Milli Piyango’nun özelleştirilmesine ilişkin Türkiye Varlık Fonu ve Sisal-Şans Ortak Girişim Grubu arasında imzalanan sözleşme hem Milli Piyango İdaresi’nden hem de kamuoyundan gizleniyor. CHP İzmir Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Atila Sertel’in talebi doğrultusunda Milli Piyango İdaresi tarafından Türkiye Varlık Fonu’ndan yazılı olarak istenen sözleşmenin örneği “sözleşmede taraf değilsiniz” diyerek MPİ’ye verilmedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Atila Sertel, 2019 yılında ihalesi tamamlanan ve Ağustos 2020 tarihinde Demirören Grubu tarafından oynatılmaya başlanan şans oyunlarına ilişkin sözleşmenin bir devlet sırrı gibi herkesten gizlendiğini açıkladı.
KİMİN ÇIKARI KORUNUYOR?
KİT Komisyonu üyesi olarak denetimlerindeki Milli Piyango İdaresi’nden özelleştirilmesine ilişkin imzalanan sözleşmenin bir örneğini istediğini vurgulayan Sertel, Milli Piyango İdaresi’ne ve dolayısıyla KİT Komisyonu üyelerine verilen cevabın “komik” denilebilecek nitelikte olduğunu söyledi.
Türkiye Varlık Fonu’nun Milli Piyango İdaresi’ne “sözleşmede taraf değilsiniz” diyerek sözleşme örneğini göndermediğini açıklayan Sertel, “Milli Piyango İdaresi’nin uhdesindeki oyunların işletme hakkı devrediliyor ancak MPİ bu sözleşmede taraf olarak görülmüyor! Türkiye Varlık Fonu, üzerinden bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen bu sözleşmeyi hem muhataplarından hem de kamuoyundan gizliyor. Türkiye Varlık Fonu devletin çıkarlarını mı koruyor yoksa bir grubun çıkarlarını mı koruyor? TVF, varlığını, ülkemizin önemli kurumlarını kimlere armağan ediyor? Madem en iyi şartlarla sözleşme imzaladık, en yüksek teklifi değerlendirdik diyorlar o halde sözleşmeyi MPİ ile, KİT Komisyonu ile, Piyangocular Odası ile, bayilerle neden paylaşmıyorlar? Kamuoyundan neyi gizliyorlar” diye konuştu.
TEK KAZANAN KASA
Milli Piyango İdaresi’nin uhdesinde bulunan şans oyunlarının tartışmalı bir şekilde “bir gruba” verildiğini dile getiren Sertel, sözleşmenin gizlenmesinin bu tartışmaları haklı kıldığını söyledi. Verdiği soru önergesi ile sözleşmenin kamuoyuyla paylaşılmasını istediğini ifade eden Sertel, şöyle devam etti:
“AKP iktidarı yine yandaşı koruyor yine kamu kaynaklarını üç beş işadamına peşkeş çekiyor ve yine ‘biz yaptık oldu’ anlayışı ile hareket ediyor. Milli Piyango İdaresi’nin uhdesindeki oyunlar özelleştiriliyor ama genel müdür dahil yönetimin ne olup bittiğinden haberi yok. Varlık Fonu tarafından MPİ’ye ‘sözleşmede taraf değilsiniz’ demek nasıl bir anlayışın ürünüdür? MPİ yönetiminin sözleşmeden haberi olmaması nasıl açıklanır? Şeffaf olmaktan korkan mutlaka bir sır saklıyordur. Açıklayın da görelim. Bu işten alan mı kazançlı çıkmış satan mı? Sözleşme maddeleri kimin lehine düzenlenmiş hep birlikte karar verelim. Bu işin tek kazananı kumardaki gibi kasadır. Yani Demirören Grubu’dur. Özelleştirmeden sonra bayi karları yüzde 9,72’den yüzde 4,25’e düşürüldü. Bayiler perişan. Gariban halkın tek umudu piyango idi bu hükümet ona da göz dikti ve ne yapıp edip yandaşa peşkeş çekti. Halka hesap vermeyenlerden halk bunun hesabını sandıkta sorar.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: varlığını
BABACAN: “İktidar ancak düşman üreterek varlığını sürdürebiliyor”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, dün gece katıldığı HaberTürk TV’de Kübra Par’ın sunduğu “Açık ve Net” programında gündemi değerlendirdi:
İktidar düşman üretiyor
İktidar artık ekonomiyi, dış politikayı, bu virüs salgınını yönetemediği için düşmanları işaret ederek ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Eğer bir hükûmet varlığını sürdürmek için sürekli düşman üretmek zorundaysa içeride ya da dışarıda bu ülkenin başını mutlaka büyük belalara sokar bir gün.
Biz aslında uluslararası hukuk karşısında Doğu Akdeniz’deki pek çok konuda tamamen haklı durumdayız. Ancak dış politikada yalnızlaştığımız için ve bir şekilde müdahil olan ülkelerin tamamı Türkiye karşısında gruplaştığı için şu anda Türkiye yalnız kalmış durumda. Dış politikada yalnızlıktan tehlikeli bir şey yoktur. Ama büyük resimde dedim ya düşman ihtiyacı var, düşman üretme ihtiyacı var; oradan hareket ettiğinizde aslında iç politikada gayet de işlerine gelen bir tablo var şu anda. ‘Biz de bu düşmanlara karşı haklarımızı koruyoruz’ diye hükümetin şu anda sürdürmeye çalıştığı bir çizgi var.
Hükûmet; Ücretsiz test yapmalı, tedbirlere önce kendisi uymalı, şeffaf olmalı
Koronavirüs ile mücadelede testin çok yaygın olarak ve ücretsiz olarak yapılabilmesi lazım. Testi pozitif çıkanların derhal her türlü şahsi izolasyona ve karantinaya girmeleri lazım. Bu çok önemli ama maalesef gerçekleşmiyor.
Ayrıca hükûmet her ne kadar tedbir açıklıyorsa da tedbirlere kendilerinin uymadıklarını görüyoruz. Öyle ki valilik açıklama yapıyor fakat o yapılan açıklamaya bizzat Sayın Cumhurbaşkanı uymuyor. Yani Giresun’daki görüntüler hepimizin gözü önünde; otobüs önünden miting meydanına insanları toplayıp çay dağıtmalar, şunlar bunlar… Öncelikle karar alanların kendi aldıkları kararlara uyması lazım ki bu işin ciddiyeti konusunda insanlar ikna olsun.
Bir başka husus da veriler konusunda şeffaf olunmaması. Artık bu, hükûmet açısından bir süreç yönetiminden çok, algı yönetimi haline geldi. Bu konuda acilen güvenin tesis edilmesi ve gerçek tablonun bütün şeffaflığıyla ve açıklığıyla vatandaşlarımızla paylaşılması lazım. Gerçeklerden korkmamak gerek, yani bu kriz yönetiminin en önemli metodudur. Hangi kriz olursa olsun, gerçekler açık ve şeffaf bir şekilde toplumla paylaşılmalıdır.
100 milyar dolar rezervini kibritle yakan bir Merkez Bankası var
Bir yılda 100 milyar dolar rezervini adeta kibriti çakıp yakan bir Merkez Bankası ve hükûmet var. IMF’den gelecek öyle 9, 10 milyarla falan bu ekonominin düzelmesi mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye bu dövizi ancak ve ancak özel kaynaklardan, piyasa kaynaklarından sağlamalı. Ama bunu sağlaması için de önce güven ve itibar lazım. Güvenini kaybetmiş, itibarını kaybetmiş bir ülkeye kim hangi dövizi verecek; kim, hangi borcu nasıl sağlayacak? Bir oyun oynanıyor, deniyor ki “bak Merkez Bankası hiç karışmıyor dövize”. Bunların hepsi palavra açıkçası, yani şu anda örtülü bir şekilde kamu bankaları üzerinden dövize müdahale var. Piyasanın güvenini sarsan ve memleketi krizin daha da derinlerine sürükleyen yanlış bir politika bu.
DEVA Partisi kadrosuyla, liderliğiyle iddialı bir parti
Bizim amacımız tamamen toplumumuzun farklı kesimlerinin üzerinde ittifak kurduğu bir siyasi parti olabilmek ve kendi özgün siyasi kimliğimizi inşa etmek. Bugün ittifak tartışmalarının içine girmeyi hiç doğru görmüyoruz. DEVA Partisi kadrosuyla ve liderliğiyle iddialı bir siyasi parti ve bu ülkenin sorunlarını tek başına çözmeye talip.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)