Yazar arşivleri: admin

Tugay: Marble İzmir’e herkes sahip çıkmak zorunda

Türk doğal taş sektörünün bayramı Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı 30’uncu kez dünyayı İzmir’de buluşturmak için kapılarını açtı. 9-12 Nisan tarihlerinde Fuar İzmir’de sürecek Marble İzmir’in açılış töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Türkiye’nin doğal taşlarının renk ve desenleriyle dünyada eşi benzerinin olmadığını belirterek “Ancak hak ettikleri değeri bulmuş değiller. Bu nedenle bu fuara herkes sahip çıkmak zorunda. İnşallah 50’ncisi, 100’üncüsü de yapılsın. Türkiye’de bu kadar değerli başka bir fuar olduğunu düşünmüyorum” dedi.

Temelleri 1989 yılında Kültürpark’ta “İzmir Mermer Günleri 89” adıyla atılan, 1995 yılından bu yana ise fuar olarak düzenlenen İzmir’in gururu Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı 30’uncu kez kapılarını açtı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından 9-12 Nisan 2025 tarihleri arasında Fuar İzmir’de düzenlenen Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nda, 150 bin metrekareyi aşan açık ve kapalı alanda binin üzerinde katılımcı yer alacak.

Dört gün boyunca Türkiye ve dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri ağırlayacak fuarın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ev sahipliğinde yapılan açılışına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Çekiç, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, Denizli İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Memişoğlu, Türkiye Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, Tüm Mermer, Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Şimşek, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, konsoloslar, birlik, oda, derneklerin başkanları ile temsilcileri, kaymakamlar, bürokratlar, yerli ve yabancı sektör profesyonelleri katıldı. 

Tugay: Fuarın anlamı çok büyük

Marble İzmir’in sektörü, sektörün de Marble İzmir’i büyüttüğünü belirterek konuşmasına başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Sektör temsilcileri dışında değeri yeterince anlaşılamamış bir fuar bu. Oysa Türkiye’nin ihracatı için lokomotif sektörlerinden biri. Dışarıdaki insanlar burada ne kadar önemli bir organizasyon gerçekleştiğini tam fark edemiyorlar. Bizim Marble İzmir’i daha iyi tanıtmamız lazım. Dünyanın doğal taş kaynaklarının neredeyse üçte birine sahip bir ülke olarak Türkiye’nin çok daha fazla sahiplenmesi gereken, üretiminde, tasarım kısmında ve ihracatında çok daha fazla desteklemesi gereken bir sektör. Bu nedenlerle bu fuarın anlamı çok büyük” dedi. 

“Kiminle iletişim kurmamız gerekiyorsa kuracağız”

İzmir’in ülkenin ticaret tarihinde önemli bir yeri olduğunu söyleyen Başkan Dr. Cemil Tugay, “Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İktisat Kongresi’ni yaparak ticaret anlamında özel görevler verdiği bir şehir. Daha sonra İzmir Enternasyonal Fuarı geliyor. O dönemden bu döneme Türkiye’nin ihracatta ve ticarette dışarıya açılan penceresi olarak görülen bir şehir. Biz bu rollerin gereğini yerine getirmek için şehir olarak tüm dinamiklerimizle çok daha fazla çalışmalıyız. Tüm fuarların çok daha başarılı geçmesi için Türkiye’de kiminle nasıl bir iletişim kurmamız gerekiyorsa onu da yapmalıyız” dedi.

“Çalışmamız, iş birliği yapmamız gerekiyor”

Oda, derneklere fuarlara destekleri için teşekkür eden Başkan Dr. Cemil Tugay, “Eğer sorunları birbirimizi anlayacak şekilde konuşabilirsek, her türlü siyasi çıkarın üzerine çıkarak birlik beraberlik içinde mücadele etmeyi başarabilirsek her şeyi çok daha iyiye götürebiliriz. Bu ülkenin, milletin daha iyi noktalara gelmesi için iş birliği yapmamız gerekiyor. Dünyada ve Türkiye’deki sıkıntılar ortadayken, en çok ihtiyacımız olan şey kendi ülkemizin menfaatini her şeyin üzerinde tutarak sektörleri temsil eden insanlara bütüncül bir bakışla destek olmaktır. Destek olacağız ki insanlarımız iş bulsun, bu ülkeye para girsin. Yatırım için yürekten çaba gösteren pek çok insan istedikleri desteği bir türlü göremiyor. Bir yerlerde hata yaptığımız çok açık. Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok. Türkiye’nin refah içinde yaşayan insanların ülkesi olması lazım” şeklinde konuştu.

“5 milyar dolara çıkabilir”

Başkan Tugay, Türkiye’deki doğal taşların renkleri ve desenleriyle dünyada eşi benzeri olmadığını belirterek “Ancak hak ettikleri değeri bulmuş değiller. Birincisi pazarlamayı bilmiyoruz, ikincisi işlenmesiyle ilgili sorun var. Bu fuara herkes sahip çıkmak zorunda. İnşallah 50’ncisi 100’üncüsü de yapılsın. Türkiye’de bu kadar değerli başka bir fuar olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’nin doğal taş alanındaki 2 milyar dolarlık ihracatının 5 milyar dolara çıkmaması için hiçbir neden yok. Yeter ki katma değerini de artırarak bu işin pazarlamasını da yapabilelim. Bunu başarabileceğimizi de inanıyorum” dedi.

Tancan: Önemli bir platform haline dönüştü

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, Marble İzmir Fuarı’nın sadece Türkiye’den değil, dünyanın dört bir yanından sektör profesyonellerini bir araya getirerek doğal taş sektörünün geleceğine yön veren önemli bir platform haline dönüştüğünü belirtti. Tancan, “Sektörümüzün kalkınmasına, Türkiye ekonomisinin büyümesine ve global ticaretin gelişmesine katkı sağlayan bu önemli fuarın, katılımcılarımız için yeni iş birlikleri, güçlü ticari bağlantılar ve önemli fırsatlar yaratacağına olan inancımı da ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

“Fuarımız ihracatın 30 kat artmasında itici güç”

İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, “30 yıl önce başlayan Marble İzmir, geldiğimiz noktada sadece ülkemizin değil, dünyanın en prestijli doğal taş fuarlarından biri haline geldi. Marble İzmir Fuarı’nın kentimize ekonomik katkı sağladığını hepimiz biliyoruz. Bugün bir arada olduğumuz Fuar İzmir, Türkiye fuarcılığı için önemli bir merkez” dedi. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, tüm katılımcılara başarılı ve yeni fırsatlarla dolu bir fuar süreci dilediğini belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti.

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Çekiç ise 30 yıldır mermer ve doğal taş sektörünün vitrine çıktığı, ülkemizin zengin kaynaklarının dünyayla buluştuğu en güçlü platformlardan olan Marble İzmir’in ticaretin, tasarımın, emeğin ve vizyonun buluşma noktası olduğunu söyledi.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Sektörün dünyada önde gelen fuarlarından biri olarak Marble İzmir,  ülkemizi dünyaya da tanıtıyor. Marble İzmir’in ilk yılından bu yana Türkiye’nin doğal taş ihracatı 30 kat artmış, fuarımız itici gücü olmuştur” şeklinde konuştu.

“Burası Türk doğal taşının podyumu”

Denizli İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Memişoğlu, “Denizli olarak 52 firmayla temsil ediliyoruz. Makine firmalarımız da var. Bu fuarı gerçekleştiren İZFAŞ’a, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’a teşekkür ediyorum” dedi.

Türkiye Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Maden Platformu Sözcüsü Mehmet Yılmaz, “Burası Türk doğal taşının podyumu. Bu güzel podyumda hep beraber ürünlerimizi sergiliyoruz. Bu bizim için çok önemli” şeklinde konuştu. Tüm Mermer, Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Şimşek ise “30. Marble İzmir Fuarı’mız hayırlı olsun diliyorum, bol kazançlı bereketli olsun” dedi.

Mermer kaplı otomobil

Açılışın ardından Başkan Dr. Cemil Tugay beraberindeki heyetle fuar katılımcılarını ziyaret etti. Birbirinden renkli doğal taşların sergilendiği stantlarda firma yetkilileri ile görüştü. Fuara 30 yıldır katılan Alacakaya Mermer standındaki sadece Türkiye’de çıkan Elâzığ̆ Vişnesi mermeri ile kaplı otomobili de ziyaret eden Tugay, firma yetkilileri ile fotoğraf çekildi. Dünya markası olan fuarı sektör temsilcileri ve firmalarla birlikte çok daha başarılı hale getirmek için daha uzun yıllar çalışacaklarını söyledi. Bölgesel kalkınmaya önem vereceklerini ve Ege Bölgesi’ndeki tüm illerle çalışmalar yapacaklarını ifade eden Başkan Tugay, sektöre başarılı bir fuar diledi

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Parça Tesirli Pazarlar” Gölcük’te Kahkaha Dolu Bir Gece Yaşattı

Gölcük Belediyesi tarafından Kervansaray’da düzenlenen; ünlü oyuncu Çetin Altay ve Özlem Karaaytu’nun sahnelediği “Parça Tesirli Pazarlar” adlı tiyatro oyunu ,Gölcüklülere kahkaha dolu bir akşam yaşattı.

 

Gölcük Belediyesi kültür-sanat etkinlikleri birbirinden güzel tiyatro oyunlarını ilçeye taşımaya devam ediyor. Etkinlikler kapsamında Kazıklı Kervansarayı Kültür Yapısı’nda sahnelenen “Parça Tesirli Pazarlar” adlı tek perdelik komedi oyunu Gölcüklüler ile buluştu. Sinema filmlerinde hayat verdiği “Oflu Hoca” karakteriyle hafızalara kazınan ünlü oyuncu Çetin Altay ile Özlem Karaaytu’nun ile birlikte sahnelediği oyunuyla Gölcüklü sanatseverlerden büyük ilgi gördü. Salonun tamamen dolduğu oyunda izleyenler kahkaha dolu bir akşam yaşadı.

 

KARI KOCANIN BİR GÜNLÜK YAŞAMINA FARKLI BAKIŞ

Kervansaray’da düzenlenen oyunda Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer ve önceki dönem belediye başkanlarından Mehmet Ellibeş’te izleyiciler arasında yer aldı. Bir karı kocanın gündelik hayatını komedi türünde ele alan oyunda, salonu dolduran Gölcüklüler, eğlenceli anlar yaşadılar.

 

KÜLTÜREL ETKİNLİKLER ARTARAK DEVAM EDECEK

Oyun sonunda Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer; Tiyatro oyununa sponsor olarak destek veren Dağgül İnşaat, Remax Çakra, Kürşat Çakıroğlu İnşaat, Kul Mimarlık, As-Tek İnşaat, Yavuz Selim Aktürk İnşaat, Kahverengi Kafe sahipleri ile izleyicilere teşekkür etti. Sezer, kültürel ve sanatsal etkinliklerin artarak devam edeceğini vurgulayarak, tüm vatandaşları bu tür organizasyonlara katılmaya davet etti.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir Çocuk, Bir Öğretmen, Bir Kitap, Dünyayı Değiştirir

Kütüphaneler Haftası, Kahramankazan Kaymakamlığı tarafından 15 Temmuz Şehitleri ve Demokrasi Müzesi’nde düzenlenen programla kutlandı. Programa Kahramankazan Belediye Başkan Yardımcısı Ali İhsan Baykurt katıldı.

 

Her yıl Mart ayının son günü başlayan ve bir hafta boyunca devam eden Kütüphaneler Haftası, bu yılda öğrencilerin hazırladığı etkinliklerle kutlandı. Kahramankazan Kaymakamlığı tarafından düzenlenen programa Kahramankazan Kaymakamı Abdullah Selim Parlar, Kahramankazan Belediye Başkan Yardımcısı Ali İhsan Baykurt, Kahramankazan İlçe Emniyet Müdürü Erol Yavuz, Kahramankazan İlçe Milli Eğitim Müdürü Kemal Yıldırım, Kahramankazan İlçe Müftüsü Abdullah Yalman, Kahramankazan İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Mustafa Albayrak, öğretmenler ve vatandaşlar katıldı.

 

 

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, “Bir Çocuk, Bir Öğretmen, Bir Kitap, Dünyayı Değiştirir” teması altında öğrenciler tarafından hazırlanan gösterilerle devam etti.

 

Türk tarihinin önde gelen masal, şiir, roman ve hikaye yazarlarını canlandıran öğrenciler, seyircileri tarih kokan bir yolculuğa çıkararak kitapların ve kitap okuma alışkanlığı edinmenin önemine vurgu yaptı.

Program hatıra fotoğrafının ardından sona erdi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Eski Sanayi’deki Konut Alanı Sorunu 2. Etapta Çözüme Kavuşuyor…

Eski Sanayi Kentsel Dönüşüm Projesi 2. etap çalışmaları kapsamında, Sivas Belediyesi tarafından daha önce uzlaşma, tahliye ve yıkım işlemleri tamamlanan konut altı ticaret alanlarında inşaat çalışmalarına başlandı.

 

Uzun yıllar kent merkezinde sıkışıp kalan ve harabeyi andıran yapılarla şehre yakışmayan bir görüntü sergileyen Eski Sanayi Bölgesi’ni Sivas’a değer katan yeni bir cazibe merkezi haline getirmek amacıyla Sivas Belediyesi tarafından başlatılan kentsel dönüşüm çalışmaları hummalı bir şekilde devam ediyor.

 

10 adet iş merkezinin bulunduğu ilk etapta tapular hak sahiplerine teslim edilirken bölgedeki ticari işletmeler de faaliyetlerine başlamıştı. Konut altı ticaret alanlarının yer aldığı 2. etapta ise inşaat çalışmaları hız kazandı.

 

Yapılacak olan 3 adet blokta; 49 adet 2+1, 203 adet 1+1 olmak üzere toplamda 252 adet daire ve 53 adet ticari birim bulunacak. Ayrıca bölgede Aile Sağlığı Merkezi, ilkokul alanı, yeşil alanlar ve sosyal donatılara yer verilecek.

 

Çalışmaları yerinde inceleyerek ekiplerden bilgi alan Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, “Şehrimize sosyal ve ekonomik anlamda değer katacak olan Eski Sanayi Bölgesi’ndeki kentsel dönüşüm çalışmalarımıza titizlikle ve kararlılıkla devam ediyoruz. Bu anlamda yapımına başladığımız ikinci etapta bölgedeki konut sorununu da çözüme kavuşturmuş olduk. Şehrimiz için hayırlı olsun.” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Doktor Mucize operası sahneye taşınıyor

Georges Bizet’in, 18 yaşında besteleyerek, Jacques Offenbach’ın düzenlediği yarışmada birincilik ödülü kazandığı “Doktor Mucize” operası, Samsun Devlet ve Balesince sahneye taşınıyor.

Librettosunu Leon Battu ve Ludovic Halevy’nin kaleme aldığı eserde, sevdiğine kavuşmak için doktor kılığına giren Yüzbaşı Silvio ve sevgilisi Laurette’nin kavuşma serüveni komik dille ele alınıyor. Son provaları tamamlanan eser, Zehra Yıldız Sahnesi’nde yarın saat 13.30’daki prömiyerinin ardından, turne kapsamında 24 Nisan saat 20.00’de Amasya Belediyesi Yeni Kültür Merkezi Şehzade Salonu’nda beğeniye sunulacak.

“BİR DANS TİYATROSU GİBİ ELE ALDIK”

Eserin rejisörü Şahan Gürkan, genel prova sonrası eseri geleneksel İtalyan tiyatrosundan esinlenerek hazırladıklarını söyledi. Temsile 15 gün gibi kısa bir sürede hazırlandıklarını anlatan Gürkan, şöyle devam etti:

“Günümüz komedi anlayışıyla bir köprü kurmaya çalıştık. Çok yetenekli genç sanatçılarla sahneliyoruz. George Bizet’in 18 yaşında bestelediği bu eseri, onun gençliğinden gelen enerjisini, sahneye genç arkadaşlarla taşımaya çalışıyoruz. Daha çok müziğin ritmik yapısının, melodi yapısının ve akorların bedenlerdeki karşılığını araştırdık. Bir hareket düzeni var eserin içerisinde. Adeta bir dans tiyatrosu gibi ele aldık.”

Eserin, tiyatral metinlerle müziğin bölündüğü bir opera olduğunu belirten Gürkan, “Dolayısıyla oyunculuk kabiliyeti de gerektiriyor. Genç sanatçı arkadaşlarım altından çok iyi kalktı. İzleyenleri kahkahaya boğacak, onları gülümsetecek bir iş çıkardık. Tek perde ama çok keyifli bir iş çıkardığımıza inanıyorum. Şimdiden herkese iyi seyirler diliyorum.” dedi.

SEYİRCİYİ KOMİK BİR OPERA BEKLİYOR

“Lauretta” rolünü üstlenen Duha Alkan, Samsun Devlet Opera ve Balesinde 2 aydır bulunduğunu ve Gürkan ile çalışmanın kendisine çok şey kattığını söyledi.

Rolünden bahseden Alkan, “Lauretta genç bir kız ve Silvio ile birlikte olmak için babasını ikna etmeye çalışıyorlar. Babası sevmiyor Silvio’yu, çünkü Silvio bir asker. O yüzden çeşitli oyunlara girişiyorlar ve zaferle sonuçlanıyor tabii ki. Çok eğlenceli ve komik bir opera.” diye konuştu.

“Veronique” rolüne hayat veren Ezgi Aydın da SAMDOB’da yer alacağı ilk eser olduğunu belirterek, “Rolüm gereği Padova Belediye Başkanı Bay Podestat’ın eşiyim. Veronique, genç yaşına rağmen 4 evlilik yapmış bir kadın ve biraz parayı seviyor. Eserde şarkıların yanı sıra tekstler oldukça esprili. Gerçekten seyirciyi komik bir saat bekliyor.” ifadelerini kullandı.

Koreografisi Arzu Kaya, dekoru Gülden Sayıl, kostümleri Gülnur Çağlayan Tuluk, ışık tasarımı ise Oğuz Murat Yılmaz’a ait eserin konusu özetle şöyle:

“Padova Belediye Başkanı Bay Podestat, genç ve güzel kızı Lauretta’yı ona aşık olan Yüzbaşı Silvio’dan uzak tutmakta kararlıdır. Eşi Veronique ile birlikte kızlarını sürekli gözetim altında tutmaya çalışırlar. Ancak Silvio, Lauretta’ya ulaşmak için birbirinden eğlenceli kılık değiştirme oyunlarına başvurur. Komik yanlış anlamalar olayları kahkahalarla ilerletirken, aşk, kurnazlık ve mizah dolu hikaye neşeli bir finalle son bulur.”

kaynek: Ntv

Parkinson’da beyin pili, hayat kalitesinde iyileşme sağlıyor

Hareket kabiliyeti artıyor, kişi kendini daha özgür hissediyor, günlük yaşamını daha rahat sürdürüyor 

Beyinde dopamin adı verilen maddenin azalmasıyla ortaya çıkan ve genellikle ileri yaşlarda görülen kronik ilerleyici bir hastalık olan parkinsonda, beyin pili sayesinde hastanın yaşam kalitesi iyileşiyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, “beyin pili” olarak bilinen Derin Beyin Stimülasyonu ameliyatının uygun hastalar için en iyi tedavi yöntemi olduğunu söyledi. Özellikle titreme, donma, katılık ve hareket yavaşlığı ve istemsiz hareketler gibi şikayetleri olan hastalar için sonuçların yüz güldürücü olduğunu belirten Prof. Dr. Kocabıçak, “Her şeyden önce hastalar günlük yaşamlarındaki kısıtlı durumdan kurtulmuş oluyorlar. Günün büyük bir bölümünü hareketsiz geçiren hastalarda kapalı dönem olarak adlandırılan süreler oldukça kısalıyor. Bu da hastalara yaşamlarında ciddi bir özgürlük alanı sağlıyor.  Ayrıca kullandıkları ilaç dozlarını  da ameliyat sonrasında azaltabiliyoruz. Böylece Parkinson ilaçlarının bilinen yan etkilerinden de hastalar kurtulmuş oluyorlar” dedi.

 

 

İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, 11 Nisan Dünya Parkinson Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada parkinson hastalarında Derin Beyin Stimülasyonu uygulamasını değerlendirdi.

 

Hareketlerde yavaşlama ve el titremesi ile başlıyor

 

Parkinson hastalığının beyinde dopamin adı verilen maddenin azalmasıyla ortaya çıkan ve genellikle ileri yaşlarda görülen kronik  ilerleyici bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Kocabıçak, “Hastalık genellikle bir vücut yarısında görülen bulgularla başlar ve yavaş ilerler. Hareketlerde yavaşlama, genellikle istirahat halinde görülen ve para sayar tarzda diyebileceğimiz el titremesi, eklemlerde görülen katılık ve sertlik, küçük adımlarla yürüme ve yürüyüş bozuklukları hastaların yaşam kalitesini bozan en önemli hastalık bulgularıdır” dedi.

 

Maske yüz ve konuşma bozukluğu da eşlik ediyor

 

Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, bu şikayetlerin ve bulguların yanında konuşma bozukluğu, yüz mimiklerinin kaybı nedeniyle gelişen maske yüz, bağırsak hareketlerinin azalması nedeniyle olan kabızlık, koku almada azalma, eklemlerde ve kaslarda gerginlik ve ağrı, uyku problemleri, depresyon ve bazı psikolojik sorunların da  hastalığın azımsanmayacak ölçüde şikayete neden olan bulguları arasında sayılabileceğini söyledi.

 

İstirahat halinde ortaya çıkan el titremesi dikkate alınmalı

 

Parkinson hastalığı bulguları arasında en sık rastlanan bulgunun el titremesi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kocabıçak, “Titreme özellikle hasta bir şey yapmazken yani istirahat halinde ortaya çıkar. Hareketlerde yavaşlama olur, hastalar öne bükük şekilde ellerini sallamadan yürümeye başlar. Hastaların mimiklerinde azalma olur ve hastaların bakışları donuklaşır. El yazısında küçülme görülür.  Titreme, yavaşlık vücudun bir tarafında başlar zamanla diğer tarafta da görülebilir. Denge bozukluğu gelişebilir” uyarısında bulundu. Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, hareketle ilgili bulguların dışında uyku sırasında aşırı hareket etme ve bağırma gibi uyku bozukluklarının, zihinsel yeteneklerde bozulma, özellikle ayağa kalkınca olan tansiyon düşüklüğü, göz kararması ve kabızlığın diğer bulgular arasında yer aldığını ifade etti.

 

Beyindeki dopamin eksikliği tamamlanmalıdır

 

Günümüzde Parkinson hastalığının tedavisinde önemli gelişmeler olduğunu belirten Prof. Dr. Kocabıçak, “Ağız yoluyla alınan ilaçların yanında, hastalığa yönelik yapılan basit ameliyatlar, sürekli ilaç salınımı yapan pompalar, deriye yapıştırılan ilaçlar, ince bağırsakta çözünen ilaçlar bunlardan bazılarıdır. Tedavide esas olan eksik maddelerin yerine konmasıdır. Hastalıktaki sorun “dopamin” eksikliği olduğundan bu madde bir şekilde beyinde tamamlanmalıdır. Önemli olan hastaya ve hastalığın aşamasına göre doğru tedavinin şeklinin seçilmesi, dozunun ayarlanması ve yakın takibin yapılmasıdır” dedi.

 

İlk birkaç yıl balayı dönemi yaşanıyor

 

Hastalığın tanısının konulmasıyla  birlikte ilaç tedavisine başlandığını, hastaların ilk birkaç yıl sanki hiç hasta olmamış gibi hastalanmadan önceki yaşamlarına dönebildiğini belirten Prof. Dr. Kocabıçak, bu dönemin balayı dönemi olarak adlandırıldığını söyledi. Hastalığın ilerleyen yıllarında beyin pili ameliyatının gündeme gelebileceğini kaydeden Prof. Dr. Kocabıçak, “İlerleyen yıllarda ilaç tedavisine rağmen titreme, donma, katılık, hareket yavaşlığı gibi şikayetlerin kontrol altına alınamaması, gün içinde kapalı dönemlerin süresinin artması, ilaç dozlarının yükseltilmesiyle birlikte dans eder gibi istemsiz hareketlerin ortaya çıkmasıyla artık beyin pili ameliyatının düşünülme zamanının geldiği söylenebilir” dedi.

 

Parkinson ilaçlarının bilinen yan etkilerinden koruyor

 

Beyin pili tedavisinin yapılan testler sonucunda bu ameliyat için uygun görülen hastalarda çok etkin bir yöntem olduğunu belirten Prof. Dr. Kocabıçak, “Özellikle titreme, donma, katılık ve hareket yavaşlığı ve istemsiz hareketler gibi şikayetleri olan hastalar için sonuçlar yüz güldürücü. Her şeyden önce hastalar günlük yaşamlarındaki kısıtlı durumdan kurtulmuş oluyorlar. Günün büyük bir bölümünü hareketsiz geçiren hastalarda kapalı dönem olarak adlandırılan süreler oldukça kısalıyor. Bu da hastalara yaşamlarında ciddi bir özgürlük alanı sağlıyor.  Ayrıca kullandıkları ilaç dozlarını  da ameliyat sonrasında azaltabiliyoruz. Böylece Parkinson ilaçlarının bilinen yan etkilerinden de hastalar kurtulmuş oluyorlar” dedi.

 

Uygun hastalar için en iyi tedavi yöntemi

 

Beyin pili tedavisinin parkinson hastalığını tamamen durduran bir tedavi olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Kocabıçak, “Hastalık maalesef yıllar içinde ilerlemeye devam ediyor. Ama yine de uygun hastalarda bugün için en iyi tedavi beyin pili yöntemi. Bu görüş bilimsel çalışmalarla da pek çok kez kanıtlanmış durumda. Özellikle ilaç tedavisi uygulanan hastalarla yapılan karşılaştırmalı bilimsel çalışmalarda beyin pili tedavisinin üstünlüğü gösterilmiş bulunuyor. Yani bu tedaviye uygun bulunmuş hastalar için Derin Beyin Stimülasyonu uygulamaları aslında bir hasta hakkı olmuş durumda” dedi. 

 

İlk 5 yıl beyin pili ameliyatı önerilmiyor

 

Tanı anından itibaren ilk 5 yıl beyin pili ameliyatı önerilmediğini belirten Prof. Dr. Kocabıçak, “Beyin pili ameliyatı için hastalık başlangıcının en az 5 yıl önceye dayanıyor olması gereklidir. Bunun en önemli nedeni, parkinson hastalığının başka hastalıklarla karıştırılabilir olmasıdır. Parkinson plus adı verilen bu tür hastalıklarda maalesef beyin pili ameliyatları parkinson hastalığında olduğu kadar başarılı sonuçlar vermez” dedi.

 

Hangi parkinson hastaları beyin piline uygun değildir?

 

Bazı parkinson hastalarında beyin pilinin önerilmediğini ifade eden Prof. Dr. Kocabıçak, şunları söyledi:  “Sık düşmelerin olduğu, kullandığı ilaçların kısa bir zaman aralığı için dahi neredeyse hiç fayda sağlamadığı hastalarda beyin pili ameliyatı önerilmemektedir. Üstelik özellikle düşme ve denge sorunları ileri düzeyde olan hastalarda ameliyat sonrası bir miktar şikayetlerde artış bile gözlemlenebilmektedir. Yine psikiyatrik açıdan ağır depresyonu olan hastalarda ya da psikoz adını verdiğimiz ciddi ruhsal bozukluğu olan hastalarda beyin pili ameliyatı yapılmamalıdır. Parkinson hastalığında hastaların yaşam kalitesinin düşmesine ve kısıtlı bir yaşam sürmelerine bağlı hastalarda üzüntü ve kaygı durumları olabildiği için bu gibi hafif klinik psikiyatrik  durumlar ameliyat için bir engel teşkil etmez” dedi.

 

Demans bulguları olan hastalarda uygulanmamalıdır

 

Daha ağır psikiyatrik sorunlarda öncelikle ilaç tedavisine başlanmasını ve hastaların psikiyatrik yönden tedavisi tamamlandıktan sonra bu ameliyatların yapılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Kocabıçak, “Geçmişte bu tür şikayetleri bulunan ve psikiyatrik ilaç tedavisiyle düzelmiş hastaları beyin pili ameliyatları sonrası yine sıkı takip etmek gerekir. Ameliyat öncesinde hasta ve hasta yakınlarıyla ayrıntılı olarak bu bilgiler paylaşılmalıdır. Bir diğer ameliyat engeli, bilişsel durumu yaşına göre daha geride bulunan hastalardır. Demans bulguları olan hastalarda da beyin pili ameliyatları uygulanmamalıdır. Ayrıca ağır derecede ve kontrol altında olmayan başka kronik hastalıkları bulunan hastalarda da beyin pili ameliyatları uygun değildir. Fakat kontrol altında olan hipertansiyon, kalp hastalığı  ya da diyabet gibi hastalıklar ameliyatın yapılmasına engel değildir” diye konuştu. 

 

Multidisipliner yaklaşım büyük önem taşıyor

 

Hasta ve ailesinin sürece katkısının çok kıymetli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kocabıçak, “Egzersiz, fizik tedavi, hastalığa uygun beslenme ve psikolojik destek engelleri aşmada ve oluşabilecek komplikasyonları önlemede çok yardımcıdır. Diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi parkinson hastalığında da farklı uzmanlık alanları ile iş birliği içinde olmak hem hastanın hem de ailenin ihtiyaçlarını belirlemek, planlamaları bu temelde multidisipliner bir yaklaşımla yapmak başarının kilit noktasıdır” dedi.

 

Beyin pili nedir?

 

Derin Beyin Stimülasyonu (DBS), halk arasında “beyin pili” olarak da bilinen, parkinsontremordistoni, epilepsi gibi bazı nörolojik ve psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan cerrahi bir yöntemdir. Bu teknoloji, beynin belirli bölgelerine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla elektriksel uyarılar göndererek beyin aktivitesini düzenlemeyi amaçlar. Cerrahi bir müdahale ile uygulanan beyin pili, beyindeki hastalıkla ilgili olan bölgeye elektrotların yerleştirilmesinin ardından bu elektrotlara bağlı olan bir pil sistemiyle çalışır. Pil ise kişinin göğüs bölgesinde deri altına yerleştirilir.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Canik’te Roman Çiftler Muradına Erdi

Canik’te düzenlenen 8 Nisan Dünya Romanlar Günü Etkinliği ve Toplu Nikâh Töreni renkli görüntülere sahne oldu.

Canik’te gerçekleştirilen Dünya Romanlar Günü Etkinliği ve Toplu Nikâh Töreni’nde çifte sevinç paylaşıldı. Canik Belediyesi, Samsun Valiliği ve Samsun Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen programda birlik ve beraberlik mesajları verilirken, program kapsamında gerçekleştirilen toplu nikâh töreninde genç çiftler dünyaevine girmenin mutluluğunu yaşadı. Roman vatandaşlara yönelik sosyal ve mesleki istihdama yönelik projeleri hayata geçirmeye devam ettiklerini kaydeden Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, “Roman kardeşlerimize yönelik örnek projeleri ilçemizde hayata geçirmeye devam ediyoruz” dedi.

 

Roman Dostu Belediye

Roman vatandaşların sosyal yaşama katılımı ve mesleki istihdamlarını hedefleyen projelerle Roman Dostu Belediye ünvanı kazandıklarını ve bu projeleri ödüllerle taçlandırdıklarını dile getiren Başkan İbrahim Sandıkçı, “Roman kardeşlerimizin sosyal hayat içerisinde yer almalarını sağlayan, kendilerinin mesleki istihdamına ve ev ekonomilerine katkılar sağlayan proje ve çalışmalarımızla ödülleri topladık. Roman kardeşlerimizle istişare kültürü içerisinde, talep ve öneriler doğrultusunda yeni projeleri ilçemizde hayata geçirmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

 

Mutluluklarına Ortak Oldu

Program kapsamında düzenlenen toplu nikâh töreninde ise genç çiftler, coşku dolu anlar yaşadı. Gençlerin nikâhlarını kıyan Başkan İbrahim Sandıkçı, dünyaevine giren çiftleri tebrik ederek onlara hediye takdiminde bulundu. Canik Belediyesi Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ve toplu nikâh töreninin ardından çiftlerin düğün merasimlerinin de düzenlendiği programa ayrıca Canik Kaymakamı Şeref Aydın, Samsun Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Eyüp Çakır, Samsun Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Kemal Gümrükçü, Samsun İl Müftüsü Seyfullah Çakır, Samsun İl Aile ve Sosyal Hizmetler Vakfı Müdürü Ferhan Sarıcaoğlu, Canik İlçe Sağlık Müdürü Gözde Küleç Sarı, Canik İlçe Milli Eğitim Müdürü Zahit Köseoğlu, Canik İlçe Müftüsü Bayram Karar, Canik Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Yusuf Celil Caner, Canik Sosyal Hizmetler Merkezi Müdürü Musa Öncül, AK Parti Canik İlçe Kadın Kolları Başkanı Fatma Donbay, protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karabağlar’da “Üreten Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası” Paneli

61. Kütüphane Haftası kapsamında, Karabağlar Belediyesi ve Türk Kütüphaneciler Derneği (TKD) İzmir Şubesi iş birliğiyle “Üreten Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası” adlı panel düzenlendi. Yıldız Kenter Kültür ve Sanat Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğin moderatörlüğünü TKD İzmir Şube Başkanı Hatice Gümüş üstlendi.

Panelde, özellikle çocuk kütüphanelerinin eğitimdeki rolü, teknolojik dönüşümle birlikte değişen işlevleri ve çocuklara kitap sevgisinin kazandırılması gibi konular ele alındı. Kütüphanelerin yalnızca kitap okuma alanları değil; aynı zamanda üretim, yaratıcılık ve özgüvenin geliştiği yaşam alanları olduğuna dikkat çekildi.

Konuşmacılar, çocuk kütüphanelerinin geleceğini anlattı

Konuşmacılardan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Nilay Cevher, çocuk kütüphanelerinin çocukların gelişimindeki önemini vurgulayarak, “Çocuklarımızı hata yaparak öğrenebilecekleri ortamlarda büyütmeliyiz. Halk kütüphaneleri, herkese açık ve ücretsiz yapısıyla bilgiye eşit erişimin en önemli aracıdır. Yapay zeka gelişse bile kütüphaneler her zaman var olacak” dedi. Kütüphanelerin sadece kitapla sınırlı olmadığını belirten Cevher, sanat atölyeleri ve yazarlık etkinlikleri gibi üretime katkı sağlayacak çalışmaların artırılması gerektiğini söyledi.

İzmir Goethe Enstitüsü Kütüphane Müdürü Emel Zorluer ise 8-12 yaş arası çocukların Almanca öğrenmesini amaçlayan “Kinderuni Projesi”ni tanıttı. Proje kapsamında çocuklara yönelik çevrim içi içerikler ve eğitici materyaller hakkında bilgi verdi.

Zikzak Grup Kurucusu Yusuf Çağlayan da “Üreten Çocuk Kütüphaneleri” başlıklı sunumunda, 45 bin çocukla gerçekleştirdiği eğitim çalışmalarını aktardı. Çağlayan, “Hayal bilgisi” adını verdiği yaklaşımıyla kitapları araç olarak kullandığını belirtti ve çocuklarla “İzle, oku, düşün, derinleş ve tartış” beş adımlı bir yöntem üzerinden çalıştığını söyledi.

Sertifikalar takdim edildi

Etkinlik sonunda konuşmacılara teşekkür edilerek katılım sertifikaları, Karabağlar Kent Konseyi Başkanı İbrahim Yılmaz ve Karabağlar Belediye Meclis Üyesi Ömer Öktem tarafından takdim edildi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

E-max kaplama ile doğal diş görünümü korunabiliyor…


Diş tedavisinde farklı kaplama seçenekleri bulunduğunu belirten uzmanlar, bunlar arasında e-max kaplamaların özellikle estetik kaygısı yüksek hastaların ilk tercihlerinden biri olduğunu söylüyor.

 Işık geçirgenliği sayesinde doğal dişe en yakın görünümü sunan e-max kaplamaların, özellikle gülüş hattındaki dişlerde tercih edildiğini aktaran Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Kula, zirkonyum ve porselen kaplamalara göre daha ince, estetik ve dayanıklı olan bu kaplamaların, doğru bakım ile uzun yıllar kullanılabildiğini dile getirdi. Kula, e-max kaplamaların, renklenme, kırık, çürük ya da çapraşıklık gibi sorunları olan hastalar için ideal bir seçenek sunarken, diş eti hastalığı, kemik kaybı veya kapanış bozukluğu yaşayan kişiler için uygun olmayabileceğini vurguladı.

Üsküdar Diş Hastanesi Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Kula, güncel tedavi seçeneklerinden biri olan e-max kaplamalar hakkında bilgi verdi.

Estetik kaygısı yüksek hastaların ilk tercihi e-max kaplama oluyor…

E-max kaplamanın ışık geçirgenliği sayesinde doğal dişe en yakın en estetik kaplama seçeneklerinden biri olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Kula, “E-max kaplama diğer kaplama seçenekleri gibi dişin belli oranlarda küçültülerek hazırlık yapılması, ölçü alınarak laboratuvar ortamında hassas protokollerin tamamlanmasıyla yapılır.” dedi.

Kula, e-max kaplamanın estetik kaygısı yüksek hastalarda, öncelikli olarak gülüş hattı içinde kalan dişlerde tercih edildiğini aktardı.

Diğer kaplama seçeneklerine göre daha doğal ve dayanıklı… 

E-Max kaplamanın doğal dişlerde olduğu gibi diş fırçalama ve diş ipi kullanımı ile bakımının yapılabildiği bilgisini veren Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Kula, e-max kaplama ile zirkonyum kron ve porselen kaplama arasındaki farkları şöyle açıkladı:

“E-max kaplamalar, genellikle ön dişlerde ve estetik açıdan önemli bölgelerde tercih edilirken, zirkonyum kaplamalar daha çok arka dişlerde kullanılır.  Genellikle, e-max kaplamalar daha ince yapılabilir ve ışık geçirgenliği daha yüksektir, zirkonyum kaplamalar daha kalın olabilir.

E-max kaplamalar, porselen kaplamalara göre daha dayanıklıdır. Bu sayede daha düşük kırılma riskine sahiptir. Porselen kaplamalar e-max kaplamalara göre daha opak ve ışık geçirgenliği daha azdır. E-max kaplama doğala daha yakındır.”

Doğru bakım ile uzun yıllar dayanabiliyor… 

E-max kaplamanın dayanıklı malzemeden üretildiği için ideal bakım ve kontrol sayesinde uzun yıllar ağızda kalabildiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Kula, “Düzgün ve sorunsuz yapılan e-max kaplama sonrası diş etinde problemler yaşanmaz. E-max kaplamalar en güncel tedavi seçeneklerinden biridir.” dedi.

Kula, “E-max kaplama, ön dişlerinde estetik kaygı yaşayan, dişlerinde renklenme, çapraşıklık, kırık veya çürük problemleri olan kişilere uygundur. Ancak, diş eti çekilmesi veya diş eti hastalığı, kemik ve kapanış bozukluğu olan kişiler içinse uygun değildir.” diyerek sözlerini tamamladı.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çin’den ABD’ye bir misilleme daha

Çin, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret savaşının derinleşmesi üzerine Çarşamba günü ABD mallarına uyguladığı karşılıklı gümrük vergilerini yüzde 34′ten yüzde 84’e çıkaracağını duyurdu.

Çin hükümetinin Çarşamba günü yaptığı açıklamaya göre, Çin’in karşı önlemleri 10 Nisan’da yürürlüğe girecek.

Çin’in tarifesine yönelik jet açıklama yapan ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ise “Çin’in gelip müzakere etmek istememesi ve tarife kararı talihsizlik. Çin tarifelerini artırabilir ama ne olmuş yani? Çin’in bu durumu tırmandırması onları için kayıp. Gelip masaya oturmalılar” dedi.

Bessent Vietnam’ın bugün tarifeler hakkında müzakere için görüşmeye geleceğini, Japonya, Hindistan ve Güney Kore’nin de görüşmek istediğini aktardı.

ABD Başkanı Trump, “kurtuluş günü” olarak nitelendirdiği 2 Nisan’da diğer ülkelere uygulanacak karşılıklı tarife oranlarını açıklamıştı. Temel tarife oranının yüzde 10 olacağını belirten Trump, diğer ülkelerin uyguladığı tarifeler ve tarife dışı engelleri hesaba katarak ülkelere göre değişen gümrük vergisi oranlarını paylaşmıştı. Bu kapsamda, ABD’nin Çin’den ithalatına yüzde 34 oranında gümrük vergisi uygulanması öngörülmüştü.

Çin, ABD’nin tarife artışlarına tepki gösteren ilk ülke olmuş, yüzde 34’lük tarife artışına karşı aynı oranda ek tarife uygulayacağını duyurmuştu.

Trump da buna karşılık Çin’in karşılıklı tarifelere misilleme olarak açıkladığı yüzde 34’lük gümrük vergilerini geri çekmemesi halinde ülkeye yüzde 50 ek tarife uygulayacaklarını açıkladı.

ABD Başkanı Trump, daha önce 1 Şubat’ta imzaladığı kararnameyle de Çin’den yapılan ithalata yüzde 10 gümrük vergisi getirmiş, 4 Mart ise Çin’e yönelik tarife oranını yüzde 20’ye yükseltmişti. Söz konusu gelişmelerle ABD’nin Çin’den ithalatına uygulamayı planladığı tarife oranı yüzde 104’e ulaşmıştı.

Çin bu gelişmelerin ardından geri adım atmayacağı mesajını vermişti. Çin’in egemenliğine, güvenliğine ve kalkınma çıkarlarına zarar vermeye yönelik her türlü girişime karşı çıkacaklarını vurgulayan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, “ABD, tarifeleri kullanarak Çin üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Çin, bu zorba davranışa asla boyun eğmeyecek” demişti.

Jian, Çin’in haklarını ve çıkarlarını korumak üzere kararlı karşı tedbirler alacaklarını belirterek “Kimsenin Çin halkının meşru kalkınma hakkını elinden almasına izin vermeyeceğiz” ifadesini kullanmıştı.

Kaynak: Habertürk