Niziplioğlu’nun İstanbul turizmini geliştirmek için önerileri şunlar: 1- Balat’taki tarihi eser sayısı İtalya’daki Floransa’dan daha fazla. Buralar turizm bölgesi ilan edilerek tarihi dokuyu koruyup iyileştirmek için daha çok çaba sarf etmeliyiz. 2- Bir çağın kapanıp bir çağın açılmasına vesile olan Tarihi Yarımada Surları’ nı onarmalıyız. O günkü yaşantıyı yaşatacak şekilde kafeler, restoranlar, barlar yapılarak eşsiz manzarada tarihin tadını yaşattırmalıyız. 3- Osmanlı kültürünü ve tarihini daha çok tanıtmalıyız. Avrupa ülkeleri geçmiş krallıklarını ön palana çıkarıyorken şu an 45 ülkenin ortak kültürü olan Osmanlıyı daha fazla ön plana çıkarmalıyız. 4- Tarihi Yarımada ne yazık ki çok ağır şekilde tahrip edilmiş durumda. Özellikle Vatan, Millet caddelerinin yapılmasıyla 182 tarihi bina yıkılmış ve bölgenin tarihi yapısı tamamen değişmiştir. En azından bu iki caddede süliet çalışması ve çevre düzenlemesi yapılmalı. 3 imparatorluğa başkentlik yapmış bu bölge hak ettiği yere getirilmelidir. Paris’ teki Şanzelize Bulvarı gibi olmalı. 5- Aksaray Kavşağı yer altına alınmalı, üstü meydan olmalı. Antik dönemden heykel yerleştirilebilir ve Roma Dönemi’ nden aslına uygun Zafer Kapısı yapılabilir. 6- Başta hipodromun bir kısmı olmak üzere yer altında kalmış eşsiz tarihi eserler açığa çıkarılmalı. Bunun için gerekirse istimlak edilmelidir. 7- İstanbul’un bu tarihi bölgelerindeki yoğunluk imar transferi yöntemiyle düşürülmeli, bölge yeniden tarihi dokusuna kavuşturulmalı. 8- İstanbul’da yerinden sökülüp götürülmüş veya kaybolmuş, tahrip edilmiş birçok heykel ve anıt var. Bunların aslına göre yeniden yapılıp yerlerine konması şehre çok fazla değer katacaktır. 9- İstanbul’ daki müzeler yetersiz. Başta İslam dünyasının kutsal emanetleri olmak üzere ilk Hristiyanlığın, Bizans, Osmanlı ve bunun gibi birçok medeniyetin ve inanç eserleri yeterince sergilenemediğini düşünüyoruz. Paris ’teki Louvre müzesi gibi içinde saatlerce gezilebilecek bir müze yapışmalı. Şu anda depolarda duran eserlerin ülkemize hiçbir katkısının olmadığını unutmamak gerekir. Bu müze için Zeytinburnu-Fatih Sahili uygun olacaktır. 10- Roma’daki Katolik dünyasının ruhani merkezi Vatikan’ın, İtalya’ya ne kadar inanç turisti çektiğini hepimiz biliyoruz. Ortodoksların ruhani merkezi Fener Rum Patrikhanesi neden bu kadar inanç misafiri çekmiyor araştırılmalı ve daha çok misafir çekebilmesi için çalışmalı. Bu merkezin bize atalarımızdan miras kaldığı unutulmalıdır. 11- İstanbul Boğazı ve Haliç daha iyi kullanılmalı. Gezi tekneleri belli bir tarzda standart getirilmeli, donanımı, konforu, güvenliği denetilmeli. Bu güzelliği daha iyi sergilemeliyiz. Ayrıca boğazın daha çok tadını çıkarabilmek için daha çok kafe restoran yapılmalıdır. 12- Dünyanın birçok turistik kentinde dönme dolap ve teleferik o şehre neşe katıyor. İstanbul’un bir bölgesine de bunlar düşünmelidir. 13- Ülkemiz doğu ve batı arasında bir köprü görevi yapıyor. Bu iki kutup şu anda derin güven sorunu yaşarken bu iki kutbu birleştirmek ülkemize düşüyor. Avrupa, Asya ve Afrika’nın ihtiyaçları için büyük bir fuar ve kongre alanı yeri belirlenip yapılmalıdır. Sadece bu fikrin bile milyonlarca iş insanını çekme potansiyeli var. 14- İstanbul’un en büyük sorunlarında biri tanıtımının yetersiz oluşu. Bunun için bir bütçe belirlenip ülkemizin tanıtımı sağlanmalı. Birçok şehrin kentlerini tanıtmak için ünlü isimlere sponsor olduğu unutulmamalıdır. Ülkemize mal olmuş, çok fazla takipçisi olan ünlülerimizden İstanbul’u tanıtmak için destek isteyebiliriz. İSTANBUL – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: var
Genlerimde bir Ozan var!
Yapımcılığını ve Prodüktörlüğünü Soner Sarıkabadayı’nın üstlendiği Şebnem Özberk tarafından keşfedilen ve süpervizörlüğünü Selim Akar’ın üstlendiği aynı zamanda “Minnet Eylemem” türküsünün bestecisi olan Feyzullah Çınar’ın yeğeni olan Ozan Çınar’ın ilk single çalışması “Hain” Pdnd Müzik etiketi ile tüm dijital platformlarda yerini aldı.
Soner Sarıkabadayı Ozan Çınar için ;”Ozan’ı dinler dinlemez hem sesinden hem de anlatımından çok etkilendiğim için yapımcılığını üstlendim. Başarılarıyla gurur duymak için sabırsızlanıyorum.” dedi. “Hain” şarkısının sözleri ve müziği Ozan Çınar’a, düzenlemesi Matthew Brett’e ait. Mix&Mastering ise İlkay Şencan imzasını taşıyor.
Kayıtlarının Pdnd Müzik Stüdyosunda tamamlandığı ve Vokal Koçluğu Barbaros Behçet Taştan tarafından yapılan “Hain” şarkısını Ozan Çınar, “Biten bir aşktan sonra hislerime bir ayna tutmaya çalışarak, duygularımın ve yaşadığım süreçlerin kağıt kalemle vücut bulmuş hali.” olarak anlatıyor.
Yönetmenliği Onur Oğuz tarafından yapılan Ozan Çınar’ın Hain şarkısının klibi Pandemi öncesinde Kilyos’ta çekildi. Klipte hayatını temizleyen bir insana dönüş anlatıldı. Bu sebeple klipte aksesuar olarak Ozan Çınar’ın ellerinde eldiven kullanıldı. Ozan Çınar çağdaş pop müzik dünyasının en yeni ve yetenekli Ozan’ı olmaya aday. İmajını Mert Yemencioğlu’nun yaptığı Ozan Çınar, Fotoğrafları için Gökhan Polat objektifine poz verdi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
AHEF: Aile sağlığı çalışanı eksikliği var, doğruları söylemeye devam edeceğiz!
Aile hekimliğinin kronik sorunlarından biri olan aile sağlığı çalışan açığı gün geçtikçe artıyor. 2010 yılından bu güne aile hekimliğinden ayrılan aile sağlığı çalışanlarının yerine yenileri dahil edilemedi. Aile hekimliğinde bir hemşire ya da ebenin aile sağlığı çalışanı olması için; devlet hastanelerinden aile hekimliğine geçişte getirilen katı kuralların azaltılması (muvafakatname) veya dışarıdan alınacak hemşireler için ise maliyenin verdiği bütçeyi halk sağlığı genel müdürlüğünün yerinde kullanması gerekmektedir. Ancak bu sistem 10 yıldır uygulanmadığı için aile hekimliğinden ayrılan her hemşire ebenin yerine yeni bir aile sağlığı çalışanı geçmesini zorlaştırdı.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) 2. Başkanı Dr. Yusuf Eryazğan, şu an Türkiye genelinde her 10 aile hekiminden ikisinin aile sağlığı çalışanı bulunmadığına dikkat çekerek kimi birimlerde 18 ay gibi uzun dönemlerde hemşiresiz çalışan aile hekimleri olduğuna dikkat çekti. “Bu durum ülkemizde 16 milyon vatandaşın bağlı olduğu aile hekimliği sisteminde aile sağlığı çalışanı olmadığını ve hizmet alımında büyük sorunlar yaşandığını gösteriyor. AHEF olarak yıllarca bu konuyu raporlarımızda, toplantılarda belirttik. Her kurum görüşmesinde bunu dile getirdik. Ben Şanlıurfa da aile hekimiyim. İlimde bu sorun çok büyük sıkıntı” dedi.
Dr. Eryazğan, Yunanistan’ın doğum oranı kadar doğum gerçekleşen, bebek ve çocuk nüfusunun yoğunlukta olduğu Şanlıurfa’da 1 ay önce Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü’nün dış alım kadrosundan 9 kadro için ilana çıktığını il müdürlüğünün resmi sitesinden yayınladığını belirtti. “Oysaki ilimizde aile sağlığı çalışanı olmayan aile hekimliği birim sayısı 101… Doğruları Tweeter’dan “100 aile hekiminin aile sağlığı çalışanı yok” diye duyurunca yani İl Sağlık Müdürlüğü’nün yayınladığı listeyi aynen ifade edince “Toplumu yanlış bilgilendirmek, toplumda kargaşaya neden olmak, vatandaşın devlet kurumlarına olan güven duygusunu zedelemekten “Şanlıurfa valiliği onayı Şanlıurfa il sağlık müdürlüğü isteği ile hakkımda soruşturma açıldı. Sayın Bakanlık yetkilileri Sayın il valiliği ve il müdürlüğü 100 hemşirenin açığını bir kenara bırakıp benim doğruları söylemem üzerine susturmak olayı örtbas için soruşturma açacağına 10 yıldır artarak devam eden, kronikleşen ve gerçekten vatandaşın hizmet almasını zorlaştıran, vatandaşın güven duygusunu zedeleyen bu konun çözümüne kafa yormaları gerekmektedir.”
“AHEF olarak bu tür susturma ve bastırma çabalarına boyun eğmeyeceğiz doğruları her platformda söylemeye devam edeceğiz. Ülkemizde aile sağlığı çalışanı açığı sürekli artıyor. Bu durum sistemi kilitleme noktasına varmak üzere, onlarca yıl bu konuda sunduğumuz raporların çözümlerin dikkat alınması gerekir.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Dünyanın En Uzun Tünelinde Türk İmzası Var!
Hindistan’ı Çin’e bağlayan, dünyanın 3 bin metre ve üzeri irtifalardaki en uzun tünel olma özelliğini de elinde bulunduran en uzun tünelinde Türk teknolojisi var. Savronik Şirketler Grubu’nun Hindistan’daki kolu olan Savronik India, dünyanın en uzun karayolu tüneli olan Atal Tüneli’nin tasarımını, yazılımını ve elektromekanik sistemlerini yaptı.
Himalaya Dağlarını aşıp Hindistan’ı Çin’e bağlayan, Rohtang bölgesindeki 9 kilometre uzunluğundaki tünelin elektronik sistemlerinin beyin takımı Türkiye’den. Türk teknoloji firması Savronik Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Hindistan’ın can damarında yer alan dünyanın en uzun karayolu tünelinin elektromekanik sistemlerini, yazılımlarını yaptı ve teknolojik altyapısını tamamladı. Tasarımlar Türkiye Savronik Elektronik Yönetim Merkezinde hazırlanarak gönderildi, uygulama Savronik System İndia tarafından yapıldı.
Hindistan yazılımıyla, elektronik cihazlarıyla, Uzak Doğu’nun Çin’den sonraki en ileri ülkesi. Ancak bu kez bir Türk firması Hindistan’ın en önemli tünel inşaatına imzasını attı. Hindistan’da büyük bir teknolojik katkı gerçekleştirdi. Dünyanın en uzun karayolu tüneli, Türk teknolojisi ile çalışıyor.
500 PERSONEL İLE 24 AYDA BİTİRİLDİ
Hindistan’in Himachal-Pradesh eyaleti sınırları içerisindeki Rohtang Geçidi’nde yer alan 9 km’lik Atal Tüneli, Hindistan Başbakanı Sayın Narendra Modi tarafından ulaşıma açıldı. 3 bin metre yükseklikte Himalaya dağları yamaçlarında yer alan tek tüp, çift şerit bu tünel, yılın 6 ayı boyunca geçit vermeyen 50 km’lik Rohtang geçişini mümkün kılıp mesafeyi 9 km’ye, süreyi ise asgariye indirdi. Ana tünelin ve kaçış tünelinin tüm Elektro-Mekanik İşleri tasarım da dâhil olmak üzere Savronik Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından gerçekleştirildi. Aydınlatma, havalandırma, yangın algılama ve söndürme, tünel izleme (kamera), hava durumu algılama, değişken tünel trafik işaretleri ve enerji sistemlerinin mevcut olduğu tüneller kesintisiz olarak Savronik tasarımı ve üretimi Merkezi Kontrol Sistemi tarafından yönetiliyor. Sözleşmesi Haziran 2018’de imzalanan tünel, inşaat çalışmaları altında olmasına karşın 500 personel ile 24 ay gibi çok kısa bir sürede tamamlandı. Projede yerel katkıya ve iş gücüne önem verildi ve yüzde 80’in üzerinde yerel katkı ve yüzde 95’in üzerinde yerel iş gücü oranına ulaşıldı. Tünel, dünyada 3 bin metre ve üzeri irtifalardaki en uzun tünel olma özelliğini de elinde bulunduruyor.
DÜNYANIN EN TECRÜBELİ FİRMALARINDAN BİRİSİYİZ
2009 yılında Savronik India’yı kurarak Hindistan’da pek çok projede Türk mühendislerinin katkısı olmasını sağlayan Savronik Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddık Yarman, Atal Tünel projesi ile ilgili şunları söyledi: “Hindistan’daki bir konferansın açılış konuşmasını yapmak için Savronik Şirketler Grubu’ndan Yönetim Kurulu Başkanı olarak ben, Yönetim Kurulu Üyeleri Teoman Süer, Dr. Faruk Yarman ve Kurucu Ortak Mustafa Kula ile gittiğimizde, Hindistan Bayındırlık Bakanı ve Karayolları Genel Müdürü ile konuştuktan sonra Savronik India’yı açmaya karar verdik. 2009’dan beri yani 11 yıldır zaten Hindistan’dayız. Türk teknoloji firmasının Hindistan’ın çok önem vermiş olduğu bir bölgesinde, 3 bin metre irtifa üzerinde dünyanın en uzun karayolu tünelinin ileri teknoloji altyapısını tasarlayıp kurması olay oldu. Tünelin tüm sistem tasarımını, sistem entegrasyonunu, elektromekaniğini ve kontrol merkezini yaptık. Biz bu konularda dünyadaki en tecrübeli firmalardan bir tanesiyiz. Savronik Elektronik tasarımlarını Türkiye’de yaptı. Orada Savronik System India lokal firmasıyla çalıştı. Türkiye’den 20 kişilik bir beyin takımımız var, idari kadromuz var. Kullanacağımız insan gücünü, mühendis gücünü Hindistan’dan sağlıyoruz. Biz orada hem Bayındırlık Bakanlığı’na, hem de Karayolları Genel Müdürlüğü’ne vermiş olduğumuz sözümüzü tuttuk. Hindistan’a bilim, teknoloji ve mühendislik açısından çok ciddi katkılar vermiş olduk. Gururlu ve mutluyuz.”
Dünyaca ünlü Türkiye’nin öncü müteahhitlik grubu “STFA” nın yan kuruluşu olan Savronik’in kökleri ve operasyonları yurt içinde ve dünya çapında birçok ülkede bulunmaktadır. 1986 yılında kurulan Savronik, daha sonra demiryolu ve karayolu sistemleri için teknoloji teklifleri ve entegre anahtar teslimi çözümlerle Ulaşım alanındaki operasyonlarını genişletmiş ve bu sektördeki en büyük Türk özel şirketi haline gelmiştir. Savronik, sadece yüzlerce kilometre tünel otomasyonunu değil, aynı zamanda dünya çapında demiryolu sinyalizasyonunu da tamamlamıştır; yerel ortaklarla paylaşılan nitelikli ürünler ve teknolojiyle operasyonları desteklemek ve yerel potansiyele yatırım yapmak. Yerel bir “teknoloji ve hizmet sağlayıcı” olma fırsatının kendini gösterdiği ülkelerde Savronik, müşteriler ve yerel şirketlerle daha yakın çalışmak için yerel iştirakler kurmuştur. Atal Tüneli, “Savronik Elektronik” tarafından Hindistan’da tamamlanan ilk proje olmasına rağmen, yerel şirket “Savronik Sistem India Pvt. Ltd. ”, 2011’de kuruldu; T-80 Pir-Panjal Demiryolu Tüneli (Banihal-Hindistan) [en uzun demiryolu tüneli], Chenani-Nashri Tüneli (J ve K-Hindistan) [en uzun karayolu tüneli], T-9 Demiryolu Tüneli (Assam-Hindistan) bunlardan birkaçıdır. Savronik, Hindistan’da sadece Ulaşım alanında değil, aynı zamanda tasarım, geliştirme, üretim ve üretim dahil olmak üzere diğer ilgi alanlarında çalışmak ve yatırım yapmak için potansiyel alanlar aramaktadır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
OPPO’da Herkese Göre Bir Yılbaşı Hediyesi Var…
Yeni nesil akıllı telefon modelleriyle Türkiye pazarında büyümeye devam eden OPPO, bu yeni yılda da sevdikleriniz için birbirinden güzel hediye alternatifleri sunuyor. 2021 yılına girerken, OPPO’da hem aileniz hem de aileniz için aradığınız hediyeyi mutlaka bulacaksınız…
OPPO Reno4 Lite
Kısa bir süre önce Reno4 Serisi’nin tanıtımını gerçekleştiren OPPO, seride yer alan Reno4 Lite modeliyle mobil deneyimde çıtayı daha üst seviyeye yükseltti. Reno4 Lite’ın endüstri lideri tasarımı, tümü ultra ince bir gövdeye uyan optimize edilmiş bir ana kart, pil ve diğer bileşenleri kullanıyor. OPPO tasarımcıları, akıllı telefonun elde kolaylıkla kavranabilmesi için yuvarlatılmış kenarların üstündeki ışığı kıran ve ince bir yan görünümü dengeleyen, endüstrideki ilk 220 derece yuvarlatılmış kenar tasarım tekniğini uyguladı. Yalnızca 7,48 mm kalınlığında ve 164 gram ağırlığındaki Reno4, cebinize kolayca sığacak incelikte olmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor.
Mobil fotoğrafçılığı yeniden yorumlayan Reno4 Lite, ana kamerası 48MP çözünürlüğünde olan 4lü kamera ile birlikte geliyor. Akıllı telefonun ön kısmında bulunan, biri 16MP diğeri 2MP çözünürlüğe sahip çift kamera da yine bir ilk olarak karşımıza çıkıyor.
‘Hepsi Bir Arada’ Eğlence Özellikleriyle Fark Yaratan OPPO A73
Eksiksiz bir eğlence deneyimi sunmak için tasarlanan OPPO A73, trend belirleyen tasarımıyla fark yaratıyor. Gövdeye entegre deri görünümlü arka kapak, hissettirdiği lüks duygusuyla kullanıcılara zarif bir şekilde öne çıkma fırsatı sunuyor. OPPO A73’ü tercih eden kullanıcılar ‘Eğlencenin Yenisi’ ile tanışma fırsatı yakalıyor.
OPPO A73, kullanıcıların yanında taşımaktan heyecan duyacağı, hafif ve modern bir akıllı telefon olarak tasarlandı. Gövdeye entegre deri görünümlü arka kapak, hissettirdiği lüks duygusuyla kullanıcılara zarif bir şekilde öne çıkma fırsatı sunuyor. Akıllı telefon, telefonu daha dikkat çekici hale getiren lazerle işlenmiş OPPO monogramına sahip gümüş seçeneği ile dikkatleri üzerine çekiyor. Lüks hissini artıran bir diğer unsur ise arkadaki dört kameranın mükemmel dengelenmiş 2×2 dizilimli yerleşimi. Tasarım, uzmanlık ve stilin birleşimi ince bir telefonda hayat buluyor. Bu lüks ayrıntılar OPPO A73’ü seçkin kullanıcılar için mükemmel bir telefon haline getiriyor.
Bileğinizdeki Ustalık Eseri OPPO Watch Akıllı Saat
Üst düzey bir deneyim yaşatmak için üretilen OPPO Watch’un 41mm ve 46mm olmak üzere iki farklı boyu bulunuyor. Kablosuz bağlantı özellikli her iki boy da manganez ve silikon katkılı 6.000 seri alüminyum alaşımlı çerçeveye sahip.
Dünyanın ilk kavisli ekrana sahip akıllı saati olmasıyla dikkat çeken OPPO Watch 46mm, Siyah ve Parlak Altın renk seçenekleriyle birlikte geliyor. 41mm OPPO Watch ise Siyah, Pembe Altın ve Gümüş renklerde sunuluyor.
OPPO Watch’da her biri sesli koçluk desteğine sahip, fitness koşusu, yağ yakma koşusu, açık havada yürüyüş, açık havada bisiklete binme ve yüzme olmak üzere beş egzersiz modu bulunuyor. Fiziksel verilerinizi doğru bir şekilde izleyen akıllı saatte, 5 dakikalık egzersiz videoları da boş zamanlarınızı değerlendirmenizde size yardımcı oluyor. Dolayısıyla en yoğun zamanınızda bile saatinize yapacağınız birkaç dokunuşla formda kalabiliyorsunuz. Her zaman açık olan nabız izleme özelliği de hem egzersiz yaparken hem de dinlenirken sağlığınızı takip ediyor. İleri düzey uyku izleme özelliği de her gece uyku durumunuzla ilgili kayıt tutuyor. Kapalı ortamda kürek çekme ve kitesurfing gibi egzersizler de dahil olmak üzere, 100’ün üzerinde farklı spor seçeneğinin bulunduğu Google Fit de bu tabloya eklendiğinde OPPO Watch ideal bir fitness partnerine dönüşüyor.
OPPO’nun Rüzgara Meydan Okuyan Kulaklığı Enco W51
OPPO’nun rüzgarlı havalarda bile olağanüstü bir ses performansı sunan, aktif gürültü engelleme özelliğine sahip ilk kablosuz kulaklık modeli Enco W51, profesyonel ses kalitesi, düşük gecikme oranı ve kablosuz şarj edebilme özellikleriyle mükemmel bir deneyim yaşatıyor.
Enco W51’in gürültü azaltma frekans genişliği, üst düzey ikili aktif gürültü engelleme destekli ve çift çekirdekli dijital gürültü engelleme çipi ile 2,5 kHz düzeyine çıkıyor. Sadece geniş bir yelpazede gürültüyle baş etmekle kalmayan Enco W51, aynı zamanda sektörde bir ilke imza atarak maksimum 35 desibel gürültü azaltma derinliğine ulaşıyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
İlber Ortaylı ile “Bi’ Sorum Var!” Youtube programı başlıyor!
Prof. Dr. İlber Ortaylı, Tuhaf’ın Youtube kanalının ilk yapımı olan “Bi’ Sorum Var!” programının yüzü oldu. Ünlü tarihçi “Bi’ Sorum Var!” için çocuklarla bir araya gelecek ve çocukların en çok merak ettiği sorulara birlikte cevap arayacaklar.
Nurhak Kaya imzası taşıyan ve çekimleri Zorlu PSM ev sahipliğinde sevilen caz kulübü touché’de mesafe kuralları gözetilerek gerçekleştirilen programın ilk bölümü bu akşam (9 Kasım) youtube.com/tuhaf adresinden yayınlanacak.
Ortaylı, yeni projesini kişisel Instagram hesabından şu sözlerle duyurdu: “Bu ülkenin çocuklarına güveniyorum ve onlarla bir yolculuğa çıkıyoruz… Çocuklar hayatlarındaki en çok merak ettikleri soruları soracak, cevaplarını hep birlikte arayacağız.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Binzet: ‘Bu memlekette son 4 belediye başkanının kaç tane eseri var?’
CHP İl Başkanı Burak Binzet salgın dönemi ve 6. teşvik uygulaması ile Adıyaman’da yapılması gerekenler hakkında önerilerini anlattı. Kentin cazibe merkezi olması gerektiğini vurgulayan Başkan Binzet, “Asfalt yol yaptım hikayeleri yeni yatırımcıyı cezp etmez. Buradaki sosyal ve ekonomik yaşamı rahatlatacak yeni cazibe merkezleri oluşturmak zorundasınız” dedi.
Adıyaman’a pozitif ayrımcılık uygulanmasını isteye Cumhuriyet Halk Partisi Adıyaman İl Başkanı Mehmet Sırrı Burak Binzet yaptığı yazılı açıklamada, “Virüsün ciddi etkilerinden kaynaklanan ekonomik daralmanın vatandaş üzerindeki etkisi hafifletilmek isteniyorsa eğer, 6. bölgenin yanında Adıyaman’a bir pozitif ayrımcılık yapılarak hali hazırdaki yatırımcıları ve küçük esnafı içerisine dahil edildiği, tıpkı 31 Aralık 2012’de sona eren 5084 sayılı kanunda olduğu gibi ciddi bir teşvik kaleminin uygulanması şarttır. Aksi takdirde zaten pandemi dolaysıyla zor bir süreçten geçen yatırımcılarımız bırakın yeni yatırım yapmayı hali hazırdaki iş yerlerini bile kapatmak zorunda kalabilirler. Bu bakımdan en az on yıl süre ile ciddi bir ekonomik paketin içerisine söz konusu indirimli SGK teşvikinin tekrardan gündeme alınması, mevcut yatırımcılarda kaybetmemek adına ciddi bir ekonomik canlanma sağlayacaktır” dedi.
TARIM VE HAYVANCILIK İVEDİLİKLE TEŞVİK KAPSAMINA DAHİL EDİLMELİ
Aksi takdirde yeni yatırımlara teşvik vermenin mevcut yatırımcılar için ciddi de bir haksız rekabetin önünü açacağını vurgulayan Başkan Binzet, bunun mevcut yatırımcıyı güç duruma sokabilecek alanlar yaratabileceğine işaret ederek, şunları söyledi:
“Toplumun bütün kesimlerini içerisine alan bir teşvik kanunu birkaç yeni yatırımdan ziyade daha çok bir kesimi kapsayacağında istihdam artacak ve ödeme kolaylığı sağlandığı için sigortasız işçi çalıştırılmamış olacaktır. Özellikle tarım ve hayvancılığın da desteklendiği kalemler ivedilikle teşvik kapsamına dahil edilmelidir.”
YOL HİKAYELERİ YENİ YATIRIMCIYI CEZBETMEZ
Bir dönem Adıyaman’ın tekstilde belirleyici konumda olduğunu anımsatan Başkan Binzet, “Bir dönem tekstilde piyasayı belirleyen bir il konumundayken şu anda ancak birkaç fason üretim yapan firmanın dışında ciddi bir marka yoktur ilimizde. Yerelde ise özellikle belediye başkanımıza ve ekibine çok iş düşüyor. Bize ‘6. bölge sadece sanayicileri ilgilendiriyor’ denilemez. Aslında öyle değil zira bu memlekete yeni yatırımcı çekmek istiyorsanız eğer memleketin yaşam kalitesini arttırmak zorundasınız. Öyle zifti döküp, üzerine çakıl döşemekle asfalt yol yaptım hikayeleri yeni yatırımcıyı cezp etmez. Buradaki sosyal ve ekonomik yaşamı rahatlatacak yeni cazibe merkezleri oluşturmak zorundasınız. Tabiri caiz ise marka kent yapacaksınız. Öyle gelen para sadece personel maaşlarına yetiyor demekle marka kent oluşturmanız yeni projeler üretmeniz söz konusu olamaz. Zaten bu düşünceyi değiştirmezseniz eğer proje fikriniz bile sorgulanabilir” dedi.
İLİ SADECE BETON YIĞINLARIYLA DOLDURARAK GELİŞTİREMEZSİNİZ
Top yekûn bir çaba sarf etmediğimiz müddetçe Adıyaman’ı 6. bölgeden beklenen yatırımları çekmesi çok mümkün gözükmüyor. Adıyaman’da çıkarılan mermer blokları var ya işte tıpkı memleketimizde çıkan mermerin, tıpkı şu mermer TIR’ları saydığımız gibi ilin ekonomisine e küçük bir katkısı olmaz 6. Bölgenin. Hepimize çok iş düşüyor. Özellikle de bu ili yönetenlere çok iş düşüyor. 2012’de kaybettiğimiz o ivmeyi tekrar kazandırmak onlara düşüyor ilk önce. Bu ili sadece beton yığınlarıyla doldurarak geliştiremezsiniz. Bütün kamu kurumlarını ilin en önemli ve en çok trafik yoğunluğu olan bulvara sıralamak nasıl bir gelişmişlik göstergesi olabilir bilemiyorum.
BU MEMLEKETTE SON 4 BELEDİYE BAŞKANIN KAÇ TANE ESERİ VAR
Aynı teşviklerden yararlanan diğer illerle Adıyaman’ı kıyaslayan Başkan Binzet, “Bu memlekette son 4 belediye başkanın kaç tane eseri var bu kente. bilen varsa bir zahmet sıralasın biz de öğrenelim. Dört belediye başkanı birer dönemden 16 yıl eder. Bir 16 yıl daha kaybetme lüksü yok bu memleketin. Yeni belediye başkanımızın bir yılı doldu ve kalan yıllarında inşallah kayda değer birkaç eser bırakır da gider, arkasından dua ettirir umuyorum. Zira geçmişte belediye başkanlarımız bu memleketin çok vebalini aldılar, çevre illerimizle kıyas yapmak bile bizim için artık bir lüks. Şanlıurfa’yı mı desek, Diyarbakır’ı mı desek Allah aşkına bir bakalım aynı 6. bölge teşvikinden yararlanan diğer illerdeki gelişmişlik düzeyi ile bizim ki bir mi? Yatırımcı her saat olmasa bile sabah ineceği akşam tekrar döneceği saatte uçacağı bir havalimanı ister. Havaalanı var ama ateş bahası biletler, bu yetmezmiş gibi bir de günde bir tane zor uçak inene bir sisteme dahil edilmişiz. Acil işlerimiz için bile Şanlıurfa ya veya Gaziantep’e araçlarımızla gitmek zorunda kalıyoruz çoğu zaman” ifadelerini kullandı
ADIYAMAN – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Mehmet Turgut ve Doğa Rutkay “Benim Güzel Yarınlarım Var” projesi için bir araya geldi
Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı – Cerebral Palsy Türkiye (TSÇV) ve Allergan Aesthetics Türkiye iş birliğinde fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut’un desteğiyle 6 Ekim Dünya Cerebral Palsy Günü’nde “Benim Güzel Yarınlarım Var” projesi hayata geçirildi. Proje kapsamında açılan ve Sakıp Sabancı Müzesi’nin sanat danışmanlığını yaptığı dijital sergi ile CP’li çocukların hayatlarında erken müdahalenin önemine dikkat çekildi. Fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut’un Sakıp Sabancı Müzesi’nin desteğiyle gerçekleştirdiği çekimler sonrasında miniklerin fotoğraf karelerine yansıyan hikâyelerine Vakfın web sitesinden ulaşılabilecek. Cerebral Palsy’li çocuklar hayalleri için Mehmet Turgut’un objektifine poz verdi
Kiminin en büyük hayali aşçı, hakem, şarkıcı, tarihçi olmak, kiminin de doktor, ressam, prenses, sanatçı olmak. 6 Ekim Dünya Cerebral Palsy Günü’ndebir araya gelen 11 Cerebral Palsy’li çocuk hem geleceğe yönelik hayallerini anlattı, hem de hikâyeleriyle umut verdi.Proje kapsamında fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut 11 çocuğun hayallerini simgeleyen objelerle, hikâyelerini fotoğrafladı. Fotoğraf çekimlerine evsahipliği yapan Sakıp Sabancı Müzesi, dijital serginin sanat danışmalığını da yürüterek projeye destek verdi. Doğa Rutkay Kamal ve Mehmet Turgut serginin duyurusuna sosyal medyadan da destek vererek farkındalık çalışmalarına katkıda bulundu
Başarılı oyuncu Doğa Rutkay Kamal, Dünya Cerebral Palsy Günü’nde Instagram hesabından gerçekleştirdiği canlı yayınla “Benim Güzel Yarınlarım Var” sergisinin duyurusuna destek verdi. Doğa Rutkay’ın yayınına konuk olan Mehmet Turgut projeyle ilgili tecrübelerini anlatarak farkındalığın geniş kitlelere ulaştırılmasına katkı sağladı.
Çektiği fotoğraflarla serginin taşıyıcısı olan Mehmet Turgut; “Böyle anlamlı bir projede yer almak benim için çok kıymetli. Cerebral Palsy’li çocuklarımızla bir günü geçirmek onların gülüşlerini yakalamak, hayallerini fotoğraflamak çok değerli bir deneyimdi. Engellerimizi hissetmediğimiz çok güzel bir çekim geçirdik. Erken tanı ve rehabilitasyonla bu çocuklarımızı topluma kazandırabileceğimizi gösteren, önemli bir projeye imza attık” dedi.
Projenin duyurusunu ve etkinliği kendi sosyal medya hesabından yayınlayan başarılı oyuncu Doğa Rutkay; “Günümüzde pek çok çocuğun gerek maddi imkânsızlıklar gerek dışlanma nedeniyle hayata katılamadığını düşündükçe ne kadar önemli ve kıymetli bir işin içinde olduğumu düşünüyorum. Her şeyden önce bir anne olarak bu projeye kayıtsız kalamadım çünkü bir hayat bile değiştirmek, hayaline kavuşmasını sağlamak, çocuklarımızı topluma kazandırmak son derece önemli ve değerli. Güzellikler paylaştıkça çoğalır, daha çok sayıda çocuğumuza destek olabilmemiz için bu tür gönüllülük çalışmalarının daha da artmasını diliyorum” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Kavacık’ın artık türküsü de var
Karabağlar Belediyesi’nin, coğrafi işaret alan üzümünü ve doğal güzelliklerini dünyaya tanıtmak amacıyla özel projeler yürüttüğü Kavacık Köyü, artık türküsüyle de gündemde. Söz ve bestesi Türk Halk Müziği Sanatçısı Murat Sincer’e ait “Kavacık Türküsü” büyük beğeni topladı. Bu türküye, “Kavacık İçin Söyle” projesi kapsamında hazırlanan klip, sosyal medyada on binlerce kişi tarafından izlendi.
Karabağlar Belediyesi, köyün ünlü üzümünü ve sosyokültürel yaşamını geniş kitlelerle paylaşmak amacıyla harekete geçti. Bu kapsamda, belediyenin Türk Halk Müziği Korosu’nun şefliğini de yapan Sanatçı Murat Sincer’le ortak çalışma yürütüldü. Sincer, sözü ve bestesi kendisine ait “Kavacık Türküsü” adlı eseri hazırlayarak, belediyeye sundu.
Karabağlar Belediyesi ve Murat Sincer Türk Halk Müziği koroları sanatçılarının katılımıyla, bu türküye klip çekildi. “Kavacık İçin Söyle” adıyla hazırlanan klibin çekimleri 2 gün sürdü ve 44 sanatçı türküyü seslendirdi. Mekan olarak da Kavacık’ın ünlü üzümünün bağları, tarihi çınar ağacı, yörenin doğal ve kültürel zenginliklerini yansıtan sokakları seçildi. Sosyal medyada yayınlanan klip, 1 haftada yüz bini aşkın kişi tarafından izlendi.
SELVİTOPU’NA TEŞEKKÜR
Türkünün söz ve müziğine imza atan Sanatçı Murat Sincer, klip için 1.5 ay çalıştıklarını belirterek, “Eserimizin beğeni toplaması, bizleri de mutlu etti. Sanata ve sanatçıya sahip çıkan Karabağlar Belediye Başkanımız Sayın Muhittin Selvitopu’na, desteklerinden ötürü teşekkür ediyorum” dedi.
Başkan Selvitopu da sanatçıyı ve emeği geçen herkesi kutlayarak, “Karabağlar’ın değerlerine sahip çıkmak ve bunları geleceğe taşımak için çalışıyoruz. Bu türkü ve klip de, bu amaç doğrultusunda önemli bir eser oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Kavacık’ı ve üzümünü dünyaya tanıtmaya kararlıyız” diye konuştu.
TÜRKÜNÜN SÖZLERİ
İzmir içinde yükselir dağlar
Sevdalı yürekler baharı bekler
Köyümüzden akar dereler çaylar
Ne güzel oluyor toprakta bağlar
Bereketli olsun Kavacık’ta üzüm
Ne duruyorsun benim iki gözüm
Asırlık çınarda pınar başında
Gel birlik olalım bağbozumunda
Dağlar içinde saklanır köyler
Bağlarında canım bülbüller öter
Erkencenin hali umudu besler
Çatalkaya durmuş İzmir’i gözler
Bereketli olsun Kavacık’ta üzüm
Ne duruyorsun benim iki gözüm
Asırlık çınarda pınar başında
Gel birlik olalım bağbozumunda
Duvarda resimler gelir efeler
Pekmez kaynatıyor o hanım eller
Kimi bostan eker, madene gider
Güzeldir köyümüz havası yeter
Bereketli olsun Kavacık’ta üzüm
Ne duruyorsun benim iki gözüm
Asırlık çınarda pınar başında
Gel birlik olalım bağbozumunda
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
İstanbul’un dört bir yanında sanat festivali var!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB)’nin yaz boyunca şehrin dört bir yanında düzenlediği “Sokakta Sanat Var” etkinlikleri bu hafta sonu da hız kesmeden devam ediyor.
Hem çocukları hem yetişkinleri sanatla buluşturmayı ve İstanbul’un tüm meydanlarına, köylerine ve mahallelerine kültür sanatı yaymayı hedefleyen İBB’nin etkinlikleri bu hafta sonu Gülhane Parkı, Maçka Habitat Parkı, Beykoz Çayırı, Şile Maşatlık Parkı, Küçük Çamlıca Korusu, Kemerburgaz Ormanı ve Şişli Maçka Parkı’nda düzenlenecek. Etkinliklerde konserler, çocuk ve yetişkin tiyatrolarının yanı sıra çocuklar için atölye çalışmaları ve eğlendirici etkinlikler yer alıyor.
Çocuklara yönelik pek çok gösteri ve etkinlik ile yollara çıkan gezici sahne “Sahnebüs”de 17 Ağustos Pazartesi günü Arnavutköy/Boyalık Köyü ve 18 Ağustos Salı günü Arnavutköy/Hadımköy 3.Etap Konutları’nda çocuklarla buluşacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ağustos ayı boyunca İstanbulluları kültür sanat etkinlikleri ile buluşturmayı sürdürecek.
İBB’nin hafta sonu etkinlik programı;
14 AĞUSTOS CUMA
BEYKOZ ÇAYIRI
DAMLA PEHLEVAN KONSERİ SAAT:19.00/20.00
KOLİVA KONSERİ SAAT:20.30/22.00
15 AĞUSTOS CUMARTESİ
ŞİLE MAŞATLIK PARKI
KARLAR KRALİÇESİ ÇOCUK MÜZİKALİSAAT:17:30 – 18:30
MURAT SEÇKİN KONSERİSAAT: 19:00 – 20:30
KADIN TİYATRO OYUNUSAAT:20:30 – 21:30
KEMERBURGAZ ORMANI
KÜÇÜK KARA BALIK ÇOCUK OYUNU SAAT:17:00 – 18:00
BUBBLE SHOW GİRL GÖSTERİSİ SAAT:18:00 – 19:00
CÜNEYT ŞENTÜRK KONSERİ SAAT:19:00 – 20:30
GÜLHANE PARKI
HOŞNEVA KONSERİ SAAT:15.00/16.00
PINAR BARUT KONSERİ SAAT: 16.30/18.00
BEYKOZ ÇAYIRI
ÇOCUK ŞENLİĞİ (Resim Atölyesi, Sokak Oyunları ve Yarışmalar,Bubble Show & Balon Show ve Kostüm Karakter gösterisis) SAAT: 18.30/20.00
EZGİ EYÜBOĞLU KONSERİSAAT: 20.30/22.00
BÜYÜKADA YAZ KONSERLERİ
SEDA YİYİN KONSERİ SAAT: 21.30
16 AĞUSTOS PAZAR
K.ÇAMLICA KORUSU
MASAL MASAL İÇİNDE ÇOCUK OYUNU SAAT: 17:30 – 18:30
CANAN ÇAL KONSERİ SAAT: 19:00 – 20:30
BEN VE ÖTEKİ OYUNU SAAT:20:30 – 21:30
ŞİŞLİ MAÇKA PARKI
PROF. MERAKLI VE HAVA OLAYLARI ÇOCUK OYUNU SAAT:16:30 – 17:30
SESSİZ ADAM VE SİNEK ÇOCUK OYUNU SAAT:17:30 – 18:30
MİNE MUCUR KONSERİ SAAT:19:00 – 20:30
DÖNÜŞÜMOYUNU SAAT: 20:30 – 21:30
GÜLHANE PARKI
HANIMELİ GRUBU KONSERİ SAAT: 15.00-16.00
MEHTAP DEMİR KONSERİ SAAT: 16.30-18.00
KEMERBURGAZ KENT ORMANI
ÇER ÇÖP DERLER BİZEORTA DİREK ÇOCUK OYUNUSAAT: 17.30 – 18.30
KARMA PROJECT KONSERİ SAAT: 19.00 -20.00
GÜLİZ AYLA KONSERİ SAAT:20.30 – 22.00
BEYKOZ ÇAYIRI KONSERLERİ
SUFLE KONSERİ SAAT: 19.00-20.00
YILMAZ MENGÜŞ KONSERİ SAAT:20.30-22.00
SAHNEBÜS
17 Ağustos Pazartesi
Arnavutköy/Boyalık Köyü
18 Ağustos Salı
Arnavutköy/Hadımköy 3.Etap Konutları
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)