Aylık arşivler: Mayıs 2025

Nilüfer Çocuk Korosu’na iki ödül birden

Nilüfer Çocuk Korosu, Uluslararası Muğla Korolar Şenliği’nden ödüllerle döndü. “Entonasyon, Homojenlik ve Koro Tınısında Başarı Ödülü” ve “Jüri Özel Ödülü” alan koro, Nilüfer ve Bursa’nın kültürel tanıtımına da katkı sağladı.

Nilüfer Belediyesi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Nilüfer Çocuk Korosu, ulusal alandaki başarılarına bir yenisini daha ekledi. Geçtiğimiz yılın Eylül ayında çalışmalarına başlayan koro, Bursa’da verdiği konserlerin yanı sıra ulusal ve uluslararası koro festivallerine ve şenliklere de katılıyor. Son olarak Uluslararası Muğla Korolar Şenliği’ne katılan Nilüfer Çocuk Korosu, hem Nilüfer ve Bursa’nın kültürel tanıtımına katkı sağladı hem de başarılı performanslarıyla iki ödül birden aldı.

Muğla Valiliği himayesinde, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ve Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle, Muğla Bilim ve Sanat Merkezi koordinasyonunda 7 – 11 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen şenliğe yurt içi ve yurt dışından yoğun katılım oldu. 70 koro ve 2 bin 500 koristin katıldığı Uluslararası Muğla Korolar Şenliği’nde sahneye çıkan Nilüfer Çocuk Korosu; değerlendirme kurulu tarafından “Entonasyon, Homojenlik ve Koro Tınısında Başarı Ödülü” ile “Jüri Özel Ödülü”ne layık görülerek Nilüfer ve Bursa’yı en iyi şekilde temsil etti.  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tarımda ve üretimde yaşanan sıkıntılara karşı ortak ses

Osmangazi Kent Konseyi Başkanı Fatma Çil Yılmaz, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Mustafa Berkay Aydın ve Mudanya Kent Konseyi Başkanı Ozan Kozan, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla ortak basın açıklaması düzenledi.

Aksungur Mahallesi’nde düzenlenen ortak basın açıklamasına Osmangazi, Nilüfer ve Mudanya Kent Konseyi Başkanlarının yanı sıra Osmangazi Ziraat Odası Başkanı İsmail Altınkaya, Nilüfer Ziraat Odası Başkanı Şenol Aybey, Mudanya Ziraat Odası Başkanı Zekai Samast, Osmangazi Belediyespor Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Karayılan, muhtarlar ve çiftçiler katıldı.

“Çiftçiler, artan ekonomik baskılarla üretimden çekilmeye zorlanıyor”

Düzenlenen ortak basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü, ne yazık ki bu yıl da ülkemizde tarıma ve çiftçiye yönelik sürdürülen ithalatçı ve günübirlik politikaların gölgesinde karşılıyoruz. Tarımsal girdi maliyetlerinin yüksekliği karşısında zamanında ve yeterli destek alamayan üreticiler, artan ekonomik baskılarla üretimden çekilmeye zorlanmaktadır. Bunun sonucunda üretimde düşüş, pazarda fiyat artışı, tüketicide ise pahalı gıdaya erişim mücadelesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Üretimden kopan çiftçimizin en temel gerekçesi, yıllardır çözülemeyen kronik yapısal sorunlardır. Tarım sektöründeki borç yükü artarken, kamu yönetiminde yaşanan liyakat eksikliği ve kurumsal hafızanın silinmesi, kalıcı çözümler üretmeyi imkansız hale getirmiştir. Son olarak ilimizde yaşanan zirai don felaketi ile birçok üretici ciddi zarar görmüştür. Tüm çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor, bakanlık desteklerinin bu gibi doğal afetlerde daha kapsayıcı ve etkili hale getirilmesi gerektiğini önemle vurguluyoruz.”

“Tarım sektörü, ulusal güvenlik kadar stratejik öneme sahip”

Tarım sektörünün, ulusal güvenlik kadar stratejik öneme sahip bir alan olduğuna dikkat çekilen basın açıklamasında, “Üretimden bir kez kopan çiftçinin geri dönüşü neredeyse imkansızdır. 1980’lerden bu yana uygulanan neoliberal politikalar, tarımsal desteklerin azaltılması, üretime kota konulması, tarım alanlarının daraltılması ve ithalata dayalı sistemin kurulması tarımı zayıflatmıştır. Çiftçi sayısı yarıdan fazla azalmış, gıda güvenliği tehlikeye girmiştir. Oysa çözüm bellidir; Üretim odaklı, toplum yararını önceleyen, kamucu bir tarım politikasına hızla geçiş şarttır. Dünya ölçeğinde yeniden benimsenen korumacı tarım politikaları bize de yol göstermelidir. Bugün sadece bir kutlama değil; çiftçimizin alın terine sahip çıkma, sorunlara dikkat çekme ve çözüm yollarını hep birlikte savunma günüdür. Gıda egemenliğini, güvenliğini ve güvencesini sağlayan bir ülke olmak istiyorsak, üreticimizin yanında, onun emeğini yücelten politikalarla durmalıyız. Tüm çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü kutluyor, emeğiyle toprağı yaşatan üreticilerimize minnetlerimizi sunuyoruz” ifadelerine yer verildi.

“Acil politika değişikliklerine ve yapısal reformlara ihtiyaç duyuluyor”

Tarım ve gıda alanında yaşanan sorunların çözümü için acil politika değişikliklerine ve yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapan Osmangazi, Nilüfer ve Mudanya Kent Konseyi Başkanları, tarımın geleceğine katkı sunmak adına şu önerilerde bulundu: “Tarımsal destekler, üretim takvimine uyumlu hale getirilmeli. Mazot ve gübre destekleri, üretim alanına göre değil, ürün ve üretim esaslı olarak yeniden düzenlenmeli. Küçük aile işletmeciliği öncelikli olarak desteklenmeli, bu yapılar üretimin sürdürülebilirliği açısından teşvik edilmeli. Tarım alanları üzerindeki imar ve kamu yatırımı baskısı azaltılmalı; enerji ve altyapı projelerinde alternatif alanlar tercih edilmeli. Tarım arazilerinin kullanımına ilişkin sürdürülebilir denetim mekanizmaları kurulmalı, atıl araziler tarıma kazandırılmalı. Kuraklığa dayanıklı türlerin üretimi teşvik edilmeli; su hasadı, modern sulama sistemleri gibi uygulamalar yaygınlaştırılmalı. Tarımsal üretimde çevreye duyarlı ve insan sağlığını önceleyen modeller uygulanmalı, agroekolojik yöntemlere geçiş teşvik edilmeli. Kamu ve sivil toplum işbirlikleri güçlendirilmeli; yerelde tarım danışmanlığı, eğitim ve teknik destek hizmetleri artırılmalı. Dijital tarım uygulamaları desteklenmeli; takip sistemleri ve yapay zeka temelli modeller üreticiye ulaşacak şekilde yaygınlaştırılmalı. 30 yaş altı genç çiftçilerin sosyal güvenlik primleri kamu tarafından karşılanmalı. Kadın çiftçilerin emeklilik primleri benzer şekilde desteklenmeli, kadın kooperatifleri teşvik edilmeli. Tersine göçü teşvik edecek kırsal kalkınma destek programları yaygınlaştırılmalı. Katma değerli ürünlerin üretimi için teşvik mekanizmaları geliştirilmeli. Ürün muhafazasına yönelik soğuk hava deposu, silo, freeze-dried tesisleri gibi altyapılar desteklenmeli. Mera alanlarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için mevzuat güçlendirilmeli, mera ıslah çalışmaları sübvanse edilmeli. Kaba yem üretimi için özel destek programları hayata geçirilmeli. Kamu/çiftçi ortaklı tohum, gübre gibi girdiler için destekleme programları oluşturulmalı. Yerli tohum üretimi teşvik edilmeli, dışa bağımlılık azaltılmalı. Kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması için yeni kooperatiflerin kurulması desteklenmeli; özellikle örgütsüz kırsal bölgelerde bu süreç kolaylaştırılmalı. Güdümlü yapılar yerine, üye odaklı demokratik kooperatifçilik esas alınmalı. Kooperatifler üzerinden makine parkları kurulmalı ve ortak kullanımlar desteklenmeli. Kooperatiflerin teknik danışmanlık ve kapasite geliştirme hizmetlerinden faydalanması sağlanmalı. Yaş meyve-sebze hallerinde aracılık sistemi kaldırılmalı, üretici ile tüketici arasındaki bağ güçlendirilmeli. Tarım sigortaları yaygınlaştırılmalı, kapsamları genişletilmeli.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ücretli Çalışan İstatistikleri, Mart 2025

 

Ücretli çalışan sayısı yıllık %0,6 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,6 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 224 bin 973 kişi iken, 2025 yılı Mart ayında 15 milyon 320 bin 987 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Mart ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %2,6 azaldı, inşaat sektöründe aynı kaldı ve ticaret-hizmet sektöründe %2,7 arttı.

Ücretli çalışanlar, Mart 2025
(Bin kişi)Ücretli çalışanların sektörlere göre dağılımı, Mart 2025

Sektör Ücretli çalışan sayısı Yıllık
fark
Yıllık
değişim
(%)
Mart 2025 Mart 2024
B-N Toplam (Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmetler) 15 320 987 15 224 973 96 014 0,6
B-E-Sanayi 4 880 239 5 012 877 – 132 638 -2,6
B-Madencilik ve taş ocakçılığı 135 319 140 526 -5 207 -3,7
C-İmalat 4 540 390 4 667 764 – 127 374 -2,7
D-Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı 140 031 137 041 2 990 2,2
E-Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri 64 499 67 546 -3 047 -4,5
F-İnşaat 1 740 630 1 740 033 597 0,0
G-N-Ticaret ve hizmetler 8 700 118 8 472 063 228 055 2,7
G-Ticaret 3 372 265 3 295 022 77 243 2,3
H-Ulaştırma ve depolama 1 258 331 1 206 910 51 421 4,3
I-Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri 1 201 845 1 140 710 61 135 5,4
J-Bilgi ve iletişim 294 846 290 104 4 742 1,6
K-Finans ve sigorta faaliyetleri 355 104 339 401 15 703 4,6
L-Gayrimenkul faaliyetleri 121 726 121 272 454 0,4
M-Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler 664 368 646 710 17 658 2,7
N-İdari ve destek hizmet faaliyetleri 1 431 633 1 431 934 – 301 0,0

Ücretli çalışan sayısı aylık %0,2 azaldı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Mart ayında bir önceki aya göre %0,2 azaldı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Mart ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,7 azaldı, inşaat sektöründe %0,7 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,1 arttı.

Ücretli çalışanların aylık değişim oranları (%), Mart 2025Ücretli çalışanların sektörlere göre aylık değişim oranları (%), Mart 2025

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çölyakın 6 Belirtisine Dikkat!

Çölyak hastalığı, vücudun gluten proteinine karşı alerjik reaksiyon göstererek ince bağırsakta hasar meydana getirdiği bir sindirim sistemi rahatsızlığıdır. Dünya çapında 100 kişiden 1’ini etkilediği tahmin edilmektedir. Arpa, çavdar, buğday ve irmik gibi tahıllar çölyak hastalığını tetikleyen ana besinlerdir. Memorial Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Benan Kasapoğlu, çölyak hastalığının tanı ve tedavisi hakkında bilgi vererek, glutensiz beslenmenin önemini vurguladı.

Çölyak, gluten tüketiminden sonra ince bağırsakta ortaya çıkan bağışıklık reaksiyonudur. Zamanla bu bağışıklık yanıtı ince bağırsağın yüzeyindeki hücreleri bozar ve bu hücrelerin bozulması da bir emilim bozukluğuna yol açmaktadır. Gluten buğday, arpa ve çavdarın içinde bulunmaktadır. Bazı ilaçlarda, takviye gıdalarda, vitaminlerde ve bitki çaylarında da koruyucu olarak gluten bulunmaktadır.

Çocuklarda büyüme geriliğine neden olabilir

Genellikle hastalarda ince bağırsaktaki hasarlanma nedeniyle ishal, yorgunluk, kilo kaybı, gaz ve kansızlık gibi semptomlar ortaya çıkmaktadır. Çocukluk çağında genellikle malabsorbsiyon denilen vitaminlerin emilim bozukluğu çok belirgindir ve büyüme- gelişme geriliğine neden olabilmektedir. Mide bulantısı, kusma, kronik ishal, gaz, büyüme ve gelişme geriliği, kısa boy ve kilo kaybı sık görülmektedir.

Yetişkinlerde ciddiye alınması gereken 6 önemli belirti!

1- İshal

2- Kilo kaybı

3- Mide bulantısı ve kusma

4- Karın ağrısı

5- Gaz ve karında şişkinlik

6- Yorgunluk ve halsizlik

Nadiren görülen belirtiler;

• Sebebi bilinmeyen demir eksikliği anemisi

• Osteoporoz (Kemik erimesi ve kemik kaybı)

• Ciltte kaşıntı ve döküntü

• Ağız içi yaralar

• Baş ağrısı ve baş dönmesi

• Karaciğer fonksiyon testlerinde yükselme

Çölyak tanı testleri, gluten tüketimi eşliğinde yapılmalı

Çölyak hastalığı tanısı için tarama testleri yapılmaktadır. Tanının konulması için hasta mutlaka gluten tüketimine devam etmelidir. Bazı hastalar gluten tükettiğinde şişkinlik ve gaz sorunu yaşadığı için gluten diyetine girmektedir. Bu durumda tarama testleri yapıldığında her şey normal çıkabilmekte ve doğru tanı konulamamaktadır. Belirgin şikayetleri olmayan hastalara öncelikli olarak kan tetkikleri yapılmaktadır. Sonuçlardan herhangi biri pozitif gelirse, ince bağırsaktan endoskopi ile biyopsi alınarak, çölyak tanısı konulmaktadır. Çölyak hastalığının genetik göstergesi olan kan testleri de yapılmaktadır.

Glutensiz beslenme tedavinin temeli!

 Çölyak otoimmün yani bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalık olduğu için, diğer hastalıklarla görülme ihtimali artar. Otoimmün tiroid hastalıkları, otoimmün dermatolojik hastalıklar ve tip 1 diyabetle birlikte görülebilmektedir. Genetik yatkınlığı olan bireylerde gluten maruziyetiyle tetiklendiği için glutensiz beslenme bu hastalığın tedavisinin temelidir. Beslenmeye dikkat edilmezse, uzun vadede ince bağırsakta lenfoma riski ve gastrointestinal sistem kanserlerinin riski de artmaktadır. Glutensiz diyette tüketilebilecek besinler ise;

• Katkısız yulaf

• Mısır

• Pirinç

• Kara buğday

• Nohut

• Patates

• Soya fasulyesi

• Fındık ve fasulye unu

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sosyal medya artık oyun alanı değil, gelir kapısı!

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gül Esra Atalay, son yıllarda sayıları giderek artan “sosyal medya fenomeni çocuklar” olgusunu iletişim bilimi ve çocuk hakları açısından değerlendirdi.

Çocuklar hem içerik tüketip hem de üretiyorlar

Sosyal medya platformlarının çok yaygın ve popüler olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Görünür olmaya ilgi çekmeye hizmet eden yapılar bunlar. Dolayısıyla çocuklar da sosyal medya mecralarını yoğun bir şekilde kullanıyorlar. Hem içerik tüketip hem de üretiyorlar. İçerik üreticisi çocukların bazıları bu mecralarda yüksek izlenme oranlarına ve kalabalık bir abone kitlesine erişebiliyor. Sosyal medya mecralarında izlenir olmanın karşılığında bir ekonomik getiri de söz konusu. Bugün gerek Türkiye’de gerek dünyada çok popüler sosyal medya ünlüsü çocukların yüksek meblağlarda para kazandıklarını biliyoruz. Bu nedenlerden ötürü birçok başka çocuk da buna özeniyor ve bu faaliyetlere adım atıyor. Ekonomik kazancın yanında tanınır olmak, popüler olmak, ilgi çekmek gibi getirileri de olabiliyor.” dedi.

Çocuğun ekonomik istismarı da söz konusu

Ailelerin çocuklarını sosyal medyada gelir elde etme amaçlı içerik oluşturmaya teşvik etmesinin bu çocukları çalışan çocuk haline getirdiğini kaydeden Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Üstelik bu çok kontrolsüz, denetimsiz ve çocuğun haklarını ihlal eden bir çalışma düzenine neden oluyor. Yayınlanacak videolar için defalarca tekrarlanan çekimler, çocuğun ev içi mahrem yaşamının gözler önüne seriliyor oluşu, serbestçe oyun oynamak gibi temel bir çocuk hakkının bir gösteriye, performansa dönüşmesi çocuk açısından çok sakıncalar barındırıyor. Ayrıca burada kazanılan gelir aile tarafından kullanılıyor ve ne kadarının çocuğa ayrıldığını düzenleyen bir yasanın olmayışı çocuğun ekonomik istismarına da beraberinde getiriyor.” diye konuştu.

Çocuk hakları ihlali var!

Sosyal medyada çok takipçili hesaplara sahip influencer çocukların sevimlilikleriyle, günlük yaşamlarına dair detayların gösterileştirilmesiyle, oynadıkları oyunlar ve hatta kamera önünde yaşadıkları sevinç, üzüntü, öfke, şaşkınlık gibi duygularla birer meta haline geldiklerini de anlatan Atalay, “Çocukluk sorumlulukların az olduğu, serbestçe oyun oynayarak ve bu oyunlar sayesinde çocuğun kendisini tanıdığı geliştiği bir dönem olması gerekirken, sosyal medyada gelir elde etme amaçlı faaliyetlerin içerisine  çekilen çocuklar çocukluklarını yaşayamıyorlar. Burada çok ciddi ama fark edilmeyen bir hak ihlali var.” ifadesinde de bulundu.

18 yaşını geçtikten sonra ebeveynlerine dava açanlar var! 

Dijital dünyada içerik üretirken yapılan her faaliyetin kullanıcıların dijital ayak izlerine eklendiğini ifade eden Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Çocuklar söz konusu olduğunda ise çoğu zaman kendi dijital izlerini bilinçsizce oluşturuyorlar veya ebeveynleri tarafından ve çocuğun rızası dışında oluşturuluyor. Çocuklar ileride bu dijital ayak izlerinden rahatsız olabilirler, utanabilirler. Bu durumda bunları sildirmek için mücadele etmeleri gerekecek. 18 yaşını geçtikten sonra ebeveynlerine dava açan gençler olduğunu biliyoruz.” şeklinde konuştu.

Çocuk fenomenler için Türkiye’de henüz bir yasa bulunmuyor

Fransa’nın 2020’de çocuk influencer’ları çocuk işçiliğine karşı korumak amacıyla yeni bir düzenleme getirdiğini de hatırlatan Prof. Dr. Gül Esra Atalay, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu yasaya göre, video paylaşım platformları için hazırlanan ticari içeriklerde 16 yaş altı çocuklar yer alıyorsa ve bu videoların süresi veya geliri belirli sınırları aşarsa, ailelerin ve ilgili şirketlerin resmi makamlardan izin alması zorunlu hale geliyor. Kurallara uymayanlar, para cezaları veya beş yıla kadar hapis cezasıyla karşılaşabiliyor.

Ayrıca, 16 yaşından küçük çocukların çalışma saatleri sınırlandırılıyor ve kazandıkları gelir, 16 yaşına ulaştıklarında kullanabilecekleri özel bir hesaba yatırılıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde de çeşitli eyaletlerde benzer yasalar ve yasa tasarıları gündemde. Türkiye’de henüz benzer bir yasa bulunmuyor. Çocukların sosyal medyayı kullanması da elbet bir hak fakat bu hakkı kullanırken mağdur olmamaları için hem platformlar hem ebeveynler hem de devlet önlem almalı. Çocuğu destekleyen, bilinçlendiren, doğru içeriğe ve faydalı kullanım pratiklerine yönlendiren mekanizmalara ihtiyaç var.”

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Tugay AB Delegasyonu’na İzmir’in “iklim nötr” çalışmalarını anlattı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Hans Ossowski ve beraberindeki heyeti ağırladı. Başkan Tugay ve konukları Peynircioğlu Deresi Ekolojik Koridor Projesi ile Ege Orman Vakfı Sıfır Karbon Noktası Eğitim Merkezi’nde incelemelerde bulundu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Hans Ossowski ve beraberindeki heyeti makamında ağırladı. Görüşmede Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Siyasi Bölüm Başkanı Stefano Fantaroni, AB Türkiye Delegasyonu İklim, Enerji ve Ulaştırma Ekip Koordinatörü Göktuğ Kara ve İzmir Planlama Ajansı (İZPA) Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu da yer aldı.

Tugay: Güçlü bir ekiple yola çıktık

İzmir’i ilk kez ziyaret ettiğini belirten Büyükelçi Thomas Hans Ossowski, “Körfez çok güzel, İzmir etkileyici. Yakın stratejik ilişkiler geliştirmeyi ve ekonomik iş birliklerini amaçlıyoruz. Ekolojik konulara ilgi duyuyoruz. İzmir’in AB İklim Nötr ve Akıllı Şehirler misyonuna dahil olduğunu biliyoruz. 2030 hedefinin ne kadar önemli olduğunun farkındayız” dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Tugay da, “AB ile ilişkilerimizi önemsiyoruz. İzmir modern bir şehirdir aynı zamanda liman şehridir. Tarih boyunca öne çıkan bir yer olmuştur. Hedefimiz karbon emisyonlarını düşürmek. Güçlü bir ekip kurarak yola çıktık” açıklamasında bulundu.

Saha ziyareti

Ev sahibi Başkan Tugay, makamdaki görüşmenin ardından Büyükelçi Ossowski ve beraberindeki heyet ile Büyükşehir’in iklim nötr çalışmaları ile ilgili saha ziyareti yaptı. Heyetin ilk durağı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Karşıyaka Mavişehir’de Avrupa Birliği Horizon 2020 “Doğa Esaslı Çözümler (Urban GreenUP)” programı kapsamında hayata geçirdiği Peynircioğlu Deresi Ekolojik Koridor Projesi oldu. İZPA Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu tur sırasında Peynircioğlu Deresi’nin Halk Park ile deniz arasında kalan 40 bin metrekarelik kesimi hakkında bilgilendirmede bulundu. Konuklara proje ile “Doğa Esaslı Çözümler” kullanılarak kesintisiz bir ekolojik koridor oluşturulduğu anlatıldı.

İzmir’in vizyonuyla ilgili detaylı sunum

Program kapsamında ayrıca Ege Orman Vakfı Sıfır Karbon Noktası Eğitim Merkezi de ziyaret edildi. Burada İZPA Başkanı Prof. Dr. Velibeyoğlu İzmir’in İklim Nötr Şehir Vizyonu hakkında bir sunum yaptı. Sunumda; İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Avrupa Birliği “İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu” kapsamında yürüttüğü çalışmalar ile İzmir’in 2074 Vizyon Çerçevesi, Misyon Kenti Eylem Laboratuvarı ve diğer yenilikçi yönetişim araçları hakkında bilgiler yer aldı. Ayrıca; kentsel hareketlilik, döngüsel ekonomi, uygun fiyatlı sosyal konut, sağlıklı gıda sistemleri gibi tematik şehir misyonları çerçevesinde İzmir’in yerel, ulusal ve uluslararası ortaklarla geliştirdiği stratejiler, NetZeroCities Programı kapsamında yürüttüğü çalışmalar ve yatırım olanakları aktarıldı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Özel bireyler tiyatro oyununda hünerlerini sergiledi

Büyükşehir Belediyesi, 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası’na çeşitli etkinliklerle hazırlandı. Bu kapsamda İzmit Engelsiz Yaşam Merkezi öğrencileri, bu anlamlı haftaya özel olarak Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde “Sahne Bizim” adlı tiyatro gösterisi gerçekleştirdi.

GÖSTERİYE YOĞUN İLGİ

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyetlerini sürdüren özel bireyler, Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde “Sahne Bizim” adlı tiyatro oyununu sahneye koydu. Dünya Engelliler Haftası kutlamaları kapsamında özel bireylerin sahnelediği oyun büyük beğeni topladı. Gösteriyi izleyen seyirciler, oyuncuları ayakta alkışladı. Özel bireylerin azmi ve yetenekleri ile sergiledikleri performans, salonda duygusal anlar yaşattı.

‘ENGEL’ KELİMESİNİN ANLAMINI YİTİRDİĞİ GECE

“Sahne Bizim” adlı tiyatro oyunu, özel bireylerin uzun süren çalışmaları sonucunda sahneye konuldu. Oyuncuların performansı, salondaki izleyicilerden tam not alırken, ‘engel’ kelimesinin anlamını yitirdiği bir gece yaşandı. Sanata olan tutkularını sergileyen özel bireyler, azimleriyle herkese örnek oldu. Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi işbirliğiyle hazırlanan tiyatro gösterisine Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süreyya Temel, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Mehmet Köse ve çeşitli STK’lar katılım gösterdi.

GURUR DOLU ANLAR YAŞANDI

Yoğun katılımın gerçekleştiği tiyatro gösterisi İzmit Engelsiz Yaşam Merkezi’nde eğitim gören 19 öğrenci ve Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatlarından 9 öğrencinin katılımıyla gerçekleşti. Tiyatro grubunu yönetmen, oyuncu ve eğitimci İbrahim Şahin çalıştırırken, süreç Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin katkılarıyla devam etti. SDKM’de izleyici ile buluşan oyunda hem özel gereksinimli öğrenciler hem de seyirciler duygu dolu anlar yaşadı.

YETENEKLERİNİ SERGİLEME FIRSATI BULDULAR

İzmit Engelsiz Yaşam Merkezi’nde müzik, el sanatları, beden eğitimi, seramik, değerler eğitimi, bahçecilik, mutfak atölyesi, bağımsız yaşam becerileri atölyelerinde eğitim alan öğrenciler, bu özel haftada görünür olma ve yeteneklerini gösterme imkânı buldu.

“SAHNE BİZİM” DEDİLER

İzmit Engelsiz Yaşam Merkezi öğrencileri, yönetmen İbrahim Şahin ve Kocaeli Üniversitesi öğrencilerinden oluşan ekiple hazırlık sürecini tamamladı. Uzun süren çalışmaları sonucunda sahneye konulan “Sahne Bizim” adlı tiyatro oyunu gösterisini başarıyla gerçekleştiren özel bireyler, ailelerine ve izleyicilere duygu dolu anlar yaşattı. Genel Sekreter Dr. Hayri Baraçlı, çocukların el sanatları dersinde hazırladıkları taş boyama tabloları sürece katkılarından dolayı Fakülte Dekanı Prof. Dr. Süreyya Temel ve İbrahim Şahin’e hediye etti. Hatıra fotoğrafıyla sonlanan gecede gurur ve mutluluk birlikte yaşandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ’de “Üniversitelerde Müzik Telif Hakkı ve İcracı Sanatçıların Sosyal Güvenliği” semineri düzenlendi

Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Telif Hakları Genel Müdürlüğü (THGM) ve İcracı Sanatçılar ve Müzisyenler Birliği (TSMB)  işbirliğinde “Üniversitelerde Müzik Telif Hakkı ve İcracı Sanatçıların Sosyal Güvenliği” konulu eğitim semineri düzenlendi.

EÜ DTMK Etkinlik Salonu’nda gerçekleşen seminerin koordinatörlüğünü EÜ DTMK Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Dr. Tarkan Erkan üstlendi. Eğitim seminerinde konuşmacı olarak THGM Bakanlık Temsilcisi Murat Kartal, TSMB Başkanı Mustafa Demir, TSMB Genel Sekreteri İlayda Güngör, TSMB Avukatı Kamil Can Amasyalı, Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Erkan Kıdak ve Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Fikri Mülkiyet Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Özge Özsoy yer aldı. Etkinliğe EÜ Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

“Mali hakları kullanma yetkisi eser sahibine aittir”

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hakkında konuşan THGM Bakanlık Temsilcisi Murat Kartal, eser türleri, manevi haklar, mali haklar ve meslek birliklerinin iş akışı ile ilgili sunum yaptı. Meslek birliği, hak sahibi ve kullanıcıların arasındaki ilişkilere değinen Kartal, “Bir eserin yapımcısı ve yayımcısı ancak eserin sahibiyle yapacağı sözleşmeye göre mali haklarını kullanabilir. Mali hakları kullanma yetkisi de eser sahibine aittir” dedi.

         TSMB Başkanı Mustafa Demir, aranjman yapan kişilerin de meslek birliğine üye olabileceğini söyledi. Herhangi bir eserin kullanılması durumunda eser sahibinin isminin belirtilmesi gerektiğini ifade eden Başkan Demir, “Eğitim amacıyla müzik yapılıyorsa telif hakkı doğmaz ama işin içine ticaret giriyorsa burada telif hakkı vardır” dedi. Başkan Demir, “Bize güvence sağlayacak olan sistem, sosyal güvenlik sistemidir. Bu sosyal güvenlik sistemi bugünkü devletlerin aslında meşruiyetinin arkasında yatan en önemli husustur” diye konuştu.

Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Erkan Kıdak, Türkiye’de icracı sanatçıların sosyal güvenlik şartları hakkında konuştu. Dr. Kıdak, sosyal güvenliğin önemi ve kayıtdışı çalışmanın zararlarından bahsetti. Sosyal Güvenlik Kanunu’nun altıncı maddesine değinen Dr. Kıdak, “Bu madde sayesinde kendi sosyal güvenlik primimizi ödeyerek sigortaya kayıt olabiliyoruz. Bu sistem deprem ve kaza gibi durumlar için bizi koruyor” dedi.

Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Fikri Mülkiyet Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Özge Özsoy ise elektronik ticaretin düzenlenmesi hakkındaki kanunlarla ilgili bilgiler verdi.

TSMB Genel Sekreteri İlayda Güngör, birliğe üyelik şartları hakkında konuştu. Genel Sekreter Güngör, “Üniversite öğrencileri aday üye ücreti ödemiyor. En az bir icra eseri varsa aday üye olarak aidatsız kabul ediyoruz” dedi.

Meslek birlikleri üyelikleri ile ilgili bilgilendirme yapıldı

TSMB Avukatı Kamil Can Amasyalı, konuşmasında sanatçıların aynı anda iki meslek birliğine üye olabileceğini söyledi. Sadece icracı sanatçıların birliğe üye olmadığını vurgulayan Avukat Amasyalı, “Eser sahipleri de birliğimize ve diğer meslek birliklerine üye olabilir. Birliğimize hem icracı sanatçılar hem de söz yazarları üye olabilir” diye konuştu.

Eserlerde hakları bulunan sanatçıların lisans bedellerinden nasıl faydalandığını açıklayan Avukat Amasyalı, “İşletmeler lisans bedeli ödemek zorunda kalıyor. Söz yazarı, yapımcı ve icracı, farklı meslek birliklerindeyse eseri kullananlar, lisans bedelini üç farklı meslek birliğine ödemeli” dedi.

         Eğitim semineri sonunda Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan, tüm konuşmacılara “Teşekkür Belgesi” takdim etti. TSMB Başkanı Mustafa Demir ise Bakanlık ve Birlik adına Konservatuvar Müdür Yardımcısı  Öğr. Gör. Dr. Tarkan Erkan’a plaket verdi. Eğitim seminerine katılan öğrenciler de sertifikalarını aldı. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Netflix, Anadolu’daki Genç Yeteneklere Desteğini Sürdürüyor

Lider eğlence servisi Netflix, Anadolu’daki genç yeteneklere kreatif sektörün kapılarını açmayı hedefleyen Türkiye Yetenek Haritası projesinin ikinci dönemini başlattı.

İlk dönemde Ankara, Çanakkale ve Mardin’de gerçekleştirilen eğitim programlarının ardından, projenin bu yılki ilk durağı Konya oldu. Konya Büyükşehir Belediyesi ve Selçuk Üniversitesi iş birliğiyle hayata geçirilen “A’dan Z’ye Reji Eğitimi”, 8-9 Mayıs 2025 tarihlerinde Divizyon Açık İnovasyon Platformu’nda düzenlendi. Etkinlik, sadece öğrencilerle sınırlı kalmayıp Konya’da yaşayan ve sektöre yeni adım atan genç profesyonelleri de bir araya getirdi.

MANİSA VE HATAY’DA GENÇLERLE BULUŞACAK

Projenin bir sonraki durağı, Manisa Büyükşehir Belediyesi ve Manisa Sinema Ofisi iş birliğiyle 24-25 Mayıs tarihlerinde Manisa olacak. Yılın ilerleyen aylarında ise Hatay da programa dahil edilecek.

Netflix’in küresel inisiyatifi olan ‘Yaratıcılıkta Eşitlik İçin Netflix Fonu’ kapsamında hayata geçirilen proje, Anadolu’da yaşayan gençlerin kreatif endüstride hak ettikleri fırsatlara eşit şekilde erişmelerini amaçlıyor. Radyo, Televizyon ve Sinema bölümlerinde öğrenim gören öğrenciler ile kariyerinin başındaki gençlere yönelik bu girişim, sektörle ilk teması sağlarken kreatif sektördeki kariyerlerine güçlü bir başlangıç yapma fırsatı veriyor.

40’TAN FAZLA EĞİTİM DÜZENLENDİ

Netflix bugüne kadar Türkiye’de kreatif sektörün gelişimine katkı sağlamak ve yeni yetenekleri desteklemek amacıyla 40’tan fazla projeye imza attı. Bu çalışmalar arasında, Bahçeşehir Üniversitesi ile hayata geçirilen ve bu yıl üçüncüsü düzenlenen ‘Netflix Dizi Yazarlığı Dersi’, Güney California Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleşen ‘Yaratıcı Yapımcılık Programı’, Anima Okul ile yürütülen ‘Görsel Efekt Eğitimi’ ve Tatino Films ile Impact Hub İstanbul iş birliğiyle sunulan ‘Netflix Series’ Lab gibi önemli eğitim programları yer alıyor.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, Mısır’ın Turizm ve Sivil Havacılık Bakanları ile bir araya geldi

Yenilikçi ve dinamik yaklaşımıyla havacılık sektöründe fark oluşturan Corendon Airlines’ın Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, Mısır’ın üst düzey yöneticileriyle önemli görüşmeler gerçekleştirdi.

 Kuruluşunun 20. yılını kutlayan “tatil hava yolu” Corendon Airlines, aktif rotaları arasında yer alan Mısır’a daha fazla turist taşımak amacıyla önemli adımlar atıyor.

Bu hedef doğrultusunda Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer ve COO Atılay Batu, Mısır Sivil Havacılık Bakanı Dr. Sameh El Hefny ve Turizm ve Eski Eserler Bakanı Sherif Fathy ile Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya geldi. Verimli geçen görüşmelerde Yıldıray Karaer, Corendon Airlines’ın Mısır pazarına yönelik stratejik vizyonunu ve gelecek dönem planlarını detaylı bir şekilde aktardı.

Şarm El-Şeyh ve Hurgada’ya seferler 

Coğrafi güzellikleri ve tarihi mirasıyla bir cazibe merkezi olan Mısır’a büyük önem veren Corendon Airlines bu kapsamda; turizm merkezi Şarm El-Şeyh’e yapılan uçuşlara ek olarak, 1 Temmuz itibarıyla Hollanda’nın Amsterdam şehrinden Hurgada’ya da günlük direkt seferler başlatmaya hazırlanıyor. Corendon, Mısır’ın turizm yönünden gelişen bir başka bölgesi Marsa Alam’a da seferler düzenliyor.

“Mısır turizmine önemli katkılar sağlıyoruz”

Mısır’ın turizm sektöründe kilit bir oyuncu olmayı hedeflediklerini vurgulayan Yıldıray Karaer, “Corendon Airlines ve Corendon Turizm Grubu olarak Mısır turizmine önemli katkılar sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde güçlü iş ortaklıkları kurarak hem misafirlerimize hem de sektöre daha yüksek değer sunmayı amaçlıyoruz,” şeklinde konuştu.

Corendon, Mısır’da Afrika Turizm Fuarı’na katılacak

Corendon Airlines ayrıca, 13-14 Eylül 2025 tarihlerinde Şarm El-Şeyh’te Rixos Otel’de düzenlenecek olan Afrika Turizm Fuarı’na katılacak. Fuara katılımla Mısır turizmine verdiği önemi bir kez daha gözler önüne serecek olan Corendon, etkinlik kapsamında sektör profesyonelleriyle bir araya gelerek yeni iş birliği fırsatları oluşturmayı hedefleyecek.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı