Etiket arşivi: 4

“Kartla yapılan her 4 TL’lik alışverişin 1 TL’si internetten yapılıyor”

Etkinliğin bu yılki teması “Mobil Ödeme Sistemlerinin Güvenliği ve Şifrelemenin Geleceği” oldu.
Türkiye’nin lider siber güvenlik firmaları Biznet ve Securrent’in güçlerini birleştirmesinden doğan Cyberwise, sektörün ilgiyle takip edilen ve PCI Day adıyla bilinen etkinliğini, bu yıl veri güvenliği konusunu da kapsayacak şekilde “Ödeme Sistemleri ve Veri Güvenliği Zirvesi” adı altında, dijital ortamda yapılan canlı yayınla gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını Cyberwise Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Aret Kıllıoğlu’nun yaptığı etkinlikte Cyberwise’ın uzman kadrosundan isimler ve global siber güvenlik danışmanlık ve çözüm firması Foregenix’ten bir konuşmacıyla yeni trendler, sürekli artan siber tehditler ve uygulanması gereken doğru pratikler ele alındı. Etkinlikte ağırlanan bir diğer önemli isim ise Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) eski Genel Müdürü ve Dijital CEO Dr. Soner Canko oldu.
Siber Güvenlik Kümelenmesi’nin, siber güvenlik sektörü ile ilgili vizyonunun ve ortaya koyduğu çabanın oldukça değerli olduğunu belirten Cyberwise Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Aret Kıllıoğlu, yaptığı açılış konuşmasında siber güvenlik alanında başarılı firmaların güç birliği yaparak sektörün gelişimine önemli katkılar sağlayacağına sonuna kadar inandığını ifade etti. Bu doğrultuda Securrent ve Biznet’i bir araya getirerek Cyberwise markasını ortaya çıkardıklarına değinen Kıllıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Düzenlediğimiz bu etkinlik, sektöre önemli katkılarda bulunmuş iki ekibin bir araya gelmesiyle daha da kapsamlı bir hale dönüştü. Amacımız bu tarz etkinlikleri artırarak sadece Türkiye’de değil bölgede de, uzmanlık seviyemizle önemli işlerde yer almayı sürdürmek. Bu kapsamda Türkiye’de başarıyla tamamladığımız projelerin yanı sıra geçtiğimiz yıl yurtdışında oldukça önem taşıyan bir dijital para projesinin güvenlik danışmanlığını yaptık. Bu da ekiplerimizin bir araya gelmesi sayesinde başarımıza başarı kattığımızın önemli bir göstergesi.
Yine çok yakın zamanda mevcut ISO 9001, ISO 27001 ve TSE sertifikasyonlarımızın arasına Kıta Avrupası’nın en prestijli sertifikasyonlarından CREST’i de ekleyerek, denetim hizmetlerimizin sahip olduğu teknik yetkinliği uluslararası çapta da belgeledik. Bu akreditasyon ile yurtdışındaki duruşumuzu güçlendirirken aynı zamanda Türkiye’de bir ilki başarmanın gururunu taşıyoruz. Ödeme sistemleri ve veri güvenliği konusunda bizzat uzun yıllar çalışmış biri olarak, ekibimizin geldiği seviyeyle gurur duyuyorum.”
 
Yeni trendlerin, sürekli artan siber tehditlerin ve uygulanması gereken doğru pratiklerin ele alındığı zirvede, uygulama erişim güvenliğinden key-block kavramına, bulut üzerinden sağlanan HSM (Donanım Güvenlik Modülü) hizmetlerinden tedarikçi güvenliğinde risk skorlamanın rolüne kadar güncel konularla ilgili sunumlar gerçekleştirildi.
 
“Kartla yapılan her 4 TL’lik alışverişin 1 TL’si internetten yapılıyor.”
Ödeme sistemleriyle ilgili konuşma yapan Cyberwise Denetim ve Danışmanlık Hizmetleri Yöneticisi Sefa Karabulut, Covid-19 ile birlikte değişen ödeme alışkanlıklarıyla ilgili şu verileri paylaştı: “BKM’nin açıkladığı rakamlara göre; 2020 Haziran ayı itibariyle yapılan temassız işlem adedi, 2019 yılının tamamında yapılan temassız işlem adedini geçmiş durumda. 2019 yılında 502 milyon temassız işlem yapılmışken, 2020 yılının sadece ilk yarısında 563 milyon civarında temassız işlem yapıldı. Aynı şekilde internetten yapılan kartlı ödeme tutarı, Kasım ayı itibariyle geçen yılın bir buçuk katına ulaşmış durumda. Asıl çarpıcı olan ise internet üzerinden kartlı ödeme işlemi gerçekleştiren üye işyeri adedinin 60 bini geçmesi ki bu da, geçen yıla göre yüzde 40’lık bir artışı ifade ediyor ve fiziksel POS cihazlarından sanal POS’a doğru ciddi bir kayma olduğunu açıkça gösteriyor. Diğer bir çarpıcı veri ise internetten yapılan kartlı ödeme tutarının, toplam kartlı ödeme tutarı içindeki payı yüzde 20’den yüzde 26’ya çıkmış durumda. Diğer bir deyişle kartla yapılan her 4 TL’lik alışverişin 1 TL’si internetten yapılıyor. İnternetten yapılan alışveriş sayısının artmasıyla beraber mevcut üye işyerlerinin, işlem adedi artıyor. Bunun sonucu olarak, PCI seviyelerinin yükselerek yerinde denetime girecek firma sayısının da artacağını öngörüyoruz. 2021’in ilk çeyreğinde bu durumun etkilerini daha yoğun görmeye başlayacağız. Öte yandan ödeme dünyasında hızlı bir mobile kayma olduğu da hepimizin bildiği bir gerçek. Giderek daha fazla dijitalleşen ödeme sistemlerinde kullanıcılar ise, kolay erişim, hız ve kesintisizlik arıyor. “Hızlanan dijital dönüşümün etkisiyle öne çıkan en önemli yeniliklerden birinin de, şifreleri ve kart okuyucuları denklemden çıkararak ödemeyi hızlı ve kolay hale getiren, geleceğin ödeme yöntemi; görünmez ödeme (invisible payments) ile ilgili bilgiler veren Karabulut,  ödeme sürecindeki siber risklere de değinerek, firmaların maruz kaldığı tehditlerin sadece kendi sistemlerinden kaynaklı olmadığını, tedarikçilerin zafiyetlerinden de kaynaklandığını belirtip; mevcut ve aday tedarikçilerin risk skorlamasının yapılmasının önemini vurgulayarak konuşmasını noktaladı.
 
 
“Veri güvenliği için şifreleme ve erişim kontrolü birlikte uygulanmalı.”
Veri Güvenliği konusunda konuşma yapan Cyberwise Veri Güvenliği Takım Lideri Onay Küçükesin ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Verilerin güvenliğini sağlamak için en sık başvurulan yöntemlerden biri, şifreleme. Bu yöntem yıllar içinde değişiklik gösterse de, 4 ana prensibini her zaman korudu. Bunlar; güçlü bir algoritma kullanılması, anahtarların güvenli bir şekilde saklanması, farklı amaçlar için farklı anahtarların kullanılıyor olması ve anahtarların kullanım yetkilerinin kısıtlanması. Şifreleme, çalınan veriyi kullanılmaz hale getiriyor, böylece kaçınılmaz olan veri sızıntısını engelleyemesek de veriyi anlamsız hale getirerek kullanımını engelliyoruz. Diğer önemli prensip ise veriye erişim kontrolü. Son yıllarda yaşanan veri sızıntılarının birçoğu önlem alınmadan sağlanan erişim yöntemleri nedeniyle gerçekleşti. Her ikisinin de birlikte yapılması verinin güvenliği için oldukça kritik bir öneme sahip”
 
 “İşbirliği içinde rekabet etmeyi başardığımızda ortak amaca ulaşabiliriz.”
Ödeme sistemleri ve veri güvenliğini, tüketici bakış açısıyla ele alan Dr. Soner Canko ise tüketicinin en temel beklentisinin güvenlik olduğunu vurguladı. Canko sözlerine şöyle devam etti: “Bir ürünü satın alırken esas amaç ihtiyacı gidermek, keyif almak ve kişisel beklentileri karşılamaktır. Kimse beğendiği bir ürünü satın alırken zaman kaybetmek, zorluklarla mücadele etmek veya herhangi bir konuda kaygı duymak istemez. Dolayısıyla tüketicinin en temel beklentisi hızlı, kolay ve güvenli alışveriştir. Hatta bugün çokça üstünde durulan konu ödemelerin görünmez olması, tüketicinin isteklerindendir. Bu doğrultuda baktığımızda bizlerden beklenenleri şöyle sıralayabilirim; tüketici odaklı olmak, rekaberlik içinde olmak yani rekabet ile birlikte ortak hareket edebilmek ve ekosistemin gelişimi için çaba harcamak. Çünkü ancak iş birliği içinde rekabet ettiğimizde ortak amaca ulaşabiliriz. Bu nedenle bugün bu etkinliği düzenleyen Cyberwise’a teşekkür ediyorum, çünkü Cyberwise, ekosistemin gelişimi için ve pastayı büyütmek için taşın altına elini koymuştur.”
Dr. Soner Canko’nun konuşmasını ardından, Cyberwise Denetim ve Danışmanlık Hizmetleri Yöneticisi Sefa Karabulut ve Cyberwise Veri Güvenliği Takım Lideri Onay Küçükesin moderatörlüğünde yapılan soru-cevap oturumunun da tamamlanmasıyla birlikte etkinlik sona erdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

VakıfBank’a bir yılda 2,4 milyon yeni dijital müşteri

2020 yılında pek çok yenilikçi dijital ürün ve hizmeti devreye alan VakıfBank, son 1 yıl içinde 2,4 milyona yakın yeni dijital müşteri kazandı. VakıfBank’ın internet ve mobil bankacılık hizmetlerini kullanan müşteri sayısı 9 milyona ulaştı, şube dışı kanallardan yapılan işlemlerin oranı yüzde 95’i aştı.
Bankacılık anlayışındaki köklü değişimi öngörerek teknoloji yatırımlarına hız veren VakıfBank, hazırlıklı girdiği pandemi sürecinde milyonlarca dijital talebi online platformları üzerinden karşıladı. 2020’de hayata geçirdiği yenilikçi ürün ve hizmetlerle müşterilerine dijital avantajlar sağlayan VakıfBank, son olarak bireysel Mobil Bankacılık uygulamasını yenileyerek pek çok işleme tek tuş kolaylığı getirdi. IOS ve Android işletim sistemli cihazlarda son dönemde yapılan yeniliklerle uyumlu hale gelen VakıfBank Mobil, daha kullanıcı dostu oldu.
Türkiye’de ilk kez self servis bankacılık 
VakıfBank, bu dönemde yine Türkiye’de bir ilke imza atarak; kartı olmayan banka müşterilerinin de self servis internet bankacılık müşterisi olmasını sağladı. Uygulamayla VakıfBank müşterileri, yeni nesil çipli kimlik kartlarını NFC özelliğine sahip mobil cihazlara okutarak internet bankacılığını kullanmaya başladı. Self Servis İnternet Bankacılığı hizmetinden yaklaşık 500 bin NFC ile kimlik doğrulaması yapılması da pandemi sürecinde oluşan yoğun talebin doğru bir şekilde karşılandığını gösterdi.
Dijital gücümüzle finansa kesintisiz erişim
VakıfBank’ın yıllık dijital karnesini değerlendiren VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı Ferkan Merdan, “Dijital çağ olarak adlandırdığımız bu süreçte, geleceğin bankacılığını tasarlıyor ve öncü rol üstleniyoruz. Bu yaklaşımımızla müşterilerimizin yaşamlarını kolaylaştırıyoruz. Müşterilerimizin finansal konforuna odaklanıyor ve finansal hizmetlere 7/24 kesintisiz erişimini online platformlarımız üzerinden sağlıyoruz. Bu anlayışla gerçekleştirdiğimiz teknoloji yatırımlarımızla ve dijital esnekliğimizle çok verimli bir yıl geçirdik. Pandemi sürecine dijital olarak hazır girmenin avantajlarını müşterilerimizle birlikte yaşadık. Milyonlarca interaktif etkileşim sağladık.  Başlattığımız, Self Servis Bankacılık uygulamamızın da katkısıyla yaklaşık 2,4 milyon yeni dijital müşteri kazandık. Toplamda 9 milyon dijital müşteri sayısına ve şube dışı kanallardan yapılan işlem sayısında yüzde 95 oranına ulaştık” dedi.
KOLAS’ta öncü olduk 
Finans sektörünün en yenilikçi, en enerjik, en aktif bankası olduklarını belirten Merdan,  “TCMB ve BKM tarafından geliştirilen kişisel özel bir bilginin bir hesaba tanımlanmasıyla 7 gün 24 saat kolay para gönderimine hazırlık olan KOLAS sisteminde de öncü olduk. ‘Kolay Adres Sistemi’ne uyum süreçlerini hızla tamamlayarak devreye aldık” şeklinde konuştu.
Temassız kapsama alanımızı genişlettik
Merdan, “Dijital bilgi birikimimizle pandemide en çok talep gören temassızlık konusunda da önemli atımlımlar yaptık. Temassızlık yıllardır gündemimizde olan bir teknoloji olduğu için pandemiye çok hazır girmiş olduk. Temassız bankacılık kapsamında; telefonla temassız ödeme uygulamasını geliştirdik. VakıfBank Mobil Bankacılık ile devreye aldığımız Mobil Temassız Ödeme (HCE) teknolojisiyle müşterilerimiz cep telefonlarını aynen temassız kart gibi alışverişlerinde kullanabiliyor. Burada aylık işlem adedimiz ise 150 bini aştı” açıklamasında bulundu.
Karekod teknolojilerinde atılım 
“Bilişim teknolojilerindeki yetkinliğimizi kullandığımız alanlardan biri de karekod konusu oluyor” diyen Merdan şöyle devam etti:
“Bu konuda da bu yıl yenilikçi adımlar attık; POS’larda da karekodla ödeme başlattık. Bankamız ATM cihazlarında karekod ile karta ve ATM’ye dokunmadan, şifre girmeden para çekilebiliyor. Pandemi dönemiyle birlikte artan hijyen kaygılarıyla karekod ile para çekme işlem adedinde yaklaşık 3 kat; toplam işlem tutarında ise yaklaşık 6 kat artış gerçekleşti. Bu dönemde karekod teknolojisine yaptığımız yatırımların karşılığını böylece alıyoruz.
5 bine yakın ATM ile ‘Karekod Yönlendirme Sistemi’ne katkı
Merdan, Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) karekodlu ödeme hizmetlerini merkezileştirmesinin ardından, bir uygulamada daha süreci ilk tamamlayan banka olduklarına dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Hızla uygulamaya alınan ‘Karekod Yönlendirme Sistemi’ projesiyle VakıfBank müşterileri artık projeye dâhil olan diğer banka ATM’lerinden, karekodla para çekebiliyor. Aynı şekilde BKM üyesi olan ve bu projeyi tamamlayan başka bir bankanın müşterisi de, kendi bankasına ait mobil uygulama ile VakıfBank ATM’lerinden karekodla para çekme imkânına sahip oluyor. VakıfBank olarak ‘Karekod Yönlendirme Sistemi’nde yer almamız sektörümüz için de oldukça önemli bir anlam ifade ediyor. Türkiye genelinde 5 bine yakın ATM’mizle sisteme katılan ilk banka olduk.”
İş dünyasına da dijital çözümler 
VakıfBank, bilişim teknolojilerini kullanarak iş dünyasının da hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. ‘Ticari Mobil İnternet Bankacılığı’ ve ‘Ticari Mobil Bankacılık Uygulaması’nı müşteri deneyimini göz önünde bulundurarak yenileyen VakıfBank; dijital imza ve dijital onay ile hem sınırlar kaldırıldı hem güvenlik artırıldı.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

DLSS Listesine 4 Yeni Oyun, Minecraft’a Resmi RTX Desteği Geldi ve Cyberpunk 2077 Kapıda

NVIDIA, bugün dört yeni oyuna üstün görüntü kalitesinden koruyarak kare hızlarını (FPS) önemli derecede arttıran NVIDIA DLSS desteği geldiğini duyurdu. Bu oyunlara ek olarak bugün beta sürümünden çıkan RTX’li Minecraft ve bu hafta piyasaya çıkacak Cyberpunk 2077 bulunuyor.
Aralık Ayı Yeni DLSS Oyunları
Aralık ayında CRSED: F.O.AD (eski adıyla Cuisine Royale, 3 Aralık), Moonlight Blade (7 Aralık), Mount & Blade II: Bannerlord (Aralık’ta çıkacak) ve Scavengers (bugün ‘teknoloji testlerinde’ mevcut) DLSS oyunlarının kadrosuna katılarak toplamda DLSS destekli oyun sayısını 30’a çıkartıyor.
DLSS sayesinde aşağıdaki oyunların her birinde performansın arttığı görülebilecek: DLSS, CRSED: F.O.A.D.’de performansı %40’a kadar artırıyor. Bu da her GeForce RTX ekran kartının oyunu 4K’da 90 FPS’nin üzerinde oynayabileceği anlamına geliyor. DLSS, Moonlight Blade’de kare hızınızı iki katından fazla artırabilir. Bu da her GeForce RTX ekran kartının oyunu 4K’da 60FPS’nin üzerinde oynayabileceği anlamına geliyor. DLSS, Mount & Blade II: Bannerlord’da performansı %50’ye kadar artırıyor. Bu da her GeForce RTX ekran kartının oyunu 4K’da 60FPS’nin üzerinde oynayabileceği anlamına geliyor. DLSS, Scavengers’de performansı %40’a kadar artırıyor. Bu da her GeForce RTX 30 Serisi ekran kartının oyunu 4K’da 60FPS’nin üzerinde oynayabileceği anlamına geliyor.
Minecraft’ta Artık Resmen RTX AÇIK!
Bugün Windows 10 için RTX’lı Minecraft betadan resmi sürüme geçiyor. RTX özellikli Minecraft, bastan aşağı ışın izleme (path tracing) ile birlikte NVIDIA DLSS’yi destekliyor, yani oyundaki tüm ışıklandırmalar ışın izlemeli hale geliyor. RTX’li Minecraft’ta oyuncular deneyimlerini daha da geliştirmek için ışın izlemeli efektlerle desteklenen dünyalarda özel bir Fiziksel Tabanlı İşleme doku paketi ile geliştirilmiş her şeyi görebilecek.
RTX ile Minecraft’ın çıkışını kutlamak için NVIDIA, Minecraft için toplam resmi RTX dünya sayısını 15’e çıkaran 2 yeni dünya yayınlıyor. Şu an Colosseum dünyası mevcut ve yakında Dungeon Dash da arasına katılacak.
RTX ile Minecraft ile Kıyaslama
Kıyaslama mı arıyorsunuz? Minecraft pazarında bulunabilen Portal Pioneers RTX dünyasında yer alan yaklaşık 60 saniye süren karşılaştırmaya göz atın. Minecart sürüşü sırasında en sevdiğiniz çerçeve görüntüleme aracının performans verilerinizi yakalamasını isteyeceksiniz.
Cyberpunk 2077 Night City DLSS ve Işın İzleme ile Parlıyor
NVIDIA DLSS ile birlikte tamamı ışın izleme ile güçlendirilmiş gölgeler, yansımalar, yayılımlı aydınlatma ve küresel aydınlatma kullanan Cyberpunk 2077 yakında piyasaya sürülüyor. Işın izleme, Cyberpunk 2077’nin daha sinematik ve sürükleyici görünmesini sağlayan görsel olarak yeni nesil grafikleri etkinleştirir. Bu sayede güneş ışığı gölgeleri, küresel aydınlatma, gökyüzü aydınlatması, ışık yayıcı (emissive) yüzeyler ve yansımaların hepsi çarpıcı derecede gerçekçi görünür. DLSS ise üstün görüntü kalitesi sağlarken kare hızlarını (FPS) artıran ışın izleme ile oynatmak için olmazsa olmaz bir özellik olarak karşımıza çıkıyor. Gerçekçi gölgeler ve aydınlatma ve NVIDIA DLSS’nin ek performansıyla başka hiçbir platform, GeForce RTX destekli bir bilgisayardaki Cyberpunk 2077 deneyimiyle kıyaslanamıyor.
Oyun Değiştirici olan DLSS
Tensör çekirdekleri adı verilen GeForce RTX ekran kartlarında özel yapay zekâ işlemcilerle desteklenen DLSS, bugüne kadar 30 oyunda performansı hızlandırarak kare hızlarını önemli ölçüde artırıyor. Bu sayede GeForce RTX oyuncularının en yüksek çözünürlüklerde ve ayrıntı ayarlarında ve sürükleyici ışın kullanırken yüksek performanslı oyun deneyimi elde etmesini sağlıyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

4. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi katılımcılardan yoğun ilgi gördü

KADEM ile T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın birlikte düzenlediği ve ‘Dijital Çağda İnsan Kalmak’ temasıyla online olarak düzenlenen 4. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi sona erdi. Ana sponsorluğunu Ziraat Katılım, iletişim sponsorluğunu ise Turkcell’in yaptığı ve 30’un üzerinde konuşmacının katıldığı zirve yoğun ilgi gördü. Zirvenin son gününde ise dijital çağın bilgiye ve finans sektörüne etkileri üzerinde duruldu.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM)’in T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği 4’üncü Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, ‘Dijital Çağda İnsan Kalmak’ temasıyla online olarak yapıldı.
Üç gün süren, yurt içi ve yurt dışından 30’un üzerinde konuşmacının yer aldığı zirve katılımcılardan yoğun ilgi gördü.
Ana sponsorluğunu Ziraat Katılım, iletişim sponsorluğunu ise Turkcell’in yaptığı ve dijitalin hayata etkilerinin paylaşıldığı zirvenin son gününde ise dijital çağın bilgiye ve finans sektörüne etkileri konuşuldu.
GELECEK SENARYOLARI
Zirvenin son günündeki ilk konuşmacı olan ve siber çağda varoluşun sürekliliği sorunundan bahseden İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi, yazar Prof. Dr. Ayhan Bıçak eşitsizlik, işsizlik, iklim değişikliği gibi çağımızın problemlerini anlatarak konuşmasına başladı. Dünya genelinde DNA ve insanımsılarla ilgili araştırmaların yapıldığını söyleyen Bıçak, 2050’lerde dünyada neler olabileceğiyle ilgili üç kurguyu şöyle ifade etti:
“Küresel güçler kendi aralarında anlaşarak dünya devleti şeklinde teşkilatlanabilirler. İnsanımsıları birinci sınıf vatandaş olarak konumlayabilirler. Bir başka senaryo iklim değişikliği beklendiği gibi güçlü olursa dünya kıtlık nedeniyle sarsılıp, küresel düzen bozulur. Böyle bir durumda nüfus, yüzbinlere inecektir. Üçüncü senaryo ise bir dünya devleti kurulması. Hiçbir ülke tek başına insanlık ve toplumların sorununu diğer ülkelerden bağımsız şekilde çözemiyor.
Devletler BM çerçevesinde barış anlaşması yapabilirler. Ama bu zayıf bir ihtimal. Ahlaklılık bu noktada önemli. İnsanlığın birbirine denkliğini ancak bu şekilde kabul edebiliriz.” Dedi.
VERİNİN DOĞRULUĞU
Dublin Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ray Walshe ise bilginin dijitalleştiği bir dünyada hakikate ulaşmak için hangi yollara başvurulması gerektiğini anlattı.
Önümüzdeki neslin robotik ve yapay zekayla iç içe olacağını söyleyen Walshe, verinin hızla büyüdüğünü, bunun kontrollü ortamda yapılmasının öneminin altını çizdi. Walshe şöyle konuştu:
“5G, nesnelerin interneti, yapay zeka konuşuluyor. Akıllı bir toplum karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla yapay zeka ile sahip olduğumuz bağlı olma durumuyla akıllı bir toplum oluşturabiliyoruz. Veri en önemli kaynak ve verinin kaliteli yönetilmesi de önemli. Ben bu noktada verinin doğruluğu konusunda standartların oluşturulmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum.”
FİNTECH EKOSİSTEMİNİN GELECEĞİ
‘Dijital ödeme sistemleri ve fintech ekosistemi’ panelinin konuşmacılarından biri olan Ziraat Katılım Bankası Bilgi Teknolojileri ve Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Said Gül, Ziraat Katılım olarak açık kaynaklı yazılımları ve teknolojileri nasıl kullandıklarını anlattı.
Fintechlerle ortaklık yaparak siber güvenlikten kimlik yönetimine kadar pek çok konuda çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Gül, fintehcleri desteklemeyi sürdüreceklerinin de altını çizdi.
Türkiye’de dijital ödeme sistemleri alanında yaşanan gelişmelerden bahseden Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Eliaçık ise finansal teknolojilerin kompleksleştiğine vurgu yaptı.
TEKNOLOJİ VE KADIN
Panelin hemen ardından ‘Kadın ve dijital dünya’ konulu bir konuşma yapan T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürü Gülser Ustaoğlu, kadınların kodlama, yazılım gibi alanlardaki mesleki eğitim ve becerilerinin geliştirilmesi, kadınların e-ticaret alanında güçlenmesini sağlayacak eğitim ve seminerler yapılması gibi hedeflerin 11. Kalkınma Planı’nda yer aldığını ifade etti. Bu konuda yapılan çalışmalardan örnekler veren Ustaoğlu, kadınların internet kullanımının erkekler seviyesinde olmasa da giderek arttığından bahsetti.
Kadın girişimciliğinin ekonomik büyümenin önemli bir bileşeni olacağının altını çizen Ustaoğlu, kadın girişimlerinin oranının daha da arttırılması konusunda önemli çalışmalar yapıldığını da aktardı.
Kadın lider sayısının artırılması için cam tavanların önüne geçecek çözümler oluşturulmasının şart olduğuna vurgu yapan Ustaoğlu, özellikle teknoloji alanında yeni kadın liderlerin oluşması için çalışmalar yapılması gerektiğini de belirtti.
MEDYA VE DİNDARLIK
Türkiye’de medya ve dindarlık konusunda konuşan Necmettin Erbakan Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Akgül ise din ve medya arasında vazgeçilmez tartışmalara medya dindarlığının da eklendiğini aktardı.
“Dini meseleler ve konular raflarda sergilenen ürünler gibi bireyin önünde. Hiçbir değerler skalası olmaksızın sosyal medyadan istediği düşünceyi satın alıyor, doğru olsun olmasın fikrini aktarıyor” diyen Akgül, bunun dijital dünyada dinlerin hakikat iddiasının izafileşmesini de beraberinde getirdiğinin altını çizdi.
Akgül, otorite olmadan dinin aslını muhafaza etmenin mümkün olmadığına da vurgu yaptı.
BİLGİ VE MANİPÜLASON
Zirvedeki Bilgi ve Manipülasyon panelinde söz alan İstanbul Medeniyet Üniversitesi öğretim üyesi Dr. İsmail Çağlar, yabancı devletler, medya kuruluşları ve Türkiye ile ilgili dezenformasyon politikalarını anlattı.
Aynı panelde konuşan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç devletlerin dijital dünyaya yaklaşımını aktardı. Farklı kurumlarda ayrı ayrı sürdürülen e-devlet ve siber güvenlik çalışmalarının 2018’de tek çatı altında toplandığını dile getiren Koç, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin dijital dönüşümün yol haritalarından da sorumlu olduğundan bahsetti. Veri konusunu önemine vurgu yapan Koç, ‘Veriniz kömür olsa bile doğru sınıflandırılarak işlendiğinde elmasa dönüştürülebilir” dedi ve amaçlarının kamunun verilerini elmasa çevirmek olduğunun altını çizdi. Yapay zekanın geleceğin manipülasyon aracı olduğunu sözlerine ekleyen Koç, verinin tekelleştirilmesi konusunun önemine de vurgu yaptı.
Panelde ‘Misenformasyonda söylem analizi: İslam karşıtlığı’ başlıklı bir konuşma yapan SETA Brüksel araştırmacılarından Zeliha Eliaçık, İslamofobinin arkasında irrasyonel bir hikaye olduğunu söyledi.
Farkındalığı yüksek, bilinçli nesillere ihtiyaç olduğunu ve bunu öncelikle kadınların benimsemesi gerektiğini ifade eden İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, kadınların sürekli gelişmesi gerektiğini ifade etti. Dijitalleşmenin değerlerimizden, hatıralarımızdan, geleneklerimizden vazgeçmek olmadığını belirten Pembecioğlu, ancak dijital dünyada doğru bilgiye ulaşmanın zor olduğunu ve bunun için herkesin dijital okur yazarlık eğitimi almasının şart olduğunun altını çizdi.
ERKEKLER İŞ VE EĞİTİMDEN GERİ ÇEKİLİYOR
Zirvenin son konuşmasını ise Psikiyatr-Yazar Prof. Dr. Erol Göka yaptı. Tekno-Dijital dünyada gençler ile yüzleşmek başlıklı bir konuşma yapan Göka, küresel salgınla birlikte yetişkinlerin de dijitalin yerlileri haline geldiğine vurgu yaptı. Küresel salgın öncesi yaptığı gençlerle ilgili tespitlerini paylaşan Göka, şu bilgileri verdi:
“App Kuşağı, helikopter ebeveyne sahip. Hayattan ve somut insan ilişkilerinden öğrenmekten uzaklaşıyorlar. Anketlerde bencil ve mutlu görünmelerine rağmen ürkek ve çekingenler. Başka kültürü öğrenmek istiyorlar ve marka tutkunular. Tarih boyunca göremeyeceğimiz bir erkek nesli geliyor. Erkek işlerini teknoloji üstlendi. Artık erkekler de çalışmak istemiyor, dahası erkek öğrencilerin okul başarıları da giderek düşüyor. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre genç erkeklerin babasından daha az eğitim aldığı görülüyor.”
Başkasına bağımlı olmayı bir toplumsal başarısızlık değil, bir başarı olarak gören erkek kitlesinin olduğunu ifade eden Göka, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve obezitenin yeni nesil erkeklerin en büyük sorunları olduğunu söyledi.
“Dijital Çağda İnsan Kalmak” temalı 4. Kadın ve Adalet Zirvesi, Şirin Pancaroğlu & Bora Uymaz Topluluğu’nun verdiği kapanış konseriyle son buldu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Giriş seviyesindeki bulut yeteneklerine yatırım yapmak için 4 neden

Global Knowledge‘a göre BT karar vericilerinin yaklaşık yüzde 80’i ekiplerinin ihtiyaç duydukları becerilere sahip olmadığını söylüyor. Konu bulut bilişim olduğunda ise bu özellikle belirgin bir hale geliyor. Hatta, bir 451 Research raporu, bulut becerileri konusundaki eleman açığının son üç yılda neredeyse iki katına çıktığını ve kuruluşların yüzde 90’ının bu alanda eleman ihtiyaçları olduğunu bildirdiğini gösteriyor.
Bu istatistikler, buluttan en iyi şekilde yararlanmak için yetenekli geliştiriciler, mimarlar ve iş liderleri bulmakta zorlanan dünya genelindeki iş liderleri için hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü talebi karşılayacak yeterince nitelikli eleman olmadığının farkındalar.
Bir sektör birdenbire 15 yıldan fazla deneyime sahip çok sayıda nitelikli bulut uzmanı yaratamaz. Bunun yerine, şirketler kimleri işe alacaklarını ve onları nasıl eğitip ellerinde tutacaklarını yeniden düşünmeliler. İşverenlerin, sınırlı sayıdaki yüksek deneyimli profesyoneli kovalamak ve onlar için rekabet etmek yerine, en deneyimli çalışanlarını, sağlam temel bulut becerilerine sahip ve motivasyonu yüksek giriş seviyesindeki yetenekler ile çevrelemeleri gerekiyor.
Bulut sağlayıcıları, hükümetler ve eğitim kuruluşları, küresel BT ekosistemine giriş seviyesindeki bulut yetenekleri sağlamak için çok çalışıyor. Şu anda halihazırda uygulamalı bulut eğitimi almış on binlerce kişi var ve birçoğu dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde bulut kariyerlerine başlamak için can atıyorlar. Amazon Web Services (AWS) Eğitim Programları Direktörü Kevin Kelly, onları işe almanız için dört neden sunuyor:
1. Giriş seviyesindeki yetenekler genellikle “bulut temelli”, ilkeli ve öğrenmeye hazırdır.
Bugünün giriş seviyesindeki bulut yeteneklerinin belki on yıllık iş tecrübesi olmayacak ancak eski bir düşünce yapısına da sahip olmayacaklar. Bu kişiler, önce eski alışkanlıklarını ve artık kullanılmayan teknolojileri unutmaya çalışmak ile zaman kaybetmek yerine, şirketinizin eskide kalmış yaklaşımlara meydan okumasına ve dijital çağın getirdiği değişimleri benimsemesine yardımcı olabilir.
Bulut kariyerine yeni başlayanların çoğu aynı zamanda dijital yerlilerdir. Bu yeni nesil mobil cihazlarla büyüdü, sesli teknolojileri anlıyor ve sanal olarak nasıl çalışacaklarını biliyorlar. Veriler ve cihazlar hakkında farklı düşünüyor, teknoloji ve neler yapabileceği hakkında modern ve yenilikçi kavramları benimsiyorlar. Böyle bir enerjinin ve yüksek standartların çözüm mimarları ve geliştiricilerden oluşan ekipleriniz için neler yapabileceğini bir hayal edin.
2. Çalışanlarınızdan en iyi şekilde yararlanın.
En değerli çalışanlarınızdan en iyi şekilde nasıl yararlanabilirsiniz? Onlara eğitecekleri, akıl hocalığı yapacakları ve birlikte çalışacakları bir ekip vererek. Farklı deneyim seviyelerine sahip kişilerin olduğu ekipler oluşturmak, ekip içindekilerin birbirlerini tamamlamalarına ve birbirlerinden öğrenmelerine yardımcı olur. Bulutta yeni olanlar, deneyimli ve güvendiğiniz birinin verdiği akıl hocalığı ile onları destekleyen bir ortamda becerilerini geliştirebilirler.
Bulutta deneyimi olan çalışanlarınızı, giriş seviyesindeki yetenekli çalışanlar ile destekleyerek, projelerin daha değerli yönlerini üstlenmeleri için onlara zaman da yaratabilirsiniz. Ekip, bir projenin inşa kısmıyla ilgilenirken onlar da daha karmaşık görevler, strateji ve tasarıma odaklanabilirler. Hatta kadrolu çalışanlarınıza yetenekleriyle daha uyumlu görevler vermek, onların daha uzun süre sizinle kalmalarını sağlayabilir. 2020 yılında Deloitte tarafından yapılan bir ankete göre, becerilerinin şirketleri tarafından etkili bir şekilde kullanıldığını düşünen katılımcılar, mevcut işverenleriyle kalma olasılıklarının daha yüksek olduğunu söylüyor.
Ancak, hem giriş seviyesindeki hem de deneyimli çalışanlarınızdan en iyi şekilde yararlanmak için onların gelişimini de desteklemeniz gerektiğini unutmayın. Global Knowledge’a göre 2019 yılında BT karar vericilerinin yalnızca yüzde 59’u eğitim çalışmalarını onaylamış. Rapor, yetenek konusundaki açıklığın önde gelen nedenlerinden birinin eğitim eksikliği olduğu düşünüldüğünde eğitime destek verilmemesinin kafa karıştırıcı olduğunu belirtiyor. Ekibinize gerekli destek ve kaynağı sağladığınızdan emin olun, böylece şirketiniz ihtiyaç duyduğu yetenekleri elinde tutabilir.
3. Giriş seviyesindeki yeteneklere yatırım yapmak zaman, para ve kaynaktan tasarruf etmenizi sağlar.
Yetenekli eleman eksikliği sorununun ciddi finansal ve ticari yansımaları da olabilir. IDC, 2020’de kuruluşların yüzde 90’ının BT yetenekleri eksikliği sebebi ile proje planlarını değiştireceğini, ürün/hizmet sürümlerini geciktireceğini, maliyetlerinin artacağını veya gelir kaybı yaşayacaklarını tahmin ediyor. Giriş seviyesindeki yetenekleri işe almak, BT eleman açığınızı kapatarak şirketinizin iş hedeflerine ulaşmasına ve talepleri zamanında karşılamasına yardımcı olabilir.
“Küçük şirketlerin bütçeleriyle gerçekten deneyimli insanları işe almaları zor olduğundan, giriş seviyesindeki yetenekleri işe almak ve onları geliştirmek daha önemli hale geldi. Bu yüzden yeteneklerimizi kendimiz yetiştirmeyi seviyoruz,” diyor Londra’daki Scale Factory’nin CEO’su Jon Topper. AWS re/Start programı mezunlarından birini işe alan şirket, sağlam temel bulut becerilerine sahip ve bulut kariyerlerini geliştirmekle ilgilenen kişileri işe almaya odaklanıyor. Sadece bulunması zor teknik becerileri gelişmiş insanları işe almayı hedeflemek yerine temel bilgi, teknik yatkınlık, potansiyel ve öğrenme isteği gibi özelliklere önem veriyor.
Araştırmalar, çalışanlarınıza yatırım yapmanın onları şirketinizde tutma oranına yardımcı olabileceğiniz gösteriyor. 2018 LinkedIn Learning raporuna göre, çalışanların yüzde 94’ü, kariyer gelişimlerine yatırım yapmaları halinde bir şirkette daha uzun süre kalacaklarını söylüyor.
4. Farklı yeteneklerden oluşan bir ekip daha akıllı ve istikrarlı olur.
Kuruluşunuz genelinde hem yetenek hem deneyime dengeli bir şekilde yer vermek istikrarın oluşmasına yardımcı olabilir. Deneyimi yüksek bir-iki çalışanınız varsa, biri işten ayrıldığında ne olacak? Sadece birkaç yeri doldurulamaz çalışanlara bağlı olmayan, güçlü, birbirini destekleyen ve dayanıklı ekipler oluşturmak iş sürekliliği ve finansal istikrar sağlamanıza yardımcı olabilir.
Çeşitli becerilere, geçmişlere ve deneyime sahip kişileri işe almak, işle ilgili karar alma ve inovasyon süreçleri üzerinde de olumlu bir etki yaratır. Araştırmalar, çeşitliliği fazla olan ekiplerin daha akıllı ve yenilikçi olduğunu gösteriyor.
Kıtlığı fırsata çevirmek
Bulut konusunda deneyimi yüksek insanların azlığı, birçok işletme için büyük bir endişe kaynağı. Ancak bu kıtlık, yetenekleri farklı bir şekilde işe almak, eğitmek ve elde tutmak için bir fırsata dönüştürülebilir.
Her boyuttan şirket farklı deneyim seviyelerine sahip, çeşitliliği yüksek, dirençli ekipler oluşturarak ve bunlara yatırım yaparak yetenek eksikliğinin üstesinden gelebilir. Şirketler sadece hem bulması hem elde tutması zor kişileri aramak yerine, sağlam temel bulut becerilerine sahip, giriş seviyesindeki yeteneklere yatırım yapmalıdır.
Dünya genelinde üniversiteler, eğitim programları ve stajlardan, bulutta uygulamalı deneyime ve kariyerlerine başlama hevesine sahip insanlar çıkıyor. Bunların bazıları sektörde bilinen bulut sertifikalarına bile sahip. Ve onlar mevcut yetenek boşluğunu doldurmanın ve işinizin gelişmesine yardımcı olmanın anahtarı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Türkiye’de her yıl 4 bin 500 kişi pankreas kanseri oluyor!

Görülme sıklığı giderek artıyor, sinsi bir şekilde ilerlediği için hemen belirti vermiyor, bu nedenle de tanısı geç konuyor. Üstelik ölümcül kanserler listesinin üst sıralarında yer alıyor… Tüm bu olumsuz haberlere karşın yeni gelişmeler sayesinde tedavisinde başarı oranı yükseldiği için hekimler hastalarından asla umudunu kesmiyor. “Bu hangi hastalık?” diye merak ediyorsanız cevap, pankreas kanseri. Ülkemizde her yıl yaklaşık olarak 4 bin 500 yeni pankreas kanseri tanısı konduğunu belirten Acıbadem Altunizade Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Murat Gönenç, “Ancak tıptaki gelişmeler sayesinde pankreas kanseri tedavilerinde yaşam süresi giderek uzuyor. Dolayısıyla, pankreas kanseri eskiden düşünüldüğü kadar çaresiz bir kanser tipi değildir” diyor. Pankreas kanserinin en etkin tedavi yönteminin cerrahi olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Gönenç, tümörün, çevreye yaymadan yani parçalamadan veya patlatmadan, olası yayılım alanları ile birlikte bir bütün olarak çıkarılması ile tedavi başarısının da arttığını belirtiyor.
Riski azaltmak mümkün
Pankreas, vücudumuz için çok önemli salgıları üreten bir organ. Çok farklı hücre tipleribarındırdığı için de yapısında farklı tümörler de gelişebiliyor. Pankreas kanserlerinin yüzde 85-90’ının “duktal adenokarsinom” adı verilen tür olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Gönenç, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Pankreas kanseri sıklığı gerek ülkemizde gerekse dünyada giderek artıyor. En sık görülen kanserler arasında 11. sırada ve ve kansere bağlı ölümlerin de yaklaşık yüzde 5’inden sorumlu. Bu hastalığın riskini artıran birçok faktörden söz edebiliriz. Ancak en önemlileri kronik pankreas iltihabı, uzun süreli diyabet, ailesel yatkınlık, ileri yaş, obezite, sigara ve alkol olarak sıralanıyor. Hastalığı önlemek mümkün olmasa bile riskleri azaltmak ve erken tanı mümkün olabilir. Bu nedenle sigara içmemek, alkol tüketmemek, ideal kiloda olmak ve sağlıklı beslenmek riski azaltmaya yardımcı olur.”
Ani gelişen diyabet de haberci olabilir
Pankreas kanseri sarılık, sırt ağrısı, ani ortaya çıkan diyabet ya da var olan diyabetin kontrol edilememesi gibi şikayetlere yol açsa da genellikle bu yakınmalar dikkate alındığında tanı için geç kalınmış oluyor. Hastalığın tanısında temeli, radyolojik görüntüleme yöntemleri oluşturuyor. BT (Bilgisayarlı Tomografi) veya MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme) sayesinde pankreas kanserleri yüksek doğrulukta tanılanıyor. Kan testlerinde de CEA (KarsinoEmbriyonik Antijen) ve CA 19-9 (Karbonhidrat Antijen 19-9) gibi tümör belirteçlerinin tanı için kullanılabildiğini kaydeden Prof. Dr. Murat Gönenç, sıklıkla sorulan “Pankreas kanserinde biyopsi ile daha kolay tanı koymak mümkün mü?” sorusuna şu cevabı veriyor:
“Pankreastaki kanser şüphesi olan dokudan biyopsi almak rutin bir uygulama değildir. Çünkü pankreas kanserinde kanser dokusunun her yeri aynı yapıya sahip değildir. Bu nedenle, biyopsi eğer doğru yerden alınmamışsa, sonuç yanlış negatif çıkabilir yani kişi kanser olduğu halde değilmiş gibi görülebilir. Dolayısıyla diğer tanı yöntemlerinin pankreas kanseri tanısını desteklediği hastalarda biyopsi yapılmaz çünkü biyopsi sonucu temiz gelse dahi ameliyat kararını değiştirmez. Ayrıca, özellikle ciltten girilerek yapılan biyopsilerde, teorik olarak tümörün bütünlüğünün bozulması ve etrafa yayılması riski mevcuttur. Bu nedenle, biyopsi tercihen endoskopik yolla alınır ve iki grup hastada tercih edilir; ön planda cerrahi tedaviden ziyade kemoterapi uygulanması planlanan hastalar ve pankreas kanserini taklit eden selim hastalıklar açısından şüphe bulunan hastalar.”
Cerrahi için geç kalınıyor
Belirtileri geç dönemde ortaya çıktığı için pankreas kanserine yakalananların yüzde 75’inden fazlası, hastalığı tek etkili tedavisi olan cerrahi tedaviden fayda görebilecekleri evreyi geçmiş oluyor. Dolayısıyla, hastaların yüzde 25’inden az bir kısmında cerrahi tedavi uygulanabildiğini belirten Prof. Dr. Murat Gönenç, “Pankreas kanserinin tek etkili tedavisi cerrahi yani ameliyattır. Zira, pankreas kanseri tedavisinde en iyi sonuç, kanserli dokuların tamamen temizlenmesini sağlayan cerrahi ile elde edilir. Ancak pankreas kanseri oldukça hırçın bir tabiata sahip olduğu için, tek bir tedavi yöntemi ile hastalığı tedavi etmek mümkün değildir. Bu nedenle, cerrahi tedavi, kemoterapi ve radyoterapi (ışın tedavisi) bir arada kullanılır” diyor.
Pankreas cerrahisi ciddi deneyim istiyor
Pankreas kanseri ameliyatları tümörün çıkarılmasının mümkün olmadığı ya da hastalığın uzak organlara metastaz yaptığı durumda uygulanamıyor. Bu hastalarda kemoterapi ve radyoterapi yöntemlerine başvuruluyor. Bu tedaviye iyi yanıt veren hastalarda cerrahinin yeniden bir seçenek haline gelebildiğini anlatan Prof. Dr. Murat Gönenç, “Ancak bu kararın mutlaka hasta bazında ve multidisipliner toplantılar eşliğinde verilmesi gerekir. Pankreas cerrahisi teknik açıdan zor ve ciddi deneyim gerektiren bir cerrahidir. Bu ameliyatlara bağlı sorun çıkma olasılığı halen yüksektir ancak anestezi ve cerrahi tekniklerdeki devasa gelişmeler sayesinde pankreas cerrahisine bağlı ölüm oranı belirgin ölçüde düştü” diye anlatıyor.
Onkolojik cerrahi, sadece tümörün alındığı ameliyat anlamına gelmiyor. Tümörü temiz sınırlarla yani kanserin görülmediği mümkün olan en az dokuyla, çevreye yaymadan yani parçalamadan veya patlatmadan, olası yayılım alanları ile birlikte bir bütün olarak çıkartmayı tanımlıyor. Bunun için bazen tümörle sarılmış bazense tamamen masum olan dokuları, organları veya damarları feda etmek gerekebildiğini belirten Prof. Dr. Murat Gönenç, “Pankreas kanserinin cerrahi tedavisinde de tüm bu prensiplere uygun hareket edilmesi gerekir” diye vurguluyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Netflix, Stranger Things’in 4. sezonuna katılan sürpriz isimleri duyurdu

Jamie Campbell Bower, Eduardo Franco, Joseph Quinn, Robert Englund, Sherman Augustus, Mason Dye, Nikola Djuricko ve Tom Wlaschiha Stranger Things’in yeni sezonuna katılan isimler oldu.
Müdavim Karakterler
Jamie Campbell Bower (The Mortal Instruments: City of Bones, Sweeney Todd) Psikiyatri hastanesinde görevli olarak çalışan şefkatli bir adam olan Peter Ballard’ı canlandıracak. Her gün tanık olduğu gaddarlıktan bıkan Peter, sonunda tavrını koyabilecek mi?
Eduardo Franco (Booksmart, The Binge) Jonathan’ın yeni en iyi arkadaşı, Surfer Boy Pizza’nın leziz pizzaları şevkle dağıtan, eğlenceyi seven Argyle’ı oynayacak.
Joseph Quinn (Catherine the Great, Howards End) Hawkins High’ın resmi D&D kulübü The Hellfire Club’ı yöneten 80’lerin korkusuz metalcisi Eddie Munson’u canlandıracak. Kendisini anlamayanların nefret ettiği fakat anlayanların da çok sevdiği Eddie, olayların ürkütücülüğünü yakından deneyimleyecek.
Yan Karakterler
Sherman Augustus (Into the Badlands, Westworld) – Yarbay Sullivan’ı canlandıracak. Hawkins’teki kötülüğü sonsuza kadar nasıl durduracağını bildiğine inanan zeki ama anlamsız bir adam….
Mason Dye (Bosch, The Goldbergs) – Jason Carver’ı canlandıracak. Görünüşte her şeye sahipmiş gibi gözükse de- yakışıklı, zengin, iyi bir atlet ve okuldaki en popüler kızla çıkıyor -yeni bir kötülük Hawkins’i tehdit edince, Jason’ın gerçek dünyası gün yüzüne çıkar.
Nikola Djuricko (Genius, In The Land of Blood and Honey) Kötü şakaları, parayı ve çıtır çıtır fıstık ezmesini seven, pejmürde ve tahmin edilemez bir Rus kaçakçısı olan Yuri’yi oynayacak.
Robert Englund (A Nightmare on Elm Street Franchise, ‘V’ Television Series) 1950’lerde korkunç bir cinayet işlediği gerekçesiyle bir psikiyatri hastanesine hapsedilen rahatsız ve göz korkutucu Victor Creel’i canlandıracak.
Tom Wlaschiha (Game of Thrones, Jack Ryan) Hopper ile arkadaş olan Rus hapishane gardiyanı Dmitri’yi oynayacak. Dmitri zeki, kurnaz ve çekici … ama ona güvenilebilir mi?
Stranger Things Hakkında:
1980’lerin bir nesli büyüleyen klasiklerine yazılmış bir aşk mektubu niteliğindeki Stranger Things, bir çocuğun sırra kadem bastığı 1983 yılı Indianası’nda geçiyor. Arkadaşları, ailesi ve yerel polis, onun ortadan kayboluşuna dair cevapları ararken kendilerini devlet tarafından yürütülen çok gizli deneylerin, ürpertici doğaüstü güçlerin ve son derece tuhaf küçük bir kızın karıştığı sıra dışı bir gizemin içinde bulur. Şimdi hayatta kalmak için güç birliği yapmak ve arkadaşlığın korkudan daha güçlü olduğunu hatırlamak zorundadırlar.
Stranger Things, 2016’da gösterime girmesinden bu yana, Emmy, Altın Küre, Grammy, SAG, DGA, PGA, WGA, BAFTA, bir Peabody Ödülü, AFI Program of the Year, the People’s Choice Awards, MTV Movie & TV Awards ve Teen Choice Awards’ta 65’in üzerinde ödül kazandı ve 175 farklı dalda ödüle aday gösterildi. Stranger Things, En İyi Drama dalında üç kez Emmy Ödülü adaylığı bulunan ve Netflix’in en çok izlenen dizileri arasında yer alıyor. Sadece 3. sezonu, ilk dört günde 40.7 milyon kişi tarafından izlendi. Yayına girdikten bir hafta sonra ise 65 milyon kişi tarafından izlendi.
Yapımcılığını Monkey Massacre Productions &21 Laps Entertainment’ın üstlendiği Netflix orijinal dizisi Stranger Things, dizinin aynı zamanda yürütücü yapımcıları olan Duffer Kardeşler tarafından hayata geçirildi. Dizinin yürütücü yapımcıları arasında yer alan diğer isimler ise Shawn Levy ve 21 Laps Entertainment adına Dan Cohen of ve Iain Paterson.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Milli Piyango’da büyük ikramiye 4 milyon TL

Sisal Şans, yılların geleneği Milli Piyango çekilişini 19 Kasım Perşembe saat 15.30’da gerçekleştirecek. Milli Piyango’nun çekilişinde büyük ikramiye 4 milyon TL. Gelenekselleşmiş Milli Piyango çekilişleri her ayın 9, 19 ve 29’unda yapılıyor. Özel Çekilişler ise 30 Ağustos, 29 Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs ve Yılbaşı’nda düzenleniyor.
Milli Piyango çekiliş sonuçlarına, çekilişin ardından https://www.millipiyangoonline.com/milli-piyango/sonuclar adresinden ulaşılabilir.
Milli Piyango nasıl oynanır?
Oyunseverler, Milli Piyango biletlerini ister gezici bayiden, ister bayiden isterlerse de millipiyangoonline.com’danveya Milli Piyango Şans Oyunları uygulamasından alabilirler.
Milli Piyango oynamanın kuralları neler?
Milli Piyango bilet tipleri üçe ayrılır; Tam Bilet, Yarım Bilet ve Çeyrek Bilet. Oynanan ve kazanılan bilet yarım bilet ise ikramiyenin yarısı; çeyrek bilet ise ikramiyenin çeyreği kazanılır!
Kazanan kategoriler çekilişlerde değişkenlik gösteriyor ve Milli Piyango’da iki tane özel kategori bulunuyor. Amorti, son kazanan kategoridir. Birincisi 0-4 arasından ikincisi 5-9 arasından olmak üzere iki basamak çekiliyor. Son basamağı bu iki sayıdan biri olan biletler amorti ikramiyesi kazanıyor!
Teselli kategorisi, en büyük ikramiyeyi kazanan bilet numarasının her basamağındaki numaraya göre bir farklılık gösteren ikramiyedir.
Tüm çekilişler canlı yayınlanıyor!
Şisal Şans’ın son teknolojiyi kullanarak oluşturulan teknik altyapı ile noter huzurunda gerçekleştirdiği çekilişler canlı olarak yayınlanmaya devam ediyor. Tüm çekiliş süreçleri “Dünya Piyango Birliği” (World Lottery Association) standart ve kurallarına uygun şekilde organize ediliyor ve en büyük öncelik şeffaflığa veriliyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İngiliz Barbara 4 ayda 6 kez ameliyat oldu

Kendini Türk hekimlerine emanet eden İngiliz Barbara, yoğun geçen tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştu. 4 ayda 6 kez ameliyat olan Barbara, kendisini iyileştiren doktorlara teşekkür etti.
Fethiye Lokman Hekim Esnaf Hastanesi’ne 4 ay önce bağırsağındaki şikayet nedeni ile başvuran İngiltere vatandaşı Barbara, yoğun geçen tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuşmayı başardı. Bağırsağında oluşan delinme nedeniyle karın içi  kirlenmenin yaratmış olduğu sıkıntılardan dolayı Barbara, ilk olarak Genel Cerrahi Uzmanları Op. Dr. Barış Gürcü ve Op. Dr. Uğur Açıkalın tarafından ameliyata alındı. Barbara, kilosu, şeker ve tansiyon rahatsızlığı olması nedeniyle karnındaki yara kapanmadığından açık bırakıldı. V.A.C.  sistemleri ile karın içi temizlenen hastanın Anestezi ve Reanimasyon Uzmanları Dr. Feridun Karadağ, Dr. Umur Dere ve Dr. Ersin Uysallar’ın kontrolünde 2 ay kadar yoğun bakım ünitesinde tedavisine devam edildi. Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Zafer Akad’ın gerçekleştirmiş olduğu operasyonla bacağından alınan deri ile karnın üstü örtülen Barbara, 4 aylık hastalık sürecinde 6 kez ameliyat olarak sağlığına kavuştu.
“Hekimler mutlu”
Hekim arkadaşları ile birlikte ekip olarak özverili bir tedavi sonucunda Barbara’yı sağlığına kavuşturmanın mutluluğu yaşadıklarını belirten Op. Dr. Barış Gürcü, Barbara’nın da bu süreçte mücadeleyi hiç bırakmadığını söyledi. Fethiye Özel Lokman Hekim Esnaf Hastanesi ekibi olarak tedavisi büyük emek isteyen, zorlu hastalıkların üstesinden gelerek, hastalarını sağlığına kavuşturduklarını belirten Gürcü, COVİD-19 salgını ile mücadele edilen bir dönemde hekimler olarak her zaman olduğu gibi hastaları iyileştirmek için canla başla çalışmaya devam ettiklerini sözlerine ekledi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Binzet: ‘Bu memlekette son 4 belediye başkanının kaç tane eseri var?’

CHP İl Başkanı Burak Binzet salgın dönemi ve 6. teşvik uygulaması ile Adıyaman’da yapılması gerekenler hakkında önerilerini anlattı. Kentin cazibe merkezi olması gerektiğini vurgulayan Başkan Binzet, “Asfalt yol yaptım hikayeleri yeni yatırımcıyı cezp etmez. Buradaki sosyal ve ekonomik yaşamı rahatlatacak yeni cazibe merkezleri oluşturmak zorundasınız” dedi.
Adıyaman’a pozitif ayrımcılık uygulanmasını isteye Cumhuriyet Halk Partisi Adıyaman İl Başkanı Mehmet Sırrı Burak Binzet yaptığı yazılı açıklamada, “Virüsün ciddi etkilerinden kaynaklanan ekonomik daralmanın vatandaş üzerindeki etkisi hafifletilmek isteniyorsa eğer, 6. bölgenin yanında Adıyaman’a bir pozitif ayrımcılık yapılarak hali hazırdaki yatırımcıları ve küçük esnafı içerisine dahil edildiği, tıpkı 31 Aralık 2012’de sona eren 5084 sayılı kanunda olduğu gibi ciddi bir teşvik kaleminin uygulanması şarttır. Aksi takdirde zaten pandemi dolaysıyla zor bir süreçten geçen yatırımcılarımız bırakın yeni yatırım yapmayı hali hazırdaki iş yerlerini bile kapatmak zorunda kalabilirler. Bu bakımdan en az on yıl süre ile ciddi bir ekonomik paketin içerisine söz konusu indirimli SGK teşvikinin tekrardan gündeme alınması, mevcut yatırımcılarda kaybetmemek adına ciddi bir ekonomik canlanma sağlayacaktır” dedi.
TARIM VE HAYVANCILIK İVEDİLİKLE TEŞVİK KAPSAMINA DAHİL EDİLMELİ
Aksi takdirde yeni yatırımlara teşvik vermenin mevcut yatırımcılar için ciddi de bir haksız rekabetin önünü açacağını vurgulayan Başkan Binzet, bunun mevcut yatırımcıyı güç duruma sokabilecek alanlar yaratabileceğine işaret ederek, şunları söyledi:
“Toplumun bütün kesimlerini içerisine alan bir teşvik kanunu birkaç yeni yatırımdan ziyade daha çok bir kesimi kapsayacağında istihdam artacak ve ödeme kolaylığı sağlandığı için sigortasız işçi çalıştırılmamış olacaktır. Özellikle tarım ve hayvancılığın da desteklendiği kalemler ivedilikle teşvik kapsamına dahil edilmelidir.”
YOL HİKAYELERİ YENİ YATIRIMCIYI CEZBETMEZ
Bir dönem Adıyaman’ın tekstilde belirleyici konumda olduğunu anımsatan Başkan Binzet, “Bir dönem tekstilde piyasayı belirleyen bir il konumundayken şu anda ancak birkaç fason üretim yapan firmanın dışında ciddi bir marka yoktur ilimizde. Yerelde ise özellikle belediye başkanımıza ve ekibine çok iş düşüyor. Bize ‘6. bölge sadece sanayicileri ilgilendiriyor’ denilemez. Aslında öyle değil zira bu memlekete yeni yatırımcı çekmek istiyorsanız eğer memleketin yaşam kalitesini arttırmak zorundasınız. Öyle zifti döküp, üzerine çakıl döşemekle asfalt yol yaptım hikayeleri yeni yatırımcıyı cezp etmez. Buradaki sosyal ve ekonomik yaşamı rahatlatacak yeni cazibe merkezleri oluşturmak zorundasınız. Tabiri caiz ise marka kent yapacaksınız. Öyle gelen para sadece personel maaşlarına yetiyor demekle marka kent oluşturmanız yeni projeler üretmeniz söz konusu olamaz. Zaten bu düşünceyi değiştirmezseniz eğer proje fikriniz bile sorgulanabilir” dedi.
İLİ SADECE BETON YIĞINLARIYLA DOLDURARAK GELİŞTİREMEZSİNİZ
Top yekûn bir çaba sarf etmediğimiz müddetçe Adıyaman’ı 6. bölgeden beklenen yatırımları çekmesi çok mümkün gözükmüyor. Adıyaman’da çıkarılan mermer blokları var ya işte tıpkı memleketimizde çıkan mermerin, tıpkı şu mermer TIR’ları saydığımız gibi ilin ekonomisine e küçük bir katkısı olmaz 6. Bölgenin. Hepimize çok iş düşüyor. Özellikle de bu ili yönetenlere çok iş düşüyor. 2012’de kaybettiğimiz o ivmeyi tekrar kazandırmak onlara düşüyor ilk önce. Bu ili sadece beton yığınlarıyla doldurarak geliştiremezsiniz. Bütün kamu kurumlarını ilin en önemli ve en çok trafik yoğunluğu olan bulvara sıralamak nasıl bir gelişmişlik göstergesi olabilir bilemiyorum.
BU MEMLEKETTE SON 4 BELEDİYE BAŞKANIN KAÇ TANE ESERİ VAR
Aynı teşviklerden yararlanan diğer illerle Adıyaman’ı kıyaslayan Başkan Binzet, “Bu memlekette son 4 belediye başkanın kaç tane eseri var bu kente. bilen varsa bir zahmet sıralasın biz de öğrenelim. Dört belediye başkanı birer dönemden 16 yıl eder. Bir 16 yıl daha kaybetme lüksü yok bu memleketin. Yeni belediye başkanımızın bir yılı doldu ve kalan yıllarında inşallah kayda değer birkaç eser bırakır da gider, arkasından dua ettirir umuyorum. Zira geçmişte belediye başkanlarımız bu memleketin çok vebalini aldılar, çevre illerimizle kıyas yapmak bile bizim için artık bir lüks. Şanlıurfa’yı mı desek, Diyarbakır’ı mı desek Allah aşkına bir bakalım aynı 6. bölge teşvikinden yararlanan diğer illerdeki gelişmişlik düzeyi ile bizim ki bir mi? Yatırımcı her saat olmasa bile sabah ineceği akşam tekrar döneceği saatte uçacağı bir havalimanı ister. Havaalanı var ama ateş bahası biletler, bu yetmezmiş gibi bir de günde bir tane zor uçak inene bir sisteme dahil edilmişiz. Acil işlerimiz için bile Şanlıurfa ya veya Gaziantep’e araçlarımızla gitmek zorunda kalıyoruz çoğu zaman” ifadelerini kullandı
ADIYAMAN – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)