Yıllık arşivler: 2025

Uğur Mumcu Güzelbahçe’de anıldı. Güzelbahçe’de Uğur Mumcu ismi Atatürk Kültür Merkezi’nde yaşayacak

Güzelbahçe Yelki Mahallesi’nde bulunan Uğur Mumcu büstü önünde gerçekleştirilen törene CHP Güzelbahçe İlçe Başkanı Devrim Seyrek,  Güzelbahçe Belediye Başkan Mustafa Günay, CHP eski milletvekili Musa Çam, Eski İzmir Belediye Başkanı Ceyhan Demir, CHP Narlıdere eski İlçe Başkanı Şahin Fırat, belediye meclis üyeleri, muhtarlar, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. 

Bolu Kartalkaya’da meydana gelen yangın faciasında yaşamını yitiren yurttaşlarımızın da anıldığı tören de saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından konuşma yapan Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay, “32 yıldır acımız hala dinmedi. Bugün burada, Türk basınının cesur kalemi, demokrasinin yılmaz savunucusu, gerçeklerin peşinde yorulmadan koşan bir aydın olan Uğur Mumcu’yu anmak için bir araya geldik. Uğur Mumcu, yalnızca bir gazeteci değil, aynı zamanda bir halk sevdalısıydı. O, kalemini hiçbir zaman eğip bükmeden, hakikatin ışığını karanlıkta parlatmak için kullandı. Onun mücadelesi, bir aydın sorumluluğunun ne anlama geldiğini hepimize göstermiştir. 1993 yılının o kara Ocak gününde alçak bir suikast sonucu aramızdan ayrıldığında, aslında sadece bir insanı değil, özgürlüğü, demokrasiyi ve adaleti savunan bir simgeyi kaybettik. Ancak onun fikirleri, yazıları ve kararlılığı bugün hâlâ bizlere yol göstermeye devam ediyor. ‘Vurulduk ey halkım unutma bizi’ Bugün, onun bu sözü bizlere bir miras olarak kalmıştır. Çünkü fikirlerin, düşüncelerin ve inançların geleceğin nesillerine aktarmamız gerekiyor. O iyi bir Atatürkçüydü, iyi bir Cumhuriyet savunucusuydu. Karanlık güçler bu duruşu ve inancını kabul etmedikleri için onu katlettiler. Ama biz onun fikirlerini düşüncelerini daima yaşatacağız.

Güzelbahçe Atatürk Kültür Merkezi’ne Uğur Mumcu Demokrasi Meydanı ismi

Uğur Mumcu’nun ismini Atatürk Kültür Merkezi’ndeki Demokrasi Meydanı’na vererek yaşatacaklarını belirten Başkan Günay, ‘‘Güzelbahçe halkı olarak Uğur Mumcu’yu hiçbir zaman unutmadık, unutturmayacağız. Uğur Mumcu hayatını aydınlığa, devrime, demokrasiye ve özgürlüğe adamış büyük bir aydındı. Bu uğurda canından olacağını bile bile kaleminden hiçbir zaman taviz vermedi. Karanlık güçlere karşı verdiği mücadele bizlere bir örnek ve emanet. Biz de bu yol da bu karanlık günlere karşı aynı biçimde mücadele etmeye devam edeceğiz. Güzelbahçe Atatürk Kültür Merkezi Demokrasi Meydanı’na Uğur Mumcu’nun adını vererek adını orada da yaşatmak için önümüzdeki mecliste karar alacağız. Atatürk Kültür Merkezi’nin yani Atatürk’ün olduğu yerde Uğur Mumcu da olacak ve orada da ismini yaşatacağız’ ’dedi

 

Ölümden korkmadı

Uğur Mumcu’nun ölümden korkmayan topluma öncülük eden büyük bir aydın olduğunu söyleyen CHP Güzelbahçe İlçe Başkanı Devrim Seyrek, ‘‘ Ölümden asla korkmadı. Ne yazık ki, Uğur Mumcu’nun ölümünün üzerinden geçen onca yıla rağmen, basın özgürlüğü ve demokrasiye yönelik tehditler hâlâ varlığını sürdürmektedir. Ancak onun cesaretinden ve inancından ilham alarak, doğruların peşinde koşmaya devam edeceğiz. Bizler, Uğur Mumcu’nun bıraktığı mirası yaşatmak için çalışacağız. Onun mücadelesini, basın özgürlüğü ve demokratik değerlerimizi koruyarak gelecek nesillere taşıyacağız. Çünkü biliriz ki, gerçekler asla karanlıkta kalmaz. Uğur Mumcu’yu ve bugün yine karanlık odaklarca katledilen Emniyet Müdürü Gaffar Okan’ı ve temiz siyasetçi İsmail Cem’i sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz. Uğur Mumcu’nun ışığı yolumuzu aydınlatmaya devam edecek” diye konuştu. 

Tören, katılımcıların ellerindeki karanfilleri Uğur Mumcu anıtına bırakmalarıyla sona erdi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tedbirler gevşetildi, salgın hastalıklar arttı… Bulaşıcı hastalıklardan korunmak için hijyen ve önlemler şart!

Son haftalarda hastanelerdeki yoğunluğa dikkat çeken uzmanlar, pandemi döneminde benimsenen korunma kurallarının gevşetilmesiyle damlacık ve solunum yolu ile bulaşan hastalıkların daha hızlı yayıldığını söylüyor.

Soğuk algınlığı veya grip belirtileri olan kişilerin maske takmasının, virüs parçacıklarının maskede kalmasını sağlayacağını aktaran Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Özellikle hasta kişilerin kalabalık ortamlarda maske takması gerektiği, bunun toplumsal bir sorumluluk olduğu unutulmamalı.” dedi. El yıkama alışkanlıklarında doğru tekniklerin uygulanmasının enfeksiyon riskini azalttığına vurgu yapan Dr. Dilek Leyla Mamçu, kapalı alanların saat başı havalandırılması ve yüzeylerin düzenli dezenfekte edilmesi gerektiğini aktardı. 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, son dönemde artan salgın hastalıklar hakkında bilgi verdi ve koruyucu önlemleri hatırlattı.

Soğuk algınlığı ve grip gibi belirtileri olanlar toplu alanlarda maske kullanmalı!

Toplu taşıma araçlarında maske kullanımının, özellikle solunum yolu ile bulaşan virüslerinin yayılmasını önlemek için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Toplu taşımalarda sosyal mesafenin korunması zor olduğundan, maske takmak ek bir koruma sağlar. Soğuk algınlığı veya grip belirtileri olan kişilerin maske takması, konuşma, öksürük, hapşırık esnasında ağız ve burundan çıkan virüs parçacıklarının maskede tutulmasını sağlayarak başkalarına bulaşmayı engeller.” dedi.

COVID-19 pandemisi süresince maske kullanımı yaygınlaşmış olsa da, tedbirlerin gevşetilmesi ve maske kullanımının bırakılmasının damlacık ve solunum yolu ile bulaşan hastalıkların yayılmasını arttırdığını ifade eden Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Halen Dünya Sağlık Örgütü ve yerel sağlık otoriteleri tarafından paylaşılan herhangi bir salgın bilgisi yok. Ancak, kış aylarında daha çok kapalı ortamlarda zaman geçirildiği için hastalıklar kolayca yayılıp çok sayıda insanı etkileyebiliyor. Özellikle hasta kişilerin kalabalık ortamlarda maske takması gerektiği, bunun toplumsal bir sorumluluk olduğu unutulmamalı.” açıklamasını yaptı.

Elleri yıkamadan önce aksesuarlar çıkarılmalı! 

El hijyeni konusunda en sık yapılan hatalara değinen Dr. Dilek Leyla Mamçu, şunları söyledi:

“Enfeksiyonları önlemede en fazla etkinliği kanıtlanan yöntem el yıkamadır. Etkili bir el hijyeni ancak doğru bir el yıkama ile sağlanır.  Bu konudaki tüm bilgilendirmelere ve  ayrıca su-sabun- kağıt havlu gibi olanaklara çoğu yerde sahip olmamıza rağmen ne yazık ki hala el yıkamada bazı yaygın hatalar yapılıyor. 

Eller genellikle yetersiz süre yıkanıyor. Eller en az 20 saniye boyunca sabun ve su ile yıkanmalı. Sabun kullanılmıyor. Ellerin bütün yüzeyleri yıkanmıyor. Avuç içleri, parmak araları ve bilekler iyice ovulmalı. El yıkama öncesinde yüzük, saat gibi aksesuarlar çıkarılmalı. Özellikle tuvalet sonrası, yemek hazırlamadan önce, yemek yemeye başlamadan önce veya dışarıdan geldikten sonra eller yıkanmalı. El yıkamanın yapılamadığı yerlerde, acil durumlarda, alkol bazlı el dezenfektanı ile el ovalama yapılabilir. Ancak sonrasında mutlaka eller usulüne uygun şekilde yıkanmalı.”

Kapalı ortamlar saat başı havalandırılmalı, yüzeyler dezenfekte edilmeli…

Bulunulan ortamın kalabalık ve havasız olmasının, hasta kişilerin konuşma, öksürük ve hapşırık yoluyla ortam havasına saldığı enfeksiyon etkenlerinin bulaşma olasılığını arttırdığına vurgu yapan Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Ev, iş yeri gibi kapalı ortamlar mevcut insan sayısı ile orantılı olarak sık sık havalandırılmalı. Saat başı beş dakika havalandırma yeterli.” dedi.

Hastalık etkeni olan mikroorganizmaların, öksürme, hapşırma, konuşma sırasında havaya karışabildiğini ve oradan da ortamdaki yüzeylere bulaşabildiğini yineleyen Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Ayrıca tuvalet sonrası iyi yıkanmayan veya kirli yüzeylere temas eden eller yoluyla da bakteri ve virüsler yüzeylere bulaşıp burada uzun süre canlılıklarını koruyabiliyorlar. Bulaşıcı hastalıklar bunların deri, burun veya ağız yoluyla vücuda girmesiyle oluşuyor. Kapı kolu, musluklar, elektrik düğmeleri gibi birçok kişinin temas edebildiği yüzeylerin yanında masa gibi yüzeylerin de temiz ve dezenfekte edilmiş olması bulaşıcı hastalıkların önlenmesi için son derece önemli.” uyarısında bulundu.

Risk grubundaki bireylerin sağlığı öncelikli olmalı!

Risk grubu olarak tanımlanan 5 yaş altı veya 65 yaş üstü bireyler ile gebeler, böbrek, kalp, akciğer, karaciğer hastalığı veya diyabet gibi kronik hastalığı olanlar ve immün sistemi zayıflatan kronik hastalığı olanların bulaşıcı hastalıklara karşı diğer kişilere oranla daha fazla risk altında olduklarını hatırlatan Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Risk gruplarının yaşı ve sağlık durumuna göre hekim tarafından önerilen aşılarla aşılanması ve toplumda sağlıklarının öncelenmesi son derece önemli.” dedi.

Hijyen alışkanlıkları eğitim, bilinçlendirme ve farkındalığın artırılması ile sürdürülebilir…

Kalabalık etkinliklerde toplumun hastalık riskine karşı daha bilinçli hareket etmesi için çeşitli stratejiler ve önlemler uygulanabileceğini dile getiren Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bu stratejiler, bireylerin sağlıklarını korumalarını sağlarken aynı zamanda toplum sağlığını da destekler. Sosyal mesafeyi destekleyen yerleşim planı yapmak, maske kullanmak , ortamın havalandırılması,  uzun süre kapalı ortamda kalmama  gibi önlemler alınabilir.” dedi.

Bu stratejilerin entegre bir biçimde uygulanmasının, kalabalık etkinliklerde salgın riskinin azaltılmasına büyük katkı sağlayacağını ve toplumun genel sağlığını koruyacağını aktaran Dr. Dilek Leyla Mamçu, hijyen alışkanlıklarının uzun vadede sürdürülebilirliğinin eğitim, bilinçlendirme ve toplumun farkındalığının arttırılmasına yönelik çalışmalarla sağlanabileceğini söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı:

“Hastalananların maske takması, hasta kişilerin evde kalmasına yönelik iş ve okul düzenlemeleri yapılması, hastaneye doğru zamanda başvurulması ve bağışıklığın yüksek tutulması toplumda  bulaşıcı hastalıkları kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Risk gruplarının aşılanması, bu sayede toplumsal bağışıklığın artırılması da hedeflenmelidir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yanık vakalarında acil müdahalede neler yapılmalı?

Yanıkların tedavisinde zamanında müdahalenin hayat kurtarıcı olduğunu belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fatma Çakmak, sağlık kuruluşuna ulaşana kadar yapılması gerekenlere ilişkin önerilerde bulundu.

Yanık alanın korunmasının önemli olduğunu belirten Çakmak, yanık bölgenin temiz bir gazlı bez ya da ince bir kumaşla kapatılmasını, sıkı giysi ve takıların mutlaka çıkarılması gerektiğini söyledi. Sıvı kaybına dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Çakmak, “Hastaya bilinci açıksa bol su içirilmelidir. Ancak kusma varsa, sıvı verilmemelidir. Şok belirtileri izlenmelidir. Hızlı nabız, solgunluk ya da sersemlik görülürse, hasta yatırılıp ayakları hafif yukarı kaldırılmalıdır” dedi.

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fatma Çakmak, yanık vakalarında acil müdahalenin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Vücudun yüzde 20’sinden fazlasını kapsadığında riskli…

Yanıkların cildin etkilenme düzeyine göre üç derecede incelendiğini belirten Çakmak, “Birinci derece yanıklar yüzeysel ve genellikle hayati tehlike oluşturmaz; ciltte kızarma ve hafif bir yanma hissiyle seyreder. Ancak ikinci derece yanıklar, cildin daha derin tabakalarını etkiler, su toplanması ve şiddetli ağrı ile karakterizedir. Bu yanıklar, vücudun yüzde 20’sinden fazlasını kapsadığında ciddi sorunlara yol açabilir” uyarısında bulundu.

En tehlikelisi üçüncü derece yanıklar

En tehlikeli olan yanıkların üçüncü derece yanıklar olduğunu kaydeden Çakmak, “Bu durumda cildin tamamı ve alttaki dokular hasar görür. Sinirlerin zarar görmesi nedeniyle bazen yanık bölgesinde ağrı hissedilmeyebilir. Üçüncü derece yanıklar vücudun yüzde 10’unu aştığında hayati risk oluşturur. Çocuklar ve yaşlılar gibi hassas gruplarda daha küçük oranlar bile tehlikeli olabilir” dedi.

Yanıklarda ilk müdahale nasıl olmalıdır?

Küçük çaptaki yanıklarda ilk yardımın, yanığın ilerlemesini önlemek ve hasarı hafifletmek için çok önemli olduğunu vurgulayan Çakmak, tavsiyelerini şöyle sıraladı:

Yanık alanını soğutun: Hemen soğuk suyun altında 10-20 dakika bekletin. Ancak su, buz gibi olmamalıdır. Bu, cildin daha fazla zarar görmesini engeller.

Bölgeyi temiz tutun: Yanığı nazikçe kurulayın ve steril bir gazlı bezle örtün.

Yanığın üzerine bir şey uygulamayın: Diş macunu ya da benzeri maddeler uygulamayın, bu enfeksiyon riskini artırabilir.

Su toplamış kabarcıkları patlatmayın: Bu, enfeksiyon ve iyileşme sorunlarına yol açabilir.

Yanık alan korunmalı, sıkı giysi ve takılar çıkarılmalı

Doç. Dr. Fatma Çakmak, bir sağlık kuruluşuna ulaşana kadar yapılması gerekenlere de dikkat çekti. Yanık alanın korunmasının önemini vurgulayan, sık giysilerin ve takıların çıkarılması gerektiğini söyleyen Çakmak, “Yanık alanı temiz bir gazlı bez ya da ince bir kumaşla kapatın. Sıkı giysi ve takıları çıkarın. Yanığın etrafı şişerse bu eşyalar kan dolaşımını engelleyebilir. Ağrıyı kontrol edin, Parasetamol ya da İbuprofen gibi etkin madde içeren bir ağrı kesici alınabilir. Sıvı kaybına dikkat edilmelidir. Hastaya bilinci açıksa bol su içirilmelidir. Ancak kusma varsa, sıvı verilmemelidir. Şok belirtileri izlenmelidir. Hızlı nabız, solgunluk ya da sersemlik görülürse, hasta yatırılıp ayakları hafif yukarı kaldırılmalıdır” diye konuştu.

Yanık vakalarını önlemek için bu uyarılara kulak verilmeli

Yanıkların önlenmesi için alınabilecek önlemlere dikkat çeken Doç. Dr. Fatma Çakmak, dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:

Mutfak için önlemler: Ocakta yemek yaparken tencere saplarını içe doğru çevirin ve çocuklardan uzak tutun.

Sıcak sıvılar: Çay, kahve gibi içecekleri dökülmeyecek şekilde taşıyın.

Yangın dedektörü ve yangın merdivenleri: Evde, ofiste mutlaka yangın dedektörleri bulundurup çalıştığından emin olun. Yangın merdivenlerinin kapıları kolayca açılabilecek şekilde olmalı ve önünde eşya bulunmamalı.

Yangın tahliye planı: Bulunduğunuz yerde önceden mutlaka bir yangın tahliye planı hazırlamış olmalısınız.

Elektrikli cihazlar: Ütü ve ısıtıcı gibi cihazları kullanım sonrasında kapatın. Elektriksel alt yapının sağlam olduğundan emin olun.

Kimyasallar: Temizlik maddelerini çocuklardan uzak ve kapakları sıkı kapanmış bir yerde saklayın.

Zamanında müdahale hayat kurtarıyor

Doç. Dr. Fatma Çakmak, sözlerini şöyle tamamladı: “Yanıkların tedavisinde zamanında müdahale hayat kurtarıcıdır. Basit yanıklar için evde ilk yardım yeterli olabilirken, daha ciddi yanıklarda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Unutmayın, her evde temel ilk yardım malzemeleri bulunmalı ve bu konuda bilgi sahibi olunmalıdır.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kültür-Sanat ve Sporun Kalbi Beylikdüzü’nde Attı

Beylikdüzü Belediyesi, 2024 yılında düzenlediği kültür, sanat ve spor etkinlikleriyle binlerce kişiyi bir araya getirerek ilçeyi Batı İstanbul’un çekim merkezlerinden biri haline getirdi. Yıl boyunca düzenlenen kurslar ve etkinliklerle yüz binlerce kişiye ulaşıldı.

 

Beylikdüzü Belediyesi, 2024 yılı boyunca kültür, sanat ve spor alanlarında gerçekleştirdiği kapsamlı etkinlik ve projelerle dikkat çekti. İlçeyi bir cazibe merkezi haline getiren etkinlik ve programlar, her yaştan vatandaşın ilgisini çekti ve yoğun katılım sağlandı. Beylikdüzü Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü ve Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen kurslar ve etkinlikler, vatandaşlara çeşitli alanlarda eğitim ve sosyal faaliyetlere katılım imkanı sundu. 

Kültür ve sanatta rekor katılım

Kültürsem bünyesinde 32 farklı branşta düzenlenen kültür ve sanat kurslarına toplamda 7 bin 850 kişi katıldı. Bu kurslar yetişkinlerin yanı sıra çocuklara da hitap ederek geniş bir yelpazede eğitim fırsatları sundu. Ayrıca, YKS, LGS ve okuma-yazma kursları gibi ücretsiz eğitim hizmetlerinden toplamda bin 219 kursiyer faydalandı. Bunun yanı sıra milli bayramlar, anma etkinlikleri, konserler, sergiler Yarıyıl Çocuk Şenliği ve Beylikdüzü Barış ve Sevgi Buluşmaları gibi 281 farklı etkinlik düzenlendi. Bu etkinliklere toplamda 214 bin 902 kişi katılım sağladı.

Binlerce kişi spor etkinliklerinde bir araya geldi

Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü ise 2024 yılında sporun her alanında fark yaratmayı başardı. Yaz-Kış Spor Okulları kapsamında basketbol, futbol, satranç ve cimnastik gibi farklı branşlarda 10 bin 592 kişi eğitim aldı. Yetişkin Spor Kursları’ndan ise 9 bin 748 kişi faydalandı. Sporun ilçede daha geniş kitlelere yayılması amacıyla düzenlenen spor festivalleri, bisiklet turları ve turnuvalar da yoğun ilgi gördü. Bu etkinliklere toplamda 17 bin 857 sporsever katıldı. Spor aktiviteleriyle binlerce kişi hem sağlıklı bir yaşam fırsatı yakaladı hem de sosyal bir çevrede keyifli vakit geçirdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hansel ile Gretel Osmangazili çocuklar için sahnelendi

Osmangazi Belediyesi’nin yarıyıl tatiline giren çocukların güzel ve kaliteli vakit geçirmesi adına kurduğu Çadır Sanat Merkezi ve Kütüphanesi’nde Grimm kardeşlerin dünyaca ünlü masalı Hansel ile Gretel sahnelendi. Etkinlik çadırını dolduran çocuklar oyunu keyifle izledi.

 

Osmangazi Belediyesi tarafından ‘Yarıyıl Şenliği’ kapsamında Yunuseli mahallesinde kurulan Çadır Sanat Merkezi ve Kütüphanesi’ne giden çocuklar, öğretici ve eğlendirici etkinliklere katılarak tatillerini dolu dolu geçiriyor. Yunuseli kapalı pazar alanında kurulan çadırda, her gün farklı etkinlikler yer alıyor. Yarıyıl Şenliği programının dördüncü gününde Grimm kardeşlerin dünyaca ünlü masalı Hansel ile Gretel sahnelendi. Funda Güler’in hem yönettiği hem de oynadığı tek kişilik oyun, çocukların büyük ilgisini topladı. Çadırı tıklım tıklım dolduran çocuklar, oyunu büyük bir dikkat ile izledi. Çocukların izlerken büyük keyif aldığı oyunda, zengin olmak için yanlış yola sapan yetişkinler ile düştükleri zor durumdan kurtulmaya çalışan çocukların hikayesi komik bir dille anlatıldı.

 

Mahallelerinde böyle bir etkinlik çadırı kurulduğu için çok mutlu olduklarını ifade eden çocuklar, “Mahallemizde kurulan Çadır Sanat Merkezi ve Kütüphanesi’nde her gün farklı bir etkinlik var.  Bu etkinlikler ile sömestr tatilimiz keyifli ve eğlenceli geçiyor. Bu hizmeti mahallemize getiren Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a teşekkür ederiz” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gaziemirli kadınların dayanışma ve destek kapısı: Kadın Danışma Merkezi

Psikososyal danışmanlık hizmetleriyle kadınların çözüm kapısı olan Gaziemir Belediyesi Kadın Danışma Merkezi’nde, 2024 yılında 467 psikolog görüşmesi ve 309 sosyal hizmet uzmanı görüşmesi olmak üzere toplam 776 kez danışmanlık hizmeti verildi.

Gaziemir Belediyesi, Kadın Danışma Merkezi’nde verdiği sosyal ve psikolojik destek hizmetleriyle kadınların çözüm kapısı oluyor. Merkezde verilen sosyal, psikolojik ve hukuki danışmanlık hizmetiyle kadınlar; yaşadığı problemlere çözüm yolları arıyor ve bu problemlere karşı yalnız olmadıklarını hissediyor. Gaziemirli kadınlar, Kadın Danışma Merkezi’nden randevu alarak sorunlarının çözümü için sosyal hizmet uzmanı ve psikologla ücretsiz görüşebiliyor. Danışanlarla yapılan görüşmeler tamamen gizli tutuluyor. Merkezde, kadınlar ve çocuklar için eğitimler ve grup çalışmaları da düzenleniyor.  

Sosyal hizmet danışmanlığı
Merkeze başvuran kişilerle ilk görüşme sosyal hizmet uzmanı tarafından yapılıyor. Sosyal hizmet uzmanı, başvuruda bulunan kadınlara; kadına yönelik şiddet, kadın hakları, şiddetle mücadele için başvuru mekanizmaları, sosyal yardım hizmetleri, kadına yönelik şiddetle mücadele, kadın güçlendirme çalışmaları vb. konularda destek veriyor. Sosyal hizmet uzmanı tarafından yapılan değerlendirme ve ihtiyaç tespiti sonucunda danışan, psikolog ve diğer kurumlara yönlendiriliyor. Merkeze başvuran kişilerin ihtiyaçlarına uygun hizmet için diğer kurum ve uzman kişilerle iş birliği, sosyal hizmet uzmanı tarafından yapılıyor. Merkezde görev yapan sosyal hizmet uzmanı, 2024 yılında 309 kez danışmanlık hizmeti verdi.

Psikolojik danışmanlık hizmeti
Merkezde verilen hizmetlerden en fazla talebi psikolojik danışmanlık görüyor. Randevuyla görüşmelerin yapıldığı psikolojik danışmanlık hizmetinden yararlanmak isteyen kadınlara yönelik depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, kaygı bozukluğu, obsefsiz kompulsif bozukluk gibi konularda bireysel terapiler yapıyor. Psikolog 2024 yılında 467 kez danışmanlık hizmeti verdi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karadut ve adaçayının, hastane kaynaklı enfeksiyona neden olan bakterilerin tedavisine etkisi araştırılacak

Eczacılık Fakültesi  Temel Eczacılık Bölümü Farmasötik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Bayrı Eraç’ın yürütücülüğünü yaptığı “Morus nigra L., Salvia tomentosa Mill. ve Salvia dichroantha Stapf. Ekstrelerinin Stenotrophomonas maltophilia ve Acinetobacter baumannii kökenlerinin virülans faktörlerine etkileri” başlıklı proje TÜBİTAK’tan destek almaya hak kazandı.

Proje ekibini tebrik eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Tam akredite, sağlık temalı araştırma üniversitemiz, sağlık alanında yenilikçi projeler üretmeye devam ediyor. Hastane kaynaklı enfeksiyona neden olan bakterilerin tedavisinde yönelik hazırladıkları projeleri TÜBİTAK tarafından kabul gören Eczacılık Fakültesi öğretim üyemiz Prof. Dr. Bayrı Eraç’ı ve ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.

Proje ile  ilgili bilgi veren Prof. Dr. Bayrı Eraç,  “Günümüzde tüm dünya için bir tehdit oluşturan antibiyotik direnci nedeni ile, S. maltophilia ve A. baumannii gibi hastane kaynaklı enfeksiyona neden olan bakterilerin tedavisinde güçlük çekilmektedir. Yeni antibiyotiklerin kullanıma girmesinde büyük bir yavaşlama görülen çağımızda, antibiyotik direncini indüklemeyen alternatif yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda projemizde, geleneksel-tamamlayıcı tedavide yeri olan karadut (Morus nigra L.) meyve özütünün ve iki adaçayı türünün (Salvia tomentosa ve Salvia dichroantha) ekstrelerinin, hastane enfeksiyonu etkeni mikrooganizmaların hastalık yapıcı faktörleri üzerindeki etkilerini incelemek hedeflenmiştir. Morus nigra, Salvia dichroantha ve S. tomentosa bitkilerinin halk arasında üst solunum yolu enfeksiyonu, boğaz ağrısı ve öksürük şikayetlerinde kullanımları kayıtlıdır. Projemizin özellikle hastane kaynaklı enfeksiyonların en önemli etkenleri arasında yer alan S. maltophilia ve A. baumannii bakterilerinin hastalık oluşturucu mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasına ve bunları inhibe edebilecek stratejilerin geliştirilmesine önemli katkılar sunacağı düşünülmektedir.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tedavisinde gecikildiğinde ciddi sorunlara neden olabilir!

Bacaklarda gelişen toplardamar hastalığı olan varis modern çağın getirdiği hareketsiz yaşamla birlikte son yıllarda görülme sıklığı giderek artan bir hastalık. Öyle ki ülkemizde 20-70 yaş arasındaki her 100 kişiden 50’sinde varise rastlanıyor. Yani, bu yaş grubundaki her 2 kişiden 1’i varisten dert yanıyor! Varis hastalığı kadınlarda erkeklere nazaran 4 kat daha fazla görülüyor. Hamilelik ve menopoz döneminde oluşan hormonal faktörler, obezite ve hormon tedavisi, varisin kadınlarda daha fazla görülmesinin temel sebeplerinden.  Varis toplumda kozmetik bir problem olarak düşünülüp estetik kaygılar nedeniyle sorun edilse de aslında bacak sağlığımızı etkileyen önemli bir hastalık. Öyle ki varis ilerledikçe bacaklarda yaşam kalitesini ciddi boyutlarda etkileyebilen ödem, ağrı ve venöz ülser olarak adlandırılan kalıcı yaralara neden olabiliyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi (Kadıköy) Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, aslında erken tanı ve tedaviyle varisin ilerlemesinin ve geri dönüşümü olmayan sorunların gelişmesinin önlenebildiğine dikkat çekerek, “Üstelik günümüzde endovenöz radyofrekans ile lazer ablasyon tedavi yöntemleri sayesinde hastalar daha  az   ağrı sorunu yaşıyor, daha kısa sürede hastaneden taburcu olabiliyor ve sosyal yaşamlarına daha erken dönebiliyorlar” diyor. 

 

Uzun süre oturmak veya ayakta kalmak tetikliyor!

Ailede varis hastalığı öyküsü olması, 50 yaş üzerinde olmak ve kadın cinsiyeti, varis için değiştirilemeyen risk faktörlerini oluşturuyor. Sabit pozisyonda uzun süre masa başında oturmak veya ayakta kalmak da varis oluşumunu tetikleyebilen önemli faktörlerden.  Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, bu durumun kanın sirkülasyonunun yavaşlamasına, bacak toplardamarlarında birikmesine ve damar içi basıncın artmasına yol açabildiğine işaret ederek, “Damarlar artan basınçtan dolayı gerilebiliyor ve bu durum toplardamarların duvarlarının zayıflamasına ve damardaki kapakçıkların fonksiyonunun bozulmasına neden oluyor. Sonuçta damar çapının artmasına, giderek büyümesine sebep oluyor ve fonksiyonu bozulmuş, belirginleşmiş varis damarları oluşuyor” diyor.  Kadınlarda hamilelikle beraber kilo artışı, hormonal değişim ve rahmin büyüyerek pelvik toplardamarlar üzerinde yaptığı baskı da varise yol açabiliyor. Yine kadınlarda menopoz dönemlerindeki hormonal değişiklikler de bacak toplardamar duvarı ve basıncı üzerinde etki göstererek varisin gelişimini tetikleyebiliyor.

 Bu belirtiler varsa, dikkat!

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, varisin belirtilerini şöyle özetliyor:

  • Bacaklarda kılcal damarların belirginleşmesi
  • Bacak yüzeyel toplardamarlarında belirginleşme
  • Baldır bölgesinde dolgunluk ve ağırlık hissi
  • Bacaktaki belirginleşen toplardamar ağı üzerinde kaşıntı
  • Ayak bileklerinde gün sonunda artan ödem
  • Bacaklarda özellikle baldır bölgesinde gün sonunda gelişen ağrı
  • Bacaklarda özellikle baldır bölgesinde gece oluşan kramplar
  • Ayak bileklerinde ciltte gelişen renk değişikliği

 

Bacaklarda kalıcı yaralar oluşabiliyor!

Varis toplum arasında estetik bir problem olarak görülse de aslında ciddi sağlık sorunlarına  neden olabiliyor. İleri derecedeki varislerin zamanla giderek ilerlemesi durumunda, bacakta özellikle venöz sistem basıncının yüksek olduğu ayak bileklerinde geriye dönüşümü olmayan renk değişiklikleri, ödem ve kanamalı varisler gelişebiliyor. Dahası, en istenmeyen tablo olan ve “venöz ülser” olarak adlandırılan bacakta geçmeyen yaralar oluşabiliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, varis hastalığının ileri dönemlerinde görülen bu semptomların hastanın hem tedavi süresini hem de tedavi sonrası iyileşme süresini uzattığını belirterek, “Ayrıca ileri dönem varislerde hastalar tedavilerini olsalar bile ayak bileğinde oluşan renk değişiklikleri ve venöz ülserin neden olduğu skar dokusu geçmeyebiliyor. Oysa varis hastalığı tanısı kolay ve kişiye uygun güncel tedavi yöntemleri ile ilerlemesi önlenebilen bir hastalıktır” diyor.

 

Tedaviden yüksek başarı sağlanıyor!

Tedavi yöntemlerine; varis hastalığının kalsifikasyonuna ve hastanın genel sağlık durumuna göre karar veriliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, oldukça başarılı sonuçlar alınan tedavi yöntemlerini şöyle anlatıyor:

Yaşam tarzı değişiklikleri: Kilo kontrolüne dikkat etmek ve düzenli olarak bacak kaslarını çalıştıran egzersizleri yapmak, vücudu saran kıyafetler ile yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınmak gibi yaşam tarzında yapılacak olan değişimler hastalığın ilerleme hızını önleyebiliyor.

Medikal tedavi: Kanı kalbe taşıyan toplardamarlarda direnç artıran ilaç gruplarına başvuruluyor.

Varis çorabı: Dıştan kompresyon uygulayarak venöz sistem basıncının azaltılmasına yardımcı oluyor. Kanı kalbe taşıyan toplardamarlarda sirkülasyonu kolaylaştırarak yüzeyel damarların belirginleşmesini, büyümesini ve damarların yetmezlik derecesinin ilerlemesini önleyebiliyor.

Girişimsel tedavi: Fizik muayene ve venöz doppler USG bulgularına göre hastaya özel olarak belirlenen tedavi yöntemi uygulanıyor. 

Cilt yüzeyel damar lezyonlarının tedavisinde lokal olarak iğne radyofrekans tedavisi veya skleroterapi (köpük tedavisi) yöntemlerine başvuruluyor.

Derin venöz sistem yetmezlik tedavisinde, ameliyathane şartlarında, endovenöz radyofrekans/lazer ablasyon yöntemi ile kapalı varis cerrahisinden, stripping yöntemi ile açık varis cerrahisinden faydalanılıyor.

 

Varisi önlemek için 8 etkili kural!

Varis ilerleyici bir hastalık olmasına rağmen alacağınız bazı önlemlerle ilerleme hızını yavaşlatabilir, hatta oluşumunu önleyebilirsiniz.  Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, varise karşı almanız gereken önlemleri şöyle özetliyor:

  • Bacak kaslarını çalıştıran yüzme ile bisiklete binme gibi egzersizler yapın ve her gün  30-40 dakika tempolu yürüyüşü alışkanlık edinin.
  • Kilo artışı toplardamar sistem basıncı üzerinde yük oluşturduğu için ideal kilonuzda kalmaya özen gösterin. Vücut kitle İndeksi’ni (BMI) 18-24 kg/m2 arasında tutmaya dikkat edin.
  • Bacaklarda ödeme neden olması sebebiyle günlük diyetinizde toplam 5 gramdan fazla tuz tüketmeyin.
  • Günde ortalama 1,5-2 litre su içmeyi ihmal etmeyin.
  • Vücudunuzu saran, sıkı ve sert kumaşlardan oluşan kıyafetlerden kaçının.
  • Baldır kas grubunu kasarak toplardamar sirkülasyonunu bozan yüksek topuklu ayakkabılar giymeyin.
  • Bir saatten fazla aynı pozisyonda hareketsiz kalmayın.
  • Bacaklarda toplardamar sirkülasyonunu düzenlemek için istirahat ederken bacaklarınızı düz uzatarak dinlenin.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şehrin Tiyatrosu Kartal ve Ataşehir’de

Alan Ayckbourn’un yazdığı, Mert Dilek’in çevirdiği, Ali Gökmen Altuğ’un yönettiği “Yatak Odası Komedisi”, 25 Ocak 2025 Cumartesi günü 20.30’da Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde,

 

Arthur Miller‘ın yazdığı, Sabahattin Eyüboğlu-Vedat Günyol’un çevirdiği, Yiğit Sertdemir’in yönettiği “Cadı Kazanı”, 28 Ocak 2025 Salı günü 15.00 ve 20.30’da Ataşehir İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi Şener Şen Sahnesi’nde sahnelenecek.

 

İstanbul’un her noktasına oyunlarını götürmeyi hedefleyen İBB Şehir Tiyatroları, klasik ve çağdaş oyunlarını İstanbul’un birçok ilçesinde seyirciyle buluşturmaya devam edecek.

 

YATAK ODASI KOMEDİSİ

Oyun, evliliklerinin farklı aşamalarında olan dört çiftin iç içe geçmiş hayatlarını sıra dışı ama komik bir bakışla ortaya koyuyor. Evlilik kavramı, çiftlerin tuhaf nedenlerle sarsılan ve yeniden kurulan ilişkileri üzerinden, geleneksel, alışılagelmiş kalıpların ve kuralların dışına çıkılarak irdeleniyor.

Oyunda Aslıhan Kandemir, Ayşen Sezerel, Buket Kubilay, Engin Gürmen, Gökçer Genç, Mert Aykul, Nurdan Kalınağa, Özgür Atkın rol alıyor.

 

CADI KAZANI

Yıl 1692… ABD’de Salem kasabası…Cadılıkla suçlanan insanlar… Büyük tartışmalara, ardından işkencelere, nihayetinde de idamlara varan mahkemeler… Çıkarları için ‘liste’lerce insanları ölüme sürükleyen ‘insan’lar… İnancı kullanarak; önce toplumsal yaşamı, sonra hukuku, nihayetinde onuru yok etmeye çalışan ‘baştakiler’ ve buna sebep olmayı yahut seyirci kalmayı seçen halk… Tiyatro yazınının en önemli isimlerinden Arthur Miller’ın, 1952’de gerçek olaylardan yola çıkarak yazdığı bu ölümsüz eser; ilk kez Şehir Tiyatrosu’ndan seyircilerini selamlıyor.

Oyunda Berfu Aydoğan, Berna Adıgüzel, Burak Davutoğlu, Canan Kübra Birinci, Seda Yılmaz, Emre Çağrı Akbaba, Eraslan Sağlam, Ersin Sanver, Ezgim Kılınç, Fatma İnan, Engin Akpınar, Mehmet Bulduk, Nilay Yazıcıoğlu, Onur Demircan, Ozan Gözel, Rozet Hubeş, Selçuk Yüksel, Selen Nur Sarıyar, Zeki Yıldırım rol alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sömestr Keyfi Keçiören’de

Keçiören Belediyesi, sömestir tatilini eğlenceli hale getirmek için belediye bünyesindeki sosyal ve kültürel tesislerin kapılarını öğrencilere açtı.

2024 ve 2025 eğitim öğretim yılı ara tatil heyecanını Keçiören’de yaşamak isteyen çocuklar Deniz Dünyası, Ahmet Çalık Buz Pateni Pisti, Doğal Yaşam Parkı, Kütüphaneler, Atatürk Ankara Milli Mücadele Müzesi ve Estergon Türk Kültür Merkezi Etnografya Müzesi’ni ziyaret etme imkânı buluyor. Öğrencilerin sömestr tatilini aileleriyle birlikte dolu dolu geçirmesi için belediyenin tüm imkânlarını seferber ettiklerini söyleyen Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, “Öğrencilerimizin ikinci döneme daha dinamik başlaması için zihnen ve bedenen dinlenmeleri gerekiyor. Biz de buna önayak olacak programlarla öğrencilerimizi destekliyoruz” dedi.

Dinlenmeyi ve eğlenmeyi hak ettiler

Yoğun ders maratonunun ardından dinlenmeyi hak eden öğrenciler için kolları sıvayan Keçiören Belediyesi birbirinden güzel tesisleriyle öğrencilerin mutluluğuna ev sahipliği yapıyor. Sualtı âleminin rengârenk yansımasını sunan Deniz Dünyası, kayak meraklılarını heyecanlandıran Ahmet Çalık Buz Pateni Pisti, onlarca tür canlıyı içinde barındıran Doğal Yaşam Parkı, Milli Mücadele Dönemi’nin ruhunu hissettiren Atatürk Ankara Milli Mücadele Müzesi ve Eski Türk kültür ve yaşayış biçimini anlatan eserlerin yer aldığı Etnografya Müzesi ara tatilin ilk gününden itibaren öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği merkezler oldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı