DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Kastamonu İl Kongresinde konuştu. Babacan’ın gündeminde mafya-siyaset ilişkisi ve alınan Koronavirüs önlemleri vardı. Babacan şu ifadeleri kullandı:
Cumhurbaşkanı, ittifak bozulmasın diye küçük ortağa ses çıkaramıyor
Suçluluğu mahkemelerce sabit bulunmuş bir suç örgütü yöneticisi bir siyasetçiyi tehdit etti. Çok ağır hakaretlerde bulundu. Her konuda hemen anında açıklama yapan Cumhurbaşkanından bir ses duydunuz mu? Çok değil, 7 sene evvel “Çeteler dönemi, mafya dönemi bitmiştir” diyen Cumhurbaşkanı, bugün illegal yapıların suça konu sözlerine tek kelime edemiyor. İttifak bozulur kaygısıyla, ortağının suça sahip çıkmasına ses çıkarmıyor.
İllegal yapıların siyaseti dizayn etmesine müsaade etmeyeceğiz
İllegal yapıların siyaseti dizayn etme çabalarına müsaade etmeyeceğiz. Türkiye, illegal yapılardan da bu yapıların arkasına saklanan siyasetçilerden de büyüktür. Suç örgütlerinden, illegal yapılardan, ülkemizi 90’lı yıllara döndürmek isteyen karanlıktan “Korkma Türkiye” diyoruz.
Önlem aldık demek için genelge yayınladılar
Salgınla mücadelede sırf önlem aldık demek için sonuç getirmeyecek bir genelge yayınladılar. Salgınla mücadele etmek için değil de sanki sadece ceza kesmek için genelge çıkarmışlar. Biz size önlem alın dediğimizde, milletimize ceza keserek kasayı doldurmanız için önlem alın demedik. Halkın sağlığı için önlem alın dedik.
Verileri Bilim Kurulu’ndan bile saklıyorlar
Bir Bilim Kurulu üyesi çok enteresan bir açıklamada bulundu: “Vaka sayılarını biz de bilmiyoruz, Kurula gelmiyor” dedi. Bilim Kurulu tavsiye üretecek, hükûmete doğrusunu söyleyecek. Verilerle oynamaya TÜİK’ten alıştılar da, görüş oluşturan Bilim Kurulu’ndan veriler saklanır mı? Sırf bu salgınla mücadele etmek için oluşturduğunuz Bilim Kurulundan, oradaki bilim insanlarından gerçekleri saklayamazsınız.
Devletin ceplerini boşalttıkları için ekonomik önlem alamıyorlar
Hazineyi boşaltıp, ülkeyi borç batağına soktukları için ekonomik önlem de alamıyorlar. Gelişmiş ülkeler gibi “siz yeter ki sağlığınızla ilgilenin” diyerek vatandaşımıza hibeler, destekler veremiyorlar. Çünkü daha salgın ortada yokken devletin ceplerini boşalttılar. Devletin sağ cebini de, sol cebini de, arka cebini de boşalttılar.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: siyaseti
Z kuşağı siyaseti etkileme gücünde mi?
Dijital dünyada yetişen genç neslin, her şeyin çok daha farkında ve sürekli sorgulayıcı davrandığına dikkat çeken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyanın gelişmesine olumlu katkı sağlayacağını düşündüğü gençlerin bilgelik rehberliğine ihtiyaçları olduğunu söyledi. Z Kuşağının günümüzde siyaseti etkileme gücünü elinde bulundurduğunun altını çizen Tarhan, hareketli, enerjik ama yalnız bu kuşaklarla aynı dili konuşmak gerektiğini vurguluyor.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dünya Sağlık Örgütü’nün Dünya Ruh Sağlığı Günü teması olarak bu yıl “Değişen dünya ve gençlik” olarak seçmesinin manidar olduğunu belirterek, önemli değerlendirmelerde bulundu.
Z kuşağı Trump’ı sabote etti
Dünya Ruh Sağlığı Günü için bu sene ruh sağlığında değişen dünya ve gençlik konusunun seçildiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan sözlerine şöyle devam etti:
“Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün vurguladığı gibi psikolojik sağlamlık ve dayanıklılık seçildi. Bunun seçilme nedenlerinden biri de Donald Trump. Trump, geçtiğimiz Haziran ayında pandemi sonrası için seçim kampanyası başlattı. Seçim kampanyasında büyük bilet satışı olmuş. Her taraf doluyor fakat stada bir geldiklerinde sadece 3’te 1’i kadar katılım olduğunu görmüşler. Katılımın az olmasının nedenleri araştırılınca Z kuşağı gençlerin Tiktok üzerinden bir grup kurdukları, insanlara gitmeyecekleri halde bilet aldırdıkları fark ediliyor. Müthiş bir ofsayt durumu söz konusu oldu ve bu olay basına yansıdı. Bir nevi Trump’ı sabote ettiler.”
Osmanlı’da da örneği var
Z Kuşağının dünyadaki bir çok ülkede etki gösterdiğine dikkat çeken Tarhan, “İnsan haklarıyla ilgili dini radikalizm ve dini faşizm gibi bütün korkutucu iklime rağmen coğrafyasında Nobel barış ödülü alan Zoomer kuşağı var… 22 yaşlarında insan hakları aktivisti Malala Yusufzay. O çok iyi bir zoomer, yani internet aktivisti. Dini radikalizm ve dini faşizmi gençlik alt üst etti. Her taraftan bunun gibi düşünen bir kuşak geliyor. Diğer taraftan ABD’de zoomer olarak bilinen Z kuşağı, Amerika’da seçimleri etkileyecek. Z Kuşağının siyaseti etkileme gücü var, bunu görüyoruz. Öyle ki bunu biz Osmanlı’nın son dönemlerinde de gördük, sürpriz bir şey değil. Sultan Abdülhamit birçok imar faaliyeti yaptı, insanları korudu hatta öyle ki birçok kişinin öksüz kalmamasını sağladı. Fakat onun yetiştirdiği kuşak onu indirdi, ikinci kuşak da Osmanlı’yı sonlandırdı. Abdülhamit gençleri yetiştirdi, korudu ama onlarla aynı dili konuşmayı başaramadı. Bu kuşak siyaseti etkileme gücüne sahip. Buradan çıkarılacak dersler var” dedi.
Gençlerle aynı dili konuşmak gerekiyor
Gençlerin anladığı dili yakalamak gerektiğine dikkat çeken Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu andaki gençler insanlık tarihinde dijital ortamda doğan ilk nesil. Özellikleri nedeniyle sosyal medyada onlar yerli, biz göçmeniz. Televizyon kuşağı vardı, radyo kuşağı vardı, sosyal medya şu anda hayatımızın çok önemli bir gerçeği oldu. Bu sosyal medya kuşağı, insanların davranış kalıplarını değiştiriyor. Bu kuşağın ikinci bir özelliği ırk konusunda hiç tutucu değiller. Z kuşağı gençlere bakıyorsunuz siyah beyaz hiç ayrım yapmadan müthiş bir grup oluşturuyorlar. K-POP’a bakıyorsunuz cinsel kimliği bile yok sayıp reddediyorlar. Bunların üçüncü özellikleri ise her şeyi sorgulamaları. Sorgulamadan inanmıyorlar. Bu kuşakla irtibat kurmak istiyorsak onlarla aynı dili konuşmayı başarmamız gerekiyor. Onlara parmak sallayarak, kafa tutarak davranışlarını düzeltmek mümkün değil çünkü eski kuşaklar yokluk içinde psikolojik olgunluğa erişmeye çalıştı. Ama bu kuşak varlık içinde psikolojik olgunluğa yetişmek zorunda. Varlık içinde psikolojik olgunluğa erişmek için özel yöntem kullanılır. Bu kuşağa psikolojik olgunlaşmayı, sağlamlığı, dayanıklılığı öğretmek gerekiyor. Son derece konformist bir kuşak ve son derece de benmerkezci bir kuşak. Dünyayı kendi etrafında dönüyor gibi görüyorlar. Zekiler, duygusal olarak da zekiler ama dayanıklılık ve doyum erteleme becerilerinin geliştirilmesine ihtiyaçları var. Bunu yapamazsak Z kuşağı kayıp kuşak olacak.”
Gençler özgürlük, barış, eşitlik ve adalet istiyor
ABD’de maddi refahın yüksek olmasına karşın intihar vakalarının artış gösterdiğine de dikkat çeken Tarhan sözlerini şöyle sonlandırdı:
“İleri yaşlarda yalnızlık artmış, anti depresan tabletler ekmek peynir gibi satılıyor. Manevi ve ruhsal refah yok. Onun için ayrıca projeler yapılıyor. Teknoloji kime hizmet için var? İnsanlığın geneli için mi yoksa dünyaya hâkim olmak, güç odakları ve küresel sermayenin ayakta kalması için mi var? Dünya kaynaklarının yüzde 25’ini ABD kullanıyor. Bu sürdürülebilir değil, küresel adaleti getiremez, bir yerde patlak verecek. Gençler her şeyin daha çok farkında, sürekli sorguluyorlar. Gençlerin dünyanın gelişmesine olumlu katkı sağlayacaklarını düşünüyorum.Ama bu yolda onların bilgelik rehberliğine ihtiyaçları var. Onlar iyi niyetliler fakat önlerine seçenek sunulmazsa yanlışın içerisinde kaybolup giderler. Zalim ve acımasız yerine özgür olmak istiyorlar. Özgürlük, hürriyet, müsavat, adalet ve uhuvvet. Adalet ve barış istiyorlar. O yüzden Dünya Sağlık Örgütü’nün bu dönemdeki Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün konusunu ‘Değişen dünya ve gençlik’ yapması çok manidar. 16-24 yaşındaki kuşak hareketli, enerjik ama yalnız. Dijital bağımlılığın esiri durumundalar. Bu gençlerle aynı dili konuşmamız gerekir.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)