Aylık arşivler: Eylül 2020

Başka çocukları gülümsetmek için karavan ile ülkeyi dolaşacaklar.

Küçük Yağız daha 13 yaşında, kendisine cerebral palsy tehşisi konulduktan sonra bu güne kadar tam 12 çok ciddi ameliyat geçirdi, o yürüyebilmek için asla pes etmedi ve annesinden aldığı yüksek enerji ile hayata 4 elle tutunuyor. Anne oğul bu yaşam enerjilerini kendi gibi engelli arkadaşlarına da bulaştırmak için şehir şehir dolaşma kararı aldılar. BAŞKA ÇOCUKLARI GÜLÜMSETMEK İÇİN KARAVAN İLE BÜTÜN ÜLKEYİ GEZECEKLER
Bu haber engelli bir birey olan Küçük Yağız‘la annesi Esin Tutgun Tonbul’un İstanbul Şile’de başlayan ve zorlu bir süreçin ardından bütün acılarını bir kenara bırakıp, başka engelli çocuklara kol kanat germeye çalışmanın hikayesidir. Sosyal medyada dolaşırken Sevgili dostum Eti Matola’nın bir paylaşımında Yağız’la annesinin bu hayata tutunma hikayesini görünce hemen kendisini aradım ve onların başlatmak istedikleri bu Sosyal Sorumluk Projesine katkı verip seslerini daha fazla duyurmaları için haber yapmak istediğimi söyleyince ortaya bu röportaj çıktı. Bana göre önümüzdeki yıl ‘Anneler Günü’nde yılın annesi ödülünü almaya aday olabileceğini düşündüğüm Esin hanım ve oğlu Yağız’ın her gün ‘Pollyanna’cılık oynadıkları öyküsü ile sizi baş başa bırakıyorum.
Daha altı aylıkken o yürüyemez dediler
Esin Tutgun Tonbul hanım daha önceden 2 sağlıklı kız annesi ve eşi ile birlikte İstanbul Bağlarbaşı’nda mutlu mesut yaşarken bir erkek çocuğuna hamile olduğunu öğrenince evlerinde çok büyük bir sevinç yaşanır. Küçük Yağız erken doğumla prematüre bir bebek olarak dünyaya gelir ve 1.5 ay kuvezde kalır. Aradan 6 ay geçtikten sonra Esin hanım Yağız bebeğin kollarında kasılmalar farkeder ve hemen doktorlara danışılır. Gerekli tetkikler ve tahlil yapılınca Yağız bebeğin büyüyünce ayaklarını kullanamayıp yürüyemiyeceği söylenerek Cerebral Palsy tehşisi kondur. Anne Esin hanımın dünya başına yıkılmıştır, sorunlar yuvarlanan kartopunun bir çığ’a dönüşmesi gibi büyür ve bu sorunların getirdiği gerginlikle eşler ayrılır. Esin hanım ise üç çocukla birden hayata tek başına tutunmaya çalışır.
 
Dokuz yılda tam 12 ameliyat
Bu durumu kabul edemeyen Esin hanım hayata tutunarak elde avuçta ne varsa satar ve arka arkaya bir dizi ameliyat için küçük Yağız’ı hastane hastane dolaştırmaya başlar. Her ameliyat sonrasında umutlar bir sonraki ameliyata kalır ve bugüne kadar toplamda 12 ameliyat yaşarlar. Bu süreçte umut taciri doktorlara da bir çok paralar kaptırdığını iddia eden Esin hanım o günleri anlatırken; ‘Altı sene önce Çapa Tıp Fakültesi’nde ki Doç. Dr. Fuat Bilgili ile yollarımız kesişti. O ve ekibi Yağız’a o kadar güzel sahip çıktılar ki artık gözümüz arkada değil. Ben ve Yağız bu ekibe çok güveniyoruz. Yağız’ın bir gün bütün herkes gibi kendi ayakları üzerinde yürüyeceğine inanıyoruz’ dedi.
 
Biz hayat ile barıştık, şimdi sıra başka çocuklarda
Esin Tutgun Tonbul aslında çok sosyal ve aktif bir kadın olarak İstanbul Bağlarbaşı’nda bir Ana Okulu sahibidir ama Yağız’ın rahatsızlığı nedeni ile Şile’ye taşınınca bir yandan Yağız ve diğer iki kızı ile ilgilenirken orada da rahat durmaz. Şile’nin köylerinde yaşayan kadınları örgütlüyerek onları Şile Kadınlar Derneği çatısı altında birleştirir, kendisi de bu derneğe başkan seçilir. Bu arada ikinci evliliğini de yapar, eşi Yağız’a ve diğer iki kızına kol kanat germiş ve bir babadan daha fazla sahip çıkmıştır. Aradan yıllar geçmekte Yağız’ın her ameliyatını başka bir ameliyat takip ederken Esin hanım başka engelli çocuklara yardım için kolları sıvar ve bu konuda başarılı bir çok dernekle çalışmalar yürütür. Amacı bu şekilde başka engelli çocuklara da kol kanat germek, kendi edindiği bilgi ve tecrübeleri onların ailelerine aktarmaya çalışmaktır. Bütün bunlara ek olarak ta eşi ile birlikte Şile’de bir tatil kampı işletmektedir. Pandemi’nin gelmesi ile birlikte işler çok sekteye uğrar bütün planlar alt üst olur. Zarar çok fazla büyüktür ve bütün bu stresi taşımakta zorlanan eşler fikir ayrılıklarına düşünce Esin hanım oğlu Yağız ile birlikte yeni bir karar alır. Ana oğul bütün Türkiye’yi dolaşmak, ihtiyaç sahibi engelli başka çocuklarla tanışmak, onların ihtiyaç listelerini çıkartarak sponsorlar vasıtası ile onlara yardım etmek fikri onlarda yeni bir heyecan uyandırır. Esin hanım şimdi bu hayalini gerçekleştirmek için araştırmalar yapmaktadır. Ana oğul bir yandan Yağız’ın sağlık durumunu takip ederken bir yandan da ihtiyaç sahibi engelli çocuklara ulaşmaya çalışıyorlar.
 
Tamamen güvene dayalı bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirecekler
Bizim için röportajın en önemli kısmı olan ise yardım zincirinin nasıl yürüyeceği idi, çünkü bu yardım etkinlikleri çok fazla suistimale açıktı. Esin hanım bu konudaki sorularımızı tek tek içtenlikle yanıt verdi: Yaşar bey biz ihtiyacı olan engelli çocukları sosyal medya ve çevremiz de yapacağımız araştırmalarla ulaşacağız. Onların ihtiyac listelerini bizim çevremizde bulunan hayırsever vatandaşlarımıza ileteceğiz. Ortada asla para dönmeyecek, hayırsever kişi ihtiyacı direk ihtiyaç sahibinin adresine kargo ile yollayacak biz sadece takibini yapacağız. O kişileri Yağız ile birlikte ziyaret ederek çektiğimiz fotoğrafları da hayırsever vatandaşımıza yollayacağız. Peki bizim nasıl bir kazancımız olacak diye sorarsanız Yağız bundan çok mutlu olacak ve ülkenin başka başka yerlerini görüp tanıyacak, kendisi ile daha iyi anlaşacağı bir çok arkadaşı olacak bu da bizim için çok büyük bir servet olacak.
 
Ülkenin her yerine gidecekler
Projesini heyecanla anlatmaya devam eden Esin Hanım: Yaşar bey bu karavan ile gezme projesi Yağız’ı çok heyecanlandırdı, yeni yeni şehirler görmek yeni yeni arkadaşlar edinme duygusu ona çok farklı bir enerji getirdi. Yağız şimdi soruyor anne ne zaman gideceğiz diye, hatta bu hafta ayaklarında alçı vardı bir an evvel çıkartsınlarda gitmeye başlayalım diyor acele ediyordu. Çok şükür alçıyı çıkarttılar fakat malum pandemi sürecindeyiz ama biz gerekli çalışmaları yapıyoruz. İhtiyaç sahibi çocuklarla irtibat kurmaya çalışıyoruz önce onların ihtiyaçlarını yollayacağız. Pandeminin biraz rahatlaması ile birlikte hemen yollara düşeceğiz. Tabiki bu yolculuk sırasında Yağız’ın özel durumundan dolayı heryere bir karavan ile gideceğiz. Bizde bir yakıt ve karavan sponsoru bulabilirsek hiç fena olmayacak…
 
Yağız’ın tedavisi sürecek
Çok merak ettiğimiz bir şeyi öğrenmek istiyorum Esin hanım yine içtenlikle cevap veriyor; Evet Yağızın Çapa Tıp Fakültesi’nde süren tedavileri bu aşamada yine devam edecek. Biz gezilerimizi doktorlarımızdan alacağımız tedavi takvimine göre programlayacağız. Tabi ki tıp’ın Yağız’ın yürüyüp koşabilmesi için bize önereceği her yeni tedavi ve ameliyatları büyük bir titizlikle gerçekleştireceğiz. Benim iki kızım daha var çok şanslıyım ki onlar büyüdüler ve kendilerine yetiyorlar. Küçük kızım Yağmur yağızdan 1 yaş büyük bu sene liseye geçti. Kendisi resim yapmayı ve yabancı dil öğrenmeyi çok seviyor. Büyük olan kızım Sude ise 23 yaşında, Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Spor Yöneticiliğinden mezun oldu. 13 yıldır lisanslı spor yapmakta. Korfbol branşında milli sporcu. İki kızım da sağolsunlar bana da Yağız’a da çok destek oluyorlar…
 
Bize sosyal medyadan ulaşsınlar
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey varmı diye soruyorum; Yaşar bey ben size ve Önce Vatan Gazetesine çok teşekkür ederim, sanırım sayenizde biz daha fazla insana ulaşacağız. Bize ulaşmak isteyenler rahatlıkla sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirler. Tabi ki bu süreçte kötü niyetli ve sömürü amaçlı bana yazan yada arayanlar da oluyor. Malum ben bu problemler ile on yılı aşan bir tecrübeye sahibim kimin ne amaçla aradığını hemen sezinliyorum ve kötü niyetli kişileri en hızlı şekilde her yerden engelliyorum. Son olarak yıllardır benim ve Yağız’ın her türlü isteklerini kaprislerini hoş görü ile karşılayan başta canım kızlarıma, bizi bu zorlu yolculukta son ana kadar hiç yalnız bırakmayan ikinci eşime ve bize kol kanat olan doktorlarımıza çok çok teşekkür ediyorum. Doktorlarımız demişken tekrar belirtmek isterim biz tedavimize yılmadan devam edeceğiz. Bu tedavi sürecimizde yolumuza Çapa daki doktorumuz Doç. Dr. Fuat Bilgili ve ekibi ve yine Çapa Tıp Fakültesi’inde ki Fizyoterapistimiz Doç. Dr. Ekin Akalan ile devam edeceğiz. Hiç unutmam Fuat hoca bana birgün kendi çocuklarım için yapmayacagımı Yağız’ a asla yapmam demişti. O saatten sonra 6 yıldır bunca ameliyat oldu ve biz onunla yürüyoruz. Daha bir kere bile sormadım neden niçin diye. Eğer bir tedavi öneriyorsa muhakkak bir bildiği vardır diye düşünürüm, bu ekibe çok güveniyorum.
BHA Yaşar Şenyüz
   

Umut Kuzey’i isyan ettirdiler!

Müzik dünyasındaki önemli isimler arasında yer alan Umut Kuzey en sonunda isyan etti.
Bugüne kadar yaptığı konser organizasyonları ve festivallerle ismi öne çıkan Umut Kuzey,  müzik dünyasıyla ilgili şu açıklamaları yaptı; “Yapım firmaları istediğim şartlarda albüm yapmadılar, yapım firması kurdum.
Organizatörler konser ya da turne yapmak yerine bolca nasihat verdiler, kendi turnemi organize ettim.
Çalacak festival kalmadı, Zeytinli Rock Festivali’ni yeniden hayata döndürdüm.
Keşke ben de hiç bir şey yapmayıp sosyal medyadan yapımcılara, mekanlara, organizatörlere sallayıp dursaydım. Maalesef rahmetli babamdan bana geçen bir huyum var, çalışmadan duramıyorum. Türk müzik piyasasında hiç kabul görmeyen bir huy…
Çok sıkıldım ve bıktım. Ben pandemi sürecini müzik sektörü en az hasarla nasıl atlatır diye gece gündüz kafa patlatıp, türlü projeler üretirken, bazı müzisyenlerin muhtelif tatil yörelerinde denizin ve güneşin tadını çıkarmak varken twittera girip bana çamur atmasından ve onlar yüzünden beni hiç tanımayan insanların mütemadiyen bana hakaret etmesinden çok sıkıldım.
Ben ve mesai arkadaşlarım çok büyük işlere kalkıştık. Allah’ın izniyle de üstesinden geldik. Üzerinde ölü toprağı olan bir kültürü yeniden canlandırdık. Bugün ülkenin dört bir tarafında festivaller yapılıyorsa (Ne biçim tekelsek geçen sene Türkiye’de 40’tan fazla festival yapılmış, biz 12 tanesini yapmışız), müzik yapamaz hale gelmiş bir sürü müzik grubumuz Anadolu’nun her köşesinde konser yapıyor ve bu konserlere binlerce bilet satılıyorsa bunda aslan payı bizim, kimse kusura bakmasın! Bugün yaptığımız her bir festivalde doğrudan ve dolaylı olarak binlerce insan evine ekmek götürüyor. Kendime bu insanları dert edinmişken, bazılarının tek derdinin bana çamur atmak olmasından çok sıkıldım ve bıktım.
Çamur at izi kalsın diye boşuna dememişler. Hak etmediğim türlü yakıştırmalara maruz kaldım. Çoğu üzerime yapıştı. Hiç birine cevap vermedim, hep işime baktım. Ortağım Özlem Özbakan, hukukçu olması sebebiyle ticari itibarımızı zedelemeye çalışan ya da hakaret içeren paylaşım yapan herkese tek tek dava açacağını söyledi. Önce karşı çıktım. Hakaretlerin ve iftiraların önü kesilmeyince de “Ne yaparsan yap Özlem” dedim. Şimdi nasıl sızdığını bilmediğim bir haber yüzünden, gene eksik ve yanlış bilgilerle bir kez daha yargılanıyorum. Neredeyse her hafta bir kısım tarafından hedef tahtasına konuluyor olmama rağmen, şimdi de birilerini hedef göstermişim gibi bir algı yaratıyor. Oysa hedefte gene ben varım. Çok sıkıldım ve bıktım.
Ülkenin en önde gelen müzisyenlerinin bizim festivallerimizden aldıkları üç kuruşun kölesi gibi gösterenlerden de çok sıkıldım ve bıktım. Bir hatamız olduğunda bizi sosyal medya hesaplarından değil de bizzat arayarak uyarıyorlarsa, bize karşı yapılan karalama kampanyalarında yanımızda duruyorlarsa bunun sebebinin yaşadıklarımızı bizzat görmeleri, yaptığımız işin önemini bilmelerinden başka bir şey değil. Ama kötü kalpli insanlar bunu anlayamaz ki!
Çok sıkıldım ve bıktım. Ben sadece işimi yapıyorum. Her seferinde daha iyi yapmaya çalışıyorum. Hatalarım, yanlışlarım elbette oluyor. Üslubumdan rahatsız olanlar da oluyordur. Ama ben böyleyim. 20 sene önce de böyleydim, Allah ömür verirse 20 sene sonra da böyle olacağım.
Çok sıkıldım ve bıktım. Organize bir şekilde beni karalamaya çalışan arkadaşlara sesleniyorum. Artık yeter! Numaram belli, yerim belli, yurdum belli. Sormak – söylemek istediğiniz şeyler varsa kapım da telefonum da her zaman açık. Eleştirileri de her zaman dikkate alırım. Ama artık lütfen aslı astarı olmayan iddialarla dedikodu kazanına odun atmayı bırakın. Müzik sektörümüzü yeniden canlandıracak insanlar, dedikoduyla beslenenler değil gece gündüz çalışanlar olacaktır.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Birliğine katıldığı günün sene-i devriyesinde esir düştü

Atlı Süvari George William Handsley, 1. Dünya Savaşı sırasında Süveyş Kanalı yakınlarında, birliğine katıldığı günden tam 1 yıl sonra, aynı gün esir düştü.
Handsley’in torunu David Hinds, HİBYA muhabirine yaptığı açıklamada, dedesinin 28 Haziran 1884 tarihinde İngiltere’nin East Halton kentinde doğduğunu, 7 Kasım 1952’de Avustralya’da öldüğünü söyledi.
Ailesinin 1887 yılında Avustralya’ya göç ettiğini, savaştan önce sığır çobanlığı yaptığını belirten Hinds, ”Dedem, 4 Ağustos 1915 tarihinde Avustralya’nın Toowomba kentinde Avustralya Hafif Süvari Alayı’na katılmış. Suffolk şilebiyle Sydney’den Kahire’ye götürülmüş.” dedi.
Hinds, dedesinin, Süveyş Kanalı’nı korumakla görevli Hafif Süvari Alayı komutasında bedevilere karşı çarpışan topçu birliklerine destek olarak, Mısır’da savaştığını ve 4 Ağustos 1916 tarihinde, yani alaya katıldığı tarihten tam bir yıl sonra, aynı günde Romani cephesinde esir alındığını, Afyonkarahisar esir kampında 2.5 yıl esaret geçirdiğini bildirdi.
Süvari Handsley’in kızı Ruth Hinds ise babasıyla ilgili şunları aktardı:
”Esaretten salındıktan sonra Şam’a gönderilmiş ve oradan da İngiltere’ye gelmiş. İyileşmesi için orada iyi kalpli bir aile tarafından kendisine bakılmış. Guilford kentinden C. Madsley isimli hanım tarafından bakılıp sağlığına kavuşunca, 1919 Şubat’ında Avustralya’ya geri dönmüştür. Babamın savaşa katıldığını biliyordum, ama bu konuda bana doğrudan hiç konuşmadı. (Büyük ihtimalle benim duygularımı korumak istediği için anlatmıyordu.) Ancak o günleri hiç unutmadığını biliyordum. Anzac günü onun için en kutsal gündü. Yapacağı en son şey olsa bile anma yürüyüşlerine katılırdı. Yürüyüş sonrası Avustralya’da RSL Kulübü olarak bilinen Gaziler Kulübü’ne gider ve sarhoş olana kadar içerdi. Çok içki içtiğinde neşeli davranmaya çalışırdı, ama çok kötü bir ruh haline girerdi. Belki de yaşadığı travmalar onu bu hale getiriyordu. 2. Dünya Savaşı’nın başlaması onu çok etkilemişti. Ben sadece 8 yaşındaydım ama net hatırlıyorum. Bir gün annem kendi bisikletiyle ben de babamın bisikletinin arkasında gezerken anneme ‘Allah aşkına kadın, savaş var’ dediğini hatırlıyorum. Sanırım yeniden savaşa katılabilmeyi isterdi, ama yaşı tutmuyordu. Pasifik Savaşı başlayınca Gönüllü Savunma Birliklerine katıldı ve eğitim için Cooee Körfezi kampına gitti.”
David Hinds, dedesinin en önemli anısının esaret altında tuttuğu hatırat, küçücük bir kitapçık olduğunu, buna yakalanışını, Afyonkarahisar’da geçirdiği dönemi, salıverildikten sonra İngiltere’deki nekahet zamanını ve Avustralya’ya dönüşünü yazdığını dile getirdi.
Ruth Hinds ise babasının hatıralarıyla ilgili şöyle konuştu:
”Bıraktığı hatıralar arsında ipiyle beraber künyesi var. Üzerinde kimliği ve yakınının adı bulunuyor. 1915 yılında Mısır’da tutmaya başladığı küçük bir hatırat. Ama öyle her günü yazmamış. Bu defterini çizmesinin topuğunda saklamış. Eğer hatırat tuttuğu anlaşılsa büyük ceza yerdi kuşkusuz. Gariptir, yeni bir ev aldığımızda evin adını Romani koydu.”
David Hins, 1. Dünya Savaşı hakkındaki düşüncelerini şöyle aktardı:
”Benim genel felsefem savaş karşıtlığıdır. 20. yüzyıl başında Avustralya’nın İngiltere’den bağımsızlığının sadece 20. yılıydı. İngiltere müttefikti ve onlar katıldığı anda Avustralya da savaşa dahil oluyordu. 1. Dünya Savaşı burada anlatamayacağımız kadar karmaşık nedenlerle başladı. ‘Tüm savaşları sonlandıracak savaş’ diye bilinmesine rağmen hiç de öyle olmadı. Dedem, yazdığı kitapta, orduya katılma nedenini, gezginci ve maceracı ruhuna bağlamış.”
Ruth Hinds ise aynı konuda, ”Ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Sanırım babamın gönüllü yazılması konusunda bir anlamda gurur duyuyorum. Hafif Süvari Alayına ilgisi sanırım savaş öncesi yaptığı işten kaynaklanıyordu.  Yüzlerce kilometre ötedeki Toowoomba’da katılması da bu şekilde oldu. Yaşadığımız Rockhampton kentinin kuzeyinde büyük bir sığır çiftliğinde çobandı ve sanırım gönüllü çağrıları yapıldığında oradaydı.” görüşünü aktardı.
David Hinds, 2015 yılı Mayıs ayında Türkiye’de bir hafta geçirdiğine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdü:
”İstanbul, Truva, Efes, Çanakkale, Eceabat’a gittim. Anzac 100. yıl anmalarında oradaydım. Sonra Afyonkarahisar’ı ziyaret edip Medrese’de kurulmak istenen bir savaş esirleri müzesi için ilk katkımı sundum ve dedemin kitabını belediye başkanına takdim ettim. Görecek o kadar çok şey var ki yeniden ziyaret etmeyi çok isterdim. Savaş esirleri anısına bir anıt, müze, plaket, heykel konulması önemlidir. Savaş esirleri de savaş kurgusunun bir parçasıdır ve cephede savaştıkları için esir düşmüşlerdir. Yakalanmayan ya da ölmeden dönen askerler kadar savaşın bir parçasıdırlar.”
Ruth Hinds ise esirlerin savaş sırasında ve sonrasında çok acı çektiklerini, bir şekilde anılmaları gerektiğini kaydetti.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Cansever engelli hayranını kırmadı!

Geçtiğimiz gün Bursa ilinde sahneye çıkan Arabeskin usta sesi Cansever, engelli bir hayranının istediği şarkıyı okudu. Engelli hayranıyla özel olarak ilgilenen Cansever, ‘Sizler Allah’ın yeryüzündeki meleklerisiniz, sizin isteğinizi kırmak ne haddime’ ifadelerine yer verdi.
Cansever’in konser programı ise bütün hızıyla devam ediyor. 4 Eylül’de Balıkesir Akçay’da sahne alacak olan Cansever, 12 Eylül’de Gaziantep ve 13 Eylül’de ise İstanbul’daki hayranlarıyla buluşacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

“Hükümet koronavirüs salgını ile mücadeleyi iyi yönetemiyor!”

DEVA Partisi tarafından açıklanan bir raporda Koronavirüs salgınında son dönemde yeniden başlayan artış ele alındı.
Konu ile ilgili bir açıklama yapan Sağlık Politikaları Başkanı Medeni Yılmaz şu görüşleri ifade etti:
“İktidar yalancı çobanlık yapmamalıdır! ”
“Siyasi iktidarın birinci ve en önemli sorumluluğunun halkı doğru bilgilendirmek olduğunu söyleyen Yılmaz “siyasi iktidar hangi gerekçe ile olursa olsun, “yalancı çoban” durumuna düşmemelidir. Gerçeklerin gizlenmesi, önce tehlikeli bir rahatlığı, sonrasında tedbirsizliği ve salgında artış riskini getiriyor” dedi.
“Başarılı ülke örnekleri ve bilimsel araştırmaların, koronavirüs salgını ile mücadelede kapsamlı koruma ve izolasyon tedbirlerinin kararlılıkla uygulanması durumunda ekonomi üzerindeki olumsuz etkinin uzun dönemde çok daha az olacağını ortaya koyduğuna dikkat çeken” Yılmaz, “DEVA Partisi olarak özellikle 3 temel konuda siyasi iktidarı acil olarak harekete geçmeye çağırdı”:
1- “Salgını önlemede, koruyucu sağlık hizmeti hastanede verilen hizmetten daha önceliklidir.”
a. “İnsanların topluca bir arada bulunduğu mekanlarda denetim yetersizdir. Yayılmayı daha fazla artırmadan kontrolü sağlayacak tedbirlerin hızla alınması gereklidir. Kitlesel hareketler (toplantı, açılış, düğün, tören, seyircili spor gösterileri gibi) yasaklanmalıdır.
i. Yapılacak denetimlerin hem eğitici olması hem de kurallara riayet edilmesi konusunda çok daha aktif yapılması önemlidir. Bu denetlemelerde Sağlık Bakanlığının İçişleri Bakanlığı ile ortak bir şekilde denetim ekiplerini artırarak çok daha aktif rol alması gereklidir.”
b. “Koronavirüs testleri kamu-özel her hastanede ücretsiz yapılmalıdır.
i. Test çalışmaları mutlaka yaygın bir şekilde yapılmalı özellikle temaslı gruba kesinlikle test yapılmalıdır. Bu salgında başarılı olan ülkelerin hemen hepsi yaygın test yapan ülkelerdir.
ii. Mobil test uygulaması hayata geçirilerek test sayısı hızlı bir şekilde artırılmalı ve hastanelere yığılım önlenmelidir.”
2- “Sağlık çalışanlarının sosyal, ekonomik durumları ve çalışma şartları düzeltilmelidir.
a. Koronavirüs sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılmalı ve bu konu ile ilgili yasal düzenleme mutlaka yapılmalıdır.”
3- “Bilim Kurulu yeniden yapılandırılmalı, sağlıkla ilgili meslek örgütlerinin çalışmalara katkı sunmasına olanak sağlanmalı ve kararları kamuoyuna şeffaf bir şekilde açıklanmalıdır.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Seda Bağcan’dan yeni albüm: Mantrance / Joy

Mantra müziğinin ülkemizde ilk ve tek, dünyada ise az sayıdaki temsilcilerinden olan Seda Bağcan, İngilizce’de sevinç, neşe, eğlence keyif anlamına gelen JOY isimli yeni albümünü yayınladı.
Seda Bağcan’ın 7. albümü olan MANTRANCE / JOY Bağcan‘ın önceki albümlerinde yer alan mantraların remix versiyonlarından oluşuyor. Albümde sekiz mantranın, bir kısa bir uzun ikişer versiyonu olmak üzere, 16 şarkı bulunuyor.
Dünya müzik otoritelerince “Mantra Müziğinin Cennetten Gelen Sesi” olarak adlandırılan Seda Bağcan’ın hayat tutkusu “şifa, müzik ve bilim” üzerine kurulu. 1990’lardan bu yana Hatha Yoga, Ashtanga ve Jivamukti Yoga ve Kundalini Yoga yapan ve Naam Yoga öğretmeni olan sanatçı,  verdiği yoga dersleri yanında; yurtiçinde ve yurtdışında pek çok ülkede, evrensel kadim bilgilerin de paylaşıldığı “Şifa, Müzik ve Bilimin Buluşması” konulu workshoplar ve seminerler veriyor.
“Sonsuza kadar” sürmesini dilediği “Dünya Barış Turnesi” kapsamında Türkiye ve dünyanın pek çok ülkesinde konserler vermekte olan Seda Bağcan, “İnsanlığın Gelişimine ve Sürdürülebilir Eğitimine Adanmışlığı” nedeniyle, Romanya, Spiru Haret Üniversitesi tarafından kendisine layık görülen “Diploma of Excellence” yani “Mükemmeliyet Diploması” sahibi bir sanatçı.
Zihni boşaltmak, konsantrasyonu artırmak, huzura ermek, zorluklardan kurtulmak için “tekrarlanan hece, sözcük ve sözcük gruplarının melodiyle birleşmesi” olarak tanımlayabileceğimiz mantra müziğinin, sanatsal bir performans olmanın yanı sıra titreşimlerimizi yükseltmek gibi önemli katkıları da bulunuyor. MANTRANCE / JOY albümünün pandemi dönemine denk getirilmesinin sebebi, titreşimimizi yükseltip sevgide, neşede, huzurda ve aydınlanma yolunda kalarak sağlık ve yeni dünyaya uyumu yakalamamıza destek olmak. Çünkü yüksek titreşimler bizi her türlü hastalığa ve istenmeyen olaylara karşı güçlendiriyor ve koruyor.
Albüm kapağı, İzlanda’da çekilmiş bir Kuzey Işıkları fotoğrafı. Göksel dansın, göksel neşenin simgesi; semavi dans ve semavi neşeyi temsil ediyor. Aynı zamanda çakra sistemimizde bizi yükselişe götürecek renkler olan mavi – yeşil – sarı renkler özellikle kullanılmış.
Uygulanan frekansa kadar çok ince detaylarıyla planlanan ve hep neşe, enerji, şifa veren uygulamalarla gerçekleştirilen, hatta Quantum Biofeedback aletleri ile frekanslar ve şifa programları yüklenmiş bulunan bu albümü, günlük egzersiz rutinlerinde ve tabi ki danslarında dinleyenlere enerji, keyif ve neşe getirmesi amacıyla yaptıklarını belirten Seda Bağcan, tüm enstrümanların 444 Hz’e akortlanarak yine neşe, enerji veren ve kalbin titreşimi olan 528 Hz’e uyumlanmış bir müzik elde edildiğini söylüyor.
2016 yılında yayınladığı “Miracle” albümü ile New Age dalında Grammy aday adaylığı bulunan
Seda Bağcan‘ı Türkiye’de halası Selda Bağcan’ın kurduğu Majör Müzik Yapım, dünyada ise
new age müzik türünün büyük ismi Kitaro’nun kurduğu Japon kökenli Amerikan plak şirketi
Domo Müzik temsil ediyor.
Sanatçı ve şifa eğitmeni Seda Bağcan, çeşitli şifa uygulama ve eğitimleri ile konserler vermek için sıkça ziyaret ettiği Çin, Tayvan, Malezya ve Singapur ülkelerinde MANTRANCE / JOY albümünün dağıtımı için Tayvan’da kurulu Wind Müzik ile anlaşmıştır.
MANTRANCE / JOY albümündeki şarkıların remix versiyonları, Türkiye’ye REMIX kavramını ilk getiren, Türkiye müzik tarihine 90’larda damgasını vurmuş bir müzisyen olan Deneb Pinjo tarafından, eğlenceli ama bir o kadar da yüksek titreşimli ve mantraların mistik etkisi kaybolmadan yapılmıştır. Ülkemizde yetişmiş gerçek bir müzik hazinesi olan Deneb Pinjo‘nun Tarkan, Mustafa Sandal, Burak Kut, Mirkelam, Asya, Soner Arıca, Nilüfer, Oya Bora, Çelik, Zuhal Olcay, Metin Arolat, Serdar Ortaç, Ajda Pekkan ve daha birçok sanatçının 100’den çok albümünde besteleri, aranjeleri, remixleri bulunmaktadır.
Gerçek bir uluslararası isim olan sanatçı Seda Bağcan’ın müziği ve şarkılarıyla dünyanın neredeyse her yerine ulaşacak ve dünyamızın zor günlerden geçtiği bu dönemde sağlığımızı korumak için tutunabileceğimiz en güzel şey olan neşe ve sevinç bu albümle kalplerimize geliyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

NVIDIA Yeni Ekran Kartlarını ve Yeni Teknolojilerini Duyurdu

NVIDIA CEO’su Jensen Huang NVIDIA tarihinin en büyük atılımı olan yeni GeForce RTX 30 ekran kartlarını duyurdu.
NVIDIA’nın ikinci nesil RTX GPU’larından olan GeForce RTX 30 Serisi, NVIDIA Ampere mimarisine dayanıyor ve önceki nesil GPU’lara göre 2 kat fazla performans ve 1,9 kat daha fazla verimlilik sağlıyor.
NVIDIA, yeni GPU üçlüsüne ek olarak (amiral gemisi GeForce RTX 3080, GeForce RTX 3070 ve “amansız” GeForce RTX 3090) GeForce oyuncuları için bir dizi yeni platformlar sundu. Bunlar, rekabet etmeyi seven oyuncuları daha hızla hale getiren NVIDIA Reflex, yayıncıların sanal yayın stüdyoları oluşturması için yapay zekadan yararlanan NVIDIA Broadcast ve film oluşturmak için gerçek zamanlı bilgisayar grafik motorları kullananlara yönelik ise NVIDIA Omniverse Machinima’yı içeriyor.
Kısıtlı bir süre için, yeni bir GeForce RTX 30 Serisi ekran kartları ya da bu ekran kartları yüklü olan sistemlerden satın alan oyuncular, Watch Dogs: Legion’ın PC için dijital bir sürümünü ve bir yıllık NVIDIA GeForce Now servisine abonelik kazanacaklar.
Aşağıda bugün duyurulan haberlerin özetini ve ek bilgileri bulabilirsiniz:
GeForce RTX 3080: Amiral Gemisi 6690 TRY’den başlayan RTX 3080, orijinal RTX 2080’den 2 kat daha hızlı. 4K oyunlar için tasarlanmış olup, 4K çözünürlükte 60 fps’den fazlasını sunuyor. 8 nanometre özel üretim süreci üzerine inşa edilen amiral gemisi GeForce RTX 3080, 28 milyar transistöre ve yeni Micron GDDR6X belleğe sahip. 17 Eylül tarihinden itibaren ulaşılabilir olacak.
GeForce RTX 3070: İdeal Fiyat / Performans 4805 TRY’lik fiyatı ile 1200 dolarlık GeForce 2080 Ti’a kıyasla daha hızlı. Ayrıca aynı fiyata sahip RTX 2070’den %60 daha hızlı. Ekim ayında ulaşılabilir olacak. Oyun ve yaratıcı türler için şimdiye kadar geliştirilmiş en hızlı GPU ve 8K çözünürlükte 60 fps’ye güç verecek şekilde tasarlandı. 24GB GDDR6X bellek en zorlu yapay zeka algoritmalarının üstesinden gelebiliyor ve büyük verileri aynı anda işlemeye ihtiyaç duyan iş yüklerinin altından kalkabiliyor. TITAN RTX’den %50 daha hızlı. 24 Eylül tarihinden itibaren 14400 TRY fiyatıyla sayışta.
GeForce RTX 3090: “Amansız GPU” Üç yuvalı, çift eksenli hava akışı, TITAN RTX’ten 10 kata kadar daha sessiz bir tasarımda ve GPU’yu 30 dereceye kadar daha soğuk tutabiliyor.
Yeni ekran kartları, “dünyada ilk”lere de imza atıyor: Çift Eksenli Hava Akışlı Termal Çözüm -Etkileyici yekpare tasarımı ile 2 kata kadar daha fazla soğutma performansına sahip. Oyuncular ve içerik üreticiler, hem her zamankinden daha sessiz hem de serin çalışırken bu rakipsiz performansın keyfini çıkarabilecek. Mükemmel Mekanik ve Elektrik Tasarımı– Daha güçlü mekanik bir yapı ile yeni bir düşük profilli yaprak yay ve 12 pimli güç konektörü, bileşenler ve soğutma için daha fazla alan bırakırken, dahili adaptör ise mevcut güç kaynağındaki 8 pimli konektör ile uyumlu. HDMI 2.1– HDMI 2.1 tarafından sağlanan artırılmış bant genişliği, ultra yüksek çözünürlüklü oyunlar için 8K HDR TV’lere ilk kez tek kablolu bağlantıya izin veriyor. AV1 Codec – AV1 codec’i destekleyen ilk ekran kartı olma özelliği taşıyor. Bu özellik sayesinde oyuncular, %50’ye kadar daha az bant genişliği kullanan 8K’ya kadar HDR videoları görüntüleyebiliyor.
NVIDIA Reflex ile Daha da Rekabetçi!
NVIDIA Reflex, sistem gecikmesini optimize eden ve ölçen yeni teknoloji paketini temsil ediyor. Bunlar arasında, gecikmeyi yüzde 50’ye kadar azaltan ve Apex Legends, Call of Duty: Warzone, Fortnite ve Valorant gibi popüler espor oyunlarına entegre edilen NVIDIA Reflex Düşük Gecikme Modu da yer alıyor. NVIDIA Reflex Latency Analyzer ise mouse’lardan gelen girdiyi algılayan ve ardından ortaya çıkan piksellerin (örneğin, bir tabanca namlusundaki patlamanın ışığı) ekranda değişmesi için geçen süreyi ölçüyor. Reflex Latency Analyzer, bu sonbaharda piyasaya çıkacak olan Acer, Alienware, ASUS ve MSI’ın yeni 360Hz NVIDIA G-SYNC® Esports monitörlere entegre edilmiş olacak. Bu özellik aynı zamanda ASUS, Logitech, Razer ve SteelSeries’in en iyi e-spor çevre birimleri tarafından da desteklenecek.
Her Mekanı Yayın Stüdyosuna Çevirin
NVIDIA, yayıncılar için de NVIDIA Broadcast’ı duyurdu. Bu teknoloji her mekanı bir yayın stüdyosuna dönüştürmek için standart web kameralarını ve mikrofonları akıllı cihazlara dönüştürüyor.
Sesteki gürültüyü giderme, sanal arka plan efektleri ve web kamerası görüntüsünü otomatik çerçeveleme gibi RTX hızlandırmalı yapay zeka efektleriyle mikrofonların ve web kameralarının kalitesini artıran evrensel bir eklenti olan NVIDIA Broadcast ile evlerini bir yayın stüdyosuna dönüştürüyor.
Omniverse Machinima
Şimdilerde video oyunlarını kısa fimler yapmak için kullananlar için (Machinima olarak bilinen bir sanat dalı) Omniverse 3D workflow platform temelli NVIDIA Omniverse Machinima da tanıtıldı.
Omniverse Machinima ile içerik oluşturucular, web kameralarını karakterleri canlandırmak için yapay zekaya dayalı poz algılama ile kullanabiliyor. Kullanıcılar sesleriyle yapay zeka yüz animasyonunu çalıştırabiliyor. Parçacıkları ve sıvıları gerçek hallerine en yakın şekilde canlandırıyor. Maddeler fiziksel olarak en doğru şekilde yansıtılıyor.
NVIDIA Stüdyo
GeForce RTX 30 Serisi ekran kartları, içerik üreticilere zamandan kazandıran avantajlar sağlıyor. Bu yeni ekran kartları daha hızlı ışın izleme ve yapay zeka destekli yeni nesil araçlar sunarak yaratıcı çalışmalardaki sıkıcı işleri tarihe gömüyor. 24 GB GDDR6X belleği, en zorlu AI algoritmalarının üstesinden gelebiliyor ve içerik üreticilerinin çok veri işlemeyi gerektiren büyük iş yüklerinin altından kalkabiliyor.
Nereden Satın Alınabilir
GeForce RTX 3090, 3080 ve 3070 ekran kartları ASUS, Colourful, EVGA, Gainward, Galaxy, Gigabyte, Innovision 3D, MSI, Palit, PNY ve Zotac gibi kart sağlayıcıları tarafından stok saatli ve fabrikada hız aşırtmalı modeller de dahil olmak üzere özel anakartlar olarak sunulacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

“Bu hayatı nasıl yaşamalıyız?”

Benzersiz üslubuyla pek çok yazarın hayranlığını kazanmış Grace Paley’den, sıradan insanların “sıradan” yaşamlarına ayna tutan sıradışı öyküler: Ölü Dilde Bir Hayalperest.
1995 yılında Pulitzer Ödülü’nde finale kalan Toplu Öyküler seçkisinden derlenerek Delidolu Yayınları tarafından Türkçede ilk kez yayımlanan bu öyküler; insan ilişkilerine, yalnızlığa, varoluşun getirdiği kaçınılmaz korku ve arzulara dair çarpıcı tespitleriyle zihinlerde uzun süreliğine yer edecek.
Gözlem gücüyle okurunu şaşırtmayı başaran Paley, kendi deyişiyle, yaşadığı ülkenin ve şehrin sakladıklarını gün yüzüne çıkarmaya, anlatılmayanı anlatmaya çalışırken, hayatın iç acıtan keskin yönlerini kendine has iyimserliğiyle yumuşatıyor. Bu son derece gerçekçi ve kimi zaman taşıdıkları dramatik içerikle zıtlaşan eğlenceli diyaloglara dayalı öykülerde, New York’un alt sınıf insanlarının, göçmenlerin, bekâr annelerin, aldatılan karıkocaların yaşamlarına bütün doğallığı içinde tanık oluyoruz.
Kadınlar hakkında yazmanın başlı başına “politik bir eylem” olduğunu vurgulayan yazarın; kadın-erkek ilişkilerini, anneliği, evlilik ve cinselliği ele alışındaki eleştirel ve alaycı tavır, gerçekliğin en ağır meselelerini yüzümüze vururken bile elden bırakmadığı mizahi anlatım, onu bütünüyle özel bir yazar hâline getiriyor.
“Bu zamanda âşık olmak için şaşı, camdan dışarıya, oturduğun buz gibi soğuk sokağa bakmak için de kör olman gerekiyor.”
Son yüzyılın en büyük yazarlarından biri olan Grace Paley, dile yeniden can veriyor ve önünüze hayal edebileceğinizden de zengin ve şaşırtıcı bir dünya seriyor.
George Saunders
Çok az sayıda yazar, onun karakteristik konuşma diliyle anlattığı etkileyici ve komik öykülerindeki o doğaçlama sesle boy ölçüşebilir. Bu mükemmel seçki, Paley’nin cömert ruhunun bu yüzyılın geri kalanına armağanıdır.
Ursula K. Le Guin
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İŞBİR Yatak “%20 büyüdü, hedef yıl sonuna kadar %50”

Dünya yatak üretimi ve tüketiminde, son 10 yılda artış yaşanmaya devam ediyor. Açıklanan verilere göre, her yıl dünya çapında yaklaşık 230 milyon yatak üretimi yapılıyor. Veriler de üretilen yatakların değerinin, 2009 tarihinden itibaren yüzde 58 oranında artış gösterdiğini ortaya koyuyor. 2020-2023  tarihleri arasında, bu oranların yaklaşık yüzde 3 oranında artması bekleniyor. Aynı zamanda, rakamlar dünya pazarında sünger yatakların da önemli bir paya sahip olduğunu ortaya koyuyor. Konuyla ilgili uzmanlar, yatak sektörünün yıllar içerisindeki gelişimine bakarak sünger yatak pazarının yüzde 45’lere ulaştığını belirtiyor. Bu kapsamda, üretim kapasitesini yüzde 50 artıran İşbir Yatak, ciroda yüzde 20’lik büyümeye ulaştı. Yılın son çeyreğinde ise hedef, bu oranı yüzde 50’ye çıkarmak.
Yıllar içerisinde çoğu ülkede lateks yataklar pay kaybederken, sünger yatak kullanımı Almanya, Fransa, Brezilya ve İtalya’da pazarı domine etmiş durumda. Türkiye için önemli bir pazar konumunda olan Rusya’da ise sünger yatak kullanımı da yaylı ve lateks yatak kullanımına oranla artıyor.
GÜNLÜK ÜRETİM KAPASİTEMİZİ YÜZDE 50 ARTIRDIK
Sünger yatak kullanımındaki artışın oldukça önemli bir gelişme olduğuna dikkat çeken İşbir Holding CEO’su Metin Gültepe, “Orta Avrupa ülkelerinde, sünger yatak üretimi ortalama yüzde 75 civarında. Paket yaylı yatak kullanımı yoğun olan Batı Avrupa ülkelerinde ise özellikle e-ticaretin gelişmesine paralel olarak sünger katmanlı yatakların kullanımlarının arttığını gözlemliyoruz.
Türkiye’ye baktığımızda ise toplam yatak üretiminin yüzde 15’ini sünger yataklar oluşturuyor. Bu oran ülkemizde özellikle son yıllarda kararlı artışını sürdürüyor. Biz de yurtiçinin yanı sıra dünyanın trendi haline gelmekte olan viskoelastik sünger yatakların üretimini artırmaya yönelik çalışmalar ve yenilikler yapıyoruz. Bu bağlamda, özellikle pandemi döneminde günlük üretim kapasitemizi yüzde 50 artırdık. Ciro olarak yüzde 20’lik bir büyümeye ulaştık, hedefimiz yıl sonuna kadar bu oranı yüzde 50’ye ulaştırmak. Bunu sadece Türkiye pazarıyla düşünemeyiz elbette. Önemli destinasyonlar olan Almanya, Fransa, İtalya ve Rusya ihracatta hedef ülkelerimiz arasında yer alıyor. Bunun yanında, yenilik anlamında yapmış olduğumuz yeni makine parkı yatırımımız bulunuyor. Bu yatırımın bir parçası olan ViscoStar Aqua Fixing Teknolojisi sayesinde hem ekolojiye saygılı üretim yapıyoruz hem de viskoelastik sünger malzemeye sahip olan ViscoStar grubu yataklarımızın niteliğini ve konforunu artırıyoruz.
Aynı zamanda hijyen konusunda oldukça hassas olunan bir dönemden geçiliyor. Bu bağlamda geliştirdiğimiz başka bir teknolojimiz daha var. Yakın dönemde Ar-Ge merkezlerimizde geliştirdiğimiz ve Türkiye’nin yanı sıra dünya yatak sektöründe bir ilk olan ‘Safe Sleep Tunnel (SST) Hijyen Tüneli’ teknolojisini hayata geçirdik. Bu tünel teknolojisi sayesinde yataklarımız, UVC ışınları ile daha hijyenik hale geliyor ve tamamen el değmeden paketleniyor. Bu teknolojinin verimi konusunda bağımsız laboratuvarlardan başarılı sonuçlar elde edilmiş durumda.” diye konuştu.
YATAK SEKTÖRÜNDE E-TİCARET SÜNGER YATAK TALEBİNİ ARTIRIYOR
Son yıllarda yapılan araştırmalar, yatak sektöründeki ‘herkese uyan tek beden yaklaşımı’nın azalmaya başladığını ortaya koyuyor. Tüketiciler de artık yatak satın alırken geniş bir ürün yelpazesi talep etmeye başladı. Fiyattan öte dayanıklılık, kalite ve yatağın bedene uyumluluğu arayışlarına giren kullanıcılar, aynı zamanda ürünün sertifikasına ve ekolojik olarak sürdürülebilirliğine de artan bir ilgi gösteriyor.
Gültepe; “Yapılan araştırmalar yaygınlaştıkça gerek bağışıklık sistemine desteği gerekse fizyolojik ve zihinsel aktivitelere olan olumlu etkileri uykunun hayatımızdaki önemini her geçen gün artırıyor. Son yıllarda sağlıklı bir uyku için kaliteli yatak, uyku ürünleri ve yatak aksesuarları konusunda da artan bir ilgi var. Kaliteli uykuya olan arayışın ve bilincin artması da gerekli sertifikalara sahip olan üreticileri ön plana çıkarıyor.
Aynı şekilde, yatak sektöründe de gelişme gösteren e-ticaret, bu kapsamda büyük küresel yatak pazarını da değiştiriyor. Son zamanlarda tüketiciler, yatak gibi büyük eşyaların internetten satın alınabilirliğine ve adreslerine teslim edilmesini talep ediyor. Bu da sünger yatağa olan talebi doğrudan etkiliyor.” şeklinde konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Eylül ayının ilk haftasında uygun fiyatlı teknolojik ürünler A101 marketlerinde alıcılarını bekliyor

9.000 marketi ile Türkiye’nin en yaygın perakende zinciri olan A101’in her hafta sunduğu uygun fiyatlı teknolojik ürünlerinde bu hafta da televizyondan beyaz eşyaya, cep telefonlarından kişisel bakım ürünlerine kadar pek çok farklı ürün yer alıyor.
HI-LEVEL VE ELTON MARKA UYGUN FİYATLI TELEVİZYONLAR BU HAFTA A101’DE…
HI-LEVEL 49” ULTRA HD ANDROID SMART LED TV’nin dâhili UHD uydu alıcısı, 3 adet HDMI ve 2 adet USB girişi bulunuyor. 4 Çekirdekli Android işlemcisi ve SPDIF dijital ses çıkış özellikleri ile evde geçirilen zamanları daha keyifli hale getiren bu özel ürün 2 yıl Sunny garantisi ile 2.199 TL’den tüm A101 marketlerinden ve a101.com.tr’den satın alınabiliyor.
ELTON EL32DAL502 32” UYDU ALICILI LED TV ise dâhili uydu alıcısı, 2 adet HDMI ve 1 adet USB media player girişine sahip. Sunny güvencesinde 2 yıl garanti sunan televizyon 899 TL fiyatı ile tüm A101 marketlerinde müşterilerle buluşuyor.
SEG MARKA ÇAMAŞIR MAKİNESİ BU HAFTA İHTİYAÇ SAHİPLERİ İLE BULUŞUYOR…
SEG SCM 5800 Çamaşır Makinesi, 15 farklı programı ve 5 kg kapasitesi ile çamaşır yıkamayı kolaylaştırıyor. Ücretsiz teslimat ve kurulum imkânı ile birlikte 2 yıl Vestel garantisi sunan ürüne 999 TL fiyatıyla hem A101 marketlerinden hem de a101.com.tr’den ulaşılabiliyor.
BİRBİRİNDEN KULLANIŞLI TEKNOLOJİK ÜRÜNLER A101 MARKETLERİNDE SATIŞTA…
Haftanın fiyat/performans ürünü REEDER P13 BLUE Cep Telefonu, A101 marketlerinin raflarında dikkat çekiyor. 6.1″ HD ekranı, yüz tanıma özelliği ile kullanımı son derece keyifli bir ürün, 3 GB RAM, 16 GB dâhili hafızası sayesinde bilgileri güvenle saklayabiliyor ve 128 GB’a kadar arttırabiliyor. 5 MP ön kamerası ve 8 MP arka kamerası en güzel anılar ölümsüzleştiren REEDER P13 BLUE cep telefonu 2 yıl Samsung Türkiye garantisi ve 1.299 TL fiyatı ile alıcıların beğenisine sunuluyor.
Günün her anında kullanıma oldukça uygun, müzik dinlemeyi ve telefon konuşmalarını keyifli hale getiren XIAOMI EARBUDS S Bluetooth Kulaklık da bu haftanın cazip ürünlerinden bir olarak reyonlarda yerini alıyor. 300 mAh şart kutusu batarya kapasitesi, 43 mAh kulaklık batarya kapasitesi, telefonlar ile kolay eşleşme özellikleri yanı sıra 2 yıl garantisiyle sadece 139 TL olan ürün A101 marketlerinde ve a101.com.tr’de bu hafta satışta.
PIRANHA 10.000 mAh Powerbank şarj bitme endişesi olmadan vakit geçirmeye olanak sağlıyor. 2.1A şarj hızı ve çift USB giriş özelliklerinin yanında son derece ince ve şık bir tasarıma sahip ürün alıcıların beğenisine sunuluyor. 2 yıl garantisi ve sadece 44,95 TL fiyatıyla tüm A101 marketlerinde.
OYUN SEVERLER İÇİN BİRBİRİNDEN KULLANIŞLI PIRANHA MARKA ÜRÜNLER A101’DE…
PIRANHA Gaming Klavye oyun severler için kaçırılmayacak bir ürün. Türkçe Q klavye, kullanışlı ve şık tasarımı ile 2 yıl garantisi bulunan ürün sadece 39,95 TL. Klavyenin yanında birbirinden kullanışlı kulaklıklar da oyun severler için geliyor. PIRANHA Gaming Kulaklık ile oyunların keyfi bir başka oluyor. 2 yıl garantisi ve 49,95 TL fiyatı ile oyun severler için tüm A101 marketlerinde. Oyun için tasarlanmış güçlü bass ve tiz sesleri ayırt edebilen PIRANHA Gaming Kulak İçi Kulaklık ise, telefon ve PC ile uyumu ile öne çıkıyor. Bu cazip ürünün fiyatı da çok cazip, sadece 39,95 TL.
PIRANHA Gaming Mouse 2400 DPI hızı ile oyunları daha keyifli hale getiriyor. 2 yıl garantisi bulunan ürün 29,95 TL’den tüm A101 marketlerinden satın alınabiliyor.
Sadece 29,95 TL olan PIRANHA USB PC Oyun Kolu da oyunu çok sevenler için kaçırılmayacak bir ürün. 1,8m kablo uzunluğu, oyunun gerçekçiliğini arttırabilmek için özel titreşim özelliğide olan ürünün 2 yıl garantisi de bulunuyor.
Oyunun gerçekçiliğini artıracak bir diğer ürün ise PIRANHA STEREO 1+1 Hoparlör. 3Wx2 stereo ses çıkış gücü sayesinde oyun oynamak daha eğlenceli hale geliyor. Ayrıca telefon, tablet ve bilgisayar ile kolay uyumu sayesinde keyifli müzik dinlemenin de tadına varılabiliyor. Bu ürün ise 29,95 TL fiyatı ile tüm A101 marketlerinde.
ÇEŞİTLİ KÜÇÜK EV ALETLERİ 3 EYLÜL İTİBARİYLE TÜM A101 MARKETLERİNDE…
SINGER M1605 Dikiş Makinesinin, 6 değişik dikiş ve dekoratif desen ile 3 ayrı seçenekte dikiş uzunluğuna kadar birçok özelliği bulunuyor. Metal çalışma alanı ve ekstra ayak yükseltme aparatı da bulunan ürün 2 yıl Singer garantisi ve 529 TL fiyatıyla A101 marketlerinde.
Şık tasarımı ve 349 TL fiyatıyla öne çıkan FANTOM CC3500 Cyclone Elektrikli Süpürge, Multi Cyclone 3L toz haznesi ve 850 W yüksek emiş gücü ile tozu havadan ayrıştırıp, merkeze toplayarak hapsediyor ve dışarıya temiz hava çıkışını sağlıyor. Süpürücü gövde, kenar-köşe ve koltuk döşeme aksesuarları ile birlikte 3 yıl garantisi bulunan elektrikli süpürge bu hafta tüm A101 marketlerinde satışta.
3 Eylül’den itibaren A101 marketlerinde satışa çıkan ürünlerden biri de AKEL AF380 Midi Fırın. 38 L hacmi, 3 kademeli güç seçimi, ısıya ve darbeye dayanıklı ön camı ile güvenle yemek yapma keyfi sağlayan ürün 2 adet emaye tepsisi ile birlikte raflarda yerini alıyor. Özellikleri dışında 189 TL fiyatı ile de dikkat çeken fırın, A101 marketlerinin yanı sıra a101.com.tr’den de kolayca satın alınabiliyor.
ARZUM STARRY AR1111 El Blender Seti de bu haftanın avantajlı küçük ev aletleri arasında yerini alıyor. 169 TL fiyatı ile göze çarpan ürünün, 900 W gücü, 800 ml kapasiteli parçalama haznesi, ısıya dayanıklı paslanmaz çelik blender ve çırpıcısı ile 3 yıl garantisi bulunuyor. Bu muhteşem yardımcıya tüm A101 marketlerinden ulaşılabiliyor.
ERGONOMİK VE ŞIK TARASIMLI KİŞİSEL BAKIM ÜRÜNLERİ BU HAFTA ALICILARI İLE BULUŞUYOR…
Taşınabilir, şık ve modern tasarımı ile dikkat çeken APRILLA AHC 5035 Profesyonel Şarjlı Saç Kesme Makinesi bakımına önem veren erkekler için tüm A101 marketlerinde satışa çıkıyor. ~0,5 mm hassas kesim için özel tasarım paslanmaz çelik bıçakları, ayarlanabilir bıçak uzunluğu ve USB ile hızlı şarj edebilme özelliğiyle 2 yıl garantisi bulunan ürün 119 TL fiyatı ile alıcıların beğenisine sunuluyor.
Hassas cımbız diskleri sayesinde acı hissini minimuma indirerek en kısa tüyleri bile alan APRILLA AEP 7813 Şarjlı Epilatör bakımına önem veren kadınlar için bu hafta A101 raflarında yerini alıyor. 2 hız ayarı bulunan ürün 2 yıl garantisi ve 89,95 TL fiyatıyla satışta.
Saç görünümüne önem verenler için kullanışlı APRILLA AHS 2013 Saç Düzleştiricisi, eşit ısı dağılımı ile hızlı ısınıp, anti statik etkili düzleştirme sağlıyor. Sadece 49,95 TL’den satılan ürün, tüm A101 marketlerinde yerini alıyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)