Azeroth’ta yaşayan hiç kimse, onu yaşadığı dünyanın ötesinde nelerin beklediğini bilmiyor. Fakat Horde ve Alliance’ın kahramanları çok yakında gerçeği öğrenecek. Blizzard Entertainment bugün World of Warcraft®: Shadowlands’in yeni çıkış tarihini 24 Kasım saat 02.00 olarak açıkladı!
Ekim ayının sonlarına doğru çıkması planlanan Shadowlands, devam eden beta testinde aldığımız geribildirimlere bağlı olarak bazı ince ayarlamalar ve cilalama çalışmaları yapabilmemiz için ertelenmişti. Böylece genişleme paketi çıktığında oyuncuların Azeroth’un öteki dünyasına yolculuklarını epik bir deneyim haline getirebilecektik.
Yeni çıkış tarihi hakkında ayrıntılı bilgi almak için WoW’un Yönetici Yapımcısı John Hight’ın mesajını World of Warcraft sitesinden okuyabilirsiniz.
World of Warcraft‘ın sekizinci genişleme paketi, oyuncuları Shadowlands’e götürecek. Burası fani ruhların yeni bir amaç bulmak için gittiği veya Lanetliler Kulesi’nde Jailer tarafından ebedi işkenceye maruz bırakıldığı, öteki dünyalardan oluşan sonsuz bir diyar. Oyuncular öteki dünyayı keşfederken Warcraft efsanelerinin akıbetini öğrenecek, Shadowlands’in birbirinden farklı bölgelerine hükmeden dört Ahit’ten biriyle bağ kuracak ve nihayetinde tüm kâinatı yok etmeyi hedefleyen karanlık bir tehditle yüzleşecek.
Ayrıca Blizzard bugün Shadowlands‘le ilgili birkaç içeriğin çıkış tarihlerini de duyurdu. Scourge, Azeroth’u 10 Kasım’da İstila Ediyor – Helm of Domination’ın paramparça olması ve Icecrown’un üstündeki göklerin yarılmasıyla birlikte, ölülerden oluşan Scourge ordusu yeniden ayaklanıyor. Bu ölümcül tehdit Azeroth’un fani dünyasını ele geçirmeden önce Azeroth’un kahramanlarının onu durdurması gerekiyor. Shadowlands‘in genişleme paketi öncesi güncellemesi 10 Kasım’dan itibaren oyunda. Nathria Kalesi’nin Kapıları 8 Aralık’ta Açılıyor – Shadowlands‘in ilk epik 10 boss’lu baskını Nathria Kalesi, 8 Aralık’tan itibaren oynanabilir. Ayrıca baskının açılmasıyla beraber Shadowlands Baskını, Mythic Zindan ve PvP 1. Sezonu da başlıyor.
BEYAZ HABER AJANSU (BHA)
Aylık arşivler: Ekim 2020
Sevgi Turan iddialı geliyor
Rock müziğinin sevilen ismi Sevgi Turan, müzik piyasasındaki başarısını sinemaya da taşımayı hedefliyor.
Mersinli Rock solisti ve Sinema oyuncusu “Sevgi Turan” küçük yaşlarından beri hep hayali olan “ iyi bir müzik insanı ve sanatçı “ olmak amacı ile yıllarca kendini geliştirdikten sonra “Kalpten Gerdanlık” isimli uzun metraj sinema filminde oyunculuk kariyerine adım attı ve daha sonrasında en büyük hayali olan Müzik sektöründe yer almak adına çalışmalarını müzikal gelişimine yöneltti.
Yolları Kıbrıslı müzik prodüktörü ve rock müzisyeni Salahi Bozkurt ile kesiştikten sonra birlikte Turano Medya Film & Müzik Yapım çatısı altında ilk single çalışmalarına imza attılar.
Yakın zamanda da ilk klibini yayınlayacak olan Sevgi Turan çok inandığı ve sevdiği müzik yaşamında emin adımlarla yürümeye devam ediyor…
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Rüzgar Sertkaya ” Ticaret dünyasının yeni kalbi sosyal medya”
Günümüzde sosyal medya hayatımızın değişilmez bir parçası oldu. Artık günlük hayatta herkes en az bir kez sosyal medya hesaplarına giriyorlar. Durumun böyle olması ister istemez ticaret dünyasının sosyal medyaya yönelmesine neden oldu. Sosyal medya uzmanı ve genç girişimci Rüzgar Sertkaya bu konu hakkındaki düşüncelerini ifade etti:
Rüzgar Sertkaya “Sosyal medyayı aktif kullananlar için sosyal medya fırsatlar dünyası oldu. Bu bazı kişiler içinde maddi kazanç kapısı oldu. Ünlü isimlerin haricinde birçok sosyal medya kullanıcısı da bu pastadan bir dilim almak için çalışmalara başladı.” dedi.
Açıklamalarına devam eden Rüzgar Sertkaya “ Sosyal medya bir anda özellikle genç girişimcilerin ilk hedef noktası oldu. Gün içerisinde yaptıkları paylaşımlarla takipçilerinin dikkatini çeken sosyal medya kullanıcıları ürünleri tanıtıyor. Seçilen ürün fotoğrafları ve tanıtıcı bilgilerle hedef kitle belirleniyor. Gün içinde devamlı yapılan paylaşımlar takipçilerin ister istemez dikkatini çekiyor. Bunlara birde verilen reklamlar eklenince ciddi bir Pazar oluşabiliyor diyen Rüzgar Sertkaya “Özellikle gün içinde sosyal medyayı aktif kullanan genç girişimcilerin iştahını kabartacak rakamlar dönüyor. Bu dilimden bir parça almak için en önemli etken azim.” diyerek ifade etti.
Rüzgar Sertkaya, Steve Jobs’un “Başarılı girişimcilerle başarısız girişimciler birbirinden ayıran en temel konu, salt azimdir.” sözlerinin altını çizerek örnek alınması gerektiğini vurguladı. Rüzgar Sertkaya azimli olan herkes sosyal medyada ticareti başarabilir. Tabi bunun için gerektiğinde deneme yanılmalarla da başarı gelebilir. Ama sonuçta önemli olan yaptıklarımızdan kendimize pay çıkarmaktır. Başarılı olanların neler yaptığını iyi analiz etmenin de önemli olduğunu ifade eden Rüzgar Sertkaya herkesin düsturu azim ve sabır olmalıdır. Bunların sonucunda başarı gelecektir” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Mahmut Görgen’den 29 Ekim’de anlamlı bir proje
Aranjör / Dj Mahmut Görgen 29 Ekim’e özel olarak “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” isimli çalışmasını müzikseverlerle buluştururken projenin dijital gelirlerini de Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacağını duyurdu.
Mahmut Görgen projeyle ilgili olarak; “Üzerinde uzun bir süre çalıştığım ve emek harcadığım bir projeydi. Böyle anlamlı bir günde çıkarmaktan dolayı gurur duyuyorum. Şarkının hazırlanma sürecinde yanımda olan öncelikle aileme ve ekibime, basın mensubu dostlarımıza ve tüm müzikseverlere teşekkürlerimi iletiyorum. Şarkının dijital gelirleri Mehmetçik Vakfına gidecek ve çok yakın bir zamanda yeni sürprizlerim de olacak” ifadelerine yer verdi.
Mahmut Görgen’in Görgen Prodüksiyon etiketiyle müzikseverlerle buluşturduğu ‘Ne Mutlu Türk’üm diyene’ adlı şarkısına İstanbul’da klip çekildi. Klipte Mahmut Görgen’e başarılı oyunculardan Tuna Gürcoşkun eşlik etti. Tuna Gürcoşkun kliple ilgili olarak; “Böyle anlamlı bir projede yer almak gurur verici, Atamıza armağan olsun” ifadelerine yer verdi. Çekimleri 1 gün süren klibin yönetmen koltuğunda Mahmut Duran yer aldı. Çekimlerin keyifli geçtiğine değinen Yönetmen Mahmut Duran; ‘Proje özel ve anlamlıydı, büyük bir titizlikle çektik’ ifadelerine yer verdi. Video klibiyle Youtube’da yer alan çalışma ayrıca tüm dijital platformlarda da müzikseverlerin beğenisine sunuldu
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
BABACAN: “Bulgar parasını değersiz diye dün çöpe atanlar, bugün Bulgarlar gelsin de para bıraksın diye bekliyor”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Edirne İl Kongresi’nde konuştu. Ekonomik krize geniş yer ayıran Babacan şunları söyledi:
Bulgaristan’ın para birimi 1 Leva, 5 Türk Lirasına yaklaştı
Bugün çarşı ziyareti yaptık. Lokantalara uğradık. Garson arkadaşlar diyor ki: “Eskiden Bulgarlar gelirdi, bize Leva bahşiş bırakırdı. Paranın hiçbir değeri olmadığı için onu çöpe atardık”. Bugün Leva neredeyse 5 Lira, şimdi “Keşke Bulgarlar gelse de biraz Leva harcasalar” diye esnafımız dört gözle Bulgar komşularımızı bekliyor. Bulgaristan’ın para birimiyle Türkiye’nin para birimini karşılaştırıyoruz. İşler nereden nereye geldi. Türk Lirasının bütün bir coğrafyada güvenilir bir para birimi olduğu dönemi yaşadık. Parayı pul yaparsanız, aynı ülkenin itibarı gibi paranın değerini bu hale getirirseniz vatandaşımızın gelecekle ilgili ümitsizliğine de katlanmak zorunda kalırsınız.
50 milyar faiz ödemek mi yoksa 179 milyar faiz ödemek mi faizcilik?
Biz ekonomi yönetiminden ayrıldığımızda Türkiye’nin faiz ödemesi 53 milyar liraydı. Devletin ödediği faiz bu. Bu yıl tam 137 milyara çıkmış durumda. Gelecek yıl 179 milyara çıkacağını şu anda Meclis’te görüşülen bütçede ilan etmiş durumdalar. Hani siz faize karşıydınız? Hani önceki Merkez Bankası yönetimiyle uğraşıp duruyordunuz. “Faizci bunlar” diyordunuz. Arka arkaya 50 milyar civarında faiz ödemek mi faizcilik, bu sene 137, gelecek sene 179 milyar faiz ödemek mi?
Dünyada paranın en bol olduğu dönemde insanımızı perişan ettiniz
Diyorlar ya bazen bizim için, “Zamanında dünyada para boldu, bunlar oturduğu yerden ekonomiyi iyileştirdi”. Öyle değil. 2002’de Amerikan Merkez Bankası bilançosu 800 milyar dolar. Bugün 7 trilyon vermişler. O günkü dolar maliyeti yüzde 4 buçuk. Bugün yüzde 0’ın az üstünde. Avrupa Merkez Bankasına bakıyorsunuz, o da yaklaşık 800 milyar eurodan 7 trilyon euroya çıkartmış. Maliyeti eksi…
Dünyada paranın en bol olduğu dönemde bu ülkeye böylesine yoksulluk çektirmek, esnafı kan ağlatmak, çiftçiyi perişan etmek bu ülkenin kaderi değil. Bu düzelir ve çabuk düzelir. Bırakın elin parasını, kendi insanımız, kendi yatırımcımız ürküyor. İnsanlar ürkünce yatırım yapmaz.
Kurumları bir ayda ayağa kaldıracağız
Doğmamış çocuklarımıza kadar her birimizi borca sokan Varlık Fonu’nu kapatacağız. Merkez Bankası, TÜİK ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme (BDDK) gibi tüm kurumları bir ayda yeniden ayağa kaldıracağız.
Bu ülkeyi normalleştireceğiz
Özgürlükleri askıya aldılar, biz özgürlükleri askıdan indireceğiz. Adaleti askıya aldılar, biz adaleti askıdan indireceğiz. Demokrasiyi askıya aldılar, biz demokrasiyi askıdan indireceğiz. Halkımızı ekmek parasına muhtaç eden bu yönetime son vereceğiz. Normalleştireceğiz bu ülkeyi.
Pahalı ve yavaş internete son vereceğiz
Türkiye Avrupa’nın en yavaş internetini kullanıyor. Dünyada 175 ülke arasında internet hızımız 101. sırada. Gençlerimiz hem eğitimde hem de sosyal hayatta tamamen dünya ile entegre yaşamak istiyor. Ama bu yavaş internetle ve bu pahalılıkla mümkün değil. Hem bilgi çağı deyip hem pahalı ve yavaş internet hizmeti sağlamak devletin yapacağı iş değildir.
Gençlere ücretsiz internet sağlayacağız. İnternet hizmetini ülke genelinde hızlı ve uygun ücretle sunacağız.
EDİRNE – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Taner Güner “YAŞAYAROCK” adlı albümünü müzikseverlerle buluşturdu
Taner Güner 11 şarkıdan oluşan Anadolu Rock tarzındaki “YaşayaROCK” adlı albümünü müzikseverlerle tanıştırmanın heyecanını yaşıyor.
Geçtiğimiz Mart ayından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan Coronavirüs salgını sonrasında yaptığı “Corona” adlı şarkısı 3 gün içinde yaklaşık 5 milyon kişi tarafından izlenmişti. Şarkının özellikle sosyal medyada çok beğenilmesi üzerine ciddi bir hayran kitlesine ulaşan Taner Güner gündem şarkılarına odaklanarak sosyal medyada etkileşimini devam ederken kalıcılığı yakalamak adına Anadolu Rock tarzında 11 şarkıdan oluşan ve tüm şarkıların söz ve bestelerinin kendisine ait olan “YaşayaROCK” adlı albümünü müzikseverlerin beğenisine sundu.
Bazı şarkılarında deyim ağırlıklı sözlerle adeta kendisine ait bir tarz oluşturan genç sanatçının “YaşayaROCK” adlı albümde “Ceyda”, “İnsan”, “Ne Ekersen Onu Biçersin” ve “Hüsam Bakkal” gibi şarkılarına yer verirken albümündeki tüm şarkılarında gerçekliği, samimiyeti ve yaşanılan olayları dinleyicisinin beğenisine sunmanın mutluluğunu yaşıyor.
Taner Güner çevresindeki birçok yakını ve sanat camiasındaki dostlarının “Neden Anadolu Rock?” tarzı sorularına Çocukluğumdan itibaren Rock müziği ile büyüdüğünü, Barış Manço ve Cem Karaca gibi yerleri asla doldurulamayacak sanatçıları idol olarak seçmesinden dolayı Anadolu Rock müziğini yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini ifade etti.
Taner Güner “Müzikte önemli olan kalıcı olmaktır. Günlük popülariteler kişinin sanat yaşantısında her an yaşayabileceği bir şeydir. Benim amacım şarkılarımla, sanatçılığımla ve duruşumla kendime idol olarak gördüğüm sanatçılar gibi kalıcı olmak adına mücadelemi sürdüreceğim” diyerek sözlerini tamamladı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
CHP’li Başkan Dr. Parlar, terörü lanetledi
Cumhuriyet Halk Partisi Hatay İl Başkanı Dr. Hasan Ramiz Parlar, Hatay’da yaşanan terör saldırısı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Can kaybının olmamasının en büyük teselli olduğunu dile getiren Başkan Dr. Parlar, “İskenderun ilçemizde güvenlik güçlerimizin 2 teröristi takibi sırasında büyük bir patlama meydana gelmiştir. Bu patlamanın canlı bomba olan teröristin üzerindeki bombanın patlaması ile meydana geldiği anlaşılmaktadır. Güvenlik güçlerimizin dikkati sayesinde büyük bir terör saldırısı önlenmiş oldu.
Başta güvenlik güçlerimiz ve İskenderunlu hemşerilerimiz olmak üzere tüm Hatay halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” dedi.
HATAY – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Çanakkale’den Cumhuriyet’e Gerçek Tarihi Objeler Sergisi Tepe Nautilus’ta
Tepe Nautilus, 29 Ekim – 10 Kasım tarihleri arasında Cumhuriyet’in 97. yılı kutlamaları kapsamında Çanakkale’den Cumhuriyet’e sergisine ev sahipliği yapıyor. Döneme ait üniformalarla giydirilmiş askerler, Çanakkale ve İstiklal Harbi’nin sembolü olmuş kahramanlar ve yapılarla ilgili maketler, fotoğraflar, gerçek savaş objeleri ve müziklerin yer aldığı sergide, Çanakkale mücadelesinden Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı dönemlere kadar yeniden yaşatılıyor. 29 Ekim tarihinde ise bando performansı Tepe Nautilus ziyaretçilerini karşılıyor.
Tepe Nautilus, 29 Ekim -10 Kasım tarihinde özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Cumhuriyet’in 97. yılı kutlamaları kapsamında Çanakkale mücadelesinden Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı dönemi anlatan Çanakkale’den Cumhuriyet’e sergisinde ziyaretçiler duygu dolu anlar yaşayacak. Savaşta kullanılmış silahlar, süngüler, mataralar, kıyafetler ve kişisel eşyalardan oluşan yüzlerce objenin yer aldığı sergide Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’na ait gerçek fotoğraflar da bulunacak.
29 Ekim’e özel bando gösterisi
Cumhuriyet’in 97. yılı kutlamaları kapsamında Tepe Nautilus’ta 29 Ekim’de ise ziyaretçileri bando gösterisi karşılayacak.
Tepe Nautilus 29 Ekim -10 Kasım tarihleri arasında ziyaretçilerini keyifli bir tarih yolculuğuna çıkaracak. Ziyaretçilerin güvenli ve konforlu bir zaman geçirmeleri için sosyal mesafe kurallarına uygun olarak düzenlenen sergi tüm tarih meraklılarını bekliyor.
Çanakkale’den Cumhuriyet’ e Sergisi
Sergi Tarihi: 29 Ekim – 10 Kasım
Etkinlik Yeri: Tepe Nautilus 1. Kat Sergi Alanı
Bando Gösterisi
Tarihi : 29 Ekim
Etkinlik Saati: 15:00 – 18:00
Etkinlik Yeri: Nautilus Meydanı
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Pandemi Sürecinde Uzaktan Çalışma
İş dünyasının daha esnek ve çalışan odaklı modellere ihtiyacı pandemi sürecinde artarken, bünyesinde Arena Bilgisayar ve Paynet Ödeme finansal teknoloji şirketlerini barındıran Arena Grup İK Direktörü Günışığı Geçgil, bu dönemde kurum ve birey arasındaki iletişimin önemini anlattı.
Pandemi süreci, iş dünyası için “çalışma” kavramını yeniden tanımladı. Tüm sektörleri ve her ölçekte şirketi derinden etkileyen bu zorlu dönemde, çevik ve esnek çalışma modelleri ön plana çıktı. Sosyal mesafe kuralları gereği şirketler yeni çalışma modellerine geçişi hızlandırırken, kurumsal organizasyon ve teknolojik altyapı yatırımını önceden yapmış olanlar bu sürecin hızlı adapte olanları oldu. Çalışanlar için ofisten eve zorunlu geçişin yanı sıra, koronavirüs pandemisinin psikolojik etkilerinin de yeni normale alışmayı zorlaştırdığını hatırlatan Arena Grup İK Direktörü Günışığı Geçgil, “Pandemi öncesi çalışma düzeninde olağan saydığımız sosyalleşme, motivasyon ve bire bir iletişim gibi pek çok olgu, özellikle karantina sürecinde kritik birer ihtiyaç haline geldi. Bu dönemde çalışanların hem bireysel hem profesyonel ihtiyaçlarını başarıyla karşılayabilen şirketler, yepyeni bir çalışma sisteminin kapılarını araladı.” diye açıkladı.
Türkiye’deki ilk COVID-19 vakası sonrası uzaktan çalışma modeline hızla geçtiklerini belirten Geçgil, çalışanlara yönelik bir uzaktan çalışma kılavuzu hazırlamanın bu geçişi kolaylaştırdığını belirtti. Çalışanları dinleyen ve proaktif çözümler üreten bir İK yaklaşımının faydasına değinen Geçgil, “Bu dönemde düzenlenen online etkinlikler sayesinde, tüm çalışanlarımızla aynı ekibin parçası olduğumuzu hissetmek önem taşıyor.” diye açıkladı.
Ekiplerin uzaktan çalışmasını kolaylaştırmak çalışanın değil, şirketin görevi!
Teknolojiye yapılan yatırımın, pandemi döneminde daha güçlü bir iletişim için hayati önem taşıdığını belirten Geçgil, bununla birlikte uzaktan çalışma için çalışanların ihtiyaçlarının dinlenmesinin ve yoğun talep gören ihtiyaçlarla ilgili şirketin yapabileceği desteklerin önemini vurguladı.
“Şirketler, bu geçiş sürecinde çalışanlarına mutlaka gerekli desteği sağlamalı. Bu süreçte çalışanlarımızın yanında olmayı ve onlara destek olmayı önemsiyoruz.” diyen Geçgil, bu dönemde hayata geçirdikleri önlemleri ise şöyle özetledi:
“Her zaman çalışanlarımızın sağlığı olarak belirlediğimiz önceliklerimiz gereği, ekip arkadaşlarımızın sadece iş yaşamlarındaki profesyonel kimliklerine değil, salt birey olarak da ihtiyaç ve beklentilerine kulak verdik. Pandeminin getirdiği psikolojik baskıdan kaynaklanan, evde bir çalışma düzeni kurmanın zorluklarına karşı da onların yanında olduk. Tıpkı ofiste olduğu gibi, evde de konforlu ve ergonomik bir ortam oluşturabilmeleri için çalışma mobilyası alımlarına destek sağladık. Ayrıca iletişim ihtiyaçlarını kolaylaştırmak için internet paketi ödemelerine ve aylık yemek harcamalarına katkıda bulunuyoruz.”
Pandeminin etkilerinin sadece fiziksel çalışma ortamıyla sınırlı kalmadığının altını çizen Geçgil, “Ruhsal ve bedensel olarak da birçok ani değişim yaşadık. Her birey farklı zorluklarla karşı karşıya kaldı. Evde tek kalanlar, okullu çocuğu olan ebeveynler, iş özel hayat dengesini kurmakta güçlük yaşayanlar, sağlık problemleriyle mücadele edenler gibi gündemleri olan çalışanlarımızın ihtiyaç duyduklarında ulaşabilmeleri için psikolog desteği sunuyoruz.” diye ekledi.
Yarının ekipleri, mesafeden bağımsız çalışacak.
Kurum yönetimi ve çalışanlar arasındaki aktif iletişimin, pandemi sürecinde büyük önem kazandığına değinen Geçgil: “Yeni nesil iletişim teknolojileri, uzaktan çalışmayı mümkün kılıyor. Ancak güçlü bir kurumsal yapılanma ve yetkin İK desteği olmadığı sürece en yeni teknolojiler dahi yeterince iyi sonuçlar yaratamıyor. Bu nedenle şirketlerin, teknoloji yatırımlarının ötesinde, çalışan ihtiyaçlarını gerçekten dinlemesi ve proaktif çözümler üreterek, çalışanların mesafelerden bağımsız bir ekibin parçası olduğunu hissettirmesi gerekiyor.”
Hayatın normalleşmeye başladığı önümüzdeki süreçte, iş dünyasının da uzaktan çalışma ve ofis düzenini bir arada kullanacak hibrit sistemlere geçeceğini kaydeden Geçgil, “Sadece Paynet veya Arena gibi teknoloji odaklı şirketler değil, tüm iş dünyası pandemi sonrası dönemde esnek çalışma modellerine ayak uydurabilmek için gerekli adımları atacak. İş yeri kavramı bu süreçte yeni bir anlam kazandı. Bundan sonra da ofisler, şirket çalışanları için sosyalleşmenin sağlandığı ve ortak çalışma ekiplerini bir arada tutan platformlar olarak işlev görecek.” diye ekledi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Aras Bulut İynemli,Vodafone’un reklam yüzü oldu
Sevilen sanatçı Aras Bulut İynemli, Vodafone’un reklam yüzü oldu. İynemli, Vodafone’un yeni dönem reklamlarında teknoloji-insan birlikteliğiyle yazılmış hikâyeler anlatacak.
Ekranların sevilen yüzü Aras Bulut İynemli, Vodafone ile el sıkıştı. Sevilen sanatçı, Vodafone’un yeni reklam yüzü olacak. İynemli’nin Vodafone müşterilerinin deneyimlerinden yola çıkan hikâyeler anlatacağı reklamlarda, teknolojiyi değerli kılan unsurun insan olduğu mesajı verilecek. İynemli, televizyon reklamlarının yanı sıra radyo, açıkhava, özel dijital projeler, mağaza içi görünürlük gibi tüm iletişim mecralarında yer alacak.
“İşimiz hikâye anlatmak”
Vodafone işbirliğinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Aras Bulut İynemli, “Oyuncular olarak, hikâyelere hizmet ediyoruz. Hikâyelerin inanılmaz bir gücü olduğuna inanıyorum. Vodafone’un yeni reklamlarında aslında hepimizin her gün yaşadığı, başrolünde teknoloji ve insanın olduğu hikâyeler anlatacağım. Bu güzel işbirliği için çok mutluyum. Heyecanlı ve keyifli bir sürecin bizi beklediğine inanıyorum” dedi.
1 yıllık sözleşme imzalandı
Vodafone, yeni dönem reklamları için Aras Bulut İynemli ile 1 yıllık sözleşme imzaladı. Reklamlarda teknoloji ve insanın bir araya gelmesiyle ortaya çıkan hikâyeler anlatılacak. İynemli’nin rol aldığı ilk Vodafone reklam filmi 27 Ekim itibarıyla yayınlanmaya başlayacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)