Fransız asıllı yazar Marguerite Duras imzalı tiyatro oyunu, ‘Yeni Bir Şarkı’, 18 Kasım Çarşamba günü saat 20:00’de Trump Sahne’de tiyatro severlerle buluşuyor.
Murat Erşen’in çevirdiği ‘Yeni Bir Şarkı’ oyununu Kemal Aydoğan yönetiyor. Sahne tasarımını Bengi Günay, ışık tasarımını İrfan Varlı, görsel tasarımını Cansu Köksal, Burak Günay, kostüm tasarımını Gamze Saraçoğlu’nun yaptığı oyunda Melis Birkan ile Caner Cindoruk rol alıyor.
Marguerite Duras’ın uzun bir evlilikten sonra ayrılan bir çiftin 4 yıl sonra buluşması ve yaşadıklarını gözden geçirmelerini konu edinen ve modern klasikler arasına giren oyun, “kadın özgürleşme hareketinin” güçlü izlerini taşıyor.
Trump Sahne, kontrollü sosyal hayata geçiş kapsamında COVİD-19’a karşı tüm önlem ve tedbirlerini almış olarak kapılarını açıyor. Yüzde 100 taze hava ile iklimlendirilen 500 kişilik Trump Sahne’de seyirciler, birer sıra atlayıp üçer koltuk boş bırakarak oyunu izleyecekler. Girerken ateşleri ölçülecek olan izleyiciler, sürekli dezenfekte edilen salonda oyunu maskeli olarak izleyecek.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: Bir
İzmir Karşıyaka’da dayanışmaya bir destek daha
Karşıyaka Belediyesi ve ilçedeki sivil toplum kuruluşları işbirliğinde pandemi koşullarında zarar gören vatandaşlar için kurulan Karşıyaka Dayanışma Platformu’nun, depremzedelere yardım etmek amacıyla başlattığı yardım çağrısına bir destek de İzmir Yardım Platformu’ndan geldi.
İzmir Yardım Platformu, Karşıyaka Dayanışma Platformu’nda kayıtlı olan evi mühürlenmiş depremzedelere 80 bin liralık nakdi yardımda bulundu. 80 bin lira, her birine 5’er bin lira olmak üzere 16 depremzedeye dağıtıldı. Deprem sonrası mağduriyet yaşayarak yardıma ihtiyaç duyan vatandaşlar ile yardım etmek isteyen vatandaşları bir araya getirmek amacıyla; Zeynep Copcu, Kerem Copcu, Cem Karas ve Çiğdem Karas tarafından kurulan İzmir Yardım Platformu, bugüne kadar yaklaşık 40 aileye destek olarak 6 aylık ev kiralarını karşıladı. İhtiyacı olan ailelere ise eşya temin etti. Ayrıca MİSİAD Belçika Temsilciliği’nin de geçtiğimiz günlerde Karşıyaka Dayanışma Platformu’na yaptığı destekte aracı oldu.
“DAYANIŞMA İLE ATLATACAĞIZ”
Platform hakkında bilgi veren Zeynep Copcu insanlara yardım ettikleri için çok mutlu olduklarını belirterek şunları kaydetti: “Depremden sonra mağdur vatandaşlara yardım etmek istedik. Etrafımızdaki insanların da aynı istekte olduğunu görünce bu platformu kurduk. Platform için ayrı bir telefon hattımız var. Gerek Whatsapp, gerek İnstagram’dan bize ulaşan ihtiyaç sahibi ailelerinin bilgilerini alıyoruz. İhtiyaçlarını öğreniyoruz. Diğer taraftara; yine aynı şekilde bize ulaşan yardım etmek isteyen kişiler var. Bu kişileri, aileler ile buluşturuyoruz. Aldığımız geri dönüşler çoğu zaman çok duygusal oluyor, gözlerimiz doluyor. Ama alınan sonuçlar, çözüm olmaya aracı olmak, bizi çok mutlu ediyor. Şu ana kadar bize ulaşan ve yardım etmek için hazır bekleyen 50-60 ailenin varlığı bizim bu platformu daha da hevesle sürdürmemizi sağlıyor. Bu zor günleri dayanışma ile birlik olarak atlacağız.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Ferat Üngür’den enfes bir çalışma
Güçlü ve dokunaklı sesiyle beğenileri toplayan sanatçı Ferat Üngür, yeni şarkısı ‘Acıya Sığınmak’ı dinleyicileriyle buluşturuyor.
O Ses Türkiye 2019’da şampiyon olarak sesini büyük bir kitleye ulaştırmayı başaran Ferat Üngür, ayrıca 2020 yılının şubat ayında yapılan ‘10 Yılın Şampiyonu’ konseptli O Ses Türkiye yarışmasını da kazanmıştı.
Yarışmanın ardından çalışmalarını büyük bir hızla sürdüren Ferat Üngür, bir yıl içerisinde Murat Boz ve Seda Sayan gibi isimlerle düetlerinin de yer aldığı dört single, bir EP ve ‘Sızı’ adlı sekiz şarkılık albümünü piyasaya sürdü.
Göksel, İzmir konseri gelirini “Bir kira, bir yuva kampanyasına” bağışladı
Türk pop müziğinin en önemli kadın vokallerinden Göksel, İzmir’de yaşanan depremin ardından depremzedelerin yaralarını bir nebze olsun sarabilmek adına İzmir Etkinlikleri, Hangout Bahçe ile birlikte İzmir’e Destek Konseri verecek.
21 Kasım Cumartesi günü saat 18.00’de sahne alacak olan Göksel’in konser bilet satışları ve etkinlik gelirinin tamamı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İhtiyaç Haritası’nın birlikte yürüttüğü ”Bir Kira Bir Yuva” kampanyasına bağışlanacak.
Sanatçı Göksel, etkinlikle ilgili sosyal medyadan yaptığı paylaşıma şu yorumu yazdı:” Güzel İzmir’imiz depremin yaralarını sarmaya devam ederken, bizler de elimizden geldiğince yanlarındayız. Siz de bir yuvaya destek olmak isterseniz konserin biletlerine @bukupon üzerinden ulaşabilirsiniz.”
VakıfBank’tan bir galibiyet daha
VakıfBank Kadın Voleybol Takımı, 2020-2021 Misli.com Sultanlar Ligi’nin 16’ıncı haftasında Karayolları’nı 25-16, 25-11 ve 25-10’luk setlerle 3-0 mağlup etti ve 14’te 14 yaparak ligdeki liderliğini sürdürdü. Ligdeki galibiyet serisini ise 31 maça çıkaran sarı-siyahlılar, Sultanlar Ligi’nin 17’inci haftasında 18 Kasım Çarşamba günü Aydın Büyükşehir Belediyesi’yle deplasmanda karşılaşacak.
Üç FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası ve dört CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuyla ‘Türkiye’nin uluslararası alanda en çok kupa kazanan takımı’ olan VakıfBank Kadın Voleybol Takımı, 2020-2021 Misli.com Sultanlar Ligi’nin 16’ıncı haftasında Karayolları’nı 25-16, 25-11 ve 25-10’luk setlerle 3-0 mağlup etti ve 14’te 14 yaparak ligdeki liderliğini sürdürdü. VakıfBank Spor Sarayı’daki karşılaşmaya hücumda etkili başlayan sarı-siyahlılar, teknik molasına 12-7 önde girdiği ilk seti 25-16 aldı.
İlk sette olduğu gibi ikinci sete de hücumdaki etkinliğiyle başlayan VakıfBank, teknik molaya 12-6 önde girmeyi başardı. Mola dönüşü hem savunma hem de hücumdaki ritmini sürdüren sarı-siyahlılar, seti 25-11 alarak karşılaşmada 2-0 öne geçti. Üçüncü sette Karayolları’nın geri dönüşüne izin vermeyen VakıfBank, seti 25-10 mücadeleyi de 3-0 kazanarak ligdeki galibiyet serisini 31 maça çıkardı. Ligde iki maç (Sarıyer Belediyesi, İlbank) eksiği olan sarı-siyahlılar, Sultanlar Ligi’nin 17’inci haftasında 18 Kasım Çarşamba günü Aydın Büyükşehir Belediyesi’yle deplasmanda karşılaşacak.
MAÇIN İSTATİSTİĞİ
VAKIFBANK-KARAYOLLARI: 3-0
SALON: VakıfBank Spor Sarayı
HAKEMLER: Ramazan Demiröz, Mehmet Gül
VAKIFBANK: Maja 2, Gabi 10, Melis 9, Gözde 17, Tuğba 10, Kübra 10, Gizem (L), Haak 6, Cansu, Meliha
KARAYOLLARI: E.Akyaldız 4, E.Kara 2, Burcu 8, Tuğçe 4, Gerasymova 6, Havili 1, Selin (L), Ayçin 2, Selis, Kübra, Doğa 1
SETLER: 25-16, 25-11, 25-10
SÜRE: 59 dakika (21′, 19′, 19′)
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
TOSFED Başkanı Eren Üçlertoprağı “Kusursuz Bir Yarış Yönettik”
Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Başkanı Eren Üçlertoprağı 13-15 Kasım tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Formula 1 DHL Türkiye Grand Prix’sinin ardından yaptığı açıklamada;
“T.C. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde düzenlenen Formula 1 DHL Türkiye Grand Prix’sine, 7 hafta gibi çok kısa bir sürede hazırlandık. T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın destekleriyle 850 kişilik kadromuzla çok başarılı bir organizasyonu geride bıraktık ve Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu olarak kusursuz bir yarış yönettik.
Birçok ülke mevcut pandemi şartlarında bu tür organizasyonları yapamazken, bu kadar kısa bir zamanda üst düzey bir organizasyon ile ülkemizin gücünü ve sportif kabiliyetlerini göstermiş olmaktan büyük gurur duyuyoruz.
Uzun zaman sonra ülkemizin ev sahipliği yaptığımız bu büyük organizasyonun kusursuz şekilde gerçekleşmesi için büyük bir özveriyle çalışan tüm görevli ve gözetmenlerimize çok teşekkür ediyoruz.” şeklinde konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Gizem Zor:” Sosyal Medyaya Sıcak Bakmayan Bir Yapım Vardı”
Sosyal medyada paylaşımları ile dikkat çeken Influencer Gizem Zor, sosyal medya dünyasını ve gelecek hedeflerini MAG okurları ile paylaştı.
Eşi ile birlikte işlettikleri RoxCappadocia isimli butik otellerinde elde ettikleri başarının arkasında sosyal medyanın da gücünün olduğunu belirten Zor, “Bizi destekleyen, başarımızla sevinen, paylaşan herkese teşekkür ederim. Ödüllerin hem bizim için hem de Türkiye için büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Yeni girişimlerinin de devam ettiğini belirten Influencer, sosyal medyada paylaşımarını çeşitlendirerek tek bir alana odaklanmadığını belirtti.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Evlilik, iyi bir kombin olabilmektir
İstanbul Valiliği’nin desteğiyle Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Beyin Hastanesi iş birliğinde hayata geçirilen Aileler Üniversitede Projesi, İstanbul’un dört ilçesinde uygulanmaya başlıyor. Üsküdar, Pendik, Gaziosmanpaşa ve Eyüpsultan kaymakamlıkları tarafından belirlenen katılımcılara “Zor Günde Aile” başlığında ilk dersi veren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ailede iki sihirli anahtar kavramın güven ve iş birliği olduğunu vurguladı. Evlilik iyi bir kombin olabilmektir diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Aile bir iletişim ve güven alanı. Güven olması için sevgi gerekiyor. Sevgi var ama güven yoksa yine olmuyor. Sevgi + dürüstlük = güven ortaya çıkıyor” dedi. Tarhan, boşanma olaylarının temelinde sevgi ve güven zayıflaması olduğunu da sözlerine ekledi.
İstanbul Valiliğinin desteğiyle Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Beyin Hastanesi iş birliğinde hayata geçirilen Aileler Üniversitede Projesi, İstanbul’un Üsküdar, Pendik, Gaziosmanpaşa ve Eyüpsultan ilçelerinde uygulamaya başlıyor. Kaymakamlıklar tarafından belirlenen ailelere, çiftlere ve gençlere yönelik eğitimler, 24 Kasım 2020 tarihinde başlayacak.
Aileler Üniversitede Projesi’nin ilk dersi, pandemiyle mücadele önlemleri çerçevesinde yaklaşık bin kişinin katılımıyla çevrimiçi olarak gerçekleşti. Toplantıya Gaziosmanpaşa Kaymakamı Numan Hatipoğlu, Eyüpsultan Kaymakamı İhsan Kara, Pendik Kaymakamı Dr. Hülya Kaya ve Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek katıldı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan’dan ilk ders: “Zor Günde Aile”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Zor Günde Aile” başlıklı ilk ders niteliğindeki seminerinde toplumun temeli olan ailenin güçlü olması için gereken etkenleri ve tavsiyelerini paylaştı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Toplumsal fayda için harekete geçtik”
Aileler Üniversitede Projesi kapsamında Üsküdar Üniversitesi olarak şu anda sadece Türkiye için değil insanlık için geleceğin ihtiyaçlarını öngörmeye ve onunla ilgili çözümler üretmeye çalıştıklarını kaydeden Tarhan, “Sadece sorun odaklı değil, çözüm odaklı bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu çerçeve içerisinde, bizdeki bilgi setini insanlarla paylaşmanın sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Hatta paylaşmamak vebaldir. Ailede ve insan ilişkilerinde bununla ilgili elimizdeki bilgilerin paylaşılması ve anlatılması gerekir. Bu nasıl olur? diyerek bundan hareketle bizi harekete geçiren fikir buydu. Bilgileri topluma paylaşıp bireysel fayda yerine toplumsal fayda yerine neler yapabiliriz? diye düşündük ve pandemi başlamadan önce geçtiğimiz yıl bir proje çalışmasına başladık” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’ya teşekkür etti
Projenin ilk etabında önemli sonuçlar elde ettiklerini ve projenin kendini ispat ettiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bir sonraki aşamada İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve Vali Yardımcısı Abdurrahman İnan’ın da projeye çok değerli destekler verdiğini belirterek kendilerine teşekkür etti.
Tarhan: “Aileyi zayıflatan üç hastalık var”
Günümüzde aileyi zayıflatan üç hastalık olduğuna dikkat çeken Tarhan, “Birincisi sekülarizm. İkincisi sosyal anomi. Üçüncüsü bireycilik. Sekülarizm biraz kirlenen bir kavram oldu. TDK’da anlamı dünyacılık diye geçiyor. Sekülarizmi politize etmemek gerekiyor. Dünyacılık, ölüm ve sonrası yok gibi yaşama. Sekülarizmde vicdani sorumluluğu zayıflayan, bencilleşen insan aileyi ayak bağı gibi görüyor. Bu düşüncede olan kişi eşi hasta oluyor, ‘Bana ne dünyaya bir defa geldim’ deyip hemen boşanıveriyor. Benmerkezcileştiriyor insanı. İkincisi sosyal anomi. Bu aileyi de zayıflatıyor tabi. Toplumu koruyan sosyal duvarlar var. Sosyal baskı, sosyal normlar da diyebiliriz. Aileyi de bunlar koruyordu daha önce. Çocuk yanlış bir şey yaptığı zaman komşu onu uyarabiliyordu. Ama şu anda sosyal normlar bozuldu. Aile artık kendi kendini korumak zorunda. Sosyal hastalıklara karşı aile son sığınak haline geldi. Üçüncüsü de bireycilik” diye konuştu.
Aileyi değil, bireyi kutsal gören anlayışın modern yaşamın hatalı öğretilerinden biri olduğunu kaydeden Tarhan, “Çocuklarımız popüler kültürle böyle büyüyor. Böyle büyüyen çocuk da ufak bir krizde evliliği bitiriyor. Bunların hepsi değer yargılarımızdır, karar verirken bunlara göre karar veriyoruz” dedi.
Tarhan: “Sevgi ve dürüstlük birleşince güven ortaya çıkıyor”
Aile kurumunun bir kişiliğe sahip canlı bir varlık olduğunu ifade eden Tarhan, “Örgütsel psikolojide aile bir iletişim ve güven alanı. İlk psikiyatri tecrübelerimizde sevgi yuvası deniyordu, şimdiyse güven alanı deniyor. Çünkü güven olması için sevgi gerekiyor. Sevgi var ama güven yoksa yine olmuyor. Sevgi + dürüstlük = güven ortaya çıkıyor. Güvenin olması için sadece sevgi yetmiyor. Ailenin kişiliği vardır. Şu anda boşanma olaylarında geçim sıkıntısı deniyorsa o işin görünen kısmı gibi oluyor. Görünmeyen kısmı sevginin, güvenin zayıflamasıdır. Geleceğini güvende hissetmiyorsa, sevmiyorsa aileye yatırım yapmıyor insan. Onun için bunları nasıl artıracağımıza odaklanmamız gerekiyor” dedi.
Tarhan: “Sıcak bir atmosfer olmayan evde sağlıklı çocuk yetişmez”
Ailede tutum kalıpları bulunduğunu kaydeden Tarhan, çiftlerin yaklaşımlarının önemine işaret ederek şunları söyledi:
“Koruyuculuk, müdahalecilik, anne ve baba rolleri, demokratik işleyiş, baskıcılık, karı – koca geçimsizliği… Türk toplumunda en çok rastladığımız ailede annenin müdahalecilik seviyesi çok yüksek çıkıyor. Koruyuculuğun dozunu kaçırmış anneler var, çocuğun bu durumda hiç özgür iradesi olmuyor. Aile içinde işleyişte her konuşulabiliyor mu, yoksa baba gelince herkes bir tarafa kaçıyor mu, korku odaklı bir disiplin mi var, sevgi odaklı bir disiplin mi var bunlara bakılıyor. Eşlerin geçimsizliği de ailede tutum kalıpları açısından çok önemli. Evde sıcak bir atmosfer yoksa orada sağlıklı çocuk yetişmez. Herkesin eve seve seve gelmesi gerekiyor. İstemeyerek geliyorlarsa o ev sevgi yuvası değildir, güven alanı değildir o ev. O evde mutluluk olmuyor. Bir babanın çocuğuna vereceği en güzel hediye annesini sevmesidir. Akıllı erkekler bunu yapıyor. Çocuğun annesini sevdiği zaman mutlu oluyor.”
Tarhan: “İyi iş birliği varsa ömür boyu aşka dönüşebiliyor”
Sevginin kimyası olduğunu belirten Tarhan, “Sevgi daha önce edebiyatçıların, şairlerin konusuydu. Ama 90’lı yılların ardından sinirlerin, duyguların nörobilimi anlaşıldıktan sonra sevginin de kimyası ortaya çıktı. Uyku, iştah, dopamin, norepinephrine, serotonin ve büyüme hormonu sevgi esnasında ortaya çıkan çekimle ilgili kimyasallardır. Patolojik aşk hastalıktır. Eğer iyi iş birliği varsa aşk yönetilirse ömür boyu aşka dönüşebiliyor. İyi ilişki varsa sevginin olduğu, güvenin, aile değerlerinin olduğu bir ilişkiyse aşk sevgiye dönüşüyor, sürdürülebilir bir hale geliyor. Uzun ömürlü bir duygu haline gelebiliyor” dedi.
Tarhan: “Ailede iki sihirli kavram, güven ve iş birliğidir”
Aileyi bir arada tutan değerlere de dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Meşveret, eşitlik, özerklik, hakkaniyet, sevgi, güven, paylaşımcılık, maddi ve manevi kazanımlar bu değerlerdendir. Ailede iki tane sihirli anahtar kavram var. Biri güvenirlilik kavramı. 2009’da 54 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışmada ailedeki liderde aranılan ilk özellik dürüstlük. Bu ailede de geçerli. Liderlik çemberinde de ortada güven vardır. Sonra değerler, yeterlilik gibi kavramlar geliyor. Çark güvenin üzerinde dönüyor. Aile içerisinde şaka bile olsa yalan söylememek gerekir. Sevginin en büyük düşmanı yalandır, beyaz yalan bile olsa. Açık, şeffaf ve hesap verilebilir ilişki ailede en önemli güven sağlayıcıdır ve ailenin liderini belirler. Ailenin lideri erkek veya kadın değildir. Ailenin lideri olayları dürüstçe yöneten, çocuklarla ve eşle ilişkiyi ilişkiyi yönetebilendir. Çocuk dürüst olana güvenir. Yalancı anne veya babaya güvenmez. Onun için dürüstlük ailede önemli bir değer. İkinci önemli değer de iş birliği kavramı. Ailenin huzurunu bu belirliyor. V uçuşu yaban kazlarının kıtalararası saatlerce uçuş şeklidir. Öndeki kuş devamlı kanat çırpıyor, bir boşluk oluşturuyor, o 10 defa kanat çırpıyorsa arkasındakiler 3-5 kez kanat çırpıyor. En öndeki yorulunca sıra değiştiriyorlar. Onlar müthiş bir aile olmuşlar ama insanoğlu kazdan ilham alması gerekirken bunu yapmıyor. Demek ki aile olmak için takım olmak gerekiyor. Biz bilinci önemli. Evlilik iyi bir kombin olabilmektir.” diye konuştu.
Pendik Kaymakamı Dr. Hülya Kaya: “Proje güzel bir şekilde uygulanacak ve daha da büyüyecek”
Pendik Kaymakamı Dr. Hülya Kaya, projeyi en başından beri takip ettiklerini belirterek “Ne kadar kıymetli ve değerli bir çalışma ortaya konacağını da ilk günde şahidim. Sayın valimizin de destekleriyle bu proje hayata geçiyor. Bunun heyecanını yaşıyoruz. İnşallah proje güzel bir şekilde uygulamaya geçecek. Bu projenin çıktılarını duyan, katılanlar diğerlerine de tavsiye edecekler. Belki ikinci bir tur daha yapılabilir. Bu eğitimi alacak katılımcılar çok değerli hocalarımızdan eğitimleri aldıktan sonra, arkadaşlarına da tavsiye edecekler. Bu çok ciddi bir ihtiyaç sahada. Belki ikinci tur, üçüncü tur olarak yapabilirsek, çok güzel olur diye düşünüyorum” diye konuştu.
Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek: “Huzur, güven ve sevgi ortamı çocuğun kendini varlıklı hissetmesine büyük katkı sağlıyor”
Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek ise projede yer almaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek Üsküdar Üniversitesi ile muhtelif projelerde beraber çalıştıklarını ve çok verimli işler yaptıklarını dile getirdi.Prof. Dr. Nevzat Tarhan liderliğinde Üsküdar Üniversitesi’nin çalışmalarını büyük bir beğeniyle izlediklerini kaydeden Demiryürek, “Aile konusunda özelden bir şey söylemek istiyorum. Ben altı çocuklu bir ailenin ferdiyim. Dördüncü evlatlarıyım. Halen yaşlarımız ilerlemesine rağmen birimizin parmağına bir diken batsa diğer onun acısını hisseder. Bugünkü standartlarla dönüp geçmişe baktığımda ekonomik açıdan alt-orta sınıf olarak nitelendirebileceğimiz bir durumda olmamıza rağmen biz çocuk mahilesinde hep kendimizi varlıklı olarak gördük. Bugünkü aklımla baktığımda olaya ailedeki huzur, güven ve sevgi ortamının çocuğun kendini varlıklı hissetmesine yetecek kadar önemli bir katkı sağladığını düşünüyorum. Şimdi de aynı ortamı kendi çocuklarım için kurmaya gayret ediyorum” dedi.
Gaziosmanpaşa Kaymakamı Numan Hatipoğlu: “Aile konusunda ülkemizdeki en önemli çalışmaların başında yer alacak bir proje”
Gaziosmanpaşa Kaymakamı Numan Hatipoğlu, Üsküdar Üniversitesi başta olmak üzere projede de emeği geçen tüm ekiplere teşekkür etti. Projenin hayırlara vesile olmasını dileyen Hatipoğlu, “Projenin ülkemizde de aile açısından gerçekten çok önemli çalışmaların en başına yerleşeceğini dilediğimi umut ettiğimi de ifade etmek istiyorum. Tüm proje ekibine paydaşlara ve bu projeden faydalanacak olan çok değerli ailelere de buradan sevgilerimi saygılarımı sunuyorum” dedi.
Eyüpsultan Kaymakamı İhsan Kara: “1546 aileyi davet ettik”
Eyüpsultan Kaymakamı İhsan Kara da Prof. Dr. Nevzat Tarhan başta olmak üzere projede emeği geçenlere teşekkür ederek “Programın hayırlı olmasını ve ailelerin temellerini sağlamlaştırıcı, toplumsal etkiye sahip olmasını ve örnek olmasını diliyorum. Katılım olması için Kaymakamlık olarak duyuruları yaptık, 1546 aileyi bizzat davet ettik. Yüksek bir katılım olacağını ümit ediyoruz. Eğitime devamlılık özelliğini ve önemini vurguladık” dedi.
Çiğdem Demirsoy: “Eğitimler 24 Kasım’da başlayacak”
Proje Koordinatörü Uzman Psikolog Çiğdem Demirsoy, Aileler Üniversitede Proje Sunumunda projenin İstanbul’un Üsküdar, Pendik Gaziosmanpaşa ve Eyüpsultan ilçelerinde kaymakamlık tarafından belirlenen kişilere yönelik olarak gerçekleştirileceğini söyledi. Pandemi önlemleri kapsamında çevrimiçi olarak haftanın bir günü yapılacak eğitimlerin 6 hafta boyunca devam edeceğini belirten Çiğdem Demirsoy, eğitimlerin sonunda katılım belgesi verileceğini kaydetti.
Çiğdem Demirsoy’un verdiği bilgiye göre belirlenen grup ve hedefler şöyle olacak:
Beyaz Grup: 18 yaş altındaki bireylerin duygusal olgunluk ve ilişki yönetimi konusunda eğitilmesini sağlamak.
Pembe Grup: 18 yaş üzeri bireyler ve evlilik hazırlığındaki çiftlerin “Evlilik ve Aileyi” ilgilendiren konularda bilinçlenmesini sağlamak.
Turuncu Grup: Henüz problem yaşamasa da risk altında olan çift ve ailelerin desteklenmesini sağlamak.
Kırmızı Grup: Profesyonel yardım almayı gerektirecek düzeyde probleme sahip ailelerin rehabilite ederek güçlendirilmesini sağlamak.
Proje Danışmanı Dr. Nebiye Yaşar ise proje kapsamında yapılması planlanan çalışmalara ilişkin bilgiler verdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Babacan: Dün gece yapılan bir iflas açıklamasıdır!
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Bilecik İl Kongresi’nde konuştu. Hazine ve Maliye Bakanı’nın dün gece sosyal medya hesabından paylaştığı istifa açıklamasına değinen Babacan şu ifadeleri kullandı:
Hem ekonominin hem de basın özgürlüğünün durumu içler acısı
Dün biliyorsunuz sosyal medya hesabında bir istifa mektubu paylaşıldı. Bu istifa beğeni rekoru kırdı. Dakikada 3 bin kişi istifayı beğendi. İnsanlar sosyal medyada aldılar bu haberi ve telefonlarının o “like” tuşuna bastılar hemen.
Ülkenin bir bakanı kendi sosyal medya hesabından bir istifa mektubu paylaşıyor fakat basından çıt yok. Belli ki bir yerlerden talimat bekleniyor. Basınımız bir istifa haberini talimat almadan veremiyor.
İstifa değil, iflas açıkladılar
Akraba kayırmacılığının, basını sansürleme işgüzarlığının kötü sonuçlarına son 24 saatte tekrar şahit olduk. Halkımıza yoksulluğu dayatan beceriksiz ekonomi politikası iflasını canlı canlı izledik. Demokrasiyi, hukuku, insan haklarını askıya alanlar; saatlerdir devleti de askıya almıştır.
Dün gece yapılan açıklama bir istifa açıklaması değil, bir iflas açıklamasıdır. Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dün gece sosyal medya üzerinden iflasını açıklamıştır.
Ekonominin temeli; adalet, demokrasi ve özgürlüklerdir
Hazineyi boşalttılar anladık da, şu anda hazinenin başı da boş. Devlet böyle yönetilmez, ciddiyete yakışmaz. Özgürlüklerin olmadığı, adaletsizliğin kol gezdiği bir ülkede ekonomi de iyiye gitmez. Bütün bu çöküşün faturasını bir-iki isim değişikliğiyle kapatmaya çalışıyorlar. Türkiye ekonomisi, içine düştüğü bu çukurdan sadece ekonomi yönetimini değiştirerek çıkamaz. Anayasanın açıkça ihlal edildiği bir ülke hukuk devleti olamaz. Anayasayla kendinizi bağlı hissetmiyorsanız bu ülkenin çivisi çıkmış demektir.
İstediğiniz kadar adamları değiştirin; adaleti düzeltmedikçe, demokrasiyi iyileştirmedikçe, özgürlük ortamını genişletmedikçe ekonomi toparlayamaz. Ekonomi sağlam bir temel üzerine inşa edilir. Bu temelde, adalet, demokrasi ve özgürlükler vardır. Bu zihniyet, bu iktidar değişmeden ekonomi düzelmez.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Zatürre zayıf bir anınızı yakalamasın
Akciğerlerin mikrobik iltihaplanması sonucu oluşan Zatürre (Pnömoni) hastalığı özellikle sonbahar ve kış aylarında görülen çok ciddi bir enfeksiyondur. Zatürreden korunmak için bağışıklık sisteminin en iyi düzeyde tutulması gerektiğini belirten Academic Hospital İç Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Torasik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgay Çelikel, hastalıkla ilgili önemli uyarılarda bulundu.
Zatürre tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasındadır. Akciğer dokusunun iltihaplanması sonucu, bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalar yüzünden oluşan bu rahatsızlık, her yıl ülkemizde 12 bin civarı kişinin yaşamını kaybetmesine neden olur. Bağışıklık sistemi güçlü olursa zatürrenin ayakta basitçe geçirilebileceğini söyleyen Academic Hospital İç Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Torasik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgay Çelikel, “Hastaneye ve yoğun bakıma yatışı gerektiren ve ağır seyreden zatürre vakaları vardır. Kanda oksijen seviyesinde düşüklüğe, karbondioksit seviyesinde yükselmeye ve solunum yetmezliğine yol açan bu tip zatürreler, bağışıklığı azalmış kişilerde çok ciddi durumlara neden olabilir. Bazı hastalarda tedavi süreci iki ayı bile bulabilir. Bu sürede yakın doktor kontrolü şarttır.” uyarısında bulundu.
Yüksek ateş ve nefes darlığı zatürrenin en önemli belirtileri
Tipik zatürre, genellikle 39-40 derecede seyreden yüksek ateşe, üşümeye, titremeye ve nefes darlığına sebep olur. Nabızda yükselme, morarma, göğüs ağrısı, kuru öksürük, sarı-yeşil balgam ve özellikle yaşlılarda zihin bulanıklığı gibi klinik belirtiler görülebilir. Kan testlerinde beyaz küre ve CRP yüksekliği gözlemlenir.
Zatürreden korunmanın yolları nelerdir?
Bağışıklık sisteminin ve akciğerin mikroptan korunma mekanizmalarının en iyi düzeyde çalışması gereklidir. Sigara içmek, bronşların üzerini kaplayan halıya benzer “Silya” yapısının dışa doğru hareketini felç eder ve her gün soluduğumuz milyonlarca mikrobun dışarıya atılmasına engel olur. Aynı şekilde alkol, genel anestezi, hava kirliliği, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği ve kortizon tedavisi gibi durumlar da savunma mekanizmasını bozan etkenlerdir. Zatürreden korunmak için iki çeşit aşı vardır. Biri ömür boyu etkilidir, diğerinin 5 yılda bir tekrar edilmesi gerekir. Batıda 65 yaş üzerine önerilen bu aşılar, ülkemizde yıpranma daha fazla olduğu için 55 yaş üzerine önerilir. Fakat unutulmaması gereken nokta şudur; zatürre aşısının sadece en sık görülen zatürre cinsi Pnömokok’a karşı koruyuculuğu bulunur. Diğer zatürrelere karşı bir etkisi yoktur.
Zatürre hakkında az bilinen gerçekler:
– Enfeksiyona bağlı zatürre, bakteri, virüs, mantar veya tüberküloz mikrobu kaynaklı olabilir. Hepsinin tedavi yaklaşımı farklıdır. Antibiyotikler sadece bakteri kaynaklı zatürreye karşı etkilidir. Mantar ve tüberküloz nedeniyle oluşan zatürrenin ilaçları ve kullanma süreleri farklıdır. O yüzden ilaç kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır.
– Covid-19, grip (İnfluenza) gibi bir virüstür ve viral zatürreye neden olur. Grip için hastalık şiddetini azaltan ilaçlar bulmak mümkünken Covid-19 için bugüne kadar tek bir ilaç onay almıştır ve henüz ülkemizde bulunmamaktadır.
– Covid-19 virüsü, gripten farklı olarak daha sık akciğerlerde zatürreye neden olur. Bu tür zatürrenin buzlu cama benzeyen tipik bir görüntüsü vardır.
– Genel durumu iyi, ayaktaki bir hastanın tedavisiyle altta yatan başka bir hastalığı bulunan düşkün bir hastanın tedavisi çok farklıdır.
– “Atipik Zatürre” denen bir grup daha vardır. Klimadan geçen “Legionella Zatürresi” (Lejyoner Hastalığı) de bu gruptadır ve doğru antibiyotik tedavisi uygulanmazsa çok hızlı ilerleme gösterir.
– AIDS hastalığında da en önemli ölüm nedeni bağışıklığın düşmesine bağlı gelişen bir tür zatürredir ve onun da tedavisi oldukça farklıdır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)