Etiket arşivi: için

Gece Hayatınının Başarılı İsimleri Sümeyye Günenç ve Murat Yaşar 2024’e Damga Vurmaya Hazır…

Gece hayatının başarılı ve önde gelen iş insanları; Murat Yaşar ve Zeus Alkolsüz Şampanyaları’nın sahibi Sümeyye Günenç 2024’de ses getirecek işler ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.

2023 yılının son günlerinde yaptıkları anlaşmalar ile Yurt dışında da kendilerinden söz ettirmeye hazırlandıklarını belirten başarılı iş insanları Murat Yaşar ve Sümeyye Günenç büyük bir ortaklığa imza attı….

İşte akıllı tartı kullanmak için 5 neden

Sadece ağırlık ölçümü yapmayan, vücut yağ oranı, kalp ritmi, iç organ yağ seviyesi gibi çok sayıda değer sunan HONOR Scale 2’yi kullanmak için gerekli 5 nedeni sıraladık. 
 
Gençlere yönelik teknolojik ürünleriyle değer yaratan HONOR, hayatı kolaylaştıran ekosistem ürünlerine bir yenisini ekledi. Türkiye’de online satış kanallarında 229 TL fiyatıyla satışları başlayan akıllı tartı, 14 farklı vücut ölçümü yapması, 50 farklı kullanıcıya kadar veri kaydetmesine ek, rahat ve şık tasarımıyla öne çıkıyor.
Sürdürülebilir bir sağlık takibi için gelişmiş özellikler sunan HONOR Scale 2’nin günlük yaşamın vazgeçilmezi yapacak beş özelliğini sıraladık: Akıllı tartıların en önemli özelliği, ölçümlerinizi arşivleyerek vücudunuzda zaman içerisinde yaşanan değişimleri gösterebilmesidir. Böylece fiziksel aktivitelerin ve yeme alışkanlıklarınızın sonuçlarının da farkına kolayca varabilirsiniz. HONOR Scale 2, bağlantı kurmadan 200’e kadar ölçümü hafızasında saklayabiliyor. Akıllı tartıların genel bir özelliği olmasa da HONOR Scale 2 geçmiş ölçüm verilerine göre kullanıcıları tanıyor ve ölçümü doğru kullanıcıyla eşleştirerek kilo, su oranı, protein, kas kütlesi gibi vücut değerlerini belirli kişinin profiline ekleyebiliyor. Böylece tüm aile bireyleri rahatça kişisel verilerini takip edebiliyor. Geleneksel tartılar sadece ağırlık ölçümü yaparken, akıllı tartılar çok daha fazla sayıda farklı ölçüm ve hesaplama yapabilme yeteneği barındırıyor. HONOR Scale 2 de ağırlık ölçümünün yanı sıra Vücut Kitle Endeksi (BMI), Vücut Yağ Oranı, Kalp Ritmi, İç Organ Yağ Seviyesi, İskelet Kas Kütlesi, Yağsız Vücut Kütlesi, Bazal Metabolizma Hızı, Vücuttaki Su, Protein, Kemik Mineral İçeriği, Vücut Skoru, Vücut Yaşı ve Vücut Tipi gibi değerlerin de bilgisini veriyor. Tüm bu ölçümlerle birlikte vücudunuzla ilgili birçok farklı alanda bilgi sahibi oluyor, sağlık hedeflerinize ulaşmanız kolaylaşıyor. Akıllı tartıları diğerlerinden ayıran bir özellik de içerisinde barındırdığı yetenekli yongalardır. Bu yongalar sayesinde ölçümler en hassas şekilde yapılır. HUAWEI TruFit™ algoritması sayesinde yüksek hassasiyette ölçümler yapabilen HONOR Scale 2, 100 gramlık değişimleri bile kolayca algılayarak, size en net sonuçları veriyor. Yağ, kemik, su, kas oranı gibi değerlerdeki tüm değişimleri gösteren tartı, kullanıcılar için eksiksiz bir vücut analizi sunuyor. Mobil uygulamalar artık hayatımızın her alanında. Akıllı tartılar da mobil cihazlara bağlanabilme yeteneğini Bluetooth bağlantısıyla sağlıyorlar. HONOR Scale 2 de HUAWEI Sağlık uygulamasına bağlanarak, yapılan tüm ölçümleri aktarıyor ve kullanıcılara detaylı bilgi sunabiliyor. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık verileri grafik üzerinde görerek, vücudunuzla ilgili dönemsel bilgilere kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Uzaktan eğitimde fırsat eşitliği için Nescafé ve Türk Eğitim Vakfı el ele

Nescafé ve Türk Eğitim Vakfı (TEV), 81 ilde öğrenim gören gençlere teknoloji desteği sağlamak için geçen yıl başlattığı iş birliğini bu yıl da sürdürüyor. Şimdiye kadar üniversiteli öğrencilere burs ve online eğitim desteği veren iki kurum, bu yıl pandemi nedeniyle de artan teknoloji ihtiyacına karşılık öğrencilere Türk Eğitim Vakfı’nın başlattığı “Uzaktan Eğitimde Eşit Fırsat Hareketi” ile destek veriyor. Nescafé, bu uzaktan eğitim hareketini çektiği filmle de sosyal medya üzerinden gençlere duyuruyor. 
Gençlerin en sevdiği kahve markası olan Nescafé’nin, iki yıl önce Türk Eğitim Vakfı ile imza attığı iş birliği, bu yıl “Uzaktan Eğitimde Eşit Fırsat Hareketi” ile hız kesmeden devam ediyor. Bugüne dek yapılan çalışmalarla uzaktan eğitime teknolojik desteğin yanı sıra bursiyerlerin Nestlé’de staj imkanına kadar gençlerin eğitimine maddi ve manevi pek çok alanda katkı sağlandı. Nescafé aynı zamanda “Uzaktan Eğitimde Eşit Fırsat Hareketine desteğini, imza attığı kısa ama etkili mini filmi de sosyal medya kanallarından gençlerle buluşturdu.
Nescafé, TEV ile iş birliğini, yedi yıldır kendilerini üst üste Türkiye’nin en sevilen kahvesi seçen gençlere teşekkür etmek amacıyla başlattı. Şimdiye kadar bursiyerlere sadece maddi katkı sağlamakla kalmayan marka; gönüllü olarak Nescafé çalışanlarının sağladığı mentorluk desteğiyle gençlere eğitim ve iş hayatında ihtiyaç duydukları rol modelleri sunarak, manevi olarak da yanlarında yer aldığını gösterdi. Nescafé, gençler sadece gelecek hayalleri ile meşgul olsun, eğitimlerine kesintisiz devam edebilsin diye 81 ilde genç öğrencilere verdiği teknoloji desteğiyle onların yanında olmayı sürdürüyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Miray Daner’den Cheetos için eğlenceli şarkı…

Oyunculuğu ve sesiyle son dönemde dikkat çeken Miray Daner hem şarkı söyledi hem de klip çekiminde yer aldı. Cheetos’un sevilen karakteri Chester’la da ile bir araya gelen Miray Daner’in çekimler sırasında oldukça keyifli olduğu gözlemlendi.  Dijital platformlarda 24 Aralık tarihinde yayınlanacak olan video klibin büyük ses getirmesi bekleniyor.
Ailelerin vazgeçilmez lezzeti Cheetos, oldukça beğenilen projelerine bir yenisini daha ekledi.  Hem oyunculuğu hem de sesiyle son dönemde adından sıkça bahsettiren Miray Daner ile bir araya gelen marka, bu yepyeni projeyle uzun süre akıllarda kalacak. “Mısırın Cheetos Şekli” adlı şarkı bugün itibariyle yayında olacak. Tüm aile bireylerinin keyifli anlarına eşlik eden Cheetos, yüzde yüz mısır irmiğinden, bitkisel yağ kullanılarak kızartılmadan ve fırınlanarak hazırlanıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Miray Daner “Cheetos çocukluğumdan beri en sevdiğim atıştırmalık markalarından biri. Bu eğlenceli projenin içerisinde yer almak beni gerçekten çok heyecanlandırıyor” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

“İstanbul turizmini geliştirmek için ev ödevimiz var”

Niziplioğlu’nun İstanbul turizmini geliştirmek için önerileri şunlar: 1-    Balat’taki tarihi eser sayısı İtalya’daki Floransa’dan daha fazla. Buralar turizm bölgesi ilan edilerek tarihi dokuyu koruyup iyileştirmek için daha çok çaba sarf etmeliyiz. 2-    Bir çağın kapanıp bir çağın açılmasına vesile olan Tarihi Yarımada Surları’ nı onarmalıyız. O günkü yaşantıyı yaşatacak şekilde kafeler, restoranlar, barlar yapılarak eşsiz manzarada tarihin tadını yaşattırmalıyız. 3-    Osmanlı kültürünü ve tarihini daha çok tanıtmalıyız. Avrupa ülkeleri geçmiş krallıklarını ön palana çıkarıyorken şu an 45 ülkenin ortak kültürü olan Osmanlıyı daha fazla ön plana çıkarmalıyız. 4-    Tarihi Yarımada ne yazık ki çok ağır şekilde tahrip edilmiş durumda. Özellikle Vatan, Millet caddelerinin yapılmasıyla 182 tarihi bina yıkılmış ve bölgenin tarihi yapısı tamamen değişmiştir. En azından bu iki caddede süliet çalışması ve çevre düzenlemesi yapılmalı. 3 imparatorluğa başkentlik yapmış bu bölge hak ettiği yere getirilmelidir. Paris’ teki Şanzelize Bulvarı gibi olmalı. 5-    Aksaray Kavşağı yer altına alınmalı, üstü meydan olmalı. Antik dönemden heykel yerleştirilebilir ve Roma Dönemi’ nden aslına uygun Zafer Kapısı yapılabilir. 6-    Başta hipodromun bir kısmı olmak üzere yer altında kalmış eşsiz tarihi eserler açığa çıkarılmalı. Bunun için gerekirse istimlak edilmelidir. 7-    İstanbul’un bu tarihi bölgelerindeki yoğunluk imar transferi yöntemiyle düşürülmeli, bölge yeniden tarihi dokusuna kavuşturulmalı. 8-    İstanbul’da yerinden sökülüp götürülmüş veya kaybolmuş, tahrip edilmiş birçok heykel ve anıt var. Bunların aslına göre yeniden yapılıp yerlerine konması şehre çok fazla değer katacaktır. 9-    İstanbul’ daki müzeler yetersiz. Başta İslam dünyasının kutsal emanetleri olmak üzere ilk Hristiyanlığın, Bizans, Osmanlı ve bunun gibi birçok medeniyetin ve inanç eserleri yeterince sergilenemediğini düşünüyoruz. Paris ’teki Louvre müzesi gibi içinde saatlerce gezilebilecek bir müze yapışmalı. Şu anda depolarda duran eserlerin ülkemize hiçbir katkısının olmadığını unutmamak gerekir. Bu müze için Zeytinburnu-Fatih Sahili uygun olacaktır. 10-    Roma’daki Katolik dünyasının ruhani merkezi Vatikan’ın, İtalya’ya ne kadar inanç turisti çektiğini hepimiz biliyoruz. Ortodoksların ruhani merkezi Fener Rum Patrikhanesi neden bu kadar inanç misafiri çekmiyor araştırılmalı ve daha çok misafir çekebilmesi için çalışmalı. Bu merkezin bize atalarımızdan miras kaldığı unutulmalıdır. 11-    İstanbul Boğazı ve Haliç daha iyi kullanılmalı. Gezi tekneleri belli bir tarzda standart getirilmeli, donanımı, konforu, güvenliği denetilmeli. Bu güzelliği daha iyi sergilemeliyiz. Ayrıca boğazın daha çok tadını çıkarabilmek için daha çok kafe restoran yapılmalıdır. 12-    Dünyanın birçok turistik kentinde dönme dolap ve teleferik o şehre neşe katıyor. İstanbul’un bir bölgesine de bunlar düşünmelidir. 13-    Ülkemiz doğu ve batı arasında bir köprü görevi yapıyor. Bu iki kutup şu anda derin güven sorunu yaşarken bu iki kutbu birleştirmek ülkemize düşüyor. Avrupa, Asya ve Afrika’nın ihtiyaçları için büyük bir fuar ve kongre alanı yeri belirlenip yapılmalıdır. Sadece bu fikrin bile milyonlarca iş insanını çekme potansiyeli var. 14-    İstanbul’un en büyük sorunlarında biri tanıtımının yetersiz oluşu. Bunun için bir bütçe belirlenip ülkemizin tanıtımı sağlanmalı. Birçok şehrin kentlerini tanıtmak için ünlü isimlere sponsor olduğu unutulmamalıdır. Ülkemize mal olmuş, çok fazla takipçisi olan ünlülerimizden İstanbul’u tanıtmak için destek isteyebiliriz. İSTANBUL – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Borsa İstanbul’da ‘Gong’ Arzum için çaldı!

50 yılı aşkın köklü tarihi ile Küçük Ev Aletleri sektörünün önde gelen şirketlerinden Arzum, Yapı Kredi Yatırım liderliğinde halka açıldı.  24 Aralık Perşembe günü Borsa İstanbul’da yapılan törende gong bu kez Arzum için çaldı. Arzum’un halka arzı, SDA International SARL’a ait yüzde 47,5 oranındaki payların satışıyla gerçekleştirildi. Talep toplama sürecinde bireysel yatırımcıdan büyük ilgi görerek 53,6 kat, kurumsal yatırımcıdan 18,7 kat talep alan Arzum, gong töreninin ardından Borsa İstanbul’da ARZUM kodu ile işlem görmeye başladı.
 Küçük Ev Aletleri sektörünün Türkiye’deki öncülerinden Arzum’un, Yapı Kredi Yatırım liderliğinde yürütülen halka arz süreci Borsa İstanbul’da düzenlenen gong töreniyle tamamlandı. Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Dr. Korkmaz Enes Ergun’un açılış konuşması yaptığı törene, Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Arzum Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Faralyalı, Arzum CEO’su Mete Zadil, Arzum’un halka arzına aracılık eden 22 üyeden oluşan konsorsiyuma liderlik eden Yapı Kredi Yatırım Genel Müdürü Yılmaz Arısoy ve Arzum çalışanları katıldı. Arzum hisseleri, gong töreninin ardından ARZUM kodu ile Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladı.
Arzum’un halka arzına ilişkin talep toplama sürecinde toplam 207 bin 206 yatırımcıdan talep geldi. Pay fiyatının 17,0 TL olarak belirlendiği halka arzda, rekor seviyede talep toplandı. Talep toplama döneminde yurt içi bireysel yatırımcılara ayrılan tahsisat tutarının 53,6 katı, yurt içi kurumsal yatırımcılara ayrılan tahsisat tutarının 18,7 katı ve şirket çalışanlarına ayrılan tahsisat tutarının 1,5 katı talep geldi. SDA International SARL’a ait Arzum hisselerinin yüzde 47,5’ini temsil eden paylar 260,1 milyon TL bedelle halka arz edildi.
Gong töreninde açılış konuşmasını yapan Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı  Dr. Korkmaz Enes Ergun şunları söyledi: ‘Çok kıymetli hanımefendiler, beyefendiler, Arzum Elektrikli Ev Aletleri paylarının bugün işlem görmeye başlaması nedeniyle, borsamız ev sahipliğinde düzenlenen gong törenine hoşgeldiniz. Arzum ile 2020 yılının sekizinci halka arzını yapmış olduk. 2020 yılında gerçekleşen bu 8 halka arz ile şirketlerimize ve ortaklarına yaklaşık 1 milyar 124 milyon TL’lik kaynak sağlamış olduk. Bu 8 halka arzdan yaklaşık 1 milyon 22 bin yatırımcı pay almış oldu. Bildiğiniz üzere, 17/11/2020 tarihli Resmi Gazete yayınlanan düzenleme ile borsada işlem görmeye başlayan şirketlere 2 puan kurumlar vergisi indirimi gelmiştir. Hem piyasa koşulları, hem de bu teşvikle 2021 yılında halka arzların artarak devam etmesini bekliyoruz. Arzum, 43 kat talebin geldiği yaklaşık 260 milyon TL’lik bu halka arzda, yaklaşık 190.000 yatırımcıya yaptığı satış ile başarılı bir halka arz gerçekleştirmiştir. Bu başarılı halka arz dolayısıyla, bu süreçte emeği geçen herkese, başta Arzum ve Yapı Kredi Yatırımın kıymetli yöneticileri ile çalışanlarına, Borsa ve SPK uzmanlarına çok teşekkür ediyor, bugün Borsa ailesine katılan Arzum’a hoş geldiniz diyorum. Siz değerli katılımcılara, bu güzel gong töreninde bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyorum.’
 
 
Mete Zadil: ‘Arzum’un başarılarla dolu 50 yılı aşkın tarihinde yeni bir döneme giriyoruz’
 
Gong töreninde konuşan Arzum CEO’su Mete Zadil Arzum’un halka arzıyla ilgili şunları söyledi:
“Arzum olarak 2021’de 55. yılımızı dolduruyoruz. Türkiye’de 50 yaşından büyük şirket sayısı çok az. Ben o az sayıdaki şirketlerden biri olan Arzum’un halka arz sürecinde CEO’su olarak görev yaptığım için çok şanslıyım. Ve bugüne kadar çalıştığım en iyi ekiple beraber gongu çalıyorum. Arzum, inovasyon odaklı, kurumsal yönetime değer veren kaliteli bir şirket ve köklü, tanınan markamız, dayanıklı ürünleri ile, yüksek bilinirliği ve hane penetrasyonuna sahip. Geçtiğimiz 5 yılda Türkiye ve dünyada, pandemi de dahil olmak üzere birçok büyük olumsuzluğa rağmen Arzum her koşulda başarılı operasyonel ve finansal performansını korudu. Yalın ve dayanıklı bir iş modelimizle; satışlar, FAVÖK ve net kârlılıkta büyürken net işletme sermayesi ve borçluluğu hep kontrol altında tuttuk. Son dönemde öz kaynaklarımız büyüdü, temettü dağıttık ve net borç/FAVÖK oranını düşürdük. Covid-19 süreci şirketimizin dayanıklı iş modeli için de bir test ortamı sundu. Bu başarıların arkasında iyi kurgulanmış sağlam bir strateji ve o stratejiye inanıp uygulayan çok kuvvetli bir ekip var. 2019’da Deloitte tarafından verilen “En İyi Yönetilen Şirket” ödülünü de kuvvetli stratejimiz ile aldık. Yıllar içinde 5 tahvil çıkardık, iki özel sermaye fonundan yatırım aldık ve kendimizi bugüne hazırladık. Halka açılarak başarılarımıza yeni ortaklar davet ettik. Çok başarılı geçen halka arz süreci ardından bugün Arzum’un başarılarla dolu tarihinde yeni bir döneme giriyoruz. 1950’li yılların başlarında Eminönü’nde başlayan bu güzel, değerli yerli ve millî markamızın hikâyesi, şimdi de halka arz ile birlikte daha güçlü bir kurumsal kimlik ve güçlü bir marka olarak devam edecek. Talep toplama sürecinde hisselerimize ilgi gösteren, bize destek veren tüm yatırımcılarımıza teşekkür ediyorum. Halka arzın Arzum için ve sermaye piyasalarımız için hayırlı, uğurlu ve bereketli olmasını diliyorum.”
 
 
Halka arza aracılık eden Yapı Kredi Yatırım’ın Genel Müdürü Yılmaz Arısoy ise; “Yapı Kredi Yatırım olarak, liderliğini yürüttüğümüz ve bu yıl gerçekleşen en yüksek talep tutarlı arz olan Arzum halka arzını, geniş bir katılımla başarılı bir şekilde tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Bu süreçte destek veren 22 kurumdan oluşan konsorsiyum üyelerimize ve yatırımcılara teşekkür ediyoruz.   Toplam talebin 11,3 milyar TL olarak gerçekleştiği işlemde, arzın büyük bir kısmının dağıtımının yapıldığı bireysel yatırımcılardan toplam halka arz büyüklüğünün 53,6 katı talep geldi. 207 bin farklı bireysel yatırımcının, yatırım ve emeklilik fonlarının ağırlıkta olduğu 243 kurumsal yatırımcının talepte bulunduğu bu geniş katılımlı işlemin önümüzdeki dönem için de referans niteliğinde olmasını bekliyor, Arzum halka arz sürecinin borsamızda halka açılmak isteyen şirketlere de ilham vereceğini düşünüyoruz.   Süreçte yönlendirmeleriyle destek veren Sermaye Piyasaları Kurulu ve Borsa İstanbul’a teşekkür ediyoruz.
 
Yapı Kredi Yatırım olarak, bu yıl TSPB tarafından verilen Borsa İstanbul Pay piyasaları ve VIOP piyasalarında en yüksek işlem hacmine sahip lider aracı kurum ödüllerini almış bir kurum olarak, böyle başarılı bir halka arza aracılık yapmaktan, sermaye piyasalarımızın gelişmesine katkıda bulunmaktan dolayı mutluyuz” dedi.
 BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Senin iyiliğin için bu kararı verdik demeyin!

Boşanma sürecinin çocukların kaygılarını artırabileceğini belirten uzmanlar, bu dönemde çocuklarda psikolojik sorunlar ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor. Boşanma kararının çocuğa net bir şekilde açıklanması tavsiye eden uzmanlar, çocuğa asla “Senin iyiliğin için bu kararı verdik” denilmemesi gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, “Çocuğun ne kadar etkileneceğinin en önemli belirleyicisi, anne ve babanın iyilik halidir” hatırlatmasında bulunuyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, boşanma sürecinde çocukların yaşayabileceği kaygılara ve psikolojik sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Stres tolere edildikçe çocuğun uyum süreci kolaylaşıyor
Boşanma sıklığının günümüzde arttığını ve bu boşanmaların büyük bir çoğunluğun çocuklu ailelerde görüldüğünü dile getiren Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Boşanma bir ebeveynin daha az görülmesine, çocuğun eski düzeninin bozulmasına, kimi zaman ekonomik anlamda bir farklılığa neden olabilmektedir. Bu nedenle boşanma her halükârda çocuk ve diğer tüm aile bireyleri için acı verici bir süreç olabilir. Öyle ki kimi ebeveyn kendi yaşadığı acıdan ötürü çocuğu ile empati kurmakta zorlanmakta, onun hissettiklerine dikkatini verememektedir. Bu stresin daha kolay tolere edilebildiği ailelerde çocuğun uyum süreci de kolaylaşır” diyor.
“Senin iyiliğin için bu kararı verdik” demeyin!
Sürecin iyi yönetildiği ailelerde çocukların ruhsal durumlarının boşanmamış ailelerdeki çocuklara benzer olduğunun bildirildiğini aktaran Yüksel,  aksine anne babası ile beraber yaşayıp çatışmalı ve huzursuz bir aile ortamında büyüyen çocukların ruhsal olarak etkilenme ihtimallerinin daha fazla olduğunu vurguladı. Yüksel, “Bu nedenle boşanma kararı çocuklara bırakılmamalı, boşanma sonrası ‘sen istedin diye’ ya da ‘senin iyiliğin için bu kararı verdik’ denmemelidir” uyarısında bulundu.
Anne ve babanın “iyilik hali” çocuğu etkiliyor
Çocukların verdiği tepkilerin yaşına göre değişebileceğini söyleyen Mine Elagöz Yüksel,  birtakım yas benzeri tepkiler, hayal kırıklığı, huy değişiklikleri, sinirlilik, korkular, kurallara uymakta zorlanma, ders başarısızlığı, uyku ve iştah düzensizlikleri gibi belirtilerin görülmesinin doğal olacağını belirtti. Yüksel, “Çocukların anne babayı tekrar bir araya getirme çabaları ve düşlemleri de bir o kadar doğal karşılanmalı ancak bunlara net ve doğru cevaplar verilmelidir. Çocuğun ne kadar etkileneceğinin en önemli belirleyicisi, anne ve babanın iyilik halidir. Kimi ebeveynler boşanma sürecinde ve sonrasında depresyon, kaygı bozukluğu gibi ruhsal zorlanmalar yaşamaktadır” diye konuştu.
Karar çocuğa net bir dille açıklanmalı
Ebeveynlerin kendilerini hazır hissettiklerinde çocuğa verdikleri kararı net bir dille açıklaması gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Çocuğun her zaman gerçeği birinci ağızdan duymaya ihtiyacı bulunduğu unutulmamalıdır. Çocuğa bu kararın onunla ilgili olmadığı ve onu çok sevdikleri anlatılmalıdır. Çocuklar, onları neyin beklediğini tam olarak kavrayamaz ve kendilerini güvensiz hissedebilirler. Ebeveynler bu süreçte çocuğa onu neyin beklediğini anlayacağı dilde açıklamalıdır. Örneğin ‘annende kalacaksın ama şu günler babana gidebilirsin’, ‘babanın evinde odan olacak’, ‘aynı okuluna devam edeceksin’, ‘tatillerde şöyle olacak’ gibi. Diğer ebeveyni görme zamanları gibi verilen sözlerin tutulması çocuk için çok önemlidir. Çocuk bu konuda konuşmak ya da soru sormak isterse dinlenmeli ve cevaplanmalıdır” diye konuştu.
Karşı tarafı asla suçlamayın ve kötülemeyin
Anlaşmalı boşanmalarda ideal durumun, çocuğun anne ve babasını kısıtlanma olmaksızın görebilmesi, mümkün değilse sık sık telefonda konuşabilmesi gerektiği olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı:
“Her iki ebeveynin çocukla ilgili önemli kararları beraber verebiliyor oluşu değerlidir, örneğin hangi okula başlayacağı, gideceği doktor kararı gibi. Bu nedenle anne babanın çocukla ilgili konularda iletişim halinde olmaları gereklidir. ‘Şunu annene gittiğinde söyle’ şeklindeki iletişimin çocuk üzerinden sağlanması çocuğun zorlanmasına sebep olacaktır. Bununla beraber anne babanın diğer ebeveyn yokluğunda onu kötülememesi, boşanma ile ilgili suçlayıcı ifadelerden kaçınması önemlidir. Böyle durumlarda çocuk bir tarafı tutması gerektiğini hissedebilir. Ebeveynler gerek kendileri için gerek çocuklar için bu travmatik süreçte zorlandıklarını hissettiği noktalarda bir psikiyatrist desteği almaktan çekinmemeli hatta geç kalmamalıdır. “
 BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Finansman ve Sigorta’nın Dijital Oyuncuları ParamKredi İçin Güçlerini Birleştirdi

E-ticaretin finansmanında öncü olmak vizyonuyla yola çıkan ve Türkiye’nin ilk dijital kredisi ParamKredi’yi sunan TURK Finansman AŞ, müşterilerinin kredilerini Aegon Emeklilik ve Hayat ile teminat altına alıyor. 
Bireylerin, şirketlerin ve meslek gruplarının e-ticaret alışverişlerinde ihtiyaç duydukları finansmana online platformlar üzerinden anında ulaşmalarını sağlayan Türkiye’nin ilk dijital kredisi ParamKredi, sigorta sektöründe dijital çalışmaları ile öne çıkan Aegon Emeklilik ve Hayat ile iş birliğine gitti. ParamKredi, gerçekleştirilen iş birliğiyle müşterilerini, içinde birçok teminatı barındıran “Kredi Hayat Sigortası” ürünü ile kredilerini ödeyememe riskine karşılık güvence altına alıyor.
Ekim ayında lanse edilen Türkiye’nin ilk dijital kredisi ParamKredi’ye olan ilginin her geçen gün arttığını beliren Turk Finansman AŞ Genel Müdürü Gökhan Ertürk, “Bu süreçte Aegon Emeklilik ve Hayat ile yapmış olduğumuz iş birliğiyle ParamKredi’yi kullanan müşterilerimize sigorta alanında da hizmet verme olanağına kavuşuyoruz. Bu sayede müşterimizin yalnızca kredi ihtiyacını karşılamakla kalmıyor olası ödeyememe durumlarında da poliçesinin kapsadığı teminatlar çerçevesinde kredilerini güvence altına almış oluyoruz. Bu kapsamda elbette hiç istenmeyen ama olası vefat ve tam maluliyet durumlarında da müşterimizin kredi riskini Aegon’dan yaptırmış olacağı sigorta poliçesi sayesinde teminat altına almış oluyoruz. Hedeflediğimiz dijital dünyanın sigorta alanında bizimle aynı vizyonu paylaşan Aegon Emeklilik ve Hayat ile gerçekleştirdiğimiz bu güçlü iş birliği ile müşterilerimizin sigorta isteklerini de dijital süreçler içinde karşılayarak onlara katma değerli bir müşteri deneyimi yaşatmak istiyoruz.” dedi.
Farklı, yenilikçi ve dijital süreçleriyle müşterilerinin yarınlarını garanti altına aldıklarını ve uçtan uca dijital kredi sürecinin sigorta adımında yer alarak müşteri portföyünü genişletmeyi hedeflediklerini belirten Aegon Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Uğur Tozşekerli yeni iş birliği için şunları söyledi: “ParamKredi ile gerçekleştirdiğimiz anlaşma ile dijital dünyada faaliyet göstermeyi önceliklerine koymuş iki şirket olarak, geleceğin hizmetini şimdiden müşterilerimize sunmanın gururunu yaşıyoruz. Biz Aegon olarak sektörde her zaman yenilik arayan, gelişime açık, dinamik ve çevik bir kurum vizyonuyla hareket ediyoruz. Bu iş birliği, yıllardır yatırım yaptığımız dijital platformlarımızın gücüne güç katacak. Aynı zamanda tüketici finansmanında da bizim için ilk iş birliği olması açısından büyük önem arz ediyor.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Mardin’ne Tıp Fakültesi için başlatılan kampanyaya Kılıç’tan da destek geldi

Türkiye Irak Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TISİAD) Genel Başkanı Nevaf Kılıç, Mardin’e yapılması istenilen Tıp Fakültesine destek verdi. Kılıç, Mardin’in tıp fakültesini hak ettiğini söyledi. Mardin’e Tıp Fakültesi yapılması için imza kampanyası başlatıldı. Kampanyaya bir destekte Türkiye Irak Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TISİAD) Genel Başkanı Nevaf Kılıç’tan geldi. Kılıç, yaptığı açıklama da büyükşehirler arasında sadece Mardin’de Tıp Fakültesinin olmadığına dikkat çekti. Kılıç, “nüfus yoğunluğu göz önüne alındığında diğer il ve ilçelerde dahi tıp fakültesi varken Mardin’de 3 basamak sağlık kuruluşu yer almamaktadır. Doğurganlık oranı Türkiye’nin ortalamasının üzerindedir. Belirtildiği gibi Klinisyen uzman sayısı 300 civarında olan Mardin, ileri özelleşmiş hekim ve ekipman ihtiyacını Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde kurulacak bir tıp fakültesinin kurulması ile kapatabilecektir. Bu sayede turizm açısından da önemli bir yere sahip olan Mardin’de sağlık sektöründe de ciddi adımlar atılarak bu yoğunluğun azaltılması da sağlanmış olacaktır. Tarihte baktığımızda Anadolu topraklarında ilk şifahanelerden birinin belki de ilkinin bulunduğu Mardin’de günümüzde TIP Fakültesi’nin bulunmamasını büyük bir eksiklik olarak görmekteyim. Bu nedenle bu yönde atılacak adım Mardin için çok iyi olacağı düşüncesindeyim” dedi. MARDİN – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Pozitif disiplin için 5 öneri

Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği Merak Eden Çocuk Okulları (BÜMED MEÇ), farklılıklara duyarlı ve saygılı, kendi öğrenme sorumluluğunu alabilen, özgüvenli bireyler yetiştirirken pozitif disiplin anlayışına eğitiminin bir parçası olarak yer veriyor. Peki pozitif disiplin nedir, aileler çevrim içi (online) eğitim sürecinde bu konuda neler yapabilir?
Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği Merak Eden Çocuk Okulları (BÜMED MEÇ) Koşuyolu Yerleşkesi Okul Müdür Bora SİNÇ, “Pozitif disiplin, çocukların kendi hareketlerini kontrol edebilmelerine ve problemlerini çözmelerine yardımcı olan bir yönetim tekniğidir” diyor ve çevrim içi (online) eğitim sürecinde pozitif disiplini desteklemek için ailelere önerilerde bulunuyor.
1. Duygular konusunda konuşun:  Fiziksel temasın mümkün olduğunca az olduğu bugünlerde  duygusal teması güçlü tutmak önemli. Birlikte olmak, sevgi ve paylaşım tüm aile üyeleri için iyileştirici ve güçlendiricidir. Bu süreçte çocukların günlük rutinlerini devam ettirirken çocuklarla bolca sohbet etmek hem kaygılarını fark etmenizi hem de onları daha iyi anlayarak desteklenmesi gereken noktaları fark etmenizi kolaylaştırır.
2. Özgüven konusunda cesaretlendirin: Özgüveni destekleyici, açıklayıcı, neyi-neden yapması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyan cümleler bu konuda size yardımcı olabilir. Unutmayın, bireyin kendi yeteneklerini ve duygularını tanıması, kendini sevmesi ve kendine güvenmesi olarak tanımlanan özgüven, pek çok beceri gibi erken çocukluk döneminden itibaren gelişir. Siz de özgüven duygusunun gelişimine olumlu katkı sağlamak için çocukların mizaç özelliklerini zedelemeden, çabalarını takdir edecek yaklaşımlar sergileyebilir, ona yaşına uygun sorumluluklar vererek, düşüncelerine saygı duyduğunuzu hissettirebilirsiniz.
3. Açıklamalar yapın: Online dersler sürecinde gerekliliği açıklanmadan davranışı kazanmaya zorlanması (mikrofon ve kamera kontrolü vb), öğrencilerin kendi öğrenme ve kontrol süreçlerinde sorumluluk almalarını geciktirebilir. Bu konuda tepki değil, açıklama yapmak destekleyici bir davranış olabilir. Çünkü tepki gösterdiğinizde kontrolü karşı tarafa bırakmış olursunuz ve sınırlarınız kaybolup gider. Açıklama yaptığınızda ise olasılıklar ve seçenekler de arkasından gelir.
4. Sürekli yapması ve yapmaması gerekenleri söylemeyin: Pozitif, etkili ve doğru temeller yaratmak istiyorsanız, kullandığınız dilin de önemli olduğunu unutmayın. Çocuğa sürekli olarak ne yapması ve ne yapmaması gerektiğini söylemek çocuklarının öz denetimlerini kazanmalarını engellerken onların gerçek yaşama hazırlanmasını da zorlaştırabilir.
5. Sınırlar konusunda net olun: Pozitif disiplin, sınırsızlık anlamına gelmiyor. Sınırlar, kim olduğumuzu veya olmadığımızı gösterir ve hayatımıza yön veren kişisel çizgilerdir. Her insan sınırlara ihtiyaç duyar. Siz de çocuğunuzun yaşını ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak sınırlarınızı tanımlayın. Annenin kendi alanı, babanın kendi alanı, çocuğun kendi alanı, anne-babanın ortak alanı, anne-baba-çocuğun ortak alanını hem fiziksel hem de duygusal anlamda hep birlikte netleştirin.
Çocuklarımıza gösterdiğimiz sevgimiz, saygımız, hoşgörümüz ve güvenimiz onların zamanla öz denetim bilinciyle yaşama kolay uyum sağlayabilen aynı zamanda da kendi öğrenme sorumluluklarını alabilen bireyler olmalarını sağlayacaktır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)