Bazı ülkelerin Türkiye’ye seyahat kısıtlaması getirirken, Sağlık Turizmcisi Mehmet Hanifi Kutlar, Türkiye’nin pandemi önlemleri açısından dünyadaki en güvenli ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Türkiye’deki sağlık ve konaklama tesisleri ve havalimanlarının COVİD-19 salgını önlemleri açısından son derece güvenliği olduğunu belirten Kutlar, “Türkiye sağlık turizmi kapsamında tedavi olmayı düşünen yabancı misafirlerimiz çekinmeden ülkemize gelebilirler” dedi.
Sağlık Bakanlığı direktifleri doğrultusunda Sağlık Turizmi alanında sosyal mesafe, sağlık kontrolleri ve hijyen önlemlerin üst düzey seviyede uygulandığını açıkladı. Kutlar, özellikle İstanbul, Antalya ve İzmir’deki saç ekim merkezlerinin Covid-19 sürecinde de alınan önlemler sayesinde yurt içi ve yurt dışı hastalarında çok fazla düşüş olmadığını açıkladı.
Yeni tip Covid-19 sosyal ve ekonomik hayatı tüm dünyada olumsuz etkilerken, ülkeler arası ekonomik alışverişi de sekteye uğrattı. 10 yılı aşkın süredir sağlık turizmi sektöründe yer alan Mehmet Hanifi Kutlar, Sağlık Bakanlığı’nın yönergeleri doğrultusunda sağlık merkezlerinde uygulanan Covid-19 tedbirlerinin sağlık turizmi ile uğraşan merkez ve hastanelerde en üst düzeyde uygulandığını belirten Kutlar, “Gerek yurt dışından ülkemize, gerekse ülke içinde sağlık turizmi kapsamında tedavi olan hasta sayılarında alınan önlemler sayesinde çok fazla düşüş olmadı. Bu hassasiyet nedeniyle özellikle saç ekimi ve diş tedavilerinde pandemiye rağmen iyi bir gidişat yakaladık” dedi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle hizmete ara veren sağlık turizmi, normalleşme sürecinde aldığı sıkı önlemlerle birlikte kaldığı yerden hizmet vermeye başladığını anlatan Kutlar, “Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını birçok sektörün iş yapmasını engelledi. Sağlık turizminde dünyanın başlıca ülkelerinden Türkiye’de normalleşme sürecine girilmesiyle birlikte aldığı önlemlerle hasta kabulüne başladı.
Sağlık turizmcisi, Mehmet Hanifi Kutlar şöyle devam etti; “Koronavirüsten sonra hijyen konusunda aldığımız tüm önlemleri gözden geçirdik ve daha sıkı önlemler aldık. Bu önlemlerin başında hem hastalarımız için hem de sağlık personelimiz için son 24 saat içinde COVID-19 testi kontrolü yapılması geliyor. Yapılan işlemler sterilize ortamlarda gerçekleştiriliyor ve korucu özel kıyafetlerin
tercih edilmesi, yüksek koruma sağlayan maske kullanılması gibi sıkı önlemler de alıyoruz. Sağlık sektörü olarak hem çalışan hem de hasta sağlığına büyük önem veriyoruz”
SAÇ EKİMİ EN ÇOK TERCİH EDİLEN TEDAVİ
Sağlık turizminde son yıllarda en çok tercih edilen operasyonların başında teknolojik
ilerlemelerle birlikte her geçen gün gelişen saç ekimi geldiğini kaydeden Kutlar, “Türk erkeklerinin en büyük dertlerinden saç dökülmesi ve kelliğe çözüm olan saç ekimi, DHI saç ekim (Direct Hair Implant) tekniğiyle dikiş izi ve kesik olmadan doğal saç görünümü sunuyor. İyileşme sürecinin hızlı olduğu bu yöntem, başın arka kısımlarından ekilmek üzere alınan saç köklerinin (grefler) başta herhangi bir delik açmadan özel uçlar ile direkt olarak ekilmesiyle gerçekleştiriliyor. Aynı zaman da bu yöntemde saç kökleri ağrısız, acısız olarak yerleştiriliyor ve sağlıklı, güçlü saç kökleri sunuyor” diye konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: sağlık
Kahraman sağlık çalışanı ilk kitabının gelirini LÖSEV’e bağışladı
Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Acil Servisi’nde hemşire olarak görevine devam eden Ayşe Altay “Sensizlik Kokuyorum” adlı ilk şiir kitabında elde ettiği tüm gelirleri LÖSEV’e bağışlayarak gönüllere bir kez daha taht kurdu. Son 10 yıldır Kocaeli’de hemşire olarak görev yapan Ayşe Altay “Şiir kitabımı tamamen kendi imkanlarımla çıkardım. Kitabımın satışları devam ediyor. Kitabımdan elde ettiğim tüm geliri de bir kuruşuna dahi dokunmadan LÖSEV‘e bağışladım. İlk baskı olarak 1000 adet basılan kitabım kısa bir süre içinde kitapseverler tarafından yoğun ilgi gördü. Beni ilk kitabımda yalnız bırakmayan aileme, meslektaşlarıma ve kitapseverlere teşekkür ediyorum. Kitabımın geliri ile yaptığım bağışla hedefime ayrıca ulaştığım için çok mutluyum” ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYADAN DESTEK YAĞDI
Covid-19 salgını yüzünden zor günler geçirirken bir sağlık çalışanının ayrıca kitabından elde ettiği geliri düşünmeden LÖSEV’e bağışlamasının ardından LÖSEV tarafından kendisine gönderilen mesajda “Değerli bağışçımız vakfımıza yapmış olduğunuz bağışınız sistemimize ulaşmıştır. Teşekkür ederiz” denildi.
Ayşe Altay’ın yaptığı bağışın sosyal medyada duyulması üzerine birçok sosyal medya kullanıcısı Ayşe Altay’a destek mesajları atarak yaptığı davranışın örnek olması gerektiğini düşündüklerini ifade ettiler.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Karar iptal edilmeli, ‘Heybeliada Sanatoryumu Sağlık Kompleksi’ kurulmalı
Solunum Derneği TÜSAD ve Heybeliada Sanatoryumu’nun Eski Başhekimi birlikte bir açıklama yaparak, Diyanet’e devredilme kararının iptal edilmesini istedi. Heybeliada Sanatoryumu’nun kuruluşundan bu yana bir ekol olduğunu vurgulayan TÜSAD Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz ve Heybeliada Sanatoryumu Eski Başhekimi Prof. Dr. Attila Saygı, burada içinde bir Tüberküloz Enstitüsü, eğitim merkezi, sağlık müzesi, dinlenme tesisi ve adaya yetecek kapasitede bir hastaneden oluşan “Heybeliada Sanatoryumu Sağlık Kompleksi” kurulmasını önerdi.
Heybeliada Sanatoryumu’nun ve çevresindeki 200 dönümlük arazinin bir kısmının Tarım ve Orman Bakanlığı’na bir kısmının ise “İslami Eğitim Merkezi” kurmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesi, solunum hekimlerini üzdü. Bünyesinde 4 bin 500’e yakın solunum ve akciğer hekimi barındıran Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği’nin (TÜSAD) Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz ve Heybeliada Sanatoryumu’nun Eski Başhekimi Prof. Dr. Attila Saygı ortak bir açıklama yapılarak bu kararın iptal edilmesini isterken, buraya Heybeliada Sanatoryumu Sağlık Kompleksi kurulmasının her açıdan çok daha faydalı sonuçları olacağını vurguladı.
BİR OKUL, BİR EKOLDÜ
Aynı zamanda TÜSAD üyesi olan Attila Saygı, Heybeliada Sanatoryumu Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nin 1924 yılında Atatürk’ün emriyle verem salgını ile savaşmak amacıyla İsviçre’deki bir sanatoryum örnek alınarak 16 yataklı bir hastane olarak kurulduğunu hatırlatttı ve şu bilgileri paylaştı: “Ek binalar, hemşire eğitim yeri ve lojmanı ve rehabilitasyon merkezi yapılarak genişletildi. Bu rehabilitasyon merkezinde hastanede tedavi görüp iyileşen hastalara marangozluk, saatçilik, ayakkabıcılık gibi meslekler öğretildi. Bu kişiler bugün adada iş ve mesken sahibi. Rehabilitasyon merkezi sonradan Sağlık Bakanlığı dinlenme tesisine dönüştürüldü. Türkiye’de verem savaşına ve göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi branşlarına önderlik eden bu eğitim ve hizmet kuruluşu bir okuldu, bir ekoldü. Bu merkezde yetişen birçok profesör, doçent ve uzman hekim halen ülkemizin değişik yörelerinde hizmet veriyor.”
TARİHE GÖMÜLDÜ
1999 depreminde hasar gören hastanenin, 2005 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından adaya ulaşım sorunları, hasta azlığı gibi nedenlerle kapatıldığını ve Süreyyapaşa Göğüs Kalp Damar Hastanesi EAH (Eğitim ve Araştırma Hastanesi) bünyesine tüm personel ve ekipmanı ile birlikte nakledildiğini belirten Saygı, sözlerine şöyle devam etti: “Kurum ismi ile birlikte tarihe gömüldü. O günden bu yana Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi’nin adadan taşınması ve sanatoryumun kapatılması Heybeliada’da önemli bir gelir ve prestij kaybına ve basına da sıklıkla yansıyan ciddi sağlık sorunlarına yol açtı. Heybeliada’da halen ciddi bir sağlık kuruluşu yok.”
TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRAS
Bu hatırlatmaların ardından bir de öneri sunan Yılmaz ve Saygı, şu acıklamayı yaptı: “Heybeliada Sanatoryumu arazisine deneysel araştırma ve çalışmaların yapılabileceği ve özel kanunla kurulacak bir Türk Tüberküloz Enstitüsü, tüm sağlıkçıların yararlanacağı bir dinlenme tesisi, sağlık eğitimlerinin yapılabileceği ve konferansların verilebileceği bir eğitim merkezi, bir sağlık müzesi ve adaya yetecek kapasitede bir hastane veya sağlık ünitesinden oluşan ‘Heybeliada Sanatoryumu Sağlık Kompleksi’kurulması bu tarihi ve kültürel mirasın ismini, yerini ve saygınlığını koruyacak ve ada halkına da ciddi katkı olacaktır. Hastane arazisi ve binalarının Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilmesi kararının yetkililerce yeniden değerlendirilmesi ve iptali uygun olacaktır görüşündeyiz.”
İSTANBUL – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Panora alışveriş ve yaşam merkezi, sağlık tedbirlerinde de Ankara’nın en iyisi!
Koronavirüsün ülkemizde görüldüğü ilk günden itibaren hem sağlık tedbirleri konusunda hem de ekonomik desteklerde öncü olan Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı denetimlerde aldığı sonuçlarla da takdir topladı.
Yeniden hizmete başladığı 1 Haziran tarihinden itibaren düzenli olarak denetimlere tabi tutulan AVM’lerde, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin aldığı tedbirler konusundaki başarısı dikkat çekti. Her daim hijyene ve hem çalışanlarının hem de misafirlerinin sağlığına önem veren Panora’da, 28 Ağustos tarihinde yapılan denetimlerde, farklı noktalardan alınmış numunelerin sonuçları yayınlandı. AVM’nin en uğrak alanları olan tuvalet, asansör ve ana giriş kapısından, denetim ekiplerince alınan numuneler, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı’nda incelendi. Yayınlanan inceleme raporu, Panora’nın hijyen sınır noktasının, ameliyathane hijyeni ile aynı orana sahip olduğunu gösterdi.
Raporu çalışanlarının ve misafirlerinin bilgisine sunan Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi yönetimi, önceliklerinin Panora çatısı altında bulunan herkesin sağlığını korumak olduğunu, bunun için de her türlü tedbiri taviz vermeksizin uyguladıklarını, rapor sonuçlarının kendilerini oldukça memnun ettiğini ve önümüzdeki dönemde de tedbirlere harfiyen uyarak tüm AVM’lere örnek olmaya devam etmek istediklerini dile getirdiler.
ANKARA / BEYAZ HABER AJANSI (BHA)