Karar iptal edilmeli, ‘Heybeliada Sanatoryumu Sağlık Kompleksi’ kurulmalı

Solunum Derneği TÜSAD ve Heybeliada Sanatoryumu’nun Eski Başhekimi birlikte bir açıklama yaparak, Diyanet’e devredilme kararının iptal edilmesini istedi. Heybeliada Sanatoryumu’nun kuruluşundan bu yana bir ekol olduğunu vurgulayan TÜSAD Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz ve Heybeliada Sanatoryumu Eski Başhekimi Prof. Dr. Attila Saygı, burada içinde bir Tüberküloz Enstitüsü, eğitim merkezi, sağlık müzesi, dinlenme tesisi ve adaya yetecek kapasitede bir hastaneden oluşan “Heybeliada Sanatoryumu Sağlık Kompleksi”  kurulmasını önerdi.
Heybeliada Sanatoryumu’nun ve çevresindeki 200 dönümlük arazinin bir kısmının Tarım ve Orman Bakanlığı’na bir kısmının ise “İslami Eğitim Merkezi” kurmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesi, solunum hekimlerini üzdü. Bünyesinde 4 bin 500’e yakın solunum ve akciğer hekimi barındıran Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği’nin (TÜSAD) Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz ve Heybeliada Sanatoryumu’nun Eski Başhekimi Prof. Dr. Attila Saygı ortak bir açıklama yapılarak bu kararın iptal edilmesini isterken, buraya Heybeliada Sanatoryumu Sağlık Kompleksi kurulmasının her açıdan çok daha faydalı sonuçları olacağını vurguladı.
BİR OKUL, BİR EKOLDÜ
Aynı zamanda TÜSAD üyesi olan Attila Saygı, Heybeliada Sanatoryumu Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nin 1924 yılında Atatürk’ün emriyle verem salgını ile savaşmak amacıyla İsviçre’deki bir sanatoryum örnek alınarak 16 yataklı bir hastane olarak kurulduğunu hatırlatttı ve şu bilgileri paylaştı: “Ek binalar, hemşire eğitim yeri ve lojmanı ve rehabilitasyon merkezi yapılarak genişletildi. Bu rehabilitasyon merkezinde hastanede tedavi görüp iyileşen hastalara marangozluk, saatçilik, ayakkabıcılık gibi meslekler öğretildi. Bu kişiler bugün adada iş ve mesken sahibi. Rehabilitasyon merkezi sonradan Sağlık Bakanlığı dinlenme tesisine dönüştürüldü. Türkiye’de verem savaşına ve göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi branşlarına önderlik eden bu eğitim ve hizmet kuruluşu bir okuldu, bir ekoldü. Bu merkezde yetişen birçok profesör, doçent ve uzman hekim halen ülkemizin değişik yörelerinde hizmet veriyor.”
TARİHE GÖMÜLDÜ
1999 depreminde hasar gören hastanenin, 2005 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından adaya ulaşım sorunları, hasta azlığı gibi nedenlerle kapatıldığını ve Süreyyapaşa Göğüs Kalp Damar Hastanesi EAH (Eğitim ve Araştırma Hastanesi) bünyesine tüm personel ve ekipmanı ile birlikte nakledildiğini belirten Saygı, sözlerine şöyle devam etti: “Kurum ismi ile birlikte tarihe gömüldü. O günden bu yana Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi’nin adadan taşınması ve sanatoryumun kapatılması Heybeliada’da önemli bir gelir ve prestij kaybına ve basına da sıklıkla yansıyan ciddi sağlık sorunlarına yol açtı. Heybeliada’da halen ciddi bir sağlık kuruluşu yok.”
TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRAS
Bu hatırlatmaların ardından bir de öneri sunan Yılmaz ve Saygı, şu acıklamayı yaptı: “Heybeliada Sanatoryumu arazisine deneysel araştırma ve çalışmaların yapılabileceği ve özel kanunla kurulacak bir Türk Tüberküloz Enstitüsü, tüm sağlıkçıların yararlanacağı bir dinlenme tesisi, sağlık eğitimlerinin yapılabileceği ve konferansların verilebileceği bir eğitim merkezi, bir sağlık müzesi ve adaya yetecek kapasitede bir hastane veya sağlık ünitesinden oluşan ‘Heybeliada Sanatoryumu Sağlık Kompleksi’kurulması bu tarihi ve kültürel mirasın ismini, yerini ve saygınlığını koruyacak ve ada halkına da ciddi katkı olacaktır. Hastane arazisi ve binalarının Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilmesi kararının yetkililerce yeniden değerlendirilmesi ve iptali uygun olacaktır görüşündeyiz.”
İSTANBUL – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Global Ports Holding sektöründe Turquality’e kabul edilen ilk şirket oldu

Dünyanın en büyük kruvaziyer liman işletmecisi ve Global Yatırım Holding iştiraki Global Ports Holding, Turquality Marka Destek Programı’na kabul edildi. Global Ports Holding, kendi sektöründe programa kabul edilen ilk şirket olurken, yeni projelere odaklandı.
Dünyanın en büyük kruvaziyer liman işletmecisi ve Global Yatırım Holding iştiraki Global Ports Holding, Türk ürünlerinin yurtdışında markalaşması, Türk malı imajının yerleştirilmesi ve Turquality’nin desteklenmesi amacıyla oluşturulan ‘Turquality Marka Destek Programı’na kabul edildi. Global Ports Holding kendi alanında programa kabul edilen ilk şirket oldu. Portföyünde 13 ülkede 21 liman bulunan Global Ports Holding, program ile birlikte yeni projelere odaklanacak.
Yolcu deneyimini anlamak için bugüne kadar birçok çalışma yapan Global Ports Holding, destek programı kapsamında müşteri deneyimini geliştirecek dijital bir proje yürütecek. Müşteri yönetimi konusunda Salesforce ile “bütünsel ilişki yönetimi” sistemine geçiş yapmaya karar veren Global Ports Holding, finans ve operasyonun entegre edildiği bir platform üzerinde de çalışmalarını sürdürüyor.
‘Turquality programı bizi daha da güçlendirecek’
Turquality Marka Destek Programı’nın, şirketin dünya liderliğini daha da pekiştireceğini vurgulayan Global Ports Holding CEO’su Emre Sayın, programa kabul edilmekten büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Program kapsamında yürütecekleri projelerin, uluslararası arenada kendilerini daha da güçlendireceğini kaydeden Sayın, “13 ülkede 19’u kruvaziyer 2’si ticari olmak üzere 21 limanımız ile Karayipler’den Singapur’a kadar uzanan bir ağa sahibiz. Dünyada sektörünün lideri olan tek Türk şirketi olarak bunu devam ettirmenin bu noktaya gelmekten daha zor olduğunun farkındayız ve kendimizi sürekli yeniliyoruz. Türkiye’ye döviz girdisi sağlamanın yanında bir sektörün standartlarını belirliyor ve bunu yaparken Türk firmalardan destek alıyoruz. Devletimizin tam da bu amaçla kurduğu Turquality programından alacağımız güç ile yürüttüğümüz projeler bizi daha da güçlendirecek” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Temmuzda ihracat değer olarak yılın, miktar olarak tarihin en yüksek seviyesine ulaştı

Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi temmuz ayı sonuçlarına göre; inşaat malzemeleri sanayisi, ihracatta biri aylık biri de yıllık olmak üzere iki rekor kırdı. İnşaat malzemeleri sanayi ihracatı miktar olarak geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 21,7 arttı. 5,53 milyon ton ihracatla miktar olarak Ağustos 2013’ten bu yana en yüksek aylık ihracat gerçekleşti. İhracatın bir önceki aya göre yüzde 11,1 artarak 1,94 milyar dolara yükseldiği temmuz ayında değer olarak ise 2020 yılının en yüksek aylık ihracat seviyesine ulaşıldı.
Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi Temmuz 2020 sonuçlarına göre, geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 21,7 artan inşaat malzemeleri ihracatında miktar rekoru kırıldı. İnşaat malzemeleri ihracatı 2020 yılı temmuz ayında 5,53 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Böylece sektör miktar olarak Ağustos 2013’ten bu yana en yüksek aylık ihracata imza attı.
Değer olarak yılın en yüksek aylık ihracatı temmuzda yapıldı
İnşaat Malzemeleri Dış Ticaret Endeksi, ihracat pazarlarında toparlanmanın hızlanması ile temmuz ayında önemli artış gösterdi. İnşaat malzemeleri sanayi ihracatı 2020 yılı temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 11,1 artarak 1,94 milyar dolara yükseldi. Temmuz ayında değer olarak 2020 yılının en yüksek aylık ihracatı yapıldı. 2020 yılı temmuz ayı ihracatı, Covid-19 salgınının olumsuz etkilerinin en yoğun yaşandığı 2020 yılı nisan ve mayıs ayı ihracatlarının üzerinde gerçekleşti. İhracat haziran ayı ihracatının da oldukça üzerine çıktı.
İhracat birim fiyatları toparlanıyor
İnşaat malzemeleri ihracat ortalama birim fiyatı 2019 yılı temmuz ayında 0,43 dolar/kg iken 2020 yılı temmuz ayında 0,35 dolar/kg oldu. İhracat birim fiyatları nisan ve mayıs aylarındaki sert düşüşler sonrası haziran ayında artış gösterdi, temmuz ayında da artış devam etti. Mayıs ayında 0,28 dolar/kg ile dip seviyeye düşen ihracat birim fiyatlarının toparlandığı görüldü.
İthalat artışı temmuz ayında durağanlaştı
İnşaat malzemeleri sanayi ithalatı, 2020 yılı temmuz ayında miktar olarak geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 16,2 azaldı ve 190,9 bin ton oldu. Temmuz ayı ithalatı miktar olarak haziran ayının da altında kaldı. İnşaat malzemeleri sanayi ithalatı değer olarak ise temmuz ayında 543 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bir önceki yılın temmuz ayına göre yüzde 14,5 gerileyen inşaat malzemeleri 2020 yılı temmuz ayı ithalatı değer olarak haziran ayı ile hemen hemen aynı seviyede gerçekleşti. İnşaat malzemeleri ithalat ortalama birim fiyatı temmuz ayında 2,84 dolar/kg seviyesine çıktı. Geçen yılın temmuz ayı ortalama ithalat birim fiyatı 2,79 dolardı. Temmuz ayında 2020 yılının en yüksek aylık ortalama ithalat birim fiyatı gerçekleşti.
Alt sektörlerin ihracatında farklı toparlanma hızları yaşanıyor
2020 yılı temmuz ayında küresel pazarlardaki toparlanma, inşaat malzemeleri ihracatını olumlu etkiledi. 2020 yılı temmuz ayında 8 alt ürün grubundan 6’sının ihracat birim fiyatları 2019 yılı temmuz ayına göre geriledi. 2 ürün grubunda ise ihracat birim fiyatları arttı. 2020 yılı temmuz ayında mineral ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 19,5 geriledi. Yalıtım malzemeleri ihracat birim fiyatı yüzde 15,3 düştü. Kimyasal bazlı ürünlerin ortalama ihraç birim fiyatı ise yüzde 10,8 arttı.
2020 yılının temmuz ayında 8 alt ürün grubundan 5’inde ihracat, miktar olarak geçen yılın temmuz ayının üzerinde gerçekleşti. İhracatta yüksek miktar artışları yaşandı. 2020 yılı temmuz ayında en yüksek ihracat miktar artışı yüzde 34 ile mineral ürünler, yüzde 13 ile yalıtım malzemeleri ve yüzde 8,9 ile ağaç ve ahşap ürünlerinde gerçekleşti. 2020 yılı temmuz ihracatı miktar olarak gerileyen 3 alt sektör prefabrik yapılar, demir çelik ürünleri ile kimyasal bazlı ürünler oldu.
2020 yılının temmuz ayında 8 alt ürün grubunun 5’inde ihracat değer olarak yükseldi. 2020 yılı temmuz ayında değer olarak en yüksek ihracat artışı yüzde 85,8 ile prefabrik yapılarda yaşandı. Değer olarak ihracat ağaç ve ahşap ürünlerinde yüzde 6,2, mineral ürünlerde yüzde 7,4 arttı. Değer olarak ihracatın gerilediği alt sektörler metal bazlı ürünler, demir çelik ürünler ve yalıtım malzemeleri oldu.
Genel sanayi ihracatında da artış temmuz ayında devam etti
Türkiye sanayi ihracatı 2020 yılı temmuz ayında toparlanmaya ve artışa devam etti. Temmuz ayı ihracatında 2020 yılının en yüksek aylık ihracat gerçekleşmeleri oldu. 2020 yılı temmuz ayında sanayi ürünleri ihracatı değer olarak bir önceki aya göre yüzde 12,3 arttı. Temmuz ayı ihracatı değer olarak Covid-19 salgını yeni normal sürecinde artışa devam etti. Türkiye toplam sanayi ürünleri ihracatı miktar olarak ise 2020 yılının temmuz ayında bir önceki haziran ayına göre yüzde 2,1 artış gösterdi. Sanayi malı ihracatında ortalama birim fiyatları ise 2020 yılı haziran ayında 1,17 dolar/kg iken, 2020 yılı temmuz ayında 1,29 dolar/kg oldu. İhracat birim fiyatlarında da iyileşme yaşandığı görüldü. 2019 yılı temmuz ayı ortalama ihracat birim fiyatı ise 1,54 dolar/kg seviyesinde gerçekleşti.
 BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

“Hoş Geldin Bebek” Projesi kalplere dokunmaya devam ediyor…

Koronavirüs sürecinde bir süre ara verildikten sonra yeniden devam ettirilen, Gölbaşı’nda yeni doğan bebekleri ve annelerini kucaklayan Hoş geldin Bebek” projesi ailelerin yüzünü güldürmeye devam ediyor.
Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek’in talimatıyla gerçekleştirilen “Hoş geldin Bebek” projesi annelerin yüzünü güldürmeye devam ediyor. Yeni doğan bebekleri ve anneleri kucaklayan proje kapsamında sağlık personeli tarafından hazırlanan çantalarda doğum sonrası anne bakımı ve yeni doğan bebek bakımı için pratik tüm bilgilerin olduğunu söyleyen Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek “Salgın öncesi Gölbaşı Belediyesi ekiplerimiz ailelerin evlerini ziyaret ederek mutluluklarına ortak oluyorlardı. Ne yazık ki bu süreçte sizlerden ayrı kalsak da gönüllerimiz bir. Pandemi süreci sonrası 261 aileye ulaşarak bebek bakım çantalarını adreslerine ulaştırdık. Doğum sonrası süreçte de devam eden destek hizmetlerimiz ve yeni doğum yapan annelerimize sunmuş olduğumuz paketimiz için 485 54 30  ve 485 54 35  numaralı telefonlardan bizlere ulaşabilirsiniz” dedi.
Mutlu aileler mutlu bireyler yetiştirirler. Biz de Gölbaşı Belediyemiz ile birlikte bu mutluluğa ortak oluyoruz. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına her zaman ulaşmayı hedefliyoruz” diye belirten Başkan Ramazan Şimşek, eşi Yeşim Hanım’ın da gönüllü destek olduğu projenin yeniden başlatılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
ANKARA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Çağatay Ulusoy’dan ters köşe rol

Çağatay Ulusoy’un başrolünü paylaştığı, çekimleri halen devam eden ‘Mücadele Çıkmazı’ adlı filminde kağıt toplarken çekilen fotoğrafı çok etkileyici bulundu. Çekimlerine Ağustos ayında başlanan, başrolünde Çağatay Ulusoy’un yer aldığı Mücadele Çıkmazı filminden ilk görsel yayınlandı. Senaryosunu Behzat Ç.’de imzası bulunan Ercan Mehmet Erdem’in kaleme aldığı filmde hayatın tüm engel ve zorluklarına rağmen mücadeleyi bırakmayan ve çöp toplayarak kendisinin ve çocuğunun yaşamını idame ettirmeye çalışan bir babanın hikayesi anlatılıyor. Baba karakterine Çağatay Ulusoy’un hayat verdiği filmin yönetmen koltuğunda ‘Ayla’ ve ‘Müslüm’ gibi yapımlara imza atan Can Ulkay oturuyor. NEDRET HOTUN – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Milas Belediyesi’nin Eylül ayı olağan meclis toplantısı tamamlandı!

Milas Belediyesi Eylül ayı olağan Meclis Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Milas Belediyesi Toplantı ve Düğün Salonu’nda yapılan meclis toplantısında 12 ana, 2 ek gündem maddesi ve imar komisyon raporları görüşülüp karara bağlandı.
10 maddede yer alan ve geçtiğimiz günlerde Mehmet Aydın tarafından Menteş Mahallesi’nde bulunan mesire alanına verilen Şehit Ercan Aydın isminin bu alandan kaldırılarak, başka sokak veya caddeye verilmesi talebinin görüşülmesi, Mehmet Aydın’ın talebinden vazgeçerek dilekçesini geri çekmesi üzerine meclis gündeminden çıkartıldı.
Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat başkanlığında gerçekleşen Meclis Toplantısı’nın en önemli maddesi ise Bodrum Belediyesi ile kardeş kent ilişkisi kurulması maddesiydi. Başkan Tokat, bu gündem üzerine yaptığı açıklamada; 5393 sayılı Yasanın 18/p maddesine istinaden, Milas Belediyesi ile Bodrum Belediyesi arasında ekonomik ve sosyal ilişkileri geliştirmek, ortak projeler oluşturmak amacıyla kardeş kent ilişkisi kurulması talebini görüşmemiz ve protokol için yetki verilmesi gerektiğini belirtti. İlgili madde tüm meclis üyelerinin oy birliği ile kabul edildi.
Gündemin 3. ve 4. maddeleri oy birliği ile kabul edilirken; 5,6,7,8,9,10,11 ve 12 maddeleri İmar Komisyonu’na havale edilirken, 13 maddede yer alan İmar Komisyon raporu ise oy birliği ile kabul edildi.
Ek gündem maddesinin ilk sırasında bulunan konu ise Plan ve Bütçe Komisyonu’na havale edildi. 2. ek gündem maddesinde yer alan “İlçe sınırları içerisinde faaliyet gösteren hurdacıların, inşaat malzemesi satışı yapan işletmelerin ve kamyoncuların şehir dışına taşınması ve yer belirlenmesi” talebinin görüşülmesi esnasında söz alan Başkan Tokat, “Kamyoncuların şehir dışına çıkartılması konusu sadece Milas Belediyesi’ni ilgilendiren bir konu değil. Hurdacıların, inşaat malzemesi satış yapan işletmelerin şehir dışına çıkartılması konusunu İmar Komisyonu’na hava edelim. Diğer konuyu ise daha kapsamlı ele almak gerekiyor. Bence bunun için Hukuk İşleri, Emlak ve İstimlak, İmar ve Şehircilik, Zabıta Müdürlüklerimizin yanı sıra, Kaymakamlık, Milli Emlak, Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Bölge Komutanlığı, Büyükşehir Belediyesi, Ticaret Odası ve Şoförler Odası’nın da içinde bulunduğu komisyon kurulmasını öneriyorum. Bu komisyon kapsamlı bir çalışma gerçekleştirsin, ilgi kurumlar arasında yazışmalar yapılsın.” dedi. Konu, tüm meclis üyelerinin oy birliği ile kabul edildi.
Eylül ayı meclis toplantısı görüş ve önerilerin dinlenmesinin ardından sona erdi.
MUĞLA / BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Fatih Debbağ’dan ”Selin Beni Terk Etti”

Fatih Debbağ’ın 2018 Tudem Edebiyat Ödülleri’nde birinciliğe değer görülen romanı Selin Beni Terk Etti, İstanbul’un son on yılına ayna tutuyor; bir kentin kültürel ve doğal mirasına sahip çıkmanın önemini, çocukların gözünden paylaşıyor.
Film tadında bir olay örgüsü bulunan bu çok katmanlı kitap, anne babası ayrılma kararı alan Deniz’in sevdiği kız tarafından terk edilişini; tüm Türkiye’nin hafızasında yer edinen ilham verici bir toplumsal dayanışma hikâyesi üzerinden anlatıyor.
Okurlarında, kitapta adı geçen mekânları ziyaret etme isteği uyandıran yazar; bir yapıyı, yaşanmışlıkları ve hatıraları ile bir bütün olarak ele almak gerektiğini ifade ediyor ve eskiyi koruyup yaşatmanın güzelliğine vurgu yapıyor.
On bir yaşındaki Deniz, hayatında ilk defa terk edilir. Bu kararın ardında yatan nedenlerin izini sürerken kurduğu yeni dostluklar, ona kendisini daha yakından tanıma ve anlama fırsatı verir. Bencilce davranışlarını bir kenara bırakıp, Selin’i geri kazanmanın yollarını aramalıdır. İşe, görünmez bir süper kahramana dönüşüp, etrafındakileri mutlu etmeye çalışmakla başlar. Başkalarının hayatına temas ettikçe, büyüyüp olgunlaşır. Bu sırada, değişen sadece Deniz değildir; İstanbul da büyük bir değişimin arifesindedir. Yıkılması için gün sayılan köklü bir stat, alışveriş merkezine dönüştürülme tehlikesi ile karşı karşıya kalan nostaljik bir sinema salonu ve şehir merkezinin kalbinden koparılmaya çalışılan bir park için, İstanbullular olağanüstü bir dayanışma örneği sergilemektedir…
Çocukların saf ve temiz dünyaları üzerinden yetişkinlerin cüretkâr davranışlarına anlam yüklemeye çalışan bu düşündürücü roman, toplumsal bilince ve kültüre işaret eden sorgulayıcı bir anlatı sunuyor.
Sevginin ve dayanışmanın iyileştirici ve birleştirici gücünü vurgulayan Selin Beni Terk Etti, ruhumuza umut tohumları ekiyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Dijitalleşme ile Artan Güvenlik Saldırılarından Nasıl Korunuruz?

Günümüzde dijitalleşmeyle birlikte artan saldırı yüzeyinin, kötü niyetli gruplar için daha çok fırsat yarattığını belirten Paynet CTO’su Gökhan Öztorun, bu tür saldırılara karşı alınması gereken önlemleri aktardı:
Günümüzde teknoloji, ürün geliştirmeden satışa kadar her bir iş sürecinin tam kalbinde ve işletmelerin merkezi sinir sistemi haline geldi.
Teknolojinin insanların kişisel yaşamlarındaki rolü de önemli ölçüde genişledi. Şirketler sosyal medyayı daha çok kullanırken, çalışanlar da kurum e-postalarına girişte kendi cihazlarını daha sık kullanmaya başladılar. İş hayatı ve kişisel hayat içerisinde kullanılan teknolojiler arasındaki sınırlar neredeyse kalktı. Dolayısıyla bilgi sistemleri, kişisel, finansal ve diğer bilgileri yönetmek için daha geniş bir alanda güvenlik riskine maruz kalıyor.
Dijitalleşmeyle birlikte artan saldırı yüzeyi, kötü niyetli gruplar için daha çok fırsat yaratıyor. Şubat 2020’den bu yana phishing saldırıları %600, fidye yazılım (ransomware) saldırıları da %148 artmış durumda ve artmaya da devam edecek. Saldırganlar her geçen gün daha karmaşık teknikler üretiyor. Gelişen teknolojiyi yakından takip edip, her zaman bir adım önümüzde olmayı başarıyorlar. Saldırıların çoğu hedef odaklı ve genellikle güvenlik duvarlarını ve anti virüsleri atlatabilecek şekilde bireyleri hedef alıyor. Siber saldırıların %75’i e-posta ile başlıyor.
Güvenlik alanında hareketsiz kalmak, kötü niyetli saldırganlar için kolay hedef olmakla aynı anlama geliyor. Dünyada her 29 saniyede bir siber atak gerçekleşiyor. Bu saldırılara karşı kendimizi korumak için, teknolojiyi çok yakından takip etmek ve kendimizi devamlı geliştirmek durumundayız.
Paynet olarak bu konuda sıklıkla eğitimler düzenliyoruz.  Sızmaların %67’si, şifrelerin çalınmasıyla, insan hatasıyla ve sosyal mühendislik saldırılarından meydana geliyor. Bu da gösteriyor ki, teknolojik ve sistemsel olarak ne kadar başarılı olunsa da, en önemli faktör kesinlikle insan. Bir şirketin güvenliğini sadece bilgi sistemleri ekibi ve teknolojisi ile sağlamak mümkün değil. Şirketin her bir çalışanı, her bir departmanı, eğitimler almalı, kişisel verilerinin ve şirket verilerinin güvenliğinin korunmasında önemli bir rol oynadığının farkında olmalı. Paynet olarak biz, “Önce Güvenlik” prensibini ve kültürünü oluşturduk.
“Önce Güvenlik” prensibinin amacı, sürekli iletişim ve eğitim prensipleri ile çalışanlarımızın bu konuda her zaman en güncel bilgiye sahip olmalarını sağlamak. Tüm iş modellerimizde, süreçlerimizde, stratejilerimizde güvenlik unsuruna öncelik vermek ve buna işe alım ile başlamak gerekiyor.
Türkiye’nin en iyi güvenlik firmaları üzerinden sürekli sızma testi yaptırıyor, dünyada kabul görmüş güvenlik standartlarına göre her sene denetleniyoruz (PCI-DSS). IT ekibimiz güncel güvenlik gelişmelerini yakından takip ediyor, eğitimler ile kendimizi güncel tutuyoruz. Yazılım geliştirici arkadaşlarımız her sene güvenli yazılım geliştirme eğitiminden geçerek, sertifikalarını güncel tuyorlar
“Önce Güvenlik” prensibini ürün geliştirme çalışmalarımız esnasında da titizlikle uyguluyoruz. Her geliştirmemizi ilk önce aşağıdaki beş değişkene göre değerlendiriyoruz. Risk ve Uyum: Güvenlik, gizlilik ve regülasyon gereksinimlerini karşılıyor mu? Paynet’in risk toleransına, güvenlik ve gizlilik ilkelerine uygun mu? Müşteri İhtiyaçları: Müşterimizin gizlilik ve güvenlik ihtiyaçları ve genel deneyimlerine uygun mu? Üretkenlik ve Kullanıcı Deneyimi: Kontrollerin kapsamı kullanıcıların işlerini yapmasını zorlaştırarak iş hızını düşürüyor mu? Kullanıcıların güvenlik politikalarını izlemesi veya kullanması zaman alıcı ve zorlaştırıcı mı? Eğer gereğinden fazla zorlaştırırsak, kullanıcılar onları görmezden gelebilir ve böylece daha fazla risk oluşturabilir. Maliyet ve Bakım: Kontrollerin toplam maliyeti, kurulum ve bakım maliyetleri. Pazar hedefi: Şirket hedeflerimize uygun mu?
 
Üç tip güvenlik kontrolü bulunuyor, bunlar, ‘saldırı önleme,’ ‘saldırı tespit etme’ ve ‘saldırıya cevap verme.’ Saldırı önleme, herhangi bir riskin, kullanıcıları ve sistemi etkilemeden engellenmesiyken, saldırı tespit etme ise, sistemlere yapılan sızmaların ve zararlıların tespit edilmesi ve tanımlanması anlamına geliyor. Saldırıya cevap verme ise, herhangi bir saldırıya karşı aksiyon alınmasıdır.
Güvenlik ve risk bakış açısı ile “saldırı önleme” faaliyetleri sızmayı ve saldırıyı engellemeye odaklanırken, saldırı tespit etme ve cevap verme faaliyetleri saldırının zararını en aza indirmeye odaklanır. Paynet’te saldırı önleme faaliyeti olarak, sürekli tehdit modellemesi yapıyoruz. Saldırı gelebilecek noktalarda (attack surface), saldırgan kabiliyetlerine göre risk değerlendirmesi yaparak, doğru yatırım ile maksimum güvenlik seviyesini yakalamaya çalışıyoruz.
Olası bir saldırının zararlarını en aza indirmek için güvenlik mimarisini titizlikle dizayn ediyoruz. Doğru ağ bölümleme (network segmentation), uzun yıllardan beri ağ güvenliği mimarisinin en iyi uygulamalarının temelini oluşturmuştur. Etkin erişim kontrol ve yetki kontrol politika ve prosedürleri uyguluyoruz. Ağ güvenliği mimarisi en iyi uygulamalarından “ağınızın saldırı yüzeyini azaltın” prensibi ile ihtiyacımız olmayan her şeyi kaldırıyor veya devre dışı bırakıyoruz.
IBM’in verilerine göre bir sızıntının tespit edilme süresi ortalama 206 gün. Bir saldırıyı kısa sürede tespit etmek ve zararlarını mimimuma indirmek için “Bilgi Güvenliği ve Kayıt Yönetimi” uygulamaları ile güvenlik mimarinizi güçlendirmeniz gerekir. Bu uygulamaları da etkin bir olay müdahale planı ile desteklemek gerekiyor.
Finansal teknoloji rekabetin yoğun ve zorlu olduğu bir sektör, bir yandan çalışanların üretkenliğini artırmanız gerekirken, bir yandan yenilikçi ürünler geliştirmeniz, bir yandan da finansal teknolojiyi çok yakından takip etmeniz ve aynı zamanda mimarinizi riski önlemek, saldırı yüzeyinizi küçültmek, sürdürülebilir olmak için tasarlamanız gerekiyor. Paynet gibi hızlı büyüyen şirketler, kurdukları esnek ve dinamik mimari yapı sayesinde her geçen gün değişen tehdit alanlarında güvenliği sağlayabilmek için avantaj sağlıyor.
Dijitalleşmenin her sektörde kurum için vazgeçilmez hale geldiği günümüzde, şirketler de kendi tedarikçilerini ve iş ortaklarını seçerken güvenlik ve risk faktörlerine öncelik verme konusunda bilinçleniyor. Bu nedenle Paynet gibi yarını düşünüp bugünden önlem alan ve mimarisini doğru güvenlik yatırımlarıyla destekleyen şirketler, tanık olduğumuz bu dönüşümün kazananı olacaktır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

NETFLIX, Ratched’in yeni bir fragmanını paylaştı

Bugün ne kadar da iyi görünüyorsun, Mildred
Sarah Paulson’ın başrolünde olduğu Ratched, 18 Eylül’de Netflix’te
Ratched Hakkında:
Ryan Murphy ve Ian Brennan imzalı RATCHED, akıl hastanesi hemşiresi Mildred Ratched’ın hikâyesini anlatan sürükleyici bir drama dizisi. 1947’de Mildred, insanlar üzerinde yeni ve rahatsız edici deneylerin yapılmaya başlandığı önde gelen bir psikiyatri hastanesinde iş bulmak üzere Kuzey Kaliforniya’ya gelir. Gizli bir misyonu olan Mildred kendini işine adamış, kusursuz bir hemşire görüntüsü verir, ancak çarklar dönmeye devam ettikçe akıl hastanesinin sağlık sistemine ve bu sistemdeki kişilerin arasına sızmaya başlar. Mildred’ın şık dış görüntüsünün altında yatan, onu uzun zamandır içten içe yakıp kavuran ve giderek büyüyen karanlık, gerçek canavarların doğuştan değil, sonradan canavar olduğunu gözler önüne serer.
RATCHED, Evan Romansky tarafından, Guguk Kuşu’ndaki efsanevi ve unutulmaz Hemşire Ratched karakterinden ilham alınarak yaratıldı. Dizide Mildred Ratched’ı Sarah Paulson canlandırırken, Gwendolyn Briggs rolünde Cynthia Nixon, Hemşire Betsy Bucket rolünde Judy Davis, Lenore Osgood rolünde Sharon Stone, Dr. Richard Hanover rolünde Jon Jon Briones yer alıyor. Ayrıca Edmund Tolleson’ı Finn Wittrock, Huck karakterini Charlie Carver, Dolly’yi Alice Englert, Louise’i Amanda Plummer, Charles Wainwright’ı Corey Stoll,Charlotte’ı Sophie Okonedo ve Vali George Wilburn’ü Vincent D’Onofrio canlandırıyor. Dizinin baş yapımcılığını Ryan Murphy, Ian Brennan, Sarah Paulson, Alexis Martin Woodall, Aleen Keshishian, Jacob Epstein, Jennifer Salt, Margaret Riley, Michael Douglas, Robert Mitas ve Tim Minear üstleniyor.
Netflix Hakkında:
Netflix, 190’dan fazla ülkede 193 milyonu aşkın ücretli kullanıcının farklı türlerde ve dillerde diziler, belgeseller ve sinema filmleri izlediği, dünyanın eğlence odaklı lider yayın hizmetidir. Üyeler yayınları istedikleri kadar, istedikleri zaman, istedikleri yerde, internete bağlı tüm ekranlarda izleyebilirler. Yayınların tamamını reklamsız olarak ve herhangi bir taahhütte bulunmadan oynatabilir, durdurabilir ve daha sonra izlemeye devam edebilirler.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Borusan Otomotiv Motorsport’un Genç Pilotları Nürburgring’de Üçledi

Borusan Otomotiv Motorsport’un genç pilotları Cem Bölükbaşı ve Yağız Gedik, GT4 Avrupa Şampiyonası’nda ülkemizi başarıyla temsil etmeye devam ediyor. Imola ve Mısano’nun ardından Nürburgring’de gerçekleşen sezonun 3. ayak yarışlarında da podyuma çıkma başarısı gösteren genç pilotlar, ülkemize art arda 3. kez kupayla döndüler.
Borusan Otomotiv Motorsport, genç pilotları Cem Bölükbaşı ve Yağız Gedik’in GT4 Avrupa Serisi’nin hafta sonu Nürburgring’de gerçekleşen 3. ayak yarışlarında gösterdikleri başarılı performans ile ülkemizi gururlandırmaya devam ediyor. Gruplarında elde ettikleri üçüncülük ile bu sezon gerçekleşen Imola ve Misano yarışlarından sonra Nürburgring’de de podyuma çıkan Cem Bölükbaşı ve Yağız Gedik, şampiyonanın ilk 3 ayağından da kupa ile ayrılma başarısı göstermiş oldular.
Borusan Otomotiv Motorsport’un iki tane BMW M4 GT4 otomobille yarıştığı seride, bir sürpriz daha yaşandı. 13 kapı numaralı ikinci otomobilde start alan deneyimli pilot İbrahim Okyay, Borusan Otomotiv Motorsport’un genç yetenek projesi kapsamında misafir pilot olarak davet ettiği Hasan Tansu ile birlikte yarıştı. 2016 BOM Akademi Kupası birincisi ve 2019 Türkiye Pist Şampiyonası Super Production Grup Şampiyonu Hasan Tansu ile İbrahim Okyay, gruplarında elde ettikleri dördüncülük başarısı ile takımlar mücadelesinde önemli puanlar toplamayı sürdürdüler.
Borusan Otomotiv Motorsport, Almanya’nın Nürburgring pistinde gerçekleşen yarış ile 6 hafta sonu toplam 12 yarıştan oluşan GT4 Avrupa Şampiyonası’nın ilk altı yarışını başarıyla tamamlamış oldu. Serinin sonraki yarışları 25-27 Eylül’de Zandvoort Hollanda, 22-25 Ekim’de Spa-Francorchamps Belçika ve 13-15 Kasım’da Circuit Paul Richard Fransa’da gerçekleşecek.
Borusan Otomotiv ana sponsorluğunda yarışan Borusan Otomotiv Motorsport’un diğer sponsorları arasında Shell, Borusan Lojistik ve Glasurit yer almaktadır.
Borusan Otomotiv Motorsport Hakkında:
Borusan Otomotiv Motorsport (BOM), 2008 yılında Türkiye’de motor sporlarının gelişimine ve Türkiye’nin yurt dışında tanıtımına katkıda bulunmak amacıyla Borusan Otomotiv tarafından kurulmuştur. Milli sporculardan oluşan ekibi ile Türkiye dışında; 4 kıtada, 20 farklı ülkede, 32 farklı pistte 300’den fazla yarışta start almıştır. Borusan Otomotiv Motorsport, yurt içinde 10 Türkiye Pilotlar Şampiyonluğu ve 4 Takımlar Şampiyonluğu, yurt dışında WTCC (Dünya Şampiyonası) Takımlar beşinciliği, ETCC (Avrupa Kupası) Pilotlar ikinciliğini ve İtalya Endurance Champions Cup Pilotlar Şampiyonluğu elde etmiştir. Borusan Otomotiv Motorsport bünyesinde sosyal sorumluluk bilinci ile kurulan BOM Akademi, 2015 yılından itibaren TOSFED ve GSGM lisanslı eğitim kurumu olarak 2000’den fazla katılımcıya sertifikalarını teslim etmiştir. 2018 yılında organize edilmiş olan BOM E-Team GT Kupası sonucunda seçilmiş olan BOM E-Team, 2020’de ülkemizi uluslararası arenada temsil etmektedir. Takım ayrıca 2020 sezonunda start alan BOM Karting projesi ile çocuk ve gençlere destek vererek ülkemizde motor sporlarının gelişimine katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)