Etiket arşivi: olarak

Whirlpool Corporation, depremden etkilenen ailelere destek olarak 500 beyaz eşya bağışladı

Dünyanın lider mutfak aletleri ve yıkama cihazları üreticisi Whirlpool Corporation, 30 Ekim depreminden etkilenen 250’den fazla aileye yardım olarak çamaşır makinesinden buzdolabına toplam 500 beyaz eşya bağışladı.
Felaketten etkilenen ailelere destek olmak ve yeni evlerini kurmalarında yardımcı olmak amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle iş birliği yapan Whirlpool, çamaşır makinesi ve buzdolaplarını doğrudan depremzedelerin yeni evlerine götürüp kurulumlarını yaptı.
Whirlpool EMEA Manisa Fabrika Direktörü İlyas Kil, “Depremlerin Türkiye’de neden olduğu felaketleri görmek bizi çok derinden etkiledi. Faaliyetlerimizi yürüttüğümüz ve yaşadığımız topluma desteğimizi sunmaya devam ederek, depremzedelerin evlerinde rahat, güvenli ve sağlıklı bir hayatı yeniden kurmaları için üzerimize düşeni yapmak istedik.” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, şunları söyledi: “Depremin şehrimize yaptığı yıkıcı etki bütün vatandaşlarımızı üzdü ve sarstı. Her felakette olduğu gibi ülkemizde dayanışma kültürü yine oluştu ve Whirlpool’dan değerli dostlarımızın İzmir’le ilgili kalpten mesajları bizim için büyük bir moral kaynağı oldu.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Siber Zorbalık ile İlgili Olarak Diğer STK’lara Meydan Okuyoruz!

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye Ofisi, 25 Kasım – 10 Aralık tarihleri arasında düzenlenen ‘16 Günlük Aktivizm – Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyası’ kapsamında kadınlara ve kız çocuklarına yönelik siber şiddete dur diyecek 1 milyon kişi arıyor. Bu amaçla herkesi Ateş Böcekleri web sitesinde siber şiddetle ilgili testi çözmeye ve arkadaşlarına meydan okumaya (challenge) davet ediyor. Global Bilişim Derneği (BİDER), kampanyaya destek verdiğini ve diğer sivil toplum kuruluşlarının (STK) da destek vermesi için onlara meydan okuduğunu açıkladı.
Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi Türkiye Ofisi, sosyal medyada başlayan meydan okuma (challenge) ile 16 günlük aktivizm kapsamında kullanıcıları Ateş Böcekleri web sitesine  yönlendiriyor. Ziyaretçiler, 25 Kasım tarihindeki Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nden başlayıp 10 Aralık tarihindeki İnsan Hakları Günü’ne kadar sitede açık olacak interaktif testi çözerek siber şiddet hakkındaki bilgisini ölçebiliyor ve siber şiddetle ilgili mini kılavuzu kendi cihazına indirerek bilgi ve farkındalığını artırabiliyor. Test sonunda ise herkes arkadaşlarına meydan okuyarak testi çözmeye davet edebiliyor. Siteye yapılan her ziyaret, kampanyayı 1 milyon kişi hedefine yaklaştırıyor. Kampanya kapsamında interaktif teste verilen anonim yanıtlar, BM Kadın Biriminin ortakları ile birlikte geliştireceği, toplumsal cinsiyet temelli siber şiddetle mücadele planlarına veri sağlayacak.
Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı Şenol Vatansever, “COVID-19 küresel salgını ile beraber insanlar internet ortamında ve özellikle sosyal medyada çok zaman geçiriyor. Evden çalışma ile beraber kadınlar ve uzaktan eğitim ile beraber kız çocukları çevrimiçi platformları her zamankinden daha fazla kullanıyor. Bu da doğal olarak siber zorbalık riskini de artırıyor. 25 Kasım tarihindeki Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nden başlayıp 10 Aralık tarihindeki İnsan Hakları Günü’ne kadar sürecek ‘16 Günlük Aktivizm – Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyası’na Global Bilişim Derneği (BİDER) olarak destek veriyoruz ve kampanyaya destek vermeleri için diğer sivil toplum kuruluşlarına (STK) da meydan okuyoruz. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye Ofisi’nin hazırladığı Ateş Böcekleri web sitesinde siber şiddetle ilgili testi çözen kişi sayısı 2 günde 100 bin kişiye yaklaştı. STK’larımızın destekleriyle 1 milyon kişiyi fazlasıyla aşacağına ve toplumda önemli bir farkındalık oluşturacağına inanıyoruz.” açıklamalarında bulundu. Siber Ortamda Kadına Karşı Şiddet, Cinsel İstismar ve Siber Zorbalık
Kadına karşı şiddet vakalarının kanser gibi hızla yayıldığı bir dönemde, siber ortamda da en çok mağduriyetleri küçük çocuklar ile kadınlarımızın yaşamaya devam ettiğini belirten BİDER İkinci Başkanı Av. Murat Keçeciler şu değerlendirmelerde bulundu: “Şiddet, fiziki şiddetin yanı sıra psikolojik şiddeti de içinde barındırmaktadır. Gelişen teknoloji ile fiziki ve psikolojik şiddete ek olarak artık sanal şiddet de kendisini göstermektedir.
Siber zorbalık olarak tanımlanan sanal şiddet bazı vakalarda cinsel istismarı da içinde barındırmaktadır. UNICEF tarafından yapılan çalışmada siber zorbalık, dijital teknolojilerin kullanımıyla yapılan zorbalık olarak tanımlanmıştır. Sosyal medyada, mesajlaşma platformlarında, oyun platformlarında ve cep telefonlarında gerçekleşebilir. Siber zorbalık mağdurlarını korkutmayı, kızdırmayı veya utandırmayı amaçlayan tekrarlanan davranışlardır. Örnekleri şunları içerir:
·Sosyal medyada birinin hakkında yalanlar yaymak veya utanç verici fotoğraflarını yayınlamak,
·Mesajlaşma platformları aracılığıyla incitici mesajlar veya tehditler göndermek,
·Birinin kimliğine bürünmek ve onun adına başkalarına kötü mesajlar göndermek.
Siber zorbalık çoğu olayda dijital bir ayak izi bırakır. Dijital ayak izleri, siber zorbalığı durdurmaya yardımcı olacak ve yararlı kanıtlardır ancak, zorbalık fiili sona erdikten sonra kişilerin mağduriyetine sebep veren bir unsur olarak sanal ortamda kalmaya devam etmektedir. Bu nedenle unutulma hakkı son yasal düzenlemeler ile mevzuatımızda vatandaşlarımıza tanınan önemli bir hak olmuştur.
Kadına karşı şiddetin önlenmesine dair mevzuat incelendiğinde siber zorbalık ve cinsel istismar vakalarının da bu mevzuat kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda siber suçlarla mücadele birimleri ile kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin birimler arasında eş güdüm ve karşılıklı bilgi paylaşımı ve eylemsellik birliğinin kurgulanması önemlidir. Bu kapsamda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın eş güdüm sağlayan çalışmalarının mevcudiyeti umut vericidir.” Şiddetin Dijital Boyutu: Kadına Karşı Siber Zorbalık
BİDER Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Tufan; değişen ve gelişen teknoloji ile birlikte hayatımızı kolaylaştıran dijital yaşamın hem kurumsal hem de bireysel hayatımızın büyük bir kısmında yer almakta olduğunu belirterek sözlerine devam etti: “Dijital platformlara oluşan talep ve kullanımın artması, bireylerin gündelik hayatlarını kolaylaştırsa da kötü niyetli dijital kullanıcıların elinde bir siber tehdit unsuru haline gelebilmektedir. Sosyal platformlarda ve dijital alanlarda yer alabilen siber zorbalık, akıllı telefonlarımıza yüklediğimiz uygulamalar aracılığıyla da yaşanabilmektedir. Kullandığınız uygulamaların, paylaşım yaptığınız kişisel bilgilerinizin ve fotoğraflarınızın bir siber zorbanın elinde size karşı tehdit unsuru haline dönüşebileceğini unutmayınız.
Şiddetin dijital boyutu olan siber zorbalık, özelikle toplumda kadınlarımızı ve genç kızlarımızı hedef alabilmektedir. Çeşitli sosyal mühendislik yöntemleri ile kişilerin özel bilgileri ele geçirilebilmektedir. Ele geçirilen bu bilgiler, rahatsız etmek ya da zarar vermek amacıyla kullanılabilmektedir. Tüm bu sebeplerle güvenli internet kullanımı için güvenlik zafiyeti barındıran sanal ortamlarda kişisel bilgiler paylaşılmamalıdır.” Kadınlar İçin Daha Güvenli Bir Dijital Gelecek
Kadınların günlük yaşamlarında maruz kaldığı her türlü ayrımcılığın ve şiddetin siber dünyada da göz ardı edilemeyecek seviyelere ulaştığını belirten BİDER Yönetim Kurulu Üyesi Büşra Demirel şu değerlendirmelerde bulundu: “İnternet ve sosyal medya da maalesef kadınların kendilerini güvensiz hissettiği ve tehditlere maruz kaldığı bir ortama dönüştü. Siber şiddet suçları, aklınıza gelebilecek tüm internet ve sosyal medya platformlarının araç olarak kullanılması yoluyla işlenmektedir ve kadına yönelik diğer şiddet türleriyle aynı yıkıcı ve yıpratıcı etkileri ortaya çıkarmaktadır. Her zaman üzerinde durduğumuz gibi internet ortamından hiçbir zaman silinmeyecek olan dijital ayak izlerimiz çevrimiçi kimliğimizi oluşturur. Siber şiddet eylemleri özellikle siber şiddete maruz kalan kadınlar açısından maddi ve manevi tahribatlar meydana getirir. Cinsiyete dayalı siber şiddet eylemlerine maruz bırakılan kadınların ve kız çocuklarının çevrimiçi ve çevrimdışı varlıklarının tehlikede olduğu bilinci ile yaklaşılarak, mağdurun kişisel hak ve sınırlarının korunması için toplumsal bir sağduyu geliştirilmelidir.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Türkiye’de Toplumun Yarısı İklim Krizini Virüsten Daha Büyük Bir Tehdit Olarak Görüyor

İklim Haber ve KONDA Araştırma tarafından üçüncü kez gerçekleştirilen “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı 2020” araştırması çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Anket çalışmasının sonuçlarına göre; Türkiye’de her iki kişiden biri iklim krizinin virüsten daha büyük bir kriz olduğunu düşünüyor. Her 10 kişiden yedisi iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu belirtiyor. Toplum koronavirüs sonrası ekonomik toparlanma için tarım ve yenilenebilir enerjiye yatırım yapılmasını istiyor. Toplumun %75’i iklim değişikliğine karşı yeşil alanların korunması gerektiğini öne sürüyor. %85’i ise ekonomik kalkınma için ormanların kesilmesine karşı.
İklim Haber ve KONDA Araştırma, Türkiye kamuoyunun iklim değişikliği algısını ölçmek ve giderek derinleşen iklim krizi hakkındaki görüşlerini öğrenmek için yeni bir anket çalışması gerçekleştirdi. Türkiye çapında 3431 kişi ile yüz yüze yapılan anket, bu yıl pandemi süreciyle artan çevresel farkındalığı da irdelemeyi amaçladı.
“Kimileri iklim değişikliğinin koronavirüsün yarattığından daha da büyük bir krize, tahribata yol açacağını söylüyor. Sizin düşüncenizi şimdi okuyacaklarımdan hangisi daha iyi açıklıyor?” sorusuna, katılımcıların %51,5’u “Evet, iklim krizi virüsten daha büyük krizdir” yanıtını verdi. “İklim krizi de ciddi ama o kadar acil bir mesele değil” yanıtı %42 oranına ulaşırken, “İklim krizi diye bir şey yoktur” diyenlerin oranı ise sadece %6,5’te kaldı.
Araştırma aynı zamanda, iklim değişikliğinin Türkiye’de her 10 kişiden yedisinin endişelendiği bir konu olduğunu gözler önüne serdi. Görüşülen kişilerin %14,7’si çok endişeli olduğunu ifade ederken, %54,6’sı ise endişeli olduğunu belirtti. Sonuçlar ayrıca, Türkiye’de toplumun %71,4 gibi bir oranla iklim değişikliğinin insan faaliyetlerinden kaynaklandığını bildiğini gösterdi.
“Yeşil Alanları Korumalı” ve “Termik Santralları Kapatmalı”
“Türkiye iklim değişikliğine karşı ne yapmalı” sorusuna ise katılımcıların %75,7’si “Yeşil alanları korumalı” şeklinde yanıt verirken, “Ulaşımdan kaynaklı karbondioksiti azaltmalı” diyenler %38,5 “Binalarda enerji verimliliğini artırmalı” diyenler ise %30,4 oranına ulaştı. “Termik santralları kapatmalı” yanıtını verenlerin oranının %23,1’i bulması ise dikkat çekti. “Uluslararası anlaşmalara uymalı” seçeneği de %15,6 oranını buldu.
Benzer bir cevap başka bir soruda daha ortaya çıktı. “Ekonomik kalkınma için ormanlar kesilebilir” cümlesine dair katılımcıların %55’i “Kesinlikle yanlış” şıkkını seçerken, %29,4’ü ise “yanlış” diyerek yaklaşık %85’lik bir kesim kendini bu yargının karşısında konumladı.
Bu yıl pandeminin özel ve olağanüstü koşulları nedeniyle araştırmaya eklenen bir başka soru ise, “Koronavirüs sonrası hangi sektörlere yatırım yapılmasını gerekli görüyorsunuz?” oldu. Pandeminin ekonomik etkilerini derinlemesine yaşayanların ekonomik iyileşmede nasıl bir tercih yapacaklarını görmeyi hedefleyen bu soruya, “Tarım” diyenler %53, “Yenilenebilir enerji” yanıtını verenler %36,5’i bulurken, “Kömür, gaz gibi yakıtlar” diyenler %13, “İnşaat” diyenler ise %8,7 gibi bir oranda kaldı.
İklim Haber Yayın Yönetmeni Barış Doğru’ya göre, “Anket çalışmasında dikkat çeken noktalardan biri, sorulara verilen yanıtlarda farklı siyasi görüş, parti ve kimliklere göre çok belirgin bir fark olmaması. Aynı şekilde eğitim düzeyleri de sonuçları çok fazla değiştirmiyor. Bu anlamda, siyasi bir kutuplaşma yaşayan Türkiye’de iklim ve çevre konusunda ortada belirgin ve geniş bir konsensüs olduğu söylenebilir. Bu da, iklim ve çevre sorunlarına eğilecek bir politik ve ekonomik yönelimin halkın desteğini alacağını açık bir şekilde gösteriyor” diyor.
Anketin sonuçlarını yorumlayan Kadir Has Üniversitesi Ekonomi bölümünden Prof. Dr. Erinç Yeldan ise “Çalışmadan elde edilen sonuç ve değerlendirmeler, Türkiye’de ankete katılan kişilerin büyük bir çoğunluğunun iklim krizinin boyutlarının farkında olduğunu gösteriyor. Ancak belki daha da önemlisi, bu sorunların sorumlularının kim ve nerede olduklarının bilindiğini ve çözüm önerilerinin de bilinçli olarak düşünüldüğünü anlatıyor” derken, araştırmanın Türkiye’de yeni yeşil düzen ve fosil yakıtlara dayalı üretim ve tüketim desenine son verilmesi çağrılarına verilen olumlu yanıtlarla umutları tazelediğini ifade ediyor.
Sonuçları değerlendiren KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, geleceğe odaklanmak gerektiğinin altını çiziyor: “İklim değişikliğinden çevre kirliliğine, temiz içme suyundan petrole ve madenlere, doğal kaynakların azalmasından hayvan ve bitki türlerinin azalışına dek bir dizi sorun insanlığın yerküreye hoyrat davranışının bir sonucu. Başka nedenlerin yanı sıra insanların doğaya müdahalesinin, doğal yaşamın ekolojik dengesini bozmasının, bu tür küresel salgınlara yol açacağı öngörülüyordu. İklim bilimcilerse iklim değişikliğinin de en az salgın kadar, hatta daha da büyük tahribata yol açacağını öngörüyorlar. Makul bir ses tonuyla ama toplumun ihtiyaç ve taleplerini, duygularını da dikkate alan, geleceği gösteren yeni bir söyleme geçmemizin zamanı gelmiştir.”
İklim Haber Hakkında:
2017 yılının Kasım ayından beri iklim bilimi, iklim politikaları ve iklim ekonomisi hakkında en güncel gelişmeleri paylaşan İklim Haber, tarafsız ve veri odaklı haberler yayımlayarak iklim değişikliğini, bilimsel, ekonomik ve politik boyutları ile ele almaya odaklanıyor, doğru ve tarafsız bilgiyi yaygınlaştırmayı amaçlıyor.
Yayın hayatına başladığı günden beri iklim krizine dair 10.000’nin üzerinde haber yayımlayan İklim Haber, gün geçtikçe bu konuda ürettiği içerik sayısını artırmayı hedefliyor. İklim Haber aynı zamanda KONDA Araştırma ile birlikte 3 senedir Türkiye kamuoyunun iklim değişikliği algısını ölçmek ve giderek derinleşen iklim krizi hakkında toplumun ne düşündüğünü öğrenmek için Türkiye örneklemi üzerinden anket çalışması gerçekleştiriyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Erikli, Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımının ‘Resmi Su Sponsoru’ olarak 2020-2021 sezonunda yanında

Türkiye’nin en sevilen su markası ve pazar lideri Erikli, spora yatırım yapmaya devam ediyor. Bursaspor da dahil olmak üzere Türkiye’nin önde gelen futbol ve voleybol takımları ile sponsorluk anlaşmalarını yenileyen Erikli, 2020-2021  sezonunda Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nı da yalnız bırakmadı.
Spora verdiği desteği farklı branşlar ve sportif etkinlikler ile destekleyen Erikli, Efeler Ligi’nde mücadele eden Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nın da yanında yerini aldı. Bursa Büyükşehir Belediyespor ile imzalanan anlaşma ile Erikli, Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nın da 2020-2021  sezonu ‘Resmi Su Sponsoru’ oldu.
Erikli, Bursa’daki takımlara destek olmaya devam ediyor
Erikli Su ve Meşrubat Pazarlama Direktörü Can Emci, “Bursa, bizim evimiz. Bursa’mıza her alanda yatırım yapmaya, ekonomik, kültürel, sosyal anlamda katkıda bulunmaya gayret ediyoruz. Uzun yıllardır aralıksız olarak desteklediğimiz Bursaspor’un yanı sıra Bursa Büyükşehir Belediyespor ile imzaladığımız sözleşme kapsamında 2020-2021  sezonunda Bursa Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı’nın da “Resmi Su Sponsoru” olduk. Bundan dolayı büyük bir mutluluk duyuyor, takımımıza sağlıklı ve başarılı bir sezon diliyoruz’’ dedi.
Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanı Gökhan Dinçer ise şunları söyledi: ‘’Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü olarak 21 farklı branşta alt yapıdan spor okullarına, profesyonel liglere kadar sporun yayılması ve güçlenmesi için hizmet veren ve bünyesinde binlerce sporcu bulunan büyük bir aileyiz. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Alinur Aktaş’ın Bursa ilimizdeki çocukları sporla bir araya getirme ve altyapının gelişmesi için verdiği destekle biz de adımlarımızı bu doğrultuda heyecanla ve coşkuyla atıyoruz. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız ve gençlere spor kültürünü benimsetmek, hayatlarının bir parçası haline dönüştürmek bizim en büyük hedefimiz. Güçlü altyapı faaliyetlerimizin yanı sıra voleybol ve basketbol başta olmak üzere bazı branşlarımızla üst liglerde mücadele etmekteyiz. Efeler Ligi’nde mücadele eden Erkek Voleybol Takımımızın başarısına katkı sağlayacak olan Resmi Su Sponsorumuz Erikli’ye teşekkür ediyorum.’’
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Mert Erkan, ‘MutabakatSonbahar’ Kış 2021 koleksiyonu Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul (MBFWI) kapsamında dijital olarak sunuldu

Moda tasarımcısı Mert Erkan, Mercedes-Benz FashionWeekIstanbulkapsamında Sonbahar / Kış 2021 koleksiyonunu tanıttı…
Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’un (MBFWI) 15. sezonu, Türkiye Tanıtım Grubu katkılarıyla 12-16 Ekim tarihleri arasında www.mbfwistanbul.com ve dijital platformlar üzerinden tanıtıldı. Defile çekimleri Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Defilede toplam 18 görünüm sunuldu. “Mutabakat” adını verdiği koleksiyonda, markanın olmazsa olmazı volümlü ve hacimli formların yansıra; çizgisel yüz siluetlerinden oluşan baskı ve nakışlar, pilise detayları ve klasik triko parçalar hakimdi. Bu sezon ilk kez trikoyu da koleksiyonuna dahil eden tasarımcı, alışılmışın dışındaki silüetlerle tamamlayıcı el yapımı aksesuarları birleştirerek ortaya zamansız ve tarafsız bir styling anlayışı yarattı. Koleksiyonda ağırlıkla; poplin, tül, ipek ve yenilikçi kumaşlar ön plandaydı. Renklerde ise; mor, gri, beyaz ve bej tonları yer aldı.
Hikâyesini tüm kendi yönleriyle, iyi ve kötü yanlarıyla kabul etme, kendine dönüş, öze sığınma, kendi ile mutabık olma ve bilinçlenme anlayışından alan koleksiyonda, bu anlayışı temsil eden görünümler oluşturuldu.
Koreografisini Asil Çağıl’ın gerçekleştirdiği defilede; MissTurkey 2018 birincisi Şevval Şahin, Best Model of Turkey 2019 birincisi Derya Ekşioğlu da yer aldı.
Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’un (MBFWI) 15. sezonu Türkiye Tanıtım Grubu’nun (TTG) desteğiyle gerçekleştiriliyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA) 

D Yatırım Bankası A.Ş.’ye Genel Müdür olarak Hulusi Horozoğlu atandı

Yatırım bankası kurmak için lisans iznini alınan ve faaliyet izni alınma aşamasında olan D Yatırım Bankası A.Ş.’ye Genel Müdür olara Hulusi Horozoğlu atandı
Doğan Holding, lisansını aldığı ve 2021’in ilk çeyreğinde faaliyete geçirmeye hazırlandığı D Yatırım Bankası A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü görevine deneyimli bankacı Hulusi Horozoğlu’nu getirdi.
Grubun e-ticaret ve bankacılık deneyiminden faydalanarak, dijital teknolojilerle donatılan bir yapıyla, üst düzeyde yatırım bankası hizmetlerini ve fonlamayı birlikte sunacak ve aynı zamanda KOBİ’lere yönelik önemli fintech ürünlerine yönelik çalışmaların planlandığı D Yatırım Bankası’nın Genel Müdürü olarak atanan Horozoğlu’nun, bankacılık sektöründe uzun yıllar hem yerel hem de uluslararası pazarlarda çok önemli deneyimleri bulunuyor.
Hulusi Horozoğlu kimdir?
2000 yılında Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olan Hulusi Horozoğlu, kariyer hayatına aynı yıl Citibank’ta Yönetici Adayı Programında başladı. 2001-2004  yılları arasında Finansal Kurumlar Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Hulusi Horozoğlu, 2004 yılı itibariyle kariyerine HSBC’de devam etti. HSBC Türkiye’de Kurumsal Bankacılık Müşteri İlişkileri Müdürlüğü görevi sonrası 2005 yılında Citibank Türkiye’de Finansal Kurumlar ve Kamu Sektörü Kıdemli Müdürlük yaptı. 2006-2012  yılları arasında ise Citigroup Dubai’de Global İslami Bankacılık, Sendikasyonlar ve Uluslararası Sermaye Piyasaları Direktörlüğü ile Suudi Arabistan ve Umman’dan sorumlu Kurumsal Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2012 yılında tekrar HSBC Türkiye’ye katılan Horozoğlu, 2014 yılına kadar Küresel Sermaye ve Borç Finansmanı Grup Başkanlığı görevini yerine getirdi. 2014-2016  yılları arasında Küresel Bankacılık ve Yatırım Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevini üstlendi. 2016-2018  yılları arasında ise HSBC Türkiye Kurumsal Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcılığı görevinin yanı sıra 2017-2018  yıllarında Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölgesi Kurumsal ve Ticari Bankacılık Müşteri Yönetimi Bölge Başkan Vekili görevini de yürüttü. Horozoğlu, 2020 Eylül ayında D Yatırım Bankası A.Ş.’ye Genel Müdür olmasına kadar, 2018 yılından bu yana HSBC Dubai’de Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölgesi, Bölge İş Geliştirme Başkanı olarak çalıştı. Horozoğlu evli ve bir çocuk babasıdır.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Kızılay’ın Tecrübesi Cerrahi Maskelerine Kalite Olarak Yansıyor

Çalışmalarını günün koşullarına göre şekillendiren ve tecrübesini ortaya koyduğu ürünlere yansıtan Türk Kızılay, Covid-19 pandemisinde önemi ortaya çıkan cerrahi maskelerin üretimi konusunda da kaliteden taviz vermiyor. Ultraviyole ışınlarla hijyenik hale getirilen maskeler ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor.
İnsani yardıma yönelik AR-GE faaliyetleriyle ortaya koyduğu ürünlerin kalitesini üst noktalara taşıyan Kızılay, uzun bir süredir günlük yaşantımızda yer edinen cerrahi maskeleri de titizlikle üretiyor. Kızılay, Ankara’daki Etimesgut Yerleşkesinde bulunan üretim atölyesinde üç katlı ve telli olarak imal ettiği cerrahi maskelerde, filtre olarak meltblown tipi dokunmamış kumaş kullanırken dış yüzeylere ise spunbond tipi dokunmamış kumaş kullanıyor. Kalite standartlarına uygunluğu belgelenen malzemelerden hazırlanan maskeler, üretim hattına entegre olan ultraviyole cihazıyla da hijyenik hale getiriliyor. Lateks dahil alerjik malzemeleri içermeyen, bakteriyel filtrasyon verimliliği, nefes alabilirlik (Delta P) ile mikrobiyal temizlikleri test edilen ve sterilizasyon işlemi tamamlanan maskeler, kutulanarak ihtiyaç duyulan noktaya ulaştırılmak üzere sevke hazır hale getiriliyor. Pandeminin başından bu yana uluslararası standartlara uygun olarak ISO 13485 kalite sertifikalı tesislerinde üretim yapan Kızılay, CE belgeli ve EN14683+AC standardında Tip-1 tanımına uygun ürettiği cerrahi maskelerle, ihtiyaç sahiplerine ve sağlık çalışanlarına desteğine devam ediyor.
Üretilen maskeler ağırlıklı olarak ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtılıyor. Kızılay, Etimesgut’taki üretim biriminin yanı sıra çeşitli illerde bulunan Toplum Merkezlerinde de gönüllüleri aracılığı ile maske üreterek pandemi ile mücadeleye destek veriyor. Bazı Kızılay şubeleri de kendi bulundukları il veya ilçelerde yine gönüllüleri vasıtasıyla maske üretimi gerçekleştiriyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Temmuzda ihracat değer olarak yılın, miktar olarak tarihin en yüksek seviyesine ulaştı

Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi temmuz ayı sonuçlarına göre; inşaat malzemeleri sanayisi, ihracatta biri aylık biri de yıllık olmak üzere iki rekor kırdı. İnşaat malzemeleri sanayi ihracatı miktar olarak geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 21,7 arttı. 5,53 milyon ton ihracatla miktar olarak Ağustos 2013’ten bu yana en yüksek aylık ihracat gerçekleşti. İhracatın bir önceki aya göre yüzde 11,1 artarak 1,94 milyar dolara yükseldiği temmuz ayında değer olarak ise 2020 yılının en yüksek aylık ihracat seviyesine ulaşıldı.
Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi Temmuz 2020 sonuçlarına göre, geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 21,7 artan inşaat malzemeleri ihracatında miktar rekoru kırıldı. İnşaat malzemeleri ihracatı 2020 yılı temmuz ayında 5,53 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Böylece sektör miktar olarak Ağustos 2013’ten bu yana en yüksek aylık ihracata imza attı.
Değer olarak yılın en yüksek aylık ihracatı temmuzda yapıldı
İnşaat Malzemeleri Dış Ticaret Endeksi, ihracat pazarlarında toparlanmanın hızlanması ile temmuz ayında önemli artış gösterdi. İnşaat malzemeleri sanayi ihracatı 2020 yılı temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 11,1 artarak 1,94 milyar dolara yükseldi. Temmuz ayında değer olarak 2020 yılının en yüksek aylık ihracatı yapıldı. 2020 yılı temmuz ayı ihracatı, Covid-19 salgınının olumsuz etkilerinin en yoğun yaşandığı 2020 yılı nisan ve mayıs ayı ihracatlarının üzerinde gerçekleşti. İhracat haziran ayı ihracatının da oldukça üzerine çıktı.
İhracat birim fiyatları toparlanıyor
İnşaat malzemeleri ihracat ortalama birim fiyatı 2019 yılı temmuz ayında 0,43 dolar/kg iken 2020 yılı temmuz ayında 0,35 dolar/kg oldu. İhracat birim fiyatları nisan ve mayıs aylarındaki sert düşüşler sonrası haziran ayında artış gösterdi, temmuz ayında da artış devam etti. Mayıs ayında 0,28 dolar/kg ile dip seviyeye düşen ihracat birim fiyatlarının toparlandığı görüldü.
İthalat artışı temmuz ayında durağanlaştı
İnşaat malzemeleri sanayi ithalatı, 2020 yılı temmuz ayında miktar olarak geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 16,2 azaldı ve 190,9 bin ton oldu. Temmuz ayı ithalatı miktar olarak haziran ayının da altında kaldı. İnşaat malzemeleri sanayi ithalatı değer olarak ise temmuz ayında 543 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bir önceki yılın temmuz ayına göre yüzde 14,5 gerileyen inşaat malzemeleri 2020 yılı temmuz ayı ithalatı değer olarak haziran ayı ile hemen hemen aynı seviyede gerçekleşti. İnşaat malzemeleri ithalat ortalama birim fiyatı temmuz ayında 2,84 dolar/kg seviyesine çıktı. Geçen yılın temmuz ayı ortalama ithalat birim fiyatı 2,79 dolardı. Temmuz ayında 2020 yılının en yüksek aylık ortalama ithalat birim fiyatı gerçekleşti.
Alt sektörlerin ihracatında farklı toparlanma hızları yaşanıyor
2020 yılı temmuz ayında küresel pazarlardaki toparlanma, inşaat malzemeleri ihracatını olumlu etkiledi. 2020 yılı temmuz ayında 8 alt ürün grubundan 6’sının ihracat birim fiyatları 2019 yılı temmuz ayına göre geriledi. 2 ürün grubunda ise ihracat birim fiyatları arttı. 2020 yılı temmuz ayında mineral ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 19,5 geriledi. Yalıtım malzemeleri ihracat birim fiyatı yüzde 15,3 düştü. Kimyasal bazlı ürünlerin ortalama ihraç birim fiyatı ise yüzde 10,8 arttı.
2020 yılının temmuz ayında 8 alt ürün grubundan 5’inde ihracat, miktar olarak geçen yılın temmuz ayının üzerinde gerçekleşti. İhracatta yüksek miktar artışları yaşandı. 2020 yılı temmuz ayında en yüksek ihracat miktar artışı yüzde 34 ile mineral ürünler, yüzde 13 ile yalıtım malzemeleri ve yüzde 8,9 ile ağaç ve ahşap ürünlerinde gerçekleşti. 2020 yılı temmuz ihracatı miktar olarak gerileyen 3 alt sektör prefabrik yapılar, demir çelik ürünleri ile kimyasal bazlı ürünler oldu.
2020 yılının temmuz ayında 8 alt ürün grubunun 5’inde ihracat değer olarak yükseldi. 2020 yılı temmuz ayında değer olarak en yüksek ihracat artışı yüzde 85,8 ile prefabrik yapılarda yaşandı. Değer olarak ihracat ağaç ve ahşap ürünlerinde yüzde 6,2, mineral ürünlerde yüzde 7,4 arttı. Değer olarak ihracatın gerilediği alt sektörler metal bazlı ürünler, demir çelik ürünler ve yalıtım malzemeleri oldu.
Genel sanayi ihracatında da artış temmuz ayında devam etti
Türkiye sanayi ihracatı 2020 yılı temmuz ayında toparlanmaya ve artışa devam etti. Temmuz ayı ihracatında 2020 yılının en yüksek aylık ihracat gerçekleşmeleri oldu. 2020 yılı temmuz ayında sanayi ürünleri ihracatı değer olarak bir önceki aya göre yüzde 12,3 arttı. Temmuz ayı ihracatı değer olarak Covid-19 salgını yeni normal sürecinde artışa devam etti. Türkiye toplam sanayi ürünleri ihracatı miktar olarak ise 2020 yılının temmuz ayında bir önceki haziran ayına göre yüzde 2,1 artış gösterdi. Sanayi malı ihracatında ortalama birim fiyatları ise 2020 yılı haziran ayında 1,17 dolar/kg iken, 2020 yılı temmuz ayında 1,29 dolar/kg oldu. İhracat birim fiyatlarında da iyileşme yaşandığı görüldü. 2019 yılı temmuz ayı ortalama ihracat birim fiyatı ise 1,54 dolar/kg seviyesinde gerçekleşti.
 BEYAZ HABER AJANSI (BHA)