Aşıların otizm yaptığına yönelik yanlış ve temeli olmayan iddialar yüzünden çocukların ölümcül sonuçları olan bulaşıcı hastalık tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirten uzmanlar, aşılamanın önemine işaret ediyor. “Aşılar otizme neden olmaz” diyen uzmanlar, aşı yaptırmamanın çok ciddi bir çocuk ihmali olduğuna dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, aşıların otizm yaptığına ilişkin asılsız iddialara dikkat çekerek aşılamanın önemini vurguladı.
Otizm nedir?
Otizmi, “küçük çocuklarda, genellikle 3 yaş öncesi belirtilerle kendini gösteren tıbbi bir durum” olarak tanımlayan Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Otizm, bazen yaşam boyu devam eder, bazen de gerekli müdahalelerin zamanında ve profesyonel kişilerce uygulanması sonrasında düzelir veya hafif belirtilerle seyreder. En temel özelliği sosyal – toplumsal iletişim yani insanlarla kurulan iletişim alanında görülen sorunlardır” diye konuştu.
Otizmde bu belirtilere dikkat!
Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, otizmin en sık bilinen belirtilerini şöyle sıraladı: “Göz kontağı kurmama, Geç konuşma veya konuşmayı bildiği halde insanlarla sohbet etmeme, İnsanlarla iletişim kurmak yerine yalnız vakit geçirme isteği, Tekrar tekrar yapılan birtakım hareketler (kendi etrafında dönme, sallanma, parmak ucunda yürüme, teker çevirme, kanat çırpma gibi), Yüksek sesten rahatsız olma, yemek seçme gibi duyusal belirtilerdir.”
Otizmli beynin çalışması da farklıdır
Otizmin dünyada ilk kez 1943 yılında tanımlandığını ve o zamandan beri bilim camiasında otizmin sebeplerini ortaya çıkarmaya yönelik çok kıymetli çalışmalar yapıldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Bu çalışmaların neticesinde otizm ile ilişkili olarak tanımlanan 1000’den fazla gen tespit edilmiştir. Yani genetik bir temel vardır. Beyin çalışmalarında otizmli bireylerin beyinlerinin hem yapısal hem de işlevsel olarak normal gelişen bireylerden farklı olduğu ortaya konmuştur. Beyinde özellikle sosyal iletişim kurma ile ilgili beyin bölgeleri beklenenden farklı yapıya sahiptir. Yine beyindeki hücreler arası iletişim normalden farklıdır. Otizmli beynin çalışması da normalden farklıdır. Bunlar dışında çevresel faktörler olarak tanımlanan ileri anne ve baba yaşını kapsayan bazı sebepler otizm görülme riskini arttırmaktadır” diye konuştu.
Aşılar otizme neden olmaz…
“Fark edildiği üzere otizmin sebepleri arasında aşılardan bahsetmedim” diyen Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Çünkü bilimsel camiada böyle bir kanıt yok. Özetle ve önemle belirtmek isterim ki aşılar otizme neden olmaz” dedi.
Bu iddia bilimsel çalışmalarla çürütüldü
Otizm ve aşı arasındaki bu yanlış algının İngiltere’de yayımlanan ve sonrasında yayından kaldırılan bir yazı sonucu ortaya çıktığını belirten Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, daha sonra böyle bir ilişkinin bulunmadığının birçok çalışmada kanıtlandığını kaydederek şunları söyledi:
“1998 yılında İngiltere’de bir gastroenteroloji uzmanı kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) aşısı yapıldıktan bir ay sonra, 8 çocukta otizm belirtilerinin başladığını bildiren bir yazıyı bir dergide yayınlatmış. Bu yazıdan sonra çeşitli ülkelerde farklı araştırmacılar tarafından yapılan 20 epidemiyolojik, büyük çaplı çalışmada, KKK aşıları ve aşılarda kullanılan thiomersal – civa bileşeni – ile otizm arasında ilişkiyi destekleyen hiçbir veri elde edilememiş. İleri sürülen mekanizmanın bilimsel bir temelinin olmadığı ortaya konmuş. Sonraki yıllarda, aşıların otizm yaptığını iddia eden hekimin, aşı üreticilerine dava açan avukatlarla para ilişkisi içinde olduğu, bazı araştırmalarının bu davalarda yer alan avukatlar tarafından finanse edildiği anlaşılmış. İngiltere’de Ocak 2010’da, Genel Tıp Konseyi (GTK) bu hekimi sahtecilik, araştırma tıbbının temel ilkelerini tekrarlayarak ihlal etme gibi başlıklarda suçlu bulmuş. Şubat 2010’da, bütün bu karmaşaya sebep olan yazıyı, dergi geri çekmiş. Mayıs 2010’da, GTK bu kişinin hekimlik yetkisini iptal etmiştir.( Pivetti M. ve ark. 2020 vaccines and autism International Journal of Qualitative Studies on Health and Well-being, 15(1), 1-15.) ”
Bulaşıcı hastalık aşılarını yaptırmamak ciddi bir ihmal
Aşılarla ilgili bu kanıtsız ve dayanaksız yanlış bilginin temelinin çoğu kişi tarafından bilinmediğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Yıllar sonra hem ülkemizde hem de dünyada aşıların otizm yaptığına olan yanlış ve temeli olmayan inanç neticesinde ölümcül sonuçları olan bulaşıcı hastalıkların aşılarını bile yaptırmak istemeyen aileler ile karşılaşıyoruz. Bir çocuğun bakım ihtiyaçlarını karşılamak ebeveylerin temel görevidir. Ve bakmakla yükümlü olduğu çocuğun aşılarını yaptırmamak esasen ciddi bir çocuk ihmalidir. Söz konusu bulaşıcı hastalıklar olduğunda alınan kararlar, bireysel değil toplumsal etkilere sebep olur. Dünyamızdaki savaşlar nedeniyle toplumsal göçlerin olduğu ülkemizde daha önceden toplumumuzdan silinen birtakım bulaşıcı hastalıkların yeniden görülmeye başlaması bunun bir sonucudur” diye konuştu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: çocuk
Bu yıl uslu bir çocuk oldunuz mu?
O hâlde Terry Pratchett’ın Noel Baba’ya ithaf ettiği kitapları okumaya ve yeni yılı kahkahalarla karşılamaya hak kazandınız!
Dünya çapında 100 milyonun üzerinde satan 41 kitaplık ”DiskDünya” serisi ile sıkı bir hayran kitlesi bulunan Terry Pratchett; tombala, piyango, ışıklı süslemeler, neşeli melodiler gibi ”klişeleşmiş” kutlamalardan azıcık farklı şeyler arayan çocuklar ve çocuk ruhlu yetişkinler için kaleme aldığı Domuz Baba ve Noel Baba’nın Takma Sakalı isimli kitaplarıyla, eğlenceli ve her zamankinden daha farklı bir yılbaşını garantiliyor.
Koca dünyada, Domuz Baba’nın yerini alabilecek tek bir kişi var…
Yetişkin okurların, gelenekselleşen yeni yıl kutlamalarına bambaşka bir gözle, yeniden bakmalarına fırsat tanıyan Domuz Baba, evrendeki en ”insani” değerlerden biri olan inanç kavramına ve unutulmaya yüz tutan çocukluk anılarına göz kırparken; kadim yılbaşı geleneklerinin ”büyülü” atmosferinde, gölgelerin içinde, hüznün mizahla el ele yürüdüğü, ışıltılı bir kurtarma operasyonuna odaklanıyor.
Bir alışveriş merkezi yanlışlıkla hakiki Noel Baba’yı işe alırsa ne olur?
Küçük okurların içini yeni yıl coşkusuyla saracak sıcacık öykülerden oluşan Noel Baba’nın Takma Sakalı ise yüzyıllar boyunca her yönüyle büyük değişim gösteren Noel Baba efsanesinin günlük yaşama ve sosyal ilişkilere yansımasını komik bir dille kalemine doluyor. Üstelik bir yandan da bilgisayar, yapay zekâ ve bu öykülerin yazıldığı zamanlarda henüz keşfedilmemiş bilumum teknolojik gelişmenin Noel ruhu üzerindeki etkilerini tartışıyor.
Fantastik edebiyatın şövalyesi Sör Terry Pratchett, hayranlık uyandıran fantezi unsurları ve özgün kurgularıyla yılbaşı ruhuna farklı alternatifler getirdiği bu kitaplarında, insanlığın umutlarına bile göz dikenlere inat, ümitli ve mutlu yıllar vadediyor.
O hâlde, kutlamalar başlasın!
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
20 Kasım Dünya Çocuk Günü etkinliklerle kutlandı
Dünya genelinde çocuk haklarının anıldığı özel bir gün olarak kabul edilen 20 Kasım Dünya Çocuk Günü, bu yıl da farkındalık çalışmaları ile kutlandı.
UNICEF’in her yıl ortakları ile gerçekleştirdiği Dünya Çocuk Günü etkinlikleri kapsamında İstanbul’da Kız Kulesi ve Galata Kulesi, Ankara’da Atakule, Eskişehir Masal Şatosu’nun yanı sıra Göbekli Tepe, Ankara Cumhuriyet Müzesi, Çorum Hattuşa Surları, Patara Ören Yeri, Efes Celcus Kütüphanesi ve Hadrian Tapınağı ve İstanbul Arkeoloji Müzesi gibi tarihi yapı ve mekanlar da maviye büründü.
UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi Tuba Büyüküstün’ün de aralarında olduğu UNICEF İyi Niyet Elçileri, UNICEF destekçileri, sanatçılar ve kanaat önderleri #DünyaÇocukGünü ve #WorldChildrensDay etiketiyle sosyal medya üzerinden paylaşımlar yaparak çocuk haklarına dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ardından her yıl 20 Kasım günü, dünya genelinde çocuk haklarına vurgu yapılan özel bir gün olarak kutlanıyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve ortakları tarafından 190 ülkede bu özel günde özel etkinlikler gerçekleştiriliyor.
Türkiye’de de Dünya Çocuk Günü kutlamalarına dünyadaki örneklerine benzer şekilde, 20 Kasım gecesi İstanbul’da Kız Kulesi ve Galata Kulesi, Ankara’da Atakule, Eskişehir Masal Şatosu’nun yanı sıra Göbekli Tepe, Ankara Cumhuriyet Müzesi, Çorum Hattuşa Surları, Patara Ören Yeri, Efes Celcus Kütüphanesi ve Hadrian Tapınağı ve İstanbul Arkeoloji Müzesi gibi tarihi yapı ve mekanlar da mavi renk ile ışıklandırıldı.
DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE’DE BİR ÇOK ETKİNLİK GERÇEKLEŞTİRİLDİ;
İllüstrasyon Etkinliği: Dünyanın farklı ülkelerinden 13-24 yaş arası çocuk ve genç daha yeşil/sürdürülebilir; herkes için daha iyi eğitim koşullarına sahip; fiziksel ve mental olarak daha sağlıklı ve iyi hissettikleri ve hiçbir ayrımcılığın olmadığı bir dünyaya ilişkin hayallerini istedikleri malzemeyi kullanarak sanata dönüştürüp, sosyal medya platformlarında paylaştılar. UNICEF, bu etkinlik kapsamında global düzeyde de Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelerden yollanan eserleri tüm dünya ile sosyal medya kanaları ve websitesi üzerinden paylaşmaya devam ediyor.
Dünya Çocuk Günü Oyun Girişimi: UNICEF Türkiye, 20 Kasım Dünya Çocuk Günü öncesinde dezavantajlı çocuklarla ilgili önyargıları aşmak ve çocukların potansiyelini, becerilerini ve yaratıcılığını ortaya çıkarmak için çevrimiçi oyundan faydalanan yeni bir girişim başlattı. “Potansiyellerini açığa çıkar” mini oyunu, dezavantajlı geçmişlerden gelen üç çocuğun gerçek hayat hikayelerine ve gelecek hayallerine dayanıyor.
Önemli iş birlikleri: UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçileri başta olmak üzere sanatçılar, spor kulüpleri, medya kuruluşları, özel sektörden isimler UNICEF’in kampanyasına sosyal medya üzerinden destek vererek hem çocukların seslerini duyurabilmelerine hem de çocuk haklarına dikkat çekilmesine katkı sağladı. Ayrıca bu iş birlikleri UNICEF tarafından çocukların haklarının korunmasına yönelik sürdürülen farkındalık arttırma çalışmalarının güçlenmesine de destek oluyor.
Ayrıca UNICEF İyi Niyet Elçisi Tuba Büyüküstün’de bu özel güne hazırladığı video ve Instagram Canlı Yayını ile destek verdi. UNICEF İyi Niyet Elçisi Cedi Osman da video mesajıyla çalışmalara katkıda bulundu.
Ulusal Çocuk Forumu: Bu yıl 21. kez düzenlenen Ulusal Çocuk Forumu tüm illerde çalışmalarını sürdüren İl Çocuk Hakları komitelerinden temsilci gençlerin pandemi nedeni ile dijital olarak katılımlarıyla gerçekleştirildi. Komiteler bu yıl tartışmak üzere” Sağlıklı Gençler Sağlıklı Gelecek” temasını seçtiler. 18-19 Kasım tarihlerinde dijital ortamda buluşacak olan il temsilcileri TBMM ye sunulmak üzere görüş ve önerilerinin yer aldığı bildirgelerini hazırladılar. UNICEF ve Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ortaklığında düzenlenen Ulusal Çocuk Forumu bu yıl Ulusal Koordinatörler, üst düzey yetkililer ve UNICEF Temsilcisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir araya geldiği ve gençler tarafından bildirgenin basınla paylaşıldığı kapanış töreni ile hayata geçirildi.
Dünya Çocuk Günü Her Yerde: Sadece büyük şehirler değil, Kütahya’dan Iğdır’a , Siirt’ten Zonguldak’a kadar birçok ilde açıkhava reklam mecralarında yayınlanan Dünya Çocuk Günü görselleri ile UNICEF tüm Türkiye’yi Dünya Çocuk Günü’nde çocuk haklarıyla ilgili farkındalık oluşturdu.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Deprem Sonrası Ebeveyn ve Çocuk Psikolojisi
Ruh sağlığı uzmanları İzmir’de meydana gelen ve çevre illerde de çok şiddetli hissedilen depreme maruz kalan yetişkinler ve çocuklarda travmaya bağlı stres bozukluğu oluşabileceğine dikkat çekiliyor. Moodist Hastanesi uzmanı Psikolog Begüm Sevinç bu konuyla ilgili ailelere önemli açıklamalarda bulundu.
Deprem gibi felaketlerin bireylerde ve toplumlarda travmaya neden olacağını belirten Sevinç, bu travmaların hem ruh sağlığını hem de beden sağlığını etkileyerek insan yaşamını olumsuz etkilediğini vurguluyor.
Deprem Sonrasında Hangi Belirtiler Görülebilir?
Depremin ardından birçok bedensel ve psikolojik belirtiler görülebilir. Bu belirtiler kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebiliyor. Depremin ardından bir ay içerisinde verilen tepkiler akut stres tepkileridir. Bu belirtiler 1 ay içerisinde birçok kişide görülebilir. Önemli olan ise 1 ay sonrasında bu belirtilerin devam edip etmediğidir. Bu tepkileri şu şekilde sıralayabiliriz:
· Süreklilik gösteren korku, dehşet duyguları
· Şok, duygularınızı hissedememe, tepkisizlik, ağlayamama
· Depremle ilgili yenileyici, istemsiz sıkıntı veren anıları hatırlamak
· Depremle ilgili yineleyici sıkıntı veren düşler görmek
· Deprem yeniden oluyormuş gibi hissetmek ya da davranmak
· Deprem olayını hatırlatan yerlerden ya da durumlardan kaçınmak
· Depremi çağrıştıran şeylere yönelik yoğun ya da uzun süreli bir ruhsal sıkıntı yaşama
· Olayla ilgili önemli bir yönü anımsamama
· Yakınlarınızın ölmesi ile ilgili kendini suçlu hissetme
· Aşırı uyarılmışlıkla ilintili: kızgın davranışlar, öfke patlamaları, her an tetikte olma hali, abartılı ilkilme tepkileri, uykuyla ilgili sorunlar görülebilmektedir.
Genel olarak kişiler olayı hatırlayamayabilir, depremin olduğu eve giremeyebilir ve insanlardan uzaklaşarak olayla ilgili konuşmayı istemeyebilirler. Bir ay sonrasında belirtilen stres tepkileri devamlılık gösteriyor ve düzeyinde artış görülüyorsa, mutlaka uzman desteği alınmalıdır.
Deprem sonrasında çocuklara nasıl yaklaşılmalıdır?
Çocuklarla depremi konuşurken; Sakin olmaya çalışın. Çocuğunuza bol bol temas edin. Sarılmak ve şefkat göstermek çocuğunuza iyi gelecektir. Rutinleri mümkün olduğunca korumaya çalışın. Travmatik olayın ardından, rutinler çocuklara hayatın devamlılığına dair güvence verir. Düzenli yemek ve uyku saatlerine sahip olmaya çalışın. Eğer depremin ardından kamp ya da çadırdaysanız bu rutinleri tekrar yaratmaya ve uygulamaya özen gösterin.
Travmada Oyunun Önemi
Çocuklarınızı aktivite yapmaya ve oynamaya teşvik edin. Yaşanan zorlu olayların, zihinde işlemlenebilmesi /sindirilmesi için hareket içeren (kaç-kovala) gibi oyunlar faydalı olabilmektedir.
Çocuklarınızı Bilgilendirin!
Çocuklara, yaşanan olaylar ve süreç hakkında bilgi verebilirsiniz. Kısa ve dürüst olmaya ve çocuklarınızın olayla ilgili sorular sormasına izin verin. Medya kullanımını sınırlandırmak özellikle okul çağındaki çocuklar için kritik öneme sahiptir.
Rahatsız edici görüntülere tekrar tekrar maruz kalmak ikincil bir travmaya sebep olabilir. Çocukların en çok ihtiyaç duyduğu şey, sorularının dinlemesi duygularını kabul edilmesidir. “Korkma” ‘’Geçti’’ gibi cümleler kullanmak yerin onu anladığınızı gösteren “Evet, korktuğunu görebiliyorum. Sana nasıl yardımcı olabilirim?” gibi cümleler kullanmaya özen gösterin.
Eğer çocuk, süren ya da gittikçe artan gerileme davranışları (Alt ıslatma, gece kabusları, parmak emmek..) ve çok kaygılı ve endişeli bir haldeyse Çocuk Ruh Sağlığı Uzmanından destek almalarını şiddetle öneririm.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Sakıp Sabancı Müzesi’nin çevrimiçi çocuk atölyeleri başlıyor
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Ekim ayından itibaren 7–12 yaş grubuna yönelik çevrimiçi öğrenme programlarına ev sahipliği yapıyor. Hafta sonları 12.00 – 13.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek atölyelerde Rönesans’tan kavramsal sanata uzanan geniş yelpazede bilgilendirici temalar işlenecek. Çocuklar bir yandan sanat tarihine dair bilgi edinirken bir yandan da keyifli saatler geçirebilecek.
Rönesans Sanatı isimli atölyede çocuklar, sanatın insana ve doğaya dönerek özgürleştiği Rönesans hakkında bilgi edinecek, söz konusu dönemin Giotto, Leonardo da Vinci, Raphael ve Michelangelo gibi önemli isimlerinin tekniklerini inceleyecek.
İzlenimcilik atölyesinde ise çocuklar, açık havada gördükleri eşya ve bitkilerden hareketle, doğanın zaman içindeki dönüşümünü gözlemleyecek, tıpkı İzlenimci ressamlar gibi ışığa ve renklere odaklanarak çalışacak. Claude Monet, Vincent van Gogh, İbrahim Çallı ve Hüseyin Avni Lifij gibi sanatçıların da tanıtılacağı atölyede bu isimlerin teknikleri işlenecek.
Çocukların, 20. yüzyıl başındaki endüstriyel ve teknolojik gelişmelere dair hissiyatlarını tuvallerine yansıtan Dışavurumculuk akımını öğreneceği atölyede Edvard Munch ve Gustav Klimt gibi sanatçıları tanıyacak ve onların teknikleri hakkında bilgi sahibi olacak.
Çocuklara etraflarındaki nesnelerin bileşenlerinin geometrik yapılarını keşfetmenin öğretileceği Kübizm atölyesinde Pablo Picasso, Georges Braque, Paul Cézanne gibi bu akımı temsil eden sanatçılar teknikleriyle tanıtılacak.
Görüp bildiklerinin ve fizik kurallarının ötesinde bir bakış geliştirerek, dünyaya bir rüyanın içindeymişçesine bakmanın öğretileceği Gerçeküstücülük atölyesinde ise, bu bakışı sanatsal çalışmalarında uygulayacak ve Salvador Dalí, Joan Miró gibi sanatçılar incelenecek.
Kavramsal Sanat / Yerleştirme Sanatı atölyesinde çocuklar, sanatçının eserlerini sergileyecekleri mekânların fiziksel özellikleri (açık, kapalı, aydınlık, karanlık, büyük, küçük vb) üzerine düşünecek, sanat eserinin bir parçası olarak değerlendirecekleri mekânı, kendi kurgularına dahil edecekler. Atölyede Ai Weiwei, Joseph Beuys ve Anish Kapoor gibi sanatçıların çalışmaları da bu bilgiler ışığında değerlendirilecek.
SSM Öğrenme Programında kolay malzemelerle uygulanabilen Kukla Yapım Atölyesi ve tasarım odaklı düşünme becerilerini geliştirmeyi amaçlayan Bir de Böyle Düşün Atölyeleri de yer alacak.
Zoom servisi üzerinden gerçekleştirilecek atölyeler Sakıp Sakıp Müzesi web sitesi üzerinden satın alınabilecek.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)