Etiket arşivi: trendleri

Vivo X51, Yalın ve Zarif Tasarımıyla Trendleri Takip Eden Kullanıcıların Yaşam Tarzlarını Tamamlıyor

Vivo, amiral gemisi akıllı telefonlarından yepyeni X51 ile karmaşık dünyayı basitleştirerek, kullanıcıyı vivo’nun ileri teknolojisiyle bir araya getiren çağdaş ve zarif tasarım estetiği ile cihazların kullanıcılar için kendini ifade etme biçimi şeklinde hizmet etmesini sağlayarak, markanın orijinal tasarım hedefine geri dönüyor.
X51 akıllı telefonlarının benzersiz renk paleti, pürüzsüz şekli ve rahatlık hissinin kullanıcıların teknolojimizle bağlantı kurmasına yardımcı olmak için bilinçli tasarım seçeneklerini yansıttığını belirten vivo Türkiye CEO’su Andrew Liu, “X51’in tasarım özellikleri, dinamik tasarım felsefesinin zarafetiyle, daha iyi bir genel kullanıcı deneyimi sunmak için profesyonel fotoğrafçılık özelliklerini vurgulamaya yardımcı oluyor.” dedi. X serisi, teknoloji ve kullanıcı merkezli tasarım dengesi ile birinci sınıf bir fotoğrafçılık deneyimi sağlamayı hedefliyor. Yurtdışında piyasaya sürülecek ilk X serisi cihaz olan X51, bu amacı yansıtıyor.” şeklinde konuştu. Liu ayrıca, “X serisindeki önceki cihazlara benzer şekilde, vivo’nun yeni X51 amiral gemisi akıllı telefonları, küresel kullanıcıların modaya uygun ve akıllı yaşam tarzlarını tamamlamak için gelişmiş fotoğrafçılık teknolojisini şık ve çağdaş tasarım estetiğiyle dengeliyor.” dedi.
Benzersiz Tasarım, Profesyonel Fotoğrafçılık Yeteneklerini Sergiliyor
X51’in tasarımı, profesyonel fotoğrafçılık özelliklerini geliştirirken, çağdaş bir estetikle yönlendirilen serideki her akıllı telefon, yalın ama keskin bir görünüm sunan R3 yuvarlak köşelerin bulunduğu dikdörtgen bir kamera matrisine sahip. Tasarımcılar, daha rahat bir görünüm ve his yaratmak için X51 akıllı telefonlarda kare veya sert unsurlardan kaçındı.
X51 kamera matrisi ayrıca Çift Tonlu Adım tasarımına sahip. Büyük, çıkıntılı kameralar, fotoğrafçılık alanında amiral gemisi olan akıllı telefonlar arasında oldukça yaygın. Ancak vivo böyle bir tasarımın cihazın estetik çekiciliğini azaltacağını düşünerek bunun yerine, kamera matrisinin ve X51’deki Gimbal Kamera Sisteminin çıkıntısını azaltan, inceliği korurken derinlik ve düzen hissini artıran yaratıcı iki kademeli bir kamera tasarımı geliştirdi. Üst kademede siyah renkte ana kamera, bokeh kamera ve geniş açılı kamera bulunuyor. Alt kademe ise periskop kamerayı içerir ve arka kapakla aynı renge sahipken, tüm modülün etrafındaki CNC (bilgisayar sayısal kontrolü) parlak çerçeve, yumuşak bir son dokunuş sağlıyor. Çift Tonlu Adım tasarımı, kamera tasarımına benzersiz bir görsel odak noktası eklerken, daha büyük kameraların gerektirdiği daha büyük bir kamera matrisi zorluğunu çözerek hem işlevsel hem de estetik amaçlara hizmet ediyor.
Seçkin Tasarım, Düzen ve Zarafet Getiriyor
vivo X serisi, akıllı telefonların kullanıcılarının bir uzantısı haline geldiğini ve insanların kişiliklerini ifade etmek ve yaşam tarzlarını tamamlamak için kullandıkları araçlar olarak hizmet ettiklerinin farkında. Bu nedenle X51, yeni amiral gemisi cihazların kullanıcıların kendilerini ifade etmelerine ve düzenli ve samimi tasarımıyla daha fazla güzelliği keşfetmelerine yardımcı olmak üzere, zarafet ve sadeliği vurgulamak için vivo’nun orijinal tasarım hedeflerine geri dönüyor.
Tasarımcılar X51’in renk paleti için tüketicilerin kişisel ifade ve profesyonel fotoğrafçılık amiral gemisi konumlandırması isteklerini dikkate aldı. Modern yaşamın normal düzeninde süregiden aksamaların ortasında, renk paleti olumlu mesajlar sunmayı ve tüketicilerin endişelerini gidermeyi amaçlıyor. vivo, tüketicilere yüksek kaliteli bir görsel deneyim sunmak üzere renk paletini belirlemek için Fransa’daki Carlin Creative Trend Bureau gibi tasarım kurumlarıyla iş birliği yaptı. Tasarımcılar yaklaşık 600 prototipi sıraladıktan sonra uluslararası pazar için üç renge karar verdiler.
X51’in renkleri ise; canlılık ve umut dolu, akıcı açık mavi olan “Buz Mavisi”; derin gökyüzündeki gümüş maviyi ve düzenin yeniden kurulmasını temsil eden “Alfa Grisi”; ve gradyan etkisine sahip olan ve insanlara dünyayı berrak bir zihinle görmelerini söyleyen “Cam Siyahı”ndan oluşuyor. Buz Mavisi ve Alfa Gri modellerinde, telefonun arkasındaki cam yüzeyde, buzlu bir cila oluşturan işleme teknolojisi AG Frosting bulunuyor. Yumuşak ve rahatlık sağlayan görünüm, tüm yüzey boyunca yaşamın eşit dağılmış yansımasına neden oluyor.
X51, konforu, görsel çekiciliği ve performansı artırmak için daha ince bir cihaza (Buz Mavisi ve Alfa Grisi için 8.04mm ve Cam Siyahı için 8.07mm) izin veren COP (Chip on Plastic) paketleme teknolojisi sayesinde 3 boyutlu esnek kavisli ekrana sahip ve daha hafif. Ekranın nispeten bükülebilir, esnek ve dayanıklı olması, telefonun hasar görme ihtimalini de düşürüyor. Yenilikçi ekran tasarımı ayrıca zararlı mavi ışığa maruz kalmayı azaltıyor ve SGS Eye Care Display sertifikasına sahip olmasının yanı sıra, HDR 10+ teknolojisi eksiksiz video parlaklığı ve renk bilgilerini koruyor. Bu ekran özellikleri, X serisi tasarımının insan merkezli odağını yansıtıyor.
Y Serisinden iki model de satışta
vivo, X51 modeli ile birlikte, Y70* ve Y20* modellerini de Aralık ayı itibariyle Türkiye’de satışa sundu. Türkiye’de satışa sunulan yeni vivo cep telefonlarının tavsiye edilen perakende satış fiyatları; X51 için 8.999 TL, Y70 için 3.699 TL ve Y20 için ise 3.099 TL olacak.
Türkiye’de satışta olan tüm vivo cep telefonları Teknosa, Mediamarkt, Vatan gibi teknoloji satış noktaları üzerinden tüketicilerle buluşmaya hazır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

​DHL lojistik sektörüne yön verecek trendleri açıkladı

DHL tarafından hazırlanan ve lojistik sektörünün geleceğine dair ipuçları veren Lojistik Trend Radarı’na göre COVID-19, hem geleceğin çalışma biçimlerine hem de dijitalleşme ve otomasyon alanlarındaki gelişmelere ivme kazandırıyor. Sürdürülebilirlik ise paketleme, planlama, optimizasyon ve bina yönetimi gibi alanlarda emisyonu azaltmak için gereken inovasyonlara hız kazandıran sektörler üstü bir zorunluluk haline geliyor.
DHL, hazırladığı Lojistik Trend Radarı’nın (Logistics Trend Radar) beşinci sayısında, önümüzdeki yıllarda lojistik sektörünün gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilecek 29 temel eğilimi bir kez daha ortaya koydu. Makro ve mikro trendler ile araştırma kuruluşları, teknoloji alanındaki oyuncular, startup’lar ve müşterilerin dahil olduğu büyük bir partner ağından elde edilen verilerin kapsamlı şekilde analiz edilmesi sonucunda oluşturulan rapor; lojistik sektöründe yeni teknolojilerin kullanımı, büyüyen e-ticaret ve bir sürdürülebilirlik konularında önemli bilgiler veriyor.
“E-ticaretteki büyüme, inovasyon alanındaki gelişmelerin önünü açmaya devam ediyor”
Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan DHL Express Türkiye CEO’su Claus Lassen, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Lojistik uzmanları olarak bizim için, müşterilerimize en iyi şekilde tavsiyelerde bulunabilmemiz adına ileride karşılaşılabilecek zorlukları tahmin etmek ve olası çözümleri öngörmek büyük önem arz ediyor. Gündemimizde yer almaya devam edecek mega trendlerin yabancısı değiliz, bunlar: Yeni teknolojiler, büyüyen e-ticaret ve sürdürülebilirlik. Ancak bazı alanlar diğerlerinden daha hızlı gelişeceğinden, bu ana başlıkların altında yer alan eğilimleri ve bunların lojistik üzerindeki etkilerini anlamaya ihtiyacımız var; elbette COVID-19’un küresel ticaret ve tüm iş gücü üzerindeki etkisi de bu ihtiyacı artıran önemli bir faktör. E-ticaret hâlâ hızla büyümeye devam ediyor. Firmadan firmaya (B2B) e-ticaretin de aynı yolda ilerlemesi ve tüketici pazar büyüklüğünü üçe katlaması bekleniyor. Coronavirüs pandemisi, yalnızca e-ticarette büyümeyi hızlandırmakla kalmadı aynı zamanda tedarik zinciri inovasyon ajandalarının da ivme kazanmasına yol açtı. Her zaman olduğu gibi yeni teknolojiyi en hızlı şekilde adapte edip yaygınlaştıran ve iş gücünü bu teknolojiye uyum sağlayacak şekilde eğitebilenler pazarda rekabet avantajına sahip olacak. Lojistikte dünya lideri bir marka olarak, durumu değerlendirebilmemizi sağlayacak birikim ve uzmanlığımızın rehberliğinde yol almaya devam edeceğiz.”
Dönüşüm süreçleri hızlanıyor
Lojistik Trend Radarı, son dört yılda trendlerde genel bir istikrar yaşandığını ortaya koyuyor. Ancak lojistik sektöründe mevcut küresel pandeminin etkisiyle birlikte dönüşüm süreçlerinin hız kazandığı da vurgulanıyor. COVID-19’un lojistik alanındaki güncel inovasyon, otomasyon ve dijital çalışmalara dair değişikliklerin daha hızlı gerçekleşmesini sağladığı ve sektördeki dijitalleşme çalışmalarını birkaç yıl ileri taşıdığı belirtilirken, daha önce lojistik endüstrisi için oyununun gidişatını değiştireceği düşünülen pek çok trendin, değişim potansiyelini henüz yerine getirmediği üzerinde duruluyor. Raporda ayrıca otonom araçlar ve drone’ların yasal ve teknik zorlukların yanı sıra sınırlı bir toplumsal kabul görmeleri nedeniyle geri planda kalmaya devam ettiği de aktarılıyor. Veri analitiği, yapay zekâ, robotik, IoT, Bulut ve API’larda gözlenen dinamik büyümenin, lojistik sektörü için bir yeni normale işaret ettiği; Kuantum Bilişim, Blockchain ve Uzay Lojistiğinde gerçekleşen atılımların, lojistik alanındaki hizmet sağlayıcıların büyük ölçekli sorunları çözebilmeleri ve yeni hizmetler yaratabilmeleri için yeni olanaklar oluşacağının sinyalini verdiği belirtiliyor.
“Sürdürülebilirlik, lojistik endüstrisi için artık bir zorunluluk”
Raporda yer alan önemli başlıklardan bir diğeri olan sürdürülebilirliğin, lojistik endüstrisi için artık bir zorunluluk haline geldiğini belirten Lassen, “Yerel ve ulusal yönetimler ile çözüm sağlayıcılar karbondioksit emisyonu ve atık üretiminin azaltılması konusuna odaklanmış durumdayken; atıkları azaltmak, yeni sevk tekniklerinden yararlanmak ve tesisleri optimize etmek için sürdürülebilir çözümler kullanmak tedarik zincirinin de en önemli gündemleri arasında yer alıyor. Bugün, tek kullanımlık plastiklere yönelik 90’dan fazla ülkede yasaklar getirilmiş durumda ve hacimli ambalajların kargo alanında yüzde 40 oranında daha fazla yer kaplaması, paketleme konusunun yeniden gözden geçirilmesi kaçınılmaz hale getiriyor. Süreç ve malzemelerin optimizasyonu, yeni sevk tekniklerinin kullanımı ve akıllı tesisler, lojistik sektörünün daha çevre dostu hale gelebilmesi için büyük bir potansiyel barındırıyor. Taşımacılıkta akıllı konteyner kullanımının kalabalık şehirlerde teslimat için çevre dostu formatların geliştirilmesinde de önemli olacağı görülüyor” dedi.
Lojistik Trend Radarı hakkında
DHL, küresel lojistik sektörü için kilit önem taşıyan bir araç olan Lojistik Trend Radarı’nı, düzenli olarak yayımlamaktadır. Raporun beşinci sayısı için 20.000’i aşkın lojistik profesyoneli ve teknoloji uzmanı, son iki yıl içerisinde DHL İnovasyon Merkezleri’ne yaptıkları ziyaretlerde, sektörün geleceği hakkındaki bakış açılarını paylaştılar. Elde edilen tüm bulguları derli toplu bir şekilde ortaya koyan Lojistik Trend Radarı, önceki sayılarda tespit edilen trendlerin gelişimini takip ediyor ve her güncellemede, mevcut ve gelecekte karşımıza çıkacak trendleri belirleyerek dinamik ve stratejik bir öngörü aracı işlevi görüyor. Hem DHL içinde hem de sektör genelinde, strateji ve inovasyon için büyük takdir toplayan bir kaynak olmasının yanı sıra Rapor, belirli trendlerin, örneğin son olarak ambalajlama, 5G, robot teknolojisi ve dijital ikiz gibi trendlerin, gideceği yönü şekillendirecek önemli bir araç haline gelmiştir.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)