Aylık arşivler: Mart 2025

İmplant tedavisi hakkında doğru sanılan yanlışlar…

Diyabet, osteoporoz gibi hastalıkların implant tedavisi için engel oluşturmadığını dile getiren Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Seda Altop, “Diyabet hastalarına da implant tedavisi yapılabilir. Ancak  hastaların dahiliye ya da endokrinoloji doktoru ile konsülte edilerek implant tedavisi boyunca kan glikoz düzeylerinin kontrol altında tutulması gerekir.” dedi. 

Günümüzde diş eksikliklerinin tedavisinde en sık tercih edilen yöntemlerden biri olan dental implantlar, hala birçok kişi tarafından yanlış bilinen detaylarla çevrili. İmplant tedavisinin ağrılı ve zahmetli olduğu, şeker hastalarının implant yaptıramayacağı ya da sigara kullanımının bu tedaviye tamamen engel olduğu gibi yaygın inanışlar, hastaların gereksiz endişeler yaşamasına neden olabiliyor.

Üsküdar Üniversitesi Üsküdar Diş Hastanesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Seda Altop, dental implant tedavisiyle ilgili en sık karşılaşılan yanlış inanışları ve doğrularını açıkladı.

Şeker (diyabet) hastalarına implant yapılır mı?

Evet, diyabet hastalarına da implant tedavisi yapılabilir. Ancak  hastaların dahiliye ya da endokrinoloji doktoru ile konsülte edilerek implant tedavisi boyunca kan glikoz düzeylerinin kontrol altında tutulması gerekir.

Sigara kullanımı implant tedavisine engel midir?

Sigara kullanan bireylere de implant tedavisi uygulanır. İmplant alanındaki teknolojinin gelişmesi sebebiyle başarı oranı yüksektir. Ancak yoğun sigara kullanımı risk faktörü oluşturabilir.

Vücudum implantı kabul etmez!

İmplant, insan vücuduna biyouyumlu olan ‘titanyum’dan üretilmektedir. Bu nedenle  implantın kabul edilmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz.

Kemik erimesi (osteoporoz) hastasına implant yapılamaz!

Vücut kemikleri ile çene kemiklerinin yapım ve yıkım mekanizmaları farklıdır. Bu nedenle osteoporoz implant için tek başına engel teşkil etmez.

Herkese implant yapılamaz!

Çene gelişim yaşını tamamlamış, genel sağlık durumu uygun olan tüm bireylere implant yapılabilir.

Çene kemiğim eridiği için implant yapılamaz!

Hastalarda gerek görülürse implant tedavisi öncesinde ogmentasyon dediğimiz operasyonlarla çene kemiği hacmi yatay ve dikey yönde arttırılabilir. İleri vakalarda ise zigomatik implant ya da subperiostal implant uygulanabilir.

İmplant operasyonu sonrası dişsiz kalır mıyım?

Hastanın isteği üzerine operasyon öncesinde hazırlanan geçici dişlerle işlem sonrası dişsiz kalmak söz konusu değildir.

İmplant tedavisi çok ağrılı ve zahmetli bir işlem midir?

İmplant tedavisi lokal ya da genel anestezi altında yapılabilen, hastanın işlem sırasında herhangi bir ağrı veya acı hissetmediği, işlem sonrası basit bir diş çekimine benzer süreçte iyileştiği bir operasyondur.

İmplant tedavisi çok pahalı mıdır?

Tedavinin yaygınlaşması ve pek çok markanın gelişmesiyle, uzun yıllar kişiye çiğneme, konuşma, estetik anlamda hizmet etmesi ve yaşam kalitesini arttırması sebebiyle pahalı değildir.

İmplantım ömür boyu kalır mı?

İmplantların ömrü birçok etkene bağlı olarak değişir. Hastanın ağız hijyeni, düzenli diş hekimi kontrolü, genel sağlık durumu etkilidir. Ortalama sağkalımı 20 yıl öngörülebilirken, ‘ömür boyu garantisi vardır’ diye bir genelleme yapılamaz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Altın Portakal Nişanı’nı Taşıyan Saadet Işıl Aksoy ‘Confidente’ Filmiyle Berlin’deydi

Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ‘Onursal Nişanı’nı taşıyan Saadet Işıl Aksoy, başrolünde oynadığı ‘Confidente’ (Sırdaş) filmiyle Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerini gerçekleştirdi.

 

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ilk kez kendisine takdim edilen ‘Onursal Nişanı’ taşıyan Saadet Işıl Aksoy’un başrolünde oynadığı ‘Confidente’ (Sırdaş) filmi Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerini gerçekleştirdi. Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin yönettiği, Türkiye-Fransa-Lüksemburg ortak yapımı film 1990’lı yıllarda 900’lü hatlarda çalışan bir kadının, gizemli bir telefon görüşmesiyle değişen hayatını konu alıyor,

 

‘Confidente’de genç bir adamın Saadet Işıl Aksoy’un canlandırdığı Arzu karakterini arayarak enkazda kaldığını söylemesi ve yardım istemesiyle başlayan olaylar konu alınıyor. Görüntü yönetmenliğini Eric Devin’in yaptığı filmde Erkan Kolçak Köstendil, Muhammet Uzuner, Nilgün Türksever, İlber Uygar Kaboğlu, Osman Alkaş ve Elit Andaç Çam oyuncular rol alıyor.

Global film festivallerinin kariyerinin en başından itibaren çok önemli olduğunu dile getiren Saadet Işıl Aksoy, filmin Fransa’da vizyona çıkacağını ve Paris’te de gala yapılacağını aktardı.

 SAADET IŞIL AKSOY’DAN ALTIN PORTAKAL’DA FARKINDALIK VURGUSU 

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ev sahibi sanatçısı olan Saadet Işıl Aksoy, festivalin geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen ödül töreninde festivalin ‘Onursal Nişanı’na layık görüldükten sonra ödülle ilgili farkındalık vurgusu yaparak 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ev sahibi sanatçısı olmanın kendisi için büyük bir onur olduğunu aktardı.  Aksoy, “Festival için özel olarak tasarlanmış bu değerli nişanı, özgür bir sinemanın sembolü olarak, gelecek yılki sanatçı arkadaşıma yine bu sahnede devredene kadar onurla taşıyacağım.” dedi.

62. ALTIN PORTAKAL’DA HAZIRLIKLAR BAŞLADI

Türkiye’nin en köklü sinema etkinliği Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, geçen yılki göz kamaştırıcı programının hemen ardından bu yıl için de çalışmalarına başladı.

62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, 24 Ekim – 2 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Türk ve dünya sinemasının seçkin örneklerini seyirciyle buluşturarak sinema kültürüne hizmet ederken sağladığı fonlarla film üretimini destekleyen ve sektör buluşmalarıyla güncel sorunlara kalıcı çözümler üretmeyi hedefleyen festival, önümüzdeki yıl başarılarını daha da ileriye taşımak için çalışıyor.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu doğrultuda gelecek yılki buluşma tarihini, 24 Ekim – 2 Kasım 2025 olarak açıkladı. Antalyalılar ve festival seyircileri bu bir hafta boyunca beyazperdenin büyüsüne eşlik ederken hayranı oldukları sinemacılarla söyleşme imkânı bulacak, Antalya Film Forum kapsamında film profesyonelleri fikir alışverişinde bulunarak projelerini geliştirirken dünyanın dört bir yanından festivale gelen sinemacılar da Türk sinemasını yakından tanıyabilecek. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Marvel Television İmzalı ‘Daredevil: Born Again’, İlk İki Bölümüyle Şimdi Sadece Disney+’ta Yayında

Her hafta Çarşamba günü yeni bir bölümün yayınlanacağı Marvel Television imzalı dizi, yabancı eleştirmenlerden şimdiden tam not aldı. 

“Şeytanın işi asla bitmez.” sloganıyla yola çıkan ve Marvel Television’ın imzasını taşıyan sezonun en “sert”, “aksiyon dolu” ve “heyecan bombardımanı” dizisi ‘Daredevil: Born Again’, ilk iki bölümüyle şimdi sadece Disney+’ta yayında… Matt Murdock ile Wilson Fisk’in bir kez daha yüzleşeceği dizi, toplam 9 bölümden oluşuyor. 

 

Üstün yeteneklere sahip görme engelli bir avukat olan Murdock, başında olduğu hukuk firması aracılığıyla adalet için mücadele ederken, eski mafya patronu Wilson Fisk ise New York’un belediye başkanı olarak kendi siyasi savaşını sürdürüyor. İkilinin geçmiş kimliklerinin yeniden su yüzüne çıkması, Murdock ile Fisk’i kaçınılmaz bir çatışma rotasına sürükleyecek. Ve Fisk’in deyimiyle bu süreçte bazı kişilerin huzurlarının bozulması gerekecek. 

 

Charlie Cox ile Vincent D’Onofrio’nun başrollerinde yer aldığı ‘Daredevil: Born Again’de ikiliye Margarita Levieva, Deborah Ann Woll, Elden Henson, Wilson Bethel, Zabryna Guevara, Nikki M. James, Genneya Walton, Arty Froushan, Clark Johnson, Michael Gandolfini, Ayelet Zurer ve “The Punisher” olarak da bilinen Frank Castle rolüyle Jon Bernthal eşlik ediyor. 

 

Bu senenin en heyecanla beklenen dizilerinden ‘Daredevil: Born Again’Dario Scardapane’in imzasını taşıyor. Bölümlerin Justin Benson, Aaron Moorhead, Michael Cuesta, Jeffrey Nachmanoff ve David Boyd tarafından yönetildiği dizi, bugünden itibaren sadece Disney+’ta seyredilebilecek. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TKYB Üst Fonu ilk yatırımlarını Mediterra Capital ve Revo Capital fonlarına gerçekleştirdi

Türkiye Kalkınma Fonu tarafından T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın (TKYB) katkılarıyla kurulan TKYB Üst Fonu, ilk yatırımlarını Mediterra Capital’in III. fonu ve Revo Capital’in III. fonuna gerçekleştirdi.

Türkiye Kalkınma Fonu tarafından T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın (TKYB) katkılarıyla kurulan TKYB Üst Fonu, ilk yatırımlarını özel sermaye alanında faaliyet gösteren Mediterra Capital’in III. fonuna ve girişim sermayesi alanında faaliyet gösteren Revo Capital’in III. fonuna gerçekleştirdi. Çeşitli uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarının da yatırımcı olarak yer aldığı bu fonlar, Türkiye’de faaliyet gösteren KOBİ’lere ve yenilikçi girişimlere sermaye yatırımı gerçekleştirecek.

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop: “2024 yılı ortasında T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 35 milyon ABD doları katkısına karşılık, TKYB olarak 15 milyon ABD doları katkı sağladığımız ve girişimcilik ekosisteminde önemli bir çarpan etkisi oluşturacağına inandığımız TKYB Üst Fonu’nun ilk yatırımlarını Mediterra Capital ve Revo Capital’e gerçekleştirdik. Kısa süre içerisinde iki yatırım tamamlayarak önemli bir ivme yakaladığımız üst fonumuzun portföyüne yıl sonuna kadar farklı fonları da katmak istiyoruz” ifadelerine yer verdi. 

Daha önce gerçekleştirdiği 28 doğrudan yatırım, 350 BiGG girişimi yatırımı ve 5 fon yatırımıyla girişimcilik ekosisteminin gelişiminde önemli bir rol üstlenen Türkiye Kalkınma Fonu’nun Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Dr. Elif Altuğ, CFA: “TKYB Üst Fonumuz; misyonu çerçevesinde, girişim sermayesi fonlarının kapasitesinin ve etkinliğinin artırılması ve bu sayede girişimcilik ekosisteminde oluşturulacak kaldıraç etkisiyle ülke büyümesinin hızlandırılmasına katkı sunmayı hedefliyor. Bu kapsamda yatırım yapılan fonların, değer yaratma stratejileri sayesinde şirketlerin büyüme yolculuklarında önemli bir katalizör etkisi oluşturacağına inanıyoruz. Bu yatırımlarla Türkiye Kalkınma Fonu portföyünde 5 olan fon yatırımı sayımızı 7’ye çıkardık, ekosisteme aktardığımız kaynak miktarı 52 milyon ABD dolarına ulaştı. Türkiye’nin geleceğine inanan ve yatırım yapmak isteyen tüm kamu ve özel sektör paydaşlarını TKYB Üst Fonu’na yatırımcı olarak katılımlarını bekliyoruz” açıklamasında bulundu.

TYKB Üst Fonu, Türkiye’de sermaye yatırımları piyasasının gelişimine ve derinleşmesine destek olmaya ve Türkiye’nin katma değerli büyüme stratejisine katkı sağlamaya devam edecektir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EİB, şubatta 1 milyar 419 milyon dolarlık ihracata imza attı

Ege İhracatçı Birlikleri, şubat ayında 1 milyar 419 milyon dolarlık ihracata imza attı. 2024 yılı şubat ayında 1 milyar 572 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren EİB’nin 2025 yılı şubat ayında ihracatı yüzde 10 azaldı.

 

 

Şubat ayında Türkiye geneli ihracat ise; 20 milyar 800 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

 

 

Sanayi sektörleri EİB’nin ihracatına 735 milyon dolarlık katkı sağlarken, tarım sektörlerinin şubat ayı ihracat performansı 580 milyon dolar oldu. Madencilik sektörü, şubat ayında ihracatını yüzde 11’lik artışla 93,5 milyon dolardan 103,6 milyon dolara taşıdı.

 

 

EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliğinin 3 tanesi şubat ayında ihracat artışı yakalarken, 9 ihracatçı birliği 2024 yılı şubat ayı ihracat seviyesinin altında kaldı. Şubat ayında EİB’de 5 birlik ihracatta 100 milyon dolar barajını aşmayı başardı.

 

 

Demir zirvede, hububat ihracat artış rekortmeni

 

 

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği 170 milyon dolarlık ihracatla zirvedeki yerini korurken, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, şubat ayında ihracatını yüzde 20 artırarak 113 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı ve EİB bünyesinde en çok ihracat yapan üçüncü birlik olma yanında ihracat artış rekortmeni oldu.

 

 

Yumurta ihracatına getirilen fonla sarsılan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, bu gelişmeye rağmen şubat ayında 132 milyon dolarlık ihracatla zirve takibini sürdürmeyi başardı.

 

 

Ege Maden İhracatçıları Birliği, her ay başarılarına yeni bir halka eklemeye devam ediyor. Şubat ayında 103,6 milyon dolar ihracat yapan EMİB, yıllık bazda 1 milyar 329 milyon dolarlık ihracatla 12 birlik arasında dördürcü sıraya yükseldi.

 

 

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, şubat ayında ihracatta yüzde 10 düşüş yaşarken ihracat tutarı 101 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

 

 

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin şubat ayı ihracatı 88,4 milyon dolar olurken, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 84,4 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı.

 

 

Şubat ayında, Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği 66 milyon dolarlık ihracat performansı ortaya koyarken, Ege Tütün İhracatçıları Birliği 65,6 milyon dolarlık dışsatıma imza attı.

 

 

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği ihracatını yüzde 5’lik artışla 44 milyon dolardan 46,5 milyon dolara yükseltirken, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği 25,6 milyon dolar ihracat seviyesinde kaldı ve 2024 yılı şubat ayındaki 62,3 milyon dolarlık performansının çok uzağında kaldı.

 

 

Şubat ayında, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin hanesinde 15 milyar 891 milyon dolarlık ihracat tutarı yer aldı.

 

 

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde temsil edilmeyen sektörler arasında kimya sektörü ihracatını yüzde 8’lik artışla 126 milyon dolardan 136 milyon dolara taşıdı ve EİB çatısı altında birliği olmayan sektörler arasında liderliğini sürdürdü.

 

 

Otomotiv Endüstrisi Sektörü 69,4 milyon dolar ihracat yaparken, iklimlendirme sektörü 65,8 milyon dolar, elektrik-elektronik sektörü 56,9 milyon dolar, makine sektörü 43,3 milyon dolar, çimento seramik ve toprak ürünleri sektörü 15,3 milyon dolar ve savunma sanayi sektörü 6,4 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi.

 

 

Ege Bölgesi 2 milyar 389 milyon dolar ihracat yaptı

 

 

Ege Bölgesi’nin ihracatı şubat ayında 2 milyar 413 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. 2024 yılı şubat ayında 2 milyar 609 milyon dolarlık ihracat yapan Ege Bölgesi’nin ihracatı yüzde 7,5 düşüş gösterdi.

 

 

İzmir, 1 milyar 318 milyon dolarlık ihracatla Ege Bölgesi ihracatını domine etmeyi sürdürürken, İzmir’de kurulu iki serbest bölge İzmir’in ihracatına 267 milyon dolarlık katkı koydular.

               

 

Manisa, 413,7 milyon dolarlık ihracatla Ege Bölgesi’nde ikinci sıradaki yerini korurken, Denizli 340 milyon dolarlık ihracat yapma başarısı gösterdi.

 

 

Su ürünleri sektöründe Türkiye lideri olan Muğla, 86,3 milyon dolar ihracat yaparken, Balıkesir 85 milyon dolar ihracata imza attı. Aydın, 79 milyon dolar ihracatı kayda alırken, Afyon 35 milyon dolar, Kütahya 31,7 milyon dolar, Uşak ise 23 milyon dolar ihracat yaptı.

 

 

Eskinazi: “2025 hedeflerine ulaşmak için ihracatı destekleyici politikalar devreye girmesi gerekiyor”

 

 

Türkiye’nin ihracat performansının, küresel ekonomik koşulların ve bölgesel dinamiklerin etkisiyle dalgalanmaya devam ettiğini vurgulayan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Şubat ayı ihracat rakamları incelendiğinde; ihracatçıların büyük bir özveriyle çalışmalarına rağmen, belirlenen hedeflere ulaşmanın zorluklarını göz ardı etmenin mümkün olmadığının altını çizdi. Eskinazi, İzmir ve Ege Bölgesi’ndeki ihracatçılar olarak, mevcut şartlar altında ellerinden gelen katkıyı sunmaya devam ettiklerini kaydetti.

 

 

“Ülkemizin 2025 yılı için koyduğu 280 milyar dolar ihracat hedefi doğrultusunda ilerlemek için çeşitli teşvik mekanizmalarının ve destekleyici politikaların devreye girmesi kritik önem taşıyor” diyen Eskinazi, “Eğer şartlar ihracatçılar lehine gelişirse hedefe ulaşmak mümkün olabilir, ancak mevcut koşullar devam ettiği sürece hedeflere ulaşmanın zor olduğu görülüyor. Önümüzdeki süreçte hedeflere ulaşmak adına, küresel ekonomik şartlar ve ülkemizin iç dinamikleri yakından takip edilerek ihracatı artırıcı adımların hızla atılması büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ Etnografya Müzesi’nde “Kehanet Merkezi Klaros” konuşuldu

Ege Üniversitesi(EÜ) Etnografya Müzesi tarafından düzenlenen “Müze Söyleşileri” kapsamında “İonia’da Bir Kehanet Merkezi: Klaros’un Önemi ve Güncel Projeler Söyleşisi” gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko’nun yaptığı etkinlikte konuşmacı olarak Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Onur Zunal yer aldı. Etkinliğe; Klaros Örenyeri kazı ekibi, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Klaros’un araştırma tarihçesi hakkında bilgi veren Doç. Dr. Onur Zunal, “Klaros, aslında bir antik kent değil. Kent dışı kutsal alan ve bir kehanet merkezi. Haritadan bakıldığında Efes, Metropolis ve Smyrna arasında önemli bir kavşak konumunda. Klaros, yaklaşık 75 dönümlük bir arazi ve biz bu 75 dönümlük arazinin neredeyse tamamında projelerimizi yürütüyoruz. Klaros’a tarihsel açıdan bakıldığında, antik kaynaklar ve metinler 1200’lü yıllardan kısa süre önce kurulduğunu söylüyor. Klaros’un kurulmuş olduğu dönemde denize kıyısı olduğu biliniyor. Hatta antik yazarlar da özellikle Klaros’un bir limanının olduğundan bahsederler ve ilk kurulduğu dönemde de bir sahili olduğunu biliyoruz. Günümüzden 6-7 bin yıl önce ise denizin Kuzey’e doğru ilerlediğini yapılan çalışmalar tespit etmiş durumda. Bu noktada antik yazarlar ve mitoloji bize Klaros’un kurulduğu dönem ile ilgili belli bir tarih veriyor. Bununla beraber Helenistik Dönem’den daha önce inşa edilmiş birbirinin üzerine yapılmış üç farklı planda sunaklar ortaya çıkarıldı. Arkeolojik veriler de kuruluş tarihini bu şekilde destekliyor” dedi.

“Kehanet, falcılıktan ziyade zorunluluk”

Klaros’un kehanet merkezi olma özelliği taşıdığına dair konuşan Doç. Dr. Onur Zunal, “Klaros’ta bulunmuş olan yazıtlardan delegasyon yazıtları; bir kenti temsil eden kaç kişi geldiği, nerden geldikleri ve hangi dönemden geldikleri hakkında oldukça önemli kaynaklardan. İnsanların buraya gelmeye motivasyonunun çok önemli bir pagan kutsal alanı olduğu bilinmekte. Bir diğer nedeni ise kehanet merkezi olduğundan kehanet almak için geliniyor. Kehanet denilince tabii dinsel olgu olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzün falcılığı gibi gidelim, danışalım, geleceğimizi görelimden ziyade bu bir zorunluluk. Önemli bir karar alınmadan önce; bir savaş kararı, bir kent kurma kararı ya da bir deprem, bir salgın hastalık gibi nedenlerden dolayı mutlaka Apollon’a danışılırdı” diye konuştu.

Yürütülen ve devam eden projeler ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Onur Zunal, “Kazı çalışmalarında Apollon, Artemis ve Leto kült heykellerine ait 35 orijinal parça bulunmuş durumda. Çoğunluğu 1950’li yıllarda yapılan kazılarda bulunan bu parçalar uzun yıllardır suya, yağmura, güneşe maruz kalmaktaydı. Proje kapsamında öncelikle heykeller yıl boyunca su baskınlarından etkilenmeyecekleri ve konservasyon çalışmalarının başlayacağı yukarıda bir alana taşınmıştır. Taşımadan önce de sonra da lazer tarayıcıyla heykellerin durumlarını, bütün yapısal ve kılcal çatlakları belgeledik. Konservasyonlarının da büyük bir kısmını yaptık. Bir koruma çatısı projemiz vardı; bu çatı projesi ise hem bakanlıktan hem kuruldan onaylandı. Zannediyorum bulduğumuz sponsor desteğiyle bu yıl projemizi hayata geçireceğiz” dedi.

Doç. Dr. Onur Zunal, söyleşinin ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Etkinlik sonunda Doç. Dr. Dilek Maktal Canko, Doç. Dr. Onur Zunal’a “Teşekkür Belgesi” takdim etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Oruç Tutmak İsteyen Meme Kanseri Hastalarına Öneriler

Ramazan ayı geldiğinde, oruç ibadeti hem bedeni hem de ruhu arındırmak için bir fırsat olarak görülür. Ancak kronik hastalıkları veya kanser gibi özel bir sağlık durumu olan kişiler için bu dönemin bilinçli ve özenli bir şekilde planlanması önemlidir. Meme kanseri tanısı almış ya da tedavi sürecinde olan hastalar için oruç tutmak, özellikle sağlık durumlarının yakından değerlendirilmesini gerektirir. Memorial Ataşehir Hastanesi Meme ve Endokrin Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Çitgez, meme kanseri hastalarına Ramazan ayı konusunda önemli önerilerde bulundu. 

 

Uzun süreli açlık tedavinin yan etkilerini artırabilir

 

Meme kanseri tedavisinde kullanılan kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavileri, vücutta ciddi etkilere yol açabilir. Kemoterapi gören hastalarda sıkça görülen halsizlik, mide bulantısı, kusma, ishal ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına ek olarak, uzun süreli susuzluk riski durumu daha da karmaşık hale getirebilir. Tedavi sürecindeki hastaların vücudu, yeterli sıvı ve besin alımına sürekli ihtiyaç duyar. Uzun süre aç ve susuz kalmak, tedaviye bağlı yan etkileri ağırlaştırabilir. Bu nedenle doktorlar, genellikle bu süreçte oruç tutmayı önermemektedir.   

 

Kanser tedaviniz bittiyse…

 

Meme kanseri tedavisi sona ermiş, iyileşme sürecine girmiş ya da yalnızca hormon tedavisi alan hastaların durumu ise farklılık gösterebilir. Sağlık durumu stabil olan ve herhangi bir yan etki yaşamayan hastalar, doktorlarının onayı doğrultusunda oruç tutabilir. Ancak bunun için iftar ve sahur arasında yeterli miktarda sıvı tüketmek, dengeli bir beslenme düzeni oluşturmak ve genel sağlık kontrollerini aksatmamak çok önemlidir. Burada önemli olan, kişinin sağlığını riske atmamasıdır. Meme kanseri hastaları da bu ilke doğrultusunda önce kendi sağlıklarını korumaya özen göstermelidir.   

 

Doğru Beslenme: Ramazan Ayında da Sağlık İçin Altın Kural

 

Oruç tutmayı planlayan meme kanseri hastalarının beslenme düzenine özel bir hassasiyet göstermesi gereklidir.

 

 Sahur ve iftar arasında;  

 

– Protein açısından zengin gıdalar(örneğin tavuk, balık, baklagiller)  

– Sebze ve meyve gibi vitamin, mineral kaynağı yiyecekler

– Bolca su ve sıvı alımı yer almalıdır. Ayrıca yağlı, şekerli ve yüksek kalorili yiyeceklerden kaçınılmalıdır.  

 

Doktorunuz En Doğru Rehberinizdir

 

Oruç tutmayı düşünen meme kanseri hastaları için en önemli adım, doktorlarına danışmaktır. Tedavi sürecinde vücuda alınması gereken besin ve suyun kesintisiz bir şekilde sağlanması hayati öneme sahiptir. Sağlık her şeyin önünde gelir ve unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir beden ve ruhla oruç tutmak daha anlamlıdır.  

 

Hastalığınız ne olursa olsun, Ramazan ayında bedeninize ve ruhunuza özen göstererek bu ayı en güzel şekilde değerlendirebilirsiniz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

World Medicine Ophtalmics’den göz sağlığı alanında bilimsel adım: Oftalmoloji Bilimsel Danışma Kurulu hayata geçiyor

Dünya çapında, ulaşılabilir ve etkili ürünler sunma hedefiyle çalışmalarını sürdüren World Medicine’ın göz sağlığı alanında uzman şirketi World Medicine Ophthalmics Türkiye, bir ilke imza atarak World Medicine Oftalmoloji Bilimsel Danışma Kurulu’nu hayata geçiriyor. Her biri oftalmolojinin alt uzmanlık alanlarındaki uzmanlardan oluşan kurul, World Medicine’ın geniş ürün portföyündeki göz ürünleri için destek alabileceği bilgi ve birikime sahip fikir liderlerinden oluşuyor. Kurul, şirketin oftalmoloji alanında da pazarda farklılaşarak gelişimi açısından kritik bir önem taşıyor. 

 

Türkiye’nin ilaç ihracatı şampiyonu World Medicine’ın oftalmoloji alanında göz ürünleri pazarında bilinen markası World Medicine Ophthalmics Türkiye, bilimsel güç ve güvenilirlik alanlarında da rakiplerinden farklılaşmak adına Oftalmoloji Bilimsel Danışma Kurulu’nu hayata geçiriyor. World Medicine ürünlerinin güvenirliliği ve etkinliğine kanıt niteliğinde güçlü bir dayanak olarak gösterilen danışma kurulunda farklı hastanelerden hekimler bir araya geliyor. Böylece World Medicine, aldığı bildirimleri Kurulun desteğiyle ürün geliştirme ve iyileştirme süreçlerinde en hızlı şekilde yönetebilecek. 

 

World Medicine Ophthalmics Türkiye Ülke Müdürü Dr. Aytekin Bulut; “Genç ve dinamik bir ekip olarak WMO Türkiye bünyesinde göz hastalıklarının tedasivi alanında uzman fikir liderlerini bir araya getiren Oftalmoloji Bilimsel Danışma Kurulu’muz; tüm ürün portföyümüz için destek alabileceğimiz bilgi ve birikime sahip bir danışman rehber niteliği taşıyor. Kurulun klinik çalışma ve araştırma göstergeleri ile birlikte bilimsel dayanaklarımız güçlenecek.” dedi. 

 

Rakiplerinin belli bir terapötik alanda yeni ürün piyasaya sürerken danışma kuruluna ihtiyaç duyduğunu ifade eden Dr. Aytekin Bulut, “Biz ise ihtiyaç duyduğumuz her an hekimlerimizle omuz omuza çalışma fırsatına sahibiz. Kurulumuz, hem ulusal hem de uluslararası platformlarda nüfuzlu hekimlerden oluşmasının yanı sıra; kurul toplantılarında izleyicilerin nezdinde bizi daha da güvenilir bir pozisyona taşıyarak sektörde bir adım öne çıkaracak. Bu iş birliği ile hayata geçirdiğimiz online eğitimlerimizle sektörde farkındalık yaratıyoruz” dedi.

 

Yenilikçi adımlar atmak önceliğimiz

Türkiye’de faaliyete geçtikleri andan bu yana her zaman mevcut tedavileri iyileştirmek, yeni ürünler geliştirmek üzere inovatif adımlar attıklarının altını çizen Dr. Aytekin Bulut, “Bu temellerle kurduğumuz World Medicine Oftalmoloji Bilimsel Danışma Kurulu’nun uzun vadede sürdürülebilir büyüme hedeflerimize ulaşmamızı sağlayacak bir alt yapıyı oluşturacağına eminiz. Bu da bizim oftalmoloji alanında sürdürülebilirlik, uzmanlığımızı güçlendirme ve farklılaşma açısından çok kıymetli olacak” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Edremit Belediyesi Halk Oyunları Ekibi İl Birincisi Oldu

Edremit Belediyesi Halk Oyunları Ekibi, Türkiye Halk Oyunları Federasyonu’nun (THOF) Balıkesir’de düzenlediği il yarışmasında birinci olarak büyük bir başarıya imza attı.

Türkiye Halk Oyunları Federasyonu’nun (THOF) Balıkesir’de düzenlediği halk oyunları il yarışmasında birinci olup farklı kategorilerde de dereceye giren Edremit Belediyesi Halk Oyunları ekibi ilçeye madalyalarla döndü.

22-23 Şubat tarihlerinde Kurtdereli Spor Salonu’nda gerçekleşen yarışmada minikler, yıldızlar ve büyükler kategorilerinde 1. 2. 3. ve 4.’lük derecelerini elde eden Edremit ekibi bölge yarışmasında Edremit’i temsil etmeye hak kazandı. 56 kişilik halk oyunları ekibi izleyenlerin ilgi odağı oldu. Yarışmada tam not alan Edremit Belediyesi Halk Oyunları ekibi bölge yarışmasını bekliyor. Bölge yarışmasında da dereceye girilmesi halinde halk oyunlarında Edremit Belediyesi ekibi Türkiye Şampiyonası’na katılma şansı elde etmeyi hedefliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Will Trent”in 2. Sezonu Mart Ayı Boyunca Perşembe Günleri 21.30’da FX Ekranlarında!

Kimsenin kendisi gibi terk edilmiş hissetmemesini sağlamaya kararlı olan özel ajan Will Trent’in hikayesini konu alan ‘Will Trent’in ikinci sezonu Mart ayı boyunca Perşembe günleri 21.30’da FX ekranlarında devam ediyor. 

‘Will Trent’in ikinci sezonunda, Georgia Soruşturma Bürosu’ndan (GBI) Özel Ajan Will Trent, ortağı Faith Mitchell ile birlikte karmaşık cinayetleri ve suç olaylarını araştırırken, geçmişine dair sırlar da yavaş yavaş açığa çıkıyor.

‘Will Trent’ ikinci sezonuyla Mart ayı boyunca Perşembe günleri saat 21.30’da FX’te…

Dramadan korkuya, animasyondan bilim kurgu ve fantastiğe, polisiyeden aksiyondan ve komediye kadar birçok farklı kategoride yapıma ev sahipliği yapan FX; renkli ve çeşitli bir dünyanın kapılarını aralıyor. FX kanalı; D-Smart, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izlenebiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı