Kategori arşivi: Kültür & Sanat

En iyisi Yabancı

Ödül töreni youtube platformundan yapılan çevrimiçi yayınla gerçekleşen 10. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali “En İyi Film Ödülü”nü Nader Saeivar’ın yönettiği “Yabancı” filmi aldı.
“Herkes İçin Adalet” temasıyla gerçekleştirilen festivalin direktörü Bengi Semerci, çevrimiçi törende yaptığı konuşmada, dolu dolu bir programla sinemaseverlerin karşısına çıktıklarını söyledi.
Semerci’den sağlık çalışanlarına teşekkür
Pandemiden dolayı üretimin durduğunu, salonların kapandığını belirten Semerci “10. kez ödül törenimizi gerçekleştiriyoruz. Hoş geldiniz. Pandemi nedeniyle bu yıl sinema salonlarında olamadık, misafir ağırlayamadık. Pandemi koşullarının kötüleşmesi nedeniyle tedbir alınsa bile törenimizi bir salonda yapmaya cesaret edemedik. Törene katılacak olanların sağlıkları bizim için her şeyden önemli. Unutmayalım ki bu nedenle tüm dünyada sayısız kayıp yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Başta bizler için canları pahasına çalışan değerli meslektaşlarım sağlık çalışanları olmak üzere, sürecin daha iyi geçmesi için çabalayanlara bizim de teşekkürümüz gerekli tedbirleri almak olmalı. Bu nedenle şimdi burada çevrim içi bir tören yapıyoruz ama her şeye rağmen bir festival için 10.yılı kutlamak güzel bir duygu. Bu zor şartlar altında festivalin gerçekleşmesine katkısı olanlara teşekkür etmek istiyorum. Öncelikle altın terazi uzun metraj ve kısa metraj film jürilerine, VisionIST ve Akademik Program konuşmacılarına, moderatörlere, filmleri izleyen, tartışan ve paylaşan herkese çok teşekkürler. Festivalde gösterdiğimiz filmlere emek veren herkese minnettarız. Onlar olmazsa festivaller de olmaz.
Bengi Semerci: “yeni ve bilinmezdi ama adalet sponsorlarımız sayesinde aksama olmadı”
Festivalin gerçekleşmesinde bize her zaman destek olan adalet dostu sponsorlarımıza teşekkür ediyoruz. Festival başkanımız Adem Sözüer başta olmak üzere tüm festival ekibine teşekkür etmek istiyorum. Bu yıl çevrimiçi festival bizim için yeni ve bilinmezdi. Filmlerin gösterimi, VisionIST ve Akademik Program çevrimiçi olunca geçen yıllardan farklı olarak afişimizi dizayn eden ve sosyal medyamızı yöneten Motion Medya’nın yükü çok arttı. Buna karşın hiçbir program aksamadan festival gerçekleşti. Bu nedenle başta Motion Medya’nın sahibi Berk Baysal olmak üzere Motion Medya’yı kutluyor ve en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Hemen hepsi genç kadınlardan oluşan küçük ekibim bu festivalde devleşti. Başta İzlem Oktay ve Defne Auf olmak üzere 3-4 kişi 20 kişilik işi yapmayı başardı. Kendilerine minnettarım.
Bengi Semerci: “Kadınlar, çocuklar, işlerini kaybedenler, yoksullaşanlar”
Pandemi; her yıl daha fazla adalete gereksinim duyulan konuların artmasına, keskinleşmesine neden oldu. Kadınlar, çocuklar, işlerini kaybedenler, yoksullaşanlar… Sinema ve diğer sahne sanatları da en çok etkilenen alanlardan biri oldu. Üretim durdu, salonlar kapandı. Ama unutmayalım sinema toplumun aynası, sanat gelişimleri için gerekli temellerden biri ve toplumların adalet için, insanca yaşamak için bu aynaya ihtiyaçları var. Üretimin arttığı, sinema ve tiyatro sahnelerinin dolduğu, sahnelerden şarklıların duyulduğu sağlıklı günler dileği ile yeniden ödül törenimize hoş geldiniz.” dedi.
“Altın Terazi Uzun Metraj Film Yarışması” en iyi film ödülü: “YABANCI”
Çevrimiçi canlı yayınla gerçekleştirilen ödül töreninde, Uluslararası Altın Terazi Uzun Metraj Film Yarışması “En İyi Film Ödülü”nü “Yabancı” filmi aldı. Ödül, filmin yönetmeni Nader Saeivar’a iletilecek.
“Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması” en iyi film ödülü: “YARA”
Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması dalında en iyi film ödülü “Yara” ya verildi. Ödül, filmin yönetmeni Onur Güler’e iletilecek.
“Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması” Jüri Özel Ödülü “İNSİYAK”
Bu yıl Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması Jüri Özel Ödülü “İnsiyak” filmine layık görüldü. Ödül, filmin yönetmeni Mustafa Kemal Altıner’e iletilecek.
“Öğrenci Jürisi Ödülü”: “DÜNYANIN DAMARLARI”
Öğrenci jürisi ödülü ise “Dünyanın Damarları”na verildi. Ödül filmin yönetmeni Byambasuren Davaa’ya iletilecek.
Sinema profesyonelleri VisionIST’le buluştu
10. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde bu yıl ikincisi düzenlenen VisionIST “Endüstri Günleri”nde ise sinema profesyonelleri iki gün boyunca sinemaseverlerle bir araya getirildi. Yansımalar, Atölye, Panel ve Ustalık Sınıfından oluşan VisionIST’de Endüstride farklı kuşaklardan gelen ulusal ve uluslararası meslek profesyonellerinin birbirini tanıması, iletişimde bulunması ve bu şekilde üretimlerine yansıtacak katkıyı sağlaması hedeflendi.
Akademik Program’da “Ben Masumum”
Festivalin “Ben Masumum” başlıklı akademik programında ise 5 gün boyunca 14 oturum düzenlendi. Oturumlara dünyadan ve Türkiye’den akademisyenler katıldı.
Çevrimiçi söyleşiler ve Masterclass
Festivalde ayrıca Massoud Bakshi, Srdan Golubovic, Talip Karamollaoğlu, Ansgar Frerich, Henry Blake, Leonardo Antonio, Nader Saivar ve kısa film yönetmenleri ile çevrimiçi sohbetler ve Agnieszka Holland ile Masterclass, Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali YouTube platformundan canlı gerçekleştirildi.
Kazananlar dahil tüm filmlerin gösterimi 28 Kasım 2020 saat 23.59 ‘a kadar online.icapff.com adresinden devam edecektir.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Arafta Sorular’ın bu haftaki konuğu Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu

“Esra Elönü ile Arafta Sorular” her Pazar samimi sohbetiyle 24 ekranlarından evlerinize konuk oluyor. Arafta Sorular’ın bu Pazar konuğu; Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu.
Genç kuşağın yakından takip ettiği; yazılarıyla, tarzıyla ve kendine has üslubuyla dikkat çeken yazarlardan Esra Elönü, arafta kalmış sorulara Arafta Sorular’da cevap arıyor.
Sanatçıdan siyasetçiye, yazardan oyuncuya herkes kendi arafını bu programda anlatıyor. Hayata, insana, gündem ve siyasete dair her şeyin konuşulduğu, akıllara takılan, cevabı bulunamayan soruların sorulduğu Arafta Sorular’da, Esra Elönü konuklarına arafını sorgulatıyor.
“Taraftarlık Yok, Amigoluk Yok, Yüksek Ses Yok…”
İnsan nerede duracağını seçebilir mi?
Ya da durduğu yerin doğru olduğuna nasıl emin olabilir?
İşte bu duşünceler bizi arafa iter.
Peki siz arafta mısınız?
“Bizi tarafın değil arafın ilgilendiriyor” diyen Esra Elönü’nün hazırlayıp sunduğu, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu’nun konuk olacağı Arafta Sorular; 29 Kasım Pazar günü 20.15’te 24’te…
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

PENA yayınları “ikili teklifler” ile kitap okumaya davet ediyor

Farklı türde birçok kitap ve sevilen yazarı “Çünkü Okumak Güzeldir” anlayışıyla okuyucusuyla buluşturan Pena Yayınları’nın, daha fazla kitap okumayı teşvik eden “İkili Teklifler” kampanyası başladı.
Hem gündemdeki yazarların kitaplarını Türkçe olarak yayımlayarak bir okuma ziyafeti sunmayı ve okuru geliştirmeyi hem de dünyanın en iyi yazar ve çizerlerinin çalışmalarını çocuklarla paylaşarak, onların hayal gücünü beslemeyi hedefleyen Pena Yayınları’nın sevilen kitaplarını daha uygun fiyatla sunduğu “İkili Teklifler” kampanyası başladı. Kampanya dahilinde kitapseverlere ikili tekliflerde %20’ye varan ek indirimle sunulmakta.
penayayinlari.com’dan yapılacak alışverişleri kapsayan indirim süresince yayınevinin en sevilen yazarlarından ait gençlik, yetişkin, kişisel gelişim ve tarih gibi farklı türdeki kitaplar, ikili olarak avantajlı fiyattan öneriliyor. Böylelikle Pena okurları da uygun fiyatlarla okuma deneyimini yaşarken aynı zamanda da ilgili türdeki başka yazar ve kitapları da tanıma olanağı buluyor.
Pena Yayınları Hakkında
Pena Yayınları, hem gündemdeki en büyük yazarların kitaplarını Türkçe olarak yayımlayarak bir okuma ziyafeti sunmayı ve okuru geliştirmeyi hem de dünyanın en iyi yazar ve çizerlerinin çalışmalarını çocuklarla paylaşarak, onların hayal gücünü beslemeyi hedeflemektedir. Türk dilinin ulaştığı bütün coğrafyalarda, farklı kültürlerden yazar ve çizerlerin kendilerini ifade edebildiği renkli ve güvenli bir ortam yaratmak için çabalıyoruz. Çalışanlarımızın girişimciliği ve yaratıcılığı en önemli parçamız olurken yayınevimizin sürekli yeni teknolojilere ayak uydurması bizi okurlarımıza daha da yakınlaştırmaktadır
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Bereketli İmparatorluk: Osmanlı Mutfağı Tarihi VBKY’de

VakıfBank Kültür Yayınları “Bereketli İmparatorluk: Osmanlı Mutfağı Tarihi” isimli kitabı yayımlıyor. Türk mutfağı üzerine önemli çalışmalarıyla bilinen Priscilla Mary Işın’ın bu kitabı, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarih boyunca kendini sürekli yenilemeyi başaran yemek kültürünü anlatırken görselleriyle de okura renkli bir dünya sunuyor. 
VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) okurla buluşturduğu “Bereketli İmparatorluk: Osmanlı Mutfağı Tarihi” kitabında, 600 yılı aşkın süre boyunca imparatorluğun değişen, gelişen ve zamana meydan okuyan yemek kültürü anlatılıyor. Türk mutfağı araştırmacısı Priscilla Mary Işın’ın kaleme aldığı kitap, Osmanlı mutfağını geniş bir açıdan değerlendiriyor.
Kitapta, Osmanlı mutfağını besleyen kökler, gıda yasaları, lokantalar ve görgü kuralları gibi konular da aktarılırken, yemek kültürü aracılığıyla çok kültürlü Osmanlı İmparatorluğu’ndaki yaşama ışık tutuluyor.
600’den fazla kaynaktan yararlandı 
Işın anlatmaya, Osmanlı mutfağının temelini oluşturan değişik yeme-içme geleneklerine genel bir bakışla başlıyor. Konuyla ilgili zengin tarihi örnekleri sıralayan yazar, kitabın ilerleyen sayfalarında aşçılardan adabımuaşeret kurallarına kadar birçok detay veriyor. Işın’ın arşiv belgelerinden şiirlere kadar sayısı 600 fazla kaynaktan yararlanarak hazırladığı kitap, 120 görselle okura renkli bir dünya sunuyor. Işın’a göre, Osmanlıların yemek kültürüne verdiği önemden ötürü kutlama tasvirleri, mahkeme kayıtları, vakfiyeler, mutfak hesapları, fiyat listeleri, tıp kitapları, şiir, folklor ve minyatür gibi çeşitli kaynaklar yemekle ilgili bilgi açısından oldukça zengin.
Padişahın yükümlülüğü 
Işın kitapta, Osmanlı İmparatorluğu’nun yemek kültürünün, farklı sınıflardan ve kökenlerden insanları birbirine bağladığını söylüyor. Işın, “Kimliklerinin bir parçası olmuş ve toplumsal, dini, siyasi ve askeri alanlarda simgesel işlevler görmüştür. Koruyucu rolüyle padişahın yükümlülüklerinden biri olarak görülen yiyecek tedariki ve düzeni, genişleyen imparatorluğun başarısını sağlayan önemli bir etkendi. Orta Asya Türk mutfağı ile Safevilerden, Abbasilerden ve Bizanslılardan miras alınan yemek kültürlerinin bir sentezi olarak ortaya çıkan Osmanlı mutfağı, 15. yüzyıldan itibaren kendine özgü, yenilikçi ve özgüvene sahip bir kimlik kazanmıştır. Zamanla Mısır’dan Balkanlar’a kadar uzanan geniş bir coğrafyanın mutfakları üzerinde kalıcı bir iz bırakmıştır” sözlerini kaydediyor.
Bu yöntem kebapçılarla sınırlı kaldı 
Osmanlı yemeklerini pişirme konusunda pratik açıdan bazı zorlukların bulunduğunun bilgisini veren Işın, “Bugün şerbeti tatlandırmak için amber kullanmaya kimsenin maddi durumu el vermez ve menekşe reçeli yapmak için yeterli miktarda çiçek bulmak imkânsızdır. Yemeklerin tadında fark yaratan bakır tencereler, düzenli kalaylama gerektirdiği için artık pek kullanılmamaktadır. Modern mutfaklarda odun kömürü ateşinde yemek pişirmek olanaksızdır ve bu yöntem artık büyük ölçüde kebapçılar ve piknik mangallarıyla sınırlı kalmıştır” diyor. Işın ayrıca, Osmanlı yemekleri sunduğunu iddia eden restoranların nadiren hakiki Osmanlı yemeği sunduğunu ifade ediyor. Bazılarının Osmanlı mutfağına olan popüler talepten yararlanmaya çalıştığını dile getiren Işın, “Üzeri erimiş peynirli fırınlanmış patlıcan gibi bir yemeği ‘saray usulü’ olarak nitelemekten çekinmez…” diyor.
Dolma, mantı, peynirli baklava… 
Gerçek Osmanlı tariflerinden faydalanan aşçıların bile nadiren aslına sadık kaldıklarını belirten Işın, şu satırları kaydediyor: “Çünkü günümüzde yaratıcılık katmak aşçılığın temel şartlarından biri olarak görülmektedir. Türlü, dolma, börek ve mantı gibi Osmanlı döneminden beri fazla değişmeyen geleneksel yemekleri, mütevazı yerel lokantalarda bulmak daha olasıdır. İstanbul’un muhallebicileri ve baklavacıları, Osmanlı dönemine ait sütlü tatlı, baklava ve diğer hamur işi tatlı çeşitlerini sunmaya devam etmektedir. Yine de Osmanlı yemek kitaplarında kayıtlı peynirli sıcak baklavayı tatmak için, bu tatlının evlerde varlığını sürdürdüğü Urfa’yı, Amasya’yı veya Yalvaç’ı ziyaret etmek gerekir. Eskiden sokak satıcıları tarafından yaygın bir biçimde satılan, geleneksel yöntemle yapılan horoz şekeri, bugün yalnızca Bursa ve Bergama’da bulunmaktadır; buna karşın döner kebap varlığını sürdürerek dünyanın en popüler hazır yemeklerinden biri olmuştur.”
Bereketli İmparatorluk: Osmanlı Mutfağı Tarihi”, farklı toplumsal kesimlerin birikimleriyle sosyal kimliğin inşasına nasıl katkı sağladıklarının bilgisini veren önemli bir başucu kaynağı.
Priscilla Mary Işın kimdir? 
1973’te Türkiye’ye yerleşen Priscilla Mary Işın, İngiltere’deki York Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu. 1983’ten bu yana Osmanlı mutfak tarihi, kültürü ve Türk tatlıları hakkında araştırmalar yapıyor. Işın’ın bu konularda “Gülbeşeker” (2008), “Osmanlı Mutfak Sözlüğü” (2010) ve “Avcılıktan Gurmeliğe: Yemeğin Kültürel Tarihi” (2018) isimli kitapları bulunuyor. Işın ayrıca, Mahmud Nedim’in “Aşçıbaşı” ve Mehmed Reşad’ın “Fenn-i Tabâhat” başlıklı Osmanlı Türkçesi yemek kitaplarını, Ahmed Cavid’in “Tercüme-i Kenzü’l-İştihâ” başlıklı yemek konulu Farsça-Türkçe sözlüğünü ve Friedrich Unger’in 1837’de Almanca kaleme aldığı “Şark Şekerciliği” kitabını yayına hazırladı. “Bereketli İmparatorluk: Osmanlı Mutfağı”, yemek tarihi konusunda çok sayıda kongre bildirisi ve makalesi yayınlanan Işın’ın VBKY’den çıkan ilk kitabı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Akıllı telefonunuz sizi aptallaştırıyor olabilir

Teknoloji 7’den 70’e hepimizin hayatında giderek daha da önemli bir rol alıyor. Akıllı telefonlar başta olmak üzere, günlük yaşamımızda her an kullandığımız dijital araçlar beynimizi nasıl etkiliyor? Bu sorunun cevabı Aralık ayında BBC Earth ekranlarında yayınlanacak “Büyük Zeka Testi” belgeselinde ekrana geliyor.
BBC Earth, Digiturk 183., Tivibu 110. ve Dsmart 56. kanallarından izlenebiliyor.
Büyük Zeka Testi
Akıllı telefonunuz sizi aptallaştırıyor mu? Kendinizi daha zeki hale getirebilir misiniz? Londra Imperial College’ın bilim insanları tarafından geliştirilen ve 250 binden fazla insanın katıldığı zeka testi, önemli yeni bilimsel bilgileri açığa çıkarttı.Dr. Hannah Fry ve Michael Mosley, genç, yaşlı, kadın, erkek, teknoloji ve okuma severleri bu teste tabii tuttu. Sonuçlar ise zekamızın yaşamımız boyunca nasıl değiştiğine dair yeni bilimsel verileri ortaya koyuyor. Yapım, cinsiyetimizin zekamızı nasıl etkileyebileceğini keşfederken, yaşam biçimimiz ve teknoloji sevgimizin beynimizi nasıl değiştirdiğine dair çığır açan yeni bilgileri açığa çıkartıyor. Hangi dijital alışkanlıklarımız zihinsel becerilerimizi geliştiriyor ve hangileri bize zarar veriyor sorularının cevabını araştıran yapım, 6 Aralık Pazar günü saat 23:20’de BBC Earth ekranlarında seyircisiyle buluşacak.
Gergedana deri nakli, yunusa protez kuyruk ve kediler için stresle baş etme yöntemleri
Gezegendeki en büyük hayvanların tedavilerindeki zorlukları ele alan “Yaban Operasyonu” belgeseli Aralık ayında öne çıkan yapımlardan bir diğeri. “Bana Güvenin Ben Veterinerim” belgeseli ise evcil hayvanları daha yakından tanımamıza yardımcı oluyor.
Yaban Operasyonu (1X3)
Yapım, veterinerlerin ve hayvan tıbbının sınırlarını gözler önüne seriyor. Gezegendeki en büyük hayvanları tedavi etmek sadece yüksek teknoloji tıpla mümkün olmuyor. Belgeselde yer alan hikayeler hünerin, buluşun ve kendini adayışın hikayeleri. Bu hikayelerden bazıları arasında; Bir veterinerin Güney Afrika’da plastik cerrahi yöntemi ile bir gergedana deri nakli gerçekleştirmesi, Japon bir veterinerin yunusa eklenmek üzere protez kuyruk yapması yer alıyor. Yapım, 1 Aralık Salı günü saat 23:00’te BBC Earth ekranlarında seyircisiyle buluşacak.
Bana Güvenin, Ben Veterinerim (1X3)
Uzman Veteriner Steve Leonard’ın önderliğinde kurulan ekip ile evcil hayvanlar için en iyi gıdaların hangileri olduğu, yaralı bir hayvanı nasıl kurtarabileceğinizi keşfetmeye davet ediyor. Yapım, evcil hayvanınıza kilo vermesi için nasıl yardımcı olabileceğinize, tavşan besleme konusunda kafeslerin neden bırakılması gerektiğine ve hatta kedinizin stresini almanın en iyi yolunu ekranlara getiriyor. Belgeselde izleyiciler sinir ağrısından mustarip bir atın hayatını kurtarmak için yapılan çığır açan ameliyata da tanıklık ediyor. Yapım 22 Aralık Salı günü saat 23.00’den itibaren BBC Earth ekranlarında seyircisiyle buluşacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Pandemide sanata ortak nefes: Pandemi Orkestrası

Pandemi sürecinde hiçbir sabit geliri olmayan ve ekonomik olarak zor bir süreçten geçen müzisyenlerin yer alacağı bir senfonik orkestra kuruldu. Klasik müziğin Türkiye’deki en önemli icracıları arasında yer alan Gürer Aykal, Gülsin Onay, Cihat Aşkın, İdil Biret gibi isimlerin de şef ve solist olarak yer alacağı konserler Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda gerçekleştirilecek.
Kadıköy Belediyesi’nin destek verdiği projede şef, solist ve orkestracı olarak aynı meslek grubundan birçok sanatçı da karşılık beklemeden yer alıyor. “Kadıköy Belediyesi Pandemi Orkestrası” adıyla beş konser verecek orkestraya, Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası ev sahipliği yapacak. Pandemi orkestrasının ilk konseri 7 Aralık 2020 Pazartesi şef Rengim Gökmen ve İdil Biret’in katılımıyla; ikinci konser 4 Ocak 2021’de şef Oğuzhan Balcı ve Gökhan Aybulus’un katılımıyla; üçüncü konser 8 Şubat 2021’de şef Gürer Aykal ve Bülent Yazıcı’nın katılımıyla; dördüncü konser 8 Mart 2021’de şef İbrahim Yazıcı ve Gülsin Onay’ın katılımıyla; beşinci konser ise 29 Mart 2021’de şef Hakan Şensoy ve Cihat Aşkın katılımıyla gerçekleşecek. Biletler Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası gişesi ve internetten satışa sunulacak.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Doç. Dr Nalan Kuru’dan Türkiye’de bir ilk, Bu Kitabın Bir Benzeri Yok

Erken çocukluk eğitimi alanının ülkemizdeki en önemli uzmanlarından biri olan Doç. Dr Nalan Kuru tarafından yazılan ve 11 yaşındaki kızı Duru tarafından resimlenen ‘Arkadaşıma Ne Oldu? Bir de Tersinden Oku’ Sola Kidz Yayınevi tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlandı.
6-9 yaş arası çocukların sosyal, duygusal beceri gelişimini desteklemeye yönelik olan kitap; Can ve Gülperi’nin başlarından geçen bir olaya bakış açılarını anlatıyor. İki yönlü okunan kitapta çocuklar hem Can, hem de Gülperi’nin gözünden olayların nasıl farklı algılandığını görebiliyor.
Empati, farklılıklara saygı ve problem çözme gibi çocuklarda çok zor gelişen temel sosyal, duygusal becerileri desteklemek üzere yazılan ‘Arkadaşıma Ne Oldu? Bir de Tersinden Oku’, yazar, eğitimci bir anne ve çocuk bir çizerin gözü ile çizilmiş kitap bitiminde etkinlikler, tartışma konuları ve çalışmalar içeren ilk kitap olma özelliğini taşıyor.
Can’ın ve Gülperi’nin anlatımıyla, iki yönlü olarak okunan kitabın sonunda çocukların evde ebeveynleri ile, okulda ise öğretmenleri ile birlikte yapabilecekleri drama çalışması, problem çözme çalışması ve yaratıcı etkinlikler gibi bölümler bulunuyor.
Hikaye İki Bakış Açısı ile Yazıldı
Doç. Dr Nalan Kuru; ‘Hikayeyi iki kahramanın farklı bakış açısı ile iki kez yazıldı. Bu esnada çocukların empati kurabilmeleri için tüm detaylar aynı olarak korunmaya çalışıldı. Yetişkinler için not kısımlarıyla da çalışmalarda üstlerinde durulması gereken noktalar hakkında ipuçları verildi. Bu anlamda; kitabı okumayı bitirmekle kitabın işi bitmiyor. Aslında çocuklar ve yetişkinler okumayı bitirdiğinde her şey yeni başlıyor diyebiliriz.’ diye konuştu.
Kitap Sola Unitas web sitesi dışında online mecralarda ve kitapevlerinde satışta.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Çiğdem Tunç Cahide Sonku’yu canlandırıyor

Cahide Serap adıyla bilinen Türk Sinemasının ilk kadın yönetmeni, Türk Tiyatrosunun ilk kadın starı Cahide Sonku’nun hayatı, yeni sezonda Çiğdem Tunç ve Çiğdem Tunç Tiyatrosu oyuncuları ile tiyatro sahnesinde “Kanadı Kırık Bir Kuş Misali Cahide Sonku” adıyla seyircisiyle buluşuyor.
Sanat yaşamında starlığın zirvesini yaşayan Cahide Sonku’nun, 1981 yılında harabe bir pansiyonda tek başına bir şekilde vefat etmiş olarak bulunmasına kadar geçen tüm hayatı, yaşadıkları sanat dünyasına bir ibret hikayesi olmuştur.
Türk Sinemasının ve Türk Tiyatrosu’nun efsane bir ismi olan Cahide Sonku’yu canlandıran Çiğdem Tunç; “tüm sanat hayatım boyunca gerçekleştirmeyi istediğim bir şeydi Kanadı Kırık Bir Kuş Misali Cahide Sonku. Böyle bir efsane kadını, bu mesleğe gönül vermiş olan genç oyuncu arkadaşlarıma da ibret teşkil edebilmek üzere tüm dürüstlüğü ile canlandırmak, hatırasına zarar vermeden sahneye taşıyabilmek, hem oynamak hem de sahneye koyabilmek benim için adeta bir yaşam projesi idi. Cahide hanım ile benim aramda biraz benzerlik, çokça da zıtlıklar var. Şöyle ki; ben de bu efsane kadın gibi gerçek aşkı bulabilmek için ömrüm boyu büyük şanssızlıklar yaşadım. Ancak en zayıf ve en çaresiz anlarımda dahi alkol ve benzeri herhangi bir kötü alışkanlıklardan destek almamayı tercih ettim. Onun bahtsızlığı, Muhsin Ertuğrul beyefendi dışında çevresinde kendisi çekemeyen ve onu bu tür kötü alışkanlıklara sürükleyen insanlara rast gelmiş olmasıdır. Ben de tüm bunlarla yüzleştim. Onca kıskançlık, ihanet ve sırtından bıçaklanmayla… Ama yeteneğim ile daha da önemlisi sevdiğim işi sürdürebilme azmim ile tüm bu kötülüğe en sert cevabı vermesini bildim ve hala da böyle davranmaktayım” dedi ve bu projeyi çok değerli oyuncularıyla birlikte sahneleyerek, büyük bir hayalini gerçekleştirmekten dolayı çok mutlu olduğunu dile getirdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Seyir’in yazarından zihin yolculuğu serüveni

“Temel odağım bir insanın kendini gerçekleştirme yolculuğunda ona destek olabilecek bireysel ve grup eğitimlerini sunmak”
Seyir kitabının yazarı, Zihin Dönüşümü Eğitmeni Piraye Erdoğan kurucusu olduğu Delphinpiraye sistemini ve zihin yolcuklarında uyguladığı çalışmaları MAG okurları için anlattı.
Çağla Şikel’in katıldığı bir dijital içerik programında bahsettiği Piraye Erdoğan yolculuğunu öel röportajında paylaşıyor. Nefes Koçu ve Nefes Eğitmenliği ile başlayan kariyerine “Zihinden Özgürleşmek” diye tanımladığı zihin dönüşümü planı ile devam eden Erdoğan yolcuğunu şöyle anlatıyor:” Nefes ile “Zihinden Özgürleşmek” planımı bir bir araya getirerek kendi disiplinimi oluşturdum. Hem kişinin zihninden özgürleşip kendi gerçeğini yaşamasına geçişinin hem de nefesinin zihinsel faaliyetlerinden özgürleşerek doğal ve doğru şekilde akmasının başarılmasını içeren çözümleme ve uygulama çalışmalarını kapsayan “Özgür Zihin, Özgür Nefes” programını oluşturdum” Bireysel ve kurumsal anlamda sayısız eğitim veren Erdoğan’ın katılımcıları arasında ünlü isimler de bulunuyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Netflix, Stranger Things’in 4. sezonuna katılan sürpriz isimleri duyurdu

Jamie Campbell Bower, Eduardo Franco, Joseph Quinn, Robert Englund, Sherman Augustus, Mason Dye, Nikola Djuricko ve Tom Wlaschiha Stranger Things’in yeni sezonuna katılan isimler oldu.
Müdavim Karakterler
Jamie Campbell Bower (The Mortal Instruments: City of Bones, Sweeney Todd) Psikiyatri hastanesinde görevli olarak çalışan şefkatli bir adam olan Peter Ballard’ı canlandıracak. Her gün tanık olduğu gaddarlıktan bıkan Peter, sonunda tavrını koyabilecek mi?
Eduardo Franco (Booksmart, The Binge) Jonathan’ın yeni en iyi arkadaşı, Surfer Boy Pizza’nın leziz pizzaları şevkle dağıtan, eğlenceyi seven Argyle’ı oynayacak.
Joseph Quinn (Catherine the Great, Howards End) Hawkins High’ın resmi D&D kulübü The Hellfire Club’ı yöneten 80’lerin korkusuz metalcisi Eddie Munson’u canlandıracak. Kendisini anlamayanların nefret ettiği fakat anlayanların da çok sevdiği Eddie, olayların ürkütücülüğünü yakından deneyimleyecek.
Yan Karakterler
Sherman Augustus (Into the Badlands, Westworld) – Yarbay Sullivan’ı canlandıracak. Hawkins’teki kötülüğü sonsuza kadar nasıl durduracağını bildiğine inanan zeki ama anlamsız bir adam….
Mason Dye (Bosch, The Goldbergs) – Jason Carver’ı canlandıracak. Görünüşte her şeye sahipmiş gibi gözükse de- yakışıklı, zengin, iyi bir atlet ve okuldaki en popüler kızla çıkıyor -yeni bir kötülük Hawkins’i tehdit edince, Jason’ın gerçek dünyası gün yüzüne çıkar.
Nikola Djuricko (Genius, In The Land of Blood and Honey) Kötü şakaları, parayı ve çıtır çıtır fıstık ezmesini seven, pejmürde ve tahmin edilemez bir Rus kaçakçısı olan Yuri’yi oynayacak.
Robert Englund (A Nightmare on Elm Street Franchise, ‘V’ Television Series) 1950’lerde korkunç bir cinayet işlediği gerekçesiyle bir psikiyatri hastanesine hapsedilen rahatsız ve göz korkutucu Victor Creel’i canlandıracak.
Tom Wlaschiha (Game of Thrones, Jack Ryan) Hopper ile arkadaş olan Rus hapishane gardiyanı Dmitri’yi oynayacak. Dmitri zeki, kurnaz ve çekici … ama ona güvenilebilir mi?
Stranger Things Hakkında:
1980’lerin bir nesli büyüleyen klasiklerine yazılmış bir aşk mektubu niteliğindeki Stranger Things, bir çocuğun sırra kadem bastığı 1983 yılı Indianası’nda geçiyor. Arkadaşları, ailesi ve yerel polis, onun ortadan kayboluşuna dair cevapları ararken kendilerini devlet tarafından yürütülen çok gizli deneylerin, ürpertici doğaüstü güçlerin ve son derece tuhaf küçük bir kızın karıştığı sıra dışı bir gizemin içinde bulur. Şimdi hayatta kalmak için güç birliği yapmak ve arkadaşlığın korkudan daha güçlü olduğunu hatırlamak zorundadırlar.
Stranger Things, 2016’da gösterime girmesinden bu yana, Emmy, Altın Küre, Grammy, SAG, DGA, PGA, WGA, BAFTA, bir Peabody Ödülü, AFI Program of the Year, the People’s Choice Awards, MTV Movie & TV Awards ve Teen Choice Awards’ta 65’in üzerinde ödül kazandı ve 175 farklı dalda ödüle aday gösterildi. Stranger Things, En İyi Drama dalında üç kez Emmy Ödülü adaylığı bulunan ve Netflix’in en çok izlenen dizileri arasında yer alıyor. Sadece 3. sezonu, ilk dört günde 40.7 milyon kişi tarafından izlendi. Yayına girdikten bir hafta sonra ise 65 milyon kişi tarafından izlendi.
Yapımcılığını Monkey Massacre Productions &21 Laps Entertainment’ın üstlendiği Netflix orijinal dizisi Stranger Things, dizinin aynı zamanda yürütücü yapımcıları olan Duffer Kardeşler tarafından hayata geçirildi. Dizinin yürütücü yapımcıları arasında yer alan diğer isimler ise Shawn Levy ve 21 Laps Entertainment adına Dan Cohen of ve Iain Paterson.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)