1903 yılından bu yana “İnsan için değer” üretmek vizyonu ile çalışmalarını sürdüren İbrahim Etem – Menarini, piyasaya çıkardığı yeni ilacını yenilikçi bir iç lansman ile tanıttı. Türkiye’nin ilk dijital ilaç lansmanını gerçekleştirilen İbrahim Etem – Menarini, yeni ilacın tanıtımını tam 4 gün süren eşsiz bir lansmanla gerçekleştirdi.
Türkiye’nin ilk ilaç firması İbrahim Etem – Menarini ilkleri gerçekleştirmeye devam ediyor. Pandemi sürecinde de toplum sağlığı için çalışmalarını sürdüren İbrahim Etem – Menarini, yeni ilacını Türkiye ilaç sektörünün ilk dijital lansmanıyla duyurdu. Şirket çalışanlarına yönelik 4 gün boyunca süren iç lansmanda medikal eğitimlerin yanı sıra bilgi yarışması, konser ve tiyatro gibi birçok sosyokültürel etkinlik de yer aldı.
Lansmanın açılış konuşmasında yeni ürünle ilgili duyduğu heyecanı dile getiren Menarini İlaç Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Genel Müdürü Uğur Bingöl, “Ülkemizde ve dünyada oldukça zorlu geçen bu dönemde böylesine yenilikçi bir ürünü yenilikçi bir yaklaşımla dijital olarak duyurduğumuz için oldukça mutluyuz. Bugün attığımız bu değerli adımın devamını getirerek toplum sağlığı için gerekli ve değerli ürünleri Türk tıbbının hizmetine sunmaya devam edeceğiz” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Aylık arşivler: Kasım 2020
GİGDER Başkanı Akbal; Uluslararası konut satışı lisanslı olmalı
Gayrimenkul Yurt Dışı Tanıtım Derneği (GİGDER) yabancıya gayrimenkul satışının lisanslanması ve sektörün düzenlenmesi için bir dizi girişimde bulundu. Yabancıya taşınmaz ticareti yapan pazarlama şirketleri, acenteler ve geliştiricilerin lisanslanması için yetkilendirme kriterlerini belirleyen dernek, bu konudaki mevzuat önerisini de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sundu.
Son dönemde bazı pazarlama firmalarının hileli reklamlar vererek 250 bin dolar karşılığında konut veya gayrimenkul satın alan yabancı yatırımcıların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alabilmesine ilişkin kanunu kötüye kullanıldığı yönünde haberler gelmeye başladı. Bunun önüne geçmek için Gayrimenkul Yurt Dışı Tanıtım Derneği (GİGDER), yabancıya gayrimenkul satışının lisanslanması için girişimde bulundu. Yabancıya taşınmaz ticareti yapan pazarlama şirketleri, acenteler ve geliştirici firmaların lisanslanması için yetkilendirme kriterlerini belirlediklerini söyleyen GİGDER Başkanı Ömer Faruk Akbal, “Yabancıya satış yapan gayrimenkul geliştiricileri, proje satış pazarlama ve danışmanlık firmalarının lisanslanması için mevzuat önerimizi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunduk. Sürecin takipçisiyiz” dedi.
Hedef büyük
Türkiye’nin yabancıya konut satışı 2016’da 18 bin seviyesindeyken, bu sene pandemiye rağmen yıl sonunda bu rakamın iki katını aşmış olacak. Önümüzdeki bir iki sene içinde yıllık 50 bin rakamının aşılması hedefleniyor. Bu, Portekiz’in yabancıya sattığı konut adedinin iki katı demek. Ayrıca 60 bin bandında seyreden İspanya, Fransa ve İtalya’yı da neredeyse birkaç yıl içinde yakalayabileceğimize işaret ediyor.
Böyle bir ligde mücadele ederken, içeride Türkiye’yi zora düşürecek her türlü olumsuzluğun ülkeye kaybettireceğini söyleyen Gayrimenkul Yurt Dışı Tanıtım Derneği (GİGDER) Başkanı Ömer Faruk Akbal,tam da bu sebeple yabancıya gayrimenkul satışının lisanslanması ve sektörün düzenlenmesi için girişimlerde bulunduklarını belirtti.
Neler yapıldı?
Bu bağlamda yabancıya taşınmaz ticareti yapan pazarlama şirketleri, acenteler ve geliştirici firmaların lisanslanması için yetkilendirme kriterleri hazırladıklarını ifade eden Akbal, yapılan diğer çalışmaları ise şu sözlerle anlattı:
Bu tür olumsuz örneklerin de önüne geçmek amacıyla, çalışmalarımızı “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ilettik. İstanbul Ticaret Odası’nın meslek komitelerinde de bu konuyu gündeme taşıdık. Amacımız mağduriyetlerin tamamen önüne geçmek ve sektörümüzde yüksek standardizasyonu sağlamaktır. GİGDER olarak hep yüksek motivasyon ve dikkatle çalışıyor; gelecek 10 yılın yol planını çiziyoruz. Oluşturmayı umduğumuz memnuniyet ortamı sayesinde ülkemizden konut alımı yapan pazarları çeşitlendirmek de önceliklerikiz arasında yer alıyor.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Kızılay Depremzedelerin İhtiyaçlarını Karşılıyor
İzmir’i etkileyen depremin ilk anlarından itibaren sahada yardım çalışmaları yürüten Türk Kızılay, afet uzmanları, gönüllüleri ve şubeleriyle birlikte depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılıyor.
Enkaz altında kalan vatandaşları kurtarma çalışmaları devam ederken Türk Kızılay’ın ülkenin çeşitli bölgelerinden İzmir’e gelen afet uzmanları, gönüllüler ve şubeler depremden etkilenen vatandaşlarımıza hizmet etmeye devam ediyor. Depremzedelere bir yandan 3 öğün yemekle beslenme hizmeti veren Kızılay ekipleri, diğer yandan da battaniye, su, maske, hijyen, dezenfektan, ikramlık gibi malzemelerle gece gündüz ihtiyaçları karşılıyor. Kızılay’ın, psikososyal destek ekipleri de depremin ruhsal etkilerini azaltmaya yardımcı oluyor.
323 Kızılaycı Sahada Hizmet Veriyor
Yardım çalışmalarını 85 personel, 45 şube görevlisi ve 193 gönüllü ile yürüten Kızılay, 122 bin 518 kişilik beslenme kapasitesi ile evleri hasar gördüğü veya yıkıldığı için geceyi dışarıda geçirmek durumunda kalan vatandaşlara 7/24 sıcak yemek desteği sağlıyor. Bölgede bulunan 5 ikram aracı, 5 mobil mutfak ile 8 öncü araç ve 20 çeşitli görevde kullanılan araçla depremzedelerin yanında yer alan Kızılay, depremin meydana geldiği ilk dakikadan itibaren toplam 50 bin 293 paketli gıda, 7 bin 198 sıcak içecek, 6 bin 216 soğuk içecek ve 28 bin 657 su dağıtımı gerçekleştirdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Nevzat Kaya: “Aston Martin’in Yarış Simülatörü Ön Sipariş İle Türkiye’ye Getirilebilir”
Oyunseverlere müjde! Lüks otomotiv markası Aston Martin, şimdi de yarış simülatörüyle konuşulacak. Aston Martin Türkiye Distribütörü, D&D Motorlu Araçlar Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kaya’ya Türkiye’deki oyunseverlerin merak ettiği soruları sorduk!
ARM-C01 tarafından tasarlanan simülatör, Aston Martin’in estetik anlayışını yansıtıyor. Aston Martin’in bu muhteşem tasarım için İngiliz Curv Racing Simulators ile iş birliğine gittiği söylenirken simülatörün karbon fiber bir çerçeve, Aston Martin yarış ızgarası ve Aston Martin Valkyrie’nin koltuğunu andıran bir oturma pozisyonu ile birlikte geldiği belirtiliyor.
Yalnızca 150 adet üretilmesi planlanan yarış simülatörünün 74 bin dolardan satışa sunulması beklenirken Aston Martin ekibinin “Bu bir araba olmasa da biz simülatörü yaparken arabalardan ilham aldık” ifadesi de dikkat çekici…
Nevzat Kaya: Bu Projelerin Hepsi Birer Sanat Eseri
Yarış serisindeki Aston Martin’lerle benzer oranlara sahip olması planlanan, “sanat eseri”ni andıran bu yarış simülatörünü Türkiye’de görebilecek miyiz? Aston Martin Türkiye Distribütörü D&D Motorlu Araçlar Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kaya, yarış simülatörünün ön sipariş ile Türkiye’ye getirilebileceği söyledi. Kaya, lüks ve estetiğin buluştuğu bu projelerin hepsinin birer sanat eseri değerinde olduğunu da vurguladı:
“Ön siparişle getirilebilir ancak söylenilen fiyata vergiler, lojistik ve diğer gümrük maliyetleri eklendiğinde fiyat değişecektir. Son dönemde Marek Reichman yönetiminde tasarım ekibi birçok farklı projeye girdi ve bu projelerde Aston Martin DNA’sını sonuna kadar temsil ettiler. Çok farklı yelpazedeki ürünlerin tasarım dili tamamen Aston Martin’i yansıtıyor. Markayı otomobil markasından fazlasına taşıyan, lüks ve estetiğin buluştuğu bu projelerin hepsi birer sanat eseri değerinde bizim için…”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Aston Martin DB5 Junior Türkiye’ye Geliyor!
Aston Martin ve The Little Car Company, markanın en ikonik otomobilinin elektrikli bir versiyonu olan Aston Martin DB5 Junior için bir arada… Aston Martin Türkiye Distribütörü D&D Motorlu Araçlar Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kaya, bu tarz modellerin Türkiye’ye geliş hikayesini anlattı.
Nevzat Kaya, açıklamasında: “DB5 Junior ve DB5 Vantage Junior olmak üzere yalnızca iki versiyonu bulunan modellerin orijinal DB5 ile aynı sayıda yani 1059 adet üretileceği açıklandı. Aston Martin DB5 Junior, farklı nesillerin sürüş keyfini paylaşmasına izin veren bir tasarıma sahip, bir yetişkin ve bir çocuğun yan yana kolayca barınmasına olanak sağlıyor” dedi.
Markanın bu ikonik otomobili, üç entegre seçilebilir sürüş moduna sahip. Aston Martin DB5 Junior’ın 60’ların orijinal otomobilinde görülen tasarım detayları sayesinde özgünlüğünü kaybetmemesi de dikkat çekici.
The Little Car Company’nin CEO’su Ben Hedley, Aston Martin DB5 Junior iş birliği için “Büyük onur duyuyoruz” dedi: “Bu projede Aston Martin ile ortak olmak, bir nesilden diğerine aktarılacak bir tarih parçası yaratma fırsatını elde etmek bir onur. Biz ve Aston Martin ekibinin geliştirdiklerinden son derece gurur duyuyoruz. Bu ikonik arabayı yeni nesil ve Aston Martin hayranları için yeni bir şekilde erişilebilir hale getirmeyi amaçlıyoruz.”
Nevzat Kaya: “Aston Martin Valhalla’yı da Ön Sipariş İle Türkiye’ye Getirdik”
Aston Martin DB5 Junior otomobillerin üretiminin 2021’de gerçekleşeceği açıklandı. Peki ya Türkiye? Aston Martin Türkiye Distribütörü, D&D Motorlu Araçlar Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kaya ise bu tip özel projelerde müşterilerden alınan ön sipariş ile istenilen aracı Türkiye’ye getirdiklerini belirtiyor. Nevzat Kaya, geçen yıl Aston Martin Valhalla siparişini de böyle aldıklarını vurguluyor:
“Bu tip özel projelerde müşterilerimizden ön sipariş alınıp ilgili aracı veya ürünü Türkiye’ye getirebiliyoruz. Geçen yıl 1 adet Aston Martin Valhalla sipariş ettik. O da çok sınırlı sayıda ve sipariş üzerine üretilen bir model.”
Aston Martin Türkiye Distribütörü, D&D Motorlu Araçlar Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kaya, hangi şehirden gelirse gelsin ön siparişleri en kısa zamanda değerlendirdiklerini, yoğun talebin de en çok İstanbul’dan geldiğini ekliyor:
“Belirli bir şehir seçeneğimiz yok. Tüm şehirlerimizden sipariş edilebiliyor ancak bu tip durumlarda en yoğun talep, doğal olarak İstanbul’dan geliyor.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
AKUT, enkaz altından 11 can kurtardı
Farklı enkaz noktalarında kurtarma çalışmaları gerçekleştiren AKUT, şu ana kadar 9 kişinin ve 2 hayvanın enkazlardan çıkarılmasına yardımcı oldu. Çalışmalar, AKUT’un 16 ekibi ve 211 gönüllüsü ile devam ediyor.
Recep Şalcı: “Müdahale kapasitesi ve kalitesi önemli elbette. Ama önlem kısmında daha hazırlıklı olmamız gerekiyordu. Arama kurtarma ekiplerimiz dünya standardında; hatta üzerinde gerçekten ama yapılarımız depreme karşı dayanıklı olsa, bu kadar başarılı arama kurtarma ekiplerine ihtiyacımız bile kalmayacak. Keşke arama kurtarma ekiplerimizin dünya standardı yerine, yapılarımızın deprem dayanıklılığı konusundaki dünya standardı ile gurur duysaydık.”
Ülkemizin en önemli afetlerinden 1999 Büyük Marmara Depremi’ndeki rolüyle ülke gündemine giren AKUT, 30 Ekim 2020 Cuma günü Saat 14:51’de gerçekleşen Ege Depremi’nin arama kurtarma çalışmalarına; 18 farklı ekip ve 242 gönüllü ile katıldı. Sahada bulunan 3 arama kurtarma köpeğinin gerekli anlarda enkazlara yönlendirdi.
Farklı enkaz noktalarında kurtarma çalışmaları gerçekleştiren AKUT, şu ana kadar 9 kişinin ve 2 hayvanın enkazlardan çıkarılmasına yardımcı oldu. Çalışmalar, AKUT’un 16 ekibi ve 211 gönüllüsü ile devam ediyor.
Yerin 16,54 kilometre derinliğinde ve en yakın yerleşim birimi olan İzmir-Seferihisar’a 17,26 km uzaklığında gerçekleşen; büyüklüğü 6.6 ile 6.9 arasında tahmin edilen ve 40 adedinin büyüklüğü 4’ün üzerinde olmak üzere; toplam 850 artçı sarsıntı yaşatan depremde, 51 kişinin hayatını kaybettiği ve 896 kişinin yaralandığı belirtildi. İzmir’de 8 binada çalışmaların devam ettiği bildirildi.
Altın saatlerde trafik kaosu hayati tehlike
Deprem gerçekleştiği andan itibaren AKUT’un bölgeye yakın ekiplerinin hızla deprem bölgesine ulaştıklarını belirten AKUT Başkanı Recep Şalcı, öncelikle, büyük kentlerde deprem hemen sonrası yaşanan kaos kaynaklı trafik sorununun ciddiyetine dikkat çekti.
Depremin ilk saatlerinde insanların, binaları hasar bile görmemiş olsa dahi, panik halinde kendilerini sokaklara attıklarını ve otomobilleriyle trafiği tamamen kilitlediklerinin altını çizen Şalcı; “Dün, Bodrum’dan 1,5 saatte İzmir’e ulaştık ama enkaz alanına ulaşmamız trafikten dolayı 2,5 saat sürdü.Bu 2,5 saat o kadar hayati öneme sahip ki… Biz bir İstanbul depremi bekliyoruz, başka depremler bekliyoruz, vatandaşlarımızın bu konuda çok daha dikkatli ve duyarlı olması gerekiyor ki biz canlara bir an önce ulaşalım. Sadece arama kurtarma ekiplerinin ulaşımı değil; afet anlarında ambulans, itfaiye araçlarının da olay yerlerine acilen ulaşması gerekiyor.” dedi.
Yapı stokları ve kentsel dönüşüm sorunu
Ülke olarak Büyük Marmara Depremi sonrası stratejik bir hata yaptıklarını, müdahale kısmına çok önem verdiklerini vurgulayan Recep Şalcı, sözlerine şöyle devam etti: “Müdahale kapasitesi ve kalitesi önemli elbette. Ama önlem kısmında daha hazırlıklı olmamız gerekiyordu. Arama kurtarma ekiplerimiz dünya standardında, hatta üzerinde gerçekten ama yapılarımız depreme karşı dayanıklı olsa bu kadar başarılı arama kurtarma ekiplerine ihtiyacımız bile kalmayacak. Keşke arama kurtarma ekiplerimizin dünya standardı yerine, yapılarımızın deprem dayanıklılığı konusundaki dünya standardı ile gurur duysaydık. Afette arama kurtarma ekipleri güçlüyse zaten, bir yerlerde eksiksiniz demektir. Bizim hala yapı stokları açısından, kentsel dönüşüm açısından hızla yapmamız gereken çok şey var.”
Pandemi afet anında görünmeyen tehlike
Pandemi süreci ve afet anlarıyla ilgili de düşüncelerini paylaşan AKUT Başkanı Recep Şalcı, sözlerini şöyle tamamladı: “Afet anlarında pandemi görünmeyen tehlikedir buna çok ama çok dikkat etmek gerekiyor. Dün depremin ilk saatlerinde vatandaşlarımız deprem paniğiyle, sosyal mesafe, maske kullanımı, hijyen kurallarını adeta yok saydı maalesef. Bu çok tehlikeli.”
AKUT hakkında: 1996 yılında kurulan AKUT Arama Kurtarma Derneği, dağ ve diğer doğa kazalarında, doğal afetlerde, yetkisi ve imkânı dahilinde tüm koşullarda, zor durumlarda kalmış, yardıma ihtiyacı olan, yardım talep eden herkesin yardımına koşan, bunu yaparken eğitimli, disiplinli, standartları yüksek ekip ve ekipmanlar kullanan, toplumu bilgilendiren, eğiten, siyaset ile uğraşmayan, tamamen gönüllülük esasına dayalı çalışan bir sivil toplum kuruluşudur.
İZMİR – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)