Yıllık arşivler: 2025

Bağışıklık sistemini güçlendiren 7 önemli beslenme önerisi

Kış aylarında havaların soğumasıyla beraber grip, larenjit ve farenjit gibi solunum yolu hastalıklarına yakalanma riskimiz artıyor. Zira, bu dönemde, yeteri kadar havalandırma veya temiz hava sirkülasyonu sağlanamayan kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirmemiz mikropların hızlıca   bulaşmasına neden oluyor.

Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, dolayısıyla kış aylarında hastalıklara karşı en etkili silahımız olan bağışıklık sistemimizi güçlü tutmanın oldukça önem kazandığına dikkat çekerek, “Bağışıklık sistemimizin güçlü kalabilmesi için yeterli ve dengeli beslenmemiz önem kazanmaktadır. Kış aylarında tek bir besin grubuna odaklanmak yerine,  her besin grubundan ve mevsimine uygun beslendiğimizden emin olmamız gerekmektedir” diyor. 

Taze sebze – meyve tüketimine özen gösterin

Taze sebze ve meyveler çoğunlukla vitamin, mineral ile antioksidanlar bakımından oldukça zenginler. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, bağışıklık sistemimizin güçlü kalması için çok çeşitli vitamin ve minerallere ihtiyaç duyduğumuzu belirterek, “Tümünü yeterli ve dengeli alabilmek için çeşitli gıdalarla beslenmek önemlidir. Diyabet hastalığı veya meyve alımına engel başka bir hastalık yoksa, günde 2 porsiyon meyve tüketilmelidir. Bir porsiyon meyve yaklaşık bir yumruk büyüklüğüdür. Sebzeler ise her öğüne mutlaka eklenmelidir” diyor. 

Vitamin ve mineral kaybını önleyin 

Taze sebze ve meyveler farklı türlerde vitamin ve mineral içeriyorlar. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, ancak ısı ve havayla temas ettiğinde ya da hatalı pişirme teknikleri kullanıldığında vitamin-mineral kaybı yaşanabildiğine işaret ederek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu nedenle, örneğin tahıllarda bulunan B grubu vitaminlerinin kaybolmaması için makarna ve kuskus gibi tahılları, suyunu çektirerek pişirmek gerekir. Bu sayede suya geçen ve suyu döktüğümüzde kaybedebileceğimiz vitaminler korunmuş olacaktır. Brokoli C vitamininden zengin bir sebzedir ve C vitamini kayıplarını minimuma indirmek için buharda pişirme yöntemi tercih edilmelidir. Portakal, mandalina veya taze yeşil sebzelerde bulunan C vitamini de ısı ve hava temasına karşı hassastır. Dolayısıyla çiğ tüketilmesi mümkün olan besinleri iyice yıkayarak temizliğinden emin olduktan sonra hemen tüketmek faydalı olacaktır. Yine C   vitamininden zengin portakal ve mandalina gibi meyveler de kabuğu soyulduktan sonra havayla temasını azaltmak için bekletmeden yenilmelidir” 

Bağırsak sağlığını önemseyin

Probiyotikler sağlığı olumlu yönde etkileyen ve vücuda alındıklarında bağırsağa canlı şekilde ulaşabilen mikroorganizmalardır. Bağırsak duvarı normalde patojen ve toksik mikroorganizmaların vücuda girmelerini engelliyor. Bağırsaktaki sağlıklı bakterilerin sayısının artması bağırsakların bu koruyucu görevini destekliyor.  Kötü beslenme alışkanlıkları veya diğer faktörlerden ötürü bağırsak florasının bozulması ise bağırsağın geçirgen hale gelmesine, dolayısıyla koruyucu görevini yerine getirememesine yol açabiliyor. Bu nedenle kefir veya probiyotik yoğurt gibi besinlerle bağırsak sağlığınızı, dolayısıyla bağışıklık sisteminizi desteklemeyi ihmal etmeyin.

Makro besin gruplarını dengeli şekilde alın

Protein, yağ ve karbonhidrat gibi makro besin grupları bağışıklık sistemini güçlü tutmak için bir uyum halinde çalışıyorlar. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, bu nedenle herhangi birinin eksikliğinin bağışıklık sisteminin çalışmasını olumsuz yönde etkileyebileceğine dikkat çekerek, “Kilo kontrolü veya başka sebeplerden ötürü ekmek ve makarna gibi karbonhidrat içeren besinlerden kaçınmak büyük bir hata. Zira bu davranış primer enerji kaynağı olan karbonhidratların eksikliğine neden olup, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebiliyor. Bağışıklık sistemi hücreleri farklı dönemlerde farklı makro besin gruplarını öncelikli olarak kullanabiliyorlar. Bu nedenle tüm makro besin gruplarını düzenli ve dengeli olarak almak önemlidir” diyor.  

Renklerin gücünden faydalanın

Renkli meyve ve sebzelerdeki vitaminler ile antioksidanlar bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyorlar.  Beslenmenizde farklı renkte besinler tüketmeye özen gösterin. Örneğin, ayvada bulunan C vitamini, balkabağında bulunan A vitamini, narda bulunan antosiyanin gibi maddeler antioksidan etkileriyle bağışıklık sisteminin güçlenmesinde rol oynuyorlar.  

Haftada iki kez balık çok önemli, çünkü… 

Omega 3 ve balıkta bulunan taurin ile triptofan gibi   diğer bileşenler bağışıklık sistemini düzenliyorlar. Ayrıca balık düzenli olarak tüketildiğinde bağırsaktaki yararlı bakteri sayısının artışına ve bu sayede de bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olabiliyorBeslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, balık mevsiminde olmanın avantajını kullanarak haftada 2 kez balık tüketmeye özen göstermemiz gerektiğini söylüyor. 

Su içmek için susamayı beklemeyin

Yeterli su tüketimi toksinlerin vücuttan uzaklaştırılmasına  destek olarak bağışıklık sistemimizin güçlenmesinde etkili oluyor. Bu nedenle gün içerisinde su içmeyi ihmal etmemelisiniz. Ancak su içmek için susamayı beklemeyin, zira susama refleksi vücudun su kaybetmeye başladığına işaret ediyor.  Günlük içmeniz gereken su miktarınızı kilonuzu 30 ml ile çarparak bulabilirsiniz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

The Never Game Romanından Uyarlanan “Tracker” 2. Sezonuyla 5 Ocak Pazar FX Ekranlarında!

Justin Hartley’in gizemli bir ödül arayıcısı ve uzman iz sürücü Colter Shaw rolünde yer aldığı, The Never Game romanından uyarlanan ‘Tracker’ın 2. sezonu 5 Ocak Pazar saat 20.30’da başlıyor.

The Never Game romanından uyarlanan ‘Tracker’ heyecanı hız kesmeden devam ediyor. Justin Hartley’i gizemli bir ödül arayıcısı ve uzman iz sürücü Colter Shaw rolünde izlediğimiz ‘Tracker’da, Colter Shaw polislere ve özel vatandaşlara suçları çözmede ve kayıp kişileri bulmada yardımcı olmak için eski tip karavanıyla ülkeyi dolaşıyor, ta ki son vakası her şeyi değiştirene kadar. 

‘Tracker’ 2. sezonuyla 5 Ocak Pazar günü saat 20.30’da FX ekranlarında başlıyor!

Dramadan korkuya, animasyondan bilim kurgu ve fantastiğe, polisiyeden aksiyondan ve komediye kadar birçok farklı kategoride yapıma ev sahipliği yapan FX; renkli ve çeşitli bir dünyanın kapılarını aralıyor. FX kanalı; D-Smart, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izlenebiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %44,38, aylık %1,03 arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup %25,88 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %91,64 ile eğitim oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre en çok azalan ana grup %-0,67 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %2,78 ile ev eşyası oldu (ana harcama gruplarına göre endeksler, ağırlıklar ve değişim oranları Ek Tablo-1’dedir).

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Aralık ayı itibarıyla, 19 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 12 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 112 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık %43,94, aylık %1,17 oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre %1,17, bir önceki yılın Aralık ayına göre %43,94, bir önceki yılın aynı ayına göre %43,94 ve on iki aylık ortalamalara göre %58,37 olarak gerçekleşti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstinye Üniversitesi mezunu Maisam Kaanan’ın “Sacred Hole” filmi uluslararası festivallerde

İstinye Üniversitesi mezunu Maisam Kaanan’ın “Sacred Hole” filmi uluslararası festivallerde ve İstanbul 12’nci Enternasyonal İpek Yolu Film Festivali’nde “Resmi Seçki”de yer aldı. Filistinli yönetmen Kaanan, “Ana hedefim, döneme ilişkin önemli sorular sorabilen ve kritik meseleleri ele alabilen belgesel dışı bir hikâye sunmaktı” diyor.

 

İstinye Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü mezunu Maisam Kaanan’ın “Sacred Hole” adlı filmi, Birleşik Krallık’taki First-Time Filmmaker Sessions London, Barbados Independent Film Festival, Metropolis Film Festival Milan film festivallerinde ve İstanbul 12’nci Enternasyonal İpek Yolu Film Festivali’nde “Resmi Seçki”de yer aldı. Filistinli yönetmen Kaanan, filmin yapım sürecini ve aldığı geri bildirimleri anlattı.

 

“En iyi seçim, iç sesinizi ve o anki duygularınızı dinlemekten geliyor”

 

Yönetmen Maisam Kaanan, filmin yaratım süresini şöyle anlattı:

“Başlangıçta, mezuniyet projem için hazırlanıyordum ve aklımda birçok fikir vardı. Ancak, tecrübeli profesyonellerden öğrendiğim şey, en iyi seçimin, iç sesinizi ve o anki duygularınızı dinlemekten geldiği oldu, çünkü bu, özgün bir film yaratır. Gazze’de devam eden savaş, haberleri sürekli takip etmem ve bir Filistinli olarak kimliğim göz önüne alındığında, bu projeyi gerçekleştirme kararım kesinleşti. Ana hedefim, bu döneme ilişkin önemli sorular sorabilen ve kritik meseleleri ele alabilen belgesel dışı bir hikâye ortaya koymaktı. Filmin ismi birçok anlam taşıyor. İlk olarak, “kutsal” terimi, Filistin’in kutsal topraklarıyla yakından bağlantılı. İkinci olarak, “çukur” hem bir ölüm yeri hem de ruhların kutsallığını simgeliyor. Başlık, filmde yer alan temaları bir araya getiriyor.”

 

“Film, medyanın dayatmaya çalıştığı anlatıya karşı yanıtımın parçası”

 

Filistinli bir öğrenci olarak savaş sürecinden etkilendiğini belirten Kaanan, şunları söyledi:

“Bu, benim için inanılmaz derecede zorlu bir kişisel deneyim oldu. Bir Filistinli olarak, farkındalığınız ve kimliğiniz, savaşın çeşitli şekillerdeki sürekliliğiyle sürekli şekilleniyor. Bu, mutlaka silahlı çatışma ile sınırlı değil. Bu durum, dünyayı anlama biçiminizi de etkiliyor. Ancak, bu savaş kişisel olarak farklı şeyler hissettirdi çünkü daha olgundum, daha bilinçliydim ve durumu analiz etme ve anlama yetisine sahiptim. Beni en çok sarsan şey, Batı medyasının açıkça sergilediği taraflılık, gerçeklerin bastırılması ve bu savaşın sanki şiddetle dolu bir tarihsel kökene sahip değilmiş gibi gösterilmeye çalışılmasıydı. Medya alanındaki eğitimim sayesinde bu çarpıtmaları erken fark etmeye ve bunlara karşı mücadele etmeye başladım. Film, medyanın dayatmaya çalıştığı anlatıya karşı bir yanıtımın parçası haline geldi.”

“Beni en çok etkileyen şey, derslerin filmlere bakış açımı nasıl değiştirdiğiydi”

Yönetmen Kaanan, İSÜ’de gördüğü eğitimin katkısına da değinerek “İstinye Üniversitesi’nde eğitim almanın öne çıkan yönlerinden biri, her dönem veya yıl sonunda bir film projesi üretme geleneğidir. Bu süreç, kişisel gelişimi teşvik ederken diğer öğrencilerin çalışmalarını gözlemleyerek sağlıklı bir rekabet duygusu yaratır. Senaryo aşamasından final gösterimine kadar sürekli geri bildirim ve takip, her projenin bir öncekinden daha iyi ve daha titiz olmasını sağlar. Beni en çok etkileyen şey, derslerin filmlere bakış açımı nasıl değiştirdiğiydi. Fikirleri ve sembolleri daha net ve derinlemesine takdir etmeye başladım, bu da doğrudan Sacred Hole’un yaratıcı sürecini etkiledi” dedi.

“Yolculuk devam ediyor, çünkü önümüzde hala gösterimler var”

Sacred Hole’un uluslararası film festivallerinde sergilenmesinden mutluluk duyduğunu ifade eden Kaanan, “Bu, tuhaf ama bir o kadar da güzel bir his; emeğinizin karşılığını almak ve yeteneğinizin onaylanması gibi. Sizi tanımayan ve sizin dilinizi konuşmayan profesyonellerin filminiz aracılığıyla sizinle bağ kurabilmesi, mesajınızı anlayıp bunu seçerek ve sergileyerek desteklemesi inanılmaz bir şey. Festivaller, diğer film yapımcılarıyla tartışmalar için kapılar açmak ve onların geri bildirimlerinden değerli bilgiler edinmek için harika bir fırsat sunuyor. Bu sohbetlerden çok şey öğrendim ve yolculuk devam ediyor, çünkü önümüzde hala gösterimler var” diyerek hislerini dile getirdi.

“Başarmayı hedeflediğim misyonu gerçekleştirdiğimi hissettim”

 

Aldığı geri bildirimlerden memnun olduğunu belirten yönetmen, “Bir haftadan fazla süren Londra Film Festivali sırasında, aday gösterilen yönetmenler tartışmalara katılma fırsatı buldu. Filmim, güncel olaylarla olan bağlantısı nedeniyle geniş çapta tartışmalara yol açtı ve bundan büyük mutluluk duydum. Sanki başarmayı hedeflediğim misyonu gerçekleştirdiğimi hissettim. Unutulmaz anlardan biri, bir Afrikalı yönetmenin yazdığı şu cümleydi: Hikâyemi bu kadar etkileyici bir şekilde anlatmak istiyorum. Filmin başkalarıyla nasıl bir bağ kurduğunu görmek ilham verici ve derinden ödüllendiriciydi” diyerek mutluluğunu dile getirdi.

 

“Uzun metraj film için bir hikâye üzerinde çalışıyorum”

 

Uzun metraj film için bir hikâye üzerinde çalıştığı belirten Kaanan, yeni projeleriyle ilgili şunları söyledi:

“Şu an Sacred Hole ekibiyle birlikte daha deneyimli profesyonellerle iş birliği yaparak bir uzun metraj film için bir hikâye üzerinde çalışıyorum. Festivallere katılmak sadece ağımı genişletmekle kalmadı, aynı zamanda birlikte çalışmaya hevesli deneyimli kişilerle de tanışma fırsatım oldu. Başlangıçta birkaç planım vardı, ancak festivallerle olan deneyimim, bunlardan bazılarını yeniden değerlendirmemi sağladı. Artık bu etkinliklerdeki sistem ve kalıpları daha iyi anladığımı hissediyorum, bu da ilerleyen süreçte film yapma yaklaşımımı etkileyecek. Amacım her zaman bir öncekinden daha iyi bir şey yaratmak ve şimdi daha uzun bir film yapmaya odaklanıyorum, uzunluğunu hak eden bir hikâyeyle. Ekip arkadaşlarım ve ben, bu vizyonu hayata geçirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeni yılın ilk ayı AASSM’de güzel

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM), 2025 yılının ilk ayını dopdolu bir programla karşılıyor. Pek çok konser ve serginin düzenleneceği ocak ayında, dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say’ın İzmir prömiyerinin yanı sıra araştırmacı gazeteci ve yazar Uğur Mumcu’yu anma konseri de var. 

İzmirliler, yeni yılın ilk ayını birbirinden güzel etkinliklerle karşılaşacak. AASSM’nin ev sahipliği yapacağı konserler, fotoğraf sergileri ve atölyeler, yine unutulmayacak anlara sahne olacak. 5 Ocak’ta ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say’ın İzmir prömiyeri ile başlayacak ocak ayı etkinlikleri, 31 Ocak günü gerçekleştirilecek İzmir Devlet Senfoni Orkestrası konseri ile sona erecek. Ocak ayında açılan sergiler şubat ayına kadar ziyaretçileri ağırlayacak.

Fazıl Say’dan İzmir prömiyeri

AASSM, 5 Ocak’ta dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say’ı ağırlayacak. “Piyano başında 50. Yıl” adlı konserde, Say’ın yeni piyano eserlerinin İzmir prömiyeri yapılacak. Konserde, Say’ın kahinlerin ve kehanetlerin merkezi kabul edilen Klaros’u güçlü müziğiyle betimlediği yeni eseri Kehanetler Tapınağı “Klaros”, Samed Behrengi’nin eserinden esinlenerek bestelediği “Küçük Kara Balık” ve çok sevilen eseri İnsan İnsan’ın piyano versiyonu İzmirli dinleyici ile buluşacak. İzmir prömiyerinde yer alan diğer eser ise Say’ın flüt ve piyano için bestelediği “Bosphorus Romance” olacak. Bu parçada, Say’ın güçlü piyanosuna başarılı flüt sanatçısı Aslıhan And eşlik edecek. Prömiyer eserlerin yanı sıra Say’ın “Karatoprak” ve F. Schubert’in “Arpeggione” sonatı da konserde seslendirilecek parçalar arasında yer alıyor. Konser saat 20.00’de başlayacak.

Konserler ve çocuk atölyesi

10 Ocak günü İzmir Devlet Senfoni Orkestrası konseri Büyük Salon’da saat 20.00’de gerçekleştirilecek. 11 Ocak günü saat 14.00’te ise 8-10 yaş arası çocuklar için Hayal Terzisi Masal Atölyesi düzenlenecek. Müzik Kütüphanesi’nde ücretsiz katılımla yapılacak atölye çalışması için www.aassm.org.tr adresi üzerinden kayıt yaptırılıyor. 15 Ocak’ta da Olten Filarmoni Orkestrası konseri var. Jurjen Hempel’in yönettiği orkestra, dev koro kadrosu ile Ludwig van Beethoven’ın 9. Senfoni’sini seslendirecek. Konser, Büyük Salon’da saat 20.30’da düzenlenecek. AASSM, 17 Ocak günü saat 20.00’de İzmir Devlet Senfoni Orkestrası konserine ev sahipliği yapacak. 

Uğur Mumcu anılıyor

24 Ocak 1993’te Ankara’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden araştırmacı gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, vefatının 32. yılında anılıyor. 24 Ocak’ta AASSM Küçük Salon’da düzenlenecek ücretsiz konser saat 20.00’de başlayacak. Aynı gün Büyük Salon’da ise İzmir Devlet Senfoni Orkestrası konseri saat 20.00’de gerçekleştirilecek. 

Konserler kulakların pasını silecek

Senfonik Tınılarla Orkestra Akademisi & Gülsin Onay konseri 27 Ocak günü saat 20.00’de Büyük Salon’da yapılacak. 28 Ocak saat 20.00’de ise Tekfen Filarmoni Orkestrası konseri var. Olten Filarmoni Orkestrası Olten Brass Band konseri ise 29 Ocak günü saat 20.30’da Büyük Salon’da düzenlenecek. Ayın son konseri ise 31 Ocak’ta. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası konseri, Büyük Salon’da saat 20.00’de dinleyicileri ile buluşacak.

Sergiler ziyaretçilerini bekliyor

Ocak ayında AASSM’de çok sayıda sergi de var. 31 Ocak tarihine kadar sürecek Kubilay Anıtı Sergisi, Alt Kat Galeri bölümünde ziyaretçilerini bekliyor. Cumhuriyet Gazetesi’nin öncülük ettiği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa hazırlanan sergide yer alan bilgi, belge ve fotoğraflar, şehit Kubilay ve arkadaşları ile anıtın ayrıntılı öyküsünü içeriyor. 6 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında ise Mehmet Erman Yıldız’dan Pano Karelerin Işığı adlı fotoğraf sergisi Üst Kat Doğu Galeri bölümünde sergilenecek. Küratörlüğünü Elif Genç’in yaptığı sergide yer alan fotoğrafların her biri bir hikâye anlatırken, katılımcılara farklı bakış açılarını ve kompozisyonları keşfetme imkanı veriyor. Sergi, sadece görsel bir şölen sunmakla kalmıyor, aynı zamanda müzik ve teknolojinin uyumunu da hissettiriyor. 10 Ocak-16 Şubat tarihleri arasında, Ertuğrul Tugay’ın Dağdan Doğadan Ertuğrul Tugay fotoğraf sergisi Giriş Kat Galeriler bölümünde olacak. 30 yılı aşkın süredir fotoğraf çekmeye devam eden Tugay, çektiği fotoğraflarla ilk kişisel sergisini açıyor. AASSM’deki tüm sergiler, ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir iki önemli sergiye ev sahipliği yapıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi, ocak ayında Sevgili Pinocchio Sergisi ve 101. Yılında 101 Kadın Şiddete Hayır Diyor Uluslararası Resim Sergisi’ne ev sahipliği yapacak.

Yeni yılı kültür sanat etkinlikleri ile karşılayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, 3 Ocak-28 Şubat tarihleri arasında Sevgili Pinocchio Sergisi’ne, 10 Ocak 2025-31 Ocak tarihleri arasında ise 101. Yılında 101 Kadın Şiddete Hayır Diyor Uluslararası Resim Sergisi’ne ev sahipliği yapacak.

Dünyanın en ünlü kuklası İzmir’de

Sevgili Pinocchio Sergisi, Konak Metro Sanat Galerisi’nde 3 Ocak Cuma günü saat 09.00’da ziyaretçilere açılacak. Serginin resmi açılışı ise 10 Ocak günü saat 19.00’da yapılacak. Açılışta, serginin küratörü Giulio Iacchetti ve İzmir İtalya Konsolosu Daniele Bianchi de yer alacak. İtalya Müzeler Müdürlüğü’nün hazırladığı ve şimdiye dek üç ülkede sergilenen Sevgili Pinocchio Sergisi’nin dördüncü durağı İzmir olacak. Dünyanın en tanınmış kuklası olan Pinocchio, İtalyan grafiker ve kukla sanatçıları tarafından kendi özgünlükleriyle tasvir edilerek yeniden yaratıldı. Özgün Pinocchio yorumları, 28 Şubat tarihine kadar İzmirlilerle buluşacak. Serginin ziyaret saatleri ise hafta içi 09.00-17.30, hafta sonu 10.00-18.00 olarak belirlendi.

“101 Kadın Şiddete Hayır Diyor”

101. Yılında 101 Kadın Şiddete Hayır Diyor Uluslararası Resim Sergisi, 10 Ocak-31 Ocak tarihleri arasında Tarihi Bıçakçı Han’da düzenlenecek. ”Medeniyetin evrensel dili sanat, iyileştirir, güzelleştirir, güçlendirir” sloganıyla yola çıkan Sevgi Çemberi Derneği, kuruluşunun 101. yıl dönümünde 101 ressamla birlikte kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadeleyi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin azaltılmasına yönelik küresel farkındalık yaratmayı amaçlıyor. 10 Ocak Cuma günü saat 14.00’te açılacak sergiye, dünyanın en büyük kadın gönüllü hizmet kuruluşlarından biri olan Inner Wheel’in 244. Bölge Federasyonu Başkanı Zeynep Pamukçu, Inner Wheel Uluslararası Yönetim Kurulu Üyesi İclal Kardıçalı, Inner Wheel Ulusal Komite Başkanı Gülgün Dolunay ve Atakent Inner Wheel Kulübü geçmiş dönem Başkanı ve sergi koordinatörü Şükran Aydın da katılacak. Serginin ziyaret saatleri hafta içi 09.30-17.00 arası olarak belirlendi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Selçuklu Belediyesi, çocukların bayramı olan şivlilikte onlar için eğlenceli etkinlikler düzenledi

Konya kültürüne özgü bir gelenek olan ve çocukların şivlilik coşkusu ile taçlanan üç ayların başlangıcı Selçuklu Belediyesi’nin çocuklar için düzenlediği etkinliklerle dolu dolu geçti. Selçuklu Belediyesi hizmet binasında sabah erken saatlerde şivlilik dağıtımı ile başlayan etkinlikler öğleden sonra sosyal tesiste çocuklar için düzenlenen eğlenceli aktivitelerle devam etti.

 

Selçuklu Belediyesi Sosyal Tesisi’nde düzenlenen programda Hacivat Karagöz ve Nasrettin Hoca sahne gösterisi, eğlenceli atölye etkinlikleri, yüz boyama faaliyetleri ve çocuklara süt ikramı yapıldı. Sosyal tesis önünde çocukların katılımı ile bir basın açıklaması yapıldı. Gazze, Doğu Türkistan, Ukrayna ve dünyadaki tüm çocuklar için kardeşlik mesajı verildi. Etkinlik çocuklar tarafından yapılan kardeşlik temalı dua ile son buldu.

 

Etkinliğe katılan çocuklar kendilerine güzel bir gün yaşatan Selçuklu Belediyesi’ne teşekkür etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Beylikdüzü’nde kültür sanat etkinlikleri 2025’e iddialı başlıyor

Beylikdüzü Belediyesi’nin Ocak ayı kültür-sanat etkinlikleri kapsamında tiyatrodan konserlere kadar birçok seçkin içerik sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde bu ay neredeyse her gün bir oyun ya da bir konser izlemek mümkün. Beylikdüzü Belediye Tiyatrosu oyuncularının hazırladığı Ne Oynuyoruz ve Hastalık Hatası oyunları ise Beylikdüzü Sahnesi’nde ücretsiz olarak sahnelenecek.

Beylikdüzü Belediyesi 2025’in ilk ayında da sanatseverler için oldukça zengin bir program hazırladı. Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi (BAKSM) bu ay 20’den fazla tiyatro oyununa ev sahipliği yapıyor. BAKSM sahnesinde bu ay neredeyse her gün bir oyun ya da bir konser izlenebilecek. Seni Seviyorum İyi ki Ayrılmışız, Kadınlık Bizde Kalsın, Şakşakçılar, Kürk Mantolu Madonna, Geç Bunları Nazım, Erkek Aklı Oksimoron, Bir Baba Hamlet, Aşk Hikâyen Düşmüş, Ahududu ve Kadın Kafası adlı oyunlar tiyatroseverlerle buluşacak. Ayrıca “Nilgün Belgün’le Aşk ve Komedi” adlı müzikli danslı gösterisi, Doğu Demirkol’un tek kişilik gösterisi ve Meksika Çıkmazı adlı komedi programı da ocak ayı takviminde yer alıyor. Yine Beylikdüzü Belediye Tiyatrosu oyuncularının hazırladığı Ne Oynuyoruz ve Hastalık Hatası oyunları ise Beylikdüzü Sahnesi’nde ücretsiz olarak sahnelenecek.

Çocuklara özel oyunlar

Ocak ayında çocuklar için de Şu Bizim Çocuklar, Rapunzel, Sevimli Dinozor, Peter Pan: Kurak Ada, Oliver Twist, Maşa ile Koca Ayı Sürpriz Gösteri, Kral Şakir ve Kapadokya Macerası, Sermet Erkin ile İnteraktif İllüzyon Gösterisi ve Enver Ertaş’ın The Illisionist tiyatro ve gösterileri sahnelenecek.

Müzikseverler Beylikdüzü Sahnesi’nde buluşacak

Ayrıca uluslararası ödüllere sahip Marmara Flüt Orkestrası, “Beylikdüzü Cumhuriyet Korosu” ve  Bizimkent Türk Sanat Müziği Korosu da Beylikdüzü Sahnesi’nde müzikseverlerle buluşacak. Sanatseverler, www.beylikduzu.istanbul adresindeki etkinlik takviminden tüm detaylı bilgiye ulaşabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kış mevsiminde “göz kuruluğu” riskine dikkat!

Göz yüzeyini nemli tutan gözyaşı üretiminin yeterince olmaması ya da gözyaşının kalitesinin bozulması sonucu ortaya çıkan göz kuruluğu, gözlerde yanma, batma, kızarıklık ve yabancı cisim hissi gibi belirtilerle kendini gösteriyor.

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Kızıltoprak, kış mevsiminde kuru ve soğuk havaların ve özellikle kapalı alanlarda kullanılan ısıtma sistemlerinin, havadaki nem oranını düşürerek gözlerin kurumasına yol açabileceğini söyledi. Kapalı alanlarda nemlendirici cihazlar kullanmak, bol su tüketmek ve suni gözyaşı damlalarıyla gözleri nemlendirmenin faydalı olabileceğini belirten Kızıltoprak, Omega-3 yağ asitlerinden zengin bir diyetin gözyaşı kalitesini iyileştirmede etkili olabileceğini kaydetti.

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Kızıltoprak, göz kuruluğunun nedenleri ve önlenmesine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Göz kuruluğunun, göz yüzeyini nemli tutan gözyaşı üretiminin yeterince olmaması ya da gözyaşının kalitesinin bozulması sonucu ortaya çıkan bir durum olduğunu belirten Kızıltoprak, “Gözyaşının eksikliği veya kalitesindeki sorun, göz yüzeyinin kurumasına ve tahriş olmasına neden olur. Bu durum, gözlerde yanma, batma, kızarıklık ve yabancı cisim hissi gibi belirtilerle kendini gösterir” dedi.

Menopoz döneminde tetiklenebiliyor

Göz kuruluğunun başlıca nedenlerini uzun süre bilgisayar veya telefon ekranına bakmak, rüzgârlı veya kuru havalarda bulunmak ve yaşlanmaya bağlı olarak gözyaşı üretiminin azalması olarak sıralayan Kızıltoprak, “Ayrıca hormonal değişiklikler, özellikle menopoz döneminde kadınlarda, göz kuruluğunu sıkça tetikleyebilir. Bunun yanında antihistaminik, antidepresan veya beta bloker gibi ilaçların kullanımı da gözyaşı üretimini olumsuz etkileyebilir” uyarısında bulundu.

Uzun süre kontakt lens kullanımı da kuruluğa neden olabilir

Bazı sağlık sorunlarının da göz kuruluğuna yol açabileceğini kaydeden Kızıltoprak, “Örneğin Sjogren Sendromu, diyabet veya romatoid artrit gibi hastalıklar gözyaşı bezlerini etkileyebilir. Uzun süre kontakt lens kullanımı veya LASIK gibi cerrahi müdahaleler de kuruluğa neden olabilir. Çevresel faktörler, beslenme eksiklikleri (özellikle omega-3 yağ asitleri) ve yetersiz su tüketimi de göz kuruluğunun yaygın sebeplerindendir” diye konuştu.

Gözde yanma, batma ve kuruluk hissi oluşuyor

Göz kuruluğunun genellikle gözde yanma, batma veya kuruluk hissiyle kendini gösterdiğini ifade eden Kızıltoprak, “Bazı insanlar, gözlerinde yabancı bir cisim varmış gibi rahatsızlık hissedebilir. Özellikle ekran karşısında uzun süre vakit geçirdiğinizde veya rüzgârlı, kuru bir ortamda bulunduğunuzda bu belirtiler daha da belirginleşebilir. Gözlerde kızarıklık, bulanık görme ve ışığa karşı hassasiyet de sık karşılaşılan diğer belirtiler arasındadır” dedi.

Gözlerde sulanma da görülebilir

Göz kuruluğunda bazen gözlerde sulanma da görülebildiğini söyleyen Kızıltoprak, “İlginç bir şekilde, göz kuruluğu olan kişilerde gözlerde sulanma da görülebilir. Bu, gözlerin kuruluğa tepki olarak fazla miktarda ama yetersiz kaliteye sahip gözyaşı üretmesinden kaynaklanır. Ayrıca, göz kapaklarınız ağırlaşmış gibi hissedebilir ve kontakt lens kullanıyorsanız lenslerinizi takarken rahatsızlık duyabilirsiniz” dedi.
 
Kapalı alanlardaki ısıtma sistemlerine dikkat!

Göz kuruluğunun her mevsimde görülebildiğini ancak bazı mevsimsel faktörlerin bu durumu tetikleyebildiğini ifade eden Kızıltoprak, “Örneğin yaz aylarında sıcak hava ve rüzgâr kuruluğa neden olabilirken, kış mevsiminde kuru ve soğuk havalar, özellikle de kapalı alanlarda kullanılan ısıtma sistemleri, havadaki nem oranını düşürerek gözlerin kurumasına yol açabilir. Ayrıca kış aylarında rüzgârlı havalarda dışarıda bulunmak da gözyaşı buharlaşmasını artırabilir.
Kış mevsiminde göz kuruluğu yaşayanlar, gözlerinde yanma, batma, kızarıklık ve yabancı cisim hissi gibi belirtilerle daha sık karşılaşabilir. Kapalı alanlarda nemlendirici cihazlar kullanmak, bol su tüketmek ve suni gözyaşı damlalarıyla gözleri nemlendirmek bu dönemde oldukça faydalıdır” tavsiyesinde bulundu.

Gözyaşı miktarı ve kalitesi ölçülebiliyor

Göz kuruluğu teşhisinde genellikle bir göz doktorunun yaptığı detaylı muayenenin yeterli olduğunu belirten Kızıltoprak, şunları söyledi: “Doktor öncelikle şikayetlerinizi dinler ve belirtilerinizi değerlendirir. Göz yüzeyinizde herhangi bir tahriş veya hasar olup olmadığını incelemek için özel boyalar kullanabilir. Bu boyalar, kuruluk nedeniyle göz yüzeyinde oluşmuş hasarları daha net görmeye yardımcı olur. Ayrıca gözyaşı miktarını ve kalitesini değerlendirmek için ‘Schirmer Testi’ gibi basit testler uygulanabilir. Bu testte, gözyaşı üretimini ölçmek için göz kapaklarınıza ince bir kâğıt şerit yerleştirilir. Daha detaylı bir inceleme gerekirse, gözyaşı filminin ne kadar hızlı buharlaştığını ölçen testler de yapılabilir. Bazı durumlarda, kuruluğun altta yatan bir sağlık sorunundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için başka tıbbi testler gerekebilir. Doktorunuzun yaptığı bu değerlendirmeler, doğru teşhis ve uygun tedavi planı için oldukça önemlidir.”

Suni gözyaşı damlaları kullanılabilir

Göz kuruluğunun genellikle tedavi edilebilen bir durum olduğunu ve tedavinin altta yatan nedenlere göre şekillendirildiğini kaydede Kızıltoprak, “Hafif vakalarda, suni gözyaşı damlaları kullanmak oldukça etkili bir yöntemdir. Bunlar göz yüzeyini nemlendirerek kuruluk hissini azaltır. Aynı zamanda ekran başında uzun süre vakit geçiriyorsanız, sık sık göz kırpmayı hatırlamak ve 20-20-20 kuralını uygulamak (her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 20 metre uzağa bakmak) da rahatlama sağlayabilir” diye konuştu.

Omega-3 ve ceviz gözyaşı kalitesini iyileştirmede etkili oluyor

Doç. Dr. Hasan Kızıltoprak, daha ciddi vakalarda doktorların gözyaşı üretimini artırmaya yönelik ilaçlar reçete edebildiğini ya da gözyaşının gözde daha uzun süre kalmasını sağlamak için gözyaşı kanallarını kısmen kapatma (punctal tıkaç) yöntemini önerebileceğini kaydetti. Kızıltoprak, “Omega-3 yağ asitlerinden zengin bir diyet, gözyaşı kalitesini iyileştirmede etkili olabilir ve göz sağlığınızı destekler. Bu nedenle balık, balık yağı takviyeleri, ceviz ve keten tohumu gibi besinleri tüketmeye özen gösterin. Eğer göz kuruluğunuz Sjogren sendromu, diyabet veya romatoid artrit gibi altta yatan bir hastalıktan kaynaklanıyorsa, bu hastalıkların tedavi edilmesi de göz kuruluğunun kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Tedavi sürecinizde göz doktorunuzla düzenli iletişimde olmanız oldukça önemlidir” diye konuştu.

Kornea tabakası zarar görebilir

“Göz kuruluğu tedavi edilmez veya ihmal edilirse, zamanla göz yüzeyinde daha ciddi sorunlar ortaya çıkabilir” uyarısında bulunan Kızıltoprak, “Örneğin gözdeki kornea tabakası kuruluk nedeniyle zarar görebilir ve bu durum enfeksiyon riskini artırabilir. Ayrıca sürekli tahrişe bağlı olarak korneada küçük yaralar ya da ülserler oluşabilir. Bu yaralar tedavi edilmezse, görme kaybına kadar varabilecek ciddi komplikasyonlara yol açabilir” diye konuştu.

Günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir

Uzun süreli göz kuruluğunun aynı zamanda yaşam kalitesini de olumsuz etkileyebileceğini ifade eden Kızıltoprak, “Gözlerde sürekli yanma, batma ve rahatsızlık hissi günlük aktiviteleri zorlaştırabilir. Bulanık görme ve ışığa hassasiyet gibi belirtiler nedeniyle okuma, bilgisayar kullanma veya araba sürme gibi işler güçleşebilir. Bu yüzden göz kuruluğu belirtilerini hafife almamak ve düzenli bir şekilde tedavi uygulamak hem göz sağlığınızı korumak hem de yaşam kalitenizi artırmak için önemlidir” diye konuştu.

Bazı basit ama etkili alışkanlıklar edinilebilir

Göz kuruluğunu önlemek için günlük yaşamda bazı basit ama etkili alışkanlıklar edinilebileceğini kaydeden Kızıltoprak, “Öncelikle bol su içmek vücudunuzu nemli tutar ve gözlerinizin kurumasını önlemeye yardımcı olur. Ayrıca gözlerinizi korumak için kuru ve rüzgârlı havalarda güneş gözlüğü kullanmayı ihmal etmeyin. Ev veya ofis ortamında ise nemlendirici cihazlar kullanarak havadaki nem oranını artırabilirsiniz. Bu, özellikle kış aylarında ısıtma sistemlerinin havayı kuruttuğu durumlarda oldukça faydalıdır. Ekran başında uzun süre vakit geçiriyorsanız sık sık göz kırpmayı unutmamalısınız. Eğer gözlerinizde kuruluk hissettiğiniz anlar oluyorsa suni gözyaşı damlaları kullanmak da iyi bir önlem olacaktır. Bu basit adımlarla göz sağlığınızı koruyabilirsiniz!”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ayla Algan kabri başında anılıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, tiyatro sanatçısı, sinema oyuncusu ve eğitimci Ayla Algan’ı, vefatının 1. yıl dönümünde kabri başında anıyor.

Anma töreni, 4 Ocak 2025 Cumartesi günü saat 11.00’de Aşiyan Mezarlığı’nda Ayla Algan’ın kabri başında yapılacak.

Not: Anma töreni için saat 10.15’te Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nden servis kalkacaktır.

Ayla ALGAN

1936’da İstanbul‘da doğdu. Babası Girit göçmeni tüccar Vedat Kasman, annesi ressam Nevzat Kasman‘dır. Ailenin tek çocuğu olan Ayla Algan, çocukluğunda piyano, bale ve şan dersleri aldı. 5 yaşında başladığı piyano öğrenimini lise öğrenimi için Fransa‘ya gidene kadar 11 yıl boyunca sürdürdü. Ortaokulu İstanbul’daki Notre Dame de Sion‘da, liseyi Fransa’daki Versay Lisesi’nde okudu. Lise öğrenimi devam ederken tanıştığı Beklan Algan (1933 – 2010) ile evlendi. Eşi Beklan Algan ile birlikte Amerika’da New York Actor Studio Actor’s Repertuary Theatre’s of Broadway’de sahne eğitimi alan sanatçı, Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Şehir Tiyatroları‘nın kadrosuna girdi ve 1961’de Tarla Kuşu oyunu ile tiyatroda ilk rolünü oynadı. Aynı yıl Hamlet oyununda rol aldı; hem Ophelia hem de erkek rolü olmasına rağmen Hamlet karakterini canlandırmıştı. Bu nedenle “Erkek Hamlet” olarak anıldı. 1965’te Fizikçiler oyunuyla İlhan İskender En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görüldü ancak tiyatronun kolektif bir sanat olduğu gerekçesiyle geri çevirdi. 1966’da Muhsin Ertuğrul‘un istifası üzerine Şehir Tiyatroları’ndan ayrıldı, bir süre LCC Language and Culture Center Tiyatro Okulu’nda tiyatro öğretmenliği ve oyuncu çalıştırma dersleri verdi. Buradan Macit KoperTaner BarlasCezmi BaskınMeral Çetinkaya ve Rutkay Aziz gibi değerli oyuncu ve yönetmenler çıktı.

1964’te yönetmenliğini Ertem Göreç‘in yaptığı, senaryosu Vedat Türkali‘ye ait olan Karanlıkta Uyananlar filmi ile ilk kez sinema dalında çalışmalara başladı. 1966’da Atıf Yılmaz‘ın yönettiği Ah Güzel İstanbul filminde ilk kez başrol oynadı.

1971’de Paris‘in ünlü konser salonu Olimpia’da sahneye çıkan Algan, 1972 yılında Paris‘te Jean L. Bazault yönettiği Recamier Tiyatrosu’ndaPeter Brook‘un Tiyatro Atölyesine davetli olarak katılmıştır. 1972-1979 yılları arasında Paris‘te yaşadı ve müzikle ilgilendi. 1972’de Turizm Bakanlığı’nın isteği üzerine Yunus Emre‘nin 650. yıl dönümü için bir albüm hazırladı. 1975 yılında dünyaya gelen kızına Yunus Emre’den esinlenerek “Sevi” adını koydu. 1973’te Bulgaristan’daki Uluslararası Altın Orfe Şarkı Yarışması’nda savaş karşıtı bir şarkı söyleyerek ikincilik ödülünü alan Algan’a aynı yıl devlet sanatçısı unvanı verildi ve “UNICEF Onur Ödülü”‘ne layık görüldü. 1977’de Polonya Sopot Festivali’nde Oda Kızılderililerinin sorunları üstüne bir şarkı ile Dünya birinciliği kazandı.

1980’de Berlin‘e gitti, Schaubühne Tiyatrosu‘nda dört yıl boyunca Tuncel KurtizŞener ŞenMacit Koper gibi sanatçılarla işçi tiyatrosu yaptı. 1984 yılında ise Erol KeskinBeklan AlganProf. Cevat ÇapanTaner BarlasAhmet LevendoğluMacit KoperHaluk ŞevketYekta KaraMüge GürmanMetin DenizErgüder Yoldaş, Prof. Süleyman VelioğluOben Güney gibi meslektaşlarıyla BİLSAK Tiyatro Atölyesi’ni kurdu.

1988 yılında ise Beklan Algan, Erol Keskin, Haluk Şevket Ataseven ile birlikte Tiyatro Araştırma Laboratuvarı (TAL)’ı kurdu ve burada pek çok deneysel projeye imza atarak genç tiyatro oyuncularının eğitimine katkıda bulundu. Ayrıca 1996 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları‘nda Genel Sanat Yönetmeni Yardımcılığı yaptı. 1999-2001 sezonunda Kenan Işık’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları‘nda sahnelediği Şeyh Galip’in “Aşk Hastası” oyununu oynadıktan sonra, Şehir Tiyatroları’ndan emekli oldu.  Ayla Algan, “Seni Seviyorum Rosa“, “Harem Suare“, “O da Beni Seviyor” gibi onlarca filmde ve “Biz Size Aşık Olduk”, “Üzgünüm Leyla”, “Aliye” gibi çeşitli dizilerde rol almıştır. Ayrıca “Yaratıcı ve Çağdaş Tiyatro Teknikleri Kursu” ile de ünlü oyunculara oyuncu koçluğu yapmıştır.

Koroporte Sanat Grubu’nun hem tiyatro eğitmeni hem de anlatıcısı olarak, Koroporte’nin İş Sanat’ta sahnelenen “Hayvanlar Karnavalı 2005-2006-2007” ve “Bir Sergiden Tablolar 2007-2008” gösterilerinde rol almıştır. 2011 yılında İstanbul Drama Sanat Akademisi Genel Sanat Yönetmenliği ve bunun yanında, tiyatro ve yaratıcı drama metodu kullanarak yabancı dil eğitimi olan “İngilizce Tiyatro Sertifika Programı” ve “Sinema-Tiyatro Oyunculuk Atölyesi” eğitmenliği görevlerini üstlenmiştir.

Şehir Tiyatroları’nda Rol Aldığı Oyunlar:

Tarla Kuşu

Sinekler

Amerikalı Peygamber

Moliere Ya Da Kara Komplo

Hamlet

Fizikçiler

Çil Horoz

Sezuan’ın İyi İnsanı

Gülnihal

Coriolanus

Bir Yaz Gecesi Rüyası

Kuşlar

Aşk Hastası

Moliere Ya Da Kara Komplo

Misyon- Bir Devrimi Anmak

İstanbul’un Gözleri Mahmur

Sabaha Az Kala

Benden Sonra Tufan … Olmasın

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı