Yazar arşivleri: admin

Tüik: SGP’ye göre kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla endeks değeri 72 oldu

Satınalma gücü paritesi (SGP) ayrıntılı olarak tanımlanmış standart bir mal ve hizmet sepetinin farklı ülkelerdeki fiyat oranı olarak tanımlanmaktadır. Böylece ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıkları giderilmekte ve uluslararası anlamda gerçek fiyat ve hacim karşılaştırmaları yapılabilmektedir.

Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan SGP’ye göre kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) endeksi 2023 yılı sonuçlarına göre 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalaması 100 iken, bu değer Türkiye için 72 oldu ve AB ortalamasının %28 altında kaldı.

Karşılaştırmalarda, 27 AB üyesi ülke, 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç), 6 aday ülke (Türkiye, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Arnavutluk ve Bosna-Hersek) kapsandı.

Karşılaştırmalarda yer alan 36 ülke arasında SGP’ye göre kişi başına GSYH endeksi en yüksek ülke 237 ile Lüksemburg, en düşük ülkeler ise 36 ile Arnavutluk ve Bosna-Hersek oldu. Kişi başına GSYH endeksinde Lüksemburg AB ortalamasının %137 üzerinde, Arnavutluk ve Bosna-Hersek ise %64 altında değere sahip oldu.

Türkiye’nin 2023 yılı kişi başına fiili bireysel tüketim düzeyi 84 oldu

Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin karşılaştırılmasında kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla temel alınırken, tüketicilerin göreli refah düzeylerinin karşılaştırılmasında kişi başına fiili bireysel tüketim endeksleri daha uygun bir gösterge olarak kabul edilmektedir. Fiili bireysel tüketim, tüketicilerin satın aldığı mal ve hizmetlere ek olarak devlet veya kar amacı olmayan kuruluşlar tarafından sağlanan (eğitim, sağlık vb.) hizmetleri de kapsamaktadır.

Kişi başına fiili bireysel tüketim düzeyi 27 Avrupa Birliği ülkesi ortalaması 100 iken, Türkiye için 84 oldu ve AB ortalamasının %16 altında kaldı. Karşılaştırmalarda yer alan 36 ülke arasında kişi başına fiili bireysel tüketim değeri en yüksek ülke 136 ile Lüksemburg, en düşük ülke ise 41 ile Arnavutluk oldu.

Türkiye’nin fiili bireysel tüketime ilişkin fiyat düzeyi endeksi 39 oldu

Fiyat düzeyi endeksi, ülkelerin ulusal para birimlerinin karşılaştırmalı olarak döviz kuruna göre alım gücünün göstergesidir. Bir ülkenin fiyat düzeyi endeksi, 100’den büyük ise bu ülke karşılaştırıldığı ülke grubu ortalamasına göre “pahalı”, 100’den küçük ise bu ülke karşılaştırıldığı ülke grubu ortalamasına göre “ucuz” olarak ifade edilmektedir.

Türkiye’nin fiili bireysel tüketime ilişkin fiyat düzeyi endeksi, 2023 yılı sonuçlarına göre 39 oldu. Bu değer, AB ülkeleri genelinde 100 Euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepetinin Türkiye’de 39 Euro karşılığı Türk Lirası ile satın alınabileceğini gösterdi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin 7 Bölgesinden Termal ve Kaplıca Önerileri

Marmara’nın termal ve kaplıca rotası

Sağlık ve doğa turizmini birleştiren Marmara Bölgesi’nin termal cennetleri, sadece sağlıkla değil aynı zamanda huzurla dolu bir tatil vadediyor. Sakinlik ve şifanın adresi termal otellerde konforu yaşarken, doğanın güzelliklerini keşfedebilir, fiziksel ve ruhsal olarak yenilenerek unutulmaz bir tatil yaşayabilirsiniz. 

Yalova: Bölgenin en popüler termal şehirlerinin başında Yalova geliyor. Yalova’nın Termal ilçesinde yer alan tesisler mineralli sulara sahip. Romatizmadan cilt rahatsızlıklarına kadar birçok rahatsızlığa iyi geldiği düşünülen termal ve kaplıcalardan konaklamalı veya günübirlik olarak yararlanmak mümkün. Termal oteller kış aylarında oldukça talep görüyor; özellikle büyük şehirlerden hafta sonu yakın yerlere gidenlerin sayısı bir hayli fazla.

Bursa: Kaplıca ve termalleri ile öne çıkan Bursa ise 2014’te UNESCO Dünya Mirası listesine giren Çekirge kaplıcası ile dikkat çekiyor. Tarihî Yeni Kaplıca’da sıcak suyun keyfini çıkarırken, aynı zamanda asırlık bir atmosferin içinde olduğunuzu hissedebilirsiniz. Bursa Kükürtlü Kaplıcaları da kükürt içeriğiyle kas ve eklem ağrılarından şikayet edenlerin uğrak noktası. 

Balıkesir: Balıkesir’in Gönen ilçesi de şifalı sularıyla meşhur. Geçmişi antik dönemlere dayanan, cilt sağlığından romatizmal rahatsızlıklara kadar pek çok konuda iyileştirici bir dokunuş sunan Gönen Kaplıcaları, hem sağlık hem de huzur dolu bir kaçamak isteyenler için birebir. Denizle şifanın eşsiz buluşmasının yaşadığı Güre Kaplıcaları da stresinizi ardınızda bırakmanız için birebir. 

Ege’nin termal ve kaplıca rotası

Ege, masmavi kıyıları ve zeytin ağaçlarıyla süslü tepeleri kadar, termal ve kaplıca sularıyla da eşsiz bir hazineye sahip. 

 

Denizli: Karahayıt Kaplıcaları, hem görüntüsüyle hem de sularıyla bir başka. Kırmızı renkli mineralli suları, cilt rahatsızlıklarından kas ağrılarına kadar birçok rahatsızlık için tercih ediliyor. UNESCO listesinde yer alan  Pamukkale Travertenleri’ni gezdikten sonra bu suların sıcaklığına kendinizi bırakın, adeta yenilendiğinizi hissedeceksiniz. 

 

Afyonkarahisar: Sandıklı Kaplıcaları, termal otelleri ve modern tesisleriyle sağlıklı bir tatil yapmak isteyenlerin uğrak noktası. Hem şifalı sularda dinlenebilir hem de termal havuzlarda keyifli anlar yaşayabilirsiniz.

 

İzmir: Antik dönemlerden bu yana şifa dağıtan Balçova Termal, İzmir’in gözde termal noktalarından biri. Üstelik İzmir’in hareketli şehir hayatına yakınlığıyla da kolay ulaşılabilir. 

 

Kütahya: Osmanlı’dan bu yana termal turizmin vazgeçilmezi olan Kütahya Yoncalı Kaplıcaları da doğayla iç içe bir deneyim sunuyor. 

 

Karadeniz’in termal ve kaplıca rotası

Karadeniz’in büyüleyici yeşilliği, sadece gözlere değil, bedene ve ruha da şifa sunuyor. Bölgenin doğal kaplıcaları, stresinizi unutturup size yenilenmenin kapılarını aralıyor. 

Rize: Dağların arasında şifanın adresi Kaçkar Dağları’nın eteklerinde yer alan Ayder Kaplıcaları, adeta bir masal diyarı. Hem yaylanın temiz havasını soluyup hem de şifalı sularda yenilenmek için gidilecek yerlerden.

Giresun: Cilt hastalıklarına iyi geldiği düşünülen, doğanın tam kalbinde, huzurlu bir deneyim yaşamak isteyenler için Giresun Batlama Kaplıcaları da bölgenin saklı bir hazinelerinden biri. 

Samsun: Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’u ziyaretinde kullandığı tarihi öneme sahip Havza Kaplıcaları da termal turizmin Karadeniz’deki önemli duraklarından biri. Roma döneminden bu yana şifa dağıtan kaplıcalarıyla, şehir hem tarihi hem de sağlık dolu bir deneyim sunuyor.

Akdeniz’in termal ve kaplıca rotası

Sağlık dolu bir tatil yapmak ve doğanın eşsiz güzellikleriyle ruhunuzu arındırmak için Akdeniz Bölgesi’nin kaplıcaları tam size göre. İşte bu eşsiz bölgedeki şifa dolu rotalar… 

Isparta: Doğal güzellikleriyle ünlü göller bölgesinin şifa noktası Isparta Eğirdir’de, şifalı sularla buluşmaya ne dersiniz? Romatizmal rahatsızlıklar ve kas ağrılarına iyi geldiğine inanılan kaplıcalar, mis gibi doğa havasıyla birleşerek size benzersiz bir deneyim sunuyor. 

Burdur: Çavdır Kaplıcaları, termal sularıyla sakin bir dinlenme deneyimi sunuyor. Göller Bölgesi’nde yer alan bu huzur dolu köşede, hem şifa bulup hem de göl manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. 

 

Mersin: Gülnar ilçesinde yer alan kaplıcalar, Akdeniz’in huzur dolu köşelerinden biri. Mineralli sıcak suları, cilt hastalıklarından sinir sistemi rahatsızlıklarına kadar birçok konuda şifalı.

 

İç Anadolu’nun termal ve kaplıca rotası

Hem sağlık hem huzur dolu bir tatil için bölgenin kaplıcaları sizi bekliyor. İşte İç Anadolu’nun keşfedilmeyi bekleyen şifa noktaları… 

Ankara: Ankara’ya sadece bir saat mesafede bulunan Kızılcahamam, termal turizmde Türkiye’nin önde gelen merkezlerinden biri. Şifalı suları, romatizmal rahatsızlıklardan cilt hastalıklarına kadar birçok konuda fayda sağlıyor. Tertemiz havası ve doğasıyla hafta sonu kaçamakları için ideal bir adres. 

Nevşehir: Kapadokya’nın büyüleyici atmosferinde de şifa dolu bir mola verebilirsiniz. Kozaklı Kaplıcaları, mineralli sularıyla sadece sağlık arayanlara değil, doğanın keyfini çıkarmak isteyenlere de hitap ediyor. Termal otellerde konaklayıp hem yenilenebilir hem de peri bacalarının eşsiz güzelliklerini keşfe çıkabilirsiniz. 

Kayseri: Tekgöz Kaplıcaları, tarih ve doğanın buluşma noktası. Termal sularının kas ağrıları ve cilt hastalıkları üzerindeki etkisiyle bilinen bu kaplıcalar, huzur dolu bir atmosferde dinlenme imkânı sunuyor. 

Doğu Anadolu’nun termal ve kaplıca rotası

Doğu Anadolu etkileyici dağları, masmavi gölleri ve zengin tarihi kadar şifalı sularıyla da büyüleyici bir bölge. Bölgenin termal kaynakları, doğanın kucağında yenilenmek isteyenler için benzersiz bir deneyim sunuyor.

Erzurum: Anadolu’nun en eski termal kaynaklarından biri olan Pasinler Kaplıcaları, Erzurum’un tarihi dokusuyla buluşuyor. Romatizmal rahatsızlıklardan cilt hastalıklarına kadar pek çok sağlık problemine iyi gelen bu kaplıcalar, sıcak suları ve sakin atmosferiyle ziyaretçilerini ağırlıyor. 

Ağrı: Ağrı Dağı’nın eteğinde yer alan Diyadin Kaplıcaları, volkanik kayaların sıcak sularıyla sizi buluşturuyor. Minerallerle dolu bu sular, romatizma, cilt ve kas rahatsızlıklarına iyi gelmesiyle ünlü. Kaplıca keyfinden sonra Doğubayazıt’ta İshak Paşa Sarayı’nı ziyaret ederek tarihe yolculuk yapabilirsiniz. 

Malatya: İspendere Kaplıcaları, mineralli sularıyla sağlık turizminin yükselen yıldızlarından biri. Burada çevresindeki meyve bahçelerinin mis kokusu eşliğinde şifa bulup huzurlu anlar yaşayabilirsiniz. 

Güneydoğu Anadolu’nun termal ve kaplıca rotası

Güneydoğu Anadolu, sadece tarihi ve gastronomisiyle değil, yeraltından gelen şifalı sularıyla da ziyaretçilerini kendine hayran bırakan bir bölge. Bölgenin doğal kaplıcaları, hem sağlık dolu bir mola hem de bölgenin mistik atmosferini hissetmek için harika bir fırsat sunuyor. 

Şanlıurfa: Karaali Köyü’nde yer alan bu kaplıcalar romatizma, cilt ve solunum yolları rahatsızlıklarına fayda sağlamasıyla ünlü. Şifa dolu bir günün ardından Balıklıgöl’ü ziyaret ederek manevi huzuru da yaşayabilirsiniz. 

Diyarbakır: Çermik ilçesi, tarihiyle olduğu kadar termal sularıyla da ünlü. Romatizma ve cilt hastalıklarına fayda sağladığına inanılan bu kaplıcalar, sessizliği ve huzur dolu atmosferiyle sizi kucaklıyor. Çermik’teki tarihi Ulu Camii de görmeden dönmeyin. 

Gaziantep: Kentin lezzet dolu mutfağını keşfettikten sonra Alleben Kaplıcaları’nda bedeninizi dinlendirebilirsiniz. Sıcak suları cilt hastalıklarından kas ağrılarına kadar birçok rahatsızlığa fayda sağlıyor. Gaziantep Kalesi ve Zeugma Müzesi’ni gezerek kültür dolu bir gün geçirebilirsiniz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin 7 Bölgesinden Termal ve Kaplıca Önerileri

Marmara’nın termal ve kaplıca rotası

Sağlık ve doğa turizmini birleştiren Marmara Bölgesi’nin termal cennetleri, sadece sağlıkla değil aynı zamanda huzurla dolu bir tatil vadediyor. Sakinlik ve şifanın adresi termal otellerde konforu yaşarken, doğanın güzelliklerini keşfedebilir, fiziksel ve ruhsal olarak yenilenerek unutulmaz bir tatil yaşayabilirsiniz. 

Yalova: Bölgenin en popüler termal şehirlerinin başında Yalova geliyor. Yalova’nın Termal ilçesinde yer alan tesisler mineralli sulara sahip. Romatizmadan cilt rahatsızlıklarına kadar birçok rahatsızlığa iyi geldiği düşünülen termal ve kaplıcalardan konaklamalı veya günübirlik olarak yararlanmak mümkün. Termal oteller kış aylarında oldukça talep görüyor; özellikle büyük şehirlerden hafta sonu yakın yerlere gidenlerin sayısı bir hayli fazla.

Bursa: Kaplıca ve termalleri ile öne çıkan Bursa ise 2014’te UNESCO Dünya Mirası listesine giren Çekirge kaplıcası ile dikkat çekiyor. Tarihî Yeni Kaplıca’da sıcak suyun keyfini çıkarırken, aynı zamanda asırlık bir atmosferin içinde olduğunuzu hissedebilirsiniz. Bursa Kükürtlü Kaplıcaları da kükürt içeriğiyle kas ve eklem ağrılarından şikayet edenlerin uğrak noktası. 

Balıkesir: Balıkesir’in Gönen ilçesi de şifalı sularıyla meşhur. Geçmişi antik dönemlere dayanan, cilt sağlığından romatizmal rahatsızlıklara kadar pek çok konuda iyileştirici bir dokunuş sunan Gönen Kaplıcaları, hem sağlık hem de huzur dolu bir kaçamak isteyenler için birebir. Denizle şifanın eşsiz buluşmasının yaşadığı Güre Kaplıcaları da stresinizi ardınızda bırakmanız için birebir. 

Ege’nin termal ve kaplıca rotası

Ege, masmavi kıyıları ve zeytin ağaçlarıyla süslü tepeleri kadar, termal ve kaplıca sularıyla da eşsiz bir hazineye sahip. 

 

Denizli: Karahayıt Kaplıcaları, hem görüntüsüyle hem de sularıyla bir başka. Kırmızı renkli mineralli suları, cilt rahatsızlıklarından kas ağrılarına kadar birçok rahatsızlık için tercih ediliyor. UNESCO listesinde yer alan  Pamukkale Travertenleri’ni gezdikten sonra bu suların sıcaklığına kendinizi bırakın, adeta yenilendiğinizi hissedeceksiniz. 

 

Afyonkarahisar: Sandıklı Kaplıcaları, termal otelleri ve modern tesisleriyle sağlıklı bir tatil yapmak isteyenlerin uğrak noktası. Hem şifalı sularda dinlenebilir hem de termal havuzlarda keyifli anlar yaşayabilirsiniz.

 

İzmir: Antik dönemlerden bu yana şifa dağıtan Balçova Termal, İzmir’in gözde termal noktalarından biri. Üstelik İzmir’in hareketli şehir hayatına yakınlığıyla da kolay ulaşılabilir. 

 

Kütahya: Osmanlı’dan bu yana termal turizmin vazgeçilmezi olan Kütahya Yoncalı Kaplıcaları da doğayla iç içe bir deneyim sunuyor. 

 

Karadeniz’in termal ve kaplıca rotası

Karadeniz’in büyüleyici yeşilliği, sadece gözlere değil, bedene ve ruha da şifa sunuyor. Bölgenin doğal kaplıcaları, stresinizi unutturup size yenilenmenin kapılarını aralıyor. 

Rize: Dağların arasında şifanın adresi Kaçkar Dağları’nın eteklerinde yer alan Ayder Kaplıcaları, adeta bir masal diyarı. Hem yaylanın temiz havasını soluyup hem de şifalı sularda yenilenmek için gidilecek yerlerden.

Giresun: Cilt hastalıklarına iyi geldiği düşünülen, doğanın tam kalbinde, huzurlu bir deneyim yaşamak isteyenler için Giresun Batlama Kaplıcaları da bölgenin saklı bir hazinelerinden biri. 

Samsun: Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’u ziyaretinde kullandığı tarihi öneme sahip Havza Kaplıcaları da termal turizmin Karadeniz’deki önemli duraklarından biri. Roma döneminden bu yana şifa dağıtan kaplıcalarıyla, şehir hem tarihi hem de sağlık dolu bir deneyim sunuyor.

Akdeniz’in termal ve kaplıca rotası

Sağlık dolu bir tatil yapmak ve doğanın eşsiz güzellikleriyle ruhunuzu arındırmak için Akdeniz Bölgesi’nin kaplıcaları tam size göre. İşte bu eşsiz bölgedeki şifa dolu rotalar… 

Isparta: Doğal güzellikleriyle ünlü göller bölgesinin şifa noktası Isparta Eğirdir’de, şifalı sularla buluşmaya ne dersiniz? Romatizmal rahatsızlıklar ve kas ağrılarına iyi geldiğine inanılan kaplıcalar, mis gibi doğa havasıyla birleşerek size benzersiz bir deneyim sunuyor. 

Burdur: Çavdır Kaplıcaları, termal sularıyla sakin bir dinlenme deneyimi sunuyor. Göller Bölgesi’nde yer alan bu huzur dolu köşede, hem şifa bulup hem de göl manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. 

 

Mersin: Gülnar ilçesinde yer alan kaplıcalar, Akdeniz’in huzur dolu köşelerinden biri. Mineralli sıcak suları, cilt hastalıklarından sinir sistemi rahatsızlıklarına kadar birçok konuda şifalı.

 

İç Anadolu’nun termal ve kaplıca rotası

Hem sağlık hem huzur dolu bir tatil için bölgenin kaplıcaları sizi bekliyor. İşte İç Anadolu’nun keşfedilmeyi bekleyen şifa noktaları… 

Ankara: Ankara’ya sadece bir saat mesafede bulunan Kızılcahamam, termal turizmde Türkiye’nin önde gelen merkezlerinden biri. Şifalı suları, romatizmal rahatsızlıklardan cilt hastalıklarına kadar birçok konuda fayda sağlıyor. Tertemiz havası ve doğasıyla hafta sonu kaçamakları için ideal bir adres. 

Nevşehir: Kapadokya’nın büyüleyici atmosferinde de şifa dolu bir mola verebilirsiniz. Kozaklı Kaplıcaları, mineralli sularıyla sadece sağlık arayanlara değil, doğanın keyfini çıkarmak isteyenlere de hitap ediyor. Termal otellerde konaklayıp hem yenilenebilir hem de peri bacalarının eşsiz güzelliklerini keşfe çıkabilirsiniz. 

Kayseri: Tekgöz Kaplıcaları, tarih ve doğanın buluşma noktası. Termal sularının kas ağrıları ve cilt hastalıkları üzerindeki etkisiyle bilinen bu kaplıcalar, huzur dolu bir atmosferde dinlenme imkânı sunuyor. 

Doğu Anadolu’nun termal ve kaplıca rotası

Doğu Anadolu etkileyici dağları, masmavi gölleri ve zengin tarihi kadar şifalı sularıyla da büyüleyici bir bölge. Bölgenin termal kaynakları, doğanın kucağında yenilenmek isteyenler için benzersiz bir deneyim sunuyor.

Erzurum: Anadolu’nun en eski termal kaynaklarından biri olan Pasinler Kaplıcaları, Erzurum’un tarihi dokusuyla buluşuyor. Romatizmal rahatsızlıklardan cilt hastalıklarına kadar pek çok sağlık problemine iyi gelen bu kaplıcalar, sıcak suları ve sakin atmosferiyle ziyaretçilerini ağırlıyor. 

Ağrı: Ağrı Dağı’nın eteğinde yer alan Diyadin Kaplıcaları, volkanik kayaların sıcak sularıyla sizi buluşturuyor. Minerallerle dolu bu sular, romatizma, cilt ve kas rahatsızlıklarına iyi gelmesiyle ünlü. Kaplıca keyfinden sonra Doğubayazıt’ta İshak Paşa Sarayı’nı ziyaret ederek tarihe yolculuk yapabilirsiniz. 

Malatya: İspendere Kaplıcaları, mineralli sularıyla sağlık turizminin yükselen yıldızlarından biri. Burada çevresindeki meyve bahçelerinin mis kokusu eşliğinde şifa bulup huzurlu anlar yaşayabilirsiniz. 

Güneydoğu Anadolu’nun termal ve kaplıca rotası

Güneydoğu Anadolu, sadece tarihi ve gastronomisiyle değil, yeraltından gelen şifalı sularıyla da ziyaretçilerini kendine hayran bırakan bir bölge. Bölgenin doğal kaplıcaları, hem sağlık dolu bir mola hem de bölgenin mistik atmosferini hissetmek için harika bir fırsat sunuyor. 

Şanlıurfa: Karaali Köyü’nde yer alan bu kaplıcalar romatizma, cilt ve solunum yolları rahatsızlıklarına fayda sağlamasıyla ünlü. Şifa dolu bir günün ardından Balıklıgöl’ü ziyaret ederek manevi huzuru da yaşayabilirsiniz. 

Diyarbakır: Çermik ilçesi, tarihiyle olduğu kadar termal sularıyla da ünlü. Romatizma ve cilt hastalıklarına fayda sağladığına inanılan bu kaplıcalar, sessizliği ve huzur dolu atmosferiyle sizi kucaklıyor. Çermik’teki tarihi Ulu Camii de görmeden dönmeyin. 

Gaziantep: Kentin lezzet dolu mutfağını keşfettikten sonra Alleben Kaplıcaları’nda bedeninizi dinlendirebilirsiniz. Sıcak suları cilt hastalıklarından kas ağrılarına kadar birçok rahatsızlığa fayda sağlıyor. Gaziantep Kalesi ve Zeugma Müzesi’ni gezerek kültür dolu bir gün geçirebilirsiniz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cam Piramit’te Yılbaşı Festivali düzenlenecek

Antalya Büyükşehir Belediyesi, 20-29 Aralık tarihleri arasında Cam Piramit’te Yılbaşı Festivali düzenliyor. Festival kapsamında, Cam Piramit’te yılbaşı çarşısı kurulacak ve birbirinden renkli etkinlikler gerçekleştirilecek.

 

Yeni yıl için geri sayım sürerken yılbaşı coşkusu Cam Piramit’te yaşanacak. Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından Cam Piramit’te Yılbaşı Festivali düzenlenecek. Antalyalılar, 20-29 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalde keyifli vakit geçirirken, yılbaşı heyecanını yaşayacak.

GÜN BOYU RENKLİ ETKİNLİKLER

Yılbaşına özel süslenecek Cam Piramit’te her gün 12.00-22.00 saatleri arasında çeşitli gösteriler ve konserler olacak. Antalya’da yerleşik olarak yaşayan yabancılar da festivalde kendi kültürlerini tanıtarak renkli etkinlikler gerçekleştirecek. Dev kar küresi ve yapay kar yağışı festivali ziyaret edenlere eğlenceli anlar yaşatacak. Festivalde çeşitli atölye çalışmaları da yer alacak. Renkli etkinliklerin yanı sıra festivalde yılbaşına özel birçok ürün sergilenirken kurulacak yeni yıl pazarında, yiyecek içecek stantları ve hediyelik eşya stantları yer alacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Depresyon, ergenlerin intihar düşüncelerini tetikleyebiliyor! Empati, sabır ve uzman yardımı hayati önem taşıyor!

Ergenlerde depresyon ve anksiyete belirtileri gözlendiğinde, ailelerin ve öğretmenlerin destekleyici bir yaklaşım sergilemeleri gerektiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, ‘Yaşamak istemiyorum’, ‘Keşke hiç doğmasaydım’, ‘Herkes benden kurtulsa daha iyi olurdu’ gibi ifadelerinse ciddiye alınması gerektiğini vurguladı. Eda Ergür intihar eğilimleri olan ergenlere yaklaşırken hassasiyetin büyük önem taşıdığını ve ergenlerin ciddiye alındığını hissetmeye ihtiyacı olduğunu aktardı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, son dönemde sıkça gündeme gelen ergenler arasındaki intihar artış oranlarını değerlendirdi.

Psikolojik ve sosyal faktörler intihar girişimlerinde etkili olabiliyor!

Ergenlerin intihar eğilimlerinin, birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bu faktörler biyolojik, psikolojik, sosyal ve çevresel unsurları içerir.” dedi.

Ergenlerde intiharın en yaygın nedenlerinden birinin depresyon olduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Duygusal boşluk, umutsuzluk ve yetersizlik duyguları, stres, kaygı ve de karamsar düşünceler ergenlerin intihar düşüncelerini tetikleyebilir. Bunların yanı sıra fiziksel, duygusal ya da cinsel istismar gibi travmatik deneyimler de intihar riskini arttırabilir. Bu psikolojik faktörlerin yanı sıra aile içi problemler, akademik baskı, zorbalığa maruz kalma, dışlanma ve hatta günümüzde sıklıkla duyduğumuz sosyal medyada yaşanan karşılaştırmalar ya da maruz kalınan içerikler gibi sosyal faktörlerin de ergenlerde görülen intihar girişimlerinde rol oynadığı söylenebilir. Özellikle, destek eksikliği ile duygusal veya sosyal sorunların birleşimi, ergenleri intihar düşüncelerine daha yatkın hale getirebilir.” açıklamasını yaptı.

‘Keşke hiç doğmasaydım’ gibi ifadeler, erken müdahale için önemli…

Ergenlerde depresyon ve anksiyete belirtilerinin, genellikle davranışsal, duygusal ve fiziksel değişikliklerle kendini gösterdiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, şunları söyledi:

“Ergende gözlemlenen belirtileri ailelerin ve öğretmenlerin fark etmesi durumunda destekleyici bir yaklaşım sergilenmeli. Daha önce keyif alınan aktivitelerden uzaklaşma, sosyal ortamlardan uzaklaşma, okul başarısında düşüş, sürekli üzgün ve umutsuz olma, yorgunluk, uyku ve iştahta belirgin değişiklikler gibi belirtiler gözlemlendiğinde depresif duygulanım akla gelmeli. Öte yandan sürekli endişeli olma hali ya da huzursuzluk, felaket senaryoları, kendini ifade etmede ve odaklanmada zorluk, kaçınma davranışı ya da çarpıntı, terleme, mide bulantısı gibi fiziksel semptomlar gözlendiğinde ise anksiyete göz önünde bulundurulmalı. Bu iki durum ayrı görülebileceği gibi birlikte de gözlenebilir.

Eğer belirtiler 2 hafta ya da daha uzun sürüyorsa, günlük işlevselliği ve ilişkileri etkiliyorsa, kendine zarar verme davranışı ya da intihar düşünceleri varsa acil profesyonel bir destek alınmalı. ‘Yaşamak istemiyorum’, ‘Keşke hiç doğmasaydım’, ‘Herkes benden kurtulsa daha iyi olurdu’ gibi ifadeler duyulduğunda ciddiye alınması oldukça önemli. Erken tanı ve müdahale, ergenin sağlıklı bir gelişim süreci için kritik önem taşır. Aileler ve öğretmenler, bu belirtileri fark ettiklerinde bir uzmanla iletişime geçmeliler.”

Ergenlerin ciddiye alınmaya ihtiyacı var!

İntihar eğilimleri olan ergenlere yaklaşırken hassasiyetin büyük önem taşıdığının altını çizen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Öncelikle ergenlerin ciddiye alındığını hissetmeye ihtiyacı vardır, bu sebeple duygularını küçümsemeden, yargılamadan dinleyerek duygularını paylaşmaya teşvik etmek, yalnız olmadığını hissetmesine yardımcı olarak güvenli bir ortam sağlamak önemlidir.” dedi.

Ergene yaklaşımda duyarlılık göstermenin önemli olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Ergende gözlemlenen sözel ifadelerin yanı sıra davranışsal ipuçlarını da önemseyerek onları rahatlatacak bir alan sağlamak, yalnız olmadığını hissetmesine yardımcı olacaktır. İntihar planı varsa ya da kendine zarar verme riski yüksekse, zaman kaybetmeden bir ruh sağlığı uzmanından yardım almak gereklidir. Empati, sabır ve uzman yardımıyla sürece doğru şekilde müdahale etmek hayati önem taşır.” Şeklinde konuştu.

Aileler, küçük yaşlardan itibaren çocuklarıyla sohbet etmeli!

Ergenlerde intihar eğilimini azaltmak için ailelerin oynadığı rolün oldukça kritik olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Ailelerin öncelikli olarak çocuklarıyla iletişimlerini güçlendirmeleri gerekir. Bunun için ergenin duygularını anlamaya çalışarak, yargılamadan dinlemeleri ergenin ailesi tarafından önemsendiğini hissetmesine yardımcı olacaktır.” dedi.

Küçük yaştan itibaren çocuklarla günlük yaşam olayları ve hissettikleri hakkında sohbet etmek için fırsatlar yaratmanın ergenlik döneminde de iletişimin olumlu olmasına destek olacağını dile getiren Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, sözlerini şöyle tamamladı:

“Koşulsuz sevgi ve kabul görmek ergenin güvende hissetmesini sağlar ve stres seviyesini azaltır. Sosyal çekilme, umutsuzluk ifadeleri gibi intihar düşüncelerine işaret edebilecek değişiklikleri gözlemleyerek, erken müdahalede bulunmak koruyucu olacaktır. Aile içinde saygı, sevgi ve anlayışın ön planda olması ergenler için destekleyicidir. Ailelerin farkındalığı ve aktif desteği, ergenin stresle başa çıkma becerilerini geliştirerek intihar riskini önemli ölçüde azaltabilir. Erken farkındalık ve sıcak bir aile ortamı bu süreçte hayati öneme sahiptir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tarım Teknolojilerinde Bir İlk: CERN’e Kabul Edilen Tek Şirket Türkiye’den

YTÜ Yıldız Teknopark şirketi tarım teknolojileri alanında Türkiye’yi CERN’de temsil edecek. Dünyada tarım teknolojileri alanında sadece Türkiye’nin olduğu CERN programıyla bir ilk gerçekleştirilmiş olacak.

 

Tarım teknolojileri alanında birçok başarıya imza atan YTÜ Yıldız Teknopark şirketlerinden Orbiba Robotics, CERN Venture Connect (CVC) programına kabul edilen dünyadaki tek teknoloji şirketi oldu. Şirket, CERN’in Yapılandırılmış Lazer Işını teknolojisini tarım robotlarına entegre ederek çiftçilerin maliyetlerinin düşürmeye hazırlanıyor.

 

Yapay zeka ve yenilenebilir enerjiyle çalışan robotik platformlar geliştirerek sürdürülebilir ve verimli tarım çözümleri sunan Orbiba Robotics, CERN Venture Connect (CVC) programına dünyada tarım teknolojileri alanında kabul edilen ilk girişim, Türkiye’de ise CERN Venture Connect’e seçilen tek startup oldu. YTÜ Yıldız Teknopark bünyesinde yer alan YTU Innovation Hub’ta ürünlerini geliştiren şirket, CERN’ün ileri teknolojilerine ve uzmanlıklarına erişim sağlayacak. Özellikle, CERN’ün Yapılandırılmış Lazer Işını (Structured Laser Beam – SLB) teknolojisinin global lisansını alarak bu teknolojiyi tarım robotlarına entegre edecek olan Orbiba Robotics, robotların daha az enerji tüketerek daha yüksek doğrulukla çalışmasını sağlayarak çiftçilerin maliyetini düşürecek.

 

CERN’ün İleri Teknolojilerine ve Uzmanlıklarına Erişim İmkanı

 

Orbiba Robotics olarak, derin teknoloji ve yenilikçi çözümler geliştirme misyonumuz doğrultusunda, CERN Venture Connect (CVC) Programı’na başvurduklarını ifade eden şirketin CEO’su İlker Bektaş, “Başvuru sürecinde, tarım teknolojileri alanındaki projelerimizi ve CERN teknolojileriyle nasıl entegre edebileceğimizi detaylandırdık. Değerlendirme sürecinin ardından, programın bir parçası olmaya hak kazandık. Globalde kabul alan ilk tarım teknoloji girişimi olduk. CVC Programı sayesinde, CERN’ün ileri teknolojilerine ve uzmanlıklarına erişim imkanı elde ettik. Ayrıca, program kapsamında düzenlenen etkinliklerde projelerimizi tanıtma ve uluslararası yatırımcılarla bir araya gelme fırsatı bulduk. CERN ile iş birliğimiz, tarım teknolojileri alanında yenilikçi çözümler geliştirmeyi hedeflemektedir. Özellikle, CERN’ün Yapılandırılmış Lazer Işını (Structured Laser Beam – SLB) teknolojisinin global lisansını alarak, bu teknolojiyi tarım robotlarımıza entegre etme ayrıcalığını kazandık.

Ayrıca, CERN teknolojilerinin ticarileştirilmesi sürecinde bize rehberlik etmekte ve CERN’ün yatırımcı ve teknoloji paydaş ağlarına erişimimizi sağlamaktadır.” dedi.

 

Çiftçiler İçin Daha Verimli Teknolojiler Geliyor

 

SLB teknolojisinin entegrasyonu hakkında da bilgi veren Bektaş şöyle devam etti: “Bu teknoloji tarım robotlarımızın hassasiyetini ve etkinliğini artıracaktır. Bu süreçte, CERN uzmanlarıyla birlikte çalışarak, lazer ışınının bitki tanıma, yabancı ot tespiti ve diğer tarımsal uygulamalarda optimal kullanımını sağlayacağız. Ayrıca, basit bir lazer kaynağı kullanarak, düşük enerji tüketimiyle yabancı ot gelişimini durdurma üzerine çalışmalar yürüteceğiz. SLB teknolojisi, tarım robotlarımızın daha az enerji tüketerek daha yüksek doğrulukla çalışmasını mümkün kılacak, böylece çiftçiler için maliyetleri düşürürken çevresel sürdürülebilirliği destekleyecektir. SLB teknolojisinin entegrasyonu, tarım robotlarımızın yeteneklerini önemli ölçüde artıracak ve çiftçilere daha verimli, sürdürülebilir çözümler sunmamızı sağlayacak. Gelecekte, bu tür ileri teknolojileri kullanarak, tarım sektöründe dijital dönüşüme öncülük etmeyi ve global ölçekte sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Ayrıca, farklı CERN teknolojilerini de ürünlerimize entegre ederek, inovasyon kapasitemizi sürekli geliştirmeyi planlıyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Visa Protect for A2A Payments, yapay zekâ ile anlık para transferlerinde dolandırıcılık girişimlerini %54 oranında tespit ediyor

Avrupa Bankacılık Otoritesi (European Banking Authority) ve Avrupa Ödemeler Konseyi (European Payment Council) tarafından hazırlanan son raporlar, anlık ve sürekli para transferlerinde dolandırıcılık oranlarının önemli ölçüde arttığını ortaya koyarken, dijital ödemeler sektöründe dünyanın lider şirketlerinden Visa bunun önüne geçecek ürün ve hizmetleri geliştirmeye devam ediyor. Şirket son olarak Visa Protect for A2A Payments’ı geliştirdi. Ürünle ilgili olarak Birleşik Krallık’ta gerçekleştirilen pilot çalışma, yapay zekâ tabanlı ürün ve hizmetlerin, dolandırıcılık girişimlerini daha iyi tespit ederek vakaların azaltılmasına ve anlık ve sürekli para transferlerine olan güvenin artmasına katkıda bulunduğunu gösterdi. 

 

Visa’nın Birleşik Krallık’ta gerçekleştirdiği pilot uygulama, güncel yapay zekâ teknolojilerinin dolandırıcılık nedeniyle her yıl kaybedilen 600 milyon sterlini büyük ölçüde azaltma potansiyeline sahip olduğunu gösterdi. Pilot uygulamadan elde edilen sonuçlar, Visa’nın bankaların gelişmiş dolandırıcılık tespit sistemlerinden geçmeyi başaran hileli işlemlerin %54’ünü tespit ettiğini ortaya koydu. Visa’nın kanıtlanmış tahmine dayalı yapay zekâ teknolojisinin, artan dolandırıcılık vakalarıyla mücadeleye önemli ölçüde katkı sağlayacağı ve Birleşik Krallık’taki tüketicilerin, işletmelerin ve ekonominin yılda yaklaşık 330 milyon sterlin tasarruf sağlamasına yardımcı olabileceği görüldü.

 

Visa ve Birleşik Krallık’ın perakende ödeme operasyonlarını yürüten Pay.UK arasındaki pilot iş birliği ile Birleşik Krallık’ta 12 aylık bir dönemi kapsayan milyarlarca perakende banka işlemi (Birleşik Krallık’taki yıllık hesaptan hesaba işlemlerin %50’sinden fazlası) analiz edildi. Visa’nın geliştirdiği yenilikçi tespit sistemi ile Visa’nın kredi ve banka kartı dolandırıcılığı tespitindeki başarısı, kartsız, anlık ve sürekli para transferlerini de kapsayacak şekilde genişledi. 

 

Visa ağındaki dolandırıcılık oranı, tüm dünyada tüm ödeme biçimlerinde en düşük seviyelerde yer almaya devam ediyor. Visa dolandırıcılıkla mücadele etmeye ve ağ güvenliğini artırmaya yönelik teknolojilere, son beş yılda 10 milyar doların üzerinde yatırım gerçekleştirdi. Bu teknoloji yatırımlarının sonucunda, yalnızca 2023 yılında, dünya çapında yaklaşık 30 milyar dolar tutarında dolandırıcılığı önledi.

 

Visa, yenilikçi gerçek zamanlı dolandırıcılık tespit hizmeti Visa Protect for A2A Payments’ı Türkiye’deki tüm bankaların kullanımına sunuyor. Bu yeni teknoloji, şüpheli işlemlerin gerçek zamanlı olarak tespit edilmesine ve paranın kullanıcının hesabından çekilmesinden önce durdurulmasına yardımcı oluyor.  

 

Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin, “Yapay zekâ destekli güvenlik çözümlerimizin, hızla gelişen anlık ödeme dünyasında hem bireylerin hem de işletmelerin gönül rahatlığıyla işlemlerini gerçekleştirebilmesine olanak sağladığını görmekten mutluluk duyuyoruz. Şimdi ise, kartsız ödemelerde dolandırıcılıkla mücadeleye yardımcı olmak için geliştirdiğimiz Visa Protect for A2A Payments’ı kullanıma sunuyoruz. Visa Protect for A2A Payments, yüksek hacimli ve karmaşık ödeme ortamlarında güvenliği sağlamak üzere tasarlandı. Bu çözümümüzle bankalarla iş birliği içerisinde, anlık ödemelere ve para transferlerine yönelik güvenin artmasına katkıda bulunacağımıza ve kullanıcıların dolandırıcılıktan korunmasında önemli bir fark yaratacağımıza inanıyoruz” dedi.

 

Visa’nın geliştirdiği yapay zekâ teknolojisi, her yıl milyarlarca işlemi analiz ederek, hesaptan hesaba ödemelerde dolandırıcılık risklerini ortaya koyan bir risk puanı oluşturarak, bankaların müşterilerini korumasına yardımcı oluyor. Tüm bu işlemler ise hesaptan hesaba ödemelerin hızı ve güvenilirliği üzerinde herhangi bir olumsuz etki yaratmadan, göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşiyor. 

 

Visa tarafından sunulan yapay zekâ destekli bu yeni risk ve dolandırıcılık önleme hizmeti, yaklaşık 250 ürüne ulaşan ve yüksek talep gören beş kategoriyi kapsayan geniş bir katma değerli hizmetler paketi olan Visa Protect’in bir parçası. Diğer hizmetler ise Kabul, Danışmanlık, İhraç, Açık Bankacılık ve Risk ve Kimlik’ten oluşuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çiğli Belediyesi’nden “Yeni Yıla Merhaba” Konseri

Çiğli Belediyesi, bağlama kursiyerleri ile yeni yılı sanat dolu bir etkinlikle karşıladı. ‘Yeni Yıla Merhaba’ konseri, bağlama kursiyerlerinin performansıyla Türk Halk Müziği’nin eşsiz atmosferini Çiğli’ye taşıdı. Kursiyerler, büyük bir emek ve tutkuyla hazırladıkları eserleri sahneleyerek izleyenlere unutulmaz bir akşam yaşattı.

Çiğli Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından düzenlenen gecede Türk Halk Müziği’nin zenginliği ve geleneksel bağlama sanatının büyüsü, kursiyerlerin başarılı performanslarıyla bir kez daha gözler önüne serildi. Hem ruhları dinlendiren hem de yeni yıl coşkusunu salona taşıyan konser, sanatseverlerden tam not aldı.

Başkan Yıldız: “Sanatın birleştirici gücüyle yeni yıla merhaba dedik”

Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, Türk Halk Müziği’nin toplumun ortak mirası olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Bağlama kursiyerlerimiz, büyük bir emek ve özveriyle sahne alarak Türk kültürünün eşsiz ezgilerini bizlere taşıdı. Yeni bir yıla sanatın birleştirici gücüyle merhaba demek, hepimiz için çok anlamlıydı. Türk Halk Müziği, geçmişten bugüne taşıdığı değerlerle hepimizin ortak mirasıdır. Bu mirası yaşatan ve sahnede büyük bir başarıya imza atan kursiyerlerimizi yürekten kutluyorum. Çiğli Belediyesi olarak sanata ve kültüre desteğimiz sürecek; halkımızı bu tür etkinliklerle bir araya getirmeye devam edeceğiz. Yeni yılın hepimize sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Keloğlan ve Dr. Sihirbaz Oyunu Keçiören’de Sahnelendi

Keçiören Belediyesinin ev sahipliğinde düzenlenen 27. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali kapsamında Keloğlan ve Dr. Sihirbaz oyunu minik izleyicilere buluştu. Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu’nda sahnelenen ve 4-11 yaş grubu çocuklara hitap eden oyun, çocuklara ve ailelere kahkaha dolu bir gün yaşattı. Çocukları sanatla iç içe yetiştirmeyi hedeflediklerini söyleyen Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, “Festivalimiz yediden yetmişe tüm kesimlere hitap eden oyunlarla ilçemizi bir sanat merkezi haline getirdi. Büyüklere yönelik etkinliklerimizin yanı sıra çocuklarımızın ufkunu genişletecek kültür ve sanat aktivitelerimizi de yaygınlaştırıyoruz. Vatandaşlarımızın etkinliklerimize ilgisi bizleri ziyadesiyle mutlu ediyor” dedi.

Keloğlan için zor karar

Yoksulluk nedeniyle zor zamanlar yaşayan Keloğlan’ın hikayesini konu alan oyunda çocuklara dürüst olmanın ve insanları kandırmamanın önemi aktarıldı. Dr. Sihirbaz ile omuz omuza vererek para kazanmaya başlayan Keloğlan, annesinin ona gerçekleri göstermesiyle Dr. Sihirbaz’ın foyası ortaya çıkar. Keloğlan gerçekleri görür ve Dr. Sihirbaz’ın insanları gerçekten iyileştirmediğini, insanları kandırdığını anlar. Keloğlan, karar verme zamanının geldiğini anlar ve dürüstlüğü seçer.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İhracatın Finansmanında Yeni Dönem: İGE ve EBRD Arasında Stratejik İş birliği

İhracatı Geliştirme A.Ş. (İGE) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Türk ihracatçılarının finansmana erişimini güçlendirme yolunda kurdukları stratejik iş birliğini tescil eden mutabakat zaptını imzaladı.

 

İhracatı Geliştirme A.Ş. (İGE) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), 16 Aralık 2024 tarihinde imzaladıkları mutabakat zaptı (MoU) ile ihracatın finansmanına daha fazla katkı sağlamayı hedefleyen yeni bir döneme birlikte adım atıyor. Bu stratejik iş birliği, Türk ihracatçısının finansal kaynaklara erişimini artırarak, küresel ticarette daha güçlü bir konum elde etmelerini sağlamayı amaçlıyor. 

 

İki kurum arasında kurulan bu ortaklık, İGE’nin ihracatçıları destekleme misyonunu güçlendirirken, EBRD’nin geniş finansal imkanlarını Türk şirketlerinin hizmetine sunacak. Her iki kurum da gelecekte daha yakın bir iş birliği ile Türk ihracatçılarının uluslararası pazarlarda daha etkin bir şekilde yer almasını hedefliyor. 

 

“Türk ihracatçılarına küresel rekabet gücü kazandırıyoruz”

İGE Genel Müdürü Fatih Tuğrul Topaç, “Bu stratejik iş birliği, ihracatçılarımızın finansmana daha hızlı ve kolay erişmesini sağlayarak, küresel ticaret arenasında daha güçlü bir rekabet avantajı elde etmelerine imkan tanıyacak. EBRD ile imzaladığımız bu anlaşma, sadece finansman imkanlarını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Türk iş dünyasının uluslararası pazarlarda daha etkin ve sürdürülebilir bir şekilde yer almasını da destekleyecek. Gelecekte, iş birliğimizin daha da derinleşerek ihracatçılarımıza çok daha geniş bir yelpazede uluslararası fırsatlar sunacağına eminim. İGE olarak, Türk ihracatçılarının sürüdürülebilir finansmana erişimi yolunda gereken her türlü desteği sağlamaya devam edeceğiz.” dedi. 

 

‘’Çabalarımızı ve uzmanlıklarımızı birleştirerek finansmana erişimi artırıyoruz’’

Oksana Yavorskaya, Türkiye Başkan Vekili: “Güçlü ihracat performansı, yerel ekonomilerin büyümesi ve dayanıklılığında kritik bir rol oynamaktadır. Bu mutabakat zaptı aracılığıyla İGE ile ortaklığımızı duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu ortaklık, ihracata yönelik şirketlerin gelişimini ve küresel rekabet gücünü destekleme konusundaki ortak taahhüdümüzü vurgulamaktadır. Çabalarımızı ve uzmanlıklarımızı birleştirerek yeni fırsatlar yaratmayı, finansmana erişimi artırmayı ve sürdürülebilir ekonomik ilerlemeye katkıda bulunmayı hedefliyoruz.” dedi.

 

Bu stratejik iş birliği ile daha da güçlenen İGE, Türk ihracatçılarının küresel pazarlarda daha güçlü bir şekilde yer alabilmesi için gerekli olan finansal altyapıyı sağlamaya devam edecek. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı