Etiket arşivi: beyin

​Dikkat! Bu belirtiler Beyin Sisini işaret ediyor

Son zamanlarda oldukça sık sık gündeme gelen Beyin Sisi rahatsızlığı tıpta bir hastalık olarak anılmıyor ancak belirtilerine ve etkilerine dikkat etmek gerekiyor. Beyin sisinin dikkat eksikliği, hafıza gücünün azalması, uyku bozukluğu ve sağlıklı düşünememe gibi belirtilerle ortaya çıktığına dikkat çeken uzmanlar, bu rahatsızlığın aslında başka hastalıkların habercisi olabileceğini belirterek uyarıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, beyin sisi rahatsızlığını işaret eden belirtileri, önlemek için tavsiyelerini ve tedavisi ile ilgili önemli bilgileri paylaştı.
Tıp dilinde bir hastalık değil
Beyin Sisi kavramının popüler kültürde moda olmaya başladığını belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, “Beyin sisi bilimsel ya da tıpta yer alan hastalık değil. Daha çok insanların kendi zihinsel fonksiyonları ile ilgili algıladıkları bir soruna halk dilinde verdikleri bir isim diyebiliriz. Tıp literatüründe bir hastalığa tam olarak işaret etmiyor ama insanlar algıladıklarına, kendilerinde bir problem olduğunu düşündüklerine göre bu aslında başka bir hastalığın belirtisi olabilir. Bu şekilde düşünmek gerekiyor” dedi.
Altından çeşitli rahatsızlıklar çıkabiliyor
Metin, ‘Beyin sisini, kişinin sübjektif olarak kendi zihinsel fonksiyonlarında bir azalma hissetmesi olarak tanımlayabiliriz’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Kişiler bu şikâyetle başvurdukları zaman altında başka bir hastalık yatıyor mu diye algılamaya çalışıyoruz, araştırmalar yapıyoruz. Altından gerçekten çeşitli rahatsızlıklar çıkıyor. Ama her insanın kendi zihinsel yeteneğindeki azalmayı sübjektif olarak algılaması bir hastalık anlamına gelmiyor. Bazen insanların kendilerinden çok yüksek performans beklentileri olabiliyor. Böyle bir durumda, yüksek performans beklentisini karşılayamamak da bir rahatsızlık gibi algılanabiliyor.”
Bu şikâyetler beyin sisini tanımlıyor!
“İnsanlar genellikle eskisi kadar dikkatlerini yoğunlaştıramadıkları, eskisi kadar akıllarının iyi çalışmadığı, hafızalarının gücünü kaybettiği, uykudan uyanamamış gibi hissettikleri, sağlıklı düşünemediklerini hissetmeleri gibi şikâyetlerle geliyor” diyen Prof. Dr. Metin, “Bu tip yakınmalar beyin sisini tanımlıyor. Bu tür yakınmaları duyduğumuzda ve hastalarımız kendilerinde beyin sisi olduğunu söylediklerinde acaba neye bağlı olabilir diye düşünmeye başlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bunamaların erken dönem belirtisi olabilir
Bir beyin hastalıkları uzmanı veya psikiyatristin beyin sisi şikâyeti ile gelen kişiyle konuştuğunda nedenini anlayabildiğini belirten Prof. Dr. Barış Metin, “Beyin sisi bir hastalık değil diyoruz ama tedavisinde bu şikâyetin altında yatan rahatsızlığı bulmak gerekiyor. Bu rahatsızlığın en sık belirtisi depresyon, anksiyete bozuklukları, uyku bozukluklarıdır. Bunamaların erken dönem belirtisi de beyin sisi olabilir. Bunaması olan kişiler, bunaması henüz hastalık haline dönüşmeden eskisi gibi sağlıklı düşünemediklerini belirterek kendileri başvurabiliyor. Özetle, beyin sisi tedavisinde altta yatan hastalığı tespit ediliyor ve ona yönelik bir tedavi uygulanıyor” dedi.
Uyku bozukluğu beyin sisine yol açıyor
Uyku bozukluğunun sık görülen bir şekilde beyin sisine yol açtığını belirten Metin, “Özellikle tıkayıcı uyku apnesi sendromu olan hastalarımız, sürekli gün boyunca konsantre olamama, bir konuya uzun süre dikkatini verememe gibi şikâyetlerle başvuruyor. 40 yaşın üzerinde özellikle obezite sorunu olan bireylerde gece horlama ve nefes durması varsa beyin sisi yaşamalarının nedeni büyük olasılıkla uyku apnesidir diyebiliriz. Sık rüya görmek de aslında uyku kalitesinin bozuk olduğunu gösteriyor. Her gece rüya görüyoruz ama hatırlamıyoruz. Hatırladığımız rüyalar da uykumuzun bölündüğü anlamına geliyor, o sırada uyandığımız için gördüğümüz rüyayı hafızaya kaydediyoruz. Bu şekilde sık rüya gören insanların genellikle uyku kaliteleri düşüktür. Bunun nedeni uyku apnesi, depresyon veya başka bir rahatsızlık da olabilir. Bunların hepsi de beyin sisiyle bağlantılı rahatsızlıklardır” diye konuştu.
Vitamin eksikliği varsa takviye yapılmalı
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, ‘Beyin sisini önlemek için yapılması gereken uyku düzeninin sağlanmasıdır’ dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Eğer uyku bozukluğu rahatsızlığı varsa mutlaka tedavi ettirilmelidir. Beslenme açısından vitamin eksikliği var ise ona yönelik tedavi alınmalı. Özellikle B1, B6, B12 vitaminleri beynin sağlıklı çalışması için önemli. Bünyeyi yoran bir performans değil de düzenli egzersiz yapılmalı. Her gün 20-30 dakika yürümek iyi bir egzersiz olacaktır. Stres hayatımızın bir parçası ama aşırı stres, yoğun kaygılar, hiçbir şeyden keyif almama hissi var ise bir uzmandan destek almak gerekiyor çünkü bu tip rahatsızlıklar zihinsel kapasiteyi etkiliyor.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Sanatta ve beyin biliminde indirgemecilik

Sanat ve bilim, uzlaşmaz biçimde birbirinden ayrılmış mıdır,
yoksa ortak bir zemin bulabilirler mi?
Sanata da derin ilgisi olan Nobel Ödüllü Eric R. Kandel,
bu yeni kitabında, bilimin bir sanat eserini deneyimleme ve anlamlandırmadaki etkisini sorguluyor.
Hafızanın nörobiyolojik temellerini ortaya koyan çalışmalarını bu kez sanata uygulayan Kandel, öznel dünyalarını renk, biçim ve ışığa damıtan modern sanatçıların nörobilimsel analizini yapıyor.
Kandel, bilimin insan algısının karmaşıklıklarını nasıl keşfedebileceğini ve harika sanat eserlerini algılamamıza, takdir etmemize ve anlamamıza nasıl yardımcı olabileceğini gösterdiği Sanatta ve Beyin Biliminde İndirgemecilik isimli çalışmasında, indirgemeciliğin modern sanatın evrimine katkısını ortaya koyuyor. Resim sanatının Turner, Monet, Kandinsky, Schoenberg ve Mondrian’ın eserlerinden Pollock, de Kooning, Rothko, Louis, Turrell ve Flavin’in soyut dışavurumculuğuna ulaşmak için nasıl bir indirgemeci yaklaşım içinde olduğunu ayrıntılarıyla aktararak, bu yolculuğun sonunda Katz, Warhol, Close ve Sandback’in eserlerini analiz ediyor. Modern sanat şaheserlerinin renkli reprodüksiyonlarının yanı sıra beynin büyüleyici çizimlerini de içeren bu kitap, bilim ve sanatın ortak kaygılarına ve birbirlerini nasıl aydınlattıklarına ilişkin bir başyapıt.
“Kimi akademisyenler, sanatçıların kullandığı indirgemeci yaklaşımlara odaklanmanın sanata duyduğumuz hayranlığı körelteceğinden, sanatın derin hakikatlerine ilişkin algımızı törpüleyeceğinden endişe eder. Ben bunun aksini iddia ediyorum: Sanatçıların faydalandığı indirgemeci yöntemlerin değerini takdir etmek, sanata verdiğimiz tepkinin zenginliğini ya da karmaşıklığını hiçbir suretle eksiltmez. Aslında bu kitapta gözden geçirdiğim sanatçılar, sanatsal yaratıcılığın temellerini keşfedip aydınlatmak amacıyla tam da bu tür bir yaklaşım tutturmuştur.”
Yazar Eric R. Kandel, Columbia Üniversitesi Sinirbilim Bölümü’nde öğretim üyesi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)