Aylık arşivler: Mart 2025

Dünyaca Ünlü Premium Kozmetik Markası BABOR, Cilt Bakımı Alanında Uzman DOCTOR BABOR Serisinin Yeni Ürünlerini Tanıttı

Medikal estetik ve profesyonel kozmetiğin Türkiye’deki öncülerinden İnanır Group, geçtiğimiz günlerde BABOR markası için özel bir etkinlik düzenledi.

Mövenpick Hotel Istanbul Bosphorus’ta gerçekleşen bu prestijli etkinlikte, kozmetik sektörünün önde gelen seçkin katılımcılar bir araya gelerek sektördeki en yeni trendleri ve gelişmeleri yakından inceleme fırsatı buldu.

İnanır Group Yönetim Kurulu Başkanı Dursun İnanır’ın ve BABOR Global Eğitim Direktörü Insheera Rajman’ın katılımlarıyla gerçekleşen etkinliğin en dikkat çekici bölümlerinden biri de Insheera Rajman’ın sunumuydu. Her cilt tipine özel geliştirilen bakım uygulamaları ile cildin en iyi haline ulaşmasına yardımcı olma konusunda benzersiz bir uzmanlığa sahip olan BABOR, cilt bakım deneyimini bir üst seviyeye taşıyan DOCTOR BAOR serisinin yeni ürünlerini tanıttı: Regeneration, Sensitive, Hydration, Lifting, Resurface ve Clarifying.

Insheera Rajman, markanın yenilikçi yaklaşımını ve en son ürünlerini tanıtarak, BABOR’un sektördeki öncü rolünü bir kez daha aktarmış oldu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İngiltere’nin parlayan yıldızlarından Ambika Mod’un başrollerinde yer aldığı mini dizi ‘The Stolen Girl’, 16 Nisan’dan itibaren sadece Disney+’ta!

Alex Dahl’un ‘The Playdate’ adlı çok satan romanından uyarlanan; Denise Gough, Holliday Grainger ve Ambika Mod’un başrollerini paylaştığı, 5 bölümden oluşan mini dizi ‘The Stolen Girl’, 16 Nisan’dan itibaren sadece Disney+’ta izleyicilerle buluşacak. Psikolojik drama türündeki dizi, etkileyici, karmaşık iç dünyalara sahip ve birbirleriyle bağlantılı kadınların, kendilerini akıl almaz bir durum içinde bulmaları sonucunda yaşananları anlatıyor.

Bir anne için verilebilecek en rahat izin; “Anne, bu akşam arkadaşımda kalabilir miyim?” 9 yaşındaki kızı Lucia, yeni en yakın arkadaşı Josie’nin evinde bir akşam kalmak için izin istediğinde annesi Elisa, dünyasının tepetaklak olacağını hayal etmemişti. Özellikle Josie’nin annesi Rebecca’nın doğal cazibesi ve etkileyici evleri, Elisa’nın bu izni vermesinin ne kadar doğru olduğunu kanıtlamıştı. Ancak ertesi gün Elisa’nın Lucia’yı almak için Josie ile Rebecca’nın evine gitmesi sonucu yaşananlar ne kadar yanlış bir karar verdiğini gösterir. Çünkü bir gün önce aşık olduğu evin tatiller için kiraya verilen bir ev olduğunu ve Rebecca, Josie ile kızı Lucia’nın da ortadan kaybolduğunu öğrenmesi, Elisa’ya hayatının en korkunç kabusunu yaşatır. Bu olay Avrupa’nın dört bir yanında büyük bir insan avı başlatır. Oklar Rebecca’ya çevrilse de bu olayın halka da yansıması ve polisin önüne dosya olarak gelmesi, Elisa’nın mükemmel ailesinin sırlarını da gün ışığına çıkarmaya başlar. 

İngiltere ekranlarının son yıllardaki parlayan isimlerinden Ambika Mod’un, Denise Gough, Holliday Grainger, Jim Sturgess, Bronagh Waugh ve Michael Workeye ile başrollerini paylaştığı mini dizi ‘The Stolen Girl’, Alex Dahl’un ‘The Playdate’ adlı çok satan romanından Catherine Moulton tarafından uyarlandı. Yönetmen koltuğunda Eva Husson’ın oturduğu dizi, 5 bölümden oluşuyor. 

İzleyicilere sürprizlerle dolu ve gerilim unsurunun bir diğer başrol olduğu bir seyir zevki sunan ‘The Stolen Girl’, 16 Nisan’dan itibaren sadece Disney+’ta seyredilebilecek. 

 

DISNEY+ HAKKINDA

Disney+; Disney, Pixar, Marvel, Star Wars ve National Geographic içeriklerinin yanı sıra, dünyaca ünlü ‘The Simpsons’ ve herkese hitap eden daha birçok dizi, film ve orijinal içeriğin yer aldığı dijital yayın platformudur. The Walt Disney Company’nin amiral gemisi olarak tüketiciye doğrudan yayın servisi sağlayan platform; filmler, belgeseller, diziler, animasyonlar, kısa içerikler ve sürekli büyüyen bir orijinal içerik kataloğu sunmaktadır. Disney’in sahibi olduğu benzersiz film ve dizi arşivine erişim sunan Disney+, aynı zamanda The Walt Disney Studios’un en yeni yapımlarının yer aldığı tek platformdur. Ayrıca 20th Century Studios, Disney Television Studios, FX, Searchlight Pictures ve daha birçok öne çıkan stüdyonun yapımları sadece Disney+’ta yer alır. Daha fazlası için disneyplus.com’u ziyaret edebilir veya mobil ve TV cihazlarından Disney+ uygulamasına erişebilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Lilo ve Stiç’ filminden yeni fragman yayınlandı

Disney’in 2002 yapımı animasyon klasiğinin canlı aksiyon uyarlaması olan “Lilo ve Stiç”ten yeni fragman yayınlandı. 23 Mayıs’ta sinemalarda izleyiciyle buluşacak “Lilo ve Stiç”, yalnız bir Hawaiili kız ile onun parçalanmış ailesini onarmaya yardım eden tuhaf bir uzaylının hem çılgınca komik hem de dokunaklı hikayesini anlatıyor.

“Ayakkabılı Deniz Kabuğu Marcel” animasyonunun yönetmeni Oscar® adayı Dean Fleischer Camp’in yönettiği filmin başrollerinde, Maia Kealoha, Sydney Elizebeth Agudong, Billy Magnussen, Tia Carrere, Hannah Waddingham, Chris Sanders, Courtney B. Vance ve Zach Galifianakis yer alıyor.

Filmin yapımcılığını Jonathan Eirich ve Dan Lin üstlenirken, Tom Peitzman ve Ryan Halprin yürütücü yapımcı olarak görev yapıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Fatih Doğukan Yılmaz’ın Yeni Teklisi ‘Ankara’ Yayında!

Müzik dünyasında hızla yükselen genç sanatçı Fatih Doğukan Yılmaz, yeni tekli çalışması “Ankara” ile dinleyicilerine merhaba diyor. Şarkının söz ve müziği yine başarılı sanatçıya ait olup, düzenlemesi genç aranjör ve sanatçı Mehmet Rüzgâr Ateş tarafından gerçekleştirildi.

“Ankara”, Fatih Doğukan Yılmaz’ın müzik kariyerinde büyük bir çıkış yapmasına olanak sağlayan özel bir çalışma olarak öne çıkıyor. Şarkının, Türk müziğine modern bir dokunuşla sunduğu sözleri ve melodi, dinleyicilerin beğenisini kazanacak gibi görünüyor.

Klip çekimleri ise Sapanca’da bulunan Annem Konak’ta yapıldı. Doğal güzellikler içinde gerçekleştirilen çekimler, şarkının duygusal havasını izleyiciye başarıyla yansıtıyor. Fatih Doğukan Yılmaz’ın samimi ve içten performansı, klibe ayrı bir derinlik katmış.

“Ankara” şarkısı, müzikseverlerin beğenisine sunuldu ve dijital platformlarda dinlenmeye başladı. Genç sanatçı, bu yeni parçasıyla, müzik dünyasında kendine sağlam bir yer edinmeyi hedefliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İhsan Taş: Sinemada yapay zeka çağı başlıyor!

Bugüne kadar yaptığı başarılı çalışmalarla isminden sıkça söz ettiren ödüllü yapımcı ve yönetmen İhsan Taş, yapay zekâ ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Gerek zengin oyuncu kadrosu, gerekse de görkemli galasıyla, 2024 yılının en çok ses getiren yapımlarından biri olan ve oyuncu kadrosunda; Halil Ergün, Erkan Petekkaya, Cem Kılıç, Seda Tosun, Turgay Tanülkü, Aliye Uzunatağan, Ali İpin, Elif Kaya ve Hüseyin Elmalıpınar başta olmak üzere bir çok başarılı isimlerin yer aldığı son filmi “Dedemin Gözyaşları” ile gişede fırtına gibi eserek, milyon dolarlık Hollywood filmlerini dahi geride bırakıp, gişenin zirvesine yerleşmiş ve sinemaseverlerden de tam not almıştı.

Ödüllü yönetmen, gelecekte sinemada yapay zekânın önemine vurgu yaparak “Yapay zekâ sayesinde, sinema dünyasındaki değişim, verimlilik ve yaratıcılık katlanarak artacak. Bu teknoloji sayesinde senaryo geliştirmeden sahne tasarımına, özel efektlerden, post-prodüksiyon aşamasına kadar bir çok alanda sinema sektörü daha hızlı ve güçlü bir şekilde büyüyecek. Gelecekte, seyirciyle kurduğumuz duygusal bağ daha da güçlenip, anlamlı hale gelecek. Bu teknolojinin sanata katacağı yenilikler, sinema dünyasında yeni ufuklar açacak. Arnheim’ında dediği gibi; “Teknoloji ne kadar sinemanın içine girerse o kadar sanatsallaşır” Bunun da doğruluğunu günümüzde görmekteyiz.” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tek Başına filmi özel gösterimle Ankaralılarla buluştu

Aziz Alaca’nın yazıp yönettiği ve başrolünde İlhan Şen’in yer aldığı Tek Başına filminin özel gösterimi, Ankara’da Kült Kavaklıdere Sineması’nda gerçekleştirildi. Bar müzisyeni Tamer’in, kendi bestelerini söyleyen saygın bir sanatçı olma yolculuğunu anlatan film, sinemaseverlerden büyük ilgi gördü.

Gösterime filmin yönetmeni Aziz Alaca ve başrol oyuncusu İlhan Şen de katıldı. Sinemanın kendisi için çok önemli bir yerde olduğunu vurgulayan İlhan Şen, “Gerçekten derdi sinema olan insanlarla bir şey yaptık. Sinemanın kitleleri harekete geçirebileceğine ve güçlü hikayeler anlatabileceğine inanıyorum. Sinemanın hak ettiği yerde olması gerektiğini düşünüyorum ve bu alanda emek vermek isteyen herkese kapım açık” dedi

Filmde, Ankara’da barlarda rock-cover çalan Tamer’in, eski rocker Engin’den ders almak için İzmir’e uzanan yolculuğu anlatılıyor. Tamer’in bu süreçte karşılaştığı karakterler arasında Roman darbukacı Tahir, Engin Yaman’ın özgür ruhlu kızı İpek, hippi ruhlu mekan işletmecisi Mickey, otel sahibi Mercan, bas gitarist ve yalnız anne Tuğba gibi isimler yer alıyor

Tek Başına filminde İlhan Şen’e, Ümit Beste Kargın, Renan Bilek, Yasemin Szawlowski, Barış Gönenen ve Nejat Yavaşoğulları gibi deneyimli isimler eşlik ediyor. Filmin müzikleri ise Salih Korkut Peker imzası taşıyor.

Film, izleyicileri müziğin ve kendini keşfetmenin eşsiz yolculuğuna davet ediyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kümes Hayvancılığı Üretimi, Ocak 2025

Kümes Hayvancılığı Üretimi, Ocak 2025

Tavuk eti üretimi 233 bin 223 ton, tavuk yumurtası üretimi 1,65 milyar adet olarak gerçekleşti

Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, tavuk yumurtası üretimi %10,1 azaldı, kesilen tavuk sayısı %11,8 arttı, tavuk eti üretimi %14,9 arttı.

Kümes hayvancılığı üretim miktarı, Ocak 2025

Ocak
2024 2025 Değişim
(%)
Tavuk eti (Ton) 203 064 233 223 14,9
Kesilen tavuk (Bin adet) 110 657 123 747 11,8
Tavuk yumurtası (Bin adet) 1 838 422 1 652 615 -10,1

Tablodaki oranlar yuvarlanmış rakamlar üzerinden hesaplanmıştır.
Bir önceki ay 237 bin 263 ton olan tavuk eti üretimi Ocak ayında %1,7 oranında azalarak 233 bin 223 ton oldu.

Bir önceki ay 1 milyar 687 milyon 940 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi Ocak ayında %2,1 oranında azalarak 1 milyar 652 milyon 615 bin adet oldu.
 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bozcaada Caz Festivali’nden Müzisyenler için Açık Çağrı!

Bozcaada Caz Festivali’nden Müzisyenler için Açık Çağrı! 

 

2017 yılından bu yana Bozcaada’nın ilham veren coğrafyasını mesken tutan ve bu sene 5-7 Eylül tarihleri arasında 9. edisyonuyla katılımcılarını ağırlamaya hazırlanan Bozcaada Caz Festivali’nin Salhane Sahnesi için açık çağrı başladı. Çeşitliliği ve yeni müzikal sesleri destekleyen Bozcaada Caz Festivali, Türkiye’nin dört bir yanından yükselen ve caz, deneysel ve doğaçlama müzik yapan kariyerinin başındaki sanatçıların başvurularını bekliyor. 10 Nisan tarihine kadar başvuruların kabul edileceği açık çağrı sonucunda Bozcaada Caz Festivali’nin 9. edisyonunda Salhane Sahnesi’nde sahne alarak festivalin bir parçası olma ve müziğini katılımcılarla paylaşma fırsatı bulacak isimler 30 Nisan Dünya Caz Günü’nde açıklanacak.

 

Müzik programının yanı sıra farklı disiplinlerle dirsek teması kuran ve her yıl yeni bir tema etrafında şekillenen KEŞİF etkinlikleriyle de katılımcılarına zengin bir festival deneyimi sunan Bozcaada Caz Festivali, Türkiye’nin dört bir yanından yükselen ve festivalin bir parçası olmak isteyen caz müzisyenleri için açık çağrı başlattı. Çeşitliliği ve yeni müzikal sesleri destekleyen Bozcaada Caz Festivali’nin Salhane Sahnesi’nde gerçekleşecek performanslar için başlattığı açık çağrı, kariyerinin henüz başında olan ve sesini duyurmak isteyen ekiplerin başvurularını bekliyor.  

 

Paribu ana sponsorluğunda ve Kendine Has, Volkswagen ve Jack Lives Here desteğiyle bu sene 5-7 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek Bozcaada Caz Festivali’nin Salhane Sahnesi için başlattığı açık çağrı için başvurular 10 Nisan 2025 Perşembe günü saat 23.59’a kadar kabul edilecek. Festival ekibi ve özel bir seçici bir kurul tarafından değerlendirmeye alınacak başvuruların sonuçları 30 Nisan Dünya Caz Günü’nde duyurulacak. 

 

Kimler Başvurabilir?

● Cazı hisseden, deneyen, doğaçlamayı seven müzisyenler

● Kariyerinin başındaki veya yeni bir müzikal yolculuğa adım atan müzisyenler 

● Kendi sesini bulmuş, tercihen özgün besteleri olan projeler 

 Sahnemizin boyutunu gözeterek en fazla 4-5 kişilik gruplar

 

 

Nasıl Başvurulur?

● Çevrimiçi başvuru formu bu bağlantıdan doldurulabilir:

● Projenizden bahsedin—belli kalıplara sıkışmadan, içinizden geldiği gibi paylaşabilirsiniz

● Performans videolarınızı paylaşın (tercihen canlı kayıtlar)

● Grubunuzun ve üyelerinin sosyal medya hesaplarını ekleyin

● Neden Bozcaada Caz Festivali’nde sahne almak istediğinizi birkaç cümleyle anlatın

 

Başvuru formu 10 Nisan 2025 Perşembe saat 23.59’a kadar açık.

 

Festival ile ilgili güncel duyuruları bozcaadacazfestivali.com adresi ve sosyal medya hesaplarından takip edilebilir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uyku sağlığı zihinsel ve fiziksel sağlığın temel taşı!


14 Mart Dünya Uyku Günü!

Uyku sağlığı zihinsel ve fiziksel sağlığın temel taşı!

Işık terapisi uyku sorunlarını giderebiliyor!

Uyku sağlığının, zihinsel ve fiziksel sağlığın temel yapı taşı olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, uykunun düzensizliği veya yetersizliğinin, kısa vadede dikkat problemlerine ve zihinsel performansın düşmesine; uzun vadede ise depresyon, anksiyete, kalp-damar hastalıkları ve bilişsel bozukluklar gibi ciddi sağlık problemlerine zemin hazırlayabileceğini vurguladı.

Stresin uykuya dalmayı zorlaştırdığını ve gece boyunca sık sık uyanmaya neden olduğunu ifade eden Alp, “Gerektiğinde uyku kalitesini iyileştirmek için medikal tedavi (ilaç tedavisi) veya kronobiyolojik tedaviler (ışık terapisi gibi) uygulanabilir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, 14 Mart Dünya Uyku Günü dolayısıyla, uyku sağlığını öncelik haline getirmenin önemini anlattı.

Uyku sağlığı, zihinsel ve fiziksel sağlığın yapı taşı

Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, uyku sağlığının, zihinsel ve fiziksel sağlığın temel yapı taşı olduğunu ifade ederek, “Yeterli ve kaliteli uyku, beynimizin gün içinde öğrendiklerini pekiştirmesi, hafızayı güçlendirmesi ve dikkat süreçlerini düzenlemesi açısından önemlidir. Uykunun düzensizliği veya yetersizliği, kısa vadede dikkat problemlerine ve zihinsel performansın düşmesine; uzun vadede ise depresyon, anksiyete, kalp-damar hastalıkları ve bilişsel bozukluklar gibi ciddi sağlık problemlerine zemin hazırlayabilir. Bu nedenle uyku sağlığını günlük yaşantımızda öncelikli hale getirmek, genel sağlığımız açısından kritik öneme sahiptir.” dedi.

Kaliteli bir uyku için her gün benzer saatlerde yatılmalı

Kaliteli uykunun temelinde düzenli ve tutarlı bir uyku rutini bulunduğunu anlatan Zeynep Betül Alp, “Beynimiz düzenli uyku saatlerini sever; bu nedenle her gün benzer saatlerde yatıp kalkmak önemlidir. Ayrıca yatmadan önceki bir saatte elektronik cihazlardan uzak kalmak, odanın serin, sessiz ve karanlık olması, gün içinde fiziksel aktivite yapmak ve akşam saatlerinde kafein tüketimini sınırlamak kaliteli bir uyku için etkili alışkanlıklardır. Stres ve kaygıyı azaltmak için yatmadan önce hafif egzersiz ya da nefes egzersizleri yapmak da uykuya geçişi kolaylaştıracaktır.” diye konuştu.

Uyku bozuklukları ile nasıl başa çıkabiliriz?

Uyku bozukluklarıyla başa çıkmak için ilk adımın, uyku probleminin nedenini anlamak olduğunu da dile getiren Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, “Günlük hayat alışkanlıklarını gözden geçirmek ve değiştirmek etkili olabilir. Örneğin, uyku ortamının düzenlenmesi, uyku saatlerinin sabit tutulması ve stresle baş etmek için gevşeme teknikleri kullanmak faydalıdır. Ancak bu yöntemlerle sorun çözülemezse, uykusuzluk kronik hale geldiyse veya gün içindeki işlevselliğinizi etkiliyorsa profesyonel bir destek almak önemlidir. Uyku bozukluklarının çoğu, doğru tanı ve uygun tedavi yöntemleriyle başarıyla yönetilebilir.” ifadesinde bulundu.

Günlük stres ve kaygı uyku kalitesini nasıl etkiler?

Gün içinde yaşadığımız stres ve kaygının da beynimizin gece uykusuna geçiş için gerekli olan gevşeme sürecini olumsuz yönde etkileyebildiğini anlatan Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, şöyle devam etti:

“Stres, beynimizde kortizol gibi uyarıcı hormonların seviyesini yükselterek uykuya dalmayı zorlaştırır ve gece boyunca sık sık uyanmamıza yol açabilir. Ayrıca sürekli kaygılı düşünceler, beynimizin rahatlayıp derin uykuya geçişini engelleyerek uykunun kalitesini belirgin biçimde azaltır. Dolayısıyla uyku kalitesini korumak için stres yönetimi ve kaygıyı azaltıcı yöntemleri öğrenmek ve uygulamak oldukça önemlidir.”

Uyku sağlığı 2 haftadan uzun süre bozulduysa destek şart!

Uyku problemleri hayat kalitesini belirgin şekilde düşürmeye başladıysa, örneğin gece uykuya dalmakta güçlük çekiliyorsa, sık sık uyanıp yeniden uykuya dalınamıyorsa ya da sabahları sürekli yorgun uyanılıyorsa profesyonel destek almakta fayda var olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, “Bu durumlar iki haftadan daha uzun sürüyorsa ve günlük aktivitelerinizi veya sosyal hayatınızı olumsuz yönde etkiliyorsa, bir uzmana başvurmanız gerekir. Erken dönemde alınan profesyonel destek, sorunların kronikleşmesini önler ve etkili bir tedavi süreci sağlar.” dedi.

Uyku bozukluklarında ışık terapisi…

Uyku bozukluklarının tedavisinde, öncelikle uyku hijyeni eğitimi verilerek yaşam tarzı ve alışkanlıklarının düzenlenmesinin sağlandığını kaydeden Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, “Psikoterapi yöntemlerinden özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) uyku bozukluklarında oldukça etkili bir yöntemdir. BDT, kişinin uykuyla ilgili olumsuz düşüncelerini değiştirmeyi ve uyku düzenini sağlamayı hedefler. Ayrıca, gerektiğinde uyku kalitesini iyileştirmek için medikal tedavi (ilaç tedavisi) veya kronobiyolojik tedaviler (ışık terapisi gibi) uygulanabilir. Bu tedavilerden hangisinin uygun olduğuna nörolog, psikiyatrist ya da uyku tıbbı uzmanları kişiye özel değerlendirme sonucunda karar verir.” şeklinde sözlerini tamamladı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İftarda bu iki kurala dikkat: Sindirimi kolay yiyecekler tercih edin ve yavaş yiyin


İftarda bu iki kurala dikkat: Sindirimi kolay yiyecekler tercih edin ve yavaş yiyin

Ramazan ayında ne kadar yediğimiz gibi ne yediğimiz de çok önemli. İstinye Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Melike Şeyma Deniz, Ramazan ayında beslenmeyle ilgili dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. “Sahura mutlaka kalkmalı ve besleyici bir öğün planlanmalı” diyen Deniz, “İftarda ise sindirimi kolay yiyecekler tercih etmek ve yavaş yemek iki önemli kural” sözleriyle sağlık için dikkat edilmesi gerekenleri vurguladı.

Uzun süre açlık sonrası doğru beslenme sağlığımız için büyük önem taşıyor. Ramazan’da sağlıklı beslenme düzenine devam etmek için dikkat edilmesi gereken noktalar var. Ramazan ayında beslenme düzeni nasıl olmalı? İftar ve sahur arasında dengeli bir beslenme sağlamak için hangi yiyecekler tercih edilmeli? İstinye Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Melike Şeyma Deniz, Ramazan ayında beslenmeyle ilgili dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

Sahura kalmak ve besleyici bir öğün planlamak gerekiyor

Sahuru atlamamak gerektiğini belirten Deniz, “Ramazan ayında mutlaka sahura kalkmak ve besleyici bir öğün planlamak gerekiyor. Kaliteli protein kaynağı olarak yumurta, peynir, ceviz, roka, maydanoz, biber, tam tahıllı veya tam buğday ekmeği tercih edilmeli. Eğer gece kalkmakta ve bu öğünü hazırlamakta zorlanıyorsanız alternatif olarak geceden 1 kâse yoğurt, yulaf ezmesi, taze meyve, ceviz veya badem ekleyerek kendinize bir yulaf kasesi hazırlamayı düşünebilirsiniz” dedi. 

Ramazan pidesini her gün yemeyin

“İftarda sindirimi kolay yiyecekler tercih etmek ve yavaş yemek iki önemli kural” diyen Deniz, iftarda nelerin yenebileceğine dair şunları söyledi:

“Öncelikle orucunuzu 1-2 hurma veya zeytinle açabilirsiniz. Bir kâse çorba içtikten sonra hem et, köfte, tavuk gibi bir protein kaynağı hem de sebzeyi buluşturan sulu bir yemek veya etli bir yemeğinde sebze, salata yemek iyi bir fikir olacaktır. Ramazan pidesi yemek isteyenler avuç içi kadar pidenin 1 porsiyon olduğunu bilerek ayarlama yapabilir. Ramazan pidesi kan şekerini hızlı yükseltecek bir yiyecek olduğu için her gün tercih etmek yerine haftada birkaç kez ile sınırlandırmak çok iyi olur. İftardan 1-1,5 saat sonra yapılacak bir ara öğünle taze meyve + yoğurt yemek protein ve posa alımınızı arttırır. Ramazan’ın olmazsa olmazlarından birisi olan güllaç 1 ince dilim olacak şekilde haftada 1-2 kere tercih edilebilir. Ramazan’da beslenmenin en önemli noktalarından birisi susuz kalmamaktır. Kilo başına 30 ml su içmeyi hedeflemek gerekir. Bu ölçü 80 kg birisi için 2.4 litre su içmek demektir. İçilen çay ve kahve de sıvı alımına katkı sağlayacaktır ancak suyun su olarak içilmesinin önemini bilmek gerekir. Ramazan’da daha konforlu bir sindirim için iftardan sonra 15-20 dakika gibi kısa bir süre yürüyüş yapmak etkili olacaktır. Yapılan bazı çalışmalar; yemekten sonra ayakta iki dakika durmanın bile daha iyi bir kan şekeri kontrolü sağladığını göstermektedir.”

Belirli hastalıkları olanlar mutlaka doktora danışmalı

Belirli hastalıkları olanların oruç tutmak için önce doktorlarına danışmaları gerektiğini belirten Deniz, şöyle konuştu:

“Öncelikle; diyabet, hipertansiyon ve mide rahatsızlıkları gibi rahatsızlıkları olan kişiler oruç tutmak için doktorundan onay almalı ve ilaç kullanımı söz konusuysa ilaçların sahur ve iftara göre ayarlanması gerekmektedir. Bu aşamadan sonra oruç tutulabiliyorsa; beyaz ekmek, pide, patates, pilav, her tür tatlı gibi glisemik indeksi yüksek yiyecekten sakınmak tam tahıllı ekmek, nohut, mercimek, kuru fasulye gibi baklagiller, sebzeler ve ölçülü şekilde meyve tüketimine özen göstermek gerekiyor. Hipertansiyon hastaları yine aynı şekilde tuz içeriği yüksek yiyeceklerden kaçınmalı ve mide problemi olan kişiler de sahur ve iftardan sonra hemen yatar pozisyona geçmemeye, yavaş yemek yemeye, sindirimi kolay yiyecekler tercih etmeye çalışmalıdır.”

Yeterli ve dengeli beslenmeyle oruç tutmak daha iyi bir insülin dengesi sağlayabilir

Oruç tutmanın vücut üzerindeki metabolik etkileriyle ilgili de bilgi veren Deniz, “Yeterli ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturulduğunda, yemek yeme hızını azalttığımızda ve günlük ihtiyacımız olan sıvıyı karşıladığımızda oruç tutmak daha iyi bir insülin dengesi sağlayabilir, bağışıklık güçlendirici, sindirim sistemi üzerine olumlu etkileri olabilir. Ancak; sahura kalkmamak, pide tüketiminde aşırıya kaçmak, iftarda uzun süreli açlık etkisiyle çok hızlı yemek, yeterli su içmemek gibi beslenme hataları yapıldığında oruç tutmanın metabolik yararlarından bahsetmek söz konusu olamıyor” dedi. Dr. Öğretim Üyesi Melike Şeyma Deniz, oruç tutulurken dikkat edilmesi gerekenleri önemle vurgulayarak, oruçtan yüksek ölçüde metabolik fayda sağlamanın yollarını paylaştı. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı