Ressam Gökhan Yıldırım, Kur-an’ı Kerim’de bildirilen Bakara Suresi’nin 260’ıncı ayetinden ileri gelen Hz. İbrahim’in kuş kıssasını kendi yorumuyla bir tabloya aktardı ve tabloyu Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Side bölgesinde bulunan Sueno Oteller Yönetim Kurulu’na hediye etti. Ressam Yıldırım, bahsedilen ayetten hareketle oluşan tablonun insan ve hayatla ilişkilendirilmiş hikâyesinde adeta hikmetten bir kare sunuyor.
Ressam Yıldırım’ın kendinin kaleme aldığı tablonun hikâyesi şu şekildedir:
“İNSANOĞLUNUN GENLERİNE HER DAİM MERAK ETMEK, ARAŞTIRMAK, DÜŞÜNMEK, İŞLENMİŞTİR”
Bazen ne çizeceğimi haftalarca aylarca düşündüğüm oluyor, zaten aslında en zor kısmı da bu oluyor. Bir kaygı, bir düşünce, bir ruh halini vermek onu ortaya koymak; farklı olmalı ihtiyacından ileri geliyor. Herkes hayal kurabilir ama sen de hayallerinde ötesini kırabilirsin. Çok kitap okumak, gezmek, derin insanların yüreğine inmek, onları dinlemek, hafızasında dolaşmak… Bunlar sadece ilham olan şeyin bir küçük kısmı. İnsan olarak merak etmişizdir; geçmişi, yaşananları, bizi yaratanı, var oluş sebebimizi, neden bu dünyada olduğumuzu… Ama geliş amacımız tamamıyla kul olmaktır. İnsanoğlunun genlerine her daim merak etmek, araştırmak, düşünmek, işlenmiştir. Nasıl ki şimdi böyle ise bu geçmişte de böyleydi. Ve Allah insana “OKU” yani öğren dedi. Bazen çok okuduğumda bunu aklıma yer ediyorum. Neyi okumak neyi öğrenmek
“İNSAN BENİM SIRRIM, BEN İNSANIN SIRRIYIM”
Çok sevdiğim bir hadiste şöyle diyor; “İnsan benim sırrım, ben insanın sırrıyım” Bundan yola çıkmışımdır çoğu zaman. Verilen her şeyde bir mesaj, yaratılan her şeyde bir estetik vardır. Bu tabloyu bir gece tekrar okurken hayalimde canlandırmıştım.
İbrahim peygamber de bizim gibi yaratılan insandı. Merak içindeydi, neden dünyadaydı, neden ölüm ve dirilme vardı? Ve O’nu yaratan rabbine sormakta tereddüt etti lakin bunu rabbine sordu. Çünkü onun içine de o merak araştırma duygusunu onu yaratan vermişti. Ve “ Rabbim! Ölüleri nasıl diriltiyorsun, bana göster!” deyince, rabbi “Yoksa inanmıyor musun?” demişti. O “Hayır inanıyorum, fakat kalbim tam kanaat getirsin” şeklinde cevap verdi. Rabbi “Kuşlardan dört tane al, onları kendine alıştır, sonra (parçalayıp) her bir tepeye onlardan bir parça bırak, sonra onları çağır. Koşarak sana gelecekler ve şunu bil ki, Allah hep galiptir ve hikmet sahibidir” buyurdu. İbrahim (as) bunu yaptı, çünkü merak içindeydi. Biliyordu bu onu yaratana zor değildi. Ve gözüyle görmek, doyuma ulaşmak istiyordu, şüphe etmedi. Yalnız bunun doyuma ulaşmasını istiyordu ve İbrahim (as) kalbini tatmin edecekti.
“HZ. İBRAHİM’İ BİR IŞIK GİBİ RESMETTİM”
Bu eseri çizerken çok düşündüm ve bazı detaylardan kaçındım. Orda ki kuşların hangi kuşlar olduğunu bilmeden onları bir figür gibi resmettim. Bir realist durumdan kaçındım. İbrahim’i (as) bir ışık gibi resmettim. Kuşların cinsini ben bile hayal edemediğim için bir figür gibi ışığa yönlendirerek resmettim. Ve her zaman kullandığım yeşilin tonlarına boyadım.
Buradaki mesaj insanoğlu bir sır ve o sır hiç uzakta değil kendi içinde yatıyor. Yaratan insana her anlamda estetik kaygı yükledi ve ona hayat verdi. Ona öğren, sor, araştır, doyuma ulaş dedi. Hedef olmalı insan öğrenmekten sormaktan vazgeçmemeli. Tatmin olmak, gönlü tatmin etmek herkese haktır.
Ressam Yıldırım, “Bu tabloyu keyifle ortaya koydum ve çok sevdiğim Sueno Oteller Yönetim Kurulu Başkanı’na taktim ettim. Eserin layığı ile gelecek yıllarda korunacağına eminim. Tablo 220 santimetre genişliğinde 170 santimetre yüksekliğindedir. Yağlı boya keten üzerine resmedilmiştir. Gelecek olan sergimde 12 parça üzerinde çalışmaktayım. Sürreal ağırlığı olan bir sergi oluşturmaktayım” diye açıkladı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Aylık arşivler: Ekim 2020
Lipton Ice Tea’den “Boş Yok” kampanyası
Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo’nun içecek grubu markalarından Lipton Ice Tea, KazandıRio uygulaması ile tek tıkla anında hediye kazanma fırsatı sunuyor.
Altın kapaklı 1 litre ve 1,5 litre Lipton Ice Tea pet şişelerindeki her kapak, isteyene Lipton Ice Tea Pet 330 ml, isteyene 1 GB’a kadar internet kazandırıyor.
Lipton Ice Tea’nin 31 Ekim tarihine kadar geçelerli olacak “Boş Yok” kampanyasına katılmak ve anında kazanmak için tek yapmanız gereken şey KazandıRio uygulamasını indirmek, kapaklardaki şifreyi okutup, dilediğiniz hediyeyi seçmek!
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
“İbrahim Selim ile Bu Gece”nin yeni sezonu %100 Studio ve Zorlu PSM YouTube kanalında bu hafta başlıyor!
Geçtiğimiz sezon boyunca Zorlu PSM sahnesinde her hafta biletleri tükenen ve Zorlu PSM YouTube kanalında milyonlarca izleyiciye ulaşmayı başaran İbrahim Selim’in sevilen şovu “İbrahim Selim ile Bu Gece” yeni sezona yeni mekanı %100 Studio’da merhaba demeye hazırlanıyor.
Geçtiğimiz sezon başından itibaren her hafta Zorlu PSM sahnesinde Türkiye ve gündeme dair konuları ve farklı ilgi alanlarından ağırladığı sürpriz konuk sanatçıları ile seyirci karşısına çıkan İbrahim Selim’in sevilen şovu “İbrahim Selim ile Bu Gece” yeni sezonda izleyicilere yeni mekanı %100 Studio’da merhaba demeye hazırlanıyor.
İbrahim Selim’in renkli sunumunun yanı sıra her hafta sürpriz bir konuğun katılacağı programda seyircileri müzikten, stand-up’a, mizahtan güncel konulara; kültürün her alanına dokunan eğlence dolu dakikalar bekliyor.
Her Pazartesi %100 Studio’da seyircilerin karşısında olacak “İbrahim Selim ile Bu Gece” geçtiğimiz sezon olduğu gibi her Çarşamba Zorlu PSM Youtube kanalından da dijital olarak izlenebilecek.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Netflix, The Witcher’in ikinci sezonundan Henry Cavill’in ilk görsellerini paylaştı
Netflix, heyecanla beklenen The Witcher’ın ikinci sezonundan ilk görselleri paylaştı. Çekimleri İngiltere’de devam eden diziden yayınlanan görsellerde Henry Cavill’ın canlandırdığı Geralt of Rivia karakteri yer alıyor.
Peki ikinci sezonda Prenses Cirilla ve Vengerberg’lü Yennefer’i neler bekliyor? Çok yakında…
The Witcher hakkında:
Dünyaca ünlü kitap dizisinden uyarlanan The Witcher destansı bir ailenin epik öyküsünü konu alıyor. Yalnız bir canavar avcısı olan Rivialı Geralt, insanların yaratıklardan bile daha kötü olabildiği bir dünyada kendine yer edinmeye çalışmaktadır. Ancak kader onu güçlü bir büyücü ve tehlikeli bir sırra sahip genç bir prensesle karşılaştırır. Üçlü, artık her geçen gün daha da vahşi hale gelen bu kıtada birlikte yürümeyi öğrenmelidir.
The Witcher S2 hakkında:
Yennefer’in hayatını Sodden Savaşı’nda kaybettiğine inanan Geralt of Rivia, Prenses Cirilla’yı bildiği en güvenli yere, doğduğu eve Kaer Morhen’e getirir. Kıta’nın kralları, elfleri, insanları ve şeytanları onun duvarlarının dışında üstünlük için çabalarken, Cirilla’yı çok daha tehlikeli bir şeyden korumak zorundadır: kızın içinde sahip olduğu gizemli güçten.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Berrak Tüzünataç: “Senaristlik hayatımdan hiç çıkmasın istiyorum”
Trendyol’un Instagram hesabı üzerinden canlı gerçekleşen “Mert Vidinli’yle Sıkıştıran Sorular” programının bu haftaki konuğu Berrak Tüzünataç oldu. Senaristliğin hayatından çıkmasını hiç istemediğini belirten Tüzünataç, bu alanda kendini geliştirmeye devam ettiğini söyledi. İlk parasını çocukken boyadığı taşları satarak kazandığını söyleyen güzel oyuncu çekimlerde başına gelen talihsiz bir anısını da paylaştı. Tüzünataç, “Oyuncu olmasaydım tasarımla ilgilenirdim ya da iç mimar olabilirdim” dedi.
Her Perşembe Trendyol Instagram hesabı üzerinden ünlü isimlerin konuk olduğu “Mert Vidinli’yle Sıkıştıran Sorular” canlı yayın programının bu haftaki konuğu Berrak Tüzünataç oldu.
Tüzünataç, Mert Vidinli’nin hayatında unutamadığın seyahat hangisiydi sorusunu “Bir sene gibi bir süre New York’ta yaşamıştım, son bir buçuk ayına Özge gelmişti. Uzun bir seyahat gibiydi. Hayatımda hiç unutmayacağım bir dönemdi, çok zevkliydi” diye yanıtladı. Pandemi tamamen bitse bile çok uzun uçmaktan korkabileceğini belirten Tüzünataç, “Yine de hemen hızlıca bir Atina’ya gitmek isterdim” dedi. Pandemi öncesinde seyahatlerinde hep uçak tercih ettiğini ifade eden Tüzünataç, bu yaz tüm seyahatlerini arabayla yaptığını ve araba yolculuğundan çok zevk aldığını söyledi.
“Yazlıkta taş boyayıp satardık”
İlk parasını çok küçük yaşlarda kazandığını belirten Berrak Tüzünataç, “Ticarete erken atıldım. Yazlıkta arkadaşlarımla beraber taş ve midyeleri boyayıp pazar alanındaki tezgahta satıyorduk. Ailelerimiz de biz motive olalım diye alıyordu. Tüm parayı da dondurmaya yatırıyorduk” dedi.
“Ekmek çiğneyip alnıma yapıştırdı”
Çekimlerde başına gelen talihsiz bir anısını paylaşan başarılı oyuncu, “Bir film çekiyorduk ve teknede bir sahne vardı. Yelkenli bir tekneydi, tentesini toplamaları gerekiyordu. Ben koltukta otururken, tente ellerinden kaydı ve o koca boru kafama indi. Kafamı kaldırdığımda alnım kocaman şişmişti. Teknenin kaptanı ekmek çiğneyip alnıma yapıştırmıştı. İşe yaradı, şişlik anında indi” dedi.
“Senaristlik hayatımdan hiç çıkmasın istiyorum”
Tüzünataç, senaristlik ile oyunculuk arasında kalsan hangisini seçerdin sorusuna, “Senaristlik tarafı hayatımdan hiç çıkmasın istiyorum. Bir insanın hayal ettiği bir şeyin gerçekleşmesi çok güzel bir duygu. Bu konuda çalışmaya devam ediyorum. Oyunculuk ile senaristlik arasında bir tercih yapmak asla istemem. Eğer oyuncu olmasaydım tasarımla ilgili bir şeyler yapabilirdim. İç mimar da olabilirdim” dedi. Tüzünataç, Fi, Elveda Rumeli ve Biz Böyleyiz’in en sevdiği projeler, en yakın arkadaşlarının ise özetle Biz Böyleyiz ekibi olduğunu söyledi.
“Kötü tecrübelerden ders almaya çalışırım”
Kendini başarısız hissettiği büyük bir tecrübe yaşadığını belirten güzel oyuncu, “Zor bir dönemden geçiyordum, bu yüzden kendime kızamadım. Sonradan baktığımda o dönemi iyi bile atlattığımı düşünüyorum. Kötü tecrübelerden ders almaya çalışırım. Bunu yaptığımda bir başarısızlık gibi hissetmiyorum. İyi ki bunu yaşadım da bundan ders aldım diyorum” diye açıkladı.
“Vazgeçtiklerimden asla vazgeçmezdim”
Kendisine ilham veren kişileri tanımlayan Tüzünataç “Tüm dış etkenlere rağmen kendi olabilen, kendini keşfetmiş, beğenilme üzerine değil de kendi özgün sesini keşfetmiş bunu yaşayabilen herkes ilham bana ilham veriyor” dedi. Herşeye sıfırdan başlasa başkalarının görüşünden, fikirlerinden korkup vazgeçtiği şeylerden asla vazgeçmeyeceğini belirten oyuncu, kendini feminizm, atletizm ve kreativite kelimeleriyle tanımladı. En sevdiği özelliğinin gelişime açık olması, en sevmediği özelliğinin ise çok sevdiği bir fikirden bile çabuk vazgeçmesi olduğunu söyledi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Tozoğlu, Gözün aydın Türkiyem, İYİler geliyor
İYİ Parti’de 2’nci Olağan Kurultay’ın ardından Genel İdare Kurulu (GİK), Genel Başkan Meral Akşener başkanlığında toplandı. Toplantıda yeni Başkanlık Divanı belirlendi. Yeni başkanlık divanında yer alan isimleri tebrik eden İYİ parti Konya İl Başkanı Gökhan Tozoğlu, “Gözün aydın Türkiyem, İYİler geliyor” açıklamasında bulundu.
İYİ Parti de geçtiğimiz hafta yapılan 2. Olağan Genel kurulunun ardından geçtiğimiz gün Meral Akşener başkanlığında toplanan Genel Kurulda partinin A takımında yer alacak isimler açıklandı.
“A TAKIMI İLE DAHA GÜÇLÜ BİR PARTİ OLARAK İKTİDARA YÜRÜYORUZ”
Partilerinin A takım kadrosu ile İyi Partinin gücüne güç kattığını söyleyen İYİ Parti Konya İl Başkanı Gökhan Tozoğlu, oluşturulan kadro ile iktidara her geçen gün yaklaştıklarını söyledi. “A takımı ile daha güçlü bir parti olarak iktidara yürüyoruz” değerlendirmesinde bulunan Başkan Tozoğlu, “Genel başkanımız Sn. Meral Akşener’in takdirleriyle oluşan yeni divan kurulumuzun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Görev alan tüm genel başkan yardımcılarımızı tebrik ediyorum. Millet bizi çağırıyor, biz milletimize hizmetkar olacağız. Aydınlık yarınları hep birlikte inşa edeceğiz. Yolumuz açık ve aydınlık olsun. Gözün aydın Türkiyem, İYİler geliyor. Ayrıca, yeni dönemde partimizin grup başkanlığı görevine seçilen Sn. İsmail Tatlıoğlu ile Grup Başkanvekilliklerine seçilen Sn. Müsavat Dervişoğlu ve Sn. Lütfü Türkkan ‘ı tebrik ediyorum. Yeni dönemde TBMM’de partimizi en iyi şekilde temsil edeceklerine inancımız tamdır” açıklamasında bulundu. KONYA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Akademisyen yazar Mehmet Y. Yahyagül’den sıra dışı bir roman
Akademisyen/yazar Mehmet Y. Yahyagil aldığı bilimsel eğitim ve davranış bilimlerindeki uzmanlığı sonucunda insanların yaşamlarına ilişkin gözlemlerini ve felsefi görüşlerle birleştirerek geçtiğimiz Nisan ayında kitapseverlerle buluşturduğu “Arkadaşlık” adlı romanı kısa sürede büyük bir beğeni kazandı. Başarılı yazarın kitabını ilginç kılan üç unsur kitapseverlerin büyük ilgisini çekti. Bunların ilki olaylara bi-seksüel bir kadının gözüyle bakabilmesi, ikincisi her insanda var olduğuna inandığı kötülük duygusunun nasıl şekillendiğini varoluşçu felsefe ve feminist bakış açılarına değinmesi ve romanında detaylara fazla ağırlık vermeyerek okuyucusunu yormaması olarak değerlendirildi.
Uzun yıllar boyunca lisans ve lisansüstü öğrencilere dersler veren Mehmet Y. Yahyagil, bir ay önce kendisini emekliye ayırarak çalışmalarını daha özgürce sürdürmeye başladı. 2019 Yılında çıkan ve genel okuyucuya yönelik “Küreselleşme Girdabında Kültür” başlıklı çalışmasında küreselleşme sürecinin dinamik unsuru olan kültür, uygarlık, modernizasyon, evrensel değerler ile mutluluk kavramları ve aralarındaki ilişkileri eleştirel bir üslupla incelemiştir. Yazar, akademik dışı çalışmalarında ise hepimizin sorgulamadan öğrendiğimiz ‘iyi-kötü’ ve ‘doğru-yanlış’ gibi değerlerin algı, düşünce ve davranışlarımızı nasıl etkilediği üzerinde durmaktadır.
Romanı hakkında akademisyen yazar Mehmet Y. Yahyagil” öykünün özü alışılmış insan ilişkileri dışında bireylerin geçmişinden, kişilik yapısından ve yaşam sürecinde kendilerini etkileyen dürtülerini, bu dünyaya bakışlarını anlatma amacını taşımaktadır” dedi.
Arkadaşlık (Kitap Özeti)
Kitap, 30’lu yaşlarını henüz aşmış dört kişinin ilişkileri üzerinde yoğunlaşmakta ve iki zıt kişilik yapısındaki iki çiftin ilişkilerini anlatmaktadır. Bu uzun öykünün temelinde klasik mutluluk anlayışının dışında aslında insanın olgunluğunu ifade etmekle birlikte kendini arzusuna uygun olacak şekilde tatmin etme olarak (eudaimonia) adlandırılan açıdan ve kötülüğün felsefesi açısından insan ilişkileri sorgulanmakta, bireylerin kendini tatmin etmesi için kötülük olarak tanımlanan eylemleri nasıl amaçladıkları sürükleyici bir dille anlatılmaktadır.
Kitabın kahramanı egosu güçlü, dışa dönük, bi-seksüel, modern bir çevrede yetişmiş, bağımsız kişilik yapısında genç ve alımlı bir kadındır. İlişki kurduğu erkek de nispeten benzer kişilik yapısında ve yine modern, yakışıklı bir erkektir. Diğer çift ise daha geleneksel aile yapısında yetişmiş, modern yaşam tarzını benimsediklerini düşünen ancak, kültürel ve toplumsal değerlere tutsak, mütevazı düşleri olan insanlardır. İşte bu dört kişi arasında geçen olaylar ve her birisinin davranışlarının psikolojik arka yapısı, yaşadığı travma, duyguların ele alındığı öykü okuyucuda merak uyandıran bir tarzda anlatılmaktadır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
CHP’li Başkan Keleş 18 yıldır kâbusu yaşayan İhsaniyeMahallesi’ni ziyaret etti
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sakarya İl Başkanı Ecevit Keleş, 18 yıldır kâbusu yaşayan Sakarya’nın Geyve ilçesindeki İhsaniye Mahallesi’ni ziyaret etti.
Köyde yaşanan sorunları dile getiren CHP Sakarya İl Başkanı Ecevit Keleş, “Olmaz demeyin olmuş bile Geyve ilçemizin İhsaniye Mahallesi’ndeki taş ocağı 18 yıldır faaliyette. Bu taş ocağı eğimli bir arazi yapısına sahip olan İhsaniye köyünün alt kısmında bulunmakta ve yaklaşık 80 metre dik bir yarma oluşturmuş ve köy artık altı oyuk köy konumuna gelmiş. Onun için köye artık ‘altı oyulmuş köy’ diyebiliriz” dedi.
HEYELAN TEHLİKESİ ÇOK YÜKSEK
Başkan Keleş, heyelan riskine de dikkat çekerek, “İhsaniye köyünde yağmurların başlaması ile beraber köy heyelan altında kalabilir ve vatandaşı hiçe sayan yetkililer bu köye girmeye yol bile bulamayabilir. Heyelan zaten başlamış olmakla beraber sanki Uganda’da bir köy gibi! İhsaniye köylüsünün sesine kulak veren tek yetkili bile yok” ifadelerini kullandı.
VATANDAŞI RUH HASTASI YAPTILAR
Başkan Keleş, köylülerin yaşadığı sorunları şöyle anlattı: “İhsaniye köylüsü her gün atılan dinamitler yüzünden ruh hastası olmuş. Bununla bitmemiş KOAH hastası olmuş, astım olmuş. Bitmemiş kanser olmuş. Ama devleti yönetenler köy halkını yok saymış, umurunda olmamış! Vatandaşın evlerinin duvarları fayansları çatlamış binaları beşik gibi olmuş.”
TARIM DİYE BİR ŞEY KALMAMIŞ
Tarımında olumsuz etkilendiğini ifade eden Başkan Keleş, tehlikeye şöyle dikkat çekti: “Taşocağı nedeniyle tarım bitmiş vatandaş tarımdan mahsul olamamakta fındıklığının meyvelerinin ürünü düşmüş kalitesi kalmamış sebze yetiştiremez noktaya gelmiş ve köylü geçimde zor günler yaşamakta. Köy halkının büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarının 80 metre yükseklikten aşağıya düşmesi veya ayağa takılan bir insanın veya çocuğun düşmesini beklemeyen bir köy burası.”
SAYIN EKREM YÜCE MEMLEKETİNE SAHİP ÇIK
Büyükşehir Belediye Başkanı övünerek “Geyveliyim” dediğini anımsatan Başkan Keleş, “Sayın Ekrem Yüce Geyveli ama iç İhsaniye köyüne gitmemiş Niye acaba çünkü gidemez vatandaşın yüzüne bakamaz hele hele taş ocağını görse belki de ben Geyveliyim diyemez” ifadelerini kullandı.
VALİLİK MAKAMINA SORUYORUZ
Yetkilileri göreve çağıran CHP Sakarya İl Başkanı Ecevit Keleş, Sakarya valisinden şu sorulara yanıt vermesini istedi:
1-Geyve İhsaniye köyündeki taş ocağı hangi siyasi ye veya onun kardeşine ait?
2-Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bu taş ocağı ile ilgili niye verilen bilirkişi raporlarının gereğini yapmıyor?
3-DSİ Müdürlüğü niye su kaynaklarının bu taş ocağı sebebiyle kuruduğunu bildiği halde yasal tedbir almıyor?
4- Orman Bölge Müdürlüğü ‘ÇED gerekli değildir’ belgesi dışına taşan bu taş ocağının orman arazisini talan etmesine ses çıkarmıyor?
5-AFAD Müdürlüğü heyelan tehlikesi olan ve heyelanın olmasını %100 gözüyle bakılan alan için ayrıca 80 metre dik yükseklikte can ve mal güvenliğini sağlayacak tedbirler almıyor?
6-ÇED gerekli değildir raporunu imzalayan Valilik Makamı raporda alınması gerekli olan tedbirleri niye almamış ve alanın dışına çıkıldığını tespit etmemiştir?
‘Devlet görevi ne zaman yerine getirecek?’ diye soruyoruz. Sakarya’da vatandaş devletin olduğuna mı yoksa Sakarya’yı rant için siyasiler mi yönetiyor diye soruyoruz. Sakarya’yı ortak akılla yönetmek isteyenlerin yolu Geyve İlçesi İhsaniye Köyü’ne gidip her şeyi yerinde görmeyle başlar. Var mısınız?”
SAKARYA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Tövbeler Olsun dizisi bu akşam 9.bölümüyle TRT 1 ekranlarında
TRT 1 ekranlarında yayınlanan, sıcacık aile hikayesiyle izleyicilerine keyifli anlar yaşatan, aile komedi dizisi “Tövbeler Olsun”, dokuzuncu bölümüyle ekranlara geliyor.
4 Ekim Pazar akşamı saat 20.00’de ekranlara gelecek olan “Tövbeler Olsun”un yeni bölümünde neler olacak:
Osman’dan helallik alması giderek zorlaşan Namzet, şimdi de geçmişe dönüp helallik almanın yollarını arayacak; ortaklıklarının bozulmasının sebebi olarak gördüğü bir hatayı telafi etmeye çalışacaktır.
Bu sırada Latife ve Hülya ise sürpriz bir şekilde iş birliği yapmaya karar vereceklerdir. Aynı fikirde oldukları tek konu ise Aylin ve Buğra’yı birbirlerinden uzak tutmaları gerektiğidir. Nazmiye ve Anıl’ın giderek daha da yakınlaşması Ertan’ın dikkatini çekmeye başlayacaktır.
Namzet’in geçmişi telafi etme macerasına Osman’ı da dahil etmesiyle işler daha da çok karışır. Bu defa iki eski arkadaşın yeteneklerini ortaklaşa göstermesi gereken zorlu bir sınavı vardır. Neşe’nin sürpriz davetine katılmak isteyen Hülya ise beklenmedik bir kaza ile zor durumda kalacaktır.
Namzet bu defa Osman’dan helallik alabilecek mi? Hülya ve Latife, Buğra ile Aylin’i birbirlerinden uzaklaştırmak için ne yapacak? Kadir ve Buğra’yı bekleyen kötü olay ne? Osman ve Namzet ’in birlikte verdikleri büyük çaba geçmişteki hatayı telafi edebilecek mi?
Başrollerini Güven Kıraç, İpek Tuzcuoğlu ve Erkan Can’ın paylaştığı Tövbeler Olsun dizisinin oyuncu kadrosunda Çiçek Dilligil, Seda Türkmen, Sercan Badur, Naz Çağla Irmak, Mert Carim, Merve Erdoğan, Ünal Silver, Mert Denizmen, Batuhan Aydar, Kerem Muslugil,Tolga Canbeyli, Cansu Kurgun, Ozan Güçlü, Semiha Bezek ve Duru Baykal gibi birbirinden başarılı isimler de yer alıyor…
CHP’li Adem projeleri takip ediyor
Cumhuriyet Halk Partisi Niğde İl Başkanı Erhan Adem, kentte yapımına başlanıp yarım bırakılan projeleri sordu. Başkan Adem, projesi devam eden ve yarım kalan projelerin takipçisi olacağını kaydetti.
Cumhuriyet Halk Partisi Niğde İl Başkanı Erhan Adem, Niğde Valilik makamına 4982 sayılı bilgi edinme kanunu kapsamı gereği yanıtlanması talebiyle kentte yapımı durdurulan, tamamlanmayan projeler hakkında bilgi istedi.
Alacağı yanıtları Niğdelilerle paylaşan Başkan Adem, “İlimizde projesi onaylanıp yapımına devam eden projeler var mıdır? Varsa hangi projelerdir projesi onaylanıp yapımı durdurulan ve tamamlanmayan projeler var mıdır? Var ise tamamlanmayan projeler hangileridir?” sorularına yanıt istedi. Niğde Valiliği’nden beklenen yanıt geldi.
Başkan Erhan Adem, valiliğin verdiği şu bilgileri kamuoyu ile paylaştı.
“Niğde Valiliğinden yapılan açıklamaya göre; kentte yürütülen toplam 185 proje bulunuyor. İlimizde havaalanı yapım işi projesinin fizibilite etüt çalışmaları tamamlanmış olup projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi raporu ve proje çalışmaları devam ediyor. Yapımı gerçekleştirildiği takdirde sağlayacağı ulaşım kolaylığı mevcut yükseköğretim kurumlarının öğrenci ve öğretim görevlileri tarafından daha çok tercih edilmesi daha çok yatırımcının rağbet göstermesine ve turizm potansiyelinin artmasına vesile olacağı değerlendirildiğinden yatırım projesi kayıtlarımızda güncel olarak tutulmaktadır. 30 Haziran 2020 itibariyle ilimizde İl Özel İdaresi genel bütçeye dahil kuruluşlar ve belediye başkanlıklarınca yürütülen toplam 185 proje bulunmaktadır. Bu projenin 54’ü tarım 47’si kamu hizmetleri 46’sı ulaştırma 21’i eğitim, 8’i kültür ve turizm 7’si sağlık, 2’si enerji sektörlerinde bulunmaktadır. İlimizde yürütülmekte olan 185 projenin toplam değeri 4 milyar 318 milyon 587 bin 20 TL’dir. Bu projeler için toplam 582 milyon 547 bin 104 TL ödenek ayrılmış olup bu ödeneğin 137 milyon 160 bin 496 TL’si harcanmıştır. proje tutarına göre dönem içerisinde nakdi gerçekleşme oranı yüzde 24 tür.” Niğde Valiliği’ne teşekkür eden Başkan Adem, projelerin takipçisi olacaklarını söyledi.
NİĞDE- BEYAZ HABER AJANSI (BHA)