Yıllık arşivler: 2025

Yüzünüzü Ameliyatsız Gençleştirmeniz Mümkün

Ameliyat olmadan, sosyal hayattan kopmadan, yaşlanma belirtilerini ortadan kaldıran, gıdı ve yüz sarkmalarını tedavi eden birçok yöntem bulunuyor. Minimal invaziv olmaları, hızlı iyileşme süreleri ve genellikle daha uygun maliyetleriyle dikkat çeken bu yöntemleri “İğneli radyofrekans, fokus ultrason, ip uygulamaları, likid yani sıvı yüz germe” olarak sıralayan Liv Hospital Dermatoloji Uzmanı Dr. Günay Mammadova, problemlerin farklı yöntemlerle çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Yıllar içerisinde cildimiz güneş, yerçekimi ve çevre kirliliği gibi etkenler sebebiyle esnekliğini kaybeder, özellikle yüz ovalinde cilt sarkmaya, hacmini kaybetmeye başlar ve kırışıklıklar oluşur. Bu sorunun çözümü olarak karşımıza çoğu zaman cerrahi müdahaleler çıksa da son yıllarda ameliyatsız yüz gerdirme, süreci cerrahi seçeneklere çok daha kolay hale getirmesinden dolayı sıkça tercih edilen bir yöntem haline geldi. Hastanın beklentilerine ve uygulanacağı bölgeye göre farklılık gösteren yüz gençleştirme yöntemleri arasında; iğneli radyofrekans, fokus ultrason, ip uygulamaları, likid yani sıvı yüz germe bulunuyor ve bu noktada cilt problemi dikkate alınarak kişiye özgü yöntemler uygulanıyor. “Cildi gençleştirmek için kişinin yaşını ve cilt yapısını göz önünde bulundurarak hangi yöntemle maksimum derecede ciltte toparlanma sağlayabiliriz, aynı zamanda kolajenleri de uyararak hastanın cildine nasıl yatırım yapabiliriz sorularının cevabını arıyor ve aldığımız sonuçlara göre de kişiye özel yöntemler kullanıyoruz” şeklinde konuşan Liv Hospital Dermatoloji Uzmanı Dr. Günay Mammadova farklı problemlerin farklı yöntemlerle çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kolajen üretimini uyarıyor

45 yaş altı için genellikle fokus ultrason, sıvı yüz germe gibi yöntemlerin ön planda olduğunu belirten Dr. Günay Mammodova, bu yöntemin daha çok kalın ve yağlı deriye sahip kişilerde kullanıldığını belirtiyor. Gözenek problemleri olan birinde ise önceliklerinin iğneli radyofrekans yöntemi olduğunu ifade eden Dr. Günay Mammodova, “Altın iğne, cildin alt katmanlarına mikro iğnelerle ince ve küçük delikler açarak doğal iyileşme sürecini tetikleyen ve kolajenlerin uyarılmasını hedefleyen bir tedavi yöntemi. Bu yöntemle cilt mikro travmalarla uyarılıyor, yeni hücrelerin üretimi artıyor ve derin kırışıklıklar, ince çizgiler gibi yaşlanma belirtileri azalıyor. Özetle aslında kolajen üretimini uyararak cildin daha genç, daha sıkı, daha pürüzsüz ve daha ışıltılı görünmesini sağlıyor. Tedavi sonrası ciltteki sıkılaşma, gerginlik genellikle birkaç hafta içerisinde belirginleşmeye başlıyor” dedi.

“Cilt yaşını yıllar önceki cilt yaşına geri çevirmeyi amaçlıyoruz”

İğneli radyofrekansı sadece yüz germe için değil akne izleri ve cilt lekelerinde de kullandıklarını belirten Dr. Mammodova sözlerine şöyle devam etti: “Sarkmadan farklı olarak kombine kullandığımız mezoterapi içerikleri değişiyor. Örneğin kuru ya da ince cilde sahipseniz bunu hyaluronik asit içeren mezoterapi ya da gençlik aşıları ile kombine tedavi şeklinde planlayarak uyguluyoruz. Özellikle yaş aldıkça yerçekiminin de etkisiyle, çene hattındaki ‘bulldog sarkmaları’nı tedavi ediyor, sarkmış göz kapaklarını düzeltiyor bunun haricinde gıdı toparlanması, çene hattının dolgu enjeksiyonu olmadan belirginleşmesini sağlayarak kişinin cilt yaşını yıllar önceki haline geri çevirmeyi amaçlıyoruz.”

Dr. Mammodova, ameliyatsız yüz germe tekniklerini ve uygulama yöntemlerini şöyle sıraladı;

Örümcek ağı ve ip tedavisi: Ortalama 30 dakika sürüyor. İşlem sırasında anesteziye gerek olmuyor ve uygulama lokalanestezik kremlerle, genellikle 35 ile 70 yaş arası gruba yapılıyor. Ancak yöntem 25’li yaşlarda da uygulanabiliyor. 

İğneli radyofrekans: Fraksiyonel radyo frekans cihazının altın iğne uçları ile sorunlu bölgedeki cilt altına yüksek radyo dalgaları verilmesiyle yapılıyor. Uygulama; ihtiyaca göre 35-40 dakika boyunca devam ediyor. Cildin durumuna göre ortalama 3 seans sonunda etki gösteriyor, ortalama 2-4 hafta ara ile yapılıyor.

Fokus ultrason: Tek seanslık bir uygulama olan fokus ultrason, hafif ve orta derecede cilt gevşekliği olan kişilerde tek seans da bile sonuç veriyor.  Klinik gözlemlere göre 1,5-2 sene kadar etkisini sürdüren bu uygulamada asıl sonuçlar vücudun doğal olarak kolajeni yeniden üreteceği 2-3 ay içinde gerçekleşiyor. 

Likid yüz germe: Bu işlemde, uygulama bölgesi anestezik krem sürülerek uyuşturuluyor. Çok ince uçlu iğneler kullanılarak daha önce belirlenen bölgelerden deri altına sıvı yüz germe enjekte ediliyor. Yaş ve cilt yapısına bağlı olarak bir ay arayla 2 seans şeklinde yapılan bu uygulamanın senede bir defa yaptırılması tavsiye ediliyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

David Schwimmer’ın Oyuncu Kadrosuna Dahil Olduğu ‘Goosebumps: The Vanishing’, Bugünden İtibaren Sadece Disney+’ta!

Anthony’nin (David Schwimmer) ikiz çocukları Devin ve Cece, yaz tatilini babalarının evinde geçirecektir. Babaları, onlara eğlenceli ve güven dolu bir tatil vaat ederken, tek bir uyarıda bulunur: Bodruma asla inmeyeceklerdir. Ancak o çevrede tanıştıkları ve arkadaş oldukları gençlerin, ikizlerin amcalarının 30 yıl önce kaybolan çocuklar arasında olduğunu ve işin içinde hayalet gibi gerçeküstü varlıkların yer aldığını söylemesi, yaz tatillerinin başındaki “güven dolu” sıfatını tamamen silecektir.

 

Rob Letterman ve Nicholas Stoller’ın yaratıcıları olduğu ve Justin Long’lu Goosebumps ile önemli bir seyirci kitlesine ulaşan dizi, bu sefer oyuncu kadrosuna dahil ettiği David Schwimmer ile ‘Goosebumps: The Vanishing’ olarak kaldığı yerden çok daha heyecanlı, gizemli ve tüyler ürpertici şekilde geri dönüyor. Cece ve Devin karakterlerinde genç ve performanslarıyla dikkat çekecek oyuncular Jayden Bartels ve Sam McCarthy’yi izleyeceğimiz dizi, özellikle doğaüstü, korku, fantastik ve macera türü severlere soluksuz bir seyir deneyimi yaşatacak. 

 

‘Goosebumps: The Vanishing’, bugünden itibaren sadece Disney+’ta yayında…

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Buca’da üniversitelilere de diyabet ölçüm sensörü dağıtılacak

Buca Belediye Başkanı Mimar Görkem Duman’ın hayata geçirdiği Diyabet Sensörü Destek Programı’nın kapsamı genişletildi. Belediye Başkanı Duman, ilk etapta 0-18 yaş için başlatılan programdan artık Buca’da öğrenim gören diyabet hastası üniversite öğrencilerinin de yararlanacağını söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, Tip 1 diyabet hastaları için çağrıda bulunduğu Diyabet Sensörü Destek Programı’nı hayata geçiren öncü belediyelerden Buca Belediyesi, ilçede yaşayan 72 Tip 1 diyabet hastası çocuğa diyabet ölçüm sensörlerini geçtiğimiz günlerde törenle dağıttı. İzmir Awards 2024 Yılın Enleri Ödül Töreni’nde “Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi” ödülünü alan çalışmanın kapsamını genişlettiklerini müjdeleyen Buca Belediye Başkanı Mimar Görkem Duman, bundan sonra Buca’da yaşayan Tip 1 diyabet hastası üniversite öğrencilerinin de diyabet ölçüm sensörlerine ücretsiz olarak kavuşacaklarını açıkladı.

“DAHA EŞİT BİR DÜNYA YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Diyabetli çocuk ve gençler için daha eşit bir dünya yaratma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, şunları söyledi:
“Daha önce tüm Türkiye’de örnek gösterilen projelerden biri olarak, 18 yaş altındaki Tip 1 diyabet hastası çocuklarımız için Diyabet Sensörü Programı’nı başlatmıştık. Bu çalışma ulusal ölçekte bir ödüle de değer bulunmuş ardından da Sosyal Güvenlik Kurumu 18 yaş altındaki çocuklar için diyabet sensörü uygulamasına başlamıştı. Konunun ülke geneline yayılmasına ve çocuklarımızın hayatını kolaylaştırmasına katkı sağladığımız için oldukça mutlu olmuştuk. Şimdi de projemizi genişleterek Buca’mızda üniversite okuyan diyabet hastası gençlerimize de bu sensörlerden dağıtma kararı aldık. Umarım bu çalışmamız da örnek alınır ve tüm yurda yayılır.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akbank Sanat & Eko Film “Film ve Sürdürülebilirlik” Gösterim ve Söyleşi Programı

Akbank Sanat ve EkoFilm: Sürdürülebilir Yapım Platformu iş birliğiyle düzenlenen “Film ve Sürdürülebilirlik” Gösterim ve Söyleşi Programı, çevre dostu yapım süreçlerini teşvik etmeyi ve sinemada sürdürülebilirliği tartışmaya açmayı amaçlıyor. Gösterimler ve söyleşilerle dolu bu özel program, film yapımında çevresel etkileri azaltmanın yollarını ve geleceğin sinemasını şekillendirecek sürdürülebilir pratikleri ele alıyor.

Hızla büyüyen film ve televizyon sektörü, başarılarıyla birlikte çevreye olan etkilerini de artırıyor. Film yapım süreçlerinde ekolojik ayak izini azaltmak sadece sektörün geleceği için değil, aynı zamanda toplumda iklim değişikliği ve çevre farkındalığı yaratmak için de kritik bir adım. 

“Film ve Sürdürülebilirlik” Gösterim ve Söyleşi Programı, Akbank Sanat ve EkoFilm: Sürdürülebilir Yapım Platformu iş birliğiyle sinemaseverlerle buluşuyor. Program kapsamında, Türkiye’de sürdürülebilir film yapımı konusunda bilinç oluşturulmasına öncülük eden EkoFilm Platformu’nun hazırladığı, çevre ve sürdürülebilirlik temalarına odaklanan film seçkisi program kapsamında Akbank Sanat’ta izleyicilerle buluşacak.

Programda ayrıca sinemaseverlere, sektör profesyonellerine ve eğitimcilere ilham vermeyi ve onları bilgilendirmeyi amaçlayan söyleşi serisiyle sürdürülebilir film yapımı ve eğitiminin detayları ele alınacak. Söyleşilerde enerji verimliliğinden atık yönetimine, karbon ayak izi hesaplamalarından sürdürülebilir hikâye anlatımına kadar geniş bir yelpazede konular ele alınacak. Geleceğin sineması için bugünden harekete geçmek isteyenlerin kaçırmaması gereken bu etkinlik, daha yeşil bir film sektörü için kolektif bir dönüşüm çağrısı yapıyor.

 

Film gösterimi

“Above Water”

14 Ocak 2025 Salı 

18:30-20:00                    

Nijerya, Fransa ve Belçika, 2021, Fransızca, Türkçe Altyazılı, 89 dakika

Yönetmen: Aïssa Maïga

 

Kuzey Nijer’de, küresel ısınmanın kurbanı olan Tatiste köyü suya erişim mücadelesi veriyor. Her gün, 14 yaşındaki Houlaye ve diğer gençler, köyün yaşamı için hayati önem taşıyan suyu getirmek için kilometrelerce yürüyorlar. Bu günlük görev, onların okula gitmesini de engelliyor. Su eksikliği, yetişkinleri her yıl kaynak bulmak için ailelerini bırakıp sınırların ötesine gitmeye zorluyor. Ancak bu bölgenin yeraltında birkaç bin kilometrekarelik bir akifer gölü bulunuyor. Köyün merkezine açılacak tek bir sondaj kuyusu, herkesin daha iyi bir yaşam sürmesini sağlayabilir.

 

Film gösterimi ve söyleşi

“Bir Zamanlar Gelecek: 2121”

21 Ocak 2025 Salı 

18:30-20:00                   

Türkiye, 2022, Türkçe, İngilizce Altyazılı, 92 dakika

Yönetmen: Serpil Altın

 

21.yüzyılın sonlarında, iklim krizi ve kıtlık nedeniyle yeryüzü yaşanamaz hale gelmiştir. Hayatta kalan az sayıda insan, yerin altına kurdukları kolonilerde yaşam mücadelesi verirken, Genç Yönetim’in dayattığı “Kıtlık Kanunları” acımasız bir düzeni zorunlu kılar: Yeni bir hayatın bedeli, yaşlı neslin yok edilmesidir. Yer altındaki evlerinde kadın, adam, çocuk ve büyükanne olarak yaşayan bir ailenin hayatı yeni doğacak bebek yüzünden değişir. Sinemamızın ilk eko-distopya örneklerinden biri olan Bir Zamanlar Gelecek: 2121, çarpıcı bir anlatımla “nasıl bir gelecek bizi bekliyor?” sorusunu ele alırken, insanlık, aile ve doğa arasındaki kopma noktasını etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor.

Gösterim sonrasında Yuvam Dünya Derneği İletişim Koordinatörü Merve Selamet’in moderatörlüğünde yönetmen Serpil Altın ile söyleşi yapılacaktır.

Film Gösterimi ve Söyleşi

“Neandria” 

28 Ocak 2025 Salı 

18:30-20:00                    

Türkiye, 2023, Türkçe, İngilizce Altyazılı, 90 dakika

Yönetmen: Reha Erdem

Neandria, antik kentin yakınlarındaki bir köyde, annesiyle birlikte yaşayan ve atletizm yarışlarına hazırlanan Suna adlı bir genç kadını odağına alıyor. Film, insanlık tarihinin kolektif hafızası ve doğayla olan ilişkisi üzerine etkileyici bir anlatı sunuyor. Görsel estetiği ve şiirsel diliyle tanınan Erdem, bu yapımda geçmişin izlerini günümüzün krizleriyle harmanlayarak, insanın doğadaki varoluşunu ve toplumsal değerleri sorguluyor. Doğa, tarih ve insan arasındaki kırılgan dengeyi konu edinen Neandria, seyirciyi hem görsel hem de düşünsel bir yolculuğa davet ediyor.

Gösterim sonrasında Yuvam Dünya Derneği İletişim Koordinatörü Merve Selamet’in moderatörlüğünde filmin Sürdürülebilir Yapım Sorumlusu Kiraz Erdem ile söyleşi yapılacaktır.

Film Gösterimi

“Animal”

 

4 Şubat 2025 Salı 

18:30-20:15                   

Fransa, 2021, Fransızca, Türkçe Altyazılı, 105 dakika

Yönetmen: Cyril Dion

 

Film insanlığın diğer canlılar arasındaki yerini sorguluyor. Daha önce TOMORROW ile kendi vizyonunu sunan Cyril Dion ve primatolog Jane Goodall’un öncülüğünde, iki genç diğer türlerle avcıdan çok ev arkadaşı gibi yaşamayı mümkün kılan başka bir yaşam biçimi bulmak için olağanüstü bir yolculuğa çıkarlar. Bunun için dünyayı dolaşarak bilim insanları ve aktivistlerle tanışırlar.

 

Söyleşi 

Çevre Dostu, Sürdürülebilir Film Yapımı

5 Şubat 2025 Çarşamba 

18:30-20:00     

Moderatör: Dr. Ekin Gündüz Özdemirci (EkoFilm: Sürdürülebilir Yapım Platformu)

Konuklar: Nurten Bayraktar (EkoFilm: Sürdürülebilir Yapım Platformu), Ersin Gök (Sinema-TV Sendikası), Zeynep Santıroğlu Sutherland (AZ Celtic Films)

 

Çevre dostu, sürdürülebilir film yapımının temellerini ve Türkiye’den örnek uygulamalar üzerinden sektörün dönüşümünü tartışıyoruz. 

 

Söyleşi

Film ve Dizilerde Çevre Dostu Hikâye Anlatıcılığı

6 Şubat 2025 Perşembe 

18:30-20:00     

Moderatör: Nurten Bayraktar (EkoFilm: Sürdürülebilir Yapım Platformu)

Konuklar: Dr. Ekin Gündüz Özdemirci (EkoFilm: Sürdürülebilir Yapım Platformu), Merve Selamet (Yuvam Dünya Derneği)

 

Hikâye anlatıcılığının iklim krizi farkındalığına etkisini yerli ve yabancı yapımlardan örneklerle ele alıyor, Türkiye’deki dizilerde başlayan farkındalık kampanyalarını konuşuyoruz.

 

Seminer

Film ve Medya Eğitiminde Sürdürülebilirlik

7 Şubat 2025 Cuma 

18:30-20:00      

Konuşmacılar: Dr. Ekin Gündüz Özdemirci & Nurten Bayraktar (EkoFilm: Sürdürülebilir Yapım Platformu)

  • Çevre dostu, sürdürülebilir film yapımı, film eğitiminin bir parçası haline nasıl getirilebilir?
  • Üniversite eğitimi, film ve medya sektöründe çevresel sürdürülebilirlik farkındalığının gelişimine nasıl katkı sağlayabilir?
  • Prodüksiyon ve içerik üretiminde çevre dostu uygulamalar, mevcut ders ve müfredatlara nasıl etkin bir şekilde entegre edilebilir?

Bu sorular üzerinden ilgili alanlardan akademisyenlerle bilgi ve deneyim paylaşımında bulunuyoruz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uzaktan çalışma “kalabalık yalnızlık” duygusunu artırdı!

Yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı halk oylamasında “2024 Yılının Kelimesi” seçilen “kalabalık yalnızlık” kavramını değerlendiren Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, yalnızlığın hissedildiği en önemli mekanlardan birinin de iş yerleri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Yüksek rekabetçi ortam ve tempoda çalışanlar kendilerini diğer çalışanların arasında yalnız hissediyorlar.” dedi. 

Aile içinde ‘ekransız akşam yemeği’ kuralı getirilebileceğini de ifade eden Prof. Dr. Erdoğan, “Sevdiklerimizle daha çok yüz yüze sohbet edebiliriz.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı halk oylamasında “2024 Yılının Kelimesi” seçilen “kalabalık yalnızlık” kavramını değerlendirdi.

Kalabalıkların bir parçası ama yalnız!

Modern zamanı ‘insanlık tarihinde bireylerin hiç olmadıkları kadar geniş insan çevreleriyle etkileşim içinde olduğu ama aynı zamanda bir o kadar da kendilerini bu kalabalıklar içinde yalnız hissettiği bir dönem’ olarak tanımlayan Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Türk Dil Kurumumun yılın kelimesi ilan ettiği ‘Kalabalık yalnızlık’ kavramı da tam bu durumu açıklıyor. Çağdaş insan dijital ya da fiziksel anlamda kalabalıkların parçası olsa da her geçen gün daha fazla içsel bir kopukluk ve yalıtılmışlık hissiyle yaşıyor.  Günümüzün büyük şehirlerinde yüksek nüfus, hızlı yaşam temposu, geleneksel mahalle ve komşuluk ilişkilerinin zayıflaması insanların birbirine yabancılaşmasına yol açtı. Aynı apartmanda, hatta aynı evde fiziksel olarak birbirine yakın bireyler arasında bile duygusal mesafeler büyüyor. Üstelik sosyal medya üzerinden yüzlerce ‘arkadaş’ a sahip olmak, her zaman derin bir paylaşıma karşılık gelmiyor; aksine çoğunlukla bu etkileşimler yüzeysel ve ‘zayıf’ bağlar ağına dönüşüyor. Bize ne güvence veriyor ne de bir sıcaklık.” diye konuştu.

Bağlantı sayısı artsa da ilişkilerin niteliği zayıflıyor!

Sanal ortamdaki bu ‘zayıf’ bağların derinlikten yoksun olduğunu çarpıcı biçimde gösteren olaylardan birinin 2010 yılında yaşandığını anlatan Prof. Dr. Barış Erdoğan, “42 yaşındaki İngiliz bir kadın, Noel gecesi Facebook’taki 1082 arkadaşına ‘Bütün ilaçlarımı aldım, birazdan öleceğim, herkese elveda’ mesajını gönderdi. Mesajı gören hiçbir arkadaşı ne onun evine gitmiş ne de acil servisi aramıştı; bunun yerine 148 yorum yazarak durumu uzaktan ve çoğu kez yargılayıcı, alaycı ya da merak giderici şekilde tartışmışlardı. Bu trajik örnek, sosyal medya üzerinden kurulan onca ‘arkadaşlığın’ gerçek bir yardım, ilgi veya dayanışma arayışında ne denli yetersiz kalabileceğini gözler önüne seriyor. Fiziksel kalabalıklar içinde yaşanan kopukluk durumu, dijital dünyada da aynı paradoksu tekrarlıyor: Bağlantıların sayısı artarken ilişkilerin niteliği zayıflıyor. Diğerleri tarafından ‘anlaşılma’ ve ‘ait olma’ ihtiyaçlarımız karşılanamadıkça kendimizi kalabalıklar içinde yalnız hissediyoruz.” dedi.

Aile içinde ‘ekransız akşam yemeği’ kuralı getirilebilir

Kalabalıklar içinde yalnız hissetmemek için bireysel çaba kadar yapısal değişikliklere ve politikalara yön verecek kamu idaresinin desteğine ihtiyaç olduğunu da dile getiren Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Bireysel olarak aile içinde ‘ekransız akşam yemeği’ kuralı getirebiliriz, sevdiklerimizle daha çok yüz yüze sohbet edebiliriz. Arkadaşlarımızla düzenli olarak küçük buluşmalar ayarlamak, beraber yürüyüş yapmak, kitap kulüpleri gibi etkinliklere katılmak da yalnızlık duygusuna karşı iyi gelebilir. Ama ne yazık ki tüm bunlar yalnızlık duygusunu tamamen bitirmeye yetmez. Çünkü sorunun kökünde bazı yapısal meseleler var ve bunları aşmak için devletin, yerel yönetimlerin ve kurumların ciddi adımlar atması şart.” şeklinde konuştu.   

Mahalle buluşmaları, sokak şenlikleri ya da iftarları yapılabilir…

Büyük şehirlerde artık eskisi gibi “mahalle” kavramının pek kalmadığına da dikkat çeken Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Kentsel dönüşüm ve göç dalgaları derken yan komşumuzun kim olduğunu bile çoğu zaman bilmiyoruz. Mahalle buluşmaları, sokak şenlikleri ya da iftarları gibi etkinlikler düzenlense insanları bir araya getirmek daha kolay olur. Belediyeler bu konuda öncü olabilir; sadece asfalt dökmekle kalmayıp komşular arası kaynaşmayı sağlayacak kamusal alanlar ve etkinlikler yaratabilirler.” dedi.

Sosyal medya ortak ilgi alanları etrafında yüz yüze iletişim kurmayı teşvik edebilir

Dijital dünyanın içine de biraz düzen getirmek gerektiğini dile getiren Erdoğan, “Sosyal medyada çok takipçiye sahip olmak gerçek arkadaşlık bağları kurduğumuz anlamına gelmiyor. Biraz fantezi gibi ama sosyal platformlar kullanıcıları sadece çevrimiçi kalmaya değil fiziksel etkinliklerde buluşmaya, ortak ilgi alanları etrafında yüz yüze iletişim kurmaya teşvik edebilir. Bu tür uygulamalar zayıf bağları güçlü dostluklara dönüştürmenin yolunu açabilir.” ifadesinde bulundu.

Uzaktan çalışma kalabalık yalnızlık duygusunu artırdı

Yalnızlığın hissedildiği en önemli mekanlardan birinin de iş yerleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Barış Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yüksek rekabetçi ortam ve tempoda çalışanlar kendilerini diğer çalışanların arasında yalnız hissediyorlar. İş yerlerinde çalışanların birbirini tanıyabileceği atölyeler, takım çalışmaları ve sosyal etkinlikler düzenlense ‘sabah gel, akşam çık’ döngüsü biraz kırılır. Uzaktan çalışma kalabalık yalnızlık duygusunu artırdı. Özellikle uzaktan ya da hibrit çalışanlar için düzenli yüz yüze toplantılar, ‘ekibin bir parçasıyım’ hissini güçlendirir.

Gönüllülük ve dayanışma projelerini de unutmamak lâzım. Sosyal yardımlaşma kuruluşlarına katılan, bir sivil toplum inisiyatifinde aktif görev alan kişi hem topluma faydalı olur hem de benzer değerleri paylaşan insanlarla tanışarak daha derin ve anlamlı bağlar kurar. Bu kültürü okul çağlarından itibaren çocuklarımıza kazandırmamız gerekir. Özetle devlet kurumlarından sosyal medyaya, belediyelerden iş yerlerine kadar tüm kurumların elini taşın altına koyması şart.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Verem hala tehdit ediyor! Türkiye’deki 15 bin verem hastasından 2 bini çocuk!

Verem hastalığının öksürük, halsizlik, gece terlemeleri, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi belirtilerle kendini gösterebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Aytaç Atamer, uzun süren öksürük şikayetlerinin mutlaka araştırılması gerektiğini vurguladı. Veremi önlemede BCG aşısının önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Aytaç Atamer, bu aşının yaklaşık yüzde 80 koruyuculuğu olduğunu ve bebeklere yapılmasının şart olduğunun altını çizdi. 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Gastroenteroloji ve Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, verem hastalığı ve belirtileri hakkında bilgi verdi.

2 bin çocuk veremle savaşıyor!

Dünyada yaklaşık 8 milyon kişi etkileyen tüberkülozun, yılda yaklaşık 2 milyon kişinin ölümüne neden olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Ülkemizde ise yaklaşık 15 bin civarında vaka bulunuyor. Bunların da yaklaşık 2 bin kadarını çocuklar oluşturuyor.” dedi.

Veremin, diğer adıyla tüberkülozun ‘Mycobacterium tuberculosis’ adı verilen bir bakterinin neden olduğu ve genellikle akciğerleri etkileyen bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Solunum yoluyla hasta bireylerin öksürme, hapşırma veya konuşma sırasında yaydığı damlacıklara bulaşır. Bu nedenle verem hastalığı özellikle sosyoekonomik düzeyi düşük olan kişilerde daha sık görülür ve ekonomik şartlarla beraber verem sıklığı da artar.” şeklinde konuştu.

Uzun süren öksürüğe dikkat! 

Verem hastalığının klinik bulgularından bahseden Prof. Dr. Aytaç Atamer şunları söyledi:

“Halsizlik, yorgunluk, terlemeler, özellikle iki haftayı aşan süredeki öksürük şikayetleri, bazen kanlı öksürük ve balgam gibi şikayetleri olan kişilerde akla ilk olarak verem gelir. Özellikle geri kalmış ülkelerde ve göçmenlerin olduğu yerlerde daha fazla tüberküloz vakasına rastlanır. Bu nedenle uzun süren, iki haftayı geçen öksürüğü olanların, öksürükte kan tükürenlerin, göğüs ağrısı olanların, yüksek ateş, titreme ve terlemesi olan kişilerin, gece terlemeleri, iştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı, ses kısıklığı ve lenf bezlerinde şişkinlik olan kişilerin tüberküloz yönünden araştırılması gerekir.”

Aşının koruyuculuğu yaklaşık yüzde 80…

Tüberkülozu önlemek için ise BCG aşısı uygulandığını ifade eden Prof. Dr. Aytaç Atamer, “BCG aşısı canlı bir bakteri aşısıdır. Aşının yaklaşık yüzde 80 koruyuculuğu vardır. Yaklaşık olarak iki ayını doldurmuş olan bebeklere BCG aşısı yapılması gerekir.” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeni yılda da sanat ve kültürle yola devam

2024 yılını kültür-sanat alanında dolu dolu geçiren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, yeni yıla da yoğun etkinlik takvimi ile başladı. Büyükşehir tarafından yılın ilk ayı için dolu dolu bir kültür-sanat programı hazırlandı.

 

HERKESE HİTAP EDECEK

Gerçekleştirdiği etkinliklerle 2024 yılının kültür ve sanatla dolu bir yıl olmasını sağlayan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, yeni seneye de aynı kararlılık ve heyecanla başladı. Büyükşehir yılın ilk ayında dolu dolu bir kültür-sanat programı hazırladı. Sergiler, dinletiler, söyleşiler ve atölye etkinliklerinin yer aldığı Ocak ayı kültür sanat takviminde, 7’de 77’ye her kesimden vatandaş kendisine uygun bir etkinlik bulabilecek.

 

ÖNEMLİ İSİMLER GELECEK

Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan Seka Sanat İhtisas Merkezi, kültür-sanat etkinliklerinin merkezlerinden olacak. Sanat merkezi, Ocak ayında önemli sergilere ev sahipliği yapacak. Tezhip, seramik, hat, resim ve kat’ı sanatının genç nesillere aktarıldığı atölye etkinlikleri düzenlenecek. Ayrıca tanımış önemli sanatçılar eserleri ve söyleşileriyle Seka Sanat İhtisas Merkezi’nde sevenleriyle buluşacak. Bu isimlerden birisi ressam ve minyatür, seramik sanatçısı Günseli Kato olacak. Sanatçı, “İpekyolu ve Türkiye’de Geleneksel Sanat” başlıklı söyleşisi ile 15 Ocak Çarşamba günü saat 14.00’te sanatseverlerle bir araya gelecek.

 

BÜYÜKŞEHİR KORO KONSERLERİ

Ocak ayında Büyükşehir Belediye Konservatuvarı bünyesinde faaliyet gösteren koralar sevenleri ile buluşacak. İlk olarak Kadınlar Korosu 12 Ocak Pazar akşamı SDKM Büyük Sahne’de konser verecek. Ardından 17 Aralık Cuma akşamı Nev Eda Korosu’nun konseri Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Şef Erbil Aydın yönetimindeki koro en güzel Yeşilçam şarkılarını seslendirecek. Ocak ayındaki son koro konserini ise Kocaeli Kongre Merkezi’nde Büyükşehir Belediyesi TSM Korosu verecek. Tüm konserler saat 20.00’de başlayacak.

 

ÜÇ AYLARIN RUHUNA YOLCULUK

Kültür-sanat takviminin en önemli etkinliklerinden birini hiç kuşkusuz üç aylar vesilesiyle gerçekleştirilecek özel program oluşturacak. “Üç Aylar’ın Ruhuna Yolculuk: İlahiler ve Sohbetler” adındaki program 14 Ocak Salı akşamı gerçekleştirilecek. Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde saat 19.00’da düzenlenecek programda; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Dini Musiki Topluluğu Şefi ve aynı zamanda Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi ile sanatçı Fatih Koca’nın eşsiz yorumlarıyla üç ayların anlamı daha yakından yaşanacak. Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi ve Fatih Koca’nın sohbetleri arasındaki Büyükşehir Belediyesi Dini Musiki Topluluğu birbirinden güzel ilahiler seslendirecek.

 

ÇOCUKLAR DA SANATLA BULUŞACAK

Bunun yanı sıra 24-30 Ocak tarihlerinde Seka Sanat ve İhtisas Merkezi ara tatil etkinliklerine giren öğrencilere kapılarını açacak. 7-16 yaş arasındaki öğrenciler burada düzenlenecek sanat atölyelerine katılarak, tatillerini en iyi şekilde geçirmenin fırsatını yakalayacak. Atölye etkinliklerine katılmak isteyenler, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi resmi internet sitesi üzerinden açılacak link vasıtasıyla başvurularını yapabilecek.

 

GEBZE’DE TİYATRO VE SİNEMA GÖSTERİMLERİ

İzmit’in yanı sıra Gebze’de de kültür-sanat etkinlikleri devam edecek. Ocak ayında Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde yetişkin ve çocuklar için tiyatro-sinema gösterimleri gerçekleştirilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir’den Engelleri Aşan Betimlemeli Belgesel Gösterimi

Manisa Büyükşehir Belediyesi, Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası’nda görme ve işitme engelli bireylere yönelik betimlemeli belgesel gösterimi gerçekleştirdi.
Altı Nokta Körler Derneği Manisa Şubesi ile Herkes için Turizm Derneği iş birliğiyle Kültür Merkezi Lale Salonu’nda yapılan gösterimde sesli betimleme ve işaret dili çevirisi ile tam erişilebilir şekilde hazırlanan “Efes’ten Bergama’ya” adlı belgesel engelli vatandaşlarla buluştu.
Manisa Büyükşehir Belediyesi, düzenlediği engelsiz etkinliklerle toplumun tüm kesimlerinin kültürel hayata katımını destekliyor. Bu kapsamda Büyükşehir, 7-14 Ocak Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası’nda anlamlı bir etkinliğe daha imza attı. Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ile Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı katkılarıyla Kültür Merkezi Lale Salonu’nda gerçekleştirilen “Efes’ten Bergama’ya” erişilebilir belgesel gösterimi, Altı Nokta Körler Derneği Manisa Şubesi ve Herkes İçin Turizm Derneği iş birliğiyle düzenlendi.
Efes ve Pergamon Anlatıldı
Gösterimde, İzmir’in Selçuk ilçesindeki Efes Antik Kenti ve Bergama’daki Pergamon Antik Kenti’ne dair tarihi bilgiler sunularak, engelli bireylerin bu antik kentlere yaptığı yolculuk hikayesi anlatıldı. Hem yetişkinlere hem de çocuklara yönelik hazırlanan belgesel, antik dünyanın büyüleyici atmosferini katılımcılara hissettirdi.
Manisa’da yaşayan engelli bireyler ve çocukların ilgi gösterdiği sesli betimleme ve işaret dili çevirisi ile tam erişilebilir gösterim toplumun tüm kesimlerinin kültürel mirasımıza daha yakından tanıklık etmesini sağladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

5 Sanatçı 5 Sergi 2025: “Ayan Beyan”

“5 Sanatçı 5 Sergi” projesi kapsamında farklı disiplinlerden beş sanatçının kişisel sergilerinin aynı mekanda buluştuğu “Ayan Beyan” sergisi, Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açıldı. Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, sanatçılarla birlikte sergiyi gezdi.

 

‘5 Sanatçı 5 Sergi’ başlıklı proje kapsamında, farklı disiplinlerde eserler üreten beş sanatçı, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde dördüncü kez bir araya geldi. İlkini ‘Buluşmalar’, ikincisini ‘Müdahil’, üçüncüsünü ‘Kendine Not’ isimleriyle gerçekleştirilen proje sergisi bu yıl, “Ayan Beyan” ile Başkentli sanatseverlerin ilgisine sunuldu.

 

Sergileri ziyaret eden Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, sanatçılardan eserleri hakkında bilgi alıp, beş sanatçının Çağdaş Sanatlar Merkezi’nin tüm katlarında yer alan eserlerini inceledi.

 

Hayata geçtiği 2022’den bu yana sanatsal anlamda her yıl çıtasını daha da yükselten 5 Sanatçı 5 Sergi projesi, Ankara kültür-sanat sezonunun hem ziyaretçi sayısı hem de nitelik olarak dikkat çeken ve beklenilen organizasyonlarından biri haline geldi. Bu yıl Ayan Beyan sergisi için seçilen sanatçılar, İstanbul’da yaşayan ve çalışmalarını sürdüren; sanat piyasasında yer edinmiş, üretimleriyle dikkat çekmiş isimlerden oluşuyor.

 

Ankaralı sanatseverler, sanatçılar; Can Pekdemir, Emrah Ablak, Gülin Hayat Topdemir, Çağdaş Erçelik ve Eşref Yıldırım’ın eserlerini, 9 Ocak-9 Şubat tarihleri arasında Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezinde ücretsiz olarak ziyaret edebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İnegöl Belediyesi Kültür Sanat Etkinliklerinde Online Bilet Dönemi

İnegöl Belediyesi, ücretsiz kültür sanat etkinliklerinde online bilet dönemine geçiyor. İnegöl Belediyesi’nin tüm etkinliklerinde vatandaşlar ücretsiz biletlerini biletinial üzerinden alacaklar.

Şehrin kültür sanat hayatına yön veren etkinliklerle ilçe halkını kültür sanatla buluşturan İnegöl Belediyesi, etkinliklerde online bilet uygulamasına geçiyor. Daha önce program öncesi salon girişinde elden bilet dağıtımı yapılırken, vatandaşlara kolaylık sağlamak adına biletinial uygulamasıyla iş birliği yapıldı.,

13 OCAK’TAN İTİBAREN UYGULANACAK

Konuya ilişkin İnegöl Belediyesi’nden yapılan açıklamada, 13 Ocak 2025 Pazartesi günü itibariyle tüm kültür ve sanat etkinliklerinde ücretsiz biletler online olarak alınmaya başlanacak. Ücretsiz biletleri vatandaşlar programlardan önce belirlenen zaman diliminde biletinial sitesi üzerinden alabilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı