Yıllık arşivler: 2025

Kuzey Denizi Rotası’nda 2024 yılında 37,9 milyon ton kargo taşındı

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom, 2024 yılında Kuzey Denizi Rotası’nda (NSR) toplam 37,9 milyon ton kargo sevkiyatı yapıldığını açıkladı. NSR’de, 2024 yılında ulaşılan bu rekor seviye; 2023 yılına kıyasla 1,6 milyon tondan fazla bir artışı temsil ediyor.   

Rosatom Genel Müdürü Aleksey  Likhachev, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Nükleer buzkıran filosunun 65. yıldönümü sadece kargo taşımacılığında yeni rekorların kırıldığı bir yıl değildi. Ocak ayında buzkıran Leningrad’ı ve kasım ayında Chukotka’yı denize indirdik. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in her iki törene de katılması, bu gelişmelerin ülke için ne kadar önemli olduğunu kanıtlıyor. Yeni yıldan birkaç gün önce buzkıran Yakutia’ya bayrak çekildi. 2024 yılındaki bir diğer önemli gelişme ise Putin’in, Büyük Kuzey Denizi Rotası konseptini desteklemesiydi. Bu konsept, önümüzdeki birkaç on yılda Arktik’de gelecekteki çabalarımızı yönlendirecek. Kaliningrad’dan Vladivostok’a kadar nehir limanları ve demiryollarıyla bağlanacak ilgili altyapıyla birlikte yeni bir nakliye rotası oluşturma göreviyle karşı karşıyayız” dedi.  

2024 yılında ayrıca rekor sayıda (92) transit sefer yapılmış ve 2013 yılında taşınan kargo hacminin yaklaşık 1,5 katı olmak üzere 3 milyon tonun üzerinde rekor bir transit kargo hacmi taşınmıştır. NSR ve bu rotanın güvenliğine olan talep 2024 yılında arttı. GlavSevmorput (Kuzey Deniz Rotası Başmüdürlüğü), yılın başından bu yana NSR sularında, izne dayalı seyrüsefer için tarihi bir seviye olan 1.312 başvuruyu inceledi (bir takvim yılında verilen önceki maksimum izin sayısı 1.228 idi). 

GlavSevmorput’un desteğiyle, 2024 yılında şimdiye kadarki en büyük konteyner gemisi NSR’yi geçti. Gemi, 11 Eylül’de Zhelaniya Burnu yakınlarında rotaya girdi ve 17 Eylül’de Dezhnev Burnu yakınlarından ayrılarak tüm yolculuğunu altı günden kısa bir sürede tamamladı.

Rosatom’a bağlı Atomflot’un nükleer buzkıran gemilerinin mürettebatı, GlavSevmorput uzmanlarının desteğiyle 976 buzkıran gemisine refakat etti ve 72 gemiye bilgi ve seyrüsefer desteği sağladı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İznik Belediyesi’nden Çocuklar İçin Macera Dolu Animasyon: “Macera İznik”

İznik Belediyesi, çocuklara hem eğlenceli vakit geçirtecek hem de İznik’i tanıtacak özel bir projeye imza attı. “Macera İznik” isimli animasyon filmi, İznik Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından hazırlandı ve belediyenin sosyal medya hesaplarından izleyiciyle buluştu.

 

Çınar, Toprak, Yağmur ve Zeytin isimli dört renkli karakterin maceralarını konu alan film, çocuklara İznik’in tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini eğlenceli bir şekilde anlatmayı hedefliyor. Yapay zeka teknolojisi kullanılarak hazırlanan bu yenilikçi proje, hem görsel kalitesi hem de hikayesiyle dikkat çekiyor.

 

Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Çocuklarımızın ilçemiz hakkında küçük yaşlardan itibaren bilgi sahibi olacağı, eğlenerek öğreneceği animasyon filmimiz yayınlandı. Bu animasyonda çocuklarımız ilçemizin tarihi ve kültürel değerleri hakkında bilgi edinirken aynı zamanda da eğlenceli zaman geçirecekler. Çınar, Toprak, Yağmur ve Zeytin ile birlikte İznik’in binlerce yıllık tarihine yolculuk yapacaklar. Önümüzdeki süreçte bu tarz çalışmalarımızın devamını çocuklarımız ile buluşturacağız. Çalışmada emeği geçen arkadaşlarımızı tebrik ediyorum, herkese iyi seyirler diliyorum” dedi.

 

İznik Belediyesi, bu filmle çocukların İznik’e olan ilgisini artırmayı ve onların kültürel mirasa sahip çıkmalarını sağlamayı amaçlıyor. İzleyiciler, “Macera İznik”i belediyenin sosyal medya hesaplarından ücretsiz olarak izleyebiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TOBB ETÜ Tıp Fakültesi, Alman Kalite Mührünü Aldı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü, uluslararası standartlara uygun tüm gereklilikleri yerine getirerek, Almanya Hastaneler ve Medikal Wellness Derneği tarafından Alman ve Avrupa standartlarına uygunluk sertifikası almaya hak kazandı

TOBB ETÜ Tıp Fakültesinde düzenlenen sertifika töreninde konuşan Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tayfun Aybek, 6 aylık kapsamlı bir değerlendirme sürecinden geçtiklerini belirtti. Aybek, incelemelerde hasta karşılama, hasta memnuniyeti, klinik işleyişler, klinik sonuçlar ve son 10 yıllık hizmetlerin detaylı bir şekilde ele alındığını ifade ederek, “Bu süreç sonunda kalite sertifikası almaya hak kazandık. ” dedi.

Avrupa Standartlarında Sağlık Hizmeti

TOBB ETÜ Tıp Fakültesinin Avrupa standartlarına eş değer kalitede hizmet verdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Aybek, şöyle devam etti; “Bu sertifika, TOBB ETÜ Tıp Fakültesinin Almanya ve Avrupa ülkelerindeki vatandaşlara sunduğu sağlık turizmi hizmetlerinin kalitesinin resmi bir Alman kurumu tarafından onaylandığını göstermektedir.”

“Türkiye’den İlk Kez Bir Hastaneye Sertifika Verildi”

Sertifika törenine katılan Almanya Hastaneler ve Medikal Wellness Derneği Başkanı Lutz Lungwitz, Türkiye’deki hastane işleyişini ve hasta odalarını yerinde inceleme fırsatı bulduklarını dile getirdi. Lungwitz, “15 yıldır yürüttüğümüz bu çalışmalar kapsamında ilk kez Türkiye’de bir hastaneye bu sertifikayı vermekten mutluluk duyuyoruz. Bu sertifika, Almanya’dan Türkiye’ye hasta gelmesini teşvik edecek önemli bir adım olacaktır.” dedi.

Sağlık Turizmi İçin Büyük Proje

Prof. Dr. Tayfun Aybek , bu tarihi belgeden sonra TOBB ETÜ Hastanesi’nin Almanya Hastaneler ve Medikal Wellness Derneği ile birlikte kapsamlı bir sağlık turizmi projesi başlatmaya hazırlandıklarını açıkladı. Prof. Aybek,  bu proje ile  Türkiye’nin uluslararası sağlık turizminde rekabet gücünü artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Altınbeşik Mağarası Nerede, Nasıl Gidilir? Altınbeşik Mağarası Oluşumu ve Özellikleri…

Altınbeşik Mağarası Nerede, Nasıl Gidilir Altınbeşik Mağarası Oluşumu ve Özellikleri...

KAYNAKCnnturk.com

Akdeniz bölgesi; sımsıcak güneşi, eşsiz upuzun kumsalları, masmavi berrak denizi ile büyülerken etkileyici ve merak uyandıran mağaraları ile de gezginleri, yerli ve yabancı turistleri kendisine doğru çekmekte, bu büyüleyici oluşumları görenler oldukça etkilenmektedir. Altınbeşik Mağarası bu özel oluşumlar arasındadır. 

Altınbeşik Mağarası Nerededir? 

Altınbeşik Mağarası’na dair yazılı ve görsel kaynakları takip edenler mutlaka gezi rotalarında bu doğa harikası oluşuma zaman ayırmayı planlamaktadır. Bu planları hayata geçirmek içinse ilk adım Altınbeşik Mağarası’nın yeri hakkında bilgi sahibi olmaktır.

Altınbeşik Mağarası, turizm cenneti olarak hem ülkemizde hem de dünya çapında tanınan Antalya ilinin sınırları içerisindedir. Antalya’nın keşfedilmeyen ilham verici ve gizemli güzellikleri arasındaki Altınbeşik Mağarası belli başlı saatlerde yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açıktır. 

Altınbeşik Mağarası’na Nasıl Gidilir? 

Akdeniz Bölgesi, birbirinden muhteşem birçok mağaraya ev sahipliği yapmakta olup haiz olduğu özelliklerle dikkatleri üzerine çeken mağaralardan birisi de Altınbeşik Mağarası’dır. Birçok özelliği ile ön plana çıkan ve benzer oluşumlardan ayrılan bu özel mağara, özellikle yaz mevsiminde daha çok ilgi görmektedir. Altınbeşik Mağarası’na gitmeyi düşünenler, değişik yol güzergahlarını tercih ederek bu harika mağaraya ulaşma imkanına haizdir. 

Altınbeşik Mağarası, Antalya ilinin İbradi İlçesi’nin Ürünlü Köyündedir. İbradi ilçesi, Antalya iline yaklaşık olarak 9.7 kilometre mesafededir. Altınbeşik Mağarası, Ürünlü’nün ortalama 5 kilometre kadar güneydoğusundadır. Altınbeşik Mağarası bir diğer bölgede bilinen adı ile Altınbeşik Mağarası Milli Parkı, derin Manavgat vadisinin batı yamacında bulunmaktadır. Bu eşsiz doğal güzelliğe Antalya üzerinden İbradi ilçesine ulaşım sağlayarak ve akabinde Ürünlü Köyü’ne doğru yola çıkarak kolaylıkla ulaşılabilmektedir. 

Altınbeşik Mağarası’na gitmeyi planlayanlar Alanya ve Antalya havalimanlarını kullanabilirler. Altınbeşik Mağarası’nın Antalya şehir merkezine olan uzaklığı yaklaşık olarak 167 kilometredir. Özel araç ile ya da özel araç kiralama seçeneklerinden yararlanarak rahat bir ulaşım sağlayabilirsiniz.

Karayolu üzerinden gelmeyi tercih edenler Konya-Antalya karayolunu tercih etmektedir. Bunun dışında karayolu güzergahında bazı alternatif seçenekler vardır. Bu alternatif seçeneklerden birisi Manavgat yoludur. Manavgat yolu ile İbradi ilçesine ve Ürünlü Köyü’ne rahatlıkla varılabilmektedir. Altınbeşik Mağarası Oluşumu ve Özellikleri 

Altınbeşik Mağarası görsel güzelliği yanında oluşum şekil ve süreci ile büyük bir merak ve hayranlık uyandırmaktadır. Bu özel mağara, yüzyıllar boyunca kireç taşları içinde kırılmak sureti ile oluşumunu tamamlayan bir doğa harikasıdır. Altınbeşik Mağarası oluşumu detaylı bir şekilde incelendiği zaman ilgi çekici mağaranın üst üste 3 seviye üzerinden oluşumunu tamamladığı tespit edilmiştir. Bu bakımdan en üst seviye sürekli olarak kuru olmakta iken alt ve orta bölümler yağışlı mevsimlerde hareketli hale gelmektedir. 

Altınbeşik Mağarası’nın oluşumu ile birlikte özellikleri de çok sayıda doğa tutkunu tarafından merak edilerek araştırılmaktadır. Altınbeşik Mağarası’nın en önemli özelliği dünyanın üçüncü ve ülkemizin ise en büyük gölüne haiz mağaraları içerisinde yer almasıdır.

Antalya’nın gizemli ve daha çok gezgin tarafından keşfedilmesi özellikle tavsiye edilen doğal güzelliği Altınbeşik Mağarası, giriş bölümünden başlayarak 200 metrelik bölüm ile alt seviyeye erişmektedir. Alt ve orta seviyelerde bulunan akarsuyu su seviyesinin değişmemesi bakımından son derece önemli bir etken olarak belirtilmektedir. 

Ülkemizin en önemli milli parklarından birisinin sınırları içerisinde yer alan Altınbeşik Mağarası, 1994 yılından günümüze dünyanın sayılı mağaralarından biri olarak kabul edilmektedir. Sahip olduğu özellikler ve etkileyici görünümü ile yerli ve yabancı turistleri kendisine hayran bırakmayı başaran bir oluşumdur.

Türkiye’nin ilk ve tek Milli mağara parkı olarak da diğer mağaralardan ayrılmaktadır. Yüksek turizm potansiyeli ile yerli ve yabancı çok sayıda turisti kendisine çeken Altınbeşik Mağarası, tanıtımının artması ile daha çok turiste ulaşması gereken özel bir oluşumdur. 

Kaynak: cnnturk

Basın Emekçileri Beykoz Belediyesi ev sahipliğinde bir araya geldi

Beykoz Belediyesi, Türk Basınında mücadele ve dayanışmanın simgesi ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü Beykoz’da düzenlenen özel bir geceyle kutladı.

Gazetecilik mesleğinin toplum ve demokrasi için önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen gecede medyada farklı kademelerde görev yapan gazeteciler ve basın emekçileri ağırlandı.

Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in açılış konuşmasını yaptığı gece, Siyasetçi ve Gazeteci Barış Yarkadaş ve Belgesel Yönetmeni Nebil Özgentürk’ün gazeteciliğin değeri ve anlamı üzerine yaptıkları konuşmalarıyla devam etti.

 

Başkan Köseler; “Bugün, Ülkemizde Gazetecilerin Karşılaştıkları Baskı ve Zorlukları Hatırlamak ve Hatırlatmak İçin Önemli Bir Vesiledir”

Açılışta yaptığı konuşmada basının demokrasi ve toplumların özgürlük mücadelesinin olmazsa olmaz unsuru olduğunu vurgulayan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler; “Bugün burada, mesleklerine onurlu bir şekilde gönül vermiş gazetecilerimiz için bir araya geldik. ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ özellikle ülkemizde, gazetecilerin karşılaştıkları baskı ve zorlukları hatırlamak ve hatırlatmak için önemli bir vesile ve görevdir. Halkımızın en doğru bilgiye tarafsız bir şekilde ulaşmasını sağlamak için emek ve mücadele veren elçilerimizsiniz. Bu bilinçle, Beykoz Belediyesi olarak her zaman yanınızda olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu geceye değer katan, fikirleriyle topluma ışık tutan kıymetli konuklarımıza katılımları için gönülden teşekkür ediyor, gazetecilik mesleğine tarafsız ve ilkeli bir şekilde gönül veren tüm yerel ve ulusal basın mensubu arkadaşlarımın ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü’ kutluyorum” dedi.   

Gecede Nebil Özgentürk imzası taşıyan ve gazetecilik tarihini anlatan özel belgesel gösterimi de büyük beğeni topladı.

 

Hasan Fehmi Anıldı

Gecede Şair, Yazar ve Gazeteci Sunay Akın’ın 1909 yılında uğradığı suikast sonucu hayata veda eden Hasan Fehmi’nin anısına “Hasan Fehmi’den Bugüne Babıali Yokuşu” adlı tek kişilik bir gösteri alkış topladı.

Halk Müziği Sanatçısı Hasan Yükselir, usta şair Nazım Hikmet’in, kendisini vatan hainliğiyle suçlayanlara cevap niteliği taşıyan “Vatan Haini” şiirini okuduğu gece anma ve dayanışma mesajları ile son buldu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ustalara Saygı Sergisi Kent Müzesinde Açıldı

İnegöl Belediyesi Kent Müzesi’nin kuruluşunun 16’ncı yılı ve İnegöl Mobilyacılar Odasının kuruluşunun 60’ıncı yılına özel iki kurum iş birliğinde hazırlanan “Ustalara Saygı” isimli sergi, bugün düzenlenen törenle açıldı. İnegöl’ün eski mobilya ustalarının fotoğraflarının yer aldığı sergi adeta zamanda yolculuğa çıkarıyor.

İnegöl Belediyesi’nin 10 Ocak 2009 tarihinde hizmete açtığı ve açıldığı dönemde Türkiye’nin ilk İlçe Kent Müzesi olma özelliğini taşıyan İnegöl Kent Müzesi, kuruluşunun 16’ncı yılını kutluyor. Her yıl kuruluş yıl dönümünde özel bir sergiyle ilçe halkını karşılayan İnegöl Kent Müzesi, bu yıl kuruluşunun 60’ıncı yılını kutlayan İnegöl Mobilyacılar Odası iş birliğinde “Ustalara Saygı” isimli özel bir sergiyi izlenime açtı. Sergide İnegöl mobilyasını bugünlere getiren ustalara ait bilgi ve belgeler ile 160’a yakın fotoğraf bulunurken, ayrıca mobilya ustalarının eski dönemlerde kullandıkları malzemeler, mobilya yapımında kullanılan teknikleri yansıtan ürünler de sergileniyor.

SERGİ BUGÜN İZLENİME AÇILDI

31 Ocak Cuma gününe kadar İnegöl Kent Müzesinde açık kalacak serginin açılış töreni bugün 14.00’da gerçekleştirildi. Açılışa; AK Parti Bursa Milletvekili Ayhan Salman, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit, Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan, siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri, mobilya sektörü temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.

“ÖZELLİKLE GENÇ MOBİLYACILARIMIZIN GEZMESİNİ İSTİYORUZ”

Sergi açılışında konuşan Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan, “İnegöl mobilya ile bütünleşmiş bir şehir. Tarımı, turizmi, köftesi ile de bilinen şehrimizde mobilya özellikle son yıllarda ulusal ve uluslararası alanda adını duyurdu. Bugün 175 ülkeye ihracat yapılıyor. Fakat bu günlere gelişin bir altyapısı var. Ustalarımızın emekleri var. Bu zanaatın bugünlere gelmesinin arkasında gizli kahramanlarımız, büyüklerimiz var. Biz de odamızın kuruluşunun 60’ıncı yılında onları anmak istedik. 300 bin nüfuslu İnegöl’ün 200 bini mobilyadan geçimini sağlıyorsa, atalarımızın, eski ustalarımızın bunda emeği büyük. 1500’lü yıllarda ahşap ile uğraşmaya başlamış İnegöl. 1900’lü yıllarda mobilya başlamış ve 2000’li yıllarda da sanayileşme hız kazanmıştır. Bugünlere gelirken çok emekler verildi. Kolay olmadı. Sergimiz 1 ay burada açık olacak. Özellikle genç mobilyacılarımızın gelip sergimizi gezmesini istiyoruz” dedi.

MOBİLYA SERÜVENİ BÜYÜYEREK DEVAM EDİYOR

BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit ise İnegöl’de mobilya deyince arkasında pek çok hatıranın yer aldığını ifade ederek sergide emeği geçen herkese teşekkür etti. Kısa bir selamlama konuşması yapan İTSO Başkanı Yavuz Uğurdağ, “Bugün burada mobilyanın geçmişini oluşturan ve geleceğini oluşturacak isimlerle bir aradayız. İnegöl Mobilyası serüvenimiz büyüyerek devam ediyor. Bu işin temelini atan ağabeylerimiz burada. Ben tüm ustalarımıza İnegöl ve İnegöl Mobilyası adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.

MOBİLYAMIZLA HER ZAMAN GURUR DUYDUK

İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban da İnegöl Kent Müzesinin kuruluşunun 16’ncı yılı, Mobilyacılar Odasının da kuruluşunun 60’ıncı yılında özel bir sergi hazırlandığını ifade ederek “Sergimiz ay sonuna kadar da müzemizde açık kalacak. Aslında bugün burada vefanın ne kadar önemli olduğunu da sergiliyoruz. Ben de bu vesileyle İnegöl’de ağacın sanata dönüşmesinde emeği olan başından sonuna kadar tüm ustalarımıza, zanaatkarlarımıza teşekkür ediyorum. İnegöl’ün lokomotif sektörüdür mobilya. Bundan da her zaman gurur duyduk. Her şartta ve koşulda da kendisini yeniliklere taşıyan, geliştiren mobilyacılarımız var. Dışarıdan gelenler bizi ya mobilyacı ya köfteci olarak adlandırıyor. Bundan gurur duyuyoruz. Tarihe baktığımızda 1500’lü yıllardan itibaren Osmanlı kayıtlarında İnegöl ile ilgili ağaç işçiliği yapıldığını görüyoruz. Donanmaya kereste ve kürek gönderildiğini, sonrasında bunların farklı evrelerden geçerek günümüz mobilyalarına evrildiğini görüyoruz. Her dönem yenilikleri takip ederek bugünkü özgün tasarımlı mobilyalar ortaya çıktı. Bu bizim adımıza da çok kıymetli. Bundan sonraki aşamalarda da bunun devamını sağlamak hepimizin sorumluluğu” şeklinde konuştu.

İNEGÖL KENT MÜZESİ ŞEHİR İÇİN ÖNEMLİ BİR DEĞER

Başkan Taban, İnegöl Kent Müzesinin de şehir için önemli bir değer olduğunu kaydederek “Müzemiz de şehrimiz adına bir değer. Hemen yan tarafta da bir Mobilya Müzemiz var. Müzelerimizin şehrimize kazandırılmasında emeği geçen başta Alinur Aktaş Başkanımıza, Nedim Bayram ağabeyimize, rahmetli Serdar Rubacı ağabeyimiz ve diğer büyüklerimizin emek ve gayretleri var burada. Katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

İNEGÖL’ÜN DEĞERLERİYLE GURUR DUYUYORUZ

Son olarak kürsüye gelen AK Parti Bursa Milletvekili Ayhan Salman, İnegöl’ün pek çok yönüyle özel bir şehir olduğuna dikkat çekti. Şehrin mobilyası, köftesi, sanayisi, tarımı, turizmi ve daha pek çok farklı yönüyle öne çıktığını kaydeden Salman, “Mobilyacılar Odamızın kuruluşunun 60’ıncı yılı bu yıl. İnegöl’ümüz her yönüyle çok güzel bir şehir. Ekonomisiyle, nüfusuyla, sanayisiyle, tarımıyla, kültürel etkinlikleriyle Cenabı Allah’ın birçok nimetine sahip. Bizler İnegöl’ün istihdamıyla, değerleriyle, ticaret hacmiyle övünüyoruz. Bu övüncümüzün pek çok alanı var. Tarımda, sanayide, turizmde… Özellikle mobilya sektöründe zamanında ustalarımızın başlattığı serüvende bugün gelinen nokta çok kıymetli. Her bir markamızı biz gittiğimiz şehir ve ülkelerde gördüğümüzde gurur duyuyoruz. 60 yıl önce İnegöl’de mobilya sektörü kurumsal bir adım attı. Bugüne kadar emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” dedi.

SERGİ ZİYARET EDENLERİ ZAMANDA YOLCULUĞA ÇIKARDI

Konuşmaların ardından kurdele kesimiyle sergi açılışı gerçekleştirildi. Daha sonra sergiyi gezen misafirler, özellikle yer alan fotoğraflarla adeta zamanda yolculuğa çıktı. Eskilerin yad edildiği, hatıraların yeniden canlandığı sergi, misafirler tarafından büyük ilgi gördü.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sinan Damgacıoğlu ‘Japon Mutfağı İyi Niyet Elçisi’ ünvanı alan ilk Türk Şef oldu

Japon mutfağının tanıtılmasına yaptığı katkılarla dikkat çeken Uzakdoğu Mutfak Akademisi Kurucu Ortağı Şef Sinan Damgacıoğlu, Japonya Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık Bakanlığı (MAFF) tarafından Japon Mutfağı “İyi Niyet Elçisi” unvanına layık görüldü. Bu prestijli unvan, Japon mutfağı için verilen en önemli ödüllerden biri olup, ilk kez bir Türk şef tarafından kazanıldı.

 

Japon Hükümeti’nin Özel Eğitim Programına Katılan İlk Türk Şef

Sinan Damgacıoğlu, Japon Hükümeti’nin yabancı şefleri eğitmek için 2016 yılında açtığı ve dünya genelinde sadece 15 şefin kabul edildiği programa burslu olarak katılmaya hak kazandı. Japon mutfağının felsefesini, geleneklerini ve tekniklerini öğrenen ilk ve tek Türk şef olma başarısını gösterdi. Mezuniyeti ile birlikte yabancı şef eğitim programının ilk adımı olan “Bronze” unvanını aldı.

Damgacıoğlu, Japonya’nın ünlü şeflerinden Masahiro Kasahara’nın Tokyo’daki “Sanpi Ryoron Kaiseki” restoranında çalışarak, Japon tekniklerinin en seçkin örneklerinin uygulandığı kaiseki mutfağı üzerine yoğunlaştı. Japonya’da yaşadığı süreçte halkın günlük yemek kültürünü ve mutfak alışkanlıklarını da özümseme fırsatı buldu. Ayrıca Japon mutfağının sadece elit kesimlere değil, herkes için erişilebilir bir deneyim olması gerektiği fikrini de benimseyerek, menü tasarımlarında Japonların günlük tükettikleri yemeklere de yer verdi. Japon mutfağının geleneksel lezzetlerinin korunarak servis edilmesine odaklanan şef, Japonya’nın sokak lezzetlerinden geleneksel yemeklere kadar pek çok farklı alanda çalışmalar yaptı.

 

Japon Mutfağına Katkıları

Türkiye’ye dönüşü ile birlikte Japon mutfağının doğru tanıtılması için çalışmalarına başladı. Birçok atölye düzenledi ve üniversitelerde gastronomi öğrencileri ile buluştu. Katıldığı televizyon ve radyo programları, yazılı basında yer alan haberleri ile gerçek Japon mutfağının tanıtılmasında önemli rol oynadı.

Kurucu ortağı olduğu Uzakdoğu Mutfak Akademisi, Japon hükümetinden akredite edilen ilk kurum olarak büyük bir başarıya imza attı. Akademi, Türkiye’nin ilk Japon Mutfak Sanatları Programı’nı hayata geçirerek, 2024 itibarıyla 21 Bronze unvanlı Türk şefi mezun etti. Çalışmaları ile Japonya Başkonsolosluk Onur Ödülü’ne layık görüldü. Aynı yıl, zorlu bir sertifikasyon süreci olan Silver unvanını alarak, dünyada aynı unvana sahip 278 şeften biri oldu.

Damgacıoğlu, Japon mutfağı üzerine yaptığı çalışmalar hakkında şunları söyledi: “Japon mutfağı, sadece bir yemek kültürü değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesidir. Doğaya duyulan saygı, estetik ve denge anlayışı, mutfağın her detayında kendini gösteriyor. Bu unvanı almak benim için büyük bir onur ve Japon mutfağını daha geniş kitlelere tanıtmak için çalışmalarımı sürdüreceğim.”

 

Uluslararası ve Ulusal Düzeyde Yeni Projeler

Japonya Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık Bakanlığı’nın himayesinde Japon Mutfağı “İyi Niyet Elçisi” olarak görevlendirilen Sinan Damgacıoğlu, Japon mutfağının cazibesini uluslararası ve ulusal düzeyde yayma konusunda yeni projeler geliştirmeye devam edecek. Özellikle Türkiye’de Japon mutfağına ilgi duyan tüketicilere bilinçli ve doğru bilgiler aktarmayı hedefliyor.

Sinan Damgacıoğlu’nun bu başarısı, Türk gastronomi dünyasında bir gurur kaynağı olurken, Japon-Türk kültürel ilişkilerine de önemli bir katkı sağlıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak: “DBS’de yeni gelişmeler ele alındı”

“Derin Beyin Stimülasyonu Derneği 1. Kongresi” alanında uzman isimleri bir araya getirdi

Alanında uzman isimleri bir araya getiren Derin Beyin Stimülasyonu Derneği 1. Kongresi, İstanbul Atlas Üniversitesi Vadi Kampüsünde gerçekleşti. Ulusal Derin Beyin Stimülasyonu Derneği Başkanı, İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, halk arasında “beyin pili” olarak bilinen Derin Beyin Stimülasyonu (DBS) alanında çalışan farklı branştan bilim insanlarının bir araya geldiği kongrede yeni gelişmelerin ele alındığını ve kongrenin oldukça verimli geçtiğini söyledi. Kongreye beyin pili ameliyatlarının öncülerinden olan Uluslararası DBS Derneği Başkanı Prof. Dr. Abdelhamid Benazzouz da katıldı.

Derin Beyin Stimülasyonu Derneği 1. Kongresi, 3-5 Ocak tarihlerinde İstanbul Atlas Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.

Beyin pili ameliyatlarının öncülerinden olan Uluslararası DBS Derneği Başkanı Prof. Dr. Abdelhamid Benazzouz ve Maastricht Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı, Derin Beyin Stimülasyonu Dergisi Editörü Prof. Dr. Yasin Temel ve Fransa’dan katılan yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Elena Moro‘nun katıldığı kongrede Parkinson, tremor, epilepsi, distoni, obsesif kompulsif bozukluk, Tourette Sendromu ve ağır depresyon gibi pek çok farklı hastalıkta beyin pilinin kullanımı, tedavideki etkileri ele alındı.

Prof. Dr. Abdelhamed Benazzouz: “Parkinson’da belirgin fayda sağlanıyor”
İstanbul’da bulunmaktan ve kongreye katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Prof. Dr. Benazzouz, Uluslararası DBS Derneği’nin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Parkinson’da artık hastaların çok belirgin fayda görebildiğini ve daha az ilaç ihtiyaçları olduğunu belirten Benazzouz, günümüzde esansiyel tremor, distoni, obsesif kompulsif bozukluk hastalarında ve depresyon hastalarında da derin beyin stimülasyonunun çok başarılı sonuçlar verdiğini söyledi.

Prof. Dr. Benazzouz,Türkiye’deki beyin cerrahlarının Parkinson hastalarına uygulanan derin beyin stimülasyonu ameliyatlarında çok başarılı olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak: “DBS öncelikle Parkinson hastalığında kullanılıyor”
Ulusal Derin Beyin Stimülasyonu Derneği Başkanı, İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, düzenledikleri kongre ile özellikle derin beyin stimülasyonu ameliyatlarının hangi endikasyonlarda yapıldığını ve ne gibi sonuçlar doğurduğunu, güncel sonuçları ele aldıklarını söyledi.

Derin Beyin Stimülasyonu Derneği’nde pek çok disiplin ve branşın bir araya geldiğini ifade eden Kocabıçak, “Halk arasında beyin pili olarak bilinen DBS nörolog, beyin ve sinir cerrahisi doktorlarımız, psikiyatristlerimiz, psikologlarımız ve diğer branşlardan hocaların, bilim insanlarının, nörobilimcilerin bir araya geldiği, tamamen multidisipliner yapıda olan ameliyat yöntemidir.  Derin beyin stimülasyonu uygulamaları öncelikle Parkinson hastalığı olmak üzere  el titremeleri (tremor) ve distonide de kullanılıyor.  Aynı zamanda epilepside, bazı psikiyatrik hastalıklarda kullanılan DBS, obsesif kompulsif bozukluk dediğimiz takıntı hastalığında ya da sürekli tiklerin olduğu Tourette Sendromunda, hatta ağır depresyon vakalarında kullanılan bir tedavi yöntemidir” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başarılı oyuncu Ufuk Bayraktar ‘Dayı’ oldu

7 Şubat’ta vizyona girmek için gün sayan Dayı 2: Bir Adamın Hikâyesi filminin başrol oyuncusu Ufuk Bayraktar, kız kardeşi Sema Bayraktar sayesinde dayı oldu.

Film çekimleri sırasında doğum haberi alan Bayraktar, çekimlerin bitmesiyle soluğu yeğenlerinin yanında aldı. Mehmet Sarp ve Ahmet Pars isimlerini alan ikizler, ailenin en yeni fertleri oldu. İlk defa dayı olan Bayraktar, güzel havayı da fırsat bilerek yeğenleriyle keyifli bir gün geçirdi.

 

“Minik dayılar geldi”

Yönetmen koltuğunda Uğur Bayraktar’ın oturduğu Dayı 2: Bir Adamın Hikâyesi filminde Cevahir karakterine hayat veren Ufuk Bayraktar’ın yeğenleriyle çekildiği fotoğraf yakın çevresinde de esprilerin yapılmasına neden oldu. Kız kardeşinin ikiz bebekleri Mehmet Sarp ve Ahmet Pars’ı görenler minik dayılar geldi yorumunu yaptı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Şebo Müzikali” sokak hayvanlarının sesi oldu

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, tiyatrocular tarafından sokakta bulunan ve sahiplenilen bir köpeğin gerçek yaşam hikayesi olan “Şebo Müzikali”nin prömiyerini gerçekleştirdi. Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde prömiyer yapan müzikal, izleyicilerden tam not aldı.

 

BÜYÜK BEĞENİYLE İZLENDİ

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları yeni yıla hızlı bir başlangıç yaptı. Şehir Tiyatroları, “Şebo Müzikali” ile izleyicileri hem duygusal bir yolculuğa çıkardı hem de çocuklara hayvan sevgisini aşılamayı hedefleyen gerçek bir öyküyü sahneye taşıdı. Süleyman Demirel Kültür Merkezi (SDKM) Büyük Sahne’de gerçekleşen prömiyer, salonu dolduran izleyiciler tarafından büyük beğeniyle izlendi.

 

BERNA ABİŞ’TEN AÇIK DAVET

Oyuncuların etkileyici performansları ve yaratıcı sahne tasarımı izleyicilerden alkış alırken, Şebo’nun hikayesi herkese unutulmaz bir deneyim yaşattı. Müzikali izleyenler arasında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş de yer aldı. Müzikalin sonunda oyuncuları tebrik etmek için sahneye çıkan Berna Abiş, “Sosyal sorumluluk projesi olarak çok güzel bir oyun izledik. Müzikalde de anlatıldığı üzere petshoplardan değil sokaklardan ve barınaklardan hayvan sahiplenmeyi herkesi davet ediyoruz” dedi.

 

GERÇEK BİR HİKAYEYİ ANLATIYOR

Arzu Demirel’in yazıp Ersin Ayhan’ın yönettiği “Şebo Müzikali” tiyatrocular tarafından sokakta bulunarak sahiplenilen bir sokak köpeğinin gerçek hayat hikayesini konu alıyor. Oyunun kahramanı Şebo, iki yıl önce Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Aydın Sigalı’nın eşi tarafından sokağa terk edilmiş halde bulunuyor. Şebo, Sigalı çifti tarafından sahiplenildikten sonra hem ailenin hem de tiyatronun vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Müzikal, çocuklarda hayvan sevgisini pekiştirmeyi amaçlarken, hayvanların insanlarla kurdukları bağları kuklalar eşliğinde müzikal formda gözler önüne seriyor.

 

OYUNUN OYUNCU KADROSU

Sanat ve hayvan sevgisini bir araya getirerek fark yaratan müzikalde; Başar Alemdar, Işık Öztorun, Çiğdem Sarıhan Benli, Zeynep Dilara Saydam, Sezen Duzakar, Cansu Mengüç, Güliz Gençoğlu, Umut İsfen, Cüneyt Gürbüz, Sevcan Kuş Efe, Su Özdemir, Ahmet Buğra Karakoyun, İbrahim Aydın, Çağla Buldak Akarsu ve Onursal Yıldırım rol alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı