakkını veriyor. Sahneye muazzam bir enerji getiren bu çokkültürlü caz topluluğu, aynı zamanda müzikteki harika birlikteliğin de bir göstergesi.” olarak tanımlanan grup, 9 Mayıs 2025 Cuma akşamı saat 21.00’de, Borusan Müzik Evi’nde dinleyicilere dinamik bir konser sunmaya hazırlanıyor. Gitarist ve besteci Christian Kühn önderliğinde “Jazz Rock Psychedelia”sının sınırlarını zorlayan topluluk, Zappa’dan kabare esintileri alıp sörf melodilerini metal riff’lerle harmanladığı doğaçlama performanslarıyla cazın savaşçı ruhunu sahneye taşıyacak.  

Nova Muzak #40 konseri, dinleyicileri çizginin ötesine taşıyor

Borusan Müzik Evi, Kod Müzik işbirliğiyle gerçekleştirdiği Nova Muzak serisinin 40. buluşmasında, 10 Mayıs’ta, deneysel müziğin sınırlarını zorlayan iki çarpıcı ismi, Rafael Toral ve hackedepicciotto’yu müzikseverlerle bir araya getiriyor. Portekizli yapımcı, besteci ve icracı Rafael Toral, avangart-rock, elektronik, serbest caz ve modüler synthesizer doğaçlaması gibi birçok deneysel müzik tarzında faaliyetlerinin önde gelen isimlerinden biri olarak biliniyor. The Wire dergisi tarafından yılın en iyi albümleri arasında ikinci sırada gösterilen “Spectral Evolution”ı bu konserde dinleyicilerle buluşturuyor. Gecenin diğer konuğu ise Fatih Akın’ın “İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek” belgeselinin anlatıcısı Alexander Hacke ile görsel sanatçı Daniel de Picciotto’nun 2001’de başlattığı multimedya projesi hackedepicciotto. Canlı performanslarında kükreyen, titreşen ve izleyicilerini sarsan, ama aynı zamanda çok mutlu eden varoluşçu ve akustik ses manzaraları yaratan ikili, 40. Nova Muzak buluşmasında izleyicileri alışılmışın ötesinde bir deneyime davet ediyor.

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’ndan etkileyici bir sezon kapanışı
Carlo Tenan yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), 15 Mayıs 2025 tarihinde 2024/25 sezonunun kapanış konseri “Yüzyılın Yankıları” ile müzikseverlerle bir araya geliyor. BİFO, henüz 17 yaşındayken Viyana Filarmoni Orkestrası eşliğinde Musikverein’daki ilk performansında dikkatleri üzerine çeken ve birçok prestijli toplulukla konserler veren keman virtüözü Ziyu He’yi ağırlayacak. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, bu konserde Wagnere, Mahler, Walton ve Britten eserleriyle coşkudan lirizme, kahramanlıktan hüzne uzanan etkileyici bir program sunuyor.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kadıköy Bostanları’nda Yaz Dönemi Başladı

Kadıköy Belediyesi’nin, doğal tarım yöntemleriyle sağlıklı ve temiz gıdaya doğrudan erişim sağlanması amacıyla hayata geçirdiği “Kadıköy Bostanları” projesinde yaz dönemi başladı, ilk fideler toprakla buluştu.
Kadıköy Belediyesi’nin yaz ve kış dönemi olmak üzere her yıl 592 kişiye hizmet verdiği Kadıköy Bostanları’nda ilk fideler toprakla buluştu. Fenerbahçe, Moda, Acıbadem ve Göztepe mahallelerinde bulunan Kadıköy Bostanları’nı kullanmak için bu dönem yaklaşık 3 bin Kadıköylü başvuruda bulundu. Kadıköy Belediyesi tarafından çekilen kura sonucunda dört bostanda 296 kullanıcı Kadıköy Bostanları’nı 6 ay boyunca kullanmaya hak kazandı. Bostan kullanıcıları, bu hafta sonu düzenlenen törenlerle açılışı yapılan bostanlarda belediye tarafından kendilerine verilen fide ve tohumları toprakla buluşturdu.
Çocuklara özel bostan alanı
Kadıköy Bostanları’nın açılışında konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, “Kadıköy Bostanları ile sizleri toprakla, doğal tohumla ve sağlıklı üretimle buluşturmaktan dolayı çok mutluyuz. Başka il ve ilçelerimiz tarafından da örnek alınan bostan projemizde ilk defa bu yıl Acıbadem Bostanımızda Çocuk Meclisimiz için üç bostan ayırdık. Çocuklarımızın toprakla buluşmasına, büyük şehirlerde uzaklaştığımız bu kültürle tanışmalarına vesile olmaktan da ayrıca mutluyuz. Bugün itibarıyla bostanlarımızda üretime başlayan 296 ailemizin sofralarında bolluk ve bereket diliyorum. Kadıköy Belediyesi olarak üretim süreçlerinizde de her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Sağlıklı, keyifli ve bol üretimli bir yaz dönemi diliyorum.” ifadelerini kullandı.
“Çocukların toprakla bütünleşmesi gerek”
Çocuk Meclisi Başkanı Ayşe Bigen Bacak ise, “Bugün arkadaşlarımla beraber bostanlarımızın açılışını yapıyoruz. Çocukların da hakları olduğunu, toprakla bütünleşmeleri gerektiğini düşündük. Onların da bir şeyler ekip biçmeleri gerektiğini ve bunun çocuklara çok keyif vereceğini düşündük. Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı da bize bu bostanları ayırarak toprakla buluşmamızı sağladı.” dedi.
“Hayalim gerçek oldu”
Acıbadem Bostanı’na ailesiyle birlikte gelen Bade Türkbıkmaz, “Senelerdir bu bostana bakmak istiyordum, şimdi en sonunda hayalim gerçek oldu. Çok mutluyum, zaten hep balkonumuzda bir şeyler yetiştiriyorduk. Buraya geldiğim için çok şanslıyım. Elimde şu an domatesim, biberim ve patlıcanım var, bunları şimdi ekeceğim. Başkanımıza bostanları yaptığı için çok teşekkür ediyorum.” dedi.

“İnanılmaz rahatlatıcı, keyif verici bir uğraş”

Moda Bostanı yaz dönemi kullanıcısı Güzin Coşkun ise şu ifadeleri kullandı: “Çok mutluyum, harika düşünülmüş bir proje. En çok istediğim şeydi. Çocuklara söyledim, ‘Ne olur bana bir yer bulun, toprakla uğraşayım’ dedim. Evim de buraya yakın, rahat gelip gidiyorum. İnanılmaz rahatlatıcı, keyif verici bir uğraş. Bu imkânı yarattığı için Başkanımız Mesut Kösedağı’na çok teşekkür ediyorum.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Halk Şairi Yunus Emre, Manisa’da anıldı

Manisa Büyükşehir Belediyesi, Türk tasavvuf edebiyatının öncüsü, hoşgörünün ve insan sevgisinin simgesi Yunus Emre’yi, düzenlediği programla andı. Yunus Emre’yi Anma Haftası kapsamında düzenlenen etkinlikler, Şehir Tiyatrosu Uğur Mumcu Sahnesi’nde sanatseverlerle buluştu ve büyük beğeni topladı.

Program, Yunus Emre’nin ilham verici sözleriyle bezeli, etkileyici portrelerinin yer aldığı özel bir sergiyle başladı. Ziyaretçiler, sergide, Yunus Emre’nin dünyasına bir yolculuk yaptı. Serginin ardından gösterime sunulan belgesel film ise Yunus Emre’nin hayatını, düşünce dünyasını ve insanlığa miras bıraktığı evrensel mesajları gözler önüne serdi.

Manisa Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, Yunusemre ve Şehzadeler belediyeleri iş birliğiyle hayata geçirilen etkinlikler, Yunus Emre’nin “Yaratılanı severim, Yaradan’dan ötürü” diyen felsefesini gelecek kuşaklara taşımayı hedefliyor. Katılımcılar, etkinlikle Yunus Emre’nin dilinden dökülen sade ama derin anlamlarla yoğrulmuş şiirleriyle, insana ve yaşama dair özlü mesajlarını hatırlama imkanı buldu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Özveren Uyardı: “Ani Kalp Ölümü Her Yaşta Vurabilir”

Özellikle son yıllarda vaka sayısında artış gözlenen, ani kardiyak ölüm, yaygın bilinen adıyla ani kalp ölümü durumunun çoğu zaman hiçbir belirti vermeden gerçekleştiğine işaret eden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Olcay Özveren, özellikle risk grubundaki kişilerde kalp damar sağlığını ayrıntılı şekilde değerlendirmek için koroner tomografik anjiyografinin önemli bir seçenek olduğuna vurgu yaptı. 

Son yıllardaki artış oranlarıyla birlikte dikkat çeken bu tabloyla ilgili bilgi veren Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri, Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Olcay Özveren, ortaya çıkaran faktörleri, yaş gruplarına göre değişen riskleri ve hayat kurtarabilecek önlemleri anlattı.

HER YAŞTA RİSK VAR

Ani kardiyak ölüm nedenlerinin yaş gruplarına göre farklılık göstermekle birlikte her yaşta risk yaratabildiğini anlatan Prof. Dr. Özveren, “35 yaş altında genellikle doğuştan ritim bozuklukları veya kalp kası hastalıkları, 35 yaş üstünde ise kalp damar tıkanıklığı veya kalp krizi ön plandadır. Dünya genelinde erişkinlerde görülme sıklığı binde 1-2 arasında. Ancak bu oran, sağlıksız yaşam tarzlarının yaygınlaşması ve farkındalığın artmasıyla daha çok dikkat çekmeye başladı” dedi.  

BU BELİRTİLERE DİKKAT: GÖĞÜS AĞRISI VE BAYILMA ALARM VERİYOR

Sayıların artmasının bir yandan farkındalığın yükselmesine, diğer yandan da sağlıksız yaşam tarzlarının yaygınlaşmasıyla ilişkilendirildiğini belirten Prof. Dr. Özveren, özellikle dikkat edilmesi gereken belirtileri şöyle aktardı: “Daha önce hiçbir kalp sorunu yaşamamış bireylerde, egzersiz, efor, merdiven çıkma gibi durumlarla birlikte göğüs ağrısı, baskı hissi, çarpıntı, efor sonrası bayılma gibi belirtiler ortaya çıkıyorsa, bu kişiler vakit kaybetmeden kardiyoloji uzmanına başvurmalı. Özellikle açıklanamayan bayılma atakları, gençlerde ve ailesinde ani kalp ölümü öyküsü olanlarda ciddi bir uyarıdır.”  

RİSK GRUBUNDAKİLER DÜZENLİ KONTROL YAPTIRMALI

Risk altındaki bireylerin düzenli kardiyolojik kontrol yaptırması gerektiğini belirten Prof. Dr. Özveren, “Ailesinde ani kalp ölümü öyküsü olanlar, sigara kullananlar, hipertansiyon veya diyabet hastaları mutlaka yıllık check-up yaptırmalı. EKG, ekokardiyografi veya koroner tomografik anjiyografi gibi tetkikler, olası riskleri önceden tespit edebilir. Özellikle 35 yaş üstü risk grubundaki kişilerde bu kontroller hayat kurtarıcıdır” dedi.  

TOMOGRAFİK ANJİYOGRAFİ İLE 35 YAŞ ÜSTÜ ANİ ÖLÜMLERİ ÖNGÖRMEK MÜMKÜN’

Son yıllarda koroner tomografik anjiyografinin, belirli risk gruplarında kalp damar sağlığının daha ayrıntılı değerlendirilmesinde dünyada da önemli bir seçenek haline geldiğini anlatan Prof. Dr. Özveren, şu ifadeleri kullandı: “Hipertansiyonu, diyabeti olan, sigara içen ya da ailesinde erken yaşta kalp krizi öyküsü bulunan kişilerde; damar tıkanıklığı ya da darlıkları gibi hayati risk oluşturabilecek sorunlar tomografik anjiyografi ile yüksek doğrulukla tespit edilebiliyor. Bu nedenle risk grubundaki kişilere, örneğin 5-10 yılda bir tomografik anjiyo ile değerlendirme yaptırmalarını öneriyoruz. Ancak bu yöntemin herkes için rutin bir tarama aracı olarak görülmemesi, sadece gerekli durumlarda ve hekimin önerisiyle yapılması gerekir.”

RİTİM BOZUKLUĞU OLANLAR ENERJİ İÇECEKLERİNDEN UZAK DURMALI

Enerji içeceklerinin kalp hızını artırabileceği ve bazı bireylerde ritim bozukluklarını tetikleyebileceği uyarısını yapan Prof. Dr. Özveren, sözlerine şöyle devam etti: “Enerji içeceklerinin, ritim problemi olan kişilerde ani kardiyak ölümü tetiklediğine dair kesin veriler bulunmamakla birlikte; kalp hızını artırdığı, çarpıntı ataklarını tetiklediği biliniyor. Bu içecekler yüksek dozda teofilin ve kafein içerdiğinden gerçekten enerjik hissettirebiliyorlar. Ancak ritim bozukluğu olan kişilerin bu içeceklerden uzak durmalarını öneriyoruz. Bir diğer konu da soğuk havalar. Soğuk havaların ani kalp ölümünü tetiklemesi ise şu şekilde gerçekleşiyor; Eğer kişinin koroner kalp hastalığı, geçirilmiş kalp krizi, kalp yetersizliği ya da kontrolsüz hipertansiyonu varsa; soğuk hava bu hastalıkları tetikleyip kötüleştirebilir. Bu nedenle özellikle soğuk havalarda yoğun egzersiz yapılmasını, ya da yemek sonrası egzersiz yapılmasını önermiyoruz.”

ANİ KALP KRİZİ DURUMUNDA İLK MÜDAHALE

Ani kalp krizi sırasında yapılması gerekenlerden bahseden Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özveren, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kriz anında ilk birkaç dakika kritiktir. Eğer bu tür bir tabloyla karşılaşılırsa, hastanın bilinci yoksa, düz bir zemine yatırılarak solunumu ve nabzı kontrol edilmeli. Nabız yoksa hemen kardiyopulmoner resüsitasyona (CPR) başlanmalı ve 112 Acil Sağlık Hattı aranmalıdır. Bu konuda toplumun temel yaşam desteği eğitimi alması, hayat kurtarır.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Borusan Contemporary çocuk atölyelerinde bu hafta programı

Borusan Contemporary, mayıs ayında minik sanatseverleri birbirinden özgün atölyelerle ağırlamaya hazırlanıyor. Çocukların hayal gücünü ve yaratıcılığını ortaya çıkarmaya odaklanan programlar, Doug Aitken’in “İçimdeki Şehir” ve Borusan Contemporary Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun seçkin eserlerinden oluşan “Ebedi Prelüd” sergisinden ilham alınarak tasarlandı. Borusan Hikâye Evi ve atölyepikolo tarafından hazırlanan, çocuklara sanatın farklı boyutlarını keşfetme imkânı sunan atölyeler, Perili Köşk’ün büyülü atmosferinde düzenlenecek.

 Nefes Almayı Unutma!

Borusan Hikâye Evi, 10-17 Mayıs’ta saat 11.00’de 4-6 yaş grubu çocukları “Nefes Almayı Unutma” başlıklı atölyeye bekliyor. Amerikalı sanatçı Doug Aitken’in “İçimdeki Şehir” (2024) adlı monografi sergisinde yer alan “3 Modern Figür (nefes almayı unutma)” (2018) adlı eserine odaklanılıyor. Çocuklar figürlerden ilham alarak kendi bedenleriyle heykeller oluşturacaklar ve onların sesi olacaklar.

 Şehri Hareketlendir!

10-17 Mayıs’ta saat 12.30’da 4-6 yaş grubu çocuklar için Borusan Hikâye Evi tarafından “Şehri Hareketlendir” başlıklı bir atölye düzenleniyor. Yaratıcı dans yönetiminin kullanıldığı atölyede çocuklar, yeniden tasarlamayı ve kendi bedenleriyle hayallerindeki şehri kurmayı deneyimleyecekler.

 Borusan Contemporary Çocuk Atölyeleri biletlerini Biletix üzerinden satın alabilirsiniz. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

KO-MEK ilçe sergileri tam sürat

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitimi Kursları (KO-MEK), kültür, sanat ve ortak değerleri yaşatmaya devam ediyor. Şimdiye kadar Körfez, Derince, Kartepe ve Dilovası’nda yoğun ilgi gören sergiler bu hafta İzmit ve Başiskele’de sanatseverlerle buluşacak.

SERGİ AÇILIŞLARI HIZ KESMİYOR

KO-MEK 20. yıl ilçe sergileri el emeği göz nuruyla hazırlanan birbirinden güzel ürünleri ziyaretçilerin beğenisine sunmaya devam ediyor. Bu yıl “Orta Asya’dan Anadolu’ya Ortak Mirasımız” temasıyla gerçekleşen sergiler, KO-MEK’in geleneksel el sanatlarını ve kültürel mirasını yaşatmayı amaçlıyor. Daha önce Körfez, Derince, Kartepe ve Dilovası’nda kursiyerlerin yaptığı ürünler görücüye çıkmış ve ziyaretçiler sergilere büyük ilgi göstermişti. Yoğun ilgi gören sergiler bu hafta İzmit ve Başiskele’de sanatseverlerle buluşacak. Buna göre İzmit ilçe sergisi 7 Mayıs Çarşamba günü saat 11.00’de Kocaeli Kongre Merkezi C Salonu’nda, Başiskele ilçe sergisi ise 8 Mayıs 2025 perşembe günü saat 11.00’de Karşıyaka Kültür Merkezi’nde açılacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Boehringer Ingelheim’dan Veteriner Hekimlere Yönelik Araştırma

Bugün ve nesiller boyunca insanların ve hayvanların sağlığını, yaşamlarını iyileştirecek ve dönüştürecek çığır açıcı tedaviler geliştirme misyonu ile faaliyetlerini sürdüren Boehringer Ingelheim, sağlık alanında sektöre yol gösterecek araştırma ve projelere imza atmaya devam ediyor.  26 Nisan Dünya Veteriner Hekimler Günü kapsamında küresel çapta iki yıldır “Going Beyond” kampanyasını hayata geçiren şirket, veteriner hekimlerin hayvan sağlığı ve toplum refahındaki kritik rollerine dair hayvan sahiplerinin algılarını ortaya koyan yeni bir anketin sonuçlarını paylaştı.

Boehringer Ingelheim tarafından Going Beyond kampanyası kapsamında pazar araştırma enstitüsü Kynetec ile birlikte ABD, Birleşik Krallık, Brezilya, Çin, Fransa ve Almanya’da toplam 1.200 hayvan sahibiyle gerçekleştirilen 2025 anketine göre, hayvan sahiplerinin %94’ü veteriner hekimlerin çalışmalarını takdir ediyor ve %91’i veteriner ekiplerinin toplumdaki önemini kabul ediyor. Ancak veteriner hekimlere yöneltilen aynı soruda, yalnızca %49’u mesleklerinin gerçekten takdir edildiğini hissettiğini ifade ediyor. 

Bakış Açıları Arasındaki Fark Dikkat Çekiyor

Anket, hayvan sahipleri ile veteriner hekimler arasındaki algı farkını da gözler önüne seriyor. Hayvan sahiplerinin %65’i veteriner hekimlerin iyi bir iş-yaşam dengesine sahip olduğunu düşünürken, veteriner hekimlerin %48’i, hayvan sahiplerinin bu dengeyi sağlamak için yaptıkları fedakârlıkları yeterince anlamadığını belirtiyor. Ayrıca, hayvan sahiplerinin %66’sı, veteriner hekimlerin stres ve duygusal yıpranma ile başa çıkmak için yüksek bir dayanıklılığa sahip olması gerektiğini kabul ediyor. Ancak bu oran, diğer temel meslek gruplarına kıyasla düşük kalıyor.

Takdirin Ötesine Geçilmeli

Boehringer Ingelheim, Dünya Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği, Dünya Sığır Sağlığı Derneği, VetFamily ve diğer öncü kuruluşlarla birlikte yürüttüğü Going Beyond kampanyası ile veteriner hekimlerin sınırsız adanmışlıklarını, dayanıklılıklarını ve tutkularını görünür kılmayı hedefliyor. İlk olarak 2024 yılında hayata geçirilen kampanya, veteriner hekimlerin zorlu koşullarda üstlendikleri rollerin daha fazla takdir edilmesini sağlamayı amaçlıyor.

Küresel çapta yürütülen kampanyaya ilişkin değerlendirmede bulunan  Boehringer Ingelheim Türkiye Hayvan Sağlığı İş Birim Direktörü Przemyslaw Zielinski; “Boehringer Ingelheim olarak Going Beyond kampanyamızı iki yıldır sürdürüyoruz. Bu kampanya ile veteriner hekimliğin hayvan sahipleri tarafından bilinmeyen zorluklarını gözler önüne sererken, veteriner hekimlerin aslında ne kadar takdir edildiğini de hatırlatıyoruz. Amacımız, onların bu önemli görevlerini yerine getirirken kendilerini daha fazla görülmüş ve anlaşılmış hissetmelerini sağlamak. Bu yüzden, gelin, takdirin ötesine geçelim. Çünkü ister rutin bir kontrol ister acil bir müdahale olsun; veteriner hekimler yalnızca hayvanların değil, toplum sağlığının korunmasında da kritik bir rol üstleniyor. Bu özel günde ve her zaman, onların çabalarını daha yakından tanıyalım ve destekleyelim” dedi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı