Aylık arşivler: Mayıs 2025

Menderes Uçurtma Şenliği Coşkuyla Gerçekleşti

Menderes Belediyesi tarafından bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Geleneksel Uçurtma Şenliği renkli görüntülere sahne oldu.

Menderes Belediyesi’nin Özdere Çevre Koruma, Dayanışma ve Geliştirme Derneği ile birlikte geleneksel olarak düzenlediği uçurtma şenliği coşkuyla gerçekleşti. Özdere Gençlik Parkı’nda ki etkinlikte binlerce uçurtma Menderes semalarında görsel bir şölen oluşturdu.

Gün boyu etkinlik

Yaklaşık 5 bin uçurtmanın ücretsiz dağıtıldığı etkinlik gün boyu sürdü. Şenliğe katılan binlerce çocuk ve aileleri çeşitli etkinliklerle keyifli anlar yaşadı. Dj ve canlı performanslar, balon şekillendirme ve yüz boyama, pamuk şeker ve patlamış mısır ikramları, şişme oyun alanları ve Grup Eskici Band’in müzikleriyle gün boyu coşkulu anlar yaşandı. 

Başkan Çiçek uçurtma uçurdu

Şenliğe eşi Melek Çiçek ile birlikte katılan Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek, vatandaşlarla birlikte uçurtma uçurdu. Şenlik alanında ki çocuklarla da bir araya gelen Başkan Çiçek, çocukların eğlencelerine ortak oldu. Vatandaşlarla da bol bol fotoğraf çektirip sohbet eden Başkan Çiçek şenliğin neşesine ortak oldu. 

Birlik ve beraberlik mesajı

Etkinliğin yoğun bir katılımla gerçekleştiğini ifade eden Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek, ‘’ Uçurtma şenliğimizde ki yoğun katılım bizleri mutlu etti. Her sene coşkumuz artarak devam ediyor. Sahilimizde baharın tadını çıkaran vatandaşlarımızla harika bir organizasyon yaptık. Özellikle çocuklarımızın mutluluğu bizim için en büyük kazanç. Şenliğimize yalnızca Menderes’ten değil, ülkemizin her noktasından katılım sağlayan vatandaşlarımıza teşekkür ederim. Bu birlik ve beraberlikle Menderes’imiz de daha güzel işleri başaracağız.’’ dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hıdırellez Nilüfer’de coşkuyla kutlandı

Baharın gelişi olarak kabul edilen Hıdırellez, bir gün önceden 13. Geleneksel Görükle Hıdırellez Şenliği’nde yüzlerce vatandaşın katılımıyla kutlandı. Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen şenlikte, Hıdırellez gelenekleri yaşatılırken, katılımcılar müzik ve danslarla dolu etkinlikle bahara “merhaba” dedi.

Nilüfer Belediyesi’nin, Lozan Mübadilleri Vakfı ve Dayanışma Derneği, Bursa-İzmir Karayolu Ticaret ve Sanayici İş İnsanları Derneği (BİZSİAD), Görükle Kadın Derneği ile Görükle Spor Kulübü’nün katkılarıyla düzenlediği 13. Geleneksel Görükle Hıdırellez Şenliği bu yıl da büyük katılımla gerçekleşti. Şenliğe Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir, CHP Parti Meclis Üyesi ve Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız ve  CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin’in yanı sıra Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

KORTEJ YÜRÜYÜŞÜYLE BAŞLADI

Şenlik, Nilüfer Belediyesi Görükle Hizmet Binası önünden başlayan renkli bir kortej yürüyüşüyle başladı. Müzik ve danslar eşliğinde ilerleyen kortej, şenlik alanına ulaştı. Görükle Motormeşeler Parkı’ndaki şenlik alanında vatandaşlar çeşitli etkinliklere ve atölyelere katıldı. Görükle ve çevre mahallelerden şenliğe katılan vatandaşlar gün boyu aileleriyle birlikte keyifli vakit geçirdiler. Yemek ve hediyelik eşya stantlarından alışveriş yapan vatandaşlar, yüz boyama, takı yapımı ve baskı boya gibi atölyelere de katıldılar. Katılımcılar, Hıdırellez’in ritüellerinden biri olan ateşten atlama geleneğini de gerçekleştirdi. Şenlikte, Nilüfer Belediyesi Halk Dansları Topluluğu da renkli bir gösteriye imza attı.

Etkinlikte konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Hıdırellez’in umudun, barışın ve bereketin müjdecisi olduğunu belirterek, “Doğa nasıl yeniden can buluyorsa, biz de Hıdırellez’le kalplerimizi yeniliyoruz, umutlarımızı tazeliyoruz” dedi.

Hıdırellez’in yüzyıllardır süren ortak bir gelenek olduğunu vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, “Hızır ile İlyas’ın buluşmasını kutlamak için bir aradayız. Hıdırellez bolluğu, bereketi, dostluğu müjdeliyor. Bu gece edilen duaların kabul edildiğine, doğaya bırakılan her niyetin yeşerdiğine inanılıyor” ifadelerini kullandı.

“DAYANIŞMANIN VE UMUDUN GÜNÜ”

Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız da, doğduğu topraklar olan Görükle’de Hıdırellez’i kutlamaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Geçmişteki Hıdırellez kutlamalarının güzelliğini ve coşkusunu bu şenlikte yaşadıklarını belirten Saldız, “Hıdırellez dayanışmanın, paylaşmanın ve ortak geleceğe dair umutların yeniden filizlendiği gündür” dedi.

CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin de, geleceğe dair umutların daha da artacağı bir dönem olmasını diledi.

CHP Parti Meclis Üyesi ve Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ise, “Nice baharlarda her şey çok güzel olacak diyeceğiz ve Hıdırellezlerde daha coşkulu buluşacağız” diye konuştu.

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk de, Hıdırellez’in yüzyıllardır süren bir gelenek olduğuna değinerek, “Hıdırellez, insanların baharı, bereketi, sağlığı, güzel günleri hayal ederek dört gözle beklediği güzel günlerdir” şeklinde konuştu.

Görükle Mahalle Muhtarı Hasan Sert ise, Hıdırellez’in ülkemize ve tüm insanlığa güzellikler getirmesini dilerken, Dumlupınar Mahalle Muhtarı Hasan Aktaş da şenliğin düzenlenmesine katkı sağlayanlara teşekkür etti.

Açılış konuşmalarının ardından 13. Geleneksel Görükle Hıdırellez Şenliği, eğlenceli konserlerle devam etti. Etkinlikte önce Piyanist Semat ve Eray sahne aldı. Daha sonra sevilen sanatçı Demet Tuğcu, seslendirdiği şarkılarla katılımcılara keyifli anlar yaşattı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karşıyaka’nın çınarlarından renkli defile

Karşıyaka Belediyesi bünyesinde 60 yaş ve üzeri vatandaşlara hizmet veren Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma Merkezi, renkli bir defileye imza attı. Kursiyerlerin yıl boyunca edindikleri tecrübelerle hazırladığı çeşitli eserler podyumda sergilendi. Başkan Yıldız Ünsal, “Çınarlarımızın üretmeyi, öğrenmeyi ve paylaşmayı sürdürmesine katkıda bulunmak için onları destekleyici çalışmalar gerçekleştirmeye devam edeceğiz” dedi.

Karşıyaka Belediyesi Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma Merkezi, 60 yaş ve üzeri kursiyerlerin katılımıyla gerçekleştirilen renkli bir defile düzenledi. Mefruşat kursunda bir yıl boyunca emek veren çınarlar, el emeği göz nuru eserlerini Ziya Gökalp Kültür Merkezi sahnesinde gururla sergiledi. Gönüllü eğitmen rehberliğinde yürütülen kursta eğitim alan kursiyerler, öğrendikleri tekniklerle hazırladıkları estetik ürünleri podyuma taşıdı. Her biri özenle tasarlanan parçalar, izleyenlere görsel bir şölen sunarken el sanatlarının zarafeti ve değeri bir kez daha gözler önüne serildi. Defile sonunda kursiyerlere sertifikaları takdim edildi, sahneye çıkan çınarlar büyük bir gurur ve mutluluk yaşadı.

“BİZLER İÇİN İLHAM KAYNAĞI”

Çınarları tebrik eden Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal “Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma Merkezi’nde yürütülen çalışmalarla Karşıyaka’da aktif yaşlanmayı mümkün kılmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bilge çınarlarımızın el emeğiyle hazırladığı eşsiz eserleri görmek, bizler için ilham kaynağı. Bu merkez yalnızca bir buluşma noktası değil; aynı zamanda üretmenin, paylaşmanın ve birlikte yaş almanın kıymetini taşıyor. Tüm kursiyerlerimizi yürekten kutluyorum” diye konuştu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kültürel mirasın örgütlü savunusu Sefa Taşkın, deneyimlerini Bornova’da paylaşacak

Bornova Belediyesi Müze Müdürlüğü’nün “Taşların Hafızası Söyleşi Serisi” kapsamında düzenlediği etkinliğin konuğu, Bergama Belediyesi Eşki Başkanı ve araştırmacı-yazar Sefa Taşkın olacak. Söyleşi, 7 Mayıs Çarşamba günü saat 17.00’de Dramalılar Köşkü Kent Arşivi ve Müzesi’nde gerçekleşecek.

 Bergama’nın mücadelesi Bornova’ya ilham verecek

Taşkın, 1989-1999 yılları arasında iki dönem yürüttüğü belediye başkanlığı süresince Bergama’nın kültürel mirasını korumaya yönelik gerçekleştirdiği çalışmaları anlatacak. Sunumda, sivil toplum kuruluşlarının katkısı, halkla yürütülen iş birlikleri, karşılaşılan zorluklar ve elde edilen başarılar detaylı biçimde ele alınacak.

 Yerel deneyimlerden küresel derslere

Etkinlikte, arkeolojik alanların yaşatılmasında uygulanan yenilikçi yöntemler, kültürel miras eğitimleri, festivaller ve uluslararası iş birlikleri gibi pek çok konu konuşulacak. Taşkın, Bergama’nın dünya çapındaki tanınırlığını artıran adımları da Bornovalılarla paylaşacak.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Fuzûlî’nin şaheseri “Leylâ ve Mecnun” sizleri bekliyor

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), Türk edebiyatının en büyük söz ustası Fuzûlî’nin eserlerini, alanında uzman edebiyatçıların günümüz Türkçesine özenle aktardığı yedi ciltlik bir külliyat hâlinde bugünün diline kazandırıyor. Bu külliyatın ilk cildi olarak ise Arap ve Türk edebiyatında klasikleşen “Leylâ ve Mecnun”u okurlarıyla buluşturuyor.  

VBKY’nin klasik kitaplığı, söz ustası Fuzûlî’nin yazdığı “Leylâ ve Mecnun” eseriyle genişlemeye devam ediyor. VBKY, Türk edebiyatının en büyük isimlerinden biri olan Fuzûlî’nin klasikleşmiş eserlerini, uzman edebiyatçılar tarafından titizlikle sadeleştirip günümüz Türkçesine aktararak yedi ciltlik bir külliyat hâlinde bugünün diline kazandırıyor. Bu külliyat, şairin derin mısralarını anlaşılır kılarak çağın okuyucusuna ulaştırmayı ve bugünün idrakine taşımayı amaçlıyor. Külliyatın ilk cildi ise M. Fatih Köksal’ın yayına hazırladığı “Leylâ ve Mecnun” eseri. Bu önemli eser, vücut bulmadan önce, meşhur bir aşk hikâyesi olarak Anadolu’da Türk şiirinin kuruluş çağlarında anlatılmaya başlanmış, Arap, Türk ve İran edebiyatlarında büyük ilgi görmüştür. Şüphesiz, bu hikâyeyi en güzel ve en dokunaklı şekilde terennüm eden ise Fuzûlî olmuştur. Olay kurgusundan geçişlere, hikâyenin tamamını kuşatan lirizmden gazellerin akıcılığına, konuyu bütünlemesine, alegorik sahnelerin parlaklığından diyalogların tabiiliğine, dil hâkimiyetinden aruz tasarruflarına, canlı tasvirlerden ruh tahlillerine kadar her yönüyle okuyanda eksik bir yer kalmadığı intibaını uyandıran bir şaheserdir. Türk mesnevi edebiyatının zirvesinde yer alan Fuzûlî’nin ölümsüz eseri “Leylâ ve Mecnun” şimdi sizleri bekliyor.

 Kitaptan:

 “Felek, benim bağırıp çağırmamdan korkmaz mı ki, eziyetler ederek beni sevgilimden ayırdı? Bir kıvılcımıyla dokuz kat feleği ateşlere yakmazsa yakıcı gönlümün ahından çıkan ateş neye yarar? [Bu] gizli hüzün beni öldürdü! Gül yüzlümün bu gizli hüznümden haberdar olmaması da ayrı bir dert! Arkadaşım ah etmek idi. [Ne yapayım ki] sonunda [bu durumdan] iğrenip o da hüzünler evimi terk etti. Benim gizli yaramı açmama ne gerek var? Sonunda yırtık yakamdan zaten görülecektir. Sevgili ağlayan gözlerime görünmüyorsa ne çıkar? Allah biliyor ki, canımdan ve gönlümden uzak değildir. 

 Onun aşkıyla eğer canım bedenimden çıkacak olursa, aşkının izlerinin canımdan çıkacağını zannetmeyin. Ey rüzgâr! Bugünden sonra eğer o selvi boylumdan bir haber verirsen, lütfedersin. Ey Fuzûlî! Ayrılık gamı yüzünden vaziyet çok kötü! Hiç kimse [de] bu perişan hâlimden haberdar değil.”

  Yazar Hakkında; 

Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Fuzûlî’nin asıl adı Mehmed, babasının adı Süleyman’dır. Ne zaman ve nerede doğduğu kesin olarak bilinmese de Irak coğrafyasında doğup yaşadığı kesindir. 15. yüzyıl sonlarına doğru doğduğu düşünülmektedir. Nasıl bir eğitim aldığı bilinmiyorsa da Arapça ve Farsçayı bu dillerde eser verecek ve şiir söyleyebilecek kadar iyi bildiği açıktır. Kanûnî Sultan Süleyman 1534’te Bağdat’ı fethedince, “Geldi burc-ı evliyâya pâdişâh-ı nâmdâr” tarih mısrasını da ihtiva eden meşhur kasidesiyle beraber padişaha yaklaşmak ve böylece çok arzu ettiği İstanbul’a gitmek istedi ancak bu emeline nail olamadı. Kendisine evkaftan maaş bağlanacağına dair söz verilip çok az bir meblağ layık görülmesi, Şikâyetnâme’sini kaleme almasına yol açtı. 1556 yılındaki büyük veba salgını sırasında -muhtemelen Kerbela’da- vefat etti. Türkçe eserlerinden “Dîvân” ve “Leylâ vü Mecnûn” mesnevisi en önemli iki eseridir. Diğer manzum Türkçe eserleri 440 beyit tutarındaki “Beng ü Bâde” ve “Tercüme-i Hadîs-i Erbaîn”dir. Ona aidiyeti kesin olmayan 200 beyitlik Sohbetü’l-esmâr da eserleri arasında anılır. Kerbela vakasının edebiyatımızda en güzel anlatımı olan “Hadîkatü’s-suadâ” ise mensur tek eseridir. Farsça manzum eserleri “Dîvân”“Heft Câm”, “Enîsü’l-kalb”; mensur eserleri “Risâle-i Mu‘ammeyât”“Rind ü Zâhid” ve “Sıhhat ü Maraz”dır. “Matla‘u’l-i‘tikād” aldı mensur eserini Arapça yazan Fuzûlî’nin 470 beyit tutarındaki Hz. Ali övgülerinden oluşan Arapça şiirleri Arapça Dîvân olarak da kabul edilir.

KÜNYE

Yayınevi: VBKY

Kitabın adı: Leylâ ve Mecnun      

Yazar: Fuzûlî

Yayına Hazırlayan: M. Fatih Köksal

Kategori: Klasik

Son Okuma: Ahmet Önder Uçar 

Proje Editörü: Alim Yıldız

Sayfa Sayısı: 288

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Manisa Büyükşehir Belediyesi Çok Sesli Gençlik Korosu’na Antalya’da ödül

Manisa Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı Çok Sesli Gençlik Korosu, Antalya’da Akdeniz Üniversitesi’nin düzenlediği 2. Akdeniz Üniversitesi Korolar Festivali’nde sahne aldı. Koro, şef Arcan Hacer Aydınlı yönetiminde, sahne hakimiyeti, koro disiplini ve estetik görünüm alanlarında gösterdiği üstün performansla jüri tarafından başarı ödülüne layık görüldü.

Akdeniz Üniversitesi, çok sesli korolara etkinliklerini sergileme fırsatı vermek, korolar ve üyeleri arasındaki sosyal ilişkileri güçlendirmek, Türk ve dünya koro edebiyatından seçkin örnekleri daha fazla izleyiciye ulaştırmak amacıyla 2. Akdeniz Üniversitesi Korolar Festivali düzenledi. Festival süresince, farklı illerden ve ülkelerde gelen 25 koro, iki gün boyunca birbirinden başarılı performanslara imza attı. Etkinlik kapsamında, koroların performanslarının yanı sıra söyleşiler ve ortak konserler de düzenlendi.

Şef Arcan Hacer Aydınlı yönetimindeki Manisa Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı Çok Sesli Gençlik Korosu da festivale katılarak, bir konser verdi. Koro, gösterdiği başarılı performansla Prof. Dr. Seval Köse, Koro Şefi Masis Aram Gözbek ve Koro Şefi Muhip Şanal gibi değerli isimlerin yer aldığı değerlendirme kurulu tarafından “Sahne hakimiyeti, koro disiplini ve estetik görünüm” başarı ödülüne layık görüldü.

Manisa Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı Çok Sesli Gençlik Korosu’nun bu başarısı, belediyenin kültürel ve sanatsal alanda genç yeteneklerin gelişimine verdiği önemi bir kez daha göstermiş oldu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Astım hastalarına çok önemli temizlik tüyoları!

Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de giderek yaygınlaşan astım kronik solunum yolu hastalıklarının başında geliyor. Türkiye’de her 12-13 kişiden birinde astım görüldüğünü ve son yıllarda bu sayının artış gösterdiğini belirten Acıbadem Ataşehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sertaç Arslan “Astım yalnızca genetik geçişli bir hastalık olmayıp,  çevresel faktörlerle ve sağlıksız yaşam alışkanlıkları ile sonradan da gelişebiliyor. Özellikle sigara dumanına maruz kalmak, yoğun hava kirliliği, düzensiz yaşam, hareketsizlik, sağlıksız beslenme ve kapalı ortamlarda uzun süre kalmak gibi yanlış yaşam tarzları astıma zemin hazırlayabiliyor. Ayrıca çocuklukta geçirilen bazı solunum yolu enfeksiyonları, ev tozu akarları, kimyasal temizlik ürünleri, stres ve ani hava değişimleri gibi etkenler de astım gelişiminde rol oynayabiliyor” diyor. Bu nedenle astımın önlenmesi ve kontrol altına alınmasında hem bireysel hem de toplumsal farkındalığın büyük önem taşıdığını vurgulayan  Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sertaç Arslan, 6 Mayıs Dünya Astım Günü kapsamında yaptığı açıklamada, astım hastalarının uzak durması gereken 10 yaygın tetikleyici etkeni anlattı, astımdan korunmaya yönelik alınması gereken önlemleri sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

Sigara dumanı ve elektronik sigaralar 

Sigara içmek, elektronik sigara kullanmak ya da sigara dumanına maruz kalmak (pasif içicilik), akciğerleri tahriş ederek astımı tetikleyebiliyor. Tütün dumanında bulunan binlerce kimyasal madde, hava yollarını daraltarak nefes almayı zorlaştırıyor. 

Temizlik ürünleri, parfümler ve kimyasal maddeler

Ev temizliğinde sık kullanılan çamaşır suyu, sprey temizleyiciler ve parfümlü kimyasal ürünler, solunum yollarını tahriş ederek astım hastalarında boğaz yanması, öksürük, bronşlarda kasılma, ödem oluşumu ve nefes darlığı gibi şikayetlere yol açarak astım krizlerini tetikleyebiliyor.  

Hava kirliliği

Hava kirliliği, solunum yollarını doğrudan etkileyen en önemli çevresel riskler arasında yer alıyor. Egzoz gazları, sanayi tesislerinden yayılan partiküller ve tozlu hava astım krizlerini tetiklerken, bu etkenlere kronik maruz kalma durumunda hastalık belirtileri şiddetlenip tedaviye yanıt azalabiliyor.

Ev tozu akarları 

Evlerdeki halılar, yataklar, perdeler ve yastıklar, mikroskobik ev tozu akarları için ideal yaşam alanlarını oluşturuyor. Bu akarlar, astım hastalarında alerjik reaksiyonlara neden olarak nefes darlığı, öksürük ve göğüste sıkışma hissi yaratabiliyor. 

Polenler

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sertaç Arslan “İlkbahar ve yaz aylarında doğada yoğun şekilde bulunan polenler, özellikle çimen, ağaç ve yabani otlardan salınır. Rüzgarlı havalarda polenlerin havadaki yoğunluğu artar ve bu da astım hastalarında burun tıkanıklığı, hapşırık, göz yaşarması ve nefes darlığı gibi belirtilere yol açabilir” diyor. 

Evcil hayvan tüyleri

Evcil hayvanların tüyleri, derileri ve tükürükleri duyarlı bazı kişilerde güçlü alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. Bu alerjenler solunum yoluyla alındığında astım krizini tetikleyebiliyor. 

Nemli ortamlar ve küf sporları 

Küf, özellikle nemli, karanlık ve havalandırması yetersiz ortamlarda çoğalıyor. Küf sporları solunum yoluyla alındığında, bağışıklık sisteminde tepkiye yol açarak astım semptomlarını artırabiliyor.

Soğuk/ kuru hava ve klima 

Doç. Dr. Sertaç Arslan “Ani ısı değişimlerinin yanı sıra soğuk ve kuru hava astım hastalarında bronşların daralmasına ve spazmına yol açabilir. Hava yollarında kasılmalar meydana gelir ve nefes almak zorlaşır. Klima da havayı kurutarak astım ataklarını tetikleyebilir” diyor. 

Yoğun egzersiz 

Egzersiz sırasında özellikle hızlı nefes alıp vermek, hava yollarının kurumasına ve daralmasına neden olabiliyor. Bu durum, egzersize bağlı astım olarak adlandırılan özel bir astım tipine yol açabilirken, özellikle soğuk ve kuru havada yapılan spor aktiviteleri bu riski artırıyor. 

Aşırı stres ve duygusal travmalar 

Psikolojik stresin, bedensel hastalıkları tetikleyebildiği artık bilimsel olarak da kabul ediliyor. Ani korku, üzüntü, öfke ya da travmatik durumlar, solunum kaslarını olumsuz etkileyerek astım atağını başlatabiliyor. Uzun süreli stres altında kalmak, bağışıklık sistemini de zayıflatarak astımın kötüleşmesine neden olabiliyor. 

xxxxxx Kutu Bilgisi xxxxxx

Astıma Karşı 10 Etkili Öneri!

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sertaç Arslan “Astımı tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da, tetikleyici faktörlerden uzak durmak krizlerin sıklığını ve şiddetini ciddi oranda azaltır. Kişiye özel korunma stratejileri ve düzenli takip bu süreçte çok önemlidir” diyor. Doç. Dr. Arslan, astıma karşı 10 önerisini şöyle sıralıyor; 

  1. Sigara dumanından uzak durun. Hem aktif hem pasif içicilik astımı kötüleştirir.
  2. Kapalı ve nemli ortamlar küf oluşumunu artırdığından evinizi sık sık havalandırın.
  3. Halı, perde, tüylü oyuncak, toz barındıran eşyalar ve evcil hayvan tüyleri gibi alerjen etkenleri azaltın. Nevresimlerinizi yüksek ısıda yıkayın ve sık değiştirin.
  4. Polen dönemlerinde dışarı çıkış saatlerinizi sınırlayın. Özellikle sabahları dikkatli olun.
  5. Temizlik ürünlerini dikkatli kullanın. Kokusuz, doğal içerikli ürünleri tercih edin. Sprey formundaki ürünlerden kaçının ve kokusuz, hipoalerjenik veya doğal temizlik ürünlerini seçin.
  6. Soğuk havalarda ağzınızı atkıyla kapatın. Klimalı ortamlarda serin havanın doğrudan üzerinize gelmemesine dikkat edin.
  7. Stresi yönetmeyi öğrenin, yeterli ve kaliteli uyumaya özen gösterin.
  8. Temizlik yaparken solunum yollarını korumak için tıbbi maske (mümkünse N95 tipi), lateks olmayan eldiven ve gerekirse gözlerinizi korumak için gözlük kullanın. Temizlik yaparken pencere ve kapıları açık tutun. Temizlik sonrası kokular tamamen dağılmadan odaya girmeyin.
  9. Oda spreyleri, kumaş kokulandırıcılar ve parfümlü çamaşır deterjanları da astımı tetikleyebildiğinden bu ürünlerden uzak durun.
  10. Spor öncesi mutlaka ısının. Size uygun olan spor türü ile ilgili doktorunuza danışın.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konya Büyükşehir Keykubad Göç ve Kervan Yolu’nu Turizme Açtı

Konya Valiliği, Antalya Valiliği ile işbirliği içinde Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Keykubad Göç ve Kervan Yolu, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihini, kültürünü ve doğal güzelliklerini doğaseverlerle buluşturdu. Toplam 405 kilometre uzunluğundaki bu eşsiz rota, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın fetihlerinden, Yörük göçerlerinin binlerce yıllık yolculuğuna, Toroslar’ın gizemli coğrafyasından antik medeniyetlerin kalıntılarına kadar benzersiz bir deneyim sunuyor.


Konya Valiliği, Antalya Valiliği ve Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Konya-Alanya arasındaki 405 kilometre uzunluğundaki Keykubad Göç ve Kervan Yolu turizme açıldı.

“TANITIM YÜRÜYÜŞLERİYLE TARİH CANLANDI”

Projenin turizme açılışını taçlandıran iki büyük tanıtım yürüyüşü, binlerce yıllık rotalarda toplam 360 doğa ve tarih tutkununun katılımıyla gerçekleştirildi. Nisan ve Mayıs 2025 tarihlerinde düzenlenen etkinliklerde, Anadolu’nun kadim izleri adım adım keşfedildi.

İlk yürüyüşte, Alanya Güneycik’ten Çıplaklı’ya uzanan 71 kilometre uzunluğundaki rota, antik köprüler, taş döşeli yollar ve Toroslar’ın yemyeşil yaylaları eşliğinde tamamlandı.

Katılımcılar, Ali Köprüsü’nün gizemli efsanesinden, Mahmud Seydi Türbesi’nin manevi atmosferine, Şifalı çeşmelerden Colybrassus’an antik mezarlarına kadar tarihin derinliklerine yolculuk yaptı.

İkinci etkinlikte ise Meram Gavur Gölü’nden başlayıp, Şeyh Abdulmuttalip ve Şeyh Muhammed Arif Türbeleri’nin huzur dolu havasında yer alan Evliyatekke Köyü’ne ulaşıldı. Yolculuk, Kapadokya’yı aratmayan peri bacaları ve Bizans keşişlerinin sığındığı Kilistra Antik Kenti’nde 17 kilometrelik yürüyüşün ardından son buldu. Her iki yürüyüş de katılımcılara, antik medeniyetlerin izinde unutulmaz bir deneyim yaşattı.

Bu etkileyici organizasyonla, Keykubad Göç ve Kervan Yolu’nun hem doğaseverler hem de tarih meraklıları için bir buluşma noktası olduğu bir kez daha kanıtlandı.

“KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNE TEŞEKKÜR”

İlk yürüyüşe katılan doğasever Ümmühan Ekiz, 2014’ten bu yana birçok rotada yürüdüğünü belirterek, “Burayı da ilk yürümek ayrı bir gurur vericiydi. Benim için 5 gün çok güzel geçti, yeni dostluklar edindik. Konya Belediyesi’ne tüm hocalarımıza emekleri için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Gezgin Bryan Dennis Keith de Amerika’dan geldiğini ifade ederek, “Orada hiç böyle şey yok. Biz de dağ manzarası falan olabiliyor ama böyle eski taş evler, basamak basamak tarlalar yok. Çok hoşuma gidiyor böyle görmek. Çok keyifli bir bir beş günlük tur oldu. Geçen sene Zenginbar Yolu’na da katıldım. Orada Büyükşehir Belediyesi’nden o kadar memnun kaldı ki bu sene de geldim, teşekkür ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Turizmci Arkeolog Osman Yılmaz, “Bu hatlar sadece üzerinde yürümek için yapılmış patikalar ya da yollar değil; bunlar halkların kültürlerini, ezgilerini, hikayelerini karşılıklı iki payitaht arasında aktaran kültür nehirleri. Her zaman bu iki şehir birbirine bağlı kalmıştır. Yıllardır biz burada yürüyüş yapıyorduk. Sağolsun Konya Büyükşehir Belediyesi ön ayak oldu. Bugün hep beraber yürüdük. Bunlar geleceğe bırakılan miras. Her şey denizden, kumdan ibaret değil. Gelsinler insanlar burada yürüsün” açıklamasını yaptı.

Antalya Dağcılık ve Doğa Spor Kulübü Başkanı Tuncer Koç ise, muhteşem bir yürüyüş etkinliği gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, “Katılan herkese teşekkür ediyorum, ayrıca bu organizasyonu yapan Konya Büyükşehir Belediyesi ve diğer ekip arkadaşlarına çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki etkinliklere de inşallah hep birlikte başlarız sağlıklı bir şekilde bitiririz” diye konuştu.

“KEYKUBAD GÖÇ VE KERVAN YOLU” DOĞASEVERLERDEN TAM NOT ALDI

İkinci yürüyüş etkinliğine katılan Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bahar, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin yürüyüş güzergahının turizme kazandırılmasındaki payına dikkati çekerek, “Bu yolun yapımında uygulanmasında katkı sağlayanlara teşekkür ediyoruz” dedi.

Yürüyüşe katılanlardan Hüseyin Eser, ilk kez böyle bir etkinliğe katıldığını belirterek, “Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a bizlere böyle bir etkinliğe katılma imkanı verdiği için teşekkür ediyorum. Çok güzel bir etkinlik oldu, mükemmel manzaralarla karşılaştık, Tarihi Roma Köprüsü’nü gördük, Kilistra Antik Kenti’ni gördük. Çok teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı.

Meryem Daşgın isimli katılımcı da “Güzel yerler keşfettik. Keyifli bir deneyim oldu. Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve ekibine teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

Aksaray Dağcılık ve Doğa Sporları (ADASK) Başkanı Aydede Gökçe ise, 25 yıldır dağcılık yaptığını paylaşarak, şunları kaydetti:

“Konya Büyükşehir Belediyesi’nin tüm faaliyetlerine Aksaray olarak katılıyoruz. Bu rotayı da yeni açmışlar, çok güzel olmuş, arkadaşlarımız da çok beğendi, hizmet çok güzel. Büyükşehir’e, çalışanlara, emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum.”

TARİHİN VE DOĞANIN İZİNDE BİR YOLCULUK

Konya’dan Alanya’ya uzanan Keykubad Yolu, Helenistik dönemden Selçuklu’ya, Roma’dan Bizans’a kadar medeniyetlerin kesiştiği bir köprü niteliği taşıyor. Restore edilen kervansaraylar, taş döşeli yollar ve antik kentlerle bezeli güzergâh, yürüyüşçüleri ve bisikletçileri Mavi Boğaz Kanyonu’nun devasa kayalıklarından Aygırdibi Şelalesi’nin coşkusuna, Alara Çayı’nın berrak sularından Colybrassus Antik Kenti’nin sır dolu kalıntılarına taşıyor.

AKADEMİK DESTEK VE ULUSLARARASI STANDARTLAR

Prof. Dr. Hasan Bahar ve Prof. Dr. Osman Doğanay’ın bilimsel katkıları, Antalya Dağcılık Kulübü’nün saha araştırmaları ve uluslararası işaretlemelerle hazırlanan proje, Konya ve Antalya Orman Bölge Müdürlükleri’nin desteğiyle tescillendi.

Rotanın detaylarına viaanatolia.com ve @viaanatolia Instagram hesabından ulaşılabiliyor. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Topaloğlu kermese katıldı

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Göynük Atatürk İlkokulu’nda düzenlenen kermese katıldı. Başkan Topaloğlu’na, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Emin Gül eşlik etti. 

Başkan Topaloğlu’nun Göynük Belediye Başkanlığı döneminde yaptırılan Göynük Atatürk İlkokulu tarafından okul bahçesinde düzenlenen etkinliğe katılan Başkan Topaloğlu, okul müdürü Mustafa Kaleli ve öğretmenlerle sohbet etti. 

Öğrencilerle de selamlaşarak bir ihtiyaçları olup olmadığını soran Başkan Topaloğlu, düzenlenen etkinlikte birbirinden lezzetli ürünlerin sunulduğu stantları gezdi.

Etkinlikte Başkan Topaloğlu’nu karşılarında gören öğrencilerin Başkan Topaloğlu’na sarılması renkli görüntüler oluşturdu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cilt Kanserinin 6 Belirtisine Dikkat!

Cilt kanseri, cildin en dış tabakası olan epidermisteki hücrelerin, onarılmamış DNA hasarı kaynaklı anormal bir şekilde büyümesi ile ortaya çıkıyor. Hücrelerdeki büyüme, cilt hücrelerinin hızla çoğalmasına ve kötü huylu tümörler oluşturmasına sebebiyet veriyor. Üç farklı türü bulunuyor ve erken evrede tespit edilmesi sayesinde tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar almak mümkün olabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Aslı Tatlıparmak, cilt kanseri hakkında bilinmesi gerekenleri aktardı. 

Cilt kanseri, toplumda oldukça sık görülmektedir. Bazal hücreli karsinom (BCC), skuamöz hücreli karsinom (SCC) ve melanom olmak üzere üç farklı türe sahiptir. Yaygın belirtiler olarak bilinen cilt üzerinde gözle görülür bende oluşan değişiklikler, yaralar, kanamalar ve derideki soyulmalar, cilt kanserinin en erken evrede tespit edilmesine yardımcı olmaktadır. Ciltte oluşan şüpheli değişimlerin kontrol edilmesi başarılı cilt kanseri tedavisi için oldukça fayda sağlamaktadır. 

Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülüyor

Cilt kanseri tüm dünyada en sık görülen kanser türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Sıklığı yıllar içinde artmaya devam etmektedir. Erkeklerde 5’inci, kadınlarda ise 7’inci en sık görülen kanser türü cilt kanseridir. Toplumda görülme sıklığı ise %2 gibi oldukça yüksek bir orandır. Genellikle yaşlı bireylerde daha sık görülmektedir. Çünkü yaş ilerledikçe cilt daha fazla UV ışınlarına maruz kalmış olmakta ve hücrelerde DNA hasarı birikimi artmaktadır. Ayrıca, cilt kanseri erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülmektedir.

  1. Cilt kanserinden şüphelenmek için sayılabilecek belirtiler aşağıdaki gibidir;
  2. Ciltte iyileşmeyen (2-3 hafta boyunca), kanayan, kabuk bağlayan ve iyileşip sonra tekrar kanayan yara oluşumları,
  3. Kubbe şeklindeki büyüme, yani ciltten kabaran kitle oluşumu, bazen kabuklanan bazen de kanayan kitle veya yara oluşumları,
  4. Sınırları düzensiz, asimetrik leke büyümeleri,
  5. Çapı 6 mm’den büyük benlerin gözlenmesi.

Fiziki muayene ve biyopsi ile tanı konulabiliyor

Öncelikle uzman bir dermatolog vücuttaki mevcut benlerde veya diğer cilt lekelerinde değişiklik fark edilip edilmediğini veya yeni ben büyümeleri olup olmadığını değerlendirmektedir. Daha sonra saç derisi, kulaklar, avuç içleri, ayak tabanları, ayak parmakları ve diğer özel bölgeler dahil olmak üzere tüm cilt üzerinde fizik muayene yapmak en doğru adım olacaktır. Fizik muayenenin ardından cilt kanserinden şüphelenilecek bir durum gözlemlenmiş ise biyopsi yöntemine başvurulabilmektedir. Biyopside, bir doku örneği alınmakta ve patoloji uzmanı tarafından mikroskop altında incelenmesi sağlanmaktadır. Örneğin incelenmesi sonrasında ciltteki değişimlerin cilt kanseri olup olmadığı ve eğer cilt kanseri mevcut ise hangi tür bir cilt kanseri olduğu kanıtlanmış olmakta ve tedavi süreci başlamaktadır. 

Cilt kanserinde tedavi etkilenen alanın durumuna göre değişkenlik gösteriyor

Cilt kanseri tedavisi; kişiye özel tedavi edilmesi gereken bir kanser türüdür. Tümörün büyüklüğü, yeri, derinliği ve hastanın genel sağlık durumu bu tedavinin planlanmasında belirleyici etken olacaktır. Genelde cilt kanserinin tedavisinde eksizyonel cerrahi uygulaması yapılmaktadır. Bu işlemde tümör ve çevresindeki bir miktar sağlıklı dokuyu içerecek şekilde tümör çıkarılmaktadır. Bir diğer işlem de Mohs mikrografik cerrahisi olarak bilinmektedir. Özellikle yüz gibi kritik alanlardaki kanserler için tercih edilen bu yöntemde, tümör katman katman çıkarılmakta ve her katman mikroskop altında incelenmektedir. İşlem, kanserli hücreler tamamen temizlenene kadar devam etmektedir. Bu yöntem, sağlıklı dokunun korunmasını maksimize etmekte ve nüks oranını azaltmaktadır. Bu tedavilerin dışında cilt kanserinde, topikal tedaviler de uygulanmaktadır. Bazı yüzeysel bazal hücreli karsinomlar için topikal kremler (örneğin, imikimod veya 5-fluorourasil içeren kremler) kullanılabilmektedir. Ayrıca Fotodinamik terapi (PDT) de cilt kanserinin tedavisinde etkili olması sebebiyle kullanılabilmektedir. Bu yöntemde, öncelikle kanserli dokuya duyarlaştırıcı bir kimyasal uygulanmaktadır. Birkaç saat sonra bölgeye belirli dalga boyunda ışık verilmektedir. Bu işlemde verilen ışık, uygulanan kimyasalın kanserli hücreleri yok etmesini tetiklemektedir. Tüm bu tedavilerin hangi hastaya uygulanacağı ise hekimin muayenesi ve patoloji sonucuna göre kişiye özel planlanmalıdır. 

Her 2 saatte bir güneş koruyucuyu tazelemek gerekiyor

Cilt kanserine neden olan risk faktörleri ve UV ışınlarından korunmak için uygulanması gereken bazı durumlar şunlardır:

  • Her gün SPF’si 15 veya daha yüksek olan geniş spektrumlu bir güneş koruyucu kullanmayı unutmayın.
  • Gün içinde güneş kreminizi her iki saatte bir yenileyin.
  • Bulunduğunuz alanda gölge mevcut ise mutlaka gölgede kalmaya dikkat edin.
  • Mümkünse hafif ve uzun kollu bir gömlek, pantolon, geniş kenarlı bir şapka ve UV korumalı güneş gözlükleri kullanmaya özen gösterin.
  • Derinizi takip edin, düzenli olarak cildinizi inceleyin ve gözlemlediğiniz dikkat çeken bir değişiklikte doktorunuza başvurmayı ihmal etmeyin.

Güneşin zararlı etkilerinden korunmak cilt kanseri riskini düşürüyor

Doğrudan güneş maruziyetinden kaçınmak, güneş ışınlarının en güçlü olduğu 10:00 ile 14:00 saatleri arasında dışarıda olmamaya özen gösterilmek cilt kanseri oluşumunu önlemenin en önemli adımıdır.  Eğer dışarıda bulunulması gerekli ise gölge bir alanda beklemeye dikkat etmek gerekmektedir. Özellikle hem kadın hem de erkeklerin sıklıkla estetik amaçlı tercih ettikleri solaryum gibi zararlı işlemlerden uzak durulması oldukça önemlidir. Solaryumda vücuda verilen ultraviyole ışık, cilt kanserine ve erken cilt yaşlanmasına neden olabilmektedir. Korunmasız ve kontrolsüz güneş maruziyetinin deri kanseri oluşumunun en önemli sebebi olduğunun unutulmaması önemlidir.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı