Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika’da altyapı projelerinin finansmanı alanında uzmanlaşan Cranmore Partners, ibreyi Türkiye’ye çevirdi. Abu Dabi merkezli şirket, Türkiye’yi uluslararası işlemler için merkez yapıyor.
Türkiye’de irtibat bürosu kurduklarını vurgulayan Cranmore Partners Kurucu Ortağı Yusuf Macun, “Bugüne dek global çapta birçok enerji ve altyapı projesini doğru yatırımcı ve finansörlerle buluşturduk. Bundan sonra da Türkiye piyasasında fark yaratacak işlere imza atmayı amaçlıyoruz” dedi. Cranmore Partners, son olarak Enerjisa için 650 milyon Euroluk kredi anlaşmasının danışmanlığını yürütmüştü.
Cranmore Partners, Türkiye’deki şirketlerin finansmanı için yepyeni fırsatları kovalamaya geliyor. Son alarak Enerjisa için 650 milyon Euroluk kredi anlaşmasının danışmanlığını yürüten Cranmore Partners, enerji, su, yenilenebilir enerji kaynakları ve altyapı yatırımlarının finansmanı konusunda Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika bölgelerinde faaliyet gösteriyor. Şirketin Kurucu Ortağı Yusuf Macun, “Bugüne dek global çapta birçok enerji ve altyapı projesini doğru finansörlerle buluşturduk. Bundan sonra da Türkiye piyasasında fark yaratacak işlere imza atacağız” diye konuştu.
‘Enerjisa işlemi’ istisnai bir başarı
Kredilendirme optimizasyonu, ticari kontratların yapılandırılması ve altyapı ihalelerinin optimizasyonunu yürüttüklerini ve projelerde partner arama, altyapı ve enerji projelerinin kredilendirilmesi alanında destek verdiklerini aktaran Macun, Marubeni, EDF, Masdar gibi global çapta büyük şirketlerle çalıştıklarını söyledi. Macun, Avrupa dahil olmak üzere tüm pazarlarda temiz ve sürdürülebilir altyapı yatırımları ile ekonominin canlandırılmaya çalışıldığını belirterek, “Borçlanma paritelerini uçlara götürmeyen bir yapılanma ve makul düzeyde nakit yaratma kapasitesi varsa şirketler kredilendirme açısından cazip hale geliyor. Enerjisa hem bizim açımızdan hem de global açıdan önemli bir anlaşmaydı. Tamamen yerli ve uluslararası ticari bankalar ile yapıldı. Bu açıdan çok istisnai bir başarıdır. Biz bu işlemle birlikte gelecekteki projelerin finanse edilebileceğini, böyle bir işlemin mümkün olabileceğini göstermiş olduk. Örneği çok rastlanmayan bir proje oldu. Bilanço altyapısı güçlü, aktifleri güçlü ve borçlanma düzeyi makul şirketler için pozitif finansal fırsatlar çıkabiliyor.”
Fark yaratacak projeler
Türkiye’de irtibat bürosu kurduklarını vurgulayan Macun, önümüzdeki dönemde Türkiye piyasasına daha fazla yoğunlaşma kararı aldıklarını kaydetti. Macun, Türkiye’yi uluslararası işlemlerde kullanacakları bir merkez olarak gördüklerine işaret ederek, “Sırf Türkiye piyasasında değil dış pazarlardaki projelerimiz için de Türkiye ekibimizi büyütüyoruz. Sektörde fark yaratacak daha fazla projeye imza atmayı amaçlıyoruz. Piyasanın nabzını tutarak, katma değer yaratacak işlemler gerçekleştireceğiz” dedi.
Riske bakış açısı değişti
Pandemi döneminde finansman ihtiyacının çok önemli hale geldiğini dile getiren Macun, borçlanmaya yatkın bir global ortamın tekrar oluşacağını beklediklerini ifade etti. Macun, özellikle kredilendirme kuruluşlarının riske bakış açısının biraz katılaştığına değinerek, şunları söyledi: “Hükümetlerin yeni altyapı ihaleleri olacaksa mutlaka ilgi olacaktır. Şu anda yeni hastane, ulaşım altyapı ihalelerini bekliyoruz. Biz genelde karmaşık ve zor ortamları seviyoruz çünkü katma değerimizi gösterme şansımız doğuyor. Bizim işimiz önemli kırılım noktalarında pozitif dinamiği yaratmak.”
Cranmore Partners Hakkında
Abu Dabi merkezli Cranmore Partners, finansal danışmanlık sektöründe çok deneyimli bir isim olan Yusuf Macun tarafından 2016 yılında kuruldu. Şirketin Londra, İstanbul, Singapur, Delhi ve Madrid’de temsilcilikleri bulunmaktadır. Cranmore Partners, enerji, su, yenilenebilir enerji kaynakları ve altyapı yatırımlarının finansmanı konusunda Ortadoğu ve Afrika bölgelerine odaklanmıştır.
Etiket arşivi: altyapı
LinkPlus, Silikon Vadisi’nin BT altyapı ve Kubernetes uzmanı Diamanti’nin iş ortağı oldu
Türkiye’nin katma değerli BT ürünleri distribütörü LinkPlus, ABD merkezli BT altyapı cihazları üreticisi ve kurumsal Kubernetes platform sağlayıcısı Diamanti ile iş ortağı olmak üzere anlaşma imzaladı.
Kurumsal teknolojiler alanında öncü şirketlerin Türkiye distribütörü LinkPlus, San Jose, Kaliforniya merkezli Diamanti BT ürünleri şirketiyle yaptığı iş ortaklığı anlaşması sonrasında, Diamanti çözümlerini katma değerli ürünleri arasına ekleyecek.
LinkPlus Genel Müdürü Cem Borhan anlaşmayı şöyle değerlendirdi: “Diamanti ile çalışmalarımızı iş birliği noktasına getirmekten dolayı son derece mutluyuz. LinkPlus olarak katma değerli distribütör anlayışımızla, son derece beğenilen bir markayla çalışacağız ve tüm markalarımızda olduğu gibi ürün ve çözümlerini geniş kanal ağımız sayesinde tüm Türkiye’ye sunacağız. Ürün portföyümüz, kurumların maliyetlerini ve buluta geçiş teknolojilerin kurulumunu kontrol etmelerini hızlandıran Diamanti ürün portföyüyle farklılaşmasını sürdürecek ve bu iş birliği, Kubernetes’teki uygulamaların geleceği için de ayrıca faydalı olacak.”
Diamanti EMEA Başkan Yardımcısı Erikjan Franssenise, “LinkPlus ile çalışmalarımızı başlatmaktan son derece memnunuz. LinkPlus’ın yetkinliği ve bölgesel kapsamı, Türkiye ile ilgili hedef ve beklentilerimizle birebir örtüşüyor. Oyun değiştiren platformumuz sadece IO performansını artırmakla kalmıyor, kolaylık, verimlilik ve organizasyonların ihtiyaç duyduğu kurumsal özellikleri de sunuyor. Halihazırda çok sayıda müşterimiz ve potansiyel müşterilerimiz Diamanti’nin gelişmiş Kubernetes platformunun yanı sıra, LinkPlus’ın bölgesel uzmanlığından ve yetkinliğinden de faydalanabilecek” dedi.
Diamanti çözümü, ‘offload’ özellikleri sayesinde, ağda ve depolama birimlerinde yaratılan verileri donanıma aktararak performansı iyileştiriyor. Standart bir şekilde sisteme eklenen donanım performans sunucularını hızlandırırken, hacker saldırılarını önemli ölçüde engelleyerek güvenliğe de katkı sağlıyor. Ayrıca, beklenmeyen bir siber saldırı ya da sistem çökmesi durumunda da veri ulaşılabilirliğini garanti ediyor.
Diamanti’nin uygulaması, kurumların altyapı ayak izini küçültürken durumsal (stateful) uygulamalarına benzersiz bir hız sağlayan 1.000.000 IOPS’lik konteynerlerdeki yazılım uygulamalarını hazırlayıp dağıtmalarını kolaylaştırıyor. Ayrıca, Red Hat’in Kubernetes için konteyner geliştirme aracını ve platformunu azami performans ve ölçeklenebilirlikte, etkin biçimde operasyonel olarak konuşlandırılabilmesini sağlıyor. Bu yenilikçi çözüm ile Kubernetes kullanıcılarına birkaç saat içerisinde bir altyapı sunularak, inovasyonları hızlı gerçekleştirme ve rekabetçi avantajlar elde etme olanağı veriliyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Uzaktan eğitim için altyapı yeterli mi?
18 Mart’ta Yükseköğretim Kurulu’nun aldığı kararla Mart ayının sonunda itibaren tüm Türkiye’de üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi kararlaştırılmıştı. Üsküdar Üniversitesi, Türkiye genelinde 350 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirdiği araştırmada gençlerin uzaktan eğitime bakış açısını değerlendirdi. Covid Gençlik isimli araştırma, katılımcıların yüzde 48’inin bazı derslerin yüz yüze sınıf ortamında bazı derslerin ise online olarak uygulanacağı hibrid modelini tercih ettiğini ortaya koydu.
Pandemi sürecinde toplumda büyük ilgi uyandıran birçok sosyolojik ve psikolojik araştırmaya imza atan Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Tuğba Aydın Öztürk tarafından yürütülen Covid Gençlik isimli bir araştırma gerçekleştirdi.
Öğrencilerin fikir ve beklentileri analiz edildi
Haziran 2020’de Türkiye genelinde 350 öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilen ‘Covid Gençlik’ isimli araştırma, üniversite öğrencilerinin bu süreçte devam eden uzaktan eğitim hakkındaki olumlu ve olumsuz fikirleri ile beklentilerini anlamak için uygulandı. Araştırmaya Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Tuğba Aydın Öztürk öncülük etti.
Araştırmaya katılanların yüzde 18’inin üniversite 1. sınıf, yüzde 21’inin üniversite 2. sınıf, yüzde 28’inin üniversite 3. sınıf, yüzde 22’sinin üniversite 4. sınıf, yüzde 6’sının yüksek lisans ve yüzde 2’sinin doktora öğrencisi oldukları görüldü. Katılımcıların yüzde 35’i devlet ve yüzde 65’i vakıf üniversitesi öğrencisi olup, yüzde 95’i Covid-19 sürecinde derslerin online olarak uzaktan eğitim olarak devam ettiğini belirtti.
Hibrid eğitim modeli beğenildi
Katılımcılardan yüzde 48’inin bazı derslerin yüzyüze sınıf ortamında bazı derslerin ise online olarak uygulanacağı hibrid modeli tercih ettiklerini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “Hibrid modeli melez, karışık ya da harmanlanmış öğrenme olarak düşünebilir. Bu metodda geleneksel öğrenme yöntemi ile çevrimiçi sınıflar bir araya geliyor. Çalışmaya katılan öğrencilerin yüzde 46’sı derslere yüzyüze geleneksel yani kampüs ortamında devam etmek istediklerini belirttiler. Arkadaş ve okul ortamını özleme, yüzyüze eğitimde daha iyi konsantre olma ve daha fazla etkileşim imkanı vermesi gibi sebeplerle öğrenciler geleneksel öğrenme metodunu tercih ettiler. Katılımcıların yalnızca %6’sı sadece online gerçekleşecek derslere devam etmek istediğini ifade etti. Uzaktan eğitim, lisansüstü öğrenciler ve hem üniversite okuyup hem de çalışmak durumunda kalan öğrenciler için faydalı bir model olarak öne çıkıyor. Diğer taraftan sanat, tıp alanları ya da fen bilimleri gibi uygulamalı alanlarda online eğitim uygulamaları yeterince verimli bulunmadı” dedi.
Trafikte zaman kaybını önlemesi avantaj sağlıyor
Öztürk, katılımcılara göre uzaktan eğitimin verimini etkileyen olumlu faktörlerin başında yüzde 62’lik oran ile asenkron derslere katılmanın geldiğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Asenkronize derslerde öğrenciler, eğitmen tarafından kaydedilen ders içeriğine istedikleri zaman ve istedikleri kadar erişim sağlayabildikleri için tekrar yapabilme imkanına sahip oluyorlar. Öğrencilerin yüzde 61’i derslere istedikleri yerden devam edebilmenin ve fiziksel sınırların ortadan kalkmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirtti. Öğrencilerin yüzde 58’i uzaktan eğitim sayesinde ulaşım, barınma ve dışarıda beslenme için harcanan ekonomik giderlerin azalmasını ve yüzde 49’u özellikle büyükşehirler başta olmak üzere trafikte vakit kaybetmek zorunda kalmamayı eğitimin verimliliğini arttıran unsurlar olarak görüyor. Uzaktan eğitimin verimini arttıran diğer olumlu özellikler ise; yüzde 45 oranında ortamın daha esnek ve konforlu olması, yüzde 38 oranında öğrencilerin kendisine daha çok vakit ayırabilmesi, yüzde 33 oranında ise sanal toplantı tecrübesi kazanma olarak sıralandı.”
Covid – 19 ders verimliliğini düşürdü
Covid-19 sürecinde öğrencilerin yüzde 55’inin bu süreçte kendilerini isteksiz ve mutsuz hissettiklerini ve bu sebeple derslerden gerekli verimi alamadıklarını belirten Öztürk, “Özellikle 20 yaş altındaki gençlerin 3 aya yakın bir süre evden çıkamadığı, diğer öğrencilerin ise mümkün olduğunca az dışarı çıktıkları düşünüldüğünde, motivasyon eksikliğinin eğitimin içeriğinden çok salgın şartlarıyla ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak yine de eğitimin verimini olumsuz yönde etkileyen ilk faktör olarak karşımıza çıkar. Salgının ülkemizde görülmesinin hemen ardından sanal sınıflarda eğitime çok hızlı bir biçimde geçildi ve bu süreçte eğitmenler ve öğrencilerin sisteme çok hızlı adapte olması beklentisi oluştu. Ancak sonuçlar, katılımcı öğrencilerin yüzde 40’a yakınının sanal sınıfta dersi anlamakta güçlük çektiğini ortaya koydu” dedi.
Kurumlar uzaktan eğitim altyapısını güçlendirmeli
Katılımcıların yüzde 24’ünün eğitmenlerin sanal teknolojilere uyum sağlayamadığını belirttiklerini ifade eden Öztürk, “Dersin devamlılığı, bağlantının zayıf olması ve ekranın donması gibi sebeplerle kesintiye uğrayabiliyor. Öğrencilerin yüzde 33’ü bağlantı hızının düşük olması sebebiyle derslerde konsantrasyon sorunu yaşadığını belirtti. Bu sebeple önümüzdeki eğitim dönemlerinde hibrid eğitim modeline hazırlanan tüm eğitim kurumlarının altyapı konusunda hazırlıklı olması bekleniyor. Öğrenciler açısından uzaktan eğitimin verimini olumsuz etkileyen kişisel etkenler de araştırma sonuçlarında görüldü. Kişisel etkenler; yüzde 28 ev işleriyle ilgilenmek zorunda olmak, yüzde 21 sınıf arkadaşlarından ayrı kalmak, yüzde 20 evde kendine ayıracak zaman olmaması, yüzde 11 evde kendine ayıracak mekan olmaması ve internet paketinin yetmemesi olarak sıralandı” dedi.
Dr. Tuğba Aydın Öztürk: “Çoklu iş birliği dönemine girmeliyiz”
Dr. Tuğba Aydın Öztürk, eğitmenlerin ve öğrencilerin sanal teknolojileri kullanma konusunda eğitim alması gerektiğini söyledi ve sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Covid-19 pandemisinin dünya genelinde belirsiz bir süre daha devam edeceği, çok sayıda büyük şirketin ve üniversitenin uzaktan çalışma, uzaktan eğitim modellerine geçiş yaptığı göz önünde bulundurulduğunda bu konuda hazırlıklı olmak gerektiği görülüyor. Anaokulundan üniversiteye kadar her seviyede eğitim kurumu altyapısal olarak hibrid eğitim için gereken kaynakları geliştirmeli ve GSM operatörleri sanal video, konferans, toplantı uygulamaları için dijital altyapılarını yeni normale uyumlu hale getirmelidir. Kısa süreçte harcanacak emek ve maddi kaynaklar, uzun vadede Türkiye’nin yüksek öğretim kalitesine olumlu katkılar sağlayacaktır.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)