Aylık arşivler: Eylül 2020

MediaMarkt Startup Challenge’20 başvuruları için son 10 gün

MediaMarkt Türkiye tarafından gerçekleştirilen girişim projesi “MediaMarkt Startup Challenge”a başvurular geçtiğimiz haftalarda başlamıştı. Geleceğin teknolojilerini kurgulayan şirketlerle, perakendeyi yeniden şekillendirecek girişimcileri bir araya getirmeyi hedefleyen projeye başvurular, mediamarktstartupchallenge.com adresi üzerinden 11 Eylül tarihine kadar devam edecek. Kazananlar ise 20 Ekim tarihinde dijital platformda düzenlenecek etkinlikle canlı olarak açıklanacak.
Avrupa’nın açık ara 1 numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt’ın gerçekleştirdiği “MediaMarkt Startup Challenge” projesinin üçüncü dönemi için başvurular başladı. Perakende dünyasında, inovatif değişikliklerle fark yaratan ve dönüştüren uygulamaları hayata geçirmeyi amaçlayan proje kapsamında girişimciler, 11 Eylül tarihine kadar başvurularını yapabilecek.
Dijitalleşmeyi iş süreçlerine adapte edebilen ve bu bağlamda perakende sektörüne yönelik çözümler geliştiren projeler arasından istenilen kriterlere uygun 10 proje ise, 20 Ekim günü dijital olarak düzenlenecek MediaMarkt Startup Challenge Day etkinliğinde uzman jüriye sunumunu yapacak.
Startuplara projelerini Avrupa’da hayata geçirme fırsatı
MediaMarkt Startup Challenge Day etkinliğinde ilk üçe giren projeleri oldukça cazip ödüller bekliyor. Birinci olan proje, Münih’te gerçekleşecek Plug and Play Retailtech Hub hızlandırma programına katılmanın yanı sıra; girişimciler için kurumsal ortaklıklar sunan hızlandırma programına dahil olma hakkı, Silikon Vadisi’nin en aktif yatırımcıları arasında olan Plug and Play’in girişimci ağına dahil olma fırsatı yakalayacak. İkinci olan proje ise MediaMarkt mağazalarında pilot uygulama fırsatı ve Kategori Mağazacılığı Derneği’ne çözümlerini sunma hakkı elde edecekken; üçüncü olacak proje de yine MediaMarkt mağazalarında pilot uygulama imkanına sahip olacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

BİLGİ, yeni normalde hibrit eğitim modelini uygulayacak

Yeni döneme 5 Ekim tarihinden itibaren başlayacak olan İstanbul Bilgi Üniversitesi, hibrit eğitim modelini uygulamaya hazırlanıyor. Üniversite yeni eğitim modeliyle hem canlı sınıf ortamı hem de uzaktan eğitim araçlarıyla öğrencilerin dersleri takip edebileceği bir altyapı oluşturdu.
Merakla beklenen yeni eğitim dönemi için hazırlıklar hız kesmeden devam ediyor. Bir yandan öğrencilerin yeni döneme nasıl adapte olacakları konuşulurken bir yandan da okullar ve üniversiteler yeni eğitim modelleri üzerine çalışıyor. Yeni sistemlerle eğitim anlayışına farklılık getirmeyi planlayan eğitim kurumları önceliği, öğrencilerin dersleri çok iyi şekilde takip edebilecekleri bir alt yapıya veriyor. Türkiye’de online eğitimin öncülerinden İstanbul Bilgi Üniversitesi, 5 Ekim’de mevcut ve yeni öğrencilerine kapılarını açmaya hazırlanıyor. Yeni normalde hibrit eğitim modelini uygulayacak olan üniversite 2020-2021 Akademik Yılı için dileyen öğrencilerin derslerini uzaktan eğitim araçlarıyla dileyenlerin ise sınıf ortamında takip edebileceklerini duyurdu. BİLGİ, uygulamalı derslerin içerikleri elverdiği ölçüde uzaktan eğitim araçlarıyla uyumlu bir şekilde yapılandırılması için çalışıyor.
Gençler için sosyalleşme de önemli
Uzaktan eğitim sistemine 2000’li yıllarda e-MBA ile başlayan BİLGİ, korona nedeniyle hızlı geçiş sağlanan online eğitime, bünyesindeki uzaktan eğitim merkezi (UZEM) ile sorunsuz devam sağladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi (UZEM) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Tuğtan, Türkiye’de uzaktan eğitime geçiş sürecinde en önemli iki faktörün eğitmen ve öğrencinin sisteme uyumu olduğuna dikkat çekerek, bu sebeple uzun yıllardır harmanlanmış eğitim modelini benimsediklerini söyledi. Tuğtan, “Bu modelle hem fiziksel kampüsün yüz yüze eğitimin sosyalleşme imkanlarından hem de dijital araçların avantajlarından faydalanıyoruz. Öğrenciler birbirleriyle iletişim halinde olmak, konuşmak, kampüs ortamını deneyimlemek istiyor. Harmanlanmış model konusundaki tecrübemiz sayesinde yeni normal döneminde öğrencilerimizin yüz yüze yapılan derslerini istedikleri takdirde sınıftan, isterlerse evlerinden online olarak takip edebilecekleri bir altyapıyı kurduk. Yeni yatırımlarımız sayesinde, dersi online olarak takip eden öğrencilerimiz sadece chat ekranı üzerinden değil, görüntülü ve sesli olarak da sınıftaki tartışmalara katılabilecekler. Böylece bir yandan risk grubunda olmayan öğrencilerimizle sosyal mesafe kurallarına uygun biçimde sınıfta derslere yeniden başlarken, bir yandan da Bilgi’nin güçlü online altyapısını kullanarak derslerin en yüksek düzeyde online katılımla takibini mümkün hale getiriyoruz.”
Dersler kaydedilip tekrar izlenebiliyor
Pandeminin kişilerin teknolojiyi sonuna kadar kullanmaya zorladıklarını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Tuğtan bu tür kriz dönemlerinde teknolojinin sıçrama yaptığını ve uygarlığın hızla ilerlediğini belirtti. Eğitim sektörü de bundan nasibini alıyor diyen Tuğtan, koronavirüs nedeniyle uzaktan eğitim alanında normalde on yıl içerisindeki gelişmelerin kısa zamanda sağlanacağını ifade etti. Tuğtan, şöyle devam etti: “Tamamen çevrimiçi (online) eğitim, bazı alanlarda sınıf içi eğitimin yerini tutamıyor. Özellikle genç yetişkin dediğimiz 18-22 yaş grubunda fiziksel kampüsün sağladığı sosyalleşme, kişilik gelişiminin ve dolayısı ile eğitimin önemli bir parçası oluyor. Nihai olarak kişiyi “şu veya bu üniversiteli” yapan şey orada aldığı dersler kadar orada edindiği sosyalleşmedir. Aynı zamanda online eğitimin de derslerin kaydedilerek sonradan tekrar izlenebilmesi, geniş katılımı mümkün kılan tartışma platformları ve video sunumları, öğrencilerin birbirini değerlendirdiği ödevler, kolaylıkla konuk anlatıcı dahil edilebilen senkron dersler gibi birçok avantajı var. Yeni normalin dayattığı sınırlı kampüs kullanımı bizler açısından birçok soruna yol açsa da hibrit eğitim modelinin yerleşmesi uzun vadede ülkemiz eğitimi için olumlu bir gelişme olacak.”
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hakkında:
İstanbul Bilgi Üniversitesi, 1996 yılında Türkiye’de üniversite yaşamına yeni bir soluk getirmek amacıyla “Okul için değil yaşam için öğrenmeliyiz” ilkesiyle yola çıkarak kurulmuştur. Yaklaşık 1500 kişilik bir öğretim kadrosuna sahip olan üniversitenin 20.000’e yakın öğrencisi ve 45.000’e yakın mezunu vardır. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Hukuk, İşletme, İletişim, Sağlık Bilimleri, Mimarlık ile Mühendislik ve Doğa Bilimleri fakültelerinin yanı sıra yüksekokulları, meslek yüksekokulları ve enstitüleri çatısı altında 150’yi aşkın ön lisans, lisans ve doktora programı sunmaktadır. Kurulduğu günden bu yana öğrencilerine uluslararası gelişim fırsatları sunan İstanbul Bilgi Üniversitesi, Yükseköğretim Derecelendirme Kuruluşu QS’in 2020 yılı “Gelişmekte olan Avrupa Ülkeleri ve Orta Asya Üniversiteleri Sıralaması”nda en iyi 130 üniversite arasında yer almaktadır. İstanbul’un merkezinde, santralistanbul, Dolapdere ve Kuştepe olmak üzere üç kampüsü bulunmaktadır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Ünlüler orman yangınları için çağrıda bulundu

Türkiye’de her yıl yüzde 90’ı insan kaynaklı olan 2000’in üstünde orman yangını yaşanıyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün 31 Ağustos’a kadar olan verilerinde 2020 başından bu yana çıkan 2 bin 114 orman yangınında 6 bin 685 hektarlık alan zarar gördü. Bu yıl geçen yıla göre yüzde 30 daha fazla yaşanan yangınlara dikkat çekmek ve toplumsal farkındalık yaratmak için çalışmalar yürüten Orman Genel Müdürlüğü’ne ünlü simalardan da destek geldi. Aralarında usta oyuncu Cüneyt Arkın başta olmak üzere, Burcu Kara, Zeyno Gönenç, Seray Sever, Emre Üçtepe ve Ümit Erdim gibi sanat dünyasından pek çok ünlü çektikleri videolar ile orman yangınları için uyarıda bulundular.
Orman Genel Müdürlüğü, Türkiye’de her yıl kamp ve mangal ateşi, sigara izmariti, anız yangını gibi insan kaynaklı pek çok sebepten yaşanan orman yangınlarının önlenmesi için yürüttüğü çalışmalara bir yenisini ekledi. Toplumdaki her yaş grubundan vatandaşa ulaşmak için hazırlanan filmde ünlü simalar yer aldı. Orman yangınları konusunda toplumsal bilinç oluşturmak için hazırlanan filmde tek nefes olan ünlüler, “Lütfen Geleceğimi yakma!”, “Kamp Ateşini Söndür”, “Ormanı Yakma” sözleri ile kampanyaya gönüllü desteklerini verdi. Pandemi sürecindeki sosyal hayat kısıtlamalarından ötürü bir araya gelinememesi filmin çekilmesine engel olmadı. Ünlülerin kendi ev ortamlarında çektikleri videolarla tek bir film hazırlanarak kamuoyu ile paylaşıldı.
Bu yılın ilk 8 ayında 2 bin 114 orman yangını çıktı
Orman Genel Müdürlüğü’nün 30 Ağustos’a kadar olan verilerine göre, Türkiye’de bu yıl 2 bin 114 orman yangını çıktı. Yangınlarda 6 bin 685 hektar alan zarar gördü. 2019 yılında ise aynı dönemde 1543 yangın çıktı, 8 bin 697 hektarlık alan zarara uğradı. 2019 yılında yangın başına yanan alan 5,63 hektarken, 2020 yılında bu oran 3,16 hektara geriledi. Yangına müdahale süresinin ortalama 12 dakikaya kadar indiği Türkiye bu alanda birçok ülkeyi geride bırakarak, yangın başına 3,3 hektar alanın yanmasıyla dünyada orman yangınlarıyla mücadelede en başarılı ülkelerden biri oldu.
Ormanların insan hayatı için büyük önem taşıdığını aktaran Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, “Pandemi süreci sağlıklı insan için sağlıklı doğa olması gerektiğini bize bir kez daha gösterdi. Ormanlar sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan su, gıda, barınma gibi ihtiyaçları sağlarken, doğanın korunmasına ve iklim değişikliğine sebep olan sera gazı salınımlarının azaltılmasına da destek oluyor. Orman varlıklarının korunmasında bizim en büyük düşmanımız orman yangınları. Bu kampanyamızı da orman yangınları konusunda vatandaşlarımızda farkındalık oluşturmak için hazırladık. Bu vesile ile kampanyada yer alan sanatçılarımıza teşekkür ederiz” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)