Kategori arşivi: Kültür & Sanat

Başka çocukları gülümsetmek için karavan ile ülkeyi dolaşacaklar.

Küçük Yağız daha 13 yaşında, kendisine cerebral palsy tehşisi konulduktan sonra bu güne kadar tam 12 çok ciddi ameliyat geçirdi, o yürüyebilmek için asla pes etmedi ve annesinden aldığı yüksek enerji ile hayata 4 elle tutunuyor. Anne oğul bu yaşam enerjilerini kendi gibi engelli arkadaşlarına da bulaştırmak için şehir şehir dolaşma kararı aldılar. BAŞKA ÇOCUKLARI GÜLÜMSETMEK İÇİN KARAVAN İLE BÜTÜN ÜLKEYİ GEZECEKLER
Bu haber engelli bir birey olan Küçük Yağız‘la annesi Esin Tutgun Tonbul’un İstanbul Şile’de başlayan ve zorlu bir süreçin ardından bütün acılarını bir kenara bırakıp, başka engelli çocuklara kol kanat germeye çalışmanın hikayesidir. Sosyal medyada dolaşırken Sevgili dostum Eti Matola’nın bir paylaşımında Yağız’la annesinin bu hayata tutunma hikayesini görünce hemen kendisini aradım ve onların başlatmak istedikleri bu Sosyal Sorumluk Projesine katkı verip seslerini daha fazla duyurmaları için haber yapmak istediğimi söyleyince ortaya bu röportaj çıktı. Bana göre önümüzdeki yıl ‘Anneler Günü’nde yılın annesi ödülünü almaya aday olabileceğini düşündüğüm Esin hanım ve oğlu Yağız’ın her gün ‘Pollyanna’cılık oynadıkları öyküsü ile sizi baş başa bırakıyorum.
Daha altı aylıkken o yürüyemez dediler
Esin Tutgun Tonbul hanım daha önceden 2 sağlıklı kız annesi ve eşi ile birlikte İstanbul Bağlarbaşı’nda mutlu mesut yaşarken bir erkek çocuğuna hamile olduğunu öğrenince evlerinde çok büyük bir sevinç yaşanır. Küçük Yağız erken doğumla prematüre bir bebek olarak dünyaya gelir ve 1.5 ay kuvezde kalır. Aradan 6 ay geçtikten sonra Esin hanım Yağız bebeğin kollarında kasılmalar farkeder ve hemen doktorlara danışılır. Gerekli tetkikler ve tahlil yapılınca Yağız bebeğin büyüyünce ayaklarını kullanamayıp yürüyemiyeceği söylenerek Cerebral Palsy tehşisi kondur. Anne Esin hanımın dünya başına yıkılmıştır, sorunlar yuvarlanan kartopunun bir çığ’a dönüşmesi gibi büyür ve bu sorunların getirdiği gerginlikle eşler ayrılır. Esin hanım ise üç çocukla birden hayata tek başına tutunmaya çalışır.
 
Dokuz yılda tam 12 ameliyat
Bu durumu kabul edemeyen Esin hanım hayata tutunarak elde avuçta ne varsa satar ve arka arkaya bir dizi ameliyat için küçük Yağız’ı hastane hastane dolaştırmaya başlar. Her ameliyat sonrasında umutlar bir sonraki ameliyata kalır ve bugüne kadar toplamda 12 ameliyat yaşarlar. Bu süreçte umut taciri doktorlara da bir çok paralar kaptırdığını iddia eden Esin hanım o günleri anlatırken; ‘Altı sene önce Çapa Tıp Fakültesi’nde ki Doç. Dr. Fuat Bilgili ile yollarımız kesişti. O ve ekibi Yağız’a o kadar güzel sahip çıktılar ki artık gözümüz arkada değil. Ben ve Yağız bu ekibe çok güveniyoruz. Yağız’ın bir gün bütün herkes gibi kendi ayakları üzerinde yürüyeceğine inanıyoruz’ dedi.
 
Biz hayat ile barıştık, şimdi sıra başka çocuklarda
Esin Tutgun Tonbul aslında çok sosyal ve aktif bir kadın olarak İstanbul Bağlarbaşı’nda bir Ana Okulu sahibidir ama Yağız’ın rahatsızlığı nedeni ile Şile’ye taşınınca bir yandan Yağız ve diğer iki kızı ile ilgilenirken orada da rahat durmaz. Şile’nin köylerinde yaşayan kadınları örgütlüyerek onları Şile Kadınlar Derneği çatısı altında birleştirir, kendisi de bu derneğe başkan seçilir. Bu arada ikinci evliliğini de yapar, eşi Yağız’a ve diğer iki kızına kol kanat germiş ve bir babadan daha fazla sahip çıkmıştır. Aradan yıllar geçmekte Yağız’ın her ameliyatını başka bir ameliyat takip ederken Esin hanım başka engelli çocuklara yardım için kolları sıvar ve bu konuda başarılı bir çok dernekle çalışmalar yürütür. Amacı bu şekilde başka engelli çocuklara da kol kanat germek, kendi edindiği bilgi ve tecrübeleri onların ailelerine aktarmaya çalışmaktır. Bütün bunlara ek olarak ta eşi ile birlikte Şile’de bir tatil kampı işletmektedir. Pandemi’nin gelmesi ile birlikte işler çok sekteye uğrar bütün planlar alt üst olur. Zarar çok fazla büyüktür ve bütün bu stresi taşımakta zorlanan eşler fikir ayrılıklarına düşünce Esin hanım oğlu Yağız ile birlikte yeni bir karar alır. Ana oğul bütün Türkiye’yi dolaşmak, ihtiyaç sahibi engelli başka çocuklarla tanışmak, onların ihtiyaç listelerini çıkartarak sponsorlar vasıtası ile onlara yardım etmek fikri onlarda yeni bir heyecan uyandırır. Esin hanım şimdi bu hayalini gerçekleştirmek için araştırmalar yapmaktadır. Ana oğul bir yandan Yağız’ın sağlık durumunu takip ederken bir yandan da ihtiyaç sahibi engelli çocuklara ulaşmaya çalışıyorlar.
 
Tamamen güvene dayalı bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirecekler
Bizim için röportajın en önemli kısmı olan ise yardım zincirinin nasıl yürüyeceği idi, çünkü bu yardım etkinlikleri çok fazla suistimale açıktı. Esin hanım bu konudaki sorularımızı tek tek içtenlikle yanıt verdi: Yaşar bey biz ihtiyacı olan engelli çocukları sosyal medya ve çevremiz de yapacağımız araştırmalarla ulaşacağız. Onların ihtiyac listelerini bizim çevremizde bulunan hayırsever vatandaşlarımıza ileteceğiz. Ortada asla para dönmeyecek, hayırsever kişi ihtiyacı direk ihtiyaç sahibinin adresine kargo ile yollayacak biz sadece takibini yapacağız. O kişileri Yağız ile birlikte ziyaret ederek çektiğimiz fotoğrafları da hayırsever vatandaşımıza yollayacağız. Peki bizim nasıl bir kazancımız olacak diye sorarsanız Yağız bundan çok mutlu olacak ve ülkenin başka başka yerlerini görüp tanıyacak, kendisi ile daha iyi anlaşacağı bir çok arkadaşı olacak bu da bizim için çok büyük bir servet olacak.
 
Ülkenin her yerine gidecekler
Projesini heyecanla anlatmaya devam eden Esin Hanım: Yaşar bey bu karavan ile gezme projesi Yağız’ı çok heyecanlandırdı, yeni yeni şehirler görmek yeni yeni arkadaşlar edinme duygusu ona çok farklı bir enerji getirdi. Yağız şimdi soruyor anne ne zaman gideceğiz diye, hatta bu hafta ayaklarında alçı vardı bir an evvel çıkartsınlarda gitmeye başlayalım diyor acele ediyordu. Çok şükür alçıyı çıkarttılar fakat malum pandemi sürecindeyiz ama biz gerekli çalışmaları yapıyoruz. İhtiyaç sahibi çocuklarla irtibat kurmaya çalışıyoruz önce onların ihtiyaçlarını yollayacağız. Pandeminin biraz rahatlaması ile birlikte hemen yollara düşeceğiz. Tabiki bu yolculuk sırasında Yağız’ın özel durumundan dolayı heryere bir karavan ile gideceğiz. Bizde bir yakıt ve karavan sponsoru bulabilirsek hiç fena olmayacak…
 
Yağız’ın tedavisi sürecek
Çok merak ettiğimiz bir şeyi öğrenmek istiyorum Esin hanım yine içtenlikle cevap veriyor; Evet Yağızın Çapa Tıp Fakültesi’nde süren tedavileri bu aşamada yine devam edecek. Biz gezilerimizi doktorlarımızdan alacağımız tedavi takvimine göre programlayacağız. Tabi ki tıp’ın Yağız’ın yürüyüp koşabilmesi için bize önereceği her yeni tedavi ve ameliyatları büyük bir titizlikle gerçekleştireceğiz. Benim iki kızım daha var çok şanslıyım ki onlar büyüdüler ve kendilerine yetiyorlar. Küçük kızım Yağmur yağızdan 1 yaş büyük bu sene liseye geçti. Kendisi resim yapmayı ve yabancı dil öğrenmeyi çok seviyor. Büyük olan kızım Sude ise 23 yaşında, Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Spor Yöneticiliğinden mezun oldu. 13 yıldır lisanslı spor yapmakta. Korfbol branşında milli sporcu. İki kızım da sağolsunlar bana da Yağız’a da çok destek oluyorlar…
 
Bize sosyal medyadan ulaşsınlar
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey varmı diye soruyorum; Yaşar bey ben size ve Önce Vatan Gazetesine çok teşekkür ederim, sanırım sayenizde biz daha fazla insana ulaşacağız. Bize ulaşmak isteyenler rahatlıkla sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirler. Tabi ki bu süreçte kötü niyetli ve sömürü amaçlı bana yazan yada arayanlar da oluyor. Malum ben bu problemler ile on yılı aşan bir tecrübeye sahibim kimin ne amaçla aradığını hemen sezinliyorum ve kötü niyetli kişileri en hızlı şekilde her yerden engelliyorum. Son olarak yıllardır benim ve Yağız’ın her türlü isteklerini kaprislerini hoş görü ile karşılayan başta canım kızlarıma, bizi bu zorlu yolculukta son ana kadar hiç yalnız bırakmayan ikinci eşime ve bize kol kanat olan doktorlarımıza çok çok teşekkür ediyorum. Doktorlarımız demişken tekrar belirtmek isterim biz tedavimize yılmadan devam edeceğiz. Bu tedavi sürecimizde yolumuza Çapa daki doktorumuz Doç. Dr. Fuat Bilgili ve ekibi ve yine Çapa Tıp Fakültesi’inde ki Fizyoterapistimiz Doç. Dr. Ekin Akalan ile devam edeceğiz. Hiç unutmam Fuat hoca bana birgün kendi çocuklarım için yapmayacagımı Yağız’ a asla yapmam demişti. O saatten sonra 6 yıldır bunca ameliyat oldu ve biz onunla yürüyoruz. Daha bir kere bile sormadım neden niçin diye. Eğer bir tedavi öneriyorsa muhakkak bir bildiği vardır diye düşünürüm, bu ekibe çok güveniyorum.
BHA Yaşar Şenyüz
   

“Bu hayatı nasıl yaşamalıyız?”

Benzersiz üslubuyla pek çok yazarın hayranlığını kazanmış Grace Paley’den, sıradan insanların “sıradan” yaşamlarına ayna tutan sıradışı öyküler: Ölü Dilde Bir Hayalperest.
1995 yılında Pulitzer Ödülü’nde finale kalan Toplu Öyküler seçkisinden derlenerek Delidolu Yayınları tarafından Türkçede ilk kez yayımlanan bu öyküler; insan ilişkilerine, yalnızlığa, varoluşun getirdiği kaçınılmaz korku ve arzulara dair çarpıcı tespitleriyle zihinlerde uzun süreliğine yer edecek.
Gözlem gücüyle okurunu şaşırtmayı başaran Paley, kendi deyişiyle, yaşadığı ülkenin ve şehrin sakladıklarını gün yüzüne çıkarmaya, anlatılmayanı anlatmaya çalışırken, hayatın iç acıtan keskin yönlerini kendine has iyimserliğiyle yumuşatıyor. Bu son derece gerçekçi ve kimi zaman taşıdıkları dramatik içerikle zıtlaşan eğlenceli diyaloglara dayalı öykülerde, New York’un alt sınıf insanlarının, göçmenlerin, bekâr annelerin, aldatılan karıkocaların yaşamlarına bütün doğallığı içinde tanık oluyoruz.
Kadınlar hakkında yazmanın başlı başına “politik bir eylem” olduğunu vurgulayan yazarın; kadın-erkek ilişkilerini, anneliği, evlilik ve cinselliği ele alışındaki eleştirel ve alaycı tavır, gerçekliğin en ağır meselelerini yüzümüze vururken bile elden bırakmadığı mizahi anlatım, onu bütünüyle özel bir yazar hâline getiriyor.
“Bu zamanda âşık olmak için şaşı, camdan dışarıya, oturduğun buz gibi soğuk sokağa bakmak için de kör olman gerekiyor.”
Son yüzyılın en büyük yazarlarından biri olan Grace Paley, dile yeniden can veriyor ve önünüze hayal edebileceğinizden de zengin ve şaşırtıcı bir dünya seriyor.
George Saunders
Çok az sayıda yazar, onun karakteristik konuşma diliyle anlattığı etkileyici ve komik öykülerindeki o doğaçlama sesle boy ölçüşebilir. Bu mükemmel seçki, Paley’nin cömert ruhunun bu yüzyılın geri kalanına armağanıdır.
Ursula K. Le Guin
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Yiğit Özşener Simyacı’nın mistik dünyasını seslendirdi

Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun dünya edebiyatına kazandırdığı önemli eseri Simyacı, ünlü oyuncu Yiğit Özşener’in sesiyle şimdi Storytel’de. 1988’de yayınlandıktan kısa süre sonra 42 ülkede basılan ve 26 dile çevrilen eser, Türkiye’de de 1996 yılından bu yana en çok okunan romanlar arasında yer alıyor.
Can Yayınları tarafından yayınlanan Simyacı, Santiago adındaki Endülüslü bir çobanın İspanya’dan başlayıp Mısır’da sona eren yolculuğunu anlatıyor. Gördüğü bir rüya üzerine sahip olduğu her şeyi ardında bırakan Santiago’nun bu serüveni, onu düşlerine kavuşturduğu kadar hayatın hakikatine de ulaştırıyor. Dünya edebiyatının fenomenleri arasında yer alan Simyacı, yayınlandığı günden bugüne pek çok hayata dokundu, dokunmaya da devam ediyor. Eser, önemli bir Doğu klasiği olan Mevlana’nın ünlü Mesnevisi’nde yer alan bir öyküden yola çıkılarak yazıldı. Şu ana kadar milyonlarca okura ulaşan Simyacı’nın bu kadar sevilmesinin sırrı, mistik hikayesiyle hayata dair adeta kılavuz niteliğinde bir eser olması. Simyacı’yı Yiğit Özşener’in sesinden dinlediğinizde, siz de Santiago’yla birlikte kendi içinize doğru bir yolculuğa çıkacaksınız.
Yiğit Özşener, Simyacı’yı seslendirmenin ve Santiago’ya eşlik etmenin, kitapta da olduğu gibi bir yolculuğa çıkmaya benzediğini belirtti ve sözlerine devam etti: ‘İnsan ister istemez kendisini kitabın içinde buluyor, okurken gözünün önüne resimler geliyor, kendi hayat deneyimine tercüme ediyor. Bu inanılmaz bir keyif; hem okumak, hem anlamak açısından. Özellikle de kendini anlamak ve dışarıda olan bitenlerin nelere işaret ettiğini anlamaya çalışmak. İsminizle, nerede, kimlerden, ne koşulda doğduğunuz ve yaşadığınızdan bağımsız olarak saf bir varlık olarak insan olma haliyle ilgili. Günlük hayatımız, o içinden çıkamadığımız temposu, kafa karışıklıklarımız, hissettiğimiz çelişkiler, rastladıklarımız, rastlantılar, planlarımız, sevinçlerimiz, hayal kırıklıklarımız, amaçlarımız, aşklarımız, cesaret ettiklerimiz, korkularımız ve sayamayacağım kadar çok deneyime açık, bildiğimiz kadarıyla sınırlı yaşamımızda bir süreliğine her şeye kısa bir ara verip Simyacı ile yola çıkmak, işaretlerin dilinden anlayabilmek için güzel ve keyifli bir başlangıç. Kendinizden uzaklaşmak için değil tam da kendinize ulaşmak için keyifle kulak veriniz’ dedi.
Kullanıcılar, Storytel’e mobil telefonlarına yükleyecekleri uygulama üzerinden abone olarak ulaşabiliyorlar. Storytel aboneleri, 2.500’ün üzerinde Türkçe sesli kitabı, 75.000’den fazla İngilizce sesli kitabı, 120.000’nin üzerinde İngilizce e-kitabı ve birçok podcast’i sınırsız dinleyebiliyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

DEÜ’nün keşfi Dünya kültür mirasına ışık tutacak

Dokuz Eylül Üniversitesi, astronomi biliminin kurucusu ve insanlık tarihinin en önemli filozoflarından Aratos’un anıt mezarı için Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde kazı çalışmaları yürütüyor. Mersin’in merkez Mezitli ilçesinde 20 Temmuz’da başlayan kazıların 1999 yılından beri devam ettiğini belirten DEÜ Edebiyat Fakültesi Dekan Vekili ve Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı, “UNESCO Kültür Mirası’na girmeye önemli adaylardan biri olacak bir çalışma yapıyoruz” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından Mersin’in Mezitli ilçesinde yer alan Soli Pompeiopolis antik kentinde M.Ö. 315- 245 yıllarında yaşamış olan astronomi biliminin kurucusu, matematikçi, bilim insanı ve şair Aratos’un anıt mezarı ortaya çıkarılıyor. Tarihi Neolitik döneme kadar uzanan Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde bu yılki kazılar 20 Temmuz’da başladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Vekili ve Müzecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı başkanlığında sürdürülen kazıların bu yıl sadece Aratos’un anıt mezarında gerçekleştirildiği belirtilirken, şu ana kadar anıt mezarın iç duvarının dairesel biçimli yapısının ortaya çıkarıldığı ve anıt mezar yapısında yazıtlı mimari parçaların bulunmasının hedeflendiği kaydedildi.
DÜNYA KÜLTÜR MİRASINA HEDİYE
Arkeolojik kazılara ve bilimsel araştırmalara her zaman önem verdiklerini kaydeden DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Bilimsel ve kültürel çalışmalar konusunda ilklere imza atan Üniversite olarak, dünya kültür mirası açısından son derece önemli bir yere sahip olan gök bilimci, filozof ve şair Aratos’un anıt mezarının gün yüzüne kavuşması için bir kazı çalışması yürütüyoruz. Prof. Dr. Remzi Yağcı başkanlığında Mersin İli Mezitli ilçesinde yürütülen proje kapsamında ortaya çıkartılacak anıt mezar ile hem insanlığın ortak mirasının gün yüzüne çıkarmayı hem de kentimizi turizm merkezine dönüştürmeyi hedefliyoruz. Elbette buradan elde edilen bilgileri, uluslararası bilim camiası ile de paylaşacağız. Uzaktan bağlantı yöntemiyle yakından takip ettiğimiz ve sonuçlarını merakla beklediğimiz kazı çalışmasına katılan mensuplarımızı yürekten kutluyoruz. Bu süreçte ekibimize destek olan kamu kurum ve kuruluşlara da ayrıca teşekkür ediyoruz. Üniversite olarak, arkeolojik araştırmalarımızı sürdürecek; insanlığın ortak mirasına sahip çıkmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
MEZAR ARANIYOR
Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı da, “Dip tarihi yaklaşık 9 bin yıl öncesine dayanan Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde bu yıl kazılarımızı, insanlık tarihinin en önemli filozoflarından, şair ve astronomi biliminin kurucusu Aratos’un anıt mezarında gerçekleştiriyoruz. Aratos, kralların himaye ettiği bir şahsiyettir. Solililer de kendi şehirlerinden çıkan bu değerli şahsiyete bir anıt mezar yaptırıyor. 19’uncu yüzyıl seyyahları ve coğrafyacıları tarafından bu bölge ziyaret edildiğinde mezarın yeri işaretlenmiş. Dokuz Eylül Üniversitesi olarak Mersin’in Mezitli ilçesinde Aratos’un mezarının mimari açıdan gün yüzüne çıkartılması, daha sonra çevre düzeni ile restorasyonunun yaptırılmasını amaçlıyoruz. Çıkarılan eserler ülke ve dünya kültür mirasına büyük katkı sağlayacaktır” dedi.
UNESCO’YA ADAY
Prof. Dr. Remzi Yağcı, “UNESCO Kültür Mirası’na girmeye önemli adaylardan biri olacak bir çalışma yapıyoruz. Aratos’un anıt mezarının ortaya çıkarılması kuşkusuz sadece Mezitli ve Mersin için değil, Türkiye ve dünya için de çok önemli bir buluş olacaktır. Dünyanın ilgisinin buraya döneceğini, sırf Aratos’un anıt mezarını görmek için çok sayıda kişinin Mezitli’ye geleceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Sanatta ve beyin biliminde indirgemecilik

Sanat ve bilim, uzlaşmaz biçimde birbirinden ayrılmış mıdır,
yoksa ortak bir zemin bulabilirler mi?
Sanata da derin ilgisi olan Nobel Ödüllü Eric R. Kandel,
bu yeni kitabında, bilimin bir sanat eserini deneyimleme ve anlamlandırmadaki etkisini sorguluyor.
Hafızanın nörobiyolojik temellerini ortaya koyan çalışmalarını bu kez sanata uygulayan Kandel, öznel dünyalarını renk, biçim ve ışığa damıtan modern sanatçıların nörobilimsel analizini yapıyor.
Kandel, bilimin insan algısının karmaşıklıklarını nasıl keşfedebileceğini ve harika sanat eserlerini algılamamıza, takdir etmemize ve anlamamıza nasıl yardımcı olabileceğini gösterdiği Sanatta ve Beyin Biliminde İndirgemecilik isimli çalışmasında, indirgemeciliğin modern sanatın evrimine katkısını ortaya koyuyor. Resim sanatının Turner, Monet, Kandinsky, Schoenberg ve Mondrian’ın eserlerinden Pollock, de Kooning, Rothko, Louis, Turrell ve Flavin’in soyut dışavurumculuğuna ulaşmak için nasıl bir indirgemeci yaklaşım içinde olduğunu ayrıntılarıyla aktararak, bu yolculuğun sonunda Katz, Warhol, Close ve Sandback’in eserlerini analiz ediyor. Modern sanat şaheserlerinin renkli reprodüksiyonlarının yanı sıra beynin büyüleyici çizimlerini de içeren bu kitap, bilim ve sanatın ortak kaygılarına ve birbirlerini nasıl aydınlattıklarına ilişkin bir başyapıt.
“Kimi akademisyenler, sanatçıların kullandığı indirgemeci yaklaşımlara odaklanmanın sanata duyduğumuz hayranlığı körelteceğinden, sanatın derin hakikatlerine ilişkin algımızı törpüleyeceğinden endişe eder. Ben bunun aksini iddia ediyorum: Sanatçıların faydalandığı indirgemeci yöntemlerin değerini takdir etmek, sanata verdiğimiz tepkinin zenginliğini ya da karmaşıklığını hiçbir suretle eksiltmez. Aslında bu kitapta gözden geçirdiğim sanatçılar, sanatsal yaratıcılığın temellerini keşfedip aydınlatmak amacıyla tam da bu tür bir yaklaşım tutturmuştur.”
Yazar Eric R. Kandel, Columbia Üniversitesi Sinirbilim Bölümü’nde öğretim üyesi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

NETFLİX, The Haunting: Bly Malikânesi’nden tanıtım fragmanı paylaştı

The Haunting: Bly Malikânesi 9 bölümlük sezonuyla 9 Ekim Cuma tüm dünyayla aynı anda sadece Netflix’te
The Haunting: Tepedeki Ev’in yaratıcılarından, Henry James’in ünlü hikayesinden uyarlanan The Haunting: Bly Malikânesi ,The Haunting antoloji dizisine yepyeni bir sayfa açıyor.
The Haunting: Bly Malikânesi Hakkında:
The Haunting: Tepedeki Ev’in yaratıcısı Mike Flanagan ve yapımcısı Trevor Macy’den The Haunting antolojisinin yeni sezonu The Haunting: Bly Malikânesi, 1980’lerin İngiltere’sinde geçiyor. Yeğenlerinin (Amelie Bea Smith ve Benjamin Evan Ainsworth) bakıcıları trajik bir şekilde ölünce, Henry Wingrave (Henry Thomas) onları emanet edebileceği genç bir Amerikalı bakıcı (Victoria Pedretti) tutar. Yeni bakıcı, malikânenin aşçısı Owen ( Rahul Kohli), bahçıvan Jamie (Amelia Eve) ve Kahya Bayan Grose (T’Nia Miller) ile birlikte yetim iki çocuğun bakımından sorumlu olacaktır. Ancak zaman geçtikçe her şeyin malikânede göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkar. Tüyler ürpertici gotik romantizme ev sahipliği yapan malikânede aşk ve kaybın yüzyıllardır süren karanlık sırları gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Bly Malikâne’sinde, ölmek, gitmiş demek değildir.
Henry James’in ikonik hikayesinden uyarlanan dizinin oyuncu kadrosuna Oliver Jackson-Cohen, Kate Siegel ve Tahirah Sharif de eşlik ediyor. Yürütücü yapımcılığı Mike Flanagan, Trevor Macy, Darryl Frank ve Justin Falvey tarafından üstlenildi.
Oyuncu Kadrosu
DANI CLAYTON (Victoria Pedretti)
PETER QUINT (Oliver Jackson-Cohen)
HENRY WINGRAVE (Henry Thomas)
MILES WINGRAVE (Benjamin Evan Ainsworth)
FLORA WINGRAVE (Amelie Bea Smith)
JAMIE (Amelia Eve)
OWEN (Rahul Kohli)
HANNAH GROSE (T’Nia Miller)
REBECCA JESSEL (Tahirah Sharif)
Netflix Hakkında:
Netflix, 190’dan fazla ülkede 193 milyonu aşkın ücretli kullanıcının farklı türlerde ve dillerde diziler, belgeseller ve sinema filmleri izlediği, dünyanın eğlence odaklı lider yayın hizmetidir. Üyeler yayınları istedikleri kadar, istedikleri zaman, istedikleri yerde, internete bağlı tüm ekranlarda izleyebilirler. Yayınların tamamını reklamsız olarak ve herhangi bir taahhütte bulunmadan oynatabilir, durdurabilir ve daha sonra izlemeye devam edebilirler.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Ünlü oyuncu Tuncay Kaynak ‘Her Cana Bir Sahip’ programına konuk oldu

Cumartesi günleri Medya 24 TV’de ekranlara gelen ünlü astrolog Binnur Sormageç’in sunduğu ‘Her Cana Bir Sahip’ isimli programın bu haftaki konuğu ünlü oyunculardan Tuncay Kaynak’tı.
Ünlü astrolog Binnur Sormageç‘in sunumuyla ekranlarda yer alan Her Cana Bir Sahip adlı programa konuk olarak katılan ünlü oyuncu Tuncay Kaynak, Sormageç’in sanat kariyeriyle ilgili sorduğu sorular üzerine Tiyatro oyunundan ve film projelerinden söz etti. Hepimiz Birimiz adlı tiyatro oyununda yeni sezonda izleyicilerle buluşmaya hazırlandıklarını ifade eden Tuncay Kaynak pandemi sürecinin sanat dünyasına darbe vurduğuna da değindi.
Daha sonrasında sokak haycanlarının yaşadığı sıkıntılara değinilen programda bu haftaki konu ise Koronavirüs’ün hayvanlardan bulaşıp bulaşmadığıydı. Veterinerlerden de alınan bilgiler kapsamında koronavirüsün sokak hayvanlarından bulaşmadığı ifade edilen program izleyenlerin de ilgisini çekti. Türkiye’nin ilk ve tek hayvan hakları programı olması sebebiyle hayvanseverlerin takip ettiği program her Cumartesi Medya24 TV ekranlarında izleyenlerle buluşuyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
 

Yazın En Büyük Boks Gecesi S Sport Plus’ta!

S Sport Plus’ta boks heyecanı devam ediyor. Ağır sıkletin iki büyük ismi Dillian Whyte ve Alexander Povetkin ‘WBC Geçici Ağır Sıklet Kemeri’ için karşı karşıya gelmeye hazırlanıyor. Heyecan dolu bu dövüş kartı 22 Ağustos Cumartesi günü saat 21:00’de canlı yayınla sadece S Sport Plus’ta!
Covid-19 döneminde ara verilen boks müsabakalarında, ilk büyük unvan maçının adresi bu kez İngiltere oluyor.Ünlü ağır sıklet boksörü “The Body Snatcher” lakaplı Dillian Whyte, 22 Ağustos Cumartesi gecesi WBC Geçici Ağır Sıklet Kemeri’ni korumak için Rus boksör Alexander Povetkin karşısında ringe çıkmaya hazırlanıyor.
Profesyonel boks kariyerinde 27 galibiyeti bulunan Whyte 2016’dan bu yana çıktığı bütün maçlardan zaferle ayrılmayı başardı. İngiliz boksör WBC Geçici Ağır Sıklet Kemeri’ni ise geçtiğimiz yıl Oscar Rivas karşısında aldığı galibiyetten beri taşıyor.
Büyük gecede Whyte’ın karşısında yer alacak Alexander Povetkin ise ağır sıkletin en deneyimli isimlerinden biri. Kırk bir yaşındaki Rus boksörün kariyerinde 24’ünü nakavtla aldığı toplamda 35 galibiyeti bulunuyor. Povetkin aynı zamanda 2011-2013  yılları arasında WBA Ağır Sıklet Kemeri’nin de sahibiydi.
22 Ağustos Cumartesi akşamı saat 21.00’de gerçekleşecek heyecan dolu dövüş gecesi canlı yayınla sadece S Sport Plus üzerinden izlenebilecek.
Bu maçtan galip ayrılacak ismin önümüzdeki aylarda yenilgisiz şampiyon Tyson Fury ile WBC unvan maçına çıkması bekleniyor.
Aynı gecede yenilgisiz şampiyon Katie Taylor;WBA, WBC, IBF ve WBO Kadınlar Hafif Sıklet kemerlerini korumak için eski şampiyon Delfine Persoon karşısına çıkacak. Gecenin dikkat çeken bir diğer maçında ise Luther Clay, WBO Hafif Orta Sıklet Kemeri’ni Chris Kongo’ya karşı korumaya çalışacak.
S Sport Plus Hakkında
Saran Group bünyesinde yer alan S Sport Plus uygulaması, aralarında Premier Lig, NBA, F1, Bundesliga, UFC, Portekiz, Hollanda Ligi’nin de yer aldığı dünyanın önde gelen spor organizasyonlarını canlı yayın ve tekrar izle seçenekleriyle Internet üzerinden sporseverlerle buluşturuyor. Kullanıcılar izlemek istedikleri maç ya da yarış programını istedikleri yerde S Sport Plus’ın çoklu ekran teknolojisiyle izleyebiliyorlar.
Ayrıca “Tekrar İzle” özelliği sayesinde kaçırdıkları maçın tamamını, maç biter bitmez yeniden izleyebiliyorlar. “Önemli Anlar” özelliği ile kullanıcılar isterlerse maçın tamamının tekrarını ya da doğrudan maçların kritik anlarına gidip, kaçırdıkları maçın özetine ulaşabiliyorlar.
Farklı spor branşlarında her ay 300 saatin üzerinde canlı yayın gerçekleştiren S Sport Plus’ta, ”4’ü 1 Yerde” özelliğiyle 4 farklı canlı yayın, aynı ekran üzerinden kullanıcılar tarafından izlenebiliyor. Böylelikle hafta sonları aynı saatte yayınlanan maçları bir arada izleyebilmek kullanıcılara önemli bir konfor sağlıyor. S Sport Plus ile bir maçtan diğer maç yayına, istedikleri an istedikleri cihazda geçip, telefon, tablet, PC ya da TV cihazları üzerinden yayınları izleyebiliyorlar. S Sport Plus’ın görüntü kalitesi üyelerin internet hızına göre anlık olarak optimize olarak kesintisiz izleme zevki sağlıyor.
Covid-19 salgını nedeniyle spor müsabakalarına verilen arada, S Sport Plus, üyelerinin artan içerik taleplerine, platforma dahil ettiği aksiyondan, maceraya, komediden bilim kurguya, gişe rekortmeni, bol ödüllü filmlerle yanıt veriyor. S Sport Plus böylelikle kullanıcılara spor keyfinin yanında film keyfini de sunmuş oluyor.
Google Chromecast’in yanı sıra, Apple TV ve Android TV üzerinden de kullanıcılarına erişim imkanı sağlayan S Sport Plus önümüzdeki aylarda farklı Smart TV çözümleriyle daha geniş bir kullanıcı kitlesine yayınlarını geniş ekranda izleme fırsatı sunacak.
Extreme sporlardan yelkene, rodeodan su sporlarına kadar pek çok alternatif branş ve spor belgesellerini üyelerine sunan S Sport Plus tüm sporseverleri sporun zenginliğini yaşamaya davet ediyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İstanbul’un dört bir yanında sanat festivali var!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB)’nin yaz boyunca şehrin dört bir yanında düzenlediği “Sokakta Sanat Var” etkinlikleri bu hafta sonu da hız kesmeden devam ediyor.
Hem çocukları hem yetişkinleri sanatla buluşturmayı ve İstanbul’un tüm meydanlarına, köylerine ve mahallelerine kültür sanatı yaymayı hedefleyen İBB’nin etkinlikleri bu hafta sonu Gülhane Parkı, Maçka Habitat Parkı, Beykoz Çayırı, Şile Maşatlık Parkı, Küçük Çamlıca Korusu, Kemerburgaz Ormanı ve Şişli Maçka Parkı’nda düzenlenecek. Etkinliklerde konserler, çocuk ve yetişkin tiyatrolarının yanı sıra çocuklar için atölye çalışmaları ve eğlendirici etkinlikler yer alıyor.
Çocuklara yönelik pek çok gösteri ve etkinlik ile yollara çıkan gezici sahne “Sahnebüs”de 17 Ağustos Pazartesi günü Arnavutköy/Boyalık Köyü ve 18 Ağustos Salı günü Arnavutköy/Hadımköy 3.Etap Konutları’nda çocuklarla buluşacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ağustos ayı boyunca İstanbulluları kültür sanat etkinlikleri ile buluşturmayı sürdürecek.
İBB’nin hafta sonu etkinlik programı;
14 AĞUSTOS CUMA
BEYKOZ ÇAYIRI
DAMLA PEHLEVAN KONSERİ SAAT:19.00/20.00
KOLİVA KONSERİ SAAT:20.30/22.00
15 AĞUSTOS CUMARTESİ
ŞİLE MAŞATLIK PARKI
KARLAR KRALİÇESİ ÇOCUK MÜZİKALİSAAT:17:30 – 18:30
MURAT SEÇKİN KONSERİSAAT: 19:00 – 20:30
KADIN TİYATRO OYUNUSAAT:20:30 – 21:30
KEMERBURGAZ ORMANI
KÜÇÜK KARA BALIK ÇOCUK OYUNU SAAT:17:00 – 18:00
BUBBLE SHOW GİRL GÖSTERİSİ SAAT:18:00 – 19:00
CÜNEYT ŞENTÜRK KONSERİ SAAT:19:00 – 20:30
GÜLHANE PARKI
HOŞNEVA KONSERİ SAAT:15.00/16.00
PINAR BARUT KONSERİ SAAT: 16.30/18.00
BEYKOZ ÇAYIRI
ÇOCUK ŞENLİĞİ (Resim Atölyesi, Sokak Oyunları ve Yarışmalar,Bubble Show & Balon Show ve Kostüm Karakter gösterisis) SAAT: 18.30/20.00
EZGİ EYÜBOĞLU KONSERİSAAT: 20.30/22.00
BÜYÜKADA YAZ KONSERLERİ
SEDA YİYİN KONSERİ SAAT: 21.30
16 AĞUSTOS PAZAR
K.ÇAMLICA KORUSU
MASAL MASAL İÇİNDE ÇOCUK OYUNU SAAT: 17:30 – 18:30
CANAN ÇAL KONSERİ SAAT: 19:00 – 20:30
BEN VE ÖTEKİ OYUNU SAAT:20:30 – 21:30
ŞİŞLİ MAÇKA PARKI
PROF. MERAKLI VE HAVA OLAYLARI ÇOCUK OYUNU SAAT:16:30 – 17:30
SESSİZ ADAM VE SİNEK ÇOCUK OYUNU SAAT:17:30 – 18:30
MİNE MUCUR KONSERİ SAAT:19:00 – 20:30
DÖNÜŞÜMOYUNU SAAT: 20:30 – 21:30
GÜLHANE PARKI
HANIMELİ GRUBU KONSERİ SAAT: 15.00-16.00
MEHTAP DEMİR KONSERİ SAAT: 16.30-18.00
KEMERBURGAZ KENT ORMANI
ÇER ÇÖP DERLER BİZEORTA DİREK ÇOCUK OYUNUSAAT: 17.30 – 18.30
KARMA PROJECT KONSERİ SAAT: 19.00 -20.00
GÜLİZ AYLA KONSERİ SAAT:20.30 – 22.00
BEYKOZ ÇAYIRI KONSERLERİ
SUFLE KONSERİ SAAT: 19.00-20.00
YILMAZ MENGÜŞ KONSERİ SAAT:20.30-22.00
SAHNEBÜS
17 Ağustos Pazartesi
Arnavutköy/Boyalık Köyü
18 Ağustos Salı
Arnavutköy/Hadımköy 3.Etap Konutları
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

O Sanatçı, O Tabloyu Çini ile Ölümsüzleştirerek Sürpriz Yaptı

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ÇİNİ SANATÇISI ŞEHNAZ BAYKAL TÜRK TARİHİNE DAMGASINI VURAN BÜYÜK LİDERİN ANISINA SAHİP ÇIKTI
  BHA/Bursa:Nedret HOTUN
Fatih Sultan Mehmet Han’ın 6.5 milyonluk resmi müzeye asılmadan Kültür ve Turizm Bakanlığı devlet sanatçımız Hatice Şehnaz Baykal tarafından sanatseverler için ilk çinisi yapıldı.
T.C Kültür Bakanlığı çini sanatçısı Şehnaz Baykal, ressam Gentile Bellini’nin Fatih Sultan Mehmet Han ve Cem Sultan tablosunu çiniye işleyerek ölümsüzleştirmiş oldu. Tablo geleceğin antikaları arasında şimdiden yerini aldı.
Geçtiğimiz günlerde İBB Londra’da düzenlenen müzayedede National Gallery’de daimi sergilenen sanat eserleri arasında yer alan ‘Fatih Sultan Mehmet Han’ın orijinal portresini 6,5 milyona satın almıştı.
Böylece Fatih Sultan Mehmet Han’ın kendi döneminde yapılıp günümüze gelebilmiş 3 orijinal portresinden biri evine dönmüş oldu.
Bursalı çini sanatçımız Şehnaz Baykal tualin çiniden farkına değinerek,
‘Fatih Sultan Mehmet Han, Cem Sultan’ın yeteneklerini kendine benzetiyor ve onu çok seviyordu. Ve onu tahtın gözde veliahtı olarak görüyordu. Eser 25 Kasımda 1480 tarihinde bitmiş, Fatih Sultan Mehmet Han 6 ay sonra hakka yürümüştür. Bu nedenle son olma özelliği taşımaktadır.
Kazılardan çıkan çiniler günümüze bozulmadan gelebilmektedir. Bu, eserlerin binlerce yıl sonra geleceğe taşınabileceğini göstermektedir. Esere sahip olacak kişi gelecek nesiller için önemli bir yatırım yapmış olacaktır. Yatırımın yanı sıra bulunduğu yere zenginlik ve değer katacaktır. 1200 yıllık tarihi olan çini geleceğin antikasıdır. Kırılmadığı sürece değeri yüzyıllarca katlanarak artmaktadır’ ifadelerini kullandı.
 
Biyografisi;
Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi çıkışlı, Ankara Güzel Sanatlar Moda Tasarımı ve Stilistlik Bölümü mezunu, çini tasarımcısı kültür elçimizdir. Ahşap boyama ve minyatür sanatı eğitimini tamamladı.
Özel çini derslerini atölyesinde veren sanatçı sayısız kişisel ve karma sergilere imza atmıştır.
Bursa Kadın Girişimcileri Kalkındırma Derneği Başkanlığı da yapan Hatice Şehnaz Baykal , Hacettepe Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevliliği yaptı. ODTÜ, Hacettepe, Dumlupınar, Bursa Teknik Üniversitelerinde workshoplar ve konferanslar verdi.
Sanatçı çeşitli devlet büyüklerine de özel çalışmalar yapmış, eserleri St. Petersburg’da sergilenmeye layık görülmüştür.
1200 yıllık çini sanatını devam ettirerek gelecek nesillere taşımayı amaçlayan Baykal eski ile yeniyi yorumluyor.
Sanatçı eserlerinde bazen üç boyutlu motifler, kimi zaman kelebekler bazen de atları işliyor.
Sanatçının Sergileri;
‘Kor Ateşin Sır Gülleri’ Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi(2008)
‘Çiniler’ Ankara (TESK)Türk Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (2010)
‘Sentez’ Ankara (TESK)Türk Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (2012)
‘Ölümsüz Kelebekler’ Bursa Ördekli Kültür Merkezi (2013)
‘Fırçamdan Yansıyan Işık’ Eskişehir Tepebaşı Karikatür Sanat Evi (2013)
‘Boyut’ Bursa Irgandı Köprü Sanat Merkezi (2014)
Bursa Acıbadem Karma Sergisi (2014)
Ankara Milli Kütüphane Karma Sergisi (2015)
‘Bahara Merhaba’ Hacettepe Ünv. öğrencileri ile Karma Sergi(2017)
‘Mor Gündem’ Dünya Kadınlar Günü ile ilgili Karma Sergi (2017)
‘Hamdım, Piştim, Yandım’ Kore Büyükelçiliği Kültür Merkezi (2018)
‘Gökkuşağı’ Ankara Amerikan Büyükelçiliği (2019)
‘Ruhi Revan’ Bursa Tayyare Kültür Merkezi karma Sergi (2019)
‘Hiç’ Bursa ParkOra AVM (2019)
Kendi atölyesinde sanatseverlere destek vermeye devam eden sanatçımıza Hatice Şehnaz Baykal Sanat Atölyesi( instagram) ve [email protected] adreslerinden ulaşabilirsiniz.