Yıllık arşivler: 2025

Doç. Dr. Yararbaş, “Tütün tüketimi gelecekte büyük bir sorun olacak”

Türkiye’de ve dünyada yüksek seviyelere ulaşan sigara tüketimi, toplum sağlığını tehdit etmeye devam ediyor.

Bireylerin sigarayı bırakması için faaliyetler yürüten kurumlardan olan Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü, toplumsal farkındalık oluşturmayı ve bağımlılığa karşı tedavi olanağı sunmayı sürdürüyor. Enstitü Müdürü Doç. Dr. Görkem Yararbaş, 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü’nün sigarayı bırakmak için bir fırsat olduğunu söyleyerek tütün kullanımının gelecekte toplum sağlığı açısından büyük bir sorun haline geleceğine dikkat çekti.

Türkiye’nin sigara kullanımında yüksek oranlara sahip olduğunu belirten Doç. Dr. Görkem Yararbaş, “Her 3 kişiden biri veya her iki erkek vatandaşımızdan birisi sigara içmektedir. Geçtiğimiz yıllarda oranlar dönemsel olarak daha iyi seviyelere düşebilmiş olsa da günümüzde tüketim yeniden yükseldi. Son yıllarda yeni nesil tütün ürünleri ve nargile kullanımındaki artış özellikle genç nüfus açısından önemli bir risk barındırıyor. Tütün tüketiminin sağlık etkileri orta ve uzun vadede görüldüğü için bu yüksek oranlar gelecek yıllarda toplum sağlığı açısından büyüyen bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır” diye konuştu.

“Sigarayı bırakmak için tekrar tekrar denemekten korkmayın”

Sigarayı bırakmak için bireylerin deneme yapması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Yararbaş, “Kalıcı olarak sigarayı bırakan bireylerin geçmişinde çoğu zaman kısa süreli denemeler olduğunu görüyoruz. Bu nedenle sigarayı bırakmak için tekrar tekrar denemekten korkmamak ve her seferinde yeni bir beceriyi kazandığımızı düşünerek devam etmek gerekiyor. Bireysel çabayla sigarayı bırakamayan kişiler, ‘ALO 171’ hattından bilgi ve sigara bırakma poliklinikleri için randevu alabilir” dedi.

Doç. Dr. Yararbaş, 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü’nün sigara tüketimini sonlandırmak için fırsat olduğunun altını çizerek, “9 Şubat, sigara içenleri bırakma konusunda motive etmek ve bilinçlendirmenin yanı sıra alanda çalışan uzmanların etkinlikler yoluyla iş birliklerini geliştirmesi için de güzel fırsatler oluşturuyor. Elbette tek bir günden mucizevi bir sonuç beklemek doğru olmaz ancak yaşam içerisinde bir rutine dönüşen sigara tüketimini sonlandırma fikrini akıllara sokabilmek bile son derece değerli” diye söyledi.

“Desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımızın yanındayız”

Bireylerin sigarayı bırakması için Ege Üniversitesi bünyesinde 2011 yılında kurulan ‘Sigara Bırakma Polikliniği’nin de faaliyetlerde bulunduğundan bahseden Doç. Dr. Yararbaş, “Yıllar içerisinde tedavi ve psikolojik destek imkanları, Enstitümüzde yürütülen araştırma projeleri ile zenginleştirilmiştir. Teknolojik olanaklarımız sayesinde web tabanlı psikolojik destek verebiliyoruz. Gerek yüz yüze gerekse online görüşmelerle sigarayı bırakma konusunda desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımızın yanındayız” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Uçak Kazası Raporu’ 24. Sezonuyla 10 Şubat Pazartesi 22.00’de National Geographic Ekranlarında Başlıyor!

Uçak kazalarının sır perdesini aralayan, arkalarında yatan nedenleri ve hiç görülmemiş kayıtları ortaya çıkartan ‘Uçak Kazası Raporu’, 24. sezonuyla havacılık tarihinin efsanevi felaketlerini araştırarak neyin neden yanlış gittiğini araştırmaya devam ediyor. 

 

“Uçak Kazası Raporu”, 10 Şubat Pazartesi saat 22.00’de National Geographic ekranlarında başlıyor.

 

Bilimin, keşfin ve hikâye anlatımının gücüne inanarak 130 yılı aşkın bir süredir dünyanın en güvenilir markalarından biri olmayı sürdüren National Geographic’in birbirinden iddialı yapımlarını D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

UPT fiziki ağını Faturamatik PTN ile güçlendirdi

Türkiye’nin ilk yerli, global para transferi ve ödeme platformu UPT, Faturamatik ile iş birliğine gitti. İş birliği kapsamında UPT ile yapılan tüm uluslararası para transferi işlemleri Faturamatik PTN Money Transfer noktalarından kolaylıkla gerçekleştirilebilecek.

Türkiye’nin uluslararası para transferi alanındaki lider şirketi UPT, dijital alanda olduğu kadar fiziki alanlarda da işlem ağını genişletmeyi sürdürüyor. UPT son olarak, yaygın fiziki ağa sahip olan Faturamatik ile gerçekleştirdiği iş birliği çerçevesinde PTN Money Transfer noktalarından UPT işlemlerinin gerçekleştirilmesinin önünü açtı. Aktif Ventures’ın API platformu Apilion üzerinden sunduğu UPT’nin uluslararası para transferi API’lerini, Faturamatik ile entegre ederek yenilikçi bir ödeme deneyimi sunmayı hedefledi. Yapılan bu anlaşma ile uluslararası para transferi için fiziki noktaları kullanmak isteyen kullanıcılar, PTN Money Transfer’ın yaygın fiziki noktalarına giderek yurt dışı para transferi işlemlerini UPT ile gerçekleştirebilecek. Aktif Ventures’ın inovasyon ve proje danışmanlığı kapsamında geliştirilen bu iş birliği, kullanıcıların finansal işlemlerini daha pratik hale getirirken, uluslararası para transferlerinde sınırları kaldırıyor. 

 

İşlem ağını güçlendirme yolunda önemli adım

UPT Genel Müdürü Murat Kastan, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “UPT olarak, kullanıcılarımıza hem dijital hem de fiziksel kanallarda daha geniş bir erişim sunmak için iş birliği ağımızı sürekli genişletiyoruz. Faturamatik ile gerçekleştirdiğimiz bu yeni iş birliği sayesinde, uluslararası para transferi işlemleri artık Faturamatik PTN Money Transfer’ın yaygın fiziksel noktalarında da kolaylıkla yapılabilecek. Bu iş birliği, uluslararası para transferi işlemlerinin daha geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından kolaylıkla yapılabilmesini sağlamanın yanı sıra, işlem ağı çeşitliliğimizi güçlendirme yolunda önemli bir adım oldu.”

Müşteri odaklı finansal çözümler genişliyor 

Faturamatik Genel Müdürü Cihan Kaleli ise iş birliği hakkında şu açıklamada bulundu: “Globalleşen dünyada bireylerin ve işletmelerin finansal ihtiyaçlarına hızlı, güvenilir ve yenilikçi çözümler sunmak her zamankinden daha kritik hale geldi. PTN Money Transfer olarak, Türkiye’nin öncü ödeme ve para transfer kuruluşlarından UPT ile gerçekleştirdiğimiz bu güçlü iş birliği, Faturamatik’in müşteri odaklı yaklaşımını ve sektöre sunduğu değeri daha da ileriye taşıyacaktır.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Aylık en yüksek reel getiri Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS)’de oldu

Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde %3,14, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %1,21 oranlarıyla DİBS’de gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) %0,35 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; külçe altın %0,14, Amerikan Doları %1,47, BIST 100 endeksi %2,43 ve Euro %2,57 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) %1,53, külçe altın %2,01, Amerikan Doları %3,31, BIST 100 endeksi %4,26 ve Euro %4,40 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %7,26, TÜFE ile indirgendiğinde ise %2,98 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde Euro, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %5,44, TÜFE ile indirgendiğinde ise %9,22 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %12,45, TÜFE ile indirgendiğinde ise %3,83 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %15,63, TÜFE ile indirgendiğinde ise %22,10 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %19,76, TÜFE ile indirgendiğinde ise %7,19 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) %7,50 ve DİBS %0,15 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; BIST 100 endeksi %1,73, Amerikan Doları %7,15 ve Euro %11,86 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) %3,79, DİBS %10,36, BIST 100 endeksi %12,05,  Amerikan Doları %16,89 ve Euro %21,11 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuklarda kalıcı görme kaybına neden olan sinsi hastalık: üveit

Üveit, göz içi iltihaplanması olarak tanımlanır ve ciddi bir göz hastalığıdır. Çocuklarda kalıcı görme kaybına yol açabileceği için oldukça dikkat edilmesi gereken bir durum olduğunu belirten Dünyagöz Hastaneler Grubu Üveit Bölüm Başkanı Prof. Dr. Merih Oray, özellikle çocukluk çağı eklem romatizması (juvenil artrit) olan çocuklarda, üveit daha ağır seyredebildiğini belirtti. Bu hastalığın, gözdeki iltihaplanma nedeniyle görme kaybına yol açabileceğine ve eğer tedavi edilmezse kalıcı hasara neden olabileceğine dair açıklamalarda bulundu.

 

Gözün damardan zengin orta tabakasının iltihaplanmasıyla üveit hastalığı meydana gelmektedir. Başta behçet hastalığı, ankilozan spondilit, iltihaplı bağırsak hastalığı olmak üzere birçok romatizma hastalığında ve multiple skleroz (MS) gibi nörolojik hastalıklarda üveit görülebilir. 

 

Üveit hastalığı ve tedavi yöntemlerine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Merih Oray, “Gözün İris dokusunu tutan ve gözün ön kısmına sınırlı olan üveitlerde; göz küresinde dokunmakla ve sağa-sola çevirmekle hissedilen ağrı, ışık hassasiyeti, kızarıklık ve bulanık görme belirtileri ön plana çıkar. Bu belirtiler iltihabın alevlendiği dönemi yansıtır ve mutlaka tedavi gerektirir. Gözün arka kısmında yer alan üveitlerde ise bulanık görme ve siyah noktalar görme belirtileri ön plandadır. Özellikle makula dediğimiz görme noktasının iltihabi tutulumu doğru tedavi edilmediği taktirde komplikasyonlara ve kalıcı görme kaybına neden olabilmektedir. Üveit için bir kere tedavi olup iyileştim denilmemeli, uzun yıllar doktor kontrolü gerektiren bir hastalık olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.

 

ÇOCUKLUK ROMATİZMASI OLAN ÇOCUKLARDA SIK GÖRÜLÜYOR

 

Üveit hastalığının her yaş grubunda gelişebildiğini söyleyen Prof. Dr. Merih Oray, özellikle çocuk yaş grubunda bu hastalığın, körlüğe kadar varan komplikasyonlar ile ciddi bir sağlık problemine neden olabileceğini dikkat çekti. 

 

“Görme kaybı değişkenlik göstermekle beraber yüzde 10-15 ciddi görme kaybı riski vardır. Fark edilmeden sinsice ilerleyen bu hastalığın tekrarlamasını önlemek için altında yatan sebeplerin de araştırılması şart. Özellikle çocukluk çağı romatizması olan çocuklarda sık aralıklarla göz taraması yapılmasının önemine vurgu yaparak, “Bu çocuklarda eklemlerde iltihap olduğu gibi gözde de olabiliyor. Bazen gözde kızarıklık olmuyor çocuklar küçük olduğu için bunu ifade edemiyor. Aileler de fark edemiyor. O nedenle bu çocukları rutin aralıklarla mutlaka üveit uzmanı göz doktoruna götürmek lazım. Bazen çocukların muayenesi de zor oluyor. Planlı sistemik bir tedavi uyguluyoruz. Uzun vadede fark edilmezse ciddi yan etkileri olabilir. Katarakt, göz tansiyonu gibi problemler ortaya çıkabilir. Zaman içerisinde de görme kaybına da yol açabiliyor” dedi. 

 

ACİL MÜDAHALE EDİLMESİ GEREKEN BİR HASTALIKTIR

 

Üveit hastalığının erken dönemde teşhis edilerek hasta tedaviye yönlendirildiği durumlarda, mevcut görme seviyelerinin artırılabilir ya da korunabilir olduğunu belirten Prof. Dr. Merih Oray, “Ne şiddette olursa olsun, üveit acil müdahale edilmesi gereken bir hastalıktır. Geç kalındığında hastalık ilerler ve iltihap nedeniyle göz bebeğinde şekil bozuklukları, katarakt, göz tansiyonu yükselmesi gibi komplikasyonlara neden olabilir. Zaman içerisinde geçirilen ataklar göz içerisinde yapısal hasara yol açıyor. Göz sinirinde ve görme noktasında hasar olabiliyor. Hastalık kısa sürede tedavi edilmediğinde doku harabiyeti oluşuyor ve görme kaybı meydana gelebiliyor. Belirtiler görüldüğünde yapılacak ilk iş üveit konusunda tecrübeli bir göz doktoruna muayene olmaktır” ifadelerini kullandı.

 

 

ÜVEİT KONUSUNDA UZMAN DOKTORUN MUAYENESİ ŞART

 

Katarakt ameliyatı olacak kişilerin gözünde aktif iltihap olmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Oray, “Üveit tedavisi olan fakat tekrarlayan bir hastalıktır ve bu hastalığın altında yatan hastalığı da teşhis etmek lazım. Bu sebeple üveiti olan kişilerin bu konuda uzmanlaşmış olan doktora gitmesi gerekmektedir. Behçet hastalığı, kanser, bağışıklık sistemi hastalıkları, ülseratif kolit, crohn hastalığı, ankilozan spondilit, yetişkin ve çocuklarda romatizmal hastalıklar, bakteri, virüs, parazit veya mantar gibi enfeksiyonların gözü tutması ve göz travması üveite neden olabilir. Üveit hastalarında katarakt da sıklıkla görüyoruz. Üveiti hastası katarakt ameliyatı olacaksa bunun zamanlaması çok önemli. Çünkü hastaların o anda gözünde aktif iltihap olmaması gerekiyor. Göz içindeki iltihap tedavi edildikten sonra cerrahi yöntemler uygulanmalı” diyerek uyardı. 

 

 

TEDAVİ ÜVEİTİN TÜRÜNE GÖRE PLANLANIYOR

 

Hastalığın çeşidine göre tedaviye karar verildiğini belirten Prof. Dr. Merih Oray, “Ön üveit dediğimiz irisin etkilendiği iltihabi durumlarda ilk aşamada lokal damla tedavisi önerilmektedir. Öncelikle iris dokusunun lense yapışmasının önlenmesi ve ağrının azaltılması için göz bebeğini büyüten damlalar kullanılır. Ayrıca iltihabı baskılamak için kortizonlu damlalar kullanılmaktadır. Gerekli durumlarda göz içine veya gözün çevresine iğne tedavileri de uygulanmaktadır.  Üveit atakları tekrarlıyorsa sistemik tedavi edilir. Enfeksiyon kaynaklı olmayan arka üveitlerde ise çoğunlukla ağız yoluyla ve özellikle son yıllarda cilt altından alınan güncel ilaçlar kullanılmaktadır. Enfeksiyon kaynaklı olmayan arka üveitler için kortizonlu ilaçlar ve bağışıklık sistemi üzerinde dengeleyici olan ilaçlar önerilmektedir. Gerek ön gerekse arka üveitler için hekim takibi gereklidir. Hastalığın erken döneminde ve doğru tedavi edildiği takdirde sonuçlar kesinlikle olumlu olmaktadır. Ayrıca sistemik hastalıklarla ilişkili olan üveitlerde, ilgili branşlarla konsülte edilerek tedavisine devam edilmelidir. Enfeksiyon kaynaklı üveitlerde etkene yönelik tedavi yapılır. Tedavinin hekim gözetiminde yapılmadığı durumlarda, özellikle de ilaçlar kontrolsüz kullanılırsa, hayati tehlike ile karşı karşıya kalınabilir” diyerek cümlelerini tamamladı.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sevgililer Günü için ENUYGUN’dan en romantik rota önerileri

14 Şubat Sevgililer Günü yaklaşırken çiftleri de tatlı bir telaş ve heyecan sarıyor. Bu özel gün için farklı ve unutulmaz bir plan yapmak isteyenler için Türkiye’nin Lider Seyahat Sitesi Enuygun, ülkemizin farklı bölgelerindeki en romantik tatil rotalarını listeledi. İşte sevdiğinizle birlikte keşfedebileceğiniz, huzur ve romantizm dolu en özel yerler.

Kapadokya

 

Tarih ve doğanın büyüleyici güzelliğini gözler önüne seren Kapadokya, aşıkların dilediği gibi zamansız bir yer. Romantizm yaşamak isteyen çiftlerin ilk tercihleri arasında yer alan Kapadokya, kışın bir başka güzel oluyor. Kapadokya’da karla kaplı peribacalarının muhteşem görüntüsü ile her anı romantik bir deneyime dönüştürebilirsiniz. Güneşin ilk ışıklarıyla beraber balonların gökyüzüne yükselmesiyle kendinizi bir masalın içinde bulabilirsiniz. Akşamları ise bölgede bulunan restoranlarda lezzetli yemekler yiyebilir ve bölgede yapılan eşsiz şarapların tadına bakabilirsiniz. 

 

Abant

 

Kış fotoğraflarının en güzel adresi olan Abant, Türkiye’nin en romantik destinasyonların başında geliyor. Doğal güzellikleriyle adından sık sık söz ettiren Abant’ın çevresinde gezilecek birçok yer bulunuyor. Göl çevresinde karlar içinde el ele yürüyüşler yapabilir, sıcacık kahvenizi yudumlayarak manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Doğayla buluşmak, güne enfes bir göl manzarası ile başlamak isterseniz bu kartpostal görünümlü yeri sevgililer gününde ziyaret edebilirsiniz. 

 

Büyükada

 

İstanbulluların bir vapurla gidebileceği Prens Adalar’ının en büyüğü olan Büyükada, sakin ve romantik tatil yapmak isteyenlerin ilk tercihleri arasında yer alıyor. Romantik dakikalar geçirebileceğiniz birçok otel seçeneğinin bulunduğu Büyükada, baş başa bir tatil yapmak isteyenler için ideal bir seçenek oluyor. Hem doğanın hem de aşkın tadına adada varmak bu Sevgililer Günü için kulağa hoş gelmiyor mu? 

 

Bozcaada

 

Güneşin batışını en güzel izleyeceğiniz yer olan Bozcaada, romantizm denince akla ilk gelen rotalardan. Sadece yazın değil kış aylarında da insanın içini açan masmavi denizi, çiçeklerle bezeli şirin sokakları, rüzgar gülleri, otantik dokusu ile Bozcaada’da unutulmaz bir sevgililer günü geçirebilirsiniz. 

 

 

 

 

Sapanca

 

Doğayla iç içe, huzurlu ve romantik bir sevgililer günü geçirmek isteyenler için Sapanca ideal bir durak. Göl kenarında yapacağınız keyifli yürüyüşler, orman içindeki bungalov evlerde konaklama ve doğanın sunduğu eşsiz manzaralar bu özel günü unutulmaz kılabilir. Sevdiğiniz kişiyle birlikte göl manzarasına karşı kahvenizi yudumlayabilir, bisiklet turlarına katılabilir ya da doğa yürüyüşleriyle ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. Sapanca’nın sakin atmosferinde sevgililer gününü romantizm ve huzur dolu anlarla taçlandırabilirsiniz.

 Uludağ 

Türkiye’nin en popüler kayak merkezlerinden biri olan Uludağ, karla kaplı manzaraları ve doğa harikalarıyla romantik bir tatil yapmak isteyenler için unutulmaz bir deneyim sunuyor. Dağın zirvesinde yer alan Uludağ Milli Park’ında yer alan yürüyüş parkurları, şelaleler ve piknik alanları sayesinde sevdiğiniz kişiyle keyifli vakit geçirebilirsiniz. İster kayak yapın, ister doğada uzun bir yürüyüşe çıkın, Uludağ sevgililer günü için eşsiz bir rota.  

 

Mardin

Binlerce yıllık geçmişi, tarihi dokusu ve büyüleyici atmosferiyle Mardin, sevgililer için de en popüler yerlerden biri. Taş konakları, dar sokakları ve eşsiz manzaralarıyla adeta bir masal şehri olan Mardin’de, sevdiğiniz kişiyle romantik anlar yaşayabilirsiniz. Gün batımında Mezopotamya Ovası’na karşı kahvenizi yudumlayarak bu özel günü daha da anlamlı hale getirebilirsiniz. 

 

Wingie Enuygun Group Hakkında: Wingie Enuygun Group, teknolojik gelişmelerin öncüsü olan, dijital düşünen ve kullanıcılarına en kusursuz deneyimi sunmak için çalışan seyahat odaklı bir teknoloji şirketidir. Wingie Enuygun Group, her ay en uygun seçeneklerle buluşturduğu 22 milyonun üzerinde ziyaretçisi ile Türkiye’de seyahat sektörünün online dönüşümüne yön veriyor. Hizmet verdiği alanlar arasında uçak bileti, otel, otobüs bileti, araç kiralama, transfer, finans ve sigorta yer alıyor. 15 milyonun üzerinde uygulama indirme ile seyahat sektöründe öncü olma özelliğini taşıyan ENUYGUN, 2028’e kadar dünyanın en büyük 5 online seyahat pazaryeri arasına girme vizyonuna paralel olarak, global markası Wingie ile 6 dilde hizmet sunuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’de Ev Gençleri Sayısı Hızla Artıyor!

Son zamanlarda ‘’ev genci’’ tanımı ile sık karşılaşır olduk. Ne istihdamda olan ne de eğitimin öğretimin sürecine devam eden gençler ev genci  (NEET,  (Not in Education, Employment, or Training) olarak tanımlanıyor. Türkiye’de 4 milyonun üzerinde oldukları tahmin edilmektedir. Avrupa birliği ülkelerinde 15-29 yaş grubunda ev genci oranı ortalamada %18 iken, Türkiye’de % 35,6. olarak bildirilmektedir.

 

Prof. Dr. Göğcegöz, bu gençlerin büyük bir çoğunluğu (yaklaşık % 61) içinde bulundukları bu durumdan memnun olmadıklarını belirtti. ‘’Bu gençler çalışmayı ve / veya eğitim hayatına devam etmeyi istiyor ancak önlerindeki en büyük engeller arasında nasıl ilerleyeceklerini bilememeleri, iş bulamamaları, işin gerektirdiği donanıma sahip olmamaları veya iş bulsalar bile zorlanma, beklentilerinin karşılanmaması gibi nedenlerle devam etmemeleridir.’’ şeklinde açıklamalarda bulundu.

Çözüm İçin Multidisipliner bir Yaklaşım Şart!

Prof. Dr. Işıl Göğcegöz sözlerine şu şekilde devam etti: ‘’Ülkemizde bu gençlerin sayılarının artmasının en önemli sosyal nedenleri; istihdam sorunu, yetersiz mesleki yönlendirme ve kültürel nedenler ile bu bireylerin aileleri tarafından desteklenmesi (koruyucu kollayıcı ebeveynlik) sayılabilir. Psikolojik nedenleri arasında; bu bireylerin sorumluluk alamamaları ve zorlanmaya karşı hassas olmaları, beklentilerinin yüksek olması, bazı kişilik özellikleri sayılabilir. Ayrıca bu gençlerde depresif bozukluk, anksiyete bozukluğu, oyun, internet, kumar bağımlılığı gibi birçok psikiyatrik hastalıklar daha sık görülebiliyor ve sorunun iyice derinleşmesine zemin hazırlıyor. Özellikle bu gençlerin fark edilmesi ve psikiyatrist, psikolog, sosyoloğunda içinde bulunduğu multidisipliner bir yaklaşımla sorunun sebeplerinin ve çözüm yollarının belirlenmesi gerekmektedir. En azında bireysel olarak yapabileceğimizi belirlemenin de bir adım olacağı unutulmamalıdır. Eğitim/öğretim sistemi ve meslek, kültür, sanat alanında politikalarının tekrar gözden geçirilmesi, ailelerin özellikle çocuğun eğitim/ öğretim hayatında ve meslek seçimlerinde nelere dikkat etmeleri gerektiği ile ilgili bilinçlendirilmesi oldukça önemlidir.’’

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sensodyne Klinik Beyazlık Reklam Kampanyasının Yeni Yüzü: Gökçe Bahadır

Diş hekimlerinin yıllardır hassasiyet için önerdiği Sensodyne Klinik Beyazlık serisinin yeni marka yüzü Gökçe Bahadır oldu. Bugüne kadar Türkiye’de ve dünyada sadece gerçek diş hekimleriyle reklam kampanyası gerçekleştiren marka, yeni çektiği reklam filminde bu yıl ilk kez bir ünlüyle diş hekimini bir araya getirdi. 

Türkiye’de tüketiciler, daha beyaz dişlere sahip olabilmek için pek çok farklı yöntem deniyor. Sensodyne Klinik Beyazlık, diş minesini koruyarak hassasiyet yaratmadan etkili beyazlık sunan formülüyle bu ihtiyaca yanıt veriyor.

Sensonyne Klinik Beyazlık serisinin yeni reklam filminde Gökçe Bahadır, diş hekimini ziyaret ediyor ve daha beyaz dişlere nasıl sahip olabileceğini soruyor. Diş hekiminin, diş minesi koruma özelliği bulunan beyazlatıcı bir diş macunu önerisiyle Sensodyne Klinik Beyazlık ile tanışıyor. 

Markanın reklam yüzü Gökçe Bahadır, Sensodyne Klinik Beyazlık’ın dişleri hassasiyet yaratmadan 8 hafta boyunca günde iki kez fırçalayarak günlük diş macunlarına kıyasla 2 ton beyazlattığını ve 7 kat daha iyi leke çıkaran formülüyle etkinliğini kanıtladığını vurguluyor.

Sensodyne Klinik Beyazlık ile artık hassasiyet yaşamadan beyaz bir gülümsemeye sahip olmak mümkün…

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Veteriner Dostlar’ 10 Şubat Pazartesi Günü 20.00’de National Geographic WILD Ekranlarında Başlıyor!

Uzun süredir arkadaş olan Veteriner dostlar Dr. Ferguson ve Dr. Hudges’ın, kırsaldaki kliniklerinde ilgilendikleri her tür ve boyuttaki hastalarının hikayelerini konu alan ‘Veteriner Dostlar’, 10 Şubat Pazartesi saat 20.00’de National Geographic WILD ekranlarında başlıyor.

Ödüllü yönetmenlerden nefes kesen belgeselleri, vahşi yaşamın gözler önüne serildiği kaliteli yapımları Türk izleyicisi ile buluşturan National Geographic WILD kanalını 

D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kış Kazalarına Karşı 7 Etkili Önlem!

Kışın dondurucu soğuklarıyla birlikte yurt genelinde çok sayıda ilde kar yağışı buzlanma ve don tehlikesini artırırken, kış kazalarına karşı son derece dikkatli olmak gerekiyor. Zira bir anlık dalgınlıkla düşme sonrası kırık- çıkık ve yumuşak doku yaralanmalarının yanı sıra yaşamı tehdit edecek çok ciddi sağlık sorunları da meydana gelebiliyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Nezih Ziroğlu “Kış aylarında günlük yaşamda kazalarla çok sık karşılaşılıyor. Özellikle kaygan zeminlerde düşme sonucu meydana gelen ortopedik yaralanmalar hastanelerin acil servislerini dolduruyor. Basit bir kayma dahi ciddi kırıklara veya bağ yaralanmalarına yol açabiliyor. Ancak kışın en sık görülen ortopedik kazalardan ve yaralanmalardan korunmak için bazı basit ama etkili önlemleri öğrenmek hayat kurtarıcı olabilir” diyor. Doç. Dr. Ziroğlu, kışın en sık görülen ortopedik kazalar ve yaralanmalar ile kış kazalarına karşı alınması gereken önlemleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

  • El bileği burkulması ve kırıkları

Kaygan zeminlerde düşme sonucu elde ve bilekte meydana gelen burkulmalar ve kırıklar oldukça yaygındır. Belirtiler arasında; şiddetli ağrı, morarma, şişlik ve bileği hareket ettirmede zorluk yer alır. Eğer kırık varsa, bilekte şekil bozukluğu da görülebilir.

  • Diz yaralanmaları

Karlı ve buzlu zeminlerde yapılan ani hareketler, dizde bağ yaralanmalarına ve menisküs hasarlarına neden olabilir. Özellikle ön çapraz bağ yaralanmaları sırasında dizde ani bir ses duyulabilir. Şişlik, hareket kısıtlılığı, ağrı ve güvensizlik başlıca belirtiler arasındadır.

  • Omuz Çıkıkları ve Rotator Manşet Yaralanmaları

Düşme sırasında omza alınan darbeler veya kış sporlarında kontrol kaybı, omuz çıkıkları ve omuz manşet kas ve tendon yaralanmalarına neden olabilir. Ani ağrı, omuzda şekil bozukluğu ve baş üstü aktivitelerde güçlük bu yaralanmaların tipik belirtileridir.

  • Kalça kırıkları

Kış aylarında özellikle ileri yaş grubu başta olmak üzere kalça kırıkları sık görülür. Şiddetli ağrı, bacağın dışa dönmesi ve yürüme zorluğu gibi belirtilerle kendini gösteren bu durum, yaşlı bireylerde yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir ve kalıcı sakatlıklara yol açabilir.

  • Ayak bileği burkulmaları

Buzlu zeminlerde dengesiz bir adım atma veya kayma ayak bileği burkulmalarına neden olabilir. Ağrı, şişlik, morarma ve üzerine basamama ayak bileği burkulmaları ve bağ yaralanmalarının en sık görülen belirtileridir.

 

Erken tanı ve tedavi çok önemli!

 

Doç. Dr. Ziroğlu, kaza geçiren kişinin olabildiğince hareket ettirilmeden, bilinçli şekilde taşınarak ya da gerektiğinde ambulans çağırarak sağlık kuruluşuna götürülmesi gerektiğini vurguluyor. Bazı basit görünen yaralanmalarda ise tedaviye geç kalınmasının ciddi komplikasyonlara yol açabildiğini belirten Doç. Dr. Nezih Ziroğlu “Ortopedik kazalar ve yaralanmalarda; ıstırahatle geçmeyen ağrı, üzerine basamama ya da bölgeyi kullanamama, eklemde sertlik ve hareket kaybı ile şişlik ve morarmanın hızla artması gibi durumlarda zaman kaybetmeden Ortopedi hekimine başvurmak gerekir” diyor. 

Kış kazalarına karşı basit ama etkili önlemler!

Acıbadem Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Nezih Ziroğlu, kışın ortopedik kazalar ve yaralanmalara karşı alınabilecek basit ama etkili 7 önlemi şöyle anlatıyor: 

  1. Karlı ve buzlu havalarda yüksek topuklu bot ya da çizme giymeyin. Ayakkabınızın altının kaymaz dokulu olmasına dikkat edin.
  2. Özellikle karlı ve buzlu zeminlerde küçük adımlar atın. Adımların geniş olması kayma riskini artırır.
  3. Ani dönüş ve ani hareketlerden kaçının.
  4. Dengeyi sağlayarak düşme riskini azalttığı için elleriniz cebinizde yürümeyin.
  5. Yaralanma riskini azaltmak için kaslarınızı güçlendirici egzersiz yapın.
  6. Şapka ve eldiven takın. Kış sporları yaparken mutlaka dizlik, dirseklik ve kask kullanın.
  7. Soğuk hava kasları sertleştirip esnekliğini azalttığından dolayı, kaslarınızı sıcak tutacak kıyafetler giyin. Kasları sıcak tutmak dengeyi iyileştirerek düşme ve kaymalara karşı koruma sağlarken, ani hareketlerde sakatlanma riskini azaltır, aynı zamanda eklemlerin daha rahat hareket etmesini sağlayarak eklem sakatlıklarını önlemeye destek olur.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı