Aylık arşivler: Eylül 2020

Poşet Bile Taşıyamayabilirsiniz

Sürekli, aynı şekilde yapılan hareketler el, bilek ve dirseklerde önemli sağlık sorunlarına neden olabiliyor.Bu sorunların başında ise daha çok bilgisayar başında çalışanlarda görüldüğü için halk arasında ‘Mouse Hastalığı’ olarak da bilinen ‘Karpal Tünel Sendromu’ geliyor. Ağrı, uyuşukluk ve güçsüzlükle kendini gösteren bu rahatsızlığın tedavisinin ertelenmesi sonucundan poşet dahi taşıyamaz hale gelebileceğimizin altını çizen Romatem Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Halil İbrahim Halil İbrahim Bekdemir , “ Sorunun göz ardı edilmemesi gerekiyor. Çözüm detaylı muayene sonrası uzman hekim eşliğinde yapılacak fizik tedavi. Sorunun ilerlemesi durumunda ise cerrahi müdahale gerekebilir. Uzun süre tek tip el işi yapanlarda görülen bu rahatsızlık, eskiden daktilo kullananlar arasında da ‘Sekreter Hastalığı olarak adlandırılıyordu” ifadelerini kullandı.
El parmaklarının hareket etmesinde ve hissin sağlanmasında önemli bir rol üstlenen median sinirinin sıkışmasıyla ortaya çıkan ‘Karpal Tünel Sendromu’, kişinin yaşamını olumsuz etkiliyor. Uzun süreli bilgisayar kullananlar, bazı müzik aletlerini çalanlar, ağır ve titreşimli el aletleriyle çalışanlar, el bileği hareketinin fazla olduğu tenis, masa tenisi gibi sporlarla uğraşanlar, sürücüler ve ev ile el işleriyle fazla meşgul olan ev hanımlarında görülen bu sorun, önemsiz gibi görülerek geçiştirilebiliyor. Ayrıca diyabet hastalığı, romatoid artrit, hipotiroidi, obezite ve gebelik gibi durumlarda da görülebiliyor. Oysa uyuşukluk, ağrı, hissizlik gibi belirtilerin ciddiye alınmaması kişilerde daha ciddi sorunlara yol açabilir.
Kısmi Felç Riski Olabilir
Elini yoğun olarak kullanan beyaz yakalıdan ev hanımına kadar birçok kişide görülebilen ‘Karpal Tünel Sendromu’ tedavisinde erken müdahalenin önemli olduğunu vurgulayan Romatem Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Halil İbrahim Bekdemir , “ Durum kötüleştikçe, elinizdeki kaslar küçüldüğü için daha az kavrama gücüne sahip olabilirsiniz. Daha fazla ağrı ve kas krampları yaşarsınız. Ayrıca en önemlisi ise sorunun ilerlemesi ile bölgeye daha fazla zarar vereceği için kısmi felç riski daha çok artabilir.O yüzden erken teşhis ve sorunu ciddiye almak önem taşıyor.Muayene ve EMG sonrasında rahatsızlığın tedavisi için ağrı kesici ve iltihap giderici ilaç tedavilerinin yanı sıra en önemlisi fizik tedavi süreci başlatılmalı. Lazer, ağrı kesici ve kas kuvvetlendirici akım tedavileri, mobilizasyon, manuel terapi, kuru iğneleme ve bantlama gibi fizik tedavi uygulamaları ile sorun tedavi edilebilir. Aynı zamanda esneklik ve kas kuvvetini arttırıcı egzersizlerde sürecin bir parçası olarak başlanmalı ve tavsiye edilen süre boyunca devam ettirilmelidir. El ve bilek bölgesinin aşırı ve zorlayıcı kullanımından dolayı oluşan problemi kısıtlamak için destekleyici el bileği atellerden de faydalanılabilir” dedi.
Çalışma Aralarında Egzersiz Yapın
Bekdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Bu rahatsızlığın ilk belirtisi olarak parmaklarınız uykuya daldığınızda ve geceleri uyuştuğunu fark edersiniz. Bu durum genellikle uyurken elimizi tutuş şekli yüzünden olur . Uyuşma, karıcalanma ve ağrı diğer belirtiler olarak görülebilir. Son evrede ise hissizlik ortaya çıkabilir. Durumun erken safhalarında, elleriniz sallamak daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir. Ancak bir süre sonra uyuşukluğun geçmesine neden olmayabilir. Bu sorunun oluşmaması için uzun süre aynı el hareketi yapmaktan uzak durun, iş arasında molalar verip el egzersizleri yapın, el bileğini sürekli bükülü halde çalışmaktan kaçının, bilgisayar kullanıyorsanız el bileğini destekleyici mouse padler ve klavye destekleri kullanın.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Doktorum Yanımda özel konu ve konuklarıyla ekranlara gelmeye devam ediyor

Prof. Dr. Murat Aksoy ve Selda Hasret Arslan başta koronavirüs olmak üzere sağlık adına tüm merak edilenleri uzmanlarıyla konuşmaya ve farkına vardırmaya devam ediyor.
Prof. Dr. Murat Aksoy ve Selda Hasret Arslan’ın sunduğu programda sağlık konusunda merak edilen konular, sağlıklı yaşam önerileri, güzellik ve estetiğe dair her şey, en güncel hali ile ekrana geliyor.
Sağlıklı yaşamın ipuçları ve koronavirüs salgınının güncel bilgileriyle “Doktorum Yanımda” hafta içi her gün 09.30’da canlı yayınla 360’ta…
15 EYLÜL SALI
KONU:
HANGİ HATALAR KORONAVİRÜS YAYIYOR?
KORONAVİRÜSE YAKALANMAMAK İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
KONUK:
GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI PROF. DR. BÜLENT TUTLUOĞLU
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Genç oyuncuya Hollywood kapıları açıldı

Yapımcılığını Mehmet Ali Arslan ve Darryl D. Jhonson’un birlikte yapacağı yönetmenliğini de Darryl D. Jjonson’un üstleneceği çekimlerine bu yılın son günlerinde başlanacak olan Amerikalı rapçilerin Türkiye’de yaşadığı maceraları anlatan film için yapımcı ve yönetmen Jhonson’un anlaştığı ilk Türk oyuncu Erdal Ayna oldu.
Geçtiğimiz yıl İsmail Hacıoğlu ile birlikte başrollerini paylaştıkları “Şuursuz Aşk” filmi ile sinemaseverlerden ve eleştirmenlerden tam not alan Erdal Ayna pandemi dönemi sonrasında böyle bir film teklifi almaktan çok büyük mutluluk duyduğunu ve filmde dengesiz bir mafya babasını canlandıracağını ifade etti.
Yönetmen Jhonson’un dünya genelinde bir çok ünlü sanatçıya klip çektiği ve rap müzik ile profesyonel olarak ilgilendiği ve 8 yıldır ülkemizde yaşadığı öğrenilirken Jhonson sosyal medya hesabından Erdal Ayna hakkında övgü dolu paylaşımlarda bulundu.
Yönetmenliğini yapacağı filmde Erdal Ayna’nın haricinde Turth Huts ve Ezekiel Aiagbe gibi Hollywood’un tanınmış oyuncularının yer alacağını ve filmin sadece Türkiye’de değil başta Amerika olmak üzere Avrupa’nın bir çok ülkesinde vizyona girmesini hedeflediğini söyleyen Jhonson çekeceği filmin büyük ses getireceğine emin olduğunu söyledi. Erdal Ayna kimdir?
Erdal Ayna 1989 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldi, 15 yaşından itibaren bir çok tiyatro oyununda oyunculuk ile başlayan kariyerinde daha sonra bir çok tiyatro oyununu yöneterek devam ettirirken Şuursuz Aşk, Mavi Ring, Karımı Gördünüz mü?, gibi filmlerde oyuncu olarak rol alırken Bir Deli Rüzgar, Savaşçı, Komşu Komşu, Bahtiyar Ölmez, Şevkat Yerimdar, Hıçkırık ,Bizim Hikaye gibi dizilerde de rol almıştır. BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Şimal, Hepsi 90’larda sahnesi ile Everest Park sahnesinde Eskimeyen Eskiler ile sizlerle

Adana’nın en gözde mekanları arasında olan Everest Park Restaurant sahnesinde, nostalji rüzgârına kapılıp anılarınızı hatırlayacağınız “Karışık Kaset” listesi yapıp, doldurttuğunuz şarkıları canlı olarak seslendiren Şimal, kasetten şarkıların dinlendiği son zaman dilimi olan 90’lı yılların gönüllerde iz bırakan Pop ve Arabesk şarkılarını da mekana dinlemeye gelen müzikseverler ile birlikte seslendiriyor.
İçten ve renkli kişiliği ile gelen müzikseverleri çok eğlendiren Şimal, sesi ve performansı ile herkesin beğenisini kazanıyor
15 Eylül Salı akşamı Şimal ile çocukluk anılarınız, ilk aşkınız, büyüdüğünüz yer, hayalleriniz, oyuncaklarınız, kasetler.. Hepsi 90’larda içinizde bir yerde…

Top Gear Bloomberg HT’de

Dünyanın en uzun soluklu ve en çok takip edilen otomotiv şovu her Cuma Bloomberg HT’de…
BBC Studios, Top Gear‘ın 21-28 sezonlarının yayın hakkını Türkiye’de Bloomberg HT kanalına verdiğini duyurdu. “Top Gear Specials” ve “Best of Programming” serilerini de kapsayan anlaşmayla birlikte Bloomberg HT, Emmy ödüllü ve Guinness Dünya Rekoru sahibi televizyon şovuna ev sahipliği yapacak.
350 milyonu bulan küresel izleyici rakamıyla dünyanın en çok takip edilen ve en uzun soluklu otomobil eğlence şovu olan Top Gear, 43 yıldır 150’den fazla ülkede yayınlanıyor. Andrew ‘Freddie’ Flintoff, Paddy McGuinness ve Chris Harris gibi isimlerin yer aldığı şovun 28’inci sezonu, BBC TWO’nun 2019’teki en büyük şovlarından biri oldu. 29’ncu sezon bu yıl İngiltere’de BBC ONE’da gösterilecek.
BBC Studios’un Küresel Pazarlar, MENA & Türkiye Kıdemli Başkan Yardımcısı Natasha Hussain anlaşmayla ilgili olarak şunları söyledi: “Top Gear hem otomotive ilgi duyan hem de eğlence arayan izleyicileri bir araya getiren olağanüstü bir TV markasıdır. Esprili dilinin, yaratıcılığının ve mizah anlayışının Türk izleyicileri arasında da sadık hayranlarını bulacağına eminiz.”
Bloomberg HT Genel Müdürü Ali Can Türkoğlu da, “Top Gear 2018’den bu yana Bloomberg HT’de kayda değer bir başarı yakaladı. Bu önemli şovun Türkiye’deki ev sahibi olmaktan mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.
Dünyanın en çok izlenen gerçeğe dayalı TV programlarından biri olan Top Gear, her Cuma saat 23:00’de Bloomberg HT’de…
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Yılların emeği cam eserler Kaleiçi’nde sergilendi

Seferihisar Belediyesi tarafından Seferihisar’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yılına özel düzenlenen  Cam İşleme Sergisi açıldı. Sığacık Kaleiçi’nde gerçekleşen açılış törenine Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, Belediye Başkan Yardımcıları Yelda Celiloğlu ve Nuriye Hepterlikçi, Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı Senem Gürer Solak ve çok sayıda sanatsever katıldı. “Seferihisar’a özel değerleri camlara işledik” 5 yıldır bu sergi için çalıştıklarını belirten eğitmen Gülten Kular “Sergilenen 20 eserimizde Seferihisar’a has tüm değerleri görebilirsiniz. Mandalina, lavanta, Çocuk Belediyesi gibi değerlerimizi altın suyu ve saf altın kullanarak camlara işledik. Bu eserleri Seferihisar’ın doğum gününde sergileyebiliyor olmak bizler için çok kıymetli. Her zaman yanımızda olan Başkanımız İsmail Yetişkin’e kendim ve tüm öğrencilerim adına teşekkür ediyorum” dedi. Seferihisar’ın mandalina, lavanta, karakılçık ekmeği gibi markalaşmış değerleri altın suyu kullanılarak cam eserlere işlendi. Her eserin kendine has hikayesini eğitmen Gülten Kular ziyaretçilere anlatarak eserler hakkında bilgi verdi. Ürkmez Gençlik Merkezi Cam İşleme Atölyesi geçtiğimiz dönem de ürettiği bir eseri Amerika’nın en saygın cam müzelerinden biri olan Museum of Glass Washington’da sergileniyor. “Üretmenin mutluluğu sanatçılarımızın, üretene verdiğimiz destekten ötürü haklı gurur hepimizindir” Belediye Başkanı İsmail Yetişkin “Seferihisar’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yılı şerefine düzenlediğimiz Cam İşleme sergimizin açılışını Kaleiçi’nde gerçekleştirdik. Sergide, Ürkmez Gençlik Merkezi Cam İşleme Atölyesi öğrencilerinin ürettiği birbirinden güzel eserler ziyaretçileriyle buluştu. Geçtiğimiz dönem bir eserimizi Amerika Birleşik Devletleri’ne yolladık. Seferihisar’da ürettiğimiz bir değer Amerika’da sergileniyor. Üretmenin mutluluğu sanatçılarımızın, üretene verdiğimiz destekten ötürü haklı gurur hepimizindir. Cam İşleme Atölyesi eğitmenimin Gülten Kular ve öğrencilerini tebrik ediyorum” dedi.​ İZMİR – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

CHP’li Beko: 12 Eylülcülerin kendileri mezarda, fikirleri iktidardadır

CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, 12 Eylül Darbesinin 40. yılında bir açıklama yaptı.
Beko’nun açıklaması şöyle:
Her türlü demokratik tepkiyi baskı ve zorla sindiren, işkenceyi/devlet terörünü kurumsallaştıran, siyasi partileri, DİSK başta olmak üzere sendikaları, meslek örgütlerini kapatan ve örgütlü toplumu lağveden 12 Eylül askeri darbesi 40. yılını doldurdu.
12 Eylül askeri darbesini yapanlar yargılanıp cezalandırılamadı. Darbeciler yargılanmadan ve ceza almadan öldüler. Darbecilerin yargılanması bir yana kurdukları rejim bütün kurumları ile hala ayakta. Yaptıkları Anayasa yürürlükte, yaptıkları yasaların çoğu yürürlükte. Dahası 12 Eylül askeri faşist darbesinin pek çok uygulaması 40 yıl sonra tekrar gündemde.
15 Temmuz 2016’da ülkemiz yeni bir darbe girişimini bertaraf etti. Halk iradesine silahla el koymaya çalışan darbeciler Türkiye tarihinin en kanlı darbe girişimini gerçekleştirdiler ve yüzlerce yurttaşımızı katlettiler. 12 Eylül’ün yıldönümü vesilesiyle 15 Temmuz darbe girişimini bir kere daha lanetliyor ve yaşamını kaybedenleri anıyorum.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra demokrasi ve hukuk ortak paydasında buluşmak ve darbe hukukuna kökten son vermek mümkün iken maalesef bu yol tercih edilmedi. Bombalanan parlamentonun rolünün artırılması gerekirken, parlamento devre dışı bırakıldı ve ülke Anayasayı askıya alan kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmeye başlandı. Darbe püskürtüldü ancak demokrasi kazanmadı. Tersine hükümet Anayasayı askıya alarak adeta bir sivil darbeye yöneldi.
Darbe zanlılarının siyasetteki destekçilerine, Cemaati yıllarca el üstünde tutanlara dokunulmazken binlerce kamu görevlisi sudan gerekçelerle işten atıldı ve açığa alındı. Darbeyle ilgisi olmayan binlerce kamu görevlisi işinden oldu. Akademisyenler darbe/terör torbasına konularak atıldı. Darbe/terör torbasına sığması mümkün olmayan yazar ve araştırmacılar tutuklandı. 11 bin öğretmen açığa alındı. Bu hak ihlallerinin arasına, halk iradesinin gasp edilmesi de eklendi. Belediyelere kayyum atandı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizdeki kayyumlar giderek artıyor. Çeşitli bahanelerle adeta darbe hükümleri yeniden işletilmektedir. Demokrasilerde hiç kimsenin kendini yargı yerine koyup, hüküm verip, infaz etme hakkı yoktur. Halk iradesini hiçe sayarak, halk iradesini yok etmeye çalışan darbecilerle mücadele edilemez. Demokrasinin temelini oluşturan “hukukun üstünlüğü”, “kuvvetler ayrılığı”, “seçme ve seçilme hakkı” bu kararla açıkça ortadan kaldırılmıştır.
Artık gelinen noktada, Anayasa değişikliği ile yasama, yürütme ve yargı yetkileri cumhurbaşkanının elinde toplanmış, kuvvetler ayrılığı bitmiştir. Türkiye Cumhuriyeti devleti tek adam iktidarına teslim edilmiştir. Demokrasinin olmazsa olmazı sayılan Meclis denetimi, bağımsız yargı, tarafsız medya ve sivil toplum katılımı ne yazık ki ortadan kaldırılmıştır.
Parlamentoyu kapatmak da, parlamentoyu bombalamak da, parlamentoyu işlevsizleştirmek de, yerel halk iradesi doğrultusunda oluşan belediyelerin yönetimine el koyarak kayyum atamak da, yalnızca darbecilere özgü yöntemlerdir. Darbeyle mücadele; darbeci yöntemleri meşru kılmaz.
12 Eylül darbesinin 40. yılında 12 Eylülcülerin kendileri mezarda, fikirleri iktidardadır.
Unutulmamalıdır ki, 12 Eylül Cuntasının ülke yönetimine el koyduğu dönemde idam edilenler bugün aramızda olmasa da, milyonlarca insanın kalbine gömülürken, Kenan Evren ve diğer cuntacılar halkın ve emekçilerin vicdanında yargılanmış, tarihin çöp sepetindeki yerlerini çoktan almışlardır!.
Biz bugün bu toprakların insanları olarak, özgürlük, eşitlik, demokrasi, barış ve kardeşlik mücadelemizi mevcut siyasal iktidara karşı, toplumsal muhalefet içerisinde, demokrasi mücadelesi verenlerle yan yana, omuz omuza birlikte vermekteyiz, vermeye de devam edeceğiz….40 yıl da geçse; halk düşmanı cuntacıların 12 Eylül Askeri Darbesi ile ülkenin geleceğine verdiği zararı; darbecileri ve darbe destekçilerini hatırlayacağız, hatırlatacağız!
İZMİR – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Aliağaspor FK’dan İki Transfer Birden

Spor Toto Bölgesel Amatör Ligi’nde (BAL) yer alan ve sezon hazırlıklarını tüm hızıyla sürdüren İzmir temsilcisi Aliağaspor FK, bir yandan da yaptığı transferlerle kadrosunu güçlendiriyor.
Tüm çalışmalarını profesyonel liglere çıkma hedefi ile gerçekleştiren Aliağaspor FK, bu doğrultuda Mardin Fosfatspor’dan 22 yaşındaki kenar hücum oyuncusu Şefik Koz ile Payasspor’dan 25 yaşındaki orta saha oyuncusu Fatih Somuncu’yu kadrosuna dahil etti.
Takımla birlikte antrenmanlara çıkan iki genç yetenek İzmir’in önemli bir kulübüne geldiklerini belirterek sezon sonunda şampiyonluk kupasını kaldırmak istediklerini dile getirdiler.
Aliağa FK’nın antrenmanını izleyen ve tüm futbolculara başarılar dileyen Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar ise, yeni transferler Şefik Koz ve Fatih Somuncu’yu takıma katılmalarından dolayı tebrik etti ve futbolcularla hatıra fotoğrafı çektirdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Virüsten Korunayım Derken Sağlığınızdan Olmayın!

Dünyayı etkisi altına alan korona virüsten korunmak için alınan önlemler artık hayatımızın bir parçası haline gelirken, bazı önlemlere dikkat edilmediğinde, cilt sağlığımız olumsuz etkileniyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Sinem Karaca, özellikle maske ve dezenfektanlara dikkat etmemiz gerektiğini vurgulayarak “Dezenfektanı elimize sürünce, kuruyana kadar elinizi başka bir şeye sürmeyin, kendi kendine kurumasını bekleyin. Asıl temizleyici özelliği kururken ortaya çıkıyor. Maske takmadan önce güneş koruyucu sürün ve ağır makyaj yapmayın” dedi.
Virüs salgınından korunmak, önlemler doğru alınmadığında, cilt sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Yoğun dezenfektan kullanımının alerjik reaksiyonlara neden olduğuna dikkati çeken Nets Polikliniği Dermatoloji Uzmanı Dr. Sinem Karaca, “Bulunduğumuz ortamda su ve sabun varsa dezenfektan yerine el yıkamayı tercih edelim. Eller ılık su ile en az 20 saniye boyunca yıkanmalı. Sıcak su, zararlı mikropları daha çok öldürmeyeceği gibi deri hasarını arttır. Ayrıca antibakteriyel temizleyicilerin bir üstünlüğü yoktur. Dezenfektan alırken etiketine bakarak, Sağlık Bakanlığı onaylı olmasına dikkat edelim. Dezenfektan olarak kullanılan en sık içerik alkoldür ve bu oran yüzde 60-95 arası olmalıdır. Elimizi yıkayamayacağımız durumda dezenfektan kullanmamız gerekebilir. Bu durumda ürünü elimize aldıktan sonra parmak uçları ve arası unutulmayacak şekilde sürterek uygulanmalı. Ürünün tamamen kuruması sağlanmalıdır” diye konuştu.
Maske altına makyaj,  gözenekleri kapatıyor
Dr. Sinem Karaca, maske ile dışarıya çıktığımızda yüzümüzün sadece belli kısmını örttüğümüzden dolayı, evden çıkmadan 15 dakika önce güneş koruyucu sürmemiz gerektiğine işaret ederek,  “Sık el yıkamak ve dezenfektanlar, egzama başta olmak üzere cilt sorunlarına sebep olduğu için yanımızda nemlendirici taşımalı ve ellerimizi arada nemlendirmeliyiz. Güneş koruyucu ve nemlendiricilerin su bazlı olmasına dikkat edelim. Maske kullanırken özellikle kapatıcı veya fondötenlerin kullanıldığı makyajı önermiyoruz. Gözeneklerin kapanma riski ile birlikte aknelerde artış görebiliyoruz. Dudaklarda kuruluğu önlemek için de yüz yıkandıktan sonra, maske takılmadan önce ve uyumadan önce dudaklara vazelin kullanılabilir” dedi.
 
Uzun Süre Maske Takanlar, İpli Maske Ya da Aparat Kullanmalı
Uzun süre maske kullanımında, lastikli, kulağa takılan maskelerin kulak arkasındaki deriyi alerji yapabildiğine değinen Karaca, şu bilgileri verdi: “Maskeyi uzun süre kullananlar, kulak derisine zarar vermemesi için arkadan bir aparat takabilir ya da cerrahların kullandığı gibi boyundan ve başın üst kısmından iple bağlanabilen türlerinden kullanabilirler. Naylon, viskon ya da polyester gibi sentetik kumaş yerine pamuklu kumaş maskeler tercih edilmeli ve her kullanım sonrası parfümsüz bir temizleyici ve sıcak su ile yıkanmalıdır. Tek kat değil, üç katlı olan burun kısmına denk gelen metal olması ve metalin sıkılarak, üstten kapatılması gerekiyor. Maskeye mümkün olduğunca dokunmamaya çalışalım. Çıkarıp takarken iplerinden tutalım. Maskeyi bir günden fazla kullanmak çeşitli enfeksiyonlara neden olabilir. Uzun süreler maske takmak zorunda olan sağlık çalışanları, banka çalışanları, güzellik ile yeme-içme sektöründe çalışanlar, satış elemanları gibi kişilerde maskeye bağlı oluşan deri rahatsızlıklarıyla karşılaşabiliyoruz. Maskenin temas ettiği yüzeylerde egzema, maske altında kalan deride sivilcelerde artış gözlenebiliyor. Maskenin temas yerlerine çinko içeren bir krem kullanılabilir. Maskenin kapattığı bölgelerdeki akne ve egzemaların tedavisi ilaçla mümkündür. Bunun için dermatoloğa başvurulması gerekir.  Yine bu bölgede oluşan deri kuruluğu için yağlı ciltler jel, normal-karma ciltler losyon ve kuru ciltler de krem formunda nemlendirici kullanabilir.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Gizem Güneş:” Feride karakteri benim için çok değerli”

Show TV ekranlarında yayınlanan Kuzey Yıldızı İlk Aşk dizisinde Feride karakterine hayat veren Gizem Güneş kariyer hedeflerini ve gelecek hayallerini MAG okurları için anlattı.
Kariyerine Binbir Gece dizisi ile başlayan genç ve yetenekli güzel, Kuzey Yıldızı İlk Aşk dizisinde canlandırdığı Feride’nin kendisi için çok değerli olduğunu belirtti. İlk dönüm noktasını Binbir Gece dizis ile yaşadığını belirten Güneş, Show TV’nin reyting rekorları kıran dizisinde başarılı performansı ile isminden söz ettiriyor. Dijital platformlarda oynadıkları işlerin reklamını yapıp daha geniş kitlelere hitap edebildiklerini belirten Gizem Güneş, “ Sosyal medya sayesinde insanlar, takip ettikleri oyuncuların yeni projelerinden de haberdar olabiliyorlar. Bunun yanında televizyonda tanıdıkları karakterlerden farklı olan gerçek bizi görebiliyorlar” dedi.
RÖPORTAJ: DİLARA YURTSEVEN   FOTOĞRAFLAR: ENES KAHRAMAN
Sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz?
Kasım 1995 doğumluyum. İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Yabancı dillere büyük bir ilgim var. Bu nedenle lisede İngilizce eğitimi aldım, üniversitede de Fransızca eğitimi almayı tercih ettim. Kış çocuğuyum ama tamamen bir yaz insanıyım. Güneşi, neşeyi, dans etmeyi çok seviyorum. Küçüklüğümden beri oyunculuk ve dansa büyük bir ilgim vardı. Ailem de, sağ olsunlar, hep bana destek oldular. Kendimi bildim bileli babam kamerasıyla benim her anımı kayda alırdı. Bu yüzden ben de hep kamera karşısında yeteneklerimi gösterme hayaliyle büyüdüm. Şimdi de hayallerimi gerçekleştiriyorum.
Marmara Üniversitesi Fransızca Öğretmenliği Bölümü mezunusunuz… Nasıl başladı oyunculuk maceranız?
Dediğim gibi yabancı dillere büyük bir ilgim var. Yeni diller, yeni kültürler öğrenmeyi çok seviyorum. Oyunculuk benim hep hayalimdi. Ailem ben daha çok küçükken beni bir cast ajansına yazdırmıştı. İlk reklam filmim beş yaşındayken çekildi. İlk dizim de on iki yaşında “Binbir Gece” oldu. Ben de hem dans hem de oyunculuk adına eğitimler almaya başladım. Dört yıl bale eğitimi aldım, sonrasında iki yıl dans ve müzikal oyunculuğu eğitimleri ile devam ettim. Üniversite okurken de aynı zamanda oyunculuk eğitimimi sürdürdüm.
Show TV ekranlarında yayınlanan Kuzey Yıldızı İlk Aşk dizisinde, Feride Mollaoğlu karakteri ile izleyiciler sizi çok sevdi. Nasıl gidiyor çekimler?
Feride karakteri benim için çok değerli. Çünkü, hayat verdiğim önceki karakterlerden tamamen farklı. Seyircilerin beni Feride Mollaoğlu olarak sevmeleri, beni çok mutlu ediyor.
İkinci sezon çekimlerine başladık. Verdiğimiz ara boyunca seti çok özlediğimi fark ettim. Setimiz eğlenceli geçiyor, hem çalışıp hem eğlenebiliyoruz. Bildiğiniz gibi diziyi Ordu’da çekiyoruz. Şehrin verdiği keyif de bizim çalışma şeklimizi olumlu yönde etkiliyor.
Sinema mı, dizi oyunculuğu mu?
Karşılaştırma yapmam pek doğru olmaz. Çünkü ikisini oynaması da izlemesi de bana ayrı keyif veriyor.
Kendinizi üç kelime ile anlatacak olsanız nasıl anlatırdınız?
İlk görüşte soğuk bir insan gibi görünürüm ama beni tanıdığınızda samimiyetimi kesinlikle anlarsınız. Neşeli olmayı, insanları eğlendirmeyi seviyorum. O gün mutsuz da olsam, enerjilerini düşürmemek için çevreme bunu belli etmem. Herkes mutluysa ben de mutluyum. Gergin ortamlardan da bu yüzden uzak durmaya çalışırım.
Hayatınız için dönüm noktaları desek…
Binbir Gece dizisi ilk dönüm noktam diyebiliriz. Çünkü küçük yaşta bir televizyon dizisinde oynamak, hayallerime giden yolda ilk adımımdı. Kanatsız Kuşlar dizisi de öyledir mesela. Hayatımda kararsızlık yaşadığım bir dönemde karşıma çıktı. Ve hayallerimden vazgeçmemem gerektiğini o zaman anladım.
Seyrettiğiniz filmlerde ve dizilerde canlandırmayı en çok hayal ettiğiniz karakter hangisi oldu?
Fantastik ve aksiyon filmlerini izlerken çok heyecanlanıyorum. Kendimi içerisinde hayal ediyorum… Savaşçı, güçlü bir kadını ya da süper güçleri olan bir kadını canlandırmayı çok isterdim.
Sektörünüz açısından dijital platformlar hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bildiğimiz gibi, çağımızda artık her şey dijital. Biz de dijital platformlarda, oynadığımız işlerin reklamını yapıp daha geniş bir kitleye hitap edebiliyoruz. Sosyal medya sayesinde insanlar, takip ettikleri oyuncuların yeni projelerinden de haberdar olabiliyorlar. Bunun yanında televizyonda tanıdıkları karakterlerden farklı olan gerçek bizi görebiliyorlar.
Gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?
Küçük Gizem’in hayallerini gerçekleştirmek en büyük hedefim. Yani işimi hak ettiği şekilde yapabilmek, her zaman ve sürekli kendimi geliştirebilmek, hep daha iyisi olabilmek…
Son olarak aşkı nasıl tanımlarsınız?
Bence aşk, engel tanımamaktır. Bu herhangi bir kişiye veya yapılan işe duyulan aşk olabilir. Engelleri aşmak için sürekli mücadele etmek, sürekli istemek, tutkulu olmaktır aşk…
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)