Aylık arşivler: Eylül 2020

Aliağa Belediyesi Yeni Şakran’da sokakları yeniliyor

Kent genelinde çalışmalarını sürdüren Aliağa Belediyesi, Yeni Şakran Mahallesi’nde doğalgaz altyapı çalışmaları nedeniyle bozulan yolların yenilenmesine de ara vermeden devam ediyor.
Doğalgaz altyapı çalışmalarından ötürü kazılan yolların yanı sıra vatandaşlardan gelen talepleri de göz önünde bulunduran Aliağa Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü, Yeni Şakran Mahallesi 3120 ve 3133 sokakta kilit parke ve bordür çalışması gerçekleştiriyor.
Aliağa Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nün bünyesinde yaklaşık bir yıldır sürdürülen çalışmalar kapsamında bugüne kadar Yeni Şakran Mahallesi’ne 32.500 metrekarelik kilit parke, 3.000 bin metrelik ise bordür döşemesi yapıldı. Çalışmalarla sokaklar baştan aşağıya yenilenirken yollar hem yayaların hem de araç sürücülerinin rahat edebilecekleri bir hale getirildi.
Yol yenileme çalışmaları hazırlanan plan ve program kapsamında mahalle genelinde Fen İşleri Müdürlüğü koordinesinde devam edecek. İZMİR – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Koklear işitme implantları daha çok işitme engelliye erişecek

İşitme kaybı yaşayan yetişkinlerde koklear implant kullanımının yaygınlaşmasıyla daha çok hastanın sağlıklı duyması mümkünken, tedavi sürecine dair bilgi eksikliği, pek çok hastanın bu imkandan yararlanmasını önlüyor.
Dünya çapında daha çok insanın koklear implant teknolojisinden yararlanmasını sağlamak hedefiyle ABD’de bir araya gelen bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşları, tarafsız ve objektif bir Uluslararası Konsensüs Belgesi yayınlayarak tüm dünyada daha çok işitme kayıplı bireyin implant teknolojilerinden yararlanması yönünde atılacak adımlar konusunda ortak bir yol haritasına imza attılar. Çalışma JAMA Otolarengoloji-Baş & Boyun Cerrahisi Dergisi’nde de ilk kez yayınlandı.
Delphi Konsensüs Süreç Yönlendirme Komitesi ve Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi Otolarengoloji – Baş ve Boyun Cerrahisi Bölümü Başkanı Profesör Craig Buchman, yapılan çalışmanın işitme sağlığı açısından bir dönüm noktası olduğunu, bugün koklear implanttan fayda görebilecek her 20 kişiden sadece 1’inin kullanıcı olmasının hastalar açısından büyük bir kayıp olduğunu dile getirdi. Buchman şöyle devam etti: “Uluslararası Konsensüs Belgesi; orta-ileri, ileri ve çok ileri sensorinöral işitme kaybı olan hastaların değerlendirilmesi ve yönetimi için net kılavuz ilkeleriyle en iyi uygulamaların belirlenmesine yönelik adımların oluşturulması amacını taşımaktadır. Söz konusu adımlar, hastaların optimum işitme sonucuna erişebilmesi ve en iyi hayat kalitesine sahip olması için koklear implantlara ilişkin olarak teşhisi, tedaviyi ve hastalık sonrası bakımı ele almaktadır.”
Cochlear Türkiye Genel Müdürü Gül Erden: “Orta yaşta işitme kaybı demansa yol açabiliyor”
Uluslararası Konsensüs Belgesi’nin duyurusu konusunda destek veren kuruluşlardan biri olan Cochlear’in Türkiye Genel Müdürü Gül Erden, yapılan çalışmanın Türkiye’de de farkındalık ve uygulama konusunda yol kat etmeyi sağlayacak bir rehber olduğunu belirtti.
Erden şunları söyledi: “Doğumsal işitme kayıplarında ve yetişkinlikte gelişen kayıplarda yenilikçi teknolojiler kullanılarak üretilen koklear implantlar, bilinen işitme cihazlarına göre çok net bir duyma ve yaklaşık 8 kat daha güçlü konuşmayı anlama olanağı sağlıyor. Maalesef orta yaş üzerinde sağlıksız duyma ve buna bağlı algı sorunları, bireyleri toplumdan soyutladığı için depresyon, demans ve bilişsel bozukluk riskleri ortaya çıkmaktadır. Dünyada bugün 53 milyon işitme engelli hasta bulunmaktadır. Hepsine ulaşamasak da tedaviden yararlanabilecek durumda olanların yeni teknolojilerle desteklenen bu tedavi şekline erişmesini sağlamak, milyonlarca insanın sağlıklı bireyler olarak hem sosyal hem akademik hem de üretkenlik anlamında hayata katılmalarına destek olmak en önemli hedefimiz.”
Uluslararası Konsensüs Belgesi, sağlık hizmeti alanında yedi kategoriyi kapsıyor. Farkındalık düzeyi, tedavinin uygulanması süreçleri, cerrahi teknikler, klinik etkinlik, uygulama sonrası sonuçlar, işitme kaybı ile depresyon, demans, bilişsellik ilişkisi ve maliyet etkililik.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Okan Bayülgen: “Tiyatro hayattır, tiyatro iyi hissettirir”

Okan Bayülgen, Cumartesi akşamı Trump Alışveriş Merkezi’nde objektiflere yansıdı.
Okan Bayülgen; yazdığı, yönettiği ve oynadığı ‘Harem Kabare’ adlı oyundan saatler önce Trump Alışveriş Merkezi’ne geldi.
Trump Sahne’de prova yaptıktan sonra dinlenmek için AVM’nin teras katında yer alan Trump Cadde’de kahve içen Okan Bayülgen, AVM’yi turladıktan sonra oyuna hazırlanmak üzere kulise geçerken “İzleyicilerimiz teveccüh gösteriyor, tiyatro hayattır, tiyatro iyidir, tiyatro iyi hissettir” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası Müzikseverleri İspanya’ya Müzikal Yolculuğa Çıkardı!

Cemal Reşit Rey(CRR) Senfoni Orkestrası uzun bir ayrılıktan sonra dün akşam İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda, izleyicilere “İspanyol Akşamı konseri ile müzik ziyafeti yaşattı.
Kendi ülkesi dışındaki müzisyenlerin yanı sıra Fransız ve Rus müzisyenlere de ilham veren İspanya’ya müzikal bir yolculuğun gerçekleştirileceği konserde orkestrayı Şef Cem Mansur yönetti. Orkestraya, 14 yaşındaki keman sanatçısı Naz İrem Türkmen de eşlik etti.
Seslendirilen eserlere ilişkin bilgi veren Mansur, canlı olarak çalarak müzikseverlerin karşısına çıkmanın çok güzel olduğunu söyledi.
Konserde, Georger Bizet’nin Carmen süiti, Pablo de Sarasate’nin “Çingene Havaları”, Pyotr İlyiç Çaykovski’nin “İspanyol Dansları” ve Nikolay Rimski-Korsakov’un “İspanyol Kapriçyosunun da aralarında bulunduğu eserler seslendirildi.
Pandemi önlemleri çerçevesinde gerçekleştirilen konseri İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile eşi Dilek İmamoğlu da izledi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Kerem Alışık, yeni Paraf reklam kampanyası için kamera karşısına geçti

Halkbank ve Kerem Alışık işbirliğinin ikinci filmi yayına girdi. Yenilenen Paraf Kart için çekilen filmde Kerem Alışık ve Halkbank’ta yeni işe başlayan Ömer’in hikâyesi kaldığı yerden devam ediyor. Genç bankacı Ömer, bu kez Kerem Alışık’ın meydan okumasını kabul edip hem kredi hem banka kartı yeni Paraf’ı “tek kelime” ile anlatmaya çalışıyor. Yenilenen Paraf’ı kullanan ve memnun kalanlar “tek kelimelik” isabetli tanımlamalarıyla Ömer’i bu yarışta geride bırakıyor. 2020’de 8. yaşını dolduran Paraf ailesinin hem kredi hem banka kartı özelliği, “tek kelime” ile teknolojik, avantajlı ve pratik olarak tanımlanıyor.
Reklam filmini, yeni Paraf’ın banka ve kredi kartının özelliklerini tek kartta toplamasını tek kelime ile anlatma üzerine kurduklarını vurgulayan Halkbank Kurumsal İletişim Daire Başkanı Dr. Hasan Zeybek şunları ifade etti:
“Paraf ile müşterilerine sağladığımız kullanım kolaylığını yalın bir mesajla aktarmak istedik. Bir ürünü, bir hizmeti en iyi tanımlayacak kişi, ondan yararlanan kişidir. Filmde, yeni Paraf’ı kullanan ve hayatına kattığı kolaylıktan memnun kalan müşterilerimizin kendi perspektiflerinden tek kelime ile nasıl en doğru tanımlamayı yaptıklarını görüyoruz. Müşterilerimizin kartın özelliklerini genç bankacı Ömer’den daha iyi anlatması, yeni Paraf’ın kendi kendini anlatan bir ürün olduğu mesajını da taşıyor.”
Halkbank ve Kerem Alışık yine liderliğe oynuyor
Halkbank’ın Kerem Alışık ile çalıştığı ilk filmin büyük beğeni topladığını ve yayına girdiği dönemde haftalarca hem tüm kategorilerde hem de finans kategorisinde liderliğini koruduğunu belirten Zeybek şöyle konuştu:
“İlk filmdeki ‘Önce Halk, Sonra Bankayız’ sloganı, bankacılığa yaklaşımımızı ve müşterilerimizle aramızdaki bağı çok iyi tanımladı. Kerem Alışık da bankamızın duruşuyla uyumlu, enerjisi ve iyi niyeti halka geçen çok başarılı bir seçim oldu. Yeni Paraf kampanyamız için çekilen reklam filminde de iletişim dilimizdeki samimiyetimizi sürdürüyoruz. Yeni filmimizin de izlenme, beğeni ve hatırlanma oranları ile uzun süre zirvede kalmasını bekliyoruz.”
Türkiye’nin en güzel turizm rotalarını Paraf’lıyor
Paraf iletişiminde reklam filminin yanı sıra saha aktivitelerini de kullanarak tüketiciyle birebir iletişim kurulması hedefleniyor. Paraf’ın Youtube kanalından yayımlanan, Cengiz Ferhat Altay’ın sunduğu“Paraflı Rotalar” projesi kapsamında Türkiye’nin en güzel doğal, tarihi ve coğrafi güzelliklerini gezen ekip, ziyaret ettikleri lokasyonlar hakkında bilgiler vermenin yanı sıra, bu lokasyonlarda rastladıkları diğer ziyaretçiler ve yerel halkla keyifli sohbetler de gerçekleştiriyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Marka dünyasında değişimi yöneten liderler Sustainable Brands Turkey 2020’de ‘online’ buluşuyor

Sustainable Brands® Global Platformu’nun Türkiye buluşması olan  SB Turkey 2020, ‘Delivering The Good Life’ temasıyla 16 -17 Eylül’de ‘online’ gerçekleşecek.
Türkiye’nin en büyük dijital buluşmasında dünyadan ve ülkemizden önde gelen konuşmacılar ve dönüşüm liderleri, geleceği yeniden şekillendirmede markaların artan rolünü konuşacak.
Her yıl dünya çapında düzenlediği etkinliklerde, iş dünyasında değişimi yöneten marka ve liderlerle sürdürülebilir iş ve markalar konusundaki en son gelişmeleri paylaşan, yeni jenerasyon iş liderlerine ilham veren Sustainable Brands® Global Platformu’nun Türkiye buluşması olan SB Turkey, bu yıl pandemi nedeniyle dijital olarak gerçekleştirilecek.
Bu yıl ‘’Delivering the Good Life’’ (İyi Yaşamı Sunmak) temasıyla 16 -17 Eylül tarihlerinde yapılacak etkinlik, dünyadan önde gelen konuşmacıların yanı sıra Türkiye’nin öne çıkan marka liderlerinin katılımıyla ülkemizin en büyük dijital buluşmasına sahne olacak.
Değişimin liderleri SB Turkey sahnesinde
Eş zamanlı 3 ayrı salonda farklı oturumların düzenleneceği SB Turkey’in dikkat çeken konuşmacıları arasında; markalara amaca yönelik büyüme odaklı stratejik danışmanlık hizmeti veren We First’in kurucusu ve CEO’su Simon Mainwaring, ECO yaşam stili konusunda uluslararası çapta tanınan bir vizyoner, otorite ve eğitimci olan, ECOfashion Corp’un CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Marci Zaroff; yenilikçi bir geri dönüşüm şirketi olan TerraCycle’ın kurucusu ve CEO’su Tom Szaky, New York Üniversitesi Global Economy Program Direktörü, ‘The Serendipity Mindset’ kitabının yazarı Dr. Christian Busch ve pek çok önemli isim yer alıyor.
Oturumların eş zamanlı olarak yurtdışında ki networklerden de izlenebileceği SB Turkey, katılan ve konuşmacı markalara Türkiye dışında farklı paydaşlara da ulaşabilme imkanı sağlayacak.
Good Life Brand -İyi Yaşam Markaları ödül töreni
Sustainable BrandsTurkey ve Nielsen işbirliği ile bu yıl 3.cüsü gerçekleştirilenveTürk tüketicisinin yaşam tarzına, tüketim alışkanlıklarına, iyi yaşamı yeniden tanımlayan ve şekillendiren değerlerine odaklanan ve “Good Life/ Türkiye İyi Yaşam Araştırması”nın sonuçları SB Turkey 2020 de açıklanıyor.
Araştırma sonuçlarına göre tüketicinin iyi bir yaşam sunan, iyi yaşamla bağlantılı olan markaları seçtiğibirçok kategoride seçilen markalar‘’Good Life Brand ‘’İyi Yaşam Markası ‘’ ödüllerini alacak.
Etkinlik Katılımcıların Çevresel ve Sosyal Fayda Yarattığı Deneyim
Pandemi sürecinde tüm dünyanın içinde bulunduğu mücadeleye karşı bu yıla özel olarak katılımcılar ile birlikte daha iyi bir gelecek için iş birliğine imza atacak olan SB Turkey etkinlik katılımı için 2 ayrı model oluşturdu.
Çevresel ve sosyal fayda yaratabilecek olan etkinlik katılım modelleri ile bireyler ve kurumlar fayda yaratmak istediğiniz alanı seçerek geleceğe katkı koyabilecekler. Karbon ayak izi dengeleme ve eğitimde fırsat eşitliğini destekleme modelleri ile katılım sağlayabilecekler.
Dijital Sergi Alanları olacak
Etkinliğin ikinci gününde (17 Eylül) SB Ocean Turkey 2020 Yan Etkinliği gerçekleştirilirken, kurumların ürün, hizmet ve servisleri ile ilgili detayları, en son haberleri paylaşabileceği Dijital Sergi Alanları hazırlanacak.
SB Turkey’in Principal Sponsoru HP Graphic Arts, Premier Sponsoru ise Fairy ve Unilever Turkiye olurken; Major Sponsorlar arasında L’Oreal, Yıldız Holding Tencel ve Veocel yer alıyor. Etkinliğin diğer sponsorları ise Signify ve Sales Force. SB Turkey 2020 nin ana medya sponsoru da NTV.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Uzayda hayat 10 yıl uzakta

Teknolojik gelişmeler, insanın merakı ve iş dünyasının yıkıcı oyuncuları beklenenden de kısa zamanda uzay endüstrisini oluşturacak. KPMG’nin araştırmasına göre uzayda yaşam, uzayda çalışmak ve uzayda tatil 10 yıllık mesafede. 2030’lar derin uzayın derinliklerinin keşfedileceği, uzay işletme modellerinin ortaya çıkacağı yıllar olacak
KPMG, insanlığın 2030’lu yıllarda uzaydaki varlığıyla ilgili öngörüleri araştırdı. Uzay ajansları başkanları, avukatlar, cerrahlar, yatırımcılar, girişimciler, akademisyenler ve politikacılar gibi sektörünü temsil eden 30 uzmanla görüşen KPMG, beklentilere dair heyecanlı ve zorlu bir gelecek vizyonu çizdi. Buna göre önümüzdeki 10 yıl içinde küresel uzay endüstrisi 600 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşacak. Uzay sektöründe 2021-2030  yılları arasında yüzde 55’lik büyüme öngörülüyor.
Birçok hükümetin iddialı uzay stratejileri başlattığı ve özel sektör oyuncularının heyecan veren atılımlar yaptığı belirtilen KPMG araştırmasında, “Uzayı bir sektör olarak değerlendirip geleceği düşünerek bütün endüstrilere meydan okumak mümkün. Hükümetler ve büyük şirketler liderliğindeki fikirler, bu vizyonla bir teoriden daha fazlası olabilir. Uzayı gelecek 10 yıldaki potansiyele bakarak ticari faaliyet ve yatırım alanı olarak görmek gerek. Keşiflere paralel olarak iyi finanse edilen küresel programlarla dünyadaki yaşamlarımıza fayda sağlayabilir, 2030’a kadar ilham veren fikirlerin önünü açabiliriz” ifadesine yer verildi.
Araştırmadan çıkan uzaylı yıllarla ilgili öngörüler şöyle; İnsanlar uzayda yaşayacak, çalışacak, uzaya tatile gidecek. Uzay seyahatleri çok uluslu ve ortak çalışmaya dayalı girişimlerden oluşacak.Uzaya yolculuk pahalı olacak ama hızla gelişen sanal gerçeklik teknolojisi insanların bu deneyimi yaşamasını sağlayacak. 2030’a kadar birçok insan bu deneyimi hayatında en az bir kez yaşayacak. Astronot tanıdıklar çoğalacak. Tıpta devrim gibi tedaviler Sıfır yer çekimi, yeni tıbbi araştırmalar yapmamızı sağlayacak. Daha önce mümkün görünmeyen pek çok tedavinin gerçekleştiğini göreceğiz. İnsan genomu, uzayın derinliklerini keşfedebilmek için değişecek. 2030’a kadar su bulmak için ‘ay madenciliği’ yapacağız. Uzayda yaşam olduğuna dair kanıtları keşfedeceğiz. Uzayda tarım sıradan bir iş olacak. Yeni teknolojilerle suyu bileşenlerine ayırıp aydaki tarımı destekleyebileceğiz. Teleskop teknolojileri sayesinde Big Bang’den sonra oluşan ilk galaksileri gözleyebileceğiz. Zamanda dört milyar yıl geriye bakabileceğiz. Start-up’lar geleceğin uzay şirketleri İş dünyasındaki her şirket aynı zamanda bir uzay işletmesi olacak. Çalıştıkları sektörler ve müşteriler uzayla ilgili olsun ya da olmasın her şirket özel uzay ekipleri ve kaynaklarıyla uzaya yatırım yapacak. 2030’un öncü uzay işletmeleri bugünün start-up’larından çıkacak. Devletler, uzaydaki sivil işletmelerin müşterisi olacak. Uzayda özel sektör-kamu iş birliklerini daha çok göreceğiz. Dünyadaki temel endüstriler uzayda da varlık gösterecek. Uzayda imalat gerçek olacak. Şirketler her sektörde uzayda yenilikler deneyecekler. Piyasaya yeni ürün ve hizmetler sunacaklar. Uzay verisi dünyaya dönecek Uzay verileri tamamen metalaşacak. Uzay verisi için düzenleyici kurum oluşturulacak. Veri sahipliği olmayacak, veriler paylaşılacak. Kişisel veri güvenliğinin korunması zorlaşacak. Devletler nüfus sayımını uzaydan yapacak. Uzayın sürdürülebilirliği Uzay ekolojisini milenyum jenerasyonu yönetecek. Üniversitelerde ‘Uzay Ekolojisi’ master programları olacak. Uzayın kendi yasal yargı sistemi olacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Beko: İtfaiyecilere şehit ve gazi mertebeleri verilmeli

CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, itfaiyecilerin statüsünden istihdam artışına, özlük haklarının iyileştirilmesinden görevde hayatını kaybeden itfaiye erlerinin şehit, yaralananların ise gazi sayılmasına kadar pek çok sorununu Meclis gündemine taşıdı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde itfaiyecilerin sorunlarını 9 önemli soruda sıralayan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Özverili çalışmalarıyla görülmeyen kahramanlarımız itfaiyecilerimizin sorunlarına ülkedeki yüzlerce itfaiyeciyle birlikte yanıt bekliyoruz. Onların özlük haklarından meslek statülerine, hastalıklarından vefatlarında şehit, yaralandıklarında gazi statüsüne konulmalarına, belediye başkanlarının verdikleri yol yıkama, park bahçe sulama hatta pankart asma gibi görev tanımlarının dışında ‘her işi yapan’ değil, yangını önleme, bunun eğitimini verme, söndürmü ve yangından kurtarmayı kapsayan bir iş tanımlarının olmasına, mesleğin toplumsal saygınlığı için TJK bünyesinde bir itfaiye koşusu yapılmasına kadar pek çok sorunlarını dile getirdik. Her başımız sıkıştığında, yangın, afet gibi en zor günlerimizde omuzlarına yaslandığımız, kurtarıcı olarak alkışladığımız itfaiye erlerimizin tüm haklarının ve çalışma koşullarının güzelleşmesi, iyileşmesi adına sorularımızın dikkate alınarak aynı zamanda birer istek olarak da değerlendirilmesi gerekir” diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko’nun 9 sorudan oluşan önergesi şöyle;
1. İtfaiyecilik, 2016 yılında Ulusal Meslek Standartları kapsamında kısmi olarak düzenlenmesine karşın 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda öğretmen, sağlıkçı, asker ya da polisler gibi ayrı bir meslek olarak kabul edilmemektedir. Bakanlığınız tarafından itfaiyeciliğin meslek sınıfları kapsamına alınması konusunda bir çalışma yapılmakta mıdır?
2. İtfaiye teşkilatının ve itfaiyecilerin; gerektiğinde belediye başkanının belirttiği görevleri yapan, yol yıkayan, park ve bahçeleri sulayan, halka su dağıtan, pankart asan, baca temizleyen bir kuruluş olduğu bilinmektedir. İtfaiyecilik mevzuatının sadece yangını önleme, bunun eğitimini verme, söndürme ve yangından kurtarmayı kapsayan bir iş tanımı ile yeniden düzenlenmesi konusunda bir planınız bulunmakta mıdır?
3. İtfaiyeciler, duman zehirlenmesi, yüksek ısıya bağlı yanıklar, kimyasal maddeye maruz kalma gibi sağlık risklerinin yanı sıra düşme, göçük altında kalma, travma ve trafik kazalarıyla da yüz yüze kalmaktadırlar. Ayrıca dumandan çıkan zehirli kimyasalların, deri yoluyla emilimi nedeniyle itfaiyecilere kalıcı zararlar verdiği de bilinmektedir. Bu durum itfaiyecilerin meslek hastalığı riski altında çalıştıkları anlamına gelmektedir. İtfaiyecilik, meslek hastalıkları kapsamında mıdır? Değilse neden?
4. İtfaiyeci istihdamı ile hizmetin görülmesinde ortaya çıkan riskler arasındaki doğrudan ilişki düşünüldüğünde bir zorunluluk olarak ortaya çıkan itfaiyeci istihdamının artırılması ve bu alanda standartların oluşturulması yönünde bir çalışmanız bulunmakta mıdır?
5. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 40’ıncı maddesinde ‘Fiili Hizmet Süresi Zammı’ başlığı altında düzenlenen ve madde kapsamında belirlenen işlerde çalışanlara, her yıl 60 ile 180 gün üzerinden verilen ek hizmet süresinden itfaiyeciler, alt sınır olan, 60 gün ile yararlanabilmektedir. Bu durumun yarattığı haksızlıkların önlenebilmesi için ivedilikle adım atılması ihtiyacı ortadadır? İtfaiyecilerin özlük haklarının iyileştirilmesi konusundaki çalışmalarınız hangi alanları kapsamaktadır?
6. İtfaiye hizmetleri sırasında hayatını kaybeden personelin şehit ve yaralanan personelin gazi sayılmadığı bilinmektedir. Bu durumun değiştirilmesi ve itfaiyecilerin de şehitlik mertebesine veya gaziliğe verilen ekonomik ve sosyal haklardan yararlanmalarını sağlama konusunda bir çalışmanız var mıdır?
7. İtfaiyecilerin, görevde yükselme şartları ve yıpranma payına ilişkin koşulların iyileştirilmesi amacıyla bir yasal düzenlemenin yapılması planlanmakta mıdır?
8. Özverili hizmetlerinin anısına hayata geçirilmesi itfaiyecilik mesleğinin toplumsal saygınlığını artıracağı kadar yangın, güvenlik ve sağlık alanlarında toplumsal duyarlığın güçlenmesine de katkıda bulunacağından TJK bünyesinde bir itfaiyeci koşusu organizasyonunun yapılması düşünülmekte midir?
9. Dünyanın ekolojik bir krizin eşiğinde olmasının getirdiği başlıca sonuçlar arasında tüm dünyada etkisi artan orman yangın dalgaları gelmektedir. Bu çerçevede 2020 yılı içinde İzmir’de yanan orman alanı ne kadardır? Bu alanlara yeniden ağaç dikimi için yapılmış planlamalar kapsamında ayrılmış olan kaynak miktarı nedir? Yeniden ağaçlandırma faaliyetinin bu sene yanan alanlar için tamamlanmasında öngörülen son tarih nedir?
İZMİR – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Soma’nın kurtuluşunu sahada kutladılar

Manisa’nın Soma İlçesi’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 98.yılı Soma Linyit – Foça Belediyespor Masterler futbol takımları arasında yapılan özel bir maçla kutlandı.  Soma Linyit Sahası’ndaki maçın sonunda takımlara kupalarını Soma Belediye Başkanı Ak Parti’li Ali  Tulup verdi.  Pandemi önlemleri dolayısıyla tribünlere seyirci alınmadı.
SOMA LİNYİT MASTERLER PENALTILARLA KUPAYA UZANDI
Türkiye Masterler ve Veteranlar Futbol  Ligi (TMVFL) Ege Grubunun iki takımı arasındaki özel karşılaşma 13 Eylül 2020 Pazar Günü Saat 17.00’de başladı. Maçı Tolga Özgülen, Serpil Ateşçi Temel ve Volkan Yörümez hakem üçlüsü yönetti.  Zevkli ve çekişmeli geçen ilk yarıyı konuk Foça Belediyespor Masterler  takımı 2-1 önde tamamladı. Foça; Şencan Bayır ve Ertuğrul’la ağları havalandırırken, Soma Linyit’in golü Ali Tatlı’dan geldi. İkinci yarı rüzgarı arkasına alan ve ev sahipliği avantajlarını iyi kullanan Soma Linyit Masterler takımı Eser Kasal’la beraberliği sağladı. Maçın normal süresi  2-2 berabere tamamlandı. Günün birincisini belirlemek için penaltı atışlarına geçildi. İlk 5 penaltı sonunda takımlar eşitliği yine bozamadı. 7.nci atışlar sonunda Soma Linyit penaltılarda  5 -4’lük üstünlük sağladı ve mini turnuvanın birinciliğini kazandı.
Maç sonunda Soma Belediye Başkanı Ali Tulup ilçesi için anlamlı bir günde güzel bir etkinliğe imza attıklarını belirterek Foça Belediyespor Masterler  takımı ve  TMVFL Milli Karma Teknik Direktörü Şerafettin Camcı ile Soma Linyit Masterler Kulübü Başkanı Çetin Nilderya’ya teşekkür etti.  Başkan Ali Tulup Soma’nın Kurtuluşu’nun 98.yılı anısına hazırlanan kupaları da takım kaptanlarına takdim etti.
MANİSA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

BBC First’ten İki Yeni Uyarlama Geliyor

Dünyaca ünlü absürt komedi romanı Good Omens’den uyarlanan, Michael Sheen ve David Tenant’ın eğlenceli oyunculuklarıyla dikkat çeken “Good Omens” ile ünlü yazar Jane Austen’ın tamamlanmamış son romanından uyarlanan “Sanditon” Ekim’de BBC First’te…
BBC First, Tivibu 143. ve Digiturk 114. kanallarından izlenebiliyor.
Good Omens (1×6)
Terry Pratchett’in 1990 tarihli romanından uyarlanan dizide; David Tenant, Michael Sheen, Miranda Richardson, Michael McKean, Jack Whitehall, Jon Hamm ve Frances McDormand’ın da aralarında yer aldığı yıldız oyuncular rol alıyor. Dizi titiz melek Aziraphale ile uçarı iblis Crowley’in dünyadaki maceraları etrafında örülüyor. Zıt kutuplardan olan iki melek Dünya’daki hayatı o denli seviyor ki tüm didişmelerine rağmen iş birliği yaparak, insanlığın sonunu getireceğinin farkında olmayan 11 yaşındaki kayıp Deccal’i bulmaya karar veriyorlar. Çabalarının doğru yönde olup olmadığı ise bir muamma…Good Omens 21 Ekim Çarşamba gününden itibaren her Çarşamba saat 21.00’de BBC First’te.
Sanditon (1×8)
Jane Austen’ın tamamlanmamış son romanı bu muhteşem uyarlamada hayat buluyor. Sanditon, sakin balıkçı köyüyken lüks bir kaplıca merkezine dönüşmektedir. Kaderleri Sanditon’ın ticaribaşarısınabağlı olan karakterlerin gizli amaçları ortaya çıktıkça hikâye yön değiştirir. Vizyoner girişimci Tom Parker (KrisMarshall), Antigualı mirasyedi Bayan Lambe (Crystal Clarke), köyün değişimiyle birlikte kendi iç yolculuğuna çıkan ve aşkı bulan Charlotte (Rose Williams) ve karizmatik ama karmaşık Sidney Parker (Theo James) bu karakterlerden bazıları…. Sandinton 26 Ekim Pazartesi gününden itibaren her Pazartesi saat 21.00’de BBC First’te ekranlara gelecek.
Death in Paradise ve The Durells Yeni Sezonlarıyla BBC First’te
Death in Paradise (8×8)
Egzotik Karayip adası Saint Marie’deki esrarengiz cinayetlerin konu edildiği dizi, sıcaklığı ve neşeli esprileriyle keyifli bir seyir sunuyor. Son sezonu yayınlanan dizide Müfettiş Jack Mooney (Ardal O’Hanlon) ortama alışmaya çalışırken bir yandan da ilginç cinayetleri çözmek, kızını mutlu etmek, aksi komiserle anlaşmak gibi zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Yeni bölümler 3 Ekim Cumartesi gününden itibaren her Cumartesi saat 21.00’de BBC First ekranında seyircisiyle buluşacak.
The Durrells (3×8)
Wall Strreet Journal tarafından büyülü olarak tanımlanan Corfu’da geçen The Durrells, üçüncü sezonuyla ekranlara dönüyor. Durell ailesinin en genç ve hayvan sever mensubu Gerald Durrell’in anılarını konu alan dizide dul anne Louisa Durell karakterinde Keeley Hawes, onun en büyük oğlu ve ünlü bir yazar olacak Lawrence karakterinde ise Josh O’Connor rol alıyor. Daisy Watersone çapkın ergen Margo’ya,
Callum Woodhuse ailenin sporcusu Leslie’ye, Milo Parker da Gerald’a hayat veriyor. Bu dünyaca ünlü Yunan adasının 1930’lı yıllarında geçen hikayede, hippi Durell ailesi Yunanlıların rahat yaşamına rahatlıkla uyum sağlıyor… Ya da aslına hiç de sağlayamıyor. Leslie 3 farklı kızla aşk yaşarken aile müdahale etmeye başlıyor. Gerry’nin hayvanlara olan tutkusu git gide artarken aşk hayatı bir türlü istediği gibi gitmeyen Margo bambaşka dünyalara dalıyor. Louisa da aile meselelerini çözmek için Londra’ya seyahat ettiğinde geçmişin puslu sayfalarına dönünce işler iyice karışıyor. Durrells ailesinin yeni maceraları 13 Ekim Salı gününden itibaren her Salı saat 21.00’de BBC First ekranında seyircisiyle buluşacak.
BBC Studios Hakkında:
Global bir içerik şirketi olan BBC Studios, BBC Group’un ticari bir iştirakidir. Nisan 2018’de BBC Worldwide ve BBC Studios birleşmesiyle kurularak içerik finansmanı, geliştirme, üretim, satış, markalı hizmetler ve yan kuruluşlar olarak hizmet vermeye başlamıştır. BBC Studios’un ödüllü programları, çok çeşitli tür ve uzmanlık alanlarında yapılmakta olup uluslararası düzeyde tanınmaktadır. İngiltere’de yedi, dünyadaki diğer dokuz ülkede üretim merkezleri ve ortaklıkları dahil olmak üzere, dünya genelinde 22 pazarda ofisi bulunmaktadır. BBC Studios, yıl içerisinde toplam 2.500 saat içerik sağlamaktadır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)